04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Fotoğrafçı, ressam, Picasso'nun 'Baudelaire'imsi efsanesi' Dora Maar 89 yaşındaydı Picasso'nıın 4 Aglayan Kacbıri öldüKûltûrSenisi- Fotoğrafçı, ressam ve 1930 ile 40"lı yıllarda Picasso'nun uzat- malı sevgilisı olan Dora Maar 16 tem- muz çarşamba günü Paris'te öldü. Dora Maar. Picasso'nun "Baudela- -ire'imsi efsanesi"ydi; Fransızca, İspan- yolca ve Sırpça konuşan, profesyonel fotoğrafçılık yapan, önemli akademiler- de resim egitimi görmüş olan bu ente- lektüel kadın. Pablo Picasso'nun yaşa- mında önemli değişikliklere yol açtı. Dünyada olup bitenleri yakından izle- yen Dora Maar ile birlikte, Picasso'nun sanatında yenı bir sayfa açıldı. Picasso artık politikayla ilgilenmeye başladı. Bu açıdan Dora Maar, Picasso'nun Ispan- ya Iç Savaşı'nı konu alan efsanevi res- mi "Guernka"nın gerçekleştirilmesin- deki başlıca etken olarak tanınır. 8 yıl sürenfirtınalıberaberük Fransız bir anne ile Slovak bir baba- nın çocuğu olarak dünyaya gelen Dora Maar, çocukluğunun büyük bir bölümü- nü babasının işleri nedeniyle Fransa ve Arjantirfde geçirdı. Önce Andre Lhote Atölyesi"nde, ardından Paris Belediye- si Fotoğrafçılık Okulu'nda güzel sanat- lar ve fotoğrafçılık eğitimi aldı. 1920'nin sonlannda ünlü fotoğraf sa- natçısı Henry Cartier-Bresson ve Pier- reKeferiletanıştı Bu üçlünün ortak ça- lışmalan. Maar 1935 yılında Picasso ile tanışıncaya dek sürdü. Ressamın yaşa- mına bir anda giriveren Dora Maar, Pi- casso'nun aşklan Marie- Therese ile Françoise Gilot arasında yaşadığı çeliş- kili bir dönemde, onun sanat yaşamına yeni bir boyut kattı. Aralanndaki ilişki, 1943 yılında sona erdi. Sekiz yıl süren bu fırtınalı beraberlik boyunca, Maar- Picasso ikilisi pek çok ortak sanatsal et- kinlikte bulundular. 16 temmuzda, 89 yaşında yaşama gözlerini yuman Dora Maar ile Picasso Dora Maar'ın portresi, 1937. bir zekânın birleşimı bır kadın olarak göze çarpıyor. Dora Maar, işte bu fark- h görüntüsünün yanı sıra sahip olduğu kültürel birikimi ve zekâsıyla Picas- so'nun başını döndürmüştür. O sıralar, Georges Bataille ile sık sık görüşen ve Paul Eluard'a yakınlığı ile tanınan Ma- ar, fotoğrafçılara poz verdiği bir döne- min ardından, onlann önerisine uyarak kendi kişisel fotoğraf stüdyosunu açma- ya karar verdi. Dora Maar, Picasso'nun ünlü yapıtı "Guernka"nın gerçekleştirilmesinin tüm evTelerinın fotoğraflannı çekti. Pi- casso'nun bu ayncalığı tanıdığı tek fo- toğrafçı Maar'dı. Dora Maar, Picas- so'nun etkisiyle zaman içinde fotoğraf- tan uzaklaşarak resim sanatına yöneldı. Hatta bu nedenle, 1936 yılında Bresson. Capa ve Namuth ile birlikte, iç savaşı görüntülemek için Ispanya'ya gitmek- ten vazgeçti. 1937 yılından itibaren re- simlerinde tamamen Picasso'nun etkisi- ni taşıyan Maar, ünlü ressamın da bir portresini yaptı. 1943'te Picasso'dan aynlan Dora Maar, 19501i yıllarda kendi portresinin önünde. Ölümüne dek valnizdl icasso'nun yaşamında önemli değişikliklere yol açan Dora Maar, ünlü ressamın İspanya İç Savaşı'nı konu alan 'Guernica'nın gerçekleştirilmesinde başlıca etken olarak tanınır. Picasso, Dora'yı pek çok kez resmetti ve onu betimleyen en ünlü tablosunu 1937 yılında yaptı. Paris'teki Picasso Müzesi'nde bulunan portrede, kültürel birikimi ve zekâsıyla Picasso'nun başını döndüren Dora Maar, kırmızı ojeli parmaklanyla sofistike bir inceliğin ve keskin bir zekânın bileşimi bir kadın olarak göze çarpıyor. arasındaki 26 yıllık yaş farkı, zaman za- man bazı sorunlara neden oldu. Sevgi- lilerin arasındaki bu yaş fariu, kimi za- man ressamın tablolanna da yansıdı. 1 Ağustos 1936 tarihli bir tablosunda, arkada, yaşlı bir adamın, dizlerinde ya- tan bir köpeğe kapanmış bir halde dur- duğu bir kapının önünde, yolculuğa çık- maya hazır genç bir kadın, Dora Maar göze çarpar. İşte bu resminde Picasso. Dora'nın gençliğiyle kıyaslandığında kendisinin hissettiği yaşlılık duygusu- nun bir tür dışa vurumunu yansıtıyordu. Bu tabloda görünen köpek de büyük an- lam taşır. Çünkü ünlü ressamın 2. Dün- ya Savaşı öncesi ve savaş döneminde vazgeçemediği iki modelden bin Dora Maar, diğeriyse Afgan köpeği Kas- bek'tir. Picasso, Dora'yı pek çok kez resmetti ve onu betimleyen en ünlü tab- losunu 1937 yılında yaptı. Paris'teki Pi- casso Müzesi'nde muhafaza edilen bu portrede. genç kadın hem çok renkli hem de çok çarpıcı renklerle belirir. Tab- lonun tamammı kapsayan portresinde Dora Maar, kırmızı ojeli uzun parmak- lanyla sofistike bir inceliğin ve keskin Picasso'nun en ünlü resimlerinden "Ağlayan KaduTa gelince: Picasso, Do- ra'yı aslında ağlarken hiç görmedığini, bunu yalnızca hayal ettiğini söylemişti. 1937 yılmın Ekim ayında tamamladığı "Ağlayan Kadın"ın, Dora Maar' ın port- resi olduğu şüphe götürmez ama, resim- deki temel içerik iç savaş tehlikesine maruz kalmış olan Ispanya'nın acısıdır. 1943 yılında, Picasso'dan aynldıktan sonra yaşama küsen ve kendini evine kapatan Maar, kübist gelenekte resim- ler yapmayı sürdürdü ve ölümüne dek yalnızlık içinde yaşadı. Sanatçının yakın dostlanndan James Lord. "Picasso 51- dükten sonra Maar için Tann'nın ya- nından başka gidecek yer kalmamıştı" dedı. 'Therapy?' ülkemizdeKültür Servisi - 1990'lann başanlı gruplanndan 'Therapy?', organizasyonunu Major Müzik'in üstlendiği iki konserle Türk izleyicisinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 1991 yılında Wiijaplak şirketinden çıkan "Bom in a Crash" isimli ilk albümleriyle müzık dünyası için "yaratıcılık" anlamında yeni bir dönem başlatan grup, daha sonra A&M plak şirketine transfer oldu. Bu şirketın yapımcılığını üstlendiği ikinci çalışmalan "Nurse" yılm en iyi otuz albümünden biri seçildi ve 'Therapy?'nın müzik dünyasındaki yerinin netleşmesini sağladı. Üstün konser performanslan ve ılgınç sahne şovlan ile hayranlannı görsel açıdan da tatmin eden grubun 1994 yılında çıkardığı "Troublegum" isimli albiim bır yıl içerisinde tam yanm milyonluk bir satış rekoruna ulaştı ve Mercurv Music ödülüne aday gösterildi. Daily Telegraph'tan Castle Donnington'a değin bırçok gazetenin hakkmda oldukça olumlu eleştiriler yaptığı 'Therapy?'nin son albümü "Inferaal Low" Türkiye'de de yoğun bir dınleyıcı kıtlesınin beğenisıni kazandı. Dört haftada tamamlanan bu albümle grubun müzikalite anlamında en olgun dönemine ulaştığını söylemek mümkün. Şu günlerde hazırlıklannı sürdürdükleri son çalışmalannı eylül ayında piyasaya çıkardıktan sonra geniş kapsamlı bir turne programına başlayacak olan grubun ilk durağı Türkiye. Bugün dünyanın en önemli rock ve ındie gruplanndan birisi olarak kabul edilen 'Therapy?' ülkemizdekı ilk konserinı 3 ekımde Ankara Saklıkent'de gerçekleştırecek. Grubun Istanbullu dinleyicilerle olan randevusu ise 4 ekim cumartesi günü Bostancı Gösten Merkezi'nde. Türkiye'ye sinemayı tanıtan ldm? BEHZATÜSDİKEN Sinemanın dünyada başlangı- cı bilindiği gibi, Auguste ve Lo- uis Lumiere kardeşlerin icat et- r tikleri 'Cinematographe' ile. ilk 'kez Paris'te yaptıklan ilk göste- rimle gerçekleşmişti. Her ne kadar. Thomas Alva Edison'un (1847-1931) ilk gös- terimini bu tarihten çok önce 14 Nisan 1894'te kendi yapımı olan "Kinetoscope" ile Nevv Y- ork'ta (1155 Broadvvay) gerçek- leştirmişse de, gerçek ilgi, Lu- miere kardeşlerin gösterimin- den sonra başlamıştır. Ülkemizde ise "Cinematog- raphe", "Cinevitagraphe" ve bunlann benzeri bir sürü sinema gösterim aracının Türkiye'ye girdiği kesin, bunlann çeşitli ki- şilerce de süreç içinde kullanıl- dığı belirgindi. Ancak bu öğeler hakkında ge- niş bir kaynak veya yeterli bilgi bulunamıyordu. Örneğin: Galatasaray'da bu- lunan Sponeck Birahanesi'nde 16 Ocak 1897 tarihinde yapılan ilk gösterimin Sigmund VVein- bergtarafından geTçekleştırildi- ği, daha sonra Odeon Tiyatro- su'nda bu gösterilere devam edildiği, arkasından Pera'da başlayan bu gösterimlerin İstan- bul tarafına geçerek Fevziye Kı- raathanesi'nde de süregeldiği biliniyordu. Ülkemizde. ilk gösterimi (a- ma yalnız gösterimi) gerçekleş- tiren Sigmund Weinberg'in ya- şamı hakkında bazı bilgilerin aktanlması zorunluluğu vardır. Yaşamı hakkında pek fazla bil- ginin olmadığı Weinberg'in özellikle doğumu ile ilgili bir kaynak bulunamıyordu. Aynca 1. Dünya Savaşı içinde ülkeyi terk ettiği söyleniyor ve bir da- ha da geri dönmediği kabul edi- liyordu. Uzun araştırmalardan sonra. bütün bu suallere yanıt verebi- lecek bir kaynağa eriştim. Hem de resmi ve tasdikli bir kayna- ğa. Bu kaynağa göre, Sigmund Sigmund \Veinberg VVeinberg 1868 yılında Roman- ya'nm, Galicia yöresinde doğ- muştu. Babasının adı ise İsrail Weinberg idi. Ticari hayatına, 1889 yılında. yani 21 yaşında iken, özellikle; fotoğraf maki- neleri ve bunlann malzeme ve aksesuvarlannın satımı ile baş- lamıştı. İlk ışyeri: Yüksek Kal- dınm 28 numara ıdı. Burası Ga- lata smırlan içinde olduğu için, Pera'ya değil Galata'ya bağlı i- di. Weinberg'in sinemacılığı Süreç içinde, VVeinberg işye- rini, yukanya Teke Yolu üzeri- ne ve Kule Kapısı sokağının he- men köşesine taşıdı. İlk film gösterimi Sponeck salonunda gerçekleştiği dönemde, VVein- berg hâlâ burada çalışmalannı sürdürüyordu. Ancak, 'Pathe Film" temsilci- liğini aldığında, bu kez işyenni, Grand Rue'de Pera üzerindeki 467 numaraya taşıdı. Bu yer, ön- celeri 'Levant Herald' gazete- sinin. hem irtibat bürosu hem de redaksiyon ofisi idi. VVeinberg buradan aynldıktan sonra da. buraya önce 'Mondi- al', daha sonra da, bugüne kadar yaşayan 'Hachette' kitabevleri yerleşti. Yalnız, VVeinberg. 'Pat- he Film' temsilciliğini almadan önce, 'Pathe' Phonographe ve Vibraphone'lannın temsilciliği- ni almıştı. Bunun için de, 467 numara- nın dışında, Grand Rue de Pera üzerinde bulunan ve çok eski- den beri, şarap ve likör ıthalatı ile satımını yapan Jerome Auzi- ere'in, yerini de devir almış ve özellikle "Phonographe ve Vîb- raphone" ile aksesuvarlannın satışını buradan yapmayabaşla- mıştı. Bu yer de, gene Grand'Rue de Pera üzerinde ve hemen gözlükçü Verdoux'ya bi- tişikti. Weinberg, Pathe sinemasını açmış (Amphi Tiyatrosu- Asri Sineması-Modern Sinema-Ses Sineması ve en son Komedi Ti- yatrosu olan, Meşrutiyet Cad- desi üzerindeki bina-1958'de yıktınldı) ve buraya, Pathe Kar- deşler firması ile yapılan anlaş- ma gereği, yalnız 'Pathe Film' temsilciliğini taşımıştı. Bu sinemanın el değiştirme- sinden sonra Weinberg bu kez Cine- Palace'ı açmış ve çahştır- maya başlamıştı. Ancak 1. Dünya Savaşı'mn başlaması ve Polonya uyruklu- lann ülke dışına çıkanlması ne- deniyle buradan aynlmış ve bir süre ortada görünmemişti. (Ro- manyalı olmasına karşın Polon- ya uyruklu olduğundan.) 1925 yılında, VVeinberg, ye- niden ortalarda görünmeye baş- ladı. Herhalde "sinemacdık" tutkusunu içinden atamadığın- dan, gene bir sinemanın işlet- mesini yüklendi. Bu sinema Grand Rue de Pe- ra üzerinde ve 162 numarada- ki Orientaıu Sineması idi. Bu sinemayla ilgilenen Sig- mund VVeinberg. ön cephesi ahır olan binayı Orientaux Sinema- sı 'na dönüştürdü. İşte bu iki ye- ri de birden devralan VVeinberg, 'Şark Sineması ve mağazasını' 1925 yılının başlannda açtı. O dönem telgraf adresi: VVeinberg Film. Telefon numarası da: Pe- ra 2010 idi. VVeinberg Türki- ye'ye döndükten sonra ilk işye- rini burada açmıştı. Aynca, Andriemenos fotoğ- rafçı, yerini devir alan VVein- berg, o da 1889 yıhndan bu ya- na, her zaman ve her işyerinde, fotoğraf ve film makineleri ile malzemeleri ithalini ve satımı- nı yapan biri. Aynca 1924 yılı- nın sonlannda yayımlanan, si- nema ile ilgili bir raporda Sig- mund VVeinberg'in adı, sinema filmleri ithalatçısı ve satıcısı olarak listede görülmekte. Vafiadis'in sorusu Gelelim Vafıadis olayına: NijatOzön. eserinde şöyle ya- zar: 1895-96 (1895 Ekim-18'96 Şubat arası) Istanbul'un ünlü fo- toğrafçılanndan Vafiadis. Lu- miere kardeşlerden "Cinema- tographe" konusunda bılgı iste- di. Bu açıklama George Sado- ul'un yapıtma dayanır. Altı cilt- lik 'Histoire Generale du Cine- ma' yapıtının 1. cildi olan "L'In- vention du Cinema -1832- 1897"nin, ekler bölümünde ve bu ekin notunda bulunmaktadır: "Ekim 1895 ile 17 Şubat 1896 tarihleri arasında birkaç kişi, CH nematographe almak için veya bu aletle ilgili bilgi almak için müracaat ettiler." Burada dikkat edilecek husus özellikle "Vafîadisr> in ne sordu- ğudur. Bu bilinmemektedir. Çünkü müracaatın şekli belli değildir. Bu bakımdan, Vafi- adis'in adının geçmesinin, gös- terimle ne ilgisi var? Vafiadis, bir mektup yazmış olabilir. Ancak. Jacques Ritta- ud-Hutinet adlı yazar tarafından derlenmiş: "Auguste et Louis Lumiere" Correspondances 1890-1953 adh yapıtta. maale- sef Vafıadis'in adı ve mektubu yok. Bunakarşılık, Türkiye'den. Lumiere kardeşlere mektup ya- zan, hem de iki kez yazan ve kardeşlerden de cevap alan 'Di- radour' adlı kişi ve onun firma- sı vardır. Diradour ilk mektubu- nu 30 Eylül 1895 tarihinde yaz- mış, yanı ilk gösterimden (Pa- ris'teki) tam tamına üç ay ön- ce... Gerçek isim: Diradour Aynca, Türkiye'deki bir der- gide de Cinematographe ile il- gili bir makale yazmış. Louis Lumiere 7 Ekim 1895 tarihinde verdiği cevapta hem bu hususu belirtiyor ve hem de bu makaleyi yazdığı için kendi- sine teşekkür ediyor. tkinci mektuba verilen yanıt ise, 23 Kasım 1896 tarihinde ve yanıtı veren Auguste Lumiere, 1 numaralı not içinde ise, aynen şu ibare var: "Türkiye'ye Cine- matographe'ı tanıtan adam, Di- radour". Bu durumda. sinemayı "Tür- ldye"de tanıtan ne "VVeinberg" ne de "Vafiadis". "VVeinberg" ilk gösterimi yapmış, ama "Va- fiadis" kim? Gelelim Diradour'a. "Dira- dour" sinemayı Türkiye'de tanı- tan gerçek isim. Bahçekapı 8 numarada fotoğraf makineleri, fotoğraf malzeme ve aksesuvar- lannı satan bir ticari mümessil ve toptancı. A>Tica Arabacılar sokakta bir de atölyesi var. Kendisi gerçekten fotoğrafçı- lık da yapıyor. Bunu belgeleyen husus da Lumıere'lere yazdığı mektuplarda var. Bugüne kadar, bilinen peşin bir yargıyı bu mektuplar yıkı- yor. VVeinberg ilk gösterimi ya- pıyor, yapıyor da, sinemayı Tür- kiye'de tanıtan kişi Diradour olarak değişiyor. Artık ve bu ka- mtlardan sonra VVeinberg yalnız gösterimlere soyunmuş oluyor. Sinemayı tanıtmaya değil. Saraydan Kız Kaçırma Internet'te SALZBURG (AA) - Dünyanın en büyük mü- zik dehalanndan biri olan Avusturyalı besteci Ublfgang Amadeus Mo- zart'ın (1756-1791 r Sa- raydan Kız Kaçırma' operası.dijital seslendir- me yöntemiyle Inter- net'te. Salzburg doğum- lu ünlübestecinin opera- sının dünya bilgisayar ağındaki prömıyen. 'Salzburg Yaz Festivali' kapsamında gerçekleşti. Geleneksel festivalin muhafazakâr yapısını ta- mamıyla dünyaya açan ve Internet yeniliğinde emeği geçen en önemli isimîerden biri olan Avusturyalı genç besteci Peter Valentin, 'Saray- dan Kız Kaçırma' opera- sını bilgisayar için yenı- den yarattı. Operanın partisyonunun her nota- sı. seslerden klasik alet- lere kadar analog tonlara dayalı olarak elektronik şekilde üretildi. K.lasik müzik çalgıla- nnın sesleri modülasyo- na sokularak sunulan ün- lü eserin yapımcılan, Mozart'ın yapaylaştın- lıp yapıtına zarar veril- mış olabileceği kuşkula- nnı kesin bıçimde gıder- mek için kısa birer ko- nuşma gerçekleştirdiler. İlk kez 16 Temmuz 1782'de üstün bir başa- nyla sahnelenen 'Saray- dan Kız Kaçırma' opera- sına, geleneksel olarak her yıl yer veren Salz- burg Festivali'nin yönet- meni 'Gerard Mortier' de Internet projesine des- tek verenler arasında. Salzburg 'daki sahnede televizyon ve bilgisayar ekranlanyla yapay gö- rüntülerle sahneye geti- rilen opera sanatçılan, korsanlar tarafından ka- çınlan ve Topkapı Sara- yı'nda tutulan üç kız ar- kadaşın öyküsünü can- landınrken, dijital çağ ekranında onlar birden- bıre ortadan yok olup karmaşık bir ağın içinde insan vücudundan çıkıp bilgisayar sayılanna dö- nüşme tehdidi altmda saklanıyorlar. Bir elekt- ronik posta notu ise In- ternet izleyicisine, onla- nn nerede olabilecekleri- ne dair ipucu veriyor. Öykünün kahramanı Belmonte, Mozart'ın gerçek hayattaki kansı- nın adaşı olan Konstan- ze'yi kurtarmak için yo- la çıkıyor. Placido Domingo Hırvatistan'da • Kühür Servisi - Dünyanın en önemli üç tenorundan bin olan Placido Domingo. Hırvatista'nın 700. kuruluş yılı kutlamalanna katılarak 12 ağustos tarihinde bir gala konseri verecek. Eski Yugoslavya topraklannda bir konser verecek olan Domingo böylelikle Slovenya'da bir konser veren Pavarottı ile Bosna'yı ziyaret eden Jose Carreras'ın izinden ilerlemiş olacak. Ali Toy'un hat sergisi sürüyor • Kültür Servisi - Selçuklularla başlayıp Osmanlılarda gelışerek devam eden hat sanatı usta-çırak ilişkileriyle günümüze kadar ulaşmıştı. Geçmışte hatlanyla ünlü olan tstanbul bu özelliğıni sürdürme çabası içinde. Hat sanatçılanmızdan Ali Toy ise Elif Sergi Sarayf nda düzenledıği hat sergısınde klasik eserlerinin yanında yeni tarz modem hatlanna da yer venyor. 1960 yılında Kütahya'da dünyaya gelen sanatçı İTU Mimarlık Fakültesi'nı bıtirdikten sonra restorasyon eğitimi aldı. Daha sonra hat dersleri alan sanatçı yurtiçi ve yurtdışında birçok sergıye katıldı, 9 şahsi sergi açtı. Sanatçı aynca uluslararası 3 yanşmada 5 ödül kazandı. Toy'un sergisi 12 ağustos tanhine dek görülebilir.(212- 236 15 74) Michael Jackson'ın Kuzey Afrika konserleri • Kültür Servisi -Michael Jackson'ın 6,12 ve 15 ekim tarihlen arasında Kuzey Afrika'da üç konser vermesi bekleniyor. Bütün dünya çapında 121 mılyonalböm satan Jackson, geçen yıl haziran ayında gerçekleştirdiği kısa bir Kuzey Afrika ziyaretinın ardından bu ülkede konser düzenlemeye karar vermişti. Sanatçı 1993 yılında da 'Dangerous' albümünü çıkardıktan sonra da bu ülkede iki konser programı yapmış ancak konserler son dakikada iptal edilmişti. Jackson geçen yılki ziyareti sırasında ise havaalanmda "Evime geldim" diye bır açıklama yaparak Nelson Mandela'nın doğumgününe katıldı. 11. Dünya Ormancılık Kongresi Antalya'da • Kültür Servisi - Çevre ve orman sevgisinin yaygınlaştınlması, doğayı tehdit eden tehlikelere dikkat çekilmesi düşüncesiyle. Dünya Ormancılık Kongresi sosyal etkinlikleri çerçevesinde 14-21 günleri arasında video fılın gösterimleri düzenlenecek. Video fılmler. kongre sitesi içerisinde ve Antalya'nm merkezi yerlerindeki salonlarda kongre katılımcılanna ve halka açık olarak sergilenecek. Kongreye katılacak yapıtlann konusu 'Ormancılık ve Çevre" olarak sınırlı. 30 dakikayı geçmeyen yapıtlann 01-01 1993 tarihinden sonra çekilmiş olması gerekiyor. Belgesel nitelikteki yapıtlar VHS bantlara Pal Secam sitem olarak kaydedilirken en geç 31 ağustos tanhine dek XI. Dünya Ormancılık Kongresi Sekretaryası, OGM Gazi Tesisleri No 1 Ankara adresine gönderilmesi istendi. (0-312-212 49 65) Al-Yavahiri öldü • Kültür Servisi - Iraklı şair Muhammed Mahdi Al- Yavahiri geçen pazar günü 94 yaşındayken öldü. 1907'de Irak'ın güneyınde dünyaya gelen şair, 1960 yılında Damaskus'a yerleşene dek Prag'da yaşamını sürdürdü. Hayattayken gazetecilik ve öğretim üyeliği de yapan Al-Yavahiri, en önemli klasik Arap şairlerinden biri sayılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle