29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3"« \ĞUS"OS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bnniyet ' Sokakta feodal terör var' • Doğu -ve Giiıeydoârdan metopol ilere göç. kan 'davilannıı devam "etrrESİ, asiyiş olajlanndıki artışa ned;n oluıken silaha ilgirin yojunlaştığı vurguland. Yasalar ile -yurtaşın ramus anlayışı "arasndaki farklılıklar " suçc yönetnede önemli bir msur clarak ygöslerilirken, adli makamlarca verilen -çezalan yetersiz bulan -magdurlarn kendi yöntemlenyle intikam aldıtlannadikkat çeki.di. HÜLYAKARABAĞLI AVKARA -Emnıyet Genel Müdurlüğü Asayiş Daire Başkanlığı. •'Asayiş Ola>tan Değerlendirmesr adlı araştırmada Tiirkıye'nin güvenlik haritasını çıiardı. Yurttaşlann silaha ilgisinin giderek arttığına. cezakndırmada sokak yasalannın egemen olduguna dikkat çeken Emnıyet Genel Müdurlüğü. ağalık ve aşiret sisteminin asayiş olaylannın artışında Önemli bir etken olduğunu 'vurguladı. Polisin olaylan "^ydınlatma ve fail ' "belirlemesinde giderek ' paşansız olduğu. suçlann 1993 yıltndan itibaren r yükselme eğilimine girdiği kaydedildi. Emniyet Genel "Müdürlüğü Asayiş Daıre _ Başkanhğf nın 87 bın 149 .iuç incelemesinde. polisin olaylardan daha çok ..'şikâyet' ve 'ihbar' yoluyla haberdar olduğu. bilgilenmede •istihbarat' n.Jcanizmasının etkili olmadığına dikkat çekildi. ..Değerlendirme - kitapçığında bu bölüm, "Verikr, istihbarat çabşmalannın asayiş olaylannda yeterii olmadığını göstermektedir. Özellikle organize suçlar başta olmak üzere, asayiş konularında da istihbarat çalışmalanna ağırlık vmlmeli, asayiş şubeleri içerisinde teknik takip üniteleri kurulmalı" biçiminde yer aldı. 1997 ' yılının ilk 6 ayı için bir önceki yılla yapılan ^'"Pofisin takibini gerektiren , suçlar" karşılaşürmasında. ' darp. yaralama. oto hırsızlığı ile polise hakaret ve mukavemet-darp. tehdit. intihar. dolandıncılık 'olaylannda artışın verileri döküldü. "Asayişe müessir olaylar" bölümünde meskene saldın, kız-kadm- adam kaçırma ve zına suçlannın yaygmlaştığına dikkat çekildi. Silah deposu iller Emniyetin , değerlendirmesinde, 1990 ;-yılından itibaren silah ve •ünühimmatta artış olduğu kaydedildi. 1996yıluıda ele geçirilen 1153 ruhsatsız silahtan 387 adedinin el yapımı olması. marka ve modeli hakkında formda yeterii bilgi olmaması " nedeniyle yurda nereden getirildiğinin belirlenemediği vurgulandı. 1996yılında toplam 284 adet uzun namJulu. 17 bin 745 tabanca ve 4787 adet a\ tüfeği ele geçirildi. Istanbul uzun namlulu silah „ sayısıyla birinci il olurken, r Van, Şanlıurfa. Şırnak, t Muş. Diyarbakır, Bitlis ve Ağn dikkat çeken merkezler oldular. Yakalanan tabanca sayısıyla da ilk sırayı alan ' îstanbul'u Ankara, tzmir, Bursa izledi. Değerlendirmeye göre Doğu ve Güneydoğu'dan " metropol illere göç. kan davalannın devam etmesi, asayiş olaylanndaki artışın nedeni olurken, güvenlik kaygısı silah satışma yansıdı. Yasalar ile yurttaşlann namus anlayışı ârasındaki farkJılıklar suça yönelmede önemli bir unsur olarak gösterilirken, adli makamlarca verilen cezalan yetersiz bulan mağdurlann kendi yöntemlenyle intikam aldıklanna dikkat çekildi. Görevi devralan komuta kademesi de irticaya karşı kararlaştınlan önlemleri destekliyor Yeııi komutanlar da îzliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- RE- FAHYOL hükümeti döneminde irticaya kar- şı önlemler aldıktan sonra emekliye aynlan kuv\ et komutanlanriin 55. hükümete ilettik- leri dosya, yeni komuta kademesince de iz- lemeye alındı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 30 Ağustos Zafer Bayramı'ndan bir gün önce tamamla- nan devir-teslim törenlerinde irticaya karşı verilen sert mesajlann. yeni komuta kademe- since de paylaşıldığı belirtildi. Milli Güven- lik Kurulu'nda (MGK) sert tepkilerle gün- deme getirdikleri •Şapunnı" uyanlı karar- larla REFAHYOL hükümetinin sona erme sürecıni hazırlayan komutanlar. 55. hükü- mete. ilk günlerinde irtica konusunda bri- fıng vermişti. Genelkurmay Başkanlığı'nda hükümete verilen brifingin tam metninin Cumhurbaş- kanı Süteyman Demirelaracılığıyla yeniden • Kuvvet komutanlan, görev devir-tesliminden önce yeni hükümetin irticaya karşı gerçekleştirmesini istedikleri uygulamalan Cumhurbaşkanı Demirel aracılığıyla 55. hükümete ilettiler. Başbakan Mesut Yılmaz'a verildiği ortaya çıkmıştı. Görevlerini önceki gün devreden komutanlarla Yılmaz arasında aracı olan De- mirel'in. Başbakan'a. "Bunu bir kere daha oku. Daha yapüması gereken şeyler var"de- diği basına yansımıştı. Demirel. Hürriyet ga- zetesi yazan ErtuğrulÖzkök'e geçen pazar- tesi günü verdiği demeçte, bu gelişmeleri doğrulayarak. "Askerleraçısındanişbitmiş- tir diye düşünmek yanlıştir. Baa şeyleri dik- kaüe takip ediyorlar" demışti. Askeri kaynaklar, yeni komuta kademesi- nin de, irticaya karşı daha önce kararlaştın- lan önlemleri desteklediklenne dikkat çek- tiler. 55. hükümetin. irticaya karşı önlemler konusunda en az Türk Silahlı Ku\-vetleri ka- dar duyarlı olduğuna ınandıklanru belirten askeri kaynaklar. önceki gün göreve başla- yan yeni komuta kademesinin de şeriatçı akımlara karşı yaptınmlar konusunda ben- zer görüşleri taşıdığını belirttiler. Kaynaklar. REFAHYOL hükümeti döne- mındeki askeri stratejıyi belirleyen Genel- kuımay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Ka- radayı ile Genelkurmay lkinci Başkanı Or- general ÇevikBir'in de bu uygulamalan ya- kından izlediklenne işaret ettıler. Kuv\et komutanlannın de\ır-teslim tö- renlerinde. irticanın önlenmesi konusunda yeni hükümete "ince*' mesajlar verilmişti. Kara Kuvvetlen Komutanlığı'nı devreden emekli orgeneral Hikmet Köksal. törende. "Türkiye Cumhuriyeti'ni şekillendiren te- md ilkelerden biri olan laikliğin, demokra- tik > önetimin hayat kaynağL insan hak ve öz- gürlüklerinin gmencesi, \icdan özgürlüğu- nün anayasal tcnıinatıveçağdaşde\ letin vaz- geçilmez bir öztlliği olduğu unutturulmaya çahşümaktadır'dıyerek. tehlıkenin sürdüğü işaretıni vermişti. Jandarma Genel Komutanlığı'nı devre- den emekli Orgeneral Teoman koman da. "İrtkacılar, bölücülüğün en kötüsünü yarat- makta. cihat çağnlan Ue ülkede iç savaş çığ- lıkJan atmaktadırlar. Kutsal inanç duygusu- nu ideotoji,taktikvestratejive dönüştüren.si- yasallaştıran bu zUıniyet dikkatie takip edil- meüdir" görüşünü dile getırmışti. Yalım Erez 'Çarşaflı Çiller de oy alamaz' İZ\ÜR(AA)-Sanayive Ticaret Bakanı. Muğla Ba- ğımsız Milletvekili Yahm Erez, "DVT Genel Başka- nı Tansu Çiller, çarşaf gi- \ip başında Kuraıukerim ile gezse de seçmenin oyu- nu alamaz" dedi. Erez. yaptığı açıklama- da, merkez sağ ve merkez solda yer alan siyası parti- lerin parti ve şahsi menfa- atlerini bırakarak. ülke ya- ranna birleşmesi gerekti- ğini söyledi. Erez. kendisi- ne katılma çağnsı yapan siyasi partilere gitmeyi dü- şünmediğini. mevcut şart- larda siyasi yaşamını ba- ğımsız olarak sürdüreceği- ni açıkladı. Erez. sözcüsü olduğu harekette yer alan bazı mil- leuekillerinin halen DYP'de olduğunu. bunlar- la istişarelerinin sürdüğü- nü belirterek. bu grubun Tansu Çiller'in genel baş- kanlıktan uzaklaştınlması- nı beklediğini söyledi. Mevcut siyasi tablo içinde bugün seçim olması halin- de. DYP'nin ülke barajını aşamayacağını öne süren Erez. DYP'nin beşinci par- ti olarak sandıktan çıkaca- ğını savundu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART İdamla yargılamada 'yaş' tartışılıvor. CHP uyardı ' Su uyur irtica uyumaz' CHP ANAP'ta 4 8 yd' ihraçlarıANKARA (Cumhumet Büro- su)-ANAP Müşterek Disiplin K.u- rulu, 8 yıllık kesintisiz eğitim ya- sasına ret oyu kullanan Ankara Milletvekili Cemil Çiçek'in partı- den ihraç edilmesini. Istanbul Mil- letvekili ABCoşkun"ada 18 Ağus- tos 1997'den geçerli olmak üzere bir yıl süreyle geçici çıkarma ce- zası verilmesini kararlaştırdı. lh- raçlann ardından ANAP'ın 139 olan milletvekili sayısı 137"e düş- tü. Müşterek Disiplin Kurulu Baş- kanı Abdulah Tenekeci, toplantı- dan sonra yaptığı açıklamada, Çi- çek ve Coşkun"un parti suçu işle- diklerinin kesin olduğunu söyledi. Cezalandırmalann hukuka uy- gun olduğunu belirten Tenekeci, karann çoğunluğun oybirliği ve gizli oylama sonucu alındığını kay- detti. ANAP'ın 14 yıllık tarihinde ilk ihraç Manisa Milletvekili ve dö- nemin Devlet Bakanı İsmail Öz- dağlarileyaşandı. Özdağlar. Dev- let Bakanlığı sırasında bir işada- mından rüşvet aldığı yolundaki ıd- dialar üzerine bakanlıktan istifa et- miş. TBMM'de dokunulmazlığı kaldınlmış ve Yüce Dıvan'damah- kûm olmuştu. Özdağlar. yargıla- ma süreci başlamadan önce döne- min ANAP Genel Başkanı v e Baş- bakan Turgut Özal tarafından ke- sin ihraç istemiyle dısipline veril- miş. Merkez Disiplin Kurulu da bu isteme uymuştu. ANAP'ta ikinci D İ S K ' t e n h ü k ü m e t e u y a r ı e y l e m l e r i 'Elini cebimden çek' protestosu İstanbul Haber Servisî - Türkiye Devrimci tşçi Sendikalan Konfederasyonu (DtSK), "Hükümet, eüni çek cebimden" eylemi düzenleyecek. DİSK, bu kapsamda zamJan protesto için gerçekleştireceği ilk eylemi 9 Eylül'de Istanbul'da gerçekleştirecek. DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak bugün saat 11 .Oö'de Antalya Dedeman Oteli nde bir toplantı düzenleyerek, ""Hükümet elini çek cebimden" başhklı eylemin gerekçelerini ve programını açıklayacak. Hükümetin birbiri ardına gelen zamlan, nemalann ödenmeyecegi yolundaki açıklamalar ve emeklilik yaşmtn yükseltilmek istenmesini protesto etmek amacıyla DlSK 9 Eylül'de istanbul'da bir "uyan eytemi™ gerçekleştirecek. ihraç İstanbul Milletvekili Naci Ekşi ile gündeme geldi. Parti Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz aleyhı- ne açıklamalarda bulunan. ahnan kararlara uymayan Ekşi. Müşterek Disiplin Kurulu tarafindan 1 yıl sü- reyle geçici olarak ihraç edildi. An- cak Ekşi. ihraç karanndan kısa sü- re sonra ANAP'tan istifa etmişti. Çiçek ve Coşkun haklanndaki ihraç karannı Yeşilköy'de katıl- dıklan bir cami açma töreni sıra- sında gazetecilerden öğrendiler. Konuya ilişkin sorulan ya- nıtlayan Çiçek. bundan sonra bağımsız kalacağını belirterek "Bana tebligat yapılmadan. savunmam alınmadan yargılama yap- nlar. Böyle bir karar varsa bu çok hukuki olmaz. bir Yassıada nıahkemesi kara- n olur" diye konuştu. Ka- rann kendısine tebliğ edil- mesinden önce konuşmak- tan kaçınan Coşkun da uzun zamandırpartınin bir kimlik arayışı içine girdiği şeklinde endişeleri oldu- eunu belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumbaracıbaşı. 8 yıllık eğitim ve ekonomide izlenen politikaya tepki gösterdi. Hükümeti irticaya ödün verilmemesi konusunda uyaran Kumbaracıbaşı, "Su uyur, irtica uyumaz. Zafer Bayramı'nın 75. yılında bunlan hükümete hatırlatmak bile CHP için çok üzücü" dedi. Kumbaracıbaşı, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, cumhuriyetin ve devnmlerin temellerinin bu zaferle atıldığını söyledi. 75 yıl sonra çeşitli gerekçelerle çağdışı anlayışlann ortaya çıkmasının çok üzücü olduğunu kaydeden Kumbaracıbaşı. "Cuma namazı bahane edilerek, din kisvesi altında ipsi/ sapsız hareketler oluşturuluyor. Bundan hicap ve utanç duymak gerekir. Bu durum hükümeti düşündürmelidir. Su uyur, irtica uyumaz. Hükümetin bunu aklından çıkarmaması gerekir" dedi. Kumbaracıbaşı. "zavallı" olarak nitelediği bu insanlann sayıca çok az olduğunu kaydetti. Sayıca az olmalannın hükümetin önlem almamasını gerektirmediğini belirten Kumbaracıbaşı. -Hükümet dikkatli olmalı" diye konuştu. 8 yıllık eğitimle ilgili reform yaptıklannı söyleyenlerin. 4. madde konusunda çok yanlış bir uygulamaya zemin hazırlamakta zarar görmediklerini belirten Kumbaracıbaşı. 4. madde için demokrasiye aykın olarak "hülle" uygulandığını. 8 yıllık eğitim konusunda hükümetin CHP ile yaptığı uzlaşmaya uvmadıeını belirtti. IRMIKIAYDIN ENGİN "Önce ekmek, arkadan gelir ahlak!" Bertold Brecht, ünlü oyunu Üç Kuruşluk Opera'da böyle dediğinde kilıseden, milliyetçi çevrelerden homurtularyüksel- mişti. Homurtular Brecht'e ulaş- tığında o da gülüp omuz silk- mişti: - lyi. Onlar da ahlak yesin o zaman! ANASOL-D Devrim Hüküme- ti'miz işbaşına geldiğinde uzun, çok uzun süredir hiçbir hükü- metin ulaşamadığı bir kamuoyu desteği elde ettı. Refah'ın defte- rinin dürülmesi, Çiller karaba- sanının siyasi yaşamımızdan eli- ni ayağını çekmesi umudu her istemin, her sorunun önüne geçti. O kadar ki Refah hükü- meti ekmek fiyatlarını yüzüne gözüne bulaştırdığında bindir- dikçe bindirenler, ekmeğe, ete süte, benzine, vapura, otobüse, sebzeye, estege, kösteğe zam üstüne zam geldiğinde "Şimdı bu sekizyıl meselesi gerçekleş- Purolu Prensler Cumhuriyeti ti sayılır. Ardından bir de Refah kapatılırsa; elebaşı mollalara si- yaset yasağı getirilirse; sonra Çillergil yargıç önüne çıkanlıp laiklik iyice güvenceye alınırsa geriye pek cıddi sorun kalmaz" yollu siyasal tesellilere sığınma- yı yeğlediler. O kadar ki yeni hükümeti bir bütün olarak algılayıp, "Refahlı- larolmasın da, hele Çillerhiç ol- masın da kim olursa olsun" he- sabıyla "Yahu ekmeğimize, işi- mize, aşımıza bakacak bakanlar kimlermiş" diye sormaya bile gerek duymadılar. Bu tozduman arasında Gü- neş Taner sessizce gelip eko- nominin tepesineçöktü. Bizcile- yin birkaç fesat, Güneş Taner adını, Özalizmin ekonomi politi- kalarını. prenslerle kuşatılmış cumhuriyeti filan anımsayıp hıkmık ettıklerınde "Yahu kanş- tırma şimdi. Bak laiklik güven- ceye alındı. Sonrasını sonra dü- şünürüz" dendi. Güneş Taner de koca gövdesi, gövdesiyle uyumlu purosu ve geçmışınden gelen kabarık bir "ekonomi uz- manlığı sabıka dosyası" ile icra- ata başladı. Bu noktada da ileri geri konuşanlara "Neyani" den- di. "Çiller'den de kötü değil ya ..." Sankı Çiller'den kötü olma- mak bir hünermiş gibı. Nitekim bana böyle bir yanıt veren yaşlıca bir ağabeyıme "Yapma abi, şimdi yanşa çık- sak, koşuda ben seni geçsem. Bu benim iyi koşucu olduğumu mu göstenr" diyecek oldum; ağabeylik hukukuna yaslanıp "Demagoji yapma lan" deyip çıktı işin içinden. "Prens" denen bu adamiar Özal döneminde Türkıye'de de epey at oynattılar. O kadar oy- nattılar ki bizler de ulusçak "oy- natıp" oynamaya başladık. O gün bugün de oynuyoruz. Prenslerın köklerı "Şikago Oğlanlan" denen bir ekonomi ekolüne dayanıyor. Onlara para manevralan yaparak ekonomiyi düzlüğe çıkarabılecekleri belle- tilmiştir. Asli işlevleri, "darboğaza düş- müş ülkelerin uluslararası finans merkezlerine olan borçlannın ödenmesini sağlama almak" di- ye özetlenebilir. Ezberledıkleri formuller pek yalın ve yalınkat- tır. Darboğaza düşmüş fırmala- ra "Işçi sayısını azalt. Sendikayı defet. Ücretleri düşür, becere- mezsen dondur" öğüdünü ve- rirler. Ülke ekonomilerinin tepe- sine çöreklendiklerinde de amentüleri "Sendikalann belini kır. Sosyal güvenlik sistemini di- namitle. Ücretleri dondur. Enf- lasyonu bir süre yüksek tut. Böylece satın alma gücünü diz- gınle. iç tüketımi zorlaştır. ihra- catı teşvik et. Teşvık edılmiş ıh- racat dümenine yatıp uyuşturu- cu, silah parası gıbı kırli ve kan- lı paraların yeniden ülkeye dön- mesinin önünü aç. Paranın akı karası, kirlisi temizi diye ayırma. Döviz olmak koşuluyla gelsin de nasıl gelirse gelsin" olur. Sonra da kendılerine "ekono- mi sihirbazı" denmesini sağlar- lar. Purolarını tüttürüp, ortalıkta dolanırlar. Sık sık enflasyonun düşeceğıni müjdelerler. Enflas- yon düşmez. Masaldakı büyücü çırağı gibi şaşkın sepelek baka- kalırlar: bin dereden su getırip kusuru üstüne yıkacak kurum, kişi ve kuruluş ararlar. Bulurlar da... Sekiz yıllık kesintisiz eğitimi halletik gibi. Şu on sekiz yıllık kesintisiz enflasyonu kimlerın azdırıpsüreğenleştırdiğı üstüne bırazkafayorsakmı? Yani "Ön- ce laiklik, arkadan gelır ekmek" yanılgısından sıyrılıp. Laik bir cumhuriyette karnı tok yaşa- manın yollarını arasak mı? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİIVKAYA İsyan Değil Arzu... Bir sıkıntı büyüyor içinizde biliyorum; o sıkıntı ya- şamdan alıp koparıyor sizi anlıyorum... Akvaryumda o turuncu küçük bahğı izlediğinizin farkındayım. O balığın yalnızlığını kendi iç evreniniz- de büyüttüğünüzü görüyorum... Kuşku dalga dalga yayılıyor o anda... Çevrenizde belki de bir eylül kokusu var... Gözlerinizin büyüdüğünü, ellerinizin titrediğini se- zebiliyorum... Savaşı kendi düşlerimizde yok edebilir miyiz aca- ba? Sevgiyi çoğaltabilir miyiz, güneşı, havayı ve su- yu çağırarak? Bir kadın yaşamın gölgesinde sevdayı arıyor dur- maksızın, biradam kuşları salıveriyor kafeslerinden. bir çocuk kâğıttan kayıklarını sulara bırakıyor... Yağmur mu yağıyor yoksa fırtına mı esiyor bile- miyoruz. Yorgun muyuz yoksa âşık mıyız anlayamı- yoruz... Ben durmadan gözlerine bakıyorum senin... Mavi sabahlarda uyanmayı seviyorum. saçlarını okşamayı arzuluyorum... Geceleri çok sıcak oluyor buralarda uyuyamıyo- rum... Ne trenler geçiyor ıstasyonlardan ne de beyaz gemiler yanaşıyor limanlara... Sizleri düşündüğüm oluyor, özlediğim; güvercın- leri uçurduğumuz sabahları da arıyorum... Biliyorum bizim buralarda yabancı biradamla ka- dın ilk kez konuştular aylar sonra. ilk kez yan yana durdular. Kadının gözleri ve saçlan siyahtı... Bir şeyler mınldandılar ama hiç kitaplardan söz et- mediler, tiyatroya, sinemaya gitmeyi düşünmedi- ler... Bir iki dakika konuştular ve aynldılar... Akvaryumdaki o turuncu yalnız balık onlara hiç al- dınş etmedi... Bir ses duyuldu bir süre sonra, eski zamanlan anımsatan... Bir şiir okundu Şükran Kurdakul'dan, insanın içine tarçın kokulan dolduran; "Bir hapislik korkusu, bir cesaret/ Bir seferberiik karanlığı, bir ışıkl Bir kitap, her yaprağında anılann kanıl Bir şarkı alanlara sığmayan/ Birheves denize çıkar gibi/ Bir sevda dar gelir damatianna/ Bir re- sim, kendini arayanlardan biri/ Bir kuşku soranlar- dan sormayanlara/ Bir gerçek dünyaların gerçeğı/ Bir kadın senin gibi/ Bir adam benim gibi." • • • Bir kadın yaşanmamış hikâyeler anlatıyor sana... Sen sürekli gözlerinin içine bakıyorsun o anda... Gün doğdu doğacak, ay eylül... Biricik sevincınden şarkı; söylerim erkek sesle aşktan; tam yılın sevişme zamanı... O karartılar dimdik yükselen tepeye karşı; büyür büyur ya da hemen küçülüverirlerdi bazen... Saçlı sakallı karartılar insanca ağlayan; ışık için- de dağa adım adım kayariardı... Ey gemiciler, ey üzgün kadınlar, can yoldaşlarım benim! Bari sizler beni hatırfayın! Sizler tutun elle- rimden! Kurtarın tüm kadınları Apollinaire'nin yal- nızlığından... Bak yapraklan kararsız bir güz lımanı: kalabalık- ta el el yaprak savuruyordu; sevdanın hınzırlığı göz- lerıni vuruyordu... Kaçıyordun hep sevişmelerden, kaçıyordun me- nekşelere aldırış etmeden... Gözlerinde deniz, gözlerinde gemi... Gözlerinde çınlçıplak çocuklar... Bilmem tanır mrydın Cahit Irgat'ı? Rüzgâr esiyor rüzgâr. meltemdir, güzel dünya üze- rinde matemdir... O akvaryumda turuncu renkli balık dolaşıyor ser- seri gibi... Kalbinizin üç köşesi yangın yeri, perişan; isyan de- ğil arzudur şimşek şimşek parlayan... • • * Gözlerinizi kapattığınızda akşamüstü yağmurları başlıyor... Ellerimi anyor bir kadın dalgınlığın gurbetinde... Canevinde aydınlanmış gözleri var onun; sokak- larda koşturan çocuklann tutkusu var... Varlığımın yetişemeyeceği gelecek zamanlarda düşlerim karşıma çıkıyor birden... Ben onunla konuşuyorum, ayaküstü sadece bir iki dakika... Sonra başımı alıp gitmeliyim çok uzaklara... Bir mektup yazmalıyım Behçet Necatigil'e inat, bir şarkı söylemeliyim Pablo Neruda'yı kıskandı- ran... Ben uzaklarda olmalıyım. çok uzaklarda... Acılar unutulduktan sonra dönmeliyim... Biliyorum sevgileri yannlara bıraktınız, aynalara meraklı çocuklar gibi saçına sakalına hayran kaldı- nız... Biliyorum siz geniş zamanlar umuyordunuz; çir- kindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek; siz yarım kalmış masallarda aşkı arıyordunuz... Akvaryumdaki turuncu renkli o küçük balığın üç siyah çizgisi vardı sırtında, hiç gördünüz mü? Sizın gizli bahçenizde açan çiçekleriniz vardı, ge- celerde ve yalnız... Bilmiyorum siz hiç sevdayı yakaladınız mı; hiç vaktiniz oldu mu âşık olmaya? Siz hiç ağladınız mı? Faks numaramız: 0212/513 90 98 Keçiören'de gerginlik Yaralama olaymda karşılıkh suçlama ANKAR.A (Cumhuri- yet Bürosu)-MHP'li Be- lediye Başkant Turgut Al- tınok'un yönetimindeki Keçiören'de, belediye gö- revlilerinin silahlı saldın olayına kanşması, ilçede yeniden gerginlik yarattı. Altmok, Zabıta Müdür Yardımcısı Murat Balçık tarafından vurulduğu be- lirtilenFG'nin.olaylar sı- rasında kendi arkadaşlan- nın silahıyla yaralandığı- nı ileri sürdü. Ovacık'ta 1995 yılında infaz timi U A Takjmınca öldürüldüğü iddia edilen Erdal \ıldınm'ı anmak amacıyla hazırlık yapılan Keçiören Halkevi önünde önceki gün çıkan tartış- mada FG. silahlı saldın sonucu kasığmdan yara- landı.MHP'îi Başkan Al- tınok. önce "PKK'Ii ve bölücü R\DEP'li" olarak nitelediği Halkevi çevre- sinde toplanan grubun saldırdığını ileri sürdü. İP Ankara tl Sekreteri Hasan Yıldız yaptığı açık- lamada. Keçiören Beledi- yesı'nin "paniğe kapıla- rak zorbaîıkla Keçiören halkını vıldırmav a çalıştı- ğını" iİeri sürdü. ÖDP Ankara İl Örgütü'nden yapılan açıklamada da "A Takımı'" diye adlandınlan grubun. uzun bir süredir demokratik kitle örgütle- rine ve partilere saldırdı- ğı ileri sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle