Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yonetmenı. Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatoru Hikmel
Çetinkaya 0 Yazıışlerı Müdürlerı:
IbrahimYıldız (Sorumlu ı. Dinç Tayanç
• Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara
• Gönsel Yönetmen FikretEser
Dış Haberler Şmasi Danışoğlu O îstıhbarat:
Cengiz Yıidınm • Kültür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler
Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yancı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge:
Edib« Buğra # Yurt Haberlen Mehmet Faraç
YaymKurulu; llhan Seiçuk(BaşkanX
Orfaan Erinf, Oklav Kurtboke,
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
Ergun Bakı, Dinç Tayuıç, tbralıîm
Yıldız, Orhan Bnrsalı, Mustafa
Balba). Hakan Karm.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan
Akın Atatûrk Bulvan No 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı:
SwdarKmk,H.Zı>aBW.1352S23Tel:4411220. Faks:
4419117 • Adana Temsilcısi Çetin Yiğenoğlu, tnönü C i
119 S No 1 Katl.Tel 363 12 II. Faks 363 12 15
Müessese Müdüriı: Üstün Akmen
•Koonimatör Ahmet Konıhan #
Muhasebe Büknt Yener#Jdare:
Hüseyin Gürer 9 Işletme Onder
Çetik • Bilgi-tşlem Nail lnal •
Bılgısayar Sıstem: Mûrûvet Çiler
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Başkam - Genel Müdür Gülbin
Frduran • Koordınator Reha
Işıtman # Genel Müdür Yardımcısı
Mine Akdag Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
Ya>ımlayan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık A Ş
TürkocağıCad 39 41 Cağaloglu Î43J4 Ist PK 246 Istanbul Tel <0'212> 512 05 05 (20 hat) Faks (0'212l 513 85 95 4 AĞUSTOS 1997 İmsak:4.11 Güneş: 5.56 Öğle: 13.17 Ikindi: 17.09 Akşam: 20.25 Yatsı: 22.02
Hacıbektaş'a
ziyaretçi akını
• NEVŞEHtR
(Cumhurivet)-
Nevşehir'in Hacıbektaş
ilçesindeki Hacıbektaş-ı
Veli Müzesi'ni bu yılın ilk
altıaymdal80bin797
yerli ve yabancı turist
ziyaretetti. 13. yüzyılda
Anadolu'da Türkleşme ve
Müslümanlaşma
konusunda önemli
atılımlar yapan
Hacıbektaş-ı Veli'nin
türbesinin hemen yanında
yer alan müzede, o
döneme ait önemli
etnografik eserler
sergileniyor. Müzeyi yıl
sonuna kadar 500 bin
kişınin ziyaret etmesi
bekleniyor.
"Çevre ve Barış'
toplantısı
• GtRESUN
(Cumhuriyet) - Dünya
Banşı Için Uluslararası
Eğitimciler Birliği
(IAEWP) ve Karadeniz
Teknik Üniversitesi
Giresun Eğitim Fakültesi
işbirliğiyle düzenlenen
'Çevre ve Banş' konulu
Avrasya Kongresi başlıyor.
Kongreye Macaristan,
Yunanistan. lspanya,
Nijerya, Tayland,
Hindıstan, Amerika gibi
çeşitli ülkelerden 77
yabancı eğitimci ve bilim
adamı katılacak. Bu arada
BM yayın organı UN
NEWS gazetesi 30
Haziran 1997tarihli
sayısında Giresun'u "Banş
Kenti' olarak duyurdu.
'Vakıflara satiip
çıkın' çagrısı
• KONYA(AA)-Devlet
Bakanı Metin Gürdere,
" Vakıf imkânlanndan
yararlananlann. bu
eserlenn onanmında,
Vakıflar Genel
Müdürlügü'ne maddi
bakımdan yardımcı olması
gerekir" dedı. Konya'da
bulunan Bakan Gürdere,
dün sabah, tarihi
Mahkeme Hamamı ile
Alaaddin Camii'ni
gezerek yetkililerden bilgi
aldı Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nün tarihi
eserlere sahip çıkma
yönünde Türkiye'nin her
tarafında güzel çalışmalar
yaptığını belirten Bakan
Gürdere "Kamuoyunu da
bu konuda gerekli
hassasiyeti göstermeye
davet ediyorum" dedi.
Batık gemi
• NEVV YORK(AA)-
Ege kıyılanndaki
Karaburun açıklannda
ortaya çıkanlan
Romalılara ait 1100 yıllık
batık bir ticaret gemisinde
bulunan değerli eşyalann,
denız dibi arkeolojisi
açısmdan tarihin akışını
değiştirecek kadar önemli
olduğu bildirildi.
Karaburun açıklannda
gerçekleştirilen deniz dibi
araştırmalan Amerikan
ABC televizyonu
tarafindan ekrana getirildi.
Araştırmalar sırasında,
aralannda altından bir
kupa ile altın sikkelerin de
bulunduğu çok sayıda
sanat eseri çıkanldı.
BulunanJar arasında 2000
dolayında amfora ile 1100
yıl sonra ilk kez su
altından çıkanlan cam
eşyalar da yer alıyor.
Çiniciliğin sırrı
• tZMK(AA)-Osmanlı
dönemi çini sanatmın en
önemli merkezlerinden
tznik'te yapılan arkeoloji
çalışmalannda. çini
finnlan ve atölyelerine
ulaşılmaya çalışılıyor. İlk
kez Prof. Dr. Osman
Aslanapa'nın 1964yılında
başlattığı kazılar.
Türkiye'nin çeşitli
üniversıtelerinden gelen
30 kişilik ekip tarafindan
surdürülüyor. Ekibin
başkanı Dr. Ara Altun,
yaklaşik bir buçuk ay
sürecek kazılarda, çini
finnlan ve atölyelerini
ortaya çıkararak, Osmanlı
dönemi İznik çini ve
seramik sanatını
aydınlatacak bulgulara
ulaşmaya çalıştıklannı
açıkladı. Dr. Altun,
"Devlet Planlama
Teşkilatı Iznik Çiniciliğini
Araştırma-Geliştirme ve
Yeniden Üretimini
Sağlama Projesi" adına da
çalışma yüriittüklerini
belirtti.
Türkiye'de 12-19 yaş grubundaki 9 milyon çocuğun yüzde 34'ü eğitim sistemi içinde yer alırken yüzde 51'i çalışıyor
Çocuk eğitiminde çarpık tablo• Eğitim-Sen tarafından hazırlanan "Çocuk Haklan ve
Eğitim" araştırmasında, Türkiye'deki çocuk nüfusun büyük
çoğunluğunun eğitim hakkını kullanamadığı belirtildi.
Zorunlu temel eğitimin, çocuklann korunmasında önkoşul
olduğu vurgulanan araştırmada, eğitimde 8+3 sistemine
geçilmesi ve öğrenimin parasız olması istendi.
EBRU TOKTAR
ANKARA-Türkıye'dede 12-19yaş
grubundaki 9 milyon öğrencinin yüz-
de 5l'i "işpazanna"sürülüyor.
Eğitım-Sen Istanbul 5 No'lu Şube
üyesi Nurgül Çetinkaya tarafindan ya-
pılan "Çocuk Haklan ve Eğitim'' adlı
araştırmada, dünyada 1 milyar insanın
okur-yazar olmadığı kaydedildi. 100
milyonu aşkın çocuğun örgün eğitime
katılma şansının kaybolduğu vurgula-
nan araştırmada, "Dünyada tekbir as-
ker yetiştirmek ortalama 20 bin dolar
iken, bir çocuğun eğitimi için yapılan
hareama 350 dolardır" denildi. Araş-
tırmada, gelişmiş ülkelerde bir çocu-
ğun okula devamı için 6 bin dolar dü-
zeyinde hareama yapılırken, bu raka-
mın Afrika ve Güney Asya ülkelerin-
de 2 dolara indiği bildirildi. Gelir dü-
zeyi düşük ülkelerde nüfusun yüzde
34'ünün ortaöğretime devam etmedi-
ğine dikkat çekilen araştırmada. "'Eği-
tim, temel insan haklanndan biridir.
Çocuk Haklan SözJesmesi'nin 28. mad-
desiçocuğun eğitim hakkmıkabul eder
ve bunun firsat eşitiiğî temeliyle ger-
çekleştirilmesini öngörür" denildi.
Araştırmada, Türkiye'de 12-19 yaş
grubundaki 9 milyon öğrenciden yal-
nızca yüzde 34'ünün eğitim sistemi
içinde yer aldığı, yüzde 51 'inin iş pa-
zannda olduğu ortaya çıktı. Türkiye'de-
ki çocuk nüfusunun büyük çoğunluğu-
nun eğitim hakkını kullanamadığına
işaret edilen araştırmada, öğrencilerin
yüzde 27.9'unun kendi ıstemiyle, yüz-
de 24"ünün ekonomik gerekçelerle,
yüzde 21.2'sinin üst üste iki yıl sınıf-
ta kalması nedeniyle, yüzde 7.2'sinin
"başanlı olamadığı 1901" okuyamaya-
cağına karar vermesi yüzünden, yüz-
de 5'inin yakrnda okul bulunmaması.
yüzde 2.2'sinin de "kızokhığu içm" oku-
la devam etmediği belirtildi.
Araştırmada, Türkiye'de çocuklann
yansımn, ekonomik nedenlerle eği-
timlerini sürdüremediği için iş pazan-
na girdiğine işaret edilerek. "Bn ço-
cuklann bazılan işle birlikte eğitim ya-
şanüsını da sürdürmektedir. Çocukla-
ra kendi yetenetderinitam anlamdaöz-
gürce geliştirebUmesinin önüne set çe-
ken iş hayaü, çocuğun fiziksel ve rnh-
sal dengelerini olumsuz etkilemekte-
dir. Düzenli olmayan işlerde ve tehlike-
li koşullarda çahşan çocuklann her tür-
lü istismara açık olduğu da bir gerçek-
tir" saptamasına yer verildı.
Zorunlu eğitim
Zorunlu temel eğitimin, çocuklann
korunmasında önkoşul olduğu vurgu-
lanan araştırmada şu önerilere yer ve-
rildi:"ZomnJu temel öğrenim sûresi-
nin 8 arb 3'eçıkanlmas çocuklan işya-
şamından uzak tutacak temel önlem-
krin başında gefanektedir. Bunun dtşın-
da ekonomik nedenlerie okula devam
edemeyen çocuklann öğrenim giderle-
rinin devletce karşılanması. zorunlu te-
melöğrenimin parasız olmasıyoluna gi-
dilmeUdir."
Araşnrmada. anayasadaki, "Üköğre-
tim, kız ve erkek tüm yurttaşlar için
zorunlu ve devlet okullannda parasız-
dır" hükmü anımsatılarak. katkı payı
uygulamalannın yasal olmadığı belir-
tildi. Öğretim yöntemlerindeki yeter-
1 sizlik ve ders kitaplanndaki ırkçı-şo-
ven ve cins aynmcı nitelik nedeniyle
öğrencilerin özgürce düşünemediği
kaydedilen araştırmada, okullarda ge-
nellikle öğrenciden düşünme ve katı-
lım istemeyen soru-yanıt-tekrartekni-
ği kullanıldığına işaret edildi.
Araştırmada, Türk toplumunda ço-
cuklann başansızlık gösterme, boyun
eğmeme ve söz dinlememe gibi ne-
denlerle dayakla cezalandınldığı kay-
dedildi. Bu cezalann okullarda da ken-
dıni gösterdığine işaret edilen araştır-
mada. çağdaş eğitimde şiddetin yeri-
nin olmadığı vurgulandı. Araştırma-
da. dayağın okullarda davranış değiş-
tinne aracı olarak kullanıldığı belirti-
lerek, "Bakanhk İç Hizmetler Yönet-
meliği'nin 54. maddesL öğretmen ve
öğrenci ilişkilerinin sevgi ye saygn'a da-
yandınlmasmı öngörür. Oğrenche ka-
ba davrant^ta bulunmak ya da öğren-
ci dövmek açıkça bir disiplin suçu ola-
rak gösterilmiştir. Buna karşm okular-
da fiziksel ve duygusal istismann önü-
ne geçüememiştir'' görüşleri dile geti-
rildi. Araştırmanın sonuç bölümünde
eğitim programlannın, sosyal kurum-
lann ve çocukla ilgili mesleklerin re-
fonndan geçirilmesı ıstendı.
Açlar, toklar ve doymayanlar...
H a U i
^ t
? Î ^ ^ J S ^
* ' J J ve jiyeceklen kapmak için rarbnieriyıe dovüş-
tükleri söylenir. Ancak îngiliz KüJtür Derneği'nin terasında çekilen görüntü bu düşünceyi çüriitüyor.
Ön plandaki güvercin. büviik bir rahatlıkla san Çorum kbiebilerini kursağa indirirken yanıbaşın-
daki güvercin paşa paşa duruyor, belli ki karnı tok. Aslında hay>anlar hep böyledir. En \ırtıcı hay-
vanlardan biri olan kurt bilc, karnı tok olduğu sürece ne bir hemciroine, ne de insana saldınr. Ya in-
sanlar? tnsanlar öyle mi? Elbette bir kısnu, karnı doyunca, yediklerrvle yetiniyor. Ancak kimileri bir
türlü dovmak bilmiyor, yedikçe yiyor, yedikçe saklırganlaşıyor. (Fotoğraf: ISMET GUMUŞDERE)
STK'ler imar cetelerine' karşı devleti göreve çağırdı
Patara için dayanışma
OKTAY EKtNCİ
Önceki pazar günü (27
Ağustos 1997) antik Pata-
ra kentindeki kazıevinin sa-
baha karşı basılarak uyku-
daki arkeolog ve öğrencile-
nn tartaklanıp tehdit edil-
meleri, Antalya'dakı mes-
lek odalannca tepkiyle kar-
şılandı.
TMMOB'ye bağlı mi-
mar ve mühendis odalany-
la birlikte sağlık meslek
odalan, muhasebecileroda-
sı ve Antalya Barosu'nca
oluşturulan "Eşgüdüm Ku-
rulu" adına açıklama ya-
pan Eşref Şender,Patara'yı
ve arkeologlan 'Şağmaçe-
tefcrmekarşı korumak
r
için
devletin tüm yetkililerini
göreve çağırdı. Bu amaçla
12 Ağustos 1997 Salı günü
Patara kazıevinde düzenle-
yecekleri "dayanışma top-
lanbsına da özellikle Kül-
tür Bakanı İstemihan Ta-
lay'm katılması için Antal-
ya'daki meslek odası baş-
kanlannın ortak imzasıyla
bir "davet mektubu" gön-
derildi...
Koruma savaşçılan
Yaklaşık 8 yıldır Kaş il-
çesine bağlı Gelemiş kö-
yündeki Patara antik kentin-
de kazı yapan Prof. Dr. Fah-
ri Işık ve ekibi. yine 8 yıl-
dır bir yandan arkeolojik
değerleri gün ışığına çıkar-
maya çalışırken, öbür yan-
dan da bölgedetti "imar
korsanlanna" karşı SlT ala-
nını "korumak" için "tek
başlanna" mücadele edi-
yorlar.
Yakın geçmişte yerel ve
merkezi yönetim temsilci-
lerinden de sürekli teşvik
gören ve "cesaretalan" rant
çetelerinin son olarak önce-
ki pazar gecesi yaptıklan
saldın ise arkeologlann
<i
ya-
şamlannı tehlikeye atarak
görev yapakiannı'' bir kez
daha kanıtlıyor. O kadar ki,
kazıevinde uyuyan öğren-
cileri ve uzmanları, gece
saat 3 'ten sonra binaya bir-
denbire girerek tartaklama-
ya başlayan kooperatifçi
• Antik Patara kentindeki kazıevinin arazi
yağmacılannca basılarak arkeologlann ve
öğrencilerin tartaklanması tepkiye yol açtı.
Antalya'daki meslek odalan ve baro, kazı
ekibiyle "yağmacılara karşı dayanışma" için
düzenledikleri toplantıya Kültür Bakanı
istemihan Talay'ı da davet etti.
Ekrem Akbay, kaçak inşa-
atçı trfan Yavuzve muhtar
Fikret Aktuğ, bölgede her
şeyin "kendilerinden izin
alınarak" yapılabileceğini
belirterek, "binlerce, ldşiy-
le" de bu baskını yineleye-
bilecekleri tehdidinde bulu-
nuyorlar...
Patara'da StT alanını yağ-
malamak için firsat kolla-
yan bu çetelerin, asıl bü-
yük cesareti "kaçak inşaat-
lara karşı gösterilen hoşgö-
rüden" aldıklannı, Prof.
Fahri Işık geçen aralık
(1996) ayındaki Pamukka-
le Forumu'nda da dile ge-
tirmişti. Mimarlar Oda-
sı'nın Denizlf ve Antalya
şubelerince düzenlenen fö-
rumda bir konuşma yapan
Prof. Fahri Işık, "Akdeniz
Üniversitesi Arkeoloji Bölu-
mü Başkanı
r
olarak bu ka-
zılan ekibi ve öğrencileriy-
le birlikte yürütürken, dev-
leti temsil eden yetkılilenn
"kazı ve korumaçanşmala-
nna destek vermek yerine,
bölgeyi imara açmak iste-
yenleriteşvikettüderinden"
yakınmıştı.
Örneğin StT alanı için-
deki "Kumko" ve "Yeni
Hitit" adlı kooperatiflere
inşaat olanağı sağlayabil-
mek için 1986'da bu böl-
geyi "toplu konut"(!) ala-
nı ilan eden Antalya Vatib-
e-posta: tan @ prizma.net. tr
ği, 1989'da kazılar başla-
dıktan sonra da aynı yerde
Beyhan Otel'e 6 katlı inşa-
at için ruhsat vermişti. O
tarihten bu yana ise antik
kenti ve çevresindeki doğa
koruma alanlannı işgal eden
"kaçak yapdar",yine vali-
liğin sürekli göz yumması
nedeniyle yıkılmazken,
Prof. Işık ve kazı ekibine yö-
nelik tehditler her geçen
günçoğalmıştı...
Şimdı bu son saldınyla
birlikte gelişen tartışmalar
içinde, olaylann üzerine git-
mek isteyen Kaş Kayma-
kamı Gflrkan Karaman da
arkeologlarla birlikte imar
çetelerinin "kara listesine"
alınmış durumda. Kaş'taki
duyarlı yurttaşlann bildir-
diklerine göre, yağmacı çev-
relerce desteklenen kimi
yerel gazetelerde Prof. Fah-
ri Işık ve Kaymakam Gür-
kan Karaman çetelere "he-
dePgösteriliyor. Vaktiyle
SlT alanı yağmasına göz
yuman eski Antalya Valisi
Bahattin Güney de Pata-
ra'daki yasadışı izinle yük-
selen Beyhan Otel'in "yı-
kun karannı kaktartmak"
için otel sahiplerinin, mah-
kemelerdeki "avukathğmı''
yapıyor...
Prof. Dr. Fahri Işık, bü-
tün bunlar için yine Pamuk-
kale'deki konuşmasında;
"Biz Patara'da, Atatürk dö-
nemindeki gibi arkeolojiye
sahip çıkan bir devleti bek-
liyoruz-." demişti. Bunu
söylerken de iktidarda RE-
FAHYOL vardı ve örneğin
RP'li Kültür Bakanı tsma-
il Kahraman arkeolojik ka-
zılan "tümüyledurdunna-
nın"çarelerini anyordu...
Şimdi ise "cumhuriyet
flkekri" için işbaşına gelen
bir "restorasyon'' hüküme-
ti var; Antalya meslek oda-
lan platformu 12 ağustos
günü bu hükümetin kültür
bakanını ve tüm yetkilile-
rini Patara'ya beklerken du-
yarlı kamuoyu da kazıevi-
ni basanlann "nasıl ceza-
landınlacağuu" ve StT ala-
nındaki kaçak binalann "ne
zaman yıkılarağını" merak
ediyor...
5-14 YAŞINDAKİ NÜFUSUN 250 MİLYONU ÇAUŞTlRILrYOR
Dünyanın yükü çocuklarda
tSTANBUL (AA) - Dünyanın çe-
şitli ülkelerinde, yaklaşık 250 milyon
çocuk, sağlık ve gelişimlerini olum-
suz etkileyecek ağır şartlar altında
çalıştınlıyor. Uluslararası Çalışma
Örgütü'nün (ILO) tahminlerine gö-
re Türkiye 'de de 10-14 yaşlan arasın-
daki çocuk nüfusun yüzde 24'ü ça-
lışma yaşamı içinde bulunuyor.
ILO ile Hollanda hükümeti tarafin-
dan geçen aylarda Amsterdam'da dü-
zenlenen çocuk işgücünü konu alan
konferansa sunulan raporda. dünya-
daki bu alandaki gelişmelere yer ve-
rildi. Rapora göre dünyada yaşlan 5
ile 14 arasında değişen yaklaşık 250
milyon çahşan çocuk bulunuyor
Özellikle gelişmekte olan ulkeler-
de çahşan çocuklann yüzde 90'ı ta-
nmsal faaliyetler içinde yer alıyor.
Cam, tuğla fabnkalan, halı dokurna
gibi işleri içeren imalat sektöründe
çahşan çocuklann durumu ise çok kö-
tü olarak niteleniyor. Milyonlarca ço-
cuk, çalışma ortamlannda, farkmda
bile olmadan, radyasyon başta ol-
mak üzere çeşitli kımyasal etkilerle
de karşı karşıya.
Onmilyonlarca çocuk, özellikle
kız çocuklan, uzun çalışma süreleri
içinde ücretsiz hizmetçi konumunda
çalışhnlırken, milyonlarcası da fuhuş
ve u>
r
uşturucu batağında yaşam mü-
cadelesi veriyor. Bu çocuklann du-
rumu ise "kötelikileeşdeğer" olarak
değerlendiriliyor.
Çocuk işçiler açısından Afrika yüz-
de 40 oran ile başta gelirken, bunu
Asya ve Latin Amerika toplam yüz-
de 20 ile izliyor. Ancak belli dönem-
lerde Asya'da çalışan çocuklann dün-
ya çahşan çocuk toplamına oranı
yüzde 61 'leri de buluyor.
Türkiye de listede
Çalışmada yer alan tahmınlere gö-
reTürkiye'de 10-14 yaş arasındaki ço-
cuklann yüzde 24'ü çeşitli alanlar-
da işçi konumunda bulunuyor. Bu
oranla Türkiye, çocuk ışçıler konu-
sunda Cezayir, Mısır, Hindistan, En-
donezya. Guatemala, Nıkaragua. Ma-
lezya, Filipinler, Pakistan gibi ülke-
lerden de kötü durumda.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Türkiye'nin 'Öncelik Hakları'...
Mr. Hyde'ı kim hatıriamaz? 'Ingiliz Basın Servi-
s/'nde görevli olduğu halde, o kadar iyi Türk-
çe konuşur, o kadar bizim ve bizden görünürdü ki;
onunlaoturup, pekâlâ, iyi hizmetçinin Azdavay'dan
mı, yoksa Sıvas'tan mı çıktığını, konuşabiiirdiniz;
şöyle baktığınızda, Oxford Ingilizcesi konuşan bir
gentlamaırdan ziyade, yeni emekli olmuş Nevşe-
hir'lı bir başöğretmene benzerdi. Işte bu Mr. Hyde,
12 Mart sonrası izmir gazeteciliğimde, bana dadan-
mıştı; vırt zırt çıkar gelirdi, Türkiye, Türkiye'nin Or-
tadoğu daki misyoni
1
ve tarihi rolü üzerinde konu-
şurduk; onun açısından, az bulunur bir aydın türü-
nü temsil ettiğimi sanıyorum, hele tartışma bu 'has-
sas' konulara kaydığı zaman!
Sebebi de şu: 'Baf/'lı gözünde, Türkiye, ya onla-
nn 'nüfuzpo//tf/ca/a/7n/n'bölgedeki 'faşeronu'göre-
vine lâyıktır; bu görevi, 'sadakatla' başardığı ölçü-
de, 'kıymetlendihlir'; ya da, üstünden bin yıl geçti-
ği halde, Avrupa'da söz sahibi olmasını hâlâ haz-
medemediği 'barbar"örrki, 'kücük düşürülmek' için,
ne lâzımsa yapılması gerekir. Işin tunafı, bu 'Baft'lı
saplantılar, sandığımız gibi munhasıran 'Tanzimat'
ya da 'Meşrutiyet' aydınlanmızda görülmekle kal-
maz; 'Cumhuriyet' dönemi aydınlannda da, bilhas-
sa 50'li yıllardan sonra, bol bol rastlanır bir özellik-
tir. Anlaşılan Mr. Hyde, çevresinde böylelerine o ka-
dar bol rastlamıştı ki, ben gerçekten 'anka kuşu'
cinsinden bir 'istisna' teşkil ediyordum; merakını
celbedişim bundan doğuyordu.
Çünkü efendim...
Kafaları keslnllkle almaz!..
Fakat, daha önce Cumhuriyet Türkiyesi'ni nere-
de ve nasıl 'değerlendirdiğime' bir göz atmalı-
yız.
Türkiye'nin hedefi bellidir: 'muassır medeniyet
seviyesine ulaşmak!' bunun anlamı şu: Türkiye,
teknolojisini kendisi yaratabilen, yâni nükleer, si-
bernetik, genetikalanında 'özgünleşmiş', birsa-
nayi devleti ve sanayi toplumu! Buysa, XXI. yy'da
ordusunu, donanmasını, hava kuvvetlerini ken-
disi örgütleyip donatabilen, aşağı yukan yüz mil-
yonluk bir ülke demektir; böyle bir ülkenin, böl-
gede çok önemli bir 'istikrar unsuru' olacağı
besbellidir de, tarihinden müdevver bazı hakla-
n ve görevleri olacağı da doğrudur.
Sanınm zurna burada zırt diyordu. Mr Hyde'ın
'havsalası' Türkiye'nin Ortadoğu'da, Balkanlar'da
ya da Kafkaslar'da bazı 'hak ve görevleri' olabile-
ceğini almıyordu. Ona göre, o tarihte 'Sovyetnüfuz
sahası' olan bu coğrafya, ancak ABD'nin ya da In-
giltere'nin 'hak ve görev sahibi'o\ab\\eceğ\ bir coğ-
rafya idi. Gülerek derdim ki, "-...bu değeıiendirme
tarzı, gerçekte, XIX. yy sonundaki 'düvel-i mu-
azzama'nın 'değerlendirme tarzı'dır; neticesi
Sevres Anlaşması'dır. Türkiye Cumhuriyeti Sev-
res Anlaşması'nı yok sayarak, böyle bir mant-
ğı kabul etmeyeceğini kanıtiamadı mı?"
Hele, bu konuda Türkiye ile ingiltere, Fransa vb.
ülkeleri mukayese edişim, yaşlı Ingilizi besbelli çile-
den çıkanyordu; çünkü diyordum ki ben, Ingiltere,
Fransa, ya da Rusya nasıl büyük birer imparatorluk-
sa, Osmanlı da öyle büyük bir imparatoriuktu; XX.
yy. görünüşte bu imparatoriuklan tasfiye etmiş, ço-
ğu eski sömürge olan ülkeler, bugün 'bağımsızlığa'
kavuşmuştur, çok güzel, çok iyi; gel gör ki, eski
metropollerin, yani meselâ Hindistan ve Pakis-
tan'da Ingiltere'nin, Senegal ya da Fas'ta Fran-
sa'nın ekonomik ve kültürel nüfuzu sürmekte,
uluslararası uyuşmazlıklarda onlann çıkarlanna
'öncelik' tanınmaktadır; eski Fransız Kongo-
su'nda bir kargaşalık çıkt mı, bakıyorsunuz Fran-
sız Ordusu müdahale edebiliyor; Belçika Kon-
gosu'ndaki olaylan 'yatştran' daima Belçika Si-
lahlı Kuvvetleri'dir; böylelikle, hem ekonomik
hem de kürtüre) çıkarlannı korumuş oluyorlar, ön-
celik haklannı kullanıyorlar.
İyi de, böyle birjesti Türk Silahlı Kuvvetleri, söz-
gelişi Kıbns'ta yaptığı zaman, neden bütün dün-
ya ayağa kalkıyor; yapbğımız aynı şey değil mi-
dir? Kıbns, yüzyıllarca Osmanlı toprağı olmadı
mı? Türkiye'nin Kıbns'ta -yalnız Kıbns'ta mı, bü-
tün Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Arabistan Yan-
madası'nda, Kafkaslar'da- kültürel ve ekono-
mik açıdan, benzer bir 'önceliği' olmamalı mı-
dır? Ingiltere ya da Fransa, I. Dünya Savaşı'na
nasıl 'düvel-i muazzama'dan birisi olarak gir-
diyse, biz de öyle 'düvel-i muazzama'dan birisi
olarak girdik; neden onlara şapur şupur da, Tür-
kiye'ye yarabbi şükür?
Bat'lı bir aydının, istediği kadar liberal ve insan
haklan yandaşı olsun, asla kabul edemeyeceği sav
budur; kafası öyle bir 'çifte standart' içindedir ki, Ba-
t'lı ülkelere, dünyanın her yerinde tanıdığı ve tabii
saydığı 'öncelik haklannı', Türkiye'ye asla tanımak
istemez; istemez de lâf mı, bu onu isyan ettiriri Oy-
sa Türkiye Cumhuriyeti, bu konuda onlardan çok
daha medeni bir tavır içindedir. Onlar, imparatoriu-
ğunu kaybederken, bizim gibi bir 'Misak-ı Milli' ilan
etmemiş, eski topraklanndan vazgeçtiğini açıkla-
mamıştır; Türkiye, hem bunu söylemiş, hem de sö-
zünü tutuyor; imparatoriuk talebimiz yok, yayılma-
cı değiliz; ne var ki, eski imparatoriuk topraklan
, üzerindeki onlarca ülkede, küttürel ve ekonomik
sahada birçok sorunumuz var, elbette 'önceii-
ğimiz' de olmalıdır.
Her şey küreselleytlrllebHlr', ama...
6O'lı yıllarda, bu söylediklerim, Mr. Hyde'a, bes-
belli hayali geniş bir şairin 'fantezileri' gibi geli-
yordu; oysa 'feab/r'in ne kadar gerçekçi okJuğunu,
sonraki çeyrek yüzyıl kanıtladı: Sovyetler'in ve Yu-
goslavya'nın 'dağılışı' neyi göstermiştir? Neden
Balkan ülkeleri, 'Sovyet sultası' kalkar kalkmaz,
gözlerini, Batı'lı başkentlere değil de, Türkiye'ye
çevirdiler? Bu kendiliğindenlik, tarihi 'öncelik' hak-
kının 'somut' kanıtı değil mi? Türkiye Cumhuriye-
ti'nin yöneticileri, yanm yüzyıldır 'taşeronluğu' huy
edindiklerinden, yeterince yararlanamıyorlar, o baş-
ka! Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 'savunma anlayışı' da,
'ulusal' olmaktan çok; NATOnun -yâni Batı'lı ülke-
lerin, yâni 'Sistem'in, 'çıkarlanna' göre 'ayariandığı
için', 'öncelikhaklarımızı'gerektiği gibi savunmamı-
zı güçleştiriyor, o da başka!
'Soğuk Savaş', Türkiye'ye sanıldığından da pa-
halıya oturmuştur.
Ödenilen bedelin ne kadar yüksek olduğunu, si-
yasetçilerimiz de, stratejistlerimiz de, 'tam bağım-
sız' düşünmeye başladıklan zaman, çok daha iyi
anlayacaklardır. Bunun ilk işaretleri, Kıbns dolayı-
sıyla, daha o zaman belirmişti: 'Kendi Uçağını Ken-
din Yap!' kampanyası, neyi ifade ediyordu sanıyor-
sunuz? NATO'dan 'müttefikimiz' ABD'nin, Türki-
ye'ye 'silah ambargosu' koymuş olmasının manası
nedir? Eğer bugün, parasınıtıkırtıkırödediğimiz sa-
vaş araçlannı (gemi, helikopter vs.), bize teslim et-
miyortarsa; bu, 'savunma anlayışımızı' iyice gözden
geçirmemiz gerektiğini göstermez de, neyi göste-
rir?
Ben size bir şey söyleyeyim mi? Her şeyi 'özel-
leştirebilir', belki her şeyi 'küreselleştirebilirsi-
niz': bağımstz bir ülkenin savunmasım, 'asla'!
http-7/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bllglyay/yazar/ailhan.htlm