Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ HABERLER PKK 8 otomobili yaktı • ANTALYA/ DİYARBAKIR (Cumhuriyet)- PKK'li oiduklan öne sürülen silahlı bır grup, Antalya'da safariye çıkan tunstlerin yolunu keserek 8 cıpı ateşe v erdıler. Antalya Valısı HüsnüTuğlu. oiayda terör örgütünün parmağı olabileceğını söyledı. PKK'nın eylemlere başlamasının 13. yıldönümünde Hakkari harıç Güneydoğu sakin bir gün geçırdi. Hakkâri'nın Yukarı Merzan Mahallesi'ne tacız aieşınde bulunan teröristler. güvenhk görevlılerınin karşılık venneM üzerine olay yennden kaçtılar Gölbaşı Çetesi' yapgılamyop • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Gölbaşı'ndakj Tuta Petrol'ün sahıbı Cemal Sümer'ı 'zorla kaçırdıklan, yüklü mıktarda para istediklen \e bazi eşyalannı gasp ettikleri' gerekçesıyle haklannda dava açılan 3'ü asker 7 sanığın. 30'ar yıldan az olmamak üzere ağır hapıs cezalan ıle yargılanmalanna başlandı. Dünkü duruşmada savunmalannı veren sanıklar tahlıyelenni talep ettıler. Mahkeme Başkanı, savcınm da talebı doğrultusunda. tutuksuz sanık Lütfı Reşıt Inal dışındakı sanıklann. tutukluluk hallennin devamına. müşteki Cemal Sümer'ın tanık olarak dinlenilmesi için duruşmayı erteledi. KYB liderinin temaslam • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Irak Kürdistan Yurtseverler Bırlığı (IKYB) liden Celal Talabanı, Ankara "dakı temaslannın son derece tatmın edicı olduğunu ve yaptığı görüşmelerden memnun kaldığını bildırdı. Talabani, Dişışleri Bakanı Ismaıl Cem"le yaptığı görüşmeden sonra. Türkıye'nin gelecekte bölgede önemlı rol oynayacağı izlenımı edindiöıni belırtti. Talabani, dünde^TBMM'de Cumhuriyet Halk Partisi Gene! Başkanı Deniz Baykal'la bir araya gelerek Kuzey lrak ve Irak"taki durum konusunda görüş alışverişınde bulundu. Bakanlık kararı uyguladı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay'ın, Bergama'da siyanürle altın üretmek isteyen Eurogold firmasının ışletme izrtınin iptali istemine onay \eren kararına, RP'h eski Çevre Bakanı Ziyaettin Tokar döneminde yapılan karar düzeltme ısteğı geri çekıldi. Çevre Bakanı Imrcn Aykut. hukukı sürecin hızlanması ve dosyanın yerel mahkemeye bır an önce gördenlmesı için başvurunun geri çekileceğinı açıklamış. bu karar Bakanlar Kuruiu'nca da onaylanmıştı. Ankara L'niversitesı Hukuk Fakültesi öğretım üyelerınden Prof. Dr. Yıldınm Uler, "Danıştay karan kusvetli riske işaret etmiştir. uygulanmalıdır" görüşünü dıle getirdı. Öte yandan \laden Tetkık Arama Enstirüsü (MTA). siyanürle altm aranmasının teknık olarak dunyada kullanılan alternatifsiz tek yöntem olduğunu açıkladı. HADEPln şöleni yasaklandı • İstanbui Haber Servisi - HADEP'in düzenledıği "Barış için gençlık şöleni", valilik tarafından yasaklandı. HADEP tarafından yapılan açıklamada. Yedikule zindanlannda yapılması planlanan şölene, hıçbır gerekçe göstenlmeden ızın verilmedıği bildirildı. İHD'nin kapatılma davast • İstanbui Haber Senisi - lnsan Hakları Derneğı İstanbui Şubesı'nin kapatılması, dernek yöneticisi 7 kişinin de hapis cezasına çarptınlması istemıyle açılan davaya başlandı. Beyoğlu Cumhuriyet Sa\cılığı"ınca hazırlanan iddianamede. tdernek yönetıcilennin de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptınlmalan talep edılıyor Düşünceyi açıklamayı 'terör' suçu sayan TMY üzerindeki değişiklik rafta Basm affi makyajıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sı- nırlı sayıdaki yazı işleri müdürlerine özel ceza ertelemesi getirerek uluslararası ör- gütlere "makyaj diizenleme" sunan hükü- met. düşünceyi açıklama özgürlüğü için Terörle Mücadele Yasası'nda (TMY) ya- pılması gerekli düzenlemeleri rafakaldır- dı Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, gazete- lerin sorumlu yazı işleri müdurlerinin ce- zalannın 3 yıl süreyle ertelenmesi ve ay- nı suçu ışlememeleri durumunda affedil- melerini öngören "şarta bağü af yasasın- dan". ilk aşamada cezaevinde yatan Işık Yurtçu dahil 6 gazetecinin yararlanacağı- nı söyledi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Sungurlu, "Bu yasadan alö kişiyararlana- cak diye bir şey yok. Şu anda cezaevlerin- de bizim tespitimiz olan 6 kişi var. Bu, baş- kaları tevkifedihneyecek manasına gelnıi- yor7 " dedi. Yasanın, 1500'ünüzerinde sorumlu ya- zı işleri müdürüyie ilgili yargılamalan da kapsadığını vurgulayan Sungurlu, "Buaf- tan şu anda, muhtemeten 1500 küsur da- vadan dolayı istifade edecek kişi var. Ayn- ca şu anda. haklannda dava açılmamış olanlar var. Onlar da bu yasadan yararla- nacaklar" diye konuştu. 'Devletuı basına ulufesi' Ankara Üniversıtesi Hukuk Fakültesi öğretım üyesı Doç. Dr. Hasan Bıyıklı, dü- şünceyi açıklama özgürlüğunün önünde- ki engeller kaldınlmadıkça, bu tür ertele- me yasalannın yetersiz kalacağını vurgu- ladı. Bıyıklı, şu görüşleri dile getirdi: " Yasal düzenlemeyi yapıp fildr suçu ya- saklanmadıkça. flldr suçu ortadan kaldı- nhnadıkça zaman zaman çıkanlacak af, devletin basın mensubuna ulufe dağıtma- sı gibidir. Yani, eğer fikir suçunun kayna- ğını kurutmazsanız Türkiye'yi Avrupa'da rezil eden bu tür mahkûmiyetler ancak ulufe olarak değerlendirilebilir." Sorumlu yazı ışlen müdürlennin cezai sorumluluğunu düzenleyen Basın Yasa- sı'nın 16. maddesinin hukuka aykın oldu- ğunu belirten Bıyıklı. "Basın Yasası'nın 16. maddesine göre, sorumlu yazı işleri müdurlerinin eser sahibi gibi cezalandıni- ması yanlışür" dedi. 'Ara çözümdür' Ankara Ünıversitesi Iletişım Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alem- dar ise düşünceyi ifade özgürlüğünü sı- nırlayan Terörle Mücadele Yasası bütü- nüyle kaldınlmadığı sürece bu tür düzen- lemelerin "ara çözüm" olarak kalacağını belirtti. Hükümetin TMY'yi değiştirme niyetinde olmadığını vurgulayan Alem- dar. şunlan söyledi: "Bugünkü hükümet. kurulduğunda karşısuıda çok önemli bir sorun buldu. Bu da Batı dünyasında sık sık gündeme geti- rilen Türkiye'de çok sayıda gazetecinin hapsedilmesi konusuydu. Şimdi bu hapse- dilme konusunda da Ud kategori var. Biri insanlann, gazeteci değiL, bir ideolojinin savunucusu addettikleri gazeteciler var. Bunlar konusunda kimse kılını kıpırdat- mak istemiyor. Bunlar ideolojik bir müca- dele yapmaktadırlar. Kürt düşüncesini sa- vunmaktadıriar. Kürt ideolojisini savun- maktadııiar. Bunlar hapiste dursun deni- yor. Fakat bu arada da, yasanın uygulan- ma biçiminden dolayı niyeti böyle oima- yanlarm da başı derde guiyor." Çiller takıyyeyi sürdürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 8 yılhk kesintısız temel eğitimde ızlediği polıtikayla eski ortağı RP'nın çızgisine düşen DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, uygulamanın öğrencilerin seçenek hakkı ve özgürlüklerini kısıtladığını belirterek "Biz bunun hesabını tek teksoranz'" dedi. Hükümetin kamu kurumlannda yaptığı kadrolaşmalan da "kıyım" diye nitelendiren Çiller, u Bürokratlann biçilmesi de RP kadrolan gerekçesıyle yapıhyor" diye konuştu. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, dün genel merkezde grup başkanvekillerinin de katıldığı Başkanlık Divanı toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Olkenin gündemine 8 yılın oturduğunu, DYP"nın yönlendirmeden yana olduğunu kaydeden Çiller, uygulamanın öğrencilerin seçenek hakkı ve özgürlüğünü kısıtladığını öne sürdü. Başartlı öğrencileregezi ödülü Türkiye Denizcilik Işletmeleri (TDÎ), ÖYS'de Türki> e genelinde ilk 1O'a giren öğrencilere. İstanbul-İzmir-İstanbul hattında gemiyle seyahat etme olanağı tanıdı. Truva feribotunda düzenlenen koktey Ide konuşan TDİ \ önetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürii Muzaffer Akkaya, ÖYS'de ilk 10'a girenlerin, 1997 yıh sonuna kadar istediklen bir hafta sonu tarilinde ailelerivle birtikte ücretsiz olarak yokuluk yapabÛeceklerini söy ledi. Şirketlerde Gülen grubu önde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı'nın ırtıcaı faalıyetlen incelemek üzere oluşturduğu Batı Çalışma Grubu'nun raporuna göre. Türkiye'de tarikat ve cemaatlerin yönlendirdiği ya da sahip olduğu 385 şirket bulunuyor. Batı Çalışma Grubu'nun raporuna göre, Nur cemaatinden Fethullah Gülen'in lideri olduğu Fethullahçılann 203, Mehmet Zahit Kotku'nun ölümûnün ardından birkaç şeyh etrafında toplanan Nakşibendilerin 56, RP'nin yan örgütü olarak adlandınlan Millı Görüş Teşkilatlan'nın 47, radikal Islamcılann 31, Süleymancılann 29, Kadinlerin 7. Yeni Nesil Grubu'nun 6 ve Mehmet Kutlular'ın lideri olduğu Yeni Asya Grubu'nun 6 şrrketi bulunuyor. Genelkurmay Başkanlığı, en fazla dinci sermayeli şırkete sahip olan Fethullahçılar ile Işıkçılan (îhlas Holding) ıncelemeye almıştı. Bu şirketlerin 500 trilyon lıralık sermayeyi kontrol altında tuttuğu vurgulandı. Refah Partisi'nin kapatılması olasılığı üzerine sağ partiler oy kapma yanşma girdi Mıüıafazakâr kesimde post kavgası DÜRDANE KOCAOĞLIJ HLLYA K.\R.\BAĞLI ANK.ARA - Merkez sağda RP'nın kapa- tılması olasılığı üzennden oy hesaplan ya- pılmaya başlanırken. tankatlar da yeni ara- yışlara girdi. RP'ye kaptırdığı muhafazakâr oylann peşme düşen DYP lideri Tansu Çil- ler, yaptırdığı anket sonucunda RP oylann- daki 8-10 puanlık bölümün DYP'ye kayabi- leceğini hesapladı. ANAP'tan aynlan Nak- şi kökenlı İstanbui Milletvekili KorkutÖzal ve "ıhmlı Jslam" yaklaşımıyla kamuoyuna çıkan FethullahGülen köktendinci tabana da seslenecek parti çalışmalan için nabız yok- luyorlar. DYP'h Rıza Akçah. DYP'nin seçim süre- cınde RP karşıtı bır izlenim yaratmamaya özen göstereceğıni belirterek "Biz, RP'nin hareket alanını kısıtlayan politika uygulaya- cağız" dedi. İktıdarlan döneminde RP'nın savunduğu konularda "U" dönüşü yaptığı- na dikkat çeken Akçah, "Bunlan halka tek tek anlatacağız. Din ticareti yaptıIdannu di- ni siy asete aJet cttiklerini meydanlarda söy- leyeceğjz." görüşünü dile getirdı. Akçah, RJP'nin kapatılması durumunda bu siyası çizgiyi devam ettirmek üzere yeni kurulacak partinin yüzde 8-10 oranında oy kaybına uğrayacağına söyledi. 1995 seçim- lerinde oy dağılunına bakıldığında DYP'nin muhafazakârlardan oy almadığını, seçmenin RP'yi tercıh ettiğini anlatan Akçah, "Biz, RP'ye oy veren muhafazakârkesimesorduk. Anket yapbk.' RP kapatılırsa oy unuzu kime vereceksınız" diye. Halk, DVP'nin neyapü- ğnu, neji savunduğunu hi biliyor. Çünkü. •RP kapatılırsa Çiller var. DYP'ye oy ven- riz' diyorlar" açıklamasını yaptı. Korkut Özal'ın. merkez ve radikal sağı birleştirmek, RP'nin kapanması durumun- da doğacak boşluktarı yararlanarak bir siya- si hareket başlatmayı planladığı ögrenildi. Korkut Özal'ın yakın çevTesine, ağabeyı TurgutÖzal gibi merkez sağı kucaklayacak bir parti kurmak istediğini söylediği öğre- nildi. Korkut Özal'ın bu amaçla. kendisi gi- bi 8 yılhk kesintisiz temel eğitime karşı çı- kan ANAP içindeki muhafazakâr mıllerve- killeri ve RP'li bazı milletvekilleriyle temas içinde olduğu belirtildi. ANAP'lı Hüsnü Doğan, yeni bir oluşum içinde yer alıp almayacağına ilişkin soru üzerine. daha önce kendisinin de böyle bir deneyimden geçtiğini anımsatarak Korkut Özal'ın yeni parti girişiminde başanlı ola- cağından kuşku duyduğu izlenıminı verdi. Korkut Özal'la birlikte hareket edeceği be- lirtilen Metin Emiroğlu ve EyüpCenapGül- pınar böyle bir oluşumdan haberdar olma- dıklannı bildirdiler. Özal'ın başlatacağı bir siyasi hareket içinde yer abileceği belirtilen isimler şöyle: Ali Coşkun , Ekrem Pakde- mirfi. Cemil Çiçek. Ahmet Alkan , Yıkü- nm Aktürk, Recep Mızrak. Esat Bütün Merkez sağ partilerle iç içe gıren, her dö- nem müritlerinden birkaçını milletvekili seçtiren tarikatlar da yeni arayışlara girdi. Tarikat lideri Esat Coşan'ın müritlerinden olduğu belirtilen İsmail Durak Ünlü ANAP'tan, İsmail Kösede DYP'den istifa et- mişti. Başbakan Mesut Ydmaz. tsmail Du- rak Ünlü ile Sadi Somuncuoğlu nun istifa- lanndan önce kendisinı Esat Coşan ile gö- rüştürmek istediklerinı, ancak bunu kabul etmediğini açıklamıştı. Tankatlarla ilışkıh olduğu ileri sürülen Sadi Somuncuoğlu da son dönemde ANAP'tan aynlan milletve- killeri arasında yeraldı. DP. AP ve ardından DYP'yi oylanyla destekleyen Kadiri, Nur ve Süleymancılartarikatlan.Çıller'ın son se- çimlerde RP'ye karşı laik mesajlar verme- sinden rahatsız oldular. Nakşi Şeyhi Mehmet Zaid Kotku'nun ölümünden sonra aynşan tarikatın liderlerin- den Mahmut Toptaş ve Ahmet Yaşar, Rufa- iler. Kadiriler, RP liden Necmettin Erba- kan'ı destekliyor. RP'den ayn düşen Esat Coşan, BBP'ye destek veriyor. Nurculann. Fethullah Gülen ekibinden ayn bir kolunu oluşturan Yeni Asyacılar. Gülen ekibinin de parti kurma hazırlığında olduğunu duyurdu. Yeni Asya gazetesi Gülen'ın hazırlıklarına dikkat çekerken, Zaman gazetesi de "2 ay içindesıcaksiyasigeüşmelerin olabileceğffii" bildirerek bu yönde mesaj verdı. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Yazıişleri müdürlerine ceza ertelemesi getiren yasanın ka- bulü sırasında, önceki gece TBMM'de yapılan tartışmalar; siyasi partilerimizin içinde bu- lunduğu durumu gözler önüne sermesi bakımından ibret veri- ciydi. CHP milletvekilleri, tasa- rının görüşülmesı sırasında önerge vererek yazariarın, çi- zerierin, karikatüristlerin ve dü- şünceleri nedeniyle yargıla- nanların da erteleme kapsamı- na ahnmasını istediler. Bır grup CHP milletvekili de Eşber Yağmurdereli'nin du- rumunu dikkate alarak, infaz yakma işleminin durdurulması- nı gündeme getirdiler. Düşün- ce özgürlüğunün önünü açma- sa bile, kısmi bir rahatlamage- tirecek bu önergeler Meclis'te kılpayı reddedildi. Geceningeç saatlerinde sonuçlanan bu önemli görüşmeler ne yazık ki basının dikkatinden kaçtı. Ya- zıişleri müdurlerinin cezasının DSP'lilerinVebali... ertelenmesi yasası çıktığı için ciddi bir adım atılmış gibi bir hava yaratıldı. Adalet Bakanı Oltan Sun- gurlu'nun açıklamasına göre bu yasayla topu topu 6 yazıiş- leri müdürü serbest kalıyor. Mesut Yılmaz, yeni hüküme- tin kurulmasından bu yana her konuşmasında bu hükümetin gerginlikleri azaltmayı ve siya- si yaşamda yumuşama sağla- mayı amaçladığını söyleyip du- ruyor. Kabul edilen yasa ise daha önceki hükümet döne- minden kalma. Düşünceleri yüzünden hapiste yatan, hap- se girmek üzere olan aydınla- rın cezalarının bir süre için er- telenmesine ise ne yazık ki bu hükümet engel oldu. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, hükü- metin temsilcisı olarak geniş- letme önergelerinin aleyhinde olduklarını her fırsatta yinele- mekten vazgeçmedi. TBMM'deki görüşmeler sı- rasında başta Fethullah Er- baş olmak üzere RP'li milletve- killeri, solcu olduğunu söyle- yen birçok DSP'liden daha ile- ri bir tutum gösterdiler. Erbaş, düşünce özgürlüğünden yana olduklannı, ismail Beşikçi'nin ve Eşber Yağmurdereli'nin adı- nı da belirterek yasanın kap- samının genişletilmesini iste- diklerini söyledi. Meclis'teki RP'liler de genişletme yönün- de oy kullandılar. Peki ya DSP'liler? Çoğunlu- ğu Meclis'te yoktu, var olanla- rın ise büyük çoğunluğu Eşber Yağmurdereli ve İsmail Beşik- çi'yi de kapsayacak bır değı- şikliğin aleyhinde oy kullandı- lar. Kendilerinin yıllarca savun- duğu "düşünce özgürlüğü" konusunda atılacak küçük bir adıma bile karşı çıkmaları üzüntü vericiydi. RP'lilereçağ- dışı demek kolay. Özgüriükler konusunda onlardan geri bir tutum ıçıne girmeyi DSP'liler nasıl açıklayacaklar? • • • Özgüriükleri savunmak bir tutartılık gerektiriyor. Bu ülke- nin siyasi yaşamı sol düşmanı bir kültürie ytilardır besleniyor. Solcular, demokratlar her fır- satta ağır yaptırımlarla karşı karşıya geliyorlar. Solun ezil- mesi ve düşman görülmesi, bu ülkeye çok pahalıya mal oldu. Çeteler, katiller, faili meçhuller, şeriatçılar solun ezildiği top- raklarda yetiştirildiler. DSP'Iİ milletvekilllerinin bir- çoğu bu gerçeği çok iyi bilirler. Eşber Yağmurdereli, İsmail Be- şikçi devletten farklı düşünce- lere sahip oiduklan için mah- kûm edildiler. Onlann düşün- celerini kararlıhkla savunan tu- tumları yannın özgür ve geliş- miş Türkiye'sini yaratacak. D- SP'liler, RP'lilerin desteklediği tasanlann bile gerisinde kala- rak, hangi Türkiye'yi yaratabi- leceklerini sanıyorlar? Eşber Yağmurdereli yarın 23 yılhk cezayı çekmek için hap- se atılırsa, bu hükümet dostun düşmanın yüzüne nasıl baka- cak? ismail Cem, yurtdışında özgüriüklerden yana oldukla- nnı söyleyebilecek mi? O za- man ona bu değişiklik taslağı- na neden destek olmadığını sormazlar mı? DSP'lilerönem- li bir fırsatı, çok elverişli koşul- lara rağmen değerlendireme- diler. Tutuculuğa boyun eğdi- ler. Onlar adına, Türkiye adına çok üzüntü duyuyoruz. Yazık oldu. Bu vebalin altından zor kalkarlar. CUMARTESİ Y4ZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Korsan YayınYazarın kıtabı onun çocuğu gibidir. Canından da- mrtılmışbırcandır. Emekler, uykusuz geceler, gerilim- ler, arayışlar, buluşlar, sevinçler, kaygılar, nice sancı- lar sonucunda sözcüklere, cümlelere, dizelere dökü- lebilmiş duygu ve düşüncelennin günün birinde ki- taplaşarak gelip avuçlanna konması ona bir doğum sevincı yaşatır. Yazar, yeni bir kitabını, yeni doğmuş çocuğu gibi, incitmekten korkarcasına okşar, sever. Bu her yaşta, her zaman böyledir. Çevirmen için de aynı şeyler söz konusudur. Ve bir kitabın her yeni ba- sımında, tıpa tıp olmasa bile, buna yakın duygular ya- şanır. Iki yaz önce TÜYAP'ın Ankara Kitap Fuan'nda ya- şadığım bir duyguyu anlatabilmem ise oldukça güç. Onümdeki masaya imzalamam için bırakılan kitabı- ma bir süre dokunamadım. irkilmiştım. Bır kitabımm taklidiyle, -kullanılan deyimle- korsan basımıyla ilk karşılaşmamdı. Beni irkilten, kapak için kullanılan bo- yanın kalitesizliği, kesımdeki özensizlik, -daha son- ra kitabı elime alıp incelediğimde gördüğüm- baskı özensızliğı, kâğıt kalitesizliği değildi. Ya da öncelikle bunlar değildi. Kitabım, aslından daha özenli, daha iyi, daha şık basılmış bile olsa, aynı şeyleri hisseder- dim. Çünkü burada bir yalan, bir aldatma, bir hırsız- lık vardı. Emeğim, uykusuz gecelerim, arayışlanm, buluşlarım, sancılanm ve hepsinin sonundaki sevin- cim çalınmıştı. Kendimi aldatılmış, hakarete uğra- mış, alay edilmiş biri gibi hissettim. onümdeki ma- sada duran, benim kitabım, benim çocuğum değil, onun soğuk, yabancı, duygusuz birtaklidiydi... • * • Önceki gün Yayıncılar Biriiği'nce düzenlenen ba- sın toplantısında korsan yayıncılık konusu bütün bo- yutlanyla gözler önüne serildi. Türkiye Yayıncılar Bir- liği'nin basın bildirisinden vetoplantıda söylenenler- den özetlenecek olursa: Yayınlanmış bir kitabın ya- zar ve yayıncının bilgisi ve iradesi dışında basılıp sa- tışa sunulması demek olan korsan yayıncılık bugün, tnlyonluk cirolanyla; üretim, dağıtım ve satış örgütle- riyle, yasadışı büyük bir 'gölge sektör' durumuna gelmiştir. Çok satan kitaplann korsan basımlannın yapılıp y- er sergılerinde satışa sunulmasıyla başlayan bu ya- sadışı gölge sektör. bugün, her çeşit kitabı basabi- lecek ve kitabevlerini kendilerinden 'mal' satın alma- lan için tehdit edebılecek güce ve cürete sahip olmuş- tur. Korsan yayıncılar, yayınevlerini de kendileriyle uğraşmamalan için tehdit etmektedirler. Kısaca, ki- tap yayını alanında, çok büyük cirolar yapan, yasa- dışı, mafya benzeri bir örgütlenme söz konusudur ve bu örgütlenme, başta küçük ve orta boy krtapçılar ol- mak üzere kitabevlerini. yayınevlerini, kültür hayat- mızın bütününü kemirmekte, güçsüz düşürmekte, giderek yok olmatehlikesiyle karşı karşıya bırakmak- tadır. • • • Yayıncılar Biıiiği'nin basın bildirisinde yer alan, ba- sın toplantısında da dile getirilen eleştin ve çözüm önerilerini tekrarlamakta, ilgililere ve elden geldiğin- ce çok kişiye duyurmakta yarar var: Öncelikle bele- diyeler, kitabın işporta malı olarak yer sergilerinde satılmasına izin vermemelidifYayınalar BMigrBâj- kanı Atl Ant'ın bastn toplantısmda haklı olarak dlfe getirdiği gibi, dünyanın hiçbiryerinde yeni kitaplary- er sergilerinde satılmaz. Bunlann satış yerteri, kitaba yaraşır saygınlıkla, kitabevleridir. Savcılar, yargıçlar, güvenlık güçleri, korsan yayıncılıkla mücadelede da- ha etkin olmalıdır. Vergi daireleri korsan yayıncılan iz- lemeli, bu yasadışı, hırsız 'sektör'ün can damariannı kesmelidir. İlgili bakanlıklar bu amaçlaria kendi ara- lannda ve ilgili yayıncı ve yazar kuruluşlanyla işbirli- ği yapmalıdır. Ve bütün bunlann yanı sıra okurlar da yer sergılerinden kitap satın almayarak korsan yayın- larla mücadeleye katılmalıdır... • • • Korsan yayıncılıkla, bu yasadışt, asalak, basın top- lantısında kullandığım bir deyimle kültür yaşamımı- zın kanını emen bu 'vampir' örgütlenmeyle mücade- le etmek, yayınevlerinin, yazarlann, çevirmenlerin, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere ilgili devtet kuru- luşlannın ve ülkemizde kültürün gelişip güçlenmesi- ni is*eyen herkesin ortak sorunudur. Bu arada, kitap- lara getirdiği 'bandrol' uygulaması ile korsan yayın- cılann yasa önünde suçluluğunu biraz daha arttıra- cak Fikır ve Sanat Eserlerı Kanunu'nun bir an önce yürürlüğe girmesi için yeni dönemin Kültür Baka- nı'ndan gereğınin yapılmasını beklemek de hakkımız- dır. Bilgisoyar dökümlerine el konuldu Isdemır'de operasyon AKES BODUR İSKENUERU1N - Ener- ji ve Tabıi Kaynaklar Ba- kanlığı "nın demir vurgunu için soruşturma başlattığı Isdemır. adeta kaynıyor. Oiayda adı geçen eski ls- demir Yönetım Kurulu üyesi RP'li Recep Sivri sa- vunmaya geçerken. hileli satışta aracılık yaptığı öne sürülen Cahit Izgi'nin Is- demir Vakfı Yönetım Ku- rulu üyeliğine atanması dikkat çekti. Enerji Bakanlığı Baş- müfettişı tarafından tüm bilgısayar dökümlerine el konulan Isdemır'de 1996- 97 dönemındekı tüm satış- lann incelenmesine başla- nırken, alımlara katılan haddehane sahıplennde de panik yaşandığı gözlendi. Sürekli tesis ve sendikayı arayarak olayla ilgili bilgı almaya çalışan haddehane sahiplerinin yanı sıra ku- rum içindeki memurlann da sancılı olduğu bildiril- di. tlan dışı alımlarla hak- sız kazanç elde ettiği öne sürülen eski tsdemir Yö- netim Kurulu üyesi RP'li Recep Sivri ise kurumda- ki vurgun savlannın ger- çek dışı olduğunu belirte- rek "Bakanlığa şikâyette bulunan kişiler. yanhş be- yanla insanlan etkileyerek makam elde etmek ama- cındalar" dedi. "Zam öncesinde kütük- leri eşimin ortak olduğu iş- letmeye atsaydım neden 1000 ton alayırn? Herdefa- sında 3-5 büı ton alırdun* diyen RP'li Sivn, İsdemir ürünlerine zammın gece yansı geldığini ve yönetinj kurulu üyelerinın bu olayı ancak sabah toplantıda öğ- rendiklerini ileri sürdü. RP İlçe Başkanı Yusuf Yener de İsdemir'deki olaylann partısıni olumsuz yönde etkılediğini söyledi. Öte yandan demir vur- gunu ile soruşturmaya yö- nehk RP'liler savunmaya geçerken. kurumda yapı- lan bir atama "Şaibeli me- mura ödül mü verildi" so- rusunu akıllara getirdı. Is- demir Genel Müdür Veki- li Hanefi Tiryaki'nın hile- lı satışa adı kanşan Cahit lzgi'yi İsdemir Vakfı Yö- netim Kurulu üyeliğine getırmesi ve işletmenin sa- tış müdürlennden Bahri Ozkan'ın yerine atamak ıstemesi tepkiyle karşılan- dı.