05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYhA 15 Onlara yanıtKöşemizde vavımlanan ve sol- dakipoliükacüarın sorumluluk üsllendiği bakanhklarayapılan atamaların, sağ iktidarlar bo- yunca haksızlığa ve sürgüne ug- ramış. "onlar" diye tanımladı- ğımız bürokratlan üzdüğünü, kırdiğını yazmıştık. Bu \azımıza, adının açıklan- masını istemeven bir okurumuz- danyanıtgeldi. Aynen yayımh- yoruz: "Onlar; örgûtsüz kal- maya devam ettikleri, eleştiri- özeleştiri yöntemi yerine dedi- kodularla yetindikleri; koltuk uğruna smıfkimliğini terk edip etnik, dinsel, bölgesel kimlikle- rinikuüandıkları; bilime, eme- ğe, yaratıcıhğa saygıyerine ka- fakol ilişkileriniyeğlediklerisü- rece daha çok kırılacaklardır. Onlar; hırsıza hırsız, çıkar- cıya çıkarcı, rüşvetçiye rüşvet- çi demeyürekUliğinigösterme- dikleri, hukuku sadece kendi- lerine gerektiği zaman savun- dukları, demokrasi yerine çif- te standardı yaşam biçimi ola- rak benimsedikleri, Mumcu nun deyişiyle 'bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar 'ı önder seç- tikleri siirece daha çok kırüa- caklardır. Onlar; Cumhuriyet'e 'resmi ideolojinın savunucusu' yafta- stnı yapıstırıp kupon gazetele- rininpeşinden koştukları, şeri- atçı ile şeriatçı, numaracı ile numaracı, işine geldiğinde de solcu olduklan, Aslolan benim çıkanmdır' diyerek kendiçıkar- larını toplumsal çıkarlardan önde tuttukları, 'her hıyanm diyene bir a\vç tuz alıp koştuk- ları ' siirece daha çok kırılacak- lardır." İSIK KANSU 8 yıl maratonu8 yıllık eğitimi çıkarmak için Plan ve Bütçe Komisyonu 8 gün 9 gece çalıştı. 92 saatin üzerindefazla mesai yaptı. Komis- vonun maratonunda DSP Antalva Millet- vekili Metin Şahin de rekor hrdı ve tam 26 saat uvkusuz kaldı. Bu dayamkhhğını "sporcu"luğuna bağlayan Şahin. ister "cenk"deyin. ister "çetinmücadele", bu 8gün Çgecelik uzun koşudan nasıl utku ile çıhldığını şövle anlattı: "RP'liler, 8yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitim tasarısına şiddetle karsıydılar. Bir tarafian tasanyı Bu reformjilan değil di- yerek küçümserken, bir tarafian da tasa- nnın komisyondan çıkmaması için olabil- diğince direndüer. L'sul dışı, teamül dışı davranışlar çokfazla oldu. Komisyon sü- rekli baskı altında kaldu Bağırdılar, ça- ğırdılar, kürsü ö'nüne geldiler, engelledi- ler, konuşanlara müdahale ettiler. Ama biz, divan olarakson derece sabıriı davrandık. Söz almak isteyen herkese de söz verdik. Yarım saat kavga edUecek, bir saat arave- recektik. Dolayısıyla 'ÇoA- zaman kaybe- deceğimiz yere, varsm 5 kişifazla konuş- sun' dedik. 'Engelse bövle engellesinler, sonuçta teslim olurlar'dedik. Nüekim, son ikiotu- rumageldiğimizde teslim oldular. Mecal- leri kalmadu 26 saat hiç aralıksız çalış- tık, divandan hiç aynlmadık. RP'liler de muhalefeti bırakmaya mecbur oldular." Ya- nitasarı, "fıstıkgibi"çıktı. Ders almak için CHP Samsun Milletvekili Murat Karayal- çın 'ın geçmiş çızgisine bahldığında, kendisi- nin "küreselleşmeci" olduğu su götürmez. DYP ile Karavalçın 'm liderliğindeki SHP 'nin koalisyon yaptığı dönem gözden geçırildiğin- de "küreselleşme" sürecinın öngördüklerı- nin eksiksız vaşama geçirildiği anlaşılıyor. Sa- vın Karavalçın, CHP de sade bir milletvekili olduklan sonra çıkarmaya başladığı "Sosyal Demokrat Hareket Dergisi"nde (SDHD) bu doğrultuuı sürdürdü. Samanyolu televizyonu- na program yapan numaracı uçukJarla yapı- lan söyleşiler buna bir örnek. SDHD nin bu ay çıkan sayısmda. bugüne değin savunulan görüşlerden sıyrılma çabası dikkat çekivor. " TemeliSağ Âttt, Çatıyı Sol Çaüyor "başlık- lı makalede; neoliberalizme dönükyüzün baş- kayöne çevrildiği, hatta CHP üstyönetiminin pek beğendıği fngiliz Işçi Partisi lideri Tony Blair'in yeni sağın çeşnisi olduğu hıssettiri- liyor. Buna karşıhk, Fransız Sosyalist Parti- si ni iktidara taşıyan Jospin 'in, partisini sağ- dan avıran üç özelliğinin altı çiziliyor: "Eğitim, sağlık, posta, ulaşım, güvenlik gibihizmetlerkamu karşdanmahdır. Piyasa- nın yönelebileceği aşınlıklar sınırianmah, kamu vicdanını rahatsız edici, meşruluğu ve ahlaksaldeğerlere uygunluğu tartışmalı ka- yınçiann zeminioluşmamahdır. Her türlü üre- tim ve değişim etkinliği, halkın gereksinim- lerini karşılamaya dönük olmalı, spekülas- yon bir servet edinme yöntemi olarak kabul görmemelidir." SDHD de çıkan bu yazımn sevindırici ya- nı şu. Solda. yeni sağ rüzgarm -rüzgar ne ke- Hmefırtına- etkisi altmda oradan oraya sav- rulanlar, sonunda ılık sol meltemi yakalaya- bilmişler. Czücü yanı da şu: Saym Karaval- çın ın iktidar olduğu dönemde bile, SDHD 'nin yazısmda yer alan saptamalaryazılıyor çizi- liyor, söyleniyordu da, sinek vızıltısı olarak algılanıyordu. Ders almak, bunlarm doğrulu- ğunu anlamak için illa Avrupa daki gelişme- leri görmek mi gerekivordu? Lamı cimi yok Soİ, eninde sonunda kendi yatağını bulacak. Çocuğu kullanan medya Düzen böyle işliyor artık. Medyada. yazında. sanatta, toplumsalyaşamda kah- ramanlaryaratıhvor, sonra onlar tüketı- liyor, daha doğrusu tükettiriliyor. Bu tü- ketimin sonucunda da önemli ölçüde rant sağlanıyor. Ankara ve Kütahya daki kfik- tendinci eylemlere karşı koyan ikigenç h- zm, yaşamın doğal akışt içinde verdikle- ri anlık tepkiler, bir kartopu gibi büyûtül- dü. tki genç kız, belki kendilerinin de is- temedikleri ölçüde kahramanlaştırıldı- lar. Sonra? Gazeteden gazeleye, ekrandan ekrana taşmdılar, hatta özel yaşamlan sorgulanmaya başlandı. Medyatik adla- n ile bu "cesuryürekler" ıelevizyon iz- lenme oranlarını. gazete satışlannı pat- latacak birer araç oluverdiler. Ya haber bültenleri ile allanıp pullamp kamuoyu- na "harika çocuk " diye sunulan Selim Can m programına ne demeli^ Çocuk desen çocuk değil, cüce desen cüce de- ğil büyiikdesen büyük değil... Siyxısiprog- ramlar yapıyor. Karşısına oturduğu po- litikaaya, boyvnu aşan sorular soruyor, izleyenler de "Vay canına, bebeye bak, ne biçim oturttu "filan diyor. Sırfteleviz- yona çıkma uğruna, TBMM Başkanlığı. bakanlıkyapmış kişiler, çocuğun sorula- nna ciddi ciddi yamtlar veriyorlar. Eminiz, çocuk ruh sağlığı uzmanlan- mn konuya ilişbn köşemteyaptıklanyo- rum: herkesi. her konuyu istismar etmek için sınır tanımayan medyatö'rlerin bir kulağından girip diğer kulağından çıka- cak. Ama, en azından Selim Can ın an- nesi, babası. çevresi önem verebilir diye uzmanların görüşlerini özetleyelim: "Selim Can 'ayapürüanlar, çocukger- çeğine uygun değil Akranları ile bağ- lantısı kopacak, kendisini yere göğe ko- yamayacak. Arkadaşlan onu kendile- rinden farklı görecekler, dolayısıyla ya- şüları Uearasında açıklık artacak. Oyun oynayacağına, kendi yasıyla koşut ilgi- lereyöneleceğine, küçûk bir ukala ola- cak. ÇocukJuğunun gerçeğini deyaşa- yamadığı için ileride ruhsal uyum sorun- ları ortaya çıkacak." Tüketim toplumu olduk. Çocukları. te- miz duyguları. ahlaia. ilkeleri tüketiyoruz. Yavaşyavaş tükeniyoruz, haberinizola... Yüksel Endeğer yazıyor Umarım Bu Yazımı Sansürlemezler Gün gelecek rengârenk Yeni Cumhuriyet'iokuyacaksınız. Bu köhne, yeni dünyanın yeni an- layışından nasibini alamamış gazeteden hep birlikte kurtula- cağız. Yeni gazetemiz esnek olacak, iyimser olacak, "Türki- ye'de güzel şeyler de oluyor" düsturundan yola çıkacak, ikti- darla ilişkileri "dengeli" olacak. Dinozoriann saltanatına hep bir- likte son vereceğiz. Yeni Cumhuriyet lego vere- cek, şampuan verecek, deter- jan verecek, Tarkanposteri ve- recek, posteri verecek, Zeyna posteri verecek, Spice Girls'in sponsorluğunu yapacak, tabak ve de çanak verecek, sürahinin yanı sıra altı adet bardak da ve- recek. Alınması içm her şey ya- pılacak. Alınan her gazetenın okunması şart mı? Önce alınsın, zamanla okunur. Yeni Cumhuriyet, çağın en önemli estetiğini es geçmeye- cek; güzel kadınların, manken- terin, artistterin, popçu kızlanmı- zın, çıtır lolitaların birbirinden denşet fotoğraflan sayfalarımı- zı süsleyecek. Gerekirse güzel kadın eki vereceğiz. Kadın oku- yucularımızı da unutmayıp ya- kışıklı, çıplak pehlivanlan bir ha- berini bulup bol bol yayımlaya- cağız. Yeni Cumhuriyet enerji dolu olacak. Dınozor tayfasını, atgözlüklü soicuları burada barındırmaya- cağız. Şık transferlerimiz ola- cak. Her kesimle arasını iyi tut- makta ustalaşmış popüleryazar- lanmız olacak. Ekranda yüzünün her milimetrekaresini ezberle- diğiniz simalar köşelerimizde boy gösterecek. Fethullah Ho- ca ve benzeri muhterem şahıs- lardan özürler dileyip gönülleri- ni hoş tutacağız. Geçmişte, ya- ni Yeni Cumhuriyet'ten önce ya- pılan hataları telafi edeceğiz, bi- rinci Cumhuriyet'in çağdışılığın- dan arınacağız. Gerekli politik ve ekonomik bağlantıları kurup tekelleşme yolunda esaslı adımlar ataca- ğız. En sağından, en olmasa bi- le bir yere kadar soluna bir sü- rü gazete ve dergi çıkaracağız. Pastaya ortak olacağız. Sabır- la bekleyin. Yeni Cumhuriyet mutlaka kurulacak. Internet: htp/www/Belki televizyonumuz bile olur... CHP lideri Baykal sahitlîk yapacak 3. Düğün ŞenliğVnde 41 çift evlendirilecek tzmit Saraybahçe Beldiyesi'nce düzenlenen "3. Düğün Şenliği". bugün İsınet Paşa Stadvumu'nda yapıhyor. CHP Ğenel Başkanı Deniz Baykal ve Izmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen'in de katılacağı şenliklere İbrahim Tatlıses, Mustafa Sandal ve Ebru Gündeş de renk katacak. Lazer, su perdesi, havai fişek. piroteknik multi-vision ve paraşütlü bayrak gösterilerinin de yapılacağı şenliklerde 41 çift evlendirilecek. CHP lideri Deniz Baykal'ın nikâh şahitliğini şapacağı çiftlerin balayı giderlerini de Saraybahçe Belediyesi karşılayacak. Yörede başarılı çalışmalar yapan CHP'li Belediye Başkanı Hikmet Erenkaya. çağdaş, sosyal ve yenilikçi anlayışla hiztnet vermeyi amaçladıklarını belirterek şuniarı söyledi: "Aydınlık bir geleceğe yürüyen Saraybahçe'nin belediye başkanı olarak çağdaş ve mutlu insanların yaşadığı bir belde yaratmak için uğraş veriyoruz. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle evlenemeyen çiftlere bir düğün şenliğiyle kucak açarak belediyeciliğin sadece alt ve üst yapı hizmetleri olmadığını da ispatlıyoruz. Çünkü bu kent, insanı ile birlikte yaşıyor. Gelecek yıl, bir festivale dönüşecek olan geleneksel düğün şenliğine tüm İzmitlileri beklivoruz." KİM KİME DLM DUMA BEHÎÇAK ÇtZGİLİK KİMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY MIRMIRLAR UĞUR DUKAK TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Ağustos DENİZ DİPLERİNDEL 1334'TEBUGÜN, 1X1AMEKÎKAU TAPTtK- LAHl A8AÇLA, OKYANUS'm DAHA ON- CB İNİl£M£Mİ$ PEflİNÜKL£(!£ ULA$- TILAR. 3.200 MemeYE /NSN ZOO- LOG CMAGLES SEESE VB MÜH£MC*Ş OTlS &4RrON,8İJYÜK TEHLİKELB/İİ 6Ö2E ALM/ŞLAGDJ. YALNI2CA, SU ARAC/N CBATİSF£BŞ niK/M ÇJKA8İ- LECSK BİR MOTOBUJNUN OLMArtŞl- Nl 8EUKTMEK BİLE, TEHÜKEYİ AM- LATUtAYA YErEK.ASASlSARK.tTIL- OlSl ÇELİK KA8LOAJUM KOPMASI, BATİSFER'İ tKÎ ARKADAŞA MGZAK İ t e Î ' İ O İ 8 İ İ NB , KEÇPİNDE ÖNEUU BİR AOMOtAHlŞIU. ROCKNROU KRALI Cl ELMS PBESLEK 4-2 YAŞtNCA A*f£gf*A'DA ÖLOÛ-KAMYOA/ LEK'ROCAC* TÜRÛHÜN Sl DEğİLÜt AMA ONU BİR SAL 6W HALİUE 6ETİBEH&. TİİM İ BEN2ERSİ2 8A$A£/m ULA$77X) '. PLAKLARI MİLYOfJlARCASA-, YtNI ĞYKÛNMEYE ÇAL/ÇT/LAZf, POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL • ••Kuşkulapın Kuşkusu Genç mizah yazarları eskilerine dinozor diyor- lardı. Şimdıler kuş burnu diyor "/a/ş/aj"yadüşüyor- lar. Bu gençlerden Cihan Demirci hem de en ça- lışkanlarından (bununla 10 kitabı var) bana Kuşku Burnu'nu göndermiş. Hem de iyi etmiş, hemi de hoşnut etmiş, hemi de gönlümüzü şaduman etmiş, şöyle döktürmüş: Bir kadın çıktı sürekli Kuş burnu içti, Ve sonunda bize Kuşku burnu düştü! Kuşkulanmın ülkesi ÖREKE'den en deh-çetengiz en poşetengiz Sevgilerimle. "Kuşku Burnu" çayınız ektediri Resimleri çizemediğim için buraya geçiremiyo- rum, yazılı olsun. Herkesin bir mizahı ve bizim ki de (yazılı) sözlü olmasın. Sınavlar yazılı, sözlü di- ye ikiye aynlmaz mı? Gaf dağının ardında bir ûlke buldum, Adı: ÖREKE... Burası, içinden kuşku bur- nu çayı geçen... Yeşili sahte pasaportlu... Şerefli katillerin otağı... Kuşku Burnu Cihan Demirci patentli bir çay... La- kin bir acayip çay!.. Önemli özelliği mideye değil akla gitmesi... Fazla kaçırmaya gelmez... Siz bakmayın benim geç kalmama, benden ön- ce gazeteler harıl hanl yazdılar, sayfa sayfa döşen- diler. "Hülya evlendi." "Hülya Avşar Paris'te evlendi." lletişim araçlan boş durur mu.. çarşaf gibi dö- şendiler. Hafife almayın, memleketin en ciddi so- runlanndan öne geçti. Sekiz yıllık temel ögretim de geride kaldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu da ıskaladı. Aydın- lık çağını da geride koydu. RP'nin kapatılmasını da unutturdu. Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianame- sinı unutturdu. Başsavcı da ne ola ki! En ulusal so- runlarımızı gölgeledi. "Nekio?" "Hülya'nin evlenmesi..." Elime geçen gazetede sürmanşetteydi. Süper emekli ücretleri gibi süper. Hani birzamanlar(Ozal zamanı) hükümet süper emeklilik verecekti de ver- medi de işçileri dolandırdıydı. Millıyet gazetesi şöyle yazıyordu: "Sinema, TV ve müzik dünyasmın ünlü ytldızı Hülya Avşar, 5.5 yıldır birlikte olduğu Kaya Çilin- giroğlu'y'a evlendi. Evlendiklerini kimseye söyle- meyen, gizli tutan çiftin nikâhını, Türkiye'nin Paris Başkonsolosu Ali Enginoba kıydı. Show TV Ge- nel Müdürü Murat Saygtyla ve eşi Beril Saygıy- la şahitlik etti. Dört aylık hamile olan Hülya, hami- leliği duyanlara 'Allah mutlu etsin!' diyordu. Haber- ler üst üste geliyor, nikâh, evlilik, balayı... Hülya ev- lendikten sonra balayını Erol Aksoy'un yatında geçireceklerini açıkladı. Sosyetenin konuştuğu biricik konu Hülya'yla Kaya'dır. Duyduk, duymadık demeyin!.. Yasak! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAĞA: 1/ Osmanlı sara- >ında harem hiz- ' metine alınan kı- 2 demli zenci ha- remağasına veri- 3 lenad. 2/Hındıs- * tan'da kast dışı olanlara venlen 5 ad... L'luslarara- „ sı Basm Enstıtü- " sü'nün simgesı. 7 3/ Düz \e geniş arazı... Necati 8 Cumalf nın. bir q adı da "Tütün Zamanı" olan romanı. 4/ Geminin içinde en alt bö- .. lüm. 5/ Henüz mayalan- marruş üzüm suyu..."Be- ^ hiç —'": Kankatür sanat- 3 çımız. 6/Telli bırçalgı... 4 Birmağazanın yalnızbir g tür eşya satılan bölümü. II tslamdageçıcı evlilik... 6 Ad ka\mi hükümdarı 7 Şeddad tarafından cen- Q nete benzetilerek yaptı- • nlan efsanevi bahçe. 8/ Çabuk ve kolay kavrayan... Belketniğı. 9/ Bir çeşit anti- bıyotik. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ tCürküdeğerli keselı bir hayvan. 2 / " — Şankar": Dün- yaca ünlü Hintli sıtar ustası... Hukuk. 3/ Inek ya da dana budunun orta bölümü... Deriden sızan sıvı. 4/ Bernardo Bertolucci'nin bir filmi... "Gösteriş. fiyaka" anlamında argo sözcük. 5/ Başka bir şiir ömek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan şiir... Işaret. 6/ Fazla bön, avanak, 7/ En küçük sosyolojık bırim... Bir tuzla ürününün satıldığı bölgeler. 8/ Atasözlerine dayanan didaktik Çin şiin... Kan- sızlık. 9/ Kuzulama dönemıne girmi^ ya da doğurmuş ko\Tin... Büyük tonajlı taşıtlar imal eden bir Alman fır- K Aj A F E T E R Y A F IY E T | 0 R y_ A L LJU | N 0 R M 1 R •R U A | G 0 A R | L, • A, N D | TK A M E •Y 1 K N A •0 L T U L 0 T R E | G A M 1 s.T E N L IK • ILAN TC ANTALYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1996/1396 Davacı Murat Coşkun vs vekili tarafından dava- lılar Ahmet Güllü v s aleyhlerine açılan izakyi şü- yu davasında: Ankara. Keçiören. Etlik Devrik Sok. 45/13'te davalı Zülkorney Özkoçak adına ve adresine çı- kartılan tebligat bila tebliğ iade edilmiş, c.başsav- cılığı kanalı ile de adres araştırması neticesinde adresleri tespit edilemediğinden ilanen tebliğ ya- pılmasına karar verilmiştir. Buna göre Güzeloba Köyü, 6931 ada, 15 par- selde kayıtlı bulunan taşınmazın satılarak paydaş- lar arasında satış bedelinin pay edilmesi davası- nın. 11.9.1997 günü saat: 09.00'da mahkememiz- de yapılacak duruşmada adı geçenin hazır bulun- ması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği takdirde duruşmanın gıyabında yürütü- leceği yönünde dava dilekçesi özeti ve duruşma günü ilanen tebliğ olunur. 25.7.1997 Basın: 34300
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle