Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
!-16 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
1
Cezaevterinde
baskılara son'
- • İstanbul Haber Servisi -
Bir grup tutukJu ve
'hükümlü yakıru. Ümraniye
V
E Tipi Kapalı Cezaevi'nde
geçen günlerde 5 kişinın
"firanndan sonra tutuklu ve
1
hükûmlüler üzerinde
'baskılann arttığını
"belirterek bunlann son
bulmasını ıstedi. Yaklaşık
100 kişilik bir gnıp, dün
cezaevi önünde toplanarak
yaptıklan açıklamada. firar
blayından sonra koğuşlara
elektrik verilmediğini,
' görüşlerde soyadı
tutmayanlann içeri
alınmadığını belirtti.
Jandarma, cezaevi önünde
.kordon oluştururken
.aileler, açıklamanın
.ardından sessizce dağıldı.
-(Fotoğraf: ÖZKAN
GÜVEN)
Hürpiyere
saldırı davası
• İstanbul Haber Servisi -
-Hürriyet gazetesi binasına
silahlı saldın düzenleyen
Hüseyın Vuran'ın
jyargılanmasına Bakırköy
4'üncü AğırCeza
Mahkemesi'nde devam
edildi. Bakırköy Ruh ve
Sinir Hastalıklan
Hastanesi'nde müşahade
altında bulunan tutuklu
sanık Vuran'ın katılmadığı
duruşmada. Vuran'ın
tutukluluk haline devam
karan veren mahkeme
heyeti, sanığın sorgusunun
t^mamlanması ıçın
duruşmayı erteledi
Savcı denetimi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tnsan Haklan
Koordınasyon Üst Kurulu.
emniyet müdürlerınin
sicillerinın, cumhuriyet
.başsavcısının da görüşleri
.alınarak düzenlenmesi için
-çalışma başlattı. Insan
rhaklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Hikmet
Sami Türk, faili meçhul
cinayetlerin aydınlatılması
için yeni yöntem
-belırlenmesı amacıyla
-Içişleri Bakânlığfnın
koordınatörlüğünde Adalet
-Bakanlığı'nca ortak bir
çalışma yapılacağını
bildirdi. Türk, Adalet
Bakanlığfnın. emniyet
mensuplannın görevleri
''sırasında işledikleri
"suçlardan dolayı yürütülen
"soruşturmalann sonuçlannı
takip edeceğıni söyledi.
Namoğlu için
SOPU önergesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP. ANAP
,Jstanbul Millervekıli Yusuf
Namoğlu'nun Kemer'de
Hazine'den kiralanan arazi
üzenne tatil köyü
yaptırdıema ilişkin
haberlenTBMM
gündemıne getırdı. DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Jsmail Karakuyu,
Başbakan Mesut Yılmaz'ın
yanıtlaması istemiyle
•verdiğı soru önergesinde,
arazinin Namoğlu
"tarafmdan kaç yıllığma ve
hangi fiyata kiralandığını
sordu.
Savunma sanayii
kurulu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
.Yılmaz, Savunma Sanayii
Yüksek ICoordinasyon
Kurulu'nun yapısını
yeniden düzenledi.
Başbakan Yardımcısı
Bülent Ecevit, kunıl
üyeliğinden çekildi.
Başbakanlık'tan dün
yapılan yazılı açıklamaya
göre, Savunma Sanayii
Yüksek Koordinasyon
Kurulu şöyle oluştu:
"Başbakan Mesut Yılmaz,
Milli Savunma Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Ismet
Sezgın, Devlet Bakanı
Güneş Taner, Dışişleri
Bakanı İsmaıl Cem, Maliye
Bakanı Zekeriya Temizel
ile Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yahm Erez."
TBMM Başkanlığı dokunulmazlıklan rafa kaldıran toplantıyı iptal etti
Meclis ayıbı düzeltfliyorANKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet) -
Anayasa ve Adalet Karma Komisyo-
nu'nun DYP milletvekilleri Mehmet Ağar
ve Sedat Bucak hakkındaki fezlekelerin
dönem sonuna bırakılması karanna tepki-
ler yoğunlaşırken. TBMM Başkanı Mus-
tafa Kalemli'ye vekâlet eden Uluç Gûr-
kan. DSP'li üyelerin başvurusu üzerine ka-
rann alındıgı komisyon toplantısını iptal
etti. Iptale, TBMM İçtüzügü'nün "GeneJ
Kunıl saatierinde Başkanhk Divanı kara-
n oimaksızın komisyon toplantisı yapda-
mayacağT hükmü gerekçe göstenldi. Kar-
ma Komisyon Başkanı DYP'li Ahmet tyi-
maya ise "raporun yok sayılamayacağuu"
öne siirdü.
Anayasa ve Adalet Karma Komisyo-
nu'nun ANAP ve DSP'li üyelerinin fire
vermeleri nedeniyle Susurluk olayı ile il-
gili olarak DYP'li Mehmet Ağar ve Sedat
Edip Bucak hakkında hazırlanan dokunul-
mazlık fezlekelerini dönem sonuna bırak-
ma karan alması. hükümetı zor durumda
bıraktı. Toplumun çesitli kesimlerinden
hükümete sert eleştıriler gelirken, hükü-
met ortaklan da toplantının gecersiz sayıl-
masını sağlayıp hatalannı düzeltme çaba-
sına girdiler. Komisyon üyelerinin toplan-
tıya katılmaması özellikle DSP'de tepkile-
re yol açarken, DSP'li üyeler TBMM Baş-
kanlıgı'na toplantının iptali istemiyle baş-
\-uruda bulundular. DSP'li Ali Güna\,
Emin Karaa ve Ayhan Gürel'in başvuru-
sunu kabul eden TBMM Başkan Vekili
Gürkan, "toplantının gecersiz sayıldığı ve
yenilenmesi gerektiği" yönündeki karan
komisyon başkanlığına gönderdi.
Gürkan. iptal yazısında TBMM İçtüzü-
ğü'nün 35. maddesindeki "komisyonlann
Başkanlık Dhanı karan oimaksızın Genel
Kurul toplano saatlerinde toplanü yapa-
mayacaklan" hükmüne dikkat çekti. Gür-
kan. aynı saatlerde Genel Kurul toplantisı
yapıldığı ve komisyonun Başkanlık Diva-
nı'ndan izin alması gerektığıni belirtti.
Başkanlık Divanı karan olmadan yapılan
toplantının içtüzüğe aykın olduğu için yi-
nelenmesi gerektiğini bildiren Gürkan.
"Aksi halde bu toplantıda alınan kararia-
nn başkankğunızca gecersiz sayılacağına
bügiJerinia ve gereğini rica ederim" dedi.
DSP ve ANAP'lı komisyon üyeleri. lyi-
maya'mn iptal yazısını dikkate almaması
olasılığına karşı yeni bir toplantı için im-
za toplamaya başladılar.
DSP Grup Başkanvekih Metin Bostan-
cıoğhı. TBMM Başkanlığı'nın iptal kara-
nnın kesinleşmesinden sonra düzenlediği
basın toplantısında öncekı gün kendisınin
bizzat Ahmet Iyimaya'dan toplantının er-
telenmesini istediğini söyledi. tçtüzük
hükmünü anımsattığını kaydeden Bostan-
cıoğlu, lyimaya'nın buna karşın toplantı-
yı yaptığını belirtti.
YÖK Başkanı
Gürüz'den
afisyanı
• Tarihin en büyük üniversite affı,
Darülfünun'dan atılan öğrencileri de
kapsıyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Gürüz,
dünyanm hiçbir yerinde bu uygulamanın
karşılığının olmadığını söyledi. TÜMÖD
Genel Başkanı Hatipoğlu "Affın zaman
sının getirmemesi çok yanlış" dedi.
EBRUTOKTAR
ANKARA - Yüksek
Öğretim Kurulu (YÖK)
Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz, üniversitelerden
bugüne kadar çeşitli ne-
denlerle ilişiğı kesilen
tüm öğrencilerin yeniden
kayıt yapmasına olanak
tanıyan üniversite afFı ya-
sasına tepki gösterdı. Gü-
rüz, dünyanın hiçbir ye-
rinde üniversite affinın ol-
madığını belırterek "Bu.
hem pedagojik hem de
sosyal adalet açısından tü*
müyle yanlış" dedi. Yasa,
zaman sınınnın öngörül-
memesi nedeniyle Os-
manlı devletinin yükse-
köğretim kurumu "Da-
rülfünun"u da kapsıyor.
YÖK Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz, öğrencı af-
fına tümüyle karşı olduk-
lannı, dünyanm hiçbir ye-
rinde bunun karşılığı ol-
madığını belirterek şun-
lan söyledi:
"TBMM, böyle takdir
etti. TBMM'nin kabul et-
tiği yasanın gereklerini ye-
rine getireceğiz. Ama bu
yapılanın doğru olmadı-
ğına inanıyoruz. Af yan-
lıştır. Dünyada böyle bir
uygulama yoktur. Bu ya-
pılan işi yabancı dillere
tercüme edemezsiniz.
çûnkü karşılığı yoktur. İn-
gilizcede, Fransızcada,
Hintçede,Ahnancada, Ja-
poncada, İspanyolcada.
Portekizcede, İtaiyanca-
da, İsveççede böyle bir
kavram yoktur."
Tüm Öğretim Üyeleri
Derneği (TÜMÖD) Ge-
nel Başkanı Prof. Dr. Ta-
hir Hatipoğlu. affın sürc
sının koymamasının Da-
rülfünun'dan çeşitli ne-
denlerle ilişiği kesilen öğ-
rencileri de kapsadığına
dikkat çekti. Osmanlı
devietinin yükseköğretim
kurumu olan Darülfü-
un'un 1 Ağustos 1933 ta-
rihinde İstanbul Üniver-
sitesi adını aldığını bildi-
ren Hatipoğlu, "Yasa, bu-
güne kadar üniversiteler-
den ilişiği kesilenleri kap-
sadığı için Darülfünun öğ-
rencüerine de olanak ta-
nıyor" dedi.
Neredeyse her yıl çıkan
aflann eğıtimde kaliteyi
düşüreceğıni kaydeden
Hatipoğlu. görüşlerini
şöyle açıkladı:
"Vncak. bu yasayı, üni-
versitelerden siyasi neden-
lerle ilişiği kcsilcnlcrin,
haklan gasp edilenlerin
yeniden okullanna geri
dönmesine olanak tanıdı-
ğı için çok olumlu buluvo-
rum. Herhangi bir eylem
nedeniyle adli yargıda ce-
za almıs. şu anda ceza-
evinde bulunan çocukla-
nn haklan da saklı tutul-
man." Af yoluyla gelen
öğrencılere karşı YÖK ve
öğretim üyelerinin önyar-
gılı olmamasını isteyen
Hatipoğlu. yasayla gelen
hakkın adil olarak uygu-
lanması gerektiğini be-
lirtti. Ööretim Elemanla-
n Sendikası Başkanı İz-
zettin Önder ise aflar sık-
laştıkça eğıtimde kalite-
nin düştüğüne ışaret ede-
rek şunlan söyledi:
"Oğrencüere yeni ola-
naklar tanınması olumlu.
Ama bir şeye dikkat et-
mek lazım. Bu tür aflar
sıklaşükça cğjtim sistemi-
nin etkinlikleri azalır."
DSP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Hak-İş Genel Başkanı Saliml slu ile görüştü.
Ecevit: Sendikacılıkta
30 yıl öncesini arıyoruzANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan YardırBcısı ye Devlet
Bakanı Bülent Ecevit sendikal hak
ve özgürlüklenn 196O'lı yıllan
arattığını belirterek bu alanda kabul
edilebilir düzeye gelinmesi
gerektiğini söyledi. Gümrük
birlığine geçiş ile ilgili kaygılanntn
doğru çıktığını kaydeden Ecevit,
bazı çevrelerin küreselleşme ile
teslimiyeti eşanlamlı görürduruma
geldığine dikkat çekti. Ecevit, iç
borçlanmanın ciddi bir sorun
olduğunu, borçlanma ve zamlar
yoluyla elde edilen kaynaklann
gereksinmesi olanlar için
harcandığını söyledi. Ecevit, dün
Hak-lş Genel Başkanı SaKm Uslu ve
beraberindeki heyeti kabul etti.
Ecevit, gümrük birliğine ilişkin
kaygılannm bazı çevrelerce
yadırgandığını vıırgulayarak "Bu
çevrefer, küreseHeşmeyi teslimiyet ile
eşanlamlı görür hal^geinıişjerdir''
dedi. Gümrük birhğinden sonra
Türkiye'nın dış ticaret açığının hızla
arttığını vurgulayan Ecevit, gümrük
birliğinin yeniden gözden
geçirilmesıne ilişkin ıstemlenni
sürdürmeye ve Türkiye'nin
çıkarlannı savunmaya devam
edeceklerinı belirtti.
Ecevit, DİSK ve Türk-lş"in eşel-
mobil uygulamasından
vazgeçilmesine yönelik talepleri
bulunduğunu, bundan dolayı
sorunun makro bir boyuta
yükseldiğini kaydederek bu
konunun Ekonomik ve Sosyal
Konsey'de görüşülerek karara
bağlanacağını belirtti. Ülkede
kayıtlı işçı kadar kayıt dışı ışçi
bulunduğuna dikkat çeken Ecevit,
bu konuda Çalışma Bakanlığı'nın
Öğrenci affinın tarihçesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhuriyet tarihinin en büyük
öğrenci af yasasından önce 8 af çıkü.
Üniversite öğrencilerine af getiren
yasalar, Yüksek Öğretim
Kurulu'nun kurulmasından sonra iki
yüda bir ya da her yü çıkmaya
başladı. llk öğrenci affi. 2880 sayılı
yasa ile 19 Ağustos 1983'te çıktı.
Yasa, 1976 yılından sonra
üniversitelerden disiplin cezalan
dışında ilişiği kesilenleri kapsıyordu.
Ücinci yasa, 8 Mart 1984 tarihinde
çıktı. Bu afla 1983-1984 öğretim
yılına kadar okullanndan ilişiği
kesilen va da kesüme noktasına
gelen öğrencilere yeni bir sınav
hakkı tanındı. tki yıl sonra 30 Ocak
1986 tarihinde üçüncü af çıkanldı.
Bunu 27 Aralık 1988 tarihinde çıkan
af yasası izledi. Yasayla öğrenciler
için ilginç uygulamalar getinldi.
Buna göre fakültelerden atılan
öğrencilere meslek
yüksekokullanndan lisans diploması
verildi. Beşinciaf yasası 9 Haziran .
1991 tarihinde çıktı. 1 Haziran 1992
tarihinde çıkanlan alttncı af yasası,
1980-1981 öğretim döneminden
1991-1992 öğretim dönemine kadar
okullanyla ilişiği kesilen ya da ilişiği
kesilme noktasına gelen öğrencileri
kapsadı. Milli Eğitim Bakanbğı ve
YOK, öğrenci ve politikacılann
baskısına son verebilmek için 1993
yılında değişik bir af yöntemi buldu.
12 Mayıs 1993'te 3908 sayılı
yasanın 44. maddesınde değişiklik
yapılarak 1991-1992 öğretim yılı
itibanyla son sınıfa gelmesine karşın
5 dersten kalan öğrencilere 2 sınav
hakkı, 3 dersi olan öğrencilere
sonsuz sınav hakkı getirildi. 12
Haziran 1995 tarihinde kabul edilen
8. af yasasından sonra Resmi
Gazete'nin dünkü sayismda
yayunlanarak yürürlüğe giren 15
Ağustos 1997 tarihli yasa çıkü.
yürüttüğü teftişin veterli olmadığını
belirterek sendıka^n da birlikte
mücadeleye çağırdı. Hak-İş'in
zorunlu tasarruf kesintilerine ilişkin
önerisinin inceleneceğini anlatan
Ecevit, borçlanma konusuna da
değindi. Ecevit. "Borçlanma ciddi
bir sorun, hükümetimiz de bir
miktar borçlanmaya gitmek
zorunda kaldı: çünkü cumhuriyet
tarihinin en büyük maaşlan, asgari
ücret, taban fnaüan \e ödenme>en
üriin bedelleri konusunda
düzenlemeler yapök. aldığımız
borcu ve yaptığımız zamlardan
sağladığımız ka>nagı en çok ihtiyaç
sahiplerine harcadık" dedi.
Türkıye'de sendikal hak ve
özgürlüklenn 196O'lı
yıllan aratır düzeyde olduğunu
vurgulayan Ecevit, "Öyle ki
anayasada hükümetin istediği
zaman grevi
erteleyebileceği hükmü
var. F.skiden olduğu gibi
yeniden makul bir
duruma getirUmesi
gerekiyor" dedi
Ecevit, 1995 yılında
gerçekleştirilen anayasa
değişikliği sırasında
sendıka ve meslek odası
yöneticilerinin bu
görevlerini bırakmadan
milletvekili
seçilebilmesine ilişkin
önerilerinin kabul
edilmediğini anımsatarak
önerilerini TBMM'deki
partiler arasındaki
komisyonda yeniden
gündeme getireceklerini
bildirdi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
En eski Temel fıkralarından-
dır. Şoför muavini Temel, arka-
ya geçmiş, kamyonun manev-
rasını yönetiyor
- Cel, cel, cel... Hooop adam
ezdun!..
Bu hükümetin tutumu çok
farklı değil.
MGK desteği ve -evet- halkın
çok büyük bir kesiminin açık
onayı ile kuruldu. O güvenoyu
aldı, toplum da soluk. REFAİH-
YOLdenen karabasanın brtme-
si ve mümkün olduğu kadar ça-
buk bitmesi için razı olunacak-
lann sının epey genişti. Kimile-
ri için mollalann sırrtkan, vıcık
vıcık pişkinliklerinin, Çiller ve
(suç) ortaklannın onur kıncı si-
yasal varlıklarının bitmesi bile
birkazanımdıvetopluma, "Git-
sinler de ne olursa olsun; git-
sinlerde kim gelirse gelsin" de-
dirtecek kadar sabır bardağı
taşmıştı.
Bu nükümet, çok uzun süre-
dir bu ülkede hiçbir koalisyo-
nun elde edemediği yaygın ve
Hooop, Hooop, Geleceği Ezdun!..
güçlü toplumsal desteği bu ko-
şullarda buldu.
Ama önceki gün anlaşıldı ki
hükümet, bulduğu desteğin ko-
şullannı kavramadı. Hatta ko-
şullu olduğunu bile kavramadı.
Bu kavrayamayış, önceki gün,
TBMM Anayasa va Adalet Ko-
misyonu'nda, gözlerimizin içi-
ne baka baka Mehmet Ağar
ve Sedat Bucak ı yargıç karşı-
sına çıkaracak dokunulmazlık-
lannın kaldınlması oylamasın-
daki siyasal manevralarla kanıt-
landı.
Hükümet, komisyonda Te-
mel'e rahmet okuttu. "Hooop,
hoop, geleceğimizi ezdun" ol-
du.
Kimi okuyucu bıktı, bir avuç
gazeteci yinelemekten bıkma-
dı. Bilmeyen, duymayan kalma-
dı: Susurluk bu ülkenin gelece-
ğidir. Susurluk kördüğümünün
çözülüp çözülmeyeceği, bu ül-
kenin bir geleceği olup olma-
ması ile eşanlamlı.
Komisyonda oylamaya katıl-
mayan ANAP'lı Ali Talip Özde-
mir, ilhan Aküzüm, Metin
Emiroğlu ve DSP'li Ayhan Gü-
rel, Ali Günay, Emin Karaa
adlannı unutulmayacak gibi not
ettik. Oylamada çekimser oy
vererek Refah ve DYP'lilerle bir-
likte davranan tarikat ehli, aka-
demisyen (ikisi birden nasıl olu-
yorsa artık) ve politikacı (işte
böyle oluyormuş meğer) Ek-
rem Pakdemirli yi de. altını bir-
kaç kez çizerek listeye ekledik.
Susurluk dosyasını, üç beş
tetikçiye, birkaç itirafçıya yıkıp
kapatmak isteyenler, sorunun
siyasal boyutunu toplumsal
belleğin unutkanlıkduvarlannın
ardına gömmek isteyenler bir
raunt kazandılar.
Kimse karşımıza geçip,
"Efendim, komisyon kararianna
on gün içinde itiraz edilirse ko-
nu Meclis Genel Kurulu'na ge-
lir. İtiraz ettik. Gelecek. Hiç me-
raklanmayın" diye bizi çocuk
yerine koymasın.
• • •
Sorunun Meclis Genel Kuru-
lu'nda görüşülebilmesi için ar-
tık 276 oy gerek. Güvenoyla-
ması sırasındaki gergin suratla-
n, güvenoylaması öncesindeki
sıkı pazarlıklan anımsayın. 276
oyu bir araya getirmek sanıldı-
ğı kadar kolay değil. Hele bu
kez arkasında süngü desteği
de olmayacağına göre, hiç ko-
lay değil.
Normal doğum yapabilecek
anneyi, abuk sabuk mazeretle-
rin ardına gizlenıp, ameliyat ma-
sasına sürükleyip ille de tehlike-
li bir sezaryen ameliyatına zor-
lamanın bağışlanacak yanı yok.
Bebek şimdiden sakatlandı.
"Dokunulmazlığımı kaldınp
beni yargıç karşısına dikerse-
niz, ben de konuşurum. Konu-
şursam çok fena olur haaaa!"
şantajından öte elinde kozu kal-
mayan Mehmet Ağar, besbel-
li ki derin bir soluk almıştır ve kıs
kıs gülmektedir. Özerk Bucak
Devleti'nin kocagözlü prensi
Sedat Bucak, besbeili ki derin
bir soluk almıştır ve kıs kıs gül-
mektedir.
Hükümetin fark etmediğı, bi-
lincine varamadığı, kavraya-
madığı noktadatam burası iş-
te. Günler, haftalar boyu evle-
rinin pencerelerini ateşböcek-
lerine dönüştürenler derin so-
luk almadılar ve kıs kıs gülmü-
yorlar. Milyonlarca yurttaş şu
günlerde yedek ampul tedari-
kine hazırianıyor ve aşın kulla-
nımdan bozulmuş elektrik düğ-
melerinı yeniletme telaşında.
Asıl güvenoyu henüz yapıl-
madı. "Bu ülkenin bir geleceği
olacak mı, olmaya da bilir mi"
sorusunun yanrtlanacağı bir gü-
venoyu var önümüzde...
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Nurcu-Nakşi Partîsi
Neo-Nurcularla Nakşibendiler bir siyasal oluşu-
mun içinde yer alırtarsa Türkiye'deki 'Siyasal Islam 'ın
yükselişini durdurabilirler mi?
Kimi işadamlan, sanayiciler ile 'sermaye bülbülle-
n" bu oluşumu ne yazık ki ayakta alkışlıyortar...
Hesaplar Refah'ın Anayasa Mahkemesi'nce kapa-
tılması olasılığı üzerine yapılıyor...
On gün kadar önce Nep-Nurculann ve ANAP'tan
istifa eden Nakşi Korkut Özal'ın yeni bir siyasal olu-
şumun içinde yer alacaklannı yazmıştık...
Yeni siyasi hareketin ilk nabız yoklamasını bir sü-
re önce Neo-Nurcu Süleyman Karagülle ve arka-
daşlarının yürüttüğünü, bu çalışmaların RP lideri
Necmettin Erbakan'a parti içinde ısyan olmadığını
belirtip şöyle demiştik:
"Neo-Nurcu ve Nakşibendi ittifak yeni bir siyasal
parti üzennedır ve bu hareket başan sağlamaz..."
Kamuoyunda bir korku ve telaş egemen...
Her hafta cuma namazından sonra özellikle istan-
bul'da Beyazrt Camii'nin önünde 700-800 kişilik bir
topluluk gösteri yapıyor; sanklı, sakallı, şalvarlı İB-
DA-C ve Hizbullah militanlan ellerinde Kuran'la Ce-
zayir'de 199O'lı yıllardaki görüntülen sergiliyor...
fşte bu noktada 'tuzu kuru' bir kesim tedirgınliğe
düşüyor, Boğaz manzaralı villalarında, yalılannda
buzlu viskilerini yudumlarken, kimileri yatlarıyla Gö-
cek kıyılannda dolaşırlarken şöyle diyorlar:
"RP'nin yükselişini, Fethullah Hoca yeni bir par-
ti kurarsa durdurabilir..."
Bir ülkenin insanlannın yüzde 80'i 'demokrasi' ke-
limesini 'demokraaaasi' diye söylüyorsa, 'Siyasal Is-
lam'm niçin yükselişe geçtiğini, RP'nin salt 'dinciler-
den' değil, yoksul kesimlerden de oy aldığını görme-
sı olanaksızdır. O nedenle 'Siyasal Islam'a karşı 'llım-
lı Islam' modelini ortaya atmak tehlikenin en büyü-
ğüdür...
• • •
Neo-Nurcu hareketin önderi Fethullah Gülen ile
Nurcuların Yeni Asya kolunun lideri Mehmet Kut-
lular arasındaki çatışmanın temelinde yatan gerçek
nedir?
Fethullah Hoca, 12 Eylül 1980'den sonra 'darbe-
ci generallerle' işbirliği yapmış, anayasa oylaması-
na "evet" demiş, "Bana dokunmayan yılan bin ya-
şasın" söylemiyle hareket etmiştir...
Hakkını yemeyelim; Mehmet Kutlular'ın liderliğini
yaptığı Nurculann Yeni Asya kolu çıkar peşinde koş-
mamış, 1982 Anayasası'na "hayır" oyu kullanmış,
hiçbir dönem devlet olanaklanndan yararlanmamış-
tır...
Mehmet Kutlular'ın lideri olduğu Nurcuların Yeni
Asya kolu dün AP'yi, bugün ise DYP'yi destekle-
mektedir...
12 Eylül 1980'e dek Fethullahçılar diye bir Neo-
Nurcu hareket yoktu, Fethullah Gülen Nurcu cema-
ati içinde Mehmet Kutlular'ın arkasından gelirdi...
Fethullahçılar'ın palazlanması Turgut Özal'ın baş-
bakanlığı döneminde başlar, 1990lı yıllarda ise yük-
selişe geçer; çünkü Fethullahçılar 1993'te Tansu Çil-
ler ile Ozer Çiller'ın yanlannda yer alırlar...
Fethullahçılar'ın içinde yer alacağı bir siyasal ha-
reket, Nakşileri de bu pota ıçinde erıtecek, ABD ve
dolayısıyla CIA'nın yönlendireceği siyasi kımlik Tür-
kiye'yi bir bilinmeyene götürecektır...
Acaba böyle bir hareketin içinde kımler yer alacak-
tır?
Duyduğumuz ısimler şöyle: Süleyman Karagül-
le, Korkut Özal, Cemil Çiçek, Ekrem Pakdemir-
li, Ali Coşkun, Burhan Ozfatura, Rıza Akçalı, is-
mail Köse, Abdülkadir Aksu...
Görüldüğü gibi ANAP'tan DYP'ye; MHP'den
RP'ye dek her kesimden politikacı, adlarını verme-
yeceğimiz çok sayıda sanayici-işadamı bu oluşu-
mun içinde...
Yeni oluşacak partinin kimliği ise Türk-lslam sen-
tezinin bir kolu olan 'Türkiye Müslümanı' üzerine otu-
ruyor...
• • •
Neo-Nurcu Zaman gazetesıyle, Nurcu Yeni Asya
gazetesi arasında çıkan çatışma bu günlerde iyice
alevlendi...
Bakın Yeni Asya Başyazan Kazım Güleryüz ne di-
yor:
"Evvela şunu ifade edelim: Fethullah Hoca parti
kurmaz. Ttpkı dershane, okul ve yurt işletmediği gi-
bi; holdingler ve finans şirketleri kurmadığı; gazete
ve dergi çıkarmadığı; TV ve radyo kanallan açmadı-
ğıgibi..."
Zaman'dan Hüseyin Gülerce de Yeni Asya'nın
bir haberine yanıt veriyor:
"Zaman gazetesi Fethullah Hoca 'nın gazetesi de-
ğildir..."
Bu Fethullahçılar herkesi enayi, kendilerini akıllı
sanıyoriar; kimi medya kuşlannı, sermaye bülbülle-
rini yanlanna alıp milleti kandırmaya çalışıyorlar...
Evet... Neo-Nurcu hareket, Nakşilerte yeni bir par-
ti kuracak...
üder, Fethullah Hoca mı, yoksa Korkut Özal mı
olacak?
Canım, Fethullah Hoca'nın okullan, dershaneleri,
hastaneleri. yurtlan, televizyonlan, radyolan, gazete-
leri, dergileri, finans şirketleri mi var ki.. partisi olsun!..
Faks numaramız: 0212/513 90 98
HADEP
'Topmk reformu
inandıncı değiV
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Halkın De-
mokrası Partisi (HADEP)
ile Özgürlük ve Dayanış-
ma Partisi (ÖDP). 55. hü-
kümetin toprak reformu
yapılması ve Olağanüstü
Hal'in (OHAL) kaldınl-
ması yönündeki ginşımle-
rini inandıncı bulmadıkla-
nnı bildırirken "Yaşamas-
kerileşiyor. Silahlı Kuvvet-
ler'in rolü arnyor" değer-
lendırmesını yaptılar.
H,\DEP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Sa-
tan, toprak reformunun
\nrgunculann işine yara-
yacağını sa\unarak "Pan-
suman tedbirlerleameliyat
ohnaz" dedi.
ÖDP Genel Başkan
Yardımcısı Saruhan Oluç
da. "Önce konıculuk sis-
temi ve özel timler dağıtıl-
malı. Halkın onay \e katı-
lımına olanak tanınmalı"
görüşünü dile getırdi.
Oluç, OHAUin kaldı-
nlması çalışmalannm bü-
yük önem taşıdığını. an-
cak bunun "şeklen" kal-
dırma olmaması gerekti-
ğini söyledi.
Saruhan Oluç. "Adı ko-
nuhnanuş 5. ordu kurma
hazırlığL Ozel Ordu Ko-
mutanhğı adı alnndaki bu
yeni yapılanma, bölgedeki
yaşamın askerilestirilmesi-
ni ><e bölgede iç güvcnliktc
Silahlı KuvTetler'in ağır-
lıklı rolünün sürdürülme-
si anlanuna da gelmekte-
dir" dedi. Saruhan Oluç,
OHAUin kaldınlmasının
bölgede fiilen sivılleşme
yaratacağı düşüncesınin
inandıncı olmadığını be-
lirtti.