Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
15
Ahmet
Hakan
Dincilerin televizyonu
Kanal 7'nin haberlerini
sabahtan akşama kadar
sevk ve idare eden,
akşam da kamera önüne
geçip hazıriadığı
haberieri sunan Ahmet
Hakan hasta... Hele son
zamanlarda askerlerle
ilgilj yorum ve "darbe
irdeleyiciliği" yapmaktan
başını kaşıyacak vakrt
bulamayan Ahmet
Hakan, çok çalıştığından
hasta değil. Onun
hastalığı başka. Bilimsel
adıyla bilateral trunkal
vagotomi ve finney
piloroplasti olmuş
çocukcağız. Hastalığı o
kadar ciddi ki, sırf bu
illet yüzünden dünyası
kararmış. 35 yaşına
geldiği halde bir türlü
askere gidemeyen
Ahmet Hakan,
REFAHYOL iktidan
sırasında
hastalanıvermiş. Nüfus
kaydına göre Coşkun
soyadı da bulunan
Ahmet Hakan, 22 Ocak
1997'de Kasımpaşa
Hastanesi'ne gidip
kendine baktırmış.
Bir de bakmışlar ki,
Ahmet Hakan o
illet hastalığa
yakalanmış. 184
numaralı raporla
"askerliğe elverişli
değildir" karan
vermişler. Ahmet Hakan
da çok üzülmüş.
Askertiğini yapamadığı
için şimdi darbe
irdeleyiciliği
yapıyoımuş...
Intemet: http://www.ptanetcom.tr/Xn Etektrorok posta: Deniz^om@planetcom.tr Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Uluslararası Istanbul Caz
Festivali'nin bu vılki sloaanı
"Istanbul'u uçuraCAZ"mış...
"Aman ha. Kınkkale gibi
olmasın da!"
acı ile Bacı gidince irtica tehdidı bıçak gi-
bi kesıldi mi dersinız? Yoksa tam aksi mi?
Her dönem iktidarların tepesinde değil de
hep iktidarların gölgesinde daha iyi yeşer-
medi mi bu meret. Çağdaşlığın yeni umudu Mesut
Yılmaz dahı oy peşinde gölgelerde dolaşmadı mı!
Toronto'daki arkadaşımız Engin Aşkın'ın bildir-
diğine göre gelecekbilimin ünlü isimlerinden Ame-
rikalı yazar Alvin Tofler'in bir saptaması var ki, irti-
ca ile Mesut Yılmaz'ın pek kolay başedemeyeceği-
ni gösteriyor.
Çünkü moda deyimle "global" bir sorunla karşı
karşıyayız:
"21. yüzyıl hem Batı'da hem Doğu'da, sermaye
ile dinsel örgütlerin işbirliğini vurgulayan yepyeni bir
irtica iktidarları dönemine başlangıç olacak.
Hıristiyan ve Islam kökenli irtica, ulusal devlet
kavramını dışlayan ve uluslararası hukuk düzenine
karşı yeni bir ideoloji oluşturmak peşinde."
Global irticaTofler, Toronto'da yaptığı konuşmada "global ir-
tica"nın başı olarak Amerika'daki köktendinci Pro-
testan mezheplerle Katoliklerin liderı Papa'yı ve si-
yasal Islamı gösteriyor:
"Hıristiyan değerleri sürekli konu eden ve sekü-
ler devlete eleştıriler yağdıran Papa ve siyasal is-
lam, evreni yeni bir statükonun çengellediğini ha-
ber veriyor.
Hukuk devleti ve laik devlet olgusunun darbe al-
dığı 20. yüzyıl biterken dev mafya örgütlerinin, din
fanatizminin ve 600 mega şirketin egemen olduğu
bir irtica yüzyıhna gıriliyor."
Alvin Tofler'in varsayımları Kanadalılan bile ürküt-
müş. Engin Aşkın anlatıyor:
"Ontario eyaletınde, Kanada Müslümanlar Derne-
ğı, devletin her katında 'Islamı Hakemlık Dairelerı'
SEŞSİZSEDASIZ NVRl KURTCEBE
1
kurulmasını önerdi; evlilik, boşanma, eğitim, nafa-
ka, mıras yasalarında değişim yapılmasını, Müslü-
manlar içın şeriat yasalarının geçerli olmasını iste-
di.
Hükümet, dört yıldır bu isteklere yanıt vermedi
ama dernek her fırsatta 'Ey Kanada sen kimin top-
rağısın, sen kimin düşüsün' diyerek şeriatın laik ya-
salarla çatışmayacağını öne sürüyor ve 'adalet' bek-
liyor."
Engin Aşkın'ın birgözlemi "global irtica" sorunun
bizi ilgılendıren "lokal" boyutunu yansıtıyor:
"Türkiye'de Refah rejimi bittiği anda, uzun süre-
dir dincilere destek olan Kanada'daki Türklerin ço-
ğu renk değıştirip Atatürkçü oluverdi."
Buradakiler de öyle...
Sorun gericilerin kararlı, kendini ilerici sayanların
çıkarları uğruna yanar döner olmalanndan kaynak-
lanıyor.
Öyle değil mi Sayın Mesut Yılmaz?
Kral TV ve çocuklarda otistik belirtiler
Anadolu Ajansı'ndan Halide
Tayyar'ın gazete, radyo ve
televızyonlarda yer almayan
haberini, Kuva-yı Medya
dergisi "Işte Gizlenen Kral TV
Haberi" başlığıyla duyurdu:
"Marmara Universitesi Tıp Fakültesi
Işitme, Konuşma ve Lisan
Bozuklukları Bilim Dalı öğretim
üyesi Prof.Dr. Ferda Akdaş. sürekli
müzik ve klip yayınlayan televizyon
kanallarının çocuklar için büyük
tehlike yarattığını ortaya çıkardı.
Sürekli Kral TV izleyen 0-3 yaş
çocuklarında konuşma ve dil geriliğı
ile otistik benzeri belirtiler tespit
edildiğini belırten Prof.Dr. Ferda
Akdaş, RTÜK'e başvurarak, Kral
TV'nin bu konuda uyarıcı bir altyazı
geçmesi için uyarılmasını istedi."
Prof. Akdaş'ın açıklamasına göre,
aşın görsel ve işitsel uyaran
bombardımanı. çocukların konuşma
ve dil öğrenmesinı tehlikeli bir
biçimde engelliyor. Otistik
olmadıkları halde ailelerince otistik
kuşkusuyla hastaneye getirilen ve
otistik belirtiler gösteren 40 çocuk
halen tedavi ediliyor. Çocukların
ortak yanı, beş aylıktan beri Kral TV
izlemeleri.
Prof.Dr. Akdaş şöyle diyor:
"Genelde aileler Kral TV'yi özellikle
seyrettirıyor. Çünkü çocuklar
seyrederken hiçbir şey istemiyor,
problem çıkarmıyor, ağızlarını
açarak hemen yemek yıyor. Tıpkı
ışığa tutulmuş bir tavşan gibi. Bu
çocuklar adeta televizyonun
büyüsüne kapılıyorlar. Bu şekilde
1.5-2 yaşına kadar televizyon
izleyen çocuklarda konuşma ve dil
gelişımi ile işaret sistemi geriliği
ortaya çıkıyor."
Gazhane
'kentlilerin'
kalesi...
OKTAY EKİNCİ
"Gazhane tarihi eser ola-
maz. Yılda 2 trilyon lira zarar
eden lETT'ye yeni kaynaklar
gerckiyor. Burayı süpermarket
ve otopark olarak düzenlen-
mek üzere ihale edeceğiz."
İETT Genel Müdürü Muam-
mer Kantarcı. Kadıköy'dekı ta-
rihi Hasanpaşa Gazhanesi'nin
bir kültür ve dinlence alanı yapı-
larak "korunmasını" isteyen
Kadıköy Belediyesi ve semt sa-
kinlerine karşı 2 yıl önceki bir
basın toplantısında böyle konuş-
muştu. (Zaman, Türkiye 9-10
Şubat 1995)
Şimdi ise aynı İETT Genel
Müdürlüğü'nden "Gazhane
Çevre Gönüllülerine" gönderi-
len 6 Mart 1977 tanh ve 2721 sa-
yılı son yazıda şu söyleniyor:
"tdaremizce bu alana kültür
ve eğitim ağırlıkJı yeni bir işlcv
kazandırmak üzere rölöve (ta-
rihi yapılar için) \e proje (yeni
düzenleme içın) çalışmalarına
başlanmıştır."
İETT yönetimindeki bu fikir
sunda" bulundu. Bu gelişme
üzerine Koruma Kurulu'nun ive-
dı olarak aldıgı 7.2.1995 gün ve
3670 sayılı karar ise şöyleydi:
"Gazhane tesislcrinin koru-
ma kararımıza rağmen, özel-
likle de bu yapıyı korumakJa
yükümlü bir kurum tarafın-
dan yıktırılmaya başlanması-
nın hukuk devleti kavramıyla
da bağdaşmadığına (...) yıkı-
mın derhal durdurularak yı-
kanlar ve yıkıma enıir verenler
hakkında kanuni kovuşturma
açılmasına..."
tlgili savcılığın. bu karar ve
başvurular üzerine "suçlular"
hakkında ne gibi işlemler yaptı-
ğı. kültürel mirası. "Bunlar ta-
rihi değil, bize para lazım. sü-
permarket yapacağız" diyerek
yok etmek ısteyenlerın ne tür bir
yaptırımla karşılaştıklan henüz
bılınmiyor.
Ancak İETT. Gazhane'nin top-
lumla kucaklaşmasını engelle-
meyı sürdürüyor. Son olarak 29
Haziran 1997 pazar günü bu me-
kânlarda "kültür şenliği" dü-
zenlemek isteyen Gazhane Çev-
Vakiaşık30dönümü kaplavan Hasanpaşa ga/hanesi. vıllardır
rant çevrelerinin iştahlarını kabartıvor. (OKTAY EKINCİ)
değişikliğinin temelinde hem
"yasal'* bir neden var. hem de
çevre ve kültür değerlerine sahip
çıkan duyarlı kentlilerin geçen
yıldan bu yana süren "direnişle-
ri" var.
Yasal neden. Kültür ve Tabi-
at Varlıklarını Koruma Kuru-
lu'nun 1994 ve 1995 yılındaki
"koruma" kararlan.
1887 yılında Fransız mühen-
dıslerin eliyle Istanbul'a kazan-
dınlmış bu "endüstri mirasını"
İETT yönetimi "rant uğruna"
yok etmek isteyince. Kadıköy
Belediyesi II Numaralı Kurul'a
başvurmuştu. Kurul da 25 Ekim
1994 tarih ve 3564 sayılı karany-
la, mühendislik tarihi açısından
da önem taşıyan tesisin "kültü-
rel bir fonksiyonla" korunması-
na karar vermışti. Bu karara rağ-
men yine İETT idaresi 1995 yılı
Ocak ayı sonunda Gazhane'dekı
binaları "birdenbire" yıkmaya
başlayınca. Kadıköy Belediyesi
buna "kendi ekipleriyle direne-
rek'" engel oldu ve tesisı mühür-
leyerek yenıden Koruma Kuru-
lu'na başvurdu. Ayrıca Cumhuri-
yet Savcılığf na da "suç du> uru-
re Gönüllüleri'ne yine izin venl-
medi. Gönüllüler ve semt halkı
ise "şenlikli eylemlerini" biti-
şikteki İkbaliye Sokak'ta el sa-
natları pazarı kurarak. şarkılar
söyleyerek ve dans ederek ger-
çekleştirdiler.
Bütün bu çabaların ardından
ÎETT şimdi, "Biz de kültür
merkezi tasarlıvoruz'" dıyor
ama Gazhane'nın kapılarını gö-
nüllülerin kültür etkinliklerine
açmıyor. Tasarlanan projeyı de
bir "sır" gibi saklayan İETT ve
Büyükşehir Belediyesf nın Yıl-
dız Parkı ve Emirgân Korulu-
ğu'nda yaptıklan "kaçak"mes-
cit inşaatlan ise Gazhane üzerin-
deki planları hakkında da bir fi-
kir verebıliyor.
30 dönümlük arazinin "çekici-
liği" boş bulduklan heryere "şe-
riat kültürünü" ve rant projele-
rini taşımak ısteyenler için elbet-
te ki dayanılmaz bir olanak. Ne
var ki gönüllüler. semt halkı ve
Kadıköy Belediyesi. Hasanpa-
şa'da "24 saat" nöbet halinde-
ler. Koruma Kurulu'nun yeşıl
alan ve kültür merkezi karannı
"korumak" içın...
HAYVANLAR ISMAIL CÜLCEÇ
iggg
v V
^ 1
ı
' - ^
ÇİZGİLİK K.ÂMİL MASAR.ACI
r r r
ÂHARBİ SEMtH POROY
\ I'
MIRMIRLAR LĞUR DVKAK
PARA
NE-
8c
TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 13 Tenunuz
Küm- IÇINDE GELEN ÖLÛMİ
f?93'7S BuGUN, FKANSI2 DEVSlMtNIN ONDB S£l£N
UOEfiLERıNOeN SEAN-PAUL MARAT(MAÜA) ÖIPÜ-
RliUHJ. 4-9 YAÇlNPAKİ MA8AT, ŞıOPeT P6STÇKÇISÎ
OiAgAK TAAtiAffYOR, K&ALUK VE U2LAŞAAA Y/VJ-
ULARIhll OÜŞMAN 'UIH EDtyûeCHJ. K8AL *&_•
LÛUt£ 'UİN ÖLÜM CBZASMA Ç/tePT7je/lA44CW/
ŞA61AYAN HJAgAT, POÜTİfC UtÇMAN
İlROUDENL&e'i PE YCX.ET*4EYE Ç
SO NEOEfJLE, Ctf*GU)77E CCRûAY'tN
LEJZlE ILS'U ÖLfieAk: SÖ£OŞME tSTSS'M SE/&
ÇEV/IZEMEZPl. ANCAK, GENÇ &DtH 6EBÇEK-
TE J~ıRCKtPEtJLER YmUSIYCH VE KENPİSİUİ
ÖLDÛeA/lEYE SELMİÇrİ. giR DERİ /MSTAL/ği NE-
su
ÇAL/ÇAN
BULMACA SEDAT YAŞAYAX
1 2SOLDA.N SAĞA:
1/ Cınselhğı ve
onun değışık kö-
kenlı sorunlannı
inceleyen bilım
dalı. 2/ Bir tür 3
kâğıt süslemeci-
liğı... Hayvanla-
nn kanını emen 5
bırçeşitsinek. 3/
Kımı ünlü harf-
lenn üstüne ko-
nan yan yana ıki „
nokta... Fütüvvet "
şeyhi. 4/ Otlak...
Hayvanlara vu-
rulan damga. 5/ Sev imlı-
lik. şirınlik. 6/Olumsuz-
luk belırten bir önek...
Bir olayın ya da vaktın
hemen sonrası. II Oto- 3
matık para çekme makı- 4
nelen için kullanılan kı-
saltma... Kansızlık. 8/
Eskı dılde gösterme. ışa-
ret etme... Cezayir'de bir 7
liman kentı. 9/ El falı. 8
YLKAR1DANAŞAĞIYA: g
1/ Bir sahnenın filme alı-
nabilmesi için açık ya da kapalı bir mekânda hazırlanmış
yer... Hükümdar adına devleti yöneten kımse. 2/ Eskı dıl-
de bulut... Arabıstan kıyılannda sefer yapan bir çeşit tek-
ne. 3/ Sütün yüzünden toplanan yağlı katman... Tıcaret eş-
yası. 4/ Trabzon'dakı Meryemana Manastın'na verilen
bir başka ad... llaç. 5/ ln tanelı bezelve. 6/ Adlan sıfat vap-
maktakullanılanbıryapımekı... Nevşehır'ın bir ilçesi. 7/
Düz ve genış arazi... Tıfova neden olan basıl. 8/ Lekelı pos-
tu palto yapımında kullanılan bir hayvan... "Elinde gâh
âsâ oldu gâh kalem" (Fuzulı). 9/ Bir kımseye çalış-
tığı yerce verilen tatil... Küçük erkek kardeş.
GöRÜŞ DENlZ KA\TKÇl OĞLU
Mehmet Ali Aybar
Mehmet Ali Aybar'ı iki yıl önce bugün topra-
ğa verdik.
O, yaşamı boyunca, insanın ınsan tarafından
sömürülmediği. emeğin en kutsal değer kabul
edileceği bir dünya için mücadele vermiş, inanç-
lı bir sosyalıstti. Türkiye Işçı Partısi 196O'lı yıllar-
da onun liderliğinde serpilip gelişmeye başladı.
Türkiye'de sosyalizm onunla birlikte fabrıkalara,
tarlalara, alanlara yayıldı. TİP yine onun önderli-
ğinde ve ıki yasama dönemi boyunca Türkiye Bü-
yük Millet Meclisı'nde, Sayın Süleyman Demi-
rel'e, "Bu meclis, TlP'lilersayesinde ciddiyet ka-
zandı" dedirtecek bir sosyalıst-parlamenter mü-
cadele örneğı sergıledi. O, toplumun temel çelış-
kisı olan emek-sermaye çelışkısinin emekten ya-
na ve yine emekçiler tarafından çözüleceği; bu ta-
rihsel süreçte "örgüt disıplini" adına farklı düşü-
nen sosyalistlerın dışlanmayacakları; parti ve dev-
let bürokrasisınin toplum üzerinde hiçbir baskı
kurmayacağı; siyasal yaşamda çoğulculuğun, öz-
gürlükçülüğün ve hoşgörünün egemen olacağı
"güleryüzlü" bir sosyalizme ınanıyordu.
Mehmet Ali Aybar bu düşünceleri nedenıyle
farklı sosyalist çevreler tarafından yıllarca eleşti-
rildi. Ancak tarih, hiç yılmadan bu düşüncelerin-
de direnen onu haklı çıkardı.
Mehmet Ali Aybar tutarlı birdemokrat, tutariı bir
aydındı.
O, yaşamı boyunca örnek bir demokrasi mü-
cadelesi verdi. 1946 yılında Vatan ve Gün gaze-
telerine yazdığı yazılar nedeniyle ünıversıteden
uzaklaştırıldı. Yılmadı. Ertesi yıl yayımlamaya baş-
ladığı haftahk Hür gazetesı altıncı sayısında ka-
patıldı. Yılmadı. 5 Nisan 1947'de Zincirli Hürri-
yet'i çıkardı. Bu gazete ancak dört sayı yayımla-
nabildi. Yılmadı. Yazılarında zamanın Cumhur-
başkanı ismet inönü'ye hakaret ettiği gerekçe-
siyle 1949 yılında dört yıl ağır hapis cezasına çarp-
tırıldı. Yılmadı. 1950 affı ile serbest bırakıldıktan
sonra 1962 yılında TİP Genel Başkanlığı'na getı-
rilene kadar çeşitli dergi ve gazetelerde demok-
rasi mücadelesini sürdürdü. 1968 yılında Çekos-
lovakya'nın Sovyetler Birliği tarafından ışgaline
TİP Genel Başkanı olarak karşı çıktı. Bu işgali
'?7aM/"gören çevrelere karşı devletlerin, ulusların
ve halkların bağımsızlık haklarını savundu. Onun
için bağımsızlık, biçımsel bir kavram değil. halk-
ların yaşamının ayrılmaz bir öğesiydi. Türkiye sos-
yalizmini de aynı anlayışla değerlendıriyor, ayak-
larını Türkiye zeminine basması ve gücünü tek ba-
şına Türkiye'nin emekçi sınıflarından alması ge-
rektiğine inanıyordu. Onun için "sosyalizm, ba-
ğımsızlık, demokrasi" birbirlerinden ayrı düşünü-
lemeyecek kavramlardı.
Sosyalizmi bu bütünlük içinde değerlendirme-
yen "reel sosyalist" modeller 1980'li yılların so-
nunda birbiri ardından çökmeye başladı. Tarih yi-
ne onu haklı çıkardı.
Mehmet Ali Aybar inançlı bir yurtsever ve ev-
rensel bir kişilikti.
O, Istanbul'un köklü bir ailesinden geliyordü.
Galatasaray Lisesi'ni ve istanbul Hukuk Fakülte-
si'ni bitirmiş, 1939 yılında hukuk doktoru, 1942 yı-
lında devletler hukuku doçentı olmuştu. Siyasi -
ideolojik tercıhini farklı bir yönde kullanabilir. fark-
lı bir yaşam sürebilirdi. Fakat o, tercıhini ezilen-
lerden yana yaptı, ezilenlerin çilelerine ortak ol-
du. Yalnızca kendi halkının değil, dünya halkları-
nın da acılarını paylaştı. Amerika Birleşik Devlet-
leri'nin Vietnam'da işlediği savaş suçlarını yargı-
lamak üzere kurulan "FtusselMahkemesı"ne üye
olarak seçildi. Vietnam'a giden uluslararası bir
heyete başkanlık etti; mahkemeye soykırım su-
çunailişkin birraporsundu; 1977 yılında ABD'nin
suçluluk kararını imzaladı. O, ülkemizin Kuvayı
Milliye geleneğinin temsilcısi inançlı bir vurtsever
ve aynı zamanda varlığı, bağımsızlık ve ulusal kur-
tuluş savaşımızın temellerine dayanan modern
Türkiye'nin evrensel onuruydu.
Mehmet Ali Aybar'ı 196O'lı ve 1970'li yıllarda
sağcılıkla, liberallikle suçlamış onca sözde "sol-
cu" 1980 darbesini fırsat bilerek, sosyalizmi terk
edip "yükselen yeni değerler"e kapıiırken, o, 12
Eylül'ün ağır koşullarında, ilerlemiş yaşına rağ-
men, avukatlık cüppesini yeniden giymiş ve hiç-
bir karşılık beklemeksizin tutukevlerine, cezaev-
lerine düşmüş işçileri, gençleri ve aydınları savu-
nuyordu. 1986 yılında sosyalistlerin birlık çalışma-
larına katıldığı günlerde 78 yaşını geride bırakmış-
tı.
Mehmet Ali Aybar, 10 Temmuz 1995 günü ar-
dında erdemli, onurlu ve örnek bir yaşam bıraka-
rak 87 yaşında gözlerinı kapadı. Cenazesı. Bebek
Camisi'nden Aşiyan'a yüzlerce insan tarafından
çiçeklerle ve alkışlarla uğurlandı.
Aradan iki yıl geçti. Geçen perşembe günü Tür-
kiye sosyalizminin bu büyük önden Aşiyan'daki
mezarı başında dostları tarafından anıldı.
Sa'j e :e 32 kişiydiler.