Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
13
Mesut
Yılmaz'a
Akdeniz Üniversitesi
Tıp Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof.Dr.
Olcay Özkan'ın,
hükümet kurma
çalışmalannı sürdüren
Anavatan Partisi
Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'a
gönderdiği faks:
"Hep birtikte
yarattığımız canavar
kendimizi de yok etme
durumuna gelmiştir.
Doğru Yot Partisi ile
kısa da olsa
kurduğunuz
koalisyon
hükümetinde,
Küttür Bakanı
yaptığınız,
partinizden
Agâh Oktay
Güner'in açtığı
yaralan Refah Partili
Ismail Kahraman
kanatmaktadır.
Kültür bir milletin
hayat damariarından
biridir. Kurmayı
düşündüğünüz
kabinede sadece
Kültür Bakanlığı'nda
değil, diğer
bakanlıklarda da
sorumluluk
vereceğiniz isimleri
ciddi olarak
düşünmek tarihi
görevinizdir.
Aksi takdirde siz de
dahil bu parlamento
vatana manen çok
borçlu kalacaktır."
Hükümetle ilgilenen
"sof'daki ilgililer de bu
sorunla ilgiienecektir
herhalde!
Jntemefchttp://www.pJanetcom.tr/Xn Etektronik posta: Deraz£orn©ptanetcom.tr Tel:0^12.5120505Faks:0.212.5124497
- Wall Street Joumal'e göre
Türkive'deki sorunlar
partilerden
kavnaklanıvormuş.
"Bir kısım vabancı medva!"
Goruşmenin tutanaklarından
H
ükümet kurmak için olanca gayretiyle ça-
lışan Mest Bey'in, barışmak ve ortaklık
teklif etmek üzere ziyaretine gittiği Tans
Hanım'la yaptığı goruşmenin bir kısım med-
yaya bile yansımayan tutanaklarının bir kısmını Va-
ziyet ele geçirdi.
Tans- Niye geldin? Sen kimsin, kim bunlar? Ha-
di bakalım kolay gelsin. çık dışarı.
Mest- Lütfen böyle konuşmayın, geçmişi unutma-
ya ve dolayısıyla halkımızı uyutmaya geldim.
Tans- Su uyur, ben uyumam... Git.
Mest- Babanın emri, meclisin izni ile kuracağım
hükümette sizi de aramızda görmek inanın beni
bahtiyar edecektir.
Tans- Benim babam yok artık. Babam yok benim!
Ben babamı kabrime (kalbime) gömdüm, resimle-
rini de duvardan indirdim. Bak, kalbim gibi duvar-
larım da boş.
Mest- Size gönderdiğim beyaz zambakları aldı-
nız değil mi?
Tans- Zambak mı! Hem de beyaz ha... Ben onla-
rın zehirli zakkum olduğunu bilmiyor muyum sanı-
yorsun! Çık dışarı.
Mest- Niye böyle diyorsunuz, biz demokrasi fida-
nının çiçek açan dallarıyız. Ikimiz de siyasette dal
budak saldık, gelin birleşelim.
Tans- Terbiyeli ol. Kim dudak saldı? Ağzından çı-
kanı dudağın (kulağın) duysun. Git artık.
Mest- Bari gelmişken bir çayınızı içseydim.
Tans- Burası kırat hane (kıraathane) değil, git kö-
şedeki kahvede iç çayını.
Mest- Bu kadar acımasız olmayın lütfen.
Tans- Peki. Ama sana paşa çayı ikram ederim.
Mest- Çayınız pek de güzelmiş... Ellerinize sağ-
lık. Elinizin değdiği her şey çok güzel oluyor, hükü-
mete de bir el atsanız.
Tans- Atamam. Demokrasi şahitlerimizin kemik-
lerini kıramam. Çayın bitti, git.
Mest- Sizden, demokrasi şehitlerinizin kemikleri-
ni sızlatmanızı kimse istemiyor.
Tans- Ben bir derby (darbe) karşısında olduğumu-
zu söylüyorum, sen ne diyorsun!
Mest- Hükümet kuralım diyorum.
Tans- Seninle asla hükümet kurmam. Sana vere-
cek bir avuç milletvekilim de yok. Senin elini bile tut-
mam. Istersen eline dökeyim ferahlarsın.
Mest- Ne dökeceksiniz elime?
Tans- Aç avuçlarını, görürsün.
Mest- Ama bu gülsuyu... Bari kolonya olsaydı...
Tans- Kolonyada alkol var bilmiyor musun sen. Se-
ni gidi fındık (zındık) seni... Çabuk çık dışarı.
SESSÎZSEDASIZO)
x s ^
NVRİKURTCEBE
J*»>
vtrusünden
daha
teMe,
f
Devlet ve şeriat: Al gülüm, ver gülüm
Şeriatçı sermayenin gözal-
tına alınması üzerine "serma-
yenin dini olmaz" diyerek
kendilerini kurtarmaya çalı-
şan ve ticarette ayrımcılığı red-
detmeye çalışan çevrelerin bu konu-
da da takıyye yaptığı biliniyor...
Takıyyenin kanıtları elden ele dola-
şıyordu ki bir yenisi daha ortaya çık-
tı. Hem de T.C. Başbakanlık Diyanet
Işleri Başkanlığı Din Işleri Yüksek Ku-
rulu marifetiyle...
Din Işleri Yüksek Kurulu, halktan
para toplayan şeriatçı fınans kurum-
larının birinin başvurusu üzerine res-
men yazı yazmış...
Aslında fetva vermiş:
"16 Aralık 1983 tarih ve 83/7506
sayılı Bakanlar Kurulu karanna göre ku-
rulan özel finans kurumlarının kâr ve
zarara katılma hakkı veren hesaplara
yatırılan paralar için, bu kurumların
dinen meşru sayılan yollardan temin
ettikleri kazançtan mevduat sahiple-
rine verdikleri kaâr payı, faiz değildir."
Diyanet'in B.02.1 .DİB.0.10-/019/695
sayılı bu yazısını fotokopi ile çoğaltıp
müşterilerine dağrtan şeriatçı finans ku-
ruluşunun faizi haram sayanlara, ne
hikmetse pıyasadaki faiz oranı kadar
"kâr payı" verdiğini ayrıca belirtmeye
gerekyok...
Devlet, bir eliyle sermayede şeriatı
destekliyor, bir eliyle şeriatçı serma-
yeyi gözaltına almaya çalışıyor.
Al gülüm, ver gülüm!
PALAS PANDIRAS
iktidan kaybeden Refah Partisi'nde ufak tefek
başkaldırılar oluyormuş... Huzur Islam'da değil, Isyan'da anlaşılan...
Müfit Bozacı
AYDINLANMA ATEŞİ
İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Çorlu 'daki Marmara
Cumok Bölge Toplantısı
için son hazırlıklar bugün
20 haziranda Saray Cezae\i'nde
Işık Yurtçu'yu ziyaret edern Baknköy
Cumok. Yurtçu'nun biran evvel Mec-
lis'ten çıkartılacak kanunla özgürlü-
ğe kavuşturulması isteklerinı dile ge-
tırdıler.
Çorlu Cumok
"Clkemizde Refahyol ile başlama-
yan. ancak Refahyol ile iyice sivrilen
şeriat özlemi güncelleşmiştir. Bu an-
tilaik harekete karşı koyacak güç yet-
miş yıllık cumhuriyetin insan gücü
ve sivil toplum birikimidır. Türk Si-
lahlı Kuvvetleri'nin kamuoyuna yan-
sıyan tavnnın toplumun laik birikimi
ile paralel olması bizleri sevindirir.
Şeriatçılar şunu unutmamalıdır ki.
karşılannda tanklardan önce Cumhu-
riyetin yetiştirdıği kuşaklar vardır. 29
hazirandakı Marmara bölge toplantı-
smın son hazırlıklannı gözden geçir-
mek için 26 haziranda Yön Dersha-
nesi'nde toplanıyoruz. 29 haziranda
Oda Restaurant'takı toplantıya tûm
Mannara Cumok'Ian bekliyoruz."
Bakırköy Cumok
Ulviye Şenel bildınyor:
• "Hükümeti kurma görevi verilen
sayın milletvekillerimizden ortak dav-
ranıp gereğini yerine getirmelerini
bekliyoruz. 12-13-14-15 haziranda
ÇYDD Kırklareli Şubesi'nin 'Saba-
hattin Ali' etkinliklerine kahldık. Ev
sahiplerimizi kutluyoruz. 16 haziran-
da çalışma arkadaşımız Sandy Züri-
koğhı'nunresitalinıkeyifle izledik. 20
haziranda Saray Cezaevfnde Işık
Yurtçu'yu ziyaret ettik. Sınır Tanıma-
yan Gazeteciler Örgütû Tûrkiye Tem-
silcisi Sayın Nadire Mater'in ısrarlı
ve özverili çalışmalanyla göz önüne
serilen konu TBMM üyesi, gazetecı
Ahmet Tan ve Hakan Tartan tara-
findan yasa önerisine dönüştüriilerek
TBMM başkanlığınasunuldu. Kanu-
nun rvedilikle görüşülüp Meclis'ten ge-
çirilmesini ve artık Işık Yurtçu'nun öz-
gürlügüne kavuşmasıru ıstiyoruz. Ce-
beci 'ye tûrkü söylemeye giden Cahit
Külebi'nın onurlu yaşamımn önûn-
de sevgi ve saygı ile eğiliyoruz. 29 ha-
ziranda Çorlu'ya Marmara Cumok
Toplantısı'na gidiyoruz. Yer Oda Res-
taurant, saat 14.00. Unutma sen gel-
mezsen, 'Onlar' gelirler.
Ankara Cumok
"Türkiye'nin aydınlığını Türk
Mavisi nitemi ile: Elbette yitecek-
ler sokaklarında / Tozlu dumanlı
Ankaraların / Daha da karışacak
bütün sular / Türk Mavisi bulunu-
ncaya kadar, diyerek dizelere döken
usta Külebi'ye uğurlar olsun diyo-
ruz. Geçtigımiz perşembe Sayın Rıd-
van Budak ile yaptıgımız. sendıkal
hareketı \e gelıştirılmesinı. sıyasal
kilitlenmenın çözüm yollannın orta-
ya koyulduğu söyleşıden karşıhklı ya-
rarlandık. Calışandan. haktan. özgür-
lükten. insanca yaşamdan >ana olan
yolunda kolay gelsin. Bugürderde bek-
lendıgi gibı kıyımlar. sürgünler hız
kazandı. Yalnızca ınsanların onurla-
n. haklan gasp edılmekle kalınmıyor.
EvTensel değerlere, ınsanlığa aıt ve
bize emanet değerlere; Istanbul'un
surlanndan Ayasofy a'v a. Bodrum ka-
lesi ve Sualtı Müzesi'nden Trabzon
Ayasofya Kilisesı'ne. Topkapı Sara-
yı müzelenne uzanan yok etme gıri-
şimi artarak sürüyor. Nedirbu düşman-
lık? Nedır bu kın? Bunu kendı ıçleri-
ne dönük olarak 'E> tabanımız, siz-
ler böyle istiyorsunuz, biz de yapı-
yoruz" şeklınde açıklanması yapıla-
maz. yanlıştır ve yalandır. Haydı bi-
raz dış güçlerden konuşalım.
.Artık ulusal sol. fona dünyayı ko-
yarak Türkiye Cumhurıyeti'ni pro-
jeksiyon altına almalı \e derhal kıyı-
lanlara. sürülenlere iade-ı ıtibar yol-
lannı bulmalı. yok edılmeye çalışı-
lan değerlerimize sahip çıkmalı yasal
güvenceler altına almalı. öncelikle
enaz 8 yıllık seçmesiz kesıntısiz eğı-
tımi gerçekJeştirmelı. ardmdan köy-
lere eğitimi indirmenin (hafıza-ı be-
şer nisyan ile maluldur ama köy ens-
titüleri gıbı gerçekçi bir proje bu ko-
nuda kendılerine ışık tutacaktır) yol-
larını bulmalıdır. Ülkemizın ışçısi. iş-
vereni. memuru. işsızi. kadını. erke-
ğı üzennde çağdaşlık. üretkenlık. ın-
sanlık onuru yweltme v e insanca ya-
şama rüzgânm estırecek kadrolann
var olanını harekete geçirmeh yenı-
lerini ise derhal yetiştırmelidır. Bu
yazılanlar çok azıdır ki bunlann bile
gerçekleştinlmesı meveut malzeme-
nin sergiledıği manzara ile çok çok zor
gözüküyor.
Peki manzarayı de|ıştirmek için
cesur mu olmalı, kişisel hesaplardan
mı sıynlmalı. kol kola girerek güç
birliği mi oluşturmalı? Bazılannın
gülergibi oldugunuhissediyor vegül-
dürenlere bakıyor. onlan izliyoruz.
Biz kim mıyiz? Ülkesinı seven. de-
mokratik kıtle örgütlenyız.
Perşembe sohbetımiz. 26 haziran sa-
at 18.30"da. Ataç 2 Sokak 66-1'de.
Demokrat. çağdaş, erdemlı arkadaşı-
mız. sen gelmezsen bir eksığiz."
Tekirdağ Cumok
'"Tekirdağ Cumok Olağan Toplan-
tısını 28 haziran saat 18.00'de Marma-
ra Dershanesi'nde (Atlas Pasajı) ya-
pıyoruz."
Bakırköy Cumok, ÇYDD Kırklareli Şubesi'nin 12-15 haziran ta-
rihleri arasında düzenlediği 'Sabahattin Ali' etkinliğine katıldı.
HAYVANLAR ISMAILGILGEÇ
KİM KtME DIIM niIMA RF.HIC
ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACl
HARBİ SEMtH POROY
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 26 Haziran
AVROKOMÜNİZM ANLAYIŞt..
KOMÜ-
TtİM DÛN-
8u6ÜMj YUGOSLAV GAZETEGSİ FKANE BAR81E&,
YAZDISt B/ıe MAKALEPE, İLK fCEZ
TERİMİA// KULlAMA/tfŞTT. ANCAK,
Nl'ZMİ'"<4MLA*f/A/A 6EL£M BU TEB/Mf
YA YA PUYUISAN VE BENİMSETEH KİÇİ,
KOMÜNİSr PA&Tİ SSNEl. SEKgETE&İ
S£&.WGt/E/e OLMüÇTU- İ3?3'TEKİ ŞiLi
HİN ARDINPAN "7B&HSEL U2LAŞ*tA" FORMÜLÜNÛ
OfZTAYA KOYAfJ BEGLIMSUE&, AV&UPA'DA P-&OLE-
TE-RYA Ph
Mtşrf. sosrAusr iıcriPAZ, ANCAK PA&LAMEN-
V»"" T "^- ^. TKR, ÇOĞULCU PEMO&eAT-tk: StSTEM /Ç/A/P.
€ERÇ.EKLEŞTTe/LEBfLt/ePr. BU AAAAÇLA DA,
MUHAFAZAtcAR PAGr/LEfiL£ rARiHSEL BİK
U2O9ÇMA
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/lntanelibırki-
razcinsi.2/Arka,
sırt... Halk dilin-
denegatıf fotoğ-
rafa verilen ad. 3/
Saçlan ağarma-
ya başlamış orta
yaşlı erkek. 4/
Verme. ödeme..
Halk müziğıne 6
özgütellıbirçal- j
gı. 5/Ankara'da-
kı özel bir tıyat- 8
ronunkısavazılı- n
1 2 3 4
şı...Edebıyattaet-
kiyi çoğaltmak için tnrşe-
yin tersinı söyleyerek edi-
len alay. 61 Radyum ele-
mentinin sımgesi... Ağn
Dağı'na verilen bir başka 3
ad. 7/ABD'debireyalet. 4
8/"—seslen sönüyorper-
de perde ' Atlılar kaybo-
luyorgüneşin battığı yer-
de" (Nâzım Hıkmet)... Pis
kokulu, zehırlı ve sıv ı bir
element. 9/ Eklembacak-
lı!ann\ekabukluhay\^n-
lann örteneğını oluşturan organık madde .. Dolma yapmak
için hazırlanan kanşım.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ llıman bölgelerde yetışen
tüysüz şeftalı. II Zehir... Içine ok konulan torba ya da kı-
lıf. 3/ Pınltılı knstallerden oluşan doğal demir sülfûrü ya
dadogal bakırsülfürû... Orhan Hançerlioğlu'nun birro-
manı. 47 Dürüst, iyi ahlaklı... Ilenme, beddua. 5/ Kenya'nm
başkentı. 6/Özel gezinti gemisı... Eskı Mısır'da güneş tan-
nsı... Radon elementinin simgesi. II Oyun öğesı bulun-
mayan. kutsal nıtelıkte müzik yapıtı. 8/ Olumsuzluk be-
lırten bir önek... Lütfi Akad'ın bir filmi... Bir nota. 9/
Iki paranm kambiyo değennin eşıt olması.
m • • • •
(JTÖRUŞ/ÜMİT ZİLELİ
Yine Unutacak mıyız?!..
Anavatan Partisi lideri Mesut Yılmaz çağnda bu-
lundu; "Her şeyi unutalım!.." Geçmişteki haklı ya
da haksız bütün suçlamaları ve tartışmaları bir ya-
na bırakmayı öneren Yılmaz, "Ülke için el ele ve-
relim" dedi!..
llk bakışta ne kadar umut verici. ne denli erdem-
li, nasıl bütünleştirici ve de baştan çıkancı değil
mi?! Bugüne dek yapılan hırsızlıkları, yolsuzluk-
ları, namussuzlukları, yargısız infazları, "şerefli"
cinayetleri, sürgünleri, baskıları unutmak!.. Her
şeyi unutmak.. Mümkün mü?!..
• • •
Bu ülkenin başına ne geldiyse unutmaktan gel-
di!..
Bizi itip kakanlar, bizi enayi yerine koyanlar. "Bu
halkadam olmaz" diyenler, hiç doymadan soyan-
lar, tenhada kıstırıp canımızı alanlar, işkencelerde
gençliğimizi söndürenler, bizi karanlığa mahkûm
etmek için en alçakça senaryoları yazan ve oyna-
yanlar hep hafızamızın zayıflığına güvendiler. "Na-
sıl olsa unutulur" dediler. Ve hep haklı çıktılar.
• • •
Biz hep unuttuk... Ne yazık ki hep unutmayı
yeğledik!..
Eli kanlı katilleri bu unutkanlık illeti nedeniyle kah-
raman ilan ettik. Ülkenin, toplumun iliğini sömü-
ren utanmaz hırsızlara unutkanlığımızın kefareti
olarak en yükseklerdeki koltukları altın tepsi için-
desunduk!..
Unutmayı marifet sandığımız için bizi kör ceha-
lete, onulmaz bir ilkelliğe mahkûm etmek isteyen
karanlığın uşaklarına cesaret verdik. oy verdik!..
• • •
Unutkanlığımızın bedelini hep acı çekerek öde-
dik!..
Kimimizcanıyla, kanıylaödedi bu "korkakunut-
kanlığımızın" bedelini.. 650 binimiz işkencelerden,
hapishanelerden geçereködedi diyetini!.. Milyon-
lar, on milyonlar giderek yoksullaşarak, yoksullaş-
tıkça sinerek, sindikçe teslim olarak ödedi, kefa-
retini. Hiçbir şekilde kıramadık "korkak unutkan-
lığımızın" o kapkara çemberini... Aslında kırmak
istemedik!.. Çünkü böylesi daha kolay, daha zah-
metsizdi. Unutkanlığın aslında zavallılık olduğu-
nu, bunun ceremesini çekeceğimizi bile bile unut-
tuk!..
• • •
Unuttuklarımıza gelince; onlar hep "ikbal" için-
de, unutkanlığımızla acımasızca ve utanmazca
alay ederek düzenlerini sürdürdüler. Aralarında
paylaştıkları rollerini başarıyla oynadılar... Hâlâ
oynuyorlar... Ve ne yazık ki bu düzen böyle sür-
dükçe oynamayı sürdürecekler. Kimi iktidarda, ki-
mi muhalefette, kimi perde arkasında, kimı sah-
ne ışıklarının altında bu sonsuz ve trajik "komed-
ya"yı pervasızca sürdürecekler!.. Para ve güç uğ-
runa bunları gözü kapalı destekleyen besleme ba-
sın ve kaptıkları köşelerde kalem sallayan omur-
gasız şarlatanlar da unutmamız için her türlü al-
çaklığı yapmaya devam edecekler!..
•••
Işte bu nedenle ne Mesut Yılmaz'ın "Her şeyi
unutalım" çağrısı yapmaya hakkı var, ne de biz-
lerin unutmaya!.. Eğer yine unutursak, yine top-
lum düşmanlarının yaptıkları yanlarına kâr kalırsa,
geriye söylenecek tek bir şey kalıyor: Bu toplum
layık olduğu şekilde yönetiliyor, çünkü buna müs-
tahak!..
•••
Önemlinot: Tansu Hanım, Adnan Menderes'in
o ünlü "Hafıza-ı beşer nisyan ile malûldür" sözü-
nü şiar edindiğini bir kez daha ispatladı. Bir anda
demokrasinin yılmaz bekçisi kesildi. Yetmedi, bu
defa da "Nice demokrasi şehitlerimiz oldu. Gere-
kirse yine şehit veririz" diyerek kahramanlığa so-
yundu. Aklıma rahmetli annemin bu gibi durum-
larda kullandığı iki kelime geldi; "Utanmazlığın da-
niskası!.."
İLAN
T.C.
KADİRLİ 2. ıNOLU KADASTRO
HÂKİMLİĞİ'NDEN
199518
Davacılar Elif Ünal ve Meral Ünsal tarafından dava-
lılar Abdulmecit Hüner ve ark. aleyhine açılan tespite
itiraz ve tescil davasının yapılan duruşmasında: Dav-
nın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla;
Davalılardan Mehmet Cenez. Ürkıye, Nazife. Ayşe,
Nefize Cenez. Sülbiye Karaatlı ve Ünzıle Karaath'nın
tüm aramalara rağmen bulunamadığı adres yeri de tes-
pit edilemediğinden karar tebliğ edılmemiştır.
İlan tarihinden itibaren 15 gün içınde yukarıda esas
numarası yazılı bulunan dava dosyasına müracaat et-
meleri aksi halde, ilanın tebliğ edılmış sayılacağı husu-
su ve ilamın kesinleşeceği davetiye yerine kaım olmak
üzere ilan olunur. 16.5.1997
Basın: 27199