Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 TEMMUZ 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Dövizde
sıkintımn yok'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ziraat Bankası
Genel Müdür Vekili Salih
Şevki Doruk. Standard and
Poors rating kuruluşunun
bankalannın kredi notunu
düşürmesini eleştirirken
"Döviz pozisyonu ile ilgili
herhangi bir sorunumuz
olmadığı bılınmektedir"
dedi. Doruk. dün yaptığı
yazılı açıklamada, 16
haziran günü açık kalan
Türk Lirası pozisyonlannm
ertesi gün repoyla
kapatıldıgını kaydederek " 1
günlük açığunız Türk Lirası
pozisyonuyla ilgiliydi.
Döviz pozisyonuyla ilgili
rating notumuzu
düşürmeleri anlaşılır
bulunmamaktadır" dedi.
Konuk'un cezası
onandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- 1993 yılında
düzenlenen, Demokrasi
Kurultayı'nda yaptığı
konuşma nedeniyle 1 yıl
hapis cezasına çarptınlan
eski Sağlık ve Sosyal
Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) Genel
Eğitim Sekreteri Mahmut
Konuk'un cezası
Yargıtay'ca onandı. SES
Genel Başkanı Veysi Ülgen,
Konuk'un durumundan
hareket ederek "düşünme
ve örgütlenme özgürlüğü"
için yeni bir eylemlilik
programı hazırlayacaklannı
bildirdi.
Perinçek'ten
Baykal'a eleştiri
• tstanbul Haber Servisi -
IP Genel Başkanı Doğu
Perinçek. hükümeti
dışandan destekleyen CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın hükümet
protokolünde yer alan
"bölge merkezli dış
politika"ya da karşı
çıktığını hatırlatarak. '"Bu
politikaya karşı olanlar
Cumhuriyet Devrimi'nın
laiklik politikasını
uygulayamazlar" dedi
Sayımiçin 12
trilyon
gerekiyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Istatistik
Enstitüsü (DİE) Başkanı
Sıddık Ensari. seçmen
kütüklerinin yenilenmesi
gerekliliğı nedeniyle
gündeme gelen nüftıs
sayımının 4.5 ayda 12
trilyon liralık bütçeyle
gerçekleştirilebileceğini
belirtti. Ensari. harekete
geçmek için Meclis'in
. karannı beklediklerini
söyledi.
Basına baskılar
süpüyor
• ANKARA (ANKA)-
Dünyanın çeşitli
ülkeleTİnde basın
mensuplanna yönelik ağır
baskılar sürüyor. Sınır
Tanımayan Gazeteciler
Örgütü. haziran ayında üç
gazetecinin öldürüldüğünü,
15 gazetecinin gözaltına
alındığını bildirdi. Ûrgütün
yayımladığı Press Freedom
Barameter (Basın
Özgürlüğü Barometresi)
dergisine göre. haziran ayı
ıtibanyla çeşitli ülkelerde
80 gazeteci cezaevinde
bulunuyor. 80 gazetecinin
tehdit edildiği veya kötü
muamele gördüğü haziran
ayında aynca 28 medya
organı yasaklandı.
Açıklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) Dışişleri Bakanlığı,
gazetemizin dünkü
sayısında yer alan "Kıbns
Ödününe Müsteşar da
.Kanştı" başlıklı haberle
ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada. Kıbns'ın
Türkiye "den önce AB'ye
üyelığine Türkiye'nin karşı
çıkmayabileceği görüşüne
Dışişleri Bakanlığı
Miisteşan Bü>"ükelçi Onur
Öymen'in de katıldığı
. ifadelerinin doğru olmadığı
bildirildi. Açıklamada, "20
Ocak 1997 tarihinde Sayın
Cumhurbaşkanımız ve
KKTC Cumhurbaşkanı
Sayın Denktaş tarafından
yapılan deklarasyonda da
aynı görüşe yer verilmiştir.
Türkiye bu tezini
uluslararası hukukçulara da
kanıtlatmıştır. Müsteşar
Öymen de yaptığı bütün
' temaslarda bu tezi
savunmuştur ve Öymen'in
bu konudaki görüşlerinin
zabıtlan bakanlığımızın
arşivlerinde mevcuttur"
denildi.
Bülent Orakoğlu, Genelkurmay'a yönelik istihbarat çalışması yapıldığını ima etti
'Darbeyi kim araşüracak'FIIAT KOZLUKLU
NEVV YORK - Türkıye'ye bugün dön-
mesi beklenen eskı İstihbarat Daire Başka-
nı Bülent Orakoğlu. Genelkurmay'ın tele-
fonlannın dinlendiği iddıalanni ısrarla red-
dederken "Darbeyehazırhkolupolmadığı-
nı, bu aşamayı falan kim araşaracak. Size
soruyorum" diyerek Genelkurmay'a ilış-
kin istihbarat çalışması yapıldığını ima et-
ti. istihbarat Dairesi'nın bağımsız biryapı-
ya kavuşturulması gerektiğini savunan
Orakoğlu. "Biz İstihbarat Dairesi olarak
Türkiye'deki her türiü sıkınnya müdahale
etmek zorundayız1
" diye konuştu.
Genelkurmay'ın istegi üzerineeski lçiş-
leri Bakanı Meral Akşener tarafından gö-
revinden alınarak hakkında soruşturma açı-
lan eskı İstihbarat Daire Başkanı Orakoğ-
lu. Genelkurmay'la ilgili istihbarat çalış-
malannın yapıldığını üstü kapalı olarak i-
ma etti. Orakoğlu. "Kanunlarda, anayasa-
da, normal hukuk sistemi içinde darbe di-
ve bir şeyyok. Darbe diye bir şe> normal hu-
kuk sistemi içinde \ok. Darbeye hazırlık
olup olmadığuu, bu aşamayı falan kim araş-
üracak, size soruyorum" dedi.
Türkiye'ye gelınce her şeyi anlatacağı-
nı söyleyen Orakoğlu. ordunun içinden bil-
gi sızdınldığı iddialarını da şöyle yanıtla-
dı: "Benim anlayışıma göre bazı şey ler dev-
let sım niteliğindedir. Bizimle ilgili Sayın
Genelkurmay Başkanı'nın Başbakan'a
yazdığı birtakım yazılan belgeler var. Bun-
lar çok gizli ve kişiye özel yazılmış yazılar.
Bunlar nasıl ve niye ortaya çıkanlmış. Bun-
lar demek ki Türkiye"de birtakım şeyler
yapmaya çalışıyorlar. Bunlan araştırmak
lazun. Gidince bunlan araşbracağun. Gidip
bakacağız. Kim bunlan sızdınyor. Bunlann
sızdınlması bence çok daha vahim."
*Şö> le bir düşünün. darbe yapbğuuz za-
man suç olur" diyen Orakoğlu. kendi gö-
re\ alanlannı da şöyle tanımladı: "Biz İs-
tihbarat Daire Başkanlığı olarak Türki-
ye'deki her türiü sıkıntn a müdahale etmek
zorundayız. Mesela faili nıeçhul cinavetter,
Susurluk... Bunlar nedir, ne değildir araş-
ürmak zorundayız. Terör ve mafya olayla-
n._ Hep görev alanımızdaki konular"
Bugün Türkiye'ye hareket etmek üzere
THY'den kendisine ve ailesine yer ayırtan
Orakoğlu. hafta sonunda New York'taki
Türk elçiliğinde görevli emniyet persone-
li ile pikniğe çıktı.
Başta Hanefî Avcı olmak üzere birlikte
çalıştığı bazı istihbaratçılarla telefonda du-
rum değerlendirmesi yapan Orakoğlu. Em-
niyet teşkilatının siyasi iktidarlann otorite-
sinde olduğunu bundan kurtulunması ge-
rektiğini belirtti.
Orakoğlu. "Türkiye'de emniyet teşkila-
tına vönelik gü\eri sorunu olduğu bir ger-
çek. Biz. İstihbarat Dairesi olarak Türki-
ye'deki her türiü sıkıntıya müdahale etmek
zorundayız. Ancak bu birimin bağımsız bir
yapıya kavuşturulması zonınluluk haline
gelniişnr" dedi.
Bahçeli ile Türkeş yarısacak
MHP'de gergin
kongre bugün
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - MHP. Alparsİan
Türkeş'in ölümüyle boşa-
lan genel başkanlık için
bugün Ankara Atatürk S-
por Salonu'nda ikinci kez
kongreye gidiyor. Genel
Başkan Vekili fuğrul Tür-
keş ile Genel Başkan Yar-
dımcısı Devlet Bahçeti'nın
yanşacağı kongre. 2. tur
seçimleriylebaşlayacak. 2.
turda hiçbir aday salt ço-
ğunluğa ulaşamazsa, 3.
turda en çok oyu alan aday
genel başkan seçılecek
Tuğrul Türkeş. "MHP
kongresi mutlaka yapıla-
cak \e neticesinde ben genel
başkan olacağım" dedi.
MHP'nin 1260delege-
sinin oy kullanacağı kong-
reye gergin bir ortamda gi-
riliyor. Çankaya llçe Seçım
Kurulu'nun. 18mayıstaçı-
kan ola\ lar nedeniyle izle-
yicisiz olarak vapılmasına
karar verdigı kongre\e. çe-
şitli gruplann silahlı adam-
lanyla geleceklerinin bil-
dirilmesi üzerine polisin
salon içinde ve çe\Tesinde
geniş güvenlik önlemleri
alacağı öğrenildi. Adaylar
arasında da son olarak
kongrenin Yenimahalle tl-
çe Başkanı Turgut Koç'un
başvurusuyla ertelenmesi
girişimi nedeniyle gergin-
likyaşandı.
Türkeş. dün yaptığı ba-
sın toplantısında. Koç'un
mahkemeye baş\urusunun
bireysel bir hareket oldu-
ğunu. kongrenin yapılaca-
ğını söyledi. Türkeş. "Ya-
nn inşallah güzel bir kong-
re vapacağız. güzel bir
kongrenin neticesinde
MHP genel başkanı seçile-
cek. O genel başkan da ben
olacağınrdedi. Bahçeli ise
yaptığı yazılı açıklamada.
delegelere tahnklere kapıl-
mamalan için çağnda bu-
lundu.
18 mayıstaki olaylı
kongrede Bahçeli lehine
çekilen. ancak çekilme ka-
rarlarını kongre divanına
yazılı olarak bildirmedik-
leri için adaylıklan "*hu-
kuksal olarak" süren Ra-
miz Ongun. Enis Öksüz,
Muharrem Şemsek \ e İb-
rahimÇiftçi'nin yenidena-
day olması beklenmiyor.
Kongrede yanşacak olan
Türkeş ilk tiırda 412, Bah-
çeH ise 359 oy almışt»^ __
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Tazminat rekortmenleri ile para kazandıran sözcükler: 'Eroinci' 4, 'yalancı' 5, 'mason' 1 milyar
Siyasetçîran ağzı fena bozuldu
TÜREY KÖSE
ANKARA-Türkiye'nin herye-
rinde gıderek yaygınlaşan. yaban-
cı dillerde. yazım yanlışlanyla do-
lu tabelalara: radyolarda. televiz-
yonlarda konuşulan en hafif de-
yimle "garip" dile bakıldığında
"Vatandaş Türkçe konuş" çağnsı
güncellik kazanıyor. Gazete sayfa-
lannabakanlann. "Otamaz, bunu
da söylemiş olamazlar" isyanıyla
gözlerinin açılmasına neden olan
ve televizyon ekranlanndan ev le-
re dolan küfürlere. ülkemizi yöne-
tenjerin, yönetmeye aday olanlann
u
seçkin" sözcüklerine kulak ka-
bartıldığında ise "Siyasetçi küfret-
me. ağzını bozma, vatandaşa ör-
nek oP demek kaçınılmaz oluyor.
Siyasetçilerin birbirleri için İcul-
landığı "srfaflar. yaşanan dönem-
lere ve duyarlılıklara ışık tutuyor.
Yakın dönemin gazetelerine göz
atıldığında. siyasetçilerin birbirle-
rinden. "namussuzluk. sahtekâr-
hk. hırsıdık. rüşvetçilik" gibi kla-
sik suçlamaların yanı sıra; "top,
eşcinseL pezevenk" gibı sözcükle-
ri de esirgemedigi görülüyor. Yü-
mazHocaogluTBMM Başkanse-
killiği döneminde '"l'tan.birazyü-
"YalaiiCI, müfteri"ye 5 milyar: Politikacılar bu sözcükleri birbirleri için
çok kullandılar, ama sözcükler Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yönelince
rekor tazminat cezası geldi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli,
Demirel'e "yalancı. müfteri, siyaseten özürlü adam, dar kafah" dediği
gerekçesiyle 5 milyar lira ödemeye mahkûm edildi.
rakiplerinden Erdal İnönü'ye,
kurmayları, "küçük Turgufun
anlam ve önemi üzennde açıkla-
ma yapmak zorunda kaldı.
zün kızarsın" sözcüklerini hakaret
kabul edip da\a açarken. SHP'li
Hikmet Çetin "CIA ajanT suçla-
ması nedeniyle mahkemeye baş-
\-urdu. Ercan Vüralhan. yazanmız
Cüneyt Arcayürek'in bir yazısın-
daki "malum Bakan"* sözlerini •"- -
karet kabul ederken. geçen û>.;... -
min DYP'Ii devlet bakanlanndan
BekirSami Daçede. "namussuzve
şerefsiz" suçlaması nedeniyle taz-
minat davası açtı.
12 Eylül sönrasınm en çok kü-
für. hakaret ve suçlamaya ANAP
Genel Başkanlığf ndan başbakan-
lığa. oradan da Çankaya Köşkü'ne
dek uzanan Turgut Özal hedefol-
du. Dönemin DYP lideri Süley-
man Demirel. Özal'ın "gafletda-
lalet ve hıvanet içinde'"olduğunu
söyleyince. 500 milyon liralık taz-
minat davasıyla karşı karşıya kal-
dı. Bu da\anm sonucunu görme-
\e Özal'ın ömrü yetmedi. Demi-
rel. 1994 yılında faiziyle birlikte
20 mılvon lıraödedi.
Özal. başbakanlığı döneminde
kendisine "zurnacıbaşı" diyen
DYP Nevşehir Mıllenekıli Esat
Kıratboğlu hakkında 10 milyon li-
ralık tazminat davası açtı. Özal dö-
neminin tazminat ödeme rekoru-
nu elinde tutan ve o dönemde
SHP'li olan KamerGenç'ınu
Nir-
vana yaünda rüşvetalıyor" sözle-
rı için 30 milyon liralık dava açıl-
dı. Genç. "Çankaya ormanlannda
yaşayanzat" sözleri için 10 milyon
lira tazminat ödemeye mahkûm
edilırken. "Manukyan'ı \anına
müşavir alsın" önerısi için de ay-
nca tazminatlarödedi. SHP'li Arif
Sağ da. Özal'a H
sahtekâr'* dediği
için 50 milyon liralık tazminat da-
vasıyla karşı karşıya kaldı.
Özal da. "Siz onu küçük Tur-
gut'a anlatın" sözleriyle siyasi li-
teratüre yenı katkılar yaptı.
Özal'ın bu sözlerini anlamakta
güçlük çeken o dönemdeki siyasi
Çağlar: Yılmaz yavşak
Siyasetçüer sık sık
u
sahtekâr.
namussuz" sözleriyle birbirlenni
anarken zaman zaman "pezevenk,
ya\r
şak" gibi sözcükleri de esirge-
mediler."RP'li Şevki Yılmaz'dan
çok önce. geçen dönemde ANAP
Bursa Milletvekili Feridun Pehli-
van kendisine "pezoenk" diye ba-
ğıran DYP Bursa Milletvekili
Kadri Güçlü aleyhinde 200 mil-
yon liralık tazminat davası açtı.
Küfürler ve ağzını bozmalar ta-
rihinde. "Küfrümüederim.taznıi-
natını öderim" diyen Ca\it Çağ-
lar'ın özel bir >eri var. Çağlar. "O
manyağın biri'" dediği ANAP Bur-
sa Milletvekili Mehmet Gedik'e
60 milyon lira ödedi. Çaglar'ın
"pişkin. yüzsüz" sıfatını uygun
gördüğü dönemin Başbakan Yar-
dımcısı Murat Karayalçın da 2
milyarlık tazminat davası açtı.
ANAP lideri Mesut Yılmaz'a da
"yavşak" sıfatını uygun gören
Çağlar, 100 milyon lira ödemeye
mahkûm edildi. Çağlar. "hırsız"
dediği ANAP'h Ekrem Pakdemir-
li'ye de 20 milyon lira ödedi. Öde-
diği tazminatlardan hiçbir pişman-
lık duymayan Çağlar/Ağzıma
sağhk. ıhthaçlan olduğunda neza-
man istiyoıiarsa söylesinler. bende
para bitmez" diye meydan okudu.
Yıllar geçince bu sözler unutuldu.
Mesut Yılmaz, kendisine "ku-
marbaz" dedi5i gerekçesiyle
MHP'Ii Hafil Şjvgın'dan 100 mil-
yon lira tazminat kazandı. Süley-
man Demirel'in siyasal yaşamı
boyunca karşı karşıya kaldığı
"masonluk" suçlamalan, son dö-
nemde Yılmaz'a yöneldi. Yılmaz,
mason olduğunu öne süren Tak-
vim gazetesinden 1 milyar lira taz-
minat kazandı. Ankara Belediye
Başkanı Melih Gökçek de, "Ma-
sonluğunu saklıyor" dediği için
300 milyon ödemeye mahkûm ol-
du. Yılmaz. masonluk suçlaması
nedeniyle Milli Gazete"den de 900
milyon lira tazminat kazandı.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Refah'ın sırıtırken bile ısıra-
cakmış gibi görünen bodur
mollası Şevki Yılmaz'ın TV
starı olduğu günleri anımsı-
yorsunuz. Nasıl anımsanmaz,
TV kanallannın en gözde klibi
olarak günde beş vakit, bil-
mem kaç rekat yayımlanmış-
tı.
Şevki Yılmaz'a duyulan tik-
sintinin tozu dumanı içinde
"Yahu bu konuşmalar 901ı,
hatta 80'li yıllarda yapılmış.
Peki bunlar bunca zamandır
neredeydi, kimin elindeydi;
bu kasetleri elinde tutan, bun-
ca zaman, hangi hesapla sak-
ladı; şimdi ortaya çıkarmasın-
daki hesap ne ola" diye sorul-
madı. Soranlara da kulak
asan olmadı.
Ardından suratının rabbi-
yessiri kalmamış (belki de hiç
olmamış) bir başka mollanın,
Hasan Hüseyin Ceylan'ın vi-
deo kasetleri çıktı ortaya. O
konuşmalar da birkaç yıl ön-
cesine dayanıyordu. Gene bi-
rileri, bu kasetleri o dönemde
Birileri Değil5
Biz Bilelim!
ele geçirmiş. ne düşündüyse
düşünüp saklamış, şimdi de
gene ne düşündüyse düşün-
müş gün ışığına çıkarmış...
Televizyon kanalları o gün-
lerde bu kasetleri "büyük ga-
zetecilik olayı" gibi sunmaya
-bereket- kalkışmadılar. Bu
meslekte "o biçim" kasetlerin
öyle hızlı gazetecilikle filan el-
deedilmediği, birilerinin bunu
yayımlansın diye el altından
dağıttığı öteden beri bilinir.
Refahlı keskin mollaların
ekranlara yansıyan marifetle-
rini sindirmemizefırsat kalma-
dan bu kez de "Casus öykü-
sü" ekran gördü, birinci say-
falann tepesine kuruldu. Biraz
dikkatli okununca görülüyor.
Bülent Orakoğlu adlı çete
bulaşığı polis şefinin Deniz
Kuvvetleri karargâhına "on-
başı casus" yerleştirmesi de
yeni değil. Epey bayat. Aylar
önce askeri istihbarat "salak
ve Sarmusak" casus onbaşı-
yı saptamış, sorgulamış, hat-
ta çok ağır bir ceza da (otuz
gün oda hapsi!) varmiş. Konu
MGK gündemine gelmiş. Tar-
tışılmış. Yazılar yazılmış, yanıt
alınamamış,yineyazılaryazıl-
mış falan filan...
Ama biz bütün bu casus öy-
küsünü son iki üç gün içinde
öğrendik.
Neden?
•••
Biz (ben, sen, o, hepimiz)
bu ülkenin yurttaşlarıyız. Oy
verdik, adına milletvekili de-
nen politikacıları bize açıkla-
dıklan programlar doğrultu-
sunda bizi temsıl etmeleri için
Meclis'e yolladık. Onlar işleri
yürütmek için eğitimi, uzman-
lığı uygun yurttaşları subay,
polis, postacı. telefoncu,
gümrükçü, maliyeci, kadast-
rocu gibi görevlere memur
olarak atadılar. Bizden (ben-
den, senden. ondan, hepimiz-
den) topladıklan vergileıie on-
ların maaşlarını, yolluklarını,
kullanacakları aletlerin, silah-
ların parasını filan ödediler.
Sonra da bu politikacılar ya
da memurlar (subaylar, polis-
ler) devlet aygıtının olanakla-
rını kullanarak, telefonları din-
leyerek. casuslar kullanarak,
casusları yakalayarak, devle-
tin istihbarat servislerinden
sağladıkları video kasetleri iz-
leyerek, bunları Meclis'te,
MGK'de, polis şefleri toplan-
tılarında tartışarak bilgi edin-
diler, bilgilerini genişlettiler...
Bütün bunlardan bizim (be-
nim, senin, onun, hepimizin)
hiç haberi olmadı. Çünkü bil-
gileri gizli tuttular.
Neden ?
• * •
Birilerinin "bildiği", bizim
"bilmediğimiz" bilgiter var.
Bunlann gizli kalması kararını,
o bilgileri elinde tutan "birile-
ri" veriyor. Bizim bilmemiz
içinse gene o "birileri"ri\n ka-
rar vermesi gerekiyor. Bizim
bu bilgileri ne zaman bilmemiz
gerektiğine de gene o "birile-
ri" karar veriyor. Bu çarkın
böyle dönmesi de böyle bilgi-
lere "devlet sırrı" denmesi,
denebilmesi yol açıyor. Ama
hangi bilgilerin "devlet sım"
olduğuna da gene o "birileri"
karar veriyor.
Niye?
•••
Birilerinin bilme hakkını elle-
rinde tutmasına itiraz ediyo-
rum. Bizim oylarımızla iş ba-
şına gelen, bizim vergilerimizi
kullanarak bu işleri çevirenle-
re itiraz ediyorum. Hepsini bi-
rer birer ve anında bize açık-
lamak zorundalar. Biz yurtta-
şız ve hepsinin üstündeyiz.
Asil biziz. Onlar vekil. Onlar
memur. Patron biziz.
Bütün bu olup bitenleri,
yurttaşlık onurumu kırıcı bu-
luyorum ve itiraz ediyorum.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HtKVlET ÇETİNKAYA
Aşkın Gözü Kördür...
1941 savaş yıllan artık geride kaldı...
Balkona açılan kapının önündeyım...
Gözlerim seni anyor ama yoksun!..
O anda bir sesle kendıme gelıyorum:
"Gizemli ülkeler bilirim ben, sevinçli masallar ama
sen bilmezsin..."
Ansızın Nikolay Gumilyov görülüyor ve sonra da
kayboluyor...
Içimde bestelenmemiş şarkılar vardır o saatlerde;
içimde resimlerden derlediğim çocuklar...
Gelincikler arasında yürürüm kimse görmez.
Aldatılmış ve o geçmek bilmeyen zamanın içinde
dolaşınm...
Ne tövbekâr olmak isterim ne de küllerle örtmek
başımı...
Olduğum gibi kalmak yakışır bana...
Ama sen hiç öyle değilsin!..
Renkli bir gemi yelkenine benzıyorsun uzaktan.
Koşması akan bir su gibisin ya da bir kuşun sevinç-
le uçuşunu anımsatıyorsun.
Sen Samuil Marşak'ın dızelerinde, yağmurdan sı-
rılsıklam olmuş bana gülümsüyorsun.
Bilir misin suçlanmaz hiç kımse, eşittirtüm insan-
lar...
Pembeleşen bir enginlikte uyandığında günbatımı
senın gözlerindir...
Bak şu sözü hiç unutma:
"Çocuklar yaşamaz, yaşamaya hazırlanır..."
Ben sana hiç anlatamadım bunlan. Hiç uyandıra-
madım seni düş kurmaktan.
Unutma her şey ölümdür karada ve denizde; fa-
kat daha acımasızdır insanın yazgısı...
Bunlann hiçbiri düş değil gerçektir...
Balkona açılan o kapıda çıçekleri artık ben suluyo-
rum sana inat.
Bahçedeki kiraz ağacı artık bana gülümsüyor sa-
dece...
Lorca'dan şıirter okuyorum sensız...
Çocuklar, uzakta bir noktaya bakıyor; kandiller sö-
nüyor, kör kızlar Ay'ı sorguya çekiyorlar...
Havada hıçkırıklar, ağlamaiaryükseliyor...
Dağlar uzakta bir noktaya bakıyor, zamanın izleri
yitiyor...
istersen gözyaşlarını sil, istersen koş gel, kapım
açıktırsana...
• • •
Ateşli bir yara savaş günlerinden...
Kurşunun delip geçtiği yerde bir kabuk var şimdi.
Kuzeyli bir köylü kadın gülümsüyor bana. Hal hatır so-
ruyor. Leningrad yakınlannda bir düş görüyor. orası
kesin.
Aleksandr Prokofyevle tokalaşıyor. omzundaki
yaranın acısına aldırmadan...
ilkyaz yemyeşıl ekınlere vuruyor...
Semyon Gudzenko halkın zaferini, faşizmden kur-
tulan ülkelerin yazgılannı yeni ve taze güçle anlatıyor
çocuklara...
Ben çiçeklerı suluyorum...
Bilir mısın ölüme giderken türkü söylenir, ama da-
ha önce ağlanabilir...
Acılı, ağır 1941 yılı ve karlar arasında donup kal-
mış piyadeler...
Bir patlama...
Can çekışıyor teğmen...
Fakat artık sabnmız yok beklemeye...
Korkunç bir düş bu! . , ., ,
Uyandığımda sınlsıklam terlemiştim... ^ ,0
Yuliya Drunina'nın sesiyle irkildim bırden:
"Bilmiyorum nerede öğrendim inceliği,
Bunu hiç bana sorma.
Bozkırda çoğalır asker mezarlan
Yürûr gider gençlığim bir kaputta..."
Şimdi ben balkona açılan kapının önündeyım ve
seni anyorum...
Havada hıçkınklar, ağlamaiaryükseliyor...
Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum...
O zaman dinle:
"Gitara
ağlatır düşleri, düşünceleri
Yitik canlann
hıçktrıklan
dökülür yuvarlak ağzından
Kocaman bir örümcek gibi -.
bir yıldız örer • • " •
iç çekişmeleri avlamak için
kara sarnıcında
ağaç sarnıcında
dalgalanan ıç çekişmeleri."
•••
Hava sıcak ve ben yorgunum...
1941 savaş yıllan, alevler içinde çatırdayan Rusya...
Gözlerimde kömürleşmiş bacalar... »
Ben yıllar sonra işte oralardaydım...
Balkondaki çiçeklerde güleç yüzlü kadınlan an-
yorum...
Artık sen de yoksun alın yazım!
İç çekişler ve çığlıklar yükseliyor Lorca'nın rüzgâ-
rında...
Mor bulutlarda sevdalar dolaşıyor...
Bense çiçekli portakal altındaki aşkı düşü-
nüyorum...
Biliyorum ki aşkın gözü kördür...
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
DSP ve CHP'den ANAP'a tepki
Vali bunabmı
ESEN ALİŞ
BARITN-BanınValisi
Yavuz Erkmen'ın
ANAP'lılar tarafından bir
yıl içinde ikinci kez mer-
keze alınması, koalisyon
partilerinin Bartın örgütle-
rinde krize yol açtı. DSP İl
Başkanı Mehmet Yolcu,
ANAP Milletvekili Zeki
Çakan'm "konsensus sağ-
lamadan Erkmen'i kapris-
lerine kurban ettiğini'
1
söy-
ledi.
CHP Bartın İl Başkanı
Mehmet Yıldırmak da.
Çakan'a tepki göstererek.
"Bürokratlarla bu şekUde
oynamaya devam ederse
şunu çok iyi bilmelidir ki
oturduğu iktidar koltuğu
CHP tarafından albndan
çekilecektir" dedi. Bartın-
hlann ısrarla göre\de kal-
masını istedıği ancak
ANAP Milletvekili Zeki
Çakan'm girişimiyle ikin-
ci kez merkeze alınan Erk-
men. koalisyon partilennın
il örgütlen arasında kavga-
ya yol açtı. ADD üyesi de
olan Erkmen'i ilk görev-
den alındığı dönemde 3
bin ımza topla>arak geri
getiren Bartınlılann tepki-
sine siyasiler de katıldı.
"Atatûrkçü bir \ali"nin
merkeze ahnmasına sert
tepki gösteren CHP Bartın
tl Başkanı Mehmet Yıldır-
mak. hükümeti. REFAH-
YOL dönemındeki gibi
kadrolaşmaya gitmemesi
konusunda uyardı.
DSP Bartfn tl Başkanı
MehmetYolcu da hüküme-
tin toplumsal banşı sağla-
mak üzere kurulduğuna
dikkat çekerek. görev de-
ğişimlerinin ka\gasız ve
usulüne uygun olarak ya-
pılması gerektiğinı söyle-
di.