Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orban Erinç 9 Ge-
nel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkava
• Yazıışlen Müdûrlen tbrahim Yıldız.
Dinç Tayanç • Sorumlu Müdûr: Fikret Ilkiz
• Haber Merkezı Müdürü. Hakan Kara #
Görsel Yonetmen Fikret Eser
Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu • tsühbarat:
Cengiz Yüdının 9 Kultür Handan Şenköken
• Spor: Abdülkadir Yücelman # Makaleler
Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yaacı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge:
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
YaymKunıhı. OhanSdçak(Başkan).
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
ErgunBala,Diııç Tayınç, tbrahim
V ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı:MustafaBalba> • Haber Mûdiını Doğan
Akın Atatürk Bulvan N<v 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 C hat), Faks: 4195027 • tzmır Temsılcisı
SeniarKızık,H.ZıyaBl\ 1352 S.MTel. 4411220. Faks.
4419117 • Adana Temsılcisı: Çetin Yiğenoğlu, tnömi Cd
119S.No! Kat.l.Tel 363 12 11.Faks: 363 12 15
Müessese Mûdürü: Ustün Akmen
0 Koordmatör Ahmet Korukan 9
Muhasebe Bülent Yener#tdare
Hüseyin Gürer • İşletme Önder
Çelik • Bılgı-lşlem Nail tnsd •
Bdgjsayar Sıstem. Mürüvet Çiler
Başkanı - Genel Mıidür Gülbin
Erduran • Koordınatör Reha
Işıtman 9 Genel Mûdür Yarduncısı:
Mine Akdag Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
\ avımlayaB \t Basan: Yem Gün Haber Ajansı. Basın ve Yaymcılık A Ş
Tuioca^ Cad 39'41 Cagaloğlu 34334 Isl PK 246 Istanbul Td (0 212) 512 05 05 [20 hat) Faks (0 212> S13 85 95
17AGUSTOS1997 îmsak:4.31 Güneş: 6.09 Öğle: 13.15 Ikindi: 17.02 Akşam: 20.08 Yatsı: 21.39
3. Erciyes Atiı
Yayla Şenliği
• KAYSERİ (AA>-
Kayseri II Turizm
Müdürlüğü ve Hacılar
Belediyesi'nce ortaklaşa
düzenlenen "3. Erciyes
Atlı Yayla Turizm
Şenliği" bııgün yapılacak.
Erciyes'teki Serçel
Yaylası'nda düzenlenecek
şenlığe katılacak
İconuklara. atlarla çevre
gezisi düzenlenecek ve at
yanşi yapılacak.
Yüzyılm güneş
tutulması
• BATMAN(AA)-
Kanadalı uzmanlar. 11
Ağustos 1999'daki
yüzyılın son tam güneş
tutulmasının iyi
izlenebileceği yerlerden
bin olan Batman'da
ınceleme yaptı. Ekibin
başkanı Prof. Dr. Don
Koliholm. özellikle Batı
Raman ve Hasankeyf in
güneş tutulmasının en iyi
gözlemlenebileceği yerler
olduğunu belirtti.
K.oliholm, "Güneş
tutulması yaklaşık 2.5
dakıka sürecek. Bu süre
yaklaşık 1 milyon yılda
gerçekleşiyor" dedi.
Karamürsel
sepeti
• KARAMÜRSEL
(Cumhuriyet) - Küçük
görünüşüne karşın,
hacminin büyüklüğünden
dolayı esprili benzetme
yapılan ünlü "Karamürsel
Sepeti", üniversite
öğrencilerine bitirme tezi
konusu oldu. Mesleki
Yaygın Eğitim ve El
Sanatlan Mesleki Eğitim
Fakültelerinde eğitim
gören çok sayıda öğrenci,
tez konusu olarak,
Karamürsel Sepeti'ni
seçiyor. Kestane
çubuğundan örülen ve
tabanı 20-25. ağız
genişliği 40-45, boyu ise
60-65 santimetre olan
Karamürsel Sepeti'nin en
önemli özelliği. ağaçtan
toplanan yaş meyvelerin
zedelenmesini önlemesi..
Bebeğe nasıl okuma ögretileceğini anlatan ilk kitap ve okuma kartlan eylülde piyasada
Haydi bebelder ders başuıa
FİGENATALAY
Eğitime doğar doğmaz başlamayı öngö-
ren Better Baby (Daha İyi Bebek) adlı eği-
tim sisteminin Türkiye'deki uygulaması,
eylül ayında başlıyor. Bebeğe nasıl oku-
ma ögretileceğini konu alan ilk kitap ve
okuma kartlan. önümüzdeki ay piyasaya
çıkacak. Bu eğitim sistemini bebeklerine
uygulamak ısteyen anne babalarla ilk top-
lantı Istanbul'da yapılacak.
Dünyada 22 ülkede 30 yıldır uygula-
nan ve çok olumlu sonuçlar alınan Better
Baby sisteminin Türkiye'deki temcilcisi,
Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesı Jale
Sözer'in verdiği bilgilere göre, eylül ayın-
da piyasaya çıkacak eğitim kartlannda,
Türkçeye adapte edilmiş, her yaş çocuğa
göre farklı uygulamalan anlatan bölüm-
ler bulunuyor. Kartlarda aynca Türkçede
çok kullanılan sözcüklerin yeraldığı oku-
ma bölümleri var. Anne babalann çocuk-
lannın ilgi alanlanna göre istedikleri söz-
cükleri yazabilmeleri için boş kartlar da
verilecek.
Öncelikle büyük kentlerden başlayarak
• 22 ülkede 30 yıldır uygulanan ve çok olumlu sonuçlar alınan
Better Baby sisteminin eğitim kartlannda, Türkçeye adapte
edilmiş, her yaştaki çocuğa göre farklı uygulamalan anlatan
bölümler bulunuyor.
takip sistemi kurulacak. Anne-babalar
kartlarla beraber alacaklan formlan dol-
durduktan sonra merkeze gönderecekler.
Böylece anne babalarla doğrudan bağlan-
tı kurulabilecek.
Kitap Istanbul 'da piyasaya çıkacak, ama
isteyen herkese gönderilecek. Kitabın çık-
masından 10-15 gün sonra da büyük ola-
sılıkla Istek Vakfi'nın okullanndan birin-
de anne babalarla ilk bilgilendirme toplan-
tısı yapılacak.
On toplanfalar
Sistemin yaygınlaşması Türkıye'nin her
yerinde. bu eğitim sisteminin gereklilıği-
ne inanan gönüllü anne babalarla gerçek-
leştirilecek. Gönüllü olmak için başvuran
anne babalann, yakın çevTelerinde bu hız-
mete ihtiyacı olan herkesı bilgilendirebil-
meleri için ön toplantılar düzenlenecek.
Özel sorular için de bir danışmamerkezi
oluşturulacak, faks ile sorular yarutlana-
cak. Anne baba ile etkin bir ilenşim ağı oluş-
turularak uygulamaya yönelik sorun ve
sıkıntılann anında giderilmesine çalışıla-
cak.Olanaksızlıklar nedeniyle danışma
toplantılannı öncelikle büyük kentlerde
düzenlemek zorunda kaldıklanna dikkat
çeken Sözer, bu sistemi uygulamak iste-
yen bir kişinin Türkiye'nin neresinde ya-
şarsa yaşasın bilgiden mahrum bırakılrna-
yacağını vurguladı.
Jale Sözer, bu sistemi bebeklerine uy-
gulamak isteyen anne babalara bazı uya-
nlarda da bulundu: "Çocuğa baskıyla,zor-
lamayla hiçbir şey öğretiJemez. Çocuğun
öğrenmeyi istemesi ve oyun çerçevesinden
asla çıkılmaması gerekryor. Anne baba ve
çocuk arasında oyun arkadaşlığı ile başla-
yan bu güzel iletişim, ileriki yıllarda da de-
vam ediyor. Bu sistem, çocukla yakın bir
Uişld kurmaya da araç oluyor."
Jale Sözer, çocuğun okula gitmeden
okuma yazma öğrenmesinin sakıncah ol-
duğunu, standart okul sistemiyle çakıştı-
ğını düşünen anne babalara ise kendi kı-
zından örnek verdı:
"Halen Robert Koleji'nde öğrenim gö-
ren kızıma. yaşı geçtiğj için bu sistemi uy-
gulayamadını; ama her sorusuna yamt ver-
dim, her türlü eğitim aracını ona sundum.
Kram, okuma yazma bilerek başladıgı il-
kokuJda müthiş eğlendi. hiçbir uyumsuz-
luk yaşamadL 'Okul ne güzel bir yer' di-
yerek giderdi. Tabn bu konuda öğretmen-
le çok iyi işbüiiği içinde olmanız gerekiyor.
Çocuğa sürekli yeni malzeme vermezse-
niz elbette sılahr. Ama öğretmen, 'Benim
asistanım ol, şunlan öğren. arkadaşlanna
anlat* derse çocuk sıkılmadığı gibi çok da
mutiu olur."
Bu eğitimi uygulayamak isteyen anne ba-
balar, daha çok bilgi için 0216-346 87 77
numaralı faks ile Jale Sözer'e ulaşabilir-
ler.
IstanbuVda Hint ezgtteri
Hindistan'ın tstanbul Başkonsolosluğu,
Hindistan'uı bağımsızuk günü nedeniy-
le önceki gün Cemal Reşit Rey Konser
salonunda bir gece düzenledi. Yeni ku-
rulan İstanbul Hint-Türk Dostluk ve
Küttür Derneği'nin de katkılanvla dü-
zenJenen gecede "5000 yıllık medeniye-
te bir bakış" gösterisinde Indus Vadi-
si'nden günümüzün Bağunsız Hindis-
tan'ma kadar gelen bütün medenivetler
geleneksel kostümlerle, danslarla can-
landınldı. Geceye kablan konuklar Hint
mutfagından örnekier tatma firsaö da
buldular. Başkonsolos Hansh K. Dogra,
bu yıhn aynı zamanda Türkiye ve Hin-
distan arasmdaki diplomatik münase-
bctlerin 50. yildönümü oiduğunu haür-
latb. Bugünden başlamak üzere. yıl bo-
yunca sürecek olan kutlamalann çeşirü
etkinliklerle devam edeceğini belirten
Dogra bundan sonraki ilk etkinliğin 27
Agustos'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde
sunulacak olan KJasik Hint Danslan
gösterisi oiduğunu bildirdi.
Yamyam olduğu kesinlesti
Insanoğlu
yüzyıllardır
birbirini yiyor
• Mexico City civannda yapılan
kazılarda, Azteklerin savaş tutsaklannı
yedikleri kesinlik kazandı.
Çeviri Servisi - Insa- deki kesik Lderinden etie-
noğlunun yamyam olduğu rin srjTilarak çıkanldığuu
kesinJeşti. ABD'de, Ispan- anladık" dedi.
ya'da ve Meksika'da yapı- Arkeologlar Aztek uy-
lan arkeolojik kazılarda ba- garlığında da benzeri bir
zı toplumlann insan eti ye- vahşetin yaşandığını ileri
diği konusunda kuşkuya sürüyor. Mexico City ci-
yer bırakmayacak bulgu- vannda yapılan kazılarda
lar elde edildi. Azteklerin savaş tutsakla-
ABD'ningüneybatı kı- nnı yedikleri kesinlik ka-
yılanndaki Four Corners zandı. Yeni Dünya'nın keş-
isimli 800 yıllık yerleşim fı sırasında yerli halkı acı-
merkezinde çalışmalannı masızca ortadan kaldıran
sürdüren arkeologlar, par- Ispanyol istilacılar, vicdan-
çalanarak iliği çıkanlmış lannı temizlemek ve kıyı-
binlerce insan kemiği bul- mı haklı göstermek için
dular. "İnsanlar sistema- Azteklerin yamyam oldu-
tik olarakkaçuıunı^öklü- ğunu iddia etmişlerdi.
rülmüş ve etieri yenmiş'1
Diğer bir görüşe göre in-
diye konuşan Berkeley sanoğlu yamyam yönünü
Üniversitesi araştırma ekı- gunümüzde de sergiliyor.
bi başkanı antropolog Dr. Çin'de Kültür Devrimi sı-
Tım White, kol ve bacak rasında tutsaklan yedikle-
kemıklerinin iliğini çıkar- ri gerekçesiyle Batılılann
makiçinkınlarakaçıldığı- saldınlanna hedefolan Kı-
na ve bazı kemiklerin ise z l ] Muhafizlar, muhalifle-
kaynatılmışolduğunailiş- rini pişinp akşam yeme-
kin somut deliller elde et- ğj^de yediği ileri sürülen
tiklerini açıkladı. _ Orta Afrika Cumhuriyeti
Diktatörü Imparator Jean-
Bedel Bokassa, dini tören-
lerde saygm akrabalannın
Four Corners'da sürdü- beyinlerini yiyen Yeni Gi-
rülen kazılarda bölgedeya- ne kabıleleri yamyamlığı
şayanAnasazihalkınm(Pu- günümüze taşıyan barbar-
eblo yerlilerinin atalan) lardan yalnızca bazılan.
400 yıllık uygarlıklan sü- Londra Doğa Müzesi
resince muhaliflerini ve sorumlusuProfesörChris
düşmanlannı yiyerek or- Stringer^Şimdiyanıvaın-
tadan kaldırdıklan ılen sü- hğa ne>in sebep oiduğunu
rülüyor. Aynca lspanya'run araşünyoruz.YeniGineör-
Atapuerca bölgesinde ya- neğjnde olduğu gibi tören-
pılan benzer bir araştırma, sel bir uygulama mı? Aço-
800 bin yıl önce bolgeye ğa yenik düşenlerin baş-
gelen yerleşimcilenn yam- vurduğu son çare mi? Vok-
yam olduklannı gösteri- sa hiçbir somut nedeneda-
yor. "Bulgularçokkuvvet- yaunayanbarbarcabiriç-
li" diye konuşan kazı eki- güdü mü?" diyor. Stringer,
bi başkanı Dr. Yotanda Fer- son alternatifin geçerli ol-
nandez, "Atapuerca'daki ma olasılığının yüksek ol-
insan kemiklerinin üzerin- duğunu belirtiyor.
Düşmanlannı
yecfiler
SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN
Portre: Asaf Çiyiltepe
Pazarın fıkrası
Temel büyük sanayici olmuş. Genel müdür
adayını çekmiş karşısına:
- Seni bu fabrikaya önce gece bekçisi yaptım.
Yükseldin personel şefi oldun, müdür oldun, şimdi
de seni genel müdür yapıyorum Oğlum, demiş.
- Sağ ol babacığım, diye yanıtlamış genel müdür.
Çiller
Asaf Çiyiltepe adı belki genç
kuşaklar için çok şey
anlatmıyordur. Ama tiyatro
sanatına meraklı bizim kuşak
onu hep güzel duygularla ve
sevgiyle anacak... Onu ilk kez
1960yılındal.B.Şehir
Tiyatrolan'ndaki ilk oyunumda
tanıdım. Onun da ilk rejisiydi.
Lope de Vega'nın 'Çılgın
Dünya' adlı oyununu oynuyorduk
ve benim ilk figüranlığımdı.
Oyunun yönetmeni Asaf
Çiyiltepe Paris'ten dönmüş genç
bir tiyatro adamı idi. Oyun
oynandı bitti. Benim de işim bitti.
Figüranlık öyle idi. Oyun bitti mi
para da biter. Bir gün tiyatroya uğradım. Bir baktım
ki yeni bir rol dağrtımı listesi asılmış ve yonetmen
Asaf Çiyiltepe. Oyun, Henrik Ibsen'in 'BirHalk
Düşmanı'. Benim de rolüm var ve halk düşmanının
oğlunu oynuyorum...
Sevincimden uçuyordum. Asaf
beni ilk keşfeden yönetmendi
artık.
Bana rol vermişti ve daha küçük
bir çocuktum. Sonra Arena
Tiyatro'yu ardından AST'ı kurdu.
Tiyatro adına hep iyi, doğru ve
güzel şeyler yaptı. Sonra
Anadolu yollannda iken bir kaza
haberi duyduk. AST sanatçılarını
taşıyan turne otobüsü
devrilmişti. Asaf ağır yaralılar
arasındaydı. Yenemedi... Genç
yaşta aramızdan aynldı gitti... O
kadar iyi insandı ki... İyi insan
olunca belki iyi sanatçı olmak
kolaylaşıyor. Onu anarken içimde sürekli bir
buruklukla övünç bir aradadır. O beni ilk keşfedendi
diye gururlanırken neden bu denli erken gitti diye
hayrflanınm.
Tansu Çiller'in insanlan aptal yerine koymasına
son derece içeriiyorum... 8 yıllık eğitimi ilk
isteyenlerden olan Çiller, şimdi düşük olduğu için,
bunun karşısına geçti. Bu olabilir. Ama söyledikleri
ya kendini ya bizi aptal durumuna sokacak nitelikte.
"Komünist rejimlerde olduğu gibi tek tip asker
yetiştirecekler" diyor. Adama sorarlar: "Hangi
komünist rejimde?" Sonra gene sorarlar: "12
yaşında asker olur mu?" Sonra hızlarını alamayıp
gene sorabilirler: "Sen mi aptalsın, biz mi?" Sayın
Hanımefendi... Insanlara salak muamelesi yapmayı
bırakın, sonra aynını onlar da size yaparlar ve bir
bakarsınız haklı çıkarlar...
Bana gelenler
Hakan Katyon genç bir şair. 'En Uzak Yıldız' adlı
şiir kitabı çıktı. Ismet Kemal Karadayi 50.
Sanat Yılı'nda 'Düşün Sanat Dostlarım' adlı kitabını
çıkardı.
- Burdur'dan emekli öğretmen Azime
Korkmazgil'in duygulu mektubuna özel bir
teşekkür ediyorum. "Seni Hasan Hüseyin de çok
severdi" demiş. Soyadı benim için çok saygm olan,
bu büyük şairimin eh yakını Azime Korkmazgil'e
beni yüreklendirdiği için "Sağ ol" diyorum. "Sen
sağ ol."
- Serik'ten Mustafa Demirok ve Ayvalık'tan Dr. N.
Er bana sitem etmişler. "Neden Baykal'a
yüklendin?" diye... Baykal benim dostumdur. Hem
de iyi dostumdur. Birbirimizi severiz. Böyle
dönemlerde desteklemek de boyun borcudur. Ama
salt iyi şeylerini yazarsak, bize göre yanlış
gördüklerimizi söylemezsek, olmaz.
Pazarlık ve duvarlık sözler
Yobazlar ancak aptalları kandırabilir.
Erbakan
Parti grubunda
konuşurken bir ara
kendini tırtamadı:
- Memleketin birçok
yerinde sel felaketleri falan
oluyor, yani...
Yani imam-hatiplerin orta
kısmını kapatmaya
kalkarsan felaketler başlar,
demeye getiriyor hoca...
Oysa ki o felaket otuz yıldır
var.
Hatta bir ara Başbakan
bile oldu.
Komisyonlar
Özellikle Milli Eğitim
Yasası ile ilgıli 8 yıllık
komisyonunu hiç
kaçırmadım. Orada hepsi
birbirierini yediler. Fakat
birden bir şey oldu. O
koca koca adamlar,
televizyon haberlerinde
kendilerini izlerken yüzleri
çok tatlıydı. Burada insan
yönlerini açığa
vuruyorlardı. Hepsi son
derece içten, samimi,
tatlıydılar. Ben en çok bu
yanlannı sevdim.
Tartışmalardaki çirkin
suratlar gitmiş, yerine
insanca gülümseyen,
kahkaha atan yüzler
gelmişti. Keşke Meclis'te
de böyle olabilseler.
Biryazyağmuru...
Bir alaturka şarkı böyle der: Bir yaz
yağmuru gibi geçiverdi aşkımız.
Yani bunu derken, aşkının çok kısa
sürdüğünü vurgulamak ister. Neden?
Çünkü yaz yağmurlan kısa sürer
efendim... O eskidendi. Şimdiki yaz
yağmurlan başladı mı bttmek
bilmiyor... Insanoğlunun
yapamayacağı yoktur lafı durup
dururken söylenmemiş. Sonunda
havalan da bozduk. Egzoz gazı,
fabrika bacasından çıkan dumanlar,
kalorifer isleri derken havalar değişti,
buzullar erimeye, yaz yağmurlan
uzamaya başladı. Bu da yobazlann
işine yanyor. Hemen, "Daha bu bir şey
değil, başımıza taş yağacak" diye
başlıyorlar. Sanki kendileri bu
değişime neden olanlardan değillermiş
gibi... Olabilir. Çünkü onlar, bu
dünyada yaşamıyor ki.
Baykal
, Baykal için, "Çavuş" deyince, Baykal
Erbakan'a yanrt verdi: "Kaddafi'n/n
ordusunda kumandan yardımcısı olmaktansa
Türk ordusunda çavuş olmayı tercih edehm."
Bunu çok sevdim. Ancak bir de Erbakan'ı "gazı
kaçmış gazoz"a benzetti. Bunu anlayamadım
doğrusu. Erbakan gaz mı kaçınyor anlamında
kullandı yoksa, gazı kaçan gazoz lezzetsiz tatsız
bir hal alır, onu mu kasdetti?.. Necmettin Efendi...
Yaşlandın, zırvaladıkça zırvalıyorsun. Ne
uğraşıyorsun genç, zeki insanlarla? Bak seni
nelere benzetiyorlar?.. Ama bunlar bir şey değil.
Halk benzetirse işte ondan kork...
Atatürk
diyor ki
Atatürk artık bir
şey demiyor. O
diyeceğini dedi, biz
anlamamakta ısrar
ediyorsak suç
onun değil, bizim.
OKUYUN: Uzun
Lafın Kısası /
Hakan-Utku.
İZLEYİN: Meclis
komısyonlarını.
SEVİN: Gülmece
yazaıiannı.
Müjdat Gezen'e açık mektup
12 Ocak 1997 ve 2 Mart 1997 tarihli
Cumhuriyet gazetesindeki "Sak Üstünde"
adlı köşenizde, Atatürkçü Düşünce
Derneği'ne ve şubemiz Yönetim Kurulu
üyelenne hakaret etmenizi büyük bir
üzüntü içerisinde okumuştuk. Her iki
yazınıza Istanbul 18. Noteri kanalıyla
gönderdiğimiz tekzip metnini
yayımlamadığınız gibi, ADD Istanbul
Şubesı'ni ve yöneticilerini eleştiren
yayınlannızı sürdürme amacında
olduğunuzu üzülerek anlamış bulunuyoruz.
Sağlık sorunlannı bahane ederek
Amerika'ya giden ve Türkiye'ye dönmek
noktasında tereddütleri olan bir "Hoca
Efendi" adlı şahıstan almış olduğunuz ve
nedense 14 ay sonra iade ettiğinizi
söylediğiniz 'Hoşgörü Ödülü' dolayısıyla
aramızda başlayan ideolojiktartışmanın,
ülkemizin içerisinde bulunduğu öncelikli
somnlar nedeniyle bittiğini sanmıştık. Ama
yanılmışız. 10 Ağustos 1997 tarihli
köşenizde ADD başlığı altındaki yazınız ve
yayımlamış olduğunuz bir mektup
nedeniyle aşağıdaki açıklamayı zorunlu
buluyoruz.
Sayın Gezen, yazınızda yukanda bahsi
geçen tartışma nedeniyle size gelen
olumsuz okur fakslarından bahsediyor, hoş
bulmadığınız üslup nedeniyle aynı tarzda
yanıt vermeyeceğinizi ve Sakarya ADD
üyesi Deniz Sanoğlu'nun mektubunu
yayımlayarak yanıt vereceğinizi
söylüyorsunuz. Ve ekliyorsunuz: "Ne sizleri
ne Deniz Sanoğlu'nu tanımam... Sayın
Sanoğlu'nun belki de sizinle özel sorvnu
vardır, onu da bilmem... Böyle kritik
dönemlerde birbirinizle çabşmak yerine
birieşip, bir bütün olup sorunlann
üstesinden gelmek daha iyi değil mi?.."
diye bir temennide bulunuyorsunuz. Bu
dileğinize biz de katılıyoruz. Ancak
üzerinden aylar geçmiş bir konuyu durup
dururken köşenizde dile getirmek, üstelik
hiç tanımadığınızı iddia ettiğiniz Deniz
Sanoğlu'nun asılsız iddialaıia dolu
mektubunu yayımlamak, bizce
bütünleştirici değil, tamamen kışkırtıcı bir
davranıştır.
Sayın Gezen, gelelim Deniz Sanoğlu'nun
istanbul Şubesi'ni ve yöneticilerini
eleştiren mektubuna...
Deniz Sanoğlu, Sakaryalı bir Cumhuriyet
okuru ve ADD üyesi oiduğunu söylüyor.
ADD Sakarya Şubesi sekretaryasını
yürüten Sayın Sevil Yeşilsancak Hanım,
dernek kayrtlanna dayanarak yaptığı
araştırmada Deniz Sanoğlu isimli bir üye
kaydının olmadığını tespit etmiş bulunuyor.
Bu durumdan da anlaşılacağı gibi, bu
mektubu size gönderen şahıs gerçek
kimliğini gizlemek ihtiyacı duymuş, sahte
isimle ve yalan yanlış bilgilerle hem bizleri
karalamış hem de sizi kandırmış
bulunuyor.
Sahte isimli bu şahıs, mektubunda
Yönetim Kurulu Başkanımızı ve üyelerini
kastederek, Atatürk devrimlerine sahip
çıkan kişilere karşı olduklannı ve kimsenin ;
onlar kadar iyi Atatürkçü olamayacağını
sandıklannı belirtiyor.
Sayın Gezen, Atatürkçülük kimsenin
tekelinde değildır. Atatürkçü düşüncenin,
yani Kemalist ideolojinin ilkeleri bellidir.
Özünde, antiemperyalist ve tam
bağımsızlıkçı anlayış vardır. Bu anlayış
çerçevesinde de 'çağdaşlaşma erki' taşır.
Bu öze sahip bizler, ne şeriatçılardan ödül
alınz ne de şenatçılardan ödül alanları
Atatürkçü kâbul ederiz. Üstelik Kemalistler
korkakça bir tavırla sahte isim
kullanmazlar. Sahte isimli mektupta; 1996
Genel Merkez Kongresi'nde Genel
Başkan'ı ve Genel Merkez'i insafsızca
eleştirdiğimiz, şube önerilerine karşı
çıktığımız, hizip oluşturduğumuz şeklindeki
ifadeler tamamen gerçek dışıdır. Kongreter
tüm üyelerin katıldığı demokratık
ortamlardır. Demokratik kurallar ve kongre
divanının yönetimi ve denetimi
çerçevesinde Türkiye'nin en büyük sivil
toplum örgütü olan derneğimizin
gelişimine dönük eleştiriler ve öneriler
elbette olacaktır. Bundan daha doğal bir
şey olamaz. Kişilikli davranmak, dedıkodu
üretmek değil, en büyük organ olan Genel
Kurul'da düşüncelerı açık ve net biçimde
ortaya koymaktır. Kaldı ki 1996 Genel
Merkez Genel Kurulu'nda yaptığımız tüm
konuşmalar Kongre Dıvan tutanaklannda
ve video kayrtlannda mevcuttur.
Genel Kurul'un kapanmasını beklemeden
salondan ayrıldığımız da doğru değildir.
Yönetim Kurulu Başkanımız Bilge Bilgiç,
Genel Kurul kapanış bildirgesını hazırlayan
komisyonda görev almış ve sonuç
bildirgesini tüm delegelerin önünde
okumuştur. Aynca bizlerin bulunduğu
makama layık olup olmadığımızın karannı
sahte isimli şahıs değil. istanbul Şubesi'nin
saygın üyeleri belirler.
Sayın Gezen, sahte isimli şahıs, size
eleştiri gönderen isimleri tanıdığını ve bu
kişilerin Yönetim Kurulu Başkanımıza vefa
borçlannı ödediğinı söylüyor. Nasıl bir çıkar
ilişkisi tespit etmiş ki böyle bir
değerlendirme yapıyor? Bu kişilerin 1995
genel seçimlerinde ADD kimliklerini
kullanarak Cumhuriyet gazetesine ilan
vermek yoluyla partilerine oy
kazandırmaya çalıştıklannı yazıyor. Bu olay
nedeniyle Genel Merkez Dısiplin
Kurulu'nun (Onur Kurulu) bu kişiler için
ihraç karan aldığını, ancak şubemizin Onur
Kurulu'ndaki bir üyeyi ekleyerek karann
onaylanmasını engellediğimiz şeklindeki
iddia da tamamen gerçek dışıdır. Genel
Merkez Onur Kurulu 5 asıl üyeden oluşur.
Bu gerçek dışı iddia Onur Kurulumuzda
görev yapan 5 saygm üyemizi de suçlayıcı
nitelik taşımaktadır.
ADD Istanbul Merkez Şubesi
adına Başkan Bilge Bilgiç