07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1997 PAZAR HABERLER Barış Partisi Gençlik Kurultayı • ANKARA (AA) - Banş Partisi (BP) Genel Başkanı Ali Haydar Veziroğlu. gençliktetr beklediğini bulduğu için mutlu ve umutlu olduğunu kaydederek "Türkiye'nin gençliğinden korkmuyorum" dedi. BP 1. Gençlik Kurultayı'nın açılışında konuşan Veziroğlu. BP'nin amacının banş ve demokrasi olduğunu vurgulayarak gençlere, "Amacınız banş olmalı. Banş, bizim rüyamız. sevdamız, amacımızdır. Biz, gençlere yüzde 25 kotayı lütuf olsun dıye vermedik. Diğer partilerin gençler ıçin örmüş olduğu duvan yıkmak için verdik" dedı. Operasyon protestosuna 150 gözattı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey lrak'ta sürdürdüğü sınır ötesi harekâtı protesto etmek amacıyla ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk koymak isteyenlerden yaklaşık 150 kişinin emniyet güçlerince gözaltına alındığı bildinldi. Gözaltına alınanlar arasında lnsan Haklan Derneği (İHD) Ankara Şube Başkanı Yıldız Temürtürkan, Yönetim Kurulu üyesı Enver Büyükçulha ile HADEP II Başkanı Kemal Oktan'ın da bulunduğu belirtildi. Emniyet Müdürlüğü'nden gözaltına ilişkin bir açıklama yapılmazken, gönüllü kuruluşlar ve meslek örgütleri yaptıklan açıkiamalarla olayı kınadılar ANAP Genel MerkezTnde yangın • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- ANAP Genel Merkezi'nde, Mesut Yılmaz'ın sekreterinin odasında çıkan yanginda bazı eşyalar zarar gördü. ANAP'lı yetkililerden alınan bilgiye göre saat 18.00"de çıkan yangın, itfaiyenin müdahalesi ile söndürûldü. Yanginda, sekreter odasında bulunan faks, fotokopi makinelen ile koltuklar zarar gördü. Itfaiye yetkililen, yangının elektrik kontağından çıktığının sanıldığını söyledıler. Alman vatandaşlığına geçen Turkler • ANTALYA(AA)- Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, Almanya'da yaşayan 126 binTürk'ün Alman vatandaşlığına geçtiğini bildirdi. Almanya'da yaşayan Türklerin etkinliğinin her geçen gün arttığını belirten Şen, "Almanya'da 42 bin Türk işadamı var. Bunlann yıllık cirosu 35 milyar mark. Türkler. Alman politikasında da etkin rol almaya başladı." dedi. Atina'dan yalanlama • ATİNA(AFP)- PKK'nın gelişmiş silahlar almasına yardım ettiği yönündekı suçlama. Yunanistan tarafından kesin bir dille yalanlandı. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından önceki akşam yapılan açıklamada, Türkiye'nin suçlaması, "asılsız" \e "gerçekten uzak" olarak olarak nıtelendirildi. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Konstantin Bikas, "Türkiye, bu ülkeyle komşu olma talihsizliğini paylaşan bütün ülkelerin kendisine sabotaj yaptığına inanıyor" dedi. Çillerler'in çiftliğinin, uyuşturucu trafiğinin geçiş noktası olduğunu söyledi Saajar'dan ağır suçlama ERDAL ÖZCAN ÇORLL'-CHPİçel Milletvekili Fikri Sağlar. Dışişleri Bakanı Tansu Çilkr ve eşi Özer Uçuran Çiller*e ait Kuşadası'ndaki Pelister Çiftliği'nin uyuşturucu trafiğinde bir geçiş noktası olduğunu öne sürdü. Susurluk davasında yargılanan İbrahim Şahin ve diğer özel tim mensuplannın da bir süre bu çiftlikte gizlendiklerini iddia eden Sağlar, Kuşadası Marinası'nda bulunan Özer ÖZer ÇİIIer'İn ÖZel yatl CHP Içel Milletvekili Fikri Sağlar, Tansu ve Özer Çiller'e ait Kuşadası'ndaki Pelister Çiftliği'nin uyuşturucu trafiğinde bir geçiş noktası olduğunu ileri sürdü. Sağlar, Kuşadası Marinası'ndaki Ozer Çiller'e ait bir yatın da uyuşturucu ve adam kaçırma işinde kullanıldığını söyledi. Çiller'e ait bir yatın da uyuşturucu ve adam kaçırma olaylannda kullanıldığını söyledi. Eski Istanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardah'nın oğlu Atilla Ardaunın sahibı olduğu Kanal-59 televizyonuna çıkan Fikri Sağlar, "Bir KonıT adlı programda, bir süre önce hakkında yayımlanan iddialara yanıt hakkıru kullandı. Atilla Ardah'nın çeşitli sorulannı da yanıtlayan Sağlar, Susurluk araştırmasına yenı bir boyut kazandıracak çarpıcı iddialarda bulundu. Tansu-Ozer Çiller çiftine yönelık ilginç suçlamalarda bulunan Sağlar şunlan söyledi: u İlkdefasizin televizyonunuzda açıklıyorum; Dışişleri Bakanı Tansu Çiller ve eşi Ozer Çiller'e ait Kuşadası'ndaki Pelister ÇifrJiği uyuşturucu trafiğinde bir geçiş noktasıdır. Susurluk davasında yargılanan İbrahim Şahin ve diğer özel tim mensuplan da bir süre bu çiftlikte gizlendi. Çete elemanlan bu çiftlikten yurtdışına kaçınldı. Kuşadası Marinası'nda bulunan Özer Çiller'e ait ikinci bir yat da uyuşturucu \e adam kaçırma olaylannda kullanıldı. İnsan bir tane yata biner gezmek için ikindsiniçin?" CHP Içel Milletvekili Fikri Sağlar, önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili TBMM'ye soru önergesi vereceğini de açıkladı. Aynı programa katılan 18. dönem Adana Milletvekili Cüneyt Canver ise "Çete" olaylanyla ilgili konulann bızzat devlet tarafından organize edildiğini öne sürdü. 1 0 8 . h a f t a Rıdvan Karakoç anıldı tstanbul Haber Servisi - Cumartesi Anneleri'nin 108. buluşmasında bir araya gelen kayıp yakınlan. kaybedildikten sonra işkence yapılarak katledılen Rıdvan Karakoç'u ölümünün 2. yılında andı. Odakule'de toplanan bir grup, Kuzey Irak Operasyonu'nu protesto ettikten sonra Cumartesi Anneleri'ne destek vermek için Galatasaray Lisesi'nın önüne yürümek istedi. Çevik Kuvvet polisleri tarafından önleri kesilen grubun yürüyüşüne toplu halde olmamak koşuluyla izin verildı. Güvenlik güçleri ile göstericiler arasındaki gerginlik sürerken fotoğraf çekmek isteyen gazeteciler, polis tarafından tartakJandı. Cumartesi Annelerfnin eylemine, Almanya Parlamentosu'ndan 2 sosyal demokrat. 2 sosyalist ve bir yeşil milletvekili, Haklar ve Özgürlükler Platformu sözcüsü Oya Gökbayrak, İHD Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin ve Se>im Belli de destek verdi. Kayıp yakınlan adına yapılan açıklamada. İHD üyesi Nimet Tannkulu hakkında geçen haftaki oturma eylemi gerekçe yapılarak Beyoğlu llçe Emniyet Müdürlüğü'nün savcıhğa suç duyurusunda bulunduğu belirtildi. "Analann öfkesi katilleri boğacak", "İnsanlık onunı işkenceyi yenecek", "Kayıplar bulunsun hesap soruLsun" sloganlannı atan grup, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. Ankara, Avrupa Birliği'ne üyelikte umudunu ABD'ye bağladı Türldye'nin AB telaşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Av- rupa Birlıği'nin (AB), birliğe tam üye ola- cak aday ülkeler sıralamasında Tûrkiye'yi geri plana ittiği sınyalleri alan Ankara, umudunu ABD'nin Avrupa'ya yönelik girişimlerine bağladı. Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, Türkiye'nin AB'ye tam üye- lik yolundaki adaylığının geri plana itile- ceği yolundaki uyanlara karşı uyanda bu- lundu ve "Bu hatanın sonuçlaruumevcut ve gelecekteki ilişkilerimiz öder; tarihi ha- ta yaparsınız" dedı. Çiller, Türkiye'nin AB'ye üyelık perspektifinin çizilmeme- si halinde NATO'nun genişlemesini veto edeceği yolundaki kozunu yinelemedi, ancak Ankara'nın ittifakın Balkan ülke- leriyle birlikte genişlemesine destek ver- diğini açıkladı. Çiller, Türkiye Tanm ve Kredi Koope- ratifleri Birlıği'nin, 25 milyar 300 mil- yon lira değerindeki Bosna'ya bağış çe- kini Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen törenle aldı. Asli görevi olan Dışişleri Ba- kanlığı'nı, cumartesi günleri dış politika- ya ilişkin açıklamalar yapmak üzere dü- zenlediği basın toplantılan ile anımsayan Çiller, gazetecileri yine bekletti. Çiller, basın toplantısmı 2 saat 15 dakika gecik- meli olarak gerçekleştirdi. Çiller, Tûrki- ye'yi eski Doğu Bloku ülkeleriyle birlik- te AB'ye aday ülkeler listesine alan bir- liğin, bu konuda bir geri adım atacağı yo- lunda sinyal ahndığının işaretlerini verdi. 29 nisanda Lüksemburg'da yapılan Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantı- sında. Ankara'nın tam üyelik perspektifı ve Doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte ob- jektif ve eşit kıstaslarla değerlendirilece- ğinin teyit edildiğini anımsatan Çiller. ABD Başkanı Bill Clinton ve Dışişleri Bakanı Madeleüıe Albright'ın, Türki- ye'nin AB'ye üyelik yolundaki çalışma- lanna son dönemde hız verdiklerini söy- ledi. Çiller, AB Komisyonu'nun Türkiye ve AB ilişkileri üzerine bir rapor hazırla- makta olduğunu belirterek şöyle dedi: "Hükümetimiz, komisyonun Türkiye yönünden en objektif ölçüleri kullanma- sını beklemektedir. Şimdi, bazı dostlan- mız. Türkiye'nin insan haklan \e komşu- lanyla ilişkilerigibi siyasi konulann öneçt- kanlarak adayuğunızuı geri plana itilebi- leceği konusunda bizi uyarmaktadırlar. Şunu açıkça söylüyonım; eğer AB Komis- yonu Türkiye'nin doğru yöndeve hızla at- tığı adımlan yanlış değeriendirir ve bazı subjektif yaklaşımlan Türkiye'nin yeni Avrupa haritasında hak ettiği yeri alma- sını engelleyecek şekilde kullanırsa tarihi bir hata yapar. Bu hatanın sonuçlaruu mevcut ve gelecekteki ilişkilerimiz öder." Çiller, Avrupa'ya, "Türkiye konusun- da bugüne kadar vardığuıız doğru karar- lannız dudaklarda kalmasın ve fiiliyata geçirilsin" çağnsında bulundu. Bir yan- dan Türkiye'ye ilişkin olumsuz görüsle- re yer verdiği bildirilen AB Komisyo- nu'nun raporuna ilişkin endişeyi yansıtan Çiller, diğer yandan da "komisyonun Tür- kiye'nin ehil olmasını değeriendirebflecek konumda olmadığınr belirterek çelişik bir rutum sergiledi. D a v a a c ı l a c a k Muhalefetten Siyasi Partiler Yasası'na tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet partileri, RP Genel Başkanı ve Basbakan Necmettin < t Erbakan ile DYP Genel Başkanı ve Basbakan Yardımcısı Tansu ÇUfcr'in anlaşmalan üzerine TBMM'ye sevk edilen Siyasi Partiler Yasası değişiklik önerisine tepki gösterdi. Önerinin Meclis'ten geçmeyeceğini savunan ANAP Genel Sekreteri Yaşar Okuyan, aksı halde Anayasa Mahkemesi'ne gideceklerini bildirdi. Okuyan, RP'ye diyet borcunu ödediğini söylediği Çiller'in hem partisine, hem de ülkeye ihanet içinde olduğunu ileri sürdü. RP ve DYP grup başkanvekillerinin imzasıyla TBMM'ye sunulan ve Siyasi Partiler Yasası'nda partilerin kapatılmasını neredeyse olanaksız hale getiren değişiklik önerisınin, komisyonlarda ve genel kurulda büyük tartışmalara yol açacağı bildirildi. Anayasa Mahkemesi yolu Önerinin Meclis'ten geçmesinin olanaksız v oMuğu da belirtilirken, anamuhalefet partisi ANAP, şimdiden yasanın geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne gideceğini duyurdu. ANAP Genel Sekreteri Okuyan, u Çiller, RP'yi kurtarma yasasına katkı sağlamıştır. Böylece, kendisinin yolsuzluklannın üstünü örten, Yüce Divan'a gitmekten kurtaran Erbakan'a diyet borcunu ödetniştir. Diyet borcunun belgesidir" dedi. Yasa önerisinın Meclis'ten geçeceğine de inanmadığını belirten Okuyan, "MecBs, böyle bir diyet ödenmesine onay vermeyecektir. Eğer yasa önerisi Mecüs'ten geçerse eibette Anayasa Mahkemesi'ne gkleriz" görüşünü dile getirdi. Çiller'ı sert bir dille eleştiren Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: "ÇUler'in bu yapüğı, Humeynı'nin molla rejuninin dişi militanhğına soyunduğunu bir kez daha göstermiştir. Türkiye, Çilkr'e rağmen Humeyni rejimine izin vermeyecek kadar güçlü bir ülkedir. Çiller için önemli olan kendi çıkariandır. Onun için ne partisi, ne de Türkiye'nin önemi vardır. Çiller, hem partisine hem de Türkiye'ye ihanet içindeduf RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak ise siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hükümlerin yeniden düzenlenmesinin yalmzca partisine yönelik bir düzenleme olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. Ulucak, önerinin şimdi gündeme getirilmesinin rastlantı olabileceğini, ancak bu değişikliğin uyum yasalan gereği yapıiması gerektiğini belirtti. Ulucak, bir başka soruyu yanıtlarken de erken seçim tarihinin henüz belirlenmedığini kaydetti. SIFIR NOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Istanbul Belediyesi'ne bağlı İSKİ'de çalışan Binali Akba- ba'nın emekliliğine 55 gün kal- mıştı. Ali Koçak, yirmi yıldır ay- nı kurumda çalışryordu. Ali To- sun da yedi yıldır. Bu üç işçiyi, başında Prof. Dr. Veysel Eroğ- lu'nun bulunduğu ISKİ Genel Müdürlüğü işten attı. Onlarla birlikte 38 işçinin de görevine son verildi. Aynı listeyle 300'den fazla işçinin işine son verileceği ortaya çıktı. "Ne var bunda?" diyebilirsi- niz. Sonuç olarak Refah Parti- si'nin başında bulunduğu bir kurum, eski işçileri atacak ve yerine kendi adamlannı yerleş- tirecek. Bir işçinin emekliliğine 55 gün kalmış, ne fark eder ki? "Adil Düzen'm bir palavradan ibaret olduğu, şu bir yıllık deney içinde yeterince anlaşılmadı mı? Refah Partisi'nin işçi düş- manı bir parti olduğunu anla- mak için böyle örneklere bile gerek yok diyebilirsiniz. Bu kez, İSKİ yöneticileri da- İ r\ 7—1 1 •* 1 9 •* T i X* 1 1 leri sokağa atmaya karar veri- 12 Eylul un Refahçılan... SSÎZ^: ha çarpıcı bir yola başvuruyor- lasa emekli olacak. 25 yıl bo- bir güç olduklannı söyiemekten ^ ^ devletçının bıle uygula- lar. "Işçilerin suç kaydına rast- yunca onun bu işte çalışması özel bir zevk alıriar. Askeri dar- maKtan çekındıgı yontemier. landığı anlaşıldığından Güven- sakıncalı görülmemiş. belerin islamcılan hedef aldığı- öuniar. 'a Ş's t cunta donem- lik Soruşturması Yönetmeli- Neolmuşsa Refah Partisi yö- nısöyleyerekmuhalifbirgüçiz- lennde gundeme gelır. ği'nin 15. maddesi gereğince" netime gelince olmuş. ISKt'de lenimi vermek isterier. Bu yolla * ı m d l ^ l »lahlar, siyasi Is- işçi çıkanyorlar. Değeriendirme bir Değerlendirme Kurulu oluş- demokrasiyi ve sivil özgürlükle- lamcılann elınde. Severek ıs- Komisyonu'nun 25.03.1997 ta- turulmuş,MHP'liolduklansöy- ri savunduklannı söyleyecek teyerek, keyıfle uyguluyorlar. rihli karan ile bu işçilerin görev- lenen bazı genel müdürier gö- kadar ileri gittikleri bile olur. Oy- ''Pk l geçmışte antı-Amerıkan lerine devamlan sakıncalı gö- reve getirilmiş, böylece solcu nadıkları rollerin etkililennden gosterılerı eherınde bıçaklana rüldüğü için hizmet akitlerı fes- ve demokrat işçi avı başlamış. birisi, mağdur ve mazlum rolü. Alla " A 'la " seslenyle bastık- hediliyor. Bu konuda en sağlam referans Bu görünümle mazlum halkın l a n 9»tx davranıyoriar. YıHar hıç- "Suç kaydı" sözcüğü bize hiç olarak 12 Eylül cuntasının bel- desteğini almaya çalışırtar. """ Ş e y aeğıştırmemış. Onlann yabancı gelmiyor. İşten atılan geleri kabul edilmiş. Solcu işçi Bir TV programında Abdur- mayasında devlete sadakat, bu işçiler, 12 Eylül cuntası dö- avı, 12 Eylül belgeleriyle sürdü- rahmaır Dilipak, "Siz bizi dü- komünizm ve sol düşmanlığı neminde, faşist yönetim tara- rülüyor.TayyipErdoğan'ınba- zenin çocuklan olarak mı görü- var. Asker üzerierine gelince de fından DİSK üyesi olmalan ne- şında bulunduğu Istanbul Bele- yorsunuz?" diye serzenişte bu- siv i l olduklannı anımsıyortar ve deniylesoruşturmageçirmişler, diyesi'ne göre, 12 Eylül'ün he- lunmuştu. Ben de "Evet siz bu solculardandestek bekliyoriar. bir kısmı gözaltına alınmış ve def aldığı işçiler birer bırer te- düzenin çocuğusunuz" dedi- EllerindeM!Traporianyla12Ey- yargılanmış. Sonunda hiçbiri mizleniyor. Yerine de RP mili- ğimzamanalınmıştı.Refahçılar lülcü listeleriyle dolaşıp işçileri hüküm giymemiş, ama 12 Ey- tanlarının doldurulacağından ve siyasi Islamcılar bu düzenin hedef alıyortar. Kendileri gıbi ol- lül döneminde işlerinden ol- şüpheniz olmasın. has çocuklan. Onlar, solcuları madığı için demokrat insanlan muşlar. Sonra açtıklan davalar Bütün bunlar bir başka açı- ve demokratlan temizleyebil- aç-susuz sokağa atarken hiç ve aldıkları yargı kararianyla iş- dan da önem taşıyor. Refah mek amacıyla 12 Eylülcülerin sıkılmadan sivil olduklannı söy- lerinedönmüşler. Binali'nintam Partililer, devletin kendilerini yöntemlerini kullanıyoriar. On- lüyortar. "Allah onlan ıslah et- 55 günü kalmış, bunu tamam- dışladığından, bu nedenle sivil lann listelerine dayanarak işçi- sin." MIKRO DINÇ TAYANÇ Teşbihte Hata Olmaz Adamın anlattığı fıkra öylesine gülünç ki, herkes kasıklannı tutatuta basıyor kahkahalan; "bizimki"nin dışında... Adam şaşkın, soruyor "Beğenmed/nız mi° diye; bizimkinden yanıt "Şey, anlayamadım da..." Adam bir daha anlatıyor, herkes gene gülüyor; bi- zimkinin dışında. Adam gene soruyor "Beğendiremedim mi" diye,. bizimkinden gene aynı yanıt "Şey, anlayamadım. da..." Adam gene anlatıyor, bu kez herkes yalnızca sın- tryor; bizimkinin dışında... Adam bir kez daha soru- yor "Beğenemediniz mi" diye; bizimki gene yanrtlı- yor "Şey, hâlâanlayamadım da..." Adam, umarsızca bir kez daha anlatıyor, herkesin suratında "sıktın artık" ifadesi; bizimki bir kahkaha- lar patlatıyor, bir kahkahalara boğuluyor ki çatlaya- cak. Adam dayanamıyor "Tamam gülünçtü ama, sizi çatlatacak denli değil" diyecek oluyor, bizimkinden yanıt "Şey, ben gene anlayamadım da, eşsekliğime gülüyonjm!" "Oldü" denılen komünizm ve sosyalizm, mezarta- n sayılan eski Doğu Bloku'nda yeni biçem ve söy- lemleriyle filizleniyor; Avrupa Birliği'nin 15 üyesın- den 9'unun başbakanlan sosyal demokrat ve sos- yal demokratlar 15 ülkenın 13'ünde hükümette yer alıyor. Uzun yıllardır sağ parti iktidannı yeğleyen Ingiliz- ler, "Yeni İşçi Partisi'ni" iktidara getiriyor, aynı durum- daki Fransa'da sosyalistler, komünistler ve yeşiller ile güç birtiği yapıp iktidara tırmanıyor... Ister komünizm ya da sosyalızmden kapitalizme "yuvarianmış" olsun, ister uzun süreli sağ iktidarla- ra "yeter" demiş olsun, ister "geleneksel" sosyal de- mokratlığını sürdürsün, biriiği içinde yer almakta "ka- rarlı" olduğumuz Avrupa'da "sol rüzgâhan" fırtına- ya dönüşüyor... Eski Doğu Bloku, Yeni Dünya Düzeni'nin; Ingilte- re ve Fransa ise büyümeye dayalı sağ iktidariann fa- turasının emekçi kitlelere çıkartıldığına ayıyor ve ye- ni "seçimlehn" yarannı görüyor. • • * Emekçilere çıkan faturada "işsizlik" yazıyor, "ge- lirdağıiımının dengesizleşmesi" yazıyor, "yoksullaş- ma" yazıyor, "yolsuzluklar" yazıyor... Faturanm ağıriaştığını öncelikle bu ülkelerdeki sol ya da sosyal demokrat ya da ilerici partiler görüyor, emekçi kıtlelerin buna "dur"diyeceğinin ayırdınava- nyor ve ya kendilerini yenileyip tüzük ve programla- rına yeni biçemler vererek ya da aralannda güç bir- liğine giderek, seçmene dönüşecek emekçi krtlele- rin isteklerine yanıt veriyoriar. Türkiye'de 1950'den bu yana, kısa ve "ortaklı" ke- sitler dışında, sürekli olarak sağ partiler ya tek baş- lanna ya da "cepheler" şeklinde iktidarda. Öylesine iktidarda ki demokrasinin 1971 ve 1980 "çizmeli" ke- sintilerinde bile programlannı uygulayacak ya da uy- gulattıracaklan ortamı ve kişileri yaratabiliyor. Türkiye'nin bugün geldiği noktada ekonomi çık- mazın da ötesinde, batakta! Batağın çamurunda iş- sizlik de var, yolsuzluk da, yoksulluk da var, iç ve de dış borçluluk da, pahalılık altında ezilmekde var, ka- zanılmış toplumsal haklannı yitirmişlik de... Tûrkiye'yi yannlara taşıyacağı "varsayılan" siyasal yelpazede, TBMM'de temsil edileni edilmeyeni ile kendisine "sol" yakıştıran bir dolu parti yaşıyor. Son seçimlerdeki oy oranlanna bakıldığında, so- lun toplamı neredeyse yüzde 30 dolayında. Kamu- oyu yoklamalanna "inanılırsa" ve de "sağın aymaz- lığına, sağ iktidann yolsuzluklanna, köktenci sağın demokrasi düşmanlığına" karşı gösterilere katılan- lar "gösterge" ise; sol rüzgân hafiften esmeye baş- lıyor... Esmeye başlıyor da, süreç Avrupa'dakinin tersine işliyor. Çünkü Türkiye'nin sol partileri kitleleri değil, kitleler sol partileri uyandırmaya çabalıyod Sol rüzgâriarına karşın, bugünün Türkiyesi'nde hiçbir sol partinin tek başına iktidarolması mümkün görünmüyor. Olsalar olsalar, sağın "srepne/eri"niye- tine iktidann "kiıçük ortağı" olabiliyorlar. Oysa "taban" mı desek, "halk" mı desek; hani sandık başında seçmene dönüşen 0 kitleler var ya, onlar uyandırmaya çabaladıklan partilere "Güç bir- liğiyapın, bütünleşin, birieşin; sizi iktidara taşınz" di- yori • • • Pekiyi; "koyunun olmadığı yerde Abdurrahman Çe/eö/"liğe sıvanmış iki büyük (!) sol (!) partimiz (!) ne yapıyor? Yanıtı kısa ve kesin; hem birbirierini, hem kendile- rini, hem de Türkiye'nin geleceğini yiyorlar! Dalgalı Deniz Partisi, Ingiliz İşçi Partisi'nin "yeni" kavramına bel bağlıyor. Bir "sol" parti ki; "yeni" dediği değişimiyle, 1960'ların "ortanın so/u"nun gerisine düştüğünü, oysa sol seçmenin 2000'leri görebildiğini kavraya- mıyor. Bir sol parti lideri ki; iktidarortağıyken düştüğü "kü- çü/me"nin acısını muhalefetin gereklerini yerine ge- tirerek çıkartmayı beceremiyor ve suskunluğuyla da, sözde çıkışlanyla da toplumun hem var olan hem de, var olmaya aday seçmeninin güvenini sarsıyori Hadi canım sen deü! ; Sönük Umut Aile Demeği ise sol ile "milliyetçiliği"- birieştirmek gibi bir "garabete" doğru sürükleniyor.' Bir "sol" parti ki; bir yandan demokratik sol seç- meninden, bir yandan irticatabanından, bir yandan da faşistlerden oy kapmaya çabalıyor ve buna "sol" diyori Bir sol parti lideri ki; bir yandan "emek, eşitlik, dü- rüstlük" masallan anlatıyor ve bu arada eşinin sulta- sına karşı çıkan her kişi ve örgütünü kapının önüne koyuyor, bir yandan "Yarartı tarikatlar da vardır" di-' ye şeriatçılara selam yolluyor, bir yandan da faşist- lerie "iş ve güç bihiği"ne göz kırpıyor. Kim bilir. belki de birileri siyasal söyleme "şer'i sofi faşizm" gibilerinden yepyeni ve "güzide" bir kavram yerieştiriyor da biz anlayamıyoruz! Hadi canım sen deü! Avrupa'da sol rüzgârlan fırtınaya dönüşedursun, Türkiye'nin hal-i pür melâli böyle. Böyle olunca da, önümüzdeki olası bir erken seçimin sonunda birile-' ri çok gülecek! Ama "anladığına" ama "anlayama- dığı için" eşşekliğine! Ya solun iktidara yükselmesi umudundaki emek- çi kitleler? Ana fıkir: Demokrasilerde eşşekleşme özgüriüğü yoktur! Ana fıkrin ana fikri: Eşşekler demokrasi kuramaz- larü!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle