Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31AĞUSTOS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAY
KULTUR
KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR
A.G. büyük, çok biiyük bir aktör değil yabuzca; oiağan ûstû bir insan, oiağanüstü bir yazar. Günceyi okurken hayaüma girip çıkan birçok ihtiyann bilge, sevimli, sevecen, külyutmaz ama hoşgörünı havasmı anım«ıAnt.
Nmo Rota'yıdinlerken.... bir gece içinde. Kiraz ağacırun dibin-
de beş altı tane mantar çıkmış. Beyaz,
düzgün, masal mantarlan neredeyse. En
uzunu, bir kanş boyunda. Sabahın körün-
de onlan seyrettim. Puslu, gri, mavi bir sa-
bah Mantarlar güzel duruyorlar kiraz
ağacının dıbinde. Uzak, bilinmedik bir
ülkenin postacılan gibi. Zehirli olabilir-
ler mı? Bir mantar kitabım vardı. yıllar-
ca önce lyirmi beş yıl önce) Charing
Cross'dakı o lacivert kapılı kıtapçıdan al-
mıştım. Ankara'dâ evdeki kıtaplıkta du-
ruyordur şimdi. Bu mantarlann burada
bu sabah zıp dıye karşıma çıkacaklannı
bileydim, o kitabı da yanımda taşırdım.
Bazı şeyleri bilemiyor insan. Çoğu şeyi.
Mutfaktakı saat yediyi on geçiyor. Ev, de-
rin bir sabah uykusunda. Bır ıki saat son-
ra ben de yatıp uyuyacağım. Şu mantar-
lan toplasam şimdi, maydanoz -sarmısak
ve kırmızı şarapla kavursam ve iki yu-
murtayla bir mantarlı omlet yapsam.. bir
bardak da kırmızı şarap. İyi bır sabah kah-
valtısı işte.
Yıllarca önce Güner, Onay ve ben An-
kara'da, Piknik Lokantası'nda kahvaltı
ederdik sabahın köründe. Jambonlu om-
let, beyaz şarap. (Oruz yıl önce, lisede öğ-
renciydim.) Yine dışanya çıkıp, kiraz
ağacının dibindeki mantarlara bakıyo-
rum. Bembeyaz, dimdik, pınltıh duru-
yorlar. Mantarhrla "göz göze" gefiyoruz
demek istiyorum ve bu cümlenin sesi gfi-
lümsetiy or benL Omletten vazgeçiyorum.
Alis Harikalar Diyannda'ki mantarlara
benziyorlarbıraz. Üstlerinde nargile içen
tırtıllar vardır belki. şimdi görünmüyor-
lar nedense. Klarinet beşlisi olanca güzel-
liğiyle çalıyor. Bir geceiçinde kaç yere uğ-
radım oturduğum yerde. A.G.nin günce-
sini okuyorum. îhtiyarlık üstüne son de-
rece hüzünlü bir kitap. Yer yer çok komik.
çünkü sürekli kendiyle ve çevresiyle dal-
ga geçiyor. Öte yandan her aynntıyı deh-
sgth ciddiye alan bir çocuk gibi.
f Bu çocuksu ciddiyet, kitabın ağırlığını
jrttınyor. A.G. seksen iki yaşmda tutmuş
bu günceyi. Ölümü değil de ötüm düşün-
çesini uzakta tutmak için elınden gelen
• A.G.nin
güncesini
okuyorum.
thtiyarhk üstüne
son derece hüzünlü
bir kitap. Yer yer
çok komik çünkü
sürekli kendiyle ve
çevresiyle dalga
geçiyor. Öte
yandan her
aynntıyı dehşetli
ciddiye alan bir
çocuk gibi.
Bu çocuksu
ciddiyet, kitabın
ağırlığını arttınyor.
A.G. seksen iki
yaşında tutmuş bu
günceyi. Ölümü
değil de ölüm
düşüncesini uzakta
tutmak için elinden
gelen her şeyi
yapıyor.
her şeyi yapıyor. Mutfağa yeni bir finn:
"Üstünde kırmızı, yeşiL turuncu bir siirü
ışık yanıp sönüyor." Yeni bir deri koltuk:
" Biraz pahah oldu, karım kızacak. Otur-
ması iyi de. içinden kalkması biraz zor
oluyor." Kediler. köpekler: "Sabaha kar-
ŞL,evin içinde ıshk çalarak haberieşen kûn-
selerin sesleriy le uyandım. Kedimiz. sa-
londaki biiyük masanın üstünde yatmrç
horiuyordu. Kucakla>ip mutfağa götür-
düm, boriamaya devam etti yol boyunca."
A.G. bûyûk, çok biiyük bir aktör değil
yalnızca; oiağanüstü bir insan, oiağanüs-
tü bır yazar. Güncesinde bol bol dinden
söz açıyor adam gibi. Ben tümüyle din-
siz olduğum için bu satırlan daha dikkat-
li okudum. Katolik. Protestan, Ortodoks.
Müslüman, Budıst... Bubeşlinin içinebir
de Yahudileri lcatmak gerekıyor. Bende-
niz. hepsine rağmen inanmış bir dınsız
olmayı sürdürüyorum, ama en saydığım
insanlar. Katolikler. Özellikle sonradan
(kırkından sonra) Katolik olanlar. Doğuş-
tan Katolik olanlara da bir itirazım yok
doğrusu. Dindar olaydım, Katolik olur-
dum gözümü kırpmadan. Belki "inanma-
manın" en eğlencelı yolu. Katolik olmak-
tı.
•••
A.G. yemek yemeyi seviyor ve en iyi
yerlerdedoyuruyordamağını. Bütüngün-
cede kaba saba. y ılışık ve okuru tavlama-
ya yönelık bir tek cümle yok. Mesleğıni
icra edememenin büyük üzüntüsü sezilı-
yor derinden. Bu da tıyatroyu ve oyuncu-
lan seven. sayan bır insan için çok üzü-
cü. Öte v andan köpekJer ölüyor. eşler dü-
şüp kalça kemiklennı kınyorlar. kulaklar
duymaz oluyor, katarakt amelıyatlan, işıt-
me aygıtlan, dostlann ölümü oysa hayat
ınanılmaz bir uygarlıkla sürüyor.
A.G.'nin güncesini okurken yıllarca ön-
ce. sivilcesi burnunda bir oyun yazany-
ken yazdığım bır oyunu düşündüm. Yal-
mznğm Oyuncakian. Doksanının üstün-
de üç kişi \ ardır o oyunda. Ölümün eşi-
ğinde üç kışı. Kötülüğün yeryüzündeki
özel temsilcileri gibidirler neredeyse. Yal-
nızlık nefreti besler. Nefret de yalnızlığı.
Tükenerek ve birbirlerini tüketerek yok
olurlar oyun boyunca.
A.G.'nin seksen iki yaşmda tuttuğu
günceyi okurken hayatıma girip çıkan bir-
çok ihtiyann bilge, sevimli. sevecen, küî-
yutmaz ama hoşgörülü havasını anımsa-
dım. Merak (ınanç değil) merak, her za-
man hoşgörüyü taşır yedeğinde. Her ak-
şam müzik setinizde bir konçerto dinli-
yorsanız ve bunu inatçı bir disiplinle elli
yıl sürdürüyorsanız... merakh bır insan-
sınız demektir. Gerisi palavradır. Konçer-
to yerine Meral L'ğurhı'nun sesini de din-
leyebilirsınız. Ruhi Su'yu da. Yeter ki te-
levizyon seyretmeyin. Yeter ki tetevizyon
seyretmeyin. San basının san balonlannı
okumayın. Yeter ki yalnızca kendinize ait
birhayatmız olsun. Çocukluğumun man-
dolin tmgırtısını, o akordeon sesini, o kır-
langıç çoVbasmın tadını dûşûnüyorum.
•••
Alec Guinness, güncesinde bır müzeye
gidıyor. Velasquez' in bır resmine bakma-
ya. Müzedekı gençler, ıtipkakmışlaronu.
Çok yüksek sesle konuşuyorlarmış. Kırk
altı yaşmda. seksen ikısınde bır aktörle
gözgöze anlaştım bu kitabı okurken.
Akşamüstü oğlum geldi daktilonun ba-
şına: "Baba! Kiraz ağacının dibinde bir
sürü mantar çıkmış. Hepsini söktüm sü-
pürdüm. merak etrae!"
Bahçeye çıkıp kiraz ağacının dibine
baktım. Mantarlar yok. Yağmur ha başla-
dı, ha başlayacak! Kiraz ağacı rahatlamış
gibiydi. Bir sincap oradan oraya zıplıyor-
du. Üç beş bobolink. Sonra kötü havayı
bekJeyen kargayı gördüm. O çirkin hay-
vanoğlu hayvanı... Gülümsedim.
Bundan böyle "hoşgörülü" olacağım.
Sir PeterHall'unyönettiği tiyatro 5 eylülde üç oyunlaperdelerini açmaya hazırlanıyordu
Old Vic Tîyatrosu saühyorKültür Senisi - lngiltere'nin en
saygın tiyatro merkezlerinden bi-
ri olan Old Vk Tiyatrosu'nun sa-
tışa çıkanlma karan sanat günde-
mini altüst etti. Ingiliz tiyatrosu-
nun bir diğer önemli merkezi olan
ve Old Vic Tiyatrosu'nun bir an-
lamda doğum yeri olarak kabul
edilen The Royal National Theat-
re'ın tiyatro yönetmeliğini yapan
RichardEyre, bu ünlü tiyatro mer-
kezinin sanat dışı yöneumlerin eli-
ne geçmesini önlemek amacıyla
Old Vic Tiyatrosu'nu satın almak
istedığini belirtti. Ancak Old Vic
Tiyatrosu'nun bir anlamda en bü-
yük rakiplerinden biri tarafından
satın alınması fıkri pek çok tartış-
mayı da berabennde getirdi.
Şu sıralar Old Vic Tiyatro-
su'nun satışı, tiyatronun yönetme-
ni olan Sir Peter HaB için büyük
bir üzüntü kaynağı olurken Ric-
hard Eyre için ise bu durum tiyat-
royu satın alıp almamak konusun-
da önemli bir karar vermesine ne-
den oluyor.
Geçen günlerde The Royal Na-
tional Theatre'tn yönetmeni Ric-
hard E>Te, kendisi tarafindan yö-
netilen ve kapalı gışe oynayan tam
üç oyunun gösteriminden dolayı
geçen haftalarda çok yoğun bir
gün geçirdi. Aynı gün içerisinde
OBvierTnatrosu'nda sahnelenen-
Guys and Dolls adlı show'un en
büyük hıti "Sit Down, You're Roc-
kin' the Boaf'un bıs çağnlannı
dinledi, ardından Lyttelton'da Da-
vid Hare'nin yeni oyunu Amy"s VV
ew'un ve son olarak CottesJoe Ti-
yatrosu'nda sahnelenen Gnakes-
peare'ın ünlü Kral Lear trajedisı-
nin son sahnelerini
izledikten sonra şu
yorumu yaptı:
"Eğer bundan da-
ha iyisinin olama-
yacağını söylersem
çokdaabartmışoi-
mamsanınm."
Aynı gün. 1 mil-
den daha az bir
uzaklıkta lngilte-
re'nin en önemli ti-
yatrolanndan biri
olan Old Vic Ti-
yatrosu'nda, 43
yıllık bir tiyatro
geçmişine sahip
olan ve 66 yaşın-
daki Peter Hall da
kendisinin yönetti-
ği ve 5 eylül günü
gösterime girecek
olan Kral Lear'in
prova çalışmalan-
nı sürdürüyordu.
Hall'undaOldVic
Tiyatrosu'nun 5
eylül günü perdelerini açtığında
repertuannda üç ayn oyun olacak-
tı.
Ancak Old Vic Tiyatrosu'nun
sahibı Kanadalı ışadamı Ed Mir-
vish ve oğlu David'ın yaptığı bir
açıklama. Old Vic Tiyatrosu'nun
tüm projelerini altüst etti. Mirvish
ailesinin geçen günlerde yaptığı
bu açıklamada, ekonomik olanak-
sızlıklar nedeniyle Old Vic Tiyat-
rosu'nu satışa çıkarmak zorunda
kaldıklannı bildirmeleri sanat çev-
relerinde büyük bir üzüntüye ne-
den oldu.
The Royal National Theatre ve
43 yıllık bir tiyatro geçmişine sahip olan Peter Hall'un
yönettiği Old Vîc Tiyatrosu'nun sahipieri Old Mc Tiya-
trosu'nu satışa çıkarmak zorunda kaldıklannı bildirdil-
er. Royal National Theatre'ın vönetmeni Richard E\re,
tiyatroy u satın almak istediklerini belirtti.
Old Vic isimlı bu iki büyük Ingı-
liz Tiyatrosu'nu buluşturan ortak
nokta, Eyre'ın belirttiği gibi 'The
Royal National Tiyatrosu'nun kal-
bi' sayılan ve Old Vic Tıyatro-
su'nda yer alan The Royal Nati-
onal Studio. The Royal National
Tiyatrosu, Old Vıc'deki bu stüdyo-
da doğmuş, gelişmiş ve daha son-
ra South Bank'e taşınmıştı.
Oüvier'den sonra Pfeter Hall
1818'de kurulduğu ilk yıllarda
Old Vic Tiyatrosu, pek çok seks
skandallan ve yolsuzluklarla gün-
deme gelmiştı. Daha sonra Lord
OIKier'm tiyatronun başma geç-
mesi ve John Gieigud. Ralph Ric-
hardson.Richard Burton ve VKi-
en Leigh gibi önemli ısimlenn
yer aldığı çalışmalar sonunda Old
Vic,"saygın bir tiyatro' görünümü
kazandı.
Lord Olivıer'ın Old Vic Tıyat-
rosu'na kazandırdığı bu sanat ru-
hunu günümüze taşıyan ise. Royal
Shakespeare Company'den sonra
Old Vic Tiyatrosu'nun yönetmen-
liğini üstlenen Sir Peter Hall oldu.
Geçen günlerde Ed Mirvish \e
oğlu David'in Old Vic Tiyatro-
su'nun kendilerini çok büyük ma-
lı knze sokan resto-
rasyon çalışmalan
yüzünden 1982 yı-
İmdan bu yana ver-
diği maddi desteği
çekeceklerini açıkla-
malanmn ardından
sanatseverler tiyatro-
nun kurtanlması için
çalışmalara başladı.
İlk olarak Ric-
hard Eyre. The Ro-
yal National Theat-
re'nin üst düzey yet-
kilileriyle yaptığı bir
toplantıda Old Vic
Tiyatrosu içinde yer
alan ve The Royal
National Tiyatro-
su'na ait olan stüd-
yonun yanı sıra tüm
tiyatroyu satın almak
için görüşmeiere
başladı.
Old Vic Tiyatro-
su'nun yönetmeni
Hall ise. en büyük
duşünün tiyatronun maddi destek
bulmasınm ardından haftanrn ye-
di günü perdelerini izleyicilere
açacak bir tiyatroya dönüştürmek
olduğunu ifade etti.
Eyre ise bu açıklamanm ardın-
dan. Old Vic Tiyatrosunun satışı-
na ilişkın görüşlennı ise şöyle be-
lırtıyor: "Belki bu biraz kau bir
strateji olarak görülebilir. ancak
bu tiyatroyu biz satın alırsak en
azından tiyatronun sanat dışıyöne-
timlerin eüne geçmesini önleyebi-
liriz."
Eyre'nın bu konudaki endişele-
rı çok da yersiz değil. Bundan 15
yıl önce Mirvish ailesinin Old Vic
Tiyatrosu'na ekonomik destek
vermesinden önce bu görevi bir
süre üstlenen Lord Lkwd-Webber,
tiyatronun bir bölümünü bir sanat
okuluna çevirmeyi istemişti.
Halen Theatre RoyaL VVindsor
ve Playhouse, Lh'erpool'u yöne-
ten ve geçen yazdan ben Old Vic
Tiyatrosu'nun yapımcılığım üst-
lenmiş olan Bill KenHTİght ise,
tam da Ben Kingsley'ın yer alaca-
ğı ve Samuel Beckett' in klasik ya-
pıtı Godot'yu Beklerken adlı oyu-
nun sahneİeneceğine ilişkin bır
sözleşmeyi imzalamasınm ardın-
dan, geçen hafta alınan satış kara-
nyla zor durumda kaldı. Bunun
üzerine Kenvvright Old Vic Tiyat-
rosu'na maddi destek sağlayabi-
lecek 25 ayn büyük fırmanın yar-
dımını istedi.
Ed Mirvish ise, Toronto'da yap-
tığı bir açıklamada tiyatrodan
maddi desteğini çekmesiyle ilgili
olarak şunlan söyledi: "OW Vic
muhteşem bir tiyatro, ancak biz
arnk PeterHall üe 15yüdır sûrdûr-
düğümûz bu işortaknğma son ver-
mek zorundayız. Umanz bu göre-
vi OM Vic Tiyatrosu'nun değerini
büen biri üstlenir ve Old Vic eski-
sinden daha başanb bir şekilde ti-
yatroseverlere hizmet \ervT
David Mirvish ise şöyle ekli-
yor"O(d Vk Tiyatrosu çok daha
iyi bir sahipltgi hak ediyoıf
Sanat çe\Teleri ise. Old Vic Ti-
yatrosu'nun ekonomik bir kriz
içinde olmasından dolayı tiyatro-
nun satışının gündeme gelmesini
9O'lı yıllann 'katabir gerçeği' ola-
rak nitelendiriyor.
Paul McCartney 40.
sanat yılını kutluyor
• paul I ^ H
McCartney. J K
14ekım P&-4I
akşamı W. !™"|B
Londra'daki | ^ M | H
Roval Albert B ^ ^ H
Haİl'de 40. ^ ^ H
sanat yılını ^ ^ ^ ^ J
kutlamaya ft^HH
hazırianıyor. •^••B
Gecede İBVj
McCartney'in H M M J
"Standing
Stone" adlı esen, Londra
Senfoni Orkestrası
tarafindan
seslendınlecek.
McCartney ilk kez 18
Ekim 1957'de 15
yaşmdayken sahneye
çıkmıştı.
• Linda Hamllton
ve James Cameron
evlendiler. Hamilton ile
"Terminator" ve
"Titanıc" gibi filmlerin
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
is^H ?** . \ 2^1
yönetmeni olan Cameron
uzun süredir birlikte
yaşıyorlardı.
• Michael
Jackson m 1992
yılında kurduğu 'Heal
the World' adlı hayır
kurumunun maddi
ışlemleri hakkında
soruşturma başlatıldı.
Kurumun tngiltere
kolundan yapılan
açiklamaya göre elde
edilen gelirin büyük bır
çoğunluğu çocuklar ve
çevre yaranna değil de
yönetim masraflanna
aynlıyor. Chanel 5,
kurumun yardımlan
gereken yerlere
ulaştırmaraasının yanı,,, „
sıra 1995 yılında da
bütçe açığı verdiğini
açıkladı.
f^^^^M sanatçısı
B | ^ H Andrea
| P I | H Bocelli. rock
^ r ^ l H sanatçılan
Î7 **»*TJ Lucin Dalla ve
tefc\ -^M Adnano
| ^ _ J J ^ B Calentano
İ M ^ H eşlikedecek.
F^m a•r^H Shaquille
P ^ O-Neal,
^ - ^ B Quıary
Jones'un
'Steel' başhklı çizgı
filmınde rol alacak. Los
Angeles Lakers'ın ünlü
oyuncusu teklif geldiği
sırada kitabı okuduğunu
ve bu sırada da kitap
sınemaya uyarlanırsa
kendisinin de rol
alabileceğinı
düşündüğünü belırtıyor.
O'Neal'a üçüncü
fılmınde Richard
Roundtree eşlık edecek.
• Ceena Davis Fmh
yönetmen eşı Renny
Harlin'den aynlıyor. Dört
yıldırevliolançiftın
ayn lma gerekçesı
geçımsizlik. Davıs. aynı
zamanda kocasıyla ortak
olduğu film şirketı 'The
Forge'dan da aynldı.
• UB40 üyelen
Amerika tunıelennin.
biletlerin istenen dûzeyde
satılmaması ve
izleyicilerin konserlere
ilgi göstermemesi
gerekçeleriyle iptal
edilmediğinı açıkladılar.
Grubun temsilcisi yaptığı
açıklamada
bütün çirkin karalamalara
karşın turnenin iptal
edılmesmın asıl
nedeninın son anda çıkan
sahne sorunlan olduğunu
belirtti. ancak bu
sorunlann neler
olduğunu açıklamadı.
• Mercury Müzik
ödÜIÜbuyılSpıce
Gırls ve Oasıs'e gıtti.
Gruplann son
albümlerıyle ödül
aldıklan töroıe pek
çok yapımcı, eleştirmen,
DJ ve müzisyen katıldı.
• Cunter Crass
I Spielberg
dinozorlan Japon
prensese yenildi. Japon
sinema izleyicileri 14.
yüzyılda ormanlan
korumak için mücadele
veren Japon prensesini
konu alan 'The Princess
of Monnoke' adlı filme
Spielberg" in son filmi
'The Lost World-Jurassic
Park'tan çok daha fazla
ilgi gösterdi. Hayan
Miyazaki tarafindan
yönetilen 'The Princess
of Monnoke' ormanda
hayvanlar tarafindan
yetiştirilen ve doğayı yok
eden insanlarla büyük bir
mücadele veren bir kızın
öyküsünü anlatıyor. Film
önümüzdeki sezonda
Avrupa ve Amerika'da da
göstenme girecek.
• Bob Dylan
Eucharistic (son akşam
yemeği) Kongresı
kapsamında Papa II. John
Paul'ün huzurunda bir
konser verecek. Eylül
ayında gerçekleşecek
kongrenin düzenle-
yicilerinden rahip
Emesto Veochi, Dylan'ın
parçalanndaki şiirsel ve
ruhani yön nedeniyle
seçildiğini belirtiyor. 27
eylül tarihinde
gerçekleşecek olan
konserde Dylan'a görme
özürlü İtalyan opera
Çingene kültürünün
daha iyi anlaşılabilmesi
amacıyla bir dernek
kuracak. Ünlü Alman
yazar, 28 eylülde
faaliyete geçecek olan
demek merkezinın Kuzey
Almanya olacağım
belirtti.
• Susan Sarandon,
Ben Cazzara ve
Christopher
Walken yeni bir film
için birlikte kamera
karşısına geçtiler
Yönetmenliğinı John
Turturro'nun üstlendiğı
"Illumınated"ın erotık
bır fılm olduğu
söyleniyor.
• Roberta Torre mn
'Tono de Monre' adlı
fılmi geçen hafta
Italya'da gösterime girdi.
34 yaşındakı yönetmenin
İtalyan mafyasına mizahi
bır bakış açısıyla
yaklaştığı fılmde bir
mafya babasmın
ölümünden sonra evde
kalan dört kızkardeşinin
başından geçen olaylar
konu alınıyor. Roberta
Torre, filmle ilgili yaptığı
açıklamalarda "Artık
mafyaya gülmemizın
vakti gelmişti" diyor.
Belirgin bir Sicirya
aksanının kullanıldığı
fılmi italyan izleyicilerin
anlaması bile oldukça
güç. 'Tono de Morire"
Venedik Fılm Festivali
kapsamında da
gösteriliyor.
Aristoteles'in Fizik'i Türkçede
• Kültür Servisi- Aristoteles'in "Fizik'M Saffet Babür
tarafindan eski Yunanca aslından Türkçeye çevrilerek
Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Antik Yunan
felsefesinin en önemli isimlerinden biri olan
Aristoteles. gerçekçiliğin babası ve mantık biliminin
öncüsü kabul ediliyor.
Künşat Başar Can Yayınten'nda
• Kültür Servisi - Kürşat Başar'ın denemelenni
sergilediği yeni kitabı "tğretı Yaşamlar", Can
Yayınlan'ndan çıkıyor. Başar, bu türdeki yazılanyla
Iletişimcilerin verdiği 'Deneme Ödülü'nü kazanmıştı. Bu
kitaptan sonra Başar'm daha önce yayımlanmış romanlan
ve öykü kitaplan da Can Yayınlan'ndan çıkacak.