23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYtT 4 AĞUSTOS 1997 PAZARTESİ 10 HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edırne Kocaelı Çanakkale Izmir Manısa Aydın Denızlı PB PB PB PB A A A A 26 30 24 27 31 34 30 32 Sinop PB 26 Adana Zonguldak PB 24 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB ÇB ÇB A PB 26 26 25 29 27 30 27 31 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkâri Van A A A A A A A 31 39 39 35 38 33 25 PB 31 Yurdun kuzey kesım- lerı parçalı bulutlu. Marmara'nın doğusu, Karadeniz, iç Anado- lu ve Doğu Anado- lu'nun kuzeyi sağa- nak ve gökgürültülü sağanakyağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun do- ğusunda artarken, yurdun batı ve iç ke- sımlerinde hissedilir derecede azalacak. Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB 21 26 26 24 25 22 28 21 Münih PB 27 Mılano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB A PB PB PB A A 2b 26 37 25 30 22 33 31 A 33 ASYA Moskova PB 24 Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire A PB PB PB PB PB A 34 31 35 33 33 35 33 Şam 36 Parçalı bulutlu S'Sİı , Çok bulutlu Yağmuriu «"»"j Kariı Sulukar , Gok gurültulu G U N C E L CÜNEYTARCAYTREK • Baştarafi 1. Sayfada girince, Asiltürk gibi bir siyasetçi bile, sağına so- luna bakmadan particilik uğruna tuhaf şeyler söy- lüyor. "Tahriklerden vazgeçilmesini" isterken acaba kimden, kımlerden söz ediyor? Oysa, köktenci ga- zetelere, dergilere her sabah şöyle bir göz atıver- sin, Akit'ten Yeni Şafak'a kadar "tahriklenn asılsa- hiplerini" bir bir saptayabilecek! Köktenci günlük bir gazete; bir süredir bugün ve salı günü tek tek isimlerini saydığı 10'a yakın ili- mizde mitingler yapılacağını kocaman başlıklarla ilan ediyor, hele 9 ağustosta Ankara'daki görkem- li mıtingi neredeyse hemen her satır başında anım- satıyor. Öyle derinden gidiyoriar ki, 8 yılın modası geçer- se yakındır, kepenk indirme, kontak kapama gibi eylemleri gündeme getirebilirier. Esnaftan ufacık bir kışkırtma görsünler ya da onay alsınlar, yapma- yacaklan yoktur. Asiltürk'ün tahrikçi cepheyi görmemezlikten gel- mesi. kimilerinin yanında, inanınız solda sıfır kalı- yor. Kıytırık oylar partisi Büyük Birfik'in Genel Baş- kanı Muhsin Yazıcıoğtu, gazeteciye coplu hare- ketle sonuçlanan takkeli azgınlığı "masum ey- /em"diye niteliyor. Şu sorulara birilerinin doğru dürüst yanıt verme- si gerekiyor: Sayıları üçü geçmeyen köktenci gazeteler dışın- da kalan "birkısım" medya, "protesto camiye ta- şındı" veya "8 yıla karşı eylem" gibi manşetlerte neden çıkıyor acaba? "Geçmişe mazi" mi? Dini bütün Müslümanların başında gelen Cum- hurbaşkanı, "camı çıkışlannda gösteri yapmanın yanlış" olduğunu durmadan niçin yineliyor? Yurdun çeşitli illerinde Refah'çı eylemlere toplu bakan Cumhuriyet'in cumartesi manşeti: "Siyaset camide." Acaba, neden? Gazetelerimızi bu başlıklarazor- layan kökü derinlerde -ve bugün anımsanması zo- runlu- nedenler olmalı. Örneğin. 12 Mart muhtırasından sonra (1971- 72'lerde) Mücadele Birliği adındaki kuruluşun ya- yın organında şu yazılanlar: "... Kuran kurslanna, imam hatip okullanna el uzatılırsa bu tyi sonuçlar doğurmaz. Millet muka- vemet eder. Karşı koyar. Ve Anadolu'da millete düşman bütün kuvvetler imha edilir. Millet teşki- latlanmaktadır. Rehber kadrolara sahiptir". Sanki bugünü yansıtıyor. Rehber kadrolar? O tarihlerde "Inanacağımız esaslar-Dikkatle okunmalı ve tatbik edilmeli" baş- lıklarıyia yayımlanan birbroşür, "rehberkadrolan" gösterivor: "Parolamızı tekrar edelim ve unutmayalım: İmam hatipliler başa geçiyor. Her kardeş gittiği yerde kurs açacak ve en az beş tanesini de açtı- racaktır... Yerinde yalandan, iftira etmekten kork- mayın. Bu bir harptir ve harpte her şey size helal- dir." 1971'lerdeki Kuran kursu sayısı, 3.000. Bugün 50 binin üzerinde! Bugün camilerden yeşil bayraklarla çıkıyor, ba- ğırıyorlar. Çok değil, son 25-30 yıl önce, belli mer- kezlerden çağrılarla "cemaat-i kübra" namazla- rında toplanıyorlardı. "Büyük cemaatle namaz!" (1968'deki) cemaat-i kübra namazlanna "ma- sum bırgörünüş" veriliyordu. Ama, sonradan Kay- seri'de, Konya'da.Taksim'desopalı gösterilerden anlaşıldı ki, irtica içerikli bir halk hareketi provala- n yapılıyor. İrtica hareketleri camiden sokağa taştı ve... 1970'lerde siyasal bir partı kimliğine bürünerek aşama aşama, "aman halkın din duygulannı incit- meyelim" diyenlerin engin desteğiyle bugünlere gelindi. İrtica, camiden çıktı. Devletin -TSKdışında- her kurumunda yuvalandı. "Müslüman halkı incitme- yelim" sözleri gözlere gerçekleri kapattı. Böylece laik cumhuriyet karşıtları Türkiye'nin bi- rinci partisi oldu. Hadi temızleyin şimdi; laik cumhuriyeti savunan baştan sona büyüklerimiz. Temizleyin... Neyse o "şey" işte, temizleyin! Üstüne basmaktan çekinmeyerek... Başbakan Yılmaz, Washington Post'a verdiği demeçte REFAHYOL'u eleştirdi 4 RP köktendîncflerle iliskilrVVASHENGTON (AA) -Başbakan Mesut Yıl- maz, ABD'nin en etkın gazetelerinden Was- hington Post'a verdiği demeçte, Refafi Parti- si'nin "tüm köktendinci örgiitlerle'" ilişkisinin bulundu|unu söyledi. Başbakan Yılmaz. RP'nin binlerce militanını devletin kilit nokta- lanna yerleştirdiğini belirterek *Üç haftada üst düzeyde gerekli dcğişiklikleri yapük" dedi. Başbakan Yılmaz demecinde, laiklik konu- sunda "çokduyaru" olan yeni hükümetin kurul- masıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin rahatladı- ğını belirttı. Yılmaz. "Köktendincilerin liderti- ğindeki bir önceki hükümetin ülkeye zarar ver- digine inanıyor musunuz" sorusuna, "Çok faz- la" yanıtını verdi. Kışisel olarak siyasi partile- rin kapatılmasına karşı olduğunu belirten Yıl- maz, RP için mevcut yasanın gereğinin yapıl- ması gerektiğine ınandığını kaydetti. Yılmaz, " RP yeni bir isim altında gclip yine yasalara ay- kın davranırsa >ine kapatüır" dedi. Başbakan Yılmaz, şunlan söyledi: "Türki- ye'nin bir Cezayir olması söz konusu değildir. Türkiye'de laikliğin temelleri çok sağlamdır. Bu sadece orduya da bağlı değiJdir. RP son seçim- lerde yüzde 21 oranında o\ aimıştır. Bunun ço- ğu köktendinci olmayan protesto oylandır. RE- FAHYOL döneminde iilke içinde çatışmalar ya- şandL Ordu ve üniversiteler hükümete karşı çık- ü. Türkiye'nin terorizm, işsizlik ve enflasyon gi- bi gerçek sorunlan unutukiu. Türk halkı gelece- ğe yönelik kötümser bir bakış içine girmiştL A- ma bizim hükümetimiz ile bu değişti ve her şey normale dönüyor. Ordu rahatladı. Bizim hükü- metimiz de ordumuz kadar köktendinci tehdi- de karşı du\ariıdır. Bu nedenle ordunun artık doğnıdan bu tehditle ilgilenmesine ihtiyaç yok- tur." Yılmaz, "RP'nin Mısır'daki Müslüman Kar- deşler ve diğer radikal örgütler ile ilişkisi var mı" sorusunu da. "RP'nin bütün köktendinci gnıplar ile ilişkisi var" diyerek yanıtladı. Yunanistan sorunu Türkiye'nin Yunanistan ile banşçı çözüm ve diyalogdan yana olduğunu kaydeden Yılmaz, "Uçüncü taraf ile çözümler dahil, hiçbir çözü- mü olasılık dışı bırakmıyonız" dedi. Yılmaz, Ege konusunun özel bir durumu olduğunu ve bu tartışmanın çözümünde, uluslararası hukuk ku- rallannm uygulanamayacağını belirtti. Başba- kan Mesut Yılmaz, ABD Başkanı Bill Clin- ton'ın Kıbns Özel Temsilcisi Richard Holbro- oke ile işbirliğine ve Kıbns'ta çözüme hazir ol- duklannı da söyledi. Mesut Yılmaz şöyle devam etti: "Kıbns'ta çö- züm ün parametreleri beüidir, iki kesimli, iki top- lumlu federal çözüm. Rumlarm füze alma kara- rından bu yana Kıbns Türkhe için bir ulusal gü- venlik sorunu olmuştur. Bu füzelere izin verme- yiz. Çünkü Türk topraklannı rahatlıkla vura- bilirler." Yılmaz, Avrupa Birliği'nin (AB) gümriikbir- liğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğinı de vurguladı ve "Bu nedenle bu ilişki arzu edilmez hale geldi. AB'den iyi niyet görmezsek çıkarianmıa savunmak zorunda ka- hnz" dedi. Ordunun Güneydoğu'da bölücü terorizmle mücadelede bü>Tik başan gösterdiğini de söy- leyen Yılmaz, bölgede artık ekonomik, kültü- rel ve demokratık adımlann atılmasmın zama- nının geldiğini belirtti. Bölgedeki koşullann Türkiye'yi Israil ile işbirliğine zorladığını kay- deden Yılmaz, şunlan söyledi: "İsrail ile her alanda işbirliğimizi arttırmak ve güçlendirmek niyetindeyiz. Bu işbirüği olmadan bölgede güç dengesi ounaz. Bu işbirliği. Suriye ve İran'ı den- getemektedir." Eşelmobil ücret makasını açacak BANU SAL\1AN ANKARA - Kamu çalışanlanna enflasyon oranında zam öngören "eşelmobil" sistemi, 55. hükümetin yeni bir düzenleme yapmaması du- rumunda, toplusözleşmeleri 1 Ocak 1997'den itibaren yürürlüğe giren kamu işçileri için bu ay uygulan- mayabaşlayacak. Petrol-İş'inrapo- runda, eşelmobılin. "ücretler ara- sındaki uçurumu yükselteceği. ka- yıplara neden olacağı ve sendikal ha- reketi zayıflatacağT belirtildi. Petrol-lş'in 1995-1996 yıllığın- da. "Eşelmobil her açıdan ücretü için kayıp, işvcren için de kazanç- tir" başlığıyla sunulan çalışmada, REFAHYOL hükümetinın bu uy- gulama ile >üzde 114"lere ulaşan geçmiş 2 yılın gerçek ücret kaybını vermeme amacı güttüğü kaydedil- dı. Raporda, eşelmobil sıstemiyle mevcut ücretler arasındaki farklı- lıklann uçurum bovutuna ulaşaca- ğı ve işçilerin birliğinin bozulacağı sa\oınuldu. Petrol-lş'ın hazırladığı tabloya göre. 110 lira ve 165 lira olan iki ayn ücrete 12 ay boyunca aylık yüzde 10'luk enflasyona bağ- lı artışlar yapıldığında düşük ücret 313.8 liraya, yüksek ücret de 470.8 liraya ulaşıyor. Eşelmobil öncesi i- ki ücret arasındaki fark 55 lira dü- zeyindeyken, bir yıl sonunda bu ra- kam 157 liraya çıkıyor. Raporda, "Ücretliler ortak çıkara yakın ol- duklannda büükteliklerini daha ko- lay sağlayabilmektedirler. Değil farkh sendika. ayıu sendika üyeleri arasında >ukandaki tabloda yer al- dığı gibi ücret farklılıklan eşelmobil sistemiyle kaçınılma/ biçimde olu- şacaktır" görüşüne yer verildi. Iddialann tersine eşelmobil siste- miyle ücretlerin enflasyona yenik düşürüleceği belirtilen raporda, dö- nem başında 1 yıl için yapılacak ar- tış yenne aylık küçük oranlı artışla- nn yapılması sonucunda yüksek enflasyon karşısında değer yitirmiş ücretlerin alınacağı belirtildi. Ra- pordaki, 1996 yılının enflasyon de- ğerleri baz alınarak 100 lıralık üc- ret üzennden yapılan hesaplamaya göre, bir yıl için verilen artış yerine eşelmobil sisteminin uygulanması durumunda 458.7 lirahk kayıp olu- şuyor. Bu paranın toplu olarak dö- nem başında alınması durumunda değerlendirilebıleceği de düşünü- len raporda, bileşik faiz hesaplama- sıyla toplam kaybın 657 liraya ulaş- tığı kaydedildi. Raporda. eşelmobil sisteminin. "yaşanan enflasyonun bir sonraki döneme yansıtılması ve önceki dönemde yaşanan kaybı te- lafi etmek için ayn bir oran eklen- memesi nedeniyle gerçek ücret kay- bının peşinen kabullenilmesi anla- mınageldiği" vurgulanırken. "Kay- bedilen ücret degeri, ancakgecikile- rek telafi edilebilmektedir. O da ge- çen dönem kaybını karşıla>acak enf- lasyon arbşı olursa" denildı. Petrol-lş'in raponında, eşelmo- bil sisteminin yalnızca demokratik rejimin zayıf kaldığı ülkelerde uy- gulandığına dikkat çekilerek. RE- FAHYOL hükümetinin bu uygula- maya gitmek istemesinin amaçlan şöyle açıklandı: "Her sözleşme döneminde oldu- ğu gibi, peşin yüksek bir ücret arü- şı gerçekleştirUmeme; böylece Hazi- ne kaynaklannı sermayedarlara ve rantiye kesimlerine aktarmayı sür- dürme; mevcut ücret farkhlıklannı bu yolla daha açma ve işçilerin or- tak mücadelelerde buluşmalannı önleme; kamu sektörü ağırlıklı ör- gütlenmiş sendikalaruı arasını aç- ma ve zaten zayıf bağlan olan sen- dikal birliği bozma; işçi sendikala- nnın gücünü zayıflatma. otomatik ücret arttşlan ile sendikalan işlevsiz- leştirme ve bu yolla da üyeleri ile bağlannı zayıflatma: temiz siyaset, Türkiye'ye sahip çıkalım sloganlan- nın etrafinda odaklaşmaya başlayan sendikalann bu hareketini engelle- me." Başbakan Mesut Yılmaz, Türk- Iş'in eşelmobil karşıtı istemine olumlu baktığını açıklamasına kar- şın, henüz uygulamanm değiştinle- ceğineılişkinkesinbiraçıklamaya- pılmadı. llk 6 aydan sonra eşelmo- bil sistemine geçilmesini öngören toplu iş sözleşmeleri 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren geçerli olan Türk-lş'e bağlı sendikalara üye 236 bin 603 işçi, bu aydan itibaren üc- retlerine artışın ne kadar olacağını bekliyor Eşelmobılin geçerli olması duru- munda işçilerin ağustos ayı ücretle- ri bugün açıklanacak temmuz ayı enflasyonuna bağlı olarak belirle- necek. Kamu kesiminde sözleşme- leri ocaktan itibaren başlamayan 363 bin 292 işçi için henüz ilk 6 ay- lık süre dolmadı. 2000'lerin komutanları belîrlendî EvK kadınlar başarısız • Baştarafi 1. Sayfada Donanma Komutanı Oramiral Salim Der- vişoğlu: Dervişoğlu'ndan boşalan Donan- • ma Komutanlığı 'na da oramiralliğe terfi e- den Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramı- ral Ühami Erdil getirildi. MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç, Orgeneral AhmetÇörekçi'nin emek- liye aynlmasıyla boşalan Hava Kuvvetleri Komutanlığı naatandı. NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na atanacağı öne sürülen Genelkur- may tkinci Başkanı Orgeneral ÇevikBir'in. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın isteğı üzenne 1 yıl da- ha görevinde kalması kararlaştınldı. Orgeneral Teoman Koman'ın emekliye aynlmasıyla boşalan Jandarma Genel Ko- mutanlığı'na Ege Ordu Komutanı Orgene- ral Fikret Ozden Boztepe'nin atanması ka- rarlaşttnldı. Toplantının dünkü bölümünde, general ve amiralliğe terfi eden albaylann dunımlan görüşüldü. Başbakan Mesut Yıl- maz dün YAŞ üyelerine Başbakanlık Ko- nutu'nda yemek verdi. Yemeğe Karadayn, Başbakan Yardımcısı İsmetSezgin ile şûra üyeleri katıldı. Yemeğin ardından çalışmalanm sürdü- ren şûra üyeleri Cumhurbaşkanı Süleyman Demircl tarafindan kabul edildiler. Yılmaz bugün sabah saatlerinde Genelkurmay Baş- kanlığı'na giderek YAŞ kararlannı imzala- yacak. Karadayı ile Sezgin saat 11.30'da Demırel tarafindan kabul edilecekJer. De- mirel'in onayının ardından öğleden sonra kararlar kamuoyuna açıklanacak. H A F T A L I K M i Z A H D E R G I N I Z YAŞA5IN/ (7İNİO2ORI nozor geldilAip Tamer Ulukılıç AH-ay Martı Aptülika AydiH Gündiiz B. Bayram Bülent Arabacıoglu Erdal Belenlioğlu Faruk Karaçay Ferhan Şensoy Fikret Bekler Kayhan Erkan Metin Hakyert Musa Gümüş Huri İCurtcebe Sefer SeM Sencer Serhat âürpııtar Sunay Akm Tarık Tolunay İİmit Atalay Vedat Özdemiroğlu Zafer Temoçin B A Y İ N İ Z D E N A L M A Y I U N U T M A Y I N I Z ANKARA (Cumhuri\et Bürosu)-Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlü- ğü'nce (KSSGM) gerçekleş- tirilen "Kadın tstihdamuun GetistirilmesJ Projesi r 'nın uy- gulandığı sağlık alanında, kadınlara yönelik cinsiyet aynmcılığının sürdüğübelir- lendi. .\raştırmaya göre ba- şan sıralamasında evli erkek- lerbaşta gelirken; evli kadın- lar sonlarda yer aldı. "Sağhk Sektöründe Ka- dınlara Yönelik Tutum ve Da\ ranışlar: Cinsiyete Daya- lı Aynmcılık" konulu araştır- ma, kadınlann sağlık sektö- ründe yogun olarak çalışma- lanna karşın, bazı engellerle karşılaştıklannı ortaya koy- du. İstanbul'daki özel ve dev- lete ait sağlık işletmelerinde 1996'da gerçekleştirilen araştırmaya göre tıpta uz- manlık sınavmda, kadın tıp öğrencilen erkeklerden fark- lı olarak başka alanlara yön- lendiriliyor. Erkeklerin hâ- kim olduğu cerrahı, ortope- di, üroloji gibi alanlara "Bu- rasıerkekleregöredir" dene- rek, kadınlann girişınin en- gellendığı belirtilen araştır- mada, kadınlara daha ait ba- samaklardaki alanlann uy- gun görüldüğüne işaret edil- dı. Araştırmada, kadın dok- torlann akademik ılerleme- de, statü olarak yüksehnede ve yönetıci mevkilere gelme- lerinde belirgin bir cinsiyet aynmcılığma maruz kaldık- lan belirtildi. Kadın doktorlann başanlı olmalan için erkeklerden da- ha fazla çalışmalan gerekti- ğine dikkat çekılen araştır- mada. özellikle evli ve ço- cuklu olmanın. kadınlann ılerlemesını zorlaştırdığı vurgulandı. Kanyer ile kişi- sel yaşam arasındaki çatış- manın. kadınlan stresli bir yaşama sürükledıği savunu- lan araştırmada, şöyle denil- di: "Erkekler için evB ve ço- cuklu olmanın işe etkileri olumlu olarak yansırken, ka- dın için evli veçocuklu ounak işi olumsuz etkili\or. En ba- şanlı insanların sırasıyia evli erkekler, bekâr kadınlar, be- kâr erkekler ve en sonda da evli kadınlar olduğu saptan- dL" Mir'e yardım yarın yolda I Baştarafi 1. Sayfada tamiri yapacaklan bildıril- di. 1999 yılından itibaren Alpha adı verilen yeni bir uzay istasyonunun devreye girmesi bekleniyor. Bir uzay laboratuvan olarak hizmet veren Mir, 25 haziranda kendisine malzeme taşıyan Progress Kargo gemisin;n hatalı bir manevrası sonucu meyda- na gelen çarpışma nede- niyle ağır hasar görmüştü. Uzay istasyonundaki 10 güneş enerjisi panelinden 4'ünün de\Te dışı kalması sonucu Mir'in enerji sevi- yesinde büyük bir düşüş yaşanmıştı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Yeni bakanın, adının ve soyadının hakkını "kül- tür"de vermesini diliyoruz. Sayın Talay, Kültür Bakanlığı SHR ardından CHP hükümet- leri döneminde biraz "nöbetçi bakanlık" durumun- da kaldı. Gelen mevsimlik bakanlar iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalıştılar ama hasat zamanı gel- meden bağbozumu yaşandı. ANAYOL döneminde Agâh Oktay Güner bütün hüneriyle girdi bakanlığa.Tyi bir kadrolaşma kültü- rü yarattı... Güner, "Kayseri'de bir olay çıkmaması dileğiy- le", "iyi niyetle" Istanbul Kanatlanmın Altında fil- minin bu ilimizde oynamamasından dolayı hisset- tiklerinı beledıye başkanına telefonla iletti. Ama bu tutum bir Kültür Bakanı'na yakışacak gi- bi değildi. Biz de çareyi bakanlığın admı değiştir- mekte bulduk: Kül-türü Bakanlıöı... Ardından gelen ismail Kahraman, Güner'den aldığı bayrağı yere düşürmedi. Kahraman döne- mi, yönetici yetiştiren okullarda okutulmalı. Dev- let nasıl çürütülür, bürokrasi yapısı nasıl kısa süre- de darmadağın edilir sorularının yanıtlarını burada çok net bulacakları için sağlıklı bir eğitim almış olurlar. öyle ki Sayın Talay, Bakanlıkta atama-nakil iş- lerinde en etkin kişilerin başında odacı Cengiz ge- liyordu. Bakanlıkte kim neredeydi, ne yapıyordu, yeni başvuranlann durumu ne, hepsini bilir, üst yö- netime aktarırdı. Çalışanlar ona şu adı takmıştı: - Müsteşar Cengiz... Görevinden alınıp Anadolu'ya geçici gönderi- len, görevin bitmesine kısa süre kala oradan bir başka yere sürülenlerin listesini siz de biliyorsunuz. Her geçici göreve gönderilene yasal olarak "har- cırah" da veriliyordu. Bir ara harcırah bittiği için sür- gün yapmakta zorlandılar. Sürülenler mahkemeye gitti. Kazandı. Kahra- man ekibi onlara şu yanıtı verdi: - Efendim kusura bakmayın. Biz yargı kararları- nı uygulamama kararı aldık. Kahraman'a da "Paldır Küldür Bakanı" dedik... İstemihan Talay - istemeden kalay... RP'liler gibi yargıyı tanımama karan almak, önü- ne geleni sürmek size yakışmaz. Ama kimi yöne- tim noktaları var ki ancak oralarda etkin olursanız damganızı vurabilirsiniz. Bunlann başında müsteşar geliyor. Bir o kadar önemli olan da Devlet Tiyatroları (DT) Genel Mü- dürlüğü... Müsteşar, bakan adına hareket edebilen bir ki- şi. Devraîdığınız ve birlikte çalışmaya devam etti- ğiniz müsteşar kendisini o kadar güçlü hissediyor olmalı ki size yakın kişilere bile tavır alabiliyor. DT Genel Müdürü Bozkurt Kuruç'un, Kahra- man yönetimiyle uzlaşıp uzlaşmaması ayn konu, ama o dönem kimi yaptıkları var ki insan ister is- temez Kuruç'un soyadını bilgisayar alfabesiyle tersten okuyor... Bakanlığın ödül yönetmeliği, özel tiyatrolara des- tek yönetmeliği, Yayınlar Dairesi'nin yayımladığı vesatın aldığı kitaplann gözden geçirilmesi, zaman geçirilmeksizin düzenlenmesi gereken konular arasında. Döner Sermaye Merkezi'nin, Hukuk Müşavirliği ve Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın çalışmalanm ayn- ca merak ediyoruz. Kültür Bakanlığı'nın işleri, Maliye, Dışişleri, Milli Eğitim Bakanlığı ile doğrudan ilgilidir. DYP-SHP (CHP) dönemi bakanlan özellikle DYP'nin elinde- ki Maliye'de kilitlenirdi. Şimdi bu bakanlıklann tü- mü DSP'li. Kullanılırsa, müthiş bir dörtlü çalışma ortaya çıkabilir. Konu geniş, satır dar. Şimdilik bu kadar. Sözün kısası Sayın Talay, demek istiyoruz ki... Halkımız görünce sokakta İstemihan Talay'ı... \ Umutsuzlanıp basmasın istemeden kalayı... îslamcı sermayeye • Baştarafi I. Sayfada izsiz fınans sistemleri dene- time alındığı zaman bir hay- li şey ortaya çıkabilir." Şeriatçı örgütlenmeler ile son yıllarda büyük yay- gınlık kazanan imam-hatip liseleri, Kuran kurslan. öğ- renci yurtlan. özel okul ve dershaneler gibi eğitim ku- rumlannın Islami sermaye- li şirketlerce fînanse edil- diği ortaya çıkmıştı. Ser- maye Piyasası Kurulu (SPK) ile Maliye Bakanlı- ğı'nın araştırmalan, tslami sermayeli şirketlerin yıllık gelirlerinin yüzde 15 kada- nnı Kuran kurslan, imam- hatip lisesi ve cami yaptır- ma dernek ve vakıflan ile yurtlara aktardığını ortaya koymuştu. Genelkurmay, kayıt dışı ortaklara pay senedi dağıta- rak yurtdışından yasadışı yollarla para transfer eden kâr ortaklığı sistemine da- yalı Kombassan. Ittifak. tk- ram, YİMPAŞ gibi holding ve şirketlerin yanı sıra Tur- gut Özal'ın başbakanlığı döneminde bankalara karşı önemli avantajlar sağlan- masıyla büyüyen faizsiz fı- nans kuruluşlannın yıllık 15 milyar dolar gelir elde ettiğini belirlemişti. Vakıf- lar yoluyla şeriatçı örgüt- lenmelere yılda 500 trilyon lira aktardığı belirlenen ls-_ lami sermayeli şirketlerin, şeriatçı faaliyetlere aktardı- ğı bu paralan da vergiden düştüğü ortaya çıktı. Hal- kın dinsel duygulannı sö- mürerek hiçbir hukuksal geçerliliği olmayan pay se- netleriyle "kâr ortakhğı" adı altında para toplayan bu şirketler, vergi vermemek ve çeşitli yasal yükümlü- lüklerden kurtulmak için kayda girmekten kaçını- yorlar. Pıyasada dövize or- talama yüzde 6-8 oranında faiz uygulamrken, kâr or- taklığı sistemi ile çalışan Is- lami şirketlerin döviz üze- rinden >öizde 20 ile 30 oranlannda getiri vermele- ri de yeni bir banker skan- dalının ortaya çıkacağı kuş- kusunu yarattı. Gönül bahçemize açüanpencere... VEYS FM 87.7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle