Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 1997 PERŞEMBE
10 HABERLERIN DEVAMI
Zonguldak
Yurdun kuzey kesımıen
parçalı yer yer çok bu-
iutlu, Karadeniz, Iç Ana-
dolu'nun kuzeydoğusu
ıle, Doğu Anadolu'nun
kuzeyı sağanak yağışlı,
öteki yerter az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığı yurdun kuzey ve
iç kesimlerınde hıssedi-
derecede az olmak
uzere, yurdun kuzey ke-
sımlerinde azalırken,
oteki yerlerde önemli bir
değışıkJık olmayacak.
RUPA
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
-<
Y
PB
PB
PB
PB
1b
14
16
18
19
20
21
22
Münih A 21 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
A
A
A
PB
A
A
A
24
34
23
29
22
34
30
A 34
Şg^^^ş^^S^şş
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
A
PB
PB
A
11
28
19
25
25
20
24
34
Şam 35
QA;ık Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu t Çok bulutlu • Yağmurlu
\AM*P
Karlı Sulukar > GoK gürultülü
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
vereceklerini" açıklıyor.
Orta sağ partilef birbirini kollamaktan başlarına ge-
lecekleri izleyemiyorlar. Tabii Kazan'ın açıklamalan
çöp sepetinde.
Örneğin, devleti yönettiği savındaki ANAR Koç'un
üniversite arsaları ya da bir başka gayrimenkul reza-
letiyle ilgili gensorunun Meclis'te destek bulmayaca-
ğını düşünüyor.
Hükümet bir-iki gensoruyla düşmeyebilir.
Ne ki, gün gelir. CHP'nin yan çizemeyeceği bir ko-
nu gensoru olur, Meclis'e gelebilir, oy toplayabilir.
Üstelik, öyle günlerden geçiyoruz ki; "içimizdeki
hayalperestlere dışımızdan da katılanlar" çıkıyor.
Dşımızdaki "hayalperestlere misal" ünlü Econo-
mist. Son yazılan değişik yorumlarla medyamızın sü-
tunlannda. Ünlü dergi "Atatürk laikliğini temel alan-
larfa, Islami bir uyanış peşinde koşanlann bir anlaşa-
mama uçurumunun iki yakasından birbirlerine bak-
tıklanm" yazıyor.
Irdeleme, bu noktada dursa, hadi neyse. Ama, ar-
kası bir senaryoyla geliyor:
"Bu uçurum ortadan kaldmlacaksa; hem Erbakan,
hem de generaller birbirine ellenni uzatmalıdıhar.
Erbakan, diğer ülkelerdeki açık fikirli Islamcılar gi-
bi, demokrasiye olan inancını taahhüt edebilir.
Generaller de, tek amaçlannın demokrasiyi koru-
mak olduğunu söyleyebilirter.
Böylece Türkiye'de normalsıyasetyeniden başlar."
Gördünüz mü, irtica denilen rejime düşman cana-
vardan nasıl kurtulacağımızın formülünü, "normat si-
yasete" dönmemizin koşulunu. The Economist yol
gösteriyor. Ama ne yol!
Bir kez, Economist gibi bir yayın organı, adamlan-
nı Türkiye'ye gönderip önce Nizam, sonra Milli Sela-
met ve şimdilerde Refah Partisi adıyla, Erbakan ve tak-
kelilerin kırk yıla yakın bir süredir Türkiye'ye nasıl şe-
riat düzeni getirmeye çalıştıklannı gözleriyle görmeli,
kulaklanyla işitmeli.
Tehlike sona erdi mî?
O zaman görecek ki, generallerin el uzatmasını is-
tediği adamlann birinci niteliği, yalancthk! Yalanı silah
gibi kullanmak ve yalancılıkla siyaset çevirmek!
Saptayacak ki dergi, Erbakan Batı'da yaşadığından
Batılı izleri ön plana çıkan açık fıkirii Islamcılardan de-
ğil.
Bu başka tür islam! Tahran kafalı bir Islam!
"Kuzeni" Amerikalılara sorsa öğrenecek Ingiliz: yıl-
larca önce Erbakan'ın uyguladığı siyaseti ABD yöne-
ticileri adlandırmıştı: Takıyye!
"Demokrasiye olan inancı taahhüt etmek".
Erbakan vetakkelilerden o kadar uzak ki... Zira, de-
mokrasiyi, cumhuriyetin kurulduğu ilk günden beri, asıl
amaçlarına varmak için kullanıyorter. • •'< > •
Ne demokrattır bunlar ne de demokratik rejime ina-
nırlar. Oysa generaller, hele yeni kuşak askerier dav-
ranış ve söylemleriyle demokrasiye olan bağlılık ve
inançlannı kanıtlıyortar.
Generallerin takkelilerin elini sıkmalannı sağlaya-
cak tek koşul; laik cumhuriyete ve demokrasiye inan-
malanndan, "gerçekten ama gerçekten inandıklannı
kanıtlayacak" siyasal ve sosyal alanlarda çağdaş bir
düzene ginmelerinden geçiyor.
Bu, olmayacak duaya amin demek gibi bir şey.
Askerler laik cumhuriyeti, rejimi RP gibi yıkmaya
değil, korumaya çalışıyorlar. Batı Çalışma Grubu'nun
"dünden daha fazla mesaiyapması ve muhalefete dü-
şen RP ile irtica hareketlerini" titizlikle izlemesinin tek
amacı; kuşku olmasın, rejimi koruma çabalanndan
kaynaklanıyor.
Bir köşede yazıldığı gibi. "Güven Paşa'nın başını
çektiği 'radikal' tavır, bu kez siyasi Islamın ciddi bir teh-
like olarak ortaya çıkmasına yol açmadı".
Tam tersi; TSKadına konuşan Güven Paşa'nın *'ra-
dikal tavn", başta siyasal partilerin üzerine gidemedi-
ği "var olan siyasal Islam tehlikesinin -şimdilik- ber-
taraf edilmesine yol açtı".
Yoksa, A'dan Z'ye devlet, gözler önündeki irticai
gelişmeleri göre göre "uyusun da büyüsün" ninnisi-
ne kendini kaptırmış, olaylan uzaktan izliyordu.
Ve, laik rejim su gibi elimizden akıp gidiyordu.
Tehlike bitmedi, sürüyor.
'Irtica yayılma eğfliminde'
ANKARA/ALMATI (Cumhuri-
yet)-Genelkunnay yetkilileri. RP'nin
ıktidardan uzaklaştınlmasının ardın-
dan toplumda yayılma eğilimi arayan
irtica tehdidinin arttığını belirttiler.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Is-
mail Hakkı Karadayı'nın, Başbakan
Mesut Yılmaz'a irtica konusunda he-
yet gönderdiği haberleri tüm taraflar-
ca yalanlanırken: askeri ka>iıaklar.
Başbakan'm açıklamalannın tersine.
irticai faaliyetleri izlemek üzere oluş-
turulan Batı Çalışma Grubu'nun hu-
kuki ve siyasi varlık nedeninin kalk-
madığını, çalışmalann sürdürülece-
ğıni bildirdiler.
Curahuriyet'in konuya ilişkın so-
rulannı yanıtlayan Genelkurmay
kaynaklan, Başbakan Yılmaz'ın
"özel çalışmaya gerek kalmadığına"
ilişkın görüşlerine katılmadılar. Baş-
bakanlık'a irtica konusunda özel he-
yet gönderilmediğini vurgulayan
kaynaklar. "Zaten bir heyetin brifing
vermesine gerek yok. irticai faaliyet-
ler bütün boyutianyla hükümete ve-
rikn brifingde anlaüldı" dediler.
Askeri kaynaklar. imam-hatipler
konusunda Başbakan'aaynca bir ra-
hatsızlık iletmeye gereksinim bulun-
madığını belirtirken. basına. yargı
mensuplanna ve bürokratlara veri-
len "irticai faaliyetier" konulu bri-
fingde. -imam-hatipBsderinden me-
zun olanlann ilahiyat fakültelerinde
okuması gerektiği yolundaki görüşün
iktildiğini" kaydettıler.
Üst düzey bir askeri yetkili. RE-
FAHYOL hükûmetınin görevden ay-
nlmasından sonra Batı Çalışma Gru-
bu'nun çalışmalanmn hız kazandığı-
nı belirtirken. "Zira irtica REFAH-
YOL un ardından daha geniş yayıima
alanı buldu. RP muhalefetteolmanın
getirdiği rahatlığı kullanıyor. sorum-
luluğu daha sınıriı. Şeriatçılar sokak-
larda eylem yapıyoıiar. İrticai faali-
yetleri izlemek üzere oluşturulan Ba-
tı ÇahşmaGrubu'nunçalışmalan sü-
rüyor" dedi.
Hürriyet gazetesinin dünkü sayı-
sında yayımlanan "Sürpriz geüşme"
başlıklt haber dün askeri ve siyasi
kulislerde tartışma yarattı. Haberde,
Orgeneral Karadayı'nın gönderdiği
heyetin Başbakan Yılmaz'a verdiği
Sungurlu: TSK'de rahatsızlık
• Baştarafi 1. Sayfada
Bu iftiralann hiçbiri doğru değil-
dir ve TSK'den de çıkmış değü-
dir'' dedi. Basm Konseyi Başka-
nı Oktay Ekşi ve beraberindeki
heyet, Sungurlu'yu dün maka-
mında ziyaret ederek, konsey ve
iletişim fakültelerinin ortaklaşa
hazırladığı RTÜK yasası değişik-
lik taslağını sundu.
Sungurlu, görüşmede yaptığı
konuşmada, RTÜK yasasmda de-
ğiştirilmesi gereken hükûmler ol-
duğunu belirterek, mcvcut yasa-
nın bazı siyasi partilerin uzlaşma-
sıyla çıkarıldığını söyledi.
Bu yasanın Türkiye'nin yapı-
sına uygun olduğunu belirten
Sungurlu,u
Bu yasa bize özgüdûr.
Ancak, kamuo^nnun tespit eöiği
eksiklikler varsa, 'Yasa iyidir' de-
nilmesinde yarar yoktur" dıye
konuştu. Sungurlu, bir gazeteci-
nin, "TSK'de Adalet Bakanlı-
ği'nm uygulamalanna Uişidn ra-
hatsızbklar olduğu" yolundaki
haberlerle ilgili görüşîerini sor-
ması üzerine, "Asker kanîMtımn
öylebir rahatsuhğı söz konusu de-
ğil" dedi. Sungurlu, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Birkaç şeyi ayn ayn değerten-
dinnek laâm. Zaten o haberde
'Vaki şikâyetlerimize duyarsız
kalınmıştır' deniyor. Oyk bir şey
sözkonusudeğiL Ufaak bir ihmal
sözkonusudeğiL Çünkü TSK'nin
hassasiyet gösterdiği mevzular,bi-
zimbakanJığunızvetarafimızdaıı
daha hassasiyetle takip edikcek
konulardır. Bir de haberin kay na-
ğuu bilmiytıruz. Haber nereden
ve nasıl çıkmış bilmiyorunı. Ama
ben bir ara Milli Savunma Baka-
nı'ydım ve hiç ihaie yapmadjğun
halde ihale yolsuzluklanndan
bahsedilmey* başlandt. Meğerse,
bir yerde ihale yapdacakmış da, o
ihaleye girmek isteyenler nasıl ted-
bir alınz diye düşünmöşler. Şim-
di ben o yazıyı okuyunca, 'Acaba
kim ne işin peşinde, böyle bir ha-
vadis ortaya attf diye merak edi-
yornm.''
,7yılda511başvuru
Adalet Bakanlığı Basm ve
Halkla İlişkiler Bürosu'ndan dün
yapılan açıklamada, Genelkur-
may Başkanlığı'mn 11 Eylül
1990 tarihinden 3 Haziran 1997
tarihine kadar toplam 470 suç du-
yurusunda bulunduğu bildirildi.
Sungurlu'nun göreve başladığı 3
Haziran 1997 tarihinden 10 Eylül
1997'e kadar 41 suç duyurusu-
nun yapıldığı kaydedilen açıkla-
mada, suç duyurulannın tümü
hakkında işlem yapıldığı ve so-
nuçlan hakkında Genelkurmay
Başkanlığı'nın bilgilendirildiği
belirtildi.
brifingde, 28 Şubat kararlannın
ödünsüz uygulanmasmı ve ımam-
hatip mezunlannın yalnızca ilahiyat
fakültelerine girebilmesi isteklerini
ilettiği belirtildi. Yılmaz'ın bu söz-
lerden tatmin olmayarak. "Toplum-
sal gerginlik had safhada. Şişenin ka-
pağını zor kapatbk. Biraz daha zor-
larsa. tazyik şişenin alnndan paüar"
yanıtını verdiği öne sürülen haberde,
Yılmaz'ın tavnnın askerleri tatmin
etmediği savlandı.
Genelk«rmay Başkanlığı Genel
Sekreteri Tümgeneral Erol Ozkas-
nak. AA'nın habere ilişkin sorusu
üzerine. "Kesinlikk böylebirşey yok-
tur. Haber tamamen gerçek dışı ve
hayal mahsulüdür. Başbakanlığa ha-
berde yer alan amaçla hiçbir heyet
gönderilmeıniş ve hiçbir talepte bu-
lunulmamışür. Kamuoyunu yanılücı
bu haber, üzüntü ile karşılannustır"
dedi.
Milli Savunma Bakanı tsmet Sez-
gin, Cumhuriyet'in sorulan üzerine,
özel ziyaret haberini yalanladı. Ge-
nelkurmay'ın zaman zaman edindi-
ği bilgi ve belgeleri Başbakan'a ilet-
tiğini kaydeden Sezgin, "Bu normal
bilgiakışı içindeyapdıyor" dedi. Sez-
gin, Makedonya'ya gitmeden önce
Esenboğa Havaalanı'nda yaptığı
açıklamada. "Genelkurmay'ın Baş-
bakanhğa bir heyet göndererek irti-
ca tehlikesinin var olduğunu söyle-
mesi diye birşey yok. Ama Genelkur-
mayınuz Sayın Başbakanımız ile da-
ima temas icerisindedir ve bu temas
içerlsinde Genelkurmayınuz gerekü
gördüğü hususlan Sayuı Başbakan'a
arz eder" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ece-
vit ise gazetecilerin konuya ilişkin
sorulan üzerine. "Öyle bir bilgi ke-
sinlikk bana ulaşmadı" dedi.
•İddialar doğru değil'
Başbakan Yılmaz. Kazakistan te-
maslan sırasmda gazetecilerin habe-
n anımsatması üzenne, iddialann
doğru olmadığını söyledi. Hüküme-
tın anayasal görevinin bilincinde ol-
duğunu. bu nedenle "Bati Çalışma
Grubu"na gerek kalmadığını öne sü-
ren Yılmaz, "Eğer bir hükümet so-
runıluluğunun bilincinde) se bu tür
özel kurumlaşmalara gerek bırak-
maz" dedi.
Yılmaz, "Askerler sizinle aynı gö-
rüşte mi" sorusuna, "Aksine hiçbir
görüş ileri sürülmedi. Bana herhan-
gi bir öneri gelmedi. Herhangi bir ya-
kınma olmadı. Esasen buna karşı ile-
ri sürülecek herhangi birgörüş oldu-
ğunu sanmıyorum. Çünkü ben ana-
yasanıo, demokrasinin gereğini söy-
lüyorum" yanıtını verdi. Genelkur-
may'a Batı Çalışma Grubu'nun fa-
aliyetlerinin son bulması yönünde
bir bildirimde bulunup bulunmaya-
caklanna ilişkin soru üzerine Yılmaz
şöyle devam etti: "Yani, malumu üan
etmenin gereği yok. Anayasada yazı-
lı olan budur. Ben de bu görüşlerimi
her platformda ifade ettim ve hiçbir
görüş. dik'k. öneri ifade edilmenuştir.
Bu çalışmalar, çok özel bir konjonk-
türde. bizden önceki hükümetin ken-
di görevini yerine getirmek yerine
devlete yönelen tehdidi bertaraf et-
medeki aczinden, hatta bu tehditie
özdeşleşmesi kanaaünden kaynak-
lanmışor. Şu anda bu şartlar ortadan
kalkuğına göre, böyle özel bir çahş-
maya gerek kahnanuşür."
Bakû-Ceyhan'a Kazakistan desteği
I Baştarafi 1. Sayfada
sıraya yükseldiğini kaydetti.
Nazarbaye\', Kazakistancla
300'den fazla Türk şırketi-
nin iş yaptığını. bu şirketle-
rin proje hacminin 2 milyar
dolaraulaştığınıbelirtti. NJa-
zarbayev. bir gazetecinin
Kazak perrolleri ile ilgili so-
rusunu yanıtlarken. ülkesin-
de şu anda dışanya giden
herhangi bir boru hattı bu-
lunmadığını belirterek. Ku-
zey Hazar'dan geçecek hat-
tı inşa ettiklerini söyledi.
Kuzey Hazar hattmın bitiril-
mesiıiden sonra 2003-2005
yıllarmda ihracat kapasite-
sinin 25 milyon tona ulaşa-
cağmı anlatan Nazarbayev.
"Boru hattı ile ilgili birkaç
alternatif var. Ancak en çok
konuşulan ve üzerinde du-
rulan proje, Türkiye üzerin-
den petrolün Akdeniz'e indi-
rihneskiir'' dedi.
Kazak petrollerinin Hazar
Denizi'nden Bakû'ye bağ-
lanması için çalışmaların
sürdüğünü belirten Nazar-
bayev, petrolün. Tengiz'den
Ceyhan'a gidecek bir boru
hattıyla gönderileceğini
kaydetti. Bunun için Ha-
zar'ın dibinden bir hat geçi-
rileceğini söyleyen Nazar-
bayev. "Sanınm Rusya'nın
da buna katüması faydah
olur. Boğazlar'ın durumu
ortada. Bunda siyaset aran-
masın" diye konuştu.
Başbakan Mesut Yılmaz
da, "Biz bu konuda ve Ha-
zar"ın statüsü konusunda
Kazakistan'ın tezine tam
destek veriyonız" dedi.
Yılmaz, bir başka soru
üzerine de, Kazakistan'daki
KOBt'ler için 300 milyon
dolar kredi kullandınlacağı-
nı söyledi. Görüşmelerin ar-
dından, bir araya gelen Baş-
bakan Yılmaz ile Kazakis-
tan Başbakanı Akejan Ka-
jegekün, "Karsılıklı İşbirligi
ve Kalkmma Ortak Dekla-
rasyonu"nu imzaladılar.
Yılmaz, sonra DEİK-Türk
Kazak Iş Konseyi'nin dü-
zenledıği •'Kazakistan-Tür-
kiye İşbiriiği Perspektifleri''
konulu konferansa katıldı.
Konferansta konuşan Na-
zarbayev, Türk işadamlannı
ülkesinde yatırım yapmaya
çağırarak, kendilerine her
türlü kolaylıgı gösterecekle-
rini bildirdi.
Türk firmalannın, yenı
başkent Akmola'nın imari.
madencilik, tüketim mallan,
hafif sanayi. tarım, elektrik
ve iletişim gibi alanlarda fa-
aliyet göstermelerinin
mümkün olduğunu söyle-
yen Nazarbayev, Türkiye ile
Kazakistan arasındaki en
önemli sorun olan kara ve
hava taşımacıhğına ilişkin
problemlerin giderilmesi
konusunu Başbakan Mesut
Yılmaz'a ilettiğini kaydetti.
Önceki hükümetlerin ta-
ahhüt ettikleri 300 milyon
dolar tutanndaki Eximbank
kredilerinin kullandınlma-
sının iki ülke ilişkilerine ye-
ni bir ivme kazandıracağmı
ifade eden Yılmaz da, bu
kredilerin büyük bir bölü-
münün yeni başkent Akmo-
la'nın inşası ve KOBt'ler
için kullanılmasının karar-
laştınldığını belirtti.
Yılmaz, Nazarbayev ile
görüşmesinde, Türk-Kazak
boru hattı konusundaki ta-
lep ve önerileri de dile getir-
diğini, Kazak petrollerinin
Türkiye üzerinden Akde-
niz'e taşmması konusunda-
ki proje için ortak bir çalış-
ma grubu oluşturulması ko-
nusunda uzlaşmaya vanldı-
ğını sözlerine ekledi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
- Kardeşim Türk müsün?
Üsküp'te Türkiye'den gelen bir kişinin dert an-
latmasının en kolay yolu Türkçe konuşmak...
Karşınıza çıkan Türk olmasa bile mutlaka birkaç
sözcük biliyor.
Revaçtaolanlar, "arkadaş", "s;toc/osr"veistan-
bul'dan başlayıp bilumum Anadolu kentleri.
Ama Türk olup olmadığını soran kişi Anado-
lu'dan, Gaziantep'ten.
Önce geliş nedenini anlatmak istemedi. "Iş fa-
lan" dedi... Bir Türk'ün işlertiği kahvede ikinci ça-
yı içtikten sonra sordu:
- Abi be, Tıran 'dan sonra deniz mi var, nehirmi?
Çantamdaki haritayı çıkarıp, "Deniz var" dedim,
"Neden sordun?"
"Işte biz oradan Italya'ya, sonra da Almanya'ya
gideceğiz" dedi.
17 gündür Üsküp'te bekliyorlarmış. Onlan Istan-
bul'dan gönderen kişi 5 bin marklannı almış, "Üs-
küp'e gidin bekleyin. Biradamımızsizioradan 77-
ran'a götürecek. Sonrası kolay" demiş. O gün bu
gündür bekliyortar.
Feridun'a sordum:
"Tanımadığın adama güvenip yola çıkılır mı?"
Başladı yol öykülerini anlatmaya. İki yıldır 60 bin
marka yakın para harcamış. Üç kez sınır kapılann-
dan dönmüş. İlk yolculukta kansı ve kızıyla Avus-
turya sınınnda yakalanınca Almanya'daki kayın-
pederi onlan alıp götünnüş. Feridun yalnız An-
tep'e...
İkinci denemesinde Macaristan'la Avusturya-AI-
manyasınırı arasında mekik dokumuş. BirTIR şo-
förünün Avusturyalı sevgilisi onu sınırdan içeri ge-
çirmiş. 5 bin markını almış. Ama içeride yakalan-
mış...
Sohbet koyulaşırken Feridun'un yol arkadaşla-
nndan Bilal geldi. Önce ayın kaçı olduğunu sor-
du. Söyleyince devam etti:
"Türkiye'de de aynıdır değil mi?"
Sınırı geçseler, Bilal'in işi tamam gibi. Alman-
ya'daki arkadaşı ona evlenebileceği bir Alman ka-
dını bulmuş. Yola çıkarken kansına durumu anlat-
mış:
"Oraya yeheşmem için Almanla evlenmem la-
zım. Bunun için de seninle boşanmış olmalıyız.
Ben oradan arayınca hemen avukata gideceksin.
Sonra ondan boşanıp seninle yeniden evlenece-
ğiz."
Bilal de daha önce bir iki "deneme" yapmış. Bi-
rinde 20 gün Zagreb'de beklemiş. Sürekli Türkiye
Büyükelçiliği'ne uğradığı için kapıdaki Hırvat po-
lisler bu gelince ayağa kalkıp selam vermeye baş-
lamışlar. Bozuntuya vermemiş.
O geceyi onlartn günlerdir kaldığı otetde geçir-
1
dim. Kapıyı kolundan kapatınca kilitlenmiyor. Kilit-
leyince kol havada kalıyor. Bana torpil yapıp bal-
konlu odayı verdiler. Balkon kapısını kapatmak için
perdeyle sıkıştırmak gerekiyor.
Odaya satır harcamayalım.
'Süüle başkadı'
Otelin devamlılarından bir Sırp kadın var. Arka-
daş olmuşlar. Bilal bağınnca Türkçe karşılık veri-
yor:
"Süüle Başkadı."
Bilal'le Feridun gece boyunca inanılmaz yol öy-
küleri anlattılar. Bu kez de Almanya'ya giremezler-
se ne yapacaklarını tam kestiremiyorlar.
Feridun, "Kalan son paramızla silah alıp, şebe-
keciyi vuralım" diyor...
Bilal kararsız:
"Daha sağlam bir şebekeci mi bulsak?"
Şebekecileri hep lakaplan ile anlatıyorlar:
- Parmaksız... Pele...
Canlannı sıkan en önemli durum Avrupa harita-
sının güney kısmını bilmemeleri. Yukarıdaki sınır-
ları "gözü kapalı" bulurlar...
Bilal'e takıldım:
- Bak Feridun "Tiran'ın karşısında deniz mi var,
nehir mi" diye soruyor.
• Bilal, Feridun'a dönüp çıkıştı:
- Salak, boğaz orası...
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki-
ye ve Yunanistan başbakanlan, 3 Kasım'da
Girit Adası'nda yapılacak Balkan Zirve-
si'nde bir araya gelecekler. Yunanistan'ın
Güney Kıbns Rum Yönetimi (GKRY) ile or-
tak tatbikat yapacağını açıklaması. S-300 fü-
ze sistemlerinin Yunanistan'a da konuşlandı-
nlmasının gündeme gelmesi ile gerginliğin
arttığı bir döneme rastlayan zirvede. Yılmaz
ve Simitis'in büyük olasılıkla baş başa görü-
şecekleri kaydedildi. Türk ve Yunan dışişle-
ri bakanlan da Birleşmiş Milletler (BM) Ge-
nel Kurulu'nda bir araya gelecekler.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Yu-
nanistan Başbakanı Simitis başkanlığında,
temmuz ayında Madrid'de başlatılan "banş
sürecine" ikinci bir adım da Girit Adası'nda
atılmaya çalışılacak. Girit'te 3 Kasım'da ya-
pılacak Balkan Zirvesi için Yunanistan tara-
fından Başbakan Yılmaz'a yapılan davete
olumlu yanıt verildi.
Türk ve Yunanlı diplomatik kaynaklar,
Cumhuriyet'e yaptıklan açıklamalarda, gö-
rüşmenin 'Madrid süreci'nin devamı olabi-
leceği konusunda çok fazla ıyimser olmadık-
lannı kaydettiler. Yunanistanlı bir diploma-
tik kaynak, görüşmeden somut bir sonucun
beklenmemesini ABD'nin, toplantıya katılan
ülkeler arasında olmamasına bağlarken,
"Madrid'de ABD ve Albright vardL Oradan
o açıklamanın çıkmasında çok önemli rol oy-
namışlardır. Burada ise sadece Türkiye ve Yu-
nanistan olacak. Ancak bu, göriişmeterden
hiçbir şey çıkmayacağı anlamma da gelmez.
Taraflar, Madridtecrübesini kullanabilüier"
dcdi.
Türk diplomatik kaynaklar ise Girit toplan-
tısının Madrid sürecinin devamı olmasını
beklemediklerini, çünkü henüz hiçbir somut
gclişme yaşanmadığına dikkat çektiler.
'Teslimatı kimse engelleyemez'
ABD: Ruslarla îşbirliği yapın
• Baştarafi 1. Sayfada
tum takınacağız. Kıbns (Rum
kesimi) ile imzaladığımız kont-
ratın şartlarını yerine getirme-
mizi, Kıbns'a ulaşmamızı, her-
hangi bir devletin engelleyebi-
leceğini düşünmek saflık olur.
Rusya'nın kullanabileceği en-
gin denizler var."
Kremlin Sarayı Sözcüsü. fü-
zelerin tesliminden ancak
"Adanın askerden armdırıl-
ması ve Türk askerinin ada-
dan çekilmesi durumunda"
vazgeçebileceklerini söyledi.
Yastrjembski, Türk askerinin
adadaki varlığının "hukukdn
şı" olduğunu da iddia etti.
Türkiye'nin Boğazlar'dan
geçişleri sınırlandırmasının
Moskova'nın tepkisine yol
açacağını da kaydeden Basın
Sözcüsü Yastrjembski şöyle
konuştu:
•*Bildiğim kadanyla Ankara
henüz nihai tutumunu takm-
madı. Türkiye'den, birbiriyle
çelişen açıklamalar gelebih'yor.
Sanryorum diplomatlar, asker-
ler ve politikacılar henüz tek
bir üslubu beürlemediler. Bo-
ğazlar'dan serbest geçişin ulus-
lararası sözleşmelerin, 1936
Montrö Sözleşmesi'nin ihlal
edilerek tek yanlı olarak sınır-
landırümasına bizim tek tep-
kinıiz doğal olarak kinama
şekUnde olur. Biz böyle bir ge-
lişme ile kesinlikle mutabık ol-
mayız."
Atina'dan savunma
Yunanistan Dışişleri Bakanı
TheodorosPangalosve Savun-
ma Bakanı Akis Çohacopulos.
dün bakanlıklannın üst düzey
yetkililerinin de katıldığı bir
toplantı gerçekleştirdiler.
Toplantı sonrası bir açıkla-
ma yapan Çohacopulos, Kıb-
ns Rum kesiminin topraklan-
na konuşlandırmayı planladı-
ğı S-300 füzelerine değinerek
bu silah sisteminin tamamen
savunma amaçlı olduğunu id-
dia etti. Savunma Bakanı,
" Kıbns, BM üyesidir ve savun-
masuıı güvence ahına ahnak
geri ahnamaz hakkıdır. Bu
kutsal hak. bu küçük ülke için
özellikle önem taşryor. Çünkü
başka bir ülkenin işgal tehdidi
altmda bulunuyor" görüşünü
savundu.
Türkyetkililerin, sistematik
bir biçimde Kıbns Rum kesi-
mini tehdit ettiklerini öne sü-
ren Çohacopulos, "Türkyetld-
liler, uçaklaruun 6 dakika için-
de Kıbns üzerinde olacağmı
resmen beyan ettüer" şeklinde
konuştu.
Kıbns Rum kesiminin AB
üyeliği konusuna da değinen
Pangalos, bu konuda AB'nin
tutumu ile çelişen açıklama-
larda bulunduklannı öne sür-
düğü Almanya ve Italya dışiş-
leri bakanlan Klaus Kinkd ile
Lamberto Dini'yi eleştirdi.
DenktaŞj ABD 'yi bilgüendirecek
FUATKOZLUKLU
WASHINGTON - Amerika Birleşik
Devletleri'ne resmi ziyarette bulunan
TBMM Başkanı Mustafa Kalenüi, KKTC
Gumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ABD
Temsilciler Meclisi'ndeki bir toplantıya
davet edilmesini sağladı. Rauf Denktaş 22-
24 ekim tarihleri arasında Washington'a
giderek ABD'li üyeleri bügilendirecek.
Kalemli, düzenlediği basın toplantısmda
ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası
tlişkiler Komitesi'ndeki toplantıda, Rum
lobisine yakınlıklanyla tanınan kongre
üyelerinin yanlı tavır alarak konuşmalanyla
Kıbns konusunun gündeme geldiğîni
bildirdi. Kalemli, bazı üyelerin Rum kesimi
tarafından bilgilendirildiğini ve "sanld
taraflıyımş gibi" davrandığmı ve diğer
tarafin da dinlenmesi gerektiğini vurguladı.
Kıbns sorununun bir oldu bittiyle
çözühnesine Türkiye'nin sessiz
kalamayacağını belirten Kalemli. Rumlann
tehlikeÜ bir şekilde silahlandığına işaret
etti. Washington'daki resmi temaslannı
tamamlayan Kalemli, iki ülkenin
parlamentolan aTasındaki ilişkiler
koridorunun artık açıldığım söyledi.
Kalemli, Türkiye'de rejimin yerli yerinde
olduğunu da belirtti. Mustafa Kalemli,
Türkiye'nin, ABD Kongresi'nin koşullu
vereceği dış yardun kredilerinin getirdiği
"Sç-beş knrnş'' noktasını çoktan aştığmı
vurguladı.
ANKAR\ (Cumhurivet
Bürosu) - ABD yönetimi,
Azeri ana üretim petrolleri-
nin dünya pazarlanna taşm-
ması için öngörülen 3 hattan
bin olan Bakû-Ceyhan'ın
gerçekleşmesi için Türki-
ye'ye "Ruslarla işbiriiği ya-
pm" önerisinde bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Müste-
şan Büyükelçi AK Tuy-
gan'ın bugün başlayacak
Moskova ziyaretinde bu ko-
nunun yanı sıra ^fiize buna-
hnu, boğazlarm durumu" da
ele alınacak. Milli Savun-
ma Bakanı tsmet Sezgin.
S-300Ter için her türlü ön-
lemin alındığrnı söyledi.
Washington yönetimi,
Türkiye ve Azerbaycan'm
ortak çahşma grubu kur-
duklan Bakû-Ceyhan hattı-
nın gerçekleşmesi için Rus-
ya Federasyonu ile de işbir-
iiği yapılması gerektiğini
Ankara'ya iletti. İki ülke dı-
şişleri bakanlıklan arasında
yapılan görüşmelerde. Ba-
kû-Ceyhan hattının riske
atılnıaması için Ruslann da
projeye dahil edilmeleri ge-
rektiği görüşünde birleşildi.
ABD'nin, "Eğer bölgenin
en güçlü ve en nufuztu ülke-
si Rusya'yı bu süreçten so-
yııtiarsak, bölgedeki zengin
kaynaklann geleceğini de
tehlikeye atabiüriz" görü-
şünde olduğu kaydedildi.
Türkiye de, bölge ülkele-
ri arasında yapılacak bir iş-
birliğinin çatışmalann ön-
lenmesi açısından önemli
olduğunun altım çizerek.
u
İşbirfigine hiçbir zaman
karşı çıkmadık. Rus yetkin-
lerle yakında yapılacak te-
maslarda bu konulan ele
alacağız" yanıtını verdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Yev-
geni Primakov'un. ekim ayı
başlannda Türkiye'ye gel-
mesi bekleniyor.
Başbakan Mesut Yıhnaz
da önceki gün yaptığı açık-
lamada, ABD'nin Ğeyhan
Limanı'nın bir petrol mer-
kezi olması projesine olum-
lubaktığını, ancak Rusya ile
de anlaşılmasını istediğini
kaydetti.
Primakov'un gezisinin
aynntılan ve iki ülke arasın-
daki sorunlar. Dışişleri Ba-
kanlığı Müsteşar Yardımcı-
sı Büyükelçi Tuygan'ın bu-
gün başlayacak Moskova
gezisinde ele alınacak. Dı-
şişleri Bakanlığı Sözcüsü
Büyükelçi ÖmerAkbeL dün
düzenlediği basın toplantı-
smda, iki ülke arasında dı-
şişleri siyasi direktörleri ara-
sında yılda bir kaç kez rutin
görüş alışverişlerinde bulu-
nulduğunu anımsatarak.
"Tuygan'ın yapacağı ziyaret
de bu çerçevede yapılan bir
ziyarettir. Herhangibir ama-
ca ya da özel gündeme yöne-
likbir ziyaretdeğüdir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın,
Rusya'nın Güney Kıbns
Rum Yönetimf ne (GKRY)
sattığı S-300 füze sistemle-
ri, Erivan-Moskova anlaş-
ması nedeniyle ortaya çıkan
bunalımı büyütmemeye ça-
lışması dikkat çekiyor.
Akbel, S-300 füze sis-
temlerinin Rusya ile görüş-
melerde gündeme geleceği-
ni belirtirken, "Bifinen gö-
rüşümüz açıknr. Füzelerin
adaya konuslandmlması
Kıbnssorununaçözüm ara-
ma cabalanna ya da bölge-
de istikrann devam ettirU-
mesine katkıda bulunacak
nheliktedeğüdir.Tersine her
iki bakımdan da çeşitii ve
önemli zararlar verebflecek
nitelikte bir gelişme olacak-
nr" dedi.
Milli Savunma Bakanı İs-
met Sezgin, Makedonya'ya
yaptığı ziyaret öncesinde
düzenlediği basın toplantı-
sında, konuyla ilgili sorular
üzerine, S-300 füzeleriyle
' ilgili her türlü önlemin ele
alındığını belirterek, "Mflü
Savunma Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı olarak ifade
ediyorum, S-300 füzeleri
Kıbns için çok fazla, Türki-
ye için çok azdır" diye ko-
nuştu. Sezgin, füze sistem-
lerinin Güney Kıbns'a ko-
nuşlanmayacağtnı varsaydı-
ğını. bunlan pazarlık kozu
olarak gördüğünü kaydetti.