25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 1997 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 15 TURKIYE tetanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB A A A A 29 32 32 31 34 35 32 36 Sinop 29 Adana Samsun 34 Mersin Trabzon A 30 Diyarbakır A Giresun _A 3J Şaniıurfa Ankara A 33 Mardin Eskişehır A 32 Siirt Konya A 32 Hakkâri Sıvas A 32 ,Van Zonguldak A 27 Antalya A 39 Kars Marmara parçalı bulutlu diğer böl- gelerimiz az bu- Oslo PB 24 lutlu ve açık ge- Helsmkı PB 22 çecek. Hava sı- Stockholm PB 22 caklığı artmaya Londra PB 21 devam edecek. Amsterdam PB 18 33 30 26 Rüzgâr, kuzey ve Brüksel batı yönlerden Parıs hafif olarak ese- Bonn cek. Mümh PB 21 PB 22 Y 21 Y 19 Milano Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y A Y Y PB PB A 1b 16 34 19 28 20 27 29 PB 24 Kanıre» ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire PB A PB PB PB Y Y A 22 39 38 42 28 37 27 34 Şam 32 Açık Parçalı tuütlıı Yagmjrlu S u l u k a r ı Gok gurultülü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada âğır aksak ileriiyordu. ' Askerler küçük radyolara kulaklarını dayamışlar, Birieşmiş Milletler'in ateşkes emri verip vermeyece- ğini izliyoriardı. Savaşa gidiyorlardı ve doğal olarak ateşkese karşıydılar. Mersin'den yola çıkmıştık. Bir akşam üzeri. 8-10 saattir denizdeydik. Güneş ağarmaya başladığından beri bir Sovyet savaş gemisi, çıkarma gemilerimizin etrafında daireler çiziyordu. Orgeneral Bedrettin Demirel, Kıbrıs'a çıkarma harekâtının komutanıydı. Mersin'deki deniz üssün- de bir çardağın altına oturmuş hazıriıklan denetliyor, âyrıca zaman zaman Adana'daki kolordu komutan- lığından Kıbns Barış Harekâtı'nı yöneten Kara Kuv* vetleri Komutanı Eşref Akıncı ile konuşuyordu. Beni bir güzel terslemiş, "birkenara çekilmemi", kısaca gözüne gözükmememi istemişti. Uzaktan gözlüyor, sesiyle konuştuklannı işitiyordum. Bir ara telefon çaldı. Demirel, "Emrediniz komutanım" de- di. • Orgeneral Akıncı olabilirdi. Yavaşça yürüdüm ve biraz ötesinde durdum Demirel'in. Bir süre konuş- tuktan sonra eliyle sinek kovarmış gibi, "Burada bir gazeteci var, adı Cüneyt Sizin gönderdiğinizi söy- ledi" dedi. Dinledi ve Başüstüne" dedi. tzin çıkmtştı. Yüzlerce gazeteci 3-5 kilometre öte- de Mersin'deki otellerde adaya girebilmeyi, savaşı izlemeyi beklerken ben... Girne-Lefkoşa hattında tek başıma resim çekiyor, savaşı izliyor olacaktım. "Sonra gel" dedi Demirel Paşa. Ama denizci su- baylar, o canlı ve neşeli insanlar, "Boşver" diyoriar- dı, "Biz seni bir çıkarma gemisine atanz." Korku belası, harekâttan saatler önce bir tekne- ye girdim. Saclar güneşten kızmış, teknenin içi fınn gibiydi. Sonra tekneler kaJktı. Mersin ümanı'ndan çı- karken korkusuzca güverteye tıımandım ve Mersin kentine, oteller semtine şöyle bir baktım... Hepsini atlatıyordum! Beklediler, geldiler O gece çıkarma gemisinin küçük güvertesinde öyle rahat uyudum ki, anlatılamaz. Küçük bir mut- fakta hazırlanan patates yemeğınin lezzeti hâlâ da- mağımda. Gün ağarıyordu, yaklaşıyorduk adaya. Türk jetle- ri hızla geliyor, iniyor aşağılara ve bombalan bırakı- yorlardı. Dağlann tepesi alev alev ve duman duman- dı. Belirli bir noktaya komandolar indiriliyordu. Karaya çıktığımız yere koşut dar bir asfaltta tank- lar, zırhlı araçlar dizildi. Yukardan, tepelerden Rum uçaksavarlan mermiler yağdınyordu. Bir ağaçlığın ortasında komutanlar toplanmış, konuşuyorlardı. Sonra tanklarhareketegeçti. Birintrrüzertndeydim. - Resim çekiyordum. Harekâtı yönetenlerden Bora Paşa yanıma gelmiş, yer yer, öbek öbek teslim olan Rumlann resimlerini çekmemi istiyordu. Üzerinde bulunduğum tank bir ara kıyıya yakın bir yerde, ilerideki bir binadan ateş edenlere ani olarak bir mermi savurdu. Sarsıntıdan yere düştüm. Tozlar indikten sonra gördüm ki ateş açan bina yerle bir ol- muş. Müthiş bir disiplin. Herkes görevinin bilincinde. Düşman ateşi altında Girne'ye girdik. Sonra Lef- koşa'ya doğru yola koyulduk. Askerlerimiz hafif ha- fif "temizlik" yapıyoriardı. Sağda, yukanda Hilarion Kalesi'ni gördüm. Yeraltına indirilmiş büyük karar- gâhta komutanlar masanın çevresinde harekâtı tar- tfşıyoriardı. - Yaralıları taşıyan bir helikopterle aynı gün akşam üzeri önce Adana'ya, sonra otomobille Istanbul'a re- simleri ve yazıyı yetiştirdim. Kıbns'a kaç kez gelmiştim. 1958-59 yıllannda An- kara Radyosu'nda her gece yayımlanan "Kıbns Sa- aii"n\ yazıyordum. Rauf Denktaş genç bir avukat. Doktor Fazıl Kü- çük elinden sıgara düşürmeyen bir lider. Iki idealist! Tanışmamız öyle oldu, yıllarca sürdü. Her Anka- ra'ya gelişlerinde görüşürdük. Anılarçok, renkli, unutulmaz. Baf yollarında Denktaş'ın arabasında giderken konuşmalarımızı, Rumlara karşı canlanan Türk di- rencinin dahadagüçlenmesi için yapılması gereken- leri.. Makariosun. Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesiniya- saklamasından sonra "birtikte adaya kaçak girme hazırlıklarımızı".. daha niceleri.. anımsamakla bit- mez. 20-30 yıl önce Lefkoşa Türk kesimi yorgun ve yoksuldu. Geceleri küçük barakamsı bir dükkânda kör ışıkta köfte hazırlayan yaşlı adamdan başka çev- rede kimselerolmazdı. . Tek bir gazete. Doktor Küçük'ün "Halkın Sesi" gazetesi. Tek bir iletışim aracı: Ankara Radyosu. Ku- laklar oraya çevrili. Yıllarca dua etmişler. beklemişlerdi. Asker işte 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs'a iniyordu. Kıbrıs'a giri- yorduk. 23 yıl sonra bugün, Kıbrıs'taki Türkler var olma- nın. onurla yaşamanın hukuksal savaşını veriyorlar. Kazanacakar! Arkadaşııııız bitkisel I Baştarafı 1. Sayfada ğun bakımdak: ikısinin du- rumu daha iyileşme belirti- leri göstermeyebaşladı. Sa- ni Konukoğlu Tıp Merkezı Müdürü İbrahimKonukçu- ojpu ile Başhehm Prof. Dr. ÜîıalStrt ve Ytrdımcısı Be- yin Cerrahı ZM İpekoğhı. CH A muhabir Şevki Duru- su'nunbilinciLİn açıldığını ve iyileşmeyebaşladığını. avnı dLzelmenm yoğun ba- kımda:edavisisürenAnaliz d'ergisi muhab.ri Nuri Ka- rabulut'ta da :örüldüğünü bildirdler. Yetldliler. dırumunda be- li-rgin kötüleyne görülen muhatirimiz s.emal Bağ- cı'nın 32) ise'.ıbben öldü- ğünü, .aşamınn tıbbi alet- lere bailı süreHldiğini söy- ledilcr'Yetkiler.'•Tıbben h'er ş«- yapıld. yapılmaya da de-vım edilhor, ama hiç- bir uyanya cevap vermiyor. Beyinde ödemler arüyor. Kcmal Bağcı maalesef bit- kisel yaşamda" dediler. Akıl almaz kazadan sonra gaze- tecilenn kaldırıldığı Sani Konukoğlu Hastanesi. dün çok sayıda yurttaş ve polisin akınına uğradı. Kan veren yurttaşlar. yaralı gazetecile- rin ailelenni teselli etmeye çalıştılar. Aynca Gaziantep Valısi Muammer Güler. Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve diğer ilgililer de yaralı gazetecileri ziyarel ettiler. Tanm \ e Köyişleri Baka- nı Mustafa Taşar. gazeteci- 1en n "Tabela 5.5 tnetre yeri- ne 4S metreyükseklikte de- niliyor. Araştırma yapıldı mı" sorusuna "Sonışturma açıkh. Eğer ihmal varsa so- mmlular cezalandınlacak- ür" yanıtını \erdi. B A R I S V E Ö Z C Ü R L Ü K B A Y R A M I N D A N N O T L A R Yeşil lıattm gerisi sessizLEFKOŞA (Cumhuriyet) - Yeni Türk hükümeti, Avrupa Birliği'nin (AB) Kıbns sorunu için yeni birdö- nemi başlattığı sırada Banş ve Öz- gürlük Bayramı gerekçesiyle adaya •'çıkarma'" yaparak, deklare ettiği koşullarda "bİöf" yapmadığmı da kanıtlamayacalıştı. Türkiye ve KK- TC'li birçok yetkilinin üzerinde uz- laştığı konu. agırlıklı olarak Çiller hükümetleri ve son olarak REFAH- YOL iktidarı dönemınde gösterilen tutarsızlığın yeni iktidara "öncelik- le şantaj \apmadığını göstcrmek" görevini de yüklediğiydi. Konusunu. eski Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızının adından alan "Ayşe tatile çıktı" parolasıyla başlatılan Banş Harekâtı. Kıbns"ta bir dönemi kapattı. Kuzey Kıbns halkının. başlattığı harekâttan 23 yıl sonra adaya gelen Başbakan Yar- dımcısı Bülent Ecevit'i "Başbakan Ecevit" sloganıyla karşjlaması özel anlamtaşıyordu. Ece\itde."Benim için Kıbns'ta bulunmanın bû\ük değer ve anlamı vardır. Burada ol- nıaktan büyük kıvanç duyuyonım" sözleriyle duygularını saklamadı. Havanın çok sıcak \e nemli ol- masına karşın birçok Kıbns Türk'ü Lefkoşa "da ünlü Cumhunyet Mey- danfnı doldurdu. Denktaş \e Ece- vit'in konuşmalanyla heyecanlanan yuntaşlar. askerler ve zırhlı birlik- lerin geçit törenleri sırasında daha da coştu. Kentin birçok yerine asıl- mış pankartlarda yer alan "Rum- Yunan zulmüne karşı etkin garan- törlük", "AB enosisine hajır" ifa- deleri Kıbns Türk'ünün ne isteyip ne istemediğıni gösteriyordu. Ku- zey Kıbns halkı. kendilerine "riiş- vet™ olarak uzatıldığına inandıkları AB karannı bir pazarlık koşulu ola- rak tanımadıklannı da ortaya koy- dul. Adını bir tngiliz subayın yeşil kaleminden alan Yeşil Hat ise pek sessizdi. Sadece bir Rum askeri hat- tın önüne kadar gelen Türk gazete- cileri gösteriyordu parmağıyla diğer askerlere. Ankara'dan destek mesajı • Baştarafı 1. Sayfada lirtti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Türkiye'nin Kıbns ve Do- ğu Akdeniz'de huzur ve istikrann güvencesi olmaya devam edecegi- ni vurguladığı mesajında şu görüş- lere\er \erdi: "Türkiye.Kıbnsso- rununun. müzakere yoluyla, siyasi eşitliğeda> aİL adilve gerçekçi bir çö- züme ka>nşturulmasını istemekte- dir. Bu çözümün yolu iki tarafara- sında güven ortamının tesisinden geçmektedir. Çözüm için her iki hal- kın siyasi iradesi ve mutabakatı esastıri" Banş Harekâtı'nın gerçek- leştırildıgı 20 Temmuz 1974tarıhı- nin Kıbns Türk halkının özgürlüğe kavuştuğu gün oldugunu belirten Demirel. bu uğurda ölen şehitleri rahmetle andığını söyledi. Başba- kan Yılmaz da mesajında. Türkı- ye'nin garantör devlet olarak ulus- lararası anlaşmalardan doğan hak ve sorumluluklannı kullanarak ger- çekleştirdiği Banş Harekâtı'nın üzerinden 23 yıl geçtiğini belirte- 'Zor ve çetin zirve' I Baştarafı 1. Sayfada den söz etti. Klerides. "Ancak Kıbns Helenizminin geleceğiıügii- vence altına alma> an bir çözümii kabul etmejeceğiz"' dedi. Fileleftheros gazetesinin habe- rine göre Klerides, Kıbns sorunu- na yönelik çözüm sürecinin zor ve karmaşık olacağını belirterek bu süreci her türlü ciddiyet ve so- nımlulukla karşıiadıklannı kay- detti. Klerides sözlerini şöyle sür- dürdü: " Yeni girişimin Kıbns Heleniz- minin çıkarma olduğu kanaatine vanrsak "evef demekte tereddüt etme>eceğiz. Ancak a\ nı zamanda hakça yaşayabilir >e çalışabilir bir çöziime gitmediğimiz kanaatine vanrsak' hayır' demekte detered- düt etmeyeceğiz. Bundan başka kayıp ve mahsurlarunızın insani konularma da önem veriyoruz. Halkın ve dünyanın her yanında- ki Helenlerin desteği, Yunanistan hükümeti, dünya halkı Qe sıkı iş- birliği ve diğer devletler ile siyasi şahsivetlerin aktif desteği ve daya- nışına ile mücadelenıizin başanv^a ulaşacağına inanıyorum." rek "Geçen 23 >ıl bmunca kan dö- külmemiş olması Kıbns Banş Ha- rekâtı'nın amacına ulaştığının en bariz kanıtıdır" dedi. Yılmaz. adadaki sorunlara çö- züm bulunmadan ve Türkiye'nin üyeliği gerçekleşmeden Kıbrıs'ın AB'ye üye olmasının mümkün ol- madıöını belırttı. Kıbns'a buluna- cak çözümün iki kesimlı, iki top- lumlu eşıt egemenlik. etkin ve fiili Türk garantisı ilkelerini içermesi gerektığini \urgulayan Yılmaz. "Bunların \anı sıra 1%0 tarihli Kıbns anlaşmalan ile tesis edilmiş olan Türk-Yunan dengesinin ko- runması esas olnıaiıdır" açıklama- sında bulundu. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Kıbns Banş Harekâ- tı'yla Rumlann katliam ve zuimü- nün sona erdirildiğini. adaya huzur ve banş geldiğinı belirterek w Biz- ler. Kıbns Banş Harektı'nı yapan zihniyetin mensuplan olarak bu ta- rihi. isabetli \e hmırlı olayın şerefl>- le iftihar edhoruz" dedi. Bütünleşmeye ilk adını I Baştarafı 1. Sayfada hükümetınin desteklediği EO- KA'cı Nikos Sampson'un 15 Tem- muz 1974"te gerçekleştirdiği dar- beninardından Ece\itbaşbakanlı- ğındaki Türk hükümetınce yapılan Banş Harekâtı'nın 23. yıldönümü, dün KKTC'de büyük coşkuyla kut- landı. Kutlamalara Türkiye'den Dı- şişleri Bakanı İsnıail Cem, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel. Turizm Bakanı İbrahim Gürdal. Devlet Bakanları Hüsamettin Özkan. Mehmet Batallı. Ahat Andican. ŞükrüSinaGüreLTBMM Başkan- vekili KamerGenç ve Hava Kuv- v etlen Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi katıldı. Dün erken saatler- de adaya gelen Ecev it liderliğinde- ki Türk heyeti. Ercan Havaala- nı'nda KKTC Cumhurbaşkanı Ra- uf Denktaş, Başbakan DervişEroğ- lu ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş tarafından karşılandı. Ece\it ve Denktaş daha sonra Cumhurbaşkanlıgı Köşkü'ne ge- çerek baş başa görüşrüler. Görüş- menin ardından Lefkoşa'daki Cumhuriyet Meydanf ndatörenler başladı. Denktaş. Ecevit'in. Banş ve Öz- gürlük Bayramı kutlamalan için gelmesinin kendilerine ek mutlu- luk verdiğini belirterek "Ecevit'in yeni bir makamda ama aynı heye- canla, sevgiy le \e Kıbns bilinch le aramızda oldugunu görüyorum" dedi. Kıbns sorununun Rumlann Yunanistan'la başlattığı bir buna- lım oldugunu söyleyen Denktaş. "İki bölgeli biroluşumda Rumlann tahakkümü altına girmeden, eşit bir egemenlik ve garantöıiük istryo- nız" dedi. Denktaş. Kıbnsın, Türkiye'nin henüz üye olmadığı Avrupa Birli- ği'ne (AB) alınmaya çahşıldığını belirterek 9-12 temmuz tarihleri arasında New York'ta vapılan zir- \ede Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides'in tutumunu anlamaya çalıştığını söyledi. Klendes'in AB istemınden vaz- geçmediğinı belirten Denktaş. top- lumlararası görüşmelerin ikinci ayağını oluşturacak Cenevre Zir- vesi'ne katılma konusunu değer- lendirme aşamasında olduklarını kaydetti. Denktaş, adaya S-300 tipı Rus fiizelerinin getirilmesinin ve Yuna- nistan'a adada üsler verilmesinin kendileri için sorun yaratmadığı- nı. Rumlann atacağı heradıma on kat yanıt vereceklerini belirterek şunlan söyledi: "Vbl bu değildir. Silahla denedi- ler olmadı, jine denerlerse yine ol- maz, çünkü Kıbns'ın coğrafyasını değiştiremezler. Kıbns, Anado- lu'ya 40 mil uzaklıktadır. Kıbns, Anadolu'daki 60 milyon insanın kalbindedir. Daha önceleri Türki- ye'nin blöf yaptığmı söyleyen Kle- rides, Türkiye'nin blöf yapmadığı- nı 1974'te gördü." Ecevit. konuşmasında çözümün KıbnsTürk Banş Harekâtı ilesağ- landığını ve adaya kesintisiz ban- şın geldiğini vurguladı. Banş Ha- rekâtı'nın ardından adanın tümüne ekonomik refah. demokrasi ve öz- gürlük geldiğini belırten Ecevit. "O zaman niye çözüm aranıyor. Fi- ili çözümü iki tarafın kendi egemen- liklerine ulaşması ile gerçekleşti. Resmi çözüm de bunun korunma- sıyla sağlanabilir" diye konuştu. Ecevit. Güney Kıbrıs Rum Yöne- timi"nin iki-üç yıldır toplumlara- rası görüşmelere yanaşmadığını anlatarak "Neden bu tavır degişik- liği? Birincisi, Rumlar, Güney Kıb- ns'ta Vunanistan'ın askeri yığınak yapmasına i/in verip deniz ve hava üsleri açmalanna fırsat vermişler- dir. İkincisi de Rusya'mn, Rumla- nn isteği üzerine Güney Kıbns'ı, Doğu Akdeniz'i bir«skeri ve eko- nomik üs olarak kullanma çalışma- landır. Türkiye var oldukça, bun- lar asla gerçekleşemeyecek hayal- lerdir" dedi. Ecevit. Rum kesimınin aşın de- recede silahlanmasının KKTC'nin yanı sıra Türkiye'yi de hedefledi- ğini vurguladı. Güney Kıbns'ta 3 bin Rus şirketi bulunduğuna, S- 300 tipi füzelenyle birlikte adaya Rus askerlerinin geleceğine dikkat çeken Ecev it. "Rusya. Doğu Akde- niz'de kendine bir yer edinmiş ola- caktır" dıye konuştu. Adadaki iki toplumun Nevv York"ta yaptığı görüşmelerin. AB Komısyonu"nun Türkiye'yi dışla- yan son kararı ile baltalandığını kay deden Ecev it şu açıldamada bu- lundu: "AB, Türkiye'ye karşın Kıbns'ı almaya kalkıştı. Türkiye ve KKTC çaresiz değildir. AB yolunda her adım, Türkiye ve KKTC cumhur- başkanlannın 20Ocak 1997'debe- lirttikleri gibi bütünleşme zorunlu- luğunu arttınr. Bu bütünleşme için ilhak deniyor. ancakbu ilhak olnıa- yacak. KKTC egemen bir ülke ola- rak varlığını ebediyen sürdürmeli- dir. Bütünleşme, KKTC'nin dış si- yaset, dış gü> enlik ve mali alanlan- nı kapsayacak. Türkiye. KKTC ekonomisini, ABdestekli Rum eko- nomisi düzeyineçıkarmakta karar- lıdır." Konuşmaların ardından adada bulunan Türk ve KKTC askerleri ile zırhlı birlikler geçit töreninde bulundular. Tören sonrasında. Baş- bakan Derviş Eroğlu, Türk heyeti- ne Saray Otel'de bir yemek verdi. Yemeğin ardından iki ülke heyetle- ri Cumhurbaşkanlıgı Köşkü'nde bir araya geldiler. Heyetlerarası gö- rüşmelerin tamamlanmasıyla bir- likte Denktaş ve Ecevit. ortak ba- sın toplantısı düzenleyerek bir so- nuç bildirgesi yayımladılar. Ortak bildiride. "Güney Kıbns'taki yo- ğun silahlanmanın ve teröre verilen desteğin Türkiye'ye y önelik bir teh- dit ölçüsüne varmış oldugunu da göz önünde tutan taraflar. Türki- ye'nin KKTC için güvence olması kadar, KKTC'nin de Türkiye'nin güvenliği açısından artan önemini >Tirgulamışlardır~ denildi. AB'nin Kıbns Cumhuriyeti adı altında Güney Kıbns Rum Yöne- timi ile tam üyelik görüşmelerine başlaması durumunda Türkiye ve KKTC'nin aşamalı olarak bütün- leşme sürecine gireceği belirtilen ortak bildirgede bütünleşme süre- cınin aşamaları şöyle sıralandı: 1- KKTC bağunsız bir de\ let ola- rak varlığını sürdürecektir. ancak düny aca resmen tanınıp bağunsız ve demokratik bir devlet olarak uluslararası alanda her bakımdan hakkı olan yeri alıncay a kadar, KK- TC'nin dış politika menfaatlerinin korunması amacıyla iki ülke ara- sında özel ilişki tesis edilecektir. Kıbns'ı ilgilendiren, ancak Kıbns Türk halkına söz hakkımn tanın- madığı her türlü uluslararası top- lannda TC heyetlerine KKTC tem- silcileri de dahil edilecektir. 2- KKTC'ye yapılabilecek sal- dınlar Türkiye'ye yapılmış sayıla- cak. bu amaçla iki ülke arasında bir ortak savunma kavramı oluştu- rulacaktır. 3- İki devlet parlamentolan ile il- gili bakanlannın katılımıy la ortak- lık konseyi kurulacaktır. 4- TC ile KKTC arasında ekono- mik ve mali birlik oluşturulacaktır. KKTC, Türkıye'nin öncelikli böl- gesel kalkınma makro ekonomik master planlan kapsamına alına- cak. Türkiye'deki kalkınmada ön- celikli yörelere uygulanan destek ve teşviklerden KKTC de yararla- nacaktır. 5- Serbest bölgeler bütünleştiri- lerek Doğu Akdeniz'de büyük bir ticaret \e sanayi merkezi oluşturu- lacaktır. 6- Türkiye üzerinden KKTC'ye ulaşım olanaklan genişletilecektir. 7- Bayrak Radyo \e Televizyonu (BRT) yayınlannın, TÜRKSAT uy- dusundan y ararlanarak Türk tele- vizyon yayınlanmn ulaştığı bölgele- re genişletihnesi sağlanacaknr. 8- KKTC'nin su gereksinimi en kısa sürede Türkiye'den karşılana- caktır 9- AB ile Güney Kıbns Rum Yö- netimi arasındaki yapısal işbiriiği ve uvum düzenlemelerinin benzer- leri. Türkiye ile KKTC arasmda gerçekleştirilecektir. Dünyayı güzellik kurtaracak görkemli geçti. Yaklaşık § bin kişinin geldiği konserde halkın coşkulu katılımıvla şarkılannı seslen- diren Zülfii Livaneli, yaptığı konuşmada. dünyayı güzelliklerin kurtaracağını belirtti. l.ivancli. Sı- vas yangınında katledilen şair Metin Altıok'un bir şiirinden bestelediği şarkısını okuduktan sonra kalabalıktan gelen yoğun alkış üzerine. "Sevgili dostum Metin Altıok ve Sıvas yangmında ölen 37 aydını burada anıyorum" dedi. (Fotoğraf: KAAN SAGANAK) > G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Yeryüzünde hangi nedenle olursa olsun suçlan- dığı için sevinen başka politikacı var mıdır bilinmez ama, kendisine yönelik öteki suçlamalara sağır ka- lan Çiller'in ajanlığa sarılması, bu anlayıştan kur- tuluşun kolay olmayacağını gösteriyor... Zira, oyunun kuralları belli değil. Neredeyse, "Çil- leryargılanmasın, yargılanırsa kahraman olur"yar- gısı yerleşecek... Çiller sevinçle haykınyor: "Bu bacınıza iftira atıyorlar, casus diyorlar. Do- ğu Perinçek'/n hazırladığı iddianameyi ciddiye alıyorlar..." Doğal olarak Çiller, iddianameyi sadece savcı- lann hazırlayabileceğini bilmiyor. Çiller'in sözleri- nin ardından çevresindekiler basıyor alkışı... Pek çok kurumda çalışanların ezbere bildiği bir tekerleme vardır: Müdür uyumaz, sadece gözlerini dinlendirir... Müdür kuruma geç gelmez. sadece arada bir bensiz nasıl yürüyor diye kontrol için uğramaz. Müdür hata yapmaz, sadece acaba çalışanlar hatayı görüyor mu diye kontrol eder. Müdürün odasına kendi düşüncelerinizle girebi- lirsiniz ama, müdürün düşünceleriyle çıkmak zo- rundasınız... Sözü uzatmayalım, bir kurumun en yetkili kişisi- nin yaptığı her şeyin mantıklı bir açıklaması bulu- nur... Bütün bunlara şunu ekleyebiliriz: Başbakanlık, bakanlık yapan bir genel başkan casusluk yapmaz, sadece devletin sırları başkala- rı tarafından bilinirse sonuç ne olur diye kontrol eder... Bu da yurtseverliğin bir göstergesidir. Karşıhğı, madalyayı gerektirir. Çiller ve daralan çevresi bunu çok iyi bildiği için, casusluk suçlamasına denizde yılana sanlır gibi sanldılar. Parsadan'ın hüküm giymesiyle birlikte Çiller'in, 30-35 bin oy satın almak için örtülü ödeneği kul- landığı kesinleşti. Çıt yok... Ailenin politikaya atılmasıyla birlikte malvarlığı tavana vurdu. Bunların kaynağırun araştırılması is- teniyor. Çıt yok... istanbul Bankası'nın batırılması olayının perde- si aralandıkça, bankanın nasıl hortumlandığı orta- ya dökülüyor. Adres, Çiller'e uzanıyor. Çıt yok... Ömer Lütfü Topal cinayetiyle ilgili ifadelerde adres Enişte'ye de uzanıyor. Çıt yok... Sahibi oldukları holdingin bir yılda ödediği ver- gi, bir öğretmenin ayda ödediği vergiyi geçmiyor. Çıt yok... Daha onlarca iddiavar. Bunlardan nasıl yırtarım diye çırpınan Çiller, şimdi casusluk iddiasını nasıl abartırım diye çırpmıyor. Ip... Ipleme... Çiller, felaketten 16 gün sonra Kırıkkale'ye gitti. Çok da geç sayılmaz. Biraz insan ıçine karışınca, samimi olarak mı olmayarak mı bilmiyoruz ama şöyle demiş: "Halkla konuşmanın tadı başka..." Tabii Tansu Hanım, bizim halkımızın sizin gıbile- re itibarı da birbaşkadır. Ne demişler? Türk mille- ti narindir ağır sözü kaldırmaz. Aptal diyene kızar soyana aldırmaz... Bir süredir dilinden düşürmediği sözü de yine- lemiş: "Benim kasap Ahmedimin oyuyla generalin oyu eşittir." Çok doğru Tansu Hanım, yargı önünde de sizin kasap Ahmet'le bir genel başkanın durumu eşit- tir... Yargılanarak kahramanlaşma sürecinde Çiller'in kullandığı bir söz daha var: "Siyasete giren ipini de yanında taşır..." Tabii, siz hiç ipsiz olur musunuz? Sizin iplerle kuyuya inenleri gördük... Anlaşılan pazara daha çok ipliğiniz çıkacak... Ama dikkat edin, pazara çıkmayan iplerın ucu- nu kaçırmayın... Bundan sonra o iplere un sermek de zor olur... Size bu kadar ip yeter... Daha fazla iplemeyelim... g~-\ •• ••! ı • !• w• triımruk bırligı masaya yatırıhyorLEFKOŞA (Cumhuri- yet) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit. Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasın- da imzalanan gümrük birli- ği (GB) anlaşmasının yeni- den masaya yatırılacağını bildirdi. Ecevit. GB'ye ge- çildikten sonra Türkiye'nin AB ile ticaretindeki açığın 5 milyar dolardan 11 milyar dolara çıktığını vurguladı. Kıbns Banş Harekâtı'nın 23. yıldönümü kutlamalan için KKTC'ye resmı bir ge- zi düzenleyen Ecevit, KK- TC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile ortak basın top- lantısı düzenledi. Ecevit. AB Komisyonu'nun Türki- ye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda olumsuz karar almasının ardından Türkiye ile AB'nin ilişkilerinin kesı- lip kesilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, U AB-Tür- kiye ilişkileri kesilecek düze- ye bile ulaşamadL Tam üye- lik hedefimize karşın kapı sı- kı sıkıya kapalı" yanıtını verdi. Ecevit, Türkiye'nin GB'nin işlemesiyle ilgili kaygıları oldugunu kayde- derek anlaşmanın bazı mad- delerinin tartışılacağını bil- dirdi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem de aynı konuyla ilgili olarak, şunlan söyledi: "Anlaşma şöy le bir varsa- yımla imzalandı: 'GB Tür- kiye'nin AB ile tam üyelik perspektifinı yerine getire- cek." GB'nin bir yülık uy gu- lamasında mali protokolün işlememesi ve AB'nin yü- kümlülüklerini yerine getir- memesini görüyoruz. Bura- da bir üyenin veto etmesi mazereti kabul edilemez. Bu AB'nin kendi sorunudur. İkinci olarak da kurumsal taahhüdün yerine getirilme- mesi söz konusudur. 1995'te yani GB'den önce AB-Tür- kiye ticareünde 5 milyar do- lariık açığımız vardı. 1996 rakamlannda ise bu açık 11 milyar dolara çıkıyor. Anlaş- malan yaparken eksikler, eksiklikler olabilir. Düzelti- lebilir vanları olabilir. AB üyesi ülkelerden hiçbiri bir- liğe girmeden önce GB'yi imzalamadı. Türkiye bunu yapıyor. Tam üyelik pers- pcktifi nedeniyle büyük bir bedel ödüyoruz. Ancak bu tam üyelik perspektifi Tür- kiye'ye açüamadı. AB ile bu haklı şikâyetlerimizin düzel- tilmcsini isteyeceğiz. GB'nin yanlış bölümleranin düzeltil- mesi ve tam üyelik perspek- tifinin önümüze açıkça konulmasını isteyeceğiz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle