Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 1997 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 15
TURKIYE
tetanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
29
32
32
31
34
35
32
36
Sinop 29 Adana
Samsun 34 Mersin
Trabzon A 30 Diyarbakır A
Giresun _A 3J Şaniıurfa
Ankara A 33 Mardin
Eskişehır A 32 Siirt
Konya A 32 Hakkâri
Sıvas A 32 ,Van
Zonguldak A 27 Antalya A 39 Kars
Marmara parçalı
bulutlu diğer böl-
gelerimiz az bu- Oslo PB 24
lutlu ve açık ge- Helsmkı PB 22
çecek. Hava sı- Stockholm PB 22
caklığı artmaya Londra PB 21
devam edecek. Amsterdam PB 18
33
30
26
Rüzgâr, kuzey ve Brüksel
batı yönlerden Parıs
hafif olarak ese- Bonn
cek. Mümh
PB 21
PB 22
Y 21
Y 19 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
A
Y
Y
PB
PB
A
1b
16
34
19
28
20
27
29
PB 24 Kanıre»
ASYA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
A
PB
PB
PB
Y
Y
A
22
39
38
42
28
37
27
34
Şam 32
Açık Parçalı tuütlıı Yagmjrlu S u l u k a r ı Gok gurultülü
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
âğır aksak ileriiyordu.
' Askerler küçük radyolara kulaklarını dayamışlar,
Birieşmiş Milletler'in ateşkes emri verip vermeyece-
ğini izliyoriardı. Savaşa gidiyorlardı ve doğal olarak
ateşkese karşıydılar.
Mersin'den yola çıkmıştık. Bir akşam üzeri. 8-10
saattir denizdeydik. Güneş ağarmaya başladığından
beri bir Sovyet savaş gemisi, çıkarma gemilerimizin
etrafında daireler çiziyordu.
Orgeneral Bedrettin Demirel, Kıbrıs'a çıkarma
harekâtının komutanıydı. Mersin'deki deniz üssün-
de bir çardağın altına oturmuş hazıriıklan denetliyor,
âyrıca zaman zaman Adana'daki kolordu komutan-
lığından Kıbns Barış Harekâtı'nı yöneten Kara Kuv*
vetleri Komutanı Eşref Akıncı ile konuşuyordu.
Beni bir güzel terslemiş, "birkenara çekilmemi",
kısaca gözüne gözükmememi istemişti. Uzaktan
gözlüyor, sesiyle konuştuklannı işitiyordum. Bir ara
telefon çaldı. Demirel, "Emrediniz komutanım" de-
di.
• Orgeneral Akıncı olabilirdi. Yavaşça yürüdüm ve
biraz ötesinde durdum Demirel'in. Bir süre konuş-
tuktan sonra eliyle sinek kovarmış gibi, "Burada bir
gazeteci var, adı Cüneyt Sizin gönderdiğinizi söy-
ledi" dedi. Dinledi ve Başüstüne" dedi.
tzin çıkmtştı. Yüzlerce gazeteci 3-5 kilometre öte-
de Mersin'deki otellerde adaya girebilmeyi, savaşı
izlemeyi beklerken ben... Girne-Lefkoşa hattında
tek başıma resim çekiyor, savaşı izliyor olacaktım.
"Sonra gel" dedi Demirel Paşa. Ama denizci su-
baylar, o canlı ve neşeli insanlar, "Boşver" diyoriar-
dı, "Biz seni bir çıkarma gemisine atanz."
Korku belası, harekâttan saatler önce bir tekne-
ye girdim. Saclar güneşten kızmış, teknenin içi fınn
gibiydi. Sonra tekneler kaJktı. Mersin ümanı'ndan çı-
karken korkusuzca güverteye tıımandım ve Mersin
kentine, oteller semtine şöyle bir baktım...
Hepsini atlatıyordum!
Beklediler, geldiler
O gece çıkarma gemisinin küçük güvertesinde
öyle rahat uyudum ki, anlatılamaz. Küçük bir mut-
fakta hazırlanan patates yemeğınin lezzeti hâlâ da-
mağımda.
Gün ağarıyordu, yaklaşıyorduk adaya. Türk jetle-
ri hızla geliyor, iniyor aşağılara ve bombalan bırakı-
yorlardı. Dağlann tepesi alev alev ve duman duman-
dı. Belirli bir noktaya komandolar indiriliyordu.
Karaya çıktığımız yere koşut dar bir asfaltta tank-
lar, zırhlı araçlar dizildi. Yukardan, tepelerden Rum
uçaksavarlan mermiler yağdınyordu. Bir ağaçlığın
ortasında komutanlar toplanmış, konuşuyorlardı.
Sonra tanklarhareketegeçti. Birintrrüzertndeydim. -
Resim çekiyordum. Harekâtı yönetenlerden Bora
Paşa yanıma gelmiş, yer yer, öbek öbek teslim olan
Rumlann resimlerini çekmemi istiyordu.
Üzerinde bulunduğum tank bir ara kıyıya yakın bir
yerde, ilerideki bir binadan ateş edenlere ani olarak
bir mermi savurdu. Sarsıntıdan yere düştüm. Tozlar
indikten sonra gördüm ki ateş açan bina yerle bir ol-
muş.
Müthiş bir disiplin. Herkes görevinin bilincinde.
Düşman ateşi altında Girne'ye girdik. Sonra Lef-
koşa'ya doğru yola koyulduk. Askerlerimiz hafif ha-
fif "temizlik" yapıyoriardı. Sağda, yukanda Hilarion
Kalesi'ni gördüm. Yeraltına indirilmiş büyük karar-
gâhta komutanlar masanın çevresinde harekâtı tar-
tfşıyoriardı.
- Yaralıları taşıyan bir helikopterle aynı gün akşam
üzeri önce Adana'ya, sonra otomobille Istanbul'a re-
simleri ve yazıyı yetiştirdim.
Kıbns'a kaç kez gelmiştim. 1958-59 yıllannda An-
kara Radyosu'nda her gece yayımlanan "Kıbns Sa-
aii"n\ yazıyordum.
Rauf Denktaş genç bir avukat. Doktor Fazıl Kü-
çük elinden sıgara düşürmeyen bir lider. Iki idealist!
Tanışmamız öyle oldu, yıllarca sürdü. Her Anka-
ra'ya gelişlerinde görüşürdük.
Anılarçok, renkli, unutulmaz.
Baf yollarında Denktaş'ın arabasında giderken
konuşmalarımızı, Rumlara karşı canlanan Türk di-
rencinin dahadagüçlenmesi için yapılması gereken-
leri.. Makariosun. Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesiniya-
saklamasından sonra "birtikte adaya kaçak girme
hazırlıklarımızı".. daha niceleri.. anımsamakla bit-
mez.
20-30 yıl önce Lefkoşa Türk kesimi yorgun ve
yoksuldu. Geceleri küçük barakamsı bir dükkânda
kör ışıkta köfte hazırlayan yaşlı adamdan başka çev-
rede kimselerolmazdı.
. Tek bir gazete. Doktor Küçük'ün "Halkın Sesi"
gazetesi. Tek bir iletışim aracı: Ankara Radyosu. Ku-
laklar oraya çevrili.
Yıllarca dua etmişler. beklemişlerdi. Asker işte 20
Temmuz 1974 günü Kıbrıs'a iniyordu. Kıbrıs'a giri-
yorduk.
23 yıl sonra bugün, Kıbrıs'taki Türkler var olma-
nın. onurla yaşamanın hukuksal savaşını veriyorlar.
Kazanacakar!
Arkadaşııııız bitkisel
I Baştarafı 1. Sayfada
ğun bakımdak: ikısinin du-
rumu daha iyileşme belirti-
leri göstermeyebaşladı. Sa-
ni Konukoğlu Tıp Merkezı
Müdürü İbrahimKonukçu-
ojpu ile Başhehm Prof. Dr.
ÜîıalStrt ve Ytrdımcısı Be-
yin Cerrahı ZM İpekoğhı.
CH A muhabir Şevki Duru-
su'nunbilinciLİn açıldığını
ve iyileşmeyebaşladığını.
avnı dLzelmenm yoğun ba-
kımda:edavisisürenAnaliz
d'ergisi muhab.ri Nuri Ka-
rabulut'ta da :örüldüğünü
bildirdler.
Yetldliler. dırumunda be-
li-rgin kötüleyne görülen
muhatirimiz s.emal Bağ-
cı'nın 32) ise'.ıbben öldü-
ğünü, .aşamınn tıbbi alet-
lere bailı süreHldiğini söy-
ledilcr'Yetkiler.'•Tıbben
h'er ş«- yapıld. yapılmaya
da de-vım edilhor, ama hiç-
bir uyanya cevap vermiyor.
Beyinde ödemler arüyor.
Kcmal Bağcı maalesef bit-
kisel yaşamda" dediler. Akıl
almaz kazadan sonra gaze-
tecilenn kaldırıldığı Sani
Konukoğlu Hastanesi. dün
çok sayıda yurttaş ve polisin
akınına uğradı. Kan veren
yurttaşlar. yaralı gazetecile-
rin ailelenni teselli etmeye
çalıştılar. Aynca Gaziantep
Valısi Muammer Güler.
Emniyet Müdürü Hüseyin
Çapkın ve diğer ilgililer de
yaralı gazetecileri ziyarel
ettiler.
Tanm \ e Köyişleri Baka-
nı Mustafa Taşar. gazeteci-
1en n "Tabela 5.5 tnetre yeri-
ne 4S metreyükseklikte de-
niliyor. Araştırma yapıldı
mı" sorusuna "Sonışturma
açıkh. Eğer ihmal varsa so-
mmlular cezalandınlacak-
ür" yanıtını \erdi.
B A R I S V E Ö Z C Ü R L Ü K B A Y R A M I N D A N N O T L A R
Yeşil lıattm gerisi sessizLEFKOŞA (Cumhuriyet) - Yeni
Türk hükümeti, Avrupa Birliği'nin
(AB) Kıbns sorunu için yeni birdö-
nemi başlattığı sırada Banş ve Öz-
gürlük Bayramı gerekçesiyle adaya
•'çıkarma'" yaparak, deklare ettiği
koşullarda "bİöf" yapmadığmı da
kanıtlamayacalıştı. Türkiye ve KK-
TC'li birçok yetkilinin üzerinde uz-
laştığı konu. agırlıklı olarak Çiller
hükümetleri ve son olarak REFAH-
YOL iktidarı dönemınde gösterilen
tutarsızlığın yeni iktidara "öncelik-
le şantaj \apmadığını göstcrmek"
görevini de yüklediğiydi.
Konusunu. eski Dışişleri Bakanı
Turan Güneş'in kızının adından
alan "Ayşe tatile çıktı" parolasıyla
başlatılan Banş Harekâtı. Kıbns"ta
bir dönemi kapattı. Kuzey Kıbns
halkının. başlattığı harekâttan 23 yıl
sonra adaya gelen Başbakan Yar-
dımcısı Bülent Ecevit'i "Başbakan
Ecevit" sloganıyla karşjlaması özel
anlamtaşıyordu. Ece\itde."Benim
için Kıbns'ta bulunmanın bû\ük
değer ve anlamı vardır. Burada ol-
nıaktan büyük kıvanç duyuyonım"
sözleriyle duygularını saklamadı.
Havanın çok sıcak \e nemli ol-
masına karşın birçok Kıbns Türk'ü
Lefkoşa "da ünlü Cumhunyet Mey-
danfnı doldurdu. Denktaş \e Ece-
vit'in konuşmalanyla heyecanlanan
yuntaşlar. askerler ve zırhlı birlik-
lerin geçit törenleri sırasında daha
da coştu. Kentin birçok yerine asıl-
mış pankartlarda yer alan "Rum-
Yunan zulmüne karşı etkin garan-
törlük", "AB enosisine hajır" ifa-
deleri Kıbns Türk'ünün ne isteyip
ne istemediğıni gösteriyordu. Ku-
zey Kıbns halkı. kendilerine "riiş-
vet™ olarak uzatıldığına inandıkları
AB karannı bir pazarlık koşulu ola-
rak tanımadıklannı da ortaya koy-
dul. Adını bir tngiliz subayın yeşil
kaleminden alan Yeşil Hat ise pek
sessizdi. Sadece bir Rum askeri hat-
tın önüne kadar gelen Türk gazete-
cileri gösteriyordu parmağıyla
diğer askerlere.
Ankara'dan destek mesajı
• Baştarafı 1. Sayfada
lirtti. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. Türkiye'nin Kıbns ve Do-
ğu Akdeniz'de huzur ve istikrann
güvencesi olmaya devam edecegi-
ni vurguladığı mesajında şu görüş-
lere\er \erdi: "Türkiye.Kıbnsso-
rununun. müzakere yoluyla, siyasi
eşitliğeda> aİL adilve gerçekçi bir çö-
züme ka>nşturulmasını istemekte-
dir. Bu çözümün yolu iki tarafara-
sında güven ortamının tesisinden
geçmektedir. Çözüm için her iki hal-
kın siyasi iradesi ve mutabakatı
esastıri" Banş Harekâtı'nın gerçek-
leştırildıgı 20 Temmuz 1974tarıhı-
nin Kıbns Türk halkının özgürlüğe
kavuştuğu gün oldugunu belirten
Demirel. bu uğurda ölen şehitleri
rahmetle andığını söyledi. Başba-
kan Yılmaz da mesajında. Türkı-
ye'nin garantör devlet olarak ulus-
lararası anlaşmalardan doğan hak
ve sorumluluklannı kullanarak ger-
çekleştirdiği Banş Harekâtı'nın
üzerinden 23 yıl geçtiğini belirte-
'Zor ve çetin zirve'
I Baştarafı 1. Sayfada
den söz etti. Klerides. "Ancak
Kıbns Helenizminin geleceğiıügii-
vence altına alma> an bir çözümii
kabul etmejeceğiz"' dedi.
Fileleftheros gazetesinin habe-
rine göre Klerides, Kıbns sorunu-
na yönelik çözüm sürecinin zor
ve karmaşık olacağını belirterek
bu süreci her türlü ciddiyet ve so-
nımlulukla karşıiadıklannı kay-
detti. Klerides sözlerini şöyle sür-
dürdü:
" Yeni girişimin Kıbns Heleniz-
minin çıkarma olduğu kanaatine
vanrsak "evef demekte tereddüt
etme>eceğiz. Ancak a\ nı zamanda
hakça yaşayabilir >e çalışabilir bir
çöziime gitmediğimiz kanaatine
vanrsak' hayır' demekte detered-
düt etmeyeceğiz. Bundan başka
kayıp ve mahsurlarunızın insani
konularma da önem veriyoruz.
Halkın ve dünyanın her yanında-
ki Helenlerin desteği, Yunanistan
hükümeti, dünya halkı Qe sıkı iş-
birliği ve diğer devletler ile siyasi
şahsivetlerin aktif desteği ve daya-
nışına ile mücadelenıizin başanv^a
ulaşacağına inanıyorum."
rek "Geçen 23 >ıl bmunca kan dö-
külmemiş olması Kıbns Banş Ha-
rekâtı'nın amacına ulaştığının en
bariz kanıtıdır" dedi.
Yılmaz. adadaki sorunlara çö-
züm bulunmadan ve Türkiye'nin
üyeliği gerçekleşmeden Kıbrıs'ın
AB'ye üye olmasının mümkün ol-
madıöını belırttı. Kıbns'a buluna-
cak çözümün iki kesimlı, iki top-
lumlu eşıt egemenlik. etkin ve fiili
Türk garantisı ilkelerini içermesi
gerektığini \urgulayan Yılmaz.
"Bunların \anı sıra 1%0 tarihli
Kıbns anlaşmalan ile tesis edilmiş
olan Türk-Yunan dengesinin ko-
runması esas olnıaiıdır" açıklama-
sında bulundu.
RP Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, Kıbns Banş Harekâ-
tı'yla Rumlann katliam ve zuimü-
nün sona erdirildiğini. adaya huzur
ve banş geldiğinı belirterek
w
Biz-
ler. Kıbns Banş Harektı'nı yapan
zihniyetin mensuplan olarak bu ta-
rihi. isabetli \e hmırlı olayın şerefl>-
le iftihar edhoruz" dedi.
Bütünleşmeye ilk adını
I Baştarafı 1. Sayfada
hükümetınin desteklediği EO-
KA'cı Nikos Sampson'un 15 Tem-
muz 1974"te gerçekleştirdiği dar-
beninardından Ece\itbaşbakanlı-
ğındaki Türk hükümetınce yapılan
Banş Harekâtı'nın 23. yıldönümü,
dün KKTC'de büyük coşkuyla kut-
landı. Kutlamalara Türkiye'den Dı-
şişleri Bakanı İsnıail Cem, Maliye
Bakanı Zekeriya Temizel. Turizm
Bakanı İbrahim Gürdal. Devlet
Bakanları Hüsamettin Özkan.
Mehmet Batallı. Ahat Andican.
ŞükrüSinaGüreLTBMM Başkan-
vekili KamerGenç ve Hava Kuv-
v etlen Komutanı Orgeneral Ahmet
Çörekçi katıldı. Dün erken saatler-
de adaya gelen Ecev it liderliğinde-
ki Türk heyeti. Ercan Havaala-
nı'nda KKTC Cumhurbaşkanı Ra-
uf Denktaş, Başbakan DervişEroğ-
lu ve Başbakan Yardımcısı Serdar
Denktaş tarafından karşılandı.
Ece\it ve Denktaş daha sonra
Cumhurbaşkanlıgı Köşkü'ne ge-
çerek baş başa görüşrüler. Görüş-
menin ardından Lefkoşa'daki
Cumhuriyet Meydanf ndatörenler
başladı.
Denktaş. Ecevit'in. Banş ve Öz-
gürlük Bayramı kutlamalan için
gelmesinin kendilerine ek mutlu-
luk verdiğini belirterek "Ecevit'in
yeni bir makamda ama aynı heye-
canla, sevgiy le \e Kıbns bilinch le
aramızda oldugunu görüyorum"
dedi. Kıbns sorununun Rumlann
Yunanistan'la başlattığı bir buna-
lım oldugunu söyleyen Denktaş.
"İki bölgeli biroluşumda Rumlann
tahakkümü altına girmeden, eşit
bir egemenlik ve garantöıiük istryo-
nız" dedi.
Denktaş. Kıbnsın, Türkiye'nin
henüz üye olmadığı Avrupa Birli-
ği'ne (AB) alınmaya çahşıldığını
belirterek 9-12 temmuz tarihleri
arasında New York'ta vapılan zir-
\ede Rum yönetimi lideri Glafkos
Klerides'in tutumunu anlamaya
çalıştığını söyledi.
Klendes'in AB istemınden vaz-
geçmediğinı belirten Denktaş. top-
lumlararası görüşmelerin ikinci
ayağını oluşturacak Cenevre Zir-
vesi'ne katılma konusunu değer-
lendirme aşamasında olduklarını
kaydetti.
Denktaş, adaya S-300 tipı Rus
fiizelerinin getirilmesinin ve Yuna-
nistan'a adada üsler verilmesinin
kendileri için sorun yaratmadığı-
nı. Rumlann atacağı heradıma on
kat yanıt vereceklerini belirterek
şunlan söyledi:
"Vbl bu değildir. Silahla denedi-
ler olmadı, jine denerlerse yine ol-
maz, çünkü Kıbns'ın coğrafyasını
değiştiremezler. Kıbns, Anado-
lu'ya 40 mil uzaklıktadır. Kıbns,
Anadolu'daki 60 milyon insanın
kalbindedir. Daha önceleri Türki-
ye'nin blöf yaptığmı söyleyen Kle-
rides, Türkiye'nin blöf yapmadığı-
nı 1974'te gördü."
Ecevit. konuşmasında çözümün
KıbnsTürk Banş Harekâtı ilesağ-
landığını ve adaya kesintisiz ban-
şın geldiğini vurguladı. Banş Ha-
rekâtı'nın ardından adanın tümüne
ekonomik refah. demokrasi ve öz-
gürlük geldiğini belırten Ecevit.
"O zaman niye çözüm aranıyor. Fi-
ili çözümü iki tarafın kendi egemen-
liklerine ulaşması ile gerçekleşti.
Resmi çözüm de bunun korunma-
sıyla sağlanabilir" diye konuştu.
Ecevit. Güney Kıbrıs Rum Yöne-
timi"nin iki-üç yıldır toplumlara-
rası görüşmelere yanaşmadığını
anlatarak "Neden bu tavır degişik-
liği? Birincisi, Rumlar, Güney Kıb-
ns'ta Vunanistan'ın askeri yığınak
yapmasına i/in verip deniz ve hava
üsleri açmalanna fırsat vermişler-
dir. İkincisi de Rusya'mn, Rumla-
nn isteği üzerine Güney Kıbns'ı,
Doğu Akdeniz'i bir«skeri ve eko-
nomik üs olarak kullanma çalışma-
landır. Türkiye var oldukça, bun-
lar asla gerçekleşemeyecek hayal-
lerdir" dedi.
Ecevit. Rum kesimınin aşın de-
recede silahlanmasının KKTC'nin
yanı sıra Türkiye'yi de hedefledi-
ğini vurguladı. Güney Kıbns'ta 3
bin Rus şirketi bulunduğuna, S-
300 tipi füzelenyle birlikte adaya
Rus askerlerinin geleceğine dikkat
çeken Ecev it. "Rusya. Doğu Akde-
niz'de kendine bir yer edinmiş ola-
caktır" dıye konuştu.
Adadaki iki toplumun Nevv
York"ta yaptığı görüşmelerin. AB
Komısyonu"nun Türkiye'yi dışla-
yan son kararı ile baltalandığını
kay deden Ecev it şu açıldamada bu-
lundu:
"AB, Türkiye'ye karşın Kıbns'ı
almaya kalkıştı. Türkiye ve KKTC
çaresiz değildir. AB yolunda her
adım, Türkiye ve KKTC cumhur-
başkanlannın 20Ocak 1997'debe-
lirttikleri gibi bütünleşme zorunlu-
luğunu arttınr. Bu bütünleşme için
ilhak deniyor. ancakbu ilhak olnıa-
yacak. KKTC egemen bir ülke ola-
rak varlığını ebediyen sürdürmeli-
dir. Bütünleşme, KKTC'nin dış si-
yaset, dış gü> enlik ve mali alanlan-
nı kapsayacak. Türkiye. KKTC
ekonomisini, ABdestekli Rum eko-
nomisi düzeyineçıkarmakta karar-
lıdır."
Konuşmaların ardından adada
bulunan Türk ve KKTC askerleri
ile zırhlı birlikler geçit töreninde
bulundular. Tören sonrasında. Baş-
bakan Derviş Eroğlu, Türk heyeti-
ne Saray Otel'de bir yemek verdi.
Yemeğin ardından iki ülke heyetle-
ri Cumhurbaşkanlıgı Köşkü'nde
bir araya geldiler. Heyetlerarası gö-
rüşmelerin tamamlanmasıyla bir-
likte Denktaş ve Ecevit. ortak ba-
sın toplantısı düzenleyerek bir so-
nuç bildirgesi yayımladılar. Ortak
bildiride. "Güney Kıbns'taki yo-
ğun silahlanmanın ve teröre verilen
desteğin Türkiye'ye y önelik bir teh-
dit ölçüsüne varmış oldugunu da
göz önünde tutan taraflar. Türki-
ye'nin KKTC için güvence olması
kadar, KKTC'nin de Türkiye'nin
güvenliği açısından artan önemini
>Tirgulamışlardır~ denildi.
AB'nin Kıbns Cumhuriyeti adı
altında Güney Kıbns Rum Yöne-
timi ile tam üyelik görüşmelerine
başlaması durumunda Türkiye ve
KKTC'nin aşamalı olarak bütün-
leşme sürecine gireceği belirtilen
ortak bildirgede bütünleşme süre-
cınin aşamaları şöyle sıralandı:
1- KKTC bağunsız bir de\ let ola-
rak varlığını sürdürecektir. ancak
düny aca resmen tanınıp bağunsız
ve demokratik bir devlet olarak
uluslararası alanda her bakımdan
hakkı olan yeri alıncay a kadar, KK-
TC'nin dış politika menfaatlerinin
korunması amacıyla iki ülke ara-
sında özel ilişki tesis edilecektir.
Kıbns'ı ilgilendiren, ancak Kıbns
Türk halkına söz hakkımn tanın-
madığı her türlü uluslararası top-
lannda TC heyetlerine KKTC tem-
silcileri de dahil edilecektir.
2- KKTC'ye yapılabilecek sal-
dınlar Türkiye'ye yapılmış sayıla-
cak. bu amaçla iki ülke arasında
bir ortak savunma kavramı oluştu-
rulacaktır.
3- İki devlet parlamentolan ile il-
gili bakanlannın katılımıy la ortak-
lık konseyi kurulacaktır.
4- TC ile KKTC arasında ekono-
mik ve mali birlik oluşturulacaktır.
KKTC, Türkıye'nin öncelikli böl-
gesel kalkınma makro ekonomik
master planlan kapsamına alına-
cak. Türkiye'deki kalkınmada ön-
celikli yörelere uygulanan destek
ve teşviklerden KKTC de yararla-
nacaktır.
5- Serbest bölgeler bütünleştiri-
lerek Doğu Akdeniz'de büyük bir
ticaret \e sanayi merkezi oluşturu-
lacaktır.
6- Türkiye üzerinden KKTC'ye
ulaşım olanaklan genişletilecektir.
7- Bayrak Radyo \e Televizyonu
(BRT) yayınlannın, TÜRKSAT uy-
dusundan y ararlanarak Türk tele-
vizyon yayınlanmn ulaştığı bölgele-
re genişletihnesi sağlanacaknr.
8- KKTC'nin su gereksinimi en
kısa sürede Türkiye'den karşılana-
caktır
9- AB ile Güney Kıbns Rum Yö-
netimi arasındaki yapısal işbiriiği
ve uvum düzenlemelerinin benzer-
leri. Türkiye ile KKTC arasmda
gerçekleştirilecektir.
Dünyayı güzellik kurtaracak
görkemli geçti. Yaklaşık § bin kişinin geldiği konserde halkın coşkulu katılımıvla şarkılannı seslen-
diren Zülfii Livaneli, yaptığı konuşmada. dünyayı güzelliklerin kurtaracağını belirtti. l.ivancli. Sı-
vas yangınında katledilen şair Metin Altıok'un bir şiirinden bestelediği şarkısını okuduktan sonra
kalabalıktan gelen yoğun alkış üzerine. "Sevgili dostum Metin Altıok ve Sıvas yangmında ölen 37
aydını burada anıyorum" dedi. (Fotoğraf: KAAN SAGANAK) >
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Yeryüzünde hangi nedenle olursa olsun suçlan-
dığı için sevinen başka politikacı var mıdır bilinmez
ama, kendisine yönelik öteki suçlamalara sağır ka-
lan Çiller'in ajanlığa sarılması, bu anlayıştan kur-
tuluşun kolay olmayacağını gösteriyor...
Zira, oyunun kuralları belli değil. Neredeyse, "Çil-
leryargılanmasın, yargılanırsa kahraman olur"yar-
gısı yerleşecek...
Çiller sevinçle haykınyor:
"Bu bacınıza iftira atıyorlar, casus diyorlar. Do-
ğu Perinçek'/n hazırladığı iddianameyi ciddiye
alıyorlar..."
Doğal olarak Çiller, iddianameyi sadece savcı-
lann hazırlayabileceğini bilmiyor. Çiller'in sözleri-
nin ardından çevresindekiler basıyor alkışı...
Pek çok kurumda çalışanların ezbere bildiği bir
tekerleme vardır:
Müdür uyumaz, sadece gözlerini dinlendirir...
Müdür kuruma geç gelmez. sadece arada bir
bensiz nasıl yürüyor diye kontrol için uğramaz.
Müdür hata yapmaz, sadece acaba çalışanlar
hatayı görüyor mu diye kontrol eder.
Müdürün odasına kendi düşüncelerinizle girebi-
lirsiniz ama, müdürün düşünceleriyle çıkmak zo-
rundasınız...
Sözü uzatmayalım, bir kurumun en yetkili kişisi-
nin yaptığı her şeyin mantıklı bir açıklaması bulu-
nur...
Bütün bunlara şunu ekleyebiliriz:
Başbakanlık, bakanlık yapan bir genel başkan
casusluk yapmaz, sadece devletin sırları başkala-
rı tarafından bilinirse sonuç ne olur diye kontrol
eder...
Bu da yurtseverliğin bir göstergesidir. Karşıhğı,
madalyayı gerektirir.
Çiller ve daralan çevresi bunu çok iyi bildiği için,
casusluk suçlamasına denizde yılana sanlır gibi
sanldılar.
Parsadan'ın hüküm giymesiyle birlikte Çiller'in,
30-35 bin oy satın almak için örtülü ödeneği kul-
landığı kesinleşti. Çıt yok...
Ailenin politikaya atılmasıyla birlikte malvarlığı
tavana vurdu. Bunların kaynağırun araştırılması is-
teniyor. Çıt yok...
istanbul Bankası'nın batırılması olayının perde-
si aralandıkça, bankanın nasıl hortumlandığı orta-
ya dökülüyor. Adres, Çiller'e uzanıyor. Çıt yok...
Ömer Lütfü Topal cinayetiyle ilgili ifadelerde
adres Enişte'ye de uzanıyor. Çıt yok...
Sahibi oldukları holdingin bir yılda ödediği ver-
gi, bir öğretmenin ayda ödediği vergiyi geçmiyor.
Çıt yok...
Daha onlarca iddiavar. Bunlardan nasıl yırtarım
diye çırpınan Çiller, şimdi casusluk iddiasını nasıl
abartırım diye çırpmıyor.
Ip... Ipleme...
Çiller, felaketten 16 gün sonra Kırıkkale'ye gitti.
Çok da geç sayılmaz. Biraz insan ıçine karışınca,
samimi olarak mı olmayarak mı bilmiyoruz ama
şöyle demiş:
"Halkla konuşmanın tadı başka..."
Tabii Tansu Hanım, bizim halkımızın sizin gıbile-
re itibarı da birbaşkadır. Ne demişler? Türk mille-
ti narindir ağır sözü kaldırmaz. Aptal diyene kızar
soyana aldırmaz...
Bir süredir dilinden düşürmediği sözü de yine-
lemiş:
"Benim kasap Ahmedimin oyuyla generalin oyu
eşittir."
Çok doğru Tansu Hanım, yargı önünde de sizin
kasap Ahmet'le bir genel başkanın durumu eşit-
tir...
Yargılanarak kahramanlaşma sürecinde Çiller'in
kullandığı bir söz daha var:
"Siyasete giren ipini de yanında taşır..."
Tabii, siz hiç ipsiz olur musunuz?
Sizin iplerle kuyuya inenleri gördük...
Anlaşılan pazara daha çok ipliğiniz çıkacak...
Ama dikkat edin, pazara çıkmayan iplerın ucu-
nu kaçırmayın...
Bundan sonra o iplere un sermek de zor olur...
Size bu kadar ip yeter...
Daha fazla iplemeyelim...
g~-\ •• ••! ı • !• w•
triımruk bırligı
masaya yatırıhyorLEFKOŞA (Cumhuri-
yet) - Başbakan Yardımcısı
Bülent Ecevit. Türkiye ile
Avrupa Birliği (AB) arasın-
da imzalanan gümrük birli-
ği (GB) anlaşmasının yeni-
den masaya yatırılacağını
bildirdi. Ecevit. GB'ye ge-
çildikten sonra Türkiye'nin
AB ile ticaretindeki açığın 5
milyar dolardan 11 milyar
dolara çıktığını vurguladı.
Kıbns Banş Harekâtı'nın
23. yıldönümü kutlamalan
için KKTC'ye resmı bir ge-
zi düzenleyen Ecevit, KK-
TC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş ile ortak basın top-
lantısı düzenledi. Ecevit.
AB Komisyonu'nun Türki-
ye'nin AB'ye tam üyeliği
konusunda olumsuz karar
almasının ardından Türkiye
ile AB'nin ilişkilerinin kesı-
lip kesilmeyeceğine ilişkin
bir soru üzerine,
U
AB-Tür-
kiye ilişkileri kesilecek düze-
ye bile ulaşamadL Tam üye-
lik hedefimize karşın kapı sı-
kı sıkıya kapalı" yanıtını
verdi. Ecevit, Türkiye'nin
GB'nin işlemesiyle ilgili
kaygıları oldugunu kayde-
derek anlaşmanın bazı mad-
delerinin tartışılacağını bil-
dirdi.
Dışişleri Bakanı İsmail
Cem de aynı konuyla ilgili
olarak, şunlan söyledi:
"Anlaşma şöy le bir varsa-
yımla imzalandı: 'GB Tür-
kiye'nin AB ile tam üyelik
perspektifinı yerine getire-
cek." GB'nin bir yülık uy gu-
lamasında mali protokolün
işlememesi ve AB'nin yü-
kümlülüklerini yerine getir-
memesini görüyoruz. Bura-
da bir üyenin veto etmesi
mazereti kabul edilemez. Bu
AB'nin kendi sorunudur.
İkinci olarak da kurumsal
taahhüdün yerine getirilme-
mesi söz konusudur. 1995'te
yani GB'den önce AB-Tür-
kiye ticareünde 5 milyar do-
lariık açığımız vardı. 1996
rakamlannda ise bu açık 11
milyar dolara çıkıyor. Anlaş-
malan yaparken eksikler,
eksiklikler olabilir. Düzelti-
lebilir vanları olabilir. AB
üyesi ülkelerden hiçbiri bir-
liğe girmeden önce GB'yi
imzalamadı. Türkiye bunu
yapıyor. Tam üyelik pers-
pcktifi nedeniyle büyük bir
bedel ödüyoruz. Ancak bu
tam üyelik perspektifi Tür-
kiye'ye açüamadı. AB ile bu
haklı şikâyetlerimizin düzel-
tilmcsini isteyeceğiz. GB'nin
yanlış bölümleranin düzeltil-
mesi ve tam üyelik perspek-
tifinin önümüze açıkça
konulmasını isteyeceğiz."