23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 1997 PAZAR HABERLER Baskıya sessiz protesto • İstanbul Haber Servisi - tnsan Haklan Derneği"ne yönelik baskılan protesto etmek için her cumartesi günü yapılan "sessiz oturma eylemi"nin ajtıncısı dün dernek binası önünde yapıldı. Kayıp yakınlan ile İHD yöneticilerinin katıldığı oturma eyleminde konuşan avukat Eren Keskin, hâlâ beş şubelerinin kapalı olduğunu söyledi. Derneğe destek vermek için oturma eylemine katılan Emeğin Partisi üyeleri de yaptıklan açıklamada. "Partimiz, katillerin, çetelerin, mafya örgütlerinin derhal yargılanmasını istiyor" dediler. Ölüm orucunda ölenler anıldı • tZMİR/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Cezaevlennde geçen yıl yaşanan süresiz açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinde yaşamını yitiren 12 kişi, dün düzenlenen çeşitli etkınliklerde anıldı. lzmir'de düzenlenen eyleme katılan aileler, cezaevlennde yeniden hücre sistemine dönülmek istendiğini belırterek bu uygulamaya karşı herkesi duyarlı olmaya çağırdılar. Haklar ve Özgürlükler Platformu'nun HADEP Esenler ilçe binasında düzenlediği etkinlikte de ölenler anısma yapılan saygı duruşunun ardından dia gösterisi sunuldu. Etkinlikte geçen yıl ölüm orucu eylemine katılan Havva Suiçmez ve Hacı Demir de birer konuşma yaptı. 'Siyaset dejenere oldu' • BAHADIN(AA)- Yozgat'ın Bahadm beldesinde başlayan 5. Kültür Şenlikleri kapsammda düzenlenen 'Medya ve Siyaset' konulu panelde konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli. medya ve siyasetin dejenere olduğunu savundu. Siyasetçinin muhalefette iken basın özgürlüğünü savunduğunu. iktidara geldiğinde ise tam tersini yaptığını belirten Güreli, büyük para sahiplennin medyanın içerisine girmesini de eleştirdi. Güreli, "Basm kuruluşlannm yerini "medya centerler' almıştır. Taraflı haberler. yorumlar gazetelerin manşetlerine çıkmıştır" diye konuştu. Zana'ya ceza • İstanbul Haber Servisi - Kürt-Pen Başkanı Haydar Işık'ın, Belge Yayıncılık'tan çıkan "Dersim Tertelesi" romanında TMY'ye muhalefet ettiği gerekçesiyle yargılanmasına devam edildi. Istanbul 6 No'lu DGM'de görülen davanın son oturumunda mahkeme heyeti, yaymevinin avukatı Özcan kılıç'ın kitap hakkındaki yasaklamanın kaldınlması yönündeki istemini reddetti. İstanbul 5 No'lu DGM de aynı yayınevinden çıkan. eski Diyarbakır Belediye Başkanı Mehdi Zana'yı "Evina Dila Mın" isimli kitabı nedeniyle 10 ay hapse 83 milyon lira da para cezasına çarptırdı. Düzeltme ve özür • Haber Merkezi- Gazetemizın dünkü sayısının dördüncü sayfasında "Ecevit: Devleti işgal etmişler' başlıklı haberin sütunlannda başka bır haber yer almıştır. Teknik bir hatadan kaynaklanan bu durum nedeniyle Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit"ten ve okurlanmızdan özür dileriz. RP'li olay bakan Kahraman, devletin işgaline, 78 yandaşmı işe yerleştirerek katıldı Kütiiphaneler imam doluBAHAR TAıNRISE\ ER ANKARA - RP"h Kültür Ba- kanı İsmail Kahraman döne- minde. merkez ve taşra kesi- mindeki kütüphanelere. imam- hatip lisesi ve yüksek İslam ens- titüsü mezunu toplam 78 ımam kökenli kişinin atandığı belır- lendi. Kültür Bakanlığfna yakın kaynaklardan alınan bilgıye gö- re, Çorum Mesnet Köyü Camii tmamı Mustafa Ateş Yenima- halle Halk Kütüphanesi'ne me- murolarak: Afyon Emirdağ Eş- refli Köyü Camii Imamı Meh- met Korgancı Antalya İl Halk Kütüphanesı Şeflığı'ne: Amin Yusufeli Camıı tmamı Sül«- • Merkez ve taşra kürüphanelerinin kadrolan Refah Partili Kültür Bakanı İsmail Kahraman tarafından imam kökenli kişilerle dolduruldu. Kahraman, Refah yandaşı 78 imam-hatip lisesi ve yüksek İslam enstitüsü mezununu görevleriyle ilgisi olmayan yerlere atayarak büyük bir partizanlık örneği verdi. man Küçükocak Artvin Merkez Çocuk Kütüphanesi Müdürlü- ğü'ne: Artvin Ardanuç Camii tmamı Hürmet Vedek Artvin tl Halk Kütüphanesi Müdürlü- ğü'ne: Aydın Çine Müftülüğû imam-hatibi Halil YUdız Aydın Çine İl Halk Kütüphanesi Mü- dürlüğü'ne; Bayburt Müftülüğû imam-hatibi Lokman Serdar Demirözü Kütüphanesi Müdür- lüğü"ne Kahraman döneminde atandı. Aydın Çine Bahçearası Köyü İmamı Beşir Turgut Ger- mencik Ortaklar Kütüphanesi Müdürlüğü'ne: Nazilli Yatırcık Köyü Imamı Yılmaz Acar Ku- yucak tl Halk Kütüphanesi'ne memur olarak; Balıkesir Bey- köy Camii tmamı Bülent Demi- rören Edremit Güre Kütüpha- nesi'ne memur olarak; Burdur Yeşilova tmam-Hatip Lisesi öğ- retmeni Bekir Şahin Burdur il Halk Kütüphanesi Müdürlü- ğü'ne; Burdur Ağlasun Müezzi- ni Hasan Başar Burdur Tefenni 11 Halk Kütüphanesi'ne memur olarak; Bucak Kestel Köyü Ca- mii İmamı Adnan Bülbül Bu- cak İlçe Halk Kütüphanesi'ne memur olarak; Bursa Mustafa Kemal Paşa Yeşilova Köyü Ca- mii İmamı Zeki Demir Bursa Karacabey Kütüphane Müdür- lüğü'ne; Çankın Imam-Hatip Lisesi öğretmeni Mehmet Aİi Göktaş Çorum il Halk Kütüp- hanesi Müdürlüğü'ne; Çorum Oğuzlar Müftülüğû daktilogra- fı AbduUah Ava Çorum tl Halk Kütüphanesi' ne memur olarak; imam-hatip lisesi mezunu Kay- seri Milli Eğitim Müdürlüğü memuru Mahmut Harmancı Kayseri İl Halk Kütüphanesi'ne ambar memuru olarak; Konya Meram-Yenice Irmak Camii İmamı Abdurrahman Kork- maz Konya İl Halk Kütüphane- si Müdürlüğü'ne; Konya Müf- tülüğû Müezzini, Karaman İmam-Hatip Lisesi öğretmeni Abdulkadir Gök Sarayönü Kü- tüphane Müdürlüğü'ne; yüksek İslam enstitüsü mezunu Bartın lt Kültür Müdür Yardımcısı Ha- lil Kaymak Kütahya Vahitpaşa II Halk Kütüphanesi Müdür Yardımcılığrna. SÜRECEK CumartesiAnneleriHasan Gülünayhandı Cumartesi Anneleri'nin 114. haftasına giren oturma eyleminde bir araya gelen kayıp yakınlan ve insan haklan savunuculan, 5 yıl önce 20 Temmuz 1992 günü gözaltında kavbedilen Hasan Gülünay'ı andı. Hasan Gülünay'ın eşi Birsen Gülünay, "Güzel olan her şey onurlu insanlann elleri üzerinde yükseliyor. kav ıplar bulunup hesaplan sorulana kadar mücadelemi/e devam edeceğiz'' dedi. tnsan Haklan Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin, İHD İstanbul Şubesi Başkanı Ercan Kanar, Tuncelililer Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Salman Yeşilgöz, şair Suna Aras, tiyatrocu Orhan Aydın, müzisyen Şanar Yurdatapan, sanatçı Ferhat Tunç ve Tomris Ozden'in de aralannda bulunduğu 500'ü aşkın insan, "Kayıplar bulunsun, hesap sorulsun" ve -Analann öfkesi katilleri boğacak" sloganlannı attı. Kolombiya'da 11-14 temmuz tarihleri arasında düzenlenen u Kayıp Kurultayı^na katılan şair Suna Aras, 14 Yılda 30 bin kişinin kaybedildiği Kolombiya'dan siz Cumartesi İnsanlan'na selam getirdim" dedi. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) DYP'den kaçatı ANAP'a sığımyor AYŞE SAYTN ANKARA-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in bir dönem "A takuTu^nda yer alan ve haklannda ağır yolsuzluk suçlamalan bulunan tzmir Milletvekili Ufiık Söylemez ile Afyon Milletvekili Yaman Törûner'in ANAP'a katılma girişimi, partililer arasında rahatsızlık yarattı. ANAP kapısını zorlayan Törüner ve Söylemez'e ANAP'tan henüz bir yanıt verilmezken Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akarsu. "Her başvuran da ANAP'a ahnacak diye bir şart yok. Bazı siyasi kuraUara uyulması gerekir" dıyerek bazı DYP kökenlilere kapılann kapatılacağı mesajını verdi. Meclıs'ın en hızlı parti değiştıren ismi. Afyon Milletvekili Kubilay L'ygun'un da 1 aylık MHP deneyiminden sonra yeni adres olarak parlamentoda grup kurmaya çalışan DTP'yi seçtiği öğrenildi. DYP'den kopan milletvekillerinin olası bir seçimde "liste garantisi" ile geçmek istemelen ANAP'ta tepkilere neden oldu. Olası bir erken seçimde DTP ile ittifak yapılacağına dikkat çeken bazı ANAP mılletvekilleri, "Bu, seçimlerde bizim durumumuzu zorlaşünr" görüşünü dile getirdiler. Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın da bir süreden beri DYP'den kopanlara kapılan kapadığı ve DTP'yi "tavsiye enîğine'' dikkat çekildi. Bu çerçevede, istifa dilekçesinde "ANAP'a kanlacağmı" açıklayan Yaman Törûner'in başvurusu kabul görmedi. Ufuk Söylemez'ın de ANAP'a yanaştığı. ancak katılım konusunda henüz bir yanıt alamadığı öğrenildi. ANAP kaynaklan. İzmır Milletvekili Rüşdü Saracoğlu'nun karşı çıkması nedeniyle Törûner'in partiye alınmadığına dikkat çekti. Törüner. Çiller ile arası bozuk olan Saracoğlu'nun. Merkez Bankası Başkanlığı sırasında yolsuzluk yaptığını öne sürmüştü. ANAP'lı bir partı yöneticisi, "Erkan Kemaloğlu. 'Mesudin' haplannm mucidi Tevfık Diker bu partiye girdiğine göre, Uftık Söylemez'i de alabilirler. Ama bu, partidc büyük rahatsızlık yaranr" görüşünü dile getirdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Akarsu, partisine geçiş için yoğun istem olduğunu belirtirken. " Bizim şerefli millervekillerine her zaman kapunız açık. Ancak belii siyasi kriterleri göz önüne almak zorundayız. Her gelene kapımızı açamayız" diyerek, DYP'den gelecek bazı milletvekillerine kapılann kapanacaği mesajını verdi. Söylemez ve Törûner'in katıiımlan ile ilgili bilgisi olmadığını ifade eden Akarsu. "Ancak siyasi ilkeler, kurallar var, ona göre bakılır, değerlendirilir" görüşünü dile getirdi. TBB Başkanı Özgen uyardı 'Şeriatçı kadrolar tasfiye edilmeli' • Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Eralp Ozgen yargıç güvencesinin tam olarak sağlanmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen, REFAHYOL döneminde devlet kurumlannda gerçekleştırilen şeriatçı kadrolaşmanın "düzeralmesi gerektiğüıi" vurguladı. TBB başkanlık ve kurullan dün yaptığı toplantıda, güncel olaylarla birlikte gelecek dönem çalışma programını tartıştı. Toplantının açılışında konuşan Eralp Özgen, 4da' et Bakanı ile Müsteşan'nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğinden çıkanlması gerektiğini vurgulayarak yargıç güvencesinin tam olarak sağlanması gerektiğine işaret etti. Yeni hükümetten düşünceyi açıklama özgürlüğünü sağlamasını beklediklerini açıklayan Özgen, Terörle Mücadele Yasası'nın düşünce özgürlüğünün önündeki en önemli engel olarak nitelenen 8. maddesinin kaldmlmasını istedi. REFAHYOL döneminde şeriatın yükseldiğini kaydeden Özgen, "Geçmiş siyasi iktidar tarafından devlet kadrolaruıda gerçekleşririlmiş olan laiklik karşıh kadrolaşmanın mutlaka düzeltilmesi gerekir. Laiklik ilkesinin korunması açısından 8 yıllık kesintisiz temel egitime gecikmeden geçilmesi gerekir 1 ' diye konuştu. Özgen, 19 tetnmuzun sansürün kaldınlışının yıldönümü olduğuna işaret ederek "Ancak gerçek anlamda sansürün kalkttğını ileri sürmek çok zordur. Sansür üzülerek belirtmek gerekir ki şekil değiştirerek daha tehlikeli bir şekilde devam etmektedir" dedi. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr "Yeşil", Türkiye'nin günde- mıne yeniden girdi. Bundan üç ay kadar önce "KimdirBu Ye- şil?" başlıklı bir yazı yazmış ve bulaştığı soylenen bazı kanun- suzlukları alt alta sıralamıştım. Hanefi Avcı'nın TBMM Su- surluk Komisyonu üyelerine yaptığı yeni açıklamalar, "Ye- şil" kodlu bu zat-ı muhteremi hayatımıza tekrar soktu. Gerçekten kım bu Yeşil? Kanal D'nin önceki akşamki haberlerinde, içinde Yeşil'in ol- duğu soylenen bir bant yayım- landı. Özel Tim'den bazı polis- lertelefon ederek o kişinin Ye- şil olmadığını iddia etmişler. " Yeşil"\e yüz yüze gelen ve tehdit edilen CHP yöneticisi Sinan Yerlikaya da banttaki görüntünün Yeşil'e ait olmadı- ğı düşüncesindeydi. "Kimdırbu Yeşil" diyesora- rak bir şeyi aydınlatamayaca- ğımız anlaşılıyor. Yeşil bence Susurluk. Yeşil, Güneydo- ğu'da 15 yıla yaklaşan savaşın çocuğu. O önce muhalıf bir sol 'Yeşil', Susurluk'taki Türkiye'nin Kod Adı örgüt militanryken itirafçı oldu ve devletin militanı haline gel- di. Devlet görevlisi olduktan sonra, olağanüstü "vatanse- verlikle ülkesine ve milletine hizmetetti. "Devletin vemille- tin bölünmez bütünlüğü" için yaşamını ortaya koyma özve- risini gösterdi. Tıpkı Özel Harekât Timi'nin adam öldürmekten yargılanan polisleri gibi, "her şeyi vatanı için" yaptı. Vatan için çalıştı- ğından, dünkü gazetelerden birinin manşeti, "Bu hükümet Yeşil'i çözemez" şeklindeydi. Bu başlık bana da doğru geli- yor. Vatan mı üstün, yoksa hü- kümet mi? Yeşil, vatan için ça- lışmış, hükümet ne hakla onu ortaya çıkanp yargılanmasını sağlayacak? Yeni Ufuk gazetesinde Ge- nelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya yakın bir uzman, Yeşil'le ilgili şu değer- lendirmeyi yapıyor: "Yeşil, var- lığı çok dar ve üst düzey çev- relerde bilinen birzat... Siz sa- dece Ziraat Bankası hesabın- daki bir hareketi yayımladınız. Mesut Bey'/n İstanbul DGM 'ye ilettiği belgeler içinde Iş Bankası Ankara Çankaya Şubesi'nden tahsiledilmiş ba- zı çeklere ait dekontlar var. Bunlann herbirion milyon do- larlık. Bu meblağların Mah- mut Yıldınm'/n tasarrufuna ve kullanımına terk edileceğini düşünmek biraz saflık olur." - Bence Genelkurmay.'ın uz- manı doğru söylüyor. Yeşil kod adlı ve sakallı Mahmut Yıl- dınm bir taşeron. Adam öldü- rürken de taşeronluk yapıyor- du, paraları bankalardan çe- kerken de aynı şeyi yapmış ol- ması kuvvetle muhtemel. Mahmut Yıldırım saklandığı yerden konuşurken aynı nok- taya dikkat çekiyor. Devletin bilgisi dahilinde bir yerde bu- lunduğunu ve istenirse kendi- sine kolayca ulaşılabileceğini söylüyor. O zaman bu devlet hangi devlet? Yeşil'i, "Türk devletini bölmek isteyen solcu, komü- nist ve bölücüler"\n koruyup kollaması mümkün değil. Çün- kü adam vatansever, mesleği de solcu ve muhalif temizle- mek. Peki kim onu koruyor? Şimdiki hükümet mi? Sanmı- yorum. Eğer Tansu Çiller ve- ya Mehmet Ağar kolluyor- larsa, onlann eski gücü kalma- dı. Kim... Kim...Kim? Bu soru- nun yanıtını bulabildiğimiz za- man epeyce bir mesafe almış olacağız. Hükümet Yeşil'i bulamaz- mtş. Genelkurmay Başkanı'nın uzmanı böyle söylüyor. O za- man hükümetten büyük han- gi güç onu kolluyor? Yoksa bu ülke demokratik bir ülke değil mi? Hükümetin elinin uzana- mayacağı nasıl bir güç var ki? Yeşil işi bir muamma değil. Muamma olan Türkiye'nin ha- li. Bir katil ve kanun kaçağı, devlet içindeki bazı güçlere sırtını dayayarak yaşamını sür- dürüyor, kimse de onu bula- mıyor. Hükümetin bile bula- mayacağını da ordunun uz- manı belirtiyor. • • • Yalnız Yeşil değil ki buluna- mayan. Bu devlet, Metin Göktepe'nin adı sanı belli ka- tillerini de yakalamıyor. Böyle devlet olur mu? Böyle bir ülke- ye demokratik bir ülke denir mi? Gazeteciyi, pankart açan genci, EşberYağmurdereli'yi muhalif şeyler söyledi diye hapse atarken son derece atak olan bu devlet, gazeteci katillerini yâkalayamıyor. Ye- şil'in ise bulunamayacağını söylüyor. Yeşil bir bilinmez değil. Su- surluk skandalıyla lekelenmiş Türkiye'nin adı. MtKRO DtNÇ TAYANÇ Hani, Diyorum ki... Roma Imparatorluğu'nun dünya egemenliğine soyunduğu Isa'dan önceki 1. yüzyıl, kendisini 21 yüzyıl boyunca egemenlerın başının belası olacak yeni bir 'mesleğın' doğumunatanıkoluyor Gaze- tecilik! Mesleğin ılk çocuğunun adı, Acta Diurna! Önemli toplumsal ve siyasal olaylardan iflaslara, cenaze törenlerinden yangınlara, evlenmelerden spor gösterilerine dek akla gelen her şeyi yazıyor bu 'duvar bülteni'.. Çocuğun 'babası' mı? O da Gaius Julius Caesar! Hani şu RomaTıranıü! Müs- lüman Osmanlı 'müdebbir' olduğundan mı, yok- sa yobazlığından mı bilinmez(l); matbaayı impara- torluk sınırlarından içeri sokmak için icadından sonra, iki yüzyıl kadar oyalandıktan kelli, bır yüz- yıl da ilk gazetenin yayımlanması için nazlanıyor. Ama gazetecilik bu! Merak ve ısrarcılık işi ne de olsa... Sonunda2. Mahmut "Bu gazete kutsalşe- riata ve devlet düzenine dokunmamak şartıyla, benim iktidanma çok yardımcı olacaktır" diyor ve 1831 yılındaTakvim-ı Vekâyi'nin kurulmasına fer- man buyuruyor... Devlet eliyle kurulan bu ilk 'resmi gazete'den 29 yıl sonra, 1860'ta da ilk 'özel' gazete, Tercüman-ı Ahval doğuyor. Buraya dek ağır aksak olsa bije iyi de, sonrası çorap söküğü gibi geliyor... 1861'de ilk gazete kapatma olayı 'gerçekleşti- hliyor' ve hemen ardından da 'ne olur ne olmaz' denilip 'kısıtlayıcı hükümler' içeren Matbuat Ni- zamnamesi yürürtüğe sokuluyor. Ne var ki bu ga- zeteci milleti başa çıkılmaz bir bela olduğundan, Osmanlı 1867'de 'Kızını dövmeyen dizini döver' mantığıyla sansürün atası sayılan Âli Kararname'yi yayımlıyor... Sansür, kapatma. tutuklama. sürgün falan der- ken, geliyor 1908 ve Ikınci Meşrutiyet ile birlikte Basın Yasası, sansürü kaldırıveriyor(!). Sansür, kapatma, tutuklama ve de sürgün yol- lan tıkanıyor tıkanmasına da, bu kez de gazeteci belaşını susturmanın bambaşka bır yolu bulunu- yor: Öldürmek! İlk Türk gazetesınin yayımlandığı 1861 'den 48, sansürün kaldırılmasından(!) ise yalnızca T yıl sonra, 1909'da Türk basını ılk 'şehıdinı'venyor: Hasan Fehmi! Hakkında yazdıklarına bozulan ve kafasının ka- ranlığında 31 Mart planları yapan Ulu Hakan Ab- dülhamit Han Hazretleri'nın(!) buyruğuyla, Gala- ta Köprüsü üzerinde tek kurşunla öldürülüyor Ha- san Fehmi. Dahası, kendisini ızleyen ve hâlâ da sü- rüp giden yıllar boyunca nicesi yaşanacak 'faili meçhul'\ehn atası oluyorü! 1909'dan 1996'ya, Hasan Fehmi'den Metin Göktepe'y»J*aç gazetecinin faili meçhule kurban gıttıği, kaçının 'sırada 'olduğu, kaç gazetecinin 'fı- kirsuçu' hükümlüsü olarak içerde yattığı, kaçının 'sırasını' beklediğı biraz zor hesaplansa bile 'ma- lum'\ Malum olan bir başka olgu da, Kızıl Sultan'dan bu yana hangi zihniyetin tetikçilere 'vuremri' ver- diği ve de kimlerin 'tecahül-ü arifane'ye sığındığı yani 'bılip de bilmezden geldiği'\ Hani, diyorum ki; şu son günlerde uluslararası kurum ve kuruluşlann baskıları, yabancı ve yerii gazetecilerin nodullamasıyla 'gayrete gelen' hü- kümetimız, içerdeki gazeteciler için 'kerhen'ai çı- kanp da 'prim kazanmak' kadar, kendilerini 'ba- ğışlatabilmek' için ha gayret bir gayret de şu meç- hul(!) faillerın peşine düşse; düşüp de 'birkısım'(!) medyaya diyetini(!) ödercesine, yerde kalan kan- lann hesabını sormaya gırişse... Tabii, başta Uğur Mumcu'nun bombalanmış otomobilinden arta kalan 'kanıtlann' süpürülme- sinden sorumlu o günün içişleri, bugünün savun- ma bakanı ve de başbakan yardımcısı olan zat-ı muhterem ve de 'Atatürk'ün yolundan gitmeye' söz veren hükümet ortaklan el birliğıyle o parça- ları bir araya getırebılmek için çöplüğe el atmayı göze alabiürlerse! Hani diyorum. ne firaklı 'demokrasi dersi' izler- dikdi'mi?.. Ana fikin Adres sormayan kurşunun postacısı bellidir. Ana fikrin ana fikri: Her postacı sorumlusu ol- duğu 'posta'nın 'çıkış adresini' bilir! llgisiz(!) ftkir Casusluğun belgesi mi olur a 'HA- NIMEFENDI'Vl Yazılı açıklama yaptı Demirel'den DYP ve RP'ye tepki ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-İPhderi Do- ğu Perinçek'in DYP lıde- ri Tansu Çiller'e yönelik CIA ajanı suçlamasında tanık gösterdiği Cumhur- başkanı Sülejman Demi- rel, bu konuda "derhal açıklama vapılmasım" isteyen DYP'ye sert tep- ki gösterdi. Demirel. ku- marhanelerin kapatılma- sına ilişkin yasayı veto etmesinin arkasında "rüşvet" bulunduğunu ıddıa eden RP'ye de "Cumhurbaşkanligı ma- kamına ve kişilik haklan- na tecavüz edenlerin, yar- gı önünde hesap verecek- leri tabiidir" yanıtını ver- di. Cumhurbaşkanı De- mirel. DYP hderı Çil- ler'in CIA ajanlığı suçla- masıyla ilgili olarak DYP Grup Başkanvekili Saf- fet Ankan Bedük ile ken- disini tanık gösteren Pe- rinçek'e yönelik yazılı bir açıklama yaparak "Bu tartışnıalarda benim tanıkhk \apmamı veya açıklama yapmamı ge- rektirecek bir durum yok" dedi. Doğu Perinçek. Azer- baycan'da De\ let Başka- nı Haydar Alhev'e karşı düzenlenen darbe girişi- minın CIA güdümlü, "Çiller Özel Örgütü" ta- rafından planlanan bir e> lem olduğunu öne sür- müş. Demirel ve Aliyev'i tanık olarak göstermişti. Bedük de önceki gün yaptığı basın toplantısın- da Demirel'ın bu ıddi- alarla ilgili "derhal" açıklama yapması gerek- tiğini söylemiştı. Demirel, kumarhane- lenn kapatılmasına iliş- kin yasayı veto etmesinin arkasında "rüşvet" bu- lunduğunu iddia eden RP'ye de yazılı bır yanıt verdi. Demirel, "Cum- hurbaşkanlığı makamı- na ve kişilik haklanna te- cavüz edenlerin vargı önünde hesap verecekle- ritabiidir"dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle