28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Dövizde sıkintımn yok' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ziraat Bankası Genel Müdür Vekili Salih Şevki Doruk. Standard and Poors rating kuruluşunun bankalannın kredi notunu düşürmesini eleştirirken "Döviz pozisyonu ile ilgili herhangi bir sorunumuz olmadığı bılınmektedir" dedi. Doruk. dün yaptığı yazılı açıklamada, 16 haziran günü açık kalan Türk Lirası pozisyonlannm ertesi gün repoyla kapatıldıgını kaydederek " 1 günlük açığunız Türk Lirası pozisyonuyla ilgiliydi. Döviz pozisyonuyla ilgili rating notumuzu düşürmeleri anlaşılır bulunmamaktadır" dedi. Konuk'un cezası onandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- 1993 yılında düzenlenen, Demokrasi Kurultayı'nda yaptığı konuşma nedeniyle 1 yıl hapis cezasına çarptınlan eski Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Eğitim Sekreteri Mahmut Konuk'un cezası Yargıtay'ca onandı. SES Genel Başkanı Veysi Ülgen, Konuk'un durumundan hareket ederek "düşünme ve örgütlenme özgürlüğü" için yeni bir eylemlilik programı hazırlayacaklannı bildirdi. Perinçek'ten Baykal'a eleştiri • tstanbul Haber Servisi - IP Genel Başkanı Doğu Perinçek. hükümeti dışandan destekleyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın hükümet protokolünde yer alan "bölge merkezli dış politika"ya da karşı çıktığını hatırlatarak. '"Bu politikaya karşı olanlar Cumhuriyet Devrimi'nın laiklik politikasını uygulayamazlar" dedi Sayımiçin 12 trilyon gerekiyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE) Başkanı Sıddık Ensari. seçmen kütüklerinin yenilenmesi gerekliliğı nedeniyle gündeme gelen nüftıs sayımının 4.5 ayda 12 trilyon liralık bütçeyle gerçekleştirilebileceğini belirtti. Ensari. harekete geçmek için Meclis'in . karannı beklediklerini söyledi. Basına baskılar süpüyor • ANKARA (ANKA)- Dünyanın çeşitli ülkeleTİnde basın mensuplanna yönelik ağır baskılar sürüyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü. haziran ayında üç gazetecinin öldürüldüğünü, 15 gazetecinin gözaltına alındığını bildirdi. Ûrgütün yayımladığı Press Freedom Barameter (Basın Özgürlüğü Barometresi) dergisine göre. haziran ayı ıtibanyla çeşitli ülkelerde 80 gazeteci cezaevinde bulunuyor. 80 gazetecinin tehdit edildiği veya kötü muamele gördüğü haziran ayında aynca 28 medya organı yasaklandı. Açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, gazetemizin dünkü sayısında yer alan "Kıbns Ödününe Müsteşar da .Kanştı" başlıklı haberle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada. Kıbns'ın Türkiye "den önce AB'ye üyelığine Türkiye'nin karşı çıkmayabileceği görüşüne Dışişleri Bakanlığı Miisteşan Bü>"ükelçi Onur Öymen'in de katıldığı . ifadelerinin doğru olmadığı bildirildi. Açıklamada, "20 Ocak 1997 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş tarafından yapılan deklarasyonda da aynı görüşe yer verilmiştir. Türkiye bu tezini uluslararası hukukçulara da kanıtlatmıştır. Müsteşar Öymen de yaptığı bütün ' temaslarda bu tezi savunmuştur ve Öymen'in bu konudaki görüşlerinin zabıtlan bakanlığımızın arşivlerinde mevcuttur" denildi. Bülent Orakoğlu, Genelkurmay'a yönelik istihbarat çalışması yapıldığını ima etti 'Darbeyi kim araşüracak'FIIAT KOZLUKLU NEVV YORK - Türkıye'ye bugün dön- mesi beklenen eskı İstihbarat Daire Başka- nı Bülent Orakoğlu. Genelkurmay'ın tele- fonlannın dinlendiği iddıalanni ısrarla red- dederken "Darbeyehazırhkolupolmadığı- nı, bu aşamayı falan kim araşaracak. Size soruyorum" diyerek Genelkurmay'a ilış- kin istihbarat çalışması yapıldığını ima et- ti. istihbarat Dairesi'nın bağımsız biryapı- ya kavuşturulması gerektiğini savunan Orakoğlu. "Biz İstihbarat Dairesi olarak Türkiye'deki her türiü sıkınnya müdahale etmek zorundayız1 " diye konuştu. Genelkurmay'ın istegi üzerineeski lçiş- leri Bakanı Meral Akşener tarafından gö- revinden alınarak hakkında soruşturma açı- lan eskı İstihbarat Daire Başkanı Orakoğ- lu. Genelkurmay'la ilgili istihbarat çalış- malannın yapıldığını üstü kapalı olarak i- ma etti. Orakoğlu. "Kanunlarda, anayasa- da, normal hukuk sistemi içinde darbe di- ve bir şeyyok. Darbe diye bir şe> normal hu- kuk sistemi içinde \ok. Darbeye hazırlık olup olmadığuu, bu aşamayı falan kim araş- üracak, size soruyorum" dedi. Türkiye'ye gelınce her şeyi anlatacağı- nı söyleyen Orakoğlu. ordunun içinden bil- gi sızdınldığı iddialarını da şöyle yanıtla- dı: "Benim anlayışıma göre bazı şey ler dev- let sım niteliğindedir. Bizimle ilgili Sayın Genelkurmay Başkanı'nın Başbakan'a yazdığı birtakım yazılan belgeler var. Bun- lar çok gizli ve kişiye özel yazılmış yazılar. Bunlar nasıl ve niye ortaya çıkanlmış. Bun- lar demek ki Türkiye"de birtakım şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bunlan araştırmak lazun. Gidince bunlan araşbracağun. Gidip bakacağız. Kim bunlan sızdınyor. Bunlann sızdınlması bence çok daha vahim." *Şö> le bir düşünün. darbe yapbğuuz za- man suç olur" diyen Orakoğlu. kendi gö- re\ alanlannı da şöyle tanımladı: "Biz İs- tihbarat Daire Başkanlığı olarak Türki- ye'deki her türiü sıkıntn a müdahale etmek zorundayız. Mesela faili nıeçhul cinavetter, Susurluk... Bunlar nedir, ne değildir araş- ürmak zorundayız. Terör ve mafya olayla- n._ Hep görev alanımızdaki konular" Bugün Türkiye'ye hareket etmek üzere THY'den kendisine ve ailesine yer ayırtan Orakoğlu. hafta sonunda New York'taki Türk elçiliğinde görevli emniyet persone- li ile pikniğe çıktı. Başta Hanefî Avcı olmak üzere birlikte çalıştığı bazı istihbaratçılarla telefonda du- rum değerlendirmesi yapan Orakoğlu. Em- niyet teşkilatının siyasi iktidarlann otorite- sinde olduğunu bundan kurtulunması ge- rektiğini belirtti. Orakoğlu. "Türkiye'de emniyet teşkila- tına vönelik gü\eri sorunu olduğu bir ger- çek. Biz. İstihbarat Dairesi olarak Türki- ye'deki her türiü sıkıntıya müdahale etmek zorundayız. Ancak bu birimin bağımsız bir yapıya kavuşturulması zonınluluk haline gelniişnr" dedi. Bahçeli ile Türkeş yarısacak MHP'de gergin kongre bugün ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - MHP. Alparsİan Türkeş'in ölümüyle boşa- lan genel başkanlık için bugün Ankara Atatürk S- por Salonu'nda ikinci kez kongreye gidiyor. Genel Başkan Vekili fuğrul Tür- keş ile Genel Başkan Yar- dımcısı Devlet Bahçeti'nın yanşacağı kongre. 2. tur seçimleriylebaşlayacak. 2. turda hiçbir aday salt ço- ğunluğa ulaşamazsa, 3. turda en çok oyu alan aday genel başkan seçılecek Tuğrul Türkeş. "MHP kongresi mutlaka yapıla- cak \e neticesinde ben genel başkan olacağım" dedi. MHP'nin 1260delege- sinin oy kullanacağı kong- reye gergin bir ortamda gi- riliyor. Çankaya llçe Seçım Kurulu'nun. 18mayıstaçı- kan ola\ lar nedeniyle izle- yicisiz olarak vapılmasına karar verdigı kongre\e. çe- şitli gruplann silahlı adam- lanyla geleceklerinin bil- dirilmesi üzerine polisin salon içinde ve çe\Tesinde geniş güvenlik önlemleri alacağı öğrenildi. Adaylar arasında da son olarak kongrenin Yenimahalle tl- çe Başkanı Turgut Koç'un başvurusuyla ertelenmesi girişimi nedeniyle gergin- likyaşandı. Türkeş. dün yaptığı ba- sın toplantısında. Koç'un mahkemeye baş\urusunun bireysel bir hareket oldu- ğunu. kongrenin yapılaca- ğını söyledi. Türkeş. "Ya- nn inşallah güzel bir kong- re vapacağız. güzel bir kongrenin neticesinde MHP genel başkanı seçile- cek. O genel başkan da ben olacağınrdedi. Bahçeli ise yaptığı yazılı açıklamada. delegelere tahnklere kapıl- mamalan için çağnda bu- lundu. 18 mayıstaki olaylı kongrede Bahçeli lehine çekilen. ancak çekilme ka- rarlarını kongre divanına yazılı olarak bildirmedik- leri için adaylıklan "*hu- kuksal olarak" süren Ra- miz Ongun. Enis Öksüz, Muharrem Şemsek \ e İb- rahimÇiftçi'nin yenidena- day olması beklenmiyor. Kongrede yanşacak olan Türkeş ilk tiırda 412, Bah- çeH ise 359 oy almışt»^ __ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Tazminat rekortmenleri ile para kazandıran sözcükler: 'Eroinci' 4, 'yalancı' 5, 'mason' 1 milyar Siyasetçîran ağzı fena bozuldu TÜREY KÖSE ANKARA-Türkiye'nin herye- rinde gıderek yaygınlaşan. yaban- cı dillerde. yazım yanlışlanyla do- lu tabelalara: radyolarda. televiz- yonlarda konuşulan en hafif de- yimle "garip" dile bakıldığında "Vatandaş Türkçe konuş" çağnsı güncellik kazanıyor. Gazete sayfa- lannabakanlann. "Otamaz, bunu da söylemiş olamazlar" isyanıyla gözlerinin açılmasına neden olan ve televizyon ekranlanndan ev le- re dolan küfürlere. ülkemizi yöne- tenjerin, yönetmeye aday olanlann u seçkin" sözcüklerine kulak ka- bartıldığında ise "Siyasetçi küfret- me. ağzını bozma, vatandaşa ör- nek oP demek kaçınılmaz oluyor. Siyasetçilerin birbirleri için İcul- landığı "srfaflar. yaşanan dönem- lere ve duyarlılıklara ışık tutuyor. Yakın dönemin gazetelerine göz atıldığında. siyasetçilerin birbirle- rinden. "namussuzluk. sahtekâr- hk. hırsıdık. rüşvetçilik" gibi kla- sik suçlamaların yanı sıra; "top, eşcinseL pezevenk" gibı sözcükle- ri de esirgemedigi görülüyor. Yü- mazHocaogluTBMM Başkanse- killiği döneminde '"l'tan.birazyü- "YalaiiCI, müfteri"ye 5 milyar: Politikacılar bu sözcükleri birbirleri için çok kullandılar, ama sözcükler Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yönelince rekor tazminat cezası geldi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli, Demirel'e "yalancı. müfteri, siyaseten özürlü adam, dar kafah" dediği gerekçesiyle 5 milyar lira ödemeye mahkûm edildi. rakiplerinden Erdal İnönü'ye, kurmayları, "küçük Turgufun anlam ve önemi üzennde açıkla- ma yapmak zorunda kaldı. zün kızarsın" sözcüklerini hakaret kabul edip da\a açarken. SHP'li Hikmet Çetin "CIA ajanT suçla- ması nedeniyle mahkemeye baş- \-urdu. Ercan Vüralhan. yazanmız Cüneyt Arcayürek'in bir yazısın- daki "malum Bakan"* sözlerini •"- - karet kabul ederken. geçen û>.;... - min DYP'Ii devlet bakanlanndan BekirSami Daçede. "namussuzve şerefsiz" suçlaması nedeniyle taz- minat davası açtı. 12 Eylül sönrasınm en çok kü- für. hakaret ve suçlamaya ANAP Genel Başkanlığf ndan başbakan- lığa. oradan da Çankaya Köşkü'ne dek uzanan Turgut Özal hedefol- du. Dönemin DYP lideri Süley- man Demirel. Özal'ın "gafletda- lalet ve hıvanet içinde'"olduğunu söyleyince. 500 milyon liralık taz- minat davasıyla karşı karşıya kal- dı. Bu da\anm sonucunu görme- \e Özal'ın ömrü yetmedi. Demi- rel. 1994 yılında faiziyle birlikte 20 mılvon lıraödedi. Özal. başbakanlığı döneminde kendisine "zurnacıbaşı" diyen DYP Nevşehir Mıllenekıli Esat Kıratboğlu hakkında 10 milyon li- ralık tazminat davası açtı. Özal dö- neminin tazminat ödeme rekoru- nu elinde tutan ve o dönemde SHP'li olan KamerGenç'ınu Nir- vana yaünda rüşvetalıyor" sözle- rı için 30 milyon liralık dava açıl- dı. Genç. "Çankaya ormanlannda yaşayanzat" sözleri için 10 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edilırken. "Manukyan'ı \anına müşavir alsın" önerısi için de ay- nca tazminatlarödedi. SHP'li Arif Sağ da. Özal'a H sahtekâr'* dediği için 50 milyon liralık tazminat da- vasıyla karşı karşıya kaldı. Özal da. "Siz onu küçük Tur- gut'a anlatın" sözleriyle siyasi li- teratüre yenı katkılar yaptı. Özal'ın bu sözlerini anlamakta güçlük çeken o dönemdeki siyasi Çağlar: Yılmaz yavşak Siyasetçüer sık sık u sahtekâr. namussuz" sözleriyle birbirlenni anarken zaman zaman "pezevenk, ya\r şak" gibi sözcükleri de esirge- mediler."RP'li Şevki Yılmaz'dan çok önce. geçen dönemde ANAP Bursa Milletvekili Feridun Pehli- van kendisine "pezoenk" diye ba- ğıran DYP Bursa Milletvekili Kadri Güçlü aleyhinde 200 mil- yon liralık tazminat davası açtı. Küfürler ve ağzını bozmalar ta- rihinde. "Küfrümüederim.taznıi- natını öderim" diyen Ca\it Çağ- lar'ın özel bir >eri var. Çağlar. "O manyağın biri'" dediği ANAP Bur- sa Milletvekili Mehmet Gedik'e 60 milyon lira ödedi. Çaglar'ın "pişkin. yüzsüz" sıfatını uygun gördüğü dönemin Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın da 2 milyarlık tazminat davası açtı. ANAP lideri Mesut Yılmaz'a da "yavşak" sıfatını uygun gören Çağlar, 100 milyon lira ödemeye mahkûm edildi. Çağlar. "hırsız" dediği ANAP'h Ekrem Pakdemir- li'ye de 20 milyon lira ödedi. Öde- diği tazminatlardan hiçbir pişman- lık duymayan Çağlar/Ağzıma sağhk. ıhthaçlan olduğunda neza- man istiyoıiarsa söylesinler. bende para bitmez" diye meydan okudu. Yıllar geçince bu sözler unutuldu. Mesut Yılmaz, kendisine "ku- marbaz" dedi5i gerekçesiyle MHP'Ii Hafil Şjvgın'dan 100 mil- yon lira tazminat kazandı. Süley- man Demirel'in siyasal yaşamı boyunca karşı karşıya kaldığı "masonluk" suçlamalan, son dö- nemde Yılmaz'a yöneldi. Yılmaz, mason olduğunu öne süren Tak- vim gazetesinden 1 milyar lira taz- minat kazandı. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek de, "Ma- sonluğunu saklıyor" dediği için 300 milyon ödemeye mahkûm ol- du. Yılmaz. masonluk suçlaması nedeniyle Milli Gazete"den de 900 milyon lira tazminat kazandı. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Refah'ın sırıtırken bile ısıra- cakmış gibi görünen bodur mollası Şevki Yılmaz'ın TV starı olduğu günleri anımsı- yorsunuz. Nasıl anımsanmaz, TV kanallannın en gözde klibi olarak günde beş vakit, bil- mem kaç rekat yayımlanmış- tı. Şevki Yılmaz'a duyulan tik- sintinin tozu dumanı içinde "Yahu bu konuşmalar 901ı, hatta 80'li yıllarda yapılmış. Peki bunlar bunca zamandır neredeydi, kimin elindeydi; bu kasetleri elinde tutan, bun- ca zaman, hangi hesapla sak- ladı; şimdi ortaya çıkarmasın- daki hesap ne ola" diye sorul- madı. Soranlara da kulak asan olmadı. Ardından suratının rabbi- yessiri kalmamış (belki de hiç olmamış) bir başka mollanın, Hasan Hüseyin Ceylan'ın vi- deo kasetleri çıktı ortaya. O konuşmalar da birkaç yıl ön- cesine dayanıyordu. Gene bi- rileri, bu kasetleri o dönemde Birileri Değil5 Biz Bilelim! ele geçirmiş. ne düşündüyse düşünüp saklamış, şimdi de gene ne düşündüyse düşün- müş gün ışığına çıkarmış... Televizyon kanalları o gün- lerde bu kasetleri "büyük ga- zetecilik olayı" gibi sunmaya -bereket- kalkışmadılar. Bu meslekte "o biçim" kasetlerin öyle hızlı gazetecilikle filan el- deedilmediği, birilerinin bunu yayımlansın diye el altından dağıttığı öteden beri bilinir. Refahlı keskin mollaların ekranlara yansıyan marifetle- rini sindirmemizefırsat kalma- dan bu kez de "Casus öykü- sü" ekran gördü, birinci say- falann tepesine kuruldu. Biraz dikkatli okununca görülüyor. Bülent Orakoğlu adlı çete bulaşığı polis şefinin Deniz Kuvvetleri karargâhına "on- başı casus" yerleştirmesi de yeni değil. Epey bayat. Aylar önce askeri istihbarat "salak ve Sarmusak" casus onbaşı- yı saptamış, sorgulamış, hat- ta çok ağır bir ceza da (otuz gün oda hapsi!) varmiş. Konu MGK gündemine gelmiş. Tar- tışılmış. Yazılar yazılmış, yanıt alınamamış,yineyazılaryazıl- mış falan filan... Ama biz bütün bu casus öy- küsünü son iki üç gün içinde öğrendik. Neden? ••• Biz (ben, sen, o, hepimiz) bu ülkenin yurttaşlarıyız. Oy verdik, adına milletvekili de- nen politikacıları bize açıkla- dıklan programlar doğrultu- sunda bizi temsıl etmeleri için Meclis'e yolladık. Onlar işleri yürütmek için eğitimi, uzman- lığı uygun yurttaşları subay, polis, postacı. telefoncu, gümrükçü, maliyeci, kadast- rocu gibi görevlere memur olarak atadılar. Bizden (ben- den, senden. ondan, hepimiz- den) topladıklan vergileıie on- ların maaşlarını, yolluklarını, kullanacakları aletlerin, silah- ların parasını filan ödediler. Sonra da bu politikacılar ya da memurlar (subaylar, polis- ler) devlet aygıtının olanakla- rını kullanarak, telefonları din- leyerek. casuslar kullanarak, casusları yakalayarak, devle- tin istihbarat servislerinden sağladıkları video kasetleri iz- leyerek, bunları Meclis'te, MGK'de, polis şefleri toplan- tılarında tartışarak bilgi edin- diler, bilgilerini genişlettiler... Bütün bunlardan bizim (be- nim, senin, onun, hepimizin) hiç haberi olmadı. Çünkü bil- gileri gizli tuttular. Neden ? • * • Birilerinin "bildiği", bizim "bilmediğimiz" bilgiter var. Bunlann gizli kalması kararını, o bilgileri elinde tutan "birile- ri" veriyor. Bizim bilmemiz içinse gene o "birileri"ri\n ka- rar vermesi gerekiyor. Bizim bu bilgileri ne zaman bilmemiz gerektiğine de gene o "birile- ri" karar veriyor. Bu çarkın böyle dönmesi de böyle bilgi- lere "devlet sırrı" denmesi, denebilmesi yol açıyor. Ama hangi bilgilerin "devlet sım" olduğuna da gene o "birileri" karar veriyor. Niye? ••• Birilerinin bilme hakkını elle- rinde tutmasına itiraz ediyo- rum. Bizim oylarımızla iş ba- şına gelen, bizim vergilerimizi kullanarak bu işleri çevirenle- re itiraz ediyorum. Hepsini bi- rer birer ve anında bize açık- lamak zorundalar. Biz yurtta- şız ve hepsinin üstündeyiz. Asil biziz. Onlar vekil. Onlar memur. Patron biziz. Bütün bu olup bitenleri, yurttaşlık onurumu kırıcı bu- luyorum ve itiraz ediyorum. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKVlET ÇETİNKAYA Aşkın Gözü Kördür... 1941 savaş yıllan artık geride kaldı... Balkona açılan kapının önündeyım... Gözlerim seni anyor ama yoksun!.. O anda bir sesle kendıme gelıyorum: "Gizemli ülkeler bilirim ben, sevinçli masallar ama sen bilmezsin..." Ansızın Nikolay Gumilyov görülüyor ve sonra da kayboluyor... Içimde bestelenmemiş şarkılar vardır o saatlerde; içimde resimlerden derlediğim çocuklar... Gelincikler arasında yürürüm kimse görmez. Aldatılmış ve o geçmek bilmeyen zamanın içinde dolaşınm... Ne tövbekâr olmak isterim ne de küllerle örtmek başımı... Olduğum gibi kalmak yakışır bana... Ama sen hiç öyle değilsin!.. Renkli bir gemi yelkenine benzıyorsun uzaktan. Koşması akan bir su gibisin ya da bir kuşun sevinç- le uçuşunu anımsatıyorsun. Sen Samuil Marşak'ın dızelerinde, yağmurdan sı- rılsıklam olmuş bana gülümsüyorsun. Bilir misin suçlanmaz hiç kımse, eşittirtüm insan- lar... Pembeleşen bir enginlikte uyandığında günbatımı senın gözlerindir... Bak şu sözü hiç unutma: "Çocuklar yaşamaz, yaşamaya hazırlanır..." Ben sana hiç anlatamadım bunlan. Hiç uyandıra- madım seni düş kurmaktan. Unutma her şey ölümdür karada ve denizde; fa- kat daha acımasızdır insanın yazgısı... Bunlann hiçbiri düş değil gerçektir... Balkona açılan o kapıda çıçekleri artık ben suluyo- rum sana inat. Bahçedeki kiraz ağacı artık bana gülümsüyor sa- dece... Lorca'dan şıirter okuyorum sensız... Çocuklar, uzakta bir noktaya bakıyor; kandiller sö- nüyor, kör kızlar Ay'ı sorguya çekiyorlar... Havada hıçkırıklar, ağlamaiaryükseliyor... Dağlar uzakta bir noktaya bakıyor, zamanın izleri yitiyor... istersen gözyaşlarını sil, istersen koş gel, kapım açıktırsana... • • • Ateşli bir yara savaş günlerinden... Kurşunun delip geçtiği yerde bir kabuk var şimdi. Kuzeyli bir köylü kadın gülümsüyor bana. Hal hatır so- ruyor. Leningrad yakınlannda bir düş görüyor. orası kesin. Aleksandr Prokofyevle tokalaşıyor. omzundaki yaranın acısına aldırmadan... ilkyaz yemyeşıl ekınlere vuruyor... Semyon Gudzenko halkın zaferini, faşizmden kur- tulan ülkelerin yazgılannı yeni ve taze güçle anlatıyor çocuklara... Ben çiçeklerı suluyorum... Bilir mısın ölüme giderken türkü söylenir, ama da- ha önce ağlanabilir... Acılı, ağır 1941 yılı ve karlar arasında donup kal- mış piyadeler... Bir patlama... Can çekışıyor teğmen... Fakat artık sabnmız yok beklemeye... Korkunç bir düş bu! . , ., , Uyandığımda sınlsıklam terlemiştim... ^ ,0 Yuliya Drunina'nın sesiyle irkildim bırden: "Bilmiyorum nerede öğrendim inceliği, Bunu hiç bana sorma. Bozkırda çoğalır asker mezarlan Yürûr gider gençlığim bir kaputta..." Şimdi ben balkona açılan kapının önündeyım ve seni anyorum... Havada hıçkınklar, ağlamaiaryükseliyor... Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum... O zaman dinle: "Gitara ağlatır düşleri, düşünceleri Yitik canlann hıçktrıklan dökülür yuvarlak ağzından Kocaman bir örümcek gibi -. bir yıldız örer • • " • iç çekişmeleri avlamak için kara sarnıcında ağaç sarnıcında dalgalanan ıç çekişmeleri." ••• Hava sıcak ve ben yorgunum... 1941 savaş yıllan, alevler içinde çatırdayan Rusya... Gözlerimde kömürleşmiş bacalar... » Ben yıllar sonra işte oralardaydım... Balkondaki çiçeklerde güleç yüzlü kadınlan an- yorum... Artık sen de yoksun alın yazım! İç çekişler ve çığlıklar yükseliyor Lorca'nın rüzgâ- rında... Mor bulutlarda sevdalar dolaşıyor... Bense çiçekli portakal altındaki aşkı düşü- nüyorum... Biliyorum ki aşkın gözü kördür... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR DSP ve CHP'den ANAP'a tepki Vali bunabmı ESEN ALİŞ BARITN-BanınValisi Yavuz Erkmen'ın ANAP'lılar tarafından bir yıl içinde ikinci kez mer- keze alınması, koalisyon partilerinin Bartın örgütle- rinde krize yol açtı. DSP İl Başkanı Mehmet Yolcu, ANAP Milletvekili Zeki Çakan'm "konsensus sağ- lamadan Erkmen'i kapris- lerine kurban ettiğini' 1 söy- ledi. CHP Bartın İl Başkanı Mehmet Yıldırmak da. Çakan'a tepki göstererek. "Bürokratlarla bu şekUde oynamaya devam ederse şunu çok iyi bilmelidir ki oturduğu iktidar koltuğu CHP tarafından albndan çekilecektir" dedi. Bartın- hlann ısrarla göre\de kal- masını istedıği ancak ANAP Milletvekili Zeki Çakan'm girişimiyle ikin- ci kez merkeze alınan Erk- men. koalisyon partilennın il örgütlen arasında kavga- ya yol açtı. ADD üyesi de olan Erkmen'i ilk görev- den alındığı dönemde 3 bin ımza topla>arak geri getiren Bartınlılann tepki- sine siyasiler de katıldı. "Atatûrkçü bir \ali"nin merkeze ahnmasına sert tepki gösteren CHP Bartın tl Başkanı Mehmet Yıldır- mak. hükümeti. REFAH- YOL dönemındeki gibi kadrolaşmaya gitmemesi konusunda uyardı. DSP Bartfn tl Başkanı MehmetYolcu da hüküme- tin toplumsal banşı sağla- mak üzere kurulduğuna dikkat çekerek. görev de- ğişimlerinin ka\gasız ve usulüne uygun olarak ya- pılması gerektiğinı söyle- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle