14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Mesut Yılmaz'a Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.Dr. Olcay Özkan'ın, hükümet kurma çalışmalannı sürdüren Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a gönderdiği faks: "Hep birtikte yarattığımız canavar kendimizi de yok etme durumuna gelmiştir. Doğru Yot Partisi ile kısa da olsa kurduğunuz koalisyon hükümetinde, Küttür Bakanı yaptığınız, partinizden Agâh Oktay Güner'in açtığı yaralan Refah Partili Ismail Kahraman kanatmaktadır. Kültür bir milletin hayat damariarından biridir. Kurmayı düşündüğünüz kabinede sadece Kültür Bakanlığı'nda değil, diğer bakanlıklarda da sorumluluk vereceğiniz isimleri ciddi olarak düşünmek tarihi görevinizdir. Aksi takdirde siz de dahil bu parlamento vatana manen çok borçlu kalacaktır." Hükümetle ilgilenen "sof'daki ilgililer de bu sorunla ilgiienecektir herhalde! Jntemefchttp://www.pJanetcom.tr/Xn Etektronik posta: Deraz£orn©ptanetcom.tr Tel:0^12.5120505Faks:0.212.5124497 - Wall Street Joumal'e göre Türkive'deki sorunlar partilerden kavnaklanıvormuş. "Bir kısım vabancı medva!" Goruşmenin tutanaklarından H ükümet kurmak için olanca gayretiyle ça- lışan Mest Bey'in, barışmak ve ortaklık teklif etmek üzere ziyaretine gittiği Tans Hanım'la yaptığı goruşmenin bir kısım med- yaya bile yansımayan tutanaklarının bir kısmını Va- ziyet ele geçirdi. Tans- Niye geldin? Sen kimsin, kim bunlar? Ha- di bakalım kolay gelsin. çık dışarı. Mest- Lütfen böyle konuşmayın, geçmişi unutma- ya ve dolayısıyla halkımızı uyutmaya geldim. Tans- Su uyur, ben uyumam... Git. Mest- Babanın emri, meclisin izni ile kuracağım hükümette sizi de aramızda görmek inanın beni bahtiyar edecektir. Tans- Benim babam yok artık. Babam yok benim! Ben babamı kabrime (kalbime) gömdüm, resimle- rini de duvardan indirdim. Bak, kalbim gibi duvar- larım da boş. Mest- Size gönderdiğim beyaz zambakları aldı- nız değil mi? Tans- Zambak mı! Hem de beyaz ha... Ben onla- rın zehirli zakkum olduğunu bilmiyor muyum sanı- yorsun! Çık dışarı. Mest- Niye böyle diyorsunuz, biz demokrasi fida- nının çiçek açan dallarıyız. Ikimiz de siyasette dal budak saldık, gelin birleşelim. Tans- Terbiyeli ol. Kim dudak saldı? Ağzından çı- kanı dudağın (kulağın) duysun. Git artık. Mest- Bari gelmişken bir çayınızı içseydim. Tans- Burası kırat hane (kıraathane) değil, git kö- şedeki kahvede iç çayını. Mest- Bu kadar acımasız olmayın lütfen. Tans- Peki. Ama sana paşa çayı ikram ederim. Mest- Çayınız pek de güzelmiş... Ellerinize sağ- lık. Elinizin değdiği her şey çok güzel oluyor, hükü- mete de bir el atsanız. Tans- Atamam. Demokrasi şahitlerimizin kemik- lerini kıramam. Çayın bitti, git. Mest- Sizden, demokrasi şehitlerinizin kemikleri- ni sızlatmanızı kimse istemiyor. Tans- Ben bir derby (darbe) karşısında olduğumu- zu söylüyorum, sen ne diyorsun! Mest- Hükümet kuralım diyorum. Tans- Seninle asla hükümet kurmam. Sana vere- cek bir avuç milletvekilim de yok. Senin elini bile tut- mam. Istersen eline dökeyim ferahlarsın. Mest- Ne dökeceksiniz elime? Tans- Aç avuçlarını, görürsün. Mest- Ama bu gülsuyu... Bari kolonya olsaydı... Tans- Kolonyada alkol var bilmiyor musun sen. Se- ni gidi fındık (zındık) seni... Çabuk çık dışarı. SESSÎZSEDASIZO) x s ^ NVRİKURTCEBE J*»> vtrusünden daha teMe, f Devlet ve şeriat: Al gülüm, ver gülüm Şeriatçı sermayenin gözal- tına alınması üzerine "serma- yenin dini olmaz" diyerek kendilerini kurtarmaya çalı- şan ve ticarette ayrımcılığı red- detmeye çalışan çevrelerin bu konu- da da takıyye yaptığı biliniyor... Takıyyenin kanıtları elden ele dola- şıyordu ki bir yenisi daha ortaya çık- tı. Hem de T.C. Başbakanlık Diyanet Işleri Başkanlığı Din Işleri Yüksek Ku- rulu marifetiyle... Din Işleri Yüksek Kurulu, halktan para toplayan şeriatçı fınans kurum- larının birinin başvurusu üzerine res- men yazı yazmış... Aslında fetva vermiş: "16 Aralık 1983 tarih ve 83/7506 sayılı Bakanlar Kurulu karanna göre ku- rulan özel finans kurumlarının kâr ve zarara katılma hakkı veren hesaplara yatırılan paralar için, bu kurumların dinen meşru sayılan yollardan temin ettikleri kazançtan mevduat sahiple- rine verdikleri kaâr payı, faiz değildir." Diyanet'in B.02.1 .DİB.0.10-/019/695 sayılı bu yazısını fotokopi ile çoğaltıp müşterilerine dağrtan şeriatçı finans ku- ruluşunun faizi haram sayanlara, ne hikmetse pıyasadaki faiz oranı kadar "kâr payı" verdiğini ayrıca belirtmeye gerekyok... Devlet, bir eliyle sermayede şeriatı destekliyor, bir eliyle şeriatçı serma- yeyi gözaltına almaya çalışıyor. Al gülüm, ver gülüm! PALAS PANDIRAS iktidan kaybeden Refah Partisi'nde ufak tefek başkaldırılar oluyormuş... Huzur Islam'da değil, Isyan'da anlaşılan... Müfit Bozacı AYDINLANMA ATEŞİ İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Çorlu 'daki Marmara Cumok Bölge Toplantısı için son hazırlıklar bugün 20 haziranda Saray Cezae\i'nde Işık Yurtçu'yu ziyaret edern Baknköy Cumok. Yurtçu'nun biran evvel Mec- lis'ten çıkartılacak kanunla özgürlü- ğe kavuşturulması isteklerinı dile ge- tırdıler. Çorlu Cumok "Clkemizde Refahyol ile başlama- yan. ancak Refahyol ile iyice sivrilen şeriat özlemi güncelleşmiştir. Bu an- tilaik harekete karşı koyacak güç yet- miş yıllık cumhuriyetin insan gücü ve sivil toplum birikimidır. Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin kamuoyuna yan- sıyan tavnnın toplumun laik birikimi ile paralel olması bizleri sevindirir. Şeriatçılar şunu unutmamalıdır ki. karşılannda tanklardan önce Cumhu- riyetin yetiştirdıği kuşaklar vardır. 29 hazirandakı Marmara bölge toplantı- smın son hazırlıklannı gözden geçir- mek için 26 haziranda Yön Dersha- nesi'nde toplanıyoruz. 29 haziranda Oda Restaurant'takı toplantıya tûm Mannara Cumok'Ian bekliyoruz." Bakırköy Cumok Ulviye Şenel bildınyor: • "Hükümeti kurma görevi verilen sayın milletvekillerimizden ortak dav- ranıp gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz. 12-13-14-15 haziranda ÇYDD Kırklareli Şubesi'nin 'Saba- hattin Ali' etkinliklerine kahldık. Ev sahiplerimizi kutluyoruz. 16 haziran- da çalışma arkadaşımız Sandy Züri- koğhı'nunresitalinıkeyifle izledik. 20 haziranda Saray Cezaevfnde Işık Yurtçu'yu ziyaret ettik. Sınır Tanıma- yan Gazeteciler Örgütû Tûrkiye Tem- silcisi Sayın Nadire Mater'in ısrarlı ve özverili çalışmalanyla göz önüne serilen konu TBMM üyesi, gazetecı Ahmet Tan ve Hakan Tartan tara- findan yasa önerisine dönüştüriilerek TBMM başkanlığınasunuldu. Kanu- nun rvedilikle görüşülüp Meclis'ten ge- çirilmesini ve artık Işık Yurtçu'nun öz- gürlügüne kavuşmasıru ıstiyoruz. Ce- beci 'ye tûrkü söylemeye giden Cahit Külebi'nın onurlu yaşamımn önûn- de sevgi ve saygı ile eğiliyoruz. 29 ha- ziranda Çorlu'ya Marmara Cumok Toplantısı'na gidiyoruz. Yer Oda Res- taurant, saat 14.00. Unutma sen gel- mezsen, 'Onlar' gelirler. Ankara Cumok "Türkiye'nin aydınlığını Türk Mavisi nitemi ile: Elbette yitecek- ler sokaklarında / Tozlu dumanlı Ankaraların / Daha da karışacak bütün sular / Türk Mavisi bulunu- ncaya kadar, diyerek dizelere döken usta Külebi'ye uğurlar olsun diyo- ruz. Geçtigımiz perşembe Sayın Rıd- van Budak ile yaptıgımız. sendıkal hareketı \e gelıştirılmesinı. sıyasal kilitlenmenın çözüm yollannın orta- ya koyulduğu söyleşıden karşıhklı ya- rarlandık. Calışandan. haktan. özgür- lükten. insanca yaşamdan >ana olan yolunda kolay gelsin. Bugürderde bek- lendıgi gibı kıyımlar. sürgünler hız kazandı. Yalnızca ınsanların onurla- n. haklan gasp edılmekle kalınmıyor. EvTensel değerlere, ınsanlığa aıt ve bize emanet değerlere; Istanbul'un surlanndan Ayasofy a'v a. Bodrum ka- lesi ve Sualtı Müzesi'nden Trabzon Ayasofya Kilisesı'ne. Topkapı Sara- yı müzelenne uzanan yok etme gıri- şimi artarak sürüyor. Nedirbu düşman- lık? Nedır bu kın? Bunu kendı ıçleri- ne dönük olarak 'E> tabanımız, siz- ler böyle istiyorsunuz, biz de yapı- yoruz" şeklınde açıklanması yapıla- maz. yanlıştır ve yalandır. Haydı bi- raz dış güçlerden konuşalım. .Artık ulusal sol. fona dünyayı ko- yarak Türkiye Cumhurıyeti'ni pro- jeksiyon altına almalı \e derhal kıyı- lanlara. sürülenlere iade-ı ıtibar yol- lannı bulmalı. yok edılmeye çalışı- lan değerlerimize sahip çıkmalı yasal güvenceler altına almalı. öncelikle enaz 8 yıllık seçmesiz kesıntısiz eğı- tımi gerçekJeştirmelı. ardmdan köy- lere eğitimi indirmenin (hafıza-ı be- şer nisyan ile maluldur ama köy ens- titüleri gıbı gerçekçi bir proje bu ko- nuda kendılerine ışık tutacaktır) yol- larını bulmalıdır. Ülkemizın ışçısi. iş- vereni. memuru. işsızi. kadını. erke- ğı üzennde çağdaşlık. üretkenlık. ın- sanlık onuru yweltme v e insanca ya- şama rüzgânm estırecek kadrolann var olanını harekete geçirmeh yenı- lerini ise derhal yetiştırmelidır. Bu yazılanlar çok azıdır ki bunlann bile gerçekleştinlmesı meveut malzeme- nin sergiledıği manzara ile çok çok zor gözüküyor. Peki manzarayı de|ıştirmek için cesur mu olmalı, kişisel hesaplardan mı sıynlmalı. kol kola girerek güç birliği mi oluşturmalı? Bazılannın gülergibi oldugunuhissediyor vegül- dürenlere bakıyor. onlan izliyoruz. Biz kim mıyiz? Ülkesinı seven. de- mokratik kıtle örgütlenyız. Perşembe sohbetımiz. 26 haziran sa- at 18.30"da. Ataç 2 Sokak 66-1'de. Demokrat. çağdaş, erdemlı arkadaşı- mız. sen gelmezsen bir eksığiz." Tekirdağ Cumok '"Tekirdağ Cumok Olağan Toplan- tısını 28 haziran saat 18.00'de Marma- ra Dershanesi'nde (Atlas Pasajı) ya- pıyoruz." Bakırköy Cumok, ÇYDD Kırklareli Şubesi'nin 12-15 haziran ta- rihleri arasında düzenlediği 'Sabahattin Ali' etkinliğine katıldı. HAYVANLAR ISMAILGILGEÇ KİM KtME DIIM niIMA RF.HIC ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACl HARBİ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 26 Haziran AVROKOMÜNİZM ANLAYIŞt.. KOMÜ- TtİM DÛN- 8u6ÜMj YUGOSLAV GAZETEGSİ FKANE BAR81E&, YAZDISt B/ıe MAKALEPE, İLK fCEZ TERİMİA// KULlAMA/tfŞTT. ANCAK, Nl'ZMİ'"<4MLA*f/A/A 6EL£M BU TEB/Mf YA YA PUYUISAN VE BENİMSETEH KİÇİ, KOMÜNİSr PA&Tİ SSNEl. SEKgETE&İ S£&.WGt/E/e OLMüÇTU- İ3?3'TEKİ ŞiLi HİN ARDINPAN "7B&HSEL U2LAŞ*tA" FORMÜLÜNÛ OfZTAYA KOYAfJ BEGLIMSUE&, AV&UPA'DA P-&OLE- TE-RYA Ph Mtşrf. sosrAusr iıcriPAZ, ANCAK PA&LAMEN- V»"" T "^- ^. TKR, ÇOĞULCU PEMO&eAT-tk: StSTEM /Ç/A/P. €ERÇ.EKLEŞTTe/LEBfLt/ePr. BU AAAAÇLA DA, MUHAFAZAtcAR PAGr/LEfiL£ rARiHSEL BİK U2O9ÇMA B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/lntanelibırki- razcinsi.2/Arka, sırt... Halk dilin- denegatıf fotoğ- rafa verilen ad. 3/ Saçlan ağarma- ya başlamış orta yaşlı erkek. 4/ Verme. ödeme.. Halk müziğıne 6 özgütellıbirçal- j gı. 5/Ankara'da- kı özel bir tıyat- 8 ronunkısavazılı- n 1 2 3 4 şı...Edebıyattaet- kiyi çoğaltmak için tnrşe- yin tersinı söyleyerek edi- len alay. 61 Radyum ele- mentinin sımgesi... Ağn Dağı'na verilen bir başka 3 ad. 7/ABD'debireyalet. 4 8/"—seslen sönüyorper- de perde ' Atlılar kaybo- luyorgüneşin battığı yer- de" (Nâzım Hıkmet)... Pis kokulu, zehırlı ve sıv ı bir element. 9/ Eklembacak- lı!ann\ekabukluhay\^n- lann örteneğını oluşturan organık madde .. Dolma yapmak için hazırlanan kanşım. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ llıman bölgelerde yetışen tüysüz şeftalı. II Zehir... Içine ok konulan torba ya da kı- lıf. 3/ Pınltılı knstallerden oluşan doğal demir sülfûrü ya dadogal bakırsülfürû... Orhan Hançerlioğlu'nun birro- manı. 47 Dürüst, iyi ahlaklı... Ilenme, beddua. 5/ Kenya'nm başkentı. 6/Özel gezinti gemisı... Eskı Mısır'da güneş tan- nsı... Radon elementinin simgesi. II Oyun öğesı bulun- mayan. kutsal nıtelıkte müzik yapıtı. 8/ Olumsuzluk be- lırten bir önek... Lütfi Akad'ın bir filmi... Bir nota. 9/ Iki paranm kambiyo değennin eşıt olması. m • • • • (JTÖRUŞ/ÜMİT ZİLELİ Yine Unutacak mıyız?!.. Anavatan Partisi lideri Mesut Yılmaz çağnda bu- lundu; "Her şeyi unutalım!.." Geçmişteki haklı ya da haksız bütün suçlamaları ve tartışmaları bir ya- na bırakmayı öneren Yılmaz, "Ülke için el ele ve- relim" dedi!.. llk bakışta ne kadar umut verici. ne denli erdem- li, nasıl bütünleştirici ve de baştan çıkancı değil mi?! Bugüne dek yapılan hırsızlıkları, yolsuzluk- ları, namussuzlukları, yargısız infazları, "şerefli" cinayetleri, sürgünleri, baskıları unutmak!.. Her şeyi unutmak.. Mümkün mü?!.. • • • Bu ülkenin başına ne geldiyse unutmaktan gel- di!.. Bizi itip kakanlar, bizi enayi yerine koyanlar. "Bu halkadam olmaz" diyenler, hiç doymadan soyan- lar, tenhada kıstırıp canımızı alanlar, işkencelerde gençliğimizi söndürenler, bizi karanlığa mahkûm etmek için en alçakça senaryoları yazan ve oyna- yanlar hep hafızamızın zayıflığına güvendiler. "Na- sıl olsa unutulur" dediler. Ve hep haklı çıktılar. • • • Biz hep unuttuk... Ne yazık ki hep unutmayı yeğledik!.. Eli kanlı katilleri bu unutkanlık illeti nedeniyle kah- raman ilan ettik. Ülkenin, toplumun iliğini sömü- ren utanmaz hırsızlara unutkanlığımızın kefareti olarak en yükseklerdeki koltukları altın tepsi için- desunduk!.. Unutmayı marifet sandığımız için bizi kör ceha- lete, onulmaz bir ilkelliğe mahkûm etmek isteyen karanlığın uşaklarına cesaret verdik. oy verdik!.. • • • Unutkanlığımızın bedelini hep acı çekerek öde- dik!.. Kimimizcanıyla, kanıylaödedi bu "korkakunut- kanlığımızın" bedelini.. 650 binimiz işkencelerden, hapishanelerden geçereködedi diyetini!.. Milyon- lar, on milyonlar giderek yoksullaşarak, yoksullaş- tıkça sinerek, sindikçe teslim olarak ödedi, kefa- retini. Hiçbir şekilde kıramadık "korkak unutkan- lığımızın" o kapkara çemberini... Aslında kırmak istemedik!.. Çünkü böylesi daha kolay, daha zah- metsizdi. Unutkanlığın aslında zavallılık olduğu- nu, bunun ceremesini çekeceğimizi bile bile unut- tuk!.. • • • Unuttuklarımıza gelince; onlar hep "ikbal" için- de, unutkanlığımızla acımasızca ve utanmazca alay ederek düzenlerini sürdürdüler. Aralarında paylaştıkları rollerini başarıyla oynadılar... Hâlâ oynuyorlar... Ve ne yazık ki bu düzen böyle sür- dükçe oynamayı sürdürecekler. Kimi iktidarda, ki- mi muhalefette, kimi perde arkasında, kimı sah- ne ışıklarının altında bu sonsuz ve trajik "komed- ya"yı pervasızca sürdürecekler!.. Para ve güç uğ- runa bunları gözü kapalı destekleyen besleme ba- sın ve kaptıkları köşelerde kalem sallayan omur- gasız şarlatanlar da unutmamız için her türlü al- çaklığı yapmaya devam edecekler!.. ••• Işte bu nedenle ne Mesut Yılmaz'ın "Her şeyi unutalım" çağrısı yapmaya hakkı var, ne de biz- lerin unutmaya!.. Eğer yine unutursak, yine top- lum düşmanlarının yaptıkları yanlarına kâr kalırsa, geriye söylenecek tek bir şey kalıyor: Bu toplum layık olduğu şekilde yönetiliyor, çünkü buna müs- tahak!.. ••• Önemlinot: Tansu Hanım, Adnan Menderes'in o ünlü "Hafıza-ı beşer nisyan ile malûldür" sözü- nü şiar edindiğini bir kez daha ispatladı. Bir anda demokrasinin yılmaz bekçisi kesildi. Yetmedi, bu defa da "Nice demokrasi şehitlerimiz oldu. Gere- kirse yine şehit veririz" diyerek kahramanlığa so- yundu. Aklıma rahmetli annemin bu gibi durum- larda kullandığı iki kelime geldi; "Utanmazlığın da- niskası!.." İLAN T.C. KADİRLİ 2. ıNOLU KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 199518 Davacılar Elif Ünal ve Meral Ünsal tarafından dava- lılar Abdulmecit Hüner ve ark. aleyhine açılan tespite itiraz ve tescil davasının yapılan duruşmasında: Dav- nın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla; Davalılardan Mehmet Cenez. Ürkıye, Nazife. Ayşe, Nefize Cenez. Sülbiye Karaatlı ve Ünzıle Karaath'nın tüm aramalara rağmen bulunamadığı adres yeri de tes- pit edilemediğinden karar tebliğ edılmemiştır. İlan tarihinden itibaren 15 gün içınde yukarıda esas numarası yazılı bulunan dava dosyasına müracaat et- meleri aksi halde, ilanın tebliğ edılmış sayılacağı husu- su ve ilamın kesinleşeceği davetiye yerine kaım olmak üzere ilan olunur. 16.5.1997 Basın: 27199
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle