23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
K3 TEMMUZ 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TURKIYE Istanbul Y 28 Sinop Y 26 Edirne Y 30 Samsun PB 27 Kocaeli 29 Trabzon 26 Çanakkale PB 30 Giresun PB 26 Izmir 33 Ankara Y 29 Manisa Aydın A 36 Eskışehir 29 Denizli _A 36 Konya B 30 34 Sıvas B 27 Zonguldak Y 27 Antalya 37 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A A A •£i 32 36 37 34 35 32 27 23 Trakya, Marmara'nın doğusu. Batı Karade- niz, Iç Anadolu'nun kuzeybatısı, Doğu Ka- radenız ıle Doğu Ana- dolu'nun kuzeyi sağa- nak ve gökgürültüjû sağanak yağışlı, otekı yerler az bufutlu ve açiKgeçecek Havası- caklığı yurdun kuzey- batı kesımlerınde bıraz azalacak, ötekı yerler- de önemli bır değişık- lık olmayacak. Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB Y Y Y Y Y 23 20 20 26 25 26 29 29 Münih Y 24 Milano Berln Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına PB Y A Y PB Y A A 21 26 30 21 27 23 28 31 B 27 ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Pb A PB A PB Y Y A 21 35 29 27 29 28 26 36 Şam 37 0Aç,k f^\ Parçalı buluthj k Çok bulutlu •fc Yağm-jriu *~=JAW Kart Sulu kar ı GoK gurultuiu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştaraft 1. Sayfada maya müsait bir köşeden ret oyu vermesi sırasın- daki dudak hareketlerini acaba bir özel TV ekibi okuyabildi mi? Izleyebildiğimiz kadanyla bu Şev- ki Yılmaz denilen adam o galiz küfürü muhalefet sıralarına bakarak yineliyor ve sırıtıyordu. Daha bugünden hükümete ömürbiçiliyor. Üç aydan bir yıla kadar uzanan varsayımlar, ön- görüşler, savlar... Oysa çok şey Yılmaz hükümetinin "performan- sına" bağlı. Yaptıklarını veya yapacaklarını abart- maz, bir kannca titizliğiyle çalışabilirse bu hükümet. kamuoyundaki olumlu puanların desteği ile diledi- ği kadar ayakta ve işbaşında kalabilir. Hükümete üç aydan bir yıla kadar ömür biçen- lerin, elbette haklı oldukları yadsınamaz kimi ge- rekçeler var. Bu kadar parçalı bir güvenoyu, güvenoyu veren. ancak yarın ne yapacağı bilinemeyen gezer-yüzer milletvekillerinin çokluğu ile süreklilik sağlanabilir mi, doğrusu merak konusu. Hükümetin uzun süre ayakta kalmasını ön plan- da tutmak zorunda olan Yılmaz, bir başka, daha da çetrefil bir sorunla karşı karşıya: DYP! Yılmaz, Şaibe eiinde orta sağın çöküşünden ne ölçüde yararlanabilecek, göreceğiz. Şaibe ve DYP öylesine çetrefil bir olay ki... Bir kez, Şaibe Hanım ile kocası, yargı yoluyla mı, bü- yük kongre kararıyla mı, yoksa.. öngöremediğimiz başka bir yöntemle mi gidecek, bilinemiyor. Hâlâ bir aydınlık yok. Neredeyse bin kez yazdık diyesimiz geliyor. Bu ülkenin özlenen yolda mesafe alabilmesi için ön- gördüğümüz tek koşul hâlâ geçerli: Şaibe ile Tak- keli'den bir an önce kurtulmak! Şaibe'den kurtulursa bu ülke, DYP'deki destek- çilerinden annmak "tefenvat"! Onların ilk köşe ba- şında öteki asfaltta bir başka binaya gireceklerine ya da birkaç yıl etrafında pervane olacakları bir genel başkan bulacaklarına bahse giriniz, kaybet- mezsiniz! Yeni numaralar Oysa. Takkeli'den kurtulmak yeterli değil. "Çev- resindeki şehatçı çekirdek kadro"dan annmak, iş- te sorun bu! Zira, olasılık diye söylenen bir sonuç çıktı, parti kapatıldı, diyelim. Yetersiz. Gereken ya- sal düzenlemeler yapılmadığı sürece laik cumhu- riyet sürekli kırmızı alarmda yaşayacak. öyle gelişmiş, kök salmışlar ki ülkeye... Kazımak zor, temizlemek zor. Bu bağlamda kimi irdelemeler var ki, insanı hay- li eğlendiriyor. Bir belgede askerler, kaymakamdan belediye başkanına dekyetkililerden irtica hareket- lerine ilişkin varsa bilgi göndermeterrni istemiş. Vay efendim; askerlerin görevi sağda solda bu türden soruşturma yapmaya elverişli değilmiş. Olabilir. Ama, sivil kadroların; ne yazık ki ta Çan- kaya'dan başlayarak hükümetlerin, hatta yargının böylesi zorunlu bir görevi -zamanında- yerine ge- tiremediği birülkedeyaşadık, yaşıyoruz. Bu ayıbı- mızı örten askerleri, laikcumhuriyeti korumayayö- nelik bu çabalardan, çalışmalardan vazgeçirmek mi gerekiyor acaba? Güvenoyundan önceki geceler ve gündüzler: başka bir partiden seçim güvencesi alır almaz DYP'den kaçmaya hazır olanların sayısının gide- rek kabardığı haberleri gelirken, Şaibe ile çevresin- deki bir avuç yoldaşı, "60 milletvekiliyle kalsak ne yazar" diyordu. Kadının da peşine takılanların da gözleri öylesi- ne kararmış. Bu arada bir oyun tezgâha girmek üzere galiba. ANAP'ın uyanık kulaklarına "Seçime berabergidelim" önerisi fısıldanıyor. Koşul da şu: "Kıncı olmayın, DYP'nin üzerinegit- meyin". Ya tercümesi? "Şaibe'yi kırmayın, üzeri- ne gitmeyin!" Rafta yalancı dolma var, yersen! Oysa, orta sağda olası birleşmeye. öncelikle ya- kmlaşmaya tek engel, Şaibe Hanım ve muhterem kocaları Ozer. Az daha unutuyorduk: Darbe üstüne darbe yi- yor Özer'cik. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, "erkeğin, kansının soyadını alamayacağına" karar vermiş. Ne olacak şimdi, Özer'in hali? Ya Şaibe'den gide- cek Çiller, olacak Uçuran ya da Özer alacak yeni bir soyadı, örneğin Ozer Erkekçiller! 9~ Yılnpaz'ın önüne iki fırsat çıktı. Hükümet ve Şaibe jHknesindeki büyük gedik! " Heba etmemeli! Şeriatçılar para dağıtıyor • Baştarafi 1. Sayfada gönderilen 1432öğrencinin finansmanı ve Fethullah Gülene ait 138 okul bu har- Camalara dahil). ,-Raporda. 1990'da kuru- feih ve Islami büyük serma- veyi bünyesinde toplayan Müstakil Sanayici ve İşa- damlan Derneği'nin (MÜ- SrAD), Iş Hayatı Dayanış- rna Derneği'ni kurarak fa- aliyet alarunı geliştirdiği ve güçlendirdiği vurgulandı. Raporda, Islami sermaye- h holdine ve oluşumlar da şöyle sıralandı: • K.OM- BASSAN (Kayıtdışı 25 bin ortağı bulunduğu ve yasadı- şı kaynak transferi ortaya çı- kanldı. Sermaye Piyasası Kurulu'nca takıbe alındı). • Milli Görüş (RP bağlan- plı. 50 trilyon lira sermaye. Yurtdışından 1 milyar 300 rtiilyon Alman Markı gön- derildi. 300 milyon mark yatınmda kullanıldı). 9 YİMPAŞ (Sermaye Piyasa- sı Kurulu'nca takibe alındı). • lhlas Holding (Ihlas Fi- «ans. Türkiye gazetesi ve T- GRT'nin de sahibi). • As- ya Finans (Fethullah Gülen grubu). # Anadolu Finans. • Milli Gençlik Vakfı (RP bağlantıh. 80 ilde 1800 şu- besi bulunuyor). 9 Türkiye Diyanet Vakfı: 800 şubesi bulunuyor ve 4 trilyon lira- lık geliri var. 9 Şeriatçıla- rın kurban derisinden elde ettiği yasadışı gelir 5 trilyon lira. Derilerinyüzde83'übu kesim tarafından toplanıyor. Faizsiz kazanç sağladık- lannı öne sürerek Türkiye piyasalannda faaliyet gös- teren yurtdışı bağlantılı ve yerli finans kuruluşlan da Genelkurmay raporunda şöyle sıralandı: 9 Faisal Fi- nans Kurumu (Kuruluş 1985). • ALBARAKA Türk (Kuruluş 1985). • Kuveyt Türk Evkaf Finans Kurumu AŞ (1989). 9 Sü- leymancılar. 9 Fethullah Gülen Grubu. Türkiye'deki irticai faali- yetlere destek veren kuruluş ve ülkeler de şöyle sıralan- dı: 9 Libya Uluslararası Is- lama Çağn Cemıyeti (RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a gönderdiği sa- vunulan çek soruşturulu- yor). 9 Türk-Libya Dost- luk ve Kardeşlik Cemiyeti. 9 Suudi Arabistan Dünya tslam Birliği Teşkilatı (RA- BITA). 9 Kuveyi Dünya ts- lam Vakfı. 9 Iran tslam Cumhuriyeti. Tophımsal barış kazandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP ile bağımsız milletvekillerinin dışandan destekledigi ANAP-DSP- DTP hükümeti, düıTTBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylama sonucu 256"ya karşı 281 oyla gü\enoyu al- dı. 55. hükümet. son günlerdekı isti- falarla kan kaybeden. oylama sıra- sında da 7 fire veren RP-DYP \e BBP'den oluşan muhalefet cephesi- ne 25 oy fark attı. Başbakan Mesut Yılmaz. "Yüce Meclisimiz. hüküme- timize verdiği güvenoyu ile bir kez da- ha inisiyatifin kendi eiinde olduğunu ve milletin mukadderatına sahip çık- Oğını göstermiştir" dedi. Sağda bırliğin adresinm ANAP ol- duğunu söyleyen Yılmaz, hükümetin "Atatürk'ün Türkiye'nin kuruluşun- da çizdiği yolu ideyeceğini" \ urgula- dı. TBMM Başkaıiı MustafaKalem- li başkanlığında dün saat 15.00'te toplanan Genel Kurul'da doğrudan 55. hükümetin programının oylama- sına geçıldi. Gergin bir ortamda ge- çen oylama sırasında kavga çıktı ve DYP'den istifa ederek hükümete des- tek veren tüm millenekilleri oylan- nı kullanırken yuhalandılar. Meclis Başkanı sıfatı dolayısıyla oy kullana- mayan Kalemli dışında 8 millerv eki- lı oylamaya katılmadı. Oylamaya katılmayan millerv ekil- lerinden biri de Cemil Çiçek oldu. Bir süre önce partı aleyhine \erdiğı demeçler dolayısıyla partısinden ih- raç edilmek ıstenen. ancak Disiplin Kurulu'nun uyan cezasıyla yetindi- ğiÇiçek'in Yılmaz ile görüşmek is- tediği. ancak olumlu yanıt alamaym- ca oylamaya katılmadığı öğrenildi. Çiçek'in. Yılmaz'dan. erken seçim- lerde kendisini milletvekili adavı göstereceği yolunda garanti almak ıstediği kulislerde dile getirildi. Çi- çek. dün sabah yaptığı yazılı açıkla- mada ise. "55. hükümetle ilgili olarak yapılacak güvenoylamasına, milleti- mLdn \ûksek feraseti ile takdir ede- bileceği sebeplerden dolayı katılnıa- yacağtmı Türk kaımıoyunun bilgisi- nesunarun"dedi. Oylamaya katılmayan DYP mil- letvekilleri arasında önceki akşam Yılmaz'la yaptıklan görüşmede. -Bize gelmeyin, partinizde kalarak mücadele edin" yanıtını alan Hasan Karakaya \e Osman Berberoğlu da veraldı.DYP'li DoğanGüreş,Sedat Aloğlu. Mustafa Zeydan. L fuk Söy- lemez v e Mahmut Yılbaş da oylama- ya katılmayarak hükümete dolaylı destek verdiler. İki MHP^Uden 1 evet ~ TBMM'de 2 milletvekıliyle tem- sil edilen MHP'nin de oylama sıra- sında ikiye bölünmesi dikkat çekti. DSP'den millervekili seçildikten sonra DYP'ye gidip 2 gün sonra es- ki partisine dönen, sonra yeniden DYP'ye giden ve son olarak da KfHP'ye geçen Kubilay L'ygun hü- kümete olumlu oy verdi. Oylamanm ardından MHP'den ya- pılan açıklamada. Uygun için, "Bu da\Tanışıyla MHP'nin siyasi gelenek- lerine. program ve tüzüğüne ve yet- kili organ kararlanna a> kın davranış sergilcmiştir. Genel Başkanımız Sa- >ın Dev let Bahçeli. salı günü topla- nacakolan Başkanlık Divam'nda ko- nunun Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu'na sevki ile ihraç işlemlerini başlatma talebinde bulunacaktır"" denildı. MHP'li İsmail Köse ise. çekimser oy kullandı. ANAP'tan istifa eden Sadi Somuncuoğlu da çekimser oy kullandı. Yazdığı karton nedeniyle kavga çıkmasına neden olan CHP İzmir Milletvekili Sabri Ergül'ün oy kul- lanması da tartışmalara yol açtı. Er- gül. salonda hazır bulunmayan mil- letvekillerinin ikinci kez adlarının okunması sırasında genel kurul salo- nuna girerek oy kullandı. RP'lilerin tepkisi üzerine Kalemli. Ergül'ün oyunu geçerli kabul etmeyeceğini söyledi. Ancak, Meclis Başkanı'mn kendi inisiyatifı ile bir milletvekili- ne oy kullandırtmama ya da oyunu geçersiz sayma gibi yetkisi bulun- madığı belirtildi. Ergül'ün oyu daha sonra tutanaklara "kabul" olarak ge- çinldi. Daha sonra oylama sonucu Kalemli tarafından ilan edildi. Buna göre, 55. hükümetin programının oy- lamasma 539 milletvekili katıldı. 281 milletvekili "kabul". 256 millet- vekili de "ret" oyu kullandı. 2 mil- letvekili ise çekimser kaldı. Kurduğu üçüncü hükümetin de güvenoyu almasının ardından kürsü- ye çıkan Yılmaz, şükranlannı sun- duktan sonra. "Yüce Meclisimiz. hü- kümetiınize verdiği güvenoyu ile bir kez daha inisi\atifin kendi eiinde ol- duğunu ve milletin mukadderatına sahip çıkrjgını göstermiştir" dedi. Yapılan oylamanın, milletin irade- sine ipotek konamayacağını açık ve kesin olarak ortaya koyduğunu kay- deden Yılmaz, yeni birdönemin baş- ladığına dikkat çekerek şöyle dedi: "Bugünden sonra atacağımız her adım Türkiye'nin her alanda nor- malleş.mesi için olacak. Milletimiz sü- rekli gerilim altında \asamaktan bık- tı. Milletimiz huzur isti\or. Milleti- miz. çağdaş ülkelerin refahına ulas- mak isthor. Hükümetimiz. milletimi- zin bu haklı arzulannı \erine getir- mek için kuruldu. Hükümetimiz gü- cünü milletten ve >üce Meclis'ten al- maktadır. İşimizin zorolduğunun bi- h'ncindeyiz. Ama, biliyoruz ki, karşı- lıklı anlayış ile çöziileme>ecek hiçbir sorun yokrur. Hükümetirnizin yolu, büyük Atarürk'ün Türkiye'nin ku- ruluşunda çizdiği yol olacakûr." BirükadresiANAP' ~ Yılmaz, güvenoylamasından son- ra topladığı partisinin grup toplantı- sının açılışında da, 25 oy farkla so- nuçlanan güven oylamasıyla Türk demokrasisinin yeniden sağlığına kavuştuğunu söyledi. Partililerden olgun davranmalannı ve taşkınlık yapmamalarını isteyen Yılmaz şun- ları söyledi: "Bu güvenoylaması hiç kimse için ka\ıp değildir. Biz bu ma- çın gaübi değiliz. Biz bir büyük dava- nın hi/metkânyız. Si\asettc kavga dönemi kapandı. Bundan sonraki mücadelemiz dev let kurumlan ara- sındaki uyumu sağlamak. milletin re- fahını \ükseltnıek olacaktır. kimsey- k kavgamız yoktur. Atatürk ilke \e inkılaplanndan yana. laik demokra- tik düzen savunucusu herkese kapı- mız açıktır. Herkesi. biıieşmenin tek adresi olan bu çaüya davetediyonız." Yılmaz, Meclis'in çalışma takvi- mini belirlemek için Başbakan Yar- dtmcısı BülentEcoifle görüşeceği- ni bildirdi. Hükümetin güvenoyu al- ması üzerine Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel de bir kutlama mesajı yayımladı. RP'Iüer TBMM'de sflah çekti ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) - 55. hüküme- tin güven oylamasında, CHP'li Sabri Ergül'ün. Şev- IdYümaz'ı hedefalan biryazıyı RP sıralanna doğ- ru açması üzerine çıkan kavgada facianın eşiğin- den dönüldü. Ergül, üzerinde, "Deyj'us-u ekber (deyyuslann en büyüğü) dışan" yazılı kartonu Yıl- maz'ın da yer aldığı RP sıralanna çevirince Genel Kurul kanştı. Bazı RP'lilerin'silahTa tcovaÜ3ığı ErgûT. Mec-" lis'in mutfak kapısından kaçınlarak olaylann bü- yümesi engellendi. Ergül'ün. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre u Kansının veya kendisine çok ya- kın bir kadının iffetsizliğine göz yuman kimsc" an- lamına gelen •'deyyus'" sözcüğünü Şevki Yılmaz'ı hedefalarak RP sıralanna yönlendirmesi güvenoy- lamasında büyük bır kav gaya neden oldu. TBMM'de heyecanlı saatlerin yaşanmasına ne- den olan olaylar zinciri şöyle gelişti: Güven oyla- ması başladıktan kısa bir süre sonra milletvekille- rine "pezevenk" diye hakaret ettiği için tepkilere y- ol açan Şevki Yılmaz salona girdi. Bu sırada Er- gül. üzerinde "Deyyus-u ekber dışarT yazılı bir kartonu oturduğu yerden RP sıralarına doğru tut- tu. Kartonu fark eden RP mılletvekılleri avağa fır- ladılar. Ergül. CHP'lıler tarafından üst sıralara doğ- ru çıkanhrken Celal Esin ve çok sayıda RP millet- vekili CHP sıralanna doğru koşmaya başladılar. Mustafa Köylü. Lütfü Nalman. Kemalettin Gök- taş ve Ömer Fanık Ekinci"nin de aralannda bu- lunduğu RP'liler Ergül' ü tartaklamaya başladılar. Ergül'ü yumruklamaya çalışan RP'liler sakinleş- tırilemeyınce birleşimi yöneten TBMM Başkanı Mustafa Kalemli. Ergül'ü dışan çıkarttırarak otu- ruma ara verdi. Kulise çıkamayan Ergül. arka ka- pıdan TBMM ana binasınm dışına çıkanldı. Bu arada çok sayıda RP'li. Ergül'ü aramaya başlarken Ömer Fanık Ekinci silahını çekti. Ekinci'yi RP'lı Seyyit Haşim Haşimi engellemeye çalışırken silah çekilmesi ve şarjör sesi kuliste panik yarattı. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. olav lar üze- rine **Ne diyebilirim Id" demekle yetindi. Daha sonra yeniden oylamaya geçildi. Ancak Ergül, oy kullanma sırası kendisine geldiği sırada salona gi- rince Genel Kurul salonu ikinci kez kanştı. Er- gül"ün. Genel Başkan DenizBaykal'ın. "Getein,oy kullansın" mesajı üzerine yeniden Genel Kurul sa- lonuna döndüğü öğrenildi. TBMM Başkanlık Divanı Kâtibi, Ergül'ün oy kullanmak için ısmi okunduğunda "kabul" oyu kullanması üzerine RP'liler CHP sıralanna yürü- yerek Ergül'e saldırdılar. Kalemli. "uyarT cezası verildiğini açıkladığı Ergül'ü önce "yok" sayarak. BU KÖ%BYl ÇEÇHBIC pop Caddes. Munrıara • HER ÇARŞAMBA, BUTUN BIR HAFTAI bir sonraki milletvekilini okuttu. Ancak, Ergül'ün tutanaklara da geçen oyu geçerli sayıldı. Kav ganın büvümesi üzerine Ergül. mutfak kapısından Mec- lis ana binası dışına çıkarılırken. bır milletvekihne ait otomobile bindirilerek hızla Meclis'ten uzaklaş- tınldı. Bu sırada bazı RP'lilerin "o™ kahpe, kaç- ma" diye bağırdıklan duyuldu. RP'liler salondan çıkanlan Ergül'ünyeniden pe- şine düştüler. RP Grup Başkanvekıli*SaHh Kapu- suz, Ergül'ü yakalamak için kulis kapısını kırarken, oy kullanmak içın Genel Kurul salonuna girmeye çalışan RP'den ayrılan Ertuğrul Yalçınbavır da RP'lilenn yumruklarından nasıbinı aldı. RP'lı Yal- man, kavgayı yatıştırmaya çalışan Yalçınbayır'ı yumrukladı.Genel Kurul'da Ergül'ün başlattığı ger- gınlik. oy kullanma sırası milletvekillerine "peze- venk" diye hakaret eden Şevki Yılmaz'a geldiğin- de tırmandı. Yılmaz" ın adı okunduğunda ANAP, p- SP, CHP ve DTP mılletvekillen "Çık dışan" diye bağınrken. yuhalayarak ve sıra kapaklanna vura- rak protesto ettiler. RP'liler ise partiden "takıyye" istifasıyla aynlan Yılmaz'ı alkışladılar. Ergül. TBMM'deki görüşmelerin ardından CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı yaptı. Ergül, cumhuriyeti tahrip eden politikalar izleyen RP'nin iktidardan düşünce hırçınlaştığını vurgu- layarak "Ben TBMM Genel Kurulu'nda, Şevld Yılmaz'ın ': - bir süre önce vapüğıaçıklama- lara tepki gösterdim. Bu tepld- nin gösterümesi gerekryordu" dedi. Yılmaz'ın konuşmalan- nın basına yansımasından sonra ilk kez TBMM Genel Kurulu'na geldiğini anımsa- tan Ergül. u Ben beklerdim ki TBMM Başkanı onu özür di- lemeye çağırsın. bu yapılma- dı" dedi. Her türlü önlemi al- dığını kaydeden Ergül. Ata- türk'ün koyduğu değerleri sa- vunmayı ve sahiplenmeyi sür- düreceğini bildirdi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Türk toplumu gösteriş sıralamasında sanınm ilk 10'un altına düşmez. Beyaz eşyanın tam yaygınlaş- madığı dönemlerde çamaşır makinesi alanlar, ma- kineyi doğal yeri banyoya ya da benzer bir yere koy- mak yerine önce salona yerleştirirlerdi. Üzerine de güzel birörtü... Önde görünecek şekilde makinenin markası, yan- da kablosu. Mübarek, makine değil, tanınmış bir ressamın son tablosu. Şimdi moda cep telefonu... Bizde telefon bir haberleşme aracı değil, iletişim aracı olarak kullanılıyor. Öyle bir iletişim ki... Akşam sorunlu bir arkadaşınızla buluşuyorsunuz, konuşu- yorsunuz, eve ulaşınca telefonla devam ediyorsu- nuz. Telefon kısmı biraz daha uzuyor... Ceptelefonunun, adı üzerinde görünebilirdurum- da olması, işin içine gösterişi de katıyor. Genç mühendis, arkadaşıyla karşılaşıyor, çıkışı- yor: - Dün akşam neredeydin, cep telefonun bir türlü yanıt vermiyordu? "Evdeydim. Cep telefonunu da kapatayım de- dim..." - Yapma yaaa, ev telefonundan aramak hiç aklı- ma gelmedi... Adam evine ulaşmak üzere, asansörde telefon ediyor: - Asansördeyim, birdakika sonra geliyorum... Hani neredeyse, kapının önüne gelecek, zile bas- mak yerine telefon edecek. Işadamı randevusuna yetişiyor. Sekreter odaya buyur ettiği sırada telefon çalıyor. Sol eliyle görüşe- ceği kişinin elini tersten sıkarken, sağ elde telefon konuşuyor. Eliniz sıkılırken, canınız da sıkılıyor. O da el kol işareti yapıp not için kalem kâğıt istiyor... Cep telefonu mu, lazımlık mı? Cep telefonu Iskandinav ülkelerinde geliştirildi. Yerieşimin çok dağınık olması nedeniyle konutlara hat çekmenin maliyetinin yüksek olduğunu gören Is- kandinavlar, "telsiz haberieşme" olanaklarını araş- tırdılar ve bugünkü teknolojinin önderı oldular. Isveç Ericsson firması dünya piyasasının yüzde 50'sinden fazlasına hâkim. Türkiye'ye Türk Telekom'un izniyle giren iki kuru- luş var: Turkcell veTelsim... Turkcell'in ortakları Çukurova Grubu, Kavala, Fin Telecom, Ericsson. Telsim'inkilerSiemens, Teletaş, Alcatel, Uzan'lar. Cep telefonu kânnın yüzde 67'sini bildiğimiz PTT'nin telefon kanadı Türk Telekom, yüzde 33'ünü firmalar alıyor. Kâr payı az olunca, yeni yatınmlar da biraz aksı- yor. Türkiye'de cep telefonu kullananların sayısı 1 mil- yon 200 bine ulaştı. Turkcell'in 900, Telsim'in ise 300 bine yakın abonesi var. Telsim'in küçük kalmasının bir nedeninin Uzan- lar'ın firmayı bilerek küçük tutup, öteki ortakları yok ettikten sonra tümüne sahip olmak istemesi deni- yor ama, eminim bu dedikoduculann işi. Türkiye'de hukuka harfi harfine uyan bir kurum hiç böyle şey yapar mı? Üretici firmalar Türkiye'de ilk birkaç yıl içinde 200- 250 bin kadar abone bekliyordu. Öngörüler delindi. Halkımız cep telefonunu sevdi. Yapılan uluslararası araştırmalarda, ceptelefonu- na sahip her 100 kişiden 20'si, yeni bir teknoloji çık- tığında hemen elindekini değiştiriyor. Biz bu ortala- manın da üzerindeyiz... Yazının başına dönersek... Yeniliğe açık olmak el- bette çok güzel. Ama bunu biraz medeni kullansak diyorum. Örneğin uçağın sistemini bozuyordiye orada ke- sinlikle kullanılmıyorda. insanlann sinirierini bozma- sına neden izin veriliyor? Cep telefonunu, yolda, toplantıda, bir etkinlikte, uygunsuz durumda kullanan kişi, bende ilk, sıkışıp oranın içine eden kişi çağnşımı yapıyor. Her an cep telefonuna gereksinimimiz olduğu gi- bi her an sıkışıyoruz da. O zaman yanımızda sürek- li lazımlık mı bulundurmalıyız? Yoksa bu cep telefonunun adını değiştirmeli mi? Hacet telefonu mu demeli? Güven oylamasından notlar. Sakindi Yüce Meclis Çatısı IŞIK KANSU AMC\RA - O denli sakin değildi yüce Meclis çatısı. Şöyle püfür püfür söğüt altı bir kah\ede televizyondan izlemek varken dökülmüştü millet Meclis'e. Kapıdakilere dert anlat. kart al. kartını sol yakana tak. iz- leyici locasına girmek için polisle boğaz boğaza gel. ltiş kakış sizin anlayacağınız. Kulisîer desen lebaleb... Parti değiştir- mişlerin bir kısmı pişkin, bir kısmı duvar kenarından kıyın kıyın salona ulaşmaya ça- lışıyor. Yeni bakanlar, tebrik kabulünde. Tansu Çiiler, sanırsın cenazeye gidiyor. Koyu renk elbisesini savura savTira, ardın- da koşar adım ona yetişmeye çalışan. çoğu suratı asık bir grupla merdivenleri iniyor. Mustafa Kalemli yerinde. Oy kullanma yöntemini anlattı. Rahatsızlıklan nedenıy- İe öncelikle oy kullananlarm işlemi tamam- landı. O da ne? Salonun başkanlık kürsüsü- ne göre sol yanında oturan CHP'lilerden Sabri Ergül masasının üstüne büyük harf- lerle yazılmış bir karton koydu: "Dey>ııs-u ekber dışan!" Meğer. tam karşısında salonun öbür ucunda RP'den takıyye istifası yapan Şevki Yılmaz varmış. RP'liler ayakta. 1. 2 derken 20-30 kişi fırladı ayağa. Doğru Ergül'ün üzerine. Merdivenlerden, engellerden öyle bir sıçnyorlar ki Bruce Lce, Van Damme haltetmiş yani. Gazeteciler yeni yetme. Her- kes birbirine soruyor: "Deyyus ne demeko- la Id", "Ya ekber!" Biraz geçkince olanla- rı. kendilerini ağırdan satıyor: "Efendim, deyyus, kansını satana, kul- landırana denir. Ekber de büvükfilananla- mına gehr." CHP'liler baktı olacak gibi değil, Ergül'ü yan kapıdan dışan çıkanverdiler. RP'liler de diğer kapıdan. Kalemli, masasına oturtuğu tokmağı ha kırdı ha kıracak. Baktı olmadı. toplantıya ara verdi. hışımla çıktı dışan. Kavga durulmuyor. Şair Eşref in dizele- ri düştü akıllara: # "Evieyin yek-diğere birden hücum Böyle şaşİanlıklara vardır lüzum. Lğraşırken siz, bina sarsılmak Pantolon, setre, yelek yuUmah." Ergül'e uyan cezası verildiği açıklanıp oylamaya devam edildi. Sıra DYP'den isti- fa edenlere gelince, "Kabul" sözü duyulur duyulmaz DYP sıralanndan "Yiıh" sesleri yükselirken bu tepkileri ANAP ve DSP'li- ler alkışlarla bastırmaya çalışıyordu. Necmettin Erbakanın eski huyudur. Her toplantıya geç gelir. Hayret. bu kez yalnız- ca 30 dakikalık bir rötar yaptı. Yerine otu- rurken de kaderdaşı. sırdaşı. biricik ortağı Çiller'in elini sıkmayı sektirmedi. Oylama bitti. Daha 15 gün öncesine de- ğin "Mech's çoğunlugu bizde. 280'i aşkın miDervekilinden imza topladık" diyen Erba- kan ve Çiller yerlerinden doğruluyor, dışa- n çıkıyorlar. Arkasından da RP'liler, DYP'liler. Başbakan Mesut Yılmaz'ın te- şekkür konuşmasını dinlemiyorlar. Içeride her nedense, her fırsarta kendilerine "ağu* top* denen Nahit Menteşe, Esat Kıratlıoğ- lu ile tek tük DYP'lı kalıyor. Yılmaz kürsü- den, günün en çok alkış alan şu sözleri ile iniyor: "Bu hükümetin yolu, Büyük Ata- türk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuru- luşunda çizdiği yol otacaknr."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle