Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26HAZİRAN 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
lstîr»bü
Earne
Ko^aelı
Çaıakkale
Izrır
Msnîsa
AyJın
Deıızli
Y
PB
Y
PB
A
A
A
Y
29
28
29
29
28
32
35
29
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
Y
PB
PB
PB
Y
Y
PB
PB
25
27
29
27
30
28
29
30
Zoigulda< Y 23 Antalya AB 29 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkârı
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
3U
29
36
36
36
34
29
24
27
Yurdun kuzeybat
Kesimlerı çok bulut-
u. Marmara'nın do-
ğusu, Batı Karade-
nız, Iç Ege ıle iç Ana-
dolu'nun kuzeybatısı
sağanak ve gök gü-
rültülü sağanak ya-
ğışlı, dığer yerier az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcakhğı
yurdun batı kesimle-
fınde azalacak, do-
ğuda artacak.
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amstefdam
Bruksel
Parıs
Bonn
t
Y
ÇB
ÇB
Y
Y
Y
Y
Y
16
19
20
17
17
17
16
19
Munıh Y 19 Mılano
Berlın
Budapeşte
Madnd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
PB
ÇB
PB
PB
PB
PB
2'6
26
29
24
27
24
26
28
PB 26
Q-^
Taşkent
Kaii'e
ÂİtÂ
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Baku
Bışkek
Tifhs
Kahıre
Y
AB
Y
PB
PB
Y
PB
A
26
37
29
36
30
36
34
34
Şam 34
ParçaJı bulutlu SısJı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı Sulu kar b Gok gurultüKj
G U N C E L CÖEYTARC4YÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
mı yapmaya çalışıyor."
Bu yargıyı Çankaya'nın yakın dostu. sık sık gö-
rüşü p fikır alışverişi yaptığı, yılların siyasetçisi Cin-
doaık dile getiriyor.
Çözürre yararı ybk diyeceksiniz, ama bir nebze
duiımadeğınmekgerekiyor. Sivillerin. parlamen-
torun yapamadığı nedır? Türkiye'yi Iran'a dönüş-
türecek irtica hareketlerine. kadrolaşmaya, gıde-
rek azgınlaşan takkeli eylemlerıne gözlerinı kapa-
yan particilik ve siyaset anlayışı.
Kadın, pariamentoda aklanma ve koltuk dava-
sına her şeyiyle RP'ye teshm olmuş. Ana muhale-
fet partisı, kesintisiz 8 yıl konusunda bir öyle bir
bö/le, kısacası "mütereddit". Şeriatçı kadrolaş-
malara karşı suskun. Yakın geçmişte cumhuriye-
tintemel ılkesi laikliği içeren anayasanın 24. mad-
desıni RP ile ışbirliği yaparak RP'ye yaklaşan bir
anlayışla değiştirmeye hazır.
Bölünmüş soi muhalefetten zayıf direnmeler.
Cındoruk. bu özetı yermiyor. Tek bir cümleyle
"vaziyeti tarif ediyor". Öyle ki askerlerin brifingler
ile dinci sermayeye karşı çıkışlarıyla iktidar boşlu-
ğunu doldurduklarını açık seçik söylüyor.
Ya Batı basını? Bakınız gazetelerde yayımlanan
özetlere. Şeriat yolcusu RP'nin istıfaya zorlanma-
sında demokratlık denıhnce mangalda kül bırak-
mayanlardan tek birinin adı geçmiyor. Batı'daki or-
tak yargı; Takkeli'nin asker baskısıyla istifa ettiği
noktasında toplanıyor.
Bugüne nasıl geldık? Sorunun yanıtını Hüsamet-
tin Cindoruk, Yılmaz'la yaptığı görüşmeden he-
men sonra bütün TV'lerden yayımlanan konuşma-
sında -yukarıda anılan- cümlelerle veriyor.
Sinir eden yorum
Sivıllerle parlamento üzerine düşen görevi yap-
mazsa devlet kurumları arasındakı çatışmalar gı-
derek artar, "uyum ve düzen sağlamakla" görevli
ve yetkili olanlara göre. çatışmalar kavga değil,
tartışma diye nıteleniyorsa.. kamuoyu vicdanında,
Cindoruk'un dediği gibi; "Bızim yapamadığımızı
askerı kesımle yargı kesımi yapmaya çalışıyor"
hükmü yer etmeye başlamaz mı?
Artık zaman geçirmeden bu hükmün. bu yargı-
nın derinlemesine yayılmasının önünü alacak ön-
lemleri bulmak, çözümler üretmek zorunluluğu do-
ğuyor.
Daha önce de belirttik, ANAP liderinin adını du-
yunca karabasan görmüş gibi sinırinden sağa so-
la ters hamleler yapmaya başlayan Şaibe Hanım'ı
son kez çılgına çeviren olay, Mesut Yılmaz'ın bir
yorumundan kaynaklanıyor.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı'nın kendisıne görev ve-
rırken yaptığı yazılı açıklamada "meydana gelen
gerginliği ortadan kaldırmak" amacı ile hükümet
kurmasını istediğini anımsatıyor. Doğal olarak, so-
nucu yorumluyor. Gerginliği yaratanlara, tabii Şa-
ibe Hanım'a Cumhurbaşkanı'nın başbakanlık gö-
revi veremeyeceğini söylemek istediğini anlatıyor.
Vay efendim vay; yorumu dinleyen Şaibe bağı-
rıyor, çağırıyor. Zaten birsaplantı varŞaibe'nin ka-
fasında: "Köşk bana görev vermeyecek."
Oysa doğal koşullarda görev de vermiş Köşk. A-
ma geçmişı ve bugünün koşullarını anımsamıyor
Şaibe. Üstelik görev verilmeyişindeki nedenleri gö-
rüyor, biliyor.
Üstüne üstlük "genlimi ortadan kaldıracak bir
hükümet" arandığı sırada bunalımın nedenlerini
ve gelişıminı günbegün bilen Çankaya, Şaibe'ye
görev verırken nasıl bir gerekçe bulacak kı?
Çankaya'dan açıklama çıktığı gün, bu olasılığı
anımsamıştık. Genlimi yaratan 54. hükümetın sür-
giti bir hükümete "makulsayılacak" bir gerekçe bu-
labilecek miydi? Kuşkulu.
Bütün ayıplarını bir yana bırakıyor, rejimi ve ül-
keyi rayına oturtmaya çalışan siyasal hareketleri
içine sindiremiyor ve "demokrasi kahramanı" ol-
maya soyunuyor.
Çankaya'dan TSK'ye kadar uzun bir çizgide söy-
leyip durduğu dolaylı dolaysız saldırılar, hem bir
tehdit havasında hem de ucuz demokrasi kahra-
mantığına ilk işaretler.
Şaıbe'nin bu numaralarını ne yerier..
Ne de laik demokratik cumhuriyeti yedirirler...
OHAL ve Keşif Güç'e
• Baştarafı 1. Sayfada
TSK. ve Erbakan'a yönelık
sözlerinin de toplantı gün-
demine geldiği öğrenildi.
Toplantıda, kurulun asker
üyelerinin söz konusu ül-
kelenn PKK've yönelık
desteğine ılişkin istihbarat
bilgilerini aktardıklan kay-
dedildi. Toplantmın bu bö-
lümünde. Dışışleri Bakan-
lığı Müsteşan Onur Öy-
men de hazır bulundu.
MGK Genel Sekreten
Orgeneral tlhan Kılıç, 28
şubatkararlannın uygulan-
ma sürecine ilişkin hazır-
lanarı raporu kurula sundu.
Kılıç "ın raporunda. hü-
kümetin. altında Erbakan
ve Çıller'in imzalannın da
bulunduğu MGK kararla-
rını sürüncemede bıraktı-
ğına ılişkin bulgulan aktar-
dığı kaydedildı. Kurulun
asker üyelerinin "vazgeçil-
mez önkoşuT olarak nıtele-
diklen 8 yıllık kesintisiz
eğitım konusunda hükü-
metin duyarsızlığına dik-
kat ;ektiklen öğrenildi.
Üyelerin. İçişleri Bakanlı-
ğı'nn "göstermelik" ola-
rak değerlendirilen operas-
yonlanna da işaret ettikle-
n bılJinldı.
Toolantıy a, bir siire son-
ra Genelkurmay'ın,. Avru-
pa Mıllı Görüş Teşkılatlan
(AV1GT) Genel Kuru-
lu'nda yaptığı konuşma
nedeniyle hakkında suç
duyurusunda bulunduğu
vakıflardan sorumlu Ah-
met Cemil Tunç ile Nazmi
İşeri de katıldılar. Bu bö-
lümde MGK Genel Sekre-
terliği bünyesinde vakıflar-
la ilgilı olarak kurulan ça-
lışma grubunun hazırladı-
ğı rapor görüşüldü.
Erbakan ve Çiller'in.
toplantmın bitiminden 20
dakıka sonra Çankaya
Köşkü'nden çıkış yapma-
lan. "Demirel, hükümet
ortaklanyla görüştü" yo-
rumlannın y apılmasına ne-
den oldu. Ankara kulisle-
rinde. Erbakan ve Çiller'in
Demirel 'le görüşememele-
ri üzerine. Köşk'ün girişin-
deki ya\ er odasında bekle-
dikleri öne sürüldü. Demi-
rel. Cumhuriyefın sorusu
üzerine. "Hiç kimseylehü-
kümeti konuşmadım" de-
dı.
Körfez Savaşı sonrasın-
da Kuzey Irak'ı denetleyen
"Çekiç Güç"ün yerine
oluşturulan "Kuzey Keşif
Harekâtı'"nın görev süresi-
nin haziran sonundan baş-
layarak 6 ay daha uzatılma-
sına ilişkin Başbakanlık
tezkeresi de TBMM Baş-
kanlığı'na sunuldu. Tezke-
renin bugün TBMM'de ele
alınması beklenıvor.
DGMler kapatılacak• Baştarafı 1. Sayfada
pa Insan Haklan Sözleşmesi'ne göre komisyo-
nun karan bağlayıcı nitelik taşıyor ve karar ke-
sinleştikten sonra Türkiye'nin DGM'lerle ilgi-
lı yepyeni bir yasal düzenleme yapması gereki-
yor. Tersi durumda Türkiye'nin A\Tupa Konse-
yı'nden ihracına kadar uzanan bir süreç başla-
yacak. Karann kesınleşmesi, eş işlevli bir yar-
gı organı olan Avrupa Insan Haklan Dıvanı'nca
da onaylanmasıyla mümkün olacak. Uluslara-
rası hukuk konusunda uzman kabul edilen aka-
demisyenler karann divanca da onaylanmasına
kesin gözüyle bakıyorlar.
Avrupa Insan Haklan Komisyonu'nun
22678/93 sayılı ve 25 Şubat 1997 tarihli karan,
Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin (AİHS)
taraflara yüklediği gizlilik yükümlüğü nedeniy-
le açıklanmıyor. StrasbourgVlaki Avrupa Kon-
seyi çevrelennden elde edilen gerekçeli karar-
da DGM'lerin AtHS"nin bağımsız ve tarafsız
yargı ilkelerinı düzenleyen 6. maddesine aykı-
nlığına dört ayn noktadan karar verdı. Bu dört
noktadan ıkisinde komisyon oybirliğı ile, ıkısin-
de ıse 5 ret oyuna karşı 26 oyluk bir çoğunluk-
la karar verdi. AlHS'nin 10. maddesine aykın-
lık ise oybirliği ile alındı. Komisyonda üye ül-
kelerin temsilcilerı bulunuyor ve Türkiye'yi
Prof. AbdullahŞerefGözübüyüktemsıl ediyor.
Da\anın öyküsü
Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'nun bu çok
önemlı kararına yol açan baş\uru 1993 Eylü-
lü'nde avukat GüneyDinç tarafından yapıldı. Iz-
mır DGM'de. HEP ıl yönetic»sı İbrahimİncal'ın
6 ay 20 gün hapse mahkûm edilmesi ve Yargi-
tay'ın sanık avukatının duruşmalı inceleme is-
temini reddetmesi üzerine konu Avrupa Insan
Haklan Komisyonu'na götüriildü.
A\ukat Güney Dinç'in başvurusu başlica şu
noktalar üstünde temellendirildi: "tbrahim tn-
cal bir si> il Idşidir. Asker değildir. A\ııkattır ve
suç tarihinde yasal bir partinin verel orgaıunın
aldığı karara katıldığı için yargılanmıştır. Aske-
ri bir suç işlediği iddia edilmemiş \e Askeri Ce-
za Kanunu kapsamında \argilanmamistir. O>-
sa kendisini > argılayip mahkûmiyetine karar \«-
ren vargıçlardan biri Hâkim Binbaşı M. Selçuk
Av unduk'tur. Asker olmayan kişilerin askeri ni-
telik taşımayan suçlamalar nedeniyle Silahlı
Ku\*\'etler mensubu bir askeri yargıç tarafından
yargılanmaları doğal hâkim ve doğal yargı ilke-
leri ile bağdaşmamaktadır. Vargıtay'da dosya
üzerinde açık duruşma açümadan yapılan ince-
leme aşanıasında sa\unma \apmak, başsavcılı-
ğın görüşlerini yanıtlamak olanağı tanınmadı-
ğından savunnıa hakkı kısıtlanmıştır. Suçlama-
ya konu olan bildiriler dagıtılmadan, devlet or-
ganlannuı isteği üzerine resmi makamlara tes-
lim edilmiştir. Bildirilerin matbaada çoğaltılma-
sına karşın dilekçinin imza koyduğu karar. bir
düşünce notu düzeyinde kalnıış ve düşüncenin
açıklanması aşamasına geçmemiştir. Bildirinin
dağıtılmadığı bilindiği halde suç işlendiği yargı-
sına vanlırsa burada cezalandırılan düşünceyi
açıklama ve yaymaeylemi değil, düşüncenin ken-
disi olur."
Av rupa Insan Haklan Komisyonu, başvuru-
nun temel itiraz noktalannı benimsedi ve
DGM'lerin AİHS'ye aykınlığına karar verdi.
Şimdi ne olacak?
Türkiye'yi AtHK ve Divanı nezdinde savu-
nanlardan Prof. Aslan Gündüz divanda komis-
yon karannın onaylanmayabileceğine dikkati
çekti ve karann kesinleşmesinin oldukça uzun
birsüreci ğerektırdiğıni söyledi. Prof. Gündüz'e
göre karann kesınleşmesi 1998 yazına kadar
uzanacak. Aynı konuda görüşlerine başvurulan
Adalet Bakanlığı üst düzey bürokratlan "de-
meç verme yetkisi olmama" gerekçesine daya-
narak sorulan yanıtlamaktan kaçındılar. Bu ara-
da Dışışleri Bakanlığf nın gizli bir not-yazısı
ile karar kesinleşmeden DGM'lerde sürmekte
olan önemli davalann sonuçlandınlmasına iliş-
kin uyansını da resmen doğrulatma olanağı bu-
lunamadı. Halen DGM'de sürmekte olan dava-
larda AfHK'nin bağlayıcı karanndan doğrudan
etkilenecekler. Kararkesinleştiği andan itibaren
DGM'lerin bakmaktaolduklandavalaradevam
etmelerine de olanak kalmayacak ve bu davala-
nn "olağan mahkemelere" devredilmesi gere-
kecek.
Bu konuda bılgisine başvurulan Galatasaray
Üniversitesi Hukuk Fakültesı öğretim üyelerin-
den ve uluslararaSı hukuk konusunda Avrupa ça-
pında bıryetke kabul edilen Prof. Süheyl Batum
da sorulanmızı yanıtlarken "Pozitif hukuk açı-
suıdan belki sürmekte olan davalara DGM'lerin
bakmaya devam edebikceğini sa\ unanlar çıka-
bilir. Bu, hukukun salt lafzına önem veren birtu-
tum olur ve kabul edilemez. Hukukun lafzı ka-
dar ruhu da önemlidir >e bağlayıcı nitelik taşı-
yan A\rupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne a\kj-
nlığı saptanmış ve kesinleşmiş bir mahkemenin
yargılamaya devam etmesi, hukuksal olarak
önemli bir yanuş olur ve Türkiye bundan yara
alır" dedi.
Bu durumda yakın erimde bitmesi olanaksız
görülen Susurluk ve öteki çete davalannın önü-
müzdeki dönemde olağan mahkemelere devre-
dıleceği bildiriliyor. Nıtekim Istanbul Baro-
su'ndan bir grup hukukçu tarafından yayımla-
nan Açık Sayfa dergisi de Mayıs 1997 sayısın-
da aynı konuyu ele aldı ve DGM'lerin yıllarca
olağanüstü mahkemeler olarak nitelenmesine
kimsenin kulak asmadığına dıkkat çekerek şim-
di bu yargının uluslararası bir mahkemece de
kabul edildiğıne işaret etti. Dergiye göre konu,
önümüzdeki günlerde Türkiye'nin gündemıne
yeni bir kriz ekleyecek kadar önemli.
Köşk'ten Yılmaz'a destek
I Baştarafı 1. Sayfada
mizizannediyoruırrdedı Yılmaz,
kuracağı hükümetin geniş tabanlı,
sivil otoriteyi yeniden sağlayacak
bir uzlaşma hükümeti olacağını
söyledi. Yeni hükümet oluşumu
konusunda DSP liden Bülent Ece-
\it ve DTP lideri Hüsamettin Cin-
doruk ile mutabakat ıçinde olduk-
lannı belirten Yılmaz, Tansu Çil-
ler'in ise sonunda bırleşmeyi de
öngören işbirlıği önensıne nazik
sayılmayacak bir üslupla ret yanı-
tı verdiğinı söyledi. Iktıdarpartile-
rinın uzlaşma hükümeti çalışmala-
n sürerken toplumdakı gerginliği
tırmandırma çabası içınde olma-
sından üzüntü duydugunu kayde-
den Yılmaz. Cumhurbaşkanı'nın
kendisini hükümet kurmakla gö-
revlendırmesının demokratik te-
amüllere uygun doğal birdavranış
olduğunu dıle getırdı. Yılmaz.
"Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk
devletidir, Kaddafı çadın devleti de-
ğil. Herkesin yetkisi bellidir.
Kimse hukukun dışuiaçıka-
maz" görüşünü dıle getırdı.
"Eğer Çiller, güvenoyu
alacağı belli olmayan kişiye
hükümet kurma görevi ve-
rilmesini darbe olarak nite-
lendiriyorsa 1995 yıünda ni-
ye görevi reddetmedi?" dı-
>en Yılmaz, kurulacak hü-
kümetin millet iradesını
temsıl edip etmediğinin
Meclis'tekı oylamada orta-
ya çıkacağını söyledi.
Ilaca yüzde
15 zam
tstanbul Haber Servisi -
Uzun süredir ilaç fırmalan
tarafından beklenen yüzde
15'lik ilaç zammı, Sağlık
Bakanlığı tarafından onay-
landı. Insan sağlığında bü-
yük önem taşıyan ilaca ya-
pılacak zamlarda dikkatli
olunması gerektiğini vurgu-
layan Istanbul Eczacı Oda-
sı Başkanı MustafaTurunç.
"Sağlık Bakanlığı bu konu-
da ciddi denetim yapmıyor.
Önüne gelen listeyi araştır-
madan kabul ediyor" dedi.
Turunç. ilaç firmalannın
bu zammı beklediklerini
belırterek. şöyle devam et-
tı: "\ildinmAktuna'nuıis-
tifası ve yerine yeni bakan
atanması sürecinde zam er-
telendi. Geçen zaman içinde
birçok şeye zam yapıldı. Bu
nedenle ilaca yapılan zam
yanlıştır demiyoruz. Ancak
ilaç mutlaka alınması gere-
ken bir üriin. Zam yapıhr-
ken girdiler dürüstçe hesap-
lanmair
Yeni ilaç zammıyla bir-
lıkte bazı ılaçların eskı ve
yeni fiyatlan ıse şöyle ol-
du: Fludex 30 Draje; 781
bın- 898 bin Vermidon tab-
let;180bin-207bin.Noval-
gintablet; 130 bin-150 bın.
Rocephin 1 gram I mılyon
827 bin- 2 mılyon 101 bın.
Aspırin Plus C; 222 bin-
262 bin.
Yılmaz, hiç kimsenin millet ira-
desıne ipotek koymaya hakkı bu-
lunmadığını belirtirken "Asd da-
yatma. baskı; daha hükümet ku-
rulmadan, hükümet programı
okunmadan güvenoy lamasında ret
oyu kullanılması için noter huzu-
rundaimzatoplamaktır"dedi. Yıl-
maz. konuya ılişkin bir soru üzen-
ne de. Cumhurbaşkanı'nın, noter
huzurunda ımzatoplamanın millet
iradesine ipotek anlamına gelece-
ğini bildığı için onu dikkate alarak
hareket edeceğini zannetmediğinı
söyledi. Yılmaz. imza atmalanna
rağmen kuracağı hükümete destek
verecek mıllervekıllen bulunduğu-
nuda ılen sürdü. Gü\enoyualmak
için mılletvekılı transferlen yaptı-
ğı yolundakt-iddialann gerçekle il-
gisi bulunmadığını belirten Yıl-
maz. "Sadece DYP değil, tüm mil-
lervekillerine ülkeyi içinde bulun-
duğu durumdan kurtarmak için el
ele verme çağnsmı her zaman ka-
muoy unun önünde yaptım. Bu çağ-
nya uyan milletvekillerini de geri
çevirmemiz söz konusu olamaz"
dedi.
Yılmaz, Çiller'ın demokrasi şe-
hıdı verilmesine ılişkin sözlenni de
eleştirerek "ÇUler'in, görevin ba-
na verilmesi konusundaki taham-
mülsüzlüğünü anlamak mümkün
değil. Gün demokrasi için şehit ver-
me günü değil, özveride bulunma
günü. Demokrasi yolunda şehh ver-
me özverisinde bulunmayı vaat
edenler hiç olmazsa kendileri dışın-
da bir kişinin başbakanlığına kat-
lanabilme özverisinde bulunmalı-
dırlar'" diye konuştu. Yılmaz. Çil-
ler'in dayatmayla ilgilı sözleri üze-
rine de, hiçbir baskı \e telkini ka-
bul etmelerinin mümkün olmadığı-
nı belirterek kuracağı hükümetin
demokratik olmayan tüm baskı ve
telkinlere gözünü ve kulağını tıka-
yacağını bildırdı.
Yılmaz, Çiller'in önceki günkü
görüşmede çok gergin olduğunu
dile getirdı. Yılmaz, "Ülkeyi için-
de bulunduğu gerginlikten kurta-
racak bir başbakan aranıyorsa bu
Çiller olamaz" dedi. Yılmaz, ılk
turda ortaklık önerisinı reddeden
Çiller ıle ikınci turda görüşüp gö-
rüşmeyeceğıne ilişkin bir soru üze-
rine de. "Çiller benimte herhangi
bir hükümeti görüşmeyeceğini söy-
lemiştir. Çiller'le bu görüşünü de-
ğiştirmediği sürece görüşmem söz
konusu değiP diye konuştu.
Yılmaz, Bursa Bağımsız Millet-
vekili CavitÇağlarileyaklaşıkbır
saat görüşrü. Çağlar. görüşmenın
ardından gazetecılerın sorulannı
yanıtlarken "Bağımsızlar olarak
hükümete destek >ereceğiz" dedi.
Çağlar, diğer bağımsız mılletvekıl-
lerine Yılmaz ıle görüşmesi hak-
kında bilgı venrken de "Kendisini
çok rahat gördüm. Yılmaz. güveno-
yu alacağuıdan emin görünüyor"
dedi.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Kıl birdurum...
Yılmaz'ın basın toplantısında netleşenlerin artını çi-
zelim...
Yılmaz, DYP'yi ayn Çiller'i ayrı tutmaya çalışıyor.
Ama, "lider partısı" DYP'de bunun tutması şu aşa-
mada güç.
ANAP lideri kendisine verılen gorevin sadece hü-
kümet kurmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda. ger-
gin ortamı yumuşatmaya çalıştığını vurguladı. Türki-
ye'de, sadece hükümet sorunu olmadığını Necmet-
tin Çiller hariç herkes kabul ediyor.
Yılmaz, sık sık üç sözcüğün altını çızdi:
- Uzlaşma, özverı. hoşgöru...
Uzlaşma, kozlaşmaya dönüşmüş durumda...
Hoşgörü, çoktaan horgörü oldu...
Özveriyi de herkes farklı yorumluyor. Çiller, koltu-
ğu bırakmama özverisinde bulunmak istiyor. Yılmaz,
biraz kenarda durma özverisı ıstıyor...
Eldeki veriler, özveride anlaşılamayacağını göste-
riyor.
Yine dün tümüyle netleşti ki Yılmaz, hükümeti ku-
racak, Çankaya onaylayacak ve göreve başlayacak...
Yılmaz'ın "Başbakan" titrini almasından sonra den-
geler değışebılir. Yılmaz güvenoyu alamazsa?
Bu sorunun yanıtı ıçın once, Demirel'ın "görev ver-
me" mantığına bakalım:
"Erbakan bana istıfasını verdığinde, yanında bir
protokol getırmışti. Altında kendısınin, Çiller'in ve
Yazıcıoğlu'nun imzası vardı. Demek ki üçü aynı dü-
şünuyordu. Bu yüzden onlarla yeniden gönjşmeme
gerekyoktu. Görevi Yılmaz'a verdım..."
Bu mantığı yürütursek Yılmaz'dan sonraki görev
Bülent Ecevrt'ın
Doğrudur, yanlıştır ayn...
Zaten herkesin kendı doğrusu var. Onun dogrultu-
sunda gidiyor...
Ecevit'in görev alması neye yarar?
45 günün dolmasına yarar...
45 gün dolunca, Baba "Çankaya hükümeti"n\ ku-
rar...
Bu, Yılmaz sonrası senaryo...
Yılmaz'ın güvenoyu alması ise pek çok kesimi ra-
hatlatacak. ANAP lıderının hükümet etmeyi başanp
başaramayacağı, parçalı desteğın neler getireceği o
günlerın konusu...
Çekidüzen, çeke düzen...
Son günlerdekı her yazının dıbıne Necmettin Çiller
oturdu. Hükümetin ıstıfasından hemen sonra, Çıller'e
dikkat çekerken, bunun nedenıni şöyle açıklamıştık:
- Kâbus henüz bitmedı...
Zaman ne yazık kı bızı doğruluyor.
Çiller kısa sürede bu kadar hatayı, dönüşü neden
yapıyor?
Kımilerinin 30-40 yılda yaptıklannı 3-4 yıla sığdır-
mak istiyor olmasın...
Bu gıdtşle Çıller'e noter tasdiği de yetmez, vekille-
rıne dolara el bastınr.
Yaşadıklarımız, gerek RP'nin gerekse DYP'nin mu-
halefette kendilenne çekidüzen vermeye yanaşma-
yacağını gösteriyor.
Tabii, çeke düzen vermeye alışınca, çekidüzen zor-
laşıyor.
Ikilinin hırsına bakınca ınsanın aklına ilk şu geliyor:
Çekilmezler...
Iktidardanyani...
Hırsı da aşan tehdıtlerine bakınca da şu:
Gerıcıler...
Ortamı yanı...
Bu, çekılmez gerıcılerle bir sure daha uğraşacağız...
Yürüdüklerı yolda yaptıkları işbölümü de açık:
Hacı. kadrolaşarak sessız ve derinden...
Bacı, kavgalaşarak asıtyüklu bulutlann üzerinden...
Efes Pilsen'den
EFES
ıpüsen-
Efes Pilsen
EFES
Pilsea
STES
CFES
EF1S
t
İUIC İCU-İ2
50-