Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 1997 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Türk ve Rus polisi gazeteci dövebilirAdı Noyan Ayan. 4 yıldır Moskova'da.
7 ay boyunca Milliyet gazetesinin
Moskova muhabirliğini yaptı. Yasal
olarak hâlâ gazeteci statüsünde. Bu
statü eskiden saygı görürdü. Şimdi pek
anlamı kalmadı. Artık olağanüstü
yetkilerle donanmış Rusya polisi, hele
hele özel OMON birlikJeri gazeteci
mazeteci dinlemiyor. Isterse
tartaklıyor, isterse pataklıyor,
küfrediyor. içeri atıyor. Noyan bu
gerçeği kendi deneyimiyle öğrendi.
Vücudundaki morluklar daha geçmedi.
Tekmelenen hayalan sızlıyor. Ve
morali bozuk. Korkuyor. Gururunu
korumak için biraz şakayla kanştırdığı
"Bugünlerde ortadan kaybolursam,
bilin kL.." cümlesinde buruk bir
titreşim yatıyor. Kimden korkuyor
Noyan? Rusya devletinin resmi
güvenlik güçierinden, onlarla işbirliği
yapabilecek başka resmi kurumlardan
ve gayri resmi mılitanlardan. Ortadan
-kaybolmaktan korkuyor. Dayaktan ve
tehditten korkuyor. Sınır dışı
edilmekten korkuyor. Noyan korkak
birine pek benzemiyor. Ama herhalde
onun yerinde kim olsa aynı korkuyla
yaşardı bugünlerde. Korkusunun
öyküsünü kendi ağzından iletiyorum:
"'25 temmuzda Chance Club adlı bir
diskotekte çeşitli moda ve medya
kuruluşlannın ortaklaşa düzenledikleri
uyuşrurucuyla mücadele gecesine
gitmiştim. Sabaha karşı OMON'a
bağlı 7-8 kişi geldi. Başlannda
yalnızca gözlerini açıkta bırakan siyah
maskeler vardı. Uyuşturucu arama
gerekçesiyle müşterileri tartakladılar;
rastgele seçtikleri 40 kadar kişiyi
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
tekme. çığlık ve küfürterle dışan
çıkanp otobüse bindirdiler. Beni de
belki esmer olduğum için aldılar.
Kimliğimi göstermek istediğimde
dayak yedim. 4,5 saat boyunca
kimsenin kimliğine bakmadılar. Bir
binada tam 6 saat bacaklanmız açık ve
yüzümüz duvara dönük olarak ayakta
bekJetildik. Bizi aşağılamaya ve
dövmeye devam ettiler.
Ayakkabılarunızı çıkarttınp
postallanyla parmaklanmızı ezdiler.
Apış aramıza, sırtımıza, belimize
tekmeler attılar. Sonra bir başka binaya
götürüldük. Bize zorla 'Uyuşturucu
etkisi altındayım' yazılı ifadeler
imzalattılar. Keyfi para cezası kestiler.
Ancak öğleden sonra serbest
kalabildik. Kimimiz doktor raporu
aldık, kimimiz basıntoplantısı yaptık.
kimimiz elçiliğe durumu bildirdik.
Olay bazı radyo ve televizyon
kanallannda çıktı. Sonuç? Hiç! Dayak
yediğimizle kaldık.
Bazılan olayla ilgili bilgi verirken
kimliğini ve yüzünü gizledi. Benim
adımsa sıkça telafruz edildi. Pek çok
tanıdık, 'Sakın olayı büyütme! Sonra
başın iyice derde girer. Burası Rusya'
dedi. Olup bitenler, bizim gazetelere
bile haber olamadı. Evde yalnız
yaşıyorum. Umanm başıma kötû bir
şey gelmez." Işte böyle anlatıyor
olanlan Noyan Ayan. Söylediği. daha
dogrusu ona söylenen bir cümle
beynimi kemiriyor: "Burası Rusya!"
Türk televizyonlanna bakıyorum;
Ankara'da polisin birkaç gazeteciyi
nasıl acımasızca dövdügünü
gösteriyorlar. Aklıma yine o cümle
geliyor; öznesini değiştirerek
tekrarlıyorum: "Burası Türkiye!"
Bunu deyince akan sular duruyor.
Demokrasi ve hukuk sözcükleri, renkli
biblolara benziyor Türkiye ve Rusya
gibi ülkelerde. Bari şöyle bir kanun
çıkanp da mevcut durumu
yasalaştırsalar: "Türkiye'de (Rusya'da)
polisler gazeteci dövme hakkına
sahiptir. Buna karşı çıkanlar da dayağı
hak etmiş sayılır."
Makineli tüfekler, develer
ve düğün konvoylan
CAZZE
r ÖZGÜR
LLUSOY
Pasaport kontrolüne vaklaşıyoruz.
Görünürde yalnızca fsrail askerleri var.
Kadınlı-erkekli asker grubu, sıcak havanın
ağırlaştırdığı tüfekleri omuzlannda,
postallannı yerden kaldırmak için fazladan
çaba harcayarak iierliyor. Pasaport
kontrolünün yapıldığı küçük kulübedeyiz
şimdi. Kulübenin yan tarafında Filistin
bölgesinden çıkan arabalar iyice bir
aramadan geçiriliyor. Birleşmiş Milletler'e
ait araçlar da buna dahil. "Şalom" (Sclam)
diyerek uzatıyoruz pasaportlanmızı.
Bilgisayar taramasından sonra, tsrail dışına
çıktığımızı gösteren küçük bir kâğıt parçası
tutuşturuluyor elimize. Uluslararası
gözlemciler. diplomatlar ve yabancılann
giriş-çıkış yaptıgı kapı burası. Filistinlilerin
sının farklı. Onlar. birkaç yüz metre
ötedeki daracık bir kapıdan girip çıkmak
zorunda. farklı bir muamcleyle tabii. Her
gün yaklaşık 30 bin Filistinli, inşaat ve
benzen işlerde çalışmak üzere bu kapıdan
Israil'e geçip. akşam aynı kapıdan evlerine
dönüyor. İki taraf arasında çatışma
çıkmadığı günlerde yani. Ilişkiler
gerginleştiğindc kapılar kapanıyor. o
zaman 30 bin Filistinli günü ve belki takip
eden günleri parasız geçiriyor. Ikı yani
duvarlar ve tellerle örülü uzunca bir
koridoru geçiyoruz. ikinci bir kontrol. Bu
kez görevliler Arap. Şalom'un yerini
"Marhaba" alıyor. Burası artık
"•Ortadogu." Kontrol noktasının az
ilerisinde karşımıza çıkan birkaç deve de
bunu onaylarcasma bize bakıyor.
üazze'deyiz. Israil, Mısır sının ve Akdeniz
arasında uzanan, banş süreci çerçevesinde
Filistin'in yeniden kazanılmaya başlandığı
Gazze Şeridi'nde. Bu uzun ince toprak
parçası 800 bin Filistinli'nin evi.
Bozuk yollardan Gazze şehrine çıkıyoruz.
Deniz kenarındaki şehrin merkezi, bütün
bir Gazze Şeridi'ne aykın bir manzara
sunuyor. Uluslararası gözlemciler, yabancı
gazeteciler. diplomatlar için yapılmış
birkaç yıldızlı oteller. zengin Araplara ait
villalar ve Gazzenin bütün yeşilliği bu
merkezde toplanmış. Yine yabancılar
gözetilerek deniz kenanna bir bar bile
kondurulmuş. Şehrin merkezine çıkan
kunıdan ara yollar başka bir dilden
konuşuyor. Beyaz entarileriyle kahve
önlerindeki gölgeliğin altında çökmüş yaşlı
Arap erkeklerinin zamanla ilişkisi çoktan
kesilmiş gibi. Aklı karalı sakallann bittiği
güneş yanığı yüzleri boşvermişlik okuyor.
Yalın ayak çocuklann en önemil eğlence
kaynağı sokak. Yanm kalmış inşaatlar.
lsrail'deki süpermarketlerin yerine, şehrin
arasına tek tük serpelenmiş ufak bakkal
dükkânlan. Gözleri yerde, siyah
çarşaflanyla kocalannın üç adım
gerisinden seğirten başı açıkkadınlar da
gözleri ileriye bakan kadınlar da görmek
mümkün. Delikanlılann çoğu deniz
kenannda volta atmakla meşgul. Yol
üstünde kurulu tezgâhlarda satılan karpuz,
yakıcı güneşe bir çare gibi sergilenıyor.
Susuzluğumuzu gidermek için karpuz
almaya karar veriyoruz. Satıcı el
işaretleriyle büyük boy mu yoksa küçük bir
tane mi istediğimizi soruyor. Orta boyu
kastederek "mülayim'" diyoruz. Karşılıklı
gülümsemeler.. Anlaştık. Yine el
işaretleriyle sulu ve kırmızı olduğunu
söylemeye çalıştığı bir karpuz seçiyor.
"ŞükraıT deyip aynlıyoruz. Gazze'den
çıkıp iki yani çöl toprağı anayolda Mısır
sınınna doğru ilerlerken yoksulluk
• görüntüsü daha da netleşiyor. Cılız atlann
çektiği tıngır mıngır arabalann içinde.
bereketsiz topraklardan ekin almaya çıkan
çiftler yol alıyor. Suyun. yeşilin
kendilerinden sakınıldığı topraklarda
kurulu evlerden kimileri döküldü
dökülecek. Yol üstünde, Arap firmalanna
ait birkaç "yatinm'
1
tabelası da olmasa,
ekonomik herhangi bir etkinlikten söz
etmek neredeyse ımkânsız. Bütün bu çöl
manzarası içinde birdenbire biten
"vahalar" ise Yahudilere ait yerleşim
birimleri. Batı Şeria'daki şehirler dışında
Filistinlilere ait olan tek toprak parçasında
bile beş- altı Yahudi yerleşim birimi
kurulmuş. lyi görünümlü evlerin yan yana
dizildiği bu birimlere vaklaşırken ellerinde
makineli tüfekleriyle fsrail askerlerinin
kontrolünden geçmek gerekiyor. Bir
"şalom", bir "marhaba" diyerek yolumuza
devam ediyoruz. Bu kontrol Mısır sınınna
kadar böyle. Mısır sınınnda Filistinliler ile
İsraillilerin ortak bir kontrol noktası
bulunuyor. Bu ıssız mekânda lsrailli
görevliler ile Filistinli görevliler kaynaşmış
görünüyor. Çatışmalara. gerginliğe,
yoksulluğa rağmen Gazze Şeridi'nde
yaşam devam ediyor. Hem gidişte hem
dönüşte birbiri ardına düğün konvoylanna
rastlıyoruz. Gelin arabalan süslenip
püslenmiş. Kornalar "datdatT
Konvoydaki arabalardan sarkan
delikanlılar, ellerini kollannı sallarken
anlamadığımız bir dilde. sevinç nidalan
olduğunu anladığımız sesler çıkanyor. Bu
ne yoğunluk. evlenen evlenene. Son
kontrol noktalanna gelene kadar, birbiri
ardına düğün konvoylan arasından zorlukla
ilerliyoruz. Arap kasabalannı, Yahudi
yerleşim birimlerini. makineli tüfekleri,
kontrol noktalannı, develeri, nargile
tüttüren beyaz entarili Arap erkeklerini,
gelinleri ve damatlan arkamızda bırakarak
akşamın geç saatlerinde sınır kapısına
vanyoruz. Bu kez önce marhaba, sonra
şalom deyip Gazze Şeridi'nden aynlıyoruz.
BILKENT UNİVERSITESİ HAZIRLIK OKULU
ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
Bilkent Ünrversitesi Hazıriık Okulu, üniversite kampusu içinde yer alan ve
ortaöğretim derslerinin yamnda müzik ve sanat alanlanna ağırlık veren bir
ortaöğretim kurumudur. Yükseköğretim Kurulu karan ile üniversrteye bağlı olarak
kurulan okulun eğitim programlan Milli Eğitim Bakanltğı taratından kabul edilmiştir.
1997-1998 öğretim yılı için Orta Haarlık, Orta 1, Orta 2, Orta 3 ve Use 1 sınrftanna
öğrenci alınacaktır. Öğrenci seçme sınavı 23-24 Ağustos 1997 günlerinde
yapılacaktr.
ilgilenenlerin 4 Ağustos 1997 Pazartesi gününden itibaren Kayrt Kabul İşleri
Müdürlûğü'ne başvurarak ilgili formlan doldurmalan ve sınav ûcreti ile biriikte 21
Ağustos 1997 Perşembe günü mesai saati bitimine kadar teslim etmeteri gereği
duyurulur.
Kayrt Kabul İşleri Mûdürlöğü. Bikent Üniversrlesi Hazırlık Okulu
Doğu Kampusu, Bilkent 06533 Ankara
Telefon: (312) 266 49 61 Faks: (312) 266 49 63
(312) 266 49 62 «Hnafr [email protected]
KARTAL ASLIYE 5. HUKUK MAHKEMESFNDEN
Esas No: 1994 313 Karar No: 1997/11
Davacı Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı vekili Av. Gülgün Apak tarafından, davalı Gül-
beyaz Sayın aleyhine açılan tapu ıptali ve tescil davası sonunda açılan davanın kabulüne,
Kartal, Soğanhk. Söğütlüdere mevkiinde kain 2952 ada, 9 parselde davalı Gülbeyaz Sa-
yın'a ait 385 2616 hissenın iptaline. bu yerin intifa hakkı bayındırlık ve Iskân Bakanlı-
ğı'na ait olmak üzere adına tesciline, davacı tarafından yapılan 487.000 lıra mahkeme
masrafı ile 650.000 lira maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilme-
sine, 429.000 lira ilam harcmın davalıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına, 22.1.1997 ta-
rihinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Adresi meçhul olan kendisine
duruşma günü ve duruşma dılekçesı tebliğ edilen davalı Gülbeyaz Sayın'a ilan tebliği ye-
rine kaım olmak üzere hüküm özetı ilan olunur. 29.5.1997 Basın: 34283
ŞIŞLİ 4. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997/3 Vasi
Bursa Sulh Huk. M.'nin 26.5.1997 gün ve 1996'470-679 Müt. Kar. sayılı ilamı ile
mahkememize gönderilen ve küçükler Sevcan. Dilşat ve Canan'a halalan Rukiye Ça-
tak'ın vasi tayinine dair karar mahkememizin 1997/3 vasi esas deftenne kaydı yapılmış
olup vesayetin mahkememizde devam ettiği ilanen duyurulur. 29.7.1997
Basın: 33963
Rio'da Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde ilginç bir dünva rekonı kınldı.
Rio'nun merkezindeki bir meydanda toplanan 130 akrobat aynı an-
da 519 nesneyi havada uçurdu. Brezilyalı jonglörler bütün becerile-
rini kullanarak 519 nesneyi uzun bir süre hiçbirini düşürmeden hızla havaya aüp tutrular. Jonglörler ayakka-
bı dahil akla gelebilecck her şeyi kullandılar. Daha önceki dünya rekoru 1993 yılında 410 nesneyle Belçikalı
jonglörler tarafından kınlmışö. (Fotoğraf: REUTER)
Canavardan
canavara fark var
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Isveç'te son 20 yılda
trafik kazasında ölenlerin
sayısı yan yanya azaldı.
Oysa aynı süre içinde
trafik hacmi yüzde 75
arttı ve trafikteki araç
sayısı 2.1 milyondan 4
milyona çıktı. Ne mene
bir canavardır ki bu
küçülüp duruyor?
Sıkı bir tabanvaycı
olarak traftkte Türk
gözüyle ilgimi çeken bazı
özelliklere değinmek
istiyorum. Üzerinde çok
tartışılıyor. ama
larmızıda bal gibi
duruyorlar; biraz
'kavuniçide' geçmeler
filan oluyor, ama bir
güneyli ölçüsüyle pek
önemli değil. Şerit
kavramı var; şerit
değiştirmek, önemli bir
viraja girmek gibi bir şey.
Önce sola bir işaret,
ardından sağa; peşinden
daha hızlı gelen varsa
yeniden bir sağ işareti ve
yolu gelene açma.
Emniyet kemeri
kullanmaya çok
düşkünler. Zaten birçok
araç, daha kontak
açılınca uyanda
bulunuyor Aynca,
arkada oturanlann da
kemer kullanması
giderek yaygınlaştı.
Trafik işaretleri çok
olarak ve yerli yerinde
var. Şehirlerarası yolda
epey önceden uyanyor
levhalar; dınlenme yerini,
sapaklan, tırmanışlan,
virajlan ve yola
fırlayabilecek hayvanlan.
lçkili olarak araç
kullanma, önemli bir risk
olarak halka kabul
ettirilmiş. Özellikle
cuma, cumartesi geceleri
halk, bir yere otosuyla
gidip biraz içtikten sonra
otosuyla dönerse yolda
durdunılma olasılığının
yüksekliğine inanmış.
Sürücü belgesinin
alınmasından, hapis
cezasına dek sürebiüyor
bu konuda yanlış
davranmanın sonuçlan.
Yük taşımacılığında
demiryollanrun payı,
bazı ülkelerdeki gibi
iğdiş edilmemiş. Gaz,
petrol taşıyan tankerler
dışında, yük taşıyan
kamyonlara pek
rastlanılmaz. Hurda,
kereste, demir vs
taşımacılığı büyük
ölçüde demir yoluyla,
biraz da su yoluyla
yapılır. Kamyon
sürücüleri, sıkı
kontroldan geçirilirler.
Karnelerine. aracm en
son ne zaman trafik
kontrolünden geçtiğine
iyice bakılır.
Çocuklara daha kreş
yıllanndan trafık bilgisi
verilir. Stockholm'deki
bazı belediyeler, ilkokula
başlayan çocuklara
yemyeşil birer kep dağıtır
daha ilkokul gününden.
Bu bir uyandır
sürücülere: "OkuDar
açıldı ve ortalık, birer
yavru kurbağa gibi
çocuklaıia doldu" diye.
Okul, yuva önlerinde
azami hız 30 km'dir.
Birkaç yıl önce. emniyet
müdürü böyle bir yerden
50-60'la geçerken genç
bir polis tarafından
durduruldu da ne büyük
olaylar çıktı; sonunda
istifa etti emniyet
müdürü. Şimdi üzerinde
durulan son gelişme,
yoğun yerleşim
bölgelerinde her an
azami hızın 30 km
olması. tlgili bakan. bu
nedenle trafikte bir can
daha kurtulacaksa,
binlerin işıne üç dakika
geç gitmesine değer
diyor. Eğer şu diyar-ı
lsveç'teki 8.8 milyon
nüfus, 4 milyon araçla
trafiğe çıkıyorsa ve son
20 yılda trafik
kazalannda ölenlerin
sayısı yanya inmişse, bir -
bildikleri vardır
sanıyorum...
îş dünyasının yeni komedyenleri
TORONTO
ENGtN
AŞKIN
Tüm Kanada'yı boydan boya dolaştım
ve en belirgin izlenimim, 3
Kanadah'dan 1 'inin son derece çirkin
olduğuydu. "Bu kadar da suratsız
insan oltır mu" sorusunu sorduran bir
durumdu bu.
lsterseniz söylediklerime gülün, ama
ben gerçeği vurgulu} orum.
Oturduğunuz kolruğun sol yanına
bakın, eğer gördüğünüzden memnun
değilseniz, sağdaki kişinin yüzüne
bakın. Işte o anda kesin bir sınav
karşısındasınız. O iki kişinin suratına
'Okey' diyebilmek içinizden geliyorsa,
siz de izlediğiniz manzaranın ta
kendisisiniz."
Kanada'da ait ve üst yönetim
katlannda yıllar boyu sürdürülen sevk
ve yönetim seminerleri. mizah ve
komedi olgusuyla bütünleşti. Her
yönetici bireyin, iş dinamiğini, yaratım
gücünü ve istek düzeyini arttırma
ilkesi, hedeflenen ideal üretimin
anahtan olduğu için bu alandaki
uzman konuşmacıiar sürekJi kurslar
açıyor. Geçen yıldan beri komedi
içerikli aynntılan, espri ve gülmece
öykülerini eskilerin 'belagat' dedikleri
konuşma sanatına ekleyen uzman
konuşmacıiar, iş dünyasının ruhuna
sinmiş olan sıkıcılığı giderme
çabasında.
Bir konferansta, toplantı ya da
seminerde katılarüann ortak
kahkahalar atmasının 'birleştirki bir
içtenlik yarattığını' saptayan
konuşmacıiar "şirket komedj'enüği'"
diye anılan yepyeni bir türün öncüsü
oldu.
Binlerce firma ve devlet sektörü
yöneticileri 'kasınn ve suratsızukla'
hiçbir yere vanlamayacağını
öğreniyorlar şimdi. Hoşgörü
yoksunluğunun, işyerindeki iç banşı ve
giderek üretimi olumsuz etkilediğini.
ısrarla anımsatan şirket komedyenleri.
tüm yöneticilerin demokrat olmalannı
öneriyor. Tüm sağlık hizmetlerinin
ücretsiz olduğu Kanada'dakı hastahane
yöneticileri. şirket komedyenlerinin
verdiği reçeteyi izleyerek özellikle
kronik hasta koğuşlannda her gün
komedi filmleri gösteriyor. Son 5
yıldır tüm Kanada'da işyerlerinde,
haftada bir gün ilan edilen 'istedtğini
giy gününde' şirket başkanından
kapıcıya kadar herkes şortla, spor
gömleği ve sandaletle göreve geliyor.
'Kasıhnayı bırak, yaşama>-a bak'
ilkesinin. üretimin ve personel
güvencesinin temel dayanaklan
olduğunu öğreniyor herkes.
Sık sık derlenen danslı
partiler, ortak geziler, spor
yanşmalan şirket bünyesinde zaten
öteden beri var olan 'banş eğilimini'
güçlendirerek yönetici ve yönetilen
olarak, tüm bireylere insancıllık
tutkusunu aşılıyor.
Yöneticilerin, firma başkanının ön
planda yer aldığı bağış
kampanyalannda yoksul ve
kimsesizlere para ve yiyecek
dağıtılması amaçlanıyor. Şirket
yöneticilerinin durmadan aradığı ve
uyguladığı yepyeni yöntem ve teknik
bulgular. kâr etme olgusunun mizah
denen bir boyutu olduğunu da gözler
önüne serdi.
KDZ. EREĞLİ İCRA DAİRESİ'NDEN
Dosya No: 997/50 Tal.
Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa
çıkanlmıştır.
Birinci arttırmada. 258' 1997 günü saat 15.00-15.15'te Kepez Mahallesi Çilek Si-
tesi 6'da yapılacak ve o günü kıymetlerin %75'ine istekli bulunmadığı takdirde
26/8/1997 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttır-
ma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulmasının ve satış iste-
yenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplammdan fâzla olmasmın ve bundan baş-
ka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflannı geçmesinin şart olduğu, mah-
cuzun satış bedeli üzerinden %15 oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şart-
namesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir
örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı
dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur.
Muhammen Adedi
100.000.000
150.000.000
50.000.000
30.000.000
175.000.000
100.000.000
900.000.000
800.000.000
100.000.000
200.000.000
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1500 adet
8 adet
1 adet
1 adet
2.605.000.000.- TL toplam
Cins (Mahiveti ve önemli niteliklcri):
70'lik şerit Güner Sanayi mamüulü şerit makinesi
Güner Sanayi mamulü planya makinesi
Güner Sanayi kalınlık makinesi
Tiryaki marka matkap
Çeliksoy marka demir kesme makinesi
Oerlikon marka kaynak makinesi
Beheri 600.000.- TLden vidalı demir boru direl
Markasız çalışır vaziyette inşaat asansörü
Jeneratörlü kaynak makinesi
Kompresör pompası ile biriikte
Basın: 34047
ELAZIĞ SULH
HUKUK
MAHKEMESİ
HÂKtVILİĞrNDEN
Dosya No: 1995-1272
Naşıde Akçakaya ve arkadaş-
lan ile Mehmet Faik Karayol ve
müşterekleri aralanndaki ızalei
şûyu davasının mahkememizde
yapılan açık yargılamalan so-
nunda Elazığ Sûrsürii Mahalle-
sı'ndekı ada 1195 parsel 8 ve 9,
ada 30 parsel 102 sayılı taşın-
mazlann satışlan suretıyle pa>-
daşlar arasındakı ortaklığın gıde-
nlmesıne karar \enlmiş olup,
19.12.1996 tarih 19961586 sa-
yılı karar, adreslen tespit edile-
meyen tapu paydaşlanndan
Mehmet kızı Fatma Avşar, Meh-
met kızı Emine Hayta, Mehmet
kızı Hadice Yoğurtçu. Mehmet
oğlu Ahmet Yoğurtçu, Mehmet
kızı Imıhan Yoğurtçu. Hamit kı-
zı Nezaket Serindağ, Süleyman
kızı Melihat Togrul. Rüştü oğlu
Alaattin Yoğurtçu, Rüştü kızı
Kezibat Türe. Rüştü oğlu Hamit
Yoğurtçu, Rüştü oğlu Nurettin
Yoğurtçu, Süleyman kızı Ayşe
Yumuşak, Mehmet kızı Imıhan
Yoğurtçu'ya ilanen tebliğ olu-
nur. Basın: 329^3
LAPSEKİ ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1996/141
Davacı 2417 sayılı Eçialan Tanm Kredi Kooperatifi tara-
fından davalı Sevcan Keser hakında açtığı tazminat davasın-
da; Davalı Hayati oğlu, 1957 D.'lu, Balıkesir-Havran, Bü-
yûkdere Köyü'nde ikamet eden Sevcan Keser'den davacı
tarafça 3.3OO.OOO TL maddı tazminat istenilmiş olup, tüm
aramalara rağmen davalıya duruşma günü ve dava dilekçe-
si tebliğ edilememiştir. Duruşmanın bırakıldığı 3.10.1997
günü saat 09.30'da Sevcan Keser'in Lapseki Adliyesi'nde
hazır bulunması, hazır bulunmadığı takdirde HUMK'nin
213 ve 377. maddeleri gereğince yargılamanın yoklugunda
devam edeceği gibi hüküm de verileceği. dava dilekçesi ve
davetiye tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur.
17.7.1997 ' Basın: 22448
BİSMİL ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997/100 Karar No: 1997/167
Davacı Hikmet llgin vekilleri Av. Sedat Yahşi-Av.
H.Özgür Gencan tarafından davalılar Ali Şeker ve arka-
daşlan aleyhine açılan Bismil Şentepe Mahallesi'nde
kain 8 No'lu parsele müdahalelerinin men'i ve üzerin-
deki binalann kal'i davasının kabulüne dair mahkeme-
mizce verilen 26.6.1997 gün ve 1997/100-167 esas ve
karar sayılı işbu hükmün, adreslen meçhul olan davalı-
lar Fevzi Gezer, Selam Almaz, Ali Altın ve Veysi Yıl-
dız'a 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 29. ve müteakip
maddeleri gereğince gazete ile ilanen tebliğine karann,
gazeteninyayınından 15 gün sonra kesinleşeceğinin ve
masraflann davalılara tahmil edileceği ilan olunur.
Basın: 32992
t
'
J
^ESSl • • • • I293 89 78 |3 HAT)
SARIYER HALK EGITIMI
MERKEZİ TİYATRO KOLU
TIYATRO
KURSU KAYITLARI
BAŞLAMIŞTIR
Son Kavıllar: 29/08/97
- Ü C R E T S İ Z -
Başvum lel: 27128 78 - 24216 63
•"-» •*-» /_• â-• •"-* m
Kültür Sanat
j ilanlarınız için: V
İ 293 89 78 (3 hat)
T.Ç.İLAN
DERELİ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1995/105
Davacı Orman Genel Müdürlûğü'ne izafeten Dere-
li Orman lşletme Müdürlüğü'nce davalılar Hasan Du-
ral, Sadık Dural, Satgun Dural, Halil Dural ve Musta-
fa Yanık aleyhine Dereli ilçesi Kümbet köyü Uzun-
tarla mevkiinde kain ada: 104 parsel: 165 sayılı taşın-
mazın tespitine yönelik olarak açtığı kadastro tespiti-
ne itiraz davasının yargılaması sırasında. tüm araştır-
malara rağmen adresleri tespit edilemeyen davalı
Mustafa Yanık mirasçılan; Mustafa kızı, 1963 do-
ğumlu lpek Yanık (Çakın), Mustafa kızı, 1965 do-
ğumlu Pamuk Yanık (Çiftçi) ve Mustafa oğlu, 1972
doğumlu Hasan Yanık'a dava dilekçesine kaim olmak
üzere duruşma gününün ilanen tebliğine karar veril-
miştir.
Karar gereğince, adı geçenlerin duruşma tarihi olan
13/08/1997 günü saat 09.20'de Dereli Kadastro Mah-
kemesi'ndeki duruşmaya gelmedikleri, kendilerini
vekille temsil ettirmedikleri ve geçerli herhangi bir
mazeretleri bulunmadığı halde katılmadıklannda yar-
gılamaya yokluklannda devam olunacağı ve sonuç-
landınlacağı hususu, işbu ilanın yayımlandığı tarih-
ten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı
3402 sayılı Kadastro K.nun ve 7201 sayılı tebligat
K.nun ilgili hükümleri uyannca ilanen tebliğ olunur.
Basın: 32676