25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Mars seleriFıkra, Orhan Ali Özçelik'ten... insanoğlu'nun Mars seferi başlarken bazı ülkelerden de birer temsilcinin seyahate katılması karariaştınlmış. Bu ülkeler arasında Türkiye de varmış. Türkiye'de Tansu Çilter'in Mars'a gitmesi uygun görülmüş, fakat Süleyman Demirel'in izin vermesi gerekiyormuş. Köşk'e çıkıp durumu anlatmışlar. Demirel, "Eyi düşündünüz mü" diye sormuş ve görüşünü bildirmiş: - Eğer geri getirmek için de bana danışacaksanız götürün. Hikmet Uluğbay Denizli'nin Kale ilçesinin Kayabaşı Köyü'nde sekiz yıllık ilköğretim okulu yapmaya çalışttğı için sürgüne gönderilen çağdaş ve aydınlık yüzlü ilkokul öğretmeni Ali Karlık'ın tekrar Kayabaşı'na tayin edilmesini istiyor Kayabaşılılar, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'dan. tatemet http://www.pfanetcom.tr/Xn Bektronik posta Deni2.Som«p«aneL(»BUr Tcfc 0.21&S12 05 05 Fafcs: 0.212.512 44 87 Amerikahlar Türkive'de günde 5 dolara tatil yapa- bilivormuş... "5 bin dolara da televizvona cıkıyorlari" Ankara'yı işgale kalkışan yobaz sürüsü E skiler, "Cahil dostum olacağina, akıllı düşma- nım olsun" derken boşuna dememişler. Cahil- le muhatap olmak gerçekten zordur. Işte gü- nümüz cahillerinin -hiçbir zaman da akıllı ol- mak istemedikleri için- sekiz yıllık kesintisiz temel eği- time karşı çıkan yobaz sürüsünün, "Imam-hatipler ka- patılıyor" diye halkı nasıl tahrik ettiğini hep biriikte gör- dük. Sürünün, cehaletten kaynaklanan saldırganlığını ve il- kelliğini Ankara'nın göbeğinde tüm çıplaklığı ile izledık. Imam-hatiplerin kapatılması söz konusu değilken, ya- bancı kolejlerden meslek okullanna kadar tüm liselerin orta bölümleri ilköğretime katılacakken "Okuluma, ki- tabıma dokunma" diye sokağa dökülen cahillerin nasıl cesaretlendirildiğini ve polis tarafından desteklendiğini ibretle gözlemledik. Sanki okul birlek kendilerinin okulu, kitap bir tek ken- dilerinin kitabı... Tarihin çöplüğündeki uzantıları "Din elden gidiyor" di- ye ortalığı yağmalarken bunlar da ortaya bir tehdit sa- vurdu: Kepenk kapatırız haaa! Kapatmazsanız, milletin hatırı kalır... Ankara'ya bir milyon kişi toplayacağını iddia edip de ancak beş bin çapulcuyu bir araya getirebilen cahiller bu sözlerini mutlaka tutmalı... Ülkenin aydınlık gelece- ğini karartan, üçkâğıtçılığın en âlâsını ticarete sokan yo- bazlar kepenk kapatmalı ki insanlar da içlerindeki, ma- hallelerindeki mikroplan tanımalı... Eskiler, "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" derken de boşuna dememişler... Hükümet, eğer iktidar olmak is- tiyorsa oturup düşünmeli. Yobaz sürüsü Ankara'yı na- sıl işgal etti? Polis, çapulculara niye kol kanat gerdi? Ga- zeteciler neden öldüresiye dövüldü? Gazeteciteri döven üç polisi görevden almak sorunu çözüyor mu, yoksa sil- sile-i meratiple üst katlara çıkmak mı gerekiyor? Anımsarsanız, bir zamanlar darbe falına bakan bir içişleri bakanı vardı. O bakanın da kendi elcağızıyla kol- tuğuna oturttuğu bir emniyet genel müdürü. O müdür, askeri darbeye karşı polisten söz edip hükümetin em- rinde 170 bin silahlı güç olduğunu gevelemişti... Tabloyu tamamlayın... O genel müdürün Ankara'daki müdürü, yobaz sürü- sünü "cemaat" olarak niteliyor, müdürün cemaati Ge- nelkunnay'ın önünden geçerken slogan atıp orduya ha- karet ediyor. Ankara'yı işgale hazırianan bir avanak, "Ba- tı Çalışma Grubu'nu denetleyeceğim"diyor. Cahille muhatap olmak gerçekten zor, ama bir musi- bet de bin nasihatten iyidir... Yeter ki akıllı olunabilsin... SESStZSEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE Devtet hastanelerMn kar-zarar hesata Özelleştirme politikası gereği Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastaneleri- nin devletin sırtına yük olduğu söyle- nir. Amaç, devlet hastanelerini de ona buna peşkeş çekmek, satmaktır... Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, 1991 -1995 yılları arasında "Sağlık Hiz- meti Sunumunda Hastaneler"i incele- miş. llk aşamada elden çıkanlması dü- şünülen hastanelerin hepsinin kâr ettiği ortaya çıkmış. 1995 yılı değerlerine gö- re Ankara Yüksek Ihtisas Hastanesi'nin döner sermaye kân tam 375.9 milyar li- ra... Koşuyolu Kalp Hastanesi'nin kân 129.8 milyar lira... Zarar eden hastane- lertabii ki var... Elazığ, Malatya, Çanak- kale, Bakırköy, Şanlıurfa, Çorlu, Bartın, Polatlı Devlet hastaneleri ile Şişli Etfal, Süleymaniye Doğumevi ve Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi'nin döner sermaye- si 1995 yılını zararta kapatmış... 11 devlet riastanesinin toplam zaran 1995 yılı rakamlanna göre 19 milyar lira. 150 devlet hastanesinden 11 'i sa- dece 19 milyar zararda... Geri kalanın döner sermaye kân trilyonu aşıyor. Türk Tabipleri Biriiği'nin görüşü: "Bugüne ka- dar özellikle sosyai güvencesi olan ke- simlerin, soşyal güvencesi olmayan yoksullann iyi-kötü sağlık hizmeti alabil- diği hastaneleri elden çıkarmakla çalı- şan ve yoksul kesimlerin sağlık hizmeti alabilme olanaklan sınırlanmış olacaktır. Devlet hastanelerinin satışı girişimine karşı çıkılmazsa hastanelerin kapılann- da ölüm iyice meşrulaşacaktır." PALAS PANDIRAS Postmodern Türk deyişleri: "Sponsorsuz şuradan şuraya adım atmam!" MüfitBozacı AYDINLANMA ATEŞt lletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 bu eğitim ihanetini sahiplenenleri cısla unutmayacaktır' Marmara Bölgesfndekı Cu- mok'lar, 27 temmuzda Yalova'da .yaptıkları bölge toplantısında "Ar- tık konuşmak değil eyiem gereki- yor. Katılım gerekiyor. Tüm Cu- mok'larla bire bir görüşmek ge- 'leceğimizi belirlemek gerekiyor" diyerek 24 ağustosta Istanbul'da 8. , MarmaraToplantısı'nmyapılması- nakarar verdi. Istanbul Cumok "Marmara Toplantısı 27 tetn- muz saat 14.00'te Yalova ADD'de yapıldı. Tekirdağ, Çorlu, istanbul, Ankara, Bursa ve Yalova'dan olu- şan birer temsilciyle toplantı dıva- nı oluşturuldu. |! Toplantı gündemi: ' 1) Tûrkiye'nin sosyo-ekonomik koşullan içerisinde ve mevcut sivil toplum örgütleri arasında Cu- mok'un yeri ve işlevi, 2) Cumok yasallık kazanmalı _.mı? f 3) Cumok-Cumhuriyet gazetesi ilişkısı ne olraalidır? olarak belirlendi. Artık konuşmak değil eylem ge- rekiyor. Katıhm gerekiyor. Tüm Cumok'larla bire bir görüşmek ge- lecegimizi belirlemek gerekiyor. Işte bu nedenlerle Izmir'e nihai gi- i decek fıkirlerin belirlenmesi için, Sekizinci Marmara Toplantısf nı : Istanbul'da 24 ağustosta saat I 14.00'te Caddebostan'da yapıyo- ruz. Dilenz katılım çok fazla olur. Zira artık bu gelinen ortamda bire bir katılmak gerekiyor, nereye na- sıl olursa olsun bu istek hepimize yayılsın. tçimizde hissedelim artık bir yerlerde kendimizi gizlemiye- «*4im. Katılımcı kimliğimizle çoğal- sın. İstanbul Cumok'ta yaptığımız - çalışmalarda a) Tüm sivil toplum örgütleriyle bırlikte oluyor, topla- 'nıyor birlikte kararlar alıyoruz. b) ^Öütün solun birleşmesi çalışmala- nnı yapmaya başladılar. Hepiniz gelin kalın ki daha da güçlenelim. 24 temmuzdakı toplantımızda, , sol gûç birltği için partilere yaptı- 7ğımız ziyaretlenn değerlendirme- sini yaptık; bu ziyaretlere devam "edilerek Cumok çalışmalanna bu -,partilerin de katılmasının talep ^«dilmesine karar verdik. Bir sonra- '"•lci toplantımız, 31 temmuzda Cad- »''debostan K.ültür Merkezi'nde saat - C 19.30'daolacak." fluca Cumok - - "Temmuzbaşındaaldığımızka- ' 'rar dogrultusunda Tan Oral tasa- .,+ımı amblemi taşıyan penye tişört- ^"•Jerin dağıtımma başladık. Beyaz ^renkli, sol göğüs üstünde kırmızı -lCumok amblemınin bulunduğu ^"dört ayn bedenli tişörtler 750 bin •TL'den arkadaşlanmızca kapışıl- ""înaya başlandı. Elde edilecek geli- rin tamamının yüzde 50'sı Cumhu- Jiyet Vakfı'na, yüzde 50'si Uğur -Mumcu Vakfı'na bağışlanacağı ti- -^şörtlerden edinmek isteyenler 452 :-21 61-4381877-42001 35no'lu ^ telefonlarla iletişim kurabilirler. •p. Sekiz yıllık kesintisiz temel eği- ^"<tim yasa tasannın TBMM 'den mo- ---.dern, çağdaş toplumlara uygun alt- Oyapı düzenlemesiyle çıkmasını •>-umutla bekliyoruz. l Cuma günleri gazetemizle bir- likte verilmeye başlanan kitaplar gerek özgün yeni basımlar olmala- nyla; gerek yazarlanna gösterilen özen ile kitabı promosyona alet eden anlayışa karşı çok iyi, tek ör- nek olarak biz Cumok'lann yüzle- rini güldürdü. Teşekkürler Cumhu- riyet. Dinazor'a yayın hayatında başa- nlar diliyoruz." Ankara Cumok "1) Insanımızın manevi duygu- lannı sömürenlerin son çabalannın ülkeyi çatışmalara sürükleme nok- tasına geldiğini ibretle izliyoruz. Tabii ki üzücü olan, bu bezirgânla- nn gelir ve varlık sebeplerini kay- betmemek için yaptıklanna8 yılhk -ve daha da uzun- laik, bıhmsel eği- timden gecmesi engellenmiş halkı- mızın az da olsa bir bölümünün destek vermesidir. Sağduyulu yurt- taşlarolarak bizler başlığa değil ya- sanın içeriğine bakıyor, eksiklikle- ri ve gereksiz tavizleri görüyoruz. Örneğin eğitimde Diyanet'in ne işi olduğuna bilimin ışığında bir cevap anyoruz. Bu eğitimi sürdürecek olan eğitim kadrolannın yetiştiril- mesi ile ilgili düzenlemeleri, oku- tulan kitaplan denetleyen Talim Terbiye Kurulu'nun oluşturulması konusunun gözden geçirilmesini is- tiyor, eğitimin parasızlaştınlması - Milli Eğitim Bakanlıgı yükseköğ- retim harçlannın yüzde 65 oranın- da artınlması için başvuruda bu- lundu- girişimlerini bekliyoruz. Uygarlık yolunda atılacak adım- lardan bir tanesi olan eğitim konu- sunda ANAP ve DYP'li vekillere sesleniyoruz; bu konuya günlük an- layışlarla yaklaşarak eğitimi polıti- kaya, dini siyasete alet edenlere yardımcı olmaymız. Çocuklanmı- zın ve ülkemizin geleceğini ipotek altına aldırtmayız. Ve unutmayınız ki, tarih bu garip eğitim ihanetini sahiplenenleri as- la unutmayacaktır, aydınlık kuşak- lanmızda... 2) Sanayicilerimizin çalışma sa- halannda yeteTİi kontrol ve güven- lik sistemlerini geliştirmedikleri herkesçe bilinen bir gercek. Iz- mit'te deneme üretimine gecen bir otomobil fabrikasında patlayan bo- ya kazanı onlarca emekçinin yara- lanmasına ve zehirlenmesine sebep oldu. Bu olayı haber yapmaya çalı- şan basın mensuplan ise fabrika- nın özel güvenlik görevlilerince tekme tokat dövüldüler, zor kulla- nılarak makineleri açıldı, fılmleri alındı, TV kameralan kınldı. Bu özel güvenlik elemanlan, kendile- rine kimleri örnek ahyor, bu görev kastmı bilinçli olarak aşan davra- nışlan nereden öğreniyorlar, ne halda görevlerinı yapmak isteyen başka insanlara saldırarak. döve- rek. makinelerini kırarak, fîlmleri- ni alarak engel olabiliyor ve hesap vermeyebiliyorlar? Halk merak edıyor, ya devleti yönetenler. 3) Ulkesine, topraldanna sahip çıkan yurttaşlanmız 4. Akkuyu An- ti-Nükleer Şenliği'ne çağnlılar. 9. ağustosta, Büyükeceli Kasaba Meydanı'nda hayli yüklü bir prog- ramla düzenlenen şenliğe özel oto- büsle toplu katılım için tel-faks: 0.324.753 23 82 ve Silifke irtibat: 0.324.734 37 26." HAYVANLAR ISMAİL GVLGEÇ ÜA KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY TARtHTE BUGÜN IUÜMTAZ ARIKAK 31 Temmuz Sotı açafımda P-8 oçağmda. P/LOT VE YAZAR.. 1944'T£ BU&ÜN, ÜHLÜ FRANSIZ YAZ4& ANTpiUE OE SAtNT-ErUPEKYÇSENTSGZÛPERİ), UÇAĞJ IL£ AHOE- NİZ'OB KAYBOUHJ. 19OO'O£OoğAU SAINT-Er, HAIfA- CJUĞ1N Y£Nİ MESLEtL SAYILP/Sl YtUARDA f>İU>r OL- MUŞTU.U. OÛNYA SAVAÇl'NPA İŞ6ALE UĞRAYAN fie*V SA'MH KAÇIP ARD'YE 6İTMİŞ, SONKA DA MÜ7TEFİK- LERİN HAVH aiVVETLERİNE KATOMlÇTI.SON UÇUŞU DA GÖREV' İÇİUDİ- SAlhfT-er'İN KSSA YA2A&LIK YAŞAMI, GEUELLİKLE f/AVAClUK YAŞANTIStH- DAN KAYNAUAMAAtŞTt. ONUN *<S£Ce UÇl/ÇCi', "SAUAÇ PİLOTU" S'Sİ ROMANLAft/, HAi/ACtUUA BlRLHCTE, İUSAtJIN O&AMIHI ANLATAAJ LİR.İK. YAPITLARDIR^KÜÇÛKPIİENS^ADU FANTASTİK ÖYKÛSÜ /SE, ÇÇCUUAKA SBSLENMEKLE 8İ&ÜKTE YETİŞKİNLSHİ û£ OÛÇÛU0ÛIUAEkTEt>İK BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Beetho- 1 ven'intekope- _ rasının adı. 2/ ^ Sıcağa ve so- 3 ğuğa karşı da- yanıklılığı kü- kürtle arttınl- mış kauçuk... Bilgisiz, kül- türsüz kimse. 3/ Stronsiyum elementinin simgesi... Bir cetvel türü... 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 K A R A D E L I K O B U R | T I K E R I z I K O | A T A Y | Y UJ L E M E N E K E S | T E N G 1E T E N E •P L A M | N IIĞ D E E ş E L E K | O R •1 R A | E R K E Üstû kapah olarak an- latma. 4/ Üçten dokuza kadar telin bir arada bükülmesıyle yapılan 2 vedenizciliktekullanı- 3 lan halat. 5/ Borsada . kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerle- 5 rin kuru arasmdaki far- 6 kaverilenad... Hindis- 7 tan'dabüyüktopraksa- _ hibi prenslere verilen ö ad.6/Dokuteli...Arka, 9 sırt. 7/ Arapça'da "ben"... Tırnak boyası. 8/ Diyarbakır yöresme özgü bir tür hamur tatlısı... Kâfı gelmeyen. 9/ Dünyanın en yüksek dağı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yapraklan güzel kokulu bir süs bitkisi. 2/ Su ko>Tna- ya yarar kulplu ve emzıkli kap... Bir peygamber. 3/ Bir nota... Sanat yapıtlannm sergilendiği salon. 4/ Bir ka- duı giysisi... lşaret. 5/ Bir şiirîzerine bestelenmış mü- zik yapıtı... Panltısını arttırmak için elmas taşlannın altlanna konan ince metal yaprak. 6/ Köpek... Müstah- kem yer... Saydam ve esnek kütle. 7/ Bir şeyi yapıp yap- mamaya karar verme gücü. 8/ Asma kütüğü... "Gecey- se — hemen tazeler minareleri" (Cemal Süreya). 9/ îs- panyada Bask bölgesınin bağımsızlığı için savaşım ve- ren gizli örgüt... Dökülen tohumlarla ertesi yıl çıkan ta- hıl. Karanlığı Boğmak Yaklaşık bir ay önceydi... Yılmaz hükümeti ye- ni kurulmuş, daha güvenoyu bile almamıştı. Toplumu "inananlar-inanmayanlar" gibi aşağılık birtanımlama ile ikiye bölme cüreti gösteren, 9 ay içinde 60 bin yandaşı devletin kilit noktalanna yer- teştiren (son 2 ay henüz bilinmiyor) yolsuzluk, hır- sızlık ve çete dosyalarının büyük bir yüzsüzlükle aklandığı ya da sumen altı edildiği REFAHYOL ik- tidarı henüz sona ermişti... İnsanlar sevinçliydi. toplumda büyük bir ferah- lama duygusu hâkimdi. O kadar ki ideolojiler bile rafa kaldınlmış; işçisi, köylüsü, aydını. sağcısı, sol- cusuyla yeni hükümet büyük bir coşkuyla destek- lenmişti. ••• Hayret vericiydi!.. Sanki Türk ulusunun boğazına çökmek üzere hazırlık yapan irtica ortadan kalkmış; namus düş- künleri, kara yobaz tayfası, "şerefli" katiller, ikbal uğruna bırakın devleti, anasını babasını bile gö- zünü kırpmadan satacak işbirlikçi hainler yer ya- rjlmış yerin içine girmiştü... Hatta kalemini, ruhunu karanlığa satmış bazı "köşe yazan", "gazeteci" kılıklı omurgasız alçak- lar işgal ettikleri köşelerde, "Hükümet gitti, irtica bitti tekerlemelenyle akıllannca toplumla alay et- meye bile yeltendiler!.. Biz ise "birdakika" dedik!.. Hemen o günlerde, "Kara yobaz sürüsü hiçbir yere gitmedi. Yalnızca kısa süreli bekleme döne- mine girdi. Irticaya karşı ası! mücadele simdi baş- lıyor" diye yazdık. Bunu görmek için kahin olma- ya gerek yoktu. Karanlığın uşaklannın en ufak fır- şatı yakaladığında nasıl kışkırtıcılık yapacağının, insanlan birbirine düşürmek için nasıl "kanlı senar- yolar" sahneye koyacağının örnekleri yakın tari- himizde o kadar çok ki!.. ••• Yanılmadığımızı biliyorduk... Yanılmadığımızı çok kısa sürede göreceğimizi de biliyorduk... Ve (ne yazık ki) yanılmadığımızı gördük!.. 8 yıllık zorunlu eğitim yasasının TBMM Genel Kunjlu'na gelmesi istedikleri fırsatı yarattı. Şeriat ordusuna militan yetiştiren fidanlıklann kapatıl- ması tehlikesi kapıyı çalınca dindar kesimi en al- çakçayalanlarla kışkırtmaya başladılar. "Din elden gidiyor" sloganlarıyla meydanlara çıkmaya baş- ladılar. Bazı çevrelerin "hoşgörü şampiyonu" ilan ettiği dinci yazariar işi kepenk kapatma tehditleri savurmaya kadar vardırdılar. Ellerinde yeşil bayraklan, Beyazıt Camii duvar- lanna yazdıklan "Şeriaf canımız, feda olsun kanı- mız" sloganlan ruh hallerini, gerçek amaçlarını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya koyuyordu. Ağızlanndan çıkan her sözcükten kan damlı- yordu!.. Kıracaklar, parçalayacaklar, yok edecek- lerdi!.. Çünkü doğalan buydu. Konuşmak, anlaş- mak, uzlaşmak. hoşgörü kelimelerine düşmandı- lar. Kendilerinden olmayana yaşam hakkı yoktu. Kısacası, irtica hiçbir yere gitmemişti. Hemen ya- nı başımızda, içimizde aydınlığı boğmak için pu- suda bekliyordu!.. Ben, sen, 0, bizler, aydınlığın yanında yer alan- lann hep uyanık hep dikkatli hep dimdik ve omuz omuza olması gerektiği bir kez daha tüm çıplak- lığıyla gözlerimizin önüne serildi. Karanlığı boğ- mak için başka yol da yok!.. ••• önemli not: Tansu Hanım (ve tabii ki Enişte) ka- çınılmaz sona doğru doludizgin koşuyor. Ayvaz Gökdemir, Meral Akşener, Mehmet Ağar gibi- lerinin hâlâ onlarla birlikte olmasını gayet iyi anlı- yorum... Beni asıl üzen, bütün değerlerini yitirmiş, baştan aşağı çamura bulanmış bu kadının ardın- da hâlâ Nahit Menteşe, Necmettin Cevheri, Mehmet Gölhan gibi isimlerin durabiliyor ol- ması!.. Email: ertac @ superonline. com İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ILANEN TEBLİGAT (Halil ve Hünus oğlu/kızı 1.1.1966 doğumlu Diyar- bakır ili, Merkez ilçesi, Gücük Köyü, Mah,TCöyü hane: 048/1, Sayfa No: 74, Kütük Sıra No: 58 nüfusuna ka- yıtlı olup, halen îstanbul ili, Pendik ilçesi, Süreyyapa- şa Cad. Mah/Köyü Teskine Sitesi Sokak, No: 1/1'de oturur). Kaçakçılık suçundan samk Ensari Tutak hak- kında tstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesı'nin E.: 95/844, K.: 97/27 sayılı 23.1.1997 tanhli kesinleşmiş kararı gereği mahkûm olduğu 176.244.200.- TL ağır para cezasına ait ödeme emri tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ ettirilememiştir. tlanen tebliğ olunur. Basın: 33713 Pasomu, öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükûmsüzdür. NURULLAH ÇET/N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle