25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER KBA.. KISA.. • Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ağar'a hakaret ettiği iddiasıyla hakkmda darva açüan öğrehnen İlknur BlntL 1 yıl ağır hapis cezasuıa mahkûm edildi. • AnkaraDGM Başsavcılığı, TSK'nin Kuzey Irak'ta gerçekleştirdıği operasyonu protesto amacıyla ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk koyduğu iddıa edilen 53 kışi hakkında dava açtı. • Anayasa Mahkemesi, DSP'nin 1991 ve 1992 yıllanna ait kesin hesaplannda bclirtilen 5 nıihar liralık gelirinin, Siyasi Partiler Vasası'na aykm olarak sağlandığı gerekçesiyle Hazine'ye gelir olarak yazılmasına karar verdi. • TBMM'degrubu bulunan partiler, ıçtüzük uyannca 1 temmuzda tatile girmesi gereken Meclis'in ikinci bir karara degin çalışması konusunda uzlaştılar. • Marmara Üniversitesi lluslararası İletişim Sorunian Merkezi Miidürü ve İnsanlık Vakfi Başkanı Prof. Dr. Mahmut İhsan Ozgeo, ekirn ayında siyasi parti kuracağını açıkladı. • Dışışleri Bakanı Tansu Çiller. Avrupa Bırliği'nin tam üye aday ülkelerine vereceği bilgilendirme için Hollanda'ya gitti • ANAP Genel Başkanı Mesut V ılmaz'a koltuğunu bırakmak istemeyen Başbakan Necmertin Erbakan'ın. de>ir işleminin güvenoylamasından sonrav a bırakılması amacıyla hazuiattığı yasa önerisi TBMM Başkanlıgı'na sunuldu. • DİSK. KESK ve Türk- İş'in Şişlı Abide-i Hürriyet Meydanı'ndadüzenlediği l Mayıs mitinginde gözaltına alınan 35 sanıktan 31 "i dünkü duruşmada tahliye edildi. • Geçen vd ölen ünlü sanatçı Zeki Müren'in vasiyetnamesiyle ilgili davada Müren'in Bodrum'daki evinin kapalı olan bir odası ile İş Bankası 4. Levent Şubesi'ndeki kasasımn açılarak. içindekilerin tespit edilmesi karariastırıkiı. • Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TÜBlTAK Marmara Araştırma Merkezi'nin Gebze'deki kampus alanında yaptınlan teknoparkın temel atma törenine katıldı. • İçişleri Bakanı Meral Akşener, CHP İstanbul Millervekili Ercan Karakaş'ın yazüı soru önergesine verdigi yanıtta, polis okulu sınavlannı kazanan aday lar arasında Madımak Oteli \ anguu ile ügisi olan bulunmadığını büdirdl • Isparta'da kent merkezinde işçi taşıyan bir kamyon ile sebze yüklü bir kamyonun çarpışması sonucu 14 kişı öldü. 14 kişi de yaralandı. Burdur'un Çavdır ilçesinde de iki otomobilin çarpışması sonucu 8 kişi yanarak yaşamını yitirdi. • SitiVri'nin Seymen Köyü'nde, üzerinde Arapça >azı bulunan bir taş parçası. Hüseyin Edinı tarafindan piyasay a sürülürken elc geçirildi Olayla ilgili olarak Orhan Aksoy, Ertuğrul L luşahin ve Ersin Ege de gözalüna alındi. • ANAP Milletvekili Mustafa Taşar'ın eşi Gülderen Taşar, hakkında suç duyurusunda bulunduğu Rize Milletvekili Şevki Yılmaz"a ilişkin soruşrurma çervesinde cumhuriyet savcılığma ifade verdi. • İstanbul Beyoglu'nda polisle çabşmaya giren ve çaüşmada polis memuru Ismail Erkaya'yı yaralayan, kendisi de yaralanan İsmail İyiyisever, kaldınldığı hastaneden sabah saatlerinde kaçtı. • Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nin 7. kuruluş yıldönümü nedeniyle önceki akşam 200 öğretim üyesinin katılımıyla İstanbul Üniversitesi Baltalimanı Tesisleri'nde bir yemek düzenlendi. Gecede bir süre önce yaşama veda eden Prof. Dr. Atila Ergür anıldı. • İstanbul'da yasadışı TtKB örgiitüne üye olduklan, yardım ve yataklık ettikleri iddiasıyla yargılanan 5 sanıktan biri, 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptınldı. 3 sanık da delil yetersizliğinden beraat etti. 5'i hakkmda tutuklama karan bulunan 11 polis memuru dünkü duruşmaya da gelmedi Sarak polisler yine yokAYŞE YILDIR1M AFYON - Gazetecı Metin Gök- tepe'nin katili sanık polisler, ola- yın üzerinden 18 ay geçmesıne karşm hâkım önüne çıkarılamadı. 11 sanık polisin yargılandığı Af- yon Ağır Ceza Mahkemesi. hakla- nnda gıyabi tutuklama karan bu- lunan beş polisin yakalanması için cumhuriyet savcılığma yazı yazıl- masına karar verdı. Davanın altın- cı oturumu 24 Temmuz Basın Öz- gürlüğü İçin Mücadele Günü'nde yapılacak. Göktepe'yi feci şekilde döverek öldüren polislerin yargılandığı Af- yon Ağır Ceza Mahkemesi"ndeki davamn beşinci oturumu sakin geçti. Önceki duruşmalarda yaşa- nan itiş kakış ve polislerin sert tav- n bu kez yoktu. Mahkemenin bulunduğu Cum- huriyet Caddesi'nin giriş ve çıkış- lan güvenlik güçlerince dün saba- hın erken saatlerinden itibaren ke- sildi. Duruşma salonuna gitmek is- teyenler. caddenin girişinde önce güvenlik güçlerinin 'Nereye gkü- yorsun' sorusuyla karşılaştı, ardın- dan da tek tek aranarak ıçeri alın- dılar. Saat 10.00'da başlayan du- ruşma salonuna önce avukatlar. daha sonra da gazeteciler ve Me- tin Göktepe'nin ailesi alındi. Üze- rine oğlunun fotoğrafının bulun- duğu bir afış iğneleyen Metin Göktepe'nin annesı Fadime Gök- tepe. ellerindeki kır çiçekleriyle Duruşma siirerken çeşitti illerden gelen vurttaslar CumhuriyetCaddesinde protesto sloganlan atülar. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) salona girdi. Bazı gazeteciler \e li'nındearalannda bulunduğuçok rine Göktepe'ye öldürme suçun- temin 23 Haziran 1997 gûnü red- Göktepe'nin yakınları ise duruş- maya. Göktepe'nin en tanınan fo- toğrafında üzerinde bulunan kaza- ğın birer benzerini giyerek geldi. Ellennde de dün piyasaya sunulan 'Metin Göktepe -Gazeteciyim' ki- tabını taşıyorlardı. Duruşmaya Sı- nır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ve Alman Cumhuriyetçı Avukatlar Birlığı temsilcilerinın yanı sıra CHP Milletvekili Sabri Ergül. TGCemiyetı Başkanı Nail Güre- sayıda izleyıcı katıldı. Sanıkları, eski MİT mensubu ve işkenceci olarak tanınan Nejdet Küçüktaş- kıner. bir TV programında "Gök- tepedavasınınagladım~dıyen Ah- met Ülger \ e Güzin Köprülükıbç savundu. Mahkeme Başkanı Kâ- mil Şerif, bir önceki oturumda ol- duğu gibi kamera v e fotoğraf çe- kimleri için basın mensuplanna üç dakika izin verdi. Daha sonra Mahkeme Başkanf nın isteği üze- dan beşi gıyabi tutuklama karany- la yargılanan on bir polis, bahçede megafonla anons edildi. 18 aydır hâkim karşısına çıkmayan polisler yine ortalıkta yoktu. Mahkeme başkanı, sanık avukatlannın 5 po- lis hakkında verilen gıyabi tutuk- lama karannın kaldınlması için iti- raz ettiğini belirtti. Sanık avukat- lannın itirazının Sandıklı Ağır Ce- za Mahkemesi'nce görüşüldüğü- nü bildiren mahkeme başkanı, is- 1ZLENlMLER / ÜMİT OTAN Yargılanmakdaha kolaypolis oluncaAFYON - tnsanın ıçinı donduran soğuk gün- lerden kavurucu sıcaklara vanldı Afyon sürgü- nünde bu dördüncü duruşma. Aradan tam 18 ay geçti. "GüvenliksE" Istanbul'dan "birazdahagü- venlikli" Aydın'a, ardından "çok daha güvenlik- li" Afyon'a sürgünlerle geçen günler, aylar hiç kımsenın direncini kıramadı. Işte yine herkes ora- daydı, birtekonlar. Metin'i öldürenler. haklann- da tutuklama karan olanlar yoktular, üstelik 14 ka- yıp"tılar... Afyon Adliyesi'nin önü yine "lunca hınç". Türkiye'nin dört bir yanından gelenlerin büyük çoğunluğu yine dışanda kaldı. Afyon "daki ilk du- ruşma spor salonunda yapılmıştı. Onca yolu ge- lenler hiç olmazsa davayı izleme olanağı bulmuş- lardı. Onu da çok görüp Afyon ıçinde sürgün em- ri çıkardılar. Afyon Adliyesi'nin önündekı kar- maşaya bakıp, ekranlardan her gün izlediğimiz. Cenel kurul ertelendi REFAHYOVun SSKoyakıması "Türkiye seninle gurur duyuyor"lu görüntülere dalıp gıdıyoruz. İstanbul'da. Ankara'da davalara *kndlar"gibı çıkan. l Ş-ardakçüan"tarafindan al- kışlarla karşılananlan düşündükçe ağlamakla gülmek arasında bocalıyoruz. Işte yine Metin'i öldürenlenn yargılandığı bir gün. Aynı ağır ceza mahkemesi geçen ay 5 polis için tutuklama karan vermemiş miydi? Nerede o polisler? Yoklar. İlk mahkemede bu polıslenn tu- tuklanma talebi, "Sanıklann sabitikametgâh sa- hibi memurolduklanndan" reddedilmemış miy- dı° Peki şimdi neredeler? Afyon Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklann ad- resini sorduğunda istanbul Emnıyet Müdürlüğü sadece 3 polisin Çevik Kuv-vet'te görevli olduğu- nu. diğerlerinin Eyüp Ilçe Emniyet Müdürlü- ğü'nden sorulmasını istiyor. Ama polislerin ne yazık ki kaydına rastlanrruyor. Çünkü İstanbul dı- şında "bilinmeyen" yerlere atamalan yapılmış... Her şey İstanbul'da olmamış mıydı? O polis- ler İstanbul'da değil miydi? Peki bizim Afyon'da ne işimiz vardı? Birilen olayı soğutmak, unutturmak, yok say- mak için ellerinden geleni yapıyor. Sevgilı Metin. sensiz ayîarda Türkiye kirlilik çamurunda boğuldu. Susurluk'ta bir kamyonun çarparak patlattığı "cerahaftan sızan irinlertüm ülkeye yayıldı. "Anh şanh" milletvekilleri, ba- kanlık yapmış insanlar. polis şeflerine kadar uzandı kirlilik. Şimdi onu da unutturmaya çalı- şıyorlar. Şimdilerde hükümet kurmaya çabala- yan Mesut Yılmaz, eski defterleri açmayacağına dair laflar söylüyor. Eski defterler kapandıkça büyük bir hızİa yenilen açılıyor, insanlar perva- sızlaşıyor, utanma duygusu yenni "Türldye se- ninle gurur duyuyor"a bırakıyor... BANU SALMAN A>fKARA - REFAH- YOL hükümeti. Yönetim Kurulu'ndaki iktıdar ağırlı- ğının bozulmaması için SSK Genel Kurulu'nun er- telenmesıni sağladı. Genel kurulun ertelenmesinin ar- dında REFAHYOL hükü- metinın. "SSK'deki kadro- lasma hareketiniveyandaş- lanna vereceği ihale işlem- lerini sürdürmek isteği" ol- duğu ilen sürüldü. Türk-Iş Genel Başkanı Bayram MeraL yeni hükümetin Ça- lışma Bakanı'nın ilk işinin SSK Genel Kurulu'nu top- lamak olacağını söyledi. Hükümete yakınlığıyla bilinen ve "yüz kızardcı suç"tan aldığı ceza nede- niyle Türk-İş Genel Mali Sekreterliği görevinden alınması yargı karanyla da onanan Demiryol-İş Genel Başkanı Enver Toçoğ- iu'nun itirazı üzerine bir gün içınde erteleme karan alındi. Toçoğlu. yüz kızar- tıcı suçtan ceza aldığı için Demıryol-İş'ın bildirdiği delege lıstesinden çıkanl- masına karşı. Ankara 3. Aslıye Hukuk Mahkeme- si'ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SSK Genel Müdürlüğü aleyhıne dava açarak, Türk-tş'in taraf olmasıru engelledi. Meral, kendisini destek- leyen sendikalann SSKde- legeleriy le bir toplantı yap- tı. Meral. olaylann hukuki gelişimini anlattıktan son- ra. ertelenmeye hukuk de- ğil, iş mahkemelerinin yet- kili olduğunu vurguldı. Meral, erteleme karanndan haberi olmadığını söyleyen Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Necati Çelik'e yönelik olarak da "Olay- dan bal gibi haberi var. Bi- lüıçli şekilde bu mahkeme- ye götürüklü" dedi. İki öğrenci gözaltına alındi Universitedeyine faşist saldırı İstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesı'nde hafta başında sol görüşlü bir öğrencinin dövülmesiyle başlayan gerginlik dün de devam etti. Ülkücü grubun saldınsı sonucu başlayan olaylarda iki öğrenci gözal- tına alındi, bazı öğrencıler hafif yaralandı. Sabahın erken saatlenn- de okul dışından geldiği öne sürülen ülkücü grubun fa- külte kantininde toplanma- smın ardından sol görüşlü öğrencıler de koridorda bi- rikmeye başladı. Yoğun gü- venlik önlemlerinin alındı- ğı okul içinde ve dışında. basının ıçeri girmesi engel- lendı. Bu sırada fakülteye gelen Öğrencı Aileleri ve Yakınlan Derneği Başkanı Mustafa Atalav, fakülte de- kanı Fehim Üçışık'la konu- şarak gergınliğın önlenme- sı amacıyla görüşlenni be- lirtti. Daha sonra ülkücü öğ- rencılerın sol görüşlü öğ- rencilere saldırmasıyla çe- vik kuvvete bağlı "robo- cop"lar da okulun ıçine gir- di. Olaylar sırasmda fakül- te içinde birbirlerine sopa- larla saldırarak şişe fırlatan gruplar okul içinde de mad- di hasara yol açtılar. İki öğ- rencinin gözaltma alınma- sından sonra güvenlik güç- leri. gruplan ayn ayrı dışa- n çıkardı. Tekbır getirerek "Ülkücü hareket engellene- mez", "Satılmış medya" sloganlan atan ülkücü grup. topluca ünıversiteden aynl- dı. Sol görüşlü öğrenciler. polisin sağ görüşlü grubun saldınlan karşısında kayıt- sız kaldığını söylediler. T.C YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER VE FEN BİLİMLERİ & MÜHENDİSLİK ENSTİTÜLERİNDEN DUYURULUR Üniversitemiz sosyal bilimler enstitüsü bünyesinde açı- lan işletme (MBA) master ve bu yıl açılacak radyo& TV master ile uluslararası ilişkiler (dünya ekonomisi ve si- yasal ilişkiler) master; fen bilimleri ve mühendislik ens- titüsü bünyesinde açılacak bilgisayar ve enformatik mü- hendisliği master ve sistem mühendisliği master prog- ramlanna kaydolmak isteyen en az dört yıllık lisans eği- timini tamamlamış olan adaylann resmi kayıtlannı yap- tırabilmeleri için lisansüstü eğitim giriş sınavına (LES) girmeleri gerekmektedir. En yakın LES 27 Temmuz 1997 tarihinde Adana, An- kara, Erzurum, İstanbul ve İzmir illeri ile Lefkoşa'da ya- pılacak olup müracaatlar 30 haziran ile 9 temmuz tarih- leri arasında yerine getirilecektir. Müracaat formalan 30 Haziran 1997 tarihinden itiba- ren aşağıdaki telefon numaralarına başvurularak temin edilebilir. Müracaatlar. Tel: (0 216) 327 64 74 - (0 216) 327 64 75- (0 216) 326 79 18 veya (0 216) 327 68 59 Adres: Istek Vakfı Yeditepe Üniversitesi Acıbadem Kampusu 81001 Acıbadem-İstanbul dedildiğini açıkladı. Müdahil avukatlardan Ali Saydı ve FikretİDdzyüzleştirme için dört tanığın geldiğini, ancak sanıklann yine ortada olmadıklannı belirte- rek •'Dosyay^ sanıklarla ilgili gelen bir bilgi olup olmadığmT sordular. Mahkeme Başkanı'nı, yeni bir bil- gi olmadığını söylemesi üzerine Saydı, sanıklann bulunamamala- nndan sorumlu olanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklannı söyledi. İlkiz de tüm sanıkla- ~ nndevletinkadrolumemurla- n olduğunu anımsatarak "A- ma devlet bu sanıklan bulup getiremiyor. İçişleri tiakanlı- ğı'ndan memurlannın nerede görev yapbğının sorulmasın- da büyük yarar görüyoruz. Aksi takdirde davada bir adım atamayız" dedi. Müdahıl avukatlar tutuksuz yargılanan 6 polis memurun- dan Fedai Korkmaz, Burhan Koç, Metin Puşat ve Murat Polat hakkında da tutuklama karan venlmesini istediler. Sanık avukatlan ise müda- hil avukatlann istemine karşı çıkarken mahkemenin 28 ma- yısta 5 polis hakkında verdi- ği gıyabi tutuklama karannı da kaldırmasını istediler. Gü- zın Köprülükılıç. 28 mayısta- ki tutuklama karannın müda- hil avukatlannın baskısı so- nucu verildiğini ileri sürdü. Ahmet Ülger de hazırlık so- ruşturmasında sanık polisle- rin ifadesini alan İçişleri Ba- kanlığı müfertişlerıni suçla- mayı sürdürdü. Müfettişlerin amacının 'polis üniforması giymiş birilerini mahkemeye çıkarmak' olduğunu söyle- yen Ülger. polislerin "bir kı- sım medyanın kurduğu yargı- sız infa/la suçlu gösterildikle- rini" sav undu. Savcı İsmail İlhan. müda- hil avukatlann tutuklama ta- leplerıni geçen oturumda kendisınin dile getırdiğini anımsatarak. onayladığı yö- nünde görüş bildirdi. Kısa bir aradan sonra mahkemenin karannı açıklayan Kâmil Şe- nf, "dört polisin daha tutuk- lanması' ıstemının reddedıl- diğini bildirdi. Şenf. hakla- nnda gıyabi tutuklama kara- n bulunan Emnıyet Amiri Seydi Battal Köse. Şuayip Mİıtluer. Saffet Hızarcı. Sel- çuk Bayraktaroğlu ve İlhan Sanoğlu'nun yakalanmalan- nın çabuklaştırılması için cumhuriyet savcılığma yazı yazılmasına karar verdi. Ay- rıca 11 sanık polisin halen görevde olup olmadıklannın ve görev yerlerinin sorulma- sına karar verildıği açıkladı. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI İnciler ve Zincirler... Çiller, Mesut Yılmaz'a şöyle demiş: - Sizin görevi almanız meşru değil! Şaibe Hanım dolma tüfek gibi... Kulaktan doluyor, anlamadan söylüyor. Meşruluğun ne demek olduğu- nu bilmediği belli. Bir defa yasallık ile meşruluğu birbirinden ayırmak gerekir. Yasallık, yasalara uygunluk demektir. Meşruluk ise, en basit deyişi ile, kamu vicdanına uygunluk anlamı- na gelir. Cumhurbaşkanı'nın görevi Yılmaz'a vermesi ya- salara uygundur, yani yasaldır. Bir yıl önce Erbakan'a vermesi de yasaldı. Ama REFAHYOL gıderek meşruluğunu yitirdi. Yüz- de yirminin yüzde seksene "tahakkûm"ür\e dönüş- tü. ANAP Genel Başkanı'nın yeni hükümeti kurmakla görevlendirilmesi sadece yasal değil. aynı zamanda da meşrudur. Çünkü toplumun çok büyük bir kesi- minin isteklerine uygundur. Ama Bayan Çiller'in durumu ne yasaldır ne de meş- ru! Eğer yasalar işleseydi -Oktay Ekşi'nin de dediği gibi- bugün başbakanlık peşindeolmazdı... Yüce Di- van'da aklanmak peşınde olurdu. Eğer meşruluk söz konusu olsaydı.. "Refah P- KK'den de daha tehlikelidir; BBP katıller ordusudur" diyerek topladığı oylara, böylesine arsızca ihanet et- mezdi... Ve eğer kamu vicdanının gereğı yerine gelseydi.. Türkiye'nin siyasal yaşamında değil, vatandaşı oldu- ğu ABD'nin ticari yaşamında olurdu... • • • Kaddafi'nin "komutanyardımcısı" Erbakan buyu- ruyor: - 6u, demokrasinin bir ayıbıdır! Neymiş ayıp olan? Hükümeti kurma görevinın Me- sut Yılmaz'a verilmesi. O olay demokrasinin bir ayıbı değil, demokrasinin bir gereğidir. Ama azgelişmış demokrasimızın sayı- lamayacak kadar çok ayıpları vardır. Halkın ancak beşte bırıne dayalı bir azınlığa.. dev- leti talan etme, için için kemirme ve rejimi değiştirme olanağının verilmesi gibi... Kutsal değerleri -en "adi" bir biçimde- siyasete alet edenlere göz yumulması gibi... Şevki'lerin, Ceylan'lann, Çelik'lerin ve ruh denge- leri bozuk bazı belediye başkanlarının.. Türkiye'de ya- lancılann, sahtecilerin, ağzı bozukların, üçkâğıtçıla- nn suç işleme özgürlüğü varmışçasına.. hâlâ. elleri- ni kollannı sallayarak dolaşmaları gibi... Yüzde 1.5 oyu olanlann, baş köşelerde "anahtar" rolüne çıkması gibi... Ve yalancılıkları, halkı aldattıkları, yabancı devlet adamlannca aşağılandıkları.. haklarındaki yolsuzluk suçlamalarının yargı önune çıkmaması için, toplumu bir uçuruma sürüklemekten çekinmedikleri ortada olan.. utanma bilmeyenlerin.. hâlâ başbakanlık peşin- dekoşmasıgibi... Ve de.. adı "milletvekili" olan bazılarının.. hâlâ on- lann arkasında, eteklerine yapışmış sürüklenmesi gi- bi... • • • Bir RP'li belediye başkanı. -;.-•-•• Amaçlarının Türkiye'ye Humeyni rejimini getirmek olduğunu söylüyor. Şeriatın zorla "şırınga" edılece- ğini açıklıyor. Daha da ıleri gidince tutuklanıyor... A- ma partisi ona arka çıkıyor. Aylığına zam yapılıyor... Adalet Bakanı onu cezaevinde ziyaret edıp destek ve- riyor. Bir RP'li belediye başkanı. 10 Kasım gününde kin kusuyor. Atatürk e ve laik cumhuriyete.. "intikam" gününe kadar sabır göste- rilmesini istiyor... Tepkiler yoğun, ama partisi mem- nun. Üç RP'li milletvekili. Orduya saldırmak... Parlamentoya ve milletvekil- lerine küfretmek... Şeriatın çok kan dökulerek gele- ceğini ve bunun da iyi olacağını savunmak... Hemen her konuşmada dini siyasete açıktan alet etmek... Üstelik yaptıkları konuşmalann görsel kanıtları or- tada... Ama partilerinden ses yok. Ne zamana kadar? Partileri hakkında kapatılma davası açılana kadar. Ve şimdi Refah onları partiden atmış... Şöyle den- mek isteniyor: - Bakın, onlann yaptıklannı biz de onaylamıyonız... Yaptıkları bizi bağlamaz! Davranış inandırıcı olmasına çoook inandıncı da, ııfak bir eksikliği var: Erbakan'ı da atmaları gerekıyor... Çünkü kapatmadavasında konuşmalarından sayısız örnekler verilenlerın başında, bizzat partinın genel başkanı geliyor!.. • • • Yasallık... Meşruluk... Demokrasi... Yalancılık... Sahtecilik... Yolsuzluk... Üçkâğıtçılık... Düzenbazlık... Insanı en çok ne rahatsız ediyor, biliyor musunuz? İkinci kesimde yer alanları. siyasetlerinın hamuru yapmış olanların.. tutup da birinciler üzerine inciler döktürmeleri... Ört ki ölem! İÜ öğretim üyeleri Sevket Kazan'ı göreve çağırdı Adli Tıp Başkanı'nın görevden alınması istendi İstanbul Haber Servisi-Adalet Bakanı Şev- ket Kazan tarafından yasal prosedür hiçe sa- yılarak Adlı Tıp Kurumu Başkanlığı'na ata- nan Doç. Dr.SerhatGürpuıar'ın görevinden alınmasına ilişkin Danıştay 12. Dairesi'nin karannın bulunmasına karşın, hâlâ başkanlı- ğı sürdürüyorolmasının Adli Tıp Kurumu'nu "şaibe" altına soktuğu v urgulandı. Yaklaşık 8 aydır görevde tutulan Gürpınar derhal isti- fa etmeye çağnlarak, Adli Tıp Kurumu'na düşen gölgenin kaosa neden olabileceği be- lirtildi. Adli Tıp Kurumu'nda ikinci görevle çalı- şan İÜ öğretim üyelen dün üniversitenin rek- törlük binasında bir toplantı düzenlediler. Toplantıda kurum çalışanlan adına konuşan Prof. Dr. Kemal Alcmdaroğkı. Gürpınar'ın göreve getirilmesini "siyasi bir eylem'" şek- linde değerlendirerek Gürpınar'ın yasal da- yanağı olmaksızın Adli Tıp Başkanlığı yap- tığı sürece kurumun hazırladığı raporlann şa- ibe altına girdiğini savundu. Kurumu bu şa- ibeden kurtarmak ve yenıden yasal konumu- na getirmek için Şe\ket Ka. .ın'ı da göreve çağıran Alemdaroğlu. "Müstafi Adalet Baka- nı mev danlarda bizim hakkımızda konuşaca- ğuıa görevini yapsın. 1920'lerden beri bağım- sız ve tarafsızhğryla Türk adaletine hizmct e- den bir kurumu kimsenüı şaibe altına sokma- ya hakkı yoktur. Kurumu işgal edenler gidc- cektir, biz değil" dedi Alemdaroğlu. bir ga- zetecınin Gürpınar'ın Başkan oldugu süre içersinde patlak veren Susurlukolavı ile ilgi- li kurumun hazırladığı raporlann da şaibe al- tına girip girmedıği yolundakı sorusunu ise "Kurumda bizler çalıştığımız sürece biiyle önemli konulann şaibe altına girmesine izin vermeyiz" dıye yanıtladı. Alemdaroğlu. Gürpınar'm neden yasalara uygun bir başkan olmadığını ise şöy_le anlat- tı: "Gürpınar, 2 Eldm 1996'da KTL Tıp Fa- kültesi'nden istifa etti. Yasalara göre istifa e- den bir öğretim üyesinin tekrar bir yere atan- nıası için aradan en az 6 a> geçmesi gerekir. Ancak Gürpınar 17 gün sonra Adli Tıp Ku- runıu'nun başkanlığına atandı. Bunun üzeri- ne biz kurum çalışanlan olarak atamayı en- gellemck için başvurduğumuz Danıştav 12. Dairesiyürütmeyidurdurma karan aldı. Baş- bakanlık ve Adalet Bakanlığı karara karşı çıkmasına karşın Dava Daireleri Genel Kuru- lu bu itirazı da reddetti."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle