08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1997 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Eski yazılann kahramanlannı özledimGüncemi kanştırdım. Ve bazı eski pazaryazılanmı. Aman Tannm! Ne kadar çok insan var o satırlann içinde! Nereye gitti bu insanlar? Neden rastlamıyorum son zamanlarda kimseye? Ben mi eskisi kadar ortalarda degilim? Onlar mı gittiler bir yerlere? Ya da başlanna bır şey mi geldı? Yoksa hiç yaşamadılar mı?.. Puşkin meydanında kara kışa bakmadan kuru üzüm satmaya çahşan yaşlı biradam vardı. Rusya'da liberal ekonominin doğumuyla birlikte para kazanmak ıçin sokaklarda satıcılık yapmaya başlamıştı. Aslında emekli öğretmendi. Eski ögrencilerinin kendisini görmesinden korkardı. Ama kendi gözleri iyi görmezdi. Ona üzümün bedelinden fazla para verip o farketmeden uzaklaşmıştım. O zamanlar91 yaşindaydı. Sonyıllarda hiç görmedim. Acaba yaşamıyor mu artık? Rusya'nm ticareti ve ticaretten çok zengin olunabileceğini keşfettiği zamanlarda uzun boylu ve çok zayıf bir gençle tanışmıştım. Ince parmakları sigara sansıydı. Yabancı şirketlerin temsilcileriyle tanışır. onlann istediği hammaddeleri arka cebinden çıkardığı eski bir not defterine yazardı. İstenen her şeyi bulmanın "prensip olarak mümkün" olduğunu söylerdi. Hiç görmediğim halde çoraplannın yırtık ve kokulu olduğuna karar vermıştim. Acaba köşeyi döndü mü? Yoksa kendini içkiye falan mı verdi? Bir "gece kelebeği" (fahişe) aklıma geliyor. Tanıştiğım zaman 21 'indeydi, MOSKOVA HAKAN AKSAY 3 yıllık stajlıydı. Bana, öz annesiyle ilk aşkını yatakta yakalaymca bunalım geçirdiğini, daha sonradan sevdiği gencin de ilk pezevengi olduğunu anlatrruştı. Titreyen sesi hâlâ kulakJanmda. Onu tûm güzelliğine karşın kadın olarak görmek o kadar zordu ki. O bir çocuktu. Acaba başına bir şey mi geldi? Belki yurtdışında çalışıyordur. Belki de çoktan evlenmiştir... 80'li yıllarda öğrenciyken gittiğim kütüphanede çahşan gûzel ama kederlı bir kadın vardı. Orantısız büyük kol saati ucuz ve yeşildi. Arasıra tütünü çağnştıran öksürükleri duyulurdu. On yıl sonra oraya gidip görmüştüm onu. Dünyada ve ülkesinde değişen her şeye inat, o aynıydı; bakışı. saati ve öksürüşüyle. Onunla hiç olmazsa on yıl sonra tanışmak istemiş. ama becerememiştim. Bundan sonra yolum oraya düşmez. Düşse de artık tanışacağımı sanmıyorum. Umanm kedennin yerinde biraz sevinç fılizlenmiştir. Ha, bir de karşı komşunun kedisini hiç görmüyonım son zamanlarda. Hani şu on binncı katta pencerenin dışına çıkıp ölümle yaşam arasında soğukkanlı turlar atan kediyi. O kaygısız ifadesine bakıp becerebilse içki-sigara bile içebileceğini düşünürdüm. Bir kez bile karşılaşmamıştı bakışlanmız. Acaba riske girmekten vaz mı geçti? Yoksa artık riske girmesine olanak kalmadı mı?.. Daha bir sürû anı var gümcemde ve eski pazar yazılanmda. Bir sürii insan. Kimiyle arkadaşlık etmişim, kimiyle mücadele. Kimısi sevgilim olmuş, kımisinin ırlaşılamaz olarak kalmasına hayranlık duymuşum, hatta bazen böyle olması için yardım etmişim. Bir bir düşünüp hissetmeye çalıştım onlarla paylaştığım anılan. Ve bir kez daha doğruluğunu anladım şu özdeyişin: "Anılar. acı da olsalar tatlı da, sonradan ınsana hep acı venrler." Laponlar da seçim yaptı geçenlerde STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN Onlar, milattan 6000 yıl önce vardılar. Antık çağın yazarlanndan biri, M.Ö. 700 civannda "İskandinavya'nın kuzeyinde yasayan. çam ağaçianmn tepesinde dolaşıp ağaçtan ağaca zıpiayan garip insanlardan" söz ermış. Onlar ki dillerinde yalnızca "kar" anlamına gelen 100'den fazla sözcük vardır, onlar kı tek bir hayvanı, Ren geyiğini geçımleri için baştacı etmişlerdir. Konumuz onlardır bu pazar: Samekr, hanı şu bizde "Lapon" olarak bilinen. ICırmızı, yeşil, san ve lacivert renkJere bürünmüş giysileri. tepesi püsküllü bir çeşıt takkeleri. bızdekı takkelerden değil. dar paçalı pantolonlan ve btırnu kalkık çanklanyla yılın on ayı kış yaşayan insanlar. Dört ülkeye: tsveç'e. Norveç'e, Finlandiya'ya ve Rusya'ya yayılmışlar. "Kota" denilen \e dumanın çıkabilmesı için üzeri açık olan çadırlarda yaşıyorlar genellikle. Özellikle av sezonunda ve Ren geyiklerini otlaklarda dolaştınrlarken kotalanndalar Kadınlan, küçük taş fınnlarda bizim pideye benzeyen, ama az şekerli unla yapılmış ince ekmek pişiriyorlar. Ekmeğe, füme. yani tütsülenmiş geyik eti koyarak bir çeşit dürüm yapıyorlar. Patatesten yapılan votkayı severler. Bellerindeki kılıfi nakışlı. sapı Ren geyiği kemiğinden ve ucu kıvnk olan bıçaklan, "av hali" için taşırlar, birbirlerine kaldırmak ıçin değil. lsveç'te 20 bin, Norveç'te 40 bin, Finlandiya'da 6 bin ve Rusya'da 2 bin Same var. Ortak yanlan -yaşam biçimleri dışında- 1993'de kurduklan ve Sametinget dedikleri parlamento. Üç hafta önce, ikinci seçimler yapıldı. Sonuçlan şu sıralar belli olacak. Çok geniş ve güç bir coğrafyaya dağılmış olan seçim sandıklanndaki oylann sayımı pek kolay değil çünkü. Parlamento. adı Sapmi olan bu görünmez ülkede yaşayanlann azınlık haklannı, 4 ülkenin yasalanna göre savunmakla görevli. Alacağı kararlar. birer ricadan öte değil. Ama. bu ülkenin halkının sesini dile getıriyor. Yine de, kim dinliyor? Azınlık haklan konusunda son derece duyarlı bir ülke olan lsveç. kendi azınlığı konusunda farklı bir tavır uyguluyor. Dededen toruna geçen otlaklann tapusunu üzerinde yaşayan insanlara vermiyor. Otlaklann, başta kartavuğu ve somon balığı olmak üzere avlıklann sürekli olarak güneyden gelen baskıyla daralmasına karşı çıkan Samelerin protestolanna kulak asmıyor. Yılın 11 ayı, örneğin kartavuğu avının sezonunun **' bekleyen Samereler; tam zamanı gelince güneyden. yani Stockholm, Malmö ve Göteborg gibi tuzu kuru kentlerden gelen, dürbünlü tüfekle avlanan kalantoriann engellenmesini istiyorlar. n a ı ı r l a n ı n L p v f i BebekpandaCiangŞiıusaUanankoltuktakevifçaüwr.Çm'dekiPfekin Hay- p c U l U c l l l l ı ı i\Ky 11 y a n a t Bahççsj'nin gözbebeği olan 7.5 ayIık Ciang Şin. bakıcısı Bav Sukin i'le çokiyi anlaşıyor. Çin'in güneybaüsındaki Siçuan bölgesinde jaşayan pandalann soyu doğal yaşam ortamlan yok edildi- ği için tükenmek üzere. Pekin Hayvanat Bahçesi'ndeki uzmanlar yıllardır başarüı biijpanda iirctim programı uvgulaya- rak sayılan hızla azalan bu sevimli hayvanlann yokolmasınıönlemeyeçalışıyorlar. Dünyanın hemen hemen bütün hay- vanat bahçelerindeki pandalar Pekin Hayvanat bahçesi'nde doğmuş. (Fotoğraf - REUTER) Sürgünde birşair TORONTO ENGİN AŞKIN İran'ın en önemli çagdaş şair ve romancılanndan biri olan Reza Baraheni. 4 ay önce lsveç'ten Kanada'ya göç etti. Yaşar KemaTin yakın dostlarından biri olan şair. şimdi Toronto'da yaşıyor. Uzun süreli bir yemek söyleşisinde, lstanbul'un lahmacun kokmadığı yıllan konuştuk birlikte. tstanbul Ünıversitesi'nin lngiliz Filolojısı bölümünü bitirmişti. Güzel Türkçe konuşmasına karşın söyleşinin kapsamlı bir bölümü Ingilızce geçti. lran Şahı'nın zındanlanndan söz etti bize. llkellığın ve acımazlığın tüm gücüyle saldırdığı bir ortamdan PEN örgütü aracılığıyla kurtulan Reza Baraheni, daha sonra ABD'ye gitme olanağını buldu. Utah eyaletinin 'alt Lake City Ünrvershesi'nde uzun yıllar konuk profesörlük yaptı. Bu sıralar, Amerikan şiirinin başkaldın simgesi olan ADen Ginsberg'le yoğun bır arkadaşlık kurdu. San Francisco"da. New York sokaklannda. Beyaz Saray önünde öncülüğünü yaptıklan protesto mitinglerinde lran Şahı'nı durmadan kınamışlardı Ginsberg'le birlikte. Yurdundan kaçtıktan sonra ABD'ye sığınmak ıçin gelen ve ıstemi reddedilen Şah PehlevTnin, Başkan Carter'ın önünde hüngür hüngür ağladığına tanık olmustu Baraheni. Mollalar rejimınin ilk yıllannda, tıpkı Şah dönemlerinde olduğu gıbı bedensel ve manevi işkencelerle ağır çekilere uğradı İranlı ozan ve romancı. Dört yıl kadar önce, Istanbul'a gelen Allen Ginsberg. Istanbul'da görüştüğü Yaşar KemaVe, "Reza'ya haber ulaşur İran'a, hemen terk etsin İran'ı" demiştı. İranlı ozan ve akademisyen şöyle tanımlıyor o günleri: "O cömert ve atan vürekli Yaşar Kemal'den aldığmı mesaj. bana nasıl yardım edeccğini soruyordu." iran'ı yenıden geride bırakan Baraheni, değer bilmezlığin. harcanmışlığın düş kınklığıyla sürgünün açmazındaydı artık. Baraheninin anılar demetinde, hep Istanbul ve New York vardı. Baraheni. Arthur Miller, Kurt Vonnegut, Muriel Rukyser, EdwardAlbee,PENin bayrağı altında, tüm evrende zindanlara atılmış yazar ve ozanlann. bılım adamlannın savunmasını haykırdılar. Her zaman en önde Ginsberg dururdu. Adaletin ve banşın en cesur öncüsüydü o. tstanbul'da geçen günlerde Yaşar Kenuü'in yani sıra edebiyat dünyamızın saygın bireyleriyle dost oldu İranlı ozan ve romancı. Bir yıldız gibi kayıp giden dostu Onat Kutlar'ı anarken gözleri dopdoluydu. Toronto'da Kanada PEN'inın yıllık bağış toplama toplantısında onur konuğu olan Reza Baraheni. 2600 yıl önce, özgür inançlanyla Babılon'da hapse atılan soylu peygamber Ezeldel'ı anlattı. Yüzlerce yıl sonra, yaşamında yaptıgı tüm kehanetlen gerçekleşen Ezekiel. Babil'in zındancılanna. u kapkaranhk bir bitimle, tümüyle yok olacaklannr söylemiştı. Komşumuz ve ulu çmar nerdeler şimdi?Brüksel istıkametinden gelip Köln istikametine gîtmekte olan trenimiz, kalabalık bir yolcu topluluğunu Liege (Liyej okunuyor) istasyonunda bırakjyor, yeni konukJan boşalan koltuklara henüz yerleşmişken çıkan "düüüüt" sesiyle, vagonlanmız her zaman yaptıklan gibi öndeki lokomatifın peşıne düşüyor. "Istikamet" lafinı öylesine kullandım. çünkü aslında tren yolculuklannda ihtiyaç molasına ihtiyaç yoktur. Kışlıklan alelacele naftalinleyip rafa kaldıran doğa. çiçek desenli yeni baharlıklannı gösteriyor yolculara kimbilır belki doğa ana da çocukJan arasında aynm yapıyordur ve kimi ağaçlar. geçen yılki kıyafetlerini elden geçirmiş, onlarla yetiniyordur. Başıboş gezinen polenler (aslında hayli meşgul olsalar gerek) kımi zaman trenle yanşıyor. Avrupa'daki çalışma temposundan bile yakayı kurtarmayı başaran inekler ise, ağır hareketlerle otlanma eylemliğı içinde, üşenmeyip vagonlara bakanlar da mevcut Çayırlan keşfe çıkan koyunlar. atlar, bahçe içinde evler, vagon camlanrunfılm şeridi gibi çarçabuk çerçevelediği resimlerden birkaçı. "Çif pof pof,çif pof pof_" Ardenleri yararak ılerliyoruz. Ardenler, Belçika'nın hayli minyatür Toroslan. Tepelerin boylan sedir ağaçlarına yetişmiyor. Yükseklik. BRUKSEL ÖZGÜR ULLSOY 400-500 metre arasında değişiyormuş. Kimi zaman, geniş ve uzun yataklannda yan gelip yatmak yerine. devinip durmayı tercih eden ırmaklann üstünden geçiyoruz. Vesdre, Outrhe. Lomme, Lesse, Semois bölgenin özgürlüğün tadını çıkaran ırmaklan. Ardenlerin, binlerce yıllık uğraş sonucu şekillenmiş mağaralarında da bu ırmaklann imzası var. Küçükken her nedense sanayileşmiş ülkelerin, sanayileşmiş olduklan için, yeşili de tükettiklerini sanırdım. Geri kalmışlığın hiç olmazsa bu açıdan iyi olduğu şekilde bir mantık yürütmüştüm. Tamam, büyük kentlerdeyseniz yeşil hemen ulaşılabilecek bir mesafede değildi, ama gitmesek de görmesek de orada uzakta bır yeşil vardı. Refah insanlannın trenlerle yolculuk etmek yerine pek tabii ki arabalanna kurulacakJan düşüncesi de aklıma yatmıştı. İlk yurtdışı seyahatimde yerle bir olmuştu bu dayanaksız mantığım. Bütün bunlan niye mi anlatıyorum? Istanbul'da yaşadığım mahalledeki yeşillik, camınin önünde olmak gibi bir talihi yakalamış kahveyi örten ağaçlar ve dört yolun kesiştiği noktada bulunan küçük parkımtıraktakı öteki talihlı. ulu çmar ağacından ibaretti. Şimdi çınann yerinde, abdest almaya elverişli çınili bir çeşme bıtmiş. Bır ağacm yerini işgal ettiğı bilinmese. göze güzel görünebilecek türden bir çeşme (Semtimizin belediyesi Refahlı'dır. ama olayı laik-Müslüman çatışmasına çekmenin âlemi yok. Boğaz'a bakan tepelerdeki ağaçlann yerini işgal eden villalarda oturanlann çoğunun Refah'ın temsil ettiklerinden korktuklanna emınim.) Eve yaklaşırken sevıncım, yennı boğazda düğümlenen türden bir "şeye" bıraktı. Ne çmar ne çınann altındaki "evini" kedi ve köpeklenyle paylaşan. bütün mahalleliyle hoşsohbet komşumuz... Görünürlerde yoktu. Soğuk kış gecelennı, asla kavga etmeyen kedi ve köpeklerinın çınann altında oluşturduğu yorgana sannarak, yazlan çınann kol kanat gerdiği gölgede bir şeylerle uğraşarak geçıren, çınara yaraşır heybetiyle bir denizciyi andıran, (sıze bunlar yetmiyorsa. üstelık "çokiyi derecede İngilizce bilen") komşumuz ve çınar nerdeler şımdı? VAKFIKEBİR SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1996'120 Davacılar Ayşe Uzun ıle Fatma Uzun vekılleri av. Ala- attın Köroğlu tarafından davalılar Alı Kemal Bahadır. Hayrettın Keleş Mehmet Bahadır ile Nurten Güven aleyhlenne ıkame eylediğı paydaşlığın giderilmesı dava- sının mahkememızde yapılan açık yargılamalan sırasın- da davalılardan Nurten Güven'ın adına duruşma günü davetıye teblığ olunamadığı ve adresınm de meçhul ol- duğundan adına duruşma günü yerine kaim olmak üzere ilanen teblıgat yapılmasına karar venlmış bulunduğun- dan: Dava konusu Vakfikebır ılçesi, Çamlık köyünde kaın pafta: 7. parsel: 523. pafta: 5 parsel 520. pafta: 1 parsel: 35, pafta: 1, parsel 32, pafta: 1 parsel: 23, a>Tiı yerde 6 parsel ile pafta: 1. parsel: 17'de kayıtlı 7 parça taşınmaz davacılar ile davalılar müşterek paydaş bulunduklan ara- lannda nzai taksım olmadığından, kazaı taksim. taksirru kabıl olmadığından paydaşlığın satış yoluyla gıdenlme- si de davacılar tarafindan 25.07.1996 tanhlı dilekçe ile talep edılmış olduğundan, davalı Nurten Güven'e işbu dava dilekçesı ile duruşma günü olan 03.07.1997 günü saat 9.30'da Vakfikebır Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ha- zır bulunması veya kendisini bır vekille temsil ettirmesı. aksı halde yargılamaya gelmediğı taktirde yokluğunda duruşma yapılarak karar verileceği hususu dava dilekçe- si ve duruşma günü yerine kaım olmak üzere ılan olunur. Basm: 23514 İSPÎR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1996/47 Esas Davacı Orman Genel Müdürlüğü'ne izafeten Ispir Or- man Işletmesı tarafindan davalılar Sanıye Kumbasar ve 1 arkadaşı hakkında mahkememize açılan tapu iptali ve tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında ven- len ara karan gereğınce: Davacı kurum, açmış olduğu davasında. Ispir ılçesi Sırakonaklar köyü Cücebağı- Loz- gın mevkiınde kain 25. 5.1970 tarih ve c: 89, s: 34, sıra: 24 ıle 25.5.1970 tanh c: 89, s: 40, sıra: 45'te kayıtlı tapu kayıtlannın iptal edilerek orman olarak tescıline karar verilmesıni talep etmış, dava dılekçesi Suat Kumbasar dışındaki diğer davalılara teblığ edilmış, Suat Kumba- sar'ın dava dilekçesınde belırtilen adresine dava dilekçe- si tebliğ edilememış ve zabıta manfetiyle yapılan tüm araştırmalararağmendedavalı Suat Kumbasar'a tebliga- ta yarar açık adresinin tespit edılememiş olduğundan da- va dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davalı Süleyman oğlu Ispır ılçesi Sırakonaklar köyü nüfusuna kayıtlı Suat Kumbasar'ın duruşma günü olan 09.09.1997 günü saat 09.00'da tspir Aslıye Hukuk Mahkemesi'nin duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksı taktirde yargılamanın yok- luğunda yapılarak hüküm verileceği. ışbu ilanın, yayın tarihinden ıtıbaren 15 gün sonra davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı ve dava dilekçesı ile duruşma gününü bıldırir davetıye verine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 23500 ILAN T.C. ADIYAMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997/36 Esas Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafindan davalılar Ahmet, Hasan Kılınç ve Medet Aytekin, M. Hanefı Taştan ve Mehmet Yağmuresen aleyhlenne açılan rücuen alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında davalılardan Medet Aytekin'in en son adresi olan Adıyaman Bahçelıevler Mahallesi bila no sayılı adresi ile davalı Meh- met Yağmuresen'in YSE civan Adıyaman adresindeki adreslenne çıkanlan tebligatlann bila tebliğ iade edildiği, savcı- lık kanalıyla da teblıgata yarar açık adresleri tespit edılemediğinden dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebli- ğine karar verilmış olmakla; davahlar Medet Aytekin ve Mehmet Yağmuresen 'in duruşma günü olan 15.7.1997 günü sa- at 10.00'da mahkememizde hazır bulunmalan veya kendilerinı bır vekille temsil ettirmeleri. aksi taktirde yargılamanm gıyaplannda yapılıp, bitırileceği, dava dilekçesı ve duruşma günü yenne kaim olmak üzere ilanen teblığ olunur. Basın: 23470 İLAN T.C. YAHYALIİCRA DAİRESİ'NDEN DAVET KÂĞIDI DosyaNo: 1997/193 Esas 1- Alacakhnın adı. soyadı: Hüseyın Mazak vekili Av. Vedat Özcan, Yahyalı. 2- Borçlunun adı, soyadı: Zeynep-Rukiye-Mustafa- Ayşe Salep, Yahyalı. 3- Haczin yapıldığı gün ve saat: 19.2.1997 lcra ve Iflas Kanunu'nun 102. maddesine tevfikan ya- pılan haciz sırasında kendıniz veya tebligat kanunu hü- kümlerine göre tebellüğe yetkili kimse hazır bulunmadı- ğından işbu kâğıdın tebliğ tarihinden itıbaren adı geçen kanunun 103'üncü maddesi gereğince üç gün içinde ha- cız tutanağını tetkik ve bir diyeceğiniz varsa bildirmeniz için icra daıresine başvurmanız tebliğ olunur. (*) 20'02/1997 Not: 38 FU 459 plaka sayılı aracın haczedildiği hak- kında 3. şahıs Bahtıyar Kaya'ya tebliğ yenne (*) Evvelce hacız vazedenlerle borçlular dahi yeni iş- tirak ve ilaveler kendılenne bıldinlmek üzere 103'üncü madde mucıbınce davet olunurlar. Basın: 20663 Sosyal demokrat zîrvesinin iki yıldızı: Jospin ve Blair GÜRR4N UÇKAN İLAN T.C. KARTAL 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1996/1051 Karar No: 1997/457 Adana, Kozan, Arslanpaşa, cilt: 00101, sayfa: 56. kü- tük: 22'de nüfusa kayıtlı bulunan Mustafa ile Emine'den olma 1326 doğumlu Naıle Tannverdı'nin MK'nin 369. maddesi gereğınce haciraltına alınarak: Kendısıne halen aynı yer nüfusuna kayıtlı bulunan Uğur Mumcu M. Anadolu Sıt. Süphan Ap. 27/8 Yakacık adresinde ıkâmet eden Ahmet Nuri ile Naıle'den olma 1930 doğumlu kızı Salıha Tannverdi'nın (Kuruoğlu) va- sı olarak tayın edildiği ılan olunur. 16.5. 1997 Basm:23965 STOCKHOLM-lsveç'in Malmö şehrin- de bugün sona erecek olan Avrupa Sosyal Demokrat Partisi'nın (PES) 3. kongresinin ikinci gününde Fransa Başbakam Lionel Jos- pin ıle İngiltere'ninyeni lideriTony Blair ilk kez bir araya geldı. tsveç Başbakam Göran Pfersson'un alkışlanyla sahnede buluştunı- lan lıderler, birbirlerine içtenlikle sanldılar. Lionel Jospin. seçim başansı konusunda şu vorumda bulundu: - Avrupa halkının gözie- ri arük bizün üzerimizde. tngjltere'de >eni solun ço- ğunlukta olacağı önceden tahminedürnişti. Fransa'da- ki ise büyük sürpriz oldu. Hem bizim için bem de er- ken secimi acele ettirerek başka şeyier umaniar için. Jospin'in bu sözlerle dev- let başkanı Jacques Chi- rac'a takılması, gülüşmele- re yol açtı. Tony Blair'in yorumu ise şöyleydi: - Eski soL çok fazla vükümlülükler ve ka- ü kurallarla doiuydu. Sağcüar ise açık pazar- da,ya vüzülür.>a baöür düşüncesindeydiler. Biz. hükümetimize düşen bir rol var diyoruz, çünkü pazardaki güçler Allah değildirler. İk- tidann rolü artık farklıdır. Halka eğitim ve teknikgelişmeolanağı verilerek kendisini ve- tiştirme. iş kurma ve yüriirme şansı tanına- bilir ve böylelikle olusacak yeni pazarda öz- gürlük doğar. Bu dediğimiz, üçfincfi yoldur; • lngiltere ve Fransa seçimlerinin galibi iki sosyal demokrat lider, PES'in 3. kongresinde zirvenin odağındaki kişilerdi. Blair'in sürekli olarak 'merkez / merkez sol", Jospin ise ısrarla 'sosyalistler' demeyi yeğlemesi dikkat çekti. ne sağdır, ne sol. Isveç'in en büyük sabah gazetesi Dagens Nyheter'de cumartesi günü v ayımlanan baş- makalede PerAhün,"Blair Maunö'dekazan- dı,ya Amsterdam'da?" başlıklı yazısmda şu yorumu yaptı: "Derhal öne geçti. Cuma günü Tony Bla- ir'in burada, Malmö'de en büyük atraksiyon olduğuna kimsenin kuşkusu yok. İngilte- re'nin seçimi veni kazanmış lideri. kongre salonuna girincc ayakta alkışlanarak karşı- landı. Konuşması, defalar- ca alkışlarla kesildi Durum- dan çok hoşnut olduğu her halinden belliydi Blair in- sanlan şevklendirmeyi bili- vor, kendinegüveni sonsuz, hele mcmleketindeki başa- nsından sonra. Seçim ko- nuşmalarındakini andıran konuşmasında, 'yeni bir üçüncü yoldan". 'değişim- den'. "Avrupa liderliğinden' ve' insanlara daha yakın bir Avrupa Birliğı'nden' sözet- ti. (...) Jospin'in konuşmasında. iki lider ara- sındaki birçok yorumcunun vurguladığı gi- bi a\ nlıklar belirginleşti. Formülasyonlann- da beliıü bir benzerlik vardı. Temelde gele- neksel bir sosyal demokrasi anla> ışı görülü- vordu. Ne var ki Blair'in reform isteği ve ye- nilikçiliği. Jospin'in konuşmasında yoklu- ğuj la dikkat çekti. En çarpıcı örnek, Blair'in sürekli olarak 'merkez / merkez sol' deme- si, Jospin'in ise ısrarla 'sosyalistler' demeyi yegJemesiydL"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle