Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 1997 PAZAR
HABERLER
hD'den
protesto
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
lnsan Haklan Derneği
(tHD), zorunlu 8 yıllık
kesintisiz temel eğitim
tasansını protesto etmek
amacıyla Ankara'da
yapılan gösteri sırasında
polisin gazetecileri
dö\Tnesini protesto etti.
Bastna ve haber
özgürlüğüne yapılan
saldınlann insan haklanna
yapıldığını belirten İHD
Ankara Şube Başkanı
Yıldız Temürtürkan, yazılı
ve görsel basının boy
hedefı seçilmesinin
toplumsal muhalefete
yönelik doğal bir sonucu
olduğunu kaydetti.
Temürtürkan. halkın
haberalma özgürlüğüne
yönelik ihlallerin en çok
REFAHYOL hükümetı
döneminde yapıldığını öne
sürerek, olaylara kanşan
polislerin hemen yargı
önüne çıkanlmasını istedi.
Makedonya'mn
milli günü
• ANKARA(AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Makedonya
Cumhurbaşkanı Kiro
Gligorov'a bir mesaj
göndererek, Makedonya
milli gününü kutladı.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden yapılan
açıklamaya göre, Demirel
mesajında aynca, Türkiye
ve Makedonya arasındaki
yakın dostluk ilişkilerinin
ve işbirliğinin iki ülke
halklan yaranna
gelişmeye devam
edeceğinden emin
olduğunu da bildırdi.
55. hükümetin
icraatı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
REFAHYÖL'un 28
Haziran-28 Temmuz 1996
arasındaki 1 aylık dönemi
ile 55. hükümetin 30
Haziran-30 Temmuz 1997
arasındaki 1 aylık dönemi
Meclis çalışmalan
karşılaştınldı. Buna göre,
REFAHYÖL'un 1 aylık
döneminde TBMM'ye
yalnızca 2 yasa tasansı
sunulurken, 55. hükümetin
aynı dönemdekı tasan
sayısınm 16'ya ulaştığı
bildirildi. REFAHYOL
döneminde Bakanlar
Kurulu'nun 1 karanna
karşılık, 55. hükümetin
111 karar çıkarttığı da
açıklandı.
Perinçek'in BÇS
değerlendirmesi
• İstanbul Haber Servisi -
IP Genel Başkanı Doğu
Pennçek, irtıcai
faaliyetleri izlemek
amacıyla Genelkurmay
Başkanlığı'nca
oluşturulan Batı Çalışma
Grubu'nun (BÇG)
kaldınlmasıyla ilgili
tartışmalar içın "
'Normalleşelim' diyenler.
irticanın stratejik bir
dönem boyunca baş tehdit
olduğunun farkında
değiller" dedi. Perinçek,
yazılı açıklamasında,
"Onlann 'normali'
cumhuriyetin normali
değildir. Hükümet eğer
ordunun bugünkü etkin
tavnndan rahatsız ise
Cumhuriyet Devrimi'nin
yeni atılımında ordudan
daha kararlı bir konuma
girmelidir" dedi.
UGuBIGK!
RP rahatsız
• ESKİŞEHİR(AA)-
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı tbrahim Yaşar
Dedelek, 55. hükümetin
kurulmasıyla halkın huzur
bulduğunu belirterek
"Bundan tedirgin olanlar
var" dedi.
Tedirgin olanlann başında
RP ve taraftarlannın
geldiğini savunan
Dedelek, "Neden RP bu
huzur ortamından rahatsız
olmaktadır? Bir yıldır,
yanlış yönetimleri sonucu
Türkiye Cumhuriyeti'ni
tartışmaya açan,
Türk insanını içte ve dışta
mutlu edemeyen bu
zihniyet, memlekettekı
her türlü sorunlann
çözüldüğü noktaya
gelmesi, bu insanlan
tedirgin etmiştir" dedi.
Dedelek, Zorunlu temel
eğitimin kesintisiz 8 yıla
çıkanlmasına ilişkin yasa
tasansının, Türk milli
eğitiminde önemli bir
inkılap olacağını da
sözlerine ekledi.
DTP lideri Cindoruk, 8 yıl için çözüm yerinin Milli Eğitim Şûrası olduğunu söyledi
'Crnnhuriyet tartışılamaz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel
Başkanı Hüsamettin Cindoruk, geçen
hafta Ankara'da gerçekleştirilen
eylemlerle ilgili olarak polislere ve
yurttaşlara "Hoşgörülü olun, itaat edin
ve anayasaya uyun" çağnsında bulundu.
Temel eğitim konusunda en iyi
çözümün, tüm eğitim sorunlannın
tartışıldığı bir "Milli Eğitim Şûraa"
düzenlemek olduğunu kaydeden
Cindoruk, "DTP merkez bir partklir ve
denge unsuru olacakür" dedi.
Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel
Başkanı Hüsamettin Cindoruk, DTP
Konya il ve ilçe teşkilatlannı kabulünde
yaptıği konuşmada. DTP'nin,
özgürlüğü, demokrasiyi ve çok sesliliği
içine sindirmiş bir parti olduğunu
vurguladı. Her türlü soruna karşı özgür
bir yaklaşım sergiledıklerini kaydeden
Cindoruk. "Önümüzdeki dönemde DTP
gibi merkez bir parti, tam bir denge
unsuru olacakür" görüşünü dile getirdi.
• Cindoruk, 8 yıl eylemleri için polise ve yurttaşlara;
hoşgörülü olma, itaat etme ve anayasaya uyma çağnsında
bulunarak cumhuriyetin sınırlannın, güvenliğinin ve
niteliğinin tartışma dışı tutulması gerektiğini belirtti.
Cindoruk. cumhuriyetin sınırlannın,
güvenliğinin ve niteliğinin tartışma dışı
tutulması gerektiğini belirterek ülkenin
bütünlüğü ve cumhuriyetin güvenliği
konusunda yurttaslar arasında görüş
aynlığı olmadığını vurguladı. Sağ-sol,
mezhep, ırk ve siyasi aynlıklann
ortadan kaldınlmasıyla demokratik
Türkiye'nin oluşrurulabileceğine dikkat
çeken Cindoruk, geçen hafta Ankara'da
gerçekleştirilen 8 yıllık temel eğitim
karşıtı eylemle ilgili olarak sorulan bir
soruya. "topianü ve gösteri
yürüyüşlerinin yasal olması gerektiği'7
yanıtını verdi. Cindoruk, yurttaşlara ve
polislere, hoşgörü ve anayasaya uyma
çağnsında bulunarak "Avnnnlan
çözmek yerine bütünii çözmeye
çalışmalıyız. Bunun için de banşa ve
sükûnete ihtiyacımız var" görüşünü dile
getirdi. Cumhuriyetin temel ilkelerinin
günlük tartışma konusu olamayacağmı
kaydeden Cindoruk, devletin kendisini
tartışmaya başlaması durumunda,
ülkenin sıkıntıya gireceğini bildirdi.
Cindoruk, herkesin yasalara ve
anayasaya uymak zorunda olduğuna
dikkat çekerek "Herkes hiraz ettiği
noktada eyleme kalkarsa ülke
yönetüemez" dedi.
8 yıllık kesintisiz eğitim konusunda,
Türk eğitiminin tüm sorunlannın
tartışıldığı bir Mıllı Eğitim Şûrası
düzenlenmesi gerektiğini belirten
Cindoruk. şûrada, yeni fırsatlann ortaya
çıkmasını sağlayacak zeminler
oluşturulmasının zorunlu olduğunu
kaydetti. 8 yıllık kesintisiz eğitımi
cumhuriyet ilkelerinden vazgeçmeden,
cumhuriyeti temsil edenleri ikiye
ayırmadan tartışmak gerektiğini
vurgulayan Cindoruk. "Biz herkesi
cumhuriyetin çocuğu sayıyoruz,
demokrasiye hep birlikte ahşacağız"
diye konuştu.
8 yıllık kesintisiz temel eğitim yasa
tasansı konusunda serbest bırakılması
koşuluyla DTP'ye giren ve Genel
Başkan Yardımcısı olan Gürcan Dağdaş
da tepkilerin yasalar çerçevesinde
ortaya konulabileceğini söyledi.
Dağdaş, "tnsanlar vürüyerek tepküerini
ortaya koyarken, bir başkası çıkıp
tepkisini Atatürkfotoğrafinıgöstererek
ortaya koyuyor. Bize göre bu,
Türkiye'nin ve hoşgörünün fotoğrafidır.
Bu ortamda şunlar cumhuriyetin
çocuklandır. şunlar değildir. diyemeyiz.
65 mihonun tamamı cumhuriyet
çocuğudur" görüşünü dile getirdi.
TBMM Başkanvekili ve DYP'li Genç, Tunceli'den getirilen şarapnel parçalannı gösterdi
'Tunceli'de yaşam lıakkı kalmadı'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Başkanvekili ve
DYP Tunceli Milletvekili Ka-
mer Genç, önceki gün Tunceli
merkez ilçeye bağlı Karşılar Kö-
yü'nde 1 kişinin ölümüne, 3 ki-
şinin yaralanmasına neden olan
6 havan topu atışının askeri bir-
liklerce gerçekleştirildiğini söy-
ledi.
Devletin bölgeye uyguladığı
gıda ambargosu nedeniyle hal-
kın açlık ve sefalet içinde oldu-
ğunu vurgulayan Genç, "İsyan-
dayım. Tunceli'de insanlann ya-
şam hakkı kalmadı. Çaresizlik ve
feryatlanm duyulmuyor. Devle-
tin zirvesi telefonlarıma çıkma-
dı"dedi.
TBMM Başkanvekili Genç,
dün düzenlediği basın toplantı-
sında gazetecilere Karşılar Kö-
yü'nden getirdiği "şarapnel"
parçalannı gösterdi. Tunceli'de
halkın yaşadığı sıkıntılan bugü-
ne kadar konumu gereğince ve
bazı kuruluşlann da Türkiye
aleyhine propaganda yapabile-
ceği düşüncesiyle kamuoyuna
duyurmadığını dile getiren
Genç, "Devlet,Tunceli konusun-
da sağır oldu. Cumhurbaşka-
nı'ndan, idrvede kim varsa her-
kese durumu büdirdim. Çözüm
istedim. Duymadıiar. Telefonla-
rıma çıkmadılar" diye konuştu.
Bölgede görev yapan askeri
birliklerin alt kademelerindeki
bazı kişilerin yöre halkına karşı
"keyfi" uygulamalar yaptığına
dikkat çeken Genç, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Karşılar köyû-
ne havantopu saldınsının askeri
birtikten yapıldığına yüzde yüz
eminim. Önceki gün orada ince-
lemeterde bulundum. Basında bu
olay çatışma diye gösterfldi. Ne-
resi çatışma? Roketatar yok, ça-
tışma yok. Geyiksuyu'ndaki as-
keri birtikten atıkügı kesin. Kasrt-
h atış yapıldığı kesin. Haksızca
yapılan saldınnın, bu ölenlerin.
Refahlı
İstanbul
Büyükşehir
Beledivesi'nin
yandaşİan için
yapürdığı
'Başak
Konutian'aın
ilkoğretim
okulu açıkh.
SekizyıBik
kesintisiz eğitim
verecek ükulun
açdışına,
kesintisiz 8 yıla
karşı olduklan
içinsokağa
dökülen
RPnin
İstanbul
Belediye
Başkanı Tayyip
Erdoğan,
Refah
yöneticileri ve
milletvekilleri
kaükü.
(MEHMET
DEMtRKAYA)
il HAVİBLİ
BaşakKonutkm
y
na Hyülıkokıdİstanbul Haber Servisi -
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından
lkitelli'deki Başak
Konutlan'nda yaptınlan 8
yıllık ilkoğretim okulu, 8 yıllık
kesintisiz eğitime karşı çıkan
RP'liler tarafından törenle
açıldı. 24 derslikten oluşan ve
bin öğrenci kapasiteli Cahit
Zarifoğlu İlkoğretim
Okulu'nun açılış törenine,
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Tay>ip
Erdoğan, RP Genel Başkan
Yardımcısı Recai Kutan,
REFAHYOL hükümetinin
Kültür Bakanı İsmail
Kahraman, RP'li İstanbul
milletvekilleri Mustafa Baş ve
Mukadder Başeğmez ile Milli
Eğitim yetkilileri ve yurttaslar
katıldı. Yaptığı konuşmada
eğitim reformuna ihtiyaç
olduğunu belirten Mustafa
Baş, hazırlanan yasa
tasansının imam-hatip
liselerinin yalnızca orta
kısımlannın kaldınlmasını
öngörmesine karşın "İmam-
hatip liseleri kapaülmak
isteniyor" iddiasında bulundu.
Türkiye'nin bir emrivakiyle
karşı karşıya olduğunu öne
süren Mukadder Başeğmez de
köydeki ilkoğretim okullanna
tngilizce öğretmeninin
gönderilip gönderilmeyeceğini
sordu. Başeğmez konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Kimseyle kavgamız yok.
Eğer birileri kavga çıkarmak
istiyorsa hüsrana
uğrayacaklardır."
yaralananlann kanmı yerde bı-
rakmamak lazım. Suçlulann bir
an önce belüienip cezasını çek-
mesini istiyorum."
Genç, Tunceli halkının garaj-
larda, tek kişilik odalarda ve çok
ağır koşullarda hayatta kalma
mücadelesi verdiğini anlattı.
"Bir dönem PKK'ye yardun
edenlerçıktL. bunu reddetmedik,
ama şimdi tepki var" diyen
Genç. devletin tutumundan ya-
kındı. Genç, "94'ten itibaren gı-
da ambargosu ve sınırlaması ge~
tirildL Bir nüfusa 200 gram un
verUiyor. Sebze ambargosu var.
Dagdaki adanun yiyecek sıkınö-
sıyok ki_ Sıkınüsı olan halk. tkin-
ci bir ekmek izni verilmiyor. Ela-
zığ, Bingöl ve Frzurum'da am-
bargo yok. Üstelik ev inde oturan
insan havan ateşiyleölüyor. İsyan-
dayım."
Kamer Genç, dayanma gücü
kalmadığını. yöre halkma daha
iyi hizmet verebiİecek birisl ol-
ması dürumunda istifa bile ede-
bileceğini söyledi. "Benim,yurt-
severlik duygulanm, yöre halla-
nın duygulan işe yaramıyor mu"
diye soran Genç, devletin her ev-
den bir kişiye geçici işçi kadrosu
vermesini istedi.
'Zorald göçe hayır'
Tunceli ve çe\Tesınde yaşanan
zoraki göç, Istanbul'da protesto
edildi. Sirkeci'deki Büyük Posta-
ne'nin önünde toplanan Tunceli-
liler Kültür ve Dayanışma Derne-
ği ile 34 demokratik kitle örgütü
ve sendıkanın temsilcileri, Tun-
celi ve çevresinde yaşanan "Zo-
raki göç, yayla yasağı ve korucu-
hık dayatümasuu" protesto etti.
Tuncelililer Kültür ve Dayanış-
ma Derneği Başkanı Salman Ye-
şügöz. köylerin boşaltılması, ya-
kılması, zorakı göç ettirme, yay-
la yasaklan, koruculuk dayatma-
lan ve gıda ambargosunun de-
vam ettiğinı belirterek, "Aynca
son aylarda artaraksüren orman
yakılması ve köy bombalanması
gibi baskılar, kaygı verici boyut-
lara ıdaşmıştır" dedi.
Basın açıklamasının ardından
TBMM Başkanhğı'na "Kö>1ere
ön koşubuz geri dönflşün sağlan-
ması,zararveziyanın tazmin edü-
mesi ve geri dönenlere faizsiz kre-
di verUmesi için Meclis gerekeni
yapsm" yazılı telgraf çekildi.
SJFmNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Aylardır medyanın manşet-
lerinden düşmeyen bir haber
var: Lig maçlarını hangi kanal
yayırnlayacak? Lig maçlannın
gündeme girmesiyle, TV ka-
nallan arasındaki rekabet bık-
tıncı birdüzeye ulaştı. Birtaraf-
ta Sabah - Doğan grubu. Bu
grup TV yayıncılığında BİMAŞ
adı altında ittıfak yapıyor; öte
yanda Erol Aksoy'un Show
TV - CINE 5 grubu.
Medya tekelleri arasındaki
amansız rekabeti beğenmesek
bile bir ölçüde anlayışla karşı-
layabiliriz. Milyon dolarlaria öl-
çülen bir pastayı paylaşmaya
çalışıyorlar. Bu paylaşım kav-
gası iç savaşla iyice gerilmiş
siyasi ortamda giderek vahşi-
leşiyor ve tehlikeli bir hal alıyor.
Işin içine mafya gruplannın da-
hil olduğu söyleniyor.
Bu rekabet, Futbol Federas-
yonu Başkanlığı seçimini de
başbakan seçiminden önemli
bir hale getirdi. Basın tekelleri,
bundan bir ay önce Gaziantep
Belediye Başkanı Celal Do-
ğan'la, Trabzonspor Kulübü
Başkanı Mehmet Ali Yılmaz
arasındaki başkanlık kavgası-
na, birçok okuyucu ve izleyici-
'Memleketin En Önemli Meselesi'
nin anlayamayacağı ölçüde
müdahate ettiler. Sabah - Do-
ğan grubu ittifakının hedefi Ce-
lal Doğan'dı. Onu başkan seç-
tirmemek amacıyla bıktırıcı bir
kampanya yürüttüler. Celal
Doğan, sırf aday olduğu için
bu iki medya grubunun saldı-
rısına uğradı. Ama ne saldın!
Celal Doğan'a söylenenler
Şevki Yılmaz'ın söylediklerini
gölgede bıraktı.
Mehmet Ali Yılmaz ve Celal
Doğan bu kadar ağır saldın
karşısında birlikte adaylıktan
çekildiler. Yeni seçim iseyine i-
ki tarafın yarattığı gerilim ne-
deniyle yapılamadı. Şu anda
Futbol Federasyonu'nun baş-
kanı yok. Bu gidişle kolay ko-
lay da olamayacak. Çünkü te-
keller kendi istedikleri başkan
seçilemezse ortalığı birbirine
katacaklar.
•••
Medyaya polis saldınsının
gündemde olduğu bir dönem-
de; lig maçlannı hangi kanalın
yayımlayacağı kavgası saçma
sapan bir görüntüye neden
oluyor. TV ekranlannı açanlan
polisin medyaya yönelik vahşi
girişimi üzerine haber bekler-
ken, birden başka bir görün-
tüyle karşılaşıyorlar. önce, Ali
Şen'in Federasyon Başkanh-
ğı'na yolladığı mektup ekranla-
ra geliyor. Uzun uzun bu mek-
tup ekrana yansıtılıyor ve keli-
me kelime okunuyor. Ardından
maçlan BİMAŞ kanallannın ya-
yımîama hakkını kazandığı öne
sürülen mahkeme kararından
söz ediliyor. Show TV de tersi
yönde yayın yapıyor.
Seyirci ise bu çekişmeye an-
lam veremediği gibi, günün ha-
berlerine bir türlü sıra gelinme-
diğine kızarak kanal değiştiri-
yor. Bu kavga sırf ekranlarda
sürmüyor. Çok satan bütün ya-
yın organlan da manşerten, lig
maçlarını kimin yayımlayacağı
konusunda taraflı yayın yapı-
yor.
Bir büyük gazetemizin dün-
kü en önemli manşeti şöyley-
di: "Başkanlardan son uyan!",
"BİMAŞ ile anlaşan Fenerbah-
çe ve Beşiktaş'ın maçlannı
uluslararası yayın saatinin dışı-
na alan Futbol Federasyonu,
başkanlan ve futbolseverleri
çileden çıkardı." Bu takımlann
maçlarını hangi TV kanalının
yayımlayacağı, belki bir haber
sayılabilir.
Ama kanallararası rekabeti
ülkenin en önemli meselesi gi-
bi okuyucuya sunmak gazete-
cilik falan sayılamaz.
Bir çıkar kavgasını bu kadar
büyütüp, bunu her türlü habe-
rin önüne geçirmek medyanın
prestijine darbe indiriyor. Ken-
di muhabiri ölümle boğuşacak
kadar ağır bir saldınya uğradı-
ğı halde, maç yayımlama reka-
betini öncelikli haber haline ge-
tirmek, en temel yayıncılık ilke-
sinin de ihmal edilmesi anla-
mına geliyor.
•••
Aylardır izlemekten şaşkına
döndüğümüz bu kavgaya bü-
yük kulüplerin de kanştırılma-
sı bir başka oyun. O kulüplerin
başkanlan da medya devleri
arasındaki kavgaya alet olarak
yanlış bir iş yapıyoriar. Futbol,
milyonları heyecanlandıran,
görüntüsü zevkli, güzelliklerie
dolu bir spor dalı. Milyonlann
bu spor dalına ilgisi, bu alana
yapılan yatınmı ve kazancı da
büyütüyor.
Işte bu büyük ilgi, şimdi
medya arasındaki savaşın asıl
nedeni. Bu savaş, öylesine sert
yürütülüyor ki, kişilikler de bu
savaştan nasibini alıyor. Pat-
ronların kişiliklerini hedef alan
haberleri okurken, bunun baş-
ka niyetlerle yapıldığını da an-
lıyoruz. olaylann gerisindeki çı-
kar çatışmasını bilmeyen oku-
yucu ise şaşkına dönüyor.
• • *
Bu sert, kuralları olmayan
kavgayla - haberciliğin birbiri-
ne kanştığı kavganın nasıl so-
na ereceğini merak ediyorum.
Umarım, bu kavgaya da her
zaman olduğu gibi mafya ka-
rışmaz ve sonu mahkemede
brtmez. Çünkü son yıllarda bü-
yük çıkar kavgalanna hep kan
kanştı. Bu ivmeylegiderse, da-
ha büyük ve korku verici geliş-
meler de olabilir. Her şey çığ-
nndan çıktığı gibi medya tekel-
leri arasındaki rekabet de çığ-
nndan çıkıyor. Haydi hayırlısı...
MİKRO
DİNÇ TAYANÇ
Karanlığa Sürünenler ;
Mercidabık, Ridaniye derken Yavuz Sultan Se-
lim Arabistan'ı da, Kâbe'nin kapısını bacasını da
ve dahi halifelik unvanını da yüklenip dönüyor Os-
manlı Payitahtı'na... ;
Dönem, 16. yüzyılın ilkçeyreği, Osmanlı'nınyük^
selme çağı. Anadolu'ya girişinde "pagan" olup ol-
madığı hâlâ tartışılan Kayı Boyu'nun torunlan ar-
tık bir "şeriat" ve "hilafete" dayalı Cihan Impara-
torluğu...
Ve; o günlerden başlayıverıyor Anadolu'nun
"inançlı" Müslümanları ile payitahttan türetilme;
"softa" sürüsünün aydınlık-karanlık kavgası...
Osmanlı'nın Yükselme Dönemi, Yavuz"un Hila-4
feti kapıp getirmesinden çok değil 150 yıl sonra,
Ikınci Vıyana Bozgunu ile birlikte Duraklama'ya;
ondan da gene çok değil 100 yıl kadar sonra Ge-.
rileme'ye dönüşüyor...
Gerileme, "gericililği"; gericilik "bağnazlığı";
bağnazlık "karayobazhğı" yüksettiyor{!)
Yükselen karayobazlık, gerileyen imparatorluğa:
aydınlık getirebilecek her türlü "yenilikçiliği" karan-
lığında boğarak arttınyor egemenlik ve zenginliği-
ni.
Anadolu'nun gerçek sahibi olan inançlılannın
kellelerinin kuyulara doldurtulmasından, Asita-
ne'de Genç Osman'ın ırzına geçilip kellesinin
urulmasına, Kabakçı Mustafa ya da Patrona Ha-
lil ayaklanmalanndan Üçüncü Selim'in yok edil-
mesine, Birinci Meşrutiyet'in rafa kaldınlmasından
31 Mart'a dek karayobaz sürüleri ve onlan güdert
nice Cinci Hoca ve Kösem Sultan hep "din"İ
araç olarak kullanıyor ve egemenlik ve de zengin-î'
likleri uğruna camileri "siyaset sahnesi"ne çeviri-
yorlar. Çoğunun sonu da "siyaset meydanı"nda il-.
miğin ucunda geliyor. ,
Yavuz'un Hilafet'i kökleyip getirmesinden 400,.
Osmanlı'nın Yükselme'den Gerileme'ye düşme-.
sinden de yalnızca 200 yıl geçmiyor ki, şeriata da-
yalı Halifelik de Cihan Imparatorluğu'ndan "yafa-;
ğında sevilen hasta"ya dönüşüyor...
Birinci Büyük Paylaşım Savaşı sonunda Os-
manlı'nın "m/ras/"na konmak için başına üşüşerr
"gâvur" Düvel-i Muazzama, halifelerini de Türk
olan din kardeşlerini de sırtından vurmuş Müslü-
man(!) Araplan da "kolluyor'l
Böylelikle hem Anadolu'da kıvılcımı çakılmış Ay-
dınlanma Devrimi'ni engelleyeceğini umuyor, hem
de Hilafette bile dinine ihanet etmiş şeriatçı kara-f
yobaz sürülerini petrol bölgelerinın egemeni(l)yar
parak kendine gebe bırakıyorü!
Ne var ki Aydınlık, Sevr'de kurulan Karanlık tu-
zağını önce Anadolu Devrimi'nde yenip ardından
da Lozan'da tarihin karanlığına gömüveriyor!
Sonrasını hepimiz biliyor ve yaşıyoruz...
Her kafa kaldınşlannda Aydınlanmacılara yenik;
düşen karayobaz sürüleri, bu kez de Cumhuri-)
yet'in kuruluşundan 30 yıl bile geçmeden "de-'
rnokrasi"y\ keşfediveriyor(!ü)
Oy ve iktidar hırsı, karayobazlara verılen ödün-
lere dönüşünce; önce ezan Arabın yalellisine dö-t
nüştürülüyor, ardından gelsin tekkeler, tarikatlar,
Kuran kurslan, imam-hatip "ortaokullan", tarikat
okullan...
Din tacirleri bir kez daha egemenlik ve zengin-
lik tutkusuna kapılıverince gene devlet içinde yu-
valanıyor; yuvalanıp da mafyalarla, çetelerle, ak-
yobaz sürüleriyle çıkar ortaklıklanna girişiyorlar....
Gene can kıyımları, gene yeşil sancaklar, gene!
din sömürüsü, gene inanç ticareti, gene Aydınlan-
macılara yönelik kışkırtmalar, gene camilerde si-'
yaset! «
lleriye koşan Aydınlanmacılar ile geriye sürünen
karanlıkçılar arasındaki tarihsel savaşımın hortla-
tılması için karayobazlar da Sevr uşaklan da elle-1
rinden gelen ihaneti artlarına koymuyorlar.
Ama bu kez son, kısa ve kesin gelmekte; kara-
yobaz sürülerinin de çıkar ortaklannın da tüm geç-
mişi kalaylı Sevrcilerin de kulaklan dim dik.. dinli-
yorlar!
Duyduklan, Aydınlanma Devrimi'nin ayak ses-
leridir!
Umarian yok; ya kaçacaklar ya da ezilecekler!'.
Ana fikir Hiçbir Kitap'ta hortlaklara yer veril-
mez; onlar ancak "hurafelerde" var olabilir1er(!)
Ana fikrin ana fikri: Tarihin mezarlığı hurafeci-
lerle doludur ama, yenilerine de yer bulunurü!
CHP'li Onur Kumbaracıbası
I
'Refah'ınamacı:
sokak çatışması'
KOCAELİ (Cumhuri-
yet) -CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur Kum-
baracıbası. RP'nin. de-
mokratik yöntemle başa-
nlı olamayacağmı anla-
dığı için. halkı sokağa
dökerek çatışma çıkar-
mak istediğini söyledi.
Kumbaracıbası, "Birkaç
meczup dışında, arkala-
nnda kimsey i bulamaya-
caklaıthr" dedi.
Onur Kumbaracıbası,
CHP Kocaeli İl Merke-
zi'nde düzenlediği basın
toplantısında, 8 yıllık ke-
sintisiz temel eğitim ya-
sasıyla ilgili olarak An-
kara'da yapılan şeriatçı
eylemin, RP tarafından
organize edildiğini söy-
ledi.
Kumbaracıbası, "RP,
Ankara'daki son olay lar-
la rejime karşı olan ger-
çek yüzünü bir kez daha
göstermiştir. Birkaç mec-
zup dışında. arkalannda1
kimsevi bulama\acaklar-
dır" dedi.
Olaylar sırasında po-î
lıslerin gazetecilere ka-'
sıtlı olarak saldırdığını;
savunan Kumbaracıbası^
şunlan kaydetti: "Hükû-;
met bu olaylan, 'birkaç-
polisin yanlış tutumu''
şeklinde değcrlendirme-
melidir. Basına yapılan<
saldınmn sorumlulan,
Ankara Valisi ile tl Emni-
yet Müdfirü'dür. Bu idşi-
ler hemen görevlerinden
ahnmahdır." CHP'nin re-
jime yönelik faaliyetlere'
karşı her zaman net tavır,
aldığını da vurgulayan
Kumbaracıbası, özel va-
kıflann da gözden geçi-
rilmesi gerektiğini belirt-,
ti.