25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 1997 PERŞEMBE 10 HABERLERIN DEVAMI Zonguldak Yurdun kuzey kesımıen parçalı yer yer çok bu- iutlu, Karadeniz, Iç Ana- dolu'nun kuzeydoğusu ıle, Doğu Anadolu'nun kuzeyı sağanak yağışlı, öteki yerter az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı yurdun kuzey ve iç kesimlerınde hıssedi- derecede az olmak uzere, yurdun kuzey ke- sımlerinde azalırken, oteki yerlerde önemli bir değışıkJık olmayacak. RUPA Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y -< Y PB PB PB PB 1b 14 16 18 19 20 21 22 Münih A 21 Milano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB A A A PB A A A 24 34 23 29 22 34 30 A 34 Şg^^^ş^^S^şş Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tıflis Kahire Y PB PB PB A PB PB A 11 28 19 25 25 20 24 34 Şam 35 QA;ık Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu t Çok bulutlu • Yağmurlu \AM*P Karlı Sulukar > GoK gürultülü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada vereceklerini" açıklıyor. Orta sağ partilef birbirini kollamaktan başlarına ge- lecekleri izleyemiyorlar. Tabii Kazan'ın açıklamalan çöp sepetinde. Örneğin, devleti yönettiği savındaki ANAR Koç'un üniversite arsaları ya da bir başka gayrimenkul reza- letiyle ilgili gensorunun Meclis'te destek bulmayaca- ğını düşünüyor. Hükümet bir-iki gensoruyla düşmeyebilir. Ne ki, gün gelir. CHP'nin yan çizemeyeceği bir ko- nu gensoru olur, Meclis'e gelebilir, oy toplayabilir. Üstelik, öyle günlerden geçiyoruz ki; "içimizdeki hayalperestlere dışımızdan da katılanlar" çıkıyor. Dşımızdaki "hayalperestlere misal" ünlü Econo- mist. Son yazılan değişik yorumlarla medyamızın sü- tunlannda. Ünlü dergi "Atatürk laikliğini temel alan- larfa, Islami bir uyanış peşinde koşanlann bir anlaşa- mama uçurumunun iki yakasından birbirlerine bak- tıklanm" yazıyor. Irdeleme, bu noktada dursa, hadi neyse. Ama, ar- kası bir senaryoyla geliyor: "Bu uçurum ortadan kaldmlacaksa; hem Erbakan, hem de generaller birbirine ellenni uzatmalıdıhar. Erbakan, diğer ülkelerdeki açık fikirli Islamcılar gi- bi, demokrasiye olan inancını taahhüt edebilir. Generaller de, tek amaçlannın demokrasiyi koru- mak olduğunu söyleyebilirter. Böylece Türkiye'de normalsıyasetyeniden başlar." Gördünüz mü, irtica denilen rejime düşman cana- vardan nasıl kurtulacağımızın formülünü, "normat si- yasete" dönmemizin koşulunu. The Economist yol gösteriyor. Ama ne yol! Bir kez, Economist gibi bir yayın organı, adamlan- nı Türkiye'ye gönderip önce Nizam, sonra Milli Sela- met ve şimdilerde Refah Partisi adıyla, Erbakan ve tak- kelilerin kırk yıla yakın bir süredir Türkiye'ye nasıl şe- riat düzeni getirmeye çalıştıklannı gözleriyle görmeli, kulaklanyla işitmeli. Tehlike sona erdi mî? O zaman görecek ki, generallerin el uzatmasını is- tediği adamlann birinci niteliği, yalancthk! Yalanı silah gibi kullanmak ve yalancılıkla siyaset çevirmek! Saptayacak ki dergi, Erbakan Batı'da yaşadığından Batılı izleri ön plana çıkan açık fıkirii Islamcılardan de- ğil. Bu başka tür islam! Tahran kafalı bir Islam! "Kuzeni" Amerikalılara sorsa öğrenecek Ingiliz: yıl- larca önce Erbakan'ın uyguladığı siyaseti ABD yöne- ticileri adlandırmıştı: Takıyye! "Demokrasiye olan inancı taahhüt etmek". Erbakan vetakkelilerden o kadar uzak ki... Zira, de- mokrasiyi, cumhuriyetin kurulduğu ilk günden beri, asıl amaçlarına varmak için kullanıyorter. • •'< > • Ne demokrattır bunlar ne de demokratik rejime ina- nırlar. Oysa generaller, hele yeni kuşak askerier dav- ranış ve söylemleriyle demokrasiye olan bağlılık ve inançlannı kanıtlıyortar. Generallerin takkelilerin elini sıkmalannı sağlaya- cak tek koşul; laik cumhuriyete ve demokrasiye inan- malanndan, "gerçekten ama gerçekten inandıklannı kanıtlayacak" siyasal ve sosyal alanlarda çağdaş bir düzene ginmelerinden geçiyor. Bu, olmayacak duaya amin demek gibi bir şey. Askerler laik cumhuriyeti, rejimi RP gibi yıkmaya değil, korumaya çalışıyorlar. Batı Çalışma Grubu'nun "dünden daha fazla mesaiyapması ve muhalefete dü- şen RP ile irtica hareketlerini" titizlikle izlemesinin tek amacı; kuşku olmasın, rejimi koruma çabalanndan kaynaklanıyor. Bir köşede yazıldığı gibi. "Güven Paşa'nın başını çektiği 'radikal' tavır, bu kez siyasi Islamın ciddi bir teh- like olarak ortaya çıkmasına yol açmadı". Tam tersi; TSKadına konuşan Güven Paşa'nın *'ra- dikal tavn", başta siyasal partilerin üzerine gidemedi- ği "var olan siyasal Islam tehlikesinin -şimdilik- ber- taraf edilmesine yol açtı". Yoksa, A'dan Z'ye devlet, gözler önündeki irticai gelişmeleri göre göre "uyusun da büyüsün" ninnisi- ne kendini kaptırmış, olaylan uzaktan izliyordu. Ve, laik rejim su gibi elimizden akıp gidiyordu. Tehlike bitmedi, sürüyor. 'Irtica yayılma eğfliminde' ANKARA/ALMATI (Cumhuri- yet)-Genelkunnay yetkilileri. RP'nin ıktidardan uzaklaştınlmasının ardın- dan toplumda yayılma eğilimi arayan irtica tehdidinin arttığını belirttiler. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Is- mail Hakkı Karadayı'nın, Başbakan Mesut Yılmaz'a irtica konusunda he- yet gönderdiği haberleri tüm taraflar- ca yalanlanırken: askeri ka>iıaklar. Başbakan'm açıklamalannın tersine. irticai faaliyetleri izlemek üzere oluş- turulan Batı Çalışma Grubu'nun hu- kuki ve siyasi varlık nedeninin kalk- madığını, çalışmalann sürdürülece- ğıni bildirdiler. Curahuriyet'in konuya ilişkın so- rulannı yanıtlayan Genelkurmay kaynaklan, Başbakan Yılmaz'ın "özel çalışmaya gerek kalmadığına" ilişkın görüşlerine katılmadılar. Baş- bakanlık'a irtica konusunda özel he- yet gönderilmediğini vurgulayan kaynaklar. "Zaten bir heyetin brifing vermesine gerek yok. irticai faaliyet- ler bütün boyutianyla hükümete ve- rikn brifingde anlaüldı" dediler. Askeri kaynaklar. imam-hatipler konusunda Başbakan'aaynca bir ra- hatsızlık iletmeye gereksinim bulun- madığını belirtirken. basına. yargı mensuplanna ve bürokratlara veri- len "irticai faaliyetier" konulu bri- fingde. -imam-hatipBsderinden me- zun olanlann ilahiyat fakültelerinde okuması gerektiği yolundaki görüşün iktildiğini" kaydettıler. Üst düzey bir askeri yetkili. RE- FAHYOL hükûmetınin görevden ay- nlmasından sonra Batı Çalışma Gru- bu'nun çalışmalanmn hız kazandığı- nı belirtirken. "Zira irtica REFAH- YOL un ardından daha geniş yayıima alanı buldu. RP muhalefetteolmanın getirdiği rahatlığı kullanıyor. sorum- luluğu daha sınıriı. Şeriatçılar sokak- larda eylem yapıyoıiar. İrticai faali- yetleri izlemek üzere oluşturulan Ba- tı ÇahşmaGrubu'nunçalışmalan sü- rüyor" dedi. Hürriyet gazetesinin dünkü sayı- sında yayımlanan "Sürpriz geüşme" başlıklt haber dün askeri ve siyasi kulislerde tartışma yarattı. Haberde, Orgeneral Karadayı'nın gönderdiği heyetin Başbakan Yılmaz'a verdiği Sungurlu: TSK'de rahatsızlık • Baştarafi 1. Sayfada Bu iftiralann hiçbiri doğru değil- dir ve TSK'den de çıkmış değü- dir'' dedi. Basm Konseyi Başka- nı Oktay Ekşi ve beraberindeki heyet, Sungurlu'yu dün maka- mında ziyaret ederek, konsey ve iletişim fakültelerinin ortaklaşa hazırladığı RTÜK yasası değişik- lik taslağını sundu. Sungurlu, görüşmede yaptığı konuşmada, RTÜK yasasmda de- ğiştirilmesi gereken hükûmler ol- duğunu belirterek, mcvcut yasa- nın bazı siyasi partilerin uzlaşma- sıyla çıkarıldığını söyledi. Bu yasanın Türkiye'nin yapı- sına uygun olduğunu belirten Sungurlu,u Bu yasa bize özgüdûr. Ancak, kamuo^nnun tespit eöiği eksiklikler varsa, 'Yasa iyidir' de- nilmesinde yarar yoktur" dıye konuştu. Sungurlu, bir gazeteci- nin, "TSK'de Adalet Bakanlı- ği'nm uygulamalanna Uişidn ra- hatsızbklar olduğu" yolundaki haberlerle ilgili görüşîerini sor- ması üzerine, "Asker kanîMtımn öylebir rahatsuhğı söz konusu de- ğil" dedi. Sungurlu, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Birkaç şeyi ayn ayn değerten- dinnek laâm. Zaten o haberde 'Vaki şikâyetlerimize duyarsız kalınmıştır' deniyor. Oyk bir şey sözkonusudeğiL Ufaak bir ihmal sözkonusudeğiL Çünkü TSK'nin hassasiyet gösterdiği mevzular,bi- zimbakanJığunızvetarafimızdaıı daha hassasiyetle takip edikcek konulardır. Bir de haberin kay na- ğuu bilmiytıruz. Haber nereden ve nasıl çıkmış bilmiyorunı. Ama ben bir ara Milli Savunma Baka- nı'ydım ve hiç ihaie yapmadjğun halde ihale yolsuzluklanndan bahsedilmey* başlandt. Meğerse, bir yerde ihale yapdacakmış da, o ihaleye girmek isteyenler nasıl ted- bir alınz diye düşünmöşler. Şim- di ben o yazıyı okuyunca, 'Acaba kim ne işin peşinde, böyle bir ha- vadis ortaya attf diye merak edi- yornm.'' ,7yılda511başvuru Adalet Bakanlığı Basm ve Halkla İlişkiler Bürosu'ndan dün yapılan açıklamada, Genelkur- may Başkanlığı'mn 11 Eylül 1990 tarihinden 3 Haziran 1997 tarihine kadar toplam 470 suç du- yurusunda bulunduğu bildirildi. Sungurlu'nun göreve başladığı 3 Haziran 1997 tarihinden 10 Eylül 1997'e kadar 41 suç duyurusu- nun yapıldığı kaydedilen açıkla- mada, suç duyurulannın tümü hakkında işlem yapıldığı ve so- nuçlan hakkında Genelkurmay Başkanlığı'nın bilgilendirildiği belirtildi. brifingde, 28 Şubat kararlannın ödünsüz uygulanmasmı ve ımam- hatip mezunlannın yalnızca ilahiyat fakültelerine girebilmesi isteklerini ilettiği belirtildi. Yılmaz'ın bu söz- lerden tatmin olmayarak. "Toplum- sal gerginlik had safhada. Şişenin ka- pağını zor kapatbk. Biraz daha zor- larsa. tazyik şişenin alnndan paüar" yanıtını verdiği öne sürülen haberde, Yılmaz'ın tavnnın askerleri tatmin etmediği savlandı. Genelk«rmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Ozkas- nak. AA'nın habere ilişkin sorusu üzerine. "Kesinlikk böylebirşey yok- tur. Haber tamamen gerçek dışı ve hayal mahsulüdür. Başbakanlığa ha- berde yer alan amaçla hiçbir heyet gönderilmeıniş ve hiçbir talepte bu- lunulmamışür. Kamuoyunu yanılücı bu haber, üzüntü ile karşılannustır" dedi. Milli Savunma Bakanı tsmet Sez- gin, Cumhuriyet'in sorulan üzerine, özel ziyaret haberini yalanladı. Ge- nelkurmay'ın zaman zaman edindi- ği bilgi ve belgeleri Başbakan'a ilet- tiğini kaydeden Sezgin, "Bu normal bilgiakışı içindeyapdıyor" dedi. Sez- gin, Makedonya'ya gitmeden önce Esenboğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada. "Genelkurmay'ın Baş- bakanhğa bir heyet göndererek irti- ca tehlikesinin var olduğunu söyle- mesi diye birşey yok. Ama Genelkur- mayınuz Sayın Başbakanımız ile da- ima temas icerisindedir ve bu temas içerlsinde Genelkurmayınuz gerekü gördüğü hususlan Sayuı Başbakan'a arz eder" dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ece- vit ise gazetecilerin konuya ilişkin sorulan üzerine. "Öyle bir bilgi ke- sinlikk bana ulaşmadı" dedi. •İddialar doğru değil' Başbakan Yılmaz. Kazakistan te- maslan sırasmda gazetecilerin habe- n anımsatması üzenne, iddialann doğru olmadığını söyledi. Hüküme- tın anayasal görevinin bilincinde ol- duğunu. bu nedenle "Bati Çalışma Grubu"na gerek kalmadığını öne sü- ren Yılmaz, "Eğer bir hükümet so- runıluluğunun bilincinde) se bu tür özel kurumlaşmalara gerek bırak- maz" dedi. Yılmaz, "Askerler sizinle aynı gö- rüşte mi" sorusuna, "Aksine hiçbir görüş ileri sürülmedi. Bana herhan- gi bir öneri gelmedi. Herhangi bir ya- kınma olmadı. Esasen buna karşı ile- ri sürülecek herhangi birgörüş oldu- ğunu sanmıyorum. Çünkü ben ana- yasanıo, demokrasinin gereğini söy- lüyorum" yanıtını verdi. Genelkur- may'a Batı Çalışma Grubu'nun fa- aliyetlerinin son bulması yönünde bir bildirimde bulunup bulunmaya- caklanna ilişkin soru üzerine Yılmaz şöyle devam etti: "Yani, malumu üan etmenin gereği yok. Anayasada yazı- lı olan budur. Ben de bu görüşlerimi her platformda ifade ettim ve hiçbir görüş. dik'k. öneri ifade edilmenuştir. Bu çalışmalar, çok özel bir konjonk- türde. bizden önceki hükümetin ken- di görevini yerine getirmek yerine devlete yönelen tehdidi bertaraf et- medeki aczinden, hatta bu tehditie özdeşleşmesi kanaaünden kaynak- lanmışor. Şu anda bu şartlar ortadan kalkuğına göre, böyle özel bir çahş- maya gerek kahnanuşür." Bakû-Ceyhan'a Kazakistan desteği I Baştarafi 1. Sayfada sıraya yükseldiğini kaydetti. Nazarbaye\', Kazakistancla 300'den fazla Türk şırketi- nin iş yaptığını. bu şirketle- rin proje hacminin 2 milyar dolaraulaştığınıbelirtti. NJa- zarbayev. bir gazetecinin Kazak perrolleri ile ilgili so- rusunu yanıtlarken. ülkesin- de şu anda dışanya giden herhangi bir boru hattı bu- lunmadığını belirterek. Ku- zey Hazar'dan geçecek hat- tı inşa ettiklerini söyledi. Kuzey Hazar hattmın bitiril- mesiıiden sonra 2003-2005 yıllarmda ihracat kapasite- sinin 25 milyon tona ulaşa- cağmı anlatan Nazarbayev. "Boru hattı ile ilgili birkaç alternatif var. Ancak en çok konuşulan ve üzerinde du- rulan proje, Türkiye üzerin- den petrolün Akdeniz'e indi- rihneskiir'' dedi. Kazak petrollerinin Hazar Denizi'nden Bakû'ye bağ- lanması için çalışmaların sürdüğünü belirten Nazar- bayev, petrolün. Tengiz'den Ceyhan'a gidecek bir boru hattıyla gönderileceğini kaydetti. Bunun için Ha- zar'ın dibinden bir hat geçi- rileceğini söyleyen Nazar- bayev. "Sanınm Rusya'nın da buna katüması faydah olur. Boğazlar'ın durumu ortada. Bunda siyaset aran- masın" diye konuştu. Başbakan Mesut Yılmaz da, "Biz bu konuda ve Ha- zar"ın statüsü konusunda Kazakistan'ın tezine tam destek veriyonız" dedi. Yılmaz, bir başka soru üzerine de, Kazakistan'daki KOBt'ler için 300 milyon dolar kredi kullandınlacağı- nı söyledi. Görüşmelerin ar- dından, bir araya gelen Baş- bakan Yılmaz ile Kazakis- tan Başbakanı Akejan Ka- jegekün, "Karsılıklı İşbirligi ve Kalkmma Ortak Dekla- rasyonu"nu imzaladılar. Yılmaz, sonra DEİK-Türk Kazak Iş Konseyi'nin dü- zenledıği •'Kazakistan-Tür- kiye İşbiriiği Perspektifleri'' konulu konferansa katıldı. Konferansta konuşan Na- zarbayev, Türk işadamlannı ülkesinde yatırım yapmaya çağırarak, kendilerine her türlü kolaylıgı gösterecekle- rini bildirdi. Türk firmalannın, yenı başkent Akmola'nın imari. madencilik, tüketim mallan, hafif sanayi. tarım, elektrik ve iletişim gibi alanlarda fa- aliyet göstermelerinin mümkün olduğunu söyle- yen Nazarbayev, Türkiye ile Kazakistan arasındaki en önemli sorun olan kara ve hava taşımacıhğına ilişkin problemlerin giderilmesi konusunu Başbakan Mesut Yılmaz'a ilettiğini kaydetti. Önceki hükümetlerin ta- ahhüt ettikleri 300 milyon dolar tutanndaki Eximbank kredilerinin kullandınlma- sının iki ülke ilişkilerine ye- ni bir ivme kazandıracağmı ifade eden Yılmaz da, bu kredilerin büyük bir bölü- münün yeni başkent Akmo- la'nın inşası ve KOBt'ler için kullanılmasının karar- laştınldığını belirtti. Yılmaz, Nazarbayev ile görüşmesinde, Türk-Kazak boru hattı konusundaki ta- lep ve önerileri de dile getir- diğini, Kazak petrollerinin Türkiye üzerinden Akde- niz'e taşmması konusunda- ki proje için ortak bir çalış- ma grubu oluşturulması ko- nusunda uzlaşmaya vanldı- ğını sözlerine ekledi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada - Kardeşim Türk müsün? Üsküp'te Türkiye'den gelen bir kişinin dert an- latmasının en kolay yolu Türkçe konuşmak... Karşınıza çıkan Türk olmasa bile mutlaka birkaç sözcük biliyor. Revaçtaolanlar, "arkadaş", "s;toc/osr"veistan- bul'dan başlayıp bilumum Anadolu kentleri. Ama Türk olup olmadığını soran kişi Anado- lu'dan, Gaziantep'ten. Önce geliş nedenini anlatmak istemedi. "Iş fa- lan" dedi... Bir Türk'ün işlertiği kahvede ikinci ça- yı içtikten sonra sordu: - Abi be, Tıran 'dan sonra deniz mi var, nehirmi? Çantamdaki haritayı çıkarıp, "Deniz var" dedim, "Neden sordun?" "Işte biz oradan Italya'ya, sonra da Almanya'ya gideceğiz" dedi. 17 gündür Üsküp'te bekliyorlarmış. Onlan Istan- bul'dan gönderen kişi 5 bin marklannı almış, "Üs- küp'e gidin bekleyin. Biradamımızsizioradan 77- ran'a götürecek. Sonrası kolay" demiş. O gün bu gündür bekliyortar. Feridun'a sordum: "Tanımadığın adama güvenip yola çıkılır mı?" Başladı yol öykülerini anlatmaya. İki yıldır 60 bin marka yakın para harcamış. Üç kez sınır kapılann- dan dönmüş. İlk yolculukta kansı ve kızıyla Avus- turya sınınnda yakalanınca Almanya'daki kayın- pederi onlan alıp götünnüş. Feridun yalnız An- tep'e... İkinci denemesinde Macaristan'la Avusturya-AI- manyasınırı arasında mekik dokumuş. BirTIR şo- förünün Avusturyalı sevgilisi onu sınırdan içeri ge- çirmiş. 5 bin markını almış. Ama içeride yakalan- mış... Sohbet koyulaşırken Feridun'un yol arkadaşla- nndan Bilal geldi. Önce ayın kaçı olduğunu sor- du. Söyleyince devam etti: "Türkiye'de de aynıdır değil mi?" Sınırı geçseler, Bilal'in işi tamam gibi. Alman- ya'daki arkadaşı ona evlenebileceği bir Alman ka- dını bulmuş. Yola çıkarken kansına durumu anlat- mış: "Oraya yeheşmem için Almanla evlenmem la- zım. Bunun için de seninle boşanmış olmalıyız. Ben oradan arayınca hemen avukata gideceksin. Sonra ondan boşanıp seninle yeniden evlenece- ğiz." Bilal de daha önce bir iki "deneme" yapmış. Bi- rinde 20 gün Zagreb'de beklemiş. Sürekli Türkiye Büyükelçiliği'ne uğradığı için kapıdaki Hırvat po- lisler bu gelince ayağa kalkıp selam vermeye baş- lamışlar. Bozuntuya vermemiş. O geceyi onlartn günlerdir kaldığı otetde geçir- 1 dim. Kapıyı kolundan kapatınca kilitlenmiyor. Kilit- leyince kol havada kalıyor. Bana torpil yapıp bal- konlu odayı verdiler. Balkon kapısını kapatmak için perdeyle sıkıştırmak gerekiyor. Odaya satır harcamayalım. 'Süüle başkadı' Otelin devamlılarından bir Sırp kadın var. Arka- daş olmuşlar. Bilal bağınnca Türkçe karşılık veri- yor: "Süüle Başkadı." Bilal'le Feridun gece boyunca inanılmaz yol öy- küleri anlattılar. Bu kez de Almanya'ya giremezler- se ne yapacaklarını tam kestiremiyorlar. Feridun, "Kalan son paramızla silah alıp, şebe- keciyi vuralım" diyor... Bilal kararsız: "Daha sağlam bir şebekeci mi bulsak?" Şebekecileri hep lakaplan ile anlatıyorlar: - Parmaksız... Pele... Canlannı sıkan en önemli durum Avrupa harita- sının güney kısmını bilmemeleri. Yukarıdaki sınır- ları "gözü kapalı" bulurlar... Bilal'e takıldım: - Bak Feridun "Tiran'ın karşısında deniz mi var, nehir mi" diye soruyor. • Bilal, Feridun'a dönüp çıkıştı: - Salak, boğaz orası... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki- ye ve Yunanistan başbakanlan, 3 Kasım'da Girit Adası'nda yapılacak Balkan Zirve- si'nde bir araya gelecekler. Yunanistan'ın Güney Kıbns Rum Yönetimi (GKRY) ile or- tak tatbikat yapacağını açıklaması. S-300 fü- ze sistemlerinin Yunanistan'a da konuşlandı- nlmasının gündeme gelmesi ile gerginliğin arttığı bir döneme rastlayan zirvede. Yılmaz ve Simitis'in büyük olasılıkla baş başa görü- şecekleri kaydedildi. Türk ve Yunan dışişle- ri bakanlan da Birleşmiş Milletler (BM) Ge- nel Kurulu'nda bir araya gelecekler. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Yu- nanistan Başbakanı Simitis başkanlığında, temmuz ayında Madrid'de başlatılan "banş sürecine" ikinci bir adım da Girit Adası'nda atılmaya çalışılacak. Girit'te 3 Kasım'da ya- pılacak Balkan Zirvesi için Yunanistan tara- fından Başbakan Yılmaz'a yapılan davete olumlu yanıt verildi. Türk ve Yunanlı diplomatik kaynaklar, Cumhuriyet'e yaptıklan açıklamalarda, gö- rüşmenin 'Madrid süreci'nin devamı olabi- leceği konusunda çok fazla ıyimser olmadık- lannı kaydettiler. Yunanistanlı bir diploma- tik kaynak, görüşmeden somut bir sonucun beklenmemesini ABD'nin, toplantıya katılan ülkeler arasında olmamasına bağlarken, "Madrid'de ABD ve Albright vardL Oradan o açıklamanın çıkmasında çok önemli rol oy- namışlardır. Burada ise sadece Türkiye ve Yu- nanistan olacak. Ancak bu, göriişmeterden hiçbir şey çıkmayacağı anlamma da gelmez. Taraflar, Madridtecrübesini kullanabilüier" dcdi. Türk diplomatik kaynaklar ise Girit toplan- tısının Madrid sürecinin devamı olmasını beklemediklerini, çünkü henüz hiçbir somut gclişme yaşanmadığına dikkat çektiler. 'Teslimatı kimse engelleyemez' ABD: Ruslarla îşbirliği yapın • Baştarafi 1. Sayfada tum takınacağız. Kıbns (Rum kesimi) ile imzaladığımız kont- ratın şartlarını yerine getirme- mizi, Kıbns'a ulaşmamızı, her- hangi bir devletin engelleyebi- leceğini düşünmek saflık olur. Rusya'nın kullanabileceği en- gin denizler var." Kremlin Sarayı Sözcüsü. fü- zelerin tesliminden ancak "Adanın askerden armdırıl- ması ve Türk askerinin ada- dan çekilmesi durumunda" vazgeçebileceklerini söyledi. Yastrjembski, Türk askerinin adadaki varlığının "hukukdn şı" olduğunu da iddia etti. Türkiye'nin Boğazlar'dan geçişleri sınırlandırmasının Moskova'nın tepkisine yol açacağını da kaydeden Basın Sözcüsü Yastrjembski şöyle konuştu: •*Bildiğim kadanyla Ankara henüz nihai tutumunu takm- madı. Türkiye'den, birbiriyle çelişen açıklamalar gelebih'yor. Sanryorum diplomatlar, asker- ler ve politikacılar henüz tek bir üslubu beürlemediler. Bo- ğazlar'dan serbest geçişin ulus- lararası sözleşmelerin, 1936 Montrö Sözleşmesi'nin ihlal edilerek tek yanlı olarak sınır- landırümasına bizim tek tep- kinıiz doğal olarak kinama şekUnde olur. Biz böyle bir ge- lişme ile kesinlikle mutabık ol- mayız." Atina'dan savunma Yunanistan Dışişleri Bakanı TheodorosPangalosve Savun- ma Bakanı Akis Çohacopulos. dün bakanlıklannın üst düzey yetkililerinin de katıldığı bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantı sonrası bir açıkla- ma yapan Çohacopulos, Kıb- ns Rum kesiminin topraklan- na konuşlandırmayı planladı- ğı S-300 füzelerine değinerek bu silah sisteminin tamamen savunma amaçlı olduğunu id- dia etti. Savunma Bakanı, " Kıbns, BM üyesidir ve savun- masuıı güvence ahına ahnak geri ahnamaz hakkıdır. Bu kutsal hak. bu küçük ülke için özellikle önem taşryor. Çünkü başka bir ülkenin işgal tehdidi altmda bulunuyor" görüşünü savundu. Türkyetkililerin, sistematik bir biçimde Kıbns Rum kesi- mini tehdit ettiklerini öne sü- ren Çohacopulos, "Türkyetld- liler, uçaklaruun 6 dakika için- de Kıbns üzerinde olacağmı resmen beyan ettüer" şeklinde konuştu. Kıbns Rum kesiminin AB üyeliği konusuna da değinen Pangalos, bu konuda AB'nin tutumu ile çelişen açıklama- larda bulunduklannı öne sür- düğü Almanya ve Italya dışiş- leri bakanlan Klaus Kinkd ile Lamberto Dini'yi eleştirdi. DenktaŞj ABD 'yi bilgüendirecek FUATKOZLUKLU WASHINGTON - Amerika Birleşik Devletleri'ne resmi ziyarette bulunan TBMM Başkanı Mustafa Kalenüi, KKTC Gumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ABD Temsilciler Meclisi'ndeki bir toplantıya davet edilmesini sağladı. Rauf Denktaş 22- 24 ekim tarihleri arasında Washington'a giderek ABD'li üyeleri bügilendirecek. Kalemli, düzenlediği basın toplantısmda ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası tlişkiler Komitesi'ndeki toplantıda, Rum lobisine yakınlıklanyla tanınan kongre üyelerinin yanlı tavır alarak konuşmalanyla Kıbns konusunun gündeme geldiğîni bildirdi. Kalemli, bazı üyelerin Rum kesimi tarafından bilgilendirildiğini ve "sanld taraflıyımş gibi" davrandığmı ve diğer tarafin da dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Kıbns sorununun bir oldu bittiyle çözühnesine Türkiye'nin sessiz kalamayacağını belirten Kalemli. Rumlann tehlikeÜ bir şekilde silahlandığına işaret etti. Washington'daki resmi temaslannı tamamlayan Kalemli, iki ülkenin parlamentolan aTasındaki ilişkiler koridorunun artık açıldığım söyledi. Kalemli, Türkiye'de rejimin yerli yerinde olduğunu da belirtti. Mustafa Kalemli, Türkiye'nin, ABD Kongresi'nin koşullu vereceği dış yardun kredilerinin getirdiği "Sç-beş knrnş'' noktasını çoktan aştığmı vurguladı. ANKAR\ (Cumhurivet Bürosu) - ABD yönetimi, Azeri ana üretim petrolleri- nin dünya pazarlanna taşm- ması için öngörülen 3 hattan bin olan Bakû-Ceyhan'ın gerçekleşmesi için Türki- ye'ye "Ruslarla işbiriiği ya- pm" önerisinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı Müste- şan Büyükelçi AK Tuy- gan'ın bugün başlayacak Moskova ziyaretinde bu ko- nunun yanı sıra ^fiize buna- hnu, boğazlarm durumu" da ele alınacak. Milli Savun- ma Bakanı tsmet Sezgin. S-300Ter için her türlü ön- lemin alındığrnı söyledi. Washington yönetimi, Türkiye ve Azerbaycan'm ortak çahşma grubu kur- duklan Bakû-Ceyhan hattı- nın gerçekleşmesi için Rus- ya Federasyonu ile de işbir- iiği yapılması gerektiğini Ankara'ya iletti. İki ülke dı- şişleri bakanlıklan arasında yapılan görüşmelerde. Ba- kû-Ceyhan hattının riske atılnıaması için Ruslann da projeye dahil edilmeleri ge- rektiği görüşünde birleşildi. ABD'nin, "Eğer bölgenin en güçlü ve en nufuztu ülke- si Rusya'yı bu süreçten so- yııtiarsak, bölgedeki zengin kaynaklann geleceğini de tehlikeye atabiüriz" görü- şünde olduğu kaydedildi. Türkiye de, bölge ülkele- ri arasında yapılacak bir iş- birliğinin çatışmalann ön- lenmesi açısından önemli olduğunun altım çizerek. u İşbirfigine hiçbir zaman karşı çıkmadık. Rus yetkin- lerle yakında yapılacak te- maslarda bu konulan ele alacağız" yanıtını verdi. Rusya Dışişleri Bakanı Yev- geni Primakov'un. ekim ayı başlannda Türkiye'ye gel- mesi bekleniyor. Başbakan Mesut Yıhnaz da önceki gün yaptığı açık- lamada, ABD'nin Ğeyhan Limanı'nın bir petrol mer- kezi olması projesine olum- lubaktığını, ancak Rusya ile de anlaşılmasını istediğini kaydetti. Primakov'un gezisinin aynntılan ve iki ülke arasın- daki sorunlar. Dışişleri Ba- kanlığı Müsteşar Yardımcı- sı Büyükelçi Tuygan'ın bu- gün başlayacak Moskova gezisinde ele alınacak. Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi ÖmerAkbeL dün düzenlediği basın toplantı- smda, iki ülke arasında dı- şişleri siyasi direktörleri ara- sında yılda bir kaç kez rutin görüş alışverişlerinde bulu- nulduğunu anımsatarak. "Tuygan'ın yapacağı ziyaret de bu çerçevede yapılan bir ziyarettir. Herhangibir ama- ca ya da özel gündeme yöne- likbir ziyaretdeğüdir" dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın, Rusya'nın Güney Kıbns Rum Yönetimf ne (GKRY) sattığı S-300 füze sistemle- ri, Erivan-Moskova anlaş- ması nedeniyle ortaya çıkan bunalımı büyütmemeye ça- lışması dikkat çekiyor. Akbel, S-300 füze sis- temlerinin Rusya ile görüş- melerde gündeme geleceği- ni belirtirken, "Bifinen gö- rüşümüz açıknr. Füzelerin adaya konuslandmlması Kıbnssorununaçözüm ara- ma cabalanna ya da bölge- de istikrann devam ettirU- mesine katkıda bulunacak nheliktedeğüdir.Tersine her iki bakımdan da çeşitii ve önemli zararlar verebflecek nitelikte bir gelişme olacak- nr" dedi. Milli Savunma Bakanı İs- met Sezgin, Makedonya'ya yaptığı ziyaret öncesinde düzenlediği basın toplantı- sında, konuyla ilgili sorular üzerine, S-300 füzeleriyle ' ilgili her türlü önlemin ele alındığını belirterek, "Mflü Savunma Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı olarak ifade ediyorum, S-300 füzeleri Kıbns için çok fazla, Türki- ye için çok azdır" diye ko- nuştu. Sezgin, füze sistem- lerinin Güney Kıbns'a ko- nuşlanmayacağtnı varsaydı- ğını. bunlan pazarlık kozu olarak gördüğünü kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle