Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER
New York'ta
bomba
operasyonu
• NEVVYORK(AA)-
New York polisinin, dûn
düzenlediği bir
operasyonda. Ortadoğu
kökenli üç kişi ile birlikte
patlayıcı maddeler ele
geçirildiği bildirildi. New
York Beledhe Başkanı
Rudolph Giuliani,
gazetecilere yaptığı
açıklamada, Brooklyn'deki
bir apartmana düzenlenen
operasyonda yakalanan üç
kişiden ikisinın yaralı
olarak ele geçirildiğini
belirtti. Polis, tutuklanan
kişilerin Ortadoğu kökenli
olduklannın anlaşıldığını
bildirdi. Yakalanan
bombacılann 'New York'u
Kudüs'e çevırecektik'
dedikleri belırtildi.
Brezilya polisi
8 mahkumu
oldupdu
• BREZİLYA (AA) -
Brezılya'da bir hapishanede
meydana gelen
ayaklanmanın bastınlması
sırasında 8 mahkum
öldürüldü. Ülkenin
kuzeydoğusundaki Paraiba
eyalet sözcüsü, eyaletin
başkenti Joao Pessoa'daki
hapishanede meydana
gelen ayaklanmanın özel
birliklerin müdahalesiyle
bastınldığını söyledi.
Sözcü, hapisaneye giren
özel birlikler tarafından
vurularak öldürülen
mahkumlann. hapishanede
müdür ile üç gardiyanı
rehin tuttuklannı belirtti.
14 gazeteci
tutuklandı
• MINSK (AA) - Beyaz
Rusya"nın başkenti
Minsk'te, 3 Rus
gazetecinin tutuklanmasını
protesto etmek isteyen
gazetecilerden 14'ünün
gözaltına alındıği bildirildi.
Tutuklanan Rus
gazetecilerin salıverilmesi
için Devlet Başkanı
Aleksandr Lukaşenko'ya
bir dilekçe vermek için
topluca devlet başkanhğı
bmasına gıderken gözaltına
alınan 14 gazeteci arasında,
Belarus basın
mensuplannın yanı sıra
yabancı gazetecilerin de
bulunduğu belırtildi.
işokaçak
göçmen yakalamh
• ATtlSA (AA}-Yunanistan
açıklannda demirlenmiş
Ukrayna'ya ait bir yük
gemisinde, 180 Iraklı Kürt
kaçak göçmen yakalandı.
Yunan sahil muhafaza
ekiplerinin, anza sebebiyle
bir Yunan adasmın
açıklanna demirleyen
gemide. yaptıklan aramada
180 kaçak göçmeni
yakaladığı belirtildi.
Yunanistan Deniz Ticareti
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, kaçak
göçmenlerden40"ının 10
yaşın altında çocuk, 40'mın
da kadın olduğu kaydedildi.
Cezayip'de
patlama
• CEZAYtR(AA)-
Cezayir'de önceki gece bir
otomobile yerleştirilen
bombanın patlaması sonucu
4 kişi öldü, 25 kişi de
yaralandı. Cezayir güvenlik
yetkilileri, patlamanın.
başkent Cezayir'in El Biar
semtindeki Bugara Bulvan
üzennde bulunan bir
kahvenin yakınlannda
meydana geldiğini
söylediler. Güvenlik
yetkilileri patlamaBa 4
kişinin yaşammı yitirdiğini
bildirirken görgü tanıklan 6
kişinin öldüğünü iddia
ediyorlar.
Latin Amerika'da
kayıp gazeteciler
• GUATEMALA CITY
(Reuters)- Latin Amerika
ülkelerinde yedi yıl içinde en
az 169 gazetecinin faili
meçhul cinayetlere kurban
gittiğini bildirdi. Amerikalar
Arası Basın Kurumu (IAPA),
Guatemala'nın başkenti
Guatemala'da düzenlediği üç
günlük yıllık toplantısında
uluslararası kamuoyunun
dikkatini Latin Amerika'daki
gazeteci cinayetlerine
çekmeyi hedefliyor.
IAPA'nın Kolombiya Şubesi
Başkanı Luis Gabriel Cano
toplantıda cezasız kalan
gazeteci cinayetlerinin
gündeme getirileceğini
belirtti.
AITden Türkiye'ye üç şartSERKANDEMİRTAŞ
ANKARA - Avrupa Birliğı (AB), aralık
ayında Lüksemburg'ta yapılacak zırvede
tam üye adaylığının tescil edilmesıni iste-
yen Türkiye'ye üç koşul sundu. Insan hak-
lan ve demokratikleşme hareketlerinin hız-
landınlması gerektiğini behrten AB, Türki-
ye'nin "KKTC Qe bütünkşÛTz" içerikli açık-
lamalanndan duyulan rahatsızlığı dile getir-
di. AB. Türkıye'nin Kıbns'ta çözüm için
"engel olmak yerine katkıda bulunmasını"
isterken "Makroekonomikdengelerindüzel-
tümesinin önemine" dikkat çekti. AB'den
tam üyelik perspektifınin çizilmesini hedef-
leyen Ankara, Lüksemburg zirvesine kadar
olan 5 ayhk süre için birçalışma planı hazır-
byor.
Üç koşul gûndemde
AB üyesi ülkelerin Ankara'daki temsilci-
leri, Dışişleri Bakanı İsmafl Cem"le önceki
gün yaptıklan toplantıda tam üyelik pers-
pektifınin çizilmesini isteyen Ankara"nın ye-
rine getirmesi gereken koşullan bir kez da-
ha gündeme getirdiler. Cumhuriyef in edin-
diği bilgilere göre AB'li diplomatlar "insan
haklan. Kıbns ve makro ekonomik denge-
ler" konusundaki görüşlerim dile getirdiler.
Diplomatlar, koşullarla ilgili olarak şu görüş-
1 • însan haklan ve demokratikleşmeyi bir an önce gerçekleştirin. öte yandan Dışişleri BakanhğTmn, ara-
2- Kıbns sorununun çözümüne engel değil, katkıda bulunun.
3- Makro ekonomik dengelerinizi yükseltin.
leri vurguladılar
însan haklan vedemokratikfeşme: Türki-
ye, AB'ye tam üyeliğı hedef olarak görü-
yorsa 1993 Kopenhag knterlerinı yerine ge-
tırmelidir. Bunlardan en önemlisi insan hak-
lan ve demokratikleşme konusundadır. Ma-
alesef Türkiye'nin ınsan haklan kayıtlan
parlak değil. Her ne kadar işkence Türk ya-
salannda suç olarak görülse de esas sorun
uygulamada. Düşüncenin serbestçe ifade
edilmesı, gözaltında kayıplann önlenmesi
ve işkencenin önüne geçihnesi için anayasal
ve yasal düzenlemelerin yerine getirilmesi
gerekiyor. Yeni hükümetin programında be-
lirtilen insan haklan ve demokratikleşme ile
ilgili ifadeler umut verici. Ancak DYP Ge-
nel Başkanı TansuÇifler de, başbakanlığı ve
dışişleri bakanlığı dönemlennde çok sayıda
söz verdi. Bu sözlerin tutulmadığını biliyo-
ruz. Aynı durumun tekrarlanması, Türki-
ye'nin dış dünyadakı güven vericiliğı açı-
sından uygun olmaz!
Kıbns: Lüksemburg zirvesine kadar Kıb-
ns konusunda mutlaka gelişme sağlanmalı.
Kıbns Türk tarafi ile Kıbns Rum taraflan-
nın Cenevre'de yapacaklan toplantının başa-
nlı geçmesini umuyoruz. AB Komisyo-
nu'nun Gündem 2000 adlıraporundaarala-
nnda Kıbns'ın da bulunduğu 6 ülke ile tam
üyelik görüşmelerinin başlatılması sadece
bir öneridir, kesin bir karar değildir. Adada
birçözüm bulunmadan, Kıbns'ın AB'ye gir-
mesi olanaklı görünmüyor. Ancak bu, Tür-
kiye ve KKTC'nin vetosu anlamına gelme-
melidir. Adanın AB'ye girmesi konusunda
ne Kıbns Türkleri'nin ne de Kıbns Rumla-
n'nın veto hakkı yoktur. Çözümün sağlan-
masmın ardtndan görüşmelerin başlaması
daha sağlıklı olacaktır. AB'nin sadece Kıb-
ns Rumlan'nı bırliğe almak gibi bir görüşü
yok. Ancak Türkiye'nın de "tam ü\elik gö-
rüşmeleri başlarsa KKTC ile bütünkşiriz"
ifadeleri adada çözüm bulunmasına yardım-
cı olmuyor. Türkiye'nin Kıbns ile ilgili tu-
tumu, AB ile ilişkilerinde de belirleyicı bir
rol oynayacaktır.
Makro ekonomik dengeter Türkiye'nin
genel ekonomik istatistikleri iyi olmasına
karşın makro ekonomik dengeleri AB'ye
tam üyelik perspektifınin çizilmesi için uy-
gun değil. Enflasyon oranı, bütçe açığı ve dış
ticaret rakamlan cesaretlendirici değil.
lık ayında Lüksemburg zirvesine kadar olan
5 aylık süreyi iyi değerlendirmek için bir
plan üzerinde çalıştıği öğrenildi. Planın oluş-
turulması için Dışişleri Bakanlığı, AB ülke-
lerindeki bü>"ûkelçilikler ile ilişkıye geçerek
onlann görüşlerini alacak. Dışişleri Bakanı
Cem' in önceki gün AB diplomatlan ile yap-
tığı toplantının ardından Türkıye'de bulunan
Bonn Büyükelçisi Vojkan Vural ve Müste-
şar Büyükelçi Onur Öymen ile durum de-
ğerlendirmesi yaptığı kaydedildi. Toplantı-
da, Başbakan MesutYılmaz'ın Almanya'ya
yapacağı ziyaret de ele alındı.
Türkiye tam üyeük yolunda'
Alman diplomatik kaynaklar, Almanya
Başbakanı Heinıut Kohl'ün Yılmaz'ın kali-
teli bir başbakan olduğunu bildiğini ve Yıl-
maz'ı "dost" olarak karşılayacağını kaydet-
tıler.
Almanya'nın 15 martta yapılan Apeldo-
orn toplantısında Türkiye'nin tam üyeliğe
uygunluğunun öngörüldüğü karan paylaştı-
ğını belirten kaynaklar, "Almamı Tûrİd-
ye'ye eşit ölçûtlerle davramlmasından yana-
dır. Türkiye, tam ü\elik >olundadır. Yıl-
maz'ın Aunanya'da \apacagı görüşmelerde
gerçekçi biryaklaşumın ortayaçtkmasını bek-
Byonız" diye konuştular.
Bugün Clinton'la buluşuyor
ABD'den
Aliyev'e
büyük ilgi• Azerbaycan
Cumhurbaşkam
Aliyev bugün ABD
Başkanı Bill
Clinton ile bir araya
gelerek Azeri
petrollerinin
geleceğini
tartışacak.
FUATKOZLUKLU
NVASHINGTON - Hatın sayılır bir güce sahip Erme-
ni lobısıne düne kadar "boyun eğen" ABD yönetimi ile
Kongre, tran'ın etkisini sınırlamak ve petrol çıkarlannı
korumak kaygısıyla resmi bir ziyaret için bu ülkeye ge-
len Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar AByev'i benze-
ri az görülür bir şekilde ağırlıyor. Clinton yönetimi ile
Amerikan petrol şirketleri, ABD'yi ziyaret eden yaban-
cı konuklardan çok azına yapılan bir karşılama töreni
için seferber oldu.
1993'te seçimle işbaşına gelmiş olan Ebutfeyz Elçt-
bey'e karşı Ruslann desteğiyle darbe yaparak yönetimi
ele geçiren 73 yaşındaki Aliyev'i "memnun etmek"
amacıyla lobi çalışmalanna milyonlarca dolar akıtan
dünya petrol devleri Amaco, Exxon, Chevron ve Mo-
bil'in aylar süren çabası dikkat çekiyor. Söz konusu şir-
ketler, Amerikan basınına verdikleri tam sayfa ilanlar-
da "Hoş geldin Afiyev" diyorlar.
Haydar Aliyev bugün Beyaz Saray'da ABD Başkanı
Bill Clinton ile bir araya gelecek. Azeri petrollerinin ge-
leceğini masaya yatıracak olan iki lider, daha sonra or-
tak bir basm toplantısı yapacaklar.
Aliyev, ABD eski Başkanı Jimmy Carter dönemin-
de Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danışmanı olan Dr.
Zbtgniew Brzezinskiile birlikte "ABD veortakhk" baş-
lıklı forumda, ziyaretine ve Azerbaycan'ın petrol poli-
tikasına ilişkin bilgi verdi. Konuşmasına "ABD'yiziya-
retinin tarihi önemi bulunduğunu" vurgulayarak başla-
yan Aliyev "Bağunsızlığınııza kavuşmamızdan bu yana
birçok engefle karşılaşük. Ancak bunlan aşnk ve aşma-
ya devam ediyoruz. Biz kesinlikle Azerbaycan toprakla-
n üzerinde ikinci bir Ermenistan kurulmasma izin vtr-
meyeceğiz."
Forumda konuşan Brzezinski de, Clinton yönetimini
Dağlık Karabağ sorununun çözümü için daha aktif ol-
maya çağırdı. ABD'nin Türkiye \ e Azerbaycan ile iliş-
kilerini güçlendirmesinin gerekliliğine dikkat çeken
Zbıgnievv Brzezinski "Türkiye'siz Kafkas polhikasının
otamayacağınT anlattı. Beyaz Saray'daki randevuda,
Kafkaslar'ı, 4 trilyon dolar değerinde 200 milyar varil-
lik zengin bir petrol havzası potansiyeline sahip "2000'M
yıUann körfea" diye tanımlayan ABD. bölgenin yalnız-
ca Rusya'nın nüfuzuna girmemesi için çabalıyor. Was-
hington'un bir diğer korkusu da tran'ın bölge ülkeleri
üzerinde etkili olmasını önlemek. Clinton'ın bu amaç-
la bugünkü görüşme sırasında Aliyev'e, Bakü - Ceyhan
petrol boru hattına destek verdiklerini yineleyeceği ve
Hazar petrolünün çıkış yolunun tekelini Rusya'ya bırak-
mamak için Türkiye'nin "önceükle devre>i
e sokulacağı-
m" vurgulayacağı kaydediliyor.
Denktaş Klerides görüşmesi
Kayıplar konusunda
işbirliği yapılacak
LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşkam Rauf
Denktaş ile Rum Yönetimi Lideri Glafkos Klerides,
kayıplar konusunu tamamen insancıl bir konu olarak
kabul edip, çözümü konusunda işbirliği yapmaya ka-
rar verdiler. jki lider, dün akşam BM Genel Sekrete-
ri'nin Kıbns Özel Temsilci Yardımcısı Gustave Feis-
sel'in evinde yaptıklan görüşmede, kayıp kişilerin
mezarlannın nerede olduğuna ilişkin ellerindeki mev-
cut bilgileri karşı tarafa, süratle ve aynı anda iletme
ve kayıplar konusunu politik çıkar için kullanmama
konusunda anlaştılar.
Bir saat 40 dakika süren görüşme sonunda ortak
açıklamayı okuyan Feissel, iki liderin, Türk ve Rum
kayıp ailelerinin acılannı ve belirsizlik içinde bekle-
yişlerini sona erdirmek için işbirliği yapmayı taahhüt
ettiklerini belirtti. Feissel, bir gazetecinin, "BM
kaynaklan, Denktaş'ın Montreux'a girmesini bek-
liyoriar mı?" şeklindeki sorusunu "Doğru bir tah-
min" olarak değerlendirdi. Feissel, başka bir soru
üzerine ise, karşılıklı geçişlerin kolaylaştınlması ko-
nusunda birkaçgüne kadar açıklamayapılacağını kay-
detti.
Protesto gösterilerinin değişmez kaûlımcılan üıûversite öğrencOeri arük umutiannı \itirdi. (Fotoğraf: REUTER)
Sırp muhalefeti dağıldıDış Haberler Servisi - Sırbistan'da
geçen şubat ayında Devlet Başkanı Slo-
bodan Miloseviç' in muhalefetin büyük
zaferkazandığı yerel seçimleri iptal et-
mesiyle patlak veren sokak gösterileri
Miloseviç'in otoriter.iktidannı sars-
mıştı. Kararlı Sırplar, Miloseviç yöne-
timine artık daha iyi. daha demokratik
bir gelecek istediklerini göstermişler-
di.
lngiltere'de yayımlanan The lnde-
pendent gazetesinde yayımlanan bir
habere göre haftalarca süren gösterile-
ri örgütleyen Zayedno (Birlikte) muha-
lefetinin iktidar için birbirine düşmesi
Miloseviç'in siyaset sahnesinden silin-
mesi yerine Yugoslavya Devlet Başka-
nı olarak yine dümene geçmesine yol
açtı. Sırbistan'ın kardeş cumhuriyeti
Karadağ'daki liderlik kavgalanndan
yararlanan Miloseviç, kendini kolayca
Karadağ ve Sırbistan'dan oluşan yeni
• Sırbistan'da geçen kış sokaklara dökülen muhalefet,
kararlılığıyla yönetime geri adım attınnca "Miloseviç'in
sonu geldi" yorumlan yapılmıştı. Ne var ki muhalefet
birbirine düştü ve elindekı fırsatı kullanamadı.
Yugoslavya'nın başkanı seçtirdi.
Geçen kasım ayında örgütlenen Za-
yedno muhalefeti artık unutuldu. Belg-
rad kışının asıl kahramanlan olan üni-
versite öğrencileri her türlü demokra-
tik çözümden yana olsalar da onlar da
artık ümitlerini yitirdi. Muhalefette yer
alan Demokratik Parti'nin Başkan Yar-
dımcısı Miodrag Perisiç. "Muhalefet
şananı kullanamadı. Kamuoyu. ulusla-
rarası topluluk ve basuun bizim yaıu-
mızda ohnasına karşın aynı eski aptal-
ca hatayı yapıp bölündük'" dedi.
The İndependent'ın haber analizıne
göre Zayedno, kazandığı zaferden ya-
rarlanıp ülkeyi özgür ve adil seçirrıle-
re götürecek çok partili geçici bir hü-
kümet kurmak yerine dağıldı. Oç ko-
alisyon liderinden ikisi olan Demokra-
tik Parti lideri Zoran Cinciç ile Sırbis-
tan Yenilenme Hareketi lideri Viık
Draskoviç daha yeni kazandıkian ikti-
dan nasıl bölüşeceklerini tartışırken
birbirlerine küstüler. Batılı liberal ro-
lüne soyunan Cinciç ise asıl amacın
Miloseviç 'ten kurtulmak olduğunu göz
ardı etti.
Koyu milliyetçi Draskoviç artık ki-
şisel çıkarlan için Milosviç'le flört edi-
yor. Uçüncü koalisyon ortağı V'esna Pe-
siç, Cinciç ile birlikte eylül ayında ya-
pılacak olan başkanlık ve parlamento
seçimlerini boykot etmeyi tasarlıyor
ama her iki liderin de desteği çok az.
POLÎTİKADA
SORUNLAR
ERGUN BALCI
Dış Politikada
Artı ve Eksiler
Yeni hükümetin, Cumhurbaşkam Demirel tarafın-
dan onaylanmasının üzerinden henüz iki ay geç-
medi. Buna rağmen dış politika önemlı gelişmelere
sahne oldu.
Bu gelişmeleri olumlu ve olumsuz olarak iki grup-
ta toplamak mümkün.
Olumlu gelişmelerin başında Türk-ABD ilişkilerin-
deki ısınma geliyor.
Refahyol hükümetinin düşmesinden sonra Was-
hington'un Ankara'ya karşı tutumunda belirgin bir
yumuşama gözlendi. ABD Senatosu'nun uzun bir
süreden sonra 3 firkateynin teslimine yeşil ışık yak-
ması bu yumuşamanın somut işaretini oluşturdu.
Türk-ABD ilişkilerinde diğer olumlu gelişmeyi
Clinton yönetiminin, Türkiye'ye geçen yıl iran'la im-
zaladığı doğalgaz anlaşmasından dolayı yaptınm
uygulamayacağını açıklaması oluşturdu. Ankara bir
süredir, Iran üzerinden boru hattı ile gelecek doğal-
gazın, Iran'dan değil, Türkmenıstan'dan sağlanaca-
ğını vurguluyordu. Ankara aynca ABD yaptınmları-
nın Iran'ın petrol sanayisine yatırım yapan şirket ya
da ülkeleri hedef aldığını, oysa Türkiye'nin iran'ın
petrol sanayisine yatırım yapmadığını belirtiyordu.
VVashington, bu savlan kabul ederek Ankara'ya kar-
şı bir jest yapmış oldu.
ABD'nin Türkiye'ye karşı tutumunun değişmesi-
nin bir nedeni VVashington'un bir türlü güveneme-
diği Refahyol hükümetinin devreden çıkması ise,
diğer neden Yılmaz hükümetinin işe başlar başla-
maz NATO'nun Madnd zirvesinde Türkiye ile Yuna-
nistan arasında sağlanan uzlaşma idi.
İran'la Irak'a karşı uyguladığı 'çifte kuşatma' (do-
uble contauniment) politikasının fiyasko ile sonuç-
landığı bir ortamda ABD, Türkiye'yi bölgede denge
unsuru olarak görüyor.
VVashington, Kafkasya ile Orta Asya'nın zengin
petrol ve doğalgaz yataklarının Rusya'nın denetimi
altına girmesini istemiyor. Bunu Ankara da isteme-
diğinden, ABD ile 'stratejik işbirliği' ölçüsünün ka-
çınlmaması ve Rusya'yı öfkelendirmemek koşulu
ile, Türkiye'nin de çıkanna hizmet edebilir.
• • • '
Dış politikada diğer olumlu gelişmeler ise AKKA
(Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması) ve
Bulgaristan'la ilişkiler konulannda meydana geldi.
1990 yılında ımzalanan ve 1995'te yürürlüğe gir-
mesi gereken, ancak Rusya'nın itirazları nedeniyle
uygulanamayan AKKA ile ilgili görüşmelerde hem
Rusya'nın hem de Ankara'nın taleplerini karşılaya-
cak bir uzlaşma formülünün bulunduğu bildirildi.
Buna göre Rusya Batı'dan aldığı bazı ödünlere kar-
şı Kafkasya'da bulunduracağı sılah miktarının arttı-
rılmasını istemekten vazgeçti.
Bulgaristan Cumhurbaşaknı Petar Stoyanov'un
Türkiye'yi ziyareti sırasında ise iki ülke arasında as-
keri ve ekonomik alanlarda işbirliğini öngören bir di-
zi anlaşma ımzalandı.
Refahyol iktidan döneminde, Türkiye Balkanlar'da
inisiyatrfi tümüyle Yunanistan'a kaptırmıştı. O kadar
ki, 9-10 haziranda Selanik'te yapılan Balkan ülke-
leri Dışişleri Bakanlan toplantısında Türkiye Dışişle-
ri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı AN Tuygan tara-
fından temsil edilmişti. Dışişleri Bakanı Tansu Çil-
ler, Ankara'da koltuk pazarlığı ile meşgul olduğun-
dan Selanik'e gidecek vakit bulamamıştı.
Bu bakımdan Türkiye'nin Balkan politikasının tek-
rar hareketlenmesi kuşkusuz olumlu bir gelişmedir.
• • •
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 'Gündem
2000' adlı raporu ise Türkiye için ağır bir darbe oluş-
turdu. Komisyonun Türkiye'ye 'tam üyeliğe aday'
statüsü vermekten kaçınması, buna karşılık Güney
Kıbrıs'la tam üyelik müzakereierini başlatma karan
alması ülkemizde haklı olarak büyük tepki yarattı.
Ancak tepkilerde ölçünün kaçırılıp, Türkiye'nin
Sayın Ecevit'in önerdiği gibi KKTC ile bütünleşme-
ye gitmesinin geri tepebileceğini ve arzu edilmeyen
sonuçlar doğurabileceğini de unutmamak gerekir.
OR UŞ / ADRIAN ZIELCKE Stuttgarter Zeitung Dış Haberler Şefl
Çaresiz insanlar dine sanlıyor
Ömürboyıı hapis cezasına çarpünlan Pol Pot'un sağhkdunımu kötü.
ABD,PolPot
konusunda temkinli
Dış Haberler Servisi-
Kamboçya'da iktidarda olduğu
yıllarda iki milyona yakın insanın
ölüm emrini veren Kızıl
Kmerlerin eski lideri Pol Pot'un
18 yıllık gizlenme döneminin
ardından çekilen ilk fotoğraflan
dünya basınmda yer alıyor.
ABD'li gazeteci Nate Thayer'in
çektiği fotograflar, Kamboçya'nın
ölüm tarlalanndan sorumlu lider
Pol Pot'un yüzünde hastalık ve
yaşlılığın izlerini gösteriyor.
Thayer'in "Pol Pot, Kızıl Kmerler
tarafindan yargılandı ve
ömüıİHAiı hapis cezasına
çarptmkb" yolundaki iddialan.
ABD tarafından kuşkuyla
karşılandı. ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Nicholas
Burns "Bunun bir hüe mi yoksa
gerçek mi olduğunu büemeyiz.
Thayer tarafindan değil de Kızıl
Kmerler tarafindan uydurulmuş.
otabilir" dedi. Kamboçya lideri
Hun Sen de gazetecilere yaptığı
açıklamada "Bu Kızıl Kmerler'in
düzenlediği siyasi bir oyun" dedi.
Hangi yatınmcı gider doğuya, oralar sakin-
leşmeden, topluma huzur gelmeden? Belki
günün birinde ora insanı da banşa kavuşur.
Ancak bu banş tüfek namlulannın ucunda gel-
memeli. Yatınma kapalı bölgelerden batıya ka-
çan köylü kendini Istanbul'da, 40 yıl ön-
ce hemşerilerinin getirildiği Almanya'daki gi-
bi hissetmekte. Şaşkın ve çaresiz. Yalnız bı-
rakılmış ve işsiz. Elinden tutup ona des-
tek olan, sıcaklık veren de yok. Atatürk'ün mi-
rasçılan onunla ilgilenmiyor. Onlarca yıl hiç il-
gilenmemişlerdir de. işte bu boşluğu son za-
manlardadin doldurmakta. Büyük kentlerde-
ki çaresiz, yalnız Anadolu insanının dine sanl-
ması boşuna değil. Ülkenin Batı kültürü ile ye-
tişmiş tabakası görünürde Atatürk'ün ileri-
ye dönük düşüncelerinden etkilenmiştir. Fa-
kat onun bu düşüncelerini halka ne dere-
ce ulaştırmıştır? >Halk ile ilgilenen var mı?
Birbirinin karşrtı iki kültür, iki geçmiş Türki-
ye'nin geleceğinde etkili olmak istiyor. Atatürk
için dinintoplum üzerindeki gücü, ülkesini mo-
dem yaşama geçiıirken, ona Avrupa kapılan-
nı açarken bir engeldi. Yirmili yıllann bu düşün-
cesi acaba günümüz gerçekleri ile tam bağ-
daşıyor mu? Atatürk yeni bir insanı yaşama
geçirmek istemiyor muydu? Onun mirası la-
iklik, günümüz Türkiye toplumunda yaşama-
ya devam edecek mi? Politik Islamın, daha
doğrusu dış mihraklı köktendinciliğin, giderek
güçlendiği birtoplumda. Müslümanlık, Atatürk
ve mirası ile birlikte Türkiye'nin kimliğidir. Es-
kisi gibi bugün de dindar bir Türk Kemalizme
inanmaktadır.
Ancak son yıllarda karşrt görüşler de belir-
meye başladı. Son gelişmeler akia bazı soru-
lan getirmekte. Ömeğin din, Atatürk'ün mira-
sından daha mı köklü? Şeriat devleti kurma-
yı amaçlayan "savaşçılann" başansının nede-
ni bu kökleşme mi? Türkiye'deki değişiklikle-
rin ardında şu inanışlar var: Birine göre Türki-
ye Avrupa'nın içinde, Batı'ya ve onun değer-
lerine bağlı. Diğerine göre ise Türkiye, öteki
Müslüman ülkelerle bir birlik içinde, Avru-
pa'nın dışında. Değişik görüşteki insanlar ya-
kınlaşacaklanna birbiıierinden giderek uzak-
laşıyor. Kutuplaşmalar güçlendikçe, uzaklaş-
malar arttıkça, karşılıklı hoşgörünün de öne-
mi artar. Ancak çoğunluk ile azınlık arasında-
ki ilişkilerin nasıl olması gerektiğine şu sıra ne
Kemalizm ne de Islam dini bir çıkar yol bula-
biliyor.
Türkiye bu durumda ne yapabilir, ne gibi
çözümler oluşturabilir? Yanlış anlaşılmasın,
tüm Batı'yı dışlayan, Atatürk'ün mirasını "şey-
tan işi" gibi gören, şeriat devletini düşleyen fa-
natiklere ılımlı bir yaklaşım değil bu satırlar.
Türkiye'de sayılan çok az da olsa. laik düze-
ni yıkıp, yerine şeriat duzenini getirmeyi amaç-
layan bir kesim var. Bu gibilennin, fanatik ta-
rikatçılann. kökü nasıl kurutulabilir? Radikal-
leri dışlamakla, onlara karşı acımasız bir sa-
vaş vermekle istenen çözüme ulaşılabilir mı?
Aynı zamanda her türtü politik "baştan çıkar-
maya" açık milyonlarca huzursuz insan top-
luma kazandınlabilir mi? Başörtüsü ve Ata-
türk'ün mirası ile ortak bir gelecek mümkün
mü? Böyle bir Türk kimliği oluşabilir mi? Yok-
sa böyle bir şeyi düşünmek anlamsız ve saç-
ma mı? Atatürk'ün düşünceleri birçok husus-
ta 1920'li, 1930'lu yıllar içindi. Ondan sonra
geliştirilmesi gerekiyordu. Ölümünden günü-
müze, 60 yılda, bu konuda hiçbir girişimde
bulunulmadı. Islam dini de yüzyıllar boyu hiç-
bir reformdan geçmedi. Avrupa'da Hıristiyan-
lık aydınlanmayı, protestanlığı yaşadı. Fakat
Müslümanlık hiç yenilenmedi, çağına uydurul-
madı. Bu nedenle de günümüzde her kökten-
dinci kendi bildiğini okuyor, Islam öğretisini
işine geldiği gibi istediği yerde kullanıyor. Ka-
ba kuvvete başvururken bile kendini haklı bu-
labiliyor, şeriat devleti uğruna mücadelesini
meşrulaştınyor. Bütün bunlar, çok az insanın
diktatörlüğüne dayalı bir rejimin apaçık belir-
tileri.
O'nun Türk.insanına bıraktığı, paha biçil-
mez bir mirastır. Islam dünyasında demokra-
siyi gerçekleştiren tek ülke Türkiye'dir. O'nun
mirası. Atatürk'ten kalanı "çarçur etmek" bir
cinayettir.
ÜTTİ