Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE
10 KULTUR
Bu gece Hümeyra CRR Konser Salonu'nda, Acid Trippin Roxy'de
Festivalde 'yerli gece'CUMHUR CANBAZOĞLU
4. Uluslararası Istanbul Caz
FestivalTnın dört yıllık
geçmişinde ılk kez bizden bir
pop yorumcusu, Hümeyra, bu
gece CCR'de sahneye çıkıyor.
Bu yılki programın tek 'yerü
gecesi'nin ikinci konserinde ise
Acid Trippin Roxy"de çalıyor.
Yıllar sonra yaptığı Beyhude
adlı albümüyle yeniden müzik
gündemindeki yerini alan,
baladlar ve blues dokunuşlu
parçalarla iyı bir çizgi ortaya
koyan Hümeyra; konserde, 28
yıllık kariyerinde uzun bir
yolculuga çıkacağını belirtiyor.
Hümeyra"dan aldığımız bilgiye
göre Güzelliğin On Para
Etmez'le başlayacak konser.
tarihsel akıştan sonra günümüze
kadar gelecek ve çok sevilen hit
parça Kördüğüm'le sona erecek.
Popüler müzik yapmasına karşın
• Yıllar sonra Beyhude adlı
albümüyle yeniden müzik
gündemindeki yerini alan, baladlar
ve blues dokunuşlu parçalarla iyi
bir çizgi ortaya koyan Hümeyra; konserde, 28 yıllık
kariyerinde uzun bir yolculuga çıkacak.
tüketilmesı zor parçalar
yorumlayan ve eğlence müziği
yapmadığı için büyük konserler
veremeyen Hümeyra'yı. festival
bünyesinde dinleyebilmek bizce
bir şans. Mustafa Süder
(klamet-saksofon. keman.
viyola). Vedat Sakman (gitar).
Üyas Mirzaev (piyano). Ricardo
Moyano (gitar) ve Acid
Trippın'den dört elemanla
sahneye çıkacak Hümeyra'nın
konsen saat 21.00'de...
Ali Perret tarafından iki yıl önce
kurulan ve soundu acid caza
yakın bulunan Acid Trippin
kurulduğu günden bu yana kendi
bestelerini yorumlamasıyla
dikkat çeken. bünyesinde sürekli
yetenekli müzikçıleri banndıran
ilgınç bir ekip. Çeşitli caz
formasyonlannda yer almış
Yahyaüai (alto-soprano
saksofon). eski Beyaz Kelebek
Ercüment Ateş (gitar), Yeni
Türkü'nün yenı şeklınde asıl
eleman olan Raci Pişmişoğlu
(bass). Ali Perret (klavye) yıne
çeşitli gruplarda yer almış
Erdinç Şenol (da\ul) ye
vurmalılarda MuratÖzbey'den
(Hacı Murat) oluşan Acid
Trippin'ın bu gece bir de konuğu
var: Erkan Oğur.
Grubun eski elemanı olan
Oğur'un o dönem Acid Trippin
\çin yazdığı birkaç bestenin Ali
Perret tarafından düzenlenmiş
hallerinden, Erkan Oğur'un
sololanndan ve grubun kendi
yapıtlanndan oluşacak bu geceki
Roxy repertuvan. Soundunda
90'lann dance öğelerini
banndıran, güçlü bass ve
davulun şekillendirdiği
altyapısıyla dikkat çeken
Acid Trippin. bugünlerde
albümünün hazırlıklanyla
meşgul. Ağustos başında
radyolar ve diskotekler içın
sekizer dakikalık iki parçayı
(Gökova Seabird ve Cangıl
Cungul Trip) kapsayacak bir
sıngle çıkaracak grup.
ekim ayında da CD
formatında albümünü
yayımlayacak.
• Oliviero
Toscani 'nin
Floransa 'da,Leopold
de Florence adlı eski
birtren gannda
gerçeldeştirdiği, Paris
sokaklanndan msgele
seçilmiş gençlerin yüz
fotoğraflarından
oluşan "Yitler" adlı
sergisi, 31 temmuza
kadar görülebilecek.
'Yüzler' sergisiFloransa'daKültür Servisi- Hepsınin de yüzle-
rinde aynı bakış; sanki uçsuz bucak-
sız bir yüzler ormanı. Avrupalı, Afri-
kalı, Amerikalı ve Asyalı; hepsi de
çağdaş gençlik dünyasında ayn bırer
coğrafyayı temsil ediyorlar. Her bin.
Oliviero Toscani'nin AIDS hastalan
ve Sarayevolu askenn ardından, terk
edilmiş eski bir demıryolu ıstasyonu
olan Leopold de Florence gannın ge-
niş alanlannda gerçeldeştirdiği "Yüz-
ler" isimli sergisinde bireryüz.
Üçgen biçimli direkler üzerine
oturtulmuş, eni iki boyu ise üç metre
olan iki yüz yüz fotoğrafı da Paris so-
kaklanndan rasgele seçilmiş gençle-
re ait. Geleceğin güzelliğini yansıtan
bu yüzler etnik farklılıklardan ve bir-
takım politik görüşlerden çok uzak-
ta, bulunduklan yerden etrafa ışık sa-
çıyorlar. Bir yanda Doğulu bir genç.
alnına dökülmüş bir tutam mavi meç-
li saçla gözükedursun, diğer yanda.
kulağına iliştirilmiş altın yaldızh bir
yaprakla soluk tenli bir Afnkalı genç.
dikkatlen çekiyor. Dingin bakışlan
izleyenlerin üzerine dikilmiş; her re-
sim için değişmez öğe olan beyaz fon
üzerinde beliren yüzünün hatlan. du-
dakla'nndaki belli belirsiz gülümse-
meyleaydınlanıyor.
Tek gülen yüz oğju Rocco'nun
Yüzler ormanında gülen tek yüz
Oliviero Toscani'nin 17 yaşındaki oğ-
lu Rocco'ya ait. "Onu,belkidesuçlu-
luk duygusu hissetmemek için eğle-
nirken resimledim" diyen Toscani,
sergılediğı yüz resımlen için aynca şu
yorumu getinyor: "Bu gencecik kız-
lar ve erkekler bizim çagımı/ın yüzle-
ri. Bir taraftan dünyada var olan fark-
lılığı yansıtjrlarken diğer taraftan ses-
sizce gezegenimizin geleceğini sorgu-
luyortar."
Benetton'un gelecek sonbahar
kampanyası için binlerce gencin y üz-
lerini resimleyen fotoğrafçı; bu sergi-
yi dev boyutta bir ''geleceğin mezar-
taşı vansı" ve düzınelerce bakışın
oluşturduğu endişe verici bir soru işa-
reti olarak yorumluyor. Ona göre bu
bakışlardabirbekknti vegeçmışku-
şaklara bir sitem var. Toplumumuz
tarafından henüz çözülememiş olan
ırk aynmı, sosyal farklılıklar. belirsız-
lıklerledolu geleceğin yarattığı sıkın-
tı gibi sorunlar gençlerin yüzlerinden
okunuyor. Ağızlan, burunlan. kulak-
lan. den ve saç renkleri bırbirlennden
çok farklı olsa da belli herhangi bir
güzellik anlayışı ya da aynksı herhan-
gi bir özellık arama kaygısı gütmek-
sızin oluşturu|an ve Floransa'da ser-
gilenen bu yüzlenn ortak özellıği. her
birinin 2000 yılında yirmili yaşlarda
olacak olmalan.
21. yüzyılın eşiğinde en büyük
meydan okumayı. kişilıklerini koru-
yarak ve sosyal uzlaşıma yönelik ha-
reketlerde kendilerinı standartlaştır-
ma eğilimınde olanlara karşı direni-
,şe geçerek gerçekleştırecekler. Söz
konusu bu sergı, henüz tam anlamıy-
la keşfedılmemış ve üzerine gerektı-
ğı ölçüde eğilinmemiş olan "gençge-
zegen'e yapılan yolculuğun ilk etabı-
nı oluşturuyor.
Wagner ırkçılık ve Yahudi
düşmanlığıyla gündemde
Küttür Servisi - Alman bestecısı Richard
Wagner'ın aılesı arasındaki çekişme. yine
aıle üyelerinden biri olan Gottfried Wag-
ner'in. bu ünlübestecınin yapıtlanna adanan
Bayreuth Festivali'ne alınmamasıy la sonuç-
landı. Müzik tarihçisı ve belgesel yapımcı-
sı Gottfried VVagner, büyükannesi ve Adolf
Hitler arasındaki yakın ilişkı>i aniatan bırkı-
tap yayımladıktan sonra babası VVolfgang
VVagner tarafından evlatlıktan reddedildı.
Gelecek hafta Bavyera'da gerçekleşecek
ve bir ay sürecek olan festivali organize e-
den Wolfgang, kitabı 'iftira' olarak nıtelen-
dirdi. Gottfried, yayımladığı bu kıtap ıle Al-
man bestecı VVagner ve Nazıler arasındaki
ilişkiyi konu alan tartışmalan yeniden gün-
deme getirdi. Wagner'ın müzığı. savaş son-
rası dönemde milliyetçi temalarıyla dıkkdtı
çekmişti. Lnlü besteci 1883 yılında. nasyo-
nal sosyalizmın doğuşundan çok önce öl-
müş olmasına rağmen. muziğınde hıssedılen
Yahudi düşmanlığı. Alman mıllıyetçılığı.
NVagner'in yapıtlannın Israil'de çalınmasını
engellemiştı.
Savaş sonrası dönemde yeniden canlahîin
1
'
Bayreuth Festivali"nden sonra VVoİfgang,
kardeşi VVeiland ıle bırlikte. ünlü besteci
Wagner"in milliyetçi çağrışımlannı bellek-
lerden silmek için festıvale Daniel Barenbo-
im gibi Yahudi kökenlı orkestra şeflerini de
davet etti. Ancak Gottfriedın "HeNVhoDo-
es Not HOM I with the WolP adl ı kitabı. VVag-
ner'e yönelik Nazisuçlamalannıtekrargün-
deme getirdi.
Kitapta Gottfrıed. 1930 yılında eşi Siegf-
ried'in ölümünden sonra Bayreuth Festiva-
li'ni yöneten ve İngiltere doğumlu olan bü-
yükannesi VVinifred'in. bir Hitler hayranı ol-
duğunu anlatıyor. Gottfned'ınaçıklamaları-
na göre Vvinıfned. 192O'lı yıllarda Hitler'i
hapısteykenziyaretetmış veona VVagner'in
evınden "Mein KampF* başlıkh bıldınsını
götüımüş. 1930'lu yıllarda ise \Vinifnedai-
lenın Bayreuth"takı evinde Hitler ile görüş-
müş. Nazı yenılgisınden yıllar sonra W"ınıf-
ried, îsazı hayranlığını sürdürmüş Vvınifri-
ed'ın eski eşı \Volfgang da oğlu Gottfried ta-
rafından ünlü müzikçı Wagner'ın milliyetçi
geçmişinın izlennı sılmeye çahştığı için ağır
eleştınleremaruzkalmış \VinifnedveWolf-
gang. 1990 yılına kadar Gortfried'ın İsra-
ıl'de Wagner'i ırkçılıkla suçlayan demeçle-
rıni duyuncaya kadar hıç görüşmemışler.
Gottfried. besteci Wagner hakkında şu yoru-
mu y apıy or "Aşağı yukan tüm \\agner ope-
ralannı ırkçı ve anti-feminist yaklaşımlann-
dan dolavı çağdışı vc hatta insani duygular-
dan voksun buluvnrum."
Yaşar Nabi Nayır ödülleri verildi
Şiirde Selim Temo,
öyküdeAhn Sevinç
Kültür Servisi -1991 yı-
lından bu yana Varhk dergı-
si tarafından verilmekte olan
Yaşar Nabi Nayır Gençlik
Ödülleri, bu yıl da öykü ve
şiir dallannda sahiplerini
buldu.
Sennur Sezer, Kemal Oz-
er, Hilmi Vavuz, Hulki Ak-
tunç ve Enver Ercan'dan
oluşan seçici kurul şiir da-
lında Selim Temo'yu ödüle
layık görürken Gonca Öz-
men ve Önder Devrim Ak-
sakal'ın eserlerini de "dik-
kate değer" olarak değerlen-
dirdi.
Ley la ErbiL Tank Dursun
K-, Adnan Özyalçıner, Or-
han Duru ve Sulhi Dölek'in
seçici olarak yer aldıklan
öykü dalında da ödülün sa-
hibi Akm Sevinç oldu. "Dik-
kate değer" bulunan eserler
ise Hülya Uçar ve Murat
Sohtorik imzasını taşıyorlar.
Önceki gün Türkiye Ga-
zeteciler Cemiyeti Loka-
li'nde gerçekleştirilen ödül
töreninde Öner Cıravoğlu,
Adnan Öz>ağalar. Sennur
Sezer, FiKz Nayır. Ekin Nayır,
Feridun Andaç. Enver Er-
can, Tuğrul TanyoL Alpav
Kabacalı, Cengiz Gündoğ-
du, Ferruh Doğan, Metin
CelaL Hami Çağdaş, Atilla
Birkiye, Adnan Özyalçıner,
Berrin Taş, Kamil Nlasara-
cu Turhan Gunay v e Demet
Paıia da hazır bulundular.
Şiir dalında yanşmayn ka-
zanan Selim Temo'ya ödü-
lünü veren Sennur Sezer,
Varlık dergisinin genç şair-
lenn kendilerini kanıtladık-
lan yer olduğunu önemle
vurguladı.
Akm Aktunç'a hıkâye da-
lında layık bulunduğu ödü-
lü veren Adnan Özyalçıner
ise yaptığı kisa konuşmada
şunlan söyledi: "Biziın öy-
kücülüğümüz Dede Kor-
kufla başlamış. halk öykü-
leriyie devam etmiş, Tanzi-
mat'la birtikte modernleşme
sürecine girmistir. Meşnıti-
yet ve daha sonra da Cum-
hurivet'in ilanı ile de 'mo-
dern Türk öykücülüğü" ken-
dini kanıtianuştır. Bugün bi-
zim vapmamız gereken,
genç yeteneklere bir firsat
vermekve öy kücülüğümüz-
de yeni halkalar oluşturul-
masuıa ön ayak olmaktır.
Her yıl verilmekte olan Ya-
şar Nabi Nayır Gençlik
Ödülleri de işte bu çabanın
bir uzannsıdu-r
^Varlık'lavarolduk'
Şıır dalında ödüle değer
bulunan Selim Temo. 1972
Bartın doğumlu ve halen et-
nolojı eğitimıne devam et-
mekte. 1994 yılında "O,De-
niz ve İntihar" ısımli bir
oyTinu sahnelenmiş olan Te-
mo "nun "Ah Tamara" ve
•'Kırgın Nehirier Meseli"
admda iki de kitabı bulunu-
yor. Temo. ödülünü aldıktan
sonra yaptığı konuşmada.
Türk şiir düşüncesini geliş-
tirmede emeği geçen herke-
seteşekküretti.
Yanşmada öykü dalında
ödüle layık görülen Akın
Sevinç ise Eskişehir doğum-
lu ve tTÜ Mimarhk bölümü
mezunu. Düzenlenen tören-
de kısa bir konuşma yapan
Sevinç de özellikle Varlık
dergısı tarafından ödüllen-
dinlmış olmaktan duyduğu
mutluluğu dile getirdi. Ödül
törenine katılan isımlerden
Cengiz Gündoğdu da "Ben
de yazariığımı bu dergide
kanıttadun.BizYarhk'lavar
olduk. Variık dergisi Türki-
ve'nin onurudur".
4
Beşli Kompozisyoıı' üzerine
GÜLŞENÇALIK
Çölde gül ağacına rastlamak. is-
tiridye kabuğunda tek bir inciyi an-
sızın görüp haykırmak gibi. Bunlar
kadar ender olmasa da hepimiz bir
anda ummadığımız bir güzellikle
karşılaşıp yaşamın bıze göz kırptı-
ğını sezinlemişizdir. İşte Ercümend
Kalmık Müzesi'ni ben Türk sanat
ve kültür düzeyi ıçinde böylesme
ender rastlanan mutlu olgular ara-
sınakoyTiyorum. Benzeri olmayan.
dünyada gördüğüm en sürprizli. en
güzel müze binası...
Tarihi bir İstanbul evinden mi-
mar A>-şe Orba\"ın yaratıcı çözüm-
leriyle müzeye dönüştürülen yapı.
19. yy mimarhk estetiğini 20. yy
mimarlığma uyumla bağlıyor. Ah-
şap yapmın iç mekân özgünlüğüne
sadık kahnarak restore edilen mü-
ze binası. sade çizgileri. klasik
oranlan. aydınlık ve hafiflik yara-
tan kar beyazı duvarlamia kendi
başına bir sanat yapıtı. En ufak ay-
nntılanna bile (örneğin kapı eşik-
lerine) özen gösterilmiş. Arkadaki
avluyu cam çerçeveli köprüyle aşıp.
yine cam çevrili iki katlı ek yapıya
(galeri) geçiyorsunuz. Galeri. ge-
çirgen duvarlanyla avlunun içinde
havada askıdaymış gibi hafif ve
berrak duruyor. Çağdaş görünümü.
eşlik ettiği tarihi binanın estetiğiy-
le çakışmadan. sakın bir uyum ve
pınltı içinde. Dışanda ağaçlar. sak-
sılarda yeşillikler... Her iki bına da
ıçindeki donanımlarla birlikte sa-
natçı Ercümend Kalmık'ın eşi Ay-
şe Kalmık'ın vakfa ve dolayısıyla
tstanbullular'a bir bağışı. Ne mut-
lu lstanbul'un sanatseverlenne!
Geometrik/minimalist dil
Bu çağdaş ortamda 20. yy ve
umanz 21. yy'ın da geçmiş ve ge-
lecek sanat yapıtlan gösterilmeye
devam edilecek ve galen. sanat de-
ğerlerinin tartışılacağı önemli bir
forum oluşturacak.
Ayşe ve Ercümend Kalmık Vak-
fı bu yıl düzenlemeye başladığı Tek
YapıtTek Dızi sergilerini aynı dö-
nemin dört kadın sanatçısına ayır-
mış (bkz. Cumhuriyet4.3.1997').
Heykeltıraş Se>hun Topuz'un
"Beşli Kompozisyon"'u da vakıf ga-
lensınde bu çerçevede sergilendi
(27 Mayıs-7 Haziran 1997). Topuz,
Türk heykelciliğinde haklı olarak
önem kazanmış. İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisı ve Nevv
York'taki Art Students League'de
yaptığı çalışmalar ve ülkemızde ve
yurt dışında açtığı sergilerle sanat
dünyasının dikkatini çekmiş bir sa-
natçı.
"Beşli KompozJsvon" çeşitli boy
ve kesimlerdekı beş demır yamu-
ğun kıvnlarak, bükülerek hareket
kazanması ve içlerindeki hareketle
yetinmeyip kendi aralanndaki kar-
şılıklı diyalog ve durgunluğun dile
getirilişidir. Yamuklar birbirleriyle
birsessizalışverişıçindedirler. Ba-
zen hareketi desteklerken. bazen
durgunluğu savunurlar. Bu ikili
denklemlerde belki de yapıtın gü-
zelliğinin sırn yatmaktadır. Salt
heykel grameri olarak parçalanmış
fakat bütün; statik fakat dinamik:
kapalı fakat açık: kütle fakat yüzey
bulmacalanyla yüklüdürler. Bu
Seyhun Topuz'un 'Beşli Kompozisyon'u galerinin cam pavyonu içinde yeni bir denklem oluşturur.
gramer anlatımcı bir dile çevnldi-
ğinde. güç ve zaaf. coşku ve duru-
luk, kuşatan ve kuşatılan gıbı daha
soyut kavTamlan anımsatır. Mini-
malıst heykelci Robert Morris'in
sözlenyle "Biçimin yalınlığı mini-
malist yapıtın uvandıracaği deneyi-
min de yalın olacağı anlamına gel-
mez."
Topuz'un "Beşli Kompozis-
yfln^da vurguladığı geometrik mi-
nimalist sade dili. yapı mımansmin
sadelığinde uyum ve güç kazanır.
Malzeme olarak iç mekânda oldu-
ğu kadar açık havada da konumla-
nabilecek bu yapıt, galerinin ınsan-
cıl ve saydam ortamına çarpıcı bir
yenilik getirir. Yamuklar mermer
zeminin üstüne direkt ayak basarlar.
Anıtsal birgörünümleri y a da üstü-
ne oturduklan ek bir taban yoktur.
Galerinin de cam duvarlan, tavan
kirişleri, ışıklandınlması açık bir
üslupla. "olduğu gibi" belirlenmiş-
tir.
Yeni bir denklem oluşturuyor
Çağdaşlıklan el ele. birbirlerinı
tamamlar. Heykel nasıl sadece ken-
di tavnnı belirlıyorsa, galeri mima-
nsi de salt kendi işlevini. benzerbir
yalın dille açıklamaktadır.
Aynca "Beşli Komporis>on"u il-
ginç yapan kapalı fakat açık. bütün
fakat parçalanmış, duru fakat hare-
ketli denklemler. galerinin cam
pavyonu içinde yenı bir denklem
oluşturur. Galen boşluğunun hey-
kelin yarattığı boyutlarla bölünme-
sidir bu. Kompozisyonun beş ele-
manı daha önce kendi aralanndaki
bir dıyaloğu sürdürürken. bu me-
kânda aynı diyaloğun devamını ga-
lerinin duv arlan. tavanı ve tabanıy-
la da kurarlar. Hey kel galerinin bir
parçası olurken, galeri de heykelin
bir öğesi haline gelır. Böylelikle
heykel, kendi içinde sürdürdüğü çe-
lışkilerin cazibesinı, oturtulduğu
mekân1a da kurar.
Minımalist geometrik bir dilin
ustaca anlattıklan iyı duyulursa ba-
zen daha fazlasının gereksizligi or-
taya çıkar. "Beşli Kompozisyon" bu
gerçeğı bir daha vurguluyor.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATtLLA BİRKİYE
Bir Dilek Tut!
Bir dilek tut! Yorgun yaşamın ardından. Bir dilek
tut, yıldızlar gökyüzünde pırıl pırılken. Bir dilek tut,
ay henüz doğmamışken. Bir dilek tut, dogacak
olan dolunayın telaşını yaşarken...
Aslında ne dilek tutmaya inanırım ne burçlara.
Hiç de anlamam bu işlerden. Bir tek, hüzün bur-
cundan olduğumu bılirim; bir de bir keresinde iki
Dilek arasında durup üçüncü bir Dilek ile ilgili tut-
tuğum 'dileği'...
Ay henüz doğmamıştı, gökyüzü açıktı. Yanım-
da uzun uzun bir dilek tuttu, yıldızlara bakarak.
Uzun sürdü. oysa ondan önceki genç kızınki kı-
saydı. Belki de tutulan dilek yaşanan yorgunlukla
ilgiliydi.
Yaşamın yorgunluğuyla... Geride kalan yılların
yorgunluğuyla... Bir yaz günü siyah elbiseli bir ka-
dın, şiirsel bir imge gibiydi; yıldızlara bakarken...
Bilmiyorum inanıp inanmadığını, ama biz iki kişiy-
dik ve o ortamızda dilek tutuyordu...
Belki de dilek tutmak, bir imgelem'dir. Hem de
şiirsel bir imgelem...
Çoğu insan inanır. Ne sakıncası var, inansın. Bir
dilek tutar! Bazı özel durumlarda. Çeşitli durum-
lardır bunlar. Örneğin birisinin, aynı adlı iki kişinin
ortasında durması gibi.
Tutulan şey hıç kuşkusuz ki, mutluluğa ilişkin bir
durum. bir istektir. Oyle olmasa zaten biz de 'di-
lek tutmak' olarak adlandırmayız. Ama olup olma-
yacağını kim bilebilir ki? Yani tutup tutmayaca^ı-
nı.
Ben kaderci değilim, doğanın şiirine inanınm.
Doğanın şiırinin 'gerçek' olduğunu düşünürüm!
Ve duygulartabii, bu şiirin yapı taşlarıdır. Esin kay-
naklarıdır. Demem ö demek ki doğanın şiirinde
duygulara fazlasıyla yer vardır.
Evet, olsa olsa dilek tutmak şiirsel bir imgelem
olabilır. Sıyah elbiseli kadın da zaten bir imge gi-
biydi o akşam. Bir dizenın boyutlannı genişleten,
bir dizeye zenginlik katan bir imge...
Yaşam çok kısa. Kısalık uzunluk da görece bir
kavram, ama yine de kısa işte. Bakın, yaşamımız-
dan bir temmuz daha süratle gelip geçiyor. Caz
festivali de bitti bıtecek.
Bir konser sırasında, tutulmamış bir 'dileğim'
tutmasın mı?
Doğanın rastlantısına inandım hep, şiirselliğinin
yanında.
Hiç tutulmamış bir dileğin, tutması başka neyin
göstergesidir ki...
Şairin dediğı gibi, aylardan temmuzu severim,
hazirana benzediği için. Siyahlı kadın bir haziran
günü, yıldızlı bir gecede, henüz ay doğmamışken,
yıldızlar içinde eriyip gitmişti.
İşte temmuzdan bir gece, hazirana benzeyen;
ay hilaldi ve çok uzaklardaydı. Batmak üzereydi.
Bir caz gecesi; müziğin yıldızlann önündeki bulut-
ları uzaklaştırdığı bir gecede siyahlı kadın, yanım-
da oturuyordu.
Tutulmamış bir dileğin tutması gibiydi.
Müzik bıtti; gece bitti; kadın gitti. Yine şairin de-
diği gibi, kadının gitmesı bir şiirdi. Zaten kadının
kendisi bir imge, bir şiirin içinde yer alan bir im-
geydi.
Kim bilır, tüm bunlar biryanılsamaydı. Ortada ne
kadın vardı, ne dilek tutan, ne gece, ne müzik...
Yalnızca şiir vardı; çünkü temmuza benzeyen
haziran akşamındaki siyah elbiseli kadın bir şiir
kadar güzel, bir şiir kadar insani kendine çekıyor-
du.
Yüreklerimiz hep bir şiir için çarpmadı mı, bun-
ca yıl?
Bir dilek tut!
Yorgun yaşamın ardından.
Bir dilek tut, yıldızlar gözyüzünde pınl pınlken.
Bir dilek tut, ay henüz doğmamışken.
Bir dilek tut, doğacakolan dolunayın telaşını ya-
şarken...
Geopgia Dîas Grubu İstanbul'da
• Kültür Servisi - Brezılya'nın ünlü topluluğu
Georgia Dias Grup. Açıkhava Sahnesi'nde
Istanbullu müzikseverlerle buluşuyor. 29 temmuz
salı gecesi Güney Amerika'nın ünlü müzik
gruplanndan Georgia Dias Grup'un müziğiyle
tanışacaklar. Beş kişiden oluşan grup, geleneksel
Brezilya müziğine tvist ritimlerini ilave ederek
oluşturduğu yeni stil ile müzikseverlerin karşısına
çıkacak.
Halk ozanı Kul Atımet öldü
• Kültür Servisi - Halk ozanı Kul Ahmet, tedavi
gördüğü Hacettepe Ünıversitesi Hastanesi'nde
amansız hastalığa yenik düştü. Kültür Bakanı
İstemihan Talay. halk ozanı Kul Ahmet'ın vefatı
nedenıyle başsağlığı mesajı yayımladı. Kültür
Bakanı Talay, mesajında şunlan kaydetti: "Halk
ozanı Kul Ahmet' in vefatını büyük bir üzüntüyle
öğrendim. Ardında bıraktığı eserleri yaşayacak ve
daima saygıyla anılacak olan Kul Ahmet'e Allah'tan
rahmet, yakınlanna ve sevenlerine başsağlığı
diliyorum." Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde
1932 yılında doğan Kul Ahmet'in 'Güzel Anadolu',
"Atatürk'ün tzindeyiz", 'Dünyanın Sesi' ve 'Bir Şah
Olsam' adlı yayımlanmış 4 şiir kitabı bulunuyor. Kul
Ahmet'in 'Dedi ki yoh yoh" isimli eseri, Esin Afşar
tarafından seslendirilmişti. Kul Ahmet'in cenazesi
bugün öğle vakti Hacı Bayram Camii'nde kılınacak
cenaze namazından sonra Karşıyaka Mezarhğı'nda
toprağa verilecek.
BASSO Anadolu yolculuğuna çıkıyor
• Kültür Servisi - Bılkent Uluslararası Anadolu
Müzik Festivali, geçen yaz Phaselis'te noktaladığı
Anadolu yolculuğuna 24 ağustosta yeniden
başlayacak. Müziğin birleştirici gücünü yansıtan
festival. dördüncü yılında da antik kentlerimizden
'dostluk ve banş" mesajlannın yükselmesini
amaçlıyor. Ünlü solistlerin katılımıyla gerçekleşecek
Bilkent 4. Uluslararası Anadolu Müzik Festivali'nde
BASSO'ya, Georgi Robev yönetimindeki
Bulganstan Devlet Fılannoni Korosu eşlik edecek.
Festival çerçevesinde, Adnan Saygun. Mozart,
Beethoven, Şostakoviç. Brahms, Strauss ve Carl
Orff 'un sevilen yapıtlan seslendirilecek. Bilkent
Senfoni Orkestrası, Sivrihisar-Yunus Emre
Külliyesi. Ankara. Kapadokya, Efes. Bodrum,
Marmaris, Altınoluk, Bursa ve Sinop'ta vereceği
konserleri, 20 eylül günü noktalayacak.
Bolşoy Balesi Marmaris'te
• Kültür Servisi - 18 temmuz cuma günü saat
21.30"da Marmaris Amfi Tiyatro'da Marmaris ve
Moskova Dzerjinsky Belediyesi kardeş şehirlik
ilişkileri içerisinde Bolşoy Balesi solistlerinin
gösterileri Yurtbank sponsorluğunda
gerçekleşecek.