Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 1997 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ölü Maziden Şanlı Tarihe!
Prof. Dr. SALİH ÖZBARANDEUBuca Eğıtım Fakultesı
% stanburunOsmanlılartarafindan
I
fethının yenı bır yıldonumu dola-
y ısiyla İnonu Stadvumu bır turlu
kurtulamadığımız ılkel anma to-
renlennden bınne daha tanık ol-
du Ardından Sultan II. Mehmet
(Fatih)'ın ıçkı ıçıp ıçmedığı gundeme
getınldı medyada. çağdaş Turkıye ve
toplumu. yuzyıllar oncesınden buîunup
getınlen kımı görgu kurallanna bakarak
ayarlanmak ıstendı Tanh. bılgılenme
aracı olmaktan çıkanlıp, guncel konu-
lann bacağından asılan, ozgürluğü kı-
sıtlanmak ıstenen ve başta polıtıkacılar
olmak uzere çeşıtlı güçlenn kafalann-
da çızılen, gormek ıstedıklen bırşablo-
nun tutsağı oluverdı bır kez daha
Modern bır yapının açılışında ya da
başka bır torende, kutlamada ya da bır
"önemli" kışının karşılanmasında, kut-
sallık adına bınlenn, onbınlenn, tele-
vızyon aracılığıyla da mılyonlann go-
zu onunde, bır koyunun kurban edılışı-
ne eşlık eden mehter takımının aynı to-
rende. kutlamada vey a karşılamada olu
mazı ıle toplum arasına gınp "şanlı ta-
rih"ı anımsatması, populıst yaklaşım-
lann değışmez ışlev ı olarak surmekte,
ancak boyle bırtavrın toplumun geçmı-
şını yansıttığı söylenemez Belkı boy-
lece geçmış kısa, oz. görsel ve muzıkal
olarak anlatılmak. davulun tokmağıyla
"dü>eH isevhe" yenıden tıtretılmek ıs-
tenmıştır Ancak yaşanılan zaman ıçm-
de geçmışın temsılıyetıne getınlen am-
bargonun, tanhın nesnesi sayılan ınsan-
lan temsıl etmedığı de ortadadır Yıiz-
yıllann genışlığınde bır yerlerde vurul-
muş heybetlenn, yerlı yennde anıldı-
ğında ve seyredıldığınde tanh bılıncı
aşılayabılecek bu yaru \ardır, dersler
bıle "empati" olarak oğrencıye sunula-
bılır şuphesız. ancak durmadan tok-
maklanan davuldan umulan ıhtışam sı-
ntan bır kasaba bandosuna donuşebıl-
mektedır
Tanh ders kıtaplannda durmadan
mehter çalmakta. zurnadan çıkan çatlak
ses pahasına, sıyasal kolruğun sağlam-
lığı ıçın. ozlem duyulan azametın \e
kudretın ımgesı olarak Ovsa tanh çok
daha farklı konulann. ınsanlığın tum
aynntılannın peşıne duşme yolundadır.
yerel ulusal. kuçuk bınmlı konulannı
karmakanşık evrensel hanta ıçıne anla-
şılır \e mute\azı bıçımde yerleştırmek
kaydıyla. doğal olarak da günumuzün
ona yukledığı ımeenın denetımı altın-
da
Tanh, gunumüz Türkıyesı'nın ders
kıtaplannda. polıtıkacılann ve onlarla
bırlıkte ve onlann yorungesıne gıren
ulemanın dargomşluluğunde ve med-
>anın günu kurtarmak amacıyla acele
vayıncılığın şaşırtmacasında, "insanla-
nn bilimi" olmaktan çıkanlmış gıbıdır,
yonetıcılenn ışıne yaradığı ıçın şanlı
damgasını yemek zorunda bırakılmış-
tır. toplumun gelecegıne mahkûmıyet
olacak mekanızmalann tuzağını hazır-
lamakta devam etmektedır Geçmış.
şanlı ımgesıyle ve tanh adı altında mıl-
lıyetçılığın kıvancı ıçınde bıze yol gös-
termeyeçalışıyorderskitaplannda Bın
yıl. beşyuz yıl oncesı. o zamanlardan
bugune yaşanılan oluşumlar ve dene-
yımler ızlenmeksızın, tanh adı altında.
çekırge gıbı sıçratılmakta, mayın gıbı
patlatılmaktabubılgıdalı Evrensel bo-
yutlannda. ona demokrasıyı sokma ça-
basında olan ulkelerde dahı tehlıkelı
kullanımı durdurulmuş değıldır
Sivasetçik'rimizin populisL sağcL, mil-
liyetçi \e dini okşavıcı yaklaşımlan:
medvamn uçarı, sozde gunıi kurtaran
tavırları; ve zonınlu okutuian, belleti-
len merkezi japılı ders program, kitap
>e oğretinıi tarîhi barut fiçısı haline so-
kabibnektedir neyaak ki. Siyasetçilerin,
med>a ve eğirim dağıtım şebekelerinin
- tarihçilik adına konuşan/yazan kimi
yan ulemanın da telkinlerivle - sızdır-
ma>a.zerketnıevc.bclletmeveçalıştıkJa-
n. geçtiğiyeri va'kanyutturmacalan ger-
çekten tehlike çanlan çaklırtabiliyor. Sa-
dece Hitler'in dramını anımsamak ve-
tcrlidir bö> le bir tehlikcnin boyutlannı
gösterebilmek için.
Tanhçılığın en masum yanını vurgu-
lamamgerekıyorbubağlamda Elealı-
nan bırkonunun. profesyonelce yakla-
şımında toparlanan belgelerle, halısa-
nesayılabılecekbıraşamasıylabaşlıyor
tanhçılık Tanhçı kaynaklannı okuma-
ya çalışıyor. bır varsayım doğrultusun-
da kendını zorlamıyorsa. geçmışte olup
bıtenın guya "objektiPını yakalamış
sayılıyor Doğal olarak belgenın yanlı-
lığı yetersızlığı. sahtelığı gıbı bırçok
engelle karşılaşmak mumkun bu aşa-
mada. yıne de tanhçının urettıgı, o ha-
lıyle ustune aşın yukler bındınlmemış
araç durumundadır Bu aşamadan ya da
aşamalardan sonradır kı. mıllıyetçılık
baskısı, dındaşlık sempatısı. ustünlük
hayallen, başkalannın suçlan, serpıştı-
nlmeye başlanmaktadır
Tanh. toplum zıhnıne ulaşırken kışı-
selleşıyor eğıtımde ve sıyasette bıçım-
lendınlıyor sıradan bır kışının kafasın-
da yeretmeye başlıyor. daha sonra da
butun bu oluşumlann sonucunda eylem
halınde karşımıza çıkıvor ınsanların
geçmışlenne sahıp çıkılıyor sankj. son
durağına vanyor tanhçılık. ama hıç de
arşıvde bır belge ıle karşılaşırken bır
kronığı gozden geçınrken ya da gazete
taraması yaparken duşunen bır tanhçı-
nın duşuncelennde bulunmayan ya da
onun henuz ortaya sermedığı, akade-
mık nıtelığınden oturu pek cesaret edıp
savunamadığı. ancak hukumetlenn
medyanın ama tor bır tanh meraklısı-
nın tepkısınde gormek ıstedıği bır seru-
venı gınyor geçmışın değerlendınlme-
sı. tanh adı altında venlmek ıstenenler
"Türk millerinin.. miUetler ailesi için-
deki şerefli geçmişinL.. zekâ ve kabüive-
fini, yüksek kavrayış, cesaret, fedakâr-
lık ve kahramanlıklannı" amaç edınen
bır MEB programı ıçınde fılızlenmeye
başlayan tanh anlayışının gençlere aşı-
ladığı sozde tanh bılıncını yuklenenkı-
şı. belgelenn, tanıklann. geleneklenn
yakalayıp gunumuze surukledığı olay-
lar karşısında donup kalıyor reddedı-
yor. saldınyor Başbakanlık, başbakan
yardımçılığı. dışışlen bakanlıöı yapmış
bır partı lıdennın bırkaç av once Bod-
rum Havaalanı'nın açılış konuşması si-
rasında "Osmanfa'nın gıicü ayağa kal-
kıvor; sizlerin sayesinde ayağa kalkı-
yor"bıçımındekı çağnsi ya da bır sure
once Osmanıyeciekı bır konuşmasında
yandaşlanndan, rakıplenne "Osmanlı
tokadı" atmalannı ogütlemesi. tanhten
ust makamlarca beklenen çağny ı ne ka-
dar tehlıkelı bıçıme sokabılmektedır1
Tanhçı ıle toplum zıhnının arasında
oluşturulmak ıstenen bılıncın nasıl
olumsuz orneğını verebılmekte, tanhı
ne tur nıyetlerle eyleme donuşturebıl-
mektedır0
"*Açık sövleyevim" demıştı Turgut
OzaL "Osmanlı çok iyi iş vapmış. Tur-
kive Cumhuriveti'nden iyi iş vapmış.
Osmanlı bu işi nasıl vapmış?" (Cumhu-
nyet, 12Ocak 1993) Osmanlı tanhının
nasıl ınceleneceğıne ılışkın pek akade-
mık yetkısı olmamakla bırlıkte, kışısel
tercıhınde saklı Osmanlı öncelığını or-
taya koyup onun propagandasını yapan
bır cumhurbaşkanının tanh mudahale-
sınebırörnektırbusozler "MaaJesefta-
rih okutamıvoruz. İyi bir Türk tarihi
yazmalıyız. Ve yine Ki bir Türkiye tari-
hi vazmak şart" dıye seslenmıştı Cum-
hurbaşkanı Sülevınan Demirel, Çanak-
kale Şehıtlığı'nı zıyaret ettıkten sonra.
aazetecı Yavuz Donat ın satırlannda
Milliyet, 18 Mart 1994) "\h bana uni-
versitede tarih kürsüsii verseler" dıye de
ıç geçırmış Medya tarafından sozlen
aktanlan Demırel'ın topluma ulaştırdı-
ğı telkınlerle tanh ışledığı ortada ^n-
cak, Turk ya da Turkıye tanhını nasıl
yazardı acaba'
Tanhın ıktıdan kullananlarca eğn-
lıp bukulmesıne ılışkın ılk örneğı yazı-
mın başmda verdım lstanbul"u yenı-
den fethedenlenn davranışlan Uygar-
lık pay laşımında başansız kalmış yone-
tıcılenn. merkezlennde toplamak ıste-
dıklen buvruldularla uçurulan mesajla-
n onu tehlıkeler yukleyerek gorevlen-
dırmekle. Istanbul'a bır başbakanın ve
beledıye başkanının. bır sıyasal partının
"ötekiter"e yukledığı suçlarla bezelı an-
layış ıçınde ona hıç de yakışmayan bır
tanh bıçmekte Bıçılen bu tur tanhler,
başka ulkelenn sıyasal temsılcılennce
bıçılen benzer tanhlere çarptıklannda
onü alınamayan saldınlann tohumlan-
nı atabılmekte Bunun en taze orne-
ğı.Sırp saldırganlığında venlmıştır, yı-
karak. oldurerek
METAi. KUTU MNKU
AÇMAHAUCAS
I PIASTİK KAPAK
TAÇ KAPAK
AYRICA
İLK 25.000 KİŞİYE
PEPSI MUSIC
SPICE GIRLS
ARMAĞANLARI.
NASa KAT1L*CAK5IWIT t
Pepsı Dret Pep»> Pep*t Mox 7 Up Yedıgun ya da Yedıgun Lıght urun
6 ad«t rrtAtal k u t u renteh a f m a Kalkası, 6 a d « t fraç k a p a ğ ı y a d a 3 a d « t
b d k pvrforap bınktır n Bmktird ğınız herhang bır grubu Pepsı Kamponyası
MBE 2OO Taknm/ISTANSUL adrMira, 10 Eyiul 1 997 tanh ne kador gonder n çekılı»e kahlm
p , Kam ı& 25 OOO kı>>d«n bırı otun Ozel Sptce Gıris Armağanbn ndon bırt
ıxın olsun, Kem dn hartlco armağanlar kazanma jansınızı devam e f t i '
Ü k f i
n, Kem dn hartlco armağanlar kazanma jan
d u r m a y ı n . . . Çok zarf, ^oic f a n s !
4 O k * * unıdan I 9 fyMji IV97 tor^mdt, Murny*
5- Oloio 17 EykÜ 1 9V7 m H ı n b T0m« A Titoıw A $
3OO mt
tılmıhtl d^BTI llOçüfc ait*l tl*dıy* ıpn
OAIV & Tton*r A $.
Idar» r»n B O2
Elif Be Tipi Mollalar...
DURSlJİV ATILGAIV Almama Ataturkçu Duşunce Derneğı Genel Başkanı
R
efah Partısı'nın 13 nısanda
düzenledığı "Kadınlar
Kongresi'nde gorduk kı
kalabalığın hepsı de başla-
nnı yorgan buyukluğunde
turbanla kapatanlardan
oluşuyordu Bunun anlamı şu olsa gerek
Refah Partısı tek başına ıktıdar olursa, her
kadın, hergenç kız, her kız çocuğu lran'da
olduğu gıbı bas.ını ortecek ve gıysılen de
onceden Mollalar turu yonetıcıler tarafın-
dan saptanmış renklerden oluşacak Boz,
bej, yeşıl. kahverengı, vb
Gerek caddelerde. gerek bazı okullann
onlennde ve gerekse alışvenş merkezle-
nnde boy le bırbınne benzeyen turbanlı ka-
dın kumelennı gordukçe. bunlann Refah
Partısı ünıforması ta^ıdıklannın farkına
vardıkça ve çeşıtlı \esılelerle yapılan yu-
rüyüsjerdeki saldırganjıklarınt saptadık-
ça, akUaıa İngıUz ^azar AJdousHuxk> ge-
lıyor J«(fc.>
Hu\ley, 'saldırganlığın yüksclmesinin
ardında özenli bir teknisyen uygariığının
gelişeceğini ve psikobivolojinin bu uygarlı-
»ın yetkesini otuşturacağını' yazar >apıi-
lanndan bınnde
¥
Veni Diinya" da ınsan-
lann ımbıkten geçınlerek nasıl tıp tıp. sı-
nıf sınıfeldeedıldığını ozgurluğun vekı-
şılığın ınsanlann elınden nasıl alındığını
ve boylece de nasıl hukmedılebılır hale
getınldıklennı anlatır Boyle kımselerar-
tık kendılerı duşunemeyen kımselerdır
Onlann yenne başkaları duşunecek ve
hukmedeceklerdır
Yok zamana kadar laık Turkıye Cum-
hunyetı Devletı'nı yonetme fırsatını ele
geçırenlerden buyuk ortağın Mdous Hux-
ley tıpı ınsanlan -uzun yıllardan ben- na-
sıl bır "teknisven uvgarlıgıyla" yetıştırdığı-
ne tanık olduk
Yaşamın utopık bır şekılde gelışmesını
ve akıllı olanlann budala kalanlan yone-
tebılmelennı dıkkate alan yazar 'yeni >e
gûzel bir diinya için' ınsanlar y aratıy or ro-
manında en yeteneklı olarak yetıştırdığı
çocuklara verdığı tıp adı. 'Alfa' Alfa. bı-
lındığı gıbı Yunan alfabesının ılk harfıdır
ve aslında Femkelılerden alınmadır Fenı-
ke alfabesınde, 'Aleph=Alef' olarak geçer
Yanı <\rapça'eüT Daha az yeteneklı olan
çocuklara v enlen tıp adları. sırasıy la beta,
gama, delta, epsılon olarak sıralanıyor ro-
manda Hatta bunlar. yenne gore alfa+al-
fa gıbı nıtelenebılıyor da
Alfa tıpı çocuklar, boz renkte gıysılen
olanlar ve korkunç zekı çocuklar Beta
> marka çocuklan "iyi ki biz alfa değiliz.
Çünkü alfalar çok çalışmak zorundalar"
dıyeavTjtuyorlarkendılennı veeklıyorlar
"Âma biz, gama ve delta çocuklanndan bi-
raz daha iviyiz: gama çocuklan zaten bu-
daladırlar. Hepsi de yeşil giyiniıier. Del-
ta'lar ise kahverengı renkli cİbisc giyerler.
\ma biz delta çocuklany la oy un bile oy na-
mayız. Epsilon'lar daha da beterler. Onlar
doğanustü budala varatılmışlardır..."
Bu tıp çocuklar baştan oyle bır eğıtıme
tabı tutuluyorlar, öyle katı bır terbıye alı-
vorlar kı ellenne eğıtıcı ve aydınlatıcı kı-
tap alan bır kısım çocuklan buyuk bır gu-
rulru karşısmda bırakjp, kıtap okumaktan
alıkoyma yontemı uygulanıyor
Huxley yontemıyle ımbıkten geçınle-
rek elde edılen çocuklar. konfeksıyon ma-
ğazalannda görulen eşyalar turunden ya-
nı fabnkasyondurlar Alfa turu çocuklar
en akıllı tıplerdır Yeteneklılıkoranı gıttık-
çe duşen bır sınıflandırma vardır En ağır
ve pıs ışlen yapanlar epsılon marka olan-
lardır Ama bu epsılon'lar boyle bır du-
rumda bırakılmalanna karşın mutsuz de-
ğıllerdır Çunku yeteneklennın ya da ye-
teneksızlıklennın farkındadırlar
Hındu anlayışına gore. Sansknt Edebı-
yatı"nda da sınıflandırmalar vardır Top-
lum katmanlan sosyal olarak kaste adı al-
tında sınıflandınlırlar
Huxley'ın. 'imbik' yontemıne ornek
olabılecek o kadar çok ulke varkı Bun-
lardan bın de uzulerek belırtmek gerekır
kı -kendı ulkemız. Turkıyemızdır Refah
Partısı'nın. dını somurerek. erkeklerara-
sından sakallı, kadınlar arasından da 'tür-
banh-üniformalı' hızmetçıler yetıştırdığı
bır gerçektır Kuran kurslanndan. sıyasal
amaçlı çalışmalara kadar ızledığınız za-
man, onlann ınsanlan elıf, be vb gıbı na-
sıl sınıflandırdığının farkına vanrsınız Or-
nekler sayısız Gerek yerel ve gerekse ge-
nel yonetımde ıktıdarda bulunmalarına
karşın ve hıçbırkadına yonetımde ve tem-
sılde yer vermeyen bır zıhnıyetın uygula-
malarına karşın, hakkına razı gorunen
Huxley tıpı ınsanlaryetıştınlıyorulkemız-
de
Delta çocuklannın 'elimize kitap aür-
sak gurultu kopar" dedıklen ve korktuk-
lar ıgıbı 'elimize kitap aursak cin çarpar';
ya da 'çok şukür ki. obuıieri gibi başımız
açık değil. yoksa şeytan çarpar" dercesıne
bır eğıtıme tabı tutuluyorlar gençler ço-
cuklar Eğer boyle olmasaydı kendı sını-
fına değer vermeyen ve sadece başortusu
taşımak ve Refah Partısı ıçın en zor ışlen
vapmadurumundakalmayıiçlennesindı-
rebılenkımseleryetıştınlebılırmıydı''Re-
fah ın 'imbikçi'lennın boyle bır uygula-
ması olmasaydı, duşunen ve aklını kulla-
nan uygar dünyanın tam tersıne. saldır-
ganlar yetışebılır mıydı0
Daha dun, Istan-
bul'da. Kutahya'da \b yerlerde yapılan
göstenlerbelleklerde zaten taze Ama açık
bır saldırganlık orneğı olan 'ünlü 10 nisan
şeriat provası'nda da boz, bej, yeşıl, kah-
verengı gıysılı ve başlannda yorgan bu-
yukluğunde onu taşiyanlann, saldıracak
ınsan bulamay ınca. bır buyukelçılığın bah-
çesındekı yeşıl ağaçlara nasıl saldırdıkla-
nm v e dallannı nasıl bır hıddetle kopardık-
lannı hıç unutamıyorum Iktıdarda kal-
mak ıçın uygulanan yontemler, seçılen
yanlış yollar ne dıne uyuyor, ne ınsanlığa,
ne de durustluğe Buyuk ortak 'yedek bir
din' goruşunu ışleyerek, her kurum v e ku-
ruluşu, seçmenlen, daha doğrusu halkı
bölmek îstıyor Bunu gerçekleştırmek ıçın
de her yolu mubah sayıyor Kuçuk ortak
ıse 'denize düştüğıi için yılana sanlan' lı-
denn kışısel uydusu gıbı
Ulkemızde yaratılmakta olan "insan
manzaralan'nabırgozatıldığındave ^v-
rupa ulkelennde zorunlu eğıtımın 11 12
y ıl olduğu bır çağda daha hâlâ 8 yıllık zo-
runlu eğıtıme karşı olanca gucüyle muca-
deleverenlerebakıldığında, 'ımbık ınsan-
lan'yla karşı karşıya kaldığımızı daha ıyı
anlıyoruz
Ancak, akla ve bılıme oncelık verme v e
cumhunyetle gelen değerler dızgesınden
odun vermeme konusunda kararlı olan
Ataturk'un kurduğu laık Turkıye Cumhu-
nyetı'nın gerçek sahıplen, meydanı 'elif,
be' tıpı, "molla" tıpı, 'Vahabi' tıpı ve *Ta-
leban' tıpı kımselere bırakamaz, bırak-
mayacaktır
ÇINAR ASLİ\ E HLiaTC
MAHKEMESİ'NDEN
Savı 199> 141
Davacı DSİ Genel Mudurluğu vekılı Av Ha\va Inan Çınar
ılçesı Altunakar Koyu nden davalılar Ferhan Amak ve muşte
reklen aleyhıne Çınâr ılçesı Altunakar Kovu'nde kaın 90 no'lu
parsel daha sonradan ıtrazen 1SO 151 ve 152 parseller oluştu-
ğundan bu parseller hakkında mahkememızde aı,ılan cebn tes-
cıl davasının vapılan açık duruşması sıra;>ında venlen ara kara
n uvannca. C | n a r
ılçesı Alrunakar Kovu'nden Celıle Işık mı-
rasçılan babası Mehmet Nevtullah Tartan ıle karde^len Meh-
met Celalettın Tartan Mehmet Sıddık Tartan. Mehmet Bahn
Tartan ve Zekerya Tartan hakkında davacı kurum vekılı tarafın-
dan vapılan tum araştırmalar netıcesinde adreslennın tespıt edı-
lemedığı bu nedenle ılanen teblığını talep etmekle mahkeme-
mızce adı geı,enler adına da\a dıltkçesının ılanen teblığıne ka-
rar\erıldığınden duruşma gunuolan 5 9 1997gunuduruşmava
gelmelerı. kendılerını \ekılle temsıl ettırmelerı duruşmava gel-
medıklerı takdırde duruşmanın vokluklannda vapılacağı ve Ka
rar venleceğı hususu dava dılekçesinın teblığı venne geçerlı ol-
mak uzere ılanen teblıg olunur Basın 227?2
İSTANBUL1.SULH
HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No
1997 223 VasıT
Hastalığı sebe-
bıyle mahkeme-
mızce vesayet altı-
na alınan Kezban
Kaya"ya annesı
Mavıllı Coşkun'un
vesayetı altına ko-
nulmasına karar
venldı Ilan olunur
7 7 1997
Basın 31169
PENCERE
Aydın ile Devlet?..
Soru
"- Aydın ıle devlet arasındakı ılışkı nasıl olma-
1,9 -
Yanıt.
"- Aydın devlete karşı olmalı "
Doğru mu1
?
Bır doğru, her zaman ve uzamda doğru olabı-
lır mi. Bılım yasaları bıle yalanlanıncaya değın
doğru sayıldıklarına gore ne yapmalı?
Duşunmelı!.
•
İnsanlık tarıhınde devlet bır zaman sonra orta-
ya çıktı, bır zaman sonra yaşamdan sılınecek!.
Devlet, doğası gereğı, bır baskı aracıdır
Lenin ne dıyordu
"Devlet bır toplumsal sınıfın, bır başka sınıfı
baskı altına almasını sağlayan orguttur"
Aydın, devletın ortadan kalkacağı guzel gele-
ceğı duşunerek devlete karşı olabılır, ama, yaşa-
mın gerçeklığı kımsenın peşını bırakmaz, Tanh
Baba yuzyıllar boyu devletı kurup yıkarak yuğu-
rup bıçımlendırerek aydının duşlennı parampar-
ça etmış.
Evet, aydın devlete karşı olmalı..
Pekı, hangı devlete?
•
Osmanlı aydını, 'Jon Türk'e donuşunce, Ikin-
ci Abdülhamit'ın mustebıt devletıne karşı çık-
mak zorunda kaldı, Cumhurıyetçı aydın ne yap-
malıydı?
Devrım, teokratık devletı yıkıyor, padışah def-
terden sılınıyordu Halıfelık tarıhın çop teneke-
sıne atılıyordu Cumhurıyetçı aydın, Cumhunye-
te karşı mı çıkacaktı? Anayasadan devletın dı-
nı sılınıyor, laık Cumhurıyet devletı oluşuyordu..
Aydın ne yapmalıydı'? '
Bır aydın duşunun
- Ben, dıyor, devlete toptan karşıyım, oyleyse
laık cumhunyete karşıyım.
Aydının bu turlusu dostlar başına1
Gunumuz-
de elıne fırsat geçtıkçe devlete karşı olduğu taf-
rasını tekelcı medyada pazarlayan çoğu aydını-
mız, devlet unıversıtelerınde çalışan aylıklılarde-
ğıl mı'?
Gorulduğü gıbı bu ış bıraz kanşık! Şerıatçının
yanında yer alıp sozde demokrası adına laık cum-
hunyete karşı çıkan kışı aydın mı?..
•
Devlet var, devlet var
Devlet, ulusal ve kurumsal kıtaplık rafları bom-
boş duran yoksul Turkıye'de 'Aydınlanma Kutüp-
hanesı'ru dılımıze kazandırmak ıçın seferberlığe
gırışıp aydınları goreve çağırmış .
Aydın ne yapacaktı?
Ikı seçenek var
Ya "Ben devlete karşıyım" deyıp bu gırışıme
karşı çıkacaktı ya da "Anadolu'dakı köylü ço-
cuklarına ulaşsın" dıye Batı ve Doğu klasıklerının
Turkçeleştırılmesı seferberlığınegozunu kırpma-
dan katılacaktı
Nurullah Ataç oğretmendı, Mıllı Eğrtım Bakan-
lığıTercumeBurosu'ndaçalıştı, Cumhurbaşkan-.
lığı çevırmenlığınden emeklıye ayrıldı •
Ataç aydın değıl mıydı''. !
•
Kımı Turk aydını, kutsal kıtaplardakı buyruklar
gıbı her zaman ve uzamda geçerlı sandığı onyar-
gıların ardında Aristo mantığıyla koşmaktan ne
zaman vazgeçecek?
Vazgeçtığı zaman, ınakçılıktan kurtulacak, ay-
dın olacak
NASIL BIR PARTİ
NASIL BİR MÜCADELE
Ayhan Gedız
* Partı veOrgutlenme
* Avrupa Sıyası Partılen
* Sovyetler Bırlığı'nın Çökuş Nedenı
* Turk Toplumunun Tanhsel Yapısı \e Turkıve Sıvası Partılen
* Kemalızm Nedır ne Değıldır'
* Turkıve de Gunumuzun Toplumsal Mucadelesıne Yanıt \ erecek
Sıvas>ı Mucadelenın Programı Ne Olmalıdır
9
Ulkemızde halkın »ıvaM orgutlenmesi açısından tıkanan partılere
karşı \anıt aravanlar ıı,ın el kıtabı Tum partı üyelen partı
sempatızanlan ve ^eçmenlennın okuması gereken kıtap Sergı
^avmlan 1 ^4 savfa :50 000 -TL
tsteme adresı 1437 Sokak No 17 7 Alsancak-IZMİR
Tel 0 2İ2 422İII4
Fax 0 212 421^26
2.250.000 TL'ye
B O D R U V I
KERAMOS'TA TATİL
* Tam pansıyon
* Lezzetlı doyurucu yemekler
* Ayışığında müzık ve eğlence
* Teras bar
yeterlı katılım halınde Mtt 1 TLR ve çevregezılen
TAKSİTLİ ÖDEME KOLAYLIĞI
OLIŞIM TIRİZM
Tel (0312)425 65 22 23
v Menekşe 2. Sk. 25/3 Kıztlay/A \K4RA /"*
* * *
Dört me\ sim boyunca en ıyı hızmeti ve-
ren Myndos Otel'de huzurlu \e sıcak bır
ortamda mısafır olabılırsınız
Tesısımızde 2 yuzme havuzu, 4 bar, te-
nıs kortu,toplantı salonu, merkezi ısıtma,
dört mevsım çıçeklerle bezenmış genış ıç
bahçe ve aynca klımalı ve çok özel' Villa
Myndos' odalan mevcuttur.
Vlındos Caddesı, No: 1 Tel- 0252 316 30 80 (81
48400 BODRLM 0252 316 25 91
Faks: 0252 316 52 52
tNTERNET ADRESt: http://www.hotelnnndos.com.tr.
e-M \1L: nnndosa hotelmvndos com.tr.