25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manısa • Aydın Denızli Y Y Y PB A A A A 28 28 28 29 34 34 36 3*4 Zonguldak Y 26 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas HB PB Y PB Y Y A A 2/ 26 26 26 29 28 30 28 34 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van A A A A A A A A 33 31 40 39 37 38 34 30 31 Yurdun kuzeybatı ke- sımlerı parçalı txjlutlu, Marmara'nın kuzey ve doğusu, Iç Anado- lu'nun kuzeybatısı, Doğu Karadenız kıyı- lan ıle Bolu ve Zongul- dak çevelen sağanak ve gokgurultulü sağa- nak yağışlı otekı yefier az bulutlu ve açık ge- çecek. Hava sıcakh- ğında onemlı bır degi- şiklık olmayacak. Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 21 21 21 23 21 22 24 20 Münih Y 24 Milano Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB PB Y PB Y A A 23 23 31 16 26 25 29 30 PB 26 Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Şam r'u PB A Y A A oo 28 35 31 \\ bulutiu : Sısl Bulutlu k Çok buPuttu Yağmuriu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Ankara sokaklarında sadece RP destekli şeriat korkusu kol gezmiyor. Siyasal yüzsüzlükle kol ko- la dolaşıyor. Ömek ortada: RP grubunda aynı saatlerde Er- bakan. ulusal iradenin başta Cumhurbaşkanı ol- mak üzere "baztlan tarafından tahrip edildiğini" söylüyor. Bu sözlerin sahibi Erbakan'la, asker kokusu alın- ca pılısını pırtısını toplayıp 18 haziranda koşa ko- şa Köşk'e çıkarak istifasını veren, demokratik ku- ralları kendine yontarak ışletmeye çalışan Erbakan, aynı adam. Dinci yayınlardaki ortak özelliğe dikkat ettiniz mi? Üç-beş kişinin yarattığı şiddete gebe, korku salmaya yönelik başkent eylemini "millete mal et- me" çabalanyla dikkati çekıyorlar. Milletin yüzde 99.9'u Müslüman ya: 2 bin kişinin haddinı aşan söztenyle eylemleri rahatlıkla "mille- te mal" ediliyor. RP, 60 milyonu temsil ediyor ha- vası basıp yüzde 21 oyla "Müslümanlıkiktidarda" demiyor muydu? Ne var ki, bir-iki bin kişinin eylemidir diyerek baş- kenti allak bullakeden hareketi küçümsememek gerekiyor. Tersıne, katılımın boyutu ne denli küçük olursa olsun kimi davranışlan masaya yatırıp üze- rinde uzun uzadıya düşünmek, kimi önlemlerı sü- ratle almak zoaınluluğu doğuyor. Yasadışı yürüyüşte sık sık yinelenen, örneğin "Müslüman polis, bize yol ver" ve "Asker polisi yargılayamaz" sloganları önemli çağrışımlar yapı- yor. Bu saptamaya başka bir görüntü daha ekleye- bıliriz: Genelkurmay'ın önündeki takkeli, "En büyükor- du, Muhammed'in ordusu" diye bağırıyor. Eşza- manda kapı önünde irtıca, Genelkurmay'da ise hükümete "irtica brifingi". Çarpıcı bir manzara. Pekâlâ. bu sloganlar hangi anlama geliyor? İrtica güçleri ve destekçileri yolunu yordamını bulduklarında açıktan, ama daha çok el altından polisi yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Ana hedef; orduya karşı polisi kullanmak... Da- ha açık bir ifadeyle silaha karşı silah! Tabii başara- bilirlerse. Akıl almaz olay Bu noktalara bir günde gelmedik. Olayın bir geç- mişf var. Köktendinciler polisi yavaş yavaş ele ge- çirmeye giriştiler. Önce polis okullanyla akademi- lerin yönetimlerine "adamlannı" yerleştirdiler. Da- ha sonra bu okullardan, akademilerden emniyet örgütüneatladılar. Dahaönceleri köktendinci kim- liğini saklayanlar yönetimdeki zaafiyetten ya da el- verişli ortamdan yararlanarak polis içindeki etkin- 'fklerini daha da geniştettiler, üst kademelere ka- dar geldiler. Hükümet bu gerçekleri saptayarak polis örgü- tündegerekli "fem/z//ğ/"yapabilecekmi? Görece- ğiz. Altı aylık eğitimden geçirdikten sonra cop ve ta- banca ile "teçhız" ederek sokağa saldığımız çoğu ilkokul mezunu "Müslüman polis", şeriatçıdan sahte güleryüz görünce her türlü taşkınlığa "yol ve- riyor". Şeriatçıyı bırakıyor, dönüyor gazetecileri öldüre- sıye copluyor. Ne yazık ki savaş alanına dönüşen Kızılay olay- larıyla ilgilı talıhsiz beyan, tam o saatlerde Başba- kan Yılmaz'dan geliyor. Istanbul'da "En son aldığım bilgiye göre" diye başlıyor, gazeteciye dayak olayını şöyle açıklıyor: "Yasadışı yürüyüş bittikten sonra 'basın men- suplarını göstericilerden korumak için, onlan çem- ber içıne alan polis mensuplarıyla bazı basın men- supları arasında üzücü bir olay 1 meydana gelmiş- tir" diyor. Oysa, TV'lerdekı canlı gösterimler Başbakan'ı haklı çıkarmıyor. Bütün gazetecileri, muhabiri, fo- to muhabiri. kameramanı, polis kovalıyor, yakala- dığı yerde yere yıkıp tahta coplarla vuruyor, vuru- yor. Bu olayda devlet adına utanç verici ikinci nokta ise şu: Başbakan, yetkililerden aldığı yanıltıcı bil- gilerin ışığında gerçeğın tam tersı böylesi bir be- yanda bulunuyor. Kimse yetkili, polisi himaye etmek amacıyla ger- çeğiçarpıtanbilgilervererek bir Başbakan'ı kamu- oyu önünde küçük düşürücü bir konuşmaya zor- luyor. Bu durum polis bürokrasisinin içinde bulun- duğu aymazlığı gözler önüne seriyor. Düşünebilıyor musunuz; bir Başbakan'ı yanılt- mayı bile göze alıyorlar. Rezaletin birincı değil, bininci perdesi. c£Zb>Kar1. Sulu kar ı Gok gunjltülü TBMM'de kabul edildi Nüfus sayımı 30 kasımda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nüfus Tespiti ve Seçmen Kütüklerinm Yeni- lenmesine Ilişkin Yasa, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edıldı. Yasamannca. 30 Kasım 1997 tanhinde Devlet Istatistık Enstıtü- sü'nce (DlE) genel nüfus sayımu Yüksek Seçım Ku- rulu'nca (YSK) da seçmen yazımı yapılacak. Yasa uyartnca nüfus sa- yımı sonuçlan en erken 2 ay sonra açıklanacağı ve güncelleştirmesi de en az 3 ay süreceğı ıçin 1W için- de erken seçim yapılama- yacak. RP dışındaki siyasi par- tılenn üzennde uzlaştıkla- n yasa üzerinde DYP ve ik- tidar partilerinir. ortak önergesıyle nüfus sayımı tarihi netleştirildı. Yasa ile seçmen kiıtükJerimn 2 yıl içirde bılgısayar ortamına geçırîlmesı debenimsendi. Yasa ile getırilen eüzenle- ~ler özetle şöyle " O Kasım 199"tarihin- ~, genel nütiıs sayı- mı. YSK de seçmen yazı- mını gerçekleştirecek. Bil- gisayar ortamında merkezi seçmen kütüğü oluşturulan yerlerde yazım işlemleri kütüğün denetlenmesi su- retıyle güncelleştirilmesi şeklinde gerçekleştirilecek. - Genel nüfus sayımı ve seçmen yazımında DlE. YSK., Içişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Işle- ri Genel Müdürlüğü ortak çalışma yapacak. Ortak ça- lışma, yasanın yürürlüğe girmesini izleyen 15 gün içinde başlatılacak ve YSK bu çalışmalarda eşgüdümü sağlayan kuruluş olacak. - Nüfus sayımı sonuçla- n. sayım tarihini izleyen i- kı ay içinde açıklanacak. - Seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesi işlemle- ri, yazım gününü izleyen 3 ay içinde tamamlanacak. Merkezi seçmen kütüğü- nün tüm yurrta bilgisayar ortamına geçırilmesı ile il- gilı çalışmalar da yazım gününü izleyen en geç 2 yıl içinde tamamlanacak. 'Polisin eğitoni yetersiz' EVtN GÖKTAŞ ANKARA - Şeriatçı gösteride basına saldıran Çevik Kuvvefin eğitimi ve toplumsal olaylara mü- dahale yöntemiyle ilgili tartışmalar yeniden masaya yatınldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Araştırma Plan- lama ve Koordinasyon (APK) Da- ire Başkanlığı'nca yapılan araştır- mada, "en çok medvadan, en az halktan" etkilenen Çevik Kuv\ et'i, görev yorgunluğu ve eğıtim yeter- sizliğinın "saldırganlaşürdıgı'' be- lirtildi. Çevik Kuvvet'in bulunduğu 67 il emniyet müdürlüğünde görevli 8 bin 312 polisin denek olarak kul- lanıldığı "Çevik Kuvvet polisi ken- dini nasıl görüyor, neler istiyor?" başlıklı araştırmada, polislenn bü- yük çoğunlugunun medyadan et- kilendıği ortaya çıktı. Polis me- murlannın yüzde 32.84'ünün olay öncesi ıstihbaratın yetersizliğine inandığı, yüzde 33.04'ünün de pro- vokatörlerin olay öncesinde tespit edilip topluluktan soyutlanması ge- rektiğini istediği ögrenildi. Eğitım- le ilgili sorulara verilen yanıtlarda, polislenn Jine büyük çoğunlugu- nun Çevik Kuvvet biriminde veri- len eğitimin yetersizliğine inandı- ğı belirlendi. Araştırmada, Çevik Kuvvet üye- lerinin yüzde 47.42'sinin medya- dan. yüzde 10.63'ünün de halktan etkilendikleri ortaya çıktı. Polisle- rin yüzde 73'ünün Çevik Kuv'vet Vazife ve Selahiyet Yasası'nın çı- karılmasını istedikJeri saptanan araştırmada, polislerin görev ön- cesi motivasyonunun çok önemli olduğuna dikkat çekildi. Araştır- maya göre, Çevik Kuvvet polisle- rinin yüzde 29.1' i muhatap olunan toplulukla ilgili önceden bilgi sa- hibi olmak istiyor. Çevik Kuvvet'in yüzde 22.60'ı topluluklara müda- hale stratejılennin ayn ayn belir- lenmesine taraftar. Polislerin bü- yük çoğunluğu çalışma düzeninin bozukluğundan şikâyet ederken, araştırmada, görev yorgunluğunun •polisi saldırganlaştırdığma dikkat çekildi. Araştırmada, "FersoneMn gore\ sırasında ve sonrasında din- lenme mekânlanıun olmaması per- sonelde moral bozukluğu \araayor. Buna çalışma düzeninin bozukluğu da eklenince Çevik Kuvvet men- suplan agresifleşiyor" denildı. APK Dairesi'nin araştırmasın- da, ankete katılan personelin bü- yük çoğunlugunun ücret yetersiz- liğinden şikâyet ettiklen, yüzde 25'inin ise yaşlıhkta sahipsiz kal- maktan korktuklan belirtildi. Teşkilatta rahatsızhk Emniyet Genel Müdürlüğü'n- den üst düzey bir yetkili, Çevik Kuvvet polisinin önceki gün Anka- ra'da basın mensuplanna saldınsı- nv değerlendırirken, "Ankara Em- niyet Müdürü RP sempatizanı olursa, tabii ki polis de basına sal- dınr" dedi. Adının açıldanmasını istemeyen genel müdürlük yetkili- si, Emniyet Müdürü Mehmet Ce- be'nin, telsizden "Cemaatin sajısı kaç" diye sormasını eleştinrken. siyasi düşüncesini bellı eden polis müdürlerinin derhal açığa alınma- sı gerektiğini söyledi. Genel mü- dürlük yetkilisi, Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "Telsuden bu anonsu duyan po- lisler doğal olarak oradaki kitleye scmpati ile bakacaklar ve onlann sözlerinden etkileneceklerdir. PoB- sin basına saldırmasını tek başma ele almanıak gerekir. Bu sistemin kendisinden kaynaklanıyor. Sistem hasta ve çürümüş. Polis halkm için- den geldiği için, halkın bütününü temsilediyor. Halkui büyük çoğun- luğu, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmaya. kamera ve fotoğraf çek- me>e karşL Oysa gazeteciler ne ya- pıyor, sadecedurumu tespit cdiyor- lar. Kamu adına görev yapıyortar. Onlann bir suçu yok ki. Polisler kendini devletin, halkın polisi ola- rak görmüyor. 'Ben devletim, ben olmazsam devlet batar' diyorlar. Gerçi yaşadıklan ortamı ve içinde bulunduklan psikolojik durumu da iyi tahlil etmek gerekir. Bunlar da çok büyük faktörler. Polisin iç dünvası çokönemli. Türkiye'de po- lislik dahil hiçbir mesleğe alımda dürüst dav ranılmıyor. Ünhersiteye girişte olduğu gibi merkezi sına\ sis- temiyle personel almak lazım. Söz- lü sınavını kaldırmak lazmfi." ' Cop kınlır, kalem kuiLıı • Baştarafı 1. Sayfada • lunduğu yüzlerce basın mensubu, dün Içişleri Bakanlığı önünde toplandı. Çeşitli gazetelerin saldınyı anlatan ilk sayfala- nnı döviz olarak taşıyan gazeteciler, "tnadına hepimiz birer Metin'iz", "Ozgür basın susturu- lamaz". "Susma, sustukça sıra sana gelecek", "Basına kalkan eller kınlsın" sloganlanyla tep- kilerini dile getirdileT. Gazeteciler, "Basın halkın gözü kutağHnr" yazılı pankart taşıdılar. Polisin saldınsı sonucu yaralanan gazetecilerin kimi ko- lu alçıda kimi de başı sanlı olarak protesto gös- terisine katıldı. Gazeteciler, "Kara leke", "Bunlan g yıl bOe eğitemez" manşetlerinin yer aldığı gazete sayfa- lapni, H ^ e ^ v e fotçğraf makinelerâM bakanjık merdivenlerine dizerelc saldınyı protesto ettilef. Bakanlığın merdivenlerine oturan gazetecilerin alkışlı ve sloganlı eylemleri sürerken ÇHP Genel Başkanı Deniz Baykal destek vermek için Içişle- ri Bakanlığı'na geldi. Basın örgütlen ve basın temsilcilerinin bakan- la görüşmesinin ardından Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, yaptığı açıklamada. "Çok üzücü bir olay olduğu konusunda herkes hemfildr. Bu o- lay cumhuriyete karşı bir kalkışmadır. Bunu ör- gütleyen kuruluşjara uyanda bulunulmasını iste- dik. Buradaki görkemh dayanışmanız için hepi- nize teşekkür ediyorum 1 " diye konuştu. Bılgin'ın konuşmasından sonra, Meclis kav- şağına doğru yürüyen gazeteciler, Emniyet Ge- nel Müdürlüğü önünde kısa bir süre durarak, al- kış ve ıslıklar eşliğinde "Baskılar bizi yıldıra- maz" sloganını attılar. GHP Genel Başkanı Baykal, burada yaptığı ko- nuşmada, "anayasal rejime ve cumhuriyete karşı bir kalkışma" olarak nitelediği olaylara karşı et- kin önlem almaktan yoksun kalınmasını eleştir- di. Baykal, "Bu, kaygı veriddir. GüvenMk güçle- rinin hukuk üstünlûğünü, kanun egemeuliğinu cumhuriyet rejimini koruma konusunda gerekli kararlılığı sergüemeyecekleri görüldü" dedı. Olaylarda basmın hedef seçılmesinin önemli ol- duguna dikkat çeken Baykal. "Bir ülkede basın ve düşünceözgürlüğü sokakta kısıtlanıp, kara ka- labahklann baskısıyla, tehdidiyle işlemez hale ge- liyorsa, o ülkede demokratik rejim pek ağır bir darbe yemiş demektir. 'Devlet kuşatılmıştır' di- yorduk- Dün yaşanan manzara bu kuşa(nianu\ hangi boyutta olduğunu gösterdi" diye konuştu. Gazetecilerin gerçekJeştirdiği protesto gösteri- sine yoldan geçen araçlar klakson çalarak ve Iş- çileri Bakanlığı önünde toplanan yurttaşlar da sloganlarla destek verdiler. Emniyet Genel Mü- dürlüğü binasında çok sayıda polisin eylemi ka- pı ve camlardan izlemesi dikkat çekti. Gazeteci- İer daha sonra sessizce dağıldılar. Istanbul'da da gazeteciler dün saat 12.00'de Türkiye Gazeteciler Gemiyeti önünde bir araya geldiler. Gazetelerin birinci sayfalannın veüzer- lennde "Ozgür basın susturulamaz r , "Sorumlu- lar yvgüansın 1 ' dövizlerinin taşındığı protesto gösterisinde konuşan Güreli. Ankara'dakî göste- riler sırasında telsizden "Gazetecileri oradan uzaklaşnnn" talimatmı veren emniyet amiri baş- ta olmak üzere, gazeteciye cop kaldıran polisler, BU es ceçHBic O DOĞUŞ OALIÇO OEGE Hik ÇARŞAMBA, BUTUN BİR HAFTAl Ankara Emniyet Müdürü ve Ankara Valiliği hak- kında soruşturma başlatılmasını istedi. Sorumlu- lara idari cezalar verilmesınin yetmeyeceğini söy- leyen Güreli, "Cezalandınlacaklanndan umutlu değfliz. Ama suçlular yargı önüne çıkanlmazsa emniyete duyulan güven iyice zedelenir" diye ko- nuştu. Güreli, intikam duygusunun esiri olan ve militan gibi hareket eden polisin Kızılay Meyda- nı'nda "devlet terörü" estirdiğini vurgulayarak- şöyle devam ettr a Bu ayıplan Türkiye artık daha fazla taşıya- maz. Nasıl Göktepe'nin takipçisiysek bu olayı da takip edeceğjz. \'e asla susmayacağız, yılmayaca- ğız. Halka doğrulan aktarmav a devam edeceğiz." Güreli'nin konuşmasının ardından uzun süre , .alkışlı protestoya devam eden gazeteciler buradan Istanbul Valiliği'ne kadar yürSdüler. Polisin va- lılik binasına girmeye izin vermemesi üzerine temsilci seçilen Televizyon Kameramanlan Der- neği Başkanı Orhan Tanakıncı v e Telev izyon Muhabirleri Derneğı Başkanı Kemal .\slan. Vali Yardımcısı Osman Demir'le görüştüler. Demir'in makamında yapılan görüşmede Aslan, Türki- ye'nın Kızılay"daki görüntüleri hak etmediğini belirtirken, Tanakıncı da kameralann toplumun hafızası olduğunu vurgulayarak "Hanzamıa kay- betmemekiçin bize saygı gösterflsin* dedı. Görüş- meyı izleyen gazeteciler de görüşlerini dile gerı- rerek Demir'den polislerin sicil numaralannın da- ha büyük ve görünür bir yere yazılmasını istedi- ler. Görüşmenin ardından gazeteciler dağıldılar. Izmir'de Cumhuriyet Alanı'nda öğlen saatle- rinde toplanan gazeteciler. saldıny ı alkışlarla pro- testo etti. Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından bir konuşma yapan Izmir Gaze- teciler Cemiyeti Başkanı İs- mail Sivri, "Bu gibi yüdırma ve şiddet olaylan nereden ge- lirse gelsin bağımsız ve özgür Türk basını görevini sürdü- recektir ve hiçbir güç basını bu görevini yapmaktan ahko- vamavacakur"' dedi. G U N D E M >ILSTAFABALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Birinci bölüme dün değinmiştik. Bugün ikincisi- ni ele alalım. Daha doğrusu ele almaya çalışalım. Zira polisimizin ele avuca sığacağı yok. Polis için sık kullanılan deyiştir: "Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar..." Bunu şeriatçı gösteriler için şöyle değiştirebili- riz: "Olur böyle vakalar, Türk polisi ıskalar..." Durum gazeteciler için ise şöyle: "Olur böyle vakalar, Türk polisi okkalar..." Ama istiyoruz ki olmasın artık böyle vakalar... Salı işgalinin bitiminde ortaya çıkan polis tablo- su. bu kurumun reforma muhtaç olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Polis bu görünümüyle kamu düzenini sağlayan değil, kamu düzensizliğine ne- den olan kurum olarak ön plana çıkıyor. Bunu en başta polisin istememesi gerekir. Bir araştırmada şu sorunun yanıtı aranmış: "Halk hangi ülkede polise ne ölçüde yardım edi- yor?" Işte araştırmanın sonuçlan: - Japonya'da yüzde 95, Ingiltere'de yüzde 80, Fransa'da yüzde 80, Türkiye'de yüzde 10-15... Bu tablo iç güvenlikten sorumlu tüm birimleri düşündürmelidir. Türkiye'de halkın polise olan gü- veninin neden zayıf olduğunu uzun uzun anlatma- ya gerek yok, salı işgalinde yaşananlar yeter. Üniversite öğrencilerine değil Kızılay'da, Yüksel Caddesi'nde bile sekiz dakika katlanamayan po- lis, Kızılay'ın, RP milletvekillerinın grup grup ziya- reti eşliğinde sekiz saat işgal altında tutulmasına göz yumdu. Onlara su sıkıp dağıtırken, gazeteci- leri "şeriatçı sudan ıslanıncaya kadar" dövdü. Görüntüler gösteriyordu ki polisler gazetecılere bilinçli olarak, hukuk deyişiyle "taammüden", ya- nı tasarlayarak saldırdı. Bir iddiaya göre, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Zi- ya Kılıç polislere, "Bu basını da dağıtın kardeşim" diye bağırdı. Bizim polisimiz dağıtın dendi mi, maşallahı var iyi dağıtır... Once eğitim, sonra iyi tim Konunun basına dönersek... Devlet kurumlanna eleman alınırken aranan özel- liklerin başında şu gelir: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak..." Polis okullarına alınacaklar için bu istem şöyle değiştirildi: "Türk olmak..." Amacımız kimlik tartışması açmak değil. Hukuk devletindeTürk kimlığini, "Türkiye Cumhuhyeti'ne yatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes" olarak ka- bul ediyoruz. Bir başka tanımlamayla kan bağını değil, yurttaşlık bağını ön plana alryoruz. Ancak po- lis olacaklarda neredeyse kan tahlili istenecek. Bu durum kurumda "kafatasçı milliyetçiliği" ön plana çıkarmıyor mu? Bunun beraberinde iktidarlar da polisi, devletin değil hükümetin memuru haline getirince konu içinden çıkılmaz oluyor... Heryeni hükümet, polis kurumunda kendine ya- kın bir ekip kurmaya girişiyor. Burada kriter, poli- sin işlevini iyi yerine getirip getirmediği değil, ken- disini hükümete beğendirip beğendirmediği olu- yor. Polis kurumundaki reform gereksinimi, siyasiler- den bu kurumun üst düzey yöneticiliğini yapmış ki- şilere kadar pek çok kesimin üzerinde görüş birli- ğine vardığı bir konu. Balıkesir Valisi Alaaddin Yüksel, Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde tüm olumsuzlukların altını çizmiş ve yeni bir yasa hazırlığına girişmişti. Bu hazırlıkta iki önemli nok- ta vardı: - Polis eğitiminin altı aydan iki yıla çıkarılması... - Meslekte yükselmenin hükümetlere değil, ku- rum içindeki ayn bir oluşuma bırakılması... Yeni hükümet bu girişimi sonuçlandırabilir. Toplumsal banşın önemli halkalanndan biri olan polis için de yol bir: Önce iyi eğitim, sonra iyi tim. 5 polis açığa almdı KAMCftN ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - İmam-hatip liselennin orta kısmının ka- patılmasına karşı gerçekJeştirilen şeriatçı eylemde "gazetecilerin dağıtılması" tali- matını veren Çevik Kuvvet Şube Müdürü Ziya Kıhç ile 4 polis memuru açığa alındı. Ankara Emniyet Müdürü MehmetCebe, gazetecilerin dövülme olayından sonra vardımcısı AbdurrahmanToygar'ı görev- lendırerek soruşturma başlattı. Toygarbaş- kanlığında oluşturulan ekip, dün gece sa- baha kadar emniyetın çektiği ve telev iz- yonlardan elde edilen görüntüleri inceledi. Yapılan araştırma sonucu, gazetecileri dövdükleri saptanan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevlı polis memurlan Haydar Yıldız, Oktay Uçarve Hassas Böl- geler Koruma Şube Müdürlüğü'nde gö- revli Mehmet Çiftçioğlu ile 1 polis memu- ru açığa alındı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman'ın isteği üzenne, miting- de çekilen görüntüler Jandarma tl Alay Ko- mutanlığı'na gönderildi. Yetkililer. Genel- kurmay Başkanlığı'nın olaylan duyarlılık- la ızlediğini belirterek, konuyla ilgili ken- dilerinden bilgi alındığını kaydettiler. An- kara Emniyet Müdürlüğü gösteriyle ilgili olayın başlangıcından itibaren tüm gelış- melen ıçeren bir rarx>r hazırladı. Hazırla- nan raporu, Valı Erdoğan Şahinoğlu'nun. dün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunduğu bildirildi. 6 kişi tutuklandı Ankara da 8 yıllık eğitim gerekçesiyle yapılan şeriatçı gösteride gözaltına alınan 66 kışıden 6'sı dün Nöbetçi 3. Asliye Ce- za Mahkemesi'nce tutuklanarak cezaevı- ne gönderildi. Göstericilerden Hasan Yıl- dırun, Yakup Ateş, L fuk Demir,Ahmet Ka- ya, Oğuz Bölük ve Necati Eroğlu 2911 sa- yılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasa- sfnın, 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis ce- zasını öngören maddeleri uyannca tutuk- landılar. Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu. dün Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklama- da. basın camiasına "geçmiş olsun r dile- ğınde bulundu. Başesgioğlu, "Hükümeti- miz ve başta Sayın Başbakanunız olmak üzere konuva müdahil olunmuş ve Içişleri Bakanlığı'na vekâlet eden Adalet Baka- nı'nın önlemleriyle sorumlular açığa alın- mışür" dedi. Onceki günkü saldınnın derinleştinlerek soruşturulacağını belirten Başesgioğlu, 8 yıllık kesintisiz eğitim konusunu bahane ederek Türkiye'de bazı ınsanlan sokağa döküp onlan sokak malzemesi gibi kul- lanmak isteyenlerin. akıHanm başlanna al- malan gerektiğini belirtti. Başesgioğlu. Ankara'da da olayı protes- to etmek için İçışleri Bakanlığı'nın önün- de toplanan gazetecilerle görüştü. Başes- gioğlu görüşmede, mitingin yapıldığı sıra- da şeriat yanlısı kışkırtıcı yayın yaptıklan gerekçesiyle iki televizyon kanalı hakkın- da RTÜK'e suç duyurusunda bulundukla- nnı söyledi. Kayseri'de 8 tutuklama Kayseri Emniyet Müdürü Reşat Vural yaptığı açıklamada, araçlanyla korna ça- larak caddelerde tur atan 8 kişinin tutuk- landığını söyledi. Erzurum'da da izinsiz gösteri yapan 9 kişi gözaltına alındı. Ankara dan sonra tekrar Istanbul cadde- lerinde gövde gösterisinde bulunmak iste- yen yaklaşık 20 araçlık konvoy, dün ak- şam saat 21.30 sıralannda polisin uyanla- n üzerine dağıtıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle