Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtJvaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmem: Orhan Erinç #
Genel Yavın Koordınatoru Hikmet
Çetinka>a 0 Yazıışlerı Müdürlerı.
IbrahimYıldız, Dinç Tajanç (Sorumlu)
• Haber Merkezı Mudüru Hakan Kara
9 Gorsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat
Cengiz Yıldınm 0 K.ültür: Handan Şenköken
0Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler
Sami Karaörcn 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı
0 Fotoğraf F.rdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kunılu; bhan Seiçuk (Başkrnı I.
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
Hikmet Çerinka>a. Şâkran Soner.
Ergun Bakı, Dinç Ta>anç, İbrahim
\ lldız. Orhan Bursall, Mııstafl
Balbav. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balba) 0 HaberMüdunı Doğan
Akın Ataturk Buhan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 C hat). Faks 419502"" 0 Izmır Temsılcısı
SerdarKınk,H.ZıyaBh 1352S 23Tel 4411220. Faks
4419117 0AdanaTems]lc!sı ÇetinYiğenoğlu, inonuCd
119S.No 1 Kat.l,Tel.363 12 11.Faks 363 12 15
Koordınatör Ahmel Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0
Idare- Hüseyin Gürer 0 lşletme
ÖnderÇeUk0Bılgı-l}lem Nail
İnal 0 Bılgisayar Sıstem
Mürüvet ÇUer
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman 0 Genel Müdur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
513 95 80-513 84 60-61,Faks-5138463
Yayımlayan \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayincılık A Ş
TirkocağıCad "9 41 Cagaloghı 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel (0 212ı 512 0505 12ı!0han Faks (0212ı ^13 85 95 TEMMUZ 1997 Imsak: 3.3" Güneş: 5.35 Öğle: 13.17 Ikindı: 17 [4 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.33
Constitution
yeniden denizde
MARBLEHEAD-
Dünyanın en eski savaş
gemisı ve kullamldığı
yıllarda ABD donanmasının
bayrak gemisi olan USS
Constitution (Anayasa) adlı
gemı luzağa çekildikten 116
yıl sonra ilk kez 8
temmuzda tekrar denize
kavuştu. ABD'nin bu en
eski tarihi savaş gemisi,
onanldıktan sonra ABD'nin
Atlantik Okyanusu
kıyısındaki Marblehead
limanından denize
indirilerek denendı. USS
Constitution. inşa edilişinin
200"üncü yıldönümü olan
21 temmuzda resmen, uzun
zamandır uzak kaldığı
denizlere yelken açacak.
Çevreciter
Aykufla göpüştü
• BODRUM
(Cumhuriyet) - Gökova
SürekJı Eylem Kurulu,
önceki gün Bodrum'a gelen
Çevre Bakanı Imren
Aykut'a Sınırsız Çevre
Yolculan, BAÇEP ve
Akdenizfoklan Platformu
ile Antınükleer Platform
adına öncelikle çözülmesi
gereken çevre sorunlannı
anlattı. Bakan Aykut
BAÇEP'in 26-27 temmuzda
yapılacak Göcek Zirvesf ne
katılma sözü verirken
nükleer santrallar konusunu
incelemeye alacaklaruu
bildirdi.
"İstanmd'dan
Havana'ya"
• İstanbul Haber Servisi-
Küba'da yapılacak olan 14.
Dünya Gençlik Festivali
Ulusal Hazırlık Komitesi
"İstanbul'dan Havana'ya"
adlı bir konser düzenlıyor.
Esenyurt Kültür Sanat ve
Eğitim Vakfi'nın açıkhava
tiyatrosunda 13 temmuz
pazargünü
gerçekleştireceği konsere
Mazlum Çimen. Suavi,
Muammer Ketencoğlu,
Ekrem Ataer, Kardeş
Türküler, Nurettin
Rençberoğlu. Ferda Ereren,
Üç Deniz Topluluğu, Zugaşi
Berepe Topluluğu ve Ferhat
Tunç katılacaklar.
Kolesterol kalp
düşmanı
• tstanbtıl Haber Servisi -
Amerikan Hastanesi. Baylor
Tıp Fakültesi ve Houston
Methodist Hastanesf nin
ortaklaşa düzenlediklen 12.
Geleneksel Tıp
Sempozyumu'nda,
kolesterolün kalp
hastalıklannın artmasında
önemli bir faktör olduğu
belirtildı.
Kalemli diploma
verecek
• tstanbul Haber Servisi -
TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli. bugün saat
16.30'da Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'nce düzenlenecek
törenle himayesinde restore
edilen Mahmut Şevket Paşa
KöşkıTnün açılışmı
yapacak. Kalemli daha
sonra fakültenin yıl sonu
sergısi ile diploma törenıne
katılacak.
Tanrıyar .
görevine döndii
• tstanbul Haber Servisi -
SEKA Genel Müdür
Yardımcısı ve Yönetim-
Kurulu üyesiyken 6 Haziran
1996'da görevden alınıp
müşavir kadrosuna atanan
Hulkı Tannyar, işlemin
iptali için Danıştay'a açtığı
dava sonucu görevıne
döndü.
Dünya Nüfus Günü 1987'de 'beş milyarlık dünya' adıyla kutlanmaya başladı
6 milyara dayandıkSAADET USLU
Bugün Dünya Nüfus Günü.
Bırleşmiş Milletler Nüfus Fonu
(UNFPA), nüfusun dengesiz ar-
tışının ülkeleri ve bireyleri olum-
suz etkilediğine dikkat çekerek
"İnsanlann. özelükle gençlerin ne
denli tehlikede olduğu vurgulan-
mah" dıyor.
UNFPA"run, 5 milyanncı bebe-
ğin doğduğu gün 11 Temmuz
1987'de kabul ettiğı Dünya Nü-
fus Günü. bu yıl yaklaşık 160 ül-
kede kutlanıyor.
1987 yılında "beş milyarlık
dünya" adı altında kutlanmaya
başlanan günün amacı. "Dünya
nüfusunun arbşını kutlamak de-
ğil, dengesiz nüfus artışının ülke-
leri \e bire\ leri olumsuz > önde et-
kilediğine dikkatleri > oğunlaştır-
mak ve insanlann özeüikle genç-
lerin geleceklerinin ne denli teh-
Hkeye aüklığuu vurgulamak" ola-
rak belirtilıyor.
UNFPA, bugün 6 milyara va-
ran dünya nüfusunun 2015 yılın-
da 8 milyar, 2050 yılında ise 11
milyar 900 milyona ulaşacağına
1997 verilerine göre Türkiye'nin nüflısu 62
milyon 700 bin. Bunun yüzde 63'ü kentlerde
yaşıyor ve yüzde 35'i 15 yaşın altında. Yıllık
artış hızı ise 1 milyon 600 bin.
dikkat çekerek ülkenin kaynalda-
n ve ekonomik olanaklar açısın-
dan nüfus artışının çok ciddi bir
şekilde ele alınmasının öneminı
vurguluyor. UNFPA. bu y ılın ko-
nusunu •'Gençlerin üreme sağh-
gı ve cinsel haklann ihlali ile or-
tayaçıkan sorunlar" olarak belir-
ledıği Dünya Nüfus Günü mesa-
jında şöyle diyor:
"Nüfus artışuun ülkelerin eko-
nomik olanaklanna oranla art-
ması. kalkınma açısından çok
önemüdir. Ancak nüfusun sağlık-
lı artışı. yaşam kalitesi. temel sağ-
lık ve eğitim hizmetlerinin toplu-
mun her bireyine ulaştınlması.
gençlerimizin üreme sağhğı, aile
planlamasu AIDS, cinsel yollaria
bulaşan hastahklar, üremeve cin-
siyet haklannın ihlali, kadınlann
starüsü \e benzeri konularda top-
lumun bügilendirilmesi ancakge-
niş kapsamlı bir programla olur.
Bu konularda özelükle gençlerin
eğitilmesinde \e bügüendirilmesin-
de medya>a çok önemli göre\ler
düşmektedir."
Türkhe'de durum
Sağlık Bakanlığı'nın 1997 ve-
rilerine göre Türkıye'nin nüfusu
62 milyon 700 bin. Bunun yüz-
de 63'ü kentlerde yaşıyor ve yüz-
de 35"i 15 yaşın altında. Yıllık ar-
tış hızı ise 1 milyon 600 bin. Or-
talama evlenme yaşı 19 olan ül-
kemizde, 15-49 vaşlan arasında-
kı kadınlann yüzde 64.6'sı evü.
Son 5 yılda, istenmeyen doğum
oranı yüzde 20.4. yanlış zaman-
lama yüzde 12. Türkiye'de be-
bek ölüm hızı yüzde 42.2. beş
yaşın altındaki ölüm hızı ise yüz-
de 50. Doğum öncesinde yar-
dım alan kadınlann oranı yüzde
63. sağlık personeli gözetımın-
deki doğumlar yüzde 76. sağlık
personelinde olmayan doğumlar
ise yüzde 24.0-1 ay arasındaki be-
beklerde anne sütü ile beslenme
yüzde 99. 4-5 aylarda ise yüzde
80.
Sağhk Bakanı Halil İbrahim
Ozso> da Türkiye'de anne ve be-
bek ölümlennın en önemli ne-
denleri arasında. genç kızlann er-
ken yaştaevlendirilmeleri ve ço-
cuk sahibi olmalannın yer aldı-
ğını bildirdi.
Özsoy, 11 Temmuz Dünya Nü-
fus Günü nedeniyle yaptığı yazı-
lı açıklamada, 18 yaşından kü-
çük annelerin ve bebeklerin ölüm
riskinin, daha büyük yaştakilere
oranla 10 kat fazla olduğunu be-
lirtti.
Özsoy, bakanlığın bu nedenle
aile sağlığı hizmetleri çerçeve-
sinde, gençlerin eğitimine önem
verdiğini kaydetti.
AIDS ve cinsel yolla bulaşan
diğer hastalıklann dünyada hız-
la yayıldığına dikkat çeken Öz-
soy, Türkiye'deki çocuklann da bu
felaketlere uğramaması için şim-
diden önlem alınması gerektiği-
nı belırttı.
©-BELKİ D
Meteoroloji uyanyor: Güneşte fazla kalmayın
Sıcaklar normale dönüyor
EBRU TOKTAR
e-posta: tan (a vol. com. tr
A-NKARA - Uzun süren kışın hemen
ardından bahan yaşayamadan başlayan
kavurucu sıcaklar yurttaşlan bunaltırken.
Meteoroloji yetkilileri sıcaklıklann norma-
le dönmeye başladığı müjdesını verdiler.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tah-
mınleri Daire Başkanı Nurettin Çam. ge-
çen hafta ıçinde Balkanlar'dan gelen sıcak
hava kütlesı nedeniyle yurt genelınde mev-
sim normallerinin 9 derece üzenne çıkan
sıcaklıklann bu hafta normale dönmeye
başladığını bildirdi.
Meteoroloji Mühendisleri Odası Başka-
nı İsmail Kiiçük. hava sıcaklıklanndakı
artışın 'termal stres, ısı kramplan ve LSI
yorgunluklan yararöğına' dikkat çekerek.
yurttaşlara "güneşte fazla kalmayın" uya-
nsında bulundu. Vücudun hissettiği hava
sıcaklığının neme bağlı olarak değiştiği-
ni vurgulayan Küçük. hava sıcaklığıyla
vücut tarafindan hissedilen hava sıcaklı-
ğının farklı değerler olduğuna dikkat çek-
ti. Havadaki nem miktannın yükseklıği-
nin, hissedilir bir şekilde hava sıcaklığmı
arttırdığını vurgulayan Küçük. "Örneğin,
bir bölgenin ha\
r
a sıcaklığı 35 derece, nem
miktan yüzde 70 ise o bölgenin hissedilir
hava sıcaklığı 50 derece olur. Bu nedenle
Meteoroloji Genel Müdürlüğü hava sıcak-
lığıyla birlikte o bölgenin nem parametre-
lerini de açıklamalı" dedi. Küçük, 27-31
derece arasındaki hıssedıhr hava sıcaklı-
ğının fiziksel etkinlik ve güneşten etkilen-
me süresine bağlı olarak termal stres, ısı
kramplan, ısı yorgunluklan. halsızlık. si-
nirlilik, dolaşım ve solunum sistemlenn-
de rahatsızlıklar; 41-54 derece arasında-
ki hissedilir hava sıcakhklannın da güneş
çarpması ve ölümle sonuçlanacak termal
şok yarattığını bildirdi.
YSUnin yırtmacı
Modacılar 1997-1998 yılı sonbahar-kış dönemi
kreasyonlannı taıutmaya başladılar. Fransa'nın
başkenti Paris'te Yves Saint Laurent haute
couture gi> silerini sundu. Fransız modacının
hazırladığı kjjafetler izleyicilerden alkış aldı.
Derin yırtmaçh, saten gece giysisi de bunlardan
" biriydi. (Fotoğraf: REUTERS)
Danıştay
'însan
kurallardan
değerlidir'
A.NKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bergama Ova-
cık'ta siyanürle altın üret-
mek ısteyen Eurogold fir-
masının ışletme izninin ip-
taline onay veren Danıştay
6. Daıresf nin Başkanı Gür-
büz Önbilgin."Biz. esastan
bozma karan aldık. Esastan
bozma karaıian öncelikle
uygulanır" görüşünü dile
getırdi Önbilgin, "insanın,
kurallardan daha değeıii
olduğunu'" vurguladı.
Danıştay 6. Dairesi, ye-
rel mahkemenin Eurogold
firması lehine verdiği kara-
n, çevreye ve insan sağlıği-
na zarar vereceği gerekçe-
siyle "esastan" bozmuş, ka-
rar 27 Mayıs 1997'de Çev-
re Bakanlığı'na teblığ edıl-
mişti. Danıştay karannın
uygulanması için ÇevTe Ba-
kanlığı'na tanınan 30 gün-
lük yasal sürenin. 27 hazi-
randa dolmasının ardından
maden alanının kapatılma-
ması yöre halkının tepkisi-
ni çekrruş, çıkan olaylarda
onlarca köylü gözaltına
alınmıştı. Danıştay 6. Da-
iresi'nin karan, Izmır Çev-
re Hareketi Avukatlan tara-
findan "Bundan sonra çivr
bile çakılamaz" yönünde
yorumlanırken ÇevTe Ba-
kanlığı Hukuk Müşavıri Ra-
mazan Tüzün. "yürürlüğü
durdurma" olmadığı ge-
rekçesıyle, karann hemen
uygulanmasının gerekme-
diğinı savunmuştu.
Cumhuriyet'in sorulan-
nı yanıtlayan Danıştay 6.
Dairesi Başkanı Gürbüz
Önbilgin. Çevre Bakanlı-
ğı'nın, "karar düzeltme"
ıstemıyle daıreye başvur-
masıyla dosyanın yeniden
ınceleneceğini. daha sonra
da yerel mahkemeye gön-
denleceğini kaydetti. Önbil-
gin, "İnsanlan bir yana bı-
rakıp. katı hukuk kuralla-
nna göre hareket edeme-
viz^dedi.
ATTİLÂİLHAN
tzciliğin, gencin karakterini, yeteneklerini geiiştirmek suretiyle eğitimin boşluklannı doldurduğu belirtiliyor.
Izcilik, gençlere hayatm nasıl yaşanacağını da öğretiyor
Amaç 6
iyi insan' yetiştirnıek
• lstanbul tl Izcilik Kurulu
Başkanı Aysel Ürün, izciliği
'çocuk ve gençlerin macera
duygulannı kamçılayan, onları
kırlara sürükleyen ve
birbirleriyle en iyi şekilde
kaynaştıran kardeşlik örgütü'
olarak tanımlıyor.
FtGENATALAY
Her gün en az bir iyılık yapan. ne-
şeli, dürüst. güleryüzlü. çe\resine ya-
rarlı "iyiinsan"laryetiştırmeyi amaç-
layan ızcilik, Türkiye'deki okullarda
hızla yayılıyor.
Izciliğin kurucusu Baden PoneO'a
göre ızcilik, "Obacabiriyilikyapmak,
zorluklar karşısında akıl >e mantığı
kullanmak. okumak, araştırmak ve
öğrenmek, yeni dostiuklar edinmekve
doğayı korumayı unutmamaknr.""
lstanbul II Izcilik Kurulu Başkanı Ay-
sel Ürün ile izciliğin felsefesı, yarar-
lan, amaçlan üzerine görüştük. Ürün.
önce izciliği şöyle tantmladı:
"Izcilik, kız-erkek aynnu j'apmak-
sızın tüm çocuk ve gençler içindir. İz-
cilikonlara.eğlendirici >« öğretid oyun-
larla ögretilir. Onların macera duygu-
lannı kamçılayan. onlan kırlara sü-
rükle>en ve birbirleriyle en iyi şekilde
kaynastiran kardeşlik örgürüdür."
Ingiltere'de 1907 yılında başlayan iz-
cilik hareketinın, bir yıl sonra Baden
Povvell'in Erkek Çocuklar İçin Izcilik
adlı eserinı yayımlamasıyla dünyaya
hızla yayıldığını. bugün dünyada 26
milyona yakın izci bulunduğunu anla-
tan Ürün, -İnsan doğayla başbaşa ve
bundan zevk alarak \aşamasını öğren-
diği zaman kendisine güveni artar. Ki-
şiliği gelişir ve tam bir insan olnıamn
bilincine varır. Bu ) üzdcn izcilik doğa-
dan öğrenUmesi gerekenleri öğrenme-
nin en güzel >ollanndan biridir. İzcilik,
çocuk ve gencin karakterini. sağlığını
ve yeteneklerini geiiştirmek suretiyle
eğitimin boşluklannı doldurur. İzcilik,
çocuk ve gençlere hayatın yalnızca na-
sü kazanılacağını değiL nasıl yaşanaca-
ğını da öğretir" dedı.
Aysel Ürün'ün verdiği bilgıye gö-
re, izcilik çalışmalan, Mılli Eğitim Ba-
kanlığı Örgün ve Yaygın Eğitim Ku-
rumlan İzcilik Yönetmeliği hüküm-
lerine uygun olarak kurulmuş il izci ku-
İzcinin nitelikleri
Cesur ve dürüst
1- İzci sözünün endır, onurunu
her şeyin üstünde tutar.
2- İzci. yurduna, milletine,
ailesine sadıkür.
3- İzci, başkalanna yardimcı ve
yararlı olur.
4- izci, herkesin arkadaşı ve
bütün izcilerin kardeşidir.
5- İzci, herkese karşı naziktir.
6- îzci, bitki ve hayvanian sever
ve korur.
7- İzci, büyüklerin sözünü dinler,
küçükleri sever ve korur.
8- İzci cesurdur ve her türlü
- şartlar içinde neşelidir.
9- İzci tutumludur.
10-izci dürüsttür.
rullannca yürütülüyor. Bu çalışmala-
ra katılmak ısteyen okullar. öncelikle
bu konuda eğitim görmüs. izci lideri sağ-
lamak zorunda. Daha sonra il izci ku-
ruluna başvoıruluyor. İl izci kurulu, ge-
reklı incelemeyi yaptıktan sonra kuru-
luş izni veriyor \ e ünite kuruluyor. İz-
cilik çahşmalanna katılan çocak ve
gençler, çeşitli yaş gruplanna göre
şövle sınıflandınlıyorlar:
Küçük izci: 7-11 yaş arası çocuk-
lar (Küme)
İzci: 12-15 yaş arası gençler (Oy-
mak)
Ergin izci: 16-20 yaş arası gençler
(Ocak)
Açık havada kamp yapan. doğayla
ıç içe yaşayan izcıler. havanın nasıl
olacağını bazı belirtilere göre tahmin
ediyorlar. tşte ıyı havanın belirtileri:
-Ev, fabnka \e vapur bacalarından
çıkan dumanlar hiç dağılmadan göğe
yükseliyorsa.
-Gece ve sabaha karşı otlar, çiçek-
ler ve yapraklar üzerinde çığ tanelen
görülüyorsa.
-Kuşlar, özelükle av kuşlan yük-
sekten uçuyorsa,
-Kargalar, sabahlan öterek çift çift
uçuyorsa,
-Örümcekler, ağlarını akşamüstü
örüyorlarsa,
-Karıncalar tepecikler yapıyorsa.
-L'fuk çizgisındekı gemiler tüm ay-
nntılanyla görülüyorsa, hava iyi ola-
caktır.
Ay ile hava tahminı ise şöyle:
->lç tarafında kırmızı ve mor lekeler
varsa. şiddetlı fırtına çıkabilir.
-Beyaz renkli ise iyi hava belirtisi.
'O Karanlık'tan Bir Mektup!
Genç sinemacılardan birisiyle lâflanıyorduk: na-
sıj. yeri düştüyse, aradığı bilgilerden çoğunu;
Nijat Özön'ün, 'AnsiklopedikSinema Sözlüğü' ad-
lı eserinde, bulabileceğini söyledim; iddialı, kendin-
den emin o genç, inanılmaz bir cehalet ve saflıkla:
'- Kimdir o?' diye sormasın mı?
Ayazın, yüzümüzü jilet gibi yaladığı bir gün; şehir
gizli bir siyah gümüş aydınlığı içinde panldıyor; bir
anda Taksim Meydanı'nda koşuşan o kalabalık,
bulutlann garip ısrarlanyla, bilinmez hangi ufka doğ-
ru akıp gitmeleri; bana son derece beyhude, son de-
rece anlamsız göründü: Türkiye'de sinema'yla uğ-
raşacaksın. ömrünü sinemaya vermiş Nijat Ozön'ü
tanımayacaksın! Bu kadan haksızlığı da aşıyordu, zu-
lümdü dupedüz!
Nijat Özön, kuşkusuz ömrünü münhasıran sine-
maya vermemişti: 40 kuşağının, o yarı çılgın öncü-
leri arasındadır; onlar, Istanbul'daki İTYGD'nin, kar-
deşi, Ankara'daki 'Türkıye Gençler Derneği'run üye-
leriydiler; başlarından azserüyen geçmemiştir! Bun-
lardan binsine, meğer Nijat Özön çok yakından ta-
nık olmuş, bu vesileyle bir de mektup yazmış; size
o mektubu okutmak istiyorum, çünkü eski Ankara
Valisi NevzatTandoğan'aatfedilen meşhur 'Komü-
nizm gerekirse, onu da bizyaparız' rivayetine, açık-
lık getiriyor.
Meğer o sözün sahibi, Nevzat Tandoğan değil-
miş... fakat en iyisi, sözü Nijat a bırakmak olmaya-
cak mı?
Nijat Özön'ün mektubu...
"... 1947'nin 1 Mayıs'ında şimdiki Kuğulu Park'ın
bulunduğu yerde, piknik yapmaya gittik; az öte-
si, Atatürk Bulvan'ydı ve bir polis kulübesi var-
dı. Birkaç saat sonra genç ve temiz yüzlü bir po-
lis yanımıza geldi; tedirgindi:'.. Gürültü ediyor-
muşsunuz, rahatsız olmuşlar!' diyerek, kimlik-
lerimizi alıp götürmek istedi. Tuhaf şey. Gürültü
etsek de, o zaman oralarda ondan başka duya-
cak kimse yok. Baktık kulübenin yanında bir 'si-
vil', tabii hemen anladık: Birinci Şube'nin memu-
ru, kimliklerimizi saptamak istiyor. Kimliklerimi-
zi vermedik, genç polis de bir şey demedi. Bu
ufak olay tam bir yıl sonraki olayın başlangıcıy-
dı..."
1948'in 1 Mayıs'ı yaklaşınca, aynı liseliler oturup
nerede piknik yapacaklannı konuşurlar; çoğunluk 'Ka-
yaş' diye 'tutturur'; Nijat bir yıl önceki olayı hatırla-
tarak, Kayaş gibi tenha biryerin elverişli olmayaca-
ğını söyler; ne var ki sözünü dinletemez, bir yıl ön-
ceki grup, gruptan ikisinin bu kez üç kızkardeşi de
katılmak üzere (ikisi ortaokul öğrencısi) Kayaş'a gi-
derler.
"... ben evde kitap okuyordum, iki kızkarde-
şiyte geziye katalan arkadaşımın ilkokuldaki kü-
çük kızkardeşi geldi: 'Nijat ağabey, ablalanmı,
ağabeyimi, arkadaşlarını polis aiıp götürmüş,
annem ağlıyor, seni istiyor' dedi. Eve yaklaştı-
ğımda bir sivilin karşı tarafta nöbet tırttuğunu far-
kettim, Çocuklann annesiyle konuşurken 'sivil'
geldi, 'Şube'ye gideceğiz' dedi; birlikte, o yolu
tuttuk.
"... beni önce komiser Süleyman Çağlar, son-
ra onunla birlikte o zamanki Birinci Şube Müdü-
rü Ekrem Anıt'ın önüne çıkardılar. Bu 'muhteşem
ikili'nin (muhteşem ikili diyorum, çünkü tek par-
ti devrinde Ankara'da uçan kuşa solcu deyip
kök söktürmeye çalışan bu polisler, sonradan ka-
pağı DP'ye atıp aynı şeyi orada sürdürdüler ve
Yassıada'lık oldular...) merakı, benim niye Kayaş'a
gitmediğim, arkadaşlarımın 1. Şube'ye götürül-
düğünü nasıl haber aidığım ve niye o eve gitti-
ğimdi. Gençlik bu ya, çok aptalca bulduğum bu
soruları, aptalca bulduğumu duyumsatır kısa,
sert bir biçimde yanıtladım, gerçekte de çekine-
ceğim bir şey yoktu zaten; niye gitmediğim bel-
li değil mi, uydurma sebeplerle buraya getirilme-
mek için. Haberi, buraya alıp getirdiğiniz arka-
daşımın ve iki kızkardeşinin annesi verdi. Eve git-
tim, çünkü arkadaşlarımı merak ettim. Anıt, bi-
raz alaycı ve öküz altında buzağı aramış da bul-
muş gibi,'- Demek merak ettin?' dedi.'- Evet me-
rak ettim, onlar benim okul arkadaşım, sınıf ar-
kadaşım, ben de onlar gibi olabilirdim'. Anıt'la
Çağlar birbirine baktılar. Anıt biraz düşündü,
sonra Çağlar'a '- Bırak gitsin!' dedi.
"... o akşam 'liseliler'i ve kız kardeşlerini, 1. Şu-
be'de tuttular. Ertesi sabah öğleye doğru salı-
verdiler. Bırakıldıktan birkaç saat sonra, bir ara-
ya geldik. Bana Kayaş serüvenini ve bırakılma-
dan önce Vali Avni Doğan'ın karşısına çıkanldık-
larında olanı sıcağı sıcağına anlattılar. Yılmaz
Çolpan (Sonradan Paris'te Basın Müşaviri iken,
Ermeniler'ce öldürüldü), Seiçuk Şener, Şükrü
Ünal, Nevzat Yıldınm, Ferdi Talay ve kızlan vali-
nin önüne dizilmişler; çiçeği burnunda Ankara
Valisi Avni Doğan -Doğan, Birinci Bölge Parti
Genel Müfettişi iken, ki şimdiki Olağanüstü Hal
valisinden çok daha yetkili, bölgenin tam yetki-
lisi oluyordu; üç ay kadar önce Ankara Valili-
ği'ne getirilmişti- tatlı/sert bir nutuk çekmiş ve
bu arada;'... ayağınızı denk alın, bir daha böyle
işlere karışmayın. Hem size ne oluyor, bu mem-
lekete komünizm lâzımsa onu da biz getiririz' de-
miş..."
"... iş'te ünlü 'lâf'm aslı bu!.."(Ankara'dan 11 Ha-
ziran 1997 tarihinde gönderdiği mektup.)
Kimsenin hatırlamak istemediği...
Nijat'ın mektubu, beni kaptığı gibi nerelere götü-
rüyor? Eski daktilo şeridi. soğuk izmarit, nemli
tahta kokan o loş kısm-ı siyasi koridorlan; liseli, fa-
külteli çocuklann yüzüne, gizli tehditlerle bakan 'ta-
harrıler'; karanlık, soğuk ve yalnızlığın çın çın öttü-
ğü hücrelerde, çile doldurmak; incir çekirdeği dol-
durmayan sebeplerden, gencecik bir kızın ya da oğ-
lanın istikbalinin su gibi harcanması!..
Şimdiki, o kumsalda pet şişe toplamak meraklı-
sı, ya da 'çiçek çocugu'ndan bozma 'macfe in USA'
solculann; birer 'dinozor' sayıp geçtiği, o 'eski tü-
fekler' yok mu, o 'eski tüfekler'; eğer onlar, o cen-
derelerden geçmeseler, o cehennem azaplannı ya-
şamasalardı, acaba bu kadarcık da olsa, demokra-
siye ulaşılabilir miydi?
Bakıyorum o kuşağın 'feda-yı nefsinden' hiç kim-
se söz etmiyor.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm