Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı ürhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatöru Hikmet
Çetinka\a 0 Yazıişlen Müdürlerı
IbrahimYıidız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
# Haber Merkezı Müdurü. Hakan Kara
# Gorsel Yonetmen Fikret Eser
D15 Haberler Şinasi Danışoğlu # İstıhbaraf
Cengiz Y ıldınm 9 Kultür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler
Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah Yazıcı
9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge
Edibe Buğra9 YurtHaberlen MehmetFaraç
Yayın Kurulu İlhan SeKuk 1 [iijkan ı.
Orhan Erinç, Okta\ Kurtböke.
Hikmet Çetinka> a, Şüknuı Soner.
Ergun Bakt. Dûıç Ta\anç, tbrahim
\ ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balba\. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balba\ 9 Haber Mudunı Doğan
Akın Ataturk Buhan No 125. Kat.4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 C hat). Faks-4195027 9 tzmır Temsılcısı
Serdar Kızık, H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks
4419117 9 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inonü Cd
119 S No 1 Kat 1. Tel: 363 12 11, Faks-363 12 15
Koordınator Vhntet Koruban 9
Muhasebe Bülent Yener 0
ldare Hüse>ınGürer01şletme
ÖnderÇeük0BıIgı-lş!em Nail
İnal 9 Bılgısavar Sıstem
Mürüvet Çüer
MEDVA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Oenel Mudur Gûlbin
Erduran 0 Koordınator Reha
Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 0
7
53 -
513958O-513S46O-61.Faks 5138463
^ a\ınıla>an >e Basan: Yenı Gan Haber \ ansı. Ba&ın \c Yaunc.hk A Ş
Tun.cc3g!Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist PK 246 tstanbul f el (0 2121 512 05 05 120 hall Faks (0 212)513 85 95 21TEMMUZ1997 tmsak:3.51 Güneş: 5.43 Öğle: 13.18 tkindiP.13 Akşam: 20.39 Yatsı: 22.22
'İlaçtan KDV
alınmasın'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Eczacılar
Bırliğı Genel Başkanı
Mehmet Domaç. ilaçta
katma değer vergisı
(KDV) oranlannın
yükseltilmesı yönündeki
hazırlıklara tepki
gostererek temel ihtiyaç
maddesi olan ilaçtan KDV
alınmaması gerektığini
söyledi. Domaç, dün
yaptığı yazılı açıklamada,
birçok Avrupa ülkesınde
ilaçtan KDV ahnmadığını
da anımsattı.
Fabrikada
patlama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ostim'de bir
yemek fabrikasında.
sanayi tüpünden çıkan gaz
sızması sonucu meydana
gelen patlamada. 4 işçi
yaralanırken Rıza Rad
Abban adlı ışçı yaşamını
y itırdi. Ostim Örnek
Sanayi Sitesi 13
numaradakı Anteplı Alpler
Self Ser\ is Yemek
Fabrikası'nda sabah
saatlerinde sanayi
tüpünden gaz sızması
sonucu patlama meydana
geldı. Patlama sonucu ağır
yaralanan Mustafa
Gürbüz. Kamber Dogan.
Dursun Koçaker ve Veli
Özdemir Ankara Numune
Hastanesi'ne kaldınldı.
Memurlar yemin
edecek
• ANKARA (AA)-
Mılletvekillerinden sonra
dev let memurlan ile diğer
kamu göre\ lılenne de
yemın zorunluluğu
getınliyor. Devlet Personel
Rejımı'ni yeniden
düzenleyen ve ilgili kamu
kuruluşlannın görüşüne
sunulan kanun taslağmda,
memurlar \e diğer kamu
göre\ lilerinın ödev ve
sorumluluklan bölümünde
"Sadakat" başlığı altında
yemin edilmesı
uygulamasına da yer
verildi.
Enflasyon-şiddet
ilişkisi
• ANKARA (AA)-
Enflasyon arttıkça aile içi
şiddetın de arttığı
belirlendı. Başbakanlık
Aile Araştırma Kurumu
Başkanlığı'nca
gerçekleştırilen 'Enflasyon
ve Aile' adlı araştırmaya
göre aile ıçindeki
tartışmalann yüzde 4'üne
enflasyondan kaynaklanan
ekonomik şartlar neden
oluyor. Enflasyondan en
çok etkilenen ailelerin
yüzde 12.1'inde baba ile
çocuk arasında fiziksel
şiddetı ıçeren tartışmalar
yaşanıyor ve çocuklann
yüzde 57.1 "i de bu yüzden
okullarını terk ediyor.
Göreme'de
evlilik
• NEVŞEHİR
(Cumhurijet) - Kapadokya
bölgesınin merkezı
konumundaki Göreme
kasabasında son on yıl
içinde 32 genç, yabancı ile
evlendı. Özellikle ev
pansiyonculuğu yapan
bekâr gençlerin. başta
Hollanda, Almanya, Yeni
Zelanda. Amerika, Fransa
olmak üzere dünyanın
çeşitli ülkelerinden gelen
genç kızlarla hayatlannı
birleştirdikleri belirtildi.
Göreme Turizmciler
Derneğı Başkanı Osman
Tan. "Böyle giderse 2010
yılında dünyanın değişik
ülkelerinden yöremıze
gelin olarak gelen turist
sayısı 70'i bulacak" dedi.
Hedef 21 çocuk
• NEVV YORK (AA)-
Israilli 17 çocuk annesi bir
kadının bu kez dördüzlere
hamile olduğu bildirildi.
Amenkan gazetelerinde
yer alan habere göre.
Hitam adlı 35 yaşındaki
kadının kocası Munim
Daubshe 'mutlu haben"
alınca şok geçirdi.
Dördüzlere Ibranicede
"barış" anlamına gelen
Shalom. öldürülen eski
IsrailBaşbakanı Rabin'e
izafeten Izak. Ürdün kralı
Hüseyin'den ötürü
Hüseyin \ebaşkan
Clinton'ı anımsatması için
Bill adının verileceği
bildirilıvor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yasalara ve mimarlığa aykın uygulamalar içinde
Köşlderde 'projesiz' restorasyon• TURİNG'den
devralınan köşk ve
kasırlarda koruma
kurulu kararlanna
aykın uygulamalar
yapan belediye.
inşaat ihalelerini de
onaysız projelerle
sürdürerek yasadışı
hakedişleri usulsüz
ödemelerle
karşılıyor.
OKTAY EKtNCİ
Boğazıçi'ndeki saray
bahçelenni ve korulukla-
n süsleyen tarihı köşk ve
kasırlar, yasalara göre 'çif-
tekoruma'altındalar. 2863
Malta Köşkü'nün çev resini bile açık otopark haline getirebilen belediye, bu tutumuyla sanki yeraltı otoparkını 'haklı gösterecek' bir görüntü yaratmak istiyor. (E RZADE ERTEM)
sayılı Koruma Yasası'na göre, Koruma
Kurulu'nca onaylı bir proje olmadan bu
parklara \e bınalara müdahale edile-
mez. 2960 sayılı Boğaziçi Yasası'na gö-
re ilave bina \e yoğunluk arttıncı her-
hangı bir düzenleme yapılamaz...
Yasa koyucu. bu koruma kurallarını
'denetleme' görevini ise 'belediyeye'
vermiş. Tanhi bahçe v e koruluklarla bir-
lıkte köşk \e kasırlann çoğu 'öngörii-
nüm' bölgesınde bulunduğundan. bura-
lardakı 'imarve koruma disiplinini' sağ-
lamak da Büyükşehir Belediyesi adına
yetkili olan Boğaziçi İmar Müdürlü-
ğü'nün sorumluluğu altında...
Bu yasalar ve sorumluluklar 'yürür-
lükte' olmasına rağmen İstanbul Bü-
vükşehır Belediyesi yaklaşık 2 yıldır
aynı bahçe v e koruluklardakı tarihi köşk-
lere 'kaçak olarak
1
müdahale ediyor.
Koruma Kurulu'ndan onaylı proje olma-
dan I. grup tanhi bınaları 'restore'l!)
ederek 2863 sayılı yasaya göre 'suç' ış-
lerken. saray bahçelerine v e parklara da
'kaçak mescitler' ınşa ederek 2960 sa-
yılı yasayı açıkça Mhlal' ediyor. Cstelık
yıne Koruma Kurulu'nun bu hukuk dı-
şı tarih ve doğa tahnbatına karşı aldığı
'suç duyurusunu' da ıçeren durdurma ka-
rarlanna rağrnen...
Örneğin. son zamanlarda 'yeniden
hizmete sunulduğu' öv ünülerek duy uru-
lan Yıldız Parkı'ndakı Malta ve Çadır
köşklen ile Emirgan'daki BeyazKöşk'te
1995 yılında başlatılan 'izinsiz uygula-
malar' hakkında istanbul III. Numara-
lı Koruma Kurulu. 25 Ocak 19% tarih
ve 7871 sayılı aynntılı kararında özetle
şunlan vnrguluyordu:
"Rölövt?lerin uygunohnadığına.özgün
mimari ve aynntılandoğru yansıfmadt-
ğına. böy lesine önemli \e I. grup bir kül-
tür variığının korunması yönündeki mi-
mari hazıriıgın belli bir özeni taşıması ge-
rektiğine, aynca izinsiz uygulama ya-
panlar ve yaptıranlar hakkında kovuş-
turma ve yasal işlem vapılmasına. ay-
nntılı proje \e raporla izin aiınmasına ka-
dar uygulamamn durdurulmasına._"
llerleyen zaman içinde 'ilgililer' her
nedense •sorumlular" hakkında herhan-
gi bir yasal işlem yapmadıklan gıbi, Bü-
yükşehir Belediyesi de bu yasadışı uy-
gulamayı 'diğer köşk ve kasırlara da
yaygınlaştırarak' devam ettırdı.
Şimdı tüm bu 'L grup kültür varüğı"
nıteliğındekı tanhi yapılar. 'yasal vebi-
limsel denetimden yoksun' sözde resto-
rasyon uygulamalanyla 'hizmete' giri-
yorlar.
Kent parkında mangal
Büyükşehir Beledıyesı'nın. Istan-
bul'un 'gözbebeği'olan tanh ve kültür mı-
rasına karşı saygısız davTanışlan bu izin-
siz ve 'özensiz'uygulamalarla da sınırlı
değil. Kaçak mescit inşaatlanndan son-
ra şımdı de Yıldız Parkı'nda bir Şeral-
tı katlı otopark' planlandığı söylenıyor.
Malta Köşkü'nün çevresinı bıle açık
otopark haline getirebilen yönetim, bu
tutumuyla sanki yeraltı otoparkını 'hak-
h gösterecek' bır görüntü yaratmak isti-
yor.
Özellikle tatil günlennde tarihi bah-
çeleri ıstilaeden turbanlı ve sakallı 'me-
sireciler' ıse ormanlardakı piknık yerle-
n ile 'kent parkı" kavTamını bırbinne
kanştıran yönetımın sözde halktan ya-
na politikasına sığınarak çiçek kokula-
nnı 'etve mangal kokulanvla' bastınyor-
lar.
Tarihe ve doğaya karşı bu 'arabesk'
istilanın 'fon müzigini" ise örneğin yıne
Malta Köşkü'ndeki radyonun 'ayarü'
olduğu 91.7 frekansından yayılan 'Nur
FM'in dinı müzık yayınları oluşturu-
yor... Bugünlerde. Büyükşehir Beledi-
yesi'nin işte bu hizmetlerini sız de ya-
kından görmek ısterseniz, tanhi köşk-
lerde 'dökülen boyalara ve çatlayan sı-
valara' bakıp sakın aldanmayın. Bunlar
eski değil. Şeni restoreedilen' örnekler.
Proje v e uy gulaması yasal v e teknik de-
netimden kaçınlan her kaçak inşaat gi-
bi, bu kültür mırası binalar da henüz
kullanılmadan eskimeye başladılar.
Böylesı bir hukuk dışı 'restorasyon işi-
nin' belediyece yapılan 'ihalesi' de as-
lında yasal sayıimaz. Çünkü, ortada
onaylı bır proje ve yasaya uygun bır
metraj olmadan, ihalenin hangı maliyet
hesabına ve teknik koşullara göre yapıl-
dığını belırlemek de olanaksız...
Şimdi kımı yetkıliler. REEAHYOL'un
'giderayak' RP'lı belediyelere aktardı-
ğı trilyonlan araştınyorlar. Artık biraz
da bu trilyonlann 'nasıl harcandığınf
merak etmek gerekmıyor mu?
G^emile Koyu'nda yapılaşma yasaldandı
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA-Mega Turizm ve Fethiye-
li Özyerler aılesı tarafından tunstik te-
sis yapılmak üzere istenen Gemile Ko-
yu'nda her türlü yapılaşma ışlemi dur-
duruldu. Sınırsız Çe\Te Yolculan Söz-
cüsü SaynurGelendosfun başvurusunu
olumlu bulan Kültür ve Tabıat Varlık-
larını Koruma Genel Müdürü Altan
Akat bölge ile ilgili tzmır 2 No"lu Kül-
tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ku-
rulu bır karar vennceye dek koyda her
türlü işlemi yasakladı.
REFAHYOL iktidannda orman alan-
lannın turizme tahsisi yeniden günde-
me getınlmiş, tahsisler sırasında Mega
Turizm. Fethiye'nin koruma altınaalın-
ması gereken koylanndan biri olan Ge-
mıle Kqy\ı"nda ormandan 49 yıllığınayer
tahsısı ile Tunzm Bakanlığf ndan tesıs
ön izni alrruştı. Gerek Faralya köylüle-
rinin gerekse çevrecıler ile meslek oda-
lannın tepkileri sonucu koyda inşaata baş-
lanamamıştı. Mega Turizm'in engellen-
dıği düşünülürken bu kez koyda arazı-
len bulunan Özyerler aılesi ortaya çık-
tı "Ormanazararvenneyeceğiz''diyen
Özyerler aılesi. Faralya'dan Gemile Ko-
yu'na yol açma ginşımınde bulununca.
çevrecıler bir kez daha harekete geçti.
Koyla ilgili Izmir 2 No'lu Kültür ve Ta-
bıat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun
kararının gecikmesı endışesıni taşıyan
Saynur Gelendost. bu kez genel müdür-
lüğe başvurdu. Gelendost, şunlan dedi:
"Koruma alüna alınmasını gerektiren
ö/ellikler taşıyan Gemile Koyu'na bir
oldubitti ile telafisi imkânsız zaraıiann
verilmesini önlemeküzereyapılmışve ya-
pılacak. Lrinli veya izinsizyapılaşma, yoL
hafriyat gibi her türlü işlemin SİT alanı
ilan etme çahşmalanmz sonuçlanuıcaya
kadardurdurulma emrinizinen kısaza-
manda verilmesini talep ediyoruz."
Başvuruyu yennde bulan Kültür ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma Genel Müdü-
rü Altan Akat, Muğla Valiliği ve tzmır
2 No'lu KTVKK ile Orman Bakanlı-
ğı'na, Orman Genel Müdürlüğü'ne, Tu-
rizm Bakanlığı Yatınmlar Genel Mü-
dürlüğü'ne bırer yazı gönderdı.
Gelendost. genel müdürlüğün karan-
na karşın Özyerler ailesinin bölgede yol
açma ginşımıni sürdürmesi tehlikesi var
olduğuna dikkat çekerek, "Ko>da ar-
kadaslanmız nöbet tutuyor. Herhangi
bir oldubittiye meydan vermeyeceğiz.
Kesin koruma karançıkıncaya kadarko-
yu gözleyeceğiz'' diye konuştu.
Güney Kıbns'taki bilimsel kazı arkeolojide önemli sayfa açtı
Hitit heykelciği bulundu
• Geyik üzerinde koruyıacu Tannyı gösteren muska
amaçlı heykelcik, son yıllann en önemli arkeolojik
buluntulanndan biri kabul ediliyor.
OZGEN ACAR
'ANKARA - Güney Kıbns'ta ya-
pılan bir bilimsel kazıda gümüşten
yapılmış bir Hitit heykelciğinin bu-
lunması, arkeoloji dünyasında önem-
li bir sayfa açtı.
İngiliz arkeolog Ian Todd'un yar-
dımcısı Alison South. adanın en gü-
neyinde Kalavassos'ta yaptığı arke-
olojik kazıdaki buluntu hakkında
özetle şu açıklamayı yaptı:
"Kalavassos'taGenç TunçÇağı dö-'
neminden kalma (İÖ13. yy) bir me-
zar bulduk. Ancak bu mezar daha
o yüzyıllarda soyuhnuştu. Ancak bu-
na bitişik bir çocuk mezan çok ilginç
buluntular verdi. Bu alanda yaptı-
ğımız kazıdaki en önemli buluntu
6.2 cm. yüksekliğinde, gümüşten bir
Hitit heykelciği idi.
Bir geyik üzerindeki bu koruyu-
cu Tann heykelciğinin yanında ay-
nca biçimindenötürü 'krater' deni-
len minyatür bir Miken kabı \e ço-
cuklann oynadıklan aşık kemikle-
rinden bulundu."
Heykeldeki halka
Hitit uzmanlanndan Prof. Aykut
Çmaroğlu, "Hititlerin kutsal hay-»a-
nı geyik üzerinde koruyucu Tannyı
betimleyen bu heykelin ardında bir
halkanın bulunuşu, bunun sahibin-
ce muska olarak boyuna ya da bir
başka yere asılarak kullanıldığını
gösteriyor" yorumunu yaptı.
Hıtitolog Prof. Sedat Alp, "Hitit
diündeKıbns'a"Alashia' denirdi. Bu
hey kel Hitit-Kıbns bağlantısı açısın-
Hitit soy lusu çocuk mezanndan çı-
kan minvatür Miken krateri.
dan çok önemli bir belge niteliğin-
dedir" dedi.
Çorum-Ortaköy'de Hitit kenti Şa-
pınuva'yı ve Hitit arşivini ortaya çı-
karan Hititolog Prof. Aygül Songü)
ıse "HitittabletterindeKİbnstan.y^
ni 'Alashıa'dan bolca söz edilir. Hi-
tit, Suriye ve Mısır belgelerinden
Alashia'nın bir dönemde Hititlerin
egemenlik alanına girdiği biliniyor "
dedi.
Arkeologlar, heykelin gümüşten
yapılmış olmasını. mezardaki ço-
cuğun bir Hitit soylusu olabileceği
bıçiminde yorumluyorlar.
Kıbns'a sürülen Hitit krah
Prof. Çınaroğlu, Hitıt-Kjbns bağ-
lantısı konusunda şu tarihsel olayı
aktardı:
"III. Murşili olarak bilinen Urhi-
Teşup. İÖ 1282-1275 yıllan arasın-
da Hitit kralıydı. L rhi-Teşup çocu-
ğu olmayan ana kraliçeden değil,
Kral Muvattali'nin harvmdeki ikin-
ci bir kadından doğan oğiuydu. Am-
cası Hattuşili ile iktidar kas gasına gir-
dL Hitit büyükleri de L'rhi-Teşup'dan
memnun değillerdi ve Hattuşili'yi
destcküyorlardı. KraL anıcasına ye-
nildikten sonra başını Hattuşili'ye
getirmek istedilerse de yeni kral bu-
na karşı çıktı. III. Harruşili. Urhi-
Taşup'u Nuhassa adlı bir kente sür-
gün gönderdi. L rhi-Taşup orada da
rahat durmayınca kral onu bu kez
Alashia'ya, yani Kıbns'a sürdü."
.Arkeologlar. zengın bakır maden-
lenne sahip Kıbns'la tıcaretın kont-
rolüamacıyla adanın bir dönem Hi-
tit egemenliği altında olduğu için
Urhi-Teşup'un oraya sürüldüğünü
söylüyorlar.
Bir Hitit heykelciğinin, hem de gü-
müş olarak Kıbns'ta gün ışığma çık-
ması, arkeoloji dünyasında son yıl-
lann en önemli buluntulanndan bi-
ri olarak kabul ediliyor.
Arkeologlar, bu heykelciğin bır
başka önem ve özelliğinin ise bir
bilimsel kazıda ve dolayısıyla doğal.
tarihsel ortamı içinde bulunması ol-
duğunu söylüyorlar.
Ankara Anadolu Lygarlıklan Mü-
zesfnde Boğazköy'den ve Alaca-
höyük'ten bazı heykelcıkler. Kayse-
ri Müzesı'nde Çiftlık yöresinden
gelmiş biraltın heykelcik, Nevv York
2 gazetede
grev
2. yılmı
doldurdu
Ekonomi Servisi
ABD'nın otomotıv sanayi-
ınin kalbi Detroit'in iki bü-
yük sabah gazetesinde sü-
ren grev. geçen hafta 2. yı-
lını doldurdu. Detroit Free
Press v e Detroit New? gaze-
telerinde çalışan 2000 kışı.
halkın ve 'Action! Motown
'97'adlı uluslararası yardım
kampanyası sayesınde zor
da olsa direnişi sürdürmeyı
başanyor.
Grevin 2. yıldönümünde,
iki gazetenın de basıldığı
dev basın sarayının önünde
toplanan 110 bin kişi. gaze-
telerin sahiplenni protesto
etti. Kampanyanın amble-
mini taşıyan tişörtlen satın
alıp giyen göstericiler, böy-
lelikle hem grevdekilerle
olan dayanışmalannı orta-
ya koyd'ular, hem de kam-
panyaya ekonomik katkıda
, bulundular.
11 temmuzda Washing-
ton'daki federal mahkeme.
"İşveren. iş anlaşmazlıkla-
nnda gerekli olan etiğe ay la-
ndavTandı'"dedi. Mahkeme.
2000 çalışanın tazminat ola-
rak da eski ışlerine dönme-
si gerektiğine karar verdi.
Ancak her iki gazetenın sa-
hibı aynı anda bır üst mah-
kemeye başvurunca. karar
yürütme aşamasına getin-
lemedi. Hukukçular. davanın
daha yıllarca sürmesi ihtima-
lı olduğunu söylüyorlar. Ne
var ki. her iki şirketin hisse
senetlennın Nevv York bor-
sasında sürekli olarak düşüş
göstermesı. belkı bir çözü-
mü hızlandırabilır.
Her ıkı gazete de gerçek-
te aynı yönetim kurulu tara-
fından idare ediliyor. 2000
grevci. ayn işkollanndan ol-
duklan için 6 ayn sendika-
nın üyesi. Detroit Nevvs ga-
zetesinin sahibi GannetCo,
ülke çapında tam 92 gazete-
nin sahibi! Free Press gaze-
tesinın sahibi Knight-Rid-
derşırketinin ise toplam 32
gazetesi var.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
ABD, 'Öncekilerf Onaylamış mıydı?
Geyik üzerinde duran gümüşten
Hitit Tann hey kelciği.
Metropolitan Sanat Müzesi ile Nor-
bert Schimell adlı bir Amerikalı özel
koleksiyoncuda birer altın Hitit hey-
kelcikleri bulunuyor.
Yasadışı kazılar
Arkeologlar. "ancakbunlann hiç-
birinin 'bilimsel kazılar'da bulun-
madığına.rümünün 'yasadışı' kazı-
lardan müze ve özel koleksiyoncula-
ra intikal ettiğine. dolayısıyla hiçbi-
rinin içinden çıktığı tarihsel ve do-
ğal ortamın biKrn adamlannca bilin-
mediğine" dikkat çekiyorlar.
Türkiye'de bilimsel kazıdan çık-
mış sadece bir Hitit heykelciği bu-
lunuyor. Kastamonu Kınık'ta Prof.
Çınaroğlu'nun kazısında bulunan
bu heykelcik 10.2 cm yüksekliğın-
dedir.
Bronzdan yapılmış bu heykelcik,
kısmen etekli. kısa şortlu. önden
çapraz zırhlı. miğferlı. sol ayağının
üzerinde mızrak ve sag elinde kal-
kan tutan bır Hıtıt savaşçısını gös-
termektedir.
Kıbns'ta bulunan eser ise bilim-
sel kazıda bulunmuş ıkıncı Hitit
heykelciği olması açısmdan da önem
taşımaktadır.
Kanlıca'dan Çubuklu'ya yürürken, dikkatimi çek-
tı: Ahmet Râsim Paşa yalısı, lyice ortaya çık-
mış: yeniden inşa edilmesı söz konusuydu bir türlü
başlanamamıştı; iki yıldır, inşaat süruyor, basbaya-
ğı iîerlemiş!
Sizi bilemem, ben ne vakit Boğaz'da şöyle bır do-
laşmayaçıksam, elimdeolmaksızın, Dersaadet-i Şâ-
hâne'ye dönüyorum: Şirket-i Hayriye vapurlan,
tenha veyorgun iskeleler arasında, mekık dokuyor-
lar; münzevîyalılann müstesnâ bahçelerinden, kınk
bir ud sesi sâhile uzanıyor 'Suriye Cephesi'nden ha-
berier kotü; Harbiye Nezâreti'nin yayınladığı teb-
lığ-i resmî.. vs, vs.
Oysa bu akşam üzeri, kafamatakılan soru ne? Bi-
liyorsunuz, 'bunalımın' lyice kızıştığı günlerde, ga-
zetelerde bir haber görmüştük; başlığına vanncaya
kadar, hatırtıyorum: "Washington'dan Orduya Uya-
rı / Clinton Yönetimi Türkiye'de 'Sivil Yönetim'in
devamından yana mesaj verirken, Dışişleri Ba-
kanı Albright 'Anayasal Düzenin Dışına Çıkılma-
ması Gerektiğini Ankara'ya Bildirdik' Dedi". Olay.
13 Haziran 1997 gunü, Washington'da meydana
gelmiş, Dışişleri Bakanı Madeleine Albright bir so-
ru üzerine, kelimesi kelimesıne şunlan soylemişti:
"...Türkiye'de hangi konular gündemde olur-
sa olsun, hangi tartışmalar yaşanırsa yaşansın
ve ne tür bir değişim düşünülürse düşünülsün,
bunun demokratik bir kapsamda kalması ve
anayasa dışı bir yaklaşım içermemesi gerekti-
ğini açıkça bildirdik." (Milliyet, 14 Haziran 1997).
Evet, bu kadar açık seçık ve netti!
$üphe mi var?
Okadar netti kı, insanda ister istemez, Türkiye
artık bu kadar doğrudan mı VVashington'dan
yönetiliyor kuşkusunu doğuruyordu; besbelli. onlar
da kırdıkları potun farkına vardılar hemen ertesi gün
Dışişleri Sozcüsü, lâfı yuvariayarak, 'ABD'nin Tür-
kiye'nin içişlerine kanşmak gibi bir niyeti olma-
dığını' söyledi; 'Türkiye'nin demokratik kurum-
larının, Türk Anayasası'na uygun biçimde işler-
liğini sürdürmesine izin verilmesi gerektiğini dü-
şünüyorlar'mış, Albright'ın 'kasdettıği'de buymuş!
Gençler bilmez, onlara bir diyeceğim yoktur; ne
var ki yaşı müsait olanlar, acaba 12 Mart ya da 12
Eylül öncesindeki kargaşayı, içinden bir turlü çıkı-
lamayan bunalım sarmalını hatırlayıp, o zaman Was-
hington'ın acaba neden böyle 'açık' bır 'uyar/'da bu-
lunmadığını merak etmeyecekler mıdir? Eğer işle-
rin Türkiye Anayasası çerçevesi içinde, demokra-
tik usul ve teamüllere uygun olarak haliedilmesin-
de, bu kadar hassas ise, VVashington acaba neden
benzer bir teşebbüsü gerekli görmemiş, Türk Silah-
lı Kuvvetleri'ni 'müdahale'den alıkoymayı deneme-
mışti?
Tuhaf ama. bu defaki teşebbüsün 'mefhum-u mu-
hâlifinden', istesek de istemesek de; o 'askeri mü-
dahaleler'de Birieşik Amerika'nın nzası olduğu an-
lamı çıkmıyor mu? Diyeceksıniz kı, zaten'ara rejim-
ler' boyunca, VVashington, yönetimlerı kınamakya
da onlan karşısına almak gibi bır tavırda olmamıştı
ki! Bu da, 'nzanın mevcudiyetini' pek güzel göste-
riyordu. Gel gelelim, bu defa, Dışişleri Sözcüsü, her
şeye rağmen Türkiye'de bir darbe olursa ABD'nin
tavnnın ne olacağı sorulduğunda, son derece çar-
pıcı şeyler söylemiş, demiş ki meselâ:
"...sivil düzenin uzun süre kesintiye uğrama-
sının, içerdeki istikrar, dış çıkariar ve iktisadi du-
rum açısmdan sakıncasını Ankara'daki yetkili-
lerin çok iyi bildiğinden eminiz." Şimdı, ınsanın so-
rası gelmiyor mu Allah aşkına? 12 Mart'ta ve 12 Ey-
lül'de, 'Ankara'daki yetkililer, falan fılan ve feşme-
kân sebepten, işlerin müdahale sonrasında ters gi-
deceğıni bilmiyorlar mıydı? Bu, bir! Ikincısi, onca
'kayd-ı ihtirâzi'den sonra insan, 'ilişkilerimizi de ke-
senz' fiIan gibi, dik bir uyan dahatasarlıyor ama. bo-
şuna, çünkü 'yetkili kaynaklar' dıyorlarmış kı, bu-
na rağmen 'olası bir askeri yönetime karşı cep-
he alınmayacaktr' (Milliyet, 14 Haziran 1997).
Ona ne şüphe, efendim?
Can ciğer kuzu sarması' değil!
Dört ay kadar önce, 'nâçizâne' dikkatinızı çekmiş-
tim; 'gerilim sarmalına' girdığimızı söylerken,
altını şöyle çizıyordum:
"...bu 'ortam' önceden yaşadığımız bir 'or-
tam'dır; 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül öncesi de,
aynı 'sağıriar diyaloğu' ve trmanan gerilim' özel-
liklerini taşımaktaydı; o yüzden de, iktidann de-
ğişmesinde çıkannı gören bazı mihraklar'ın iş-
çi, öğrenci ve halk arasında provokasyonlar dü-
zenlenmesine; yalnız düzenlemek mi, bu provo-
kasyonlarla gerilimi doruğa çıkarmasına fırsat
ve imkân sağlanmıştı. Gidişât ona çok benziyor.
Acaba ondan mı, sağdan olsun, soldan olsun, -
ahmakça diyebileceğimiz- o dik, küstah ve kış-
kırtıcı, eylem ve tavır koymaların; 'kendiliğin-
den' (spontane) olup olmadığının, iyice ve etraf-
lıca araştırılması bana gerekli ve zorunlu görün-
mektedir; bazı bulanık fotoğraflar böylelikle net-
leştirilebilir. Türkiye ile Rusya, Türkiye ile İran'ın
birbiriyle 'hasım', hatta 'düşman' haline gelme-
si, 'birilerinin' yarannadır, zaten 'senaryolanna'
dahildir de ondan!" (Cumhunyet, 12 Mart 1997).
Silahlı Kuvvetler'in, bu defa doğrudan müdahale
etmeyeceğine gelince. VVashington'ın gerek ABD
ile, gerek AB ile Türkiye ilişkilerinin içinde debelen-
diği konjonktür içinde, bu defalık ona yandaş olma-
dığı, doğrusunu ısterseniz, daha yuksek bir askeri
yetkilinın şaka yollu da olsa: "-...bu defa ışi 'silâh-
sız kuvvetler' halletsin!" dediğı zaman anlaşılmıştı.
Elbette bu, 'Washington'la Ankara'nın arası, can
ciğer kuzu sarması demek anlamına gelmiyor; tam
tersine, 'Batı'nın Deli Gömleğı'nden sıkılanların,
'yüksek yönetim kademalerindeki' bazı zevat ara-
sında da, gittikçe çoğaldığı hıssedılmektedir.
. prizma.net. tr/ A İLHAN
http^/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm