Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
13
Mars
seleriFıkra, Orhan Ali
Özçelik'ten...
insanoğlu'nun Mars
seferi başlarken bazı
ülkelerden de birer
temsilcinin seyahate
katılması
karariaştınlmış. Bu
ülkeler arasında
Türkiye de varmış.
Türkiye'de Tansu
Çilter'in Mars'a
gitmesi uygun
görülmüş, fakat
Süleyman Demirel'in
izin vermesi
gerekiyormuş.
Köşk'e çıkıp
durumu anlatmışlar.
Demirel, "Eyi
düşündünüz mü" diye
sormuş ve görüşünü
bildirmiş:
- Eğer geri getirmek
için de bana
danışacaksanız
götürün.
Hikmet
Uluğbay
Denizli'nin Kale
ilçesinin Kayabaşı
Köyü'nde sekiz yıllık
ilköğretim okulu
yapmaya çalışttğı için
sürgüne gönderilen
çağdaş ve aydınlık
yüzlü ilkokul
öğretmeni Ali Karlık'ın
tekrar Kayabaşı'na
tayin edilmesini istiyor
Kayabaşılılar, Milli
Eğitim Bakanı Hikmet
Uluğbay'dan.
tatemet http://www.pfanetcom.tr/Xn Bektronik posta Deni2.Som«p«aneL(»BUr Tcfc 0.21&S12 05 05 Fafcs: 0.212.512 44 87
Amerikahlar Türkive'de
günde 5 dolara tatil yapa-
bilivormuş... "5 bin dolara da
televizvona cıkıyorlari"
Ankara'yı işgale kalkışan yobaz sürüsü
E
skiler, "Cahil dostum olacağina, akıllı düşma-
nım olsun" derken boşuna dememişler. Cahil-
le muhatap olmak gerçekten zordur. Işte gü-
nümüz cahillerinin -hiçbir zaman da akıllı ol-
mak istemedikleri için- sekiz yıllık kesintisiz temel eği-
time karşı çıkan yobaz sürüsünün, "Imam-hatipler ka-
patılıyor" diye halkı nasıl tahrik ettiğini hep biriikte gör-
dük.
Sürünün, cehaletten kaynaklanan saldırganlığını ve il-
kelliğini Ankara'nın göbeğinde tüm çıplaklığı ile izledık.
Imam-hatiplerin kapatılması söz konusu değilken, ya-
bancı kolejlerden meslek okullanna kadar tüm liselerin
orta bölümleri ilköğretime katılacakken "Okuluma, ki-
tabıma dokunma" diye sokağa dökülen cahillerin nasıl
cesaretlendirildiğini ve polis tarafından desteklendiğini
ibretle gözlemledik.
Sanki okul birlek kendilerinin okulu, kitap bir tek ken-
dilerinin kitabı...
Tarihin çöplüğündeki uzantıları "Din elden gidiyor" di-
ye ortalığı yağmalarken bunlar da ortaya bir tehdit sa-
vurdu: Kepenk kapatırız haaa!
Kapatmazsanız, milletin hatırı kalır...
Ankara'ya bir milyon kişi toplayacağını iddia edip de
ancak beş bin çapulcuyu bir araya getirebilen cahiller
bu sözlerini mutlaka tutmalı... Ülkenin aydınlık gelece-
ğini karartan, üçkâğıtçılığın en âlâsını ticarete sokan yo-
bazlar kepenk kapatmalı ki insanlar da içlerindeki, ma-
hallelerindeki mikroplan tanımalı...
Eskiler, "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" derken de
boşuna dememişler... Hükümet, eğer iktidar olmak is-
tiyorsa oturup düşünmeli. Yobaz sürüsü Ankara'yı na-
sıl işgal etti? Polis, çapulculara niye kol kanat gerdi? Ga-
zeteciler neden öldüresiye dövüldü? Gazeteciteri döven
üç polisi görevden almak sorunu çözüyor mu, yoksa sil-
sile-i meratiple üst katlara çıkmak mı gerekiyor?
Anımsarsanız, bir zamanlar darbe falına bakan bir
içişleri bakanı vardı. O bakanın da kendi elcağızıyla kol-
tuğuna oturttuğu bir emniyet genel müdürü. O müdür,
askeri darbeye karşı polisten söz edip hükümetin em-
rinde 170 bin silahlı güç olduğunu gevelemişti...
Tabloyu tamamlayın...
O genel müdürün Ankara'daki müdürü, yobaz sürü-
sünü "cemaat" olarak niteliyor, müdürün cemaati Ge-
nelkunnay'ın önünden geçerken slogan atıp orduya ha-
karet ediyor. Ankara'yı işgale hazırianan bir avanak, "Ba-
tı Çalışma Grubu'nu denetleyeceğim"diyor.
Cahille muhatap olmak gerçekten zor, ama bir musi-
bet de bin nasihatten iyidir... Yeter ki akıllı olunabilsin...
SESStZSEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE Devtet hastanelerMn kar-zarar hesata
Özelleştirme politikası gereği Sağlık
Bakanlığı'na bağlı devlet hastaneleri-
nin devletin sırtına yük olduğu söyle-
nir. Amaç, devlet hastanelerini de ona
buna peşkeş çekmek, satmaktır...
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi,
1991 -1995 yılları arasında "Sağlık Hiz-
meti Sunumunda Hastaneler"i incele-
miş. llk aşamada elden çıkanlması dü-
şünülen hastanelerin hepsinin kâr ettiği
ortaya çıkmış. 1995 yılı değerlerine gö-
re Ankara Yüksek Ihtisas Hastanesi'nin
döner sermaye kân tam 375.9 milyar li-
ra... Koşuyolu Kalp Hastanesi'nin kân
129.8 milyar lira... Zarar eden hastane-
lertabii ki var... Elazığ, Malatya, Çanak-
kale, Bakırköy, Şanlıurfa, Çorlu, Bartın,
Polatlı Devlet hastaneleri ile Şişli Etfal,
Süleymaniye Doğumevi ve Manisa Ruh
Sağlığı Hastanesi'nin döner sermaye-
si 1995 yılını zararta kapatmış... 11
devlet riastanesinin toplam zaran
1995 yılı rakamlanna göre 19 milyar
lira. 150 devlet hastanesinden 11 'i sa-
dece 19 milyar zararda... Geri kalanın
döner sermaye kân trilyonu aşıyor. Türk
Tabipleri Biriiği'nin görüşü: "Bugüne ka-
dar özellikle sosyai güvencesi olan ke-
simlerin, soşyal güvencesi olmayan
yoksullann iyi-kötü sağlık hizmeti alabil-
diği hastaneleri elden çıkarmakla çalı-
şan ve yoksul kesimlerin sağlık hizmeti
alabilme olanaklan sınırlanmış olacaktır.
Devlet hastanelerinin satışı girişimine
karşı çıkılmazsa hastanelerin kapılann-
da ölüm iyice meşrulaşacaktır."
PALAS PANDIRAS Postmodern Türk deyişleri: "Sponsorsuz şuradan
şuraya adım atmam!" MüfitBozacı
AYDINLANMA ATEŞt
lletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
bu eğitim ihanetini
sahiplenenleri cısla
unutmayacaktır'
Marmara Bölgesfndekı Cu-
mok'lar, 27 temmuzda Yalova'da
.yaptıkları bölge toplantısında "Ar-
tık konuşmak değil eyiem gereki-
yor. Katılım gerekiyor. Tüm Cu-
mok'larla bire bir görüşmek ge-
'leceğimizi belirlemek gerekiyor"
diyerek 24 ağustosta Istanbul'da 8.
, MarmaraToplantısı'nmyapılması-
nakarar verdi.
Istanbul Cumok
"Marmara Toplantısı 27 tetn-
muz saat 14.00'te Yalova ADD'de
yapıldı. Tekirdağ, Çorlu, istanbul,
Ankara, Bursa ve Yalova'dan olu-
şan birer temsilciyle toplantı dıva-
nı oluşturuldu.
|! Toplantı gündemi:
' 1) Tûrkiye'nin sosyo-ekonomik
koşullan içerisinde ve mevcut sivil
toplum örgütleri arasında Cu-
mok'un yeri ve işlevi,
2) Cumok yasallık kazanmalı
_.mı?
f 3) Cumok-Cumhuriyet gazetesi
ilişkısı ne olraalidır?
olarak belirlendi.
Artık konuşmak değil eylem ge-
rekiyor. Katıhm gerekiyor. Tüm
Cumok'larla bire bir görüşmek ge-
lecegimizi belirlemek gerekiyor.
Işte bu nedenlerle Izmir'e nihai gi-
i decek fıkirlerin belirlenmesi için,
Sekizinci Marmara Toplantısf nı
:
Istanbul'da 24 ağustosta saat
I 14.00'te Caddebostan'da yapıyo-
ruz. Dilenz katılım çok fazla olur.
Zira artık bu gelinen ortamda bire
bir katılmak gerekiyor, nereye na-
sıl olursa olsun bu istek hepimize
yayılsın. tçimizde hissedelim artık
bir yerlerde kendimizi gizlemiye-
«*4im. Katılımcı kimliğimizle çoğal-
sın. İstanbul Cumok'ta yaptığımız
- çalışmalarda a) Tüm sivil toplum
örgütleriyle bırlikte oluyor, topla-
'nıyor birlikte kararlar alıyoruz. b)
^Öütün solun birleşmesi çalışmala-
nnı yapmaya başladılar. Hepiniz
gelin kalın ki daha da güçlenelim.
24 temmuzdakı toplantımızda,
, sol gûç birltği için partilere yaptı-
7ğımız ziyaretlenn değerlendirme-
sini yaptık; bu ziyaretlere devam
"edilerek Cumok çalışmalanna bu
-,partilerin de katılmasının talep
^«dilmesine karar verdik. Bir sonra-
'"•lci toplantımız, 31 temmuzda Cad-
»''debostan K.ültür Merkezi'nde saat
-
C
19.30'daolacak."
fluca Cumok
- - "Temmuzbaşındaaldığımızka-
' 'rar dogrultusunda Tan Oral tasa-
.,+ımı amblemi taşıyan penye tişört-
^"•Jerin dağıtımma başladık. Beyaz
^renkli, sol göğüs üstünde kırmızı
-lCumok amblemınin bulunduğu
^"dört ayn bedenli tişörtler 750 bin
•TL'den arkadaşlanmızca kapışıl-
""înaya başlandı. Elde edilecek geli-
rin tamamının yüzde 50'sı Cumhu-
Jiyet Vakfı'na, yüzde 50'si Uğur
-Mumcu Vakfı'na bağışlanacağı ti-
-^şörtlerden edinmek isteyenler 452
:-21 61-4381877-42001 35no'lu
^ telefonlarla iletişim kurabilirler.
•p. Sekiz yıllık kesintisiz temel eği-
^"<tim yasa tasannın TBMM 'den mo-
---.dern, çağdaş toplumlara uygun alt-
Oyapı düzenlemesiyle çıkmasını
•>-umutla bekliyoruz.
l Cuma günleri gazetemizle bir-
likte verilmeye başlanan kitaplar
gerek özgün yeni basımlar olmala-
nyla; gerek yazarlanna gösterilen
özen ile kitabı promosyona alet
eden anlayışa karşı çok iyi, tek ör-
nek olarak biz Cumok'lann yüzle-
rini güldürdü. Teşekkürler Cumhu-
riyet.
Dinazor'a yayın hayatında başa-
nlar diliyoruz."
Ankara Cumok
"1) Insanımızın manevi duygu-
lannı sömürenlerin son çabalannın
ülkeyi çatışmalara sürükleme nok-
tasına geldiğini ibretle izliyoruz.
Tabii ki üzücü olan, bu bezirgânla-
nn gelir ve varlık sebeplerini kay-
betmemek için yaptıklanna8 yılhk
-ve daha da uzun- laik, bıhmsel eği-
timden gecmesi engellenmiş halkı-
mızın az da olsa bir bölümünün
destek vermesidir. Sağduyulu yurt-
taşlarolarak bizler başlığa değil ya-
sanın içeriğine bakıyor, eksiklikle-
ri ve gereksiz tavizleri görüyoruz.
Örneğin eğitimde Diyanet'in ne işi
olduğuna bilimin ışığında bir cevap
anyoruz. Bu eğitimi sürdürecek
olan eğitim kadrolannın yetiştiril-
mesi ile ilgili düzenlemeleri, oku-
tulan kitaplan denetleyen Talim
Terbiye Kurulu'nun oluşturulması
konusunun gözden geçirilmesini is-
tiyor, eğitimin parasızlaştınlması -
Milli Eğitim Bakanlıgı yükseköğ-
retim harçlannın yüzde 65 oranın-
da artınlması için başvuruda bu-
lundu- girişimlerini bekliyoruz.
Uygarlık yolunda atılacak adım-
lardan bir tanesi olan eğitim konu-
sunda ANAP ve DYP'li vekillere
sesleniyoruz; bu konuya günlük an-
layışlarla yaklaşarak eğitimi polıti-
kaya, dini siyasete alet edenlere
yardımcı olmaymız. Çocuklanmı-
zın ve ülkemizin geleceğini ipotek
altına aldırtmayız.
Ve unutmayınız ki, tarih bu garip
eğitim ihanetini sahiplenenleri as-
la unutmayacaktır, aydınlık kuşak-
lanmızda...
2) Sanayicilerimizin çalışma sa-
halannda yeteTİi kontrol ve güven-
lik sistemlerini geliştirmedikleri
herkesçe bilinen bir gercek. Iz-
mit'te deneme üretimine gecen bir
otomobil fabrikasında patlayan bo-
ya kazanı onlarca emekçinin yara-
lanmasına ve zehirlenmesine sebep
oldu. Bu olayı haber yapmaya çalı-
şan basın mensuplan ise fabrika-
nın özel güvenlik görevlilerince
tekme tokat dövüldüler, zor kulla-
nılarak makineleri açıldı, fılmleri
alındı, TV kameralan kınldı. Bu
özel güvenlik elemanlan, kendile-
rine kimleri örnek ahyor, bu görev
kastmı bilinçli olarak aşan davra-
nışlan nereden öğreniyorlar, ne
halda görevlerinı yapmak isteyen
başka insanlara saldırarak. döve-
rek. makinelerini kırarak, fîlmleri-
ni alarak engel olabiliyor ve hesap
vermeyebiliyorlar? Halk merak
edıyor, ya devleti yönetenler.
3) Ulkesine, topraldanna sahip
çıkan yurttaşlanmız 4. Akkuyu An-
ti-Nükleer Şenliği'ne çağnlılar. 9.
ağustosta, Büyükeceli Kasaba
Meydanı'nda hayli yüklü bir prog-
ramla düzenlenen şenliğe özel oto-
büsle toplu katılım için tel-faks:
0.324.753 23 82 ve Silifke irtibat:
0.324.734 37 26."
HAYVANLAR ISMAİL GVLGEÇ
ÜA
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
TARtHTE BUGÜN IUÜMTAZ ARIKAK 31 Temmuz
Sotı açafımda P-8
oçağmda. P/LOT VE YAZAR..
1944'T£ BU&ÜN, ÜHLÜ FRANSIZ YAZ4& ANTpiUE OE
SAtNT-ErUPEKYÇSENTSGZÛPERİ), UÇAĞJ IL£ AHOE-
NİZ'OB KAYBOUHJ. 19OO'O£OoğAU SAINT-Er, HAIfA-
CJUĞ1N Y£Nİ MESLEtL SAYILP/Sl YtUARDA f>İU>r OL-
MUŞTU.U. OÛNYA SAVAÇl'NPA İŞ6ALE UĞRAYAN fie*V
SA'MH KAÇIP ARD'YE 6İTMİŞ, SONKA DA MÜ7TEFİK-
LERİN HAVH aiVVETLERİNE KATOMlÇTI.SON UÇUŞU
DA GÖREV' İÇİUDİ- SAlhfT-er'İN KSSA YA2A&LIK
YAŞAMI, GEUELLİKLE f/AVAClUK YAŞANTIStH-
DAN KAYNAUAMAAtŞTt. ONUN *<S£Ce UÇl/ÇCi',
"SAUAÇ PİLOTU" S'Sİ ROMANLAft/, HAi/ACtUUA
BlRLHCTE, İUSAtJIN O&AMIHI ANLATAAJ LİR.İK.
YAPITLARDIR^KÜÇÛKPIİENS^ADU FANTASTİK
ÖYKÛSÜ /SE, ÇÇCUUAKA SBSLENMEKLE 8İ&ÜKTE
YETİŞKİNLSHİ û£ OÛÇÛU0ÛIUAEkTEt>İK
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN
SAĞA:
1/ Beetho- 1
ven'intekope- _
rasının adı. 2/ ^
Sıcağa ve so- 3
ğuğa karşı da-
yanıklılığı kü-
kürtle arttınl-
mış kauçuk...
Bilgisiz, kül-
türsüz kimse.
3/ Stronsiyum
elementinin
simgesi... Bir
cetvel türü...
1 2 3 4 5
1 2 3 4 5
K
A
R
A
D
E
L
I
K
O
B
U
R
|
T
I
K
E
R
I
z
I
K
O
|
A
T
A
Y
|
Y
UJ
L
E
M
E
N
E
K
E
S
|
T
E
N
G
1E
T
E
N
E
•P
L
A
M
|
N
IIĞ
D
E
E
ş
E
L
E
K
|
O
R
•1
R
A
|
E
R
K
E
Üstû kapah olarak an-
latma. 4/ Üçten dokuza
kadar telin bir arada
bükülmesıyle yapılan 2
vedenizciliktekullanı- 3
lan halat. 5/ Borsada .
kesin vadeli değerlerin
kuru ile primli değerle- 5
rin kuru arasmdaki far- 6
kaverilenad... Hindis- 7
tan'dabüyüktopraksa- _
hibi prenslere verilen ö
ad.6/Dokuteli...Arka, 9
sırt. 7/ Arapça'da "ben"... Tırnak boyası. 8/ Diyarbakır
yöresme özgü bir tür hamur tatlısı... Kâfı gelmeyen. 9/
Dünyanın en yüksek dağı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yapraklan güzel kokulu bir süs bitkisi. 2/ Su ko>Tna-
ya yarar kulplu ve emzıkli kap... Bir peygamber. 3/ Bir
nota... Sanat yapıtlannm sergilendiği salon. 4/ Bir ka-
duı giysisi... lşaret. 5/ Bir şiirîzerine bestelenmış mü-
zik yapıtı... Panltısını arttırmak için elmas taşlannın
altlanna konan ince metal yaprak. 6/ Köpek... Müstah-
kem yer... Saydam ve esnek kütle. 7/ Bir şeyi yapıp yap-
mamaya karar verme gücü. 8/ Asma kütüğü... "Gecey-
se — hemen tazeler minareleri" (Cemal Süreya). 9/ îs-
panyada Bask bölgesınin bağımsızlığı için savaşım ve-
ren gizli örgüt... Dökülen tohumlarla ertesi yıl çıkan ta-
hıl.
Karanlığı Boğmak
Yaklaşık bir ay önceydi... Yılmaz hükümeti ye-
ni kurulmuş, daha güvenoyu bile almamıştı.
Toplumu "inananlar-inanmayanlar" gibi aşağılık
birtanımlama ile ikiye bölme cüreti gösteren, 9 ay
içinde 60 bin yandaşı devletin kilit noktalanna yer-
teştiren (son 2 ay henüz bilinmiyor) yolsuzluk, hır-
sızlık ve çete dosyalarının büyük bir yüzsüzlükle
aklandığı ya da sumen altı edildiği REFAHYOL ik-
tidarı henüz sona ermişti...
İnsanlar sevinçliydi. toplumda büyük bir ferah-
lama duygusu hâkimdi. O kadar ki ideolojiler bile
rafa kaldınlmış; işçisi, köylüsü, aydını. sağcısı, sol-
cusuyla yeni hükümet büyük bir coşkuyla destek-
lenmişti.
•••
Hayret vericiydi!..
Sanki Türk ulusunun boğazına çökmek üzere
hazırlık yapan irtica ortadan kalkmış; namus düş-
künleri, kara yobaz tayfası, "şerefli" katiller, ikbal
uğruna bırakın devleti, anasını babasını bile gö-
zünü kırpmadan satacak işbirlikçi hainler yer ya-
rjlmış yerin içine girmiştü...
Hatta kalemini, ruhunu karanlığa satmış bazı
"köşe yazan", "gazeteci" kılıklı omurgasız alçak-
lar işgal ettikleri köşelerde, "Hükümet gitti, irtica
bitti tekerlemelenyle akıllannca toplumla alay et-
meye bile yeltendiler!..
Biz ise "birdakika" dedik!..
Hemen o günlerde, "Kara yobaz sürüsü hiçbir
yere gitmedi. Yalnızca kısa süreli bekleme döne-
mine girdi. Irticaya karşı ası! mücadele simdi baş-
lıyor" diye yazdık. Bunu görmek için kahin olma-
ya gerek yoktu. Karanlığın uşaklannın en ufak fır-
şatı yakaladığında nasıl kışkırtıcılık yapacağının,
insanlan birbirine düşürmek için nasıl "kanlı senar-
yolar" sahneye koyacağının örnekleri yakın tari-
himizde o kadar çok ki!..
•••
Yanılmadığımızı biliyorduk... Yanılmadığımızı
çok kısa sürede göreceğimizi de biliyorduk... Ve
(ne yazık ki) yanılmadığımızı gördük!..
8 yıllık zorunlu eğitim yasasının TBMM Genel
Kunjlu'na gelmesi istedikleri fırsatı yarattı. Şeriat
ordusuna militan yetiştiren fidanlıklann kapatıl-
ması tehlikesi kapıyı çalınca dindar kesimi en al-
çakçayalanlarla kışkırtmaya başladılar. "Din elden
gidiyor" sloganlarıyla meydanlara çıkmaya baş-
ladılar. Bazı çevrelerin "hoşgörü şampiyonu" ilan
ettiği dinci yazariar işi kepenk kapatma tehditleri
savurmaya kadar vardırdılar.
Ellerinde yeşil bayraklan, Beyazıt Camii duvar-
lanna yazdıklan "Şeriaf canımız, feda olsun kanı-
mız" sloganlan ruh hallerini, gerçek amaçlarını
hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya
koyuyordu.
Ağızlanndan çıkan her sözcükten kan damlı-
yordu!.. Kıracaklar, parçalayacaklar, yok edecek-
lerdi!.. Çünkü doğalan buydu. Konuşmak, anlaş-
mak, uzlaşmak. hoşgörü kelimelerine düşmandı-
lar. Kendilerinden olmayana yaşam hakkı yoktu.
Kısacası, irtica hiçbir yere gitmemişti. Hemen ya-
nı başımızda, içimizde aydınlığı boğmak için pu-
suda bekliyordu!..
Ben, sen, 0, bizler, aydınlığın yanında yer alan-
lann hep uyanık hep dikkatli hep dimdik ve omuz
omuza olması gerektiği bir kez daha tüm çıplak-
lığıyla gözlerimizin önüne serildi. Karanlığı boğ-
mak için başka yol da yok!..
•••
önemli not: Tansu Hanım (ve tabii ki Enişte) ka-
çınılmaz sona doğru doludizgin koşuyor. Ayvaz
Gökdemir, Meral Akşener, Mehmet Ağar gibi-
lerinin hâlâ onlarla birlikte olmasını gayet iyi anlı-
yorum... Beni asıl üzen, bütün değerlerini yitirmiş,
baştan aşağı çamura bulanmış bu kadının ardın-
da hâlâ Nahit Menteşe, Necmettin Cevheri,
Mehmet Gölhan gibi isimlerin durabiliyor ol-
ması!..
Email: ertac @ superonline. com
İSTANBUL GÜMRÜKLERİ
BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
ILANEN TEBLİGAT
(Halil ve Hünus oğlu/kızı 1.1.1966 doğumlu Diyar-
bakır ili, Merkez ilçesi, Gücük Köyü, Mah,TCöyü hane:
048/1, Sayfa No: 74, Kütük Sıra No: 58 nüfusuna ka-
yıtlı olup, halen îstanbul ili, Pendik ilçesi, Süreyyapa-
şa Cad. Mah/Köyü Teskine Sitesi Sokak, No: 1/1'de
oturur). Kaçakçılık suçundan samk Ensari Tutak hak-
kında tstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesı'nin E.:
95/844, K.: 97/27 sayılı 23.1.1997 tanhli kesinleşmiş
kararı gereği mahkûm olduğu 176.244.200.- TL ağır
para cezasına ait ödeme emri tüm aramalara rağmen
adı geçene tebliğ ettirilememiştir.
tlanen tebliğ olunur. Basın: 33713
Pasomu, öğrenci kimliğimi kaybettim.
Hükûmsüzdür.
NURULLAH ÇET/N