29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1997 PAZAR PAZAR YAZILARI Fransız flıtbolunda stat çılgınlığıFranssmn fiıtbol hastalan, geçenhde öylesine çılgın bir gece geçird ki. sormayın gitsin! Nefes İcesıci.kendi tabirleriyle "çılguı" bir geceyd bu. Önce futbol sahasında başlayp sonradan ünlü Champs- Elysee. caddesinde devam eden, gerçekve içten bir şölen. Salt fubol konusunu ele almak istemi;oruz elbette. Bizim size söylenek ıstediğimiz şu ki. başkertin Paris Saint Germain Kulübı'nün çok farklı bir karşılaşma çerçevîsinde, rakipleri Steaua Bükrefi yenmesi gerekmekteydi. Paris Saint Germain (PSG) bu çetrefı maçın ıçinden nasıl çıkardı acaba? Siz sanıyor musunuz ki. 4 gollü tir fark çantada keklikti. Daimagururlu. bazen de hor görme^i gayet iyi bılen. Fransız başkentınin kırmızı-mavi renklerini sırtında taşıyan "PSG" nasıl bir hüner göstermeliydi ki, Romen takımtnı eleyerek Avrupa Lig Şampiyonu Grubuna girmek mümkün olsun? Her kafadan bir ses çıkmadı doğrusu. Gerçek şu ki "beyin" denen o minık bilgisayar gece gündüz demeden devredeki yerini aldığı gıbi "geri\e sayun" başladı gergin bir hava ıçinde. Başka türlü nasıl olsundu kı? Cicili bicili yöneticiler. görmezlikten geldikleri. Avrupa Futbol Bırliği UEFA'nın bir uyan mesajını es geçtikten sonra belirli bir oyuncuyu '•cezalT olmasına karşın Romanya'daki karşılaşmada kadroya alınca dananın kuyruğu kopuverdi. Jşte, biz Paris" in Parcdes-Princes stadındaki rövanş maçında nasıl bir marifet varatınz. problemi yüzünden uvkulannı kaçınverdi. "Bunu böyleyaparsakşu PARİS MİŞEL PERLMAN da böyle olur" türünden hesaplar etrafta dönmeye başladı. Lâkin. ne olursa olsun. U PSG", canı da çıksa kazanmak zorundaydı bu karşılaşmayı. Uzmanlaşmış çeşitli kahvelerdeki "kurmaylar", tıpkı "çankh diplomatlar" gibi en ince hesaplara kendilerini vermişken futboldan pek anlamayanlar da ince tahmınlere girişti. PSG'nin maçlannı oynadığı Paro-des-Princes stadının bulunduğu Auteuil Kapısı'nın son denli şık semtinde bu kez. güm güm atıyordu kalpler. Acaba bizimkiler 4 gol farkla Romenlerı ezer mi> dı silındirle? Yani bir başka deyişle. Parc-des Princes Stadı"nda maç oynandığında, ortalığa yayılan gürültüden şikâyetçi olmayı unutmayanlar bile PSG ile Steaua karşılaşmasını, gerek tribünlerden. gerekse evlerinde TV'den canlı olarak izlediler. "Breh be. ne> miş bu Paris Saiut Germain." Karşılaşmanın daha 3. dakikasında penaltıdan. ilk golü Steaua'ya atıverdıler. Ondan sonra çorap söküğü gibi peş peşe 4 gol daha. Parisliler maç boyu niye koştu durmadan? Sorunun yanıtı gayet kolay. Çünkü bunlar profesyonel. Evet. efendicağızım. profesyonel oğlu profesyonel! Yoksa, "yıldız" geçınen \e yanm saat oynadıktan sonra, bir mazeret bulup yedekler kulübesine oturmaz. Aldığı paranın karşılığını vermek için elinden geleni yapar. Bırakalım şakayı. Didinip yırtınan futbolculann astronomik gelirlerine baktınız mı hiç? Bu işler. büyük işler. Parayı sayan de\ kuruluşlar önemli gelırler bekliyor çimin üstünde yuvarlanan toptan. Eğer hâlâ inanmıyorsanız. ekonomik "CapitaT dergisının tablosuna bakın: Manchester United 620 mılyon Frank ciro, Barcelona 40 milyon frank. bütçesi de 500 milyon frank. Juventus ve Bayern 480 milyon frank. AS Monaco 240 milyon franklık bütçe, Milan AC 440 miljoniuk bütçe. PSG"nin bütçesi ise 300 milyon frank. Iş ciddi olduğuna göre futbol statlannda şakaya hiç mi hiç yer yok!.. Zulular'ın evini kediler koruyor JOHANNESBURC AYSU ÖNETS Zulular. evlerini ve canlannı koruması için bütün hay\'anlann arasından kediyi seçmişlerdir. Kedi, Zulu evinin en önemli bireyidir. Evin içinde. yumuşak nehir kumundan hazırlanmış bir yatakta yatıp et ve sütle beslenir Zulu ev kedisi. Her kedi sahibi. kendisi için özel bir türkü besteler. Kedi kapıdan girer girmez bu türküyle karşılanır. Köyün büyücü-doktoru kedilerin sağlığından sorumludur. Kediler için iştah açıcı ve güçlendirici otlar toplar ve kapı kapı dağıtır. Akşam çökünce. erkek kediler dışan bırakılır. EYdeki fare ve yılanlarla uğraşma görevi dişi kediye kalır. Çünkü erkek kedinin daha önemli düşmanlan vardır savaşacak. Gece, Zulu ev kedisinin sihirli gücünü gösterme zamanıdır. Zulular"ın an kovanı dediği. aslında kocaman etli bir mantara benzeyen. geleneksel Zulu evi, kuru otlardan yapıldığı ve doğrudan toprağın üzenne oturtuldugu için dışandan gelecek tehlikelere karşı korumasızdır. Sadece otların arasından sızan güneş ışığıyla aydınlanan ev, mutfak görevi gören. ithala adı veriîen çamurdan bir raf ve oturma odası olarak kullanılan umsamo adlı bölümden oluşur. Evin içindeki daimi loşluk, fare ve yılanlar için kusursuz bir saklanma ortamıdır. Yabanıl doğanm ortasında kurulu Zulu evinin çevresinde kimbılir başka hangi kötü güçler pusuda bekliyor? Cape Town'dan Zaire'ye kadar pek çok Afrika kabilesi, Tokoloshe adı verilen bir gece yaratığının varlığına inanır. Rivayete göre. Tokoloshe. kısa bacaklı. yuvarlak kafalı. tüylü bir hayvandır. Kan rengi parlak gözleri gece bile görür. Küçük olmasına karşın çok tehlikeli olduğuna inanılan Tokoloshenin, kadınlan kaçınp tecavüz ettiğine inanılır. Ister inanın ister inanmayın, gerçekle düş. görünenle görünmez arasındaki gölgede yaşayan bu yaratık tarafından saldınva uğradığını iddia eden kadınlar hâlâ gazetelere haber olmakta. Gecelerin diğer canavan Mantindane, belki de iki ayak üstünde yürüdüğü ve uzun kollan olduğu için insanla maymun arası bir yaratık olarak betimlenir. Yumurta şeklinde saçsız iri bir kafası. çok küçük bir ağzı. neredeyse sadece deliklarden oluşan bir bumu vardır. Bakanın kanmı donduracak kadar korkunç gözleri, üstüne perde inmiş gibi görünen iki mat siyah yuvarlaktır. Teni grimsi bir renk olan Mantindane, uzun bir tünik giyer ve Zulularca çok zeki olduğuna inanılır. Mantindane. insanlardan nefret eder. Bunun için kadm erkek önüne kim çıkarsa kaçınr ve bir süre esir tutar. Bu süre boyunca kurbanlar. kollanndan ve bacaklanndan et parçaları kopanlarak işkence görürler. Mantindane. işi bitince kurbanlarını serbest bırakır. Bugün Zulu köylerinde. Mantindane tarafından kaçınlmış pek çok kurban bulabilırsiniz. Vücutlarındaki garip yaralan delil olarak göstereceklerdir. Zulu inanışına göre. gecenın kötü güçlerinden kendilerini koruyacak tek güç. kedinin. gözün görmediğini gören, kulağın duymadığını duyan sihirli gücüdür. Gece evin dışında nöbet bekleyen kedi. Tokoloshe ya da Mantindane'nin \arlığını yakından hissettiği anda. çok garip bir hırlama sesi çıkanr. Sonuçta. hem sahiplerini ?•', uyanr hem gece canavarİançu kçrkutup " kaçınr. Zulu kralları. ottan saraylannda en az 40 kedi beslerlermiş. Sarayın en önemli kişilerinden biri "kedi bakıcısı'ymış. Görevi, kralın kedilerini canı pahasına korumakmış buadamın. Kendisine zarar gelirse başına büyük bir felaket geleceğine inanan kral. çaresiz ödermiş fidyeyi. Kedilerin tek can düşmanı cadılarmış. Gücünün azaldığını hisseden bir cadı. köyün kedilerinden birini kaçınp törenle yermiş. Böylece kedinin gücünün kendine geçeceğine inanırmış. Uzun sözün kısası, kedi. Zulular'ın, canlannı emanet ettikleri. gözlerinden geleceği okuduklan. sihirli gücü olduğuna inandıklan. lanetınden korktuklan. uğruna türküler yazdıklan, efendılerı beüedıkleri en kutsal hayvandır. İnsanla kedi arasındaki bu antik anlaşmadan iki taraf da kârlı çıkmış olmalı ki. bugünün faresız evlerinde bile kediye baş köşeyi veriyor, onu ithal malı mamalarla besliyoruz. Belki gece canavarlan sadece Afrika'nın verimli düş gücünün ürünü ama yine de. zamanı geldiginde onlan kovalayacak bir kedinin koltukta uyuduğunu bilmek çok rahatlatıcı. İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da B H«FT«LI« EK0H0Mİ DERCISI orsacı B HAFTALIK EKONOMİ DERGİSİ orsacı HANGİ YATIRIM ARACI KAZANDIRIYOR? ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÖVİZİN DURUMU NE OLACAK? BORSA NEYİ BEKLİYOR? FAİZ VE REPONUN GETİRİSİ NE? 500 BÜYÜK FİRMANIN İLKLERİ... SONBAHAR KAĞITLARINDA GÖZLER YABANCIIARDA BİRLİK MENSUCAT, BURCELİK, EGE ÜNDÜSTRİ, AK.BANK, GOOD.YEAR, FİNANSBANK, KONYA ÇİMENTO, DERİMOD, TEKSTİLBANK, HALK SİGORTA, ŞİŞECAM, C. UNION İA8 GENELSEKRETERI KAAN AYTOGU'YA GÖRE ALTIN IHRACATINDA; "TÜRKİYE, İTALYA'NIN TAHTINA OTURACAK" "BORSADAKİ REHBERİNİZ" Tav^an'uibaşkentiTaipei'dekisahipsizköpekierçifttiğindekibuköpek- ler sıcak bir yuvanın özlemini çekiyor. TayvaıTda 2 milyon sokak kö- pcği olduğu belirtiliyor. Halk, köpeklerin ha\ lamalanndan ve yarattıklan pislikten yakınırken hayvan haklan sa- \unuculan asıl suçlulann köpeklerini sokağa atan insanlar olduğunu, köpeklerin ise masum olduğunu söylüyor. Aslında îsveç'te ortam ne kadar hür acaba? STOCKHOLM GCRHAN UÇKAN Isveç'in en gözüpek ve çahşkan kadın yazarlanndan Maria-Pia Boethius. 1991 de "Namus ve Vlcdan" adlı kitabını yayımladıktan sonra saklanmak zorunda kaldı. Telefonunu değiştirdi ve gizledi. Evinden taşındı. Yıllardır üyesi olduğu Yazarlar Birlıği"nin üye rehberinde bile telefon numarası hâlâ yok. tki yıl önce onunla bir ltalyan kahvesinde söyleşi yaptığım akşamüstü bana u Bir kadın yazar - gazeteci biraz dikkat çekerse, en büyük tepkiyi erkek meslektaşlanndan görür" demişti. Yazarlar Birliği rehberinden telefon numarasını sildirmesinin en önemli nedeni. geceleri erkek meslektaşlannın onu telefon terörüne tabi tutmasıydı. O gün, bugündür Mari-Pia'ya telefonla ulaşamazsınız, eğer gizli numarasını size vermediyse. Ne yapmıştı Maria-Pia? Örneğin şunu yamıştı: Nazi Almanlar sa\aşın kesin galipleri olarak , gözükmemeye başlayınca Isveç. rüzgânn estiği yöne göre tavnnı takındı. Artık ilerisini düşünmek gerekiyordu, Is\eç'in durumunun oldukça iyi olacağı Nazi Almanyasf nın 'Neuropa' -yeni- Avrupası"ndaki uydu bir ülke olmayı değil. Onun yerine müttefik devletlerin zaferinden sonra özgür ve demokratik bir lsveç söz konusuydu. tsveç'in vicdanı bir ülke olarak, Almanya'nın boyun eğmiş olmaktan ve Nazilere uyumlu davranmayı içeren bir politika uygulamış olmaktan rahatsızlık duyuyordu. İsveçliler. gazetelerin okur köşelerine yazmayı çok severler. Daha önce bir vesileyle değindiğim gibi, semt otobüsünün saatlerini beğenmediği için kaleme sanlan bir kişi, yazısının altına adını koymaktan çekinip rümuz kullanmayı yeğliyor. Biraz göze çarpan yabancı (adlı) bir kişi, anında yöntemli olarak belirli ırkçı ve faşizan gruplann telefon ve mektup tacizine hedef oluyor. Birkaç hafta önce, Stockholm'deki Türk lokantalannı hemen hepsine aynı anda. saçma sapan da olsa, tehdit mektuplan geldi. En aptal Dazlaklardan bırinın kalemiyle yazılmış "defolua" mektuplanna, bir de posta ödeme çeki eklenmişti. Ülkemizin lsveç"teki büyükelçiliğıne yöneltilmiş çekte, bunca yıldır "İsveç'e verd^imiz zarar karşıhğT bilmem kaç milyar kron ödenmesı isteniyordu. Komşu Norveç'te yabancı düşmanlığını bayrak etmiş parti yakında yapılacak genel seçimlerde büyük ilerleme göstereceğe benziyor. Son kamuoyu yoklamalan bu partinın ikinci büyük parti haline geldığini ve hatta birinci durumdaki partiyi zorlamaya başladığını gösteriyor. O partiyi destekleyenlenn çok azı -eminim- tescıllı ırkçı \a da faşisttir. Çoğu kısa vadeli çıkannı düşünerek ve "anonimUğur sığınağına saklanarak bu partiyi desteklemektedir. Hitleri iktidara kim getirdi sorusunu burada anımsamakta yarar var. Hemen herkes suçsuz değil miydi 9 "Ben Yahudilere karşı değilim ama..." diye lafa başlamıyorlar mıydı? Şimdi de aynı lafa "Ben yabancılara karşı değilim ama..." başlanıyor. Şimdi bu ülkede soru şu: Hangi haklann? DEHASINI 40 MiLYAR DOLARA DONUSTÜREN GENÇ BILL GATES TÜRKİYE'DE SUÇ EKONOMiSiNiN GELiŞiM SÜRECi AMATEM'DE UYUŞTURUCU SATILDI MI? UNESCO RAPORUNA GÖRE HANGi ÜLKE NE KADAR GELiSTi? REAGAN YAVAŞ YAVAŞ ACI SONA' POGRU DiSK GENEL BAŞKANI RIDVAN BUDAK: "SENDiKACILIĞA VEDA, POLiTiKAYA DEVAM" • AŞIDARBOGAZINDAN NASIL KURTULUBUZ? • ÖZÜRLUIERIN SAGLIK RAPORU ÇILESI BITECEK MI? .TURK GENÇUĞIKIMLIK ARAYIŞINDA • ESKI RADYOLAR VE ONLARIN SAKLI YUZLERI • SUNAY AKIN İN KALEMINDEN KIZILDERIULER • IRAN KAOINININ HATEMI İLE DEGISEN KONUMU • ANKARA KUUSI VE MUSA KARTIN ÇIZGILERI Notcta Dergisi, internet Web Adresi:http: www.med)atevt.com'ru>kta Nokta Dergisi, E-Mai Adreii: nokta<ö naedvaiext.com TC İL\\ ANTALYAÛÇÜNCÜ ASLİ\T: HUKUKMAHKEMESI Sayı: 1997 238 Davacı Gülşen Boz- tepe vekilı Av. Fethi Çıtak ve davalı Erdo- ğan Boztepe arasında açılan boşanma dava- sında: Taraflann evli ol- duklannı e\lilıklerin- den 1992 dogumlu ço- cuklan bulunduğunu. ancak evlendikten son- ra davalının evi ve eşi çocuğu ile ılgılenmedi- ğini geçimsızlik oldu- ğunu boşanmaya karar verilmesinı istemiştir. Davalı adına yapilan tebligatlarda adresinde bulunmadığı C.Savcı- lıkça adresınin tesbıt edılemediğinden ila- nen dava dilekçesi teb- liğine karar \erilmiştır. Davalı mahkeme- mizde yapılacak olan 2.10.1997 günü saat: 10.45'te mahkememiz- de hazır bulunması ve- ya kendisini bir vekille temsıl ettirmesi aksi halde dava yokluğunda devam olunacağı. karar verileceği yönünden ılanen dava dilekçesi tebliğolunur. 21.7.1997 Basın: 34256 Zaten ben bu işlerden pek anlamam MOSKOVA Ruslar uzayda ne anyor? Içerde (yani aşağıda) dünya kadar sorunlan \arken... Cstelık Mir uzay istasyonlan iyıce külüstür. tkide bir bozulur. Ama nedense vazgeçmezler. Memuruna. işçisine. askerine maaş ödeyemeyen bir devletin uzava milyarlarca dolar dökmesi doğru mu? Efendi m? Bu işler başka türlü mü düşünülmeli? Yani stratejık yaklaşımlarla falan... Uzun vadeli çıkarlarla... İlerde Rusya na sıl olsa durumu toparlar, dı yerek... Aynca "Biz daha ölmedik: hâlâ en büyüklerden birhiz" kompleksı ıçinde... Sonuç olarak. eskimiş uzay araçian bir kez daha onanmdan geçinlerek uza\a çıkmaya devam etmeli. Öyle mi? Tamam. öyle olsun... Ruslar uzaya neden gidiyor? Ya Amerikalılar? Ya ötekiler? Dünvanın sorunlannı çözmek varken... Dünyada 1.2 milyar insan açken... Neden bunca parayı uzaya döküyorlar? Yoksa bu konulan böv le düşünmemek mı gerek? Uzay \e bilim deyince. açlık \e işsizlik. cahillik ve e\ sizlik gibi sorunlan gündeme getırmek abes midir 11 Efendim? Bu işler farklı bir açıdan \e "global stratejik hedefkre'" bağlı olarak mı düşünülmeli? Tamam. öyle olsun... Peki. daha bunca zenginliklere sahip olan eşsiz yeryüzünü paylaşmayı beceremeyen ve durmadan birbırine kazıklar atrrjaya. hatta kan dökmeye çalışan insanoğlu, uzaya hakim olursa bu işin tümüyle hayır getireceğinden emin olabilir miyiz? Mesela. Mars'a bayrağını ilk olarak diken. oradan dünyadaki rakiplerini taşlamayı falan düşünmez mi? Ya da Mars'ta başlatılacak "kapsamlı bir özelleştirme harekâtı" daha yeryüzünde tek dikili ağacı bile olmayanları. sahip olamadıklanmn bilançosunda daha da yoksullaştırarak iyıce moral bozmaz mı? Efendim? Bu işler böyle sığ ve "anti bilimsel" yaklaşımlarla ele alınmaz mı? Daha geniş düşünmek ve aynntılarda boğulmamak mı gerekir? Tamam. öyle olsun... Geçenlerde televizyonlar gösterdı. Beğenmedığimiz Ruslar uzayda "yeni bir çığu- r açmışlar. Ne şapmışlar? Reklam yapmışlar. Nasıl? Kozmonot, yerçekimi bulunmayan uzay aracında süt kutusunu keyifle sıkıyor; kutudan nazlı bir edayla çıkan dev bir süt damlası. Kuğu Gölü Balesi'nden daha az estetik olma>an hareketlerle adamın ağzına doğru yavaşça yaklaşıyor, biraz da kozmonot gayret ediyor; u Hooop!'" ve "Bu sütü için" tavsiyeleri... 90 saniyelik reklam için Ruslar 450 bin dolar almışlar. Süt. Israil sütü... Piyasa ekonomisini içerde (yani aşağıda) pek beceremeyen Ruslar. uzaya çıkınca daha bir becerikli oldular; vTikanda beyinlerine kan gitti ve hem vurgunu \nrdular hem de reklam sektöründe "devrim" yaptılar. Stop! Uzay, ya da uzay aracı Mir bugünleri de mı görecekti? Büyük msanlığın dev hamleleri. en şiddetli fırtınalannı. özel sektörün malını mülkünü pazarlaması için yaratılan fırsatlarda mı koparacaktı? Sonra şu "Parayı basüranı uza>a götürelim" önerileri... Yalnızca yer>'üzüne değil, gökyüzüne baktıkça da her adımda yoksul olduğumuz hatırlatılıyor bize. Efendim? Bu işlerin boyutlan. benim gibi tutucu kafalann ufkundan çok daha geniş midir? Dediklenm komünizm propogandasmı mı çağnştınyor? Orhan Veli'den Ciğercinın kedisi"ni de nereden çıkardınız şimdi? EvTensel değerlerin aşağısı- yukansı yok mudur' 1 Altı da üstü de birdir yerin. yani evrenin. Öyle mi? Tamam, öyle olsun... Zaten ben bu işlerden pek anlamam. Aklıma bir soru takıldı mı "global" ve "stratejik" suskunluklara giremem. Yukansıyla aşağısını. kuzeyiyle güneyinı, doğusuyla batısını. sağıyla solunu. dünüyle bugününü kıyaslamadan edemem. Efendim? Hata bende. öyle mi? Tamam. öyle olsun... TÜRKİYE MUHASEBE KONGRESÎ 11-12-13 EYLÜL 1997 Liirfl Kırdar Kongre Sarayı - lstanbul 1957 yılından bu yana düzenlenmekte olan Türkiye Muhasebe Kongresi'nin 16 "sı 11-12-13 E\lül 199^de tstanbul Lütfı Kırdar Kongre Sarayf nda toplanacaktır. KONGRENtN ANA TEMASI: EKONOMİNİN DENETİM DÜZENİ VE MUHASEBE BAŞL1CA KONLI.AR: • Dünyada. Avrupa'da ortak muhasebe \e denetım standaıt- lan • Türkıye'de ortak muhasebe ve denetim standartlan • Yeni pazar ekonomilerinde muhasebe mesleğı • Halka açık şırketlerin denetımi • Kredı kullammında muhasebe denetimının önemi • Fınansal bılgilerin kamuoyuna açıklanması ve muhasebecinın sosyal sorumlulukJan • Fınansal kurumlan denetımi • V'ergı denetımi \e kayıt dışı ekonomi • 3568 sayılı Muhasebe \e Malı Müşavıriik Meslek Kanunu • Tekdizen hesap planian ve Türkjye uygulaması • Muhasebe mesleğınde toplam kalite yöntemi • Sı\asal partılenn. mıllenekıllerinin sıyasal denetimi • Enflasyon kars.ısında muhasebe mesleğı • Türkiye'de özelleştirme ve muhasebe mesleği KAT1LIM KOŞl LLARI: Son başvunı tanhi 31 Ağustos 1997 olan Kongre'nin katılım ücretı 200$'dır. Bu ucrete: Kongre'ye katılım, Kongre Bildiriler Kitabı ve CD- Rom. Kongre çantası. açılış kokteyli. öğle yemekleri. kongre sırasında yapılacak ıkramlar ve Gala yemeğı dahildir. KONGRE BİLDİRİ SAHtPLERİ: Engın ARAS. Yahşa ARIKAN. Doç. Dr. Türkân ARI1C\N. Osman AROLAT.Şınası AYDEMİR. Ersin AYHAN. Prof. Dr. Mustafa A. AYSAN. Cengiz AYT.AR, Haluk BİLECAN, Serpil BOSTANC1. Faik CECELt. Mehmet ÇELlK. Orhan Ç1PLAK. Doç. Dr. Nuran DOYRANGÖL. Fatih DURAL, Stıng ENEVOLDSEN. Prof. Dr. Adolf ENTHOVEN. Şaban ERDİKIER. Ahmet EROL. Ihsan FEVZİBEYOGLU. Hüsnü GL'RELt. Prof Dr. Oktay GÜVEMLİ. Prof. Dr. Rüstem HA- CIRÜSTEMOĞLU. John HEGARTY. tsmail IC^RAICAYA. Muharrem KAYHAN. \ecmettin KELES. Fe\zi MUTLU. Prof Dr. Remzı ÖRTEN. Turan ÖZBAY. Doç. Dr. Recep PEKDEMİR. Prof. Dr. Mehmet SAYAR1. Yakup SELVİ. Bü- lent SERİM. Dr Veysı SEYİĞ. Prof Dr. Orhan SEVİLEN- GÜL. Masum TÜRKER. Prof Dr. Yüksel Koç YALKJN. Ze- ki YAN1K. Ali YER.Lİ, Prof. Dr. Göksel YÜCEL, Prof. Dr. Sülevnıan YÜKÇÜ. BAŞYURl: TIRMOB Pjrkıye Serbest Mjhasdeci Ifeli Mjşa^-irler -ve Yatdnli >felı Mişavırler Otejn Birlı i) Cinr.ah Caddesi No: 40-14-15-15 06990 Çankaya-Ankara. Tel: (312) 440 90 01 / 4 Hat Faks: (312) 440 90 05-06.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle