Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yavın Koordmatörü. Hikmet
Çetinkava 0 Yazıışlerı Mudürlerı
IbrahimYıldı/. Dinç Tavanç (Sorumlul
0 Haber Merkezı Muduru Ilakan Kara
# Görsel Yonetmen Fikret Eser
Dı; Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat.
Cengi/ > üdınm 0 Kultur Handan Şenköken
0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler.
Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yaacı
0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0Bilgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlcn. Mehmet Faraç
YayuıKuıulu İlhanSelçuk(Başkan).
Orhan Erinç, Oktav Kurtfoöke.
Hikmet Çetinka> a. Şükran Soner.
Ergıuı Bakı. Düıç Ta>anç, İbrahim
Yıldız. Orhan Bursaü, Mustafa
Balbav. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balba\ 0 Haber Muduru Doğan
Akın Ataturk Bulvan No 125. kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel. 4195020 (7 hat). Faks 4195027 0 Iznıır Temsılcısı
Serdar Kıak. H Zıya Bh 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks
44191170 AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, InonuCd
119S.No 1 Kat.l.Tel 363 12 II.Faks 363 12 15
Koordınator Ahmet Konılsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0
Idare HüseyinGürer0Işletme
ÖnderÇeli'k0Bılgı-lşlem Nail
İnal 0 Bılgısa\ar Sıstem
Mürüvet ÇUer
MEDYA C: • Yonetım K.unılu
Başkanı - Genel Mudur Gölbin
E r d u r a n A Koordınator Reha
lşıtman • Genel Mudur Yardımcısı
Mine \kdağ Tel 514 <P 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
Yıyımlatan *e Ba&an: Ycnı Gun Haber Ajansı Basın \e \ ayıncılık A S
Turkocaiı Cac 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbui Tel (0 212) 512 05 05 |IÜ tl.it ı f-aks (ü 212ı 513 85 95 18TEMMUZ1997 İmsak: 3 46 Güneş: 5.40 Öğle: 13.17 İkindi: 17.13 Akşam: 20.41 Yatsı: 22.26
Ücretsiz sağlık
hizmetleri
• İstanbul Haber Servisi -
Ayhan Şahenk Vakfı.
"Ücretsiz Halk Sağlığı
Hizmetleri" çerçevesinde
yaptırdığı genel sağlık ve
göz sağlığı araçlanyla sağlık
taraması yaptı. Vakıf,
Zeytinbumu. Beşiktaş ve
Sanyer'de 10 ilköğretım
okulunda mart ayından bu
yana 10 bınin üzerinde
öğrencıye sağlık hızmeti
verdi. Çalışma çerçevesinde
9 ilköğretim okulunda
sadece göz taraması, 4
ilköğretim okulunda da
genel tarama yapıldı. Göz
taramalannda en çok miyop
astigmata rastlandı.
Kul Ahmet
toprağa verildi
• ANKARA(AA)-Esın
Afşar'ın seslendirdiği ünlü
"Dedi ki Yoh Yoh" adlı eseri
yazan halk ozanı Kul
Ahmet, Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Tedavi gördüğü
Hacettepe Üniversitesi
Hastanesi'nde \efat eden
ozan ıçin Hacı Bayram
Camiı'nde cenaze törenı
düzenlendi. Cenaze törenine
ozanın ailesi, yakınlan,
ICültür Bakanı İstemıhan
Talay. CHP Genel Sekreteri
Adnan Keskin. CHP
Milletvekili Mehmet
Sevıgen katıldılar.
Katil internette
aramyor
• Haber Merkezi - New
Yorklu eşcinsei ve
lezbiyenler kulübü. ünlü
Italyan modacı Gianni
Versace'nin katilini
internette yayımladığı bır
ilanla, katil zanlısı Andrev.
Cunanan'ı ihbarederek
yakalatacak bır kişiye 10 bın
dolar ödül vereceğini
duyurdu. Erkek fahışe olarak
bilinen Cunanan'ın AIDS'li
olabileceği ve hastalığının
etkisiyle bu tür cinayetlen
işleyebileceği bildirildi.
Taksitler
progpamlanıyor
• Haber Merkezi - Sentez
Yazılım şirketi, taksıtle
alışveriş yapan tüketiciler
için yeni bır program
hazırladı. Taksitli satış. cari
hesap, çek senet faturalama
ve stok kontrol gibi
konularda programlar yapan
yazılım firması. tüketiciler
ile mağaza sahıplen
arasindakı koordinasyonun
daha rahat sağlanacağını
bildirdiler.
l
Oyelik barışa
zarar verir'
• Haber Merkezi -
Birleşmiş Mılletler Türk
Derneğı Başkanvekıli Rahmı
Kumaş, Güney Kjbns"ın
AB'ye alınmasının banşa
zarar vereceğini bildirdi.
Kumaş. yaptığı yazılı
açıklamada, hukukun
üstünlüğünü koruma
onurunu taşıdığını sürekli
yineleyen AB'nin, Türkiye
ile Yunanistan"ın birlikte üye
olmadıklan hiçbir kuruluşa
Kıbns Cumhuriyeti'nin
kendiliğınden kabul
edilemeyeceğini belirtti.
Havada 'koltuk'
ortaklığı
• Haber Merkezi-
Havayolları şirketleri,
dünyanın her yerine
ulaşabilmenin yolunu artık
ortaklıklarda buluyor.
Dünyanın en büyük
havayolu şirketlerinden biri
sayılan Japon Hava Yollan
(JAL) ile Türk Hava Yollan
(THY) da 'koltuk satm
alma" ortaklığına gitti. Buna
göre İstanbul - Osaka
hattında uçan her THY
uçağmda 76 koltuk JAL
müşterilerine tahsis
edilecek.
Mir'deki arıza
onarıldı
• KOROLOV(AA)-Mir
ıızay istasyonunda dün gece
bozulan bilgisayar
sisteminin onanldığı
bildirildi. Moskova
\akınlanndaki Korolo\ "da
bulunan uçuş merkezinde
görevli Igor Goncharov,
Vlir'deki görevlılerin, Mır'in
panellerini güneşe tutarak
bataryalan yeniden
doldurmayı başardıklannı,
röylece bilgisayar
>ısteminin yeniden
manlabıldiğını belirtti.
Viildeer atıl 37 yılda çıkan atık
200 bin tona ulaştı
dünyanın başına dertANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nükleer
reaktör bulunduran ülkelerde nükleer atıklann
çevreye büyük zarar verdiği. bu nedenle dün-
yada resmı kurumlardan lisans almış bir "son
depolama" alanının olmadığı bildirildi.
Greenpeace AkdenızOfısi Enerjı Kampan-
yası Sorumlusu Melda Keskin'in hazırladığı
"Dünyadan Nükleer Aük ManzaralarT başlık-
lı rapora göre. nükleer reaktör işleten çeşitli ül-
kelerde atıklann durumlan şöyle:
ABD: Sayılan 100'ü bulan nükleer santral-
lann ve sılahlı ku\\etlenn ürettıklen nükleer
atıklann gömülmek ıstendiği Ne\ada"nın ya-
salanna göre. eyalet topraklannda nükleer atık
depolamak yasak. ABD Başkanı Bill C'Iinton.
Nevada'nın a
son depolama alanı olacağı" ka-
ran kesinleşınceye kadar. atıklann bölgeye ta-
şınmasını \eto edeceğini açıkladı. Nükleer
santral bulunmayan Kevada'ya gömülmek ıs-
tenen atık miktan, 70 bin ton. Enerji Bakanlı-
ğı, 1988 yılına kadar işletmeye açmakla yüküm-
lü olduğu depolama alanı
için 12 milyar dolar topla-
dı. Gereken paraya ulaş-
mak ıçin 15 yıla daha ge-
reksinim var. Gecikme ne-
deniyle elektnk kurumlan
bakanlıöı mahkemeye ver-
di.
tngiltere: Şu ana kadar
350 mılyon dolara (yakla-
şık 90 trilyon lira) mal olan.
Sellafield'daki Nıre\ proje-
si. Çevre Bakanı John
Gummer'ın karanyla ge-
çen mart ayında durdurul-
du. Aynı dönemde açıkla-
nan raporda. çevre bakan-
lığının gerekçelen şöyle sı-
ralandı:
"Nükleer atıklann deni-
ze gömülmesi. uluslararası
nükleer endüstrisinin iddia
ettiğinden daha zordur, yö-
re halkuun korkuları ve ve-
rel iş alanlanna etkiler he-
saba katılmalıdır. atıklann
gelecek kuşaklara bırakaca-
ğı risklere Ilişkin, bilimsei
alanda boşluklar vardır."
Almanya: Geçen mart ayında nükleer atık-
lann Gorleben'e taşınması tüm Almanya'yı
ayağa kaldırdı. Çok sayıda ınsanın katıldığı
gösteriler günlerce sürdü.
Kanada: Ülkedeki 23 reaktörden 20'sini iş-
leten Ontano Hydro firmasının. atıklan depo-
lama ginşımıni 2025 yılına erteleme planlan.
"Kanada'nın en iyi gizlenen şım" olarak tanım-
lanıyordu. Teknık sorunlann yanında, bu iş
için gerekli olan 10 milyar Kanada Dolan,
elektnk idaresinde yok. Yöre halkının gittik-
çe artan kaygılan \e karşı çıkmalanna karşın
Huron Gölü kıyısındaki. Bruce Nükleer Sant-
ralı'nda geçıci olarak depolanan tükenmış ya-
kıt çubuklann ıki kat arttınlması planlanıyor.
Tayvan: Ülkede 1978 yılından ben 3 nükle-
er santral açıldı. Radyoaktif Atık Müdürlüğü.
düşük düzeylı atıklan. yöre halkının ıtirazına
karşın Lan Yu Adası'na boşaltmayabaşladı. Ada
halkı. bir atık gemısını \üküy le birlikte geri gön-
TÜRSAB Başkanı Camas: imajımız bozuldu
'REFAHYOL hükümeti
turizmi de olumsuz etkiledi'
İstanbul Haber Servisi-Türkıve Seya-
hat Acentalan Birliğı (TÜRSAB) Baş-
kanı Talha Çamaş. REFAHYOL hükü-
metınin Türkiye'nın dengelerini ve ima-
jını sarstığı ıçin turizmi de olumsuz et-
kilediğını belirtti. Çamaş. "Ülkedeyaşa-
nan her türlü gelişmeden en çok ve ilk et-
kilenen sektörolan turizm, kendi dinamiz-
mi savesinde geçnıiş hükümetin tahriba-
tınıen su noktada tuttu. \eni hükümetin.
Türkiye'nın aydınhk vüzü olan turizm
konusunda tutariı ve net davranmasını
beklivoruz" dedı.
Çamaş. dün TÜRSAB Genel Merke-
zi"nde Türk tunzmının 1997'nin ıkinci
yansındakı durumunu değerlendırdi \e
yeni hükümetten beklentilerıni dile ge-
tırdı. Çamaş. Türkiye'nın olağanüstü bir
dönemden geçtığını ve turizmın siyasal
dengelenn kurulmasında önemli rol oy-
nadığını sa\undu. Güneydoğu sorunu,
irtica gıbi olaylann Türkiye'nın ımajına
zarar verdiğıni öne süren Çamaş, geçen
yılın ilk 5 ayında Türkıye'ye gelen turist
sayısının bir önceki yıla göre yüzde 16.4
artmışken bu yılın aynı dönemindeki ar-
tış hızının yüzde 9.8 olduğunu ve artış-
ta azalmanın gerçekleştiğini kaydettı.
Çamaş şöyle konuştu'
u
Akdeniz'dc tspanya vv Fransa'\a kar-
şı liderliğe oynuyoruz. Yeni hükümetten
altyapıya ve çevreve önem vermesini. tu-
rizm konusunda gerçekçi ve uzak görüş-
lü bir program benimsemesinibeküyoruz.'"
dermeyi başannca, hükümet, Kuzey Kore'ye
230 milyon dolar teklif ederek 200 bin varil nük-
leer atığı almayı kabul ettirdi.
Sırbistan: Belgrad'ın 15 kilometre güneydo-
ğusundaki Vinca Nükleer Bilimler Enstitüsü
araştırma reaktörünün atıklan çevrecilerin tep-
kisine neden oluyor. Scientist dergisine göre,
1950'lerde kurulan ve 1980'lerde güvenli ol-
madığı için kapatılan reaktörün müdür yar-
dımcısı Branco Djuric. soğutma havıızunda 3
yıldan fazla kalmaması gereken tükenmış ya-
kıtlann 40 yıldır bekJetildığıni itiraf etti. Için-
de 6 bmden fazla ışmlanmış urânyum yakıtı par-
çası bulunan 30 alüminyum kutu. soğutma ha-
\uzundaki 200 metreküp kirli suyun ıçinde
bekletiliyor. Soğutma havuzundaki suda bulu-
nan radyasyon düzeyi. 1995-1996 yıllan ara-
sında 3 katına çıktı. Üranyum kutulanndan bi-
ri dışanya sızarsa. bütün şehir havaya uçma teh-
likesıyle karşı karşıya kalacak.
Keskin, "Dünyada sayılan 440 olan nükleer
santrallardan 1960'lar-
dan bu yana çıkarılan
yüksek düzev li atıklan
eski Çevre Bakanı RP'li
Ziyattın Tokar'm ifade
ettiği gibi, 'Bir kamyon
yükü" değil, 200 bin to-
na yakındu-'' dedi. Tür-
kiye'de nükleer reaktör
işletmek isteyenlerin.
çevrecilere karşı çeşitli
kereler kullandıklan
-Radyoaktifanklar, nük-
leer kimya endüstrisinin
bir sorunudur. Bu tesis-
lerde atıklann saklan-
masının teknik çö/ümü
vardır'* sözlennin doğ-
ruyu yansıtmadığını be-
lirten Keskin. "Bugün,
on \illar süren çalışma-
lar ve bir dizi girişimle-
re karşın dünvanın hiç-
bir yerinde, yüksek dü-
zcyli atıklar (tükenmiş
vakıtlar) için lisans alabil-
miş tek bir depolama ala-
nı vokrur" dedı.
Üzerindeki kaçak çekme katı tatn 14yıldıryıkılamıyor
Hayırlı Apartmanı 'devleti' bekliyor
OKTAV EKİISCİ
lstanbul'da imar alanındakı yasa ta-
nımazlık öylesine yaygın bır "suç or-
takbğuıa" dönüşmuş durumda kı "kül-
tür mirasımız" olan \ e ''eski eser" ola-
rak koruma altına alınan bınalarda bı-
le artık tarih \e sanat değıl. bu bina-
ları tahrıp eden kaçak uygulamalar
"korunuyor."
Bunun en çarpıcı örneklerinden bı-
n 1930'lardan bu yana Istanbul'un
semtini süsleyen ünlüdamındaki *ka-
çak kat". 1977de AnıtiarYüksek Ku-
rulu tarafından "korunması gerekli si-
vil mimarlıkörneği" olarak tescıl edı-
len Hayırlı Apartmanrnın damına 1983
yılı başlannda ınşa edilen kaçak kat.
bugüne dek birçok kez "vıkını kara-
n" venlmesme rağmen tam "14yıldır"
• İstanbul'un 20. yüzyıl
başlanndaki ilk özgün
apartman mimarisini
belgeleyen Ayaspaşa'daki ünlü
Hayırlı Apartmanı, sayısız
yıkım ve mahkeme karanna
rağmen, 1983'te damını işgal
eden kaçak kattan hâlâ
kurtulamıyor.
yasalara ve uv garlığa meydan okuyor.
Kaçak katın hemen altmdaki 6. katın
sahibi. >ıne tam 14 yıldır elindekı yı-
kım kararları \ e kazanılmış mahkeme
dosyalarıyla "hukuk mücadelesini"
sürdürü>or.
Dönemın özgün "yığmavapr tek-
nığiyle ınşa edilen ve cephesindeki za-
rif ışçiliğin yanı sıra iç mekân düzen-
lemeleri, bezemeleri ve onjınal deko-
Alaaddin Asna eğitim seminerinde konuştu
'Gazetecilerinyolun sonundaki
mesleği halkla ilişkiler olacak'
İstanbul Haber Servisi -
Halkla İlişkiler Demeğı Baş-
kanı Alaaddin Asna. gazete-
cınin yolun sonundaki mes-
leğinin halkla ilişkiler oldu-
ğunu söyledi. Halkla ilişki-
ler ve gazeteciliğın bırbirine
muhtaç ikı meslek olduğu-
nu vurgulayan Asna, "Gaze-
teci halkla ilişkilercinin haber
kaynağı olduğunu, halkla ilişkilerci de
haber değeri olan bilgiler verdiği sürece
iUşkinin devam edeceğini unutmamalT
dedı.
Eğitim ve Sağlık Muhabırlerı Derne-
ği ile İstanbul Tabıpler Odası'nın ortak-
laşa düzenledıği eğitim seminerinde
"Türkiye'de halkla ilişkiler gerçeği ve ba-
sın" ele alındı. Alaaddin Asna. konuş-
macı olarak katıldığı semınerde. gazete-
cılikte uzmanlaşmanın oluşmasıyla as-
paragas haberlerın de azaldığını belirt-
ti. "Halkla ilişkilerci. gazete-
ci için abonesi olmayan ücret-
siz haber ajansı gibi çahşır"
dıyen Asna. meslekte dikkat
edılmesi gereken noktaları
şöyle anlattı •*Halkla ilişkiler-
ci olayın haber değeri taşıdı-
ğı sürece gireceğini unutma-
malı. Örneğin bazı meslek-
taşlanmız. bir haberveriv or-
lar, v anında promosvon gönderiyorlarve
devamlı olarak aravıp haberin çıkıp çık-
madığını sonıvorlar. Bunlar gerçek halk-
la ilişkilerci değil. İyi bir halkla ilişkiler
elemanı olayı haber haline getirmesini
bilir. Haber ajansı nasıl veriyorsa avnı
düzev de haber vermeli."
Gazetecilerin de halkla ılışkilercıyi
küçümsememesını iste\en Asna, w
Gaze-
teci, yolun sonunda gideceği mesleğin
halkla ilişkiler olduğunu unutmamalı"
dedı.
rasyonuyla da adeta bir -mimarkk mü-
zesi" nıteliği taşıyan Hayırlı Apartma-
nı, üzerindeki kaçak kat yüzünden sa-
dece "görsel bozulmaya" değil. "fı-
ziksel tahribata" da uğramış durum-
da. Aynı zamanda yıne Ayaspaşa'da-
ki "Park Oteli canavanna" karşı mü-
cadele eden derneğin de aktif üyele-
nnden olan Nilüfer Güçhan. 6. katta-
kı dairesinde oluşan çatlaklan, dökül-
meleri ve yıpranmayı büyük güçlük-
ler ve masraflarla gidermeye çalışırken
bınanın tümünde oluşan deformasyon
\e bozulmalar da tüm apartman sa-
kınlerinin omuzlanna yükleniyor.
Güçhan'ın hukuk mücadelesinde
vekilı oian Av Derviş Parlak. kaçak ka-
tın bu sürekli "himaye" gören "ayn-
calıklı konumunun" hangi karar ve ra-
porlara rağmen 14 yıldır sürdüğünü
şöyle özetliyor:
"1983'te kaçak inşaat baş-
ladığı zaman belediyenin mü-
hendislerince ha/ırianan statik
raporiar. ardından mahkeme-
nin vine 1983'te tayin ettiği bi-
lirkişilerin raporlan ve Kül-
tür Bakanlığı'nın avnı yd be-
lirttiği görüşler, bu kaçak ka-
tın hem statik hem de mimari
açıdan binayı tahrip ettiği ve >>
kılması gerektiği şeklindeydi.
Koruma kurulu ve belediye
encümeni. bugüne kadar aynı
içerikli görüşlere dayanarak
üç dört kez yıkım karan aldı.
Ancak. sonuç değişmiyor ve
yasadışılık hâlâ sürüyor..."
Şımdi Nilüfer Hanım. u
80
yaşındaki duyarlı bir İstanbul-
lu" olarak. sahibi ve "bekçi-
si" olduğu kültür mirasının
üzerindeki "yıkıcı işgalden
r
kurtulabilmek için belki de
son umudunu yeni Kültür Ba-
kanı İstemihanTalay'a bağla-
mış durumda. "Buasündabe-
nim sorunum değil, Türki-
ye'nın sorunu" diyen Güçhan.
haklı serzenışini şöyle nokta-
lıyor: "Apartman tüm ulusu-
muzun kültür mirası. Biz onu
koruyoruz. Devlet de hiç degü-
se yasalan uygulasın, yeter.-"
Hırslı sarışın
(Jnlü top modellerden Claudia
Schiffer güzeUiği ile olduğu
kadar kazandığı paralarla da
adından sık sık söz ettirdi.
Günlük ücreti 25 bin dolar
crvannda olduğu söy lenen güzel
mankenin para hırsı imajıru gün
geçtikçe zedeliyor. David
Copperfield ii&ilişkKİnin sadece
âv alı bir üişki olduğu
söy lentileri bir yana,
Copperfleldın Schiffer'i
shovvlanndan birine getirtip
kendisiy le tanışmak için 1993
yılında bir anlaşma karjilığında
35 bin mark arn yüzde 20
komisyon ödediği magazin basını
taranndan belgelenmiş durumda.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Hep O 'Vahim' Yanılgı!..
Nereden nereye, t'Abbe Boulier'yi hatıriadım! 50'li
yıllann o hummalı Paris'inde. Fransız Komünist
Partisi'nin, ya da Banşsever Hareketi'nın dağda-
ğalı mitinglerinde: heybetli cüssesı, etkileyici rahip
giysileriyle arz-ı endâm eden kürsüde, Incil'in ve Hris-
tiyalığın -daha doğrusu Katolikliğin- mazlumlardan ya-
na olan prensiplerini öne çıkarıp kalabalığı heyecana
boğardı. Doğrusu ya, ilk zamanlarda bir papazın
FKP'den yana tavır koymasını hayli yadırgamıştım;
gün geçtikçe, Fransızlar arasında 'dini bütün' hayli
komüniste rastladım; Parti'nin teorısyenleri arasında,
Garaudy gibi, Althusser gibi, 'formasyonlan' Kato-
lik olanlar az değildı.
Klâsik şemaya uygun gelişmiş demokrasilerde, 'di-
ni bütün' yurttaşlar, kılise şeriatı ile laıklik arasında bır
tercih yapmak zorunda değillerdır; böyle bir şeyı is-
temek, son derece yanlış olurdu; çünkü demokrasi
dediğiniz andan itibaren, 'aydınlanma felsefesi' ıçin-
desiniz, demokratik devrimler, kaçınılmaz bır şekilde
'laiktir', çok kabaca söylenirse. 'hâkimiyeti', 'Şeri-
at'tan -yâni Kilise'den, yâni ruhban sınıfından-
alır, milletin -yâni halkın- kendisine verir. Hâkimi-
yet 'milletin' olunca, demokrasi, 'dini bütün' yurt-
taşlar için, 'hâkimiyeti' yeniden Şeriat'e kazan-
dırmak için bir 'araç' olarak kullanılamaz; zira
açık olan, sadece 'iktidar
1
yoludur, bu da ancak
'hâkimiyet'in millette kalmasıyla mümkündür. O
zaman ne olacak?
Iki şey olmuştur. llki, l'Abbe Boulier'nin tuttuğu yol:
laiklik, değil mi ki dinin toplumsallıktan çıkanlıp birey-
selleştirilmesidir, o kendi yaşantısında Katolikliğinı
gönlünce sürdürür, fakat, Hristıyanlığm prensıplerine
en uygun gördüğü Fransız Komünist Partisi'nın
'ilerici' bir yandaşı olur. Sosyalist partıler içinde de.
bu türden, 'dinibütün' aydınlar çoktur. Ikıncisi, daha
örgütlü, daha kapsamlı bir hareket: genel ilkeleri iti-
bariyle, Vatikan'dan esinlenmekle beraber, kendile-
rine 'Hristiyan Demokratlar' dediğimız kesim ki. adın-
dan da anlaşılacağı üzere bireyselliklerinde dini ve-
cibelerini öndetutan, ama 'demokraf -yâni 'cumhu-
riyetçi've 'laik'- niteliklerinı zorunlu sayanlardır; çün-
kü bir demokraside, 'laikliğin' ve 'cumhuriyetçiliğin'
temel olduğunu, hâkimiyet'in -asla ve kat'a- 'Şeriat'a
geçmesinin mümkün olmadığını bilirler. Başka türlü
söylersek, 'Hristiyan Demokrat Partiler', 'cumhu-
riyetçi' partilerin karşısında, birer 'Şeriat' alterna-
tifi değillerdir; demokratik toplum içerisinde, Hris-
tiyan değerierini korumak ve geliştirmek yanlısı-
dır, o kadar.
Nitekim, Batı Avrupa'da, Almanya'da, Italya'da
kısmen Fransa'da da, bu türden partiler uzun süren
iktidar dönemleri yaşamışlardır: ülkenin. cumhuriyet-
çi, laik ve demokratik temelleri olduğu gibi kalmıştır.
şaşılacak ;ey yok, ama!..
Yanlışımız acaba bunu bır türlü anlayamamak mı-
dır?
Ülkemizde, Meşrutiyet dahil. ne zaman çoğulcu-
luğa heves edip, siyasi partileri serbest bıraksak, ül-
kenin 'şeriafç/'kesimi.demokrasiyı 'Şeraf'ageridön-
mek için bir 'araç' saymak eğiliminde gorünmüştür.
DervişVahdeti de 'Volkan' gazetesi de bu yanılgı için-
deydi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Ser-
best Fırka da! Daha doğrusu, 'cumhuriyet' gelişe-
rek 'demokrasiye' yönelınce. Türkiye'deki karşı/dev-
rimci takımı, devrimi alaşağı etmek, 'Şeriat'ı ge-
ri getinmek için, çoğulculuğu 'hâkimiyeti' millet-
ten -yâni halktan- almak, yeniden 'Şeriat'a ver-
mek için örgütlenmeyi, 'demokrasi'nin icabı gibi
göstermişlerdir. Yanılgı budur. Hiçbir Hristiyan de-
mokrat parti bu manada karşı/devrimd sayılamaz; cum-
huriyet'e yâni halk hâkimiyetine karşı olmaz, olma-
mıştır; çünkü seçimle gelir seçimle giderler, çoğulcu
düzen aynı. hâkimiyet millette kalır; iktidan, 'Şeriat'\
egemen kılmak için kullanmayı düşünmezler.
Millî Nizam Partisi, Millî Selâmet Partisi, niha-
yet Refah Partisi. birbirinin içinden doğan, aynı si-
yasi eğılimin partileri, aslında bır ve tek parti anlayı-
şını temsıl ediyor; laik ve sosyal Türkiye Cumhuri-
yeti, demokrasiye intikal edince, onun içinde de 'di-
ni bütün' yurttaşların, dini yaşantılannı bireyselleşti-
rerek istediklerı gibi sürdürmelerine mukabil, nisbe-
ten 'muhafazakâr' partilere yandaş olması kaçınıl-
mazdı. Bunda şaşılacak bir şey de yoktur. Nitekim,
CHP'nin o alafranga üstyapı laikliğine karşı, DP, bu
türden bir muhafazakârhkla ortaya çıkmıştı; onun ar-
dıllan olan Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi vb. 'mil-
lî ve maneviyatçı' nitelikleriyle övünür dururlar. Re-
fah Partisi, onların sağında, Müslüman Demokrat bir
siyasi parti olarak pekâlâ ortaya çıkabilir, 'batılı' Hris-
tiyan demokrat partilerin işlevini sürdürebilirdi: aynı
koşullarda iktidar olur, 'Anayasa 'ya uygun icraatını ya-
par, seçimi kaybedınce de çekilirdi; ama öyle olma-
dı, öyle olmuyor; parti iktidara geçince, zurna mutla-
ka bir yerde zırt diyor.
Peki, nerede?
Bir hayâl-iham'!..
l Alafranga' bir 'laiklik'demagojisi var, son birkaç
/Ayıl içinde iyice midemizi bulandırdı: çünkü bu 7a-
ikliğin' savunuculan, daha önce türlü çeşit iktisadi, ah-
laki, siyasi sahtekârlığın gizli failleri; bunu bılmeyen
yok, telâşları laikliğin elden gitmesinden çok, ülkeyi
sömürme mekanizmalarını ellerinden kaçırma telâşı!
Refah Partisi, başlangıçtaki, sosyal ve ekonomik
açıdan halka yakın, Batı'ya karşı daha bağımsız,
'Mazlum Milletler'te kader ortaklığında daha cesur tav-
nnı ve icraatını sürdurebilseydi; hem Türk demokra-
sisinin önlenemez Müslüman Demokrat Partisi
olurdu; hem de, sosyalist ve komünist partilerin mev-
cutolmayışından doğan o boşluğu doldurabilirdi: kır-
salın ve kentsel olamamış varoşlann, seçim tercihi,
bu istikamette görünmüyor mü?
Refah Partisi yönetici kadroları içindeki, 'akl-ı se-
lim sahibizevât', meseleyi böyle koymalıdır. 'Ulusal
Demokratik Devrim'ini gerçekleştirmiş hiçbir ül-
kede, 'Şeriat'a dönmek, mümkün olamamıştır,
olamaz; Parti, bunun bilincine varmalıydı; vardıy-
sa, bunu 'tabanına' yansrtabilmelrydi. Oysa 'radi-
kal Islâmcı', -'Şeriat'ç\- propagandanın önüne ya
geçmediler. ya geçemediler; ülkenin sorunlan ekono-
mik. siyasi ve sosyal; onları, çözmek için kalkıştıkla-
n işleri geliştirmeyi bir kenara bırakıp; câmi inşaatı,
tesettür. kadınların eşitsizliği vb. sorunlan gündeme
getırdiler. Sayısal desteğe sahip olduklan halde, uğ-
radıkları başarısızlığın sebebi budur.
Eğer Refah'ın niyeti, gerçekten 'Şeriat'a avdet ise
bu bir 'hayal-iham', bir yere varamaz, vardığı yerden
geriye gidecektir: yok eğer, laik, demokratik ve
sosyal bir cumhuriyette, dini bireyselde bırakıp,
ciddi ve sözüne güvenilir bir Müslüman demok-
rat partisi olmayı düşünüyorsa; siyasi yelpazede
yeri, elbette olmalıdır, nasıl ki, sosyalist ve komü-
nist partilerin de, yeri olması lazımdır. Aksi halde
ülkemiz, o 'oligarşinin', yâni değişmez iktidar
denkleminin (bürokrasi + burjuvazi = iktidar) sul-
tasından kurtulamayacak!
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm