Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÛL 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
3. köprü, yol ve tünellerin jeolojik etüt yapılmadan tasarlandığı ortaya çıktı
Köprimün projesi de göstermeliktstanbul Haber Servisi-Bayındırlık ve
İskân Bakanı Yaşar Topçu'nun, köprü
tartışmasıyla ilgili "Hem köprü, hem de
tûp geçis, yapılabilir" açıklaması bilim
çevrelerince "gayri ckkti" olarak karşıla-
rurken, YPK'nin benimsediği 3. köprü pro-
jesinin de "hayali etütfere" göre düzen-
lendiği ortaya çıktı.
Köprünün bir ayağınm basacağı Beşik-
taş'ın Belediye Başkanı Ayfer Atay da
•*Bu bir ulaşım projesi değil, rant oyunu-
dur" dedi.
Kapağında "Bu ön tasarun çahşması
E!VKA lnşaat ve Sanayi A~Ş. tarafindan
damşmanhk bizmeti olarak \apılmışür'"
notu bulunan ve "Nisan 15*97" tarihini
taşıyan 3. köprü projesine ait Açıklama
Raporu'nda, projenin en önemli bağlan-
tı eşiklerini oluşturan "tünefler" konusun-
da şu ifade yer alıyor: "Tünefler için je-
oteknik değerlendirme yapıhnamışürf
Otoyol geçişleri için 5.6 km., hafif met-
ro geçişi için de 5.3 km. uzunluğunda ta-
sarlanan bu tünellerin güzergâhlan belir-
lenirken izlenen "jeolojik yöntem" ise
aynı raporda aynen şöyle özetleniyor:
Japonlardan köprüye kredi yok
MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ
Üçüncü boğaz köprüsü için ANAP döneminde kurulan
ENKA konsorsiyumunda yer alan Japon ITO-CHU inşaat
şirketi. kendi ülkesinde kredi olanaklannı araştınrken, köprü
ihalesiyle ilgili gelişmeler Japon hükümetini rahatsız etti.
Japon hükümeti. köprü konusundaki iddialar ve kredi
finansmanı arayışlan ile ilgili olarak rahatsız olduğunu
açıkladı.
Birkaç gün öncesine kadar Japon Uluslararası Işbirliği
Ajansı (J1CA) tarafindan üçüncü köprü projesine kredi
sağlanacağı yolundaki haberler üzerine görüşlerini açıklayan
Japonya'nın Istanbul Başkonsolos Yardımcısı Keisuke
Yamanaka, "JICA teknik yardımlaşma amacı güden bir
kuruhış. Kredi verme yetkisi yok. Sadece fizibilite çalışması
yapabilir. Japonya Esimbank'ı da tam güven duymadığı
projelere kredi vennek istemiyor. Japon resmi kuruluşlan,
böyle siyasi tartışmalann döndüğü ve geleceği beili olmayan
bir projeye kredi vermek istemez. Zaten bu konuda
hükümetkrarası bir görüşme yapüması gerekiyor. Bu konuda
da bir girişim yok" diyerek üçüncü köprü çalışmalan
üzerindekı kuşkulardan hükumetinin rahatsızhk duyduğunu
ve "yarartı olup olmayacağı belK olmayan" bir proje için kredi
verme konusunda istekli olmadığını bildirdi.
"İstanbuTda Üçüncü Çevre Yolu'nun
yer aldığı koridorun zemin cinsi az çok bi-
linmektedir ve bu koridorun bulunduğu
kesimlerde yapılan çok sayıda altyapı ca-
kşmalanndan edinilen iztenimler, yapun
tekniği açısuıdan kaygı uyanduınamak-
tadır-"
Yeni tasarlanan köprünün, birinci köp-
rünün "yaJdaşık" 600 m. güneyınde yer
alacağı da vurgulanan proje raporunda-
ki bu "azçok" bilgilere ve *izfenimlere''gö-
re belirlenen "jeolojik varsayımlar", bağ-
lantı yollanrun geçeceği tünellerle bir-
likte "vryadükternT ve "fetasyontann" da
yer seçimlerine dayanak tutuluyor.
Kamuoyunun tartıştığı "Boğaziçisilu-
eti" konusunda ise raporda şu açıklama
getiriliyor:
"Boğaz Köprüsü'nün Boğaziçi man-
zarasını çirkinieştireceği ön yargısı, köp-
rü yaptküktan sonra " Boğaza inci kolye
takıldı" biçimindedeğişmistir. lOOOm.'lik
açıkhğı 3 m. kahnlıktaki gövdeyle geçen
Boğaz köprülerinin narin' görünümlcri
büyük beğeni kazanmışür."
ENKA'nın "danışmanlık" olarak ha-
zırladığı ve YPK'nin de "benimsediği'',
"etütsüz" projenin ve raporundaki varsa-
yımlara dayalı "tezkrin" tstanbul için
yaşamsal önem taşıyan bir karara nasıl yön
verebildiği uzmanlar arasında tartışılırken,
Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Top-
çu'nun "köprüyü ve tüpgeçişi beraber
yapma" önerisi tepki topluyor.
Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay
da köprü tartışmasıyla ilgili yaptığı açık-
lamada, bir ayağının Beşiktaş ilçesinde-
ki tarihsel ve doğal kent dokusuna bas-
ması ve bu ilçedeki elde kalan son yeşil
alanlan da otoyol ve viyadüklerle tahnp
etmesi tasarlanan köprüye "Bu bir rant
oyunudur" diyerek karşı çıktı. Kentsel olu-
şumunu tamamlayan Beşiktaş'ın artık
"köprü ağzı ounavacağnu" belirten Be-
lediye Başkanı Atay, "Beşiktaş-Üsküdar
arasına köprü kunılamayacağı ortaya çı-
kmca, bunu bahan« edip>ıllardır ödedik-
leri kuzey ormanlannın icinden geçen Sa-
nyer-Beykoz güzergâhına da yönelebilir-
ler" görüşünü savundu.
Üniversiteli olmanın
bedeli yarıııı milyar
BAR1Ş DOSTER
Üniversıteye hazırlık kur-
su veren dershaneler, çeşitli
kampanyalarla öğrenci sayı-
lannı arttırmaya çalışırken
fıyatlannda da büyük bir de-
ğişkenlik izleniyor.
Çocugunu üniversiteye ha-
zırlayan velilerin, özel ders-
haneler ve özel öğretmenler
için yüz milyonlarca lirayı
gözden çıkarmalan gereki-
yor. Fiyatlar, küçük kentler-
de büyük kentlere oranla
önemli bir düşüş gösteriyor.
Özel dershane yetkilileri,
dershane fiyatlannın büyük
kentlerde 120 milyon lira-
dan başlayıp 560 milyon li-
raya kadar çıktığıru, küçük
kentlerde ise fiyatlann 50
milyon lıraya kadar düştü-
ğünü vurguladılar.
Üniversiteyi kazananlann
kayıt telaşının sürdüğü şu
günJerde, üniversiteye gir-
meriin maliyeti de katlanarak
artıyor. Uzmanlar, çocugu-
nu üniversiteye sokmak iste-
yen bir ailenin özel dersha-
ne ve özel öğretmene ortala-
ma 500 milyon lira ayırma-
sı gerektığini vurguluyor.
Özel Dershaneler Birliği
(ÖZDEBÎR) Ankara Bölge
Temsilcisi Mehmet Atan,
özel dershane fiyatlannın
dershanenin ününe, kadro-
sundaki öğretmenlerin başa-
nsına, ders saatine ve sınıf
mevcuduna göre değiştiğini
söylüyor. Atan, ortalama 16-
20 kişilik sınıflarda ders ve-
rildiğini ve dershane fiyatla-
rının 140 milyon lira ile 260
milyon lira arasında değişti-
ğini belırtiyor.
8 kişilik sınıflarda ders ve-
ren dersaneler olduğunu da
vurgulayan Atan. "Buniann
fiyaüan 560mihtHi Braya ka-
dar çıkıyor. Fivatlann değiş-
ken olmasının bir nedeni de
dershanelerin öğrenci çek-
mek için çeşitli kampanya-
lar, burslar düzenlemesi" dı-
ye konuşuyor. tşaredepen sonılarm sınav sonuç belgesinde görülmemesi öğrendkrin geleceğini etkilemeye devam edrvor. (Fotoğraf: SAADET USLU)
BUYUKADA SANAT ADASIOLDU
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
YETENEK SESAVIÎLE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
Bölümler:
• Endûstri Tasanmı
• Grafik Sanatlar
• tç Mimarlık
• Plastik Sanatlar (Resim. Heykel, Seramik)
•• Tekstil Tasarım
• Tiyatro (Dramarurji, Oyunculuk, Dekor ve Kostüm)
1
Peyzaj Mimarlığı
İkinci öğretim yılmda tüm bölümlerimize 35M burslu olmak
üzere toplam 190 öğrenci alınacaktır.
Aday olabilmek için; 1997Ö.S.Y.M. birinci aşama (Ö.S.S.)
sınavında en az 105 puan almış olmak gerekmektedir.
1
Adaylann ön kayıt yaptırarak sınav giriş belgesi almalan gerekir.
1
Kayıtlar devam etmektedir.
Ön kayıt için gereken belgeler:
• Lise diploması fotokopisi
• Dört adet vesikalık fotoğraf
• Büyükada Ziraat Bankası 2607 no'lu hesaba 3.000.000 TL.
(Üç milyon) ön kayıt harcı yatınldığını gösteren banka dekontu.
• 1997 yılı ÖSS sonuç belgesi fotokopisi
Aynntüı bilgi için aşağıdaki adres ve telefonlara başvurulabilir.
Adres: Yeditepe Cniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi,
Beyhan Aral Kampusu
Büyükada-İstanbul
Tel : (0.216)382 34 00-382 64 23
Faks : (0.216)382 64 78
OSYM mağdurları hak arıyor
Ebru, Ozan, Yener ve Erhan, sınav kâğıtlarını görmek
için idare mahkemesine başvuracaklarını söylediler
SAADET USLU
Liseyi bitiren gençlerin en büyük is-
teklerinden biri OSYM sınavında ba-
şanlı olup, üniversiteye girmek. Sına-
va giren bir milyonun üzerinde gen-
cin ancak birkaç yüzbini bu dileğine
ulaşıyor. Gençlerin geleceklerini bağ-
ladıklan sınav sonrasında ortaya kop-
ya çekildiği, sorularda yanlışlık ol-
duğu gibi pek çok iddıa atılır. Bir baş-
ka iddia da öğrencinin kodlama yap-
masına karşın sonuçta bu kısmın boş
görünmesi. Ebru, Ozan, Yener ve Er-
han' ın da ortak sorunu matematik ya
da Türkçe kısımlannda kodlamanın
görülmemesi.
Ozan Akbayram, ÖSYM sınavın-
da matematik sonısu işaretlemesine
karşın, smav sonuç kâğıdında bu kıs-
mın "0"olarak geldiğini belirtti. So-
nucun gelmesinden hemen sonra
ÖSYM'ye başvurduklannı söyleyen
anne Ayten Akbayraın, "Buradan ma-
tematik kısmında tşaretleme olmadı-
ğı şeklinde bir cevap geldL MUletveki-
U Algan Hacaloğlu. OSYM Başkanı
Fethi Toker'e sorduğunda fen kısmn
na kay dırma yapıldığı söytenmiş. Oy-
sa fen kısmında da hiçbir şey yok. Mec-
fc "te çauşan bir arkadaşumzsorduğun-
da da ona fen ve matematik puanlan
verilmiş. Herkes ayn bügi >eriyor" di-
ye konuştu. Kendi çocuklannm da ha-
ta yapmış olabileceklerini kabul eden
Akbayram, "Ancak sistem de hata ya-
pabilir. Bu kabul edilmeliT
'dedı.
Akbayram, ÖSYM'nin yaptığı ha-
tanın ortaya çıkanlması gerektığini
\urgulayarak. idari mahkemeye baş-
vuracaklarını kaydetti. Akbayram,
u
Benzer durumda olanlar benimle
336 36 99 telefon numarası veya 338
63 53 numaralı faksla irtibat kurabi-
Ur" dedı.
Yine matematik bölümünde kodla-
ma yapmadığı görülen Yener Emsiz,
bunun imkânsız olduğunu ifade etti.
Kâgıtlannın bilirkişi huzurunda ince-
lenmesini isteyen Emsiz, "Benimyap-
öğım matematik sorulanv la 12.75 net
aüyordum. İstediğim yeregirmem için
4 net bile yetiyordu. Şimdiyse ancak iki
yühk bir okulu kazandım" dedi. Eb-
ru Ateş de ÖSS'de oldukça yüksek
puanlar almasma karşın aynı neden yü-
zünden herhangi bir okula gireme-
miş. Ateş, "Banailköncefenbölümü-
ne kaydırma yapnuşsın dendL Ama fen
bötümündede işaretleme görünmüyor.
ÖSYM'ye yapbğun itiraz dilekçesine
de kendilerinden kaynaklanan bir so-
run olmadığı şeklinde bir cevap geldi"
diye konuştu.
Sınava Izmit'te giren ve Türkçe bö-
lümünde kodlama yapmadığı görü-
len Erhan Güzel ise OSYM'yi "ka-
palı bir kutu"ya benzetti. 40'ın üze-
rinde Türkçe sonısu yaptığını söyle-
yen Güzel, "Sınavdan çıknktan son-
ra dönüp tekrar kâğıduna baktım. Bu
benim üçüncü girişimdi, hiç böyle bir
sorun yaşamadım. Bu sorular olsaydı
nbbı kazanıyordum" dedı.
ÖSYM Başkanı Fethi Toker. öğ-
rencilerin söz konusu testlerinde in-
celeme yaptıklannı, cevap kâgıtlannın
boş olduğunu söyledi.
Özel okullar Bakan Uluğbay'a önerileriyle ilgili bir rapor sundu
4
Ders programları çağdaş olmah'
tstanbul Haber Servisi -
Özel Okullar Derneği Baş-
kanı Dündar Lçar, 8 yıllık te-
mel eğitim uygulamasının
geç kalınmış ohnasına kar-
şın çağdaş, hukukça zorun-
lu ve gelecek için umut ve-
rici olduğunubelirterek, "ASJI
reform. eğitim programlan-
nın içeriğinin, çocuğun fiz-
yolojik. psikolojik. kültürel.
sanatsal. kişilikli gelişmesini
vesagliklumutiu.yararti.ba-
sanlı bir insan olmasını sağ-
layıcıhalegetirflmesidir" de-
di".
Dündar Uçar, dün düzen-
lediği basın toplantısında,
Özel Okullar Derneği ola-
rak Mılli Eğitim Bakanı Hik-
met Uluğbay'a sunduklan 8
yıllık kesintisiz temel eğiti-
me ilişkin raporda yer alan
önerileriyle ilgili bilgi verdi.
8 yıllık temel eğirime geçil-
mesinin ardmdan ders içe-
riklerinde değişiklik yapıl-
masıyla asıl reformun ger-
çekleştirilebileceğira vurgu-
• "Asıl reform, eğitim programlarının
içeriğinin, çocuğun fizyolojik, psikolojik,
kültürel. sanatsal, kişilikli gelişmesini ve
sağlıklı, mutlu, yararh, başanh bir insan
olmasını sağlayıcı hale getirilmesidir."
layan Uçar. ilköğretimde
programlarm Türkçe. yaban-
cı dil ve bılgısayar dersleri-
ne öncelik verecek şekilde
düzenlenmesini istedi.
Dinin dünyada yükselen
bir değer olduğunu savunan
Uçar, Atatürk'ün dine karşıy-
mış gibi gösterilmesinı eleş-
tirerek, "A\rupa ve Ameri-
ka'da olmayan sayıda imam-
hatip okulu kurulmuş. okıü-
larda toplam eğitim süresin-
ce 500 saatin üzerinde din
eğhimi >eriliyor. Buna rağ-
men bazı politikacılar da di-
ni tstismar ediyor. Bunun is-
nsmaredilmesiyanhşnr" de-
dı.
Eğitim sonmunu çözeme-
miş bir ülkenin çağdaş bir
geleceği olamayacağını vur-
gulayan Uçar, "Devlet fikri
olmayan çocuğa de% letçiliği
ailesinden öğrendiği birkaç
duadjşmda din fikri olmayan
çocuğa baikliğL kendisindirim
sistemini tanımayan çocuğa
başka canlılann sindirim sis-
temini öğretmeye çahşmak
yanlıştır. Çocukların oyun
hakkı yoktur. Ders program-
lan çağdaş hale getirilmeli-
dir" diye konuştu.
İlkokul öğrencisi çocukla-
ra bilgi yüklü tarih. Türkçe,
fen bilgisi öğretilmesini eleş-
tiren Uçar. Türkçe'nin ön-
celikle bir anlama becerisi
kazandıracak şekilde öğretil-
mesini istedi. Uçar, "Amaç,
çocuğuniyibir vatandaşola-
rakyetişniesi.demokrasi kül-
türünü okulda yaşayarak
edinmesklir'" dedi. Özel okul-
lann etüt saatlerine ek olarak
yabancı dil dersı koyarak,
hazırlık sınıfina duyulan ge-
reksinimi ortadan kaldıraca-
ğını vurgulayan Uçar. yaban-
cı dilin küçük yaşlarda öğre-
tibnesinin yararh olduğunu
ve ikinci yabancı dil öğre-
tilmesinin önemini sa\
r
undu.
Yabancı özel okullann \a-
kıflar aracılığryla ilkokul aça-
rak. "sojgun" yaptıklannı
öne süren Uçar, vakıflann
açtığı okullann velilerden
kayıt için binlerce dolar is-
tediklerini söyledi. Vakıflar
aracılığıyla yabancı okula
bağlı özel ilkokul açmanın
hukuka ve ahlaka aykın ol-
duğunu savunan Uçar, "Ba-
kanlık. bu ülkede hukukvar-
sa buna izin vermemeli, bu
okullan kapatnıalıdır" de-
di. Dündar Uçar, devletın sı-
nav sistemiyle çocuğu okul-
dan uzaklaştınp, "okul dışı
eğitim imajı" oluşturduğu-
nu savunarak, "Çocuğu oku-
la bağlayıcı sınav sistemi ge-
tirilmefidir" diye konuştu.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Osmanlı, Laiklik ve
Hilmi Yavuz
llk önce, laiklik tanımımı yeniden yazayım. La-
iklik; birtoplumdayönetenlerin, yönetme 'yetkisi-
ni', din dışında bir kaynaktan almalan ve yöneti-
min ilkelerini koyarken dinsel refefanslara değil, ken-
di akıllanna başvurmalarıdır.
Daha önce yüzlerce kez yazdığım bu tanımı ye-
niden yazmamın nedeni, çok değer verdiğim ve
sevgi duyduğum Hilmi Yavuz'un geçenlerde Za-
man gazetesine yazdığı 'Osmanlı ve Laiklik' baş-
lıklı yazıda, (isim vermeme inceliğini göstererek) be-
ni eleştirmesi oldu.
Hilmi Yavuz dostumun yazısı şöyle başlıyor: "Os-
manlı hukuk düzeni 'laik' miidi? Bu soruyu tartış-
tığım yazıya değişik tepkiler geldi. Kimileri Os-
manlı'nın örfi- padişahi hukuku dolayısıyla 'laik' bir
hukuka sahip olduğu görüşünü onaylarken kimi-
leri de eskilehn deyişiyle ceffelkalem, Osmanlı'nın
laik olamayacağını ileri sürdü..."
Sevgili Hilmi Yavuz daha sonra Prof. Comell Fte-
ischer, Halil Inalcık, Ömer Lütfi Barkan veTür-
ker Alkan'dan alıntılar yaparak yazısının sonlann-
da şu satırlara yer veriyor: ".. kimi çevreler de Os-
manlı'nın 'laikliği'nden rahatsız olmuş görünüyor-
lar. Cumhuriyeti ve Osmanlı'yı bir devamlılık, bir
'imtidâd' içinde değil de biri birierinin 'mevhum-
u muhalifi' olarak görenlerin dünyayı hâJâ darzi-
hinsel patikalardan yola çıkarakkavramaya devam
ettiklerini görmek beni hiç şaşırtmıyor. Bunlardan
birigeçenlerde Cumhuriyetgazetesinde şunlan yaz-
maktan çekinmedi: 'Peki Osmanlı Imparatorluğu
laik bir devletti diyebilir miyiz? Elbette diyemeyiz.
(Kimi aklıevveller bunu da söylüyorlar, ama çogu
kezcehaletten)'...
Kimsenin Osmanlı'yı bütünüyle 'laik' saymak
gibi bir iddiası yok, ama Osmanlı 'da laik olmayan
bir hukukun yanı sıra, 'laik' bir hukuk da var..."
Şimdi bu yazıda sergilenen 'anlama hatalannı'
madde, madde yanıtlamak istiyorum.
1) Öncelikle şunu belirtmek isterim ki benim,
yukarıdaki paragrafın da yer aldığı yazım, Hilmi
Yavuz'un Osmanlı'nın hukuk düzenini tartıştığı ya-
zıya bir tepki olarak kaleme alınmış bir yazı değil-
di. 'Zaman Yazılan'ru büyük bir keyifle okumama
karşın, o yazıyı görmemiştim. Eğer görmüş olsay-
dım ve bir yanıt yazma gereksinimini duysaydım,
adını vererek yanıtlardım.
2) Okuduğunu anlamayan, yazdığı okunmayan;
konuşulanı kavramayan, konuştuğu anlaşılamayan,
kimi düzeysiz yazar özentilerine ve siyaset ama-
törlerine, bana ne kadar bulaşırlarsa bulaşsınlar,
yanıt vermediğimi bilırsiniz. Ama Hilmi Yavuz, el-
bette buniann dışında ve üstündedir. Farklı düşer-
sek, adıyla sanıyla yanıtlarım. Ikna etmeye ya da
ikna olmaya çabalarım. Hele hele 'cehalet' gibi-
sinden bir suçlama, aklımın ucundan bile geç-
mez, Çok ters düşersek (bu sıfati kullanmadan) ken-
di cehaletimden kuşku duyanm, Hilmi Yavuz'dan
duymam...
3) Osmanlı Imparatorluğu bir 'din devleti' idi.
Suttan Selim, Hitafet makamını Istanbul'a getir- ^
diği için değil, daha rşin başında, o zamanlar Bağ- .
dat'ta oturan Abbasi Halifesi'nin izniyle kuruldu-
ğu iiçin bir din devletiydi.
Bir din devletinde 'laik hukuk' olmaz. Osmanlı
Imparatoriuğu'nda da laik hukuk yoktu.
Ancak Osmanlı Imparatorluğu, daha kurulduğu
günden itibaren, tebaya din ve vicdan özgürlüğü
veren bir imparatorluktu. Zaten Osmanlı Beyli-
ği'nin din ve vicdan özgürlüğüne olan saygısı, o
zamanlar tam bir karmaşa içinde olan Balkan-
lar'da hızla genişlemesine olanak vermiş ve Os-
manlı pek çok yerde, bir tür 'kurtancı' gibi karşı-
lanmıştır. Fakat bu özellikler, bir devleti laik yap-
maz.
Osmanlı Imparatorluğu'nda iki tür hukuk geçer-
liydi. Bunlardan biri; Islam şeriatına uygun olan ve
'fslamireferanslara' dayanan 'şer'ihukuk', öbürü
de; yerel alışkanlıklar, gelenekler ve örflere daya-
nan 'örfi hukuk.'
Ve mutlak bir 'akılcılık' (rasyonalizm) içinde olan
Osmanlı padişahlan, 'kamu menfaati' söz konu-
su olduğu zaman; örfi hukuku, şeri hukukun önü-
ne çıkarmaktan da hiç çekinmemişlerdir.
Aynı şeyi, o dönemlerin şeyhülislamlannda da
görebiliriz. Pek çok konuda fetva söz konusu ol-
duğu zaman, "Kamu menfaati vardır. Tabiatense-
riata uygundur" gibisinden fetvalara rastlanır.
Fakat buniann hiçbiri Osmanlı'da laik bir hukuk
olduğunu göstermez. Var olan 'din dışı' hukukun
adı 'örfihukuk'tur. Zira laik bir hukuktan söz etmek
için laik bir devletten söz etmek gerekir. Ve Osman-
lı laik bir devlet değildi.
4) Sevgili Hilmi Yavuz, "Kimsenin Osmanlı'yı bü-
tünüyle 'laik' saymak gibi bir iddiası yok.." diyor.
Işte bu olmadı...
Eğer "Ben Osmanlı'yı bütünüyle laik saymıyo-
rum" dese, mesele kalmayacak. Ama "Hiç kim-
se" dediği anda işler karışıyor.
O güzel yazılan yazdığı gazetede bile kimi za-
man, Osmanlı'nın hoşgörüsünü laiklik olarak nite-
leyen ve "Osmanlı Imparatorluğu laik bir devlet-
ti" diyen yazılar okudum.
"Osmanlı laik bir devletti. Zira cami, kilise ve hav-
ra yan yana yaşamıştı" diyen sosyoloji hocalan
dinledim...
Zaten benim 'cahil' diye nitelediklerim onlardı.
Bu konularda otuz yıldır çalışıyorurR, Ömer Lüt-
fi Barkan gibi Lütfi Güçer gibi Sabri Ülgener gi-
bi hocalann 'rahle-i tedrisinden' geçtim. Zaten bu
hocalar, 1969 yılmda verdiğim 'Osmanlı Toplumu-
nun Siyasal Yapısı' başlıklı doktora tezimin de jü-
ri üyesiydiler. Barkan Hoca tezimin hocasıydı. Os-
manh'yla cumhuriyet arasındaki 'imtidâd'\ görme-
mem ve bilmemem mümkün mü?
Sevgili Hilmi Yavuz, gereksiz yere alınmış. Ama
gene de bunları bir kez daha yazmama vesile ol-
du. Tekrar tekrar yazmakta yarar var...
T.C.
KAYSERİ 5. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı: 1996/828
Raif Cantürk ve ark. vekili tarafindan davah S.S.
Serkent Toplu Konut Yapı Koop.'ne Kayseri Sıvas
Cad. Stad tş Hanı No: 5/512 adresi itibanyla ve baş-
ka adresi olmaması itibanyla duruşma günü tebliğ
edilemediğinden ilanen tebliğine karar verilmekle,
Davalı kooperatife 8.10.1997 gün ve saat 9 olan
duruşma gününün ilanen tebliğine ve bizzat duruş-
maya gelmesi veya bir vekil gönderilmesi, aksi hal-
de yokluğunda yargılamaya devam olunacağı ve ka-
rar verilebıleceği ilan olunur. 26.8.1997
Basın: 39468