29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya 9 Yazıışlerı Mudürlerı IbrahimVıldız, Dinç Tayanç (Sonımlu) 0 Haber Merkezı Müduru. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu # tstıhbarat Cengiz Yıldınm • ICultur Handan Şenköken 0Spor Abdülkadir V ücclman 0 Makaleler Sami Karaörcn 0 Duzeltme' Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kunılvı İlhan Sdçnk (Başkan). Orhan Erinç, Oktty Kurtböke. HikmetÇetinka}a,Şükran Soner, Krçun BafcL Dint; Tayanç, İbrahim Yıldız, Orhan BursaİL, Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balba> 0 Haber Müdüru. Dogan Aiuo Ataturk Bulvan No 125. Kat4. Bakanhklar-Ankara Tel 4195020 C hat). Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısı SerdarKızık,RZıyaBK 1352S 23Tel 4411220. Faks 4419117 0Adana Temsılcısı Çetin Yigenoğlu, lnönuCd. U9S No 1 Kat 1,Tel. 363 12 11, Faks: 363 12 15 Koordınator Ahmet Konıisan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare Hüs«yinGürer0Işletme ÖnderÇeUk0Bılgı-İşlem \aü Inal 0 Bılgısayar Sıstem Mürirvet Çiler MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mûdür Gülbin Erduran # Koordınator Reha Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı. Mine AJulağ Tel 514 07 53 - 51395SO-513846(W1.Faks 5138463 Yı>ımla\an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm *e Ya>ıncılık A Ş TuÂocaiı Cad 39 41 Cagaloğhı 34334 IsL PK 246 lstanbu) Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha!) Faks (0 212)513 85 95 30TEMMUZ1997 lmsak: 4.04 Güneş' 5.51 Öğle: 13.18 Ikindı: 17.11 Akşam: 20 30 Yatsı:22.10 Bitti tekrar Türkiye'de • Haber Merkezi - Nelson mayolannm 1993 ve 1994 kataloğunda bo> gösteren dünyaca ünlü manken Brezılyalı Melanıe Bitti, aynı fîrmanın 1998 kataloğuna poz vermek üzere Türkıyes ye gelecek. Bıttı, uzun yıllar Milano'da yaşadıktan sonra modanın merkezı kabul edilen Paris'e taşındı. Bakırköy'tfe elektrik kesintisi I İstanbul Haber Servisi - Bakırkö\ 'de, trafo merkezlennde yapılacak çalışmalar nedenıyle bugün \e 1 ağustos tarihlerinde bazı semtlere elektnk verilemeyecek Bugün saat 07.00-13.00 arasmda elektrik alamayacak yerler şöyle: Kartaltepe Mahallesi Yunus Nadı Sokak, Incırlı Caddesı. Faık Köksal Sokak, Rıfat Danışman Sokak ve cı\an. 1 ağustos cuma günü de 06.00-21.00 saatleri arasında Kartaltepe Mahallesi Pembe Ay Sokak. Başan Sokak ve civanna elektnk \enlemeyecek. Boğazıçi Elektnk Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamada, çalışmalann belirtilen saatten önce bıtinlmesi halınde erken elektrik verilebıleceğı belırtilerek abonelenn tedbırl: olması ıstendı. Ögretmenlere destek • İstanbul Haber Servisi - Yurdun çeşıtlı bölgelenndeki tarih oğretmenlennın Tanh Vakfrnın yayınlanndan faydalanması amacıyla başlatılan "Tanh Öğretmenlenne Destek Projesi" hayata geçinliyor. Tanh Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamada, projede Eylül 97'den başlayarak bır sene boyunca her ay 500 tanh öğretmemne ücretsiz olarak 500 adet vakıf yayınlanndan bır kitap ve Toplumsal Tanh dergisi göndenlmesı planlandığı belirtıldı. yeniden başladı • İstanbul Haber Servisi - Nurettın Sözen'ın İstanbul Büyükşehır Beledıye Başkanı olduğu dönemde yıkılarak Alman Konsolosluğu seviyesine indınlen Taksım'dekı Park Oteli inşaatında çalışmalara, 4 yıl aradan sonra yeniden başlandı. îstanbul Büyükşehır Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi yetkililen Park Otelı inşaatıyla ılgıli kendilerine yapılan bir başvurunun bulunmadığını belirterek. çalışmalara başlandığına ilişkın bilgıleri de olmadığını söyledi. Bakanlığm açıklaması • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Kültür Bakanlığı'ndan, gazetemizin öncekı günkü sayısında yayımlanan "Tanh rant uğruna yok edilıyor" başlıklı haber ûzerine yapılan açıklamada, Nızip'tekı tarihı bedestenin yıkılmamış bölümlennm yeniden canlandırmaya olanak sağlayacakvenleri oluşturmadığı için tescilıne gerek duyulmadığı, bu nedenle İcüçük dükkânlann da korunmasının uygun bulunmadığı karan anımsatıldı. Mimarlar Odası, Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdürü için hükümeti göreve çağırdı 'Akat'm tahribatma dur deyin'• Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Sekreteri Şener Özler, kültür ve doğa varlıklannın korunması konusunda alınmış birçok ilke karannı uygulamadan kaldıran, koruma kurullannı dağıtan Altan Akat'ın halen görevden alınmamasını eleştirerek Devlet Denetleme Kurulu'nun harekete geçmesini istedi. İstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası îstanbul Büyükkent Şubesi Ya- yın Sekreteri Şener Özler, Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdürü Altan Akat'ın "halen gö- revden alınmamasının. ANASOL-D hükümetinin geleceğinitehlikeye sok- tuğunu" öne sürdü. Akat'ı kültür ve doğa varlıklannın korunması konu- sunda alınmış birçok ılke karannı uy- gulamadan kaldırmak ve koruma ku- rullannı dağıtmakla suçlayan Özler, "Sankidokunulmazlığı var gibiAltan Akat'ın tahribatlarına hükümetler engel olamıyor" dedi Mimarlar Odası fstanbul Büyükkent Şubesi; Kültür ve Tabiat Varlıldannı Koruma Genel Müdürü Altan Akat dosyasını kamuoyuna açıkladı. Oda şube sekreten Şener Özler. Kültür BakanlığVnda birçok bürokratın gö- revden ahnmasına karşın, Altan Akat'ın hâlâ görevine devam ettiği- ni belirterek Akat gibi kültür ve do- ğa varlıklannın tahribıne neden olan bır bürokratın ğörevde kalmasını an- layamadıklannı söyledi. Altan Akat hakkında birçok suçlamanm bulun- duğunu ancak buna karşın her hükü- met döneminde görevinde kaldığını belirten Özler. "HakkındaaraşOrma yapılarak soruşturma açtlsın. Devlet Denetleme Kurulu harekete geçsin. .Altan Akat hakkında doğrudan suç- lamalar var" dedi. Altan Akat'ın görevde kalmasının hükümetin geleceğini de tehlikeye sokacaâını ıddia eden Özler. Kültür Bakanlığı'nın hem hükümetin hem de ülkenin aynası olduğunu savundu. Kültür Bakanlığf nda yapılan en kü- çük bir yanlışlığın ülkeye ve hüküme- te mal olduğunu, bunun REFAHYOL ve öncekı hükümetler döneminde gö- rüldüğünü vurgulayan Özler, "Altan Akat'ın sanki dokunulmazlığı var. Ve hiç kimse Altan Akat'ın vaptığı tah- ribatiara engel olamıyor" dedi. 'Yasa tanımıyor' Akat'm, kültür ve doğa mırasının elden çıkanlmasına neden olduğunu öne süren Özler, şöyje devam etti. "Kûltür ve Tabiat Vaıiıklan Yük- sek Kurulu'nun kültür ve doğa var- lıklannın konınmasuıa ilişkin almış olduğu ilke kararlannı, Altan .Akat, göreve gelir gelmez iptal ettirdi Ve bunlann yerlerine çok daha geri ka- rarlar getirtti. Biz Mimarlar Odası olarak bunlan da\a ettik. İzmir'den ' Izmır ÇevTe Hareketi A\ukatlan' da dava ettilcr. Bunun üzerine Danıştay, Altan Akat'ın getirdiği kararlann çok önemli bir bölümünü iade etti ve da- ha önceki kararlar tekrar yürürlüğe kondu. Ancak Akat bununla yetin- medi. Damstav 'ın iptal ettiği kararla- n, Yüksek Kurul karan haüne goti- rip yeniden uygulamaya soktu. Böy- lelikle yargıyı yanıltmaya çalışıyor. Bunlann iptali için de yeniden yargı- ya gidilebflirama aradan geçenzaman içinde olan oluyor." Işbaşına gelen kültür bakanlannın uygulamayı bılmedıkleri için Altan Akat gibi bürokratlara ihtiyaç duyduk- lannı ve bir açmaz içinde olduklan- nı ifade eden oda sekreteri Özler. "Bu nedenle Kültür Bakanlığı'mn yeni- den yapüanması gerektiğini diişünü- yoruz"dedı. Altan Akat'ın uygulamalanna iliş- kin rapor hazırladıklannı ve bu rapo- run tamamen belgesel olduğunu an- latan Özler, Mimarlar Odası'nın Yıl- dız Sarayı Dış Karakol bınasından çıkanlmasında Akat'ın önemli birro- lü olmasına karşın kışısel bır hınç gütmediklerini, bunun dığer kişi ve kuruluşlannın şıkâyetleriyle de orta- da olduğunu söyledi. Koşıkçıktrgünah çıkardıDünyanın sayılı silah tüccarianndan Adnan Kaşıkçı savaşlan dolaylı olarak teşvik eder- ken cşi Şahpari Kaşıkçı günah çıkanrcası- na savaş mağduru çocuklara vardım gece- leri düzenliyor. Bey lerbeyi Sarayi'nda önce- ki gece Çeçenistan'da savaştan etkilenen ço- cuklar için düzenlenen gecede konuklar ya- pılan yardımdan çok Kaşıkçı çiftinin çeliş- kili yaşamlannı konuştu. Son derece bozuk birorganizasyonlagerçekleşengeceye Ame- rikalı sinema sanatçısı Elizabeth Ta> lor ve İs- pamollann dünyaca ünlü şarkıcısı Julio Ig- lesias da kaöldı. Bir süre önce beyin ameli- yaü geçiren ve saçlannı beyaza boyatan Tay- lor, deniz motoruv la geldiği Bey lerbeyi Sa- rayi'nda yapbğı konuşmada, Çeçenistan'da- ki çocuklara yardun etmek isteyenlerin ken- dilerine yardinıcı olmasını istedL Iglesias'ın şarküany la renklenen gecede, Zuhal Yor- gancıoğlu'nun defılesinin ardından yapılan açık artürmada saüşa sunulan 6 tablodan el- de edilen toplam 60 bin dolaıiık gelir, Çeçen çocuklar yerine Fatih Sokak Çocukları Eği- tim Merkezi Derneği'ne bağışlandı. (Fotoğraflar RELTERS-ÖZKAN GÜVEN) Hekimlerden acıklama 'Organ nakli konusunda bilgi eksik' İstanbul Haber Servisi - istanbul Onıver- sıtesı İstanbul Tıp Fakültesı'nde ikı gün ön- ce kalp yetmezliğınden ölen İbrahim Tü- fenk'in kornea dokusunun alınarak başka bır kişiye nakledilmesı, organ bulmada yaşa- nan sıkıntı ıle bilgı eksikliğini tüm yönleriy- le göz önüne serdi. Kandıra Cumhuriyet Sav- cılığı, Organ Nakli Yasası'ndan habersız bır şekilde yasal doku alımı ile ılgilı soruştur- ma başlatıp otopsi karan alırken, medyanın büyükbirbölümünün haberi "gözhırsıznğı'' olarak değerlendirmesi tıp camiasında üzün- tü yarattı. İstanbul Tabip Odası ile Türk Oftalmolo- ji Derneği üyeleri dün düzenledikleri toplan- tıda, Türk kamuoyunda organ nakli konusun- da yaşanan bılgı eksikliğini değerlendirdiler. Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türki- ye'de de organ bulmada yaşanan zorluğa kar- şın son derece yasal bir organ naklınin med- yada "organ hırsızlığr olarak değerlendiril- mesınden tıp camiası olarak büyük üzüntü duyduklannı belirten Türk Oftalmoloji Der- neği Komea Anabilım Dalı Başkanı Prof. Dr. Koray Akarçay şunlan söyledi: "Son operasyon söz konusu 2238sayıh'Or- gan ve Doku Alınması, Saklanması ve Nak- li Hakkında Kanun'a uygun olarak gerçek- leştirilmiştir. İşin en önemli yam isc\efat eden İbrahim Tüfenk'ten ahnan kornea dokusu sa- yesindc bir başka insanın görme şansına ka- vuşmuş olmasıdır. Tüfenk'ten alınan gözün ön kısmındaki 42 derecelik kınlma ortamı- na sahip savdam bir tabakadır. Yapılan ope- rasyonda göz küresinin alınması söz konusu değildir. Bu tabaka çocukluktan başlayarak iieriyaşlara kadarçeşitB nedenlerle saydam- lığını kaybedebilir. O zamanyapılacaktek şey öiüm sonrası 6 saat içinde alınacak olan kor- nea tabakasuun naklinden geçmektedir. Rah- metli İbrahim Tüfenk'e de ölünıünden son- ra bu işlem uygulanmışor." Ay nasıl oluştu? 4.5 milyar yıl önce Marstan 3 kez daha büyük birgezegen Dünya'ya çarpar DUNYA Bu çarpışmada ortaya çıkan / parçalar, Satüm'ûn , yörvngesindekirie benzer bir gaz diski oluştuniR DUNYA Gaz diski birteşerek katı "aycıklar" oluşturur. DÜNYA Bunlar giderek tek vücut haline gelip yörüngeye s- oturur. ~^s AY Dünyanın uydusu Ay t DÜNYA muştur. AFP grafık Yeni kuram 'Ay'ı doğuran çarpışma Çeviri Servisi - Amerikan Astronomi Birliği'nin yayımladığı bir rapora göre Ay, Dünya ıle Mars'ın üç katı büyüklüğünde dev bir gezegenin çarpışması sonucu oluştu. Çalışmalannı Apollo uzay aracının Ay 'dan getirdıği kaya parçalan üzerinde sürdüren Colorado Üniversitesi araştırmacılan, Ay'ın. yerkabuğunun üst tabakalanndan kopmalara yol açan bu çarpışmanın sonucunda oluştuğunu ileri sürdüler. Çarpışma teorisi pek çok bilim adamı tarafından kabul edilmekle birlikte, bu yeni teori çarpışmanın düşünülenden çok daha şiddetli olduğunu göstenyor. Colorado ekibinin çalışmalanna göre 4.5 milyar yıl önce henüz katılaşma sürecini tamamlamamış Dünya'ya yandan çarpan gezegen, yerkabuğunun üst tabakalanndan kopmalara yol açtı ve yörüngeye oturan bu parçalar zamanla katılaşıp birleşerek Ay'ı oluşturdular. Buna benzer şiddetli çarpışmalann Güneş sistemmin oluşumunda önemli bir rol oynadığını belirten bilim adamlan, gezegenlerin oluşumuna ilişkin bilinmeyen noktalann bu son teori ile aydınlandığını kaydediyor. SÖYLEŞİ .ATTİLA İLHAN ÇEVRE BAKANI İMREN AYKLT UN TAVRINA TEPKİ Bergama'da hukuk çiğneniyor • lzmir Barosu Başkanı Çetin Turan, Çevre Bakanı Imren Aykut'un, madenin kapatılması için Eurogold'a ricacı olmak yerine mahkeme kararlannı uygulamasını istedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Hukukçular. Bergama'da sıyanürle altm aranmasına ilişkin Danıştay ka- rannı "Madeni kapatmayı gerektir- miyor. Kapatmaya yetkim yok" dıye değerlendıren Çevre Bakanı İmren Aykut'u "hukuka saygısızuk" yap- makla suçladılar. lzmir Barosu Baş- kanı Çetin Turan. Aykut'un mademn kapatılması için Eurogold'a ncacı olmak yerine, mahkeme kararlannı uygulamasını istedi. Turan, Bakan Aykut'un Berga- ma'ya gidıp köylülerle görüşmeme- sini, ardından da konunun "kabak tadı verdigi'' açıklaması yapmasım bır hukukçu olarak yadırgadıklannı vur- gulayarak tepkisinı şöyle dile getir- dı• "\argı karan ile tesciledilmiş,ya- şama hakkını savunan insanlann bu uygarca ısranndan kabak tadı al- mak, yedi yıldır süren bu mücadele- nin hiçbir aşamasında davanuı hak- ülığına inanmamakla mümkündür. Danıştay 'ın kendisine kaparnıa yet- kisi vermediğiyolundaki sav unma da haksızdır. Danıştay. karannı anaya- sanın 17. maddesinde ifadesini bulan; 'Herkes yaşama, maddı ve manevı varlığını koruma, gelıştirme hakkj- na sahiptır' ve 56. maddesinde belir- tilen; 'Herkes sağlıklı ve dengelı bir çevrede yaşama hakkına sahiptır. Çevreyı gelıştirmek ve sağlığını ko- rumak. çevre kirlenmesıni önlemek devletın ve vatandaşlann ödevidır' yolundaki hükümlere dayandırmış- ür. Danıştay karannda; kullanılan si- yanür ve ortaya çıkacak diğer ağır metallerin çevre ve insan sağüğı için olunısu/etldleryaratacağuu,siyanü- rün toprağa, suya ve havaya kanştı- ğında her türlü canlı açısından za- rarlı olduğunu hükme bağlıyor.*' lzmir ÇevTe Hareketi Grubu avu- katlanndan Noyan Ozkan da anaya- sa ve yasalann çiğnendiğine dikkat çekerek Aykut'un son açıklamalan- nın aşağılayıcı ifadelerle dolu oldu- ğunu kaydettı. Baslon davasında tahliye Eurogold şırketının tesıslerinı ba- sıp. araç ve gereçlen tahrip, jandar- malara da hakaret ettiklen gerekçe- siyle yaklaşık bir aydır tutuklu bulu- nan 2 kışi tahliye edildı. Bergama Aslıye Ceza Mahkemesi 'nde görülen davanın dünkü duruşmasında mah- keme. sanıklann iyı hallennı ve sa- bit adresleri bulunmasını göz önüne alarak tahlıyelenne karar verdi. Ad- lıye önünde toplanan Bergamalılar duruşma sonrasında sanıklan alkış- layarak "Yaşama hakkımızı istiyo- ruz. Bergama insanıyla oynamasın- lar" sloganlan attılar. 'Müdafaa-i Hukuk', Kaldığı Yerden!.. Sahi yahu!.. Ülkemizde, bir büyük kulüp 'îarafta- n'ile, bir büyük parti 'taraftan' arasında, ne fark vardır? Ikısi de ateşlı, ikisi de 'takımına/partisine' lâf söy- letmez; ikisi de 'yıldızlanna/liderierine' körü körüne bağlı; gerekirse onun için elini ateşe sokabilir. Ben- zerliko mertebededir ki, nasıl 'hasta' bir 'Beşiktaş- //'takımını ezbere bilir, ama hangi tüzükle, nelere da- yanılarak, nasıl yönetildiğini bilmezse; çokluk, biz- deki 'hızlı' partili de, partisınin önde gelen liderlen- ni bilir, ama siyasi platformunu, hangi siyası ilkele- re bağlı olduğunu, öteki partiterden neden dolayı 'fark- //' olduğunu bilmez; ikisi de, 'gönül adamı'dır bun- lann, 'bağlılıklan'-belki 'bağımlılıklan'öemek\âzim- duygusaldır; o çok sevdiğim tâbirie söylersek, ikisi de 'inanç'a dayanırlar, 'bilinç'e değil! O zâlim oyunu hâlâ oynanm: höt höt öten, fazla 'fanatik' bir partili yakaladınız mı; damdan düşerce- sine soracaksınız:"- ...tam olarakpartinizin ekono- mik düzeyde, filan partiden farkı nedir?"; ya da, "- ... Atatürk llkeleri dilinizden düşmûyor, partinizin şu ya da bu politikasını, o ilkelerle nasıl bağdaştırabi- liyorsunuz?"; alacağınız cevap, ya bir 'lâf salatası' olacaktır; ya da ham hum şaralop! 50'li yıllar olabilir mi? Bir tarihte, partilerimizden birinin genel sekreteri Ege gezisine çıkmıştı; Izmir'e uğradı; ayaküstü cevap versin diye, beş soru hazır- layıp 'görevli' 'mL/^ab/r'legöndermiştim; (sıcakmüt- hiş, güneş ışığı, erimiş cam gibi asfaltlann üzerine ytğılıyor, ışımadan gözlerimiz kararmş) o, sorulan okur okumaz, bunlara 'ayaküstü cevap verilemeyeceği- ni' söylemiş; cevaplan, ancak ertesi gün gazeteye iletebilmişti; çunkü sorun gündelık politika düzeyin- de konmamış, 'ilkeler' tartışmaya alınmıştı; yaptığı işi o kadar önemsedi ki, 'Demokrat Izmir'de çıkma- sryla yetinemedi, aynı cevaplan parti organında da yayımlattı. Alt tarafı, 'inancı' değil, 'bilinci' zorlayan sorular- dı bunlar! Farkiarı nedir. kim biliyor? Acaba 'çetelesini' tutan olmuş mudur? 'Vatana ihanet', 'rejimiyıkmak', 'düzenibozmak'gibitüy- ler ürpertici suçlardan, ülkemizde kaç siyasi parti ka- patıldı? Eminim, iki elin parmaklannı aşacaktır; ken- di hesabıma, bir çırpıda dört beş 'sosyalist' parti sa- yabilirim. Demokrasinin istediğimiz kıvama geleme- yişinde, bunun hiç mi dahli yok? Ya da bütün siya- si partilerin, iki damla su gibi birbırine benzer olma- sında! Allah aşkına, elinizi kalbinize koyunuz; söy- leyiniz: Biri sözde 'sağcı' öteki 'sözde' solcudur ya, Ecevit'in Demokratik Sol Partisi'yle, Mesut Yıl- maz'ın Anavatan Partisi arasında, ne gibi 'çarpı- cı' bir fark vardır? Ya da CHP ile DYP arasında? Yahu, bunlann hepsi 'Soğuk Savaş' 'partileri' de- ğil midir? Hepsi yıllaryılı, Amerika'nın 'davuluna' oy- namamışlar mıdır? Şimdi de -koşullar ne olursa ol- sun- Yeni Dünya Düzeni'nin birer parçası, 'küre- selteşme'nin ve 'Özelleştirme'nin uygulama ara- cı olarak 'işlemiyoharmı?' Daha da ilginci, bu 'or- taklaşa' niteliklerini reddeden bir siyasi parti or- taya çıkacak olursa; hepsinin 'görüsü', o parti- nin 'düzene aykın' dolayısıyla 'tehlikeli' oldu- ğunda birleşmez mi? Yok canım, Refah Parti- si'nden söz etmiyorum; benim 'hicranım', hâlâ bi- rer 'öcü', vatan için birer 'tehlike' gibi gösterilmek istedikleri, sosyalist ve komünist partileridir. Peki, ne- den böyle oluyor? Sanınm bu 'muammanın' ipucu, Türkiye'nin 'sı- nrfsal' tablosurtda yatryor; iktidar, tek parti cum- huriyeti'nden bu yana, yönetimde hangi parti olursa olsun, 'bürokrasi-burjuvazi' için işlemiş- tir; o kadar böyledir ki bu, media, sendikalar, meslek kuruluşlan ve benzeri demokratik ör- gütter bile -gerçekte o sınıfsal yapının, 'siyasi top- lum'u tarafından gerçekleştirildikleri için- bu iş- leyişe itiraz etmez; ya da itirazlannı 'havanda su dövmekten' asla ileri götürmezler. Bır başka İzmir hatırası; yıne o kırpiklerinizi ter- den birbirine yapıştıran sıcak, avuçlanmızın izi, ya- zı masalannın kristallerinde kalıyor: Efes Oteli'nin lobisi görgüsüzturistler, 'hatırlı'İstanbul 'müşterile- ri'!.. 12 Mart Muhtirası'ndan sonra, ülkenin ümit bağ- ladığı bir parti lideriyle, başbaşa konuşuyoruz: Ona, 'demokratik' itiraz ve muhalefetin, rakibi saydı- ğı öteki partinin lideriyle bir 'demokrasi cephe- si' kurmak; ona paralel, yurt çapında 'süresiz' ge- nel grev uygulamakla gerçekleştirilebileceğini söylüyorum. Yüzündeki hayreti, hiç unutmam! Hem şaşırmış, hem de basbayağı irkilmişti. De- mokrat bir ülkede 'âdiyattan' sayılması icabeden bu siyasi eylem programını 'dehşet verici' bulu- yordu. O, 'bir dergi çıkarmak'tan yanaydı, 'aylık bir dergü' Oysaihtiyacımız, bu 'demokrasi anlayışının' -yok- sa 'anlamayışının' mı demeliydim- değişmesıdir! Soğuk savaştan 'sâbıkalı'... Şu anda Türkiye'de kaç sosyalist parti var, kim biliyor? lyi kötü kendi yağlannda kavruluyor. Mahkemeler, sorgular, suçlamalar arasında varlık- lannı sürdürmeye çabalıyorlar? Hepsinin, en azın- dan çoğunun 'ideolojisi' işçi sınıfının 'ideolojisi'û'vr, çoğu, gücünü 'emekçiden' aldığını söyler; 40 ka- ranlığından beri, ciddi bir işçi kuruluşunun sos- yalist partilere el uzattiğını, onlarla güçbirliği yaptığını görmedim; öteki partilerle gizli işbirli- ğine girer, 'askeri müdahaleler'de cuntayı ilk kutlayan taraf oluıiar. Peki DİSK ve TİP dıyecek- siniz. Tek sağlıklı gelişme oydu. onun da Genel-iş 'operasyonu' ile nasıl, CHP'ye kaydınldığını, unut- muş olamazsınız! Bu bakımdan, Türkiye'de 'sosyal sınıfların mevcudryeti', bugün eğer Devlet Istatistik Ens- titüsü'nün verdiği rakamlarla bile kanıtlanabile- cek bir 'netiiğe' kavuşmuşsa, artık 'siyasi parti- ler'in 'sosyal ve siyasal' köken ve projeksiyon- lannın, 'sınıfsal' 'doğrultuda' olması kimseyi şa- şırtmamalı, bunun 'demokrasinin' olmazsa olmaz bir koşulu olduğu, herkesin kafasına yatmalıdır. Türkiye'de ıktidara oynayan partilerin hepsi, 'so- ğuk savaştan sâbıkalı; DİE'nin saptadığı, -o kafa ba- şına geliri 5 bin dolarla 25 bin dolar arasında deği- şen- yüzde yirmilik nüfusun 'temsilcileri'! Türki- ye'nin geleceği, ancak onların karşısına, geriye kalan yüzde seksenin çıkarlarını savunabilecek yeni bir kuruluş çıkarmakla 'demokrasiye' dö- nüştürülebilir; demek kı iş, işçi konfederasyonlan, sosyalist partiler, esnaf ve köylü kuruluşlan, kadın dernekleri, öğrenciler; bir de -halkımızın tarihi refleks yeteneğinin işareti sayabileceğimiz- ADD gibi, Ku- va-yı Milliye Kurultayı gibi örgütlerin üzerinde bir- leşeceği, Müdafaa-i Hukuk platformunda bir 'Halk Cephesi'ne kalıyor. Gâzi de böyle düşünmemiş miydi? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htJm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle