03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yavın Koordmatörü. Hikmet Çetinkava 0 Yazıışlerı Mudürlerı IbrahimYıldı/. Dinç Tavanç (Sorumlul 0 Haber Merkezı Muduru Ilakan Kara # Görsel Yonetmen Fikret Eser Dı; Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat. Cengi/ > üdınm 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler. Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yaacı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0Bilgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlcn. Mehmet Faraç YayuıKuıulu İlhanSelçuk(Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtfoöke. Hikmet Çetinka> a. Şükran Soner. Ergıuı Bakı. Düıç Ta>anç, İbrahim Yıldız. Orhan Bursaü, Mustafa Balbav. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balba\ 0 Haber Muduru Doğan Akın Ataturk Bulvan No 125. kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat). Faks 4195027 0 Iznıır Temsılcısı Serdar Kıak. H Zıya Bh 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44191170 AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, InonuCd 119S.No 1 Kat.l.Tel 363 12 II.Faks 363 12 15 Koordınator Ahmet Konılsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare HüseyinGürer0Işletme ÖnderÇeli'k0Bılgı-lşlem Nail İnal 0 Bılgısa\ar Sıstem Mürüvet ÇUer MEDYA C: • Yonetım K.unılu Başkanı - Genel Mudur Gölbin E r d u r a n A Koordınator Reha lşıtman • Genel Mudur Yardımcısı Mine \kdağ Tel 514 <P 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Yıyımlatan *e Ba&an: Ycnı Gun Haber Ajansı Basın \e \ ayıncılık A S Turkocaiı Cac 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbui Tel (0 212) 512 05 05 |IÜ tl.it ı f-aks (ü 212ı 513 85 95 18TEMMUZ1997 İmsak: 3 46 Güneş: 5.40 Öğle: 13.17 İkindi: 17.13 Akşam: 20.41 Yatsı: 22.26 Ücretsiz sağlık hizmetleri • İstanbul Haber Servisi - Ayhan Şahenk Vakfı. "Ücretsiz Halk Sağlığı Hizmetleri" çerçevesinde yaptırdığı genel sağlık ve göz sağlığı araçlanyla sağlık taraması yaptı. Vakıf, Zeytinbumu. Beşiktaş ve Sanyer'de 10 ilköğretım okulunda mart ayından bu yana 10 bınin üzerinde öğrencıye sağlık hızmeti verdi. Çalışma çerçevesinde 9 ilköğretim okulunda sadece göz taraması, 4 ilköğretim okulunda da genel tarama yapıldı. Göz taramalannda en çok miyop astigmata rastlandı. Kul Ahmet toprağa verildi • ANKARA(AA)-Esın Afşar'ın seslendirdiği ünlü "Dedi ki Yoh Yoh" adlı eseri yazan halk ozanı Kul Ahmet, Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde \efat eden ozan ıçin Hacı Bayram Camiı'nde cenaze törenı düzenlendi. Cenaze törenine ozanın ailesi, yakınlan, ICültür Bakanı İstemıhan Talay. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. CHP Milletvekili Mehmet Sevıgen katıldılar. Katil internette aramyor • Haber Merkezi - New Yorklu eşcinsei ve lezbiyenler kulübü. ünlü Italyan modacı Gianni Versace'nin katilini internette yayımladığı bır ilanla, katil zanlısı Andrev. Cunanan'ı ihbarederek yakalatacak bır kişiye 10 bın dolar ödül vereceğini duyurdu. Erkek fahışe olarak bilinen Cunanan'ın AIDS'li olabileceği ve hastalığının etkisiyle bu tür cinayetlen işleyebileceği bildirildi. Taksitler progpamlanıyor • Haber Merkezi - Sentez Yazılım şirketi, taksıtle alışveriş yapan tüketiciler için yeni bır program hazırladı. Taksitli satış. cari hesap, çek senet faturalama ve stok kontrol gibi konularda programlar yapan yazılım firması. tüketiciler ile mağaza sahıplen arasindakı koordinasyonun daha rahat sağlanacağını bildirdiler. l Oyelik barışa zarar verir' • Haber Merkezi - Birleşmiş Mılletler Türk Derneğı Başkanvekıli Rahmı Kumaş, Güney Kjbns"ın AB'ye alınmasının banşa zarar vereceğini bildirdi. Kumaş. yaptığı yazılı açıklamada, hukukun üstünlüğünü koruma onurunu taşıdığını sürekli yineleyen AB'nin, Türkiye ile Yunanistan"ın birlikte üye olmadıklan hiçbir kuruluşa Kıbns Cumhuriyeti'nin kendiliğınden kabul edilemeyeceğini belirtti. Havada 'koltuk' ortaklığı • Haber Merkezi- Havayolları şirketleri, dünyanın her yerine ulaşabilmenin yolunu artık ortaklıklarda buluyor. Dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden biri sayılan Japon Hava Yollan (JAL) ile Türk Hava Yollan (THY) da 'koltuk satm alma" ortaklığına gitti. Buna göre İstanbul - Osaka hattında uçan her THY uçağmda 76 koltuk JAL müşterilerine tahsis edilecek. Mir'deki arıza onarıldı • KOROLOV(AA)-Mir ıızay istasyonunda dün gece bozulan bilgisayar sisteminin onanldığı bildirildi. Moskova \akınlanndaki Korolo\ "da bulunan uçuş merkezinde görevli Igor Goncharov, Vlir'deki görevlılerin, Mır'in panellerini güneşe tutarak bataryalan yeniden doldurmayı başardıklannı, röylece bilgisayar >ısteminin yeniden manlabıldiğını belirtti. Viildeer atıl 37 yılda çıkan atık 200 bin tona ulaştı dünyanın başına dertANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nükleer reaktör bulunduran ülkelerde nükleer atıklann çevreye büyük zarar verdiği. bu nedenle dün- yada resmı kurumlardan lisans almış bir "son depolama" alanının olmadığı bildirildi. Greenpeace AkdenızOfısi Enerjı Kampan- yası Sorumlusu Melda Keskin'in hazırladığı "Dünyadan Nükleer Aük ManzaralarT başlık- lı rapora göre. nükleer reaktör işleten çeşitli ül- kelerde atıklann durumlan şöyle: ABD: Sayılan 100'ü bulan nükleer santral- lann ve sılahlı ku\\etlenn ürettıklen nükleer atıklann gömülmek ıstendiği Ne\ada"nın ya- salanna göre. eyalet topraklannda nükleer atık depolamak yasak. ABD Başkanı Bill C'Iinton. Nevada'nın a son depolama alanı olacağı" ka- ran kesinleşınceye kadar. atıklann bölgeye ta- şınmasını \eto edeceğini açıkladı. Nükleer santral bulunmayan Kevada'ya gömülmek ıs- tenen atık miktan, 70 bin ton. Enerji Bakanlı- ğı, 1988 yılına kadar işletmeye açmakla yüküm- lü olduğu depolama alanı için 12 milyar dolar topla- dı. Gereken paraya ulaş- mak ıçin 15 yıla daha ge- reksinim var. Gecikme ne- deniyle elektnk kurumlan bakanlıöı mahkemeye ver- di. tngiltere: Şu ana kadar 350 mılyon dolara (yakla- şık 90 trilyon lira) mal olan. Sellafield'daki Nıre\ proje- si. Çevre Bakanı John Gummer'ın karanyla ge- çen mart ayında durdurul- du. Aynı dönemde açıkla- nan raporda. çevre bakan- lığının gerekçelen şöyle sı- ralandı: "Nükleer atıklann deni- ze gömülmesi. uluslararası nükleer endüstrisinin iddia ettiğinden daha zordur, yö- re halkuun korkuları ve ve- rel iş alanlanna etkiler he- saba katılmalıdır. atıklann gelecek kuşaklara bırakaca- ğı risklere Ilişkin, bilimsei alanda boşluklar vardır." Almanya: Geçen mart ayında nükleer atık- lann Gorleben'e taşınması tüm Almanya'yı ayağa kaldırdı. Çok sayıda ınsanın katıldığı gösteriler günlerce sürdü. Kanada: Ülkedeki 23 reaktörden 20'sini iş- leten Ontano Hydro firmasının. atıklan depo- lama ginşımıni 2025 yılına erteleme planlan. "Kanada'nın en iyi gizlenen şım" olarak tanım- lanıyordu. Teknık sorunlann yanında, bu iş için gerekli olan 10 milyar Kanada Dolan, elektnk idaresinde yok. Yöre halkının gittik- çe artan kaygılan \e karşı çıkmalanna karşın Huron Gölü kıyısındaki. Bruce Nükleer Sant- ralı'nda geçıci olarak depolanan tükenmış ya- kıt çubuklann ıki kat arttınlması planlanıyor. Tayvan: Ülkede 1978 yılından ben 3 nükle- er santral açıldı. Radyoaktif Atık Müdürlüğü. düşük düzeylı atıklan. yöre halkının ıtirazına karşın Lan Yu Adası'na boşaltmayabaşladı. Ada halkı. bir atık gemısını \üküy le birlikte geri gön- TÜRSAB Başkanı Camas: imajımız bozuldu 'REFAHYOL hükümeti turizmi de olumsuz etkiledi' İstanbul Haber Servisi-Türkıve Seya- hat Acentalan Birliğı (TÜRSAB) Baş- kanı Talha Çamaş. REFAHYOL hükü- metınin Türkiye'nın dengelerini ve ima- jını sarstığı ıçin turizmi de olumsuz et- kilediğını belirtti. Çamaş. "Ülkedeyaşa- nan her türlü gelişmeden en çok ve ilk et- kilenen sektörolan turizm, kendi dinamiz- mi savesinde geçnıiş hükümetin tahriba- tınıen su noktada tuttu. \eni hükümetin. Türkiye'nın aydınhk vüzü olan turizm konusunda tutariı ve net davranmasını beklivoruz" dedı. Çamaş. dün TÜRSAB Genel Merke- zi"nde Türk tunzmının 1997'nin ıkinci yansındakı durumunu değerlendırdi \e yeni hükümetten beklentilerıni dile ge- tırdı. Çamaş. Türkiye'nın olağanüstü bir dönemden geçtığını ve turizmın siyasal dengelenn kurulmasında önemli rol oy- nadığını sa\undu. Güneydoğu sorunu, irtica gıbi olaylann Türkiye'nın ımajına zarar verdiğıni öne süren Çamaş, geçen yılın ilk 5 ayında Türkıye'ye gelen turist sayısının bir önceki yıla göre yüzde 16.4 artmışken bu yılın aynı dönemindeki ar- tış hızının yüzde 9.8 olduğunu ve artış- ta azalmanın gerçekleştiğini kaydettı. Çamaş şöyle konuştu' u Akdeniz'dc tspanya vv Fransa'\a kar- şı liderliğe oynuyoruz. Yeni hükümetten altyapıya ve çevreve önem vermesini. tu- rizm konusunda gerçekçi ve uzak görüş- lü bir program benimsemesinibeküyoruz.'" dermeyi başannca, hükümet, Kuzey Kore'ye 230 milyon dolar teklif ederek 200 bin varil nük- leer atığı almayı kabul ettirdi. Sırbistan: Belgrad'ın 15 kilometre güneydo- ğusundaki Vinca Nükleer Bilimler Enstitüsü araştırma reaktörünün atıklan çevrecilerin tep- kisine neden oluyor. Scientist dergisine göre, 1950'lerde kurulan ve 1980'lerde güvenli ol- madığı için kapatılan reaktörün müdür yar- dımcısı Branco Djuric. soğutma havıızunda 3 yıldan fazla kalmaması gereken tükenmış ya- kıtlann 40 yıldır bekJetildığıni itiraf etti. Için- de 6 bmden fazla ışmlanmış urânyum yakıtı par- çası bulunan 30 alüminyum kutu. soğutma ha- \uzundaki 200 metreküp kirli suyun ıçinde bekletiliyor. Soğutma havuzundaki suda bulu- nan radyasyon düzeyi. 1995-1996 yıllan ara- sında 3 katına çıktı. Üranyum kutulanndan bi- ri dışanya sızarsa. bütün şehir havaya uçma teh- likesıyle karşı karşıya kalacak. Keskin, "Dünyada sayılan 440 olan nükleer santrallardan 1960'lar- dan bu yana çıkarılan yüksek düzev li atıklan eski Çevre Bakanı RP'li Ziyattın Tokar'm ifade ettiği gibi, 'Bir kamyon yükü" değil, 200 bin to- na yakındu-'' dedi. Tür- kiye'de nükleer reaktör işletmek isteyenlerin. çevrecilere karşı çeşitli kereler kullandıklan -Radyoaktifanklar, nük- leer kimya endüstrisinin bir sorunudur. Bu tesis- lerde atıklann saklan- masının teknik çö/ümü vardır'* sözlennin doğ- ruyu yansıtmadığını be- lirten Keskin. "Bugün, on \illar süren çalışma- lar ve bir dizi girişimle- re karşın dünvanın hiç- bir yerinde, yüksek dü- zcyli atıklar (tükenmiş vakıtlar) için lisans alabil- miş tek bir depolama ala- nı vokrur" dedı. Üzerindeki kaçak çekme katı tatn 14yıldıryıkılamıyor Hayırlı Apartmanı 'devleti' bekliyor OKTAV EKİISCİ lstanbul'da imar alanındakı yasa ta- nımazlık öylesine yaygın bır "suç or- takbğuıa" dönüşmuş durumda kı "kül- tür mirasımız" olan \ e ''eski eser" ola- rak koruma altına alınan bınalarda bı- le artık tarih \e sanat değıl. bu bina- ları tahrıp eden kaçak uygulamalar "korunuyor." Bunun en çarpıcı örneklerinden bı- n 1930'lardan bu yana Istanbul'un semtini süsleyen ünlüdamındaki *ka- çak kat". 1977de AnıtiarYüksek Ku- rulu tarafından "korunması gerekli si- vil mimarlıkörneği" olarak tescıl edı- len Hayırlı Apartmanrnın damına 1983 yılı başlannda ınşa edilen kaçak kat. bugüne dek birçok kez "vıkını kara- n" venlmesme rağmen tam "14yıldır" • İstanbul'un 20. yüzyıl başlanndaki ilk özgün apartman mimarisini belgeleyen Ayaspaşa'daki ünlü Hayırlı Apartmanı, sayısız yıkım ve mahkeme karanna rağmen, 1983'te damını işgal eden kaçak kattan hâlâ kurtulamıyor. yasalara ve uv garlığa meydan okuyor. Kaçak katın hemen altmdaki 6. katın sahibi. >ıne tam 14 yıldır elindekı yı- kım kararları \ e kazanılmış mahkeme dosyalarıyla "hukuk mücadelesini" sürdürü>or. Dönemın özgün "yığmavapr tek- nığiyle ınşa edilen ve cephesindeki za- rif ışçiliğin yanı sıra iç mekân düzen- lemeleri, bezemeleri ve onjınal deko- Alaaddin Asna eğitim seminerinde konuştu 'Gazetecilerinyolun sonundaki mesleği halkla ilişkiler olacak' İstanbul Haber Servisi - Halkla İlişkiler Demeğı Baş- kanı Alaaddin Asna. gazete- cınin yolun sonundaki mes- leğinin halkla ilişkiler oldu- ğunu söyledi. Halkla ilişki- ler ve gazeteciliğın bırbirine muhtaç ikı meslek olduğu- nu vurgulayan Asna, "Gaze- teci halkla ilişkilercinin haber kaynağı olduğunu, halkla ilişkilerci de haber değeri olan bilgiler verdiği sürece iUşkinin devam edeceğini unutmamalT dedı. Eğitim ve Sağlık Muhabırlerı Derne- ği ile İstanbul Tabıpler Odası'nın ortak- laşa düzenledıği eğitim seminerinde "Türkiye'de halkla ilişkiler gerçeği ve ba- sın" ele alındı. Alaaddin Asna. konuş- macı olarak katıldığı semınerde. gazete- cılikte uzmanlaşmanın oluşmasıyla as- paragas haberlerın de azaldığını belirt- ti. "Halkla ilişkilerci. gazete- ci için abonesi olmayan ücret- siz haber ajansı gibi çahşır" dıyen Asna. meslekte dikkat edılmesi gereken noktaları şöyle anlattı •*Halkla ilişkiler- ci olayın haber değeri taşıdı- ğı sürece gireceğini unutma- malı. Örneğin bazı meslek- taşlanmız. bir haberveriv or- lar, v anında promosvon gönderiyorlarve devamlı olarak aravıp haberin çıkıp çık- madığını sonıvorlar. Bunlar gerçek halk- la ilişkilerci değil. İyi bir halkla ilişkiler elemanı olayı haber haline getirmesini bilir. Haber ajansı nasıl veriyorsa avnı düzev de haber vermeli." Gazetecilerin de halkla ılışkilercıyi küçümsememesını iste\en Asna, w Gaze- teci, yolun sonunda gideceği mesleğin halkla ilişkiler olduğunu unutmamalı" dedı. rasyonuyla da adeta bir -mimarkk mü- zesi" nıteliği taşıyan Hayırlı Apartma- nı, üzerindeki kaçak kat yüzünden sa- dece "görsel bozulmaya" değil. "fı- ziksel tahribata" da uğramış durum- da. Aynı zamanda yıne Ayaspaşa'da- ki "Park Oteli canavanna" karşı mü- cadele eden derneğin de aktif üyele- nnden olan Nilüfer Güçhan. 6. katta- kı dairesinde oluşan çatlaklan, dökül- meleri ve yıpranmayı büyük güçlük- ler ve masraflarla gidermeye çalışırken bınanın tümünde oluşan deformasyon \e bozulmalar da tüm apartman sa- kınlerinin omuzlanna yükleniyor. Güçhan'ın hukuk mücadelesinde vekilı oian Av Derviş Parlak. kaçak ka- tın bu sürekli "himaye" gören "ayn- calıklı konumunun" hangi karar ve ra- porlara rağmen 14 yıldır sürdüğünü şöyle özetliyor: "1983'te kaçak inşaat baş- ladığı zaman belediyenin mü- hendislerince ha/ırianan statik raporiar. ardından mahkeme- nin vine 1983'te tayin ettiği bi- lirkişilerin raporlan ve Kül- tür Bakanlığı'nın avnı yd be- lirttiği görüşler, bu kaçak ka- tın hem statik hem de mimari açıdan binayı tahrip ettiği ve >> kılması gerektiği şeklindeydi. Koruma kurulu ve belediye encümeni. bugüne kadar aynı içerikli görüşlere dayanarak üç dört kez yıkım karan aldı. Ancak. sonuç değişmiyor ve yasadışılık hâlâ sürüyor..." Şımdi Nilüfer Hanım. u 80 yaşındaki duyarlı bir İstanbul- lu" olarak. sahibi ve "bekçi- si" olduğu kültür mirasının üzerindeki "yıkıcı işgalden r kurtulabilmek için belki de son umudunu yeni Kültür Ba- kanı İstemihanTalay'a bağla- mış durumda. "Buasündabe- nim sorunum değil, Türki- ye'nın sorunu" diyen Güçhan. haklı serzenışini şöyle nokta- lıyor: "Apartman tüm ulusu- muzun kültür mirası. Biz onu koruyoruz. Devlet de hiç degü- se yasalan uygulasın, yeter.-" Hırslı sarışın (Jnlü top modellerden Claudia Schiffer güzeUiği ile olduğu kadar kazandığı paralarla da adından sık sık söz ettirdi. Günlük ücreti 25 bin dolar crvannda olduğu söy lenen güzel mankenin para hırsı imajıru gün geçtikçe zedeliyor. David Copperfield ii&ilişkKİnin sadece âv alı bir üişki olduğu söy lentileri bir yana, Copperfleldın Schiffer'i shovvlanndan birine getirtip kendisiy le tanışmak için 1993 yılında bir anlaşma karjilığında 35 bin mark arn yüzde 20 komisyon ödediği magazin basını taranndan belgelenmiş durumda. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Hep O 'Vahim' Yanılgı!.. Nereden nereye, t'Abbe Boulier'yi hatıriadım! 50'li yıllann o hummalı Paris'inde. Fransız Komünist Partisi'nin, ya da Banşsever Hareketi'nın dağda- ğalı mitinglerinde: heybetli cüssesı, etkileyici rahip giysileriyle arz-ı endâm eden kürsüde, Incil'in ve Hris- tiyalığın -daha doğrusu Katolikliğin- mazlumlardan ya- na olan prensiplerini öne çıkarıp kalabalığı heyecana boğardı. Doğrusu ya, ilk zamanlarda bir papazın FKP'den yana tavır koymasını hayli yadırgamıştım; gün geçtikçe, Fransızlar arasında 'dini bütün' hayli komüniste rastladım; Parti'nin teorısyenleri arasında, Garaudy gibi, Althusser gibi, 'formasyonlan' Kato- lik olanlar az değildı. Klâsik şemaya uygun gelişmiş demokrasilerde, 'di- ni bütün' yurttaşlar, kılise şeriatı ile laıklik arasında bır tercih yapmak zorunda değillerdır; böyle bir şeyı is- temek, son derece yanlış olurdu; çünkü demokrasi dediğiniz andan itibaren, 'aydınlanma felsefesi' ıçin- desiniz, demokratik devrimler, kaçınılmaz bır şekilde 'laiktir', çok kabaca söylenirse. 'hâkimiyeti', 'Şeri- at'tan -yâni Kilise'den, yâni ruhban sınıfından- alır, milletin -yâni halkın- kendisine verir. Hâkimi- yet 'milletin' olunca, demokrasi, 'dini bütün' yurt- taşlar için, 'hâkimiyeti' yeniden Şeriat'e kazan- dırmak için bir 'araç' olarak kullanılamaz; zira açık olan, sadece 'iktidar 1 yoludur, bu da ancak 'hâkimiyet'in millette kalmasıyla mümkündür. O zaman ne olacak? Iki şey olmuştur. llki, l'Abbe Boulier'nin tuttuğu yol: laiklik, değil mi ki dinin toplumsallıktan çıkanlıp birey- selleştirilmesidir, o kendi yaşantısında Katolikliğinı gönlünce sürdürür, fakat, Hristıyanlığm prensıplerine en uygun gördüğü Fransız Komünist Partisi'nın 'ilerici' bir yandaşı olur. Sosyalist partıler içinde de. bu türden, 'dinibütün' aydınlar çoktur. Ikıncisi, daha örgütlü, daha kapsamlı bir hareket: genel ilkeleri iti- bariyle, Vatikan'dan esinlenmekle beraber, kendile- rine 'Hristiyan Demokratlar' dediğimız kesim ki. adın- dan da anlaşılacağı üzere bireyselliklerinde dini ve- cibelerini öndetutan, ama 'demokraf -yâni 'cumhu- riyetçi've 'laik'- niteliklerinı zorunlu sayanlardır; çün- kü bir demokraside, 'laikliğin' ve 'cumhuriyetçiliğin' temel olduğunu, hâkimiyet'in -asla ve kat'a- 'Şeriat'a geçmesinin mümkün olmadığını bilirler. Başka türlü söylersek, 'Hristiyan Demokrat Partiler', 'cumhu- riyetçi' partilerin karşısında, birer 'Şeriat' alterna- tifi değillerdir; demokratik toplum içerisinde, Hris- tiyan değerierini korumak ve geliştirmek yanlısı- dır, o kadar. Nitekim, Batı Avrupa'da, Almanya'da, Italya'da kısmen Fransa'da da, bu türden partiler uzun süren iktidar dönemleri yaşamışlardır: ülkenin. cumhuriyet- çi, laik ve demokratik temelleri olduğu gibi kalmıştır. şaşılacak ;ey yok, ama!.. Yanlışımız acaba bunu bır türlü anlayamamak mı- dır? Ülkemizde, Meşrutiyet dahil. ne zaman çoğulcu- luğa heves edip, siyasi partileri serbest bıraksak, ül- kenin 'şeriafç/'kesimi.demokrasiyı 'Şeraf'ageridön- mek için bir 'araç' saymak eğiliminde gorünmüştür. DervişVahdeti de 'Volkan' gazetesi de bu yanılgı için- deydi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Ser- best Fırka da! Daha doğrusu, 'cumhuriyet' gelişe- rek 'demokrasiye' yönelınce. Türkiye'deki karşı/dev- rimci takımı, devrimi alaşağı etmek, 'Şeriat'ı ge- ri getinmek için, çoğulculuğu 'hâkimiyeti' millet- ten -yâni halktan- almak, yeniden 'Şeriat'a ver- mek için örgütlenmeyi, 'demokrasi'nin icabı gibi göstermişlerdir. Yanılgı budur. Hiçbir Hristiyan de- mokrat parti bu manada karşı/devrimd sayılamaz; cum- huriyet'e yâni halk hâkimiyetine karşı olmaz, olma- mıştır; çünkü seçimle gelir seçimle giderler, çoğulcu düzen aynı. hâkimiyet millette kalır; iktidan, 'Şeriat'\ egemen kılmak için kullanmayı düşünmezler. Millî Nizam Partisi, Millî Selâmet Partisi, niha- yet Refah Partisi. birbirinin içinden doğan, aynı si- yasi eğılimin partileri, aslında bır ve tek parti anlayı- şını temsıl ediyor; laik ve sosyal Türkiye Cumhuri- yeti, demokrasiye intikal edince, onun içinde de 'di- ni bütün' yurttaşların, dini yaşantılannı bireyselleşti- rerek istediklerı gibi sürdürmelerine mukabil, nisbe- ten 'muhafazakâr' partilere yandaş olması kaçınıl- mazdı. Bunda şaşılacak bir şey de yoktur. Nitekim, CHP'nin o alafranga üstyapı laikliğine karşı, DP, bu türden bir muhafazakârhkla ortaya çıkmıştı; onun ar- dıllan olan Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi vb. 'mil- lî ve maneviyatçı' nitelikleriyle övünür dururlar. Re- fah Partisi, onların sağında, Müslüman Demokrat bir siyasi parti olarak pekâlâ ortaya çıkabilir, 'batılı' Hris- tiyan demokrat partilerin işlevini sürdürebilirdi: aynı koşullarda iktidar olur, 'Anayasa 'ya uygun icraatını ya- par, seçimi kaybedınce de çekilirdi; ama öyle olma- dı, öyle olmuyor; parti iktidara geçince, zurna mutla- ka bir yerde zırt diyor. Peki, nerede? Bir hayâl-iham'!.. l Alafranga' bir 'laiklik'demagojisi var, son birkaç /Ayıl içinde iyice midemizi bulandırdı: çünkü bu 7a- ikliğin' savunuculan, daha önce türlü çeşit iktisadi, ah- laki, siyasi sahtekârlığın gizli failleri; bunu bılmeyen yok, telâşları laikliğin elden gitmesinden çok, ülkeyi sömürme mekanizmalarını ellerinden kaçırma telâşı! Refah Partisi, başlangıçtaki, sosyal ve ekonomik açıdan halka yakın, Batı'ya karşı daha bağımsız, 'Mazlum Milletler'te kader ortaklığında daha cesur tav- nnı ve icraatını sürdurebilseydi; hem Türk demokra- sisinin önlenemez Müslüman Demokrat Partisi olurdu; hem de, sosyalist ve komünist partilerin mev- cutolmayışından doğan o boşluğu doldurabilirdi: kır- salın ve kentsel olamamış varoşlann, seçim tercihi, bu istikamette görünmüyor mü? Refah Partisi yönetici kadroları içindeki, 'akl-ı se- lim sahibizevât', meseleyi böyle koymalıdır. 'Ulusal Demokratik Devrim'ini gerçekleştirmiş hiçbir ül- kede, 'Şeriat'a dönmek, mümkün olamamıştır, olamaz; Parti, bunun bilincine varmalıydı; vardıy- sa, bunu 'tabanına' yansrtabilmelrydi. Oysa 'radi- kal Islâmcı', -'Şeriat'ç\- propagandanın önüne ya geçmediler. ya geçemediler; ülkenin sorunlan ekono- mik. siyasi ve sosyal; onları, çözmek için kalkıştıkla- n işleri geliştirmeyi bir kenara bırakıp; câmi inşaatı, tesettür. kadınların eşitsizliği vb. sorunlan gündeme getırdiler. Sayısal desteğe sahip olduklan halde, uğ- radıkları başarısızlığın sebebi budur. Eğer Refah'ın niyeti, gerçekten 'Şeriat'a avdet ise bu bir 'hayal-iham', bir yere varamaz, vardığı yerden geriye gidecektir: yok eğer, laik, demokratik ve sosyal bir cumhuriyette, dini bireyselde bırakıp, ciddi ve sözüne güvenilir bir Müslüman demok- rat partisi olmayı düşünüyorsa; siyasi yelpazede yeri, elbette olmalıdır, nasıl ki, sosyalist ve komü- nist partilerin de, yeri olması lazımdır. Aksi halde ülkemiz, o 'oligarşinin', yâni değişmez iktidar denkleminin (bürokrasi + burjuvazi = iktidar) sul- tasından kurtulamayacak! http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle