Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Maaşlar 10 yılda yüzde 146 artarken özel okul ücretlerindeki artış yüzde 400'ü geçti
• •
Ozel okuDar smır tanmnyorFİGENATALAY
Özel okul ücretleri son 10 yılda yüz-
de 421 kat arttı. Ücretlerin yüksekliği
nedeniyle özel okullarda doluluk oranı
yüzde 50'ye düştü. Ara sınıflardan dev-
let okullanna geçış, bazı okullarda yüz-
de 20'ye kadar çıktı.
Özel Okul Velileri Demeği'nce yılla-
ra göre çalışanlann ücretleri ile özel
okul ücretlerinin karşılaştırması yapıl-
dı. Karşılaştırma, özel okul ücretleri
TED Ankara Koleji, veli ücreti ise bi-
rinci derece mühendis maaşı baz alına-
rak hazırlandı.
Buna göre son 10 yılda maaşlar yüz-
de 146 artarken özel okul ücretleri yüz-
de 421 kat arttı. Ömeğin, 1988-1989
öğretim yılında iki aylık mühendis üc-
reti ile özel okul ücreti ödenebilirken
1997- 1998 dönemınde okul ücreti an-
cak 5.3 aylık mühendis ücreti ile karşı-
lanabilırhale geldı.
Ücretlerdeki artış, özel okullardaki
ögrenci sayısının düşmesine neden ol-
du.
Özel Okullar Derneği'nce "Özel
Okullann Bugünkü Durumu" şöyle
özetleniyor:
-1990 yılında yüzde l^olan özel okul
öğrenci oranı 1996 yılında yüzde 1.2'ye
düştü.
Türkiye'de yıllara göre çalışanlann ücretleri ve ozel okul
ücretlerinin karşılaştınlması
Öğretim
dönemi
1988-1989
1989-1990
1990-1991
1991-1992
1992-1993
1993-1994
1994-1995
1995-1996
1996-1997
1997-1998
1. derece
mühendis
ücreti TL/ay
472.000
938.000
1.707.000
2.607.000
4.666.000
7.319.000
11.000.000
20.800.000
45.000.000
68.700.000
Ücret
artış %
98.73
81.98
52.72
78.98
56.86
50.29
89.09
116.35
52.67
Ozel okul
ücreti
TL/yıl
863.000
1.966.000
4.400.000
8.800.000
16.800.000
29.415.000
57.240.000
96.000.000
182.500.000
363.500.000
Ücret
artış %
127.81
123.80
100.00
90.91
75.09
94.59
67.71
90.10
99.18
Çeşitli
ülkelerde özel
okula giden
öğrenci
oranlan
Rusya: Yüzde 9
Tunus: Yüzde 12
Almanya: Yüzde 13
tngiltere: Yüzde 15
Fransa: Yüzde 24
Hollanda: Yüzde 68
Japonya: Yüzde 85
Türkiye: Yüzde 1
- Bugün özel okullarda doluluk ora-
nı yüzde 50 civanndadır.
- 1991-92 öğretim yılında özel Türk
okullannda okul başına 210 öğrenci dü-
şerken 1996yıhnda 146 öğrenci düşmek-
tedir. Son yıllarda açılan pek çok okul
henüz mezun vermez, hep yeni öğrenci
alırken yüzde 25 civanndaki bu azahş
çok anlamlı ve endişe vericidir.
- Ara sınıflarda devlet okullanna ge-
çiş başlamıştır. Bazı okullarda oran yüz-
de 20'ye kadar çıkmaktadır. Yeni öğre-
tim yılı kadro anlaşmalan haziran. tem-
muz aylarında yapılırken ara sınıflar-
daki azalma, derslerin başlama günle-
rinde, genellikle eylül ayinda gerçek-
leşmektedir. Bu dunımda hiçbir tasar-
ruf önlemi alınamamaktadır.
Milli Eğıtim Bakanlığı'nın, özel
okullan teşvik için hazırladığı "625 sa-
yılı Özel Öğretim Kurumlan Kanu-
nu'ndayapılacakdeğişiklikkT" adlı ya-
sa taslağı. yaklaşık bir yıldır Bakanlar
Kurulu'nda gündeme ahnmayı bekli-
yor. Bu taslak yasalaşırsa, özel okullar
Gelirler ve Kurumlar Vergisi'nden mu-
af tutulacaklar, devletin özel öğretim
kurumlanna mali yardım olanağı sağ-
lanacak, yardıma muhtaç öğrencilerin
ücretlerinin birkısmı ya da tamamı dev-
letçe karşılanacak, özel öğretim kurum-
lannın televizyona reklam verme yasa-
ğı kaldınlacak.
'Muhasebe oyunlanyla
kâriar gjzlenfyor'
Özel oku! sahıplen öğrenci bulama-
maktan yakınıp, devletten teşvik beklcr-
ken veliler farklı düşünüyor. Özel Okul
Velileri Derneği'nce özel okul ücretle-
riyle ilgili olarak bir süre önce hazırla-
nan raporda. şu görüşlere yer verildi:
"Özel okul sahipierince belirlenen öğ-
retim ücretlerinin hangi girdiler ve de-
ğerler göz önüne alınarak hesaplandığı,
bir öğrenci maliyetinin ne olduğu, kâr
marjı vb. kriter ve değerler her okul ta-
rafindan detayh bir sekilde ilgili kamu-
oyuna açıklanmalıdır. Özel okullar, mu-
hasebe oyunlanyla kârlannın boyutu-
nu gizleyebilmektedir. Öğrenci velileri,
özel okullann kârlannın. yatınmlannm
vb. hususlann devletin ilgili kurumla-
nnca ciddi bir şekilde incelenmediği yö-
nünde bir kanıva sahip bulunmaktadır.
Bu konuda devletçe yapılan ciddi dene-
tim ve inceieme varsa kamuoyuna açık-
lanmah, bu konudaki kuşkular gideril-
metidir."
işadamı Alatonun gözüyle Cüneydoğu
'Halk yoksulluk
sınınnın altında'
Alaton: Güneydoğu halkı umutsuz.
ALtER
Türkiye'nin sosyal ve toplumsal sorunla-
nna yönelik çözüm arayışlan ile de bilinen
işadamı tshak Alaton, gelir dağılımındaki
uçurumun dayanılmaz boyutlara doğru yol
aldığını belirterek "Marmara Bölgesi'nde
nüfusun yüzde 1.4'ü. Doğu'da yüzde 30'u.
Diyarbakır varoşlannda ise yüzde 60'u gun-
de 1 dolar olarak kabul edilen yoksulluk suu-
nnınalnnda yaşıyor" dedi. Doğu ınsanın yö-
reye banşın gelmesi konusunda umutsuz ol-
duğunu vurgulayan Alaton, açlıkla ic içe ya-
şayan Diyarbakırh'nın erzak değil. köyüne
dönmek istediğini anlattı.
Diyarbakır'da geçen hafta incelemeler ya-
pan TESEV (Türkiye Ekonomik Sosyal
Etüdler Vakfı) heyetinde bulunan Alaton, iz-
lenimlerini gazetemize anlattı:
- Gezinin amacı neydi?
Yoksulluk denilen problemi önce yerinde
teşhis edelim. nereden oluşuyor diye. TE-
SEV yöneticilerini en çok rahatsız eden ko-
nu, Türkiye'de dayanılmaz boyutlara doğru
yol alan fakirle zengin arasındaki uçurum.
Türkiye'nin yoksulluk sının denilen günde
1 dolann altında yaşayan ınsanlann oranı,
Marmara Bölgesi'nde yüzde 1.4, Doğuda ise
yüzde 30 genelinde; fakat Diyarbakır'ın et-
rafındaki varoşlarda yüzde 60'lara kadar çı-
kıyor. Nedendir diye sorarsanız, Türkiye'de
bir garip olayla karşılaşıyorsun: Batı'da, bir
Hollanda kadar iyi standartlarda yaşayan 8-
10 milyon kişi var. Fakat Doğu'da 20 ile 30
milyon kişi Bangladeş sınınnda yaşıyor.
- Nderle karşılaşonız?
Gecekondu yörelerini dolaştık, özellikle
sonradan gelenlerle görüştük. Göz alabildi-
ğine uzanan bir gecekondulaşma var. Ama,
Diyarbakır'da beni en fazla üzen şey; özel-
likle yaşlı erkek ve kaduılarda gördüm bu-
nu; sordum: " Peki banşın geleceği yönünde
umudunuzvarmı?" "Hayırdediler. banşgel-
mez bu Güneydoğu'ya" dediler. Yani banşın
gelmeyeceğinı düşünen umutsuz ınsanlann
olması beni çok endişenledirdi, çok rahatsız
etri, çok üzdü. Çünkü biliyorsunuz umutsuz
yaşanmıyor.
Peki umutsuzluğun gerekçesini sordunuz
mu?
"Türkiye'nin sistcmi değişmeyecektir;
zihniveri değişmeyecektir" diyorlar. Politi-
kacılann hiçbir zaman kendilerini anlama-
dıklannı düşünüyorlar. Politikacılann. Tür-
kiye'nin dertlenyle hıçbir zaman ilgilenme-
dikleri noktasında birleşiyorlar.
-Günlük yaşamla ilgili başbca sorunlan ne-
ler?
Oradaki en büyük dert susuzluk. Su dağı-
tım sistemi yok. Onun için kadmlar, çok
uzaklardan saatlerce yürüyerek bidonlarla su
taşıyor. Zaten orada vakit büyük oranda su
taşımayla geçiyor. Bu olumsuzluklann ya-
nında üretime dönük bir şeyler aradık. Söy-
ledikleri çok açık bir olay, diyorlar ki:"Biz
üretken insanlanz ve üretebiliriz. Yeter ki bi-
ze müsaade etsinler. biz köyümüze döneüm.
Bize erzak dağıtmayın, bırakın biz kendi kö-
yümüzde üretken olmaya devam ederiz."
Bu gözlemlerden sonra sızde oluşan çö-
züm önerileri neler?
Özellikle tanma ve hayvancılığa dönük
pratik projeler geliştiriyoruz. lsveç şırketi
Alfa Laval Agri Şirketi 'nın genel müdürü de
geldi oraya. Süt endüstnsınde peynir ve te-
reyağ üretımınde elle kullanılan bazı basit ci-
hazlann yaygın bir şekilde oradaki ailelere
destek olabileceğini düşünüyoruz. Ama bü-''
tün bunlan yapmadan önce banşın oradatg^I
sis edilmesi lazım. Bir de orada yapılacak ya-
tınmlarla ilgili alınması gereken çerçeve ted-
birler var. Yani bir başka deyişle Ankara'da-
ki yönetim ve politikacılann Güneydoğu'da
banş şartlan içinde oluşabilecek yeni birüre-
tım kampanyası için gereken çerçeveyi çiz-
mesi lazım. Her türlü yatınmdan 10 yıl sü-
reyle vergi alınmamalı mesela. Zaten üretim
olmadığı için vergi de yok. Ama tüm bunlar
için muhatap bulamıyoruz. Çünkü Ankara'da
sizı dinleyecek kımse yok bu mevzuda.
- Bundan sonraki aşamalaruıda neler ya-
pacaksınız?
Bir rapor hazırlayacağız. Bunun yanında
bazı endüstrileri teşv ik edici projelerin geliş-
mesıne destek vereceğız. Ve hazır olacağız
o güne ki devlet veya politikacılann içinden
bazılan uyanacaklar: dedtğim şekilde bazı
kalıcı tedbirlenn çerçevesini çizecekler. Bun-
lann çızildiğı gün biz projelerimizle hazır o-
lacağız.
BEN DE ÇİZDÎM ZAFER TEMOÇİN
SUSURLÜK C^vtASI mahkeme salonunda
gor'ulurken^ışarıda "başka birdava"
Sürdi/rûlüytjr: Samk /aktnı '"sıviiler"y : Samk /aktnı
a^ına Çıkıyorjar-<.
Bdna i-ffcirs
atanfcnn...
KÜRŞUN
5IKARIM/
ÇOKKÖTJ .
f^xr^
i ş k e n c e c i p o l i s l e r d a v a s ı n a M a n i s a ' d a d e v a m e d i l d i
Af örgütü duruşmayı takip ediyor
MUREKKEP
ZAMANLAR
7OO YILLIK SÜREÇTE
KALEM MEDENİYETİ
MEHMET AKGÜL KOLEKSİYONU
NECATİAYGIN / GÜLCAN GÖRDES
MANİSA- Manisalı öğrencilere ışkence yaptıklan
savıyla 10 polis hakkında 70"şer yıl ağır hapıs istemiy-
le Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya
devam edildi. Sanık polislerin katılmadığı duruşmayı
Alman Parlamentosu'nun istemiyle Almanya tzmir
Başkonsolosu Manfred Unger, Uluslararası Af Orgü-
tü Türkiye Temsilcisi Barbara Neppert de izledi. Du-
ruşmaya katılan CHP tzmir Milletvekili Sabri Ergül,
Avrupa'nm Türkiye'yi işkence konusunda ızlemeye
aldığını belirterek, "Türkiye işkence konusunda sınav
veriyor. Şündi Avrupa'nm gözü Manisalı öğrenciler ve
Metin Göktepe davasına çevrildi. Burada bağunsız
Türk yargısma önemli göre> düşüyor'" dedı.
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde sıkı güvenlik
önlemi alınarak yapılan yargılamada, mahkeme heye-
tince Manisa Emniyet Müdürlüğü ve Sağlık Müdür-
lüğü'nden istenen belgeler okundu. Çocuklann avu-
katlanndan Pelin Erda ve Sabri Ergül, raporlann ger-
çeği yansıtmadığını öne sürdüler. Mahkeme heyeti
avukatlann istemlerinin yerine getirilmesi \e sanık
polis memurlanrun fotoğraflanndan teşhislerinin ya-
pılması için Ankara'danlçişleri Bakanlığı'ndan sanık
polislerin fotoğraflannın getirilmesini kararlaşhrdı ve
duruşmayı erteledi.
5 H A Z İ R A N 3 0 T E M M U Z 1 9 9 7
YAP1 KREDI
K (' L. T C R
M i: R K F- / İ
Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Mûzesi
Istiklâl Caddesı 285 Beyoglu 80050 Istanbul
Telefon. (0Z1Z) 245 20 41-252 47 00/259
YAPINTKREDi
Tahliye
edilen
Susurluk
sanıkları
Susurluk davasında yargılanan özel timciler Mustafa AJtmok ile Enver Ulu,
önceld gün yapılan ikinci duruşmalannda tahliye sevinci yaşadılar. AJtmok
fle Ulu, Metris Cezaevi'nden akşam saatlerinde tahliv e edilirken nizamiye ka-
pısuıda görevlilerle vedalaştılar. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul
Şubesi'nce yapılan yazıta açıklamada. Susurluk davası duruşmasında gaze-
tecilere yönelik engeUemeler kınandı. (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER)
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Usandım Artık...
Gazeteleri okurken, haberleri izlerken içim sıkılı-
yor. Bir taraftan, inanılmaz bir yüzsüzlük ve pişkin-
lik sergilenmesi, bir taraftan insanı ısyan ettiren çif-
te standart uygulamalan... Ama ne kadar kızarsak
kızalım, yapacak bir şeyimiz yok. Sık sık dile getiri-
rim: "Ne gidecek bir başka diyanmız var, ne de bir
başka diyara gitmeye niyetimiz..."
• • •
Özel timcilerin Istanbul Devlet Güvenlik Mahke-
mesi"nde başlayan yargılanmalan, çrfte standart uy-
gulamalannın en son örneğinın sergilenmesi oldu.
Polis olduğu ifade edilen bir grup, resmi polislenn
önünde tam bir terör estirdiler.
Zaten beni sinir eden bir slogan var: "Türkiye se-
ninle gurur duyuyor." Geçenlerde Aydın Engin bu
konuya değinmişti: "Eline sağlık" dedım okuduktan
sonra. Yahu. Türkiye bu adamlann nesıyle gurur du-
yar? Adam eroin kaçakçısı, adam silahlı gaspla suç-
lanıyor, adam görevini suıistimalle suçlanıyor...
Ama binlerine sorarsanız, "Türkiye sizinle gurur
duyuyor"... Hadi canım sen de.
•••
Hele Sayın Çiller bunlan bozuk Türkçesiyle "ak-
ladıktan" sonra iyice şımardılar. Ikisi dokunulmaz-
lık zımının ardına sığınmış, ötesi "bilinmezlik" zırhı-
nın arkasında. Ve devletin resmi görevlisi kimi tip-
ler, DGM önünde gazeteci ve televizyon katıerama-
nı kovalıyoriar. Ve slogan: "Türkiye sizinle gurur du-
yuyor..."
Türkiye bunlarla utanç duyuyor. Türkiye bu adam-
lann ve bunlann perde arkasındaki ve önündeki des-
tekçileri yüzünden, utanç verici bir konuma soku-
luyor. Uygar dünyadaki yerini yrtiriyor...
• • •
Medyanın tutumunu anlamak da mümkün değil.
Şevki Yılmaz'ın ve Hasan Hüseyin Ceylan'ın mü-
nasebetsiz bantlan nicedir ellerindeymiş. Ama her
nedense açıklanmıyor. Ve derken sanki "ilahi" b\t
işaret geliyor ve tüm kanallarda bu iğrenç konuş-
malan izlemeye başlıyoruz... Daha önceleri nere-
deydiniz?
• • •
Erken seçimle ilgili olarak Sayın Erbakan ve Çil-
ler'in ortaya koydukları senaryo, "oyalama taktiğin-
den" başka bir şey değil. Şu andaTBMM'ye gırmiş
olan yeni milletvekillerinin, emeklilik haklannı elde
edecekleri iki yıllık süre dolmadan, hiçbir şekilde
erken seçime nza göstermeyeceklerini çocuklar bı-
le biliyor. Ve bu süre aralık sonunda doluyor. Ekim
ayında erken seçim mümkün mü?
Şu anda ne Türkiye'nin nüfusu kesın olarak bel-
li, ne seçmen kütükleri elden geçirildı. Ortalama yıl-
da yüzde 3 nüfusu artan bir ülkede 7-8 yıllık seç-
men kütükleriyle seçime gidilir mi? Böyle bir seçim
"adil" bir sonuç verir mi?
• • •
Hükümet ve erken seçim senaryoları arasında
BBP'nin de koalisyona dahil edilmesi soz konusu.
Bana kalırsa bu bıraz zor. Bir kere "oltadaki balığa
kimse yem vermez". BBP, zaten doğası gereğı bu
koalisyonun kaçınılmazbirdestekleyicısi. "Şeyhle-
n" emrederse desteklerter, emretmezse destekle-
mezler. *'
Kaldı ki Sayın Yazıcıoğlu da, "TBMM'deki sayı-
mıza göre değil, ağırtığımıza göre temsil edilmek is-
tenz" diyormuş. Hey büyük Allahım. Sen kimleri ko:
nuşturuyorsun böyle? Adamlar, "ağırlıklarına göre"
pay istiyorlarmış. Artık bu ağırlıklan neyse ve nere-
den geliyorsa...
• • •
Muhsin Yazıcıoğlu, Türkeş'in de mahkûm oldu-
ğu davada, iki numaralı sanık durumundaydı. Ve
hem Türkeş, hem Yazıcıoğlu "beraat etmediler".
Tam tersine, "mahkûm oldular". Fakat zamanaşımı
ve infaz yasası nedeniyle salıverildiler. Bu konuda-
ki mahkeme karan elime yeni geçti. Yakında yaza-
cağım.
• • •
Fransız sosyalistlerinin ve komünıstlerinin seçim
zaferieri, bizim "dönek solculann" keyfini epeyce
kaçırdı. Kendi utanç verici konum ve durumlannı
açıklarken "Artık sol öldü" vb. gibisinden uyduruk
gerekçeler ileri sürüyoriardı. Fransız solculannın ba-
şansı, suratlanna inen bir tokat oldu.
1980'lerin sonunda "çöken ve çözülen" sol ide-
oloji değil, Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku olmuş-
tu. Ama bizim "dönekler" kendi konumlannı meş-
rulaştırmak ve belki de vicdanlarını rahatlatmak için
bu yalana sanldılar ve "sola düşman" koroya katıl-
dılar. Bakalım şimdi durumlannı ve konumlannı na-
sıl açıklayacaklar?
• • •
Ingiliz Işçi Partisi'nin seçim başansını "liberalleş-
meyle" açıklayabilmişlerdi. Fakat bu kez, bunu da
söyleyemeyecekler. Ancak bunlann "yüzsüzlükleri-
nin" sının da yoktur. Korkanm "Bizim söylediğimiz
gibi..." ya da "Öngördüğümüz üzere..." gibisinden
incilerle başlayan yazılar kaleme alacaklardır.
• • •
Ne de olsa "kartel medyasının " önemli köşebaş-
lan bunlann elinde. Bugün beyaz dediklerine, yann
siyah deseler de oluyor. Dün yazdıklannı kimse bun-
lann yüzüne vunnuyor. Ve ne yapıyor, ne ediyor,
gündemin önündeki yerierini koruyoriar.
Yıllardan beri Kemalizme ve Mustafa Kemal'e en
ağır eleştirileri yöneltenler, şimdi önemli ölçüde Ke-
malist oldu. Yeniden dönecekleri endişesi içinde ol-
masam, inanın çok memnun olacağım. "Geç de ol-
sa, güç de olsa, ayaklannı yere bastılar" diyeceğim.
Ama güvenemiyorum.
* • •
Bugünlerde en çok "MGK kararlannı uyuttuklan-
nı" sananlara gülüyorum. Bunlar bızım askerleri hiç
anlamamışlar. Gülmesine gülüyorum, ama sonuç-
ta beni de çok üzen şeyler olabilir.
Umanm yanılıyorumdur. ;
Koc'un naasının calınması
5 sanığa 4 yıl 7'şer ay;
hapis cezası verildi
İstanbul Haber Servisi -
tşadamı Vehbi Koc'un Zin-
cirlikuyu Mezarlığı'ndaki
naaşını çıkartarak başka bir
mezarda bekleten 5 sanık,
4 yıl 7'şer ay ağır hapis ve
750'şer bin lira ağır para
cezasına çarptınldı.
Istanbul 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndeki duruş-
mada mahkeme heyeti Bü-
lent Kol, Ylahmut Özçelik,
Nurten Bilgili, Gürsel Çak-
makçı ve İlhami Erginci'yö
eylemin 'cksik teşebbüs'
derecesinde kalmasındarî
dolayı üçte iki oranında in-î
dirimyaparak 5'eryılağıi
hapis verdi. Mahkeme, sa-!
nıklann mahkemedeki iyi
hallerini göz önüne alarak]
cezayı4yıl 7'şerayaındir-?
di. Sanıklara 750'şer bin
lira da para cezası verildi.