25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1997 PAZAR: PAZAR KONUKLARI / Eğit-Der Geneî Başkanı Mustafa Gazalcı ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal 'a göre Kuran kursu izni 8 yılın bütünlüğünü bozdu 'Eğitim siyasete malzeme yapılamaz'SUNUŞ Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim yasası TBMM'de kabul edildi, ama bunun çevresinde dönen tartışmalar sürüyor. Öncelikle de, Meclis'te yasayla ilgili müzakerelerden sonra 4. maddesinin iptaliyle doğan boşluğu kapatma yönündeki çabalar ciddi eleştiriler alıyor. Çıkanlan bu yönetmelikle, sekiz yıllık kesintisiz eğitim gören öğrencilerden isteyenlerin hafta sonlan ve yaz aylannda Kuran kurslanna devam edebileceklerinin hükme bağlanması çok sert tepkiler çekti. Aynca televizyon kanallanndan din eğitimi verilmesi projesi de ağır eleştirilere uğradı. Şimdi koalisyon hükümetine, "Zaten televizyon kanallanndan bol bol din eğitimi yapılıyor. Bu yetmiyordu da bir de yönetmelik mi gerekiyordu" sorulan yöneltiliyor. Öte yandan sekiz yıllık eğitim sırasında yabancı dil eğitimi ne olacak? Orta kısımlan kapatılacak olan Anadolu liseleri ve özel liseler yerine ilköğretim okullan öğrencilere yeterli yabancı dil eğitimi verebilecekler mi, sorusu akıllara takılıyor. Yeni yasayla birlikte ortaya çıkan bu soru ve sorunlan Eğit- Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal'la konuştuk. SÖYLEŞİLER LEYLA TAVŞANOĞLU Cazalci: Hedef yaşam boyu eğitim Oİmall Türkiye sekiz yılla yetinmemelidir. 15. Milli Eğitim Şûrası'nda kabul edildiği gibi 2000 yılından sonra 11 yıllık zorunlu eğitimi önüne almah ve şimdiden hazırhkJanna başlamalıdır. Ama bu da yetmez. Uluslararası Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne göre her insan 18 yaşına kadar çocuk kabul edilir. Biz çocuklanmızı, insanımızı 18 yaşına kadar eğitmek zorundayız. Türkiye çağdaşlığın da üzerine çıkan bir ülke olmak istiyorsa insanına yaşam boyu eğitimi sağlamahdır. ••••i Sekizyühk kesintisiz temel eğitimyasası çıktı. Ama se- kiz yıl konusu hâlâ tartışılıyor. Sizce bunun nedeni nedir? GAZALCI - Yanlış bir zeminde tartışma var. Sekiz yıllık temel eğitim, düşünce olarak 50 yıl önce ortaya atıldı. 1971 "de uygulan- maya başladı. 1973 "te de Milli Eğitim Temel (Canunu'na girdi. A- ma ne yazık ki hükümetler görevini yapmadı. Ikili. bir yanda din- sel. bir yanda bilimsel eğitim anlayışı sürdüriildü. Dolayısıy la dinsel eğitimden medet umanlar Türkiye'de kesin- tisiz sekiz yıllık eğitimin önünde engel haline geldiler. Son ola- rak 15. Milli Eğitim Şûrası bu konuda karar aldı. Ama arkasın- dan kurulan 54. hükümet (REFAHYOL) bu şûra karannı uygula- madı; hükümet programma bile almadı. Bunun üzerine 28 şubat- ta toplanan MGK. sekiz yıllık temel eğitimi öngördü. Daha önce birçok kuruluş hükümetleri uyarmıştı. Şimdi TBMM'den sekiz yıihk eğitimin yasası çıktı. Bunlar hâ- lâ "İstemezük" diye bağırıyorlar. Eğitim, siyasi malzeme konu- su vapılamaz. Birtakım çevTelerin eğitim bırliğine aykın biçim- de sürdürdükleri ve Türk çocuğuna hiçbir yarar getirmediği gö- rülen eğitim anlayışıyla bir yere vanlamayacağı ortaya çıktı. Ben- ce bir süre sonra bu tartışmalar, toplumdan destek bulmadığı için kesilecektir. "Biz seldz yıh istemiyoruz" diyenler taraftar bulama- yacaklardır. Bunlar karanhktan medet umuyorlar, aydınlanma ıs- temiyorlar. mm^mt Pakistan, Ermenistan gibi ülkelerde 19-12yıllık temel eğitim uygulanıyor. Türkiye, bu ülkelerden çok mu geri ki daha yeni yeni sekiz yıllık temel eğitime geçiliyor? GAZALCI - Eğitim, temel bir insan hakkı. Ne yazık ki Türk insanı bu haktan 3.6 yıl gibi. dûnyamn birçok ülkesinden ççk da- ha geri bir eğitim payı alıyor. Komşulanmızdan. Batı ülkelerin- den geride kaldık. Avrupa ülkelerinde temel eğitim sekiz yılla baş- lıyor. 12 yıla kadar sürüyor. Demin de söylediğim gibi Türkiye \ıllardır bunun savaşımını verdi. Ama engellendi. Sanıyorum bundan sonra Türkiye sekiz yılla da yetinmeyecektir. Önüne hemen bir hedef koymalıdır. 15. Milli Eğitim Şûrası'nda kabul edildiği gibi 2000 yılından sonra 11 yıllık zorunlu eğitimi önüne almalı ve şimdiden hazırhklanna başlamalıdır. Ama bu da yetmez. 1994 yılında imzaladığımız Uluslararası Çocuk Haldan Sözleşmesi var. Bu sözleşmeye göre her insan 18 yaşına kadar çocuk kabul edilir: çocuğun eğitimi. ko- runması devlete görev olarak verilir. Biz çocuklanmızı. insanımı- zı 18 yaşına kadar eğitmek zorundayız. Hatta bir kere eğitip bı- rakmak değıl, onlara yaşam boyu eğitim vermeliyiz. Bu artık bü- tün dünyada geçerli. Türkiye çağdaşlığın da üzerine çıkan bir ül- ke olmak istiyorsa insanına yaşam boyu eğitimi sağlamahdır. Türkiye, yıllık bütçesinden kaçta kaç payı Milli Eği- tim 'e ayınyor? GAZALCI - Ne yazık ki Türkiye o konuda da geri: bütçesin- den çok az bir pay ayırmaktadır. 1996'da, dev let bütçesinden Mil- li Eğitim bütçesine vüzde 8.9 oranında pay ayırmış. 1975'te bu o- ran yüzde 13.3. Yani Türkiye'nin bugün kışı başına eğitime ayır- dığı pay 75 dolar civannda. Oysa, Danimarka'da yılda kişi başı- na eğitim için aynlan pay 1.790 dolar. Hollanda'da 1.126 dolar. Tabii eğitime kişi başına ne kadar az para ayınrsanız o derece düşük bir eğitim vermiş olursunuz. Danimarka'da yapılan bir araş- tırmaya göre kişi başına 1.790 dolar aynlıyor ve bunun karşılı- ğmda 23.410 dolar verimlilik almıyor. Türkiye'de ise bu verimli- lik 4.408 dolar. Eğitime bütçenizden az para ayırdığınız zaman, bu. kişinin verimliliğine. yaşama duzeyine. gelişmesine yansıyor. Türkiye ne yazık ki bu konuda en geri ülkelerden birisi. M M M Türkiye 'de çocuklar okula gideHerken bir yandan da sürekii özelöğretmenlerden, dershanelerdedersleralıyoHar. Bü- tün bunlara da aile bütçelerinden oluk gibi para harcanıyor. Okullarda verilen eğitim o kadar mı düşük ki böylesine bir tak- viye eğitime gerek duyuluyor? GAZALCI - Ülkemizde ek ders, dershanelerde ders alma an- layışı. var olan eğitim dizgemizin bozukluğunun sonucu. Okuila- nmızda nitelikli bir eğitim verilebilse dershanelere gitmeye ya da ek ders almaya gerek duyulmayacaktır. Türkiye'de eğitim harca- malan yoksul aileler için büyük yüktür. Son yıllarda eğitim özelleştirilir. paralı yapılırsa sorunlar çö- zülecekmiş gibi yanlış bir izlenim var. Bence eğitim paralı hale gelirse daha büyük karmaşa doğar: eğitimde fırsat, olanak eşıtli- ği yok edildiği gibi Türkiye'nin gelecegi karartılır. Türkiye'de ni- ce insan geçmişte parasız eğitimin çok başanlı ömeklerini ver- mişlerdir. Okullar yakında açılacak. Bir çocuğun ilköğretime başlaması bugün 5 milyonla 17 milyon lira arasında bir harcama gerekîiri- yor. Bunu bir de paralı yaparsanız o zaman tam anlamıyla caydı- ncı oiur. Çocukiann büyük çoğunluğu okuyamaz. Onun için îür- kiye'de eğitim her aşamada parasız olmalıdır. I^mmm Ama bunun yanında özel okullar var... GAZALCI - Tabii. bunlar vardır ve olacaklardır. Ama devlet bütçesinden desteklenerek özel okulculuk yapılmamalı. Devlet bugün kendi okulunu bırakıyor. vakıf üniversiteleri ya da özel okullara yardım ediyor. Devlet okullannda 70-80 kişilik sınıflar, ikili. üçlü öğretım, öğretmen eksikliği var. Öbür tarafta ise dev- letin parası ve çok iyi olanaklarla sürdürülen özel eğitim kurum- lan var. Bu. bence devletin kendi çocuklanna üvey evlat muame- lesi yapması anlamma gelir. Özel okul olsun, ama bu okullar kendi yağlanyla kavrulsunlar. Devlet de kendi okullanna iyi baksın, niteliklerini yükseltsin. Pa- rası olan, çocuğunu devlet okulunda okutmak istemiyorsa özel okula göndersin. Ama devlet de kendi okullannın çok iyi ohnası için çalışsın. Kaldı ki yasalanmıza göre îemel eğitim parasızdır. Bırakın okulda para almamayı, eğitim harcamalanru da devletin üstlenmesi gerekir. Yeni hükümet şimdi bu uygulamayı yoksul kesimlerde pilot böl- geler olarak başlatma çalışması içinde. Bu anlayışı doğru bulu- yorum. bu yaygmlaştınlmalıdır. Yeniyasayla yabancı özel okullar ve Anadolu liseleri- nin orta kısımlan ne olacak? GAZALCI - Yeni yasanın bütünlüğünü korumak gerekir. Çe- şitli gerekçelerle siz sekiz yıllık kesintisiz eğitimi delerseniz, bö- lerseniz yasanın bütünlüğünü bozmuş olursunuz. Yabancı okullann faalıyetleri Lozan Antlaşması'yla düzenlen- miş. Onlar için bir şey söylemiyorum. .Ama Anadolu liseleri ya da başka okullarla bu yasa delinmemeli. • M H i Ama yasanın boş olan 4. maddesini düzenleyen birka- rarnameyle Kuran kurslanna cevaz veriliyor, hafta sonlan, yaz aylannda Kuran kurslanna gidümesi serbest bırakılıyor... GAZALCI - Bunun çok yanlış olduğu ve yasanın bütünlüğü- nü bozduğu kanısındayım. 4. madde. yasanın bütünlüğü içinde bir yama gibiydi. TBMM iradesi onu reddetti. lyı de oldu. Ama ne yazık ki Kuran kurslan yönetmeliğınde yapılan bir değişıklikle 6. sınıftan başlayarak isteyenlerin Kuran kurslanna gidebilecekleri hükme bağlandı. Bu, bence Meclis iradesiyle çelişen bir durum. Bir de bununla kesintisiz eğitime gölge düştü. Çocuklar din kültürünü anayasanın 24. maddesi gereği sekiz yıllık ilköğretim içinde de alacaklar. Bunun doğal olaru, sekiz yıl tamamlandıktan sonra çocuğun istediği kursa >a da okula gitme- siydı. Yönetmelikle çocuklann hafta sonlan ve yaz aylannda da bu kurslara gidebilmelen hükmü getiriliyor. Bence bu. Eğitim Birli- ği Yasası'na aykın. Çocuklar ilköğretim sırasında kesinlikle ayn kanallardan öğrenim görmemelidir. ^ H M B Bilimi biryana itip neden daha çok din dersine önem veriliyor? GAZALCI - Eğitimin dinselleştirilmesi anlayışı 1946'dan baş- layarak. odünler verilerek hızla güç kazandı. Türkiye'nin aydm- lanmasımn geriletilmesi. eğitimin laikleşmesinin bozulmasıyla başladı, denilebilir. Imam-hatip liseleri, adeta Türkıye'nin temel eğitim kurumlan haline getirildi. Yani bu liseler, meslek liseleri olmaktan çok başka mesleklere dağıtım kurumlan haline geldi- MUSTAFA GAZALCI1945, Denizli-Güney doğumlu. Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü 'nü biürdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik, öğretmen örgütlerinde yöneticilik yaptı. 1977 de CHPden Denizli milletvekili seçildi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Ordıı Dil Istihbarat Okulu 'nda gözalnna alındı. Barış Derneği Davası 'nda I yıla yakın tutuklu kaldı. 1990yılında seçildiği Eğüimciler Derneği 'nin (Eğit-Der) Genel Başkanlığı görevini yürütüyor. SHP Genel Sekreter Yardımcıhğı yaptı. Şimdiki halde CHP Parti Medisi üyesi. ler. Oysa bu liseler. meslek liseleri olduklan için sadece o mesle- ğin uzmanlannı yetiştirmeleri gerekiyor. Şimdi. ımam-hatip liselerinın sayılannı gereksimm kadar don- durup geri kalanların çok amaçlı liselere dönüştürülmesi düşün- cesi var. Imam hatip lıselerini bitiren öğrencılerde daha sonra sa- dece dıni eğitim veren yüksekokullara gıdebilırler anlayışı hâkim olmaya başladı. Bu. doğru bir anlayıştır. Milli Eğitim Şûrası'nda din derslerinin notsuz olarak verilmesi karan almmıştı. Umanm bu karar uygulanır \e din derslerinin dinler kültürii felsefesi te- melinde verilmesinın çok daha doğru olacağına ınanıyorum. tmmmm Türkiye nüfusu ağıHıklı olarak Müslüman olmasına karşın bu ülkede Hıristiyanlar, Museviler deyaşıyor. IS'eden bu azınlıkların çocuklan için Hırisriyanlık kültürii dersleri verdi- rilmiyor? GAZALCI - Sıkıntı. bugünkü anayasada. Anayasanın din ders- lerini zorunlu kabul etmesi laikliğe aykın. Bence bu zorunluluğu getiren 24. maddenin öncelikJe değiştirilmesi gerekiyor. Laik bir ülkede zorla din dersleri okutulmaz. Bunlar seçmeli ve notsuz ol- malıdır. Demokrasi. azınlığın da haklannı korumaktır. Türkiye. geçmişte, hoşgörüleri yaşamiş bir ülkedir. Ama bugün okullann- da bu hoşgörüyü göstermemesi düşünülemez. Dinsel eğitimin daha fazlalaştınlmasının temelinde bence da- ha fazla oy toplama kaygılan yatıyor. Daha açık söylemek gere- kirse bu popülist siyasetleri doğru bulmuyorum. ••••• Sekiz yıllık kesintisiz eğitim için şu andaki öğretmen sayısıyeterli mi? GAZALCI - Değil. Bir de öğretmen dağılımmda adaletsizlik var. Kjmi yerlerde öğretmenler eksik. kimi yerlerde de fazla. Bir de okullara yeterince öğretmen verilemiyor. Sekiz yıllık iyi eği- tim, iyi öğretmenlerle olur. Bizim 1848'den başlayarak iyi öğret- men yetiştirme birikimimiz var. ,Ama bu bırikim söndürüldü. Öğ- retmen yetiştiren pek çok nitelikli kurumumuz kapatıldı. Öğret- men okullan, öğretmen liselerine dönüştürüldü. Bu yanlışlıklar- la öğretmen yetiştirmeye çahşıyoruz. Yetmeyince de öğretmen ol- mayan kişileri sınıflara sokuyoruz. Mehmet Sağlam'ın bakanlı- ğında yapılan bu uygulama öğretmenlik mesleğini yaraladı. Milli Eğitim Bakanlığı üniversıtelerle çok ciddi bir öğretmen yetiştirme planı yapmalıdır. Bunun için de temeî kaynak, kapatı- İan köy enstitüleri ve öğretmen okullan olmalıdır. Bal: Kesintisizden ödün verildi "Beşinci sınıftan itibaren cumartesi ve pazar günleri, aynca da yaz aylannda çocuklar Kuran kurslanna gidebilirler" hükmüyle, sekiz yıllık kesintisiz eğitimin delinmesinin birinci adımı atıldı. Kimi tarikatlann elinde, kimlenn ne ders verdiği bile belli olmayan kurslann açılmasına zemin hazırlayacak böyle bir düzenlemeyi kesinlikle doğru bulmuyorum. Bir yandan olumlu adımlar atılırken bir yandan bunu zaafa uğratacak, yann akhnıza bile gelmeyen sonuçlar doğurabilecek ikili eğitimin yollan açıhyor. • • M M Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim yasasınıyeterli bu- luyor musunuz? BAL - Sekiz yıllık eğitim, Milli Güvenlik Kurulu'nun, yerine getirilmesi istenen önemli önerilerinden birisıydi. Ancak. bugün artık sekiz yıl da aşıldı. Çocuğun tanımı 18 yaşa çekildi. O neden- le Türkiye artık 18 yaşına gelinceye kadar çocuklann eğitim süre- cinin dışına çıkmamalannı sağlayacak düzenlemeleri yapmak zo- rundadır. Ama bugün sahip olduğumuz olanaklar açısından süre sekiz yı- la odakJandı. Bu da sadece. ilköğretim bölümü olarak adlandınlı- yor. Ben, bu sekiz yılın yanlış tartışıldığinı düşünüyorum. Kimi si- yasi merkezler. ömeğin REFAHYOL hükümeti, daha sonra Refah Partisi, DYP, BBP gibi partiler. kendi siyasi geleceklerine yaraya- cak biçimde eğitim düzenlemesi istediler ya da bugüne kadar sağ- ladıklan avantajlan nasıl koruyabileceklerine baktılar. Okullanmı- zm bir kısmı için "Idmi partilerin arka bahçesi"denıyordu. immmtm Yani imam-hatip liselerinin, Refah Partisi'nin arka bahçesi olduğu yolundaki eleştirileri mi kastediyorsunuz? KEMAL BAL1948, Erzincan doğumlu. Eğitim Enstitüsü 'nden matematik öğretmeni olarak 1970 'te mezun oldu. TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) üyeliği yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra bir buçukyû kadar açıkta kaldı. Daha sonra öğretmenlik mesleğine döndü. 1990 dan bu yana Eğit-Sen de çeşitli kademelerde görev yaptı. 1995 'te eğitim sendikalannın birleşmesiyle kurulan Eğitim-Sen 'in ilk genel kurulunda genel başkanlığa seçildi. BAL - Bunlar bilinen şeyler. Arka bahçesi olmasını bir yana bı- rakın. ben. "ön bahçesi kadro merkezT filan da diyebilirim. Çün- kü Refah Partisi'nin son genel kongresinde Genel Başkan Necmet- tin Erbakan. salondaki insanlan göstererek "1970'li yıllarda CHP'vle kurduğumuz koalisyon sonrasında açüğımız okullann ürünleridir bunlar" demişti.Bu tartışmalarda dikkatimizi çeken işin başka bir yani daha var. "Bunlar cumhurtyetin okullan. Ne- den sekizvüla bunlann orta kısımlannın kapaulnıası hcdeflenivor?" deniyor. İş. imam-hatip liselerinin orta kısımlannı kapatmak de- ğil. çocuklanmıza daha uzun süreli eğitimi verebilmek. mm^mm Bu yasayla Anadolu liseleri ve özelyabancı okullann orta kısımlan da kapanacak mı? BAL - Evet. Bu yıl da Anadolu liselerinin orta kısımlannın ha- zırhk sınıflanna kayıt yapılmasınm nedeni, yasanın çıkanlmasın- da geç kalınması. Çocuklar bir sınava girmişler ve kazanmışlar. İmam-hatip liselerinin de orta kısımlanna a\nı biçimde bu yıl ka- yıt yapıldı. Ama bundan sonra bu sınavlar yapılmayacak ve sekiz yıl sürecek. mmi^mt Yabancı dil eğitimi ne olacak? Bildiğiniz gibi yabancı dil eğitimi ülkemizde hiç de başanlı değiL. BAL - Evet. çok doğru. Yalnız benim bir başka gözlemim daha var. Gittiğimiz dış ülkelerde bunu gördüm. Çocuklar, sekizinci. do- kuzuncu sınıfi kendi ana dillerinın vanında bir yabancı dil öğrene- rek bitiriyor, daha sonra ikinci yabancı dil öğrenimine başlıyorlar. Ben o çocuklann hepsinin zeki. bizim çocukîanmızın ise hepsinin zekâ yoksunu olduklannı düşünmüyorum. Bizim yöntemimizde, ayırdığımız zaman diliminde. özendırmede yanlışlanmız var. Bugün ayncalıklı olan ve Anadolu liseleri olarak adlandırdığı- mız okullar ya da yabancı özel kolejlerde yabancı dil, ciddi para- lar karşılığında biraz daha iyi öğrenilebiliyor. Dördüncü. beşinci sınıftan başlatılacak yabancı dil eğıtimınin ders saatleri de arttınlarak verilmesi durumunda. sekizinci sınıfin sonunda çocukîanmızın bir yabancı dil öğrenme şansını yakala- yabileceklerini düşünüyorum. Pekiyasanın 4. maddesindeki boşluk ne olacak? BAL - Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin delinmesinin birinci adı- mı atıldı. Hükümet hemen boşluğu doldurdu. İlk öğretimi sekiz yı- la çıkardılar, ama çocuklar için hafta sonlan ve yaz aylannda ikin- ci bir eğitimi düşünmek. öncelikle eğitimde ıkiliği kabullenmek anlamına geliyor. Rahatsızlık noktalanndan birisi imam-hatip okullan, Kuran kurslan aracılığıyla yaratılmak istenen yeni bir yaşam tarzı anla- yışıydı. Bunun, din eğitimiyle hiçbir ilgisi yok. Bunun zeminini ortadan kaldırma v önünde adım atarken siya- si baskılar nedeniyle hemen "Beşinci sınıftan itibaren cumartesi ve pazar günleri, aynca da yaz aylannda çocuklar Kuran kurslanna gidebilirler" denılmeve başlandı Yani siz, "Ben çocuğun eğitimini beceremhonım. Bir başkala- nna da ihtiyacımız \ar" dıyorsunuz. İşin bir başka yani da şu: Dinle ilgili genel bilgilenn alınması sorunuysa zaten bugün okullanmızda dördüncü sınıfta başlayan iki saatlik din kültürü v e ahlak bilgisi dersı sürmektedir. Kimi tarikatlann elinde. kimlenn ne ders verdiği bile belli ol- mayan kurslann açılmasına zemin hazırlayacak böyle bir düzen- lemeyi kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu noktada hükümet. sekiz yıllık kesintisiz eğitimden geri adım atmıştır. Sekiz yıldan sonra bu çocuklanmız ve onlann velileri, di- ni eğitimi tercih ediyorlarsa imam-hatip liselerine yönelebılirler. O liseler hâlâ orada duruyor. Hatta bütün olarak baktığımızda. günümüzde meslek eğitimı- nin ortaöğrenımuı üstüne taşınması gerekir. ••^HB Sekiz yıl hâlâ tarttşılıyor. Siz bu tartışmalan nasıl kar- şılıyorsunuz? BAL - Bir veli, çocuğunun daha uzun süreli ve daha kaliteli eği- tim almasına karşı çıkamaz. Ama insanlan yanlış yönlendirirse- niz onlar da o doğrultuda düşünmeve başlarlar. Koskoca siyasi par- ti başkanlan. başbakan, başbakan vardımcısı.. TansuÇüler'in ve- ciz sözlerinden birisi de, "Zorunlu eğitim komünistlerin işidir" ol- muştu. Bu dünyada yaşayan ve eğitimle azıcık ilgisi olan kişiler. zorun- lu eğitimin. kapitalist üretim biçiminin insan yaşamına getirdiği bir zorunluluğun sonucu olduğunu bılirler. Bugün geldiğimiz dü- zey ise artık kapıtalizme hizmet emıe mantıgı değil. insanlann bu- güne kadar elde ettiklen kültür ve bilgi bırikimınden daha fazla yararlanma olanaklannın araştınlmasıdır. Toplum hâlâ yanıltılmaya çalışılıvor. Ama ben sekiz yıllık ke- sintisiz temel eğitimin çok büyük oranda destek aldığını düşünü- yorum. • M ^ M Bu süreçte öğretmen kesiminin beklenrileri var mı? BAL - Tabii ki var. Bızlenn. bu ışi yapacak olan insanlann, iş- lenne moralle sanlmalan gerekiyor. İstisnalarhanç, siyasal ikti- darlar öteden ben ülkedeki ekonomik sıkmtılardan. gelir paylaşı- mındaki dengesızlıklerden. demokratik açılımlan gerçekleştire- memekten doğan bütün toplumsal olaylardan öğretmenleri sorum- lu tutmuşlardır. Bizler ise gördüğümüz şeyleri söylemek dunımundayız: bilime inanıyoruz. Doğruyu söylemek zorundayız. .Ama bunun karşılığın- da hem mesleksel saygınhğımız. hem toplumsal yaşamımızı be- lirleyen çok önemli öğelerden birisi olan ekonomik kazanımlan- mızdan kayba uğratıldık. Bızlerin. toplumsal saygınlığımızı zedeleyecek davranışlarla karşı karşıya kalmamamız gerektiği ınancındayım. ••^^M Hafta sonlan veyaz aylannda çocuklann Kuran kurs- lanna gönderilebilmeleri konusuna dönmek istiyorum. Bu kurs- lar kimlenn denetiminde olacak? Kimler bu kurslarda ders vere- cek? BAL- Yapılan düzenlemeye göre din eğitiminden geri adım atıl- madı. yani din korundu. Peki. dini koruyacaktık da bu kadar yay- garaya ne gerek vardı? Şimdi. bu Kuran kursian. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafmdan açılacak. Milli Eğitim Bakanlığı da bunlan denetleyecek. Buralar- da ders verenler de mutlaka dev let memuru statüsünde olacaklar. Özel kurslar da açılabilecek. Bu özel kurslann. hele de öğrenim çağındaki çocuklar için kaldınlmamış olmasını biz. eğitimciler olarak doğru bulmuyoruz. Hükümeti oluşturan ortaklar bu konuda yaptıklan düzenleme- de. toplumun en azından sekiz yıllık kesintisiz eğitim isteyen ke- simine haksızlık ermiştir. Onun için bu yanlışı hemen düzeltmeli- dirler.Öğrenciler, ilk öğretimin sonunda. din konusunda ihtisaslaş- mak için kendi yönlerini belirleyebilirler, ama ondan önce değil. i^M^Bi Televizyondan din eğitimi verilmesiprojesini nasd de- ğerlendiriyorsunuz? BAL - Din eğitimi veren zaten yeterli sayıda televizyon kanalı var. Bu, bir anlamda AN.\P'ın kendi seçmenlerine. kendi millet- vekillerine birmesajı olarak algılanabilir. "Bana sağcdarcinayetişlryorlardedirtemezsiniz" mantığıyla ül- kücü çetelerin bugüne kadar gelmelenne sebep olan. hep bu sağ politıkalardır. Biz. ülkemizde de bazı gelişmeler olsun. demokra- tik adımlar atılsın istiyoruz. Ama bunun yerine. televizyon kanal- lanndan da dahil olmak üzere daha çok din eğitimi deniyor. Okullanmızda dördüncü sınıftan başlayarak on birinci sınıfin so- nuna kadar sürdürülen din derslerinde ne okutuluyor? Ona bak- mak lazım. Benim çocuğuma. 12 Eylül generallerinın dayarmasıyla oluşfu- rulan din eğitimi verme hakkını siz kımden alıyorsunuz? Bu, be- nim çocuğuma yapılan bir haksızlık değil mi' 1 Bugün bir yandan olumlu adımlar atılırken bir yandan da atılan bu olumlu adımlan zaafa uğratacak. yann çok daha farklı. aklını- za bile gelmeyen sonuçlar doğurabilecek ikili eğitimin yollan açı- lıyor. Bundan derhal vazgeçilmesi gerekiyor. tmmmm Bu, öğretimin Biriiği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası 'na da aykın değil mi? BAL - Tabii ki aykın. Bu yasa, bilimden yana. demokratik. laik bir ortamda insanlann eğitim almasını öngörür. Yoksa amaç tek tip insan yetiştirmek değildir. Bunu da saptmyorlar, amacın tek tip insan yetiştirmek olduğu yolunda suçlamalarda bulunuyorlar. Bu, dini esaslara dayalı bir devlet yönetimi. toplumsal yaşam öz- lemcilerinin doğurduğu bir sıkıntı. Ben hiçbir yabancı ülkede. Hı- ristiyan esaslanna göre bir din eğitimi verildiğıni görmedim. Za- ten o ülkelerde Hıristiyan şeriatına göre devleti yönetme iddialan yok. İslam şeriatına göre, hatta tslamın belirli bir mezhebinin esas- lanna göre toplumun yönetilmesi taleplerinden ve bunun siyasal irade haline dönüştürülmek istenmesinden doğan sıkıntılar bun- lar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle