23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1997 PAZAR HABERLER DTP MilletvekiB Menzir. Menzir'den Çiller'e çagrı • İstanbu) Haber Servisi - Demokrat Türkiye Partisi (DTP) tstanbul Milletvekili Necdet Menzir, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin. hükümeti kurma görevini ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a vermesini "Çankaya darbesi" diye niteleyen Tansu Çiller"i sert birdile kınadı. Menzir. "Çiller, Cumhurbaşkanı makamı ile uğraşacağına yiğitçe ortaya çıkıp dokulmazlığımn kaldınlmasını istesin ve mahkemede aklandıktan sonra gelip siyaset yapsın. Bir yalancıya ülke yönetimi nasıl teslim edilebilir" diye konuştu. Menzir. Çiller ve Necmettin Erbakan'ın Cumhurbaşkanlığı makamını tartışmaya açmak istediklerini. ancak diğer partilerle bırlikte buna izin vermeyeceklerinı anlattı. Çelik: Yılmaz kuramaz • İstanbul Haber Servisi - SSK Gazıosmanpaşa Dispansen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in de katıldıgı bir törenle hizmete girdi. Necati Çelik, açılışta yaptığı konuşmada, RP ve DYP'nin bugün iktidarda olduklannı belirterek "Yılmaz'ın başbakanlığındaki hiikümet kurulamaz" dedi Çelik. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i de iktidar ve BBP'yle görüşme yapmadıği için eleştirdi. CHPIi kadınlar toplandı • İSTANBUL (AA)- CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Okuducu, yeni kurulacak hükümetın REFAHYOL'dan farklılığını ortaya koyması gerektiğini belirterek "REFAHYOLve YOLREFAH hükümetlerine geçit vermeyeceöiz" dedi. Aden Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Güldal Okuducu, Türkiye'yi içınde bulunduğu sorunlardan ancak ahlaklı. erdemlı ve ilkeli siyasetçilerin kurtarabileceğini ifade etti. Rumlarm Kıbns atağı • LEFKOŞA(AA)- Kıbns Rum kesimindeki önemli karar organlanndan biri olan Rum Ulusal Konseyi, yann özel bir gündemle toplanıyor. Konseyden çıkacak kararlann, Rum yönetimi liden Glafkos Klerides açısından bağlayıcı nitelik taşıdığı ve Rumlann uzlaşmadan yana olup olmadığmı göstereceği bıldirildi. Rum Ulusal Konseyi'nin yapacağı toplantıda, Türk tarafından toprak konusunda ödün istenebileceği de kaydedildi. ÖDFden kınama İstanbul Haber Servisi - ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Aytemur, partinin Kadıköy ilçesi üyelen Behzat Yıldınm ile Devrim Yasemın Hdırten'in öldürülmesi olayının TKM(ML) örgütü tarafından üstlenildiğini anımsatarak örgütün bu ta\Tinın sosyal izm ve devrimcilikle, insanlığın özgürlük idealleriyle hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı. Ecevit, Trabzon'da Yılmaz'ın CHP'nin katılımıyla güvenoyu alabileceğini söyledi DSP'den BaykaFa çağrı AHMET ŞEFİK TRABZON - DSP Genel Baş- kanı Bülent Ece- vit, CHP'nin de koalisyona katıl- ması halinde 55. hükümetin Meclis'ten güvenoyu almasının kesin olduğunu söyledi. Ecevit, CHP'ye çağnda bulu- narak "Şu anda partüerimiz bir- leşemezse de laik ve demokratik düzeni korumak için gfiç birliği kurmalıyız. Böylece daha sonra- sı için hangi konularda ne kadar beraber olabiliriz, birbirimize ne kadar yaklaşabinriz bunu gör- me şansımız olur" dedi. Bütün çabalannın laik de- mokratik düzeni demokrasi içinde korumak olduğunu belir- ten Ecevit. Çiller'e de "en ann- dan kendini kurtarmak için" ge- niş tabanlı uzlaşıya katılma çağ- nsı yaptı. Ecevit, erken seçime ancak kurulacak çözüm hükümetinın işlememesi halinde altyapı ta- mamlanarak gidilmesi gerekti- ğini savundu. DSP lideri Ecevit. partisince Trabzon'da duzenlenen açık ha- va toplantısında halka hitap etti. Yaklaşık 2 bin 500 kişinin izle- diği mıtingde banş güvercini uçuruldu. Vatandaşlann "Başbakan EcevTt" diye tempo tutmalan üzerine Ecevit, "İnşallahseçim- lerden sonra vereceğiniz destek- le" yanıtını verdi. Konuşmasının büyük bir bö- lümünü bugünkü politik sorun- lara ayıran Ecevit, laik demok- ratik rejimi yıkmak isteyen teh- ditlere karşı demokrasıden çık- maksızın rejimi kurtarma mü- cadelesi verdiklerini söyledi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in hükümeti kur- C u m a r t e s i A n n e l e r i 1 1 1 . h a f t a y a g i r d i 'Devlet içindeki çeteler yargılansın' Cumartesi Anneleri'nin 111. buluşmasında bir araya gelen kayıp yakınlan, gözaltmdaki kayıp olaylannı takip eden İHD Diyarbakır, Malatya ve Izmir şubelerinin kapatılmasını protesto etti. Gözalünda kaybedilen insanlann fotoğraflanrun ve l luslararası Af Orgütü'nün gönderdiği çiçeğin zemine yerieştirümesinden sonra oturan Cumartesi Anneleri, kayıplann, yargısız infazlann, faili meçhullerin ve kaüiamlann durdurulmasını, devlet içindeki çetelerin yargılanmasını bir kez daha yinelediler. Cumartesi Anneleri adına yapılan açıklamada, Uluslararası Af Orgütü'nün 19% yüı İnsan Haklan İhlalleri Raporu'nun açıklandığı vurgulanarak, rapora göre 11 kişinin gözalünda kaybedildiği belirtildi. Kayıp vakınlan daha sonra oiaysız bir sekilde dağıldı. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) ma görevini Mesut Yılmaz'a vermesiyle ilgili olarak "Çok şükür. Şimdi geleceğe daha iyim- ser bakabiliyoruz. Türkiye'yi ta- rihinin en ağır rejim ve devlet bu- nalımına sürükleyen bu hükü- mct gklecek ve yerini ulusal uz- laşmaya bağlı bir çözüm hükü- meti alacak" dedi. Yılmaz'a açık destek Ecevit, Mesut Yılmaz'a her türlü desteği vereceklerini belir- terek bunu bir ulusal görev saydıklannı söyledi. Ece- vit sözlerini şöyle sürdür- dü: "Hükümet Tfirkiye'yi, rejün bunalımını da aşarak devlet bunalunına sürükle- di Devletle hükümetin ara- sı açıku. İster REFAHYOL ister YOLREFAH olsun çok şükür bu ülke bu hükü- metten kurtulma noktası- na geldi. RP, Atatürk'ün kurduğu bu devleti içine sindiremedi. Devlet de RP'yi. Sayın Çiller çok üzüldü. Başba- kan olacağına çok inanmıs- n. Halbuki Sa\ın Çiller'in, ülke>i bu hükümetten kur- taran Cumhurbaşkanı'na teşekkür etmesi lazım. Çünkü hem partisini hem de kendini kurtardı..." RP'yi "kalafata çekil- meye" ve kendini sorgula- maya çağıran Ecevit, bu yapılmayıp seçime gidil- mesi halinde ülkenin daha ağır bir bunalıma gireceği- ni ve gerginliğin artacağı- nı savundu. DSP lideri Bülent Ece- vit, DYP içinde de RE- FAHYOL hükümetinden kurtulmak isteyenlerin ol- duğunu, parlamentodan bir seçenek çıkmaması ha- linde seçimin söz konusu olabileceğini, oysa RP'nin 159 milletvekiline karşı 390 milletvekili bulundu- ğunu söyledi. Genelkıırmay: Diyanet'in yapısı yeniden tarbşılmalı ALPER BALLI ANKARA - Genelkur- may. irticai faaliyetlerin rejimin güvenliğinı tehdit edici boyutlara ulaştığını belirterek yeni oluşumla- ra giderken, asken çevre- lerde Diyanet tşleri Baş- kanlığf nın siyasetçilerin vesayetinden çıkanlması gerektiği vurgulandı. RP'nin siyasi Islam görü- şünün. Bülent Ecevit'ın 1980 öncesindekı başba- kanlığı döneminde iktida- ra taşındığı, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in tutumuyla da devlet katın- da meşrulaştınlmaya çalı- şıldığına dikkat çekildi. Askeri kaynaklar, şeri- atçı görüş taşıyan siyasi oluşumlann ilk kez 1974 yılında yapılan koalısyon- la hükümete ortak olduk- lannı belirterek şu görüş- leri dile getirdiler: "İktidar tadını aldılar ve ilk kadrolaşmalannı bu döncmde yaptılar. Daha sonra diğer siyasi partile- rin oy kaygısıyla irticaya verdiği tavizler tabanlan- tıı güçlendirdL Tansu Çil- ler'in katkısıyla gerçekleş- tirilen koalisvon sonucu hükümete gelen Erba- kan'ın başbakanlığıyla birtikte görünür biçimde desteklendiler. Siyasal İs- laıru Bülent Ecevit iktida- ra taşıdı, Tansu Çiller meş- rulaşnrdı. İktidara gelme- leri tabana karşı 'meşru' olduklan mesajıydı. Tari- kat liderierûıe Başbakan- uk Konutu'nda verilen if- tar yemeği irticaya verilen desteğin doruk noktasıy- dı. Adalet Bakanu şeriatçı terör örgütü İBDA-C mi- Gtanlannı cezaevinde zrya- retetti. RP'nin baa millet- vekilkri bu terör örgütü- nün yayuı organına yao- lar yazdılar." Irticanın kamu kadrola- nnda yapılanmasma dik- kat çeken kaynaklar, laik olduğu bilinen bazı devlet görevlilerinin yerel siya- setçilerin baskılan üzeri- ne, asli görevlenni yerine getirmekten kaçmdıklan- nı anlattılar. Kaynaklar, Diyanet Işleri Başkanlığı görevlilerine atfen şu ör- neği verdiler: "İstanbul'un baa semt- leri İran görüntülerini an- dınyor. Buralardaki Ku- ran kurslan tarikatJann kontrolünde. Divanet bir Kuran kursunu teftiş ederken, küçük çocukla- nn derslere sank, cüppe ve türbanla geldiğini belirle- yerek kurs sorumluiannı görevden alıyor. Bu görev- den alma işlemi üzerine RP'den önce, merkezde bi- linen bazı partilerin tem- silcileri dönemin Valisi Hayn Kozakçıoğlu'na başvurarak görevden al- ma isteminin iptal edilme- sini sağtayorlar." Kaynaklar, Genelkur- may'm 'irticai faaüyeder" konulu brifinginde "pasif ve hantal" olmakla suçla- nan Diyanet üzerindeki baskılann ortadan kaldı- nlması, Diyanet'ın yapı- sının tartışmaya açılması gerektiğini vurguladılar. Askeri kaynaklar, "Ara- lanndan sadece Beğendik, devletin anayasada tanım- lanan laik demokratik va- pısına bağlı olduğunu açıkladL Diğeıieri suskun- luğu yeğliyorlar. Ashnda onlann çıkıp "Evet. bilme- den de olsa biz irticayı destekledik. Ama artık la- ik cumhuriyeti savunuyo- ruz" demeleri bile yeterli olacakbr sanıyoruz" görüşünü dile getirdiler. mmâ IHD'den 'siyah' eylem İnsan Haklan Demeği (İHD) Ankara Şube Başkanı Yıldız Temirtürkan'ın tutuklanmasmı; Diyarbakır, Malatya ve İzmir şubesinin kapatılmasını protesto eden İHD İstanbul Şubesi yöncticileri, orurma eylemi düzenledi. İHD Genel Başkanı Akm BirdaL devletin ekonomik. sosyal ve siyasal bunalıma girdiği dönemlerde, sivil toplum örgütlerine ve demokrat kesinıc saldınlann arttığını söyledi. İHD İstanbul Şubesi'nin bulunduğu binanın önünde siyah givsileriyle protesto eylemi yapan İHD yöneticileri. insan haklan savunuculanna yönelik baskı. kapatma ve uygulama karariaruu protesto etti. İHD şubesinin valflikçe kapaülması nedeniyle Di\arbakır'a gelen İHD Genel Başkanı Akm BirdaL Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplanbsı düzenledi. Akın Birdal, devletin ekonomik. siyasal ve sosyal bunalımlara düştüğü dönemlerde, haklara ve özgürlüklere yönelik saldırılann artbrdığına dikkat çektL (Fotoğraf: ALPER TURGUT) SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Bağ-Kur karnemi kaybettim. Hükümsüzdür. BURCU ÜNAL Gülücükler üzerine çok çe- şitli araştırmalar yapılabilir. Hafif tebessüm, alaylı gülüm- seme, bıyık altından gülme, kahkaha, acı acı gülmek, do- ya doya gülmek gibi yüzlerce tür gülümsemeden söz edile- bilir. Ihlas Holding'in TGRT'sin- de, Mehmet Barlas'ın karşı- sında "Ha.. ha.. ha" diyerek zoraki kahkaha atmaya çalı- şan Tansu Çiller'in acıklı gü- lüşü, acaba hangi türe soku- labilir? Barlas'a beş yıldır ikti- darda olduğunu söylerken bu iktidan yitirmenin acısı mıydı yüzüne oturan? Türkiye'nin en büyük holdingi sayılan Özelleştirme İdaresi Başkan- lığı üzerindeki otoritesini kay- bettiği için mi gülmeye zorla- nıyordu? "Cumbaba "sına attığı ka- zıklann, bir gün gelir acısı çı- kar diye hiç düşünmediğine mi yanıyordu? Yoksa, TürkTi- Çiller'in Sahte Gülücükleri caret Bankası olayında koca- sının yaptıklan ortaya çıkacak korkusu mu yüzüne yansıyor- du? Tansu Çiller'in acı acı gül- mesi için çok neden olduğu bir gerçek. Çiller'in yüzüne oturan sah- te gülücükler, bir kaderi mi simgeliyordu? iktidar ve para için her şeyi yok etmekten çe- kinmeyen hırsıyla, sınır tanı- maz açgözlülüğüyle, oyun, hile ve şantajla yürüdüğü yo- lun sonuna geldiğinin endişe- si miydi onu acı acı güldüren? Gülücükler bazen de arsız- lığın yüze yansıması şeklinde çıkar ortaya. Her türlü kötülü- ğü yapan ve yakayı elen veren suçlu yüzlerde benzer ifade- lere rastlayabilirsiniz. Tansu Çiller'e ve karşısındaki Meh- met Barlas'ın yüzüne tekrar tekrar baktım. Mehmet Barlas ve sahte gülücükleriyle Tansu Çiller. Her ikisi de birbirlerine bakı- yorlar ve acı acı gülüyoriardı. Belki de ülkemizin kaderiyle alay ediyorlardı. Çünkü onla- nn yükselen yıldızlarıyla, Tür- kiye'nin çöküşü arasında bir paralellik olduğu kesindi. Tan- su Çiller güldükçe, Güneydo- ğu'daki savaşta çocuklarını yitiren analar ağlıyorlardı. O güldükçe Türkiye'nin başı be- ladan kurtulmuyordu. Tarihi- mizin en kanlı dönemlerinden birisi, Çiller döneminde ya- şandı. Türkiye, açgözlülüğün sorumsuzluğunda, ciddi bir çatışmanın içine sürüklendi. Çiller'in yüzüne oturmuş acı gülücükler, belki de bir döne- min sonuna geldiğine işaret ediyordu. Tansu Çiller, son dönemde yerli yersiz gülme- ye başladı. Bütün bunlan iyi- ye işaret olarak kabul edebili- riz. Mesut Yılmaz'ın hüküme- ti kurma görevini almasını, ba- zı liberal kesimler, tehlikeli bir oyun olarak yorumluyoriar. Mesut Yılmaz'ın ordu destek- li 12 Marttürü bir ara rejim hü- kümeti hazırladığını söyleyen- ler bile var.. Erbakan-Çiller irtifakının yenilgiye uğraması yalnızca ordunun talebi miydi? Siyasi İslamın hepimizi derin endişe- lere sevk eden uygulamalan- na karşı çıkmak bir demokra- si görevi değil miydi? Refah- çılar, hâlâ içki yasağını uygu- luyor ve savunuyorlar. Kültür üzerinde hegemonya kurabil- mek amacıyla her yolu deni- yorlar. Devletin olanaklarını daha geri birtoplumsal düze- ne yatırım amacıyla kullanı- yorlar. Festivaller, opera ve baleler perdelerini kapatma tehlikesiyle yüz yüzeler. Ka- dınlann dövülmesine karşı çı- kanlacak yasaları engelleyen geri insanlar, bakanlık koltuk- lannda oturuyoriar. Buna tep- ki gösterilmesinin neresi de- mokrasiye aykın? Demokra- si, 12 Eylül Anayasası'yla oluşturulmuş parlamentodan ve bu düzen içinde varlıklan- nı sürdüren partilerden ibaret mi? Tansu Çiller'in acı acı gül- mesi bile işlerin iyiye gittiğine işaret ediyor. O acı acı gülün- ce, biz de sevinçli kahkahalar atabiliriz. Dileriz, Çiller, daha yapay gülücük zoriamalanyla uğraşmak zorunda kalsın. Çil- ler, sahte gülümsemeyetene- ğini yitirdiği gün, belki de önemli bir eşiği atlamış ola- cağız. O günlere ulaşmak dileğiyle... MÎKRO DINÇ TAYANÇ Yok Sayılmak TV'de kin kokan ağlamaklılıklanyla "şer7'Wer"in bi- n bırakıyor, ötekı alıyor... "Çankaya darbesi"ym\ş de "demokrasi için utanç"mış da "çoğunluk yok- sanıp, azınlık çoğunluk sayılmtş"rr\\ş da... "Ikiniz ve de şürekânız demokrasinin utancısınız" diye geçiriyorum içimden. Kazak Abdal söylüyor Ruhi Su... "Münkir mü- nafığm soyu I Yıktı, harap etti köyü I Ölüsüne bir tas suyu I dökenin de avradını..." Anadolu geleneğidir; yok sayılmış bir herif köy kahvesine gelirse, önce çıkarttığı çanklannı kapıya doğru döndürürler. Anlamazsa, çöktüğü minderin arkasını süpürmeye girişirler. Gene anlamaz ya da anlamazlanırsa, birtemiz dövüp atarlar dışan... TV'de yüzsüzler geçidi sürüyor... "Siyasi partile- rin kapatılması demokrasiye aykın"ym\ş da "arala- nndaki protokole göre hükümetin nasıl kurulacağı- nı Çankaya'ya bildirmişler"m\ş de "başbakanlıksı- rası kendilerinde"ym\ş de... "Meclis'e baskın verircesine ve de PKK'yle iliş- kileri vardır diye MV'leri kapı dışan edip partilerini kapatan kimdi? O zaman demokratikti de PKK ile işbiriiğinden gölgeli ve Türkiye'nin terör örgütün- den de öncelikli tehlikesi olduğunuzda mı demok- rasiden şaştı" diye geçiriyorum içimden... Kazak Abdal'ı Rahmi Sattuk alıyor... "Gammaz ile madrabazın I Malı vardırya yemezin I Ikisin mey- yit namazın I Kılanın da avradını..." TV'dekiler zırlayadurup "icraatlanndan", "başa- nlanndan", "alternatifsizliklerinden" dem vuradur- sunlar; bendeniz "kifayetsiz muhteris"lafını arama- ya gınşıyorum sözlüklerde... Sahı, ya- kın tarihimiz- de kaç kifa- yetsiz muh- terise "hü- küm giydik" acaba? Ölü- süyle dirisiy- le. 1950'ler- den bu yana bizleri "yö- netmiş" (!) ve de "yazgımızı" yazmış "böyükler" geçiyor göz- leriminönünden. Kimımezannda, kimi 'inzivasında', kimi de hâlâ "makamlarda"! Kazak Abdal' ı söylemeye girişiyorum farkında ol- madan. "Dennce kazın kuyusun I Inim inim inilesin I Kefen dikmeye lynesin I Verenin de avradını..." TV'yi kapatıp yüzsüzlüklerine, sıraladıklan "ba- •şanlar" karşısındatoplumdan yükselen seslere, tep- kilere, eylemlere dalıyorum, toplumun kaygı ve kor- kulannı yüreğimde duyumsayarak. Öylesıne başanlı (!) bir tablo çıkıyor ki ortaya değ- meyin gitsin. Küçümsemeyelim. Kolaymı bir yıla bi- le varamayan devr-i iktidarda yargıdan küttüre, eği- timden insan haklanna, sağlıktan sosyal güvenliğe tüm toplumsal kurum, kavram ve değerierin üzeri- ne tüy dikmek? Kolay mı buncasına tüy dikip de memurundan çrftçisine, emeklısinden öğrencisine, işçısinden iş- verenine, kayıp anasından askenne toplumun tücn kesimlerini "biheştirebilmek"? Kolay mı içte irticayı bölücü terörden "önceliklt" sıraya yerleştirmek ve de dışta mürteci dostlar(!)a dayanıp Türkiye Cumhuriyeti'nin söke söke kazan- dığı saygınlığı, Bedevi çadınna kilim diye sermek? Hâlâ Kazak Abdal çığınyorum: "Dağdan tahta in- direnin I Iskatına oturanın I Talkınını bitirenin I Ima- mın da avradını..." Sesimi bastırsın diye gene TV'ye sanlıyor ve do- nup kalıyorum! "MVpazarları açılacak"m\ş da "izin vermeyecekler"n\\ş de... "Pazar açılacaksa; enişte, pamuk ellerini cebine atar, olur biter" diye geçiriyorum içimden; kesmi- yor! "Pazarpazatiıklannı sizden iyi bilen m'ola, can pazanna düşünce tetikçı MV'lerinizi kapıdan baca- ya salmak da sizin işiniz, uyan alınca koltuk taşıyı- cılannızı kapı önüne koymak da" diyorum; yetmi- yor! "Ya olmaz olurlanır da bunlar yeniden başa çö- reklenirlerse"ye düşüyorum ansızın. Sağın oluşturduğu bir bataktan kurtulma yolu- nun, bir başka sağa kalmasından utanıyorum! Sol geçinenlerden birinin sağa "meylettiği", diğe- rinin ise hanidir ve de düpedüz sağcılığa "döndü- ğü" gerçeği utancımı karabasana dönüştürüyor! Soldaki güdüklüğe, bölünmüşlüğe, topariayıcı- lıktan uzaklığa bakınca durum vaziyetleri iyiden iyi- ye toz dumana bürünüyor... "Demokrasinin bir kez daha ve gene zorunlu ola- rak kesintiye uğramaması için silahsızından silahlı- sına tüm güçler, bugüne dek dillerinden gelen tüm uyanlarda bulundular, tüm yollan denediler, tüm gereçleri devinime geçirmeye çabaladılar; gerisi egemeliğin kayıtsız koşulsuz sahiplerine kalıyor" demekten başka "umut" kalmadığını görüyorum! Düşünme yorgunu beynimi, ıriama yorgunu dilim susturuyor; "Kazak Abdal söz söyledi I Cümle hal- kı dahleyledi I Soraharsa kim söyledi I Soranın da avradını..." Ana fikir: "Egemenlik benimdir" deyip de eşek- leri çayıra salmak, demokrasi değildir. Ana fikrin ana fikri: Hiçbir demokrat, kendi demokrasisinin katili olma egemenliğine sahip değildir! Son dakika ayrıcalığı Keskin: Zaman'a kamu arsalan ucuza verildi AiNKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, RP'deki Maliye Bakanlığı aracılığıyla kamu arazile- rinin Zaman gazetesine çok ucuza kiralandığını söyledi. Keskin. "Gidera- yak tam bir yağma yapdı- yor. kamu kavnaklan hoy- ratça peşkeş çekiliyor" de- di. CHP Genel Sekreteri Keskin, dün parti ıçi eği- tim semineri öncesinde yaptığı açıklamada, Mali- ye Bakanlığı'nın "son da- kika'' operasyonlarını de- ğerlendirdi. Kamu arsala- nnın ucuz fiyatlarla RP yandaşlannapeşkeş çekil- diğini savunan Keskin. şunlan söyledi: "İstanbul Yenibosna'da 19 dönümlük arazi 49 vü- lığuıa. S vıh ödemesiz, 390 mihonliraya Zaman gaze- tesine Idralandı. Eğitim ve kültür tesisi yapuacakmış. Yine Maliye Bakanı'nın İs- tanbui \aliliği'ne gönder- diği bir yazı ile 13 dönüm- lük yeni bir yer daha Za- man'a kiralandı. RP, Za- man gazetesine haksız bi- çimde kaynak aktanyor. Hazine arazilerini ucuza kiralıyor. İstanbul Valbsi'nc sesleniyorum: Hiç olmazsa 13 dönümlük son arazinûı tahsisi engeilensin." Keskin, araştırma öner- gesi vereceklerini söyledi. "Yağmaya dur" denmesi için görevlileri duyarlı ol- maya çağıran Keskin. "Ye- ni bir hükümetin kurul- ması gecikirse bu tür olay- lar artacakür" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle