28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ 8 DIŞ HABERLER İki Almanya'nın birleşmesiyle silinen çevre hareketi, sisteme uyum sağlayarak yükseliyor Yeşfller 'düzene' girdiDış Haberler Servisi - Alman Ye- şilleri 1983 yılında parlamentoya banşçı ağaç aşıklan ımajıyla adım atmışlardı. Blucın ve sandalet gi- yen Yeşıller ellennde NATO karşı- tı pankartlar ve asıt yağmurlann- dan zarar gönmüş çam dallanyla parlamento bınasına dalıyorlardı. tngiltere'de yayımlanan Herald Tribune gazetesınde yer alan bır ha- bere göre artık Yeşıller Partisi de geleneksel siyasetin baskısına yenik düştü. Düzenle uzlaşan Yeşıller ar- tık NATO'yu. NATO içındeki güç- lü ABD varlığını ve askeri giiç kul- lanımını desteklemeye başladı. Al- man ordusunun NATO'dan çıkma- sını isteyenler artık bu düşünce> ı "devrimci geçmişin birparçasT ola- rak nıtelendıriyorlar. lç ıktidar kavgalannın Yeşil ah- lakı yok etmesi ve rakip partilerin • Parlamentoya NATO karşıtı pankartlar ve asit yağmuru kurbanı çam dallanyla giren Yeşillerin yerinde yeller esiyor. Yeşillerin yeni programına artık genç profesyoneller ve işadamlan da ilgi duyuyor. de çevre konulanna el atması Yeşil- len 9O'lı yıllann başlannda güç kay- bına uğrattı. Soğuk Savaş sona enp Almanya bütünleştiğinde yeni bir gündemle ortaya çıkmayı başara- mayan Yeşıller 1990'da utanç veri- ci bır yenilgiye uğrayıp Meclis'te- ki bütün sandalyelennı yıtirdiler. Habere göre siyaset sahnesinden bır süreliğine çekilmek zorunda ka- lan Yeşiller, pragmatist bir yaklaşım- la partiyi \eniden canlandırdılar. 1994 yılında yeniden parlamento- ya giren Yeşiller, Almanya"yı 21. Yüzyıla hazırlayacak ılımlı arna ya- ratıcı programlarla genç profesyo- nellerin ve iş çevrelerinin desteğı- nı almaya başladılar. Son kamuoyu yoklamalan Yeşillerin gelecek yıl ya- pılacak olan genel seçimlerde yüz- de 15 oranındaki destekle üçüncü parti konumuna gelebileceğini gös- tenyor. Alman halkı artık "oigun- laşan" Yeşil Parti'den korkmuyor. Parlamento'daki Yeşil Partisi mil- letvekillerinden Joschka Fischer, "Bosna dönüm noktası oldu. Parti- mizi banş hareketidoğurmu^u, ama Balkanlardaki sov kınm en kararfa banşsavunucusunıın bik görüşleri- ni değiştirdi" diyor. Yeşiller, Fıscher'in öncülüğünde Alman askerlerinin NATO liderli- ğindeki banş misyonuna katılması- nı desteklediler. Bir zamanlar Av- rupa'ya ABD fîizelerinin konuşlan- dınlmasına karşı çıkan Yeşiller, ge- nişleyen NATO'daki güçlü ABD varlığını Avrupa'nın güvenliğini sağlayacak bir etken olarak onaylı- yorlar. Yeşillere göre Avrupa'da ba- nşı yalnızca ABD sağlayabilecek. Partiyi daha da pragmatik poli- tikalarayöneltmeyı hedefleyen Rez- zo Schlauch, "Alman ordusunun NATO'dan çıkması yönündeki gö- rüşümüzdevrimci tarihimizde kal- dLArükormanlan vediğerçevrezen- ginliklerimizi korumakla vetinme- yip gdecekte iktidar olabileceğiıni- a göstennek istiyoruz" diyor. Soğuk Savaş sonrası gerçekleşen hızlıjeopolitik değişimler Yeşilkri yeni dış politikalannı degıştirmeye zorlarken bilgi devrimi ve yeni kü- resel piyasa. Almanya'nın rekabet gücünü arttıracak ve işsizlik soru- nunu çözecek alternatif çözümler görmek isteyen yeni bir duyarlı ke- sim yarattı. Bunun sonucunda Ye- şiller saf bir çevreciliği bırakıp ar- tık üreticileri ozon dostu buzdola- bı ya da ağartılmamış kağıt üret- meye çağıran "eko-kapitaMst" po- litikalar uygulamaya başladılar. Ye- şiller artık sistemi içeriden değiştir- meyi hedefliyor. Fischer, Sosyal Demokratlar ve Yeşillerden oluşan bir "kml-yeşffl" koalisyonunun kördüğümü çözüp vergi. kamu hizmetleri ve emekli- lik sistemlerini iyileştirebileceğıne inanıyor. Gulag'ın eski sakinleri, yıllar önce serbest bırakılmalanna rağmen aynlamıyor Stalin hâlâ cezalandırıyor• 2 milyon kadar kişinin Stalin döneminde hayatını kaybettiği sanılan Sovyet sürgün bölgesi Gulag'da yatan eski mahkumlar, eski gardiyanlanyla birlikte yaşıyor. MAGADAN (Reuters)- Es- ki So\yetler Bırlıği liderlerin- den JozefStalin'in adıyla bır- lıkte anılan Sıbirya'dakı Gu- lag kamplanna gönderılen mahkumlardan yüzlercesı. ne- redeyse yanm yüzyı 1 önce ser- best kalmış olmalanna karşın bölgeden bır türlü aynlamı- yor. Dondurucu soğuğu, yerle- şim bölgelerıne uzaklığı \e ağırkoşullanyla ünlü Kolıma bölgesmdekı Gulag kamplann- da Stalin döneminde yaklaşık 2 milyon mahkumun yaşamı- nı yıtirdiği tahmin edılıyor Üyuya kalıp işine bır saat geç gıttıği ıçın Gulag kamp- lannda 10 yıl hapse mahkum olan Lenıngradlı YathigaSa- vina. kampta odun keserek al- tı yıl geçirmışti. Bugün 71 yaşında olan Yadvıga yüzlerce- si gibı Kolima'dakı kamplara ulaşımı sağla- yan liman kenti Magadan'da yaşıyor. Yadvi- ga, "Serbest bırakıldıktan sonra gidecek ye- rim yoktu. Bütün akrabalanm savaşta ya aç- lıktan ya da cephede ölmüşlerdL Ama bugün firsat butsam gklerirn" diyor. Bölgedekı altm madenlerinde çalıştınlan mahkumlardan hayatta kalanlar Stalin'in ölü- münün ardından 50'li ve 60'h yıllarda yöre- den aynldılar. Gidecek yerleri olmayan mah- kumlar Magadan'da kaldı. Daha sonralan bölgeden aynlmak isteyenler ise yörede hiç- Stalin'in eski kurbanlanndan üçü, Kolima'da ydlannı gecirdikleri hapishanenin önünde eski günleri andüar. bir ulaşım aracı olmadığı için bir yere gide- mediler. 1946 yılında, Ikmci Dünya Sava- şı'ndaki karşı casusluk birimine bağlı sarhoş bir subayla dans etmeyi reddettiği için 10 yıl hapse mahkum edılıp Gulag'a gönderilen Nina Vayşvilene kamptayken Belçikalı bir mahkumla evlenip bır çocuk sahıbi olmuş. Serbest bırakıldıktan sonra Magadan'a yer- leşen 77 yaşındaki Nına, altı yıl sonra ken- disine Magadan'da bıryaşam kuran kızını bı- rakıp kocasıyla birlikte Letonya'nın Riga kentine taşınrruş. Kocasının ölümünden son- ra yalnız kalan Nina 1993 yılında kızı ve to- runu ile birlikte yaşamak için Magadan'a geri dönmüş. 193O'lu yıllarda, Sovyetler Bir- liği'nm bölgedeki zengin altın madenlerin- de mahkumlan çalıştırmaya karar vermesiy- le kurulan Magadan, kötü yapılrruş çok es- ki prefabrik evleri ve terk edilrniş inşaat alan- lanyla bugün de çok yoksul ve bakımsız bir kent olma özelliğini koruyor. Mahkumlann yanı sıraeski gardıyan ve po- lislerın bır bölümü de kamplann kapanma- sının ardından bölgeden aynlamamış. Eski mahkumlardan Anna Juk, kendisıne bir za- manlar bir dilim fazladan ekmek veren bir gardiyanı sokakta dilenirken görünce daya- namayıp 100 ruble (3200 TL) verdiğini an- latıyor. 17 yaşındayken Gulag'a gönderilen ve 1956 yılında serbest kalan Juk. hapis yat- manın utancıyla Sibırya'yı terk edip yeni bir yaşamabaşlayamadığını söyleyerek "Benim cezam bitmedL Yıllar geçti hâlâ buradayim" diyor. Juk. cezasını çekrnesine karşın o za- manlar insanlann kendisıne "halkdüşmanı" gözüyle baktığını söylüyor. 70 yaşındaki Eva Onofriçuk, bir zaman- lar 200 kadın mahkumla birlikte yıllannıge- çirdiğı kışlanın bırkaç kilometre ötesinde ya- şıyor v e her gün kente ınerken önünden geç- mek zorunda olduğu binaya bakıp o korkunç günleri anımsıyor. B.B Lujkov'a karşı Bir zamanların yürek hopla- tan güzeli Brigrtte Bardot (B.B.), kendini hayvan haklan uğrun- da mücadeleye vermiş. Bu yol- da bütün dünyayı izliyor, gere- kirse gidip görüyor, açıklamalar yapıyor. protestolara girişıyor. B.B. hayvanlara karşı daha "insanca" davranılmasını isti- yor. Rusya da onun ilgi alanı için- de. Başkent Moskova'da sokak köpeklerinin yok edileceği söy- lentisi B.B.'nın kulağına gitmiş, uykularını kaçırmış. Tutmuş ko- nuyu araştırmış. Ve durumun gerçekten vahim olduğuna kanaat getirerek Mos- kova Belediye Başkanı Yuriy Lujkov'u "uyarma" karan almış. Derken bir gürültüdür kopmuş. YokB.B.'nin mektubuyanlışçe- virildi, yok konuya özel ilgi gös- teren Komsomolskaya Pravda gazetesi sorunu abarttı, derken kızılca kıyamet kopuvermiş. Luj- kov - kimbilir, belki de gençliğin- de B.B.'nin hayranlan arasında olduğundan dolayı - oklarını Fransa'ya değil, söz konusu ga- zeteye yöneltiyor. "Gerçeği çarptırdığı" gerek- çesiyle gazete aleyhinde 300 milyon rublelik dava açıyor. Ga- zete kendini savuntıyor. Fran- V GUNLUGlı HAKAN AKSAY sa'dan gelen 28 Temmuz 1997 tarihli mektupta ise B.B., gaze- tenin başına iş açılmasından duyduğu üzüntüyü dile getiri- yor. B.B., bütün dünyanın hay- vanseverlerini, Rusya'nın en güç- lü sağcı liderlerinden ve gele- cekteki başkan adayiarından bi- ri olarak görülen Lujkov'a karşı mücadeleye çağınyor. Köpek düşmanı kariyerist po- litikacılann dikkatine! Liiks arabada işsizlerRusya'nın Omsk kentınde 30 adet ya- bancı marka lüks araba olduğu saptan- mış. İzvestiya gazetesinin bildirdiğine göre bu 30 arabanın sahipleri arasında yalnızca birinin resmi olarak bir işi var; öteki 29 araba sahibi, zengin olmasına karşın "işsiz." Her 3 kadından biri erkek Ukrayna'nın Lvov ken- tinde temel amacı ailenin sağlamlaştınlması olan ye- ni bir siyasal parti kuruldu: Ukrayna Kadınlan Partisi. 300 üyeli partinin üyeleri- ninyüzde30'unun... erkek olduğu bildiriliyor. Rusya Yolsuduk liderlerinden Alman Transpa- rency International şirketinin yaptığı araştırmaya göre, yolsuzlukların en yoğun olduğu ül- keler arasında ilk sıraları Rusya, Ko- lombiya, Nijerya ve Bolivya alıyor. En "fem/z"ülkelerise Danimarka, Fin- landiya, Isveç ve Yeni Zelanda. 52 ülkede yapılan araştırmada, Tür- kiye "kara" liste- nin 12. sırasında. Holbrooke iş başında Dış Haberler Servisi - Bosna'dakı Devlet Baş- kanlığı Konseyi üyelerinin, büyükelçilik görevlerinin paylaşımı konusunda an- laşmaya vardıklan bildiril- di. Bosna banşının miman olarak bilinen ABD'li dip- lomat Richard Holbrooke, dün Saraybosna'da Bosna Üçlü Başkanlık Konseyi üyelen M\yz İzzetbegoviç, Momçikı Krayisnik \ e Kre- simirZubak ile yaptığı gö- rüşmenın ardından, üyele- rin büyükelçilik görevleri- nin paylaşımı konusunda anlaşmaya vardıklannı açıkladı. Holbrooke. konsey üye- lennın, aynca ortak askeri komisyon oluşturulması ve ülkenin telefon alan kodu- nun tek olması konulann- da da anlaşmaya vardıkla- nnı belirtti. BüyiikelçilikJenn payla- şımı konusunda vanlan an- laşmaya göre Bosna'nın Birleşmiş Milletler Tem- silcisi Boşnak olurken Was- hington'a büyükelçi olarak bir Sırp atanacak. Japon- ya'daki büyükelçilik göre- vini de bir Hırvat yürütecek. Dayton Banş Anlaşma- sı'nın sivil yönlerini uygu- lamakla görevli yüksek temsilcinin yardımcısı Al- man diplomat Gerd Wag- ner da son gelişmeler üze- rine Batılı ülkelere. Bosna ile dıplomatik ilışkilerin as- kıya alınması karanrun kal- dınlması için tavsiyede bu- lunacağını bildirdi. Holbrooke, Bosna Sırp Cumhuriyetı Devlet Baş- kanı Bilyana Piavsiç ile dün Banya Luka'da bir araya geldi. Holbrooke'un Piav- siç ile görüşmesinin, Bos- na Sırp Cumhuriyeti'nın sertlik yanlısı kanadıyla an- laşmazlık içinde olan Dev - let Başkanf na destek nite- liğı taşıdığı belirtiliyor Holbrooke'abölgedeki te- maslan sırasında ABD'nin Bosna Özel temsilcisi Ro- bert Geibard eşlik ediyor. Sırplara yargı darbesi Dış HaberlerServisi- Bosna-Hersek tnsan Haklan Mah- kemesi, 2 yıldır kayıp olan Katolik rahip Matanoviç ve ailesine ilişkin davayı önceki gün karara bağladı. Rahip Matanoviç, anne ve babasıyla birlikte iki yıl önce Priye- dor kentinde gözaltına alınmıştı. Aralannda Prof. Rona Aybay'ın da bulunduğu sekiz uluslararası yargıçla altı yerel yargıçtan oluşan mahke- menin karannda Matanoviç ailesinin serbest bırakılma- sı ya da öldülerse nasıl öldüklerinin belirlenmesi için Sırp Cumhuriyeti'nin derhal girişimlerde bulunması gerek- tiğini bildirdi. Türkiye-KKTC bıitünleşmesine sert tepki 'Ozel ilişki' ABD'yi kızdırdı FLAT KOKLUKLU WASHINGTON-ABD. Türki- ye ile Kuzey Kıbns Türk Cumhu- riyeti (KKTC) arasında ekono- mik ve savunma alanında enteg- rasyonu başlatmak amacıyla im- zalanan anlaşmaya sert bir ifa- deyle karşı çıktı. Anlaşmanın, Kıbns sorununun çözümü yönündeki çabalan engel- leyeceğini düşünen ABD Dışiş- leri Bakanlığı, Ankara'nın attığı adımı "yapıcı olmaktan uzak" şeklinde değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsü James Rubio, göre\ e başla- dığının ilk gününde, (perşembe), "kısmi entegrasyon" karannın VVashington'u rahatsız ettiğini di- le getirdi. Günlük basın brifınginde Yu- nanlı bir gazetecinin sorusunu ya- nıtlayan Rubın. KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş ile Türk Dışişleri Bakanı tsmail Cem'in açıklamalannı bildiklerini anım- sattı ve şöyle konuştu: "Biz, Biriesmiş Mületler'in (BM) Kıbns sorununa çözüm bulun- ması yolundaki çabalannı kuv- vetle desteklivoruz. Denktaş ve Cem'in açıklamalannıru Kıbns sorununun çözümüne yardımcı olduğuna inanmıyoruz. BM'nin müzakereler sürecini bartalayıcı ya da adanın kalıcı taksimine vö- nelik adımlar görmek istemiyo- ruz." İlk basın brifınginde hayli he- yecanlı olduğu gözlenen ABD Dışişleri Bakanlığf nın yeni sözcüsü James Ru- bin(37), Bosna banşını kurtarmak ama- cıyla eski Yugoslavya topraklannda me- kik diplomasisi gerçekleştiren Richard Holbrooke'un Kıbns sorunuyla ilgili gö- rev ıne vakıt ayınp ayırmayacağına iliş- kin bir soru)!] da yanıtladı. Sözcü. ABD Başkanı Bill Clinton'ın Kıbns Özel Temsilcisi Holbrooke'un "Çok yetenekli bir diplomat" olduğunu vurguladı ve espriyle kanşık şunlan söy- ledi: "O (Holbrooke), aynı anda hem jiirii- yebiiir hem de sakız çiğne>ebilir. Holbro- oke, bircok top ile aynı anda oynayabilir. GÖRÜŞME YANLISI Rum kesimi Montrö'ye gidecek Cenevre (AFP) - Kıbns Rum Kesimi, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin Ankara ile yakınlaşma girişimleri dahilınde imzaladığı ortaklık konseyi anlaşmasına karşın iki taraf arasındaki görüşmelere devam edecek. Adının açıkJanmasını ıstemeyen Güney Kıbnslı bir hükümet yetkilisi.önceki gün AFP ajansı muhabiriyle yaptığı görüşmede "Tuzağa düşmeyeceğız. Görüşmelenn olumsuz yönde etkılenmesinı istemiyoruz" dedı. Avrupa Birlıği'nin Güney Kıbns hükümeti ile üyelik konusunda görüşmelere önümüzdekı yıl başlayacağını açıklaması üzerine Kuzey Kıbns Türk Cumhunyeti ve Türkiye de politik ve ekonomık alanda bütünleşme amacıyla çarşamba günü ortaklık konseyi anlaşması imzalamışlardı. Birleşmiş Milletler'in katkılanyla başlatılan KKTC ve Kıbns Rum Kesimi arasındaki görüşmeler gelecek hafta Montrö'de devam edecek. Bosna'daki işini hafta sonunda bitirecek. Holbrooke'un Kıbns ile ilgilenecek çok zamanı olacak." ABD Dışişlen Bakanlığı'nın yeni söz- cüsü, Bakan Madeieine Albright'ın BM Daimı Temsilciliği görevi sırasında da ya- nındaydı ve Albnght'ın kıdemli danış- manıydı. Yakınlannın "küstah ve kibirli bir ki- şiliğesahip" diye tanımladığı Rubin'in, başkan Clinton'ın Atina Büyükelçiliği gö- revine atayacağı bildirilen Nicholas Burns'den boşalan sözcülük görevinin ilk gününde. Dışişlen Bakanı Albright yanındaydı. Albright sözcüyü gazeteci- lere takdim ederken "Benim en yakm daruşmardanmdan biri" dedi. - -r ^, GAYRİMENKUL AÇ1K ARTTIRMA İLAN1 l.İNEGÖLİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 1996/239 Tal. Bir borçtan dolayı ipoteklı bulunan ve aşağıda tapu kaydı, tapu adedi, cinsi, evsafı, kıymeti ve önemli özelliklen ile sahş şartlan aşağıda belırtılen taşınmazlar müdûrlüğü- müzce açık arttırma suretıyle satılarak paraya cevnlecektir. Satış ılanı ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmış olup adreste teblıgat yapılama- ması veya adresı bilinmeyenler ıçın de işbu satış ılanının ılanen tebliğı yenne kaım ola- cağı ilan olunur. 1. Tapu Kaydı: Bursa. Inegöl ilçesi, Çeltikçi Köyü, 2 pafta, 51 parselde kayıtlı 756.00 m2 mıktarlı avlulu kâgir ve ahşap evin 1 '3 hissesi. lmar Durumu: Taşınmaz köy sınırlan içinde kalmakta olup imar durumu mevcut de- ğıldir. Gavrimenkulün Hali Hazır Durumu ve Niteükleri: Satışı ıstenılen gayrimenkul, lne- göl ilçesi, Çeltikçi Köyü, köy ıçı mevkiınde kain olup 2 pafta, 51 parselde 756.00 m2 miktarlı avlulu kâgir ve ahşap ev vasıflıdır. GavTİmcnkulûn Kıymeti: Satışa konu gavrimenkulün bulunduğu Çeltikçi Köyü'nün lnegöl'e çok yakm oluşu, taşınmaz mal üzennde bulunan yapılann inşaat durumlan ve kullanılış özelliklen göz önüne almarak ve bu cıvarda bu özelliklen taşıyan taşınmaz mallann bu günkü alım ve satım raiçleri de dikkate alınarak: Arsa değen: 756.00 m2 x 1.600.000.- TLm2 = 1.209.600.000.- TL. Eski ve yeni buıaların değeri = 1.000.000.000.- TL. Toplam Deger 2İO9.6O0.0O0.- TL. Bu toplam değerden 1/3 hısseye düşen değerinin = 736.533.000.- TL (Yedi yüz otuz altı milyon beş yüz otuz üç bın lıra) olacağı kanaatıne vanlmıştır. 2.Tapu Kavdı: Bursa, tnegöl ilçesi, Çeltikçi Köyü, 5 pafta, 516 parsel sayılı, 4550 m2 mıktarlı tarla vasıflı taşınmazın 3/8 hissesi. tmar Durumu: Taşınmaz köy sınırlan içinde kalmakta olup imar durumu bulunma- maktadır. Gavrimenkulün Haü Hazır Durumu ve Nitelikleri: Satışı ıstenılen Çeltikçi Köyü, Çay- lar mevkiınde kain 5 pafta. 516 parselde kayıtlı 4550.00 m2 miktarlı taşınmazm tapu kaydında tarla vasıflı olduğu belirtılmişse de bılırkişi incelemesinde taşınmaz üzennde kontrplak fabrikası binası bulunduğu görülmüştür. Gayrimenkulün Kıymeti: Satışa konu gayrimenkulün bugünkü piyasa rayiçlerine gö- re boş tarla ve bina değen olarak değerinin: Boş tarla de|en 4550.00 m2 x 500.000.- TLm2 = 2.275.000.000.- TL. Fabnkadefen = 7.500.000.000 - TL. Toplam de|en 9 775.000.000 - TL. Bu toplam değerden 3/8 hisseye düşen değennin 3'8 x 9.775.000.000.- TL = 3.665.625.OO0.- TL (Üç milyar altı yüz altmış beş mılyon altı yüz yırmı beş lira) olaca- ğı kanaatine vanlmıştır. Satış Şartlan: Yukanda kaydı verilen taşınmazlardan: a) 2 pafta. 51 parsel sayılı taşınmazın; 1. Satışı 15.9.1997 günü, saat 10.50-11.05'e kadar b) 5 pafta. 516 parsel sayılı taşınmazın; 1. Satışı 15.9.1997 günü saat, 11.10-11.25'e kadar tnegöl 1. Icra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu armrmada tah- min edilen kıymetlenn % 75'ını ve rüçhanlı alacaklılann alacaklan toplamını ve satış masraflannı geçmek kaydıyla en çok arttırana ıhale olunur. Böyle bır bedelle alıcı çık- mazsa en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla arttırma 10 gün daha uzatılarak 10'uncu gün olan 25.09.1997 günü aynı yer ve aynı saatlerde 2. açık arttırma suretıyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetlenn % 40'ını ve rüçhanlı alacaklılann alacaklan toplamını ve satış masraflannı geçmek kaydıyla en çok arttırana ihale olunur. 2- Arttırmaya ıştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetlenn % 20 sı nispetinde nakit pey akçesı veya bu mıktar kadar milli bır bankanın teminat mektubunu vermeleri lazım- dır. Satış peşin para iledir, alıcı ıstediğinde kendisine 20 günü geçmemek üzere mehil ve- nlebılır. KDV, ihale damga pulu bedeli, tapu alım harcı ve tahlıye masraflan alıcıya ait- tir. Binkmiş vergiler ve tellaliye satış bedelinden ödenır. 3- tpotek sahibi alacakhlarla dığer ilgililerin (*) bu gaynmenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde da- iremize bıldirmeleri lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sıcılı ile sabit olmadıkça pay- laşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- thaleye katılıp daha sona ıhale bedelini yatırmamak suretıyle ihalenin feshıne se- bep olan tüm alıcılar ve kefılleri, teklif ettikleri bedel ile son ıhale bedeli arasındaki fark- tan ve diğer zararlardan ve aynca temerriit faizinden müteselsılen mesul olacaklardır. fiıale farkı ve temerrüt faizi, aynca hükme hacet kalmaksızın daıremizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname ılan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup mas- rafı verildıği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebılir. 6- Satışa ıştirak edenlerin şartnameyı gönnüş ve münderecatını kabul etmiş sayıla- caklan. başkaca bılgi almak isteyenlerin 1996/239 Tal. sayılı dosya numarası ile müdür- lüğümüze başvurmalan ilan olunur. 24.07.1997 (*) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 34296
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle