23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Isteğe Bağlı Dinsel Eğitim ve Öğretim B U L E N T S E R I M Ana\asa Mahkemesı Genel Sekreterı T urkıye Cumtıunyetı'nın 55 fıükumetının progra- mının açıklanmasıyla da- ha once Mılh Guvenlık Kurulu nun 28 Şubat 1997 gûnlu toplantısından sonra gundemın bınncı sırasına oturan sekiz yülık kesintisiz oğrenim tartışma- sı yenıden ale\lenmıştır Bu tartışma aynı zamanda anayasanın 24 madde- sı karşısında okullardakı zorunlu ve ıs- teğe bağlı dinsel eğıtım ve öğretımın durumunun orta> a konulmasında fırsat yaratmıştır Bu fırsat yakalanmışken anavasanın24 maddesının zorunlu ve ıstege bağlı dinsel eğıtım ve oğretıme ılışkın hukmunun ırdelenmesının ya- rarlı olacağı duşunulmüştur Anayasanın "Din ve Vlcdan Hürriye- ti" baslıklı 24 maddesının dorduncu fıkrası uç temel ılke getırmış ve fıkra- da. ılkelen anlatan üç tumceye yer ve- nlmıştır Fıkradakı sırası>labutumce- lere gore 1) Dın ve ahlak eğıtım ve oğ- retımı dev letın gözetım ve denetımı al- tında \ apılacaktır 2) Dın kulturu ve ah- lak öğretımı ılk v e orta oğretım kurum- lannda okutulan zorunlu dersler ara- smda yer alacaktır 3) Dın kulturu ve ahlak öğretımı dışındakı dinsel eğıtım ve oğretım ısteğe bağlı olacaktır Bunlardan bınncı tumce genel ılke- yı koymaktadır Genel ılke. dın eğıtımı ve oğretımının devlet gozetımı ve de- netımı altında venlmesı zorunluluğu- dur Gerekçede dın ve ahlak eğıtımı ve oğretımının kotuye kullanılmasını on- lemek amacıyla dev let gozetım ve de- netımıne alındığı açıklanmıştır Bu ıl- ke hem zorunlu hem ısteğe bağlı dın oğretımınde geçerlıdır Ancak dın kul- turu ve ahlak öğretımı ılk ve orta oğ- retım kurumlannda okutulan zorunlu dersler arasında ver alacağı ıçın zaten dev letın gozetım v e denetımı altındadır Yeter kı bu gozetım ve denetım, goster- melik duruma getınlmesın Ustelık devletın gozetım ve denetımı genel- ozel aynmı yapılmadan tum ılk ve or- ta oğretım kurumlan ıçın geçelıdır Çûnku bu husus Oğretim Biriiği Yasa- sı'nda yer almaktadır Oyle olunca. genel ılke uçuncu tum- ceyle duzenlenen ısteğe bağlı dın eğı- tım ve öğretımı yonunden daha anlam- lıdır ve onu tamamlamaktadır Milli Gıivenük Konseyi, Anayasa Komısyo- nu'nun değıştırme gerekçesı de bu go- ruşu desteklemektedır Gerekçede, "Maddenın dorduncu fıkrasında yer alan ... bıçımındekı hukmu ... biçimın- de değıştırilmek suretıvle dın eğitim ve oğrvtiminin, devletın denetuni ve goze- timi altında olmak kaydıyla kişilerin kendi isteğme, kuçuklerin ise yasal tem- silcisinin istemine (talebuıe) bağlı oklu- ğu, ancak din kulturu ve ahlak oğreti- nıinin ilk ve ortaoğretim kurumlannda, okutulması gerekli zorunlu dersler ara- suıda ver alacağı gostenlmiştir" denıl- mıştır Dinsel eğıtım ve öğretımı devletın gozetım ve denetımı altında gerçekleş- tırmek, Tûrkıye Cumhunyetrnın ken- dıne özgu laıklık anlayışından doğan zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır Din kulturu oğretimi - dinsel oğretim farkknğı: Genel kultur derslen arasın- da venlmesı ongörulen dın kulturu ve ahlak dersı ıçın yalnız "öğretim" zo- runlu gorulmüş "eğftHn"den soz edıl- memıştır Bu.bılınçlıbırseçımdır Dev- letin yiıkunüuhığü öğretimle sınırhdır. Oğretım. bellı bır alanda, belırlı bır amaca gore o alanın gerektırdığı bılgı- len oğretmek eylemıdır Eğıtım ıse bır kımsenın herhangı bır etkmlık alanın- da yetıştınlmesıdır Eğıtımın ıçmde yonlendirmevardır Eğıtımde bılgı ve- nlmekle kalınmaz. onun uygulaması da yaptınlır Dın kulturu ve ahlak oğretımının din- sel eğıtım ve oğretımden farklıhğını tu- tanaklar şoyle ortaya kovmaktadır "Din kültürü veriyoruz, din dersi de- ğü." "Buradaki murat bunun tarih, coğrafya ve kimya dersleri gibı kultur olarak verflmek zorunluluğunu vurgu- lamakbr." "Din eğitimi, kultürun dışın- da uvgulama ile ilgükür." Fıkra metnının altı çızılerek okun- ması da bu ıkı oğretımm farkını çarpı- cı bıçımde ortaya koymaktadır Gerçek- ten fikrada, dın kulturu ve ahlak oğre- tımının ılk ve ortaoğretim kurumlann- da zorunlu ders olarak okutulması be- lırtıldıkten sonra, "bunun dışındaki" dinsel eğıtım ve öğretımın, ısteğe bağ- lı olduğu vurgulanmıştır Isteğe bağlı dın dersınde dın kulturu ve ahlak oğ- retırru dışındakı konulann yer alması gerekmektedır Dinsel eğıtım ve öğre- tım ısteğe bağlıdır \e metne gore bunun okullarda venlmesı zorunlu değıldır Ancak dev let gozetımı ve denetımı al- tında olması zorunludur Zorunlu dın kultûrü oğretımının ko- nulan. goksel (semavı) olsun olmasın tum dınlenn tanhçesı, felsefesı, doğu- şu ve gelışmesı, ahlak kuramlan gıbı konulardır Buderste,dınlereılışkın ge- nel bılgılervenlır Nesnel bıçımde dın- lenn ıbadet dışındakı yonlen anlatılır Zorunlu oğretım, toplumdakı yaygın dinsel ınançlan oğreten ve böylece çev - resındekı ınsanlarla uyum ıçınde yaşa- yacak kışılen yetıştınneyı amaçlayan bır "kûltür ve ahlak" oğretımıdır Zo- runlu ders, Islam dınmın oğretıldığı ders değıldır Yalnızca îslam dınının öğretıleceğı ders, ısteğe bağlı olandır Ne var kı, ısteğe bağlı eğıtım ve öğre- tun, uygulamada yalnızca Islam dınının öğretılmesıyle kalmamakta, programı- nı bellı bır mezhebe ozguleyerek top- lumsal banşı tehlıkeye duşurücu boyut kazanmaktadır Anayasanın 24 maddesı yorumlanır- ken, 42 maddesı gözden uzak tutulma- malıdır Bumaddede, tümeğftiınveöğ- retimin, Atatürk ilkevedevrimleri doğ- rultusunda, çağdaş bılım ve eğıtım esaslanna gore, devletın gozetım ve de- netımı altında venleceğt, bu esaslara aykın eğıtım ve oğretım kurumlan açı- lamayacağı belırtılmıştır Bu madde, zorunlu dın kulturu öğretımı dışında kalan ısteğe bağlı dinsel eğıtım ve öğ- retım programımn da Atatûrk ılke ve devnmlen ıle çağdaş bılım ve eğıtım esaslan gozetılerek saptanmasını zo- runlu kılmaktadır Bu bolümde, ınceledığımız fıkrayla ılgılı bır konuyu tartışmava açmak ıs- " tıyoruz Laıklık ılkesıne uygunluğu sağlamak yönünden ısteğe bağlı dinsel eğıtım ve öğretımın okullarda v enlme- sı mı amaca daha uygun olur, yoksa salt dinsel eğıtım ve oğretım veren ku- rumlar mı açılmalıdır Bu konuyu tartışmaya açmak ıste- memızm nedenı, her ıkı goruşûn de ar- tı ve eksılennın, en azından şımdılık eşıt ağırlıkta olmasıdır Tartışmayıbaş- latırken kendı göruşumuzü de belırt- mek ıstenz Önce bır saptama yapmak gerekır Anayasa, zorunlu öğretımın ılk ve or- taoğretim kurumlannda venlmesını açıkça belırtmışken, ısteğe bağlı dinsel eğıtım ve oğretım ıçın boyle bır yonlen- dırmede bulunmamıştır Öyleyse, ana- yasal açıdan bu eğıtım ve öğretımın okullarda venlmesı zorunluluğu yok- tur, salt bu ışı yapan ayn kurumlarca da venlebılır Ancak kuşkusuz, devletın gozetım ve denetımı yoğun bıçımde bu kurumlann ûzennde olmalıdır Bu de- netım ve gözetımın gevşehlmesı duru- munda toplumun hangı noktaya gelece- ğının orneğı bugûn yaşanmaktadır Eğer ders alınmazsa hıç kuşku duyul- masm kı, tanh daha ağır bıçımde "te- kerrûr"edecektır tsteğe bağlı dinsel eğıtım ve ogretı- mın okullarda venlmesı, zorunlu dın kültürü ve ahlak öğretımı ıle bu eğıtım ve öğretımın bırbınne kanşmasına, ka- sıtlı bıçımde zorunlu dinsel eğıtım ve oğretıme donüşturülmesıne neden ola- bılır Bunu onlevecek olan devlet göze- tinı ve denetimidır Devlet dedığımız olgu soyut bır kavramdır Onu somuta çev ıren kurallar ve kurumlardır Kural- lan uygulayacaklar ıle kurumlan ışle- tecekler ıse ınsanlardır Devletı somut- laştıran ınsan etmenı ıkı gruptan oluşur Seçılmışler, yanı sıyasal kadro, atan- mışlar, yanı burokratlar tşte, devlet go- zetım ve denetımını gerçekleştırecek olanlar bunlardır Sıyasal kadrolann bugüne değın ülkenın getınldığı nokta- dakısorumluluğubellıdır Yınebu kad- rolann etkıledığı burokrasının sorum- luluğu sıyasılerden aşağı kalmaz O za- man durup duşünmek ve sormak gere- kır, eğer ısteğe bağlı dinsel eğıtım ve öğretım okullarda venhrse, bu kez tum okullar ımam-hatıp okullanna donuş- meyecek mıdır9 Kanımızca bunu onle- menın yolu, zorunlu dın kulturu ve ah- lak öğretımının programını, bu öğretı- mı dinsel eğıtım ve oğretıme donuştür- mevecek bıçımde saptamak, bunun dı- şındakı ısteğe bağlı dinsel eğıtım ve öğ- retımı, etkılı bır gozetım \ e denetım al- tında, okullar dışında, salt bu ışı yapan bınmlere bırakmaktır Isteyen çocku- lannı bu bınmlere göndererek dinsel eğıtım ve öğretım verdırebılır tsteme- yemn de, "istememe hakla''nı kullan- ması kolaylaşır Bu yorum yapılırken kuşkusuz okul dışındakı dmsel eğıtım ve oğretım ve- ren kurumlann gozetım ve denetımı- nın çok zor olduğu gözardı edılmemek- tedır Ancak bu konuda onlem almak devletın görevıdır Onlem etkılı bıçım- de alımrsa bu uygulamanın zarannın, dinsel eğıtım ve öğretımın okullarda venlıp yaygınlaştınîmasının doğuraca- ğı zarardan daha az olacağı duşünul- mektedır Ustelık, ısteğe bağlı dinsel eğıtım ve öğretımın okullarda venlmesı, genç be- yınlenn kanşmasına da neden olur Okullarda bır yandan bılımsel ve çağ- daş oğrenim goren çocuklara, bunun yanında dogmalara dayanan şeylenn öğretılmesı bırçok kavramın ıç ıçe gır- mesı sonucunu doğurur Isteğe bağlı dinsel eğıtım \e oğretı- mın okullarda venlmesınm yaratacağı asıl önemlı sakınca, toplumsal baskı ıle amacından saptınlması tehlıkesının her zaman var olmasıdır Isteğe bağlıhk "zorunlu"ya dönüşür, "seçim" hakkı kâğıt uzennde kalmaya mahkûm edılır Çunkü aıleler, toplumsal baskı yüzün- den "kerhen" de olsa ısteğe bağlı dın dersını seçmek zorunda kalacaklardır Önenmız Butun bu karmaşayı onle- menın en etkılı yolu, dinsel eğıtım ve öğretımı tümüyle ısteğe bağlı kılmak- tır Bu, dın ve vıcdan ozgurluğunün do- ğal sonucudur ARADABlR AYTEKIN BOZKLRT Emekh )azın Oğretmenı Diyanet İşleri Başkanı ve Tiirkçe Sayın Başkan, dılbılım konusunda ozel bır çalış- manız olup olmadığını bılmıyorum, ama sızı "Dûn- yadakı en zengın dıl Arapçadir" yargısına hangı durtulerın yonelttığını bılıyorum Eğer savınız bu kadanyla sinırlı kalsaydı, bu savın tum yanlışhğına karşın, ınancınız adına sızı anlayışla karşılayabılır- dım Oysa sız Turkçemız de ıçınde olmak uzere, obur dıllen kuçumseyerek Arapçayı yuceltmeye çalışıyorsunuz "Bu dılde bır çekıcılık vardır, cazıbe vardır Ku- ran'ın Turkçesı Kuran mıdır, Kuran'ın Turkçesıne Kuran dıyemeyız Çın'e gıdeceğız, camıde, çın çun çan dıye okuyor, ne okuyor bu 7 " (Işık Kan- su, Cum 21 6 1997) "Bu"nun ne okuduğunu bu kadar merak etme- ye ne gerek var Sayın Başkan'' Bellı kı adam "Ağ- zımda anamın sutu", "Ses bayrağım" dıye kutsa- dığı anadılıyle ınancının gereklerını yenne getınyor Ustelık "Her peygamben kendı ulusunun dılıyle gonderdık" (Ibrahım suresı, 4 ayet) dıyen ayete uy- gun davranıyor, değıl mı? Tum buniar bıryana, anlamadığı bırdılı "çın çun çan", "fan fın fon" olarakadlandıran sıradan yurt- taşların kahve soyleşılen hoş gorulebılır, ama ana- yasal bır kuruluş olanOıyanet (şlen'nın Başkanı'nın, "meftun" olduğu Arapçayı yuceltmek adına, ken- dı anadılı de ıçınde olmak uzere, dığer dıllen ku- çumsemesı duşundurucudur Sayın Başkan sız, Arapçanın dunyanın en zen- gın dılı olduğunu savunurken Atatürk de bırçok konuşmasındaTurkçenın yeryuzunun en guzel, en zengın en uyumlu dılı olduğunu soyler Onun bu saptamasını ulusçu, duygusal bır yaklaşım olarak değerlendırebıleceğınızı duşunurek, sıze, Turkçe- nın "caz/bes/"nı ve dahı "çekıcılığrn\ dılbıhmsel çalışmalanyla tanıtlamış unlu dılbılımcılerden soz edeceğım Unlu dılcımız Bdsım Atalay "Arapça ıle Turkçe- nın Karşılaştınlması" (Marıfet Matbaası, Ist 1954) adlı yapıtında Arapça ıle Turkçeyı tum yonlerıyle karşılaştırdıktan sonraşusonucavanr "Yukandan berı ortaya koymuş olduğum tanıklarve her ıkı dıl- den aldığım ornekler, Turkçenın Arapçadan daha olgun ve daha gelışmış olduğunu meydana çıkar- maktadır" Sayın Atalay'ın tanıklarından bırı de unlu Alman dılbılımcı Max Müller'dır Max Muller, Turkçe uze- nne yaptığı çalışmalarının sonucunu şoyle ozetler "Turkçenın çekım bıçımlenndekı duzgunluk, bu- tun dıl yapısında kolayca görulur ve kavranabılır Bu durum, 'dıl' denılen vaıiıkta belıren en yuksek ınsan kudretını anlayanlan coşturur " Turk dılının en kapsamlı ıncelemesı olan "Turk D///Gramen"nınyazan,unluFransızTurkoloğuJe- an Deny, bakınız Turkçemız hakkında nasıl bır saptamada bulunuyor "Turkıstan bozkıhan orta- smda, kendı başına kalmış ınsan zekâsının sade- ce kendı yaradılışından aynlmaz kanunlarla yarat- tığını, hıçbır bılgınler kurulunun yaratması duşü- nulemez " Sayın Başkan, sıze, Turkçenın zengınlığını gos- teren anıtsal yapıt "Dıvanu Lugat-ıt-Turk"ter\ (Kaş- gariı Mahmut, XI yy) ya da Turkçenın Farsçada ustun olduğunu tanıtlamak ıçın kaleme alınmış olan "Muhakemet-ul Lugateyn "den (Ali Şir Nevai, XV yy) soz etmeye gerek vra mı bılmıyorum, ama Al- man filozofu VVilhelm Humbolt'un şu sozlerının, baştaArap elıfbası ve Arapça tutkunlan olmak uze- re herkes tarafından "m/hg/£>/"akıllardatutulma- sını dılıyorum "Bır ulusan gerçek yurdu, onun dı~ lıdır Ulusal dıl yok olunca, ulusal duygu da çok geçmeden yıtınlebılır " XV yy Dıvan şaırlerınden Mesıhi de "Mesıhı gokten ınsen sana yer yok I Yuru var gel Arap 'tan ya Acem 'den" derken, Humbo't'tan dort yuzyıl on- ce aynı şeylerı mı soylemeye çalışıyordu acaba Sayın Başkan'' Tansu Çiller ve Aydın Menderes RECEP BtLGtNER A h bu yakın tanh' Daha dun gı- bı, çok partılı demokratık duze- ne geçışımızın başlangıcı olan 1945'ten gunmuze uzanan ta- nh 1 Medyamızın genç kadrosu yaşanılan sıyasal olaylan yaşa- madıklan, genye doğru kıvaslama yapacak bı- nkımlen olmadıgı ıçın, olaylan konuşturacak- lan yerde, hep, kendılen konuşuyor Bu çok yakın tanhın olaylan ıçınde, gazete- cı olarak yaşayanlar da ya dunyamızdan goçup gıttıler ya da 'dinoznr' damgasıyla koşelenne çekıldıler Şımdı gorev başında olan genç kad- ro, klık anlayışı ıçınde, topluca, kapılanıp, top- luca aynldıklan ıçın, ağabeylennı tanımıyorlar, tanısalar bıle onemsemıyorlar Zaten aralanna da sokmuyorlar boylelennı K.ımı sıyasetçıler de kendılennı, yeten kadar bılmedıklen bu çok yakın tanhın mırasçılan gorup. demokrası kahramanı kesılıyorlar tşteıkı örnek, Tansu Çillerve Aydn Mende- res. tkısının de babasını yakından tanıdım Haa Bektaş VeB'nın olumunden sonra, Bek- T.C. YEDÎTEPE ÜNÎVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTÎTÜSÜ RADYO & T.V. ve TANITIM ve HALKLAİLİŞKİLER Yüksek Lisans (Master) programlarına öğrenci alınacaktır. • Adaylann 4 yıllık bır fakülte veya yüksekokul mezunu olmalan gereklıdir. • Her ıki program da lisans öğrenimlerinı başka dallarda tamamlamış adaylara açıktır. • Öğretım dilı İngılızce olup, yabancı dil düzeyi yeterli olmayanlar için İngılızce Hazırlık Programı uygulanacaktır. • Eğitim hafta ıçı her gün 19.00-22.00 saatleri arasında ve hafta sonlannda yapılmaktadır. İhtiyaç halınde hafta içı gündüz de ders açılacaktır. • Aday ön kayıtlan 22 Eylül 1997 tarihıne kadar aşağıda belırtılen adrese şahsen yapılacak olup, program ıle ılgıli bılgi ıçın: (0216) 327 64 74 / 75 - (0216) 326 7918 - (0216) 327 68 59 no'lu telefonlara başvurulabilir. Adres Yedıtepe Unıversıtesı Acıbadem Kampusu tbrahımağa Mah Koftuncu Sok No 1 Acıbadem / Istanbul Faks : (0216) 327 64 79 taşılığı devam ettırenler, ıkıye aynlmıştı Yol oğlu, dol oğlu dıye Kendılennı 'yol oğlu' dıye tanıtanlar 'döt oğlu' olanlardan daha ıyı bıçım- de Bektaşılığı temsıl ettıklennı ıddıa etmışler- dı Günumuzun bu ıkı orneğıne gelınce Tansu Çıller'ın babası, rahmetlı M. Necati ÇiDer'le, Istanbul Beledıye Encumenı'nde bır- hkte çahştım O zaman, Istanbul'da vılayet ve beledıye rjfrteşıkTjır yonefım altındaydı Dr Prof Fahrettin Gökay, vah ve beledıye başaka- nıydı Nettrtı Çiller, valı adına, encümene ba$- kanlık ederdı Ben seçılmış bır uyeydım Baba Çiller. cumhunyetm ılk yıllannda, An- kara'da bır süre gazetecıhk yapmış, bır mıllet- vekîlınden de "Valan haber yaayor" dıye, da- yak yemıştı Eskı bır gazetecı kızı T ÇIIICT, şım- dı gazetecı düşmanı Baba N Çiller, tanıdığım kadanyla, orta öl- çeklı bır burokrattı Yumuşak, herkesın suyuna gıden, fikralar anlatan, hoş sohbet bınydı Emeklılığı yaklaşınca, o donemın partı ıda- recılenne yanaştı, emekJıhğınde daha yüksek emekh maaşı alabılsın dıye, üst düzey bır kad- roya gorevlendınlmesını ıstedı Onlar da done- mın başbakanına bunu duyurdular ve "Bizim adamımızdır" dıye. en kuçuk ıllenmızden bın olan Bılecık'e valı yaptırdılar O da, sekız ay sonra, buradan emeklı oldu 1954 seçımlennde de Muğla'dan CHP mılletvekıllığı aday lıstesı- ne gırdı, ama seçılemedıler Menderes'ın, onu valı yaptıranlara "tşte adamınız" dıye sıtem et- tığını duydum Yol oğlu mu, dol oğlu mu, tartışmalannı ör- nek alırsak, Tansu Çıller'ın, doğru yoldan on- ce, CHP'ye gırmesı gerekmez mıydı 9 Ve gaze- tecıler, kendısını Demokrat Partı'nın devamı sa- yan T Çiller'e bu durumu anımsatıp bazı soru- îar sormalannı, çok bekledım Ama Tansu Çiller o donemde daha garantılı görduğu ıçın, Doğru Yol Partısı'ne gırmeyı yeğ- ledı Çok sıkı pazariık ettığı, bırtakım garantı- ler ısteğı, bılınıyor Bunlann neler olduğunu Sa- yın Demirel ve o gunun DYP ılen gelenlen çok ıyı bılır Demokrat Partı ıle, hatta Adalet Partısı ıle, hıçbır ılışkısı olmavan Çiller şımdı ortaya atı- lıp A. Menderes'ı, Fatin Rüştu Zorlu'yu Hasan Polatkan'ı çağnştınr bıçımde "Biz demokrasi uğnına şehıtlerverdik,gerekırse ymeveririz" gı- bı kahramanlık taslıyor Ne acı' Demokrat Par- tı, hatta ondan sonra kurulan Adalet Partısı ıle hıçbır organık ya da ıdeal bağı olma>an T Çil- ler, şımdı başında bulunduğu DYP'nın kurucu- lannın fotoğraflannı partı bınalanndan ındın- yor Onlan buyruklarla kukla dısıplın kurulla- nna yollayıp partıden attınyor, sonra da demok- rası kahramam kesılıyor Aydın Menderes'e gelınce Eskı Demokrat Partı'nın bazı uyelen, yenı- den, Demokrat Partı adıyla bır partı kurdular Aydın Menderes'ı de genel başkan yaptılar Ya- nı babasuıın anısına, onu koltuğa oturttular Ay- dın Menderes ne yaptı, babasınrn anısına kuru- lan partıyı, mılletvekılı seçılmesı uğruna Refah Partısı'ne teslım ettı' Bu partıntn başkanı. Ay- dın Menderes'ın gozlennın ıçme baka baka "Rahmetü Menderessağ olsaydı, o da bizim par- tinüzegirerdi"dedı Oğul Menderes de bunu ka- bullendı Aydm Menderes bu vebalın altından kalkamaz Bununla da kalmadı, geçenlerde bu partının kuruluş yıldonumunde "\dnan Menderes'in aç- üğı imam-hatip okullannı, şimdi Mesut Yılmaz kapaöyor" gıbı, kendısını alkışlayanlara çok ucuz bır demagojı orneğı vermesın mı1 Boylece, Aydın Menderes, bır avuç alkış uğ- runa,rahmetlıbabasını da, Refah Partısf nın bır mılıtanı gıbı gostererek ıyı bır doloğlu olmadı- ğını ıspatladı Bu olay, doloğlu Aydın Mende- res'e karşm, gende daha sadık yol oğullannın var olduğunu da ıspatladı Bu gerçeğı, sadece altını çızerek belutıyorum Başka hıçbır yorum yapmadan, tanhın yargısına yardımcı olur dı- ye Ve sen ey sıyaset1 Meydanlarda alkışlanmak, mılletvekıllığı koltuğuna otunnak ıçın, kımı oğullann babalannın anısını çığnedığını gös- tenyorsun bıze PENCERE Che İçin 1997CheYılı Ortalığı Che dalgası sardı, olumunun 30'uncu yı- lında Che Guevara anılıyor. Nerede'' En başta Avrupa'da, sonra Batı'nın otekı enlem ve boylamlarında Che yıldızlaştı, "romantık dev- rımcı"yı kapıtalızm 'metalaştırmaya' çalışıyor, ama Guevara'ya hayranlık bır saygılı ozleme donuşu- yor; bızım medya da Batı'dan gelen ruzgâra uydu Bır okurum Che'nın olumu uzenne yazdığım ya- zıyı kesıp yollamış, aşağıda okuyacağınız yazı, 14 Ekım 1967 gunu bu koşede yayımlandı • Bır destan kahramanı, destan kahramanlanna yakışır bıçımde oldu Guney Amenka devrımının unlu yığıtlerınden Bınbaşı Che Guevara'nın ateş gozlen Bolıvya dağlarındakı bır vuruşma sonucun- da kapandı Her çağın bır destanı vardır Yeter kı, ınsan o destanın soluğunu kendı yureğınde duysun Yir- mıncı yuzyılın destanı yanında Homeros'un llya- da'sı kaç para eder' Kaç para eder Akha'lan kah- reden Akhılleus'un ofkesı1 Wall Street canavarının Vietnam'a bır gunde yağdırdığı ateşın bınde bın es- kı Yunan tannlannın tumunu bırden yok etmeğe ka- dırdır Ajanslann soğuk dılı ve telekslerın kuru ta- kırtısında her gun çağımızın destanı nefes alıyor Yeter kı, o nefesı duyacak kadar ınsan olalım, ye- ter kı ateş gozlu ve ılah yuzlu Che'nın nıçın oldu- ğunu bılelım Bolıvya dağlannda Che'yı mutlu kı- lan ne vardı? 1956'dan ben durmadan dovuşen bu adamın dıleğı neydı? Hangı buyu damarlarına gır- mış ve hangı ulkunun peşınde dağlara çekılmıştı Guevara? Arjantın'ın Rosano kentınde 1928'de dunyaya gelmıştı Guevara Tıp eğıtımınden geçmıştı Akıllı, fikırlı, cerbezelı ıdı Isteseydı çok ıyı bır hayatın ko- şullannda yaşayabılırdı Luks apartman daırelenn- de sıcak sudan soğuk suya elını sokmaz, hayatını guvenlık altına alır, otomobılden ınmez, herkesın ımreneceğ bır refah duzeyınde gununu gun ede- bılırdı Guevara'nın bu sofradan nasıplenmesı ış- ten bıle değıldı Gezmıştı, gormuştu, yaşamayı bı- lıyordu Ama bu soy kuçuk yaşantıları sılkelemış, bır yana atıvermıştı Guney Amenka'nın çılelı topraklannda genç ya- şında gozlennı yuman bu guzel adamın tutkusu neydı 7 Che Guevara nıçın dovuşuyordu? Eğer bu soruya bır cumle ıle cevap venlecekse, o cumle şudur - Özgurluk ıçın Özguriuk ıçın dovuşuyordu Guevara kendı oz- gurluğu ıçın, ınsanın ozgurluğu ıçın, Bolıvya koy- lusunun, Vıetnam halkının, Hındıstan yoksulunun, Arabın, Kongolunun, Ganalının, Iranlının ve Ana- dolu'da toprak altında yaşayan koylunun ozgurlu- ğu ıçın çarpışıyordu Zalımlere karşı ozgurluğu, so- murenlere karşı somurulenlen zafere ulaştırmak ıçın dovuşuyor, mutluluğunu ancak bu uğraş ıçın- de duyuyordu Bır gerçeğı ıyı bılmelıyız kı, nerede somuru var- sa, orada özgurluk yoktur. Sömuruye karşı say^as, özgurluk ıçın savaş demektir Somürulen ozgur olamaz, ozgur olan somürülemez Hıçbır somürli düzenınde gerçek özgurluk yoktur Özgurluk, ın- sanın ınsanı somurmesıne son verdığı zaman ger- çekleşecektır Ve dunyanın en buyuk ayıbı, somu- renlenn somurduklen ınsanlann karşısına geçıp, - Sen ozgursun 1 demelendır Çunku ınsanın emeğını, alın tennı, çabasını so- murmek, ınsanın kafasını, fıkırlennı, duşuncelerını, ınançlannı somurmek demektir Somuru bır bu- tundur Che Guevara ışte boylesıne bır savaşta, so- muruye karşı ozgurluğun fethedılmesı savaşında, çağımızın kahramanlarından bırıydı Che Guevara bu mucadelenın koşullarını, ışçı- lerın orgutlenmesınden çok koylulerın askerleş- mesınde buluyordu Usullennı beğenelım veya be- ğenmeyelım, Emesto Che Guevara ıçın değışmez yargı şudur - Guevara bır kahramandı, çağımızın buyuk des- tanında Che Guevara, gunun hangı saatınde oldu bıle- mem Bır şafak vaktı mı vuruldu'' Bır oğle sıcağın- da mı? Yoksa golgelerın uzadığı bır akşamustun- de mı? Hangı saat ve hangı dakıkada olmuşse ıçı- mızde duymak gerek onu Yirmıncı yuzyıl savaşı- nın ılahlanndan bırı savaş meydanını terk edıyor- du Federico Garcia Lorca, o saatı şoyle anlatı- yor Ölum yaraya yumurtasını koydu Saat beşte akşamleyın Can çekışmeyle ışılar oda Saat beşte akşamleyın Guneş gıbı yanar yaralan Saat beşte akşamleyın Ah' Ne korkunç saat beşı akşamın1 SAAT BEŞTİ BUTUN SAATLERDE Akşamın golgelennde saat beştı. Ister akşam golgesınde beş olsun, ıster sabah şafağında beş olsun, hangı saatte olursa olsun, olum saatı korkunç ve karanlıktır Ama o korkun- cu guzellığe ve karanlığı aydınlığa çevıren, ılah yuz- lu Che Guevara'nın hayatı gıbı hayatlardır BAŞSAGUGI En zor gunde şekıllenırken tanh, mucadelenın en onundeydı Yenerken ve yerulırken umudun ve yaşamın en ıyı ışçılenndendı Dosduk, ınsanlık, ışçılık, sendıkacılık ve demokratlık bıraz daha anlam kazandı onunla Aynı ıdeallen paylaşmaktan, aynı mucadeleyı omuzlamaktan onur duyduğumuz Knstal-Iş Sendıkası eskı Genel Başkanı HASAN BASRİ BABAII dostumuzu kaybettık Işçı sınıfimızın başı sağolsun BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDIKASI GENEL YÖNETİM KURULU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle