23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ1997CUMA 10 KULTUR RP'li Kahraman'ın atadığı kültür müdürleri, oyunlarm sahnelenmesini engelledi 'Tiyatro geleneklere küfrediyor' BAHAR TANRISEVTR ANKARA - Devlet Tiyatrolan'nın Büyük Anadolu Turnesi sırasında; Kü- tahya. Muğla-Denizh. Aydın, Manısa. Samsun. Bolu ve Gıresun kültür mü- dürlerinın. tiyatro istemediklerını söy- leyerek oyunlann sahnelenmesini en- gellemeye çalıştıklan bildirildi. De\let Tiyatrolan turne raporlanna göre.tiyatronun "milli kültür. örf. âdet ve geleneklere küfrettiğini" söyleyen Aydın 1lı Kültür Müdürü Metin At- sal'ın. RP"lı eski Kültür Bakanı İsmail Kahramantarafindan Dış llişkıler Da- ire Başkanlığı'na getirildiği belirlendi. De\ let Tıyatroları turne raporunda, Trabzon Devlet Tiyatrosıfnun 18 ma- yıs-14 hazıran tanhlen arasında ger- çekleştırdiği Büyük Anadolu Turne- si"nde Kütahya. Muğla. Denizli, Aydın \e Manisa illerinde kültür müdürleri- nin engelleriyle karşılaşıldığı belirtil- di. Rapora göre. Kütahya Kültür Müdü- Ue\\et Tiyatrolan turne raporunda; Büyük Anadolu Turnesi'nde Kütahya, Muğla, Denizli, Aydın ve Manisa illerinde kültür müdürlerinin engelleriyle karşılaşıldığı belirtildi. Tiyatronun "milli kültür, örf. âdet ve geleneklere küfrettiğini" söyleyen Aydm 1li Kültür Müdürü Metin Atsal'ın, RP'li eski Kültür Bakanı Kahraman tarafından Dış İlişkiler Daire Başkanlığı'na getirildiği belirlendi. rü Ahmet Yıldız. tumeyle ilgıli hiçbir çalışma yapmazken \alilik. belediye başkanı \e verel radyo-televizyonlar aracıhğı> la ıletışim kurularak seyirci- ye ulaşıldı. Tiyatro çalışmalarına katılmayan Muğla Kültür Müdürü Recep Demi- rel'e teslım edilen bılet koçanlanndan valnızca 2 bilet satıldı. Ti>atrocular, biletsatışındaartışsağlanması ıçingü- nübirlik çalışmalara gittıler. Rapora göre. Denizli Kültür Müdü- rü Veli Demir. hiçbir çalışma yapmaz- ken oyunun ıçeriğını bılmediği için. is- terse oyunu ıptal edebıleceği konusun- da tiyatroculan tehdit etti. Demir'in. kurum da\ etiyelerinden 200 adet foto- kopi ile çoğaltarak halka ücretsiz da- ğıttığı belirtildi. Manisa'da da aynı şe- kilde kültür müdürünün çalışmaması nedeniyle bilet satışlan gerçekleşme- di. Raporda. "Kültür müdürü. afişle- rin yetersiz olduğunu söjlediği halde oyuna ait afişler şehre asılmayıp rulo halinde büroda bulunmuştur" denil- di. Raporda, metni ve ıçeriğini bilme- den oyunu oynatamayacağını söy leyen Aydın ll Kültür Müdürü Metin Atsal'a oyunun içerığının anlatılmasına kar- şın. Atsal'ın." milli kültüre, örf ve âdet, geleneklere küfreden DevletTivatrola- n'na vardımcı olamayacağınu Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü"nün iizerin- de müsteşar ve bakan bulunduğunu. gereldrse onlarla görüşeceğini" söyle- diğı kaydedildi. Atsal'ın muhalefeti üzerine Ay- dın'da ön çalışma. Güzel Sanatlar Ga- leri Müdürlüğü ile yapıldı. Alınan bil- giye göre Metin Atsal, haziran ayı ba- şında Kahraman tarafından Kültür Ba- kanlığı Dış llişkıler Daıre Başkanlı- ğı'na getirildi. Devlet Tiyatrolan turne raporunda şöyle denildı: - Bu kültür müdürleri açıkça Devlet Thatrolan'na güvenmediklerini beiirt- mişler ve bu yüzden gerekli çahşmayı yapmadıklannı ortaya koymuşlardir. Üstelik kendilerinde olmayan bu de- netlemeyetkisinin Kültür Bakanı Kah- raman tarafından kendilerine söylen- diğini ima etmişlerdir.** Samsun Kültür Müdürü Şair Akka- ya'nın turne sırasında. salon tahsisi ve seyirci tanıtımında hiçbir katkı sağla- madığı belirtilen raporda. Giresun ve Bolu illerinde de kültür müdürlerinin sorun çıkardığı bildirildi. Tiyatro istemeyen kültür müdürleri- nin çoğunluğunun RP'li Kahraman ta- rafından göreve getirildiği vurgulanır- ken Kahraman'ın sürgün ettiği müdür- lerin görev >aptığı Doğu \e Güneydo- ğu bölgelerinde hiçbir sorunla karşıla- şılmadığı öğrenildi. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bozkurt Kuruç. turne programının pek çok yerde engellenmek ıstenmesıne karşın, seyirci sayısının geçen yıla oranla arttığını bildirdi. Balkanlar'dan evrensele uzanan Goran Bregovic Kusturica filmlerinin müziğiyle tanınıyor Hüzunlü ağıüardan coşkulu düğünlere MURAT OZER Yerelın evrensele ulaştığı nok- tayı en iyı 4 çözümle>en' sanat da- lıdır müzık... Küçük bir bölge- nin özelliklerı ve törelennden doğan ezgiler, gıderek tüm bır dünyanın coşkusuna dönüşür za- man zaman... Bunu yaparken hiç kimse "Dünyayıeoşturayım" kaygısı taşımaz; ama 'kendiliğin- denlik' denen o tanımı olmayaı kav ram. bır şeylen bir yerlere go- türmek için ortaya çıkar \e bır- çok kulağın ortak algısına neden olur... Müzikal coşku. insanların iç dünyalannı dışavurmak için başvurduklan en ivi araçlardan bindir, belki de en iyısidir... Ya- şamın sık sık monotonlaşan akı- şından sıynlıp dünyanın bir baş- ka yerine ulaşmak v e oralann do- kusuna sanlmak için bir 'kaçış' mekığidir müzık... Bugün Cemıl Topuzlu Açık Hava Sahnesi"nde 21.30'da sah- neye çıkacak olan Yugoslav mü- zisyen Goran Bregovic de müzı- ğin yerelden evrensele uzanan kolunun tartışılmaz biçimde en iyi temsilcilerinden biridir. 'Go- ran Bregovic Düğün ve Cenaze Müziği Orkestrası' adı altında geniş bir toplulukla Istanbullu müzikseverlere seslenmeye ha- zırlanan sanatçı, gitanyla bu top- luluğa eşlik edecek. Bulgar Ka- dın Korosu. Nefesliler Toplulu- ğu. Vurmalılar Topluluğu, EN- BE Yayiılar Grubu ve Koro- su'ndan oluşan orkestra, Brego- vıc'in bestelerınden oluşan re- pertuvarlarıyla, adlarından da anlaşılacağı üzere yerel motifler taşıyan düğün ve cenaze müzik- lerini yorumlayacak... Saraybosna'da rock "Balkanlar'ın Özgür ÇığüğT gibi bir yakıştırmayla sunulan Goran Bregov ıc. Sırp bır anney- le Hırvat bır babanın çocuğu ola- rak Saraybosna'da doğar. Klasık müzik eğitimı almaya başlayan sanatçı. 16 yaşındayken rock mü- ziğın coşkusunu yaşamak için eğıtimini bırakır ve kısa süre son- ra 'Bijelo Dugme' (Beyaz Düğ- me) adıyla bır rock grubu kurar. 1970'lerde Yugoslavya'da iyice ünlenen bu grupla birçok albüm yapan Bregovic. rock müziğın evrensellığıyle yerel ezgıleri bır arada kullanarak 'sağlam' bır müzikal temel oturtur kendıne. Bu vıliardan birinde karşılaştığı ve kendısi gibı rock müzisyeni olan Emir Kusturica, sonrakı yıl- larda sanatçının yaşamının tü- müyle değışmesine neden ola- X>alkanlann Özgür Çığlığı' olarak nitelendirilen Goran Bregovic, bu akşam Cemil Topuzlu Açık Haya Sahnesi'nde kendi adını taşıyan 'Düğün ve Cenaze Müziği Orkestrasf yla yerelden evrensele uzanan bir konser verecek. 'Çingeneler Zamanı', 'Arizona Rüyası', 'Yeraltı' gibi Emir Kusturica filmlerine yaptığı müziklerle adını tüm dünyaya duyuran Bregovic, Balkanlar'dan gelip Doğu ile Batı'nın enstrümanlannı ve müzikal anlayışlannı bir potada eriterek etkili bir bileşime ulaşıyor... caktır. 1980'lenn sonunda Emir Kusturica'nın başyapıtlarından "Dom za Yesanje - Çingeneler ZamanTvIa (1989) Goran Bre- govic'in müzikal dünvası da 'renklenmeye' başlar. Çıngene toplumunun zaman zaman neşe- lı. zaman zaman hüzünlü dünya- larını bıre bır vansıtan müzik. filmle öylesıne bütünleşır ki, "Çingeneler Zamanı" bır Emir Kusturica fılmı olduğu kadar. ay- nı zamanda bır Goran Bregovic resitali mtehğine bürünür. Filmin baştan sona eksiimeyen hüzün katsayısı. biraz da sanatçının mü- zikal katkısıyla sağlanmıştır. Dü- ğün ve cenaze sahnelerındeki coşku ve hüzün. belki de hiçbir fılmde olmadığı kadar •yüreğe yaptşan' bır çizgiyı yaşatmıştır bizlere. Buralardaki armoni zen- ginlığı ve vokal teknıği. bu duy- gunun alabildiğine yoğun yaşan- masına neden olmuştur... Kusturica'nın bır sonraki filmi "Arizona Dream - Arizona Rüya- sı*nda (1993) Goran Bregovic müzıklerine teslim olur. Faye Du- naway,Johnny Depp, Littv Taylor, Jem Levvis. Vmcent Gallo gibi Amerikalı oyunculann başrolle- rı paylaştıklan ve ABD sermaye- siyle çekilen film. kımilennce anlaşılamamış, yönetmenın en kötü yapıtı olarak göriilmüş ve 'kabızhk'la suçlanmıştır. Oysa ki filmin müzıklen tartışılmaz bır ilgı görmüş, herkesçe takdırle karşılanmış ve yere göğe sığdın- lamamıştır. O dönemlerde Be- yoğlu'nda gezenler. bu albümün açılış parçası "IntheDeathCar"ı defalarca dınlemişler ve arşivle- rine katmışlardır. Punk-rock tü- rünün "anıtlanndan" Iggy Pop'un da katkılannı esırgemedığı bu soundtrack çalışması, filmin ya- pısını oluşturan temel taşlardan bin olmayı başarmıştır. Bakırne- fesliler, akordeon ve kadın sesi- nin etkili harmanı, özellikle "Dreams", "Death" gibi parça- larda kendıni öylesıne yoğun bi- çımde hıssettinr ki. birinde düş- lenn girdabını. diğerinde de ölü- mün nefesini yaşar kıvama gelir- sıniz... Goran Bregovic 'in sinemasal anlamdaki bir sonrakı durağı, Fransız yönetmen Patrice Che- reau'nun Isabelle Adjani'lı çağ filmi "La Reine Margot - Krali- çe Margofsudur (1994). Başka bır yönetmenle çalışmak, sanat- çının imgeleri üzerinde büyük değişiklıklere yol açmaz \ e v ine Fılme katkısı üst düzeyde bir mü- zik çalışması gerçekleştirir. Bir dönem filmi olmasının getırdiği kımi dezavantaıları olmasına, kendinı dığer fıİmlerdeki kadar özgür hıssetmemesıne karşın, müziklere damgasını vurmayı başanr ve Ofra Haza'nın vokal tekniğının de yardımıyla bu ışın içinden de alnının akıyla çıkar kurtulur... Ve sırada bir kez daha Emır Kusturica vardır. "Underground - Yeralh" adını taşıvan bu başva- pıt, bir ülkenin parçalanmasının ardından yazılmiş bir ağıt gıbıdir adeta. Bu ağıtın fonunu oluşturan müzikse. Bregovic'ın sanat ya- şamının doruklannı sunar bizle- re. Üç saati aşkın bu görkemli fil- min her anına etkileyen ezgiler. coşkudan hüzne. hiperaktıflikten içedönüklüğe, neşeden üzüntü- ye. kurtuluştan teslimıyete. ger- çeklerden yalanlara. doğruluktan ikiyüzlülüğe ve en öne/nlisi ba- nştan savaşa kadar uzanan bir velpazenın 'beürleyici' unsurlar tolurlar. "Kazanılmış haklanmı kimseye ezdirmem" diyen. ama bunu v ıne kendı ellenyle ezip ge- çen bir ülkenin yitip gidişi, dışa- vurumcu (belki bıraz ısyankâr diyebılıriz) bir müzık çalışma- sıyla somutlanır beyazperdede... Popülistiik suçlamalan Goran Bregovic. Balkan- lar'dan gelip Doğu ile Batı'nın enstrümanlannı ve müzikal anla- yışlannı bır potada eriterek etki- li bir bıleşıme ulaşan önemlı bır müzisyen. Onu 'popülistiik'le suçlayanlarolabılir. olmuştur da. Nabza göre şerbet verdiğıni, ge- niş kitlelenn kulaklanna hitap edebilecek tarzda müzik yaptığı- nı. duygulann altını çizerek in- sanlan 'zayıT noktalanndan vur- duğunu söyleyenler de olabilır. Ve hatta bunlar dosru bile olabi- lir. Ama 'değişmez' bir şey v ardır; Goran Bregov ıc müziği. sanatın *olmazsa olmaz' koşulu olan 'in- sanda içtepi varatmak'ın gerçek uygulayıcılarındandır. Onun mü- ziğini dinleyip de etkılenmemek. özellikle nefeslilenn ve koronun etkisini hıssetmemek mümkün değildir. Hele ki yakın bir za- manda çok mutlu ya da çok mut- suz olduğunuz bir olav yaşamış- sanız. konserin sonunda yerinız- den kalkmanız zor. belki de ola- naksız olabilir. YAZI ODASI SELDl tLERİ Duru Türkçe'ye Doğru Orta yaş eşiğinde bır hanım dostum, "Öneriniz üzerine Sart Faik okumak istedım, dıli ağır gel- di..." dedi. O "öneriniz" sözü herhalde "tavsıye- nız", "salık verişiniz" anlamınaydı. Dostumun Sait Faik okumak istemesi elbette sevindirici. "D///ag"'geW/"yargısıysaürküttü be- ni. Gerçi her gün yenı baştan Sait Faik okumuyo- rum ama, arada bir güzelim öykülerine, şıırlerıne, röportajlarına, yazılarınageri dönüyorum. Bunun- la bırlikte bölük pörçük okumalar, Sait Faik'in di- li konusunda konuşmamı engellemeliydi. Öyle yaptım. sustum. Eve döner dönmez ciltleri sıraladım, Mahalle Kahvesi'ydi, Lüzumsuz Adam'd\, dalıp gittim. Yi- ne eşsiz incelikler, duyarlıklar avladım. Eskimiş miydi Sait Faik'in dili; birtürlü karar ve- remiyorum. 1942'de yazılmış "Bekleyen Adamın Üç Hali" nasıl bir aşk çarpıntısı duyumsatıyor. dilin eskiliği yeniliği, ağırlığı hafifliğı umursanmıyorbile.AzŞe- kerli'de yer alan bu yazı o kadar etkileyici, içe iş- leyici ki, hangi sözcüklerle yazmış olursa olsun, iyi ki yazmış Sait Faik dıyorsunuz: "Keder ve sevınç; ah kelimeler! Ne müthiş şey- siniz, ne müthiş! Şu anda her kelimenın manası- nın o basit gerisinde nelersaklı olduğunu anlıyo- rum. Insanoğluna her kelime nelere mal olma- mış..." Belki o özel sözdizimi yadırgattı dostumu, diye düşünmeye çalıştım. Duygudan duyguya sıçra- yışlann kopuk tümcelerle verilmesi... Ne var ki sayfaları taradıkça eski sözcüklere rastladım. Örnekse: "ruzi mahşer", "ıhtizar", "müşkülât", "muhit", daha niceleri. Bu dıl sorunu gerçekten çok önemli bır sorun. Dilde arılaşma, Türkçe'ye elbette büyük olanak- lar getirdi, yollar açtı, deyişler biledi. Yalnız, daha dünün yazarlarının okunamaması ya da güç oku- nuyor olması edebiyatımız adına. kültür bırıkimi, süreklılik adına tehlike çanlarını çalmıyor mu? "Her gün yüzlerce tren bınlerce hikâye getıri- yor, binlerce hikâye alıp gidiyordu" diyen Sait Fa- ik'ı okuyamayacaksak kimı okuyacağız? Halide Edib Adıvar'ın eserleri, yeniden, toplu halde yayınlanıyor. Bu kez "sadeleştinlmiş" me- tinlerden vazgeçilerek "özgün" metinlere dönül-' dü. Eski sözcüklerdipnotlarda açıklanıyor. Bu bır yöntem. Galıba en iyi yöntem. Çünkü sadeleştirilmiş basımlarda yazarın anla- tımının, üslûbunun hayli zedelendiği saptanabili- yor. Dahası, anlamın değiştiği, değiştirildiği ayırt ediliyor. Yine de unutulmayacak sadeleştirme. arılaştır- ma çalışmalan var. Ahmet Muhip Dıranas, Tev- fik Fikret'in şiirinı günümüz okuruna böylesi bir çalışmayla armağan etmiştir. Kırık Saz adını yeğ- lediği o çalışmasında, "Fahriye Abla" şairi, Tevfik Fikret'in sesini bugünün Türkçe'sinde kavramak ister. Günün birinde Ahmet Haşim'in şiiri için de benzeş bir çalışma yapılabilır. Gönül istıyorki, Ah- met Haşim'in şiiri karşısına da bir Ahmet Muhip Dıranas çıksın. Halid Ziya Uşaklıgil'ın sadeleştirilmiş basım- ları iki ayn öbekte özetlenebilir. Birincı öbekteki- ler, Halid Ziya'nın kendi sadeleştırdıkleri; ikinci öbekte başka kışilerin sadeleştirdiğı metinler yer alıyor. Halid Ziya dilde an dile yaklaşmaya çalışırken, anlatımının, söyleyişinin kendıne özgülüğünü hiç mi hiç bozmamış. Başkalarıysa bu kendine özgü- lüğü, yazarı yazar kılmış özellikleri önemseme- mişler; aynı konuyu başka bir yazar kaleme getir- mış gibisinden ufak bir metin, metinler çıkmış or- taya. Kısacası, sadeleştirme çalışmalan büyük so- rumluluk yüklüyor. Türkçe'yı seveceksiniz, o ya- zarı, sadeleştirdiğiniz yazan ıse delı gibi sevecek- siniz. Namık Kemal'ın intibah'\rv okuyordum; sade- leştiren kişi, filancanın belleğinden her şeyin "bir film şeridi"g\b\ geçtiğini ekleyivermiş. Ama ben önce çözememiştim; Namık Kemal'in sınemadan söz açmasına şaşmış, ansiklopediler karıştırmış, sinemanın hangi yıl boy gösterdiğinı araştırmış- tım. Hâlâ gülerim safdilliğime. Bir yandan da, sa- deleştiricinın küstahlığına şaşar kalırım. Duru Türkçe'ye yol alırken geçmişin emekleri- nı yitirmememiz gerekiyor. Sait Faik'siz Türk hıkâ- yesi düşünülemez. Yarın öbür gün Necati Cuma- irnın,OktayAkbarındıllerıdemi"ag(r"gelecek? Takvimde lz Bırakan: "Dökülen horasanın, çürüyen kırişin yerine na- sıl yenisi konuyorsa, anlaşılmazı, anlaşılanla de- ğiştirerek, çapraşık sözdizimini çözerek, kısaca- sı sadeleştirerek yazı anıtlanmızı yapı anıtlanmız gibi onarmak elimizdedir. Yapı anıtlannı onarma ve koruma kurum ve derneklerinin yanında yazı anıtlannı da koruyacak, onaracak yetkili kurum- lann çalışmaya başlamasını gönül ister." Oktay Rrfat, "Anıtlanmız" I Şiir Konuşması, Adam Ya- yınları, 1992. ısı.««ı 25. ULUSLARARNSI V™M!T İSTKNBUL I»F< MÜZIK FESTİVALİ 15Haıirsn-8Teıwmıı1997 Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı 25. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali programında yer alan 3.7.1997 tarihii "BBC Senfoni Orkestrası" konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için VVestdeutsche Landesbank'a teşekkür eder. VVestLB Fesîıval Sponso'ı. •HEczacıbaşı Kurumsal Sponsorlar RKNALIJ Bu ılan Curnhurryei Gaıetesı ı katktsıyla yayırtlanmıştır ISTHUL 25. ULUSLARAHASI •î'stMT İSTANBUl •-,«>. MÜZİK FESTİVRLj 15lazirii-8İBinınuz1997 İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 25. Uluslararası istanbul Müzik Festivali programında yer alan 4.7.1997 tarihli"Ravİ Shankar" konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için Novartis Sağlık, Gıda ve Tarım Ürünleri San. ve TİC. A.Ş.'ye teşekkür eder. NOVARTİS Festıvai Sponso r u KuruTisal Sponsorîar lHEczacıbası I1M Jt, REMALTJ Bu fan Cymhünv«l Gaıetesı'nın «»Ikıs'yia yaytnlsorniftır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle