Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 1997 PAZAR
HABERLER
Karacaahmet'te
anma
• İstanbul Haber Servisi-
12temmuz 1991 tanhınde
polisin Dev-Sol'a yönelık
düzenlediği operasyonda
yaşamını yitiren 12 kişi,
dün Karacaahmet
Mezarlığı'nda anıldı.
Yaklaşık 100 kişılik grup.
12 kişinin mezanna
karanfıller bıraktı.
"Halkız, haklıyız.
kazanacağız". "Devrim
şehitleri ölümsüzdür" diye
slogan atan grup. "12
temmuz şehitleri:
Sözümüzü tutacağız.
Sizlere bağımsız.
demokratik bır ülke
armağan edeceğiz" yazılı
bir pankart açtı. Haklarve
Özgürlükler Platformu
Sözcüsü Oya Gökbay rak.
ölenlen unutmayacaklannı
belirtti.
Göksu deltası
için taslak
ybnetim planı
• İstanbul Haber Servisi -
Doğal Hayatı Koruma
Derneğı'nin yaklaşık yedi
yıldır yürüttügü Göksu
deltasının korunmasına
yönelik proje
kapsamındaki çalışmalara
yeni bir halka daha
eklendi. Avrupa Birliği ve
Fransa'da bulunan Tour du
Valat Biyoloji Enstitüsü
tarafından desteklenerek
Taşucu Çevre Eğitım
Merkezi"nde gerçekleşen
atölye çalışmalarıyla Özel
Çevre Koruma Kurulu'nun
beş yıllık bölgesel faaliyet
planı hazırlandı.
Sıvas olayları
sanığı
• SrVAS (AA)-Sıvas
olaylanyla ilgıli olarak
hakkında gıyabi tutuklama
karan bulunan Osman
Çıbıkçı. Sıvas'ta yakalandı.
Çıbıkçı, Sıvas'ta 2
Temmuz 1993'te meydana
gelen ve 37 kişinin
ölümüyle sonuçlanan
olaylardan sonra bır süre
gözaltında kalmış. ancak
tutuksuz yargılanmak
ûzere serbest bırakılmıştı.
Ankara 1 No'lu DGM'nin
ara karan gereğı. hakkında
gıyabi tutuklama karan
bulunan Osman Çıbıkçı.
Sıvas Terörle Mücadele
Şubesi ekipleri tarafından
şehir merkezindeki bir
evde ele geçirildi
Çocuklara
koruma
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sosyal Hizmetler \e Çocuk
Esirgeme Kurumu
(SHÇEK). devlet koruması
altına alınan çocıfklann
yüzde 46'sının ekonomık
sıkıntı çeken ve eşlerden
birinin öldüğü aılelenn
çocuklan. yüzde 22'sının
çalıştınlan. istismar edilen
çocuklar olduğunu
açıkladı. UNICEF'ın 1997
venlennde Türkiye"de 500
bin kadar çocuğun
sokaklarda çalıştığı ve bu
çocuklann hiçbir sosyal
güvencelerinin olmadığı
belirtildi.
Demirel bugiin
EdiPJie'de
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Cumhurbaşkanı
Süleyman Demırel. bugün
Edirne'de 636. Tarihi
Kırkpınar Güreş ve
Şenliklen'nı izleyecek.
Demirel. burada bazı açılış
törenlerine katılacak ve
incelemelerde bulunacak.
RP'li belediye
hukuk tanımıyor'
• İstanbul Haber Senisi -
ÇHP Gaziosmanpaşa llçe
Başkanı Mehmet Polat.
Refah Partili
Gaziosmanpaşa
Belediyesi'nin 'hukuk dışı
ve ımara aykın'
çalışmalanyla belediyeye
ait arsplan Refah Partisi
(RP) yandaşlanna
dagıtmayı sürdürdüğünü
öne sürdü.
YÖK Denetleme Kurulu'ndan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü'ne yolsuzluk içerikli rapor
Demiraekı'ııa sorusturma
DEVRİM SEVİMAY
YÖK Denetleme Kurulu. ts-
tanbul Üniversitesi (ÎÜ) Rektör-
lüğü'ne gönderdiğı u
gizli*>
rapor-
da; eski 1Ü Rektörü Prof.
Dr.Cem'i Demiroğlu hakkında
"her ne\i eş>anın alım veya sau-
mına fesat kanşnrmak" iddıasıy-
la "ceza davası açüması" yönün-
de bir soruşturma başlatılmasını
istedi İÜRektörlüğüde YÖK'ün
raporunu dıkkate alarak Demi-
roğlu'yla ilgili bir soruşturma ko-
misyonu kurarken Demiroğlu ise
2547 sayılı YÖK Yasası'na göre
rektörler hakkında üniversitelerin
soruşturma yapamayacağmı öne
sürdü.
Demiroğlu hakkındaki 57 say-
falık inceleme raporu. YÖK Baş-
kanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tara-
fından 11 hazıranda IÜ Rektörlü-
ğü'ne gönderildi. Üzerindeu
Giz-
• YÖK Denetleme Kurulu. tstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü'ne gönderdiğı
"gizli" raporda, eski İÜ Rektörü Prof. Dr. Cem'i Demiroğlu hakkında 'her nevi
eşyanın alım veya satımına fesat kanştırmak' iddiasıyla 'ceza davası açılması'
yönünde bir soruşturma başlatılmasını istedi.
i r yazısı bulunan rapor, Demi- açılması için Başbakanlığa yazı nşünnak" suçundan en az 10y»l
roğlu'nun 1988 yılında, üniversi-
tenın Kardıyolojı Enstitüsü Has-
tanesfnin tıbbi araç gereksinimi
için \erilen 100 milyon Fransız
Frangı tutanndaki Fransız kredi-
sini. yine kendi yönetimindeki
Türk Kardiyoloji Vakfı'na aktar-
ması konusunu içeriyor.
Raporda, Demiroğlu'nun,
TCK'nin 205. maddesini ihlal et-
tiği öne sürülerek •'her nevi eşya-
nın alım ve saümına fesat kanşo-
rarak" ünıversiteyi tıbbi araç al-
ma olanağından yoksun bıraktığı
belirtildi. Raporda aynca. "De-
miroglu'nun fiiMne katılan ünher-
site dışındaki kamu göreviileri
hakkında da gerekli soruşturma
yazdması ve inceleme raporu ör-
neğinin yaaya eklenmesi kanısın-
dajTz" denildi.
Gürüz'ün bu inceleme raporu-
nu tÜ Rektörlüğü'ne gönderme-
sinin ardından hemen bir soruş-
turma komsıyonu kuruldu. İÜ
Rektörü Prof. Dr.Bülent Berkar-
da; Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ve
Prof. Dr. ÖzerSeliçi'nin oluştur-
duğu komisyonun. çalışmalannı
önümüzdeki on beş gün içinde ta-
mamlayacağını söyledi. Üniversi-
tenin hazırladığı rapor sonrasın-
da. suçlamalar doğrultusunda ce-
za davası açılması halinde Demi-
roğlu. TCK'nin 205. maddesi
uvannca "ahm sabmlara fesat ka-
ağır hapis cezası istemiyle yargı-
lanacak.
Demiroğlu ne diyor?
Demiroğlu ise aynı dosyanın
1992 rektörlük seçimleri öncesin-
de de ortaya çıkanldığını, ancak
söz konusu kredinın kendisi tara-
fından değil, Başbakanlık Hazine
ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca
vakfa devredildiğini söyledi. De-
miroğlu, Başbakanlık Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın dev-
retme işlemini kendilerinin vap-
tığına ait bir yazıyı hem YÖK'e
hem de Danıştay 2. Dairesi'ne
gönderdiğini belirterek dosyanın
kapandığını savundu. Demiroğ-
lu. alınan kredinin yüzde 70'inin
de Türk Kardiyoloji Vakfı tara-
fından Fransız hükümetine öden-
diğinin altını çizdi.
Bugüne kadar kendisine 12 da-
va açıldığı, 12 davadan da beraat
ettiğini anımsatan Demiroğlu,
YÖK'ün raporunda geçen 205.
maddenin de tamamen "sansas-
yon" yaratmak için konulduğunu
ileri sürdü.
Demiroğlu aynca, 2547 sayılı
YÖK Yasası'na göre, rektörlerle
ilgili soruşturmalann üniversite-
ler tarafından değil, ancak YÖK
Denetleme Kurulu'nda yapılabi-
leceğini; İÜ Rektörlüğü'nün ya-
pacağı soruşturmanın kanunsuz
olduğunu söyledi. Hatta YÖK'ün
bile araştırma hakkının bulunma-
dığını iddia eden Demiroğlu,
"Hazine'rıin, Malive Bakanb-
ğı'nuı verdiği bir krediyi YÖK ne-
den hâlâ arasüyor" diye sordu.
ÇİLLER GİDhOR -13 Haâran 1993'teDYT Genel Başkanüğı'naseçUmesi-L^di'nin
topuk sesleri" başlıklanyla duyuruldu. Cumhuriyet tarihinin. eşiyle birlikte en ağır suç-
lamalara hedef olan ilk siyasi lideri. Partisini köklerinden koparmakla suçlandı. ÇiUer,
Türkiye'nin stratejik çıkarlan açısından sakıncalı görülen tutumlan, Türkçe hatalan,
"ABD Başkam Ctinton'la «örüştüm" benzeri yalanlanan açıklamalan, keskin manevra-
lan \e kendi seçtiği onlarca milletvekiüni kaybetmesiyle de anılıyor. ( HASAN AYDIN)
Erbakan: Bir g e n s o r u l u k c a n l a r ı var
'Bu hükümetgeldiğigibi
Çankaya*yagerigidecek'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP
Genel Başkam Necmettin Erbakan, 55.
hükümetın "Çankaya hükümeti" olduğu-
nu ve "geldiği gibi Çankaya'ya geri gide-
ceğini
1
" söyledi Hükümetın "'birgensoru-
luk canı olduğunu" savunan Erbakan. gü-
\ enoyu sonrasında Başbakan Mesut Yd-
maz'ı kutlamamasının gerekçesıni açık-
larken "Niye tebrik edeyim, 20 kişiyi ba-
şanyla trasfer ettiği için mi" dedi.
Erbakan, Yılmaz hükümetinin güveno-
yu almasından sonra düzenlediği basın
toplantısında REFAHYOL hükümetinin
ıstifasından sonra Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'm "antidemokratik yollara
saptığını ve azınlığın hükümet olabilmesi
için akla hayale gelme>en adımlar attığı-
m" söyledi. Demokrası tarihıne bır ayıp
olarak geçecek olaylar yaşandığını belir-
ten Erbakan. "Sakın ha hiç Idmse "bu hü-
kümet güvenoyu aldı. demek ki yapılan-
lardemokrasiyeuygunmuş" demeyekalk-
masın. Milletveküleri parti değiştirecek-
lerdi de neden bugünü beklediler? Bu bir
zorlamadır. Bugünkü hükümet bir Çan-
kaya hükümetidir %e nasıl Çankaya"dan
gekliyse ora>a geri gjdecektir" dedi.
TBMM'de hükümetın gerekli çoğunlu-
ğa dayanmadığını. CHP'nin daha şimdi-
den gensoru verme hazırlığı içine girdiği-
nı sa\unan Erbakan. u
Bu hükümetin kaç
gün >aşa>acağını hep beraber göreceğiz.
TBM NI en kısa zamanda demokrasiye uy-
gun bir hükümet kuracakür" diye konuş-
tu. Birsoru üzerine hükümetin kendi için-
de tutarlılığı bulunmadığını kaydeden Er-
bakan. "Bu hükümetin bir gensoruluk ca-
nı var. O gensorunun de ne gün geleceğini
hep beraber göreceğiz*' dedi. Batı Çalış-
ma Grubu ile ilgili bir soruya yanıt ver-
meyen Erbakan. "Biz bu olaylann içine
gjrmek istemiyoruz. Sa>m Akşener'den ve
ilgililerden bilgi alabilirsini/" demekle ye-
tındı. Erbakan, gü\ enoyu sonrasında Yıl-
maz'ı neden kutlamadığının sorulması
üzerine de, "Neden tebrik edeyim, 20 ki-
şiyi başany la transfer ettiği için mi? Seçi-
me girip de başanlı mı oldu? Nesini tebrik
edeyim" karşılığını verdı.
Meclis 1 ağustosa kadar calısacak
Orta/dar, öncelikü
yasalar içinpazaflıkta
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Mesut Yılmaz. boşalan grup baş-
kanvekillikleri, idare amirlıği ile kâtıp
üyelık için seçim yapmak üzere yapılan
ANAP grup toplantısında, hükümet orta-
ğı Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ile
Meclis'in l ağustosa kadar çalıştınlması-
nı kararlaştırdıklannı bildirdi. Yılmaz, bu
süre içinde ele alınacak öncelikli yasala-
nn belırlenmesi için Ecevit'le yeniden bir
Demirel, güven oylamasını değerlendirdi
4
Meclis îradesi ortaya çıkü'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel. dün
gerçekleştirilen güven oylamasında TB-
MM'nin iradesinin ortaya çıktığını söy-
ledi. REFAHYOUu bunahmın götürdü-
ğünü kaydeden Demirel. "Benim göre-
\imi bana küsse dikte etmemeliydL Ben
burada 5 hükümet tasdik ettim. Hükü-
met denen nesnenin ne olduğunu biliyo-
rum" dedi.
Demirel, Akdeniz Böbrek Hastahk-
lan ve Organ Nakli Sosyal Yardımlaş-
ma Derneği Başkam Mehmet Sahan ile
beraberindeki heyeti kabulünden sonra
gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Türki-
ye Cumhuriyeti'nin bir anayasa devleti
olduğunu vurgulayan Demirel. "18 ha-
aran günü, günün başbakanı bana isö-
fasını verdi. Onun Başbakanhkla işi ora-
da bittl Benim görevim başladı. Benim
görevimi bana kimse dikte etmemetiydi.
Ben burada 5 hükümet tasdik ettim. Hü-
kümet denen nesnenin ne olduğunu bi-
Hyonmı*'diye konuştu.
Türkiye'nin sükûnete ihtiyacı oldu-
ğunu kaydeden Demirel anlamsız, kısır,
halkı rahatsız eden tartışmalardan kaç-
mak gerektiğini bildirdi. Demokratik
kurallann işletildiğini belirten Demirel
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimse bana 'Ben hükümeti bırakı-
yorum, filanca hükümet olsun' diyegel-
mesm. Hükümeti bırakınca ondan son-
ra kimin hükümet olacağuu TBMM ta-
>in eder. İşte, TBMM'nin iradesi ortaya
çıknuşür. Kimse iddia ermesin ki bu ira-
de bir baskı ile ortaya çıkmıştır. Anaya-
sal olmayan hiçbir şev ofmamıştır. Zaten
'Bu hükümet içeriden, dışandan, Çan-
kaya'dan kuruldu' ekştirUeriııe haklıhk
veriHrse bugünkü oybmaya gerek kal-
araya geleceğini bildirdi. ANAP grubu
dün hükümetin güvenoyu almasından
sonra toplandı. Yılmaz'ın açış konuşma-
sından sonra yapılan kagalı bölümde,
grup başkanvekilliklerine Ülkü Güney ile
Metin Oney seçildi.Aslan Ali Hatipoğ-
lu'nun TBMM idare amirliğine Ali Gü-
naydm'ın da TBMM kâtip üyeliğıne öne-
nlmesi benimsendi.
Yılmaz ise ANAP grubunda seçimler
yapılırken Meclis'teki makamında Ece\ it
ve TBMM Başkam Mustafa KalemK ile
görüştü. Yılmaz-Ecevit görüşmesinin bir
bölümünde Dışişleri Bakanı İsmail Cem
ile Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel de
bulundu. Görüşme sırasında Yılmaz'ı teb-
rik ettiğini söyleyen Kalemli. Meclis ça-
lışma takvimi konusunda da görüş alışve-
nşi yaptıklannı kaydettı. Ecevit de Yıl-
maz ile yaptığı görüşmeden sonra, bazı
ivedi sorunlar ve Kıbns'la ilgili gelişme-
leri ele aldıklannı bildirdi. 8 yıllık zorun-
lu eğitim, özgürlükler gibi bazı konular-
da yasal düzenleme yapılması gerektiği-
nı belirten Ecevit, bunlan önümüzdeki
günlerde Meclis'e sunacaklannı söyledi.
Milletvekillerinden 2 hafta süreyle
Anakara'yı terketmemelerini isteyen Yıl-
maz. boşalan komisyon üyeliklerine de
seçimler yapılacağını anımsattı. Yılmaz,
6 eksiği bulunan DTP'nın önümüzdeki
günlerde grup kurması durumunda ko-
misyonlarda dengenin 12'ye 13 kendi leh-
lerine döneceğini söyledi. Yılmaz. Mec-
lis'in çalışması sırasında da nüfus sayımı,
yetki yasası gibi öncelikle ele alınması ge-
reken yasalann hızla Meclis'e getirilerek
bu süre içinde Meclis'ten geçirileceğini
bildirdi.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Tuğgeneral Veli Küçük, ga-
zetelerin yazdığına göre şu an-
da Giresun Bölge Jandarma
Komutanı. Velı Küçük hakkın-
da, Emniyet Genel Müdürlüğü
istihbarat Daire Başkan Yar-
dımcısı Hanefi Avcı, yer ve
isim belirterek önemli suçlama-
larda bulunmuştu. Meclis Su-
surluk Komisyonu'na anlatılan
olaylar daha sonra ortaya çı-
kan bilgi ve belgelerle de kuv-
vet kazanmıştı.
Küçük'ün, Susurluk'ta orta-
ya çıkan çeteyle işbirliğine iliş-
kin önemli ıddialar, günlerce
kamuoyunda tartışıldı. Bunca
iddiadan sonra en azından Kü-
çük'ün görevden el çektirilmiş
olabileceğini düşünüyorduk.
Ancak yeni bilgiler, Jandarma
Genel Komutanlığı'nın bu ko-
nuda gereken duyarlılığı gös-
termedığini ortaya koyuyor.
Ergun Aksoy'un Radikal ga-
zetesindeki haberine göre, İs-
tanbul Devlet Güvenlik Mahke-
General Küçük'ün Dokunulmazlığı mı Var?
mesi Savcılığı, Hanefi Avcı'nın
açıklamalanndan sonra yaptığı
araştırmada önemli ipuçlan ele
geçiriyor. General Veli Kü-
çük'ün ülkücü katliam sanığı
Abdullah Çatlı'yla defalarca
görüştüğünü saptayan savcı-
lık elindeki delilleri değerlendi-
rerek, Genelkurmay'açetefez-
lekesi gönderiyor. Suç duyuru-
su içeren fezlekeye göre, gene-
ral Küçük, Abdullah Çatlı'yla
cep telefonunda saptanan dört
görüşmede bulunuyor.
Şubat ayında yapılan bu suç
duyurusuna rağmen, Veli Kü-
çük hâlâ görevde ve DGM sav-
cısı onun ifadesini alabilmiş de-
ğil. Veli Küçük hakkındaki iddi-
alar çok ağır. Çeşitli kanunsuz
olaylara katıldığına ilişkin bilgı-
lerden söz ediliyor. Buna rağ-
men bugüne kadar acaba ne-
den yargı önüne çıkanlmadı?
Hâlâ üst düzey bir sorumlu gö-
revi nasıl yerine getirebiliyor?
Sıradan bir vatandaş hakkında
bunun yüzde biri kadar bir id-
dia olsa çoktan tutuklanır ve
mahkûm edilirdi.
Tuğgeneral Küçük'ü doku-
nulmaz kılan nedir? Onunla iş-
biriiği yapan başka birileri mi?
Onu kim, neden koruyor? Tür-
kiye'nin hep hukuk devleti ol-
masından söz ediyoruz. Hukuk
devleti olmanın birinci şartı ka-
nunönündeeşitlik. "Birkimse-
nin general olması eğer ona
dokunulmazlık sağlıyorsa, bu-
rası nasıl bir hukuk devleti" di-
yenler haklı sayılmazlar mı?
• • •
Sıradan yurttaşı yargılarken
son derece hızlı ve karartı olan
yargı sistemi, iş bazı mevkilere
sıçrayınca neden gevşeyiveri-
yor? Manisalı lise öğrencilerinin
ve TBMM'de harçlan protesto
amacıyla pankart açan üniver-
site öğrencilerinin önümüzde-
ki günlerde Yargıtay'da duruş-
malan yapılacak. Veli Küçük'ü,
Sedat Bucak'ı, Mehmet
Ağar'ı, onlarla karşılaştınyo-
rum. O çocuklar, sadece du-
varlara yazı yazdılar ya da pan-
kart açtılar.
General Veli Küçük, elinde si-
lah olan binlerce askere ku-
manda ediyor. Şu anda aylar-
dır hapiste yatan çocuklar ise
demokratik bir ülkede masum
sayılacak eylemler nedeniyle
20 yıla varan cezalara çarptınl-
dılar. Bu dengesizlik kamu vic-
danını yaralamaz mı? Insanla-
nn, devlete ve yargıya olan
inançlarını sarsmaz mı?
Genelkurmay Başkam İs-
mail Hakkı Karadayı'ya ve
Jandarma Genel Komutanı Te-
oman Koman'a buradan ses-
leniyorum: Tuğgeneral Veli Kü-
çük'le ilgili ne gibi bir yasal iş-
lem yaptınız ve sonuçlan neler
oldu? Bunu hızla ve bekletme-
den kamuoyuna açıklayınız.
Veli Küçük hâlâ üst düzeyde bir
komutan olmaya nasıl devam
ediyor?
Türkiye'de son günlerde ya-
pılan darbe ve demokrasi tar-
tışmalan, bu manzara karşısın-
da tamamen yapay kalıyor. Bir
yanda birçok kanunsuz eylem-
lerle suçlananlar önemli ma-
kamlan işgal ediyoriar. Sonra
birileri de kalkıp, Türkiye'de bir
darbe yoluyla demokrasinin or-
tadan kaldırılacağından söz
ediyor. Insana "hangi demok-
rasi" diye sormazlar mı?
Bütün bu konularda öncelik-
li görev yargının. Genelkurmay
da Veli Küçük'ün mahkeme
önüne çıkarılması için daha
fazla bekletmeden görevini ye-
rine getirmeli. Bekliyoruz.
MİKRO
DINÇ TAYAJNÇ
Ah, vah Kadınlar ;
Dağ başındayapayalnızyaşayan kadının kapı-
sı soğuk bır kış gecesinde çalınıyor. Kapıda "Tan-
n konuğuyum " diyen kemiksi zayıflıkta bir adam.
Kadın, adamı buyur ediyor, yedirip içirip yatınyor.
Ertesi sabah uğurlarken dayanamayıp soruyor,
"Sen kimsin?" -
"Azrail" oluyoradamın yanıtı. ' <
Kadın korkmuş ama hem kurnaz, hem fırsatçı.
"Bak" diyor, "kim olduğunu bile sormadan ko-
nukladım seni. Bana bir iyilik borçlusun. Canımı
almadan önce bana haber vereceksin ki, tatlı ca-*
nımdan olmaya hazırianabileyim". *
"Olur" diyorAzrail ve gözden kaybolup gidiyor."
Aradan yıllar yıllar geçiyor ve günün birinde ka-
dının kapısı gene çalınıyor. Açıyor kı ne görsün,
Azrail bu kez elinde orağıyla dikilmiyor mu kapı-
da!
"Hani bana söz vermiştin? Hani canımı alma-
ya gelmeden haber verecektin?" diye çıkışıyor
dehşet içinde.
Azrail, "Yooo, ben sözümde durdum" diyor,
"unuttun mu bundan şunca yıl önce merdiven-
den düşüp kolunu kırdığını. O ilk haberdi. Şun-
ca yıl önce de mantardan zehirlenmemiş miydin?
O da son haberdi. Benden bu kadar, hadi yürü
bakalım!"
Dedik ya kadın kurnazın zillisi. Önce başlıyor
ağlayıp kendinı acındırmaya. Yemıyor Azrail. Bu
kez, "Çocuğa da kıyacak değil ya" düşüncesiy-
legirişiyor çocuk taklidi yapıp "agucukgugucuk,
bücücük"\ere. Şöyle bir duruyor Azrail ve orağı-
nı sallayarak, "Hadı attaaaaa" diyor!
• • •
Madam X, tüm yaşamını tapınmakla geçiriyor.
Ne kızlığına dokundurtuyor, ne dünya zevklerini
tadıyor, ne de önüne serilen nimetlerden yararla--
nıyor. Varsa yoksa Cennet'i düşlüyor ve sonun-
da günü dolup ölüyor.
Arasat'a vanyor ki ne görsün; Cennet'in kapı-
sına doğru biz diyelim on binlerce, siz deyin yüz
binlerce atlı asker.
Vanp kapıcı meleğe, "Benim sıram ne zaman
gelir" diye soruyor ve "Hanım bak aşağıda kor-
kunç bir savaş var. Bu gördüğün atlılar da sava-
şırken şehit düşmüş askerler. Onların ardı ne za-
man kesilirse, senin sıran da ancak o zaman ge-
lir" yanıtını alıyor.
Madam X onca yıllık çilesine yenilerinin ekle-
neceğine hayıflanırken, omuz başında ak bir ata
binmişbirsubaysesleniyor, "Hanım, Cennet'ebir
an önce kavuşmak istiyorsan atla terkime".
Subay eyerde, Madam X terkisinde varıyorlar
kapıcı meleğin önüne. Melek birsubaya, bir ma-
dama bakıp soruyor, "Hadi sen şehitsin. Onu an-
ladık da, terkindeki kadın kim?"
Subay bir meleğe, bir Madam X'e, birdeardın-
ca sıralanmış onca şehide bakıp yanıtlıyor: "Ala-
yın orospusu!"
Ve; yaşamı boyunca düşlediği Cennet'e ancak
böyle kavuşuyor (!) Madam X...
• • •
Adamın birinin bir karısı var ki yeryüzüne inmiş
melek! Yorgan altında bile günah işlemeyen cin-
sinden. Adamın işleri, uzu'n yolculuklar gerektir-
dikçe kansı, "Sen git canım, beni hiç merak et-
me" diye güven veriyor; her yolculuğun dönüşün-
de de daha bir güzelleşmiş karşılıyor kocacığını.,
Adamın yokluğunda mı? Ala ala heyü!
Sonunda ölüveriyor yeryüzü meleği (!). Adam.
da onun ardından çok yaşamıyor ve Cennet'i,
boyluyor. Günler ve geceler boyunca melek ka-
rıcığını arıyor ama sanki Cennet yarılmış da ka-
dın içine düşmüş!
Neden sonra, içinde bir kurt, tutuyor Cehen-
nem'in yolunu.
Lavlardan kızgın katranlara orda da günlerce
arıyor, ama bu kez de sanki Cehennem yanlmış!
Derken bir zebani yaklaşıyor adamın yanına ve
kızgınlıkla soruyor, "Sen Cennetliksin, burada işi
ne?"
Adam karısını aradığını anlatıyor, bir de saçın-
dan tımağına tanımlıyor zebaniye.
Zebani basıyorkahkahayı, "Haaa, omu"diyor,
"boşuna yerlerde arama. O yeryüzünde öylesi-
ne kurnazca işlemiş ki günahlannı, ömek olsun
diye Cehennem'e vantilatöryaptık!"
• • •
Kim bilir şu yaz sıcağında ne biçim soğuk ter-
ler döküyordur feminist bacılanmız!
Kolay mı; sen yarım yüzyılı aşkın süredir seç-
me ve seçilme hakkına sahip olacaksın, bu hak-
lara dayanarak kadın hareketini örgütleyeceksin,"
örgütlenmiş kadınların her maço erkek egemen-"
liğine başkaldırmasını sağlayacaksın, başkaldır-j
mış kadınların erkeklerin yerlerini aldıklannı göV
receksin... Sonra da kadın haklarının çoğu Batı
ülkesinden bile ileri olduğu Türkiye'de ve de şu-
nun şurasında on beş yirmi yıl içinde üç beş ken-
dini bilmez çıkıp tüm emeklerinin ocağına incır di- '•
kecek.
Hem de nasıl dikmek!
Senin yüz şu kadar yıldır emek verip ter ve de
kanını döktüğün kadın haklarını bir çırpıda bin
dört yüz yıl geri götüreceklenni sanan kara yobaz-
lara pişekârlık yaparak... •/
• • •
Feminist bacılarımızın bir an önce ter dökme-^
yi bırakıp bu "aykın"\anr\ hainliklerini temizleme-'
ye ve yenilerin oluşmasını önlemeye girişmeleri
gerek!
Yoksa, Kurtuluş Savaşı boyunca bir yandan
bebesini emzirirken, bir yandan da cephedeki
erine aşından mermisine, sargısından silahına her
şeyi taşıyan Aydınlanma Devrimi analarının iki el-.'
leri yakalarından düşmeyecektir!
Ana fikir: Bütün kadınlar, sızi saygınlığınızdan-
edecek kadınlara karşı uyanın!
Ana fikrin ana fikri: Çoğu kez doğum ve ölüm
aynı yöntemle önlenir; zamanında çekilerek!