Katalog

13TEMMUZ 1997 PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Odemeler sâbit fiyatla 2 ay sonraı REHAULT - MAİS bu kampanyası ile kampanya anlayışınuı değtşttriyor. Renault'lar hayatınızı... Katıltn, RenauK'nuzu hemen testim alın Hangi Renault mu ? Twingo, Clio, Renauit 19, Express ve bguna... TASARRUF RENAULT S 1 S T E M I Unutmadan! Bir seçenek daha var. En uygun koşullarla... Hemen Teslim, Sâbit Fiyathr ve 6 ay için %4.75, 12 ay için %5.40, 18 ay için %5J5, 24 ay için %5.9S Yade hrkıyla L RENAULT • MAİS Tasarruf Renauit Sistemfyle Renault'nuıu hemen teslim aiıyorsunuz, ödemeyi bütçeniıe uygun koşullaria, 6 ile 24 ay arasında değrşen vadeyle yapıyorsunuı. RENAULT - MAİS Şube ve Yetkili Satwlan'na gelin... ÖRNEK TABLO Renauit 19 Europa 1.4 Ops. Twingo Opak Express 1.4 RL S7A.8 536,5 296. <& KmATutoı 1.27O.S 1, 1-4 t.2 t. 168.7 AyUtffedi foum 4.75 % S.4O 96 5.95 96 -#.75 56 S.4O 96 S.95 •%. 4.7S J6 S.4O 96 5.95 •%. Tota« iUedf <s 12 24 £, 12. 24 A 12 24 Tafaft Tutm 254.O 153.3 IO9.2 228.2 13 7.7 98.1 233.7 I4I.O IOO.5 TaftomÖima 2.IOO.9 2.416.3 3.190.7 I.9OS.A 2. ı aa.a 2.891.6 1.698.6 1.988.7 2.7O8.4 • Kampttnya k*t$uttartj Ptmnnutt 19 Etırtrpa, TW(BJ*, C/io, Laguna v* £xpr*at medeffertntfe ttnırft aoytdo otomobtt Içitt guçmrtijle, i Âttmrs* p*şlnatı ortırorak, daha dOgSk tutarite Jcrctff kulianobiîmc*ktir. Tasarruf Renaaİt Sistvmî ile itgili ayrtnuh bÜgt ıçın BİLGİ RENAULT - MAİS m (0212) 2*3 26 26 ,_^ numarolt te/eforumu araytn, ztrasryîa 9-1 no'lu ıtiftaro bos*n« Q EMLAK 8ANKASİ fŞBİRUĞJYLE RENAULT YAŞANACAK OTOMOBİLLER Özel okullara alternatif eğitim kurumlan açılacak Eğitim kıınmıları kooperatifleşiyor FİGENATALAY "Çağdaş, laik. insan hakla- nna sa> gılı. ulusai \e evrensel kültürİeri birleştirerek banşa katkıda bulunan. kaülımcı \e özgür düşünen bireyler yetiş- tirmek ve eğtâme halkın kan- lımını sağlamak" amacıyla kurulan eğitim kooperatifle- rinin sayısı 15'e ulaştı. Kent Eğitim Kooperatifi kurucusu HüseyinKoca, eğitim koope- ratiflerinın kuracaklan okul- lann ücretlerinin. özel okul- lardan en az yüzde 50 daha u- cuz olacağını söyledi. Türkıye'nın çeşitli illerın- de birbiri ardma kurulan eği- tim kooperatıflerı. "çağdaş, demokratik, laik eğitimi iste- yen herkes" ortaklığa çağın- yor. Bursa'da kurulu Çağdaş Eğitim Kooperatifi, "Aydın- bğa Çağn* sloganıyla dağıt- tığı broşürde, şu sorulan ya- nıtlıyor: -Neden Kooperatif? -Kooperatifleî her ortağın söz ve karar sahibi olabıldiği, katılımcı. denetime açık, de- mokratik işleyişi olan kuru- luşlar olduğundan. -Hedefe kimlerk ulaşaca- ğu? -Çağdaş, demokratik, laik eğitimi ve aydınlığı amaçla- yan herkesle. -Temel amacınuz nedir? -Bir vakıf oluşturmanın duyarhlığı ve bir kooperatifın Temel ilkeler l-Çağdaş. laik, demok- ratik. insan haklanna say- gık. ulusai ve evrensel eği- tim. 2-Eğhirne göre insan ye- tiştinnek yerine, insanı ye- tenekferine göre yönlendi- ren, toplumsal değerteri toplum yaranna çağa uyariayan eğitim. 3-Hcr ilin ve bölgenin doğal kay naklanru ve sos- yal yapılannı geliştirecek insanı amaçlayan mesleki e^tim. 4-Ezbercifiği ve taklitçi- liğj reddeden, bilimsel, üretken. araştmcı,uygula- malı. çok amaçlı eğitim. 5-L lusal %e evTCnsel kül- türieri birleştirerek banşa katkıda bulunan. insan sevgisini riim se%gOerin üs- tünde tutan. toplumun maddi \c manevi ortakde- ğerlerini kişisel çıkarlan için kullanmayacak kisjler yetiştirecek egra'm. 6-Öğretmen, öğrend ve veli üçlüsünün kaülımob- ğinıamaçlayan,çevTevein- san sağtığını önde tutacak. koUektifçalışma>'a özendi- recek eğitim. demokratik yapısı ıçınde, anaokulundan üniversıteye, çocuk kulübünden öğrenci yurduna kadar çağdaş öğre- tim kurumlan \e tesıslen aç- mak. geleceğin aydmlık Tür- kiye"sıne aydın insanlar, öz- gür beyinler yetiştırerek kat- kıda bulunmak, toplumun eğitimle ilgili bılinçlendiril- mesine yönelik sosyal etkin- lıkler gerçekleştirmek. -Ekonomik kaynağımız ne olacak? -Önce üyelerimizin katılım paylanyla. sonra kurulacak eğitim kurumlannın gelrri, bağışlar. yurtıçi ve yurtdışı kredı olanaklan ile. -Kooperatifımiz ortaklan- na ne gibi yararlar sağlava- cak? -Öncelikle Bursa'ya çağ- daş eğitim kurumlan kazan- dıracak ve ortaklanmızla ya- kınlan, kalitelı bir eğitimden ekonomik biçimde yararlana- bılecekler. Ortaklanmız, açı- lacak eğitim kurumlanndan elde edilecek gelirden, çalış- malan oranında bir kâr payı da alabilecekler. Kent Eğitim Kooperatifi kurucusu Hiiseyin Koca, eği- tim kooperatiflen kurulması- nı, u Köy Enstitülerinin yeni- den doğması" olarak nitelen- dıriyor. Kartal, Uğur Mumcu Mahallesi'ni uygulama böl- gesi olarak seçtiklerini anla- tan Koca. yakında bu bölge- de eğitim kooperatifini tanı- tıcı etkinliklere başlayacak- lannı söylüyor. Iki yildır Türkiye'de yaşayan Rafet El Roman. hiç müzik eğitimi almadığını söylüyor. îlk aşkı Judith Rafet, El Roman'ın hayatını değiştirmiş Aşk uğruna ünlü olmak'• 16 yaşında ilk kez âşık olan Rafet El Roman'ın en çok beğendiği müzisyenlerin üçü de İtalyan. Bu insanlan anlamak için îtalyanca öğrenmiş. Sanatçı Almanca da biliyor. SERPtLGÜNDÜZ Soyadını Ispanya'da yaşayan bir masal kahramamndan almış. Onunla kendisinı öz- deşleştirdiğini anlatıyor. Yaptığı müzikle ls- panya'da banşa katkısı olrnuş El Roma- no'nun öyküsünü bir arkadaşından ögrenın- ce o soyadın kendısine yakıştığına inanmış. Soyadının gerçeğini söylemiyor. Rafet El Roman. Bebek Kahvesi'ne ba- şından hiç çıkarmadığı kasketiyle geliyor. Saçlan dökülmüş herhalde diye düşünürken "Şapkasız da yakışıklı olduğunu" söylüyor. Gerçekten de gür saçlan var ve şapkasız da- ha yakışıklı. Almanya'da büyüyen gençler gibi Türkçesi bozuk. "tld yıl önce konuşsay- dık kendimi ifadeedecckcümleVeri kuramaz- dım" diyor. Şarkılan da aksanlı söylüyor. Belki de ınsanlara o nedenle değişik geliyor. Almanya'da geçen 21 yıllık hayatının üç dönüm noktası var. Çevreciler, solcular ve ls- lamcılar... "Daha çocuk çağlanmda Çe>Te Koruma Vakfı'na üye oldum. Punkçı çocuk- larla dolaştım. Saçlanmı kaattun. Sonra an- nemden bir tokat \edim ve bu iş bitti. Orada hayata bakış açınila ilgili büyûk bir aşama yapüm. Sonra Türkçocuklanyla birükte Al- manya'da solcudemekkri vardı.Orayatakü- maya başladun. İnsan haklan üzerine. ko- münizm ûzerine anlatıyoriardı, biz dinliyor- duk. Kendi aralannda kavga çıktı. Biri bir bardak attı birisinin üzerine, çocuğun \ana- ğı kesildi. Oraya dagitmemeye başladım. Bu- rası da benim hayanmda bir dönemdi. Bir çok şey öğrendim.'" 12-14 yaş arası ise daha yeni bir dönem başlıyor hayatında Rafet El Roman'ın. Bu- lunduklan kentte Islam Kültür Merkezi açı- lıyor. "Beni bir gün cuma namaana götür- düler. Ben çok sevdim. Hoca konuşuyor. Hak- sızlıktan,cennetcehennemden sözediyor. Sık sık girmeye \e onlann kah\esini çalışnrmaya başladım. Sesim güzel okluğu için müezzin yaptdar beni. Ezan okudum. Biz bir müezzin yetistirdik di>e övünüyorlardı. 2-3 yıl takü- dım. Orada da insanlar çıkarcıydı. Zorla fiye yapaıiardı. Para toplarlardı camileriçin. On- İan da eleştirmeye başladım. Paralar nereye gidiyordiye. Anlaşıldı ki paralan bölüşüyor- lar. Bunlan öğreninceonlardan da soğudum." 16 yaşında ılk kez âşık olmuş bir Alman kıza. Adı da Judith. Kasetlerini hâlâ yollu- yor ona. "Apayn bir duyguydu. Aynkük ve ben çok üzüldüm. O zaman ilk şarİa söderi- mi yazmaya başladım. Ask benim yaratıcıh- ğımı ortaya çıkardı. Şarkdar >*e fîlmlerle ilgi- lenmeye başladım. Din beni hiç ilgüendirmi- yordu.TekdüşündüğümJudith idi.Ben onun gönlünü almak için ünlü olmak istedim bel- ki dc." Almanya'da havalandırma ve klima tesi- satlan üzerine eğitim görmüş. Barlarda ts- panyolca. tngilizce şarkı söylemış önceleri. Şimdi 29 yaşında. Türkıye'ye geldiğinde elinden tutan olmamış. "Elinden tutturmuş." Unkapanı plak çarşısında kasetinı dinleyecek adam aramış önce. Sonunda Raks'a girmiş. Beğenmişler. Almanya'ya gidıp borç harç kaseti tamamlamış. Hiç müzik eğitimi alma- mış. En beğendiği üç müzisyen var. Üçü de İtalyan. Lucia Dalla, Luca CarbonL Pino Da- niek. Bu insanlan anlamak için ttalyanca öğ- renmiş. 2 yıldır Türkiye'de yaşıyor. Seçimlerde protesto etmek için Refah Par- tisi'ne oy verdiğini anlatıyor. "Kötü bir tec- rûbeydi benim için. Türkiye'de kim gelse bir şey yapamaz. Erbakan gelsin ne yapacak di- ye merak ediyordum. İnsanlardoidurusa ge4- dL Sizbir şey yapamıyorsunuz, Erbakan 'ave- rin bakalım ne yapacak diye düşündüler. Akıllan başlanna geldi." Rafet El Roman'a göre dolarsız, Mc Donald'sız, Coca Cola'sız birdünya artık yok. "Din,insan hayatında bü- yük bir boşhığu doldumyor. Ben çok iyi bir yerleregeldim.İnsanlarateşekkürediyonım, ama daha yiice bir şeye sığınmak istiyorum" dıyor. Rafet'e göre dünyada en tanınmış Türk, Deniz Gezmiş. Ünlü olmayı sevıyor. lnsan- lann iyısınin peşinde. Görüntü olsun diye herkese ılgı göstermıyor. Îtalyanca, Alman- ca konuşuyor. "Türkiye''de en iyi olduğurta'" ınanıyor. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Kırıntılar... isa gökten yere inmiş. Kudüs'egitmiş... Dolaşmış... Kederlenmiş. Çünkü iyi diye yaptığı her şeyin tersine döndü- ğünü görmüş... Gözünü açtığı körier, şimdi güzel kadınların peşinde. lyıleştirdiği felçliler hırsızlık ya- pıyor. Şifa verdıği çaresiz hastalar şimdi zilzurna sarhoş. Üzüntülü, umutsuz kenti terk ederken; bir de bakmış ki, gencin birısı bir taşın üstüne oturmuş ağlıyor... Sormuş: - Niçin ağlıyorsun? - Ben ağlamayayım da kim ağlasın!.. Ben de mucizeler yaptım. Körleri görür kıldım, felçlileri ayağa kaldırdım, çaresizlere deva oldum... Ama kimse beni çarmıha germedi!.. • • • lslamilahiyatçısı,Vaşington'dakilnstıtuteforln- ternational Studies Üyesı Dr. Khalid Duran şöy- le diyor: "Kuran temelde bir ahlakı öğretıdir, bir vaazdır. Islam devleti olamaz, olursa saçmalıklar olur. Ör- neğin Pakistan'da bir yasa çıkarttılar; Hınstıyan- lar bir Müslüman aday ıçin oy kullanamıyor... Şu anda Pakistan'da öylesine bir din istisman varki Kemalist bir uygulamaya fena halde ihtiyaçlan ol- duğunu söyleyebilirim. Türkiye'dekı reformlann, tarihi belgelerin başka dillere çevnlmesi gerekı- yor." Paris Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Nora Şe- ni, "Laik Türk Aydınlarının Sorumluluğu" başlıklı yazısında, Türkiye'de laikhğin tepeden mmediğini savunuyor. "llginçtir, Türkiye'dekı Islamcı hareketin niteliği ile ilgili tartışmalara hiçbır zaman tarıh davet edil- mez. Bu eksiklik kişileri bilmemezliğe götürmüş- tür. 19. yüzyılda Osmanlı ıdarı kurumlannın evrı- mine bakın. Bu kurumsal değışiklıkler, 'Cumhuri- yet'in kuruluşunda, aceleyle yapay olarak benim- senmiş laiklik' varsayımlannı yalanlar. Her ne ka- dar bu yol ancak 1923 'te laik bir yönetime ulaşa- caksa da, laik bir geleneğın eksiklığınden söz et- me olanağı yoktur." Ve ünlü Suriyeli filozof Sadık Celal El Azm, al- tını çiziyor: "Süveyş Kanalı'nın 1956'da mıllıleştirilmesin- den hemen sonra, Mısır Başkanı Cemal Nasır, Kemalist modelde bir laiklik reformu yapabilırdı. Ama yapmadı. Mısır bunun sonuçlarını bugün Is- lam köktenciliği ve şiddet uygulayan Islam bıçi- minde yaşıyor..." • • • Gazetelerde vardı. Sayın Demirel. bir üzüntü- sünü geçenlerde açığa vurmuş. Bazı ımam okullannı gezerken, RP tışörtü giy- miş "öğrenciler" karşılamışlar kendisinı. Olacak iş mi! Sen yıllar yılı başbakanlığında durmadan ımam okulu aç. Onlan savun. Göğsünü siper et... Ve şimdi, senin ektığin tohumların meyvelerını baş- kaları dersin! Üstelikde... DahaÇankaya'yaçıkmadan kısabır süre önceydi. Sağ kolu niteliğindeki bir devlet ba- ka*ıı TV'de ne buyurmuştu: - Biz sjyasetin emrinde din değil, dinin emrin- de siyaset istiyoruz! Ve asker kökenli cumhurbaşkanlarımızdan Cev- det Sunay, 30 yıl kadar önce şu düşüncedeydi: - Laik okullar solcu yetıştinyor. Devleti gelecek- te emanet edeceğimız gençlerı biz ımam okulla- nnda eğiteceğiz! • • • Sunay da Genelkurmay Başkanlığı yapmıştı. Şimdi o görevde Sayın Karadayı var. ikisinın ba- kış açılan arasında da "dehşet" bir fark var. Tıpkı eski ve yeni Demırel'ın bakış açılan arasın- daki "dehşet" fark gibi. Çok doğal! Koşullar değişınce düşünceler de değışır. Za- man yanlışı ortaya çıkardığı halde o yanhşta dıren- mek "kişilik gücü"nü göstermez... Kendine gü- vensizliği ya da aptallığı gösterir. Hz. Isa'dan Demirel'e... Nereden nereye! Kimisi yaptıklannın sonucuna üzülür. Kımisi de o yaptıklarının karşılığınıgörmedığineağlar... Ama sıradan insanlan en çok kahreden nedir biliyor musunuz? Yapılan yanlışlıkların bedelinı ödeyenin hep baş- kaları olması! Necati Çelik'e 600 milyon tazminat cezası MtVASE tLKNUR REFAHYOL hükümeti döneminde Çahşma \e Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yapan Neca- ti Çelik, 600 milyon lıra tazminat ödemeye mah- kûm oldu. Göreve gelir gelmez SHP'li bakanlar tarafm- dan göreve getınlen bü- rokratlara karşı kıyım po- Htikası uygulayan eski Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik. gö- revden alınan bürokratlar hakkında Danıştay'ın ver- diği yürütmeyi durdurma ve göreve iade kararlannı da yerine getırmedi. Eski Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Kasun Afşin'i görevden alan Necati Çe- lik. açılan dava sonucunda Danıştay'ın \erdıği göreve iade karannı da yasal süre- si ıçinde uygulamadı. Da- nıştay'ın karanna karşın görevine iade edilmeyen eski Çalışma Genel Mü- dür Yardımcısı Kasım Af- şin, Çelik hakkında 1 mıl- yar liralık tazminat davası açtı. Bakan Çelik. aynca Genel Müdür Yardımcısı Afşin'el6Nısanl997gü- nü yapılan tazminat dava- sının duruşmasına katıl- ması nedeniyle mesaive zamanında gelmediği için dısıplin cezası verdi. Ankara 18. Asliye Hu- kuk Mahkemesfnın 10 Temmuz 1997 günü yapı- lan karar duruşmasına es- ki Çalışma Bakanı Necati Çelik. da\anın açıldığı 21 Ocak 1997tanhindenbaş- lamak üzere >asal yüzde 30 faızıyle bırlikte göre\- den aldığı ve Danıştay'ın karanna rağmen görevıne iade etmediğı Kasım Af- şin'e 600 milyon lira öde- meye mahkûm edıldi. Eski Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çehk. TBMMde 14Ara- lık 1996 tarıhınde yaptığı konuşmada "Ben kendi kadromla çahşmak istiyo- rum. Direnen kadrolaıia kavgay a ha/ınm. Hiç kirn- seden çekinecek bir şe\i- miz yok. Zannetmesinler ki, gider bir karar alır dö- neriz" dıyerek Danışta> kararlannı uygulamayaca- ğını açıkça ilan etmiştı. Çelik. göre\ süresı ıçınde Danışta> 'ın bırçok bürok- rat hakkında verdiğı göre- ve iade karannı u> gulama- mıştı. Çelik hakkında ha- len görevden alınan birçok bürokratm açtığı tazminat davaları sürüyor. Çelik. en son CHP'h eski Çalışma Bakanı Mustafa Kul'a taz- minat ödemeye mahkûm olmuştu.