05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Dışişleri Bakanlığı ve İsrail, Mübarek'i yalanladı Tatbikat ekimde yapılacak• Türkiye-ABD-tsrail'in katılımıyla gerçekleşecek olan tatbikat, ekim ayının ikinci yansmda Doğu Akdeniz'in •uluslararası sulannda gerçekleşecek. Arap dünyasının kaygılannın giderilmesine yönelik olarak Mısır ve Ürdün gibi Arap ülkelerinin "gözlemci" statüsüyle tatbikata katılmalan için davetler yapıldığı kaydedildi. SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA -Mısır De\ let Başkanı Hüs- nü Mübarek'in "erteJendi" dediği üçlü askeri tatbıkatın, ekim ayının ikıncı yan- sında Doğu Akdeniz'de yapılması plan- landı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mübarek'in tatbikat ıle ılgili olarak Arap dünyasının ka> gı ve endışelenni ilettıği mesaja. "Bu tatbikat kimseye karşı değiL dilerseniz siz de kaülabilirsiniz" yarutını verdı. REFAHYOL dönemının dış poli- tıka işleriyle ılgili Devlet Bakanı Abdul- lah Gül ise "Arap ülkelerinin tepkilerini gözönüne aldık ve tatbikatı sürüncemede bıraknk" dedı. Türkıye ile İsrail arasında 23 Şubat 1996 tarihınde imzalanan askeri eğıtım işbirliği anlaşması kapsamında yapılma- sı öngöriilen asken tatbikat. Arap dünya- sının tepkilennı çekmeye devam ediyor. Mısır Devlet Başkanı Mübarek'in geçen günlerde Iskenderiye kentinde üniversi- te öğrencilerine yaptığı konuşmanın bir bölümünde, "Türk Cumhurbaşkanı'na Arap dünyasının bu konudaki kaygılan- nı ve tedirginliğini anlattını ve Türkiye o zaman bu tatbikatı erteleme karan aldı" dıye konuşması Türkıye ve İsraıl tarafın- dan yalanlandı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bil- gıye göre, Türkıye-ABD-İsrail'ın katılı- mıyla gerçekleşecek olan tatbikat. ekim ayının ikinci yansmda Doğu Akdeniz'in uluslararası sulannda gerçekleşecek. Arap dünyasının kaygılannın gıdenlme- sıne yönelik olarak Mısır \e Urdün gibi Arap ülkelennin "gözlemci" statüsüyle Koleksiyon tutkunu gazetecilertstanbul Haber Servisi-Basın Miize- si'nde 24 Ağustos'a kadar açık kalacak "olan "Gazetecilerin Hobileri" sergisi. son günlerde yedikleri da> aklar. cezae\ ınde- ki sayılan yadapoliskatilleriyleneredey- se yaptıklan haber kadar haber konusu olan gazetecıleri kamuoyuna değışik bir açıdan yansıtıyor. Haber nedenıyle katıldıklan pek çok yurt ıçi ve dışı gezi sırasında tanıklık et- tiklen kültürlerden bırer parça almayı ıh- mal etmeyen koleksiyoncu gazeteciler. bu sergiyle içsel yaşamlanyla da ilgili meraklılanna küçük ipuçlan veriyorlar. Ömeğın, gazetecılenn en kötü muamele- yi gördüğü bir ülkede meslektaşlannın $orunlarını \e sorumluluğunu taşıyan Türkıye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı NailGüreli'mn yüzlerce kibnt kutusu bi- riktirdiğini kim tahmin edebılırdi ki? Ya da Pen Ajans'ın sahibi Ayşegül Dora'nın gittiği her ülkeden binlerce bebek topla- dığını, Türkiye gazetesi yazarlanndan Erden Gükyin "pulkouVolduğunu han- gi okuyucusu bilebilirdı? Sergıyi gezer- seniz eğer, uzun yıllar spor foto-muhabir- 1iği yapan YılmazCanel'in kokart, Selma Selçuker'in el yazması, Ergun Hiçyıl- maz'ın madalya, Namık Koçak'ın mınık içki şişesi koleksiyonlanna da rastlayabı- lirsiniz. Sergılendikleri camekânlı bölümün önünden uzun süre aynlamayacağınız bu koleksiyonlar arasında belkı de en şaşır- tıcı olanı Orhan Koloğlu'nun arşıv ıne ait. 2. DünyaSavaşı sırasındaTürkı\e ve Al- manyada dağıtılan ekmek karneleri. 1974 harekâtında olaylan en sıcak yerin- de, Kıbns'ta izleyen Ergin Konuksever'ın içinden kılıç çıkan baston. pala. kama, fljço ,ya da oklan da sergınin bir başka ıl- gjnç koleksiyonu. Aynı zamanda öldürülen gazetecılenn resimlennin de asılı bulunduğu sergi sa- lonundaki Konuksever'e koleksiyonu için aynlan köşenin Kıbns'ta yamnday- Sergiye katılan gazetecilerin çoğu, çocuklan gibi bakbklan koleksiyonlannı sık sık kontrol ctmeye geliyoriar. ken ölen arkadaşı gazeteci Adem Ya- vuz'un çerçevesınin önünde olması ise hüzünlü bir buluşma gibi... Sergi salonu- nun bir köşesine sıkışan bu hüzün. bir başka koleksiyoncu gazetecı İskcnder Ozay'a aıt bölümdekı eskı radyolardan çıkan musikı ıle havaya kanşıyor. Özay. 10 yıl önce başlayan radyo me- rakının berabennde eskı pİaklan. o plak- lann iğnelenni. plaklann içinde bulun- duğu poşetlen, poşetlenn üzerindeki pul- lan biriktirme alışkanhğını da getirdiği- ni söylüyor. Koleksiyonunda yaklaşık 1500 taş plak ve 50'den fazla radyo bulu- nan Özay, hem gazeteci hem koleksiyon- cu olmasmm nedenıni de şöyle açıklıyor: "Haberin ağırüğından,daktilodan. me- kintoştan kaçmak için. med\a plazalar- dan bir an olsun uzaklaşabilmek içtn.bjr yöntem aslında.bu. Lstelik bir küüü^hiz^ „ meti. " . '. • Düşünün birkere bu canım raöyolar mı terk etti bizi yoksa biz mi onlan.. Bu rad- yodan çıkan ses. bu taş plaklar. üzerkrin- deki sanatçılann isimleri bizi anlanyor. Buna sahip çıkmau." Koleksiyon sergisinin fıkiranası Gaze- teciler Sosyal Hizmetler Emekliler Vak- fı Başkanı Vasfiye Ozkoçakın şikâyeti ise 'kaûLacağım' deyip işlenni ya da yaz ili k l b h d d t e k siyonlannı sergiye vermçyijfl jjazeteciler. Özkoçak, sergiye katılan gazetecileriqise bmbir tembıh ve özenle koleÜffiyonlannı teslım ettıklennı. hatta kımılerinin kont- rol ettıklerinı anlatıyor. Cumhurbaşkanı Alibeyköy'de Demirel: Dere yataklanna konut yapılması sakmcalı tstanbul Haber Servisi-Cumhur- başkanı Süle>Tnan Demirel. Istan- bul'da sel baskınlannın yaşandığı Ayazağa, Bahçeköy \ e Alıbeyköy'ü askeri bir helıkopterle dolaştı. Tür- kiye Erozyonla Mücadele Ağaçlan- dırma ve Dogal Varlıklan Koruma Vakfı (TEMA), sel olaylannın yol açtığı felaketlere yetkililerin dıkka- tini çekmek amacıyla "Türk l lusu Başın Sağolsun" ısımli kampanya Demirel, sel baskınlanmn yaşandığı bölge- lerde incelemelerde bulundu. başlattı. Karayoluyla Alibeyköy'e gelen Demirel. burada bir konuşma yaparak "Birinizin canı yandıysa he- pimizin canı yandı. Çektiğiniz ısbra- bı millet olarak hepimiz çektik* de- dı. • Istanbul Valisi Kutlu Aktaş ıle teraber incelemelerde bulunan De- mirel. 3. Alibeyköy deresinin üze- rindeki barajın sel suyunu tuttuğu- hu, ancak Maslak'ta bulunan dere- Üeki bendin suyu yeterince önleye- tnemesı nedeniyle fabrika ve ev leri su bastığını ve bir hayli zarara yol açtığını gördüğünü söyledi. Demi- rel, "Yalnız tstanbul değil, Türld- ye'nin her tarafında dere yataklan işgal edilmiş. Ye zaman zaman doğa, işgakileri cezalandınyor'' diye ko- nuştu. Demirel bir soru üzerine şöyle devam etti:"Kahcı çözüm. dere ya- tağından çıkacaksın. Başka çözüm yoktur. O kadar ağır yağmur. aşağı yukan 100 senede bir ya- ğar. Normal olarak 80 gün- de yağan \ağmur, bir gün- de yağmış. Bu şekilde yağ- mur yağarsa vapabUeceği- niz bir şey yok. Dere yatak- lannın bu şekilde kötü işgal edilmesi, her zaman canını- /ın yanmasuıa sebep olur." Selzedelere yapılan 25 mılyon lira yardımın yeter- li olup olmadığının sorul- ması üzenne Demirel, "25 milyonluk yardun yeterli değflse yeterti hale getiriKr. Onlar sorun değü" dedi. TEMA Başkanı HayTettin Kara- ca. sel felaketlerinin yol açtığı zarar- lardan dolayı yetkililerin dikkatini çekmek amacıyla "Türk l lusu Ba- şın Sağolsunr ısımli bir kampanya başlattıklannı belirtti. Karaca. kam- panyay la ilgili hazırlanan ve üzenn- de "Acı bir kayıp; toprak ana", "Toprak ana öldürüldü. "Katil ara- mızda" yazılı el ilanlannın tüm ba- sın yayın kuruluşlanna verilerek üc- retsiz olarak duyurulannın yapıla- cağını bildırdi. tatbikata katılmalanna yönelik davetle- rin de yapıldığı, ancak bu ülkelenn konu- ya sıcak bakmadtklan kaydedildi. Suriye, Irak ve Lübnan gibi Arap ülkelerinin tat- bikat konusunda büyük rahatsızlık ve kaygı duyduklan bildırildi. Ortak askeri tatbikatın gerçekleşme- sinden önce israil Savunma Bakanı Itz- hak Mordıkay'ın Türkıye'ye gelmesi bekleniyor. REFAHYOL dönemınin Milli Savun- ma Bakanı Turhan Tayan'ın ziyaretine yanıt olarak gerçekleşecek temaslarda i- lci ülke arasında sürmekte olan ve yeni gündeme gelecek projelerin ele almaca- ğı kaydedıliyor. Cumhurbaşkanı Demirel. önceki gün, bir soru üzenne, "Mübarek ile tatbikatın ertelendigine ilişkin bir göriişme yapma- dıgmı" bildirdi. Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri. tarihi kesınleşmeyen tatbika- tın ertelenmesının söz konusu olmadığı- nı. tatbikatın bu yıl içinde kesinlikle ya- pılacağını belırtirken, Israılli diplomatik kaynaklar da, "tatbikatın ertelendigine yönelik hiçbir resmi yazı almadıklannı1 * vurguladılar. Gül: Sürûncemede bıraktık REFAHYOL döneminde De\ let Baka- nı olan Gül ise Cumhuriyet'ın konuyla ıl- gili sorulan üzerine, Cumhurbaşkanı De- mirel'in yanıt mesajını iletmek için ha- ziran ayında Mısır'a bir gezı yaptığını anımsatarak, şunlan kaydetti: "Biz,Arap ülkelerinin İsrail ile tatbikat konusundaki uyanlannı ve tepkilerini ta- bü ki dikkate alıyorduk. Ağuiıkb ülkele- rin tepkileri tabii ki dikkate alınır. Onlar bizim komşulanmız. Zaten tatbikat tari- hi açıklanmamıştL Biz de komşulann tep- kilerini gözönüne alarak tatbikat taririi- ni sürûncemede bırakük." Mısır Devlet Başkanı Mübarek, mayıs ayı sonlannda Demirel'e ilettiği bir me- sajda, "Özellikle Türkiye'ye suun olan Arap ülkelerinin İsrail ile bir tatbikat ya- pılmasından büyük rahatsızlık duyduk- lannı" iletmışti. Demirel'in. Gül aracılı- ğıyla ilettiği yanıtta, tatbikatın hiçbir üçüncü ülkeyi hedef almadığını, tama- men insani amaçlı ve arama-kurtarma tekniklerinin geliştirilmesine yönelik ol- duğunu ilettiği öğrenildi. Tatbikatın tari- hinin kesinleştirilmediğini vurgulayan Demirel'in, "tsteyen tüm Arap ülkeleri tatbikata kadlabilirier" dediği de öğrenil- di. - Cumhurbaşkanı Demirel'in 16 eylül- tfe*Mısır'a yapacafit^hşmâ gezisifıra- ' sîıtdâVaİfceYî ta*îfâiflfl5riüsunun bir kere daha gündeme gelmesi ve Mübarek'ın Demirel'i iknaetmeye çalışacağı tahmin ediliyor. Nezafet Canbayraktar 32 yıldkr selle uğraşıyor Eyvah yine yağmur! KEREMILGAZ "Her yağmur yağdıgmda uykulanmız kaçıyor. Su seviyesi nereye kadar yükseldi diye cama çıkıp bakıyoruz. Yağmur bizim için bir kâbusa dönüş- tü" diye konuşuyor Alibeyköy sakini. Istanbul'un aslında altyapısının yetersız olması nedeniyle bir "megaköy" okiuğunu kanıtlayan yağmurla birlik- te Türkiye'nin gündemine düşen Alibeyköy sel- den sonra yaralannı sanyor. 32 yıldır Alibeyköy'de oturan 70 yaşındaki Ne- zafet Canbayraktar artık selle uğraşmaktan bık- mış. Karabasana dönüşen her şiddetli yağmur son- rası evinde halı ve yer temizliği yapan Canbayrak- tar, bu sefer bu kadar ucuz kurtulamamış. Evinin eşyasının tümü zarar gören yaşlı kadın artık evin- de de kalamıyor. Zemininin tahtalan bile su nede- niyle çürüyen e\ine girdiğimizde bizi ağır bir ru- tubet kokusu karşılıyor. "O gün de yağmur başla- dıktan sonra camdan bakarak su\un seviyesine baktun. Yavaş yavaş cama doğru yaklaştığmda komşularun beni camdan alarak tehlikesi/ bir ye- re götürdü. Ben bö> le korku içinde mi yaşamak zo- rundayım?" diye konuşan Canbayraktar, artık kı- zının evinde yaşamayabaşlamış. Bilgiliailesi, Ne- zafet CanbayTaktar kadar şanslı değil. Başka ka- lacak yerleri olmadığı için temizleyerek evlerinde kalmaya devam eden 4 çocuk annesi Ceylan Bfl- gili, bizlere yağmur nedeniyle çürüyerek delinen zemini gösteriyor.Küçük yaşta bir çocuğun içine girebileceği kadar büyük olan deliği bize gösteren Bilgilı. oturduklan eve 5 milyon lira kira parası verdiklerini ve kocasmın ınşaat ışçiliğiyle kazan- dığı paranın başka yerde oturmaya yetmediğini anlatıyor. Deııiz facialarma öııleııı^ çağdaş doııaııuıı GÜNDÜZ İMŞİR /CEM ULUTAŞ ; Tûrk Kılavuz Kaptanlar Demeği Baş- kanı Aykut EroL Boğazlar'dakı ana kaza nedenlennden bırisinın "mevcut kuralla- nn u) gulanmasım sağlayacak. uygulanıp Dygulanmadığını denetievecek, bolge için- deki trafik akışını organize edecek, gemi- İere yolalım (seyir-Navigasyon) \e meteoro- İojik bilgi yardımı yapacak çağdaş dona- îumlı bir GTH'nûı (Gemi Trafik Hizmet- leri)bulunmamasr olduğunu söylüyor. '• Aykut Erol, UluslararasıDenızcilikÖr- gütü (IMO) standartlanna uygun çalışa- cak. çağdaş donanıma sahip bir Gemı Tra- fik Yönetim Hızmetleri'nın (GTYH) en kısa zamanda kurulması gerektığini vur- gulayarak şunlan söylüyor: "Türk Boğazlar bölgesinde kurulacak Gemi Trafik Yönetim Hizmetieri'nin (G- TYH) otoritesi Kıyı Emniyeti İşletmesi ol- malıdır. Çünkü KJVI Emniyeti İşletmesi. I- MO'nun (Uluslararası Denizcitik Örgütü) kurallanna uygun resmi bir denizcilik iş- letmesidir. Böylece Gemi Trafik Yönetim Hizmetkri'nin işletme masraflan, Kıyı Emniyeti İşletmesi'nin Montreus Sözleş- mesi"ne dayanarak Boğazlar'dan geçen ge- milerden aldığı harçlardan karşılanabilir. Türkiye. kurulacak çağdaş donanunlı G- TYH ile gemilerin gü\enliğini arttjrdığını belirterek gemilerden alınan harçlann yükseltilmesi yoluna gidebiur. GTYH'nın çalışma alanı ve sınırian. yükümlülükleri, sorumluluklan açıkbir biçimde beliıienip ilan edilmelidir. GTYH'nin donanımında Haberleşme donanımlan (YHF), normal ve özel telefon hatlaru teleks. telefaks. rad- yo, telefbn ve mikro dalga /inciri. otomatik data transfer sistemleri yer almakdır. Ra- dar kaplaması. kapaJı devre TV^ \"HF di- rvction finding donanımlan ile konuşma kayıt video kayıt ile beürli noktalarda me- teorolojik \e hidrolojik bilgileri elde etme donanımlan da bir bütiin oluşturur. Bu hizmeti verecek personelde IMO'nun ara- dığı şartlara uygun olmalıdır." Yapılan araştırmalara göre Boğazlar bölgesinde meydana gelen kaza nedenle- nnin en sık karşılaşılanlan şöyle: "Kötü doğa koşuilan (sis, tipL şiddetli \ağmur, şiddetli akırıo. orkoz). Donanım- lannda eksik, anza olan gemüer. Güvenlik kurallanndaki eksiklikler. Gemilere bilgi verecek. kurallan u> gulatacak bir sistemin (teşkilaün) olmaması. Kılavuz kaptan al- mavan gemilerin yapbğı hatalar." Âraştırmalar 01.05.1982 ile 02.03.1993 tanhleri arasında tstanbul ve Çanakkale boğazlannda ortaya çıkan gemi kazalan- nın yüzde 85' inin kılavuz kaptan almayan gemilerce yapıldığını ortaya koyuyor. Bu nedenle Boğazlar'da denız kazalannın ön- lenmesınde kılavuzluk hızmetlen son de- rece önemli bir yer tutuyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Bir Yazının Anımsattıkları Geçen yılın başlannda Ismet Paşa'nın aile işle- riyle devlet işlerini birbirinden ayırma konusundaki özenini vurgulayan bir yazı yayımlamıştım. Istan- bullu bir okurum bu yazı üzerine bir mektup gön- dermiş. Sonradan değerlendirmek üzere ayırmışım. Geçenlerde elime geçti. Güzel bir üslupla yazılmış olan bu mektubu, siz- lerie paylaşmak istiyorum: "Sayın Toktamış Ateş, Cumhuriyet gazetesindeki köşenizde yayımlanan yazınız, bende bazı çağnşımlar yaptı; bunlan size de aktarma gereği duydum. Hocalık sıfatıyla bağ- daştırdığınız aydın kişiliğinizin dogal olarak etkile- diği ilerici kesime, geçmişin birtakım olaylan ve ül- kenin kaderine hâkim olmuş kişileri hakkında, ger- çeklerin dile getirilmesi, sanınm sizin de hedefleri- niz arasmdadır. Sizden bir önceki neslin, okumayı öğrendiğim çağdan bu yana Cumhuriyet okuyan bir bireyiyim. Ankara'da doğdum, büyüdüm. Babam aydın, Ke- malist bir devlet memuruydu. İkinci Dünya Sava- şı'nın bütün mahmmiyetine rağmen, evimizden bir günlük gazete ile yabancı dilde bir haftalık dergi ek- sik olmadı. Atatürk öldüğünde 4 yaşındaydım. Onun muh- teşem cenaze törenini, annemin omuzlanndan, bu- günkü Etnografya Müzesi'ndeki heykelin önünden, şimdi Gençlik Pan\ı'nın bulunduğu düzlükte, dün- yanın pek çok ülkesinden tören için gelmiş rengâ- renk merasim kıtalan ve çevremde genç-yaşlı her- kesin hıçkınklı ağlamalan, çocuk hafızamın arşivin- de (bugün dahi capcanlıdır) yer almıştır. Okula, Ebedi Şef ve Milli Şef tanımlanyla ve' Ata- mız tarih oldu / Babamız Inönü var" marşıyla başla- dık. İkinci Dünya Savaşı dünyayı kasıp kavururken, üç kardeşin en küçüğü olarak, Cebeci'deki lltekin llkokulu'nda okuyordum. Bu okul, o dönemlehn devlet konservatuvanna çok yakındır ve evimizle okul arasındaki yol üzerindedir. Her cumartesi öğ- le vakti okul çıkışmda, motosikletli eskortlaria ön- den ve arkadan korunmuş birkaç resmi otomobil arasında Cumhurbaşkanlığı forslusu, Inönü'yü, mu- tat cumartesi konsenne getirirdi. Aynı tantana, pa- zar günleri de Hipodrom 'daki at yanşlannda yaşa- nırdı. Evimize gelen gazete ve dergilerden, harp içindeki ülkelerin kral-kraliçe ve devlet başkanlan- nın, halkla birlikte yiyecek kuyruklannda ya da bi- siklette işlerine giderken çekilmiş resimleri çocuk yüreğimizde fırtınalar kopanyordu... O döneme ait unutamadığım bir başka anı da Ankara Kız Lisesi'nde okuyan ablamla ilgilidir. üse, Etnografya Müzesi'nin ankasındaydı. Ankara 'da ge- celeri karartma uygulanıyordu ve zifiri karanlıkta okuldan çıkan ablamın, Demirlibahçe'deki evimize güven içinde gelebilmesi için, benim korumamdan başka çare bulunamamıştı. Hava kararmadan evi- mizden çıkıp lisenin önüne gelir, ablamla el ele tu- tuşarak Demihibahçe 'deki evimize dönerdik. O dö- nemde Ankara'da, belihi güzergâhlarda Rus malı yeşil-beyaz burunlu belediye otobüsleri çalışırdı, ama otobüs parasının, aile bütçesine yükyansıttı- ğı da birgerçekti. O dönemde otomobil de çok az görünürdü Ankara'da. Ben kapıda abiamın çıkışını beklefcen, kırmızi plakalı siyah bir otomoÖH de ka- pıya yanaşır, aUamm sınıf arkadaşr-Öaûen \nö- nü'yü beklerdi... , * • < f . Demem o ki, yazınızda değindiğiniz uygunsuzluk- lar, Özal kadar yeni değildir. 1945'ten sonra, De- mokrat Parti'nin kurmaylannın, CHP ve Inönü için , her fırsatta dile getirdiğiyermelehn başında, 'ARA- BA SALTANATT başlığı ile bu hususlar dile getirilir- di. 1946 seçimleri CHP için ayıplı olarak geçiştirilip 1950'de Demokrat Parti iktidara geldiğinde, ben li- se öğrencisiydim. Demokrat iktidann ilk 6 ayında, belediye otobüslerinde, Koraltan'/a, Köprülü ile Mükerrem Sarol'/a birlikte olmak, Demokrat Par- ti'yi desteklemekle ne denli ilerigörüşlü olduğumu- zu düşünür, gururianırdık. 14 mayıstan en çok 6 ay sonra, eski resmi arabalann tamamı satıimış, yer- leıine son model arabalar alınmış, belediye oto- büsleri yine bize kalmıştı. Beni bağışlayın, sizin yazınız bana bunlan yazdır- dı. Yazmasam, saygı duyduğum kişiliğiniz karşısın- da, Cumhuriyet okuru olmanın yükünden kurtula- mazdım. Saygılanmı sunanm." Okurianmdan bazılannın, "Bu mektup nereden çıktı, neden yayımlanma gereği duyuldu" gibisin- den sooılan olduğundan eminim. Kimileri kötü niyetten, kimileri cehaletten ve kimi- leri de kendilerinden başka herkesi budala zannet- tiğinden, öyle yorumlar çıkıyor ki; tarihimizin böyle- sine unutulması beni müthiş rahatsız ediyor. Bu mektubu, bir belge olarak yayımladım. Toplumlann bu denli unutkan olmaya haklan yok. Teknikerlere mülıeıulislik hakkına tepki CANGAZALCI ANKARA - REFAH- YOL hükümeti döneminde hazvrlanan yönetmelik tas- lağıyla, tüm teknik öğret- men ve teknikerlere. mü- hendislerin sahip olduğu haklann verilmesi planla- nıyor. 'TMMOBGenel Sekre- ten tsmet Oztunah, "Bu, REFAHYOL döneminde Miffi Egitim Bakanhğı'nda- ki kadrolaşmanın bir yansı- mastdır. TMMOB'nin sol- cu olduğu yaklaşunı içinde mübendisleredarbe vurma hevesindeler" dedı. Eskı Milli Eğitim Baka- nı Mehmet Sağlam döne- minde hazırlanan yönetme- lik taslağı, meslek liselerin- de çalışan teknik öğretmen- lenn ve 2 yıllık meslek yük- sekokullanndan mezun olan teknikerlerin. mühen- dislerin haklanna sahip ol- malannı sağlıyor. MEB Er- kek Teknik Öğretım Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan 30 Mayıs 1997 tarihli tas- lak. bütün dallardaki mü- hendisleri etkiliyor. Ilgili yasada, "Tekniker ve tek- nik öğretmenkrin yetki ve sonımluluklanna ait esas ve usuller, Baymdırhk ve h- kân Bakanlığı. L laştırma BakanhğuSanayive Tkaret Bakanlığı ve Yüksek Oğre- tim Kurulu'nun (YÖK)gö- rüşleri abnarak MEB'ce haarlanacak bir yönetme- Kkle düzerüenir" deniyor. TMMOB Genel Sekre- teri tsmet Oztunah, taslak- la, tekniker ve teknik öğret- menlerin, proje hazırlayıp denetim yapabileceklerini vurguladı. Bütün dallardaki mü- hendislere çok büyük hak- sızlığın yapıldığını savunan Oztunah, "Bu, REF.\H- YOL'un MEB'deki kadro- laşmasuun bir yansıması- dır. MEB'in kadrolanna teknik öğretmenkrin hâ- kim olduğu yönünde du- yumlannuz var. Bunlar, T- MMOB'nin solcu olduğu yaklaşunı içinde, mühen- dislere darbe vurma hevesindeler'' görüşünü dile getırdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle