04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 1997 PAZARTESJ HABERLER Özden'den Akşam'a tazminat davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, hakkında asılsız haberler üreten ve bazı basın organlannın yöneticileriyle bir araya geldigini öne süren Akşam gazetesi hakkmda tazminat davasi açıyor. Akşam gazetesi, 22-25 temmuz tarihleri arasında yayımlanan sayılannda yer alan haberlerde, Hiirriyet Gazetesi Genel Yayin Yönetmenı Ertuğrul Özkök, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu ile Yekta Güngör Özden'in promosyon yasası konusunda sık sık Ankara'da bir araya geldikleri öne sürüldü. Zafer Mutlu'yla hiç görüşmediğini, Ertuğrul Ozkök'le de TBMM'de 1 Ekim 1994'te merhabalaştığını, başka bir temasının bulunmadığını yakın çevresine anlatan Özden'in, Akşam gazetesi ve şeriatçı Cuma dergısi hakkında ayn ayn tazminat davası açacağı öğrenildı. AA yönetimi değişti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu Ajansı (AA) yönetimi değiştirildi. AA'nın dün yapılan Olağanüstü Genel Kurulu'nda Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğe Mehmet Güler getirildi. AA Genel Kurulu'nda yapılan seçim sonucunda yönetim kurulu üyeliklerine Hiirriyet gazetesinden emekli olan gazeteci Mehmet Güler, gazeteci Turan Yavuz, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Doğan Akın, Başbakan Mesut Yılmaz'ın danışmanı Sevgi Ulusay ve ANAP Gençlik Kollan Başkanı Salih Uzun seçildi. Şevki Yrtmaz yine medyaya çattı • ADAR4ZARI (Curahuriyet) - Rize Bağımsız Milletvekili Şevki Yılmaz Adapazan'nda yine medyaya çattı. RP merkez başkanı Ekrem Yüce'nin oğlunun sünnet düğününe katılan Yılmaz. Ankara Kızılay'da yapılan şeriatçı gösteri sırasında gazetecilerin dövülmesı olayına ilişkin olarak, "Bir kısım alçak medyayı da dövdük" dedi. Kamu-Sen'den • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Kamu Çahşanlan Sendikalan Konfederasyonu (Türk Kamu-Sen) Genel Başkanı Resul Akay, Ekonomik ve Sosyal Konsey'e (ESK) kamu çalışanlan sendikalannın temsilcilerinin alınmamasının "memur sendikalannın önünde yasal engeller olmasından kaynaklandığını" söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e tepki gösterdi. RP savunmasında davanm hukuki dayanağının bulunmadığını öne sürdü 'Refah'ı kapatamazLar'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-u La- iklik karşrtı eylemlerin odağı okluğu suç- lamasıyla" hakkında kapatma davası açı- lan RP'nin bugün savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne vereceği bildirildi. RP'li- lerin. şeriatçı basının aleyhine yoğun kampanya başlattığı ve asılsız suçlamalar yönelttiği Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden hakkında "reddi hâ- kün" talebinde bulunacaklan belirtildi. Yargıta> Cumhunyet Başsavcılığı'nın "temelli kapatılması istemiyle" RP hak- kında Anayasa Mahkemesı'ne açtığı da- vada savunma için tanınan 3 aylık yasal süreç bugün doluyor. RP yönetiminin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın id- dianamesıne karşı savunması ve itirazla- nnı içeren yaklaşık 100 sayfalık dosyayı bugün Anayasa Mahkemesi'ne ıleteceği öğrenildi RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile partinin hukuk kökenli yöne- • Hakkında kapatma davası açılan RP, savunmasını bugün Anayasa Mahkemesi'ne verecek. RP'lilerin asılsız suçlamalar yönelttikleri Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'i reddedeceği belirtildi. ticileri Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan, Süleyman Arif Emre, Mustafa Kamalak, Mehmet Ali Şahin ve Şeref Malkoç tara- fından hazırlanan sav-unmada, davanın "Siyasi Partiler Yasası uyannca açılması gerektiği halde yapılmadtğı savıyla" usul: "söz ve davTanışlan iddianameye kanıt olarak gösterilen partililer hakkmda kesin mahkûmiyet bulunmadığı savıyla" da esastan reddedilmesi isteniyor. 'Kanlı nıı kansız mı' tartışması Dosyanın esasına ilişkin itirazlar sıra- lanan savunmada, Erbakan'ın RP grubun- da söylediği "İktidara geleceğiz ama, bu acı mı olacak tatlı mı, kanlı mı olacak kan- sız mı?" sözleriyle ilgili savunma yapılır- ken bir yandan konuşmanın çarpıtıldığı. öte yandan da milletvekillerinin "TBMM çatısı altında vaptığı konuşmalann sorum- suzluğa tabi olduğu"görüşü öne sürülü- yor. Dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un DGM Savcılığı'nın Erba- kan'ın bu konuşması nedeniyle dokunul- mazlığının kaldınlması ıçin gönderdiğı yazıyı "kürsü sorumsuzluğu"nu gerekçe göstererek ıade ettıgı savunmada kayde- diliyor. Savunmada. Erbakan'ın Sıvas Çermik'te vaptığı konuşma ıse bütünüy- le reddedilıyor. Iddianamede suçlanan milletvekilleny- le ilgili aynntıya gınlmeyen savunmada. Rize Milletvekili Şevki Yılmazın söz ko- nusu konuşmayı yaptığı tarihte parti üye- si olmadığı iddia ediliyor. Savunmada, Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı'nın iddianamesinde yer alan ka- nıtlardan "Tarikat üderlerine veriien iftar yemeğTnin de laikliğe aykın olmadığı öne sürülüyor ve Başbakanlık Konu- tu'nun resmi bir sıfatı olmadığı. Erba- kan'ın "özelhayabvekonutdokunulmaz- uğı" çerçevesinde değerlendirilmesi ge- rektiği savlanıyor. UBA'ya vaptığı açıklamada, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ile- ri süren RP'nin hukuk heyeti üyelerinden Kahramanmaraş Milletvekili Mustafa Kamalak. "Bize göre keyfi bir davadır. Belli çevTelerin tahriki ile açılmıştır. Hu- kuk çıldırmamışsa bu davadan bir şey çık- maz^dedı. Gazeteci Işık Yurtçu IA özgürlüğüne kavuşuyor Basına af tasansı yasalaşıyor • TBMM Adalet Komisyonu'ndan jet hızıyla geçen Basına Af Yasa Tasansı 'nın bu hafta Genel Kurul'da yasalaşması ile gazeteci Işık Yurtçu ve onun konumundaki meslektaşlan özgürlüğüne kavuşacak. • Hükümetin "basın affi" girişimini yeterli bulmayan ünlü yazar Yaşar Kemal, "4-5 kişiyi affetmekle ülkemize basın özgürlüğü getirilmez. Bu yapılan oyundur, aldatmacadır, ayıptır" dedi. İstanbul'un yeni valisi Kutlu Aktaş'ın öncelikleri laik eğitim ve güvenlik 'KaçakKumn kurskmhemen kapanacak' • Kamu görevlilerinin vatandaşın hizmetinde olduğu, halkın emrinde olduğu bilincinin, kamu görevlilerine tamamıyla yerleşmesi lazım. Bunu yaptıktan sonra, vatandaşın şikâyetleri de birtakım gayri meşru ilişkiler de azalacaktır. lazun. Bunu yaptıktan sonra, vatandaşın şikâyetleri de birtakım ga>ri meşru ilişkiler de azalacaktır Kimseyi görmeden itham etmek istemhorum. Ama nerede bir sıkıntı varsa, nerede bir zorluk varsa yalnış gayri meşru Uişkileri de beraberinde getiriyor, onlan bir rahatJatmak lazım. Niifus cüzdamnı degiştirecek vatandaşın, 3 dakikada işinin halledilmesi lazun." İstanbul'da her yıl 2 bin ile 2 bin 500 sınıf vapmamız lazım. Bu konuda söz veriyorum. En iyi şekilde organi/e ederek. eğitimin iki yıl içerisinde sınıflardaki çocuk sayısuu, 100'lerden 40'lara kadar düşürûriim" diye konuştu. Kaçak olarak faaliyet gösteren Kuran kurslannın önemli bir bölümünün tstanbul'da olduğunun anımsatılması üzerine Aktaş, geçer" diyen Aktaş, sözlerini söyle sürdürdü: "Herkes bildiği gibi hareket ederse, o zaman bize ne lüzum var burada. Görevini yapmayan, görevinde ihmali olan, görevini kötüye kullanan, görevinden menfaat temin eden, özeüikle en başta görevinden menfaat temin edene hiç acımam, habeıieri olsun." Istanbul'da basın mensuplannın Kimsemiz yok asunda. Tırnağuıuzla kazrya kazıya bura>r a gekiik. Bulunmaz Hint kumaşı degilim. Çok zeki olmayan, çahşan, ülkesine faydalı olmak isteyen biriyim. Hiçbir ihtirasım. hevesim de yok. Siyasete gümem. Bir memur, iki şeyi yapamaz diye bende yerleşmiş bir düşünce var. Memurlar, buna askerler de dahil; siyaset de ticaret de yapamıyorlar. CEM ULUTAŞ İzmir'de yaptığı 7.5 yıllık hizmetten sonra tstanbul Valiliği makamma oturalı henüz bir hafta olan Vali Kutlu Aktaş. göreve hızlı başladı. lstanbul ile ilgili önceliklerinin güvenlik ve eğitim olduğunu belirten Vali Aktaş, "kaçak ve izinsiz faaliyet gösteren rüm Kuran kurslaruu hemen kapatacağını" söyledi. Kamu görevlileri hakkında çok sayıda ihbar mektubu aldığını belirten Aktaş,, "ÖzeUikle en başta görevinden menfaat temin edenlere hiç acımam, haberleri obun"dedi. Sorulanmızı yanıtlayan Kutlu Aktaş, Istanbul'la ilgili önceliklerinin güvenlik ve eğitim olduğunu belirterek kentte yaşayan insanlann psıkolojik olarak kendilerini güvende hissetmeleri gerektiğıni söyledi. Polisiye önlemlerin yanı sıra. yurttaşlann günlük yaşam itibanyla kamu idareleri ile olan işlerinin, yasalar ve hukuk devleti ilkeleri içerisinde halledileceğinın iç huzur ve güvenini duyması gerektiğı anlayışında olduğunu belirten Aktaş. şöyle devam etti: "Vatandaşlann bir merci bulması lazını. Başı sıkışan vatandaş bir defa boşlukta kaunamau, aracı kurumlara gitmemeli. Kamu kurumlannda bir defa etkin bir çalışma düzeni sağlanması lazun. Tapu daireleri, nüfus dairelerinde, sağlık kuruluşlannda, okullarda kayit yaptınrken... Yani prensip, kamu görevlilerinin vatandaşın hizmetinde olduğu, halkın emrinde olduğu bilincinin, kamu görevlilerine tamamıyla yerleşmesi Ikinci önemli önceliginin eğitim olduğunu kaydeden Vali Aktaş, Istanbul'da önemli ölçüde tesis eksikliği bulunduğunu, bundan dolayı da sınıflarda ortalama 90- 100 öğrencinın zor koşullarda eğitim almaya çalıştığını bildirdi. Okuüara bağtş İzmir'de bu sorunu mahalli idarelerin olanaklan ve hayırseverlerin katkılannı koordine ederek sınıflann 35-40 kişiye kadar indirerek çözümlediğini anımsatan Aktaş. "Burada da çok hayırsever var. Ben burada bir hafta içinde 4-5 tane hayırseverden okul bağışı aldun. Eksik olan, tesislerin düzenli bir biçünde yerlerinin tespiti yapüarak hızlandınlması lazım. "Kuran kurslannın kaçak olanlannın hepsini hemen kapatacağım. Gider izin alır, ondan sonra faaliyetine devam eder" dedi. Aktaş, Istanbul'a atanmasını bir terfi olarak değıl. ama başta Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve ters bir tepki gelmediğine göre de kamuoyunun duyduğu güvenin bir göstergesi olduğuna inandığını söyledi. Kendisine devlet memurlan ile ilgili çok ihbar geldiğine dikkat çeken Vali Aktaş, hepsinin üzenne kararlılık ve hassasiyetle gideceğini bildirdi. "Devlet gemisini sarsıntısız ve anzasız götürmek lazım. Sarsıntısız ve anzasız götürmek de bunlann üzerine kararhlıkla gitmekten korunması için önlemler alınacağını vurgulayan Aktaş, toplumsal olaylarda gazetecileri korumak için polis memurlan görevlendireceğini söyledi. Aktaş, bunun için Emniyet Müdürlüğü'ne sözlü olarak talimat verdiğini. bunu yazılı hale de getireceğini kaydetti. Aktaş. basınla ilişkilerini iyi tutmaya devam edeceğini ve ayda bir basın toplantısı düzenleyeceğini söyledi. 'İzin kullanmadım' Kamu görevine başladığı 1962 yılından beri hiç izin kullanmadığını ve tatil yapmadığını belirten Aktaş, kendisiyle ilgili şu bilgileri verdi: "Ben memur çocuğuyum. Hedefî rüşvetçiler Göreve hızlı başlayan Vali Aktaş gayri meşru ilişkileri bitireceği sözünü verdi. "Kamu görevlileri hakkında çok sayıda ihbar mektubu aldığını belirten Aktaş, "Özellikleenbaşta görevinden menfaat temin edenlere hiç acımam. haberleri olsun" dedi. ı Fotoğraf: KADER TUĞLA) Çeşitli olaylarda bu görüldü. Devlet memuru, kamu görevlileri tkarette ve siyasette başanlı olamıyor. Bakm inceleyin, çok az kişi başanlı oluyor, onlar da istisnadır. Bunu göriiyorum." Seçilmiş vali sısteminin Türkiye için bugünlerde erken olduğunu ifade eden Aktaş, şöyle devam etti: "Ben güçlü bir valilik sistemini savunuyorum. Şündi de güçlü. fakat imkânlarla ve yetldlerie donatılmış. merkezi idarenin yetkilerinin birçoğunun de\raündığı bir valiliği tercih ediyorum. Ama böyle bir şey gündeme gelirse ben yine de seçimlere girmem. Valilik değil, ne olursa olsun benim o işlerle ilgim yok." (jÖR ÜŞI Av. FtKRET İLKİZ Haber Merkezi - TBMM Ada- let Komisyonu'ndan jet hızıyla geçen Basına Af Yasa fasansı'nın bu hafta Genel Kurul'da yasalaş- ması ile gazeteci Işık YurtçH ve aynı konumdaki yazıişlen müdür- len bu hafta özgürlüğe adım ata- caklar. Hükümetin u basmam"yla ilgili girişimini yeterli bulmayan ünlü yazar Yaşar Kemal, "4-5 ki- şiyi afTetmekle ülkemize basın üz- güriügü getirilmez. Bu yapılan oyundur. aldatmacadır. ayıptır" dedi. Adalet Komisyonu'nda ele alınmasının ardmdan bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda yasa- laşması beklenen tasarının 1. Maddesi ile 12 Temmuz 1997 ta- rihine kadar işlenmiş suçlar nede- niyle 5680 sayılı Basın Yasasrnın 16. maddesi veya diğer kanun hü- kümlenne göre sorumlu müdür sıfatıyla mahkûm edilmiş bulu- nan gazetecilenn cezalan ertele- niyor. Tasannın 2. maddesi ile de cezalan ertelenmiş bulunan so- rumlu müdürlerin erteleme tari- hinden itibaren üç yıl içinde işle- nen kasıtlı bir suçtan dolayı "so- rumlu müdür" sıfatı ile mahkûm edılmeleri halinde. "ertetenence- zalann aynen çektirilmesi" hük- mü düzenleniyor. tkinci madde de aynca, davanın açılması veya hükme bağlanmasının ertelenmiş bulunduğu hallerde, bu tarihten itibaren 3 yıl içinde kasıtlı bir şuç işlenmesi ve sorumlu müdür sııa- tıyla mahkûm olunması duru- munda, "ertelenen suçtan dolayı dava açılmasıveyaertelenmiş olan davaya devam edilmesi" öngörü- lüyor. Söz konusu 3 yıllık sürenin, sorumlu müdür sıfatı ile suç işle- meden geçirilmesi halinde ise so- rumlu müdür hakkındaki mahkû- miyet karan kaldınlıyor. 4 Bu bir ayıpür Ünlü yazar Yaşar Kemal'e gö- re, ANASOL-D hükümetinin ba- sın affina ilişkin girişimleri bir al- datmaca. Yaşar Kemal, UBA'ya yaptığı açıklamada, gelişmiş bir demokrasi için hükümetin daha ciddi davranması gerektığini vur- guladı. Kemal, "4,5,10 kişiyi af- fetmekle Türkiye'ye basm özgür- lüğü geünez. Demokrasi ya vsurdır ya da yoktur. Hükümetin bu yap- nğı biroyundur, üstefikde ayıptır'' dedi. Demokasi için hükümetin üzerine düşen göre\i yerine getir- mesi isteyen Kemal. şunlan söy- ledi: "Erbakan ve Çiller, demokrat- mış gibi görünüp demokrasi diis- manıçıkülar. Kimse Erbakan'dan sonsuz bir basın özgüriüğü bekle- yemezdL Ancak, şimdi Yılmaz gi- bi gayet yakından tamdığan, çok iyi niyetii demokrat bir insan baş- bakan. Türkiye 50senedirdemok- rasi için can atryor. Hükümet ve Yılmaz isterse basın özgürlüğü ve demokrasiji Türkiye'ye getire- bilir.'" Gazeteciyi serbest bırakırsanız, Işık Yurtçu'ya özgürlük verirseniz "demokratikleşme" yönünde adım Eitmış olur musunuz? "12.07.1997 Tarihine Kadar So- rumlu Müdür Sıfatı ile Işlenen Suçla- ra İlişkin Dava ve Cezalann Ertelen- mesine Dair Kanun Tasansı" Mec- lis'in gündemine alındı. Millervekilleri bu tasanyı görüşecek. Tasan yasala- şırsa hapishanelerde bulunan sade- ce sorumlu yazı işleri müdürleri ser- best kalacak. Infaz edilmekte bulu- nan hapis cezalan 3 yıl süreyle erte- lenecek. Daha sonra eğer sorumlu müdür sıfatıyla haklannda dava açı- lırsa ve mahkûm olurlarsa, bu defa önceki "ertelenmiş" hapis cezaları- nın çektirilmelerine de karar verilebi- lecek. Halen sorumlu müdürle ilgili suçlar nedeniy'le savcılık aşamasında olan soruşturmalar ertelenecek. Da- va varsa ve hüküm kurulmamış ise veya hüküm kesinleşmemişse; kesin hükme bağlanması yine "ertelene- cek." 55. hükümet "iyiniyet"\\. "Hapiste- ki gazeteciler" için bir yasal "formül" bularak konumu Yurtçu gibi olan "ga- zeteci sorumlu müdürleri" cezaevin- Sorumlu Milletvekili veya Sorumlu Müdür Olmak den çıkanmak istiyor. Anayasa'nın 14. ve 87. maddesindeki yasağa karşı bulunan formül ise veriien bu cezala- nn "ertelenmesi." Tasan sadece so- rumlu müdürleri kapsamaktadır. De- mokratikleşme yolunda atılmış bir adım değildir. Demokrasi adına sa- vunulamaz. Geçici çözüm getirmek- tedir. Sorumlu müdürlerin cezaevin- de bulunması ayıbını ortadan kaldır- mak için başvurulan bir yoldur. Tasa- n bu haliyle bile olsa. mutlaka yasa- laşmalıdır. Asıl olan "demokratikleş- me" ise, gazetecilerin, aydınların, ya- zarların, karikatüristlerin ve eli kalem tutan okumuş yazmışlann özgürlük- leri iseyazmayı, çizmeyi, konuşmayı, düşündüklerini ifade etmeyi engelle- yen yasal düzenlemelerin ortadan kaldırılmasıdır. Geçen cuma günü Kanal E televiz- yonunda deneyimli gazeteci Nahrt Duru, "7. Kulvar" programında ilkde- fa konuyu tartışmaya açtı. Yılların ga- zeteçisi, CHP lstanbul Milletvekili Al- tan Öymen, izmir DSP Milletvekili gazeteci Hakan Tartan ve gazeteci Nahit Duru ile beraber tasanyı ko- nuştuk. Gazeteci Öymen, iyi yüreği ve ak- lının emrettiği mantığı ile şu soruyu sordu: "Yazı yazan yazarlan, gazete- cileri, muhabirleri, düşündüğünü ifa- de eden aydınlaha veya karikatürü çi- zenlehe radyo ve televizyonlarda ör- neğin program hazırlamış, konuşma yapmış ve yasalaria başı derde girmiş olanları da bu tasanya dahil ederek onlann da sorumlu müdüher gibi bu tasandan yarahanmalannı sağlasak kime ne zaran olur?" DSP Milletvekili gazeteci Hakan Tartan, bu tasanyı demokrasi konu- sunda atılmış olumlu bir adım olarak değeriendirdi ve yararlanacak kimse- ler açısından genişletmenin yararlı olacağını savundu. Her iki gazeteci milletvekili bu yönde çalışma karan aldılar. Hemen orada, program de- vam ederken veriien aralarda, tasan- ya nasıl bir cümte veya kelime eklen- mesi gerekiyorsa yazmaya ve not al- maya başladılar. Bu iki milletvekili, önümüzdeki günlerde arkadaşlannı nasıl "ikna" edeceklerse edecekler. Etmek zorundalar. Destekliyorum. Yasa üretmekte çalışan milletvekille- ri, Öymen veTartan'ı desteklemeliler. Yoksaaydınlann veyazariann hapse- dilmesini isteyenler Meclis aritmeti- ğinde "çoğunlukta" mı? Göreceğiz. Bizlerin yapacağı bir görev varsa, "demokratikleşme" için biz hazınz. Gazeteci Öymen'in sözlerine katı- lıyorum. "Tasan"aydınlara, muhabir- lere, yazariara, yazı sahiplerine de öz- gürlük verse, davalannı ertelese kime ne zaran olur? Kimden ve neden kor- kuluyor? Örneğin Ismail Beşikçi bir bilim adamı. Yazdıkları ile yaşayan bir aydın... Serbest kahrsa Türkiye "bö- lünür" mü? Bölünmez bütünlüğün bölünmesinin sorumlusu aydınlar mı, gazeteciler mi? Beşikçi sadece bir ör- nek, bir isim. Hapiste olanlar kimler ve kaç kişi? Kaç kişi düşüncelerini ifade ettiği için cezaevıne girme hazıriığı ya- pıyor? Kaç kişinin ifade özgürlüğünü engelleyen yasalaria başı dertte... Ar- tık bu "istatistikler" ve demokrasi, öz- gürlüğü kuşatan yasaklan düzenle- yen yasa enflasyonu yüzünden iflas etti... Başbakan Yardımcısı ve DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit, Ismail Be- şikçi'nin yazdıklanndan dolayı yüzler- ce yıllık cezalarla hapishanede olma- sınıveaydınlann hapiste ömürtüket- mesini utanç verici bir durum olarak değertendiımişti. Söz söyleme vakti geçti. Utançlanmıza, utanç katmaya- lım. Türkiye'yi kocaman bir hapisha- ne olmaktan çıkarmak hepimizın gö- revidir. Cezaevlerinde bulunan ve gi- recek olan aydınlar bizden daha "öz- gür." Hapiste olan bizleriz. Kendi el- lerimizle yarattığımız cezaevi pence- resinden bakınca; Işık Yurtçu'dasim- geleşen "ışığın"gücünü serbestçe ve zincirsiz ellerimle tutmak istiyorum. Asıl kendimizi özgür sanıp kocaman bir cezaevindeömürtüketen bizleriz. Cezaevindeki "özgür" hükümlüler ve hapishane yolcusu olanlar, bizım ül- kemizin aydınları ve gazetecileridir. Kendi tutsaklığımız bitsin diye salıve- rilmelerini istiyorum. Düşüncesini ifa- de edenler cezaevine girmesin ve ar- tık demokrasi tutuklanmasın istiyo- rum. Ya siz değerli ve "sayın" millet- vekilleri; siz ne istiyorsunuz? Şeriatçı basın kıskırtıyor 7 kentte eylem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-8 yıllık kesintisiz eğitimin TBMM'de yasalaşmasını önlemek isteyen şeriatçılar, bu haftayı eylemle geçirmeye hazırlanıyor. Köktendinci basının çağnsıyla 7 kentte miting yapmayı planlayan dinci örgütler, 9 ağustosta Ankara'da yeniden bir araya gelmeyi amaçlıyorlar. Laik aydmlan şeriatçı terör örgütlerine hedef göstermesiyle bilinen şeriatçı Akit gazetesi, dün "Eylemler yeni başlıyor" başlığıyla manşetten yayımladığı haberde, yann ve çarşamba günü Türkiye'nin 7 bölgesindeki 7 kentinde "izinli" miting yapılacağını bildirdi. Eylemlerin yann Kayseri, tzmit, Kütahya ve Samsun'da, çarşamba günü Rize'de, günü belirlenmemesine karşın Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Erzurum'da yapılmasının planlandığı kaydedilen haberde, eylemlerin Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri Vakfi j tarafından organize cdıldığı kaydedildi. Haberde, aynca Yozgat, Malatya, Konya, İzmir; Adapazan ve Istanbul'da da basın açıklaması adı altında izinsiz eylem düzenleneceği bildirildi. Haberde. en büyük katıhmlı eylemin "Büyük Buluşma"adı ' altında yine Ankara'da gerçekleştirileceği savunuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle