Katalog

11 TEMMUZ 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 Askerler ve liberaller Siyasette umduğunu bulamayan Cem Boyner ticarete geri dönrrijştü ki bu kez fartdı oir konuda ileri bir aom attı, düşün hayatna önemli katkılar sağlayacak yayırrcılığa başladı. Boyner Holding Yayınarı'nın ilk üç krtabıdaçeviri. Og Mandino'dan Dünyadaki En Büyük Satıcı Jennifer James'ten Gelecek Zamanda Düşünmek ve Gordon R. Sullivan ileMichaelV. Harper'den Umut Bir Yöntem Olamaz. Türkiye'deki liberallerin aksine Amerika'daki liberallerin askerlerin çalışrnalarından pay çıkartmalart bakımından Umut Bir Yöntem Olamaz, ilginç bir kitap. Yazarlardan Sullivan, ABD Kara Kuvvetleri'nden emekli Kuvvet Komutanı bir general, Harper ise önde gelen stratejik planlamacılardan emekli bir albay. Iki asker, iş dünyasına fikir geliştirme, yeniden yapılanma ve strateji konularında 63 milyar dolar bütçesiyle Amerikan Kara Kuvvetleri'nden öğrenecekleri çok şey olduğunu anlatıyor... Tel: 0.212.512 05 05 faks 0^12.S12 44 87g - RP'li Oöuzhan AsiHürk 'Hükümet inşallah güvenoyu alamaz' demiş... "Ahrsa: Oldu da bitti maşallah!" Bitmek bilmeyen sabun köpüğü dizisinin sonu geldi T elevizyonlar için Brezilya'dan ithal sabun köpüğü dizilerine benziyordu. llanihaye sü- recek sanılıyordu. Yerli dizideki llişkiler de hep entrika üzerine kuruluydu. Dizinin bö- lümlerinde servet, şöhret, iktidar, ihtiras, kin, nefret, inahet, yalan, şantaj, yolsuzluk, cinayet, ticaret, si- yaset hepsi vardı. Artık dizinin sonuna gelindi. Çünkü oyuncular dağıldı... Dizinin devamı çekilemiyor... Öykünün sonu da üç aşağı beş yukarı belli oldu. Ihtiraslarını kontrol edemeyen başroldeki kadın- la kocası fena halde köşeye sıkıştı. Çevrelerinde kalan son birkaç kişiyle bir yandan direniyor bir yandan da çıkış yolu (kaçış da olabilir) bulmak için saldırıyorlar ama kurtulmaları mümkün değil. Finale doğru her yeni sahnede foyaları bir bir or- taya dökülüyor. Kirli ilişkilerin, kanlı hesaplaşmaların üzerindeki sis perdesi aralanıyor. Şimdiye dek söyledikleri her şeyin yalan, yaptık- ları her işin bir çıkara dayalı olduğu anlaşılıyor. Kirli ve kanlı düğüm çözülüyor, Öykünün sonunda kadınla kocasının yakalanaca- ğı ve suç ortaklarıyla birlikte cezalannı çekmek üze- re yargılanacağı belli olsa da seyirci yerinden kalk- mıyor, final sahnesini bekliyor. Final... Maskelerin düştüğü o an. Başroldeki kadınla kocasının suratlarının alacağı şekli merak ediyor herkes. Allak bullak olmuş bir surat! Mosmor... Fakat kadın hemen toparlanacak. Ve ağlayacak. Gözyaşları içinde, pişmanlık dolu bakışlarla çev- resini süzecek... Hıçkınklar arasında af dileyecek, yalvaracak. Ama biliniyor ki kadının gözyaşları timsahın göz- yaşları. Hıçkınklar da sahte. Yalvarmalar da. Onceki bölümlerde de ağlamadı mı, yalvarmadı mı bu kadın? Her seferinde aynı ihtirasla entrikala- rına devam etmedi mi? O sırada kapı açılacak. Bir ses "oyun bitti" diye- cek. Kadın ağlamayı kesip kahkahalar atmaya baş- layacak. Kamera, kadının yüzünde donacak. The End! SESSİZSEDASIZ NVRİKURTCEBE Marmara Univensitesi'nde olanlar Marmara Üniversitesi Hukuk Fakül- tesi Dekanı Prof.Dr. Fehim Üçışık. Medeni Hukuk ve Borçlar Hukuku açısından islam Hukuku uygulaması başlatılması yönünde demeç verme- diğini. proje üretmediğini; fakültede şeriatçı kadrolaşma yapmadığını; İs- lam Hukuku dersinin zorunlu ders ol- ması yolunda kulis faaliyetinde bu- lunmadığını söylüyor. Üçışık'a göre hakkında ortaya atılan iddiaların ne- deni dekan adaylannın belirleniyorol- ması... Ancak yeni iddialar birbirini iz- liyor ve yenileri Üçışık'ın Mar- mara Üniversitesi Rektör Yar- dımcılığı'nı da kapsıyor: "Imzasız ihbar mektuplannı işleme koyarak 'kendi ihbar mektubunu kendin yaz' uygulamasıy- la ünlenen, peygamber sülalesinden olduğunu iddia ettiği için seyyid ola- rak anılan Fehim Üçışık'ın üç yıllık rek- tör yardımcılığı ve fakülte dekanlığı YÖK tarafından incelenmelidir. YÖK'ün gücü Türkiye Gazetesi çev- resinde oluşan ve bazı vakıflarca yö- netilen bir grubun istanbul'un göbe- ğinde estirdiği şeratçı rüzgârtarı, Ma- lezya İslam Universitesi'ne gönderi- len tarikatçı öğretim üyelerini, kam- püste kurulan Arap çadırlarında din alimlerinin verdiği konferansları orta- ya çıkarmaya yeter mi acaba? Mar- mara'da durum ciddi. Sessiz sedasız çalışıyorlar, örgütleniyorlar, her kale- yi ele geçiriyorlar." PALAS PANDIRAS "Yatınmcılan ilanla toplayın" uyansı, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, yatınmcılannı imanla seçen dini sermayeye yapıldı! \MûfHBozacı AYDINLANMA ATEŞI , betişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Aydınlıkgünlerin ışığını kendi ellerimideyakmalıyız' lstanbul Kız Lısesı Vakfi, 8 yıllık temel eğıtime destek kampanyasını 100 milyon TL'Iik sembolik bir ba- ğışla başlatmak isterken Vakıf Baş- kanı BirnurÖzümert, "Eğitime ya- tırılacak her kuruş. geleceğe yapıl- mış önemli bir katkı olacak" diyor. İstanbul Kız Lisesi Vakfı ~ "lstanbul Kadın Kuruluşlan Birlı- ği üyesi lstanbul Kız Lisesi Vakfı. 8 yıllık temel eğitime destek kampan- yasını 100 milyon TL'lık sembolik birbağışla başlatmak istiyor. lstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği'ni, işadam- lannı yurttaşlan ve Sivil Toplum Ku- ruluşlan Birliği'ni Milli Eğitim Ba- kanlığrnın açacağı bir hesaba katkı yaprnaya çağıran Vakıf Başkanı Bir- nur Özümert, '8 yıllık temel eğiti- me yatınlacak her kuruş, geleceğe yapılmış önemli bir katkı olacak, 21. yüzyılın çağdaş. laik ve demok- rat bireylerini yetiştirecek meka- nizmayı harekete geçirecektir. 20. yüzyılın en büyük eğitim imcccsin- de herkesin payı olmalı. aydınlık günlerin ışığını kendi ellerimizle yakmalıyız' dıyor." tstanbul Cumok "3 temmuzdaki toplantımızda sol- da güç birliği için ortak bir metin ha- zırladık, bunu basın toplantısı ile du- yurmaya ve sol parti örgütlerine gö- türmeye karar verdik. Güç birliği için önerilerimiz şunlar: 1) Irticaya karşı ulusal seferberlik başlatılması. Bu- nun için; tarikat-sıyaset-ticaret üçge- ni çökertilmeli; 8 yıllık temel eğitim uygulanmalı; imam-hatip okullan gerçek işlevine dönüştürülmeli; 2) Devletin çetelerden anndınlması. Susurluk davasımn sonuçlandınlma- sı. 3) Özelleştırme adı altında halkın olan devlet mallannın satılmasının önlenmesi. 4) Yargı bağımsızlığının sağlanması ve yargılama sürecinin hızlandmlması. Milletvekili doku- nulmazlıklannın kaldınlması. 5) Cumhuriyet devrimi yasalannın ödünsüz uygulanması. 6) Gelir dağı- lımının düzeltilmesi. Bir sol güçbirliği ile seçime git- meden önce de: a) Nüfus sayımımn yapılması, seçmen kütüklerinin gün- celleştirilmesı, b) Seçim yasasının değiştirilmesi, c) Siyasi Partiler Ka- nunu'nun demokratıkleştirilmesi ko- nulannda ortak bir çalışma yürütül- mesi. Kurulan hükümetin Milli Eği- tim Bakanlığf mn çalıs.malanmn ya- kından takip edilmesine ve 8 yıllık te- mel eğitim konusunda hükümete eleştirilerimizin iletilmesine karar verildi. Altınoluk Çağdaş Eğitim Vakfı "Atatürk dönemi ile başlayan, Eği- tim Birliği Yasası ile pekiştirilen. Mustafa Necati, Hasan Âli Yücel gibi Milli Eğitim bakanlan dönemin- de bütün görkemi ile yanan aydın- lanma ateşının kıvılcımlan, eğitimcı İsmail Hakkı Tonguç döneminde uçsuz bucaksız köylerimize uzan- mıştı. Ve biz Türk aydmlan bu ateşı hiç sönmeyecek sanarak, susarak bu ateşi söndürmeye çalışan. aydınlık- tan korkanlara yardımcı olduk. Ay- dın olmanın sorumluluğunu yerine getiremedik. Suskunluğumuz üfü- rükçübaşlannın işine yaradı. Okul- larda bilinçli olarak şeriat düzenine gidişin tohumlan ekilmeye başlandı. Sayın Kışlalı'nm dediğince 'Milli Eğitim Bakanlığı, Milli thanet Ba- kanhğı'na çevrilmeye çalışıldı." Bu kara örnekler aydın geçınenlerin ay- mazlığına bir örnek değil midir? Türk aydını: eğitim alanında 'suyun boğduğunu, ateşin yaktığım, taşın sert olduğunu' geç anladı. Sevgili aydınlar. demokratlar. yurtseverler zaman geçmiş değildir. 2000"li yılla- rın kapısının aralanmasına az kala gelin 'Karanlıktan şikâyetçi olaca- ğımıza, bir ışıkda biz yakalım' gü- zel yurdumuza. Atatürk Türkiyesi'ne yakışan budur. Duyarlı tüm insanla- nmızı Altınoluk Çağdaş Eğitim Vak- fı'nm gönüllü üyelığine ve kurduğu okula her konuda yardımcı olmaya çağınyoruz. (Adres: Iskele Mah. Atatürk Cad. ALÇEV-MESA llköâ- retim Okulu ' Tel: 0.266.396 90 11 - 396 15 64 Faks: 0.266.396 15 54.)" Kadıköy ÇYDD "Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sa- nat Merkezi'nde yaptığımız paneller ve diğer kültürel etkinliklerimizde desteğını esirgemeyen Kadıköy Be- lediye Başkanı Selami Öztürk'e, Eğitim \e Kültür Müdürü Tahsin Hoşatar'a \e çalışma saatlerinı aşa- rak ve memuriyet sorumluluğunun çok ötesinde büyük özv eri ile her tür- lü yardım ve desteklenni gördüğü- müz Kültür ve Sanat Merkezi yöne- tıcilen L'ğur Karakadı \e Selma L'zel Şamlı ile görevliler Halil Kır- çiçek. Mehmet Doğan, Sefer Sözen, Ali Demir ve Ali Güler'e teşekkür- lerimizi sunuyoruz. Öğrenci evi ola- rak kullanmak üzere Kadıköy-ldeal- tepe arasında kiralık daire anyoruz. Tel: 0.216.414 63 63 - 348 10 66." Izmir / Karşıyaka Cumok "Aziz Nesin'i ölüm yıldönümün- de özlemle. saygıyla anıyoruz. 2 tem- muzda Demokrasi Platfoımu'nun basın açıklaması. birkaç parti grubu ve duyarlı vatandaşlann katılımıyla. mitinge dönüştü. Büyük partilerimi- zi ve demokratik kitle örgütlerimizi ne alanda ne de gazete duyurulann- da gördük. Tirajıyla övünen gazete- lerimizde de Sıvas katliamının habe- rini boşuna aradık. 2 temmuzlarda bile biraraya gelemiyor. cılız sesle- nişlerle yetinıyorsak, aynaya daha bir özenle bakmalıyız. Ya da yeni 2 tem- muzlan göze almalıyız. Cesaretı ca- hillerden. disiplini yobazlardan mı öğreneceğiz? Sıvas açısından, şeri- atçılara göz yuman çevreler kadar suskun aydınlar da sorumJudur. Dev- let. şeriatçılar ve çıkar gruplanndan bir an önce temizlenmeli. eğitim. 8 yıllık olmalı, tüccar doktorlardan anndınlmış. ekonomik gücü olma- yana da ulaşan bir sağlık sistemi ya- ratmalı, gelir dağılırrundaki bozuk- luk giderilmeli, çevreye duyarlı po- litikalar izlenmeli. Trabzon-Rize Cumok "1) Değerlı üyemiz Sürmene ADD başkanı Yüksel Kumaş'ın ani vefatı nedeniyle çok değişik yöreler- deki Cumok dostlanndan çok sayıda başsağhğı mesajı aldık. Bu duyarlı- lığı Cumok mayasının ıyiden iyiye tutması olarak değerlendıriyoruz. 2) Sırada çok önceden planlanarak kurumlaştınlan bir etkinliğimiz var: 'Yayla Şenliği'. 13 temmuzda Çal- köy Belediyesi'nce düzenlenen Hir- sepa Yayla Şenliği'ne katılıyoruz. Ye- nimahalle-Sahil Yolu üzerindeki Te- kel binası önünden en geç saat 09.30'da yola çıkacağız. Sadece Cu- mok'lan değil; kendini Cumhuriyet'e yakın hisseden herkesin katılımını bekliyoruz. Özel araçlar dışında iste- yen dostlanmız sağlayacağımız Mı- dıbüslerle de yolcluk yapabilirler. Akşam saat 20.00"lerde dönmüş olu- yoruz. Aynı zamanda bir Cumok olan Belediye Başkanı Hayri Samasti sı- lah atılmayacağı doğrultusunda gü- vence \ermeye devam ediyor." HAYVANLAR ISMAIL GVLGEÇ ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI MIRMIRLAR LĞVRDURAK K\&RlS BuYlJK- V£RİMLı ToP- RAK YOK OLU^)tıR^AU^..• ... 8ÖYLE &İ K'ıYE c6 OOF? CAR Ü TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA\ 11 Temmuz CUURCHILL'İN DEDESİNİN Z4FE*L 1?O8'0£ RUGLJU, ÛA/LÛ İMGILİZ /ODMU7MM/ JOHM CHUBCHILL, OUD£NAARD£ SAVAÇI'NDA (SELÇİKA) VEHDOME OutCU LOlJIS-JT3S£Pft EMRıNPE/ti FGAusız Kitvveneeifji y£A/pi. MAHLSOROUG» PÛKJÛ OLAA1 JVHAJ CHUeCH/LL, 6ELECEGİM ÜMLÛ [>EVL£T ADAMI WtNSTDU CHURCHILlJİU DEPBLSfZİNbEN BİRİYDİ. ÎNGİLİZ. 7HR>HİNİU £AJ BÜYÜK. KOhUJTAAJLAISINDAN SAYtlAU JOHAI CHueCMtLL, 2£ HuŞATKtA VE S SA- VAŞ 6Öf>MÜŞ, HEPSİMPEN DE BAŞA&YIA çMç A£&Mİ Ri&ee sc4Q4Hçç , USTHCA MAA/Stf&4LA/eiA CHJÇMAHtNI AÇllC SAVAŞA ZOJSt-AMAS-tYLA ÛAJUiyPÛ. &İPLO- MfiT OLfiRAK DA ÇAL/ŞAN CHUeCMLL &U DALPA PEK SAÇA/SfU OLAAAAM/fTf. Vendome POkû ÇINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1995142 Davacı DSİ Genel Müdürlüğü vekili Av. Havva Inan tarafından Çınar ilçesi Altunakar Köyü'nden davalılar Ahmet Dağ ve müşterek- leri aleyhıne Çınar ilçesi Altunakar Köyü'nde kain 89 no'lu parsel. ancak bu parsel daha sonradan ifrazen 145,146. 147,148 ve 149 no'lu parseller oluşruğundan bu parselle hakkında mahkememizde açılan cebn tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca; Çınar ilçesi Altunakar Köyü'nden davalı Celile Işık mirasçılarının. davacı kurum vekili tarafından yapılan tüm araştır- malara rağmen bulunamaması ve mahkememizde ilanen tebligat yapılmasını talep etmekle. Celile Işık mirasçılanna mahkememizce ila- nen tebliğ >apılmasma karar venlmekle Celile Işık mirasçılan babası Mehmet Neytullah Tartan, kardeşleri Mehmet Celalettin Tartan, Mehmet Sıddık Tartan, Mehmet Bahn Tartan ve Zekerya Tartan adlarına duruşma günü olan 5.9.1997 günü duruşmaya gelmeleri, ken- dilerini vekille temsil ettırmeleri, duruşmaya gelmedıklen takdırde duruşmanın yokluklannda yapılacağı ve karar verileceği hususu da- va dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 22771 ÇINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995 145 Davacı DSl Genel Müdürlüğü vekili Av. Havva tnan tarafından Çınar ilçesi Altunakar Köyü'nde kain 86 no'lu parsel hakkında ancak daha sonradan bu parsel ifrazen 133. 134, 135. 136 ve 13"? no'lu parseller oluştuğundan bu parseller hakkında malikler bulunan Meh- met Niyazi Altunakar ve müşterekleri aleyhine mahkememizde açılan cebri tescil davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan uyannca. Çınar ilçesi Altunakar Köyü'nden Celile Işık mirasçılan babası Mehmet Neytullah Tartan, kardeşleri Mehmet Celalet- tin Tartan, Mehmet Sıddık Tartan, Mehmet Bahri Tartan ve Zekerya Tartan haklannda davacı kurum vekili tarafından yapılan araştırma- lar netıcesinde adreslerinin tespit edilemediği, bu nedenle ilanen tebliğıni talep etmekle, mahkememizce adı geçenler adına dava dilek- çesinin ilanen tebliğine karar verildığinden duruşma günü olan 5.9.1997 günü duruşmaya gelmeleri, kendilerini vekille temsil ettırme- leri. duruşmaya gelmedıkleri takdirde duruşmanın yokluklarında yapılacağı ve karar verileceği hususu dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 22776 ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Mars'a Gitmek İster misiniz? 1961 yılında Yuri Gagarin'in uzay yolculuğuhu anımsıyorum. Görkemli serüveni ilgiyle izledik, ba- şansını kutladık. Dost toplantılarında düşsel söy- teşiler yapar, aya yolculuklar tasarlardık. Ay'ın gi- zemi. şiirlere, öykülere esin olan güzelliği, mehtap- lı gecelerde gümüşlenen anılar kaybolur mu diye kuşkuya da düştüm. Ama çok karanlık gecelerde Ay'ı içimde hissetmenin mutluluğunu yadsıya- mam. Gerçek portresi ne olursa olsun, gizemini yi- tirdi Ay dede... Uzay yolcuları yaşamımızdan bir parça oldu sonra; Ay'da ayak izleri, araştırmalar, uzayda mekik dokuyanlar, devler arası yarışlar, belli buluşlar, bilgi alışverişi ile ortak girişimler der- ken, Mars'ın yolu açıidı dünyamıza. Bu kez başka bir gezegende insan, CNN'de izledim olayı, iniş gerçekleştiği zaman yerimden fırladım. çocuklar gibi sevinç çığlıkları attım. Adeta ben de NA- SA'daydım. ortak başarının mutluluğunu paylaşı- yorum. Bilimin ışığıyla kamaşıyor gözlerim. Böyle bir olay yaşamayı çok özlemişim anlaşılan. Dünyadan beş yüz milyon kilometre öteye bir yolculuk şaşırtıcı bir olay. Ama bir şey daha şaşır- tıyor beni. Giderek kapalı yaşama gömülüyoruz. Siyasal gezegenlerin kısır döngüsünü izliyoruz an- cak. O günlerde özellikle arandım, bu konuya il- giyle eğilen, geniş yer veren bir gazeteye de, bir ekrana da rastlamadım. Dahası, belli çevrelerde- ki söyleşilerin gündemine de yansımıyor bu önem- li olay. Aslında tüm söyleşilerinde kelleşme var! Ürün vermeyen toprak gibi yeşermeden çölleşiyo'r. Oysa Yuri Gagarin'in başarısını kutladığımız dö- nemde ne güzel söyleşiler yapardık başkent ak- şamlarında. Türküler söyler şiirler okurduk, öykü- ler anlatır kahkahalar atardık. Yeni ufuklara yolcu- luklar düşlerdik. Toplumun her kesimınde duş ku- rardı insanlar; öğretmenler, memurlar, ışçiler, köy- lüler, gençler, yetişkinler... Toprak reformunu düş- leyenler, eğitimde fırsat eşitliğini düşleyenler, de- mokratik hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilme- şini düşleyenler... Yapı İş Sendikası Başkanı Tahir Öztürk'ün sesi hâlâ çınlar kulağımda. "Dağla'n aşarak barajlar kuracağız" diyor, kuşkusuz emek- çilerin düşünü yansıtıyor... Gagarin ya da Armst- rong'un sevincini, coşkusunu öyle bir dönemde yaşadığımız için mi içten duyduk acaba? Bugün- kü durağanlık da dünyaya kapanık, olaylardan ko- puk yaşamaktan mı kaynaklanıyor? Sosyal bilim- ciler tanısını koyar bir gün. Kimi dostlarım TV izlemekten vazgeçti artık. "Ek- ranlar değişiyor, ama konulardeğişmiyor" diyorlar. Küçük ayrıntılar da aşırı boyutlara varıyor. yargı- da. yorumda şaşırıyoruz, en lyisi kara kutudan uzak kalmak diyorlar. Laf salatası diye özetleyen- ler de var, ama o ulusal özelliğimız. Asker-sivil her- kes çok konuşuyor; bir konuşma yanıtını getiriyor, o yanıt yeni söylemler üretiyor sonra! Demeç ve açıklama dinleyerek geçiyor zaman! Yılmaz hükü- metinin bakanlan da çok konuşuyor doğrusu, ama toplumdaki beklentilere yanıt niteliği taşımıyor o konuşmalar. Yazımı sürdürürken telefon etti bir arkadaşıni , Mars yolculuğundan söz ettik bıraz. EHer aya.fc|z' yaya, dedi biraz buruk. Ülkemizde astronot. koz- monot var mı diye sordu, biraz alaycı! Doğrusu bil- miyorum. Profesör Tosun Terzioğlu'na soraca- ğım, belki var belki yok. Astronot, kozmonot olma- yabilir, ama başka bilim dallannda uluslararası bo- yutlara varan doktorlar, fizikçiler, matematikçiler, bilgisayarcılar var. Sanat dalında da güzel tepele- re tırmanan çalgıcılar, ressamlar. yontucular, mi- mariar var. Politika dalı üretken değil, ama Atatürk yeşertiyor o dalı. Bir devrim, dönüşüm adamı o. Vatanı kurtanyor, cumhuriyetı kuruyor, savaş son- rası bir ülkenin dar bütçesine karşın insana yatırı- ma öncelik veriyor. Okullar açıyor, yetişen kuşak- lann iyi öğretmenlerle eğitilmesini öngörüyor. Hal- kı için, ülkesi için kurduğu düşleri gerçekleştiren bir devlet adamı olarak yerleşiyor belleklere. Bu"- gün de herkes Atatürk sevgisinden söz ediyor, ama söylemler eyleme dönüşemiyor bir türlü. Dahası. yeşeren ağacı soldurmak, toprağı yoz- laştırmak çabası var. Sekiz yıllık eğitime karşı po- litikalarda buradan kaynaklanıyor. Toprak bakım- la, insan eğitimle yeşerir değil mi? Telefondaki arkadaş sordu bir aralık. Mars'a gitmek ister miyim acaba? i f Sözünü kestim: - Yok, Mars'a gidemem, dünyadan ayrHamam. Tüm güzellikleri bu dünyada yaşadım, bu dün- yada ölmek isterim. Onca dostu. okuru, sevgiliyi bırakıp Mars'ta ne yapayım? Ancak yaşadıkça dünyanın neresinde olduğumu bilmek isterim. İn- san olarak özlediğim konumda olmayı düşlerim. BULMACA SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Ameliyatlarda her türlü araç ve gereci mikropsuzlaştır- mak için kulla- nılan basmçlı 1 2 3 4 5 6 7 8 buhar kazanı. 2/ Ses, ahenk. nağme... ABD'de bo- şanmanın ko- lay oluşuyla ünlü kent. 3/ Türk müziğın- 5 de bir makam. 4/ Avı çok olan yer... Gümü- şün simgesi. 5/ Eski Mısır'da güneş tannsı. Bıriyle eğlen- me. onu küçümseme. 6/ Verme. ödeme... Ulan- -| mış, katılmış parça... Kenar süsü. II Önce ts- veç'te uygulanan. daha sonra diğer ülkelere de 4 yayılan ve yurttaşlann 5 idareden olan şikâyetle- rini incelemeye ve so- nuçlandırmaya yetkili olan kişi. 8/Üzerine ya- 8 pı yapılmak için aynl- g mış yer... Yapma, etme. 9/"—başataç imiş/Herderdeılaçimiş" (Sarkı)... Pan- tolon ya da etek üzerine giyilen düz kadın giysisı. YUKÂRFDAN AŞAĞrVÂ: 1/ Kuzey Amerika'daki beş büyük gölün en küçüğü. 2/ Bir cetvel türü... Tramvay sürücüsü. 3/ Yumurta bıçınıınde olan... Terazıyi denklemek için hafıf gelen kefeye konu- lan ağırlık. 4/ "Ne mümkün vazgeçsin bu se\dadan Bir ' kerre — kıldık bu hayalde" (Cahit Sıtkı Tarancı).. Akı). 5/ Bir renk... tlgeç. 6/ En, genişlik... Dıngil. II Günah... Eski Mısır'da erkeklik ve üreme tannsı. 8/ Atom bont<.. basının atıldığı ikıncı yer olan Japon kenti 9/ Eski Yunan ' mimarlığının üç biçeminden birı... Konya'nın bir ilçesi.