23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 1997 PAZAR HABERLER hD'den protesto • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lnsan Haklan Derneği (tHD), zorunlu 8 yıllık kesintisiz temel eğitim tasansını protesto etmek amacıyla Ankara'da yapılan gösteri sırasında polisin gazetecileri dö\Tnesini protesto etti. Bastna ve haber özgürlüğüne yapılan saldınlann insan haklanna yapıldığını belirten İHD Ankara Şube Başkanı Yıldız Temürtürkan, yazılı ve görsel basının boy hedefı seçilmesinin toplumsal muhalefete yönelik doğal bir sonucu olduğunu kaydetti. Temürtürkan. halkın haberalma özgürlüğüne yönelik ihlallerin en çok REFAHYOL hükümetı döneminde yapıldığını öne sürerek, olaylara kanşan polislerin hemen yargı önüne çıkanlmasını istedi. Makedonya'mn milli günü • ANKARA(AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Makedonya Cumhurbaşkanı Kiro Gligorov'a bir mesaj göndererek, Makedonya milli gününü kutladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Demirel mesajında aynca, Türkiye ve Makedonya arasındaki yakın dostluk ilişkilerinin ve işbirliğinin iki ülke halklan yaranna gelişmeye devam edeceğinden emin olduğunu da bildırdi. 55. hükümetin icraatı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYÖL'un 28 Haziran-28 Temmuz 1996 arasındaki 1 aylık dönemi ile 55. hükümetin 30 Haziran-30 Temmuz 1997 arasındaki 1 aylık dönemi Meclis çalışmalan karşılaştınldı. Buna göre, REFAHYÖL'un 1 aylık döneminde TBMM'ye yalnızca 2 yasa tasansı sunulurken, 55. hükümetin aynı dönemdekı tasan sayısınm 16'ya ulaştığı bildirildi. REFAHYOL döneminde Bakanlar Kurulu'nun 1 karanna karşılık, 55. hükümetin 111 karar çıkarttığı da açıklandı. Perinçek'in BÇS değerlendirmesi • İstanbul Haber Servisi - IP Genel Başkanı Doğu Pennçek, irtıcai faaliyetleri izlemek amacıyla Genelkurmay Başkanlığı'nca oluşturulan Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) kaldınlmasıyla ilgili tartışmalar içın " 'Normalleşelim' diyenler. irticanın stratejik bir dönem boyunca baş tehdit olduğunun farkında değiller" dedi. Perinçek, yazılı açıklamasında, "Onlann 'normali' cumhuriyetin normali değildir. Hükümet eğer ordunun bugünkü etkin tavnndan rahatsız ise Cumhuriyet Devrimi'nin yeni atılımında ordudan daha kararlı bir konuma girmelidir" dedi. UGuBIGK! RP rahatsız • ESKİŞEHİR(AA)- ANAP Genel Başkan Yardımcısı tbrahim Yaşar Dedelek, 55. hükümetin kurulmasıyla halkın huzur bulduğunu belirterek "Bundan tedirgin olanlar var" dedi. Tedirgin olanlann başında RP ve taraftarlannın geldiğini savunan Dedelek, "Neden RP bu huzur ortamından rahatsız olmaktadır? Bir yıldır, yanlış yönetimleri sonucu Türkiye Cumhuriyeti'ni tartışmaya açan, Türk insanını içte ve dışta mutlu edemeyen bu zihniyet, memlekettekı her türlü sorunlann çözüldüğü noktaya gelmesi, bu insanlan tedirgin etmiştir" dedi. Dedelek, Zorunlu temel eğitimin kesintisiz 8 yıla çıkanlmasına ilişkin yasa tasansının, Türk milli eğitiminde önemli bir inkılap olacağını da sözlerine ekledi. DTP lideri Cindoruk, 8 yıl için çözüm yerinin Milli Eğitim Şûrası olduğunu söyledi 'Crnnhuriyet tartışılamaz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, geçen hafta Ankara'da gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak polislere ve yurttaşlara "Hoşgörülü olun, itaat edin ve anayasaya uyun" çağnsında bulundu. Temel eğitim konusunda en iyi çözümün, tüm eğitim sorunlannın tartışıldığı bir "Milli Eğitim Şûraa" düzenlemek olduğunu kaydeden Cindoruk, "DTP merkez bir partklir ve denge unsuru olacakür" dedi. Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, DTP Konya il ve ilçe teşkilatlannı kabulünde yaptıği konuşmada. DTP'nin, özgürlüğü, demokrasiyi ve çok sesliliği içine sindirmiş bir parti olduğunu vurguladı. Her türlü soruna karşı özgür bir yaklaşım sergiledıklerini kaydeden Cindoruk. "Önümüzdeki dönemde DTP gibi merkez bir parti, tam bir denge unsuru olacakür" görüşünü dile getirdi. • Cindoruk, 8 yıl eylemleri için polise ve yurttaşlara; hoşgörülü olma, itaat etme ve anayasaya uyma çağnsında bulunarak cumhuriyetin sınırlannın, güvenliğinin ve niteliğinin tartışma dışı tutulması gerektiğini belirtti. Cindoruk. cumhuriyetin sınırlannın, güvenliğinin ve niteliğinin tartışma dışı tutulması gerektiğini belirterek ülkenin bütünlüğü ve cumhuriyetin güvenliği konusunda yurttaslar arasında görüş aynlığı olmadığını vurguladı. Sağ-sol, mezhep, ırk ve siyasi aynlıklann ortadan kaldınlmasıyla demokratik Türkiye'nin oluşrurulabileceğine dikkat çeken Cindoruk, geçen hafta Ankara'da gerçekleştirilen 8 yıllık temel eğitim karşıtı eylemle ilgili olarak sorulan bir soruya. "topianü ve gösteri yürüyüşlerinin yasal olması gerektiği'7 yanıtını verdi. Cindoruk, yurttaşlara ve polislere, hoşgörü ve anayasaya uyma çağnsında bulunarak "Avnnnlan çözmek yerine bütünii çözmeye çalışmalıyız. Bunun için de banşa ve sükûnete ihtiyacımız var" görüşünü dile getirdi. Cumhuriyetin temel ilkelerinin günlük tartışma konusu olamayacağmı kaydeden Cindoruk, devletin kendisini tartışmaya başlaması durumunda, ülkenin sıkıntıya gireceğini bildirdi. Cindoruk, herkesin yasalara ve anayasaya uymak zorunda olduğuna dikkat çekerek "Herkes hiraz ettiği noktada eyleme kalkarsa ülke yönetüemez" dedi. 8 yıllık kesintisiz eğitim konusunda, Türk eğitiminin tüm sorunlannın tartışıldığı bir Mıllı Eğitim Şûrası düzenlenmesi gerektiğini belirten Cindoruk. şûrada, yeni fırsatlann ortaya çıkmasını sağlayacak zeminler oluşturulmasının zorunlu olduğunu kaydetti. 8 yıllık kesintisiz eğitımi cumhuriyet ilkelerinden vazgeçmeden, cumhuriyeti temsil edenleri ikiye ayırmadan tartışmak gerektiğini vurgulayan Cindoruk. "Biz herkesi cumhuriyetin çocuğu sayıyoruz, demokrasiye hep birlikte ahşacağız" diye konuştu. 8 yıllık kesintisiz temel eğitim yasa tasansı konusunda serbest bırakılması koşuluyla DTP'ye giren ve Genel Başkan Yardımcısı olan Gürcan Dağdaş da tepkilerin yasalar çerçevesinde ortaya konulabileceğini söyledi. Dağdaş, "tnsanlar vürüyerek tepküerini ortaya koyarken, bir başkası çıkıp tepkisini Atatürkfotoğrafinıgöstererek ortaya koyuyor. Bize göre bu, Türkiye'nin ve hoşgörünün fotoğrafidır. Bu ortamda şunlar cumhuriyetin çocuklandır. şunlar değildir. diyemeyiz. 65 mihonun tamamı cumhuriyet çocuğudur" görüşünü dile getirdi. TBMM Başkanvekili ve DYP'li Genç, Tunceli'den getirilen şarapnel parçalannı gösterdi 'Tunceli'de yaşam lıakkı kalmadı' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Başkanvekili ve DYP Tunceli Milletvekili Ka- mer Genç, önceki gün Tunceli merkez ilçeye bağlı Karşılar Kö- yü'nde 1 kişinin ölümüne, 3 ki- şinin yaralanmasına neden olan 6 havan topu atışının askeri bir- liklerce gerçekleştirildiğini söy- ledi. Devletin bölgeye uyguladığı gıda ambargosu nedeniyle hal- kın açlık ve sefalet içinde oldu- ğunu vurgulayan Genç, "İsyan- dayım. Tunceli'de insanlann ya- şam hakkı kalmadı. Çaresizlik ve feryatlanm duyulmuyor. Devle- tin zirvesi telefonlarıma çıkma- dı"dedi. TBMM Başkanvekili Genç, dün düzenlediği basın toplantı- sında gazetecilere Karşılar Kö- yü'nden getirdiği "şarapnel" parçalannı gösterdi. Tunceli'de halkın yaşadığı sıkıntılan bugü- ne kadar konumu gereğince ve bazı kuruluşlann da Türkiye aleyhine propaganda yapabile- ceği düşüncesiyle kamuoyuna duyurmadığını dile getiren Genç, "Devlet,Tunceli konusun- da sağır oldu. Cumhurbaşka- nı'ndan, idrvede kim varsa her- kese durumu büdirdim. Çözüm istedim. Duymadıiar. Telefonla- rıma çıkmadılar" diye konuştu. Bölgede görev yapan askeri birliklerin alt kademelerindeki bazı kişilerin yöre halkına karşı "keyfi" uygulamalar yaptığına dikkat çeken Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karşılar köyû- ne havantopu saldınsının askeri birtikten yapıldığına yüzde yüz eminim. Önceki gün orada ince- lemeterde bulundum. Basında bu olay çatışma diye gösterfldi. Ne- resi çatışma? Roketatar yok, ça- tışma yok. Geyiksuyu'ndaki as- keri birtikten atıkügı kesin. Kasrt- h atış yapıldığı kesin. Haksızca yapılan saldınnın, bu ölenlerin. Refahlı İstanbul Büyükşehir Beledivesi'nin yandaşİan için yapürdığı 'Başak Konutian'aın ilkoğretim okulu açıkh. SekizyıBik kesintisiz eğitim verecek ükulun açdışına, kesintisiz 8 yıla karşı olduklan içinsokağa dökülen RPnin İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Refah yöneticileri ve milletvekilleri kaükü. (MEHMET DEMtRKAYA) il HAVİBLİ BaşakKonutkm y na Hyülıkokıdİstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından lkitelli'deki Başak Konutlan'nda yaptınlan 8 yıllık ilkoğretim okulu, 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı çıkan RP'liler tarafından törenle açıldı. 24 derslikten oluşan ve bin öğrenci kapasiteli Cahit Zarifoğlu İlkoğretim Okulu'nun açılış törenine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tay>ip Erdoğan, RP Genel Başkan Yardımcısı Recai Kutan, REFAHYOL hükümetinin Kültür Bakanı İsmail Kahraman, RP'li İstanbul milletvekilleri Mustafa Baş ve Mukadder Başeğmez ile Milli Eğitim yetkilileri ve yurttaslar katıldı. Yaptığı konuşmada eğitim reformuna ihtiyaç olduğunu belirten Mustafa Baş, hazırlanan yasa tasansının imam-hatip liselerinin yalnızca orta kısımlannın kaldınlmasını öngörmesine karşın "İmam- hatip liseleri kapaülmak isteniyor" iddiasında bulundu. Türkiye'nin bir emrivakiyle karşı karşıya olduğunu öne süren Mukadder Başeğmez de köydeki ilkoğretim okullanna tngilizce öğretmeninin gönderilip gönderilmeyeceğini sordu. Başeğmez konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kimseyle kavgamız yok. Eğer birileri kavga çıkarmak istiyorsa hüsrana uğrayacaklardır." yaralananlann kanmı yerde bı- rakmamak lazım. Suçlulann bir an önce belüienip cezasını çek- mesini istiyorum." Genç, Tunceli halkının garaj- larda, tek kişilik odalarda ve çok ağır koşullarda hayatta kalma mücadelesi verdiğini anlattı. "Bir dönem PKK'ye yardun edenlerçıktL. bunu reddetmedik, ama şimdi tepki var" diyen Genç. devletin tutumundan ya- kındı. Genç, "94'ten itibaren gı- da ambargosu ve sınırlaması ge~ tirildL Bir nüfusa 200 gram un verUiyor. Sebze ambargosu var. Dagdaki adanun yiyecek sıkınö- sıyok ki_ Sıkınüsı olan halk. tkin- ci bir ekmek izni verilmiyor. Ela- zığ, Bingöl ve Frzurum'da am- bargo yok. Üstelik ev inde oturan insan havan ateşiyleölüyor. İsyan- dayım." Kamer Genç, dayanma gücü kalmadığını. yöre halkma daha iyi hizmet verebiİecek birisl ol- ması dürumunda istifa bile ede- bileceğini söyledi. "Benim,yurt- severlik duygulanm, yöre halla- nın duygulan işe yaramıyor mu" diye soran Genç, devletin her ev- den bir kişiye geçici işçi kadrosu vermesini istedi. 'Zorald göçe hayır' Tunceli ve çe\Tesınde yaşanan zoraki göç, Istanbul'da protesto edildi. Sirkeci'deki Büyük Posta- ne'nin önünde toplanan Tunceli- liler Kültür ve Dayanışma Derne- ği ile 34 demokratik kitle örgütü ve sendıkanın temsilcileri, Tun- celi ve çevresinde yaşanan "Zo- raki göç, yayla yasağı ve korucu- hık dayatümasuu" protesto etti. Tuncelililer Kültür ve Dayanış- ma Derneği Başkanı Salman Ye- şügöz. köylerin boşaltılması, ya- kılması, zorakı göç ettirme, yay- la yasaklan, koruculuk dayatma- lan ve gıda ambargosunun de- vam ettiğinı belirterek, "Aynca son aylarda artaraksüren orman yakılması ve köy bombalanması gibi baskılar, kaygı verici boyut- lara ıdaşmıştır" dedi. Basın açıklamasının ardından TBMM Başkanhğı'na "Kö>1ere ön koşubuz geri dönflşün sağlan- ması,zararveziyanın tazmin edü- mesi ve geri dönenlere faizsiz kre- di verUmesi için Meclis gerekeni yapsm" yazılı telgraf çekildi. SJFmNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Aylardır medyanın manşet- lerinden düşmeyen bir haber var: Lig maçlarını hangi kanal yayırnlayacak? Lig maçlannın gündeme girmesiyle, TV ka- nallan arasındaki rekabet bık- tıncı birdüzeye ulaştı. Birtaraf- ta Sabah - Doğan grubu. Bu grup TV yayıncılığında BİMAŞ adı altında ittıfak yapıyor; öte yanda Erol Aksoy'un Show TV - CINE 5 grubu. Medya tekelleri arasındaki amansız rekabeti beğenmesek bile bir ölçüde anlayışla karşı- layabiliriz. Milyon dolarlaria öl- çülen bir pastayı paylaşmaya çalışıyorlar. Bu paylaşım kav- gası iç savaşla iyice gerilmiş siyasi ortamda giderek vahşi- leşiyor ve tehlikeli bir hal alıyor. Işin içine mafya gruplannın da- hil olduğu söyleniyor. Bu rekabet, Futbol Federas- yonu Başkanlığı seçimini de başbakan seçiminden önemli bir hale getirdi. Basın tekelleri, bundan bir ay önce Gaziantep Belediye Başkanı Celal Do- ğan'la, Trabzonspor Kulübü Başkanı Mehmet Ali Yılmaz arasındaki başkanlık kavgası- na, birçok okuyucu ve izleyici- 'Memleketin En Önemli Meselesi' nin anlayamayacağı ölçüde müdahate ettiler. Sabah - Do- ğan grubu ittifakının hedefi Ce- lal Doğan'dı. Onu başkan seç- tirmemek amacıyla bıktırıcı bir kampanya yürüttüler. Celal Doğan, sırf aday olduğu için bu iki medya grubunun saldı- rısına uğradı. Ama ne saldın! Celal Doğan'a söylenenler Şevki Yılmaz'ın söylediklerini gölgede bıraktı. Mehmet Ali Yılmaz ve Celal Doğan bu kadar ağır saldın karşısında birlikte adaylıktan çekildiler. Yeni seçim iseyine i- ki tarafın yarattığı gerilim ne- deniyle yapılamadı. Şu anda Futbol Federasyonu'nun baş- kanı yok. Bu gidişle kolay ko- lay da olamayacak. Çünkü te- keller kendi istedikleri başkan seçilemezse ortalığı birbirine katacaklar. ••• Medyaya polis saldınsının gündemde olduğu bir dönem- de; lig maçlannı hangi kanalın yayımlayacağı kavgası saçma sapan bir görüntüye neden oluyor. TV ekranlannı açanlan polisin medyaya yönelik vahşi girişimi üzerine haber bekler- ken, birden başka bir görün- tüyle karşılaşıyorlar. önce, Ali Şen'in Federasyon Başkanh- ğı'na yolladığı mektup ekranla- ra geliyor. Uzun uzun bu mek- tup ekrana yansıtılıyor ve keli- me kelime okunuyor. Ardından maçlan BİMAŞ kanallannın ya- yımîama hakkını kazandığı öne sürülen mahkeme kararından söz ediliyor. Show TV de tersi yönde yayın yapıyor. Seyirci ise bu çekişmeye an- lam veremediği gibi, günün ha- berlerine bir türlü sıra gelinme- diğine kızarak kanal değiştiri- yor. Bu kavga sırf ekranlarda sürmüyor. Çok satan bütün ya- yın organlan da manşerten, lig maçlarını kimin yayımlayacağı konusunda taraflı yayın yapı- yor. Bir büyük gazetemizin dün- kü en önemli manşeti şöyley- di: "Başkanlardan son uyan!", "BİMAŞ ile anlaşan Fenerbah- çe ve Beşiktaş'ın maçlannı uluslararası yayın saatinin dışı- na alan Futbol Federasyonu, başkanlan ve futbolseverleri çileden çıkardı." Bu takımlann maçlarını hangi TV kanalının yayımlayacağı, belki bir haber sayılabilir. Ama kanallararası rekabeti ülkenin en önemli meselesi gi- bi okuyucuya sunmak gazete- cilik falan sayılamaz. Bir çıkar kavgasını bu kadar büyütüp, bunu her türlü habe- rin önüne geçirmek medyanın prestijine darbe indiriyor. Ken- di muhabiri ölümle boğuşacak kadar ağır bir saldınya uğradı- ğı halde, maç yayımlama reka- betini öncelikli haber haline ge- tirmek, en temel yayıncılık ilke- sinin de ihmal edilmesi anla- mına geliyor. ••• Aylardır izlemekten şaşkına döndüğümüz bu kavgaya bü- yük kulüplerin de kanştırılma- sı bir başka oyun. O kulüplerin başkanlan da medya devleri arasındaki kavgaya alet olarak yanlış bir iş yapıyoriar. Futbol, milyonları heyecanlandıran, görüntüsü zevkli, güzelliklerie dolu bir spor dalı. Milyonlann bu spor dalına ilgisi, bu alana yapılan yatınmı ve kazancı da büyütüyor. Işte bu büyük ilgi, şimdi medya arasındaki savaşın asıl nedeni. Bu savaş, öylesine sert yürütülüyor ki, kişilikler de bu savaştan nasibini alıyor. Pat- ronların kişiliklerini hedef alan haberleri okurken, bunun baş- ka niyetlerle yapıldığını da an- lıyoruz. olaylann gerisindeki çı- kar çatışmasını bilmeyen oku- yucu ise şaşkına dönüyor. • • * Bu sert, kuralları olmayan kavgayla - haberciliğin birbiri- ne kanştığı kavganın nasıl so- na ereceğini merak ediyorum. Umarım, bu kavgaya da her zaman olduğu gibi mafya ka- rışmaz ve sonu mahkemede brtmez. Çünkü son yıllarda bü- yük çıkar kavgalanna hep kan kanştı. Bu ivmeylegiderse, da- ha büyük ve korku verici geliş- meler de olabilir. Her şey çığ- nndan çıktığı gibi medya tekel- leri arasındaki rekabet de çığ- nndan çıkıyor. Haydi hayırlısı... MİKRO DİNÇ TAYANÇ Karanlığa Sürünenler ; Mercidabık, Ridaniye derken Yavuz Sultan Se- lim Arabistan'ı da, Kâbe'nin kapısını bacasını da ve dahi halifelik unvanını da yüklenip dönüyor Os- manlı Payitahtı'na... ; Dönem, 16. yüzyılın ilkçeyreği, Osmanlı'nınyük^ selme çağı. Anadolu'ya girişinde "pagan" olup ol- madığı hâlâ tartışılan Kayı Boyu'nun torunlan ar- tık bir "şeriat" ve "hilafete" dayalı Cihan Impara- torluğu... Ve; o günlerden başlayıverıyor Anadolu'nun "inançlı" Müslümanları ile payitahttan türetilme; "softa" sürüsünün aydınlık-karanlık kavgası... Osmanlı'nın Yükselme Dönemi, Yavuz"un Hila-4 feti kapıp getirmesinden çok değil 150 yıl sonra, Ikınci Vıyana Bozgunu ile birlikte Duraklama'ya; ondan da gene çok değil 100 yıl kadar sonra Ge-. rileme'ye dönüşüyor... Gerileme, "gericililği"; gericilik "bağnazlığı"; bağnazlık "karayobazhğı" yüksettiyor{!) Yükselen karayobazlık, gerileyen imparatorluğa: aydınlık getirebilecek her türlü "yenilikçiliği" karan- lığında boğarak arttınyor egemenlik ve zenginliği- ni. Anadolu'nun gerçek sahibi olan inançlılannın kellelerinin kuyulara doldurtulmasından, Asita- ne'de Genç Osman'ın ırzına geçilip kellesinin urulmasına, Kabakçı Mustafa ya da Patrona Ha- lil ayaklanmalanndan Üçüncü Selim'in yok edil- mesine, Birinci Meşrutiyet'in rafa kaldınlmasından 31 Mart'a dek karayobaz sürüleri ve onlan güdert nice Cinci Hoca ve Kösem Sultan hep "din"İ araç olarak kullanıyor ve egemenlik ve de zengin-î' likleri uğruna camileri "siyaset sahnesi"ne çeviri- yorlar. Çoğunun sonu da "siyaset meydanı"nda il-. miğin ucunda geliyor. , Yavuz'un Hilafet'i kökleyip getirmesinden 400,. Osmanlı'nın Yükselme'den Gerileme'ye düşme-. sinden de yalnızca 200 yıl geçmiyor ki, şeriata da- yalı Halifelik de Cihan Imparatorluğu'ndan "yafa-; ğında sevilen hasta"ya dönüşüyor... Birinci Büyük Paylaşım Savaşı sonunda Os- manlı'nın "m/ras/"na konmak için başına üşüşerr "gâvur" Düvel-i Muazzama, halifelerini de Türk olan din kardeşlerini de sırtından vurmuş Müslü- man(!) Araplan da "kolluyor'l Böylelikle hem Anadolu'da kıvılcımı çakılmış Ay- dınlanma Devrimi'ni engelleyeceğini umuyor, hem de Hilafette bile dinine ihanet etmiş şeriatçı kara-f yobaz sürülerini petrol bölgelerinın egemeni(l)yar parak kendine gebe bırakıyorü! Ne var ki Aydınlık, Sevr'de kurulan Karanlık tu- zağını önce Anadolu Devrimi'nde yenip ardından da Lozan'da tarihin karanlığına gömüveriyor! Sonrasını hepimiz biliyor ve yaşıyoruz... Her kafa kaldınşlannda Aydınlanmacılara yenik; düşen karayobaz sürüleri, bu kez de Cumhuri-) yet'in kuruluşundan 30 yıl bile geçmeden "de-' rnokrasi"y\ keşfediveriyor(!ü) Oy ve iktidar hırsı, karayobazlara verılen ödün- lere dönüşünce; önce ezan Arabın yalellisine dö-t nüştürülüyor, ardından gelsin tekkeler, tarikatlar, Kuran kurslan, imam-hatip "ortaokullan", tarikat okullan... Din tacirleri bir kez daha egemenlik ve zengin- lik tutkusuna kapılıverince gene devlet içinde yu- valanıyor; yuvalanıp da mafyalarla, çetelerle, ak- yobaz sürüleriyle çıkar ortaklıklanna girişiyorlar.... Gene can kıyımları, gene yeşil sancaklar, gene! din sömürüsü, gene inanç ticareti, gene Aydınlan- macılara yönelik kışkırtmalar, gene camilerde si-' yaset! « lleriye koşan Aydınlanmacılar ile geriye sürünen karanlıkçılar arasındaki tarihsel savaşımın hortla- tılması için karayobazlar da Sevr uşaklan da elle-1 rinden gelen ihaneti artlarına koymuyorlar. Ama bu kez son, kısa ve kesin gelmekte; kara- yobaz sürülerinin de çıkar ortaklannın da tüm geç- mişi kalaylı Sevrcilerin de kulaklan dim dik.. dinli- yorlar! Duyduklan, Aydınlanma Devrimi'nin ayak ses- leridir! Umarian yok; ya kaçacaklar ya da ezilecekler!'. Ana fikir Hiçbir Kitap'ta hortlaklara yer veril- mez; onlar ancak "hurafelerde" var olabilir1er(!) Ana fikrin ana fikri: Tarihin mezarlığı hurafeci- lerle doludur ama, yenilerine de yer bulunurü! CHP'li Onur Kumbaracıbası I 'Refah'ınamacı: sokak çatışması' KOCAELİ (Cumhuri- yet) -CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kum- baracıbası. RP'nin. de- mokratik yöntemle başa- nlı olamayacağmı anla- dığı için. halkı sokağa dökerek çatışma çıkar- mak istediğini söyledi. Kumbaracıbası, "Birkaç meczup dışında, arkala- nnda kimsey i bulamaya- caklaıthr" dedi. Onur Kumbaracıbası, CHP Kocaeli İl Merke- zi'nde düzenlediği basın toplantısında, 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitim ya- sasıyla ilgili olarak An- kara'da yapılan şeriatçı eylemin, RP tarafından organize edildiğini söy- ledi. Kumbaracıbası, "RP, Ankara'daki son olay lar- la rejime karşı olan ger- çek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Birkaç mec- zup dışında. arkalannda1 kimsevi bulama\acaklar- dır" dedi. Olaylar sırasında po-î lıslerin gazetecilere ka-' sıtlı olarak saldırdığını; savunan Kumbaracıbası^ şunlan kaydetti: "Hükû-; met bu olaylan, 'birkaç- polisin yanlış tutumu'' şeklinde değcrlendirme- melidir. Basına yapılan< saldınmn sorumlulan, Ankara Valisi ile tl Emni- yet Müdfirü'dür. Bu idşi- ler hemen görevlerinden ahnmahdır." CHP'nin re- jime yönelik faaliyetlere' karşı her zaman net tavır, aldığını da vurgulayan Kumbaracıbası, özel va- kıflann da gözden geçi- rilmesi gerektiğini belirt-, ti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle