Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3"« \ĞUS"OS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bnniyet
' Sokakta
feodal
terör var'
• Doğu -ve
Giiıeydoârdan
metopol ilere göç. kan
'davilannıı devam
"etrrESİ, asiyiş
olajlanndıki artışa
ned;n oluıken silaha
ilgirin yojunlaştığı
vurguland. Yasalar ile
-yurtaşın ramus anlayışı
"arasndaki farklılıklar
" suçc yönetnede önemli
bir msur clarak
ygöslerilirken, adli
makamlarca verilen
-çezalan yetersiz bulan
-magdurlarn kendi
yöntemlenyle intikam
aldıtlannadikkat
çeki.di.
HÜLYAKARABAĞLI
AVKARA -Emnıyet Genel
Müdurlüğü Asayiş Daire
Başkanlığı. •'Asayiş
Ola>tan Değerlendirmesr
adlı araştırmada
Tiirkıye'nin güvenlik
haritasını çıiardı.
Yurttaşlann silaha ilgisinin
giderek arttığına.
cezakndırmada sokak
yasalannın egemen
olduguna dikkat çeken
Emnıyet Genel Müdurlüğü.
ağalık ve aşiret sisteminin
asayiş olaylannın artışında
Önemli bir etken olduğunu
'vurguladı. Polisin olaylan
"^ydınlatma ve fail
' "belirlemesinde giderek
' paşansız olduğu. suçlann
1993 yıltndan itibaren
r yükselme eğilimine girdiği
kaydedildi. Emniyet Genel
"Müdürlüğü Asayiş Daıre
_ Başkanhğf nın 87 bın 149
.iuç incelemesinde. polisin
olaylardan daha çok
..'şikâyet' ve 'ihbar' yoluyla
haberdar olduğu.
bilgilenmede •istihbarat'
n.Jcanizmasının etkili
olmadığına dikkat çekildi.
..Değerlendirme
- kitapçığında bu bölüm,
"Verikr, istihbarat
çabşmalannın asayiş
olaylannda yeterii
olmadığını göstermektedir.
Özellikle organize suçlar
başta olmak üzere, asayiş
konularında da istihbarat
çalışmalanna ağırlık
vmlmeli, asayiş şubeleri
içerisinde teknik takip
üniteleri kurulmalı"
biçiminde yer aldı. 1997
' yılının ilk 6 ayı için bir
önceki yılla yapılan
^'"Pofisin takibini gerektiren
, suçlar" karşılaşürmasında.
' darp. yaralama. oto
hırsızlığı ile polise hakaret
ve mukavemet-darp. tehdit.
intihar. dolandıncılık
'olaylannda artışın verileri
döküldü. "Asayişe müessir
olaylar" bölümünde
meskene saldın, kız-kadm-
adam kaçırma ve zına
suçlannın yaygmlaştığına
dikkat çekildi.
Silah deposu iller
Emniyetin
, değerlendirmesinde, 1990
;-yılından itibaren silah ve
•ünühimmatta artış olduğu
kaydedildi. 1996yıluıda
ele geçirilen 1153 ruhsatsız
silahtan 387 adedinin el
yapımı olması. marka ve
modeli hakkında formda
yeterii bilgi olmaması
" nedeniyle yurda nereden
getirildiğinin
belirlenemediği
vurgulandı. 1996yılında
toplam 284 adet uzun
namJulu. 17 bin 745
tabanca ve 4787 adet a\
tüfeği ele geçirildi. Istanbul
uzun namlulu silah
„ sayısıyla birinci il olurken,
r
Van, Şanlıurfa. Şırnak,
t
Muş. Diyarbakır, Bitlis ve
Ağn dikkat çeken
merkezler oldular.
Yakalanan tabanca
sayısıyla da ilk sırayı alan
' îstanbul'u Ankara, tzmir,
Bursa izledi.
Değerlendirmeye göre
Doğu ve Güneydoğu'dan
" metropol illere göç. kan
davalannın devam etmesi,
asayiş olaylanndaki artışın
nedeni olurken, güvenlik
kaygısı silah satışma
yansıdı. Yasalar ile
yurttaşlann namus anlayışı
ârasındaki farkJılıklar suça
yönelmede önemli bir
unsur olarak gösterilirken,
adli makamlarca verilen
cezalan yetersiz bulan
mağdurlann kendi
yöntemlenyle intikam
aldıklanna dikkat çekildi.
Görevi devralan komuta kademesi de irticaya karşı kararlaştınlan önlemleri destekliyor
Yeııi komutanlar da îzliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- RE-
FAHYOL hükümeti döneminde irticaya kar-
şı önlemler aldıktan sonra emekliye aynlan
kuv\ et komutanlanriin 55. hükümete ilettik-
leri dosya, yeni komuta kademesince de iz-
lemeye alındı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 30 Ağustos
Zafer Bayramı'ndan bir gün önce tamamla-
nan devir-teslim törenlerinde irticaya karşı
verilen sert mesajlann. yeni komuta kademe-
since de paylaşıldığı belirtildi. Milli Güven-
lik Kurulu'nda (MGK) sert tepkilerle gün-
deme getirdikleri •Şapunnı" uyanlı karar-
larla REFAHYOL hükümetinin sona erme
sürecıni hazırlayan komutanlar. 55. hükü-
mete. ilk günlerinde irtica konusunda bri-
fıng vermişti.
Genelkurmay Başkanlığı'nda hükümete
verilen brifingin tam metninin Cumhurbaş-
kanı Süteyman Demirelaracılığıyla yeniden
• Kuvvet komutanlan, görev devir-tesliminden önce yeni
hükümetin irticaya karşı gerçekleştirmesini istedikleri
uygulamalan Cumhurbaşkanı Demirel aracılığıyla 55.
hükümete ilettiler.
Başbakan Mesut Yılmaz'a verildiği ortaya
çıkmıştı. Görevlerini önceki gün devreden
komutanlarla Yılmaz arasında aracı olan De-
mirel'in. Başbakan'a. "Bunu bir kere daha
oku. Daha yapüması gereken şeyler var"de-
diği basına yansımıştı. Demirel. Hürriyet ga-
zetesi yazan ErtuğrulÖzkök'e geçen pazar-
tesi günü verdiği demeçte, bu gelişmeleri
doğrulayarak. "Askerleraçısındanişbitmiş-
tir diye düşünmek yanlıştir. Baa şeyleri dik-
kaüe takip ediyorlar" demışti.
Askeri kaynaklar, yeni komuta kademesi-
nin de, irticaya karşı daha önce kararlaştın-
lan önlemleri desteklediklenne dikkat çek-
tiler. 55. hükümetin. irticaya karşı önlemler
konusunda en az Türk Silahlı Ku\-vetleri ka-
dar duyarlı olduğuna ınandıklanru belirten
askeri kaynaklar. önceki gün göreve başla-
yan yeni komuta kademesinin de şeriatçı
akımlara karşı yaptınmlar konusunda ben-
zer görüşleri taşıdığını belirttiler.
Kaynaklar. REFAHYOL hükümeti döne-
mındeki askeri stratejıyi belirleyen Genel-
kuımay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Ka-
radayı ile Genelkurmay lkinci Başkanı Or-
general ÇevikBir'in de bu uygulamalan ya-
kından izlediklenne işaret ettıler.
Kuv\et komutanlannın de\ır-teslim tö-
renlerinde. irticanın önlenmesi konusunda
yeni hükümete "ince*' mesajlar verilmişti.
Kara Kuvvetlen Komutanlığı'nı devreden
emekli orgeneral Hikmet Köksal. törende.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni şekillendiren te-
md ilkelerden biri olan laikliğin, demokra-
tik > önetimin hayat kaynağL insan hak ve öz-
gürlüklerinin gmencesi, \icdan özgürlüğu-
nün anayasal tcnıinatıveçağdaşde\ letin vaz-
geçilmez bir öztlliği olduğu unutturulmaya
çahşümaktadır'dıyerek. tehlıkenin sürdüğü
işaretıni vermişti.
Jandarma Genel Komutanlığı'nı devre-
den emekli Orgeneral Teoman koman da.
"İrtkacılar, bölücülüğün en kötüsünü yarat-
makta. cihat çağnlan Ue ülkede iç savaş çığ-
lıkJan atmaktadırlar. Kutsal inanç duygusu-
nu ideotoji,taktikvestratejive dönüştüren.si-
yasallaştıran bu zUıniyet dikkatie takip edil-
meüdir" görüşünü dile getırmışti.
Yalım Erez
'Çarşaflı
Çiller de
oy alamaz'
İZ\ÜR(AA)-Sanayive
Ticaret Bakanı. Muğla Ba-
ğımsız Milletvekili Yahm
Erez, "DVT Genel Başka-
nı Tansu Çiller, çarşaf gi-
\ip başında Kuraıukerim
ile gezse de seçmenin oyu-
nu alamaz" dedi.
Erez. yaptığı açıklama-
da, merkez sağ ve merkez
solda yer alan siyası parti-
lerin parti ve şahsi menfa-
atlerini bırakarak. ülke ya-
ranna birleşmesi gerekti-
ğini söyledi. Erez. kendisi-
ne katılma çağnsı yapan
siyasi partilere gitmeyi dü-
şünmediğini. mevcut şart-
larda siyasi yaşamını ba-
ğımsız olarak sürdüreceği-
ni açıkladı.
Erez. sözcüsü olduğu
harekette yer alan bazı mil-
leuekillerinin halen
DYP'de olduğunu. bunlar-
la istişarelerinin sürdüğü-
nü belirterek. bu grubun
Tansu Çiller'in genel baş-
kanlıktan uzaklaştınlması-
nı beklediğini söyledi.
Mevcut siyasi tablo içinde
bugün seçim olması halin-
de. DYP'nin ülke barajını
aşamayacağını öne süren
Erez. DYP'nin beşinci par-
ti olarak sandıktan çıkaca-
ğını savundu.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
İdamla yargılamada 'yaş' tartışılıvor.
CHP uyardı
' Su uyur
irtica
uyumaz'
CHP
ANAP'ta
4
8 yd' ihraçlarıANKARA (Cumhumet Büro-
su)-ANAP Müşterek Disiplin K.u-
rulu, 8 yıllık kesintisiz eğitim ya-
sasına ret oyu kullanan Ankara
Milletvekili Cemil Çiçek'in partı-
den ihraç edilmesini. Istanbul Mil-
letvekili ABCoşkun"ada 18 Ağus-
tos 1997'den geçerli olmak üzere
bir yıl süreyle geçici çıkarma ce-
zası verilmesini kararlaştırdı. lh-
raçlann ardından ANAP'ın 139
olan milletvekili sayısı 137"e düş-
tü.
Müşterek Disiplin Kurulu Baş-
kanı Abdulah Tenekeci, toplantı-
dan sonra yaptığı açıklamada, Çi-
çek ve Coşkun"un parti suçu işle-
diklerinin kesin olduğunu söyledi.
Cezalandırmalann hukuka uy-
gun olduğunu belirten Tenekeci,
karann çoğunluğun oybirliği ve
gizli oylama sonucu alındığını kay-
detti.
ANAP'ın 14 yıllık tarihinde ilk
ihraç Manisa Milletvekili ve dö-
nemin Devlet Bakanı İsmail Öz-
dağlarileyaşandı. Özdağlar. Dev-
let Bakanlığı sırasında bir işada-
mından rüşvet aldığı yolundaki ıd-
dialar üzerine bakanlıktan istifa et-
miş. TBMM'de dokunulmazlığı
kaldınlmış ve Yüce Dıvan'damah-
kûm olmuştu. Özdağlar. yargıla-
ma süreci başlamadan önce döne-
min ANAP Genel Başkanı v e Baş-
bakan Turgut Özal tarafından ke-
sin ihraç istemiyle dısipline veril-
miş. Merkez Disiplin Kurulu da bu
isteme uymuştu. ANAP'ta ikinci
D İ S K ' t e n h ü k ü m e t e u y a r ı e y l e m l e r i
'Elini cebimden çek' protestosu
İstanbul Haber Servisî - Türkiye Devrimci tşçi
Sendikalan Konfederasyonu (DtSK), "Hükümet,
eüni çek cebimden" eylemi düzenleyecek. DİSK,
bu kapsamda zamJan protesto için
gerçekleştireceği ilk eylemi 9 Eylül'de Istanbul'da
gerçekleştirecek.
DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak bugün saat
11 .Oö'de Antalya Dedeman Oteli nde bir toplantı
düzenleyerek, ""Hükümet elini çek cebimden"
başhklı eylemin gerekçelerini ve programını
açıklayacak.
Hükümetin birbiri ardına gelen zamlan, nemalann
ödenmeyecegi yolundaki açıklamalar ve emeklilik
yaşmtn yükseltilmek istenmesini protesto etmek
amacıyla DlSK 9 Eylül'de istanbul'da bir "uyan
eytemi™ gerçekleştirecek.
ihraç İstanbul Milletvekili Naci
Ekşi ile gündeme geldi. Parti Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz aleyhı-
ne açıklamalarda bulunan. ahnan
kararlara uymayan Ekşi. Müşterek
Disiplin Kurulu tarafindan 1 yıl sü-
reyle geçici olarak ihraç edildi. An-
cak Ekşi. ihraç karanndan kısa sü-
re sonra ANAP'tan istifa etmişti.
Çiçek ve Coşkun haklanndaki
ihraç karannı Yeşilköy'de katıl-
dıklan bir cami açma töreni sıra-
sında gazetecilerden öğrendiler.
Konuya ilişkin sorulan ya-
nıtlayan Çiçek. bundan
sonra bağımsız kalacağını
belirterek "Bana tebligat
yapılmadan. savunmam
alınmadan yargılama yap-
nlar. Böyle bir karar varsa
bu çok hukuki olmaz. bir
Yassıada nıahkemesi kara-
n olur" diye konuştu. Ka-
rann kendısine tebliğ edil-
mesinden önce konuşmak-
tan kaçınan Coşkun da
uzun zamandırpartınin bir
kimlik arayışı içine girdiği
şeklinde endişeleri oldu-
eunu belirtti.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-
CHP Genel
Başkan Yardımcısı Onur
Kumbaracıbaşı. 8 yıllık
eğitim ve ekonomide
izlenen politikaya tepki
gösterdi. Hükümeti
irticaya ödün
verilmemesi konusunda
uyaran Kumbaracıbaşı,
"Su uyur, irtica uyumaz.
Zafer Bayramı'nın 75.
yılında bunlan
hükümete hatırlatmak
bile CHP için çok üzücü"
dedi.
Kumbaracıbaşı, 30
Ağustos Zafer Bayramı
nedeniyle düzenlediği
basın toplantısında,
cumhuriyetin ve
devnmlerin temellerinin
bu zaferle atıldığını
söyledi. 75 yıl sonra
çeşitli gerekçelerle
çağdışı anlayışlann
ortaya çıkmasının çok
üzücü olduğunu
kaydeden
Kumbaracıbaşı. "Cuma
namazı bahane edilerek,
din kisvesi altında ipsi/
sapsız hareketler
oluşturuluyor. Bundan
hicap ve utanç duymak
gerekir. Bu durum
hükümeti
düşündürmelidir. Su
uyur, irtica uyumaz.
Hükümetin bunu
aklından çıkarmaması
gerekir" dedi.
Kumbaracıbaşı. "zavallı"
olarak nitelediği bu
insanlann sayıca çok az
olduğunu kaydetti.
Sayıca az olmalannın
hükümetin önlem
almamasını
gerektirmediğini belirten
Kumbaracıbaşı.
-Hükümet dikkatli
olmalı" diye konuştu.
8 yıllık eğitimle ilgili
reform yaptıklannı
söyleyenlerin. 4. madde
konusunda çok yanlış bir
uygulamaya zemin
hazırlamakta zarar
görmediklerini belirten
Kumbaracıbaşı. 4.
madde için demokrasiye
aykın olarak "hülle"
uygulandığını. 8 yıllık
eğitim konusunda
hükümetin CHP ile
yaptığı uzlaşmaya
uvmadıeını belirtti.
IRMIKIAYDIN ENGİN
"Önce ekmek, arkadan gelir
ahlak!"
Bertold Brecht, ünlü oyunu
Üç Kuruşluk Opera'da böyle
dediğinde kilıseden, milliyetçi
çevrelerden homurtularyüksel-
mişti. Homurtular Brecht'e ulaş-
tığında o da gülüp omuz silk-
mişti:
- lyi. Onlar da ahlak yesin o
zaman!
ANASOL-D Devrim Hüküme-
ti'miz işbaşına geldiğinde uzun,
çok uzun süredir hiçbir hükü-
metin ulaşamadığı bir kamuoyu
desteği elde ettı. Refah'ın defte-
rinin dürülmesi, Çiller karaba-
sanının siyasi yaşamımızdan eli-
ni ayağını çekmesi umudu her
istemin, her sorunun önüne
geçti. O kadar ki Refah hükü-
meti ekmek fiyatlarını yüzüne
gözüne bulaştırdığında bindir-
dikçe bindirenler, ekmeğe, ete
süte, benzine, vapura, otobüse,
sebzeye, estege, kösteğe zam
üstüne zam geldiğinde "Şimdı
bu sekizyıl meselesi gerçekleş-
Purolu Prensler Cumhuriyeti
ti sayılır. Ardından bir de Refah
kapatılırsa; elebaşı mollalara si-
yaset yasağı getirilirse; sonra
Çillergil yargıç önüne çıkanlıp
laiklik iyice güvenceye alınırsa
geriye pek cıddi sorun kalmaz"
yollu siyasal tesellilere sığınma-
yı yeğlediler.
O kadar ki yeni hükümeti bir
bütün olarak algılayıp, "Refahlı-
larolmasın da, hele Çillerhiç ol-
masın da kim olursa olsun" he-
sabıyla "Yahu ekmeğimize, işi-
mize, aşımıza bakacak bakanlar
kimlermiş" diye sormaya bile
gerek duymadılar.
Bu tozduman arasında Gü-
neş Taner sessizce gelip eko-
nominin tepesineçöktü. Bizcile-
yin birkaç fesat, Güneş Taner
adını, Özalizmin ekonomi politi-
kalarını. prenslerle kuşatılmış
cumhuriyeti filan anımsayıp
hıkmık ettıklerınde "Yahu kanş-
tırma şimdi. Bak laiklik güven-
ceye alındı. Sonrasını sonra dü-
şünürüz" dendi. Güneş Taner de
koca gövdesi, gövdesiyle
uyumlu purosu ve geçmışınden
gelen kabarık bir "ekonomi uz-
manlığı sabıka dosyası" ile icra-
ata başladı. Bu noktada da ileri
geri konuşanlara "Neyani" den-
di. "Çiller'den de kötü değil ya
..." Sankı Çiller'den kötü olma-
mak bir hünermiş gibı.
Nitekim bana böyle bir yanıt
veren yaşlıca bir ağabeyıme
"Yapma abi, şimdi yanşa çık-
sak, koşuda ben seni geçsem.
Bu benim iyi koşucu olduğumu
mu göstenr" diyecek oldum;
ağabeylik hukukuna yaslanıp
"Demagoji yapma lan" deyip
çıktı işin içinden.
"Prens" denen bu adamiar
Özal döneminde Türkıye'de de
epey at oynattılar. O kadar oy-
nattılar ki bizler de ulusçak "oy-
natıp" oynamaya başladık. O
gün bugün de oynuyoruz.
Prenslerın köklerı "Şikago
Oğlanlan" denen bir ekonomi
ekolüne dayanıyor. Onlara para
manevralan yaparak ekonomiyi
düzlüğe çıkarabılecekleri belle-
tilmiştir.
Asli işlevleri, "darboğaza düş-
müş ülkelerin uluslararası finans
merkezlerine olan borçlannın
ödenmesini sağlama almak" di-
ye özetlenebilir. Ezberledıkleri
formuller pek yalın ve yalınkat-
tır. Darboğaza düşmüş fırmala-
ra "Işçi sayısını azalt. Sendikayı
defet. Ücretleri düşür, becere-
mezsen dondur" öğüdünü ve-
rirler. Ülke ekonomilerinin tepe-
sine çöreklendiklerinde de
amentüleri "Sendikalann belini
kır. Sosyal güvenlik sistemini di-
namitle. Ücretleri dondur. Enf-
lasyonu bir süre yüksek tut.
Böylece satın alma gücünü diz-
gınle. iç tüketımi zorlaştır. ihra-
catı teşvik et. Teşvık edılmiş ıh-
racat dümenine yatıp uyuşturu-
cu, silah parası gıbı kırli ve kan-
lı paraların yeniden ülkeye dön-
mesinin önünü aç. Paranın akı
karası, kirlisi temizi diye ayırma.
Döviz olmak koşuluyla gelsin de
nasıl gelirse gelsin" olur.
Sonra da kendılerine "ekono-
mi sihirbazı" denmesini sağlar-
lar. Purolarını tüttürüp, ortalıkta
dolanırlar. Sık sık enflasyonun
düşeceğıni müjdelerler. Enflas-
yon düşmez. Masaldakı büyücü
çırağı gibi şaşkın sepelek baka-
kalırlar: bin dereden su getırip
kusuru üstüne yıkacak kurum,
kişi ve kuruluş ararlar. Bulurlar
da...
Sekiz yıllık kesintisiz eğitimi
halletik gibi. Şu on sekiz yıllık
kesintisiz enflasyonu kimlerın
azdırıpsüreğenleştırdiğı üstüne
bırazkafayorsakmı? Yani "Ön-
ce laiklik, arkadan gelır ekmek"
yanılgısından sıyrılıp. Laik bir
cumhuriyette karnı tok yaşa-
manın yollarını arasak mı?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİIVKAYA
İsyan Değil Arzu...
Bir sıkıntı büyüyor içinizde biliyorum; o sıkıntı ya-
şamdan alıp koparıyor sizi anlıyorum...
Akvaryumda o turuncu küçük bahğı izlediğinizin
farkındayım. O balığın yalnızlığını kendi iç evreniniz-
de büyüttüğünüzü görüyorum...
Kuşku dalga dalga yayılıyor o anda...
Çevrenizde belki de bir eylül kokusu var...
Gözlerinizin büyüdüğünü, ellerinizin titrediğini se-
zebiliyorum...
Savaşı kendi düşlerimizde yok edebilir miyiz aca-
ba? Sevgiyi çoğaltabilir miyiz, güneşı, havayı ve su-
yu çağırarak?
Bir kadın yaşamın gölgesinde sevdayı arıyor dur-
maksızın, biradam kuşları salıveriyor kafeslerinden.
bir çocuk kâğıttan kayıklarını sulara bırakıyor...
Yağmur mu yağıyor yoksa fırtına mı esiyor bile-
miyoruz. Yorgun muyuz yoksa âşık mıyız anlayamı-
yoruz...
Ben durmadan gözlerine bakıyorum senin...
Mavi sabahlarda uyanmayı seviyorum. saçlarını
okşamayı arzuluyorum...
Geceleri çok sıcak oluyor buralarda uyuyamıyo-
rum...
Ne trenler geçiyor ıstasyonlardan ne de beyaz
gemiler yanaşıyor limanlara...
Sizleri düşündüğüm oluyor, özlediğim; güvercın-
leri uçurduğumuz sabahları da arıyorum...
Biliyorum bizim buralarda yabancı biradamla ka-
dın ilk kez konuştular aylar sonra. ilk kez yan yana
durdular.
Kadının gözleri ve saçlan siyahtı...
Bir şeyler mınldandılar ama hiç kitaplardan söz et-
mediler, tiyatroya, sinemaya gitmeyi düşünmedi-
ler...
Bir iki dakika konuştular ve aynldılar...
Akvaryumdaki o turuncu yalnız balık onlara hiç al-
dınş etmedi...
Bir ses duyuldu bir süre sonra, eski zamanlan
anımsatan...
Bir şiir okundu Şükran Kurdakul'dan, insanın
içine tarçın kokulan dolduran;
"Bir hapislik korkusu, bir cesaret/ Bir seferberiik
karanlığı, bir ışıkl Bir kitap, her yaprağında anılann
kanıl Bir şarkı alanlara sığmayan/ Birheves denize
çıkar gibi/ Bir sevda dar gelir damatianna/ Bir re-
sim, kendini arayanlardan biri/ Bir kuşku soranlar-
dan sormayanlara/ Bir gerçek dünyaların gerçeğı/
Bir kadın senin gibi/ Bir adam benim gibi."
• • •
Bir kadın yaşanmamış hikâyeler anlatıyor sana...
Sen sürekli gözlerinin içine bakıyorsun o anda...
Gün doğdu doğacak, ay eylül...
Biricik sevincınden şarkı; söylerim erkek sesle
aşktan; tam yılın sevişme zamanı...
O karartılar dimdik yükselen tepeye karşı; büyür
büyur ya da hemen küçülüverirlerdi bazen...
Saçlı sakallı karartılar insanca ağlayan; ışık için-
de dağa adım adım kayariardı...
Ey gemiciler, ey üzgün kadınlar, can yoldaşlarım
benim! Bari sizler beni hatırfayın! Sizler tutun elle-
rimden! Kurtarın tüm kadınları Apollinaire'nin yal-
nızlığından...
Bak yapraklan kararsız bir güz lımanı: kalabalık-
ta el el yaprak savuruyordu; sevdanın hınzırlığı göz-
lerıni vuruyordu...
Kaçıyordun hep sevişmelerden, kaçıyordun me-
nekşelere aldırış etmeden...
Gözlerinde deniz, gözlerinde gemi...
Gözlerinde çınlçıplak çocuklar...
Bilmem tanır mrydın Cahit Irgat'ı?
Rüzgâr esiyor rüzgâr. meltemdir, güzel dünya üze-
rinde matemdir...
O akvaryumda turuncu renkli balık dolaşıyor ser-
seri gibi...
Kalbinizin üç köşesi yangın yeri, perişan; isyan de-
ğil arzudur şimşek şimşek parlayan...
• • *
Gözlerinizi kapattığınızda akşamüstü yağmurları
başlıyor...
Ellerimi anyor bir kadın dalgınlığın gurbetinde...
Canevinde aydınlanmış gözleri var onun; sokak-
larda koşturan çocuklann tutkusu var...
Varlığımın yetişemeyeceği gelecek zamanlarda
düşlerim karşıma çıkıyor birden...
Ben onunla konuşuyorum, ayaküstü sadece bir
iki dakika...
Sonra başımı alıp gitmeliyim çok uzaklara...
Bir mektup yazmalıyım Behçet Necatigil'e inat,
bir şarkı söylemeliyim Pablo Neruda'yı kıskandı-
ran...
Ben uzaklarda olmalıyım. çok uzaklarda...
Acılar unutulduktan sonra dönmeliyim...
Biliyorum sevgileri yannlara bıraktınız, aynalara
meraklı çocuklar gibi saçına sakalına hayran kaldı-
nız...
Biliyorum siz geniş zamanlar umuyordunuz; çir-
kindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek; siz yarım
kalmış masallarda aşkı arıyordunuz...
Akvaryumdaki turuncu renkli o küçük balığın üç
siyah çizgisi vardı sırtında, hiç gördünüz mü?
Sizın gizli bahçenizde açan çiçekleriniz vardı, ge-
celerde ve yalnız...
Bilmiyorum siz hiç sevdayı yakaladınız mı; hiç
vaktiniz oldu mu âşık olmaya?
Siz hiç ağladınız mı?
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Keçiören'de gerginlik
Yaralama olaymda
karşılıkh suçlama
ANKAR.A (Cumhuri-
yet Bürosu)-MHP'li Be-
lediye Başkant Turgut Al-
tınok'un yönetimindeki
Keçiören'de, belediye gö-
revlilerinin silahlı saldın
olayına kanşması, ilçede
yeniden gerginlik yarattı.
Altmok, Zabıta Müdür
Yardımcısı Murat Balçık
tarafından vurulduğu be-
lirtilenFG'nin.olaylar sı-
rasında kendi arkadaşlan-
nın silahıyla yaralandığı-
nı ileri sürdü.
Ovacık'ta 1995 yılında
infaz timi
U
A Takjmınca
öldürüldüğü iddia edilen
Erdal \ıldınm'ı anmak
amacıyla hazırlık yapılan
Keçiören Halkevi önünde
önceki gün çıkan tartış-
mada FG. silahlı saldın
sonucu kasığmdan yara-
landı.MHP'îi Başkan Al-
tınok. önce "PKK'Ii ve
bölücü R\DEP'li" olarak
nitelediği Halkevi çevre-
sinde toplanan grubun
saldırdığını ileri sürdü.
İP Ankara tl Sekreteri
Hasan Yıldız yaptığı açık-
lamada. Keçiören Beledi-
yesı'nin "paniğe kapıla-
rak zorbaîıkla Keçiören
halkını vıldırmav a çalıştı-
ğını" iİeri sürdü. ÖDP
Ankara İl Örgütü'nden
yapılan açıklamada da "A
Takımı'" diye adlandınlan
grubun. uzun bir süredir
demokratik kitle örgütle-
rine ve partilere saldırdı-
ğı ileri sürüldü.