Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1997 PAZAR
HABERLER
Barış Partisi
Gençlik
Kurultayı
• ANKARA (AA) - Banş
Partisi (BP) Genel Başkanı
Ali Haydar Veziroğlu.
gençliktetr beklediğini
bulduğu için mutlu ve
umutlu olduğunu
kaydederek "Türkiye'nin
gençliğinden
korkmuyorum" dedi. BP 1.
Gençlik Kurultayı'nın
açılışında konuşan
Veziroğlu. BP'nin
amacının banş ve
demokrasi olduğunu
vurgulayarak gençlere,
"Amacınız banş olmalı.
Banş, bizim rüyamız.
sevdamız, amacımızdır.
Biz, gençlere yüzde 25
kotayı lütuf olsun dıye
vermedik. Diğer partilerin
gençler ıçin örmüş olduğu
duvan yıkmak için verdik"
dedı.
Operasyon
protestosuna
150 gözattı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin (TSK)
Kuzey lrak'ta sürdürdüğü
sınır ötesi harekâtı protesto
etmek amacıyla ABD
Büyükelçiliği önüne siyah
çelenk koymak
isteyenlerden
yaklaşık 150 kişinin
emniyet güçlerince
gözaltına alındığı bildinldi.
Gözaltına alınanlar
arasında lnsan Haklan
Derneği (İHD) Ankara
Şube Başkanı Yıldız
Temürtürkan, Yönetim
Kurulu üyesı Enver
Büyükçulha ile
HADEP II Başkanı Kemal
Oktan'ın da bulunduğu
belirtildi. Emniyet
Müdürlüğü'nden gözaltına
ilişkin bir açıklama
yapılmazken, gönüllü
kuruluşlar ve meslek
örgütleri yaptıklan
açıkiamalarla olayı
kınadılar
ANAP Genel
MerkezTnde
yangın
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- ANAP Genel
Merkezi'nde, Mesut
Yılmaz'ın sekreterinin
odasında çıkan yanginda
bazı eşyalar zarar gördü.
ANAP'lı yetkililerden
alınan bilgiye göre saat
18.00"de çıkan yangın,
itfaiyenin müdahalesi ile
söndürûldü. Yanginda,
sekreter odasında bulunan
faks, fotokopi makinelen
ile koltuklar zarar gördü.
Itfaiye yetkililen, yangının
elektrik kontağından
çıktığının sanıldığını
söyledıler.
Alman
vatandaşlığına
geçen Turkler
• ANTALYA(AA)-
Türkiye Araştırmalar
Merkezi Direktörü Prof.
Dr. Faruk Şen, Almanya'da
yaşayan 126 binTürk'ün
Alman vatandaşlığına
geçtiğini bildirdi.
Almanya'da yaşayan
Türklerin etkinliğinin her
geçen gün arttığını belirten
Şen, "Almanya'da 42 bin
Türk işadamı var. Bunlann
yıllık cirosu 35 milyar
mark. Türkler. Alman
politikasında da etkin rol
almaya başladı." dedi.
Atina'dan
yalanlama
• ATİNA(AFP)-
PKK'nın gelişmiş silahlar
almasına yardım ettiği
yönündekı suçlama.
Yunanistan tarafından
kesin bir dille yalanlandı.
Yunanistan Dışişleri
Bakanlığı tarafından
önceki akşam yapılan
açıklamada, Türkiye'nin
suçlaması, "asılsız" \e
"gerçekten uzak" olarak
olarak nıtelendirildi.
Yunanistan Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü
Konstantin Bikas,
"Türkiye, bu ülkeyle
komşu olma talihsizliğini
paylaşan bütün ülkelerin
kendisine sabotaj yaptığına
inanıyor" dedi.
Çillerler'in çiftliğinin, uyuşturucu trafiğinin geçiş noktası olduğunu söyledi
Saajar'dan ağır suçlama
ERDAL ÖZCAN
ÇORLL'-CHPİçel
Milletvekili Fikri Sağlar.
Dışişleri Bakanı Tansu Çilkr
ve eşi Özer Uçuran Çiller*e ait
Kuşadası'ndaki Pelister
Çiftliği'nin uyuşturucu
trafiğinde bir geçiş noktası
olduğunu öne sürdü. Susurluk
davasında yargılanan İbrahim
Şahin ve diğer özel tim
mensuplannın da bir süre bu
çiftlikte gizlendiklerini iddia
eden Sağlar, Kuşadası
Marinası'nda bulunan Özer
ÖZer ÇİIIer'İn ÖZel yatl CHP Içel Milletvekili Fikri Sağlar, Tansu ve Özer
Çiller'e ait Kuşadası'ndaki Pelister Çiftliği'nin uyuşturucu trafiğinde bir geçiş
noktası olduğunu ileri sürdü. Sağlar, Kuşadası Marinası'ndaki Ozer Çiller'e ait
bir yatın da uyuşturucu ve adam kaçırma işinde kullanıldığını söyledi.
Çiller'e ait bir yatın da
uyuşturucu ve adam kaçırma
olaylannda kullanıldığını
söyledi. Eski Istanbul Emniyet
Müdürü Hamdi Ardah'nın
oğlu Atilla Ardaunın sahibı
olduğu Kanal-59 televizyonuna
çıkan Fikri Sağlar, "Bir KonıT
adlı programda, bir süre önce
hakkında yayımlanan iddialara
yanıt hakkıru kullandı. Atilla
Ardah'nın çeşitli sorulannı da
yanıtlayan Sağlar, Susurluk
araştırmasına yenı bir boyut
kazandıracak çarpıcı iddialarda
bulundu. Tansu-Ozer Çiller
çiftine yönelık ilginç
suçlamalarda bulunan Sağlar
şunlan söyledi: u
İlkdefasizin
televizyonunuzda açıklıyorum;
Dışişleri Bakanı Tansu Çiller ve
eşi Ozer Çiller'e ait
Kuşadası'ndaki Pelister ÇifrJiği
uyuşturucu trafiğinde bir geçiş
noktasıdır. Susurluk davasında
yargılanan İbrahim Şahin ve
diğer özel tim mensuplan da
bir süre bu çiftlikte gizlendi.
Çete elemanlan bu çiftlikten
yurtdışına kaçınldı. Kuşadası
Marinası'nda bulunan Özer
Çiller'e ait ikinci bir yat da
uyuşturucu \e adam kaçırma
olaylannda kullanıldı. İnsan bir
tane yata biner gezmek için
ikindsiniçin?" CHP Içel
Milletvekili Fikri Sağlar,
önümüzdeki günlerde bu
konuyla ilgili TBMM'ye soru
önergesi vereceğini de açıkladı.
Aynı programa katılan 18.
dönem Adana Milletvekili
Cüneyt Canver ise "Çete"
olaylanyla ilgili konulann
bızzat devlet tarafından
organize edildiğini öne sürdü.
1 0 8 . h a f t a
Rıdvan
Karakoç
anıldı
tstanbul Haber Servisi - Cumartesi
Anneleri'nin 108. buluşmasında bir
araya gelen kayıp yakınlan.
kaybedildikten sonra işkence yapılarak
katledılen Rıdvan Karakoç'u ölümünün
2. yılında andı. Odakule'de toplanan bir
grup, Kuzey Irak Operasyonu'nu
protesto ettikten sonra Cumartesi
Anneleri'ne destek vermek için
Galatasaray Lisesi'nın önüne yürümek
istedi. Çevik Kuvvet polisleri tarafından
önleri kesilen grubun yürüyüşüne toplu
halde olmamak koşuluyla izin verildı.
Güvenlik güçleri ile göstericiler
arasındaki gerginlik sürerken fotoğraf
çekmek isteyen gazeteciler, polis
tarafından tartakJandı. Cumartesi
Annelerfnin eylemine, Almanya
Parlamentosu'ndan 2 sosyal demokrat.
2 sosyalist ve bir yeşil milletvekili,
Haklar ve Özgürlükler Platformu
sözcüsü Oya Gökbayrak, İHD Genel
Başkan Yardımcısı Eren Keskin ve
Se>im Belli de destek verdi. Kayıp
yakınlan adına yapılan açıklamada.
İHD üyesi Nimet Tannkulu hakkında
geçen haftaki oturma eylemi gerekçe
yapılarak Beyoğlu llçe Emniyet
Müdürlüğü'nün savcıhğa suç
duyurusunda bulunduğu belirtildi.
"Analann öfkesi katilleri boğacak",
"İnsanlık onunı işkenceyi yenecek",
"Kayıplar bulunsun hesap soruLsun"
sloganlannı atan grup, daha sonra
olaysız bir şekilde dağıldı.
Ankara, Avrupa Birliği'ne üyelikte umudunu ABD'ye bağladı
Türldye'nin AB telaşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Av-
rupa Birlıği'nin (AB), birliğe tam üye ola-
cak aday ülkeler sıralamasında Tûrkiye'yi
geri plana ittiği sınyalleri alan Ankara,
umudunu ABD'nin Avrupa'ya yönelik
girişimlerine bağladı. Dışişleri Bakanı
Tansu Çiller, Türkiye'nin AB'ye tam üye-
lik yolundaki adaylığının geri plana itile-
ceği yolundaki uyanlara karşı uyanda bu-
lundu ve "Bu hatanın sonuçlaruumevcut
ve gelecekteki ilişkilerimiz öder; tarihi ha-
ta yaparsınız" dedı. Çiller, Türkiye'nin
AB'ye üyelık perspektifinin çizilmeme-
si halinde NATO'nun genişlemesini veto
edeceği yolundaki kozunu yinelemedi,
ancak Ankara'nın ittifakın Balkan ülke-
leriyle birlikte genişlemesine destek ver-
diğini açıkladı.
Çiller, Türkiye Tanm ve Kredi Koope-
ratifleri Birlıği'nin, 25 milyar 300 mil-
yon lira değerindeki Bosna'ya bağış çe-
kini Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen
törenle aldı. Asli görevi olan Dışişleri Ba-
kanlığı'nı, cumartesi günleri dış politika-
ya ilişkin açıklamalar yapmak üzere dü-
zenlediği basın toplantılan ile anımsayan
Çiller, gazetecileri yine bekletti. Çiller,
basın toplantısmı 2 saat 15 dakika gecik-
meli olarak gerçekleştirdi. Çiller, Tûrki-
ye'yi eski Doğu Bloku ülkeleriyle birlik-
te AB'ye aday ülkeler listesine alan bir-
liğin, bu konuda bir geri adım atacağı yo-
lunda sinyal ahndığının işaretlerini verdi.
29 nisanda Lüksemburg'da yapılan
Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantı-
sında. Ankara'nın tam üyelik perspektifı
ve Doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte ob-
jektif ve eşit kıstaslarla değerlendirilece-
ğinin teyit edildiğini anımsatan Çiller.
ABD Başkanı Bill Clinton ve Dışişleri
Bakanı Madeleüıe Albright'ın, Türki-
ye'nin AB'ye üyelik yolundaki çalışma-
lanna son dönemde hız verdiklerini söy-
ledi. Çiller, AB Komisyonu'nun Türkiye
ve AB ilişkileri üzerine bir rapor hazırla-
makta olduğunu belirterek şöyle dedi:
"Hükümetimiz, komisyonun Türkiye
yönünden en objektif ölçüleri kullanma-
sını beklemektedir. Şimdi, bazı dostlan-
mız. Türkiye'nin insan haklan \e komşu-
lanyla ilişkilerigibi siyasi konulann öneçt-
kanlarak adayuğunızuı geri plana itilebi-
leceği konusunda bizi uyarmaktadırlar.
Şunu açıkça söylüyonım; eğer AB Komis-
yonu Türkiye'nin doğru yöndeve hızla at-
tığı adımlan yanlış değeriendirir ve bazı
subjektif yaklaşımlan Türkiye'nin yeni
Avrupa haritasında hak ettiği yeri alma-
sını engelleyecek şekilde kullanırsa tarihi
bir hata yapar. Bu hatanın sonuçlaruu
mevcut ve gelecekteki ilişkilerimiz öder."
Çiller, Avrupa'ya, "Türkiye konusun-
da bugüne kadar vardığuıız doğru karar-
lannız dudaklarda kalmasın ve fiiliyata
geçirilsin" çağnsında bulundu. Bir yan-
dan Türkiye'ye ilişkin olumsuz görüsle-
re yer verdiği bildirilen AB Komisyo-
nu'nun raporuna ilişkin endişeyi yansıtan
Çiller, diğer yandan da "komisyonun Tür-
kiye'nin ehil olmasını değeriendirebflecek
konumda olmadığınr belirterek çelişik
bir rutum sergiledi.
D a v a a c ı l a c a k
Muhalefetten
Siyasi Partiler
Yasası'na tepki
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Muhalefet partileri, RP
Genel Başkanı ve
Basbakan Necmettin
< t Erbakan ile DYP
Genel Başkanı ve
Basbakan Yardımcısı Tansu ÇUfcr'in
anlaşmalan üzerine TBMM'ye sevk
edilen Siyasi Partiler Yasası değişiklik
önerisine tepki gösterdi. Önerinin
Meclis'ten geçmeyeceğini savunan
ANAP Genel Sekreteri Yaşar Okuyan,
aksı halde Anayasa Mahkemesi'ne
gideceklerini bildirdi.
Okuyan, RP'ye diyet borcunu ödediğini
söylediği Çiller'in hem partisine, hem
de ülkeye ihanet içinde olduğunu ileri
sürdü. RP ve DYP grup
başkanvekillerinin imzasıyla
TBMM'ye sunulan ve Siyasi Partiler
Yasası'nda partilerin kapatılmasını
neredeyse olanaksız hale getiren
değişiklik önerisınin,
komisyonlarda ve genel
kurulda büyük tartışmalara yol
açacağı bildirildi.
Anayasa Mahkemesi yolu
Önerinin Meclis'ten geçmesinin
olanaksız
v
oMuğu da belirtilirken,
anamuhalefet partisi ANAP, şimdiden
yasanın geçmesi halinde Anayasa
Mahkemesi'ne gideceğini duyurdu.
ANAP Genel Sekreteri Okuyan,
u
Çiller, RP'yi kurtarma yasasına katkı
sağlamıştır. Böylece, kendisinin
yolsuzluklannın üstünü örten, Yüce
Divan'a gitmekten kurtaran Erbakan'a
diyet borcunu ödetniştir. Diyet borcunun
belgesidir" dedi. Yasa önerisinın
Meclis'ten geçeceğine de inanmadığını
belirten Okuyan, "MecBs, böyle bir
diyet ödenmesine onay vermeyecektir.
Eğer yasa önerisi Mecüs'ten geçerse
eibette Anayasa Mahkemesi'ne gkleriz"
görüşünü dile getirdi. Çiller'ı sert bir
dille eleştiren Okuyan, sözlerini şöyle
sürdürdü: "ÇUler'in bu yapüğı,
Humeynı'nin molla rejuninin dişi
militanhğına soyunduğunu bir kez daha
göstermiştir. Türkiye, Çilkr'e rağmen
Humeyni rejimine izin vermeyecek
kadar güçlü bir ülkedir. Çiller için
önemli olan kendi çıkariandır. Onun
için ne partisi, ne de Türkiye'nin önemi
vardır. Çiller, hem partisine hem de
Türkiye'ye ihanet içindeduf RP Genel
Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak ise
siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin
hükümlerin yeniden düzenlenmesinin
yalmzca partisine yönelik bir
düzenleme olarak görülmemesi
gerektiğini söyledi. Ulucak, önerinin
şimdi gündeme getirilmesinin rastlantı
olabileceğini, ancak bu değişikliğin
uyum yasalan gereği yapıiması
gerektiğini belirtti. Ulucak, bir başka
soruyu yanıtlarken de erken seçim
tarihinin henüz belirlenmedığini
kaydetti.
SIFIR NOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Istanbul Belediyesi'ne bağlı
İSKİ'de çalışan Binali Akba-
ba'nın emekliliğine 55 gün kal-
mıştı. Ali Koçak, yirmi yıldır ay-
nı kurumda çalışryordu. Ali To-
sun da yedi yıldır. Bu üç işçiyi,
başında Prof. Dr. Veysel Eroğ-
lu'nun bulunduğu ISKİ Genel
Müdürlüğü işten attı. Onlarla
birlikte 38 işçinin de görevine
son verildi. Aynı listeyle
300'den fazla işçinin işine son
verileceği ortaya çıktı.
"Ne var bunda?" diyebilirsi-
niz. Sonuç olarak Refah Parti-
si'nin başında bulunduğu bir
kurum, eski işçileri atacak ve
yerine kendi adamlannı yerleş-
tirecek. Bir işçinin emekliliğine
55 gün kalmış, ne fark eder ki?
"Adil Düzen'm bir palavradan
ibaret olduğu, şu bir yıllık deney
içinde yeterince anlaşılmadı
mı? Refah Partisi'nin işçi düş-
manı bir parti olduğunu anla-
mak için böyle örneklere bile
gerek yok diyebilirsiniz.
Bu kez, İSKİ yöneticileri da-
İ r\ 7—1 1 •* 1 9 •* T i X* 1 1 leri sokağa atmaya karar veri-
12 Eylul un Refahçılan... SSÎZ^:
ha çarpıcı bir yola başvuruyor- lasa emekli olacak. 25 yıl bo- bir güç olduklannı söyiemekten ^ ^ devletçının bıle uygula-
lar. "Işçilerin suç kaydına rast- yunca onun bu işte çalışması özel bir zevk alıriar. Askeri dar- maKtan çekındıgı yontemier.
landığı anlaşıldığından Güven- sakıncalı görülmemiş. belerin islamcılan hedef aldığı- öuniar. 'a
Ş's t
cunta donem-
lik Soruşturması Yönetmeli- Neolmuşsa Refah Partisi yö- nısöyleyerekmuhalifbirgüçiz- lennde gundeme gelır.
ği'nin 15. maddesi gereğince" netime gelince olmuş. ISKt'de lenimi vermek isterier. Bu yolla * ı m d l
^ l »lahlar, siyasi Is-
işçi çıkanyorlar. Değeriendirme bir Değerlendirme Kurulu oluş- demokrasiyi ve sivil özgürlükle- lamcılann elınde. Severek ıs-
Komisyonu'nun 25.03.1997 ta- turulmuş,MHP'liolduklansöy- ri savunduklannı söyleyecek teyerek, keyıfle uyguluyorlar.
rihli karan ile bu işçilerin görev- lenen bazı genel müdürier gö- kadar ileri gittikleri bile olur. Oy- ''Pk l
geçmışte antı-Amerıkan
lerine devamlan sakıncalı gö- reve getirilmiş, böylece solcu nadıkları rollerin etkililennden gosterılerı eherınde bıçaklana
rüldüğü için hizmet akitlerı fes- ve demokrat işçi avı başlamış. birisi, mağdur ve mazlum rolü. Alla
" A
'la
" seslenyle bastık-
hediliyor. Bu konuda en sağlam referans Bu görünümle mazlum halkın l a n
9»tx davranıyoriar. YıHar hıç-
"Suç kaydı" sözcüğü bize hiç olarak 12 Eylül cuntasının bel- desteğini almaya çalışırtar. """ Ş
e
y aeğıştırmemış. Onlann
yabancı gelmiyor. İşten atılan geleri kabul edilmiş. Solcu işçi Bir TV programında Abdur- mayasında devlete sadakat,
bu işçiler, 12 Eylül cuntası dö- avı, 12 Eylül belgeleriyle sürdü- rahmaır Dilipak, "Siz bizi dü- komünizm ve sol düşmanlığı
neminde, faşist yönetim tara- rülüyor.TayyipErdoğan'ınba- zenin çocuklan olarak mı görü- var. Asker üzerierine gelince de
fından DİSK üyesi olmalan ne- şında bulunduğu Istanbul Bele- yorsunuz?" diye serzenişte bu- siv i l
olduklannı anımsıyortar ve
deniylesoruşturmageçirmişler, diyesi'ne göre, 12 Eylül'ün he- lunmuştu. Ben de "Evet siz bu solculardandestek bekliyoriar.
bir kısmı gözaltına alınmış ve def aldığı işçiler birer bırer te- düzenin çocuğusunuz" dedi- EllerindeM!Traporianyla12Ey-
yargılanmış. Sonunda hiçbiri mizleniyor. Yerine de RP mili- ğimzamanalınmıştı.Refahçılar lülcü listeleriyle dolaşıp işçileri
hüküm giymemiş, ama 12 Ey- tanlarının doldurulacağından ve siyasi Islamcılar bu düzenin hedef alıyortar. Kendileri gıbi ol-
lül döneminde işlerinden ol- şüpheniz olmasın. has çocuklan. Onlar, solcuları madığı için demokrat insanlan
muşlar. Sonra açtıklan davalar Bütün bunlar bir başka açı- ve demokratlan temizleyebil- aç-susuz sokağa atarken hiç
ve aldıkları yargı kararianyla iş- dan da önem taşıyor. Refah mek amacıyla 12 Eylülcülerin sıkılmadan sivil olduklannı söy-
lerinedönmüşler. Binali'nintam Partililer, devletin kendilerini yöntemlerini kullanıyoriar. On- lüyortar. "Allah onlan ıslah et-
55 günü kalmış, bunu tamam- dışladığından, bu nedenle sivil lann listelerine dayanarak işçi- sin."
MIKRO
DINÇ TAYANÇ
Teşbihte Hata Olmaz
Adamın anlattığı fıkra öylesine gülünç ki, herkes
kasıklannı tutatuta basıyor kahkahalan; "bizimki"nin
dışında... Adam şaşkın, soruyor "Beğenmed/nız mi°
diye; bizimkinden yanıt "Şey, anlayamadım da..."
Adam bir daha anlatıyor, herkes gene gülüyor; bi-
zimkinin dışında.
Adam gene soruyor "Beğendiremedim mi" diye,.
bizimkinden gene aynı yanıt "Şey, anlayamadım.
da..."
Adam gene anlatıyor, bu kez herkes yalnızca sın-
tryor; bizimkinin dışında... Adam bir kez daha soru-
yor "Beğenemediniz mi" diye; bizimki gene yanrtlı-
yor "Şey, hâlâanlayamadım da..."
Adam, umarsızca bir kez daha anlatıyor, herkesin
suratında "sıktın artık" ifadesi; bizimki bir kahkaha-
lar patlatıyor, bir kahkahalara boğuluyor ki çatlaya-
cak.
Adam dayanamıyor "Tamam gülünçtü ama, sizi
çatlatacak denli değil" diyecek oluyor, bizimkinden
yanıt "Şey, ben gene anlayamadım da, eşsekliğime
gülüyonjm!"
"Oldü" denılen komünizm ve sosyalizm, mezarta-
n sayılan eski Doğu Bloku'nda yeni biçem ve söy-
lemleriyle filizleniyor; Avrupa Birliği'nin 15 üyesın-
den 9'unun başbakanlan sosyal demokrat ve sos-
yal demokratlar 15 ülkenın 13'ünde hükümette yer
alıyor.
Uzun yıllardır sağ parti iktidannı yeğleyen Ingiliz-
ler, "Yeni İşçi Partisi'ni" iktidara getiriyor, aynı durum-
daki Fransa'da sosyalistler, komünistler ve yeşiller
ile güç birtiği yapıp iktidara tırmanıyor...
Ister komünizm ya da sosyalızmden kapitalizme
"yuvarianmış" olsun, ister uzun süreli sağ iktidarla-
ra "yeter" demiş olsun, ister "geleneksel" sosyal de-
mokratlığını sürdürsün, biriiği içinde yer almakta "ka-
rarlı" olduğumuz Avrupa'da "sol rüzgâhan" fırtına-
ya dönüşüyor...
Eski Doğu Bloku, Yeni Dünya Düzeni'nin; Ingilte-
re ve Fransa ise büyümeye dayalı sağ iktidariann fa-
turasının emekçi kitlelere çıkartıldığına ayıyor ve ye-
ni "seçimlehn" yarannı görüyor.
• • *
Emekçilere çıkan faturada "işsizlik" yazıyor, "ge-
lirdağıiımının dengesizleşmesi" yazıyor, "yoksullaş-
ma" yazıyor, "yolsuzluklar" yazıyor...
Faturanm ağıriaştığını öncelikle bu ülkelerdeki sol
ya da sosyal demokrat ya da ilerici partiler görüyor,
emekçi kıtlelerin buna "dur"diyeceğinin ayırdınava-
nyor ve ya kendilerini yenileyip tüzük ve programla-
rına yeni biçemler vererek ya da aralannda güç bir-
liğine giderek, seçmene dönüşecek emekçi krtlele-
rin isteklerine yanıt veriyoriar.
Türkiye'de 1950'den bu yana, kısa ve "ortaklı" ke-
sitler dışında, sürekli olarak sağ partiler ya tek baş-
lanna ya da "cepheler" şeklinde iktidarda. Öylesine
iktidarda ki demokrasinin 1971 ve 1980 "çizmeli" ke-
sintilerinde bile programlannı uygulayacak ya da uy-
gulattıracaklan ortamı ve kişileri yaratabiliyor.
Türkiye'nin bugün geldiği noktada ekonomi çık-
mazın da ötesinde, batakta! Batağın çamurunda iş-
sizlik de var, yolsuzluk da, yoksulluk da var, iç ve de
dış borçluluk da, pahalılık altında ezilmekde var, ka-
zanılmış toplumsal haklannı yitirmişlik de...
Tûrkiye'yi yannlara taşıyacağı "varsayılan" siyasal
yelpazede, TBMM'de temsil edileni edilmeyeni ile
kendisine "sol" yakıştıran bir dolu parti yaşıyor.
Son seçimlerdeki oy oranlanna bakıldığında, so-
lun toplamı neredeyse yüzde 30 dolayında. Kamu-
oyu yoklamalanna "inanılırsa" ve de "sağın aymaz-
lığına, sağ iktidann yolsuzluklanna, köktenci sağın
demokrasi düşmanlığına" karşı gösterilere katılan-
lar "gösterge" ise; sol rüzgân hafiften esmeye baş-
lıyor...
Esmeye başlıyor da, süreç Avrupa'dakinin tersine
işliyor. Çünkü Türkiye'nin sol partileri kitleleri değil,
kitleler sol partileri uyandırmaya çabalıyod
Sol rüzgâriarına karşın, bugünün Türkiyesi'nde
hiçbir sol partinin tek başına iktidarolması mümkün
görünmüyor. Olsalar olsalar, sağın "srepne/eri"niye-
tine iktidann "kiıçük ortağı" olabiliyorlar.
Oysa "taban" mı desek, "halk" mı desek; hani
sandık başında seçmene dönüşen 0 kitleler var ya,
onlar uyandırmaya çabaladıklan partilere "Güç bir-
liğiyapın, bütünleşin, birieşin; sizi iktidara taşınz" di-
yori
• • •
Pekiyi; "koyunun olmadığı yerde Abdurrahman
Çe/eö/"liğe sıvanmış iki büyük (!) sol (!) partimiz (!) ne
yapıyor?
Yanıtı kısa ve kesin; hem birbirierini, hem kendile-
rini, hem de Türkiye'nin geleceğini yiyorlar!
Dalgalı Deniz Partisi, Ingiliz İşçi Partisi'nin "yeni"
kavramına bel bağlıyor.
Bir "sol" parti ki; "yeni" dediği değişimiyle,
1960'ların "ortanın so/u"nun gerisine düştüğünü,
oysa sol seçmenin 2000'leri görebildiğini kavraya-
mıyor.
Bir sol parti lideri ki; iktidarortağıyken düştüğü "kü-
çü/me"nin acısını muhalefetin gereklerini yerine ge-
tirerek çıkartmayı beceremiyor ve suskunluğuyla da,
sözde çıkışlanyla da toplumun hem var olan hem de,
var olmaya aday seçmeninin güvenini sarsıyori
Hadi canım sen deü! ;
Sönük Umut Aile Demeği ise sol ile "milliyetçiliği"-
birieştirmek gibi bir "garabete" doğru sürükleniyor.'
Bir "sol" parti ki; bir yandan demokratik sol seç-
meninden, bir yandan irticatabanından, bir yandan
da faşistlerden oy kapmaya çabalıyor ve buna "sol"
diyori
Bir sol parti lideri ki; bir yandan "emek, eşitlik, dü-
rüstlük" masallan anlatıyor ve bu arada eşinin sulta-
sına karşı çıkan her kişi ve örgütünü kapının önüne
koyuyor, bir yandan "Yarartı tarikatlar da vardır" di-'
ye şeriatçılara selam yolluyor, bir yandan da faşist-
lerie "iş ve güç bihiği"ne göz kırpıyor.
Kim bilir. belki de birileri siyasal söyleme "şer'i sofi
faşizm" gibilerinden yepyeni ve "güzide" bir kavram
yerieştiriyor da biz anlayamıyoruz!
Hadi canım sen deü!
Avrupa'da sol rüzgârlan fırtınaya dönüşedursun,
Türkiye'nin hal-i pür melâli böyle. Böyle olunca da,
önümüzdeki olası bir erken seçimin sonunda birile-'
ri çok gülecek! Ama "anladığına" ama "anlayama-
dığı için" eşşekliğine!
Ya solun iktidara yükselmesi umudundaki emek-
çi kitleler?
Ana fıkir: Demokrasilerde eşşekleşme özgüriüğü
yoktur!
Ana fıkrin ana fikri: Eşşekler demokrasi kuramaz-
larü!