Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 2 HAZİRAN 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ustamız Calüt KülebiS E Ü M İLERİ
Son şiirlerinden biri olmalı. Turan
Erol'un inanılmaz güzellikteki portre
çalışmasıyla birlikte Argos'ta yayımla-
rnıştık Köşeye. Cahit Külebi adının al-
t ı n a "Türk şiirinde derin iz bırakmış
Cahit Külebi'nin yeni şiiri Kiilebisever-
lerebir armağan" diye yazrmşım 1990
yılı Mart ayı.
"Bir Kırik Düş"tü bu şiirin adi. Sanı-
n m Bodrum'dan acı esinlerle yükKiydü.
Büyük usta Cahit Külebi 'memleket'ın
bugünkü 'peyzaj'ına eğiliyordu.
Artık o Niksar'lar, Tokat'lar, Sıvas'iar
sanki gerilerde. çok gerilerde kalmıştı.
Cahit Külebi adına değil, memleket adı-
na. YoksaNiksarda. Tokat da. Sıvas da,
bütûn Anadolu coğrafyası bu şiirde ya-
şıyor. Bize yitirdiğımizi söylediği gibi,
yann yeniden kazanmamız gerekeni de
söylüyor. Cahit Külebi, memleket sev-
gisinin eşsizşairi!
Ama artik başka bir Türkiye görüyor-
du, kınk düşü:
"Geldi pezevenk zülûflü / Tilki surat-
lı bir herif, / Önceden bazırlık yapu / tki
sandaheyi yan yana çekip.
•'Sonra o geldi. küçücük kalçasını /
Dayadı herifın kalçasına, / Güzeİim ba-
caklan > anaştı / Bir karganın çarpık ba-
caklanna.
"İyi ki boyamış bugün yüzünü / Çok-
ça kirlenmedi öyle./ Arkadaşıruşlar. ha-
di anladık / Böyle çaOşmaz köpekter bi-
le.
"Ey zambaktar, ey badem çrçekleri! /
Sizin de sevişmc işleriniz vardır. / Nasıl
olur da kocalının biri / Cüce bir zampa-
raya böyle yanaşır?
" Ve nasıl bakar baygın baygın / O çin-
gene karası yüze? / Külebi. düş kırgıru.
bulutlar / Bugün de oturdu yüreğiıni-
ze!"
Turan Erol'un portresinde de bulutlar
vardır. Ama onlar Külebi ustanın arka-
sından geçip gitmektedirler. önde Ca-
hit Bey, her zamanki koyu takımıyla,
bordo boyunbağı, beyaz gömleği, ceke-
tinin üst cebindeki beyaz mendiliyle;
elındeki kadehte. sulandınlmış rakı opal
rengi.
Bu şiiri ve bu portreyi Argos'un kü-
çücük okur kalabalığına iletebildiğimiz
için çok mutluydum. Portrenin diasına
baktıkça Cahit Bey'i yanı başımda gö-
/ > i r Kınk Düş'tü bu
şiirin adı. Sanınm
Bodrum'dan acı esinlerle
yüklüydü. Büyük usta Cahit
Külebi 'memleket'in
bugünkü 'peyzaj'ına
eğiliyordu.
Artık o Nücsar'lar, Tokat'lar,
Sıvas'lar sanki gerilerde,
çok gerilerde kalmıştı. Cahit
Külebi adına değil,
memleket adına. Yoksa
Niksar da, Tokat da, Sıvas
da, bütün Anadolu
coğrafyası bu şiirde yaşıyor.
Bize yitirdiğimizi söylediği
gibi, yann yeniden
kazanmamız gerekeni de
söylüyor. Cahit Külebi,
memleket sevgisinin eşsiz
şairi!
rür gibi oluyordum.
Bir yazıda yazmıştım: Anlamlı bir
dostluktu bizimkisi: Koca ustanın yolun
başındaki çocuğa el verişiydi. Türk Dil
Kurumu'na.. o zamanın güzelim, 12 Ey-
lül tarafından kapatılmamış dil kuru-
muna gençlerin üye olmasını isteyen
Cahit Külebi... Mektuplaryazmıştıkbir-
birimize. Onca işi, çabası arasında kaç
kez yazdı. Hiç yarutsız bırakmadı.
Ankara'da Kral Çiftliğf ndeki öğle
yemeklerini, akşam yemeklerini, kendi
sürdüğü otomobille havaalanına gidişi-
mizi, hepsini nasıl unutabilirim?! Ah, Ca-
hit Bey! Bir on yıl vardı ki, sizi göreme-
den, sizınle söyleşemeden geçip gitti...
Oysa sizin şiirleriniz, yalınlıklar anı-
tı şiirleriniz hayatımın bir döneminde
kılavuzum, her şeyimdi. Tokat'ta, as-
kerdeyken ya "Tokat'a Doğru" ya "To-
kat'aGirerken'\kalbirnden tek geçirdik-
lerimdi.
"Orda, derenin içinde / tki üç çınlçıp-
lak / Alçacık damı düşündükçe / Gözle-
rim yaşarryor, dön geri bak."
Sonra Sıvas'a gittim. Askerlik devam
ediyor. Beni Sıvas'tan önce, "Sıvas Yol-
larmda" karşıladı. Sıvas'ta kaldığım
ayazlı yaz gecesi hep: "Kamyonlar ge-
Br geçer, kamyonlar gider / Toz duman
içinde, / Şavkı vurur yo0ara_" diyor-
dum.
Sonra Ankara. Askerim. Herkesin işi
var. kimse gelmiyor Ankara'ya. Birkaç
gün sonra Tokat'a döneceğim. Anka-
ra'da anhyorum ki, askerdeki en yakı-
nım Cahit Külebi şiiridir.
Cahit Külebi'nin şiiri, bu memleket
şiiri zamana meydan okumuştur. Doğan
Hızlan'ın saptayımına başvurayim:
"Kükbi'ıün Bütün Şıırlenni art ar-
da okuduğumda onun Yangın'a kadar
zamanse bir Anadolu imgesi yaratnğı ger-
çeğine vardım. Bu zamansızlık kuramı
Külebi'nin şiirine daha derin bir boyut
kazandırryor. BirincisaAnadolu'nun der-
dinin. umudunun. ağıtının, sevincinin
zaman dilimine sığmayan büyüklüğünü
kanıtlıyor. İkincisi dc şiiri zedeleycn, kı-
sa zaman dilimi tdaşından onu kurtan-
yor."
Şimdi düşünüyorum da, bu şiinn de-
rinliğini, inceliğini, aşıladığı memleket
sevgisini bütün memleket coğrafyası
ders kitaplanna tercih etmemiz gerek-
mez mi... Olanak bulsam, Cahit Küle-
bi'nin şiirleriyle bezenmiş bir Türkiye
coğrafyası ders kitabı okuturdum okul-
lanmızda. "Yurdumuz"laaçardı çocuk-
lar. gençler ilk sayfayı:
"Uzak ovalar / Çorak ovalar / Gökle-
rinde uçan koca uçaklar / Nereye gkter-
ler, nerden geurler?"
Hem yalnız coğrafya kitabı mı? Bir
'sevgvmerhamet' dersi koyar, "Farenin
Öhunü*nü okuturdum. Herokuyuşum-
da hıçkıra hıçkıra ağladığım şiir!
Yurdumuza üzülen Cahit Bey, "Naz~
Iıak! Garipçik!" "FarecikTIere üzülen
Cahit Bey!
Öyle oluyor: Yüce bir şairle tanıştı-
ğınızı biliyorsunuz, dostunuz oluyor o
sizin, bunlarbüyük dakikalar, büyük sa-
atler diye geçiyor içinizden. Aynlık gü-
nü gelip çatıncaya kadar.
Allah rahmet eylesin.
"Kardeşler, sonbahar getince/ Haür-
layın yağmur yağarken.'
ŞİİR YÖNTEMİ
Kimseyazmamı istemedL
Beşyaşımda kendim başladım.
Buyüzden düşkünlüğûm yok.
Aydayüda bir anımsanm.
Saçüır kır çiçekleri ,r
Ağztmı açtığım zaman.
Sonra birieşir üçü beşi
Birer gümüşten tnızrak olur
Gökyüzüne doğru atüan.
En çokyurdumdan söz ettim.
Doğayla insanla içii dışJı
Sevinçler, aalar, özlemler...
Hepsi de çatal dişlL
İlk ustam oldu benim halk
Belleğimde akıp giden ırmak...
Kö'ylü düiyle türkü çağırdım
Onlarla gülüp ağlayarak.
tkinci ustamsa doğa
Şürlerimde alırt terinu
BozJurtürküsüyle doldu ciğerlerim.
Taşlan dûzleyen rüzgârgibi
Doğayla yontuldu dizelerim.
Üçüncü ustamdı kadınlar.
Tekgözeyaşanüya
Kaynar dururiar semavergibi,
Onlar öğretti bana sevgiyL
Gözleri çıra gibiyanar,
Ak badem olur tenleri,
Güvercin kanadına benzer dleri.
Eriâpyüreğimdesevgiyi, aayu özlemi
Kurşun dökergibi döktüm tasL
Her biri bir başka biçün aldu
Oyunlarda şeytanlann aynasu
tşte doğrusu, söz gelimi
Dokuyupyol üstüne attıklanm
Birer küçük köylü küimi.
CAHİT KÜLEBİ
Cumhuriyet kimliğinin sesiydifLİRGÂYrlŞEKÇİ 5 > j ü <
Cumhuriyet ıdeolojisinin yazın
alanındaki bence en başanlı iz-
düşümüdür Külebi şiiri. Bunun
nedeni Atatürk Kurtuhış Sava-
şı'nda adlı bir destan yazmış ol-
ması değildir elbet.
Cumhuriyetle birlikte nasıl ül-
kemiz cağdaş kimliğini bulmuş-
sa. Külebi de içinden çıktığı top-
lumun sesinin şiir alanında kişi-
lik bulmasıdır.
En başta anadilimiz Türkçe-
nin güzelliğini görürüz Külebi
şiirinde. "BeUeğinıizde akıp gi-
den ırmak" dediğı Türkçe, tıpkı
Yaşar Kemal gibi ona da doğu-
mundan başlayarak kulağına yer-
leşen türkülerin, masallann ar-
maganıdır.
Külebi bu armağanı evirip çe-
virip yineleyen -yaygın söyleyiş-
le geleneği sürdüren- bir şair ol-
madı. Belleğindeki bu ses var-
sılhğını çağdaş bir birey olarak
kurduğu kendi şiirinin altyapısı-
na yerleştirdi. Bu altyapı üzerin-
de de kendi şiir sesini yarattı.
Onun şiirlerinde bulduğumuz ta-
nıdık ses. halk şiiri sesi değil.
halk şiirini iyi bilen Cahit Küle-
bi sesidir.
Bu bireşimin şiirde bulunma-
sıdır onu bunca sevilen ve yay-
gın kılan. Cumhuriyetle birlikte
Hececiler'in girişip de salt bi-
çımcilikte kalarak beceremedik-
leri çağdaş şiiri yakaladı Külebi,
bütün önemli şairler gibi benzer-
siz olmayı başararak.
Külebi, şiirebaşladığı yıllarda
Biryirmindyüzyıl *' .jtfîiâflfl
bireyidir , « « H H
KükbL "Türk : . ^ J J ^ M I P
Mavisi"nin - J H B H B P * "
güzelliğini ister, M M^T~
insanı ve ülkesi için. ' KffBS&m^^^^.
"Türk Mavisi'', fl^HP^W?
şairinscvive • ^ ^ ^ K ^ T ^ ı İ -
umudunun ' ^^^Bt0F^"^-
simgesidir. . ^ ^ ^ ^ v •*j
İnsaıun kani açan, ** | ^ ^ ^ H m
•Türkiyf kadar , I^^Bife SL*.
a>dınlık"bir | J ^ ^ H K . / ^
mavidir. { ^ ^ ^ B o f ^
•K^ ^.
*
-
Fransız Gerçeküstücüleri'nden
aldıklan rüzgârla Türkçeyi hal-
laç pamuğu gibi atan Garip'çiler-
den ayn durdu. Halk söyleyişini
temel alması onun bireysel bir
şiir kurmasına engel olmadı.
Turgut Uyar, onun şiirindeki
bu bireşim konusundaki şaşkın-
lığını şöyle açıklar:
"Ondaki ses, artık bir şiir sesi
ounaktan çıkar, bin yıllık bir acı-
nın. bin yıüık bir dilin ortaklaşa
sesi durumuna gelir; yine deaçık-
lanmaz bir büyü ile kendi sesi
olur."
Bu büyü, şiirde yenilik konu-
suyla ilgılenen herkesin, özellik-
le de günümüz genç kuşak şair-
lerinin nasıl gerçekleştiğıni anla-
yabilmek için laboratuvarlara gi-
rip çalışmalannı gerektiren bulun-
maz bir deneydir.
Bu konudabelki şöyle bir ipu-
cu verilebilir: Külebi. Batı şiiri-
ni, özellikle de Apollinaire şiiri-
ni iyi tanıyordu.
Bir yirminci yüzyıl bireyidir
Külebi. "TürkMavisi''nin güzel-
liğini ister. insanı ve ülkesi için:
Elbetteyitecekler sokaklarmda
Tozlu dumanlı Ankaralann.
Daha da kanşacak bütün sular
Türkma\isibuhınuncayakadar.
"Türk Mavisi'', şairin sevi ve
umudunun simgesidir. Insanın
içini açan, 'Türkiye kadar aydın-
lık' bir mavidir. 'Kanatlanmız
'umhuriyetle birlikte
nasıl ülkemiz çağdaş
kimliğini bulmuşsa,
Külebi de içinden
çıktığı toplumun sesinin
şiir alanında kişilik
bulmasıdır.
Külebi'nin hayatı
Cumhuriyetin başlangıç
yıllannda yetişen pek
çok aydınınkiyle
benzeşir. Onun
yolculuğu bitti, ama
şiirlerininki daha uzun
zaman sürecek.
Kuşaklar değişecek, dil
değişecek. Külebi'nin
şiirleri bir diyaliz gereci
gibi Türkçeyi antmayı
sürdürecek.
dokunarak' uçacağımız bir şiir
mavisi... Şiirin ölümsüzlüğünün,
şiirin her şeyin uzerinde bir de-
ğer oluşunun yarattığı bir başka,
bambaşkarenk..."
Külebi'nin hayatı Cumhuri-
yetin başlangıç yıllannda yeti-
şen pek çokaydinınkiyle benze-
şir. Tokat'm Zile ilçesinin Çeltek
Köyü'nde doğup Sıvas'taki orta-
öğreniminden sonra Istanbul'a
yükseköğrenime gelme, yıllar sü-
ren öğretmenlik, bürokrathk ve
son görevi Türk D\\ Kurumu Ge-
nel Yazmanlığı.
1950'lerde başlayan iç göç ol-
gusunu, köyden kalkıp büyük
kente yerleşmenin yarattığı yaban-
cılaşma duygusunu Külebi ken-
di hayatında daha 1930'larda ya-
şamış ve bunun şiirini yazmıştır.
"Istanbul" şiiri bu toplumsal ol-
gunun yazınımızdaki en başanlı
yansımalanndan biridir.
Şiirdeki o şaşılası rahatlığını
bakın bir konuşmasmda kendisi
nasıl açıklıyor "Bensiiribirtür
konuşma sayryonım. ınsanın ya-
pabileceği işlerin başında türkü
söylemek. şiir yazmak. resim yap-
mak gibi sanal başlangıclan ge-
lebilir. Orneğin ilk insan, roman
yazarak, öykü yazarak, oyun ya-
zarak işe başlamamıstn". Fakat
mtıoaka türkü söylemiştir, şiir
yazmıştır ve ben şiiri insanoğlıı-
nun üretimleri arasında en doğal
olanlardan biri sayıyorum."'
Külebi'nin şiir dünyasındaki
bu doğallığın sonucu belli başli
unsurlarhemen sayılabilecek ka-
dar belirgindir: Yalınlık, doğa,
Anadolu, insan, sevgi... Kitapla-
nnın isimleri de, onun Türkçe
kadar güzel ürünleri degıl mi?
Adamm Biri. Rüzgâr,Yeşeren Ot-
lar, Süt, Türk MavisL.
Anılanna koyduğu isim gibi
İçi Sevda Dolu Bir Yokuluk'tu
onunki. Onun yolculuğu bitti,
ama şiirlerininki daha uzun zaman
sürecek. Kuşaklar değişecek, dil
değişecek. Külebi'nin şiirleri bir
diyaliz gereci gibi Türkçeyi ant-
mayı sürdürecek.
MüzikaHer arbk eskisi kadar ilgi görmüyor
'Ots'müzikali Broadway'de'en çok oynanan oyun'olarak tarihe geçti. (REUTERS)
KültürServisi- Müzikallerin alnn ca-
ğı artık kapandı. Cats, Phantom of
Opera ve Starlight Express gibi büyük
müzikallerin ardından Lord Andrew
Lloyd-Webberın müzikalleri artık es-
ki ilgiyi görmüyor. Hem seyircınin es-
ki ilgiyi göstermemesi hem de sahne
arkası giderlerinin gün geçtikçe art-
ması müzikallerin kaderini değiştiriyor
ve topluluklar. gösteriler sürekli mad-
di zarara uğruyor. tıpkı VVashington
DCde sahnelenen Whistle Down the
Winds müzikali gibi.
Dünyaca ünlü Cats müzikali son
temsiliyle perdelenni kapadı. 6 bin
138 kez oynanan müzikal, Broadvvay'de
'en fazla sergOenen oyun' olarak tari-
he geçti. Winter GardenTıyatrosu' nda,
7 Ekim 1982'de ilk kez sahnelenen
'Cats' müzikalini 8 mih/ondan fazla ki-
şi izledi. Bilet satışından elde edilen ge-
lirinse 329 milyon dolar olduğu açık-
landı.
Midas'm kompozitörii Andrew
Lloyd Webber, müzikallerin altın ça-
ğının artık bittiğini söylüyor. Cats,
Phantom of Opera ve Starlight gibi
müzikallerin müzik kompozitörü, ar-
tık büyük çaplı müzikallerden bir ka-
zanç sağlanamayacağını belirtiyor.
Llyod NVebber'ın başkanı olduğu
Realfy Useful topluluğu ise maddi za-
rarlannın dışında kendi içinde de prob-
lemleryaşıyor. Eleştirmenlerise Lloyd,
VVebber yapımlannın çağm izlediği
modanın dışında olduğunu söylüyor
ve "Lloyd- Wfebber Cats'in başansmı
yakalayabilecek başka bir müzikal ya-
zabilir mi" diye soruyorlar.
Bu dönemin müzikaller açısından
güç olduğunu ve 'Whisde Down the
Wind' müzikalinin bu konuda bir de-
neme olduğunu söyleyen Lord Lloyd
Webber ise müzikalin çok fazla ilgi
görmemesinden dolayı Broadvvay'de
sahnelenemeyeceğini belirtiyor. Phan-
tom gibi gösterilerin büyük olduğunu,
Londra ve Nevv York'ta sahne arkası
giderlerinin çok yüksek olduğunu söy-
leyen Lloyd Webber, bundan sonrabü-
yük müzikallerin yapılamayacağından
endışe duyduğunu ve Cats, Les Mise-
rables ve Phantom of Opera gibi mü-
zikallerin belki de türlerinin ilk ve son
örnekleri olacağını sözlerine ekliyor.
Londratiyatro eleştirmeni Matt WDH
Lord Lloyd-V/ebber'm 1988 yılında
Phantom ile olan başansını birdaha ya-
kalayamadığını belirtiyor.
Oysa Lloyd V/ebber'ın Cats müzi-
kali, Broadvvay tarihinin en başanlı ve
en uzun süreli müzikali niteligini taşı-
yor. Lloyd-Wîbber'ın menajeri ise Bro-
advvay'in hâlâ Lloyd-Webber'in şehri
olduğunu söylüyor ve maddi zararla-
nnın gelecek yıl düzelecegini belirti-
yor.
The Times gazetesı tiyatro eleştirme-
ni Benedkt Nightingale ise "\Vebber
hâlâgüzel parçalar yazabinyor. Sond-
mas gereken esas soru, insanlar bun-
dan sonraki dönem için ne istiyor?"
Yazar ve eleştirmen Sheridan Morley
ise bu konuda yalnız Lord Llyod-Web-
ber'ın suçlu olmadığını, aynı zaman-
da son birkaç aydır seyircinin de mü-
zikallere yeterli ilgiyi göstermediğini
söylüyor.
L A R ?
Delon ile Belmondo
yine bir arada
• Sophie
Marceau Daha
önce Greta
Garbo'nun
başrolünde yer
aldığı 'Anna
Karenina'da
mükemmel bir
performans
sergiliyor. Filmin
yönetmenliği
Bernard Rose'a ait.
• Bobby Helm Rock
veNoeri'JingleBeU
Rock' adlı parçasıyla bir
araya getiren 50'lenn
ünlü müzikçisi. önceki
gece Washington'da
öldü. Şarkıcılık
kariyerini 1990'lann
başına dek sürdüren
Helms'in şarkısı
aralannda Brenda
Lee'nin de bulunduğu
yüzlerce şarkıcı
tarafından
yorumlanmıştı.
Sophie Marceu
getırdi. Kitap, Fransa'da
Presses De La Cıte
tarafından yayımlandı.
Kitabın adı, 'Clint
Eastvvood, Bir
Yaşamöyküsü'.
• Julia Ormond
•Sabrina'nın başanlı
oyuncusu, şu anda
Moskova'da Nikita
Michalkov 'un yeni filmi
'Sibirya Berberi'nin
başrolünü üstlenmiş
durumda.
• Whoopi Goldberg
Sanatçı,
yönetmenliğini
Donald Petrie'nin
yaptığı son filmi
'L'Associe'de bir
erkeği canlandırdı.
Benzer bir rolü, iş
dünyasında bir
yere gelebilmek
için kadın kılığına
giren Dustin
Hoffman, 'Tootsie'
adlı filmde
VVhoopi Goldberg canlandırmıştı.
I Bnıno Dumont • K e n
Loach
Yönetmenden yeni bir
Fılm: "İsa'nm Yaşamı".
Bu filmle yönermen,
Kuzey bölgesi
insanlannın yaşamlannı
gözler önüne seriyor.
"Konusu can sıkıntısı
olan bu filmi. seyirci
izlerken hiç
sıkılmayacak" diyen
yönetmenin filmi, 'Jean-
VTgo' ödülüne değer
görüldü.
• Kenneth Branagh
Julia Roberts gibi
Holyvvood dünyasınm
ünlü isimleri. günde 14
saatten fazla çalışmak
istemediklerini bıldiren
bir dilekçe imzaladılar.
• Julia Roberts ve
Susan Sarandon,
çekimleri eylül ayında
başlayacak olan ve
yönetmenliğini
Chris Colombus'un
yapacağı
'Stepmom' adlı
filmde rol almaya
hazırlanıyorlar.
• Keanu Reeves
Başrolü Sandra
BuHock'la
paylaştığı filmi
'Speed 2'nin
çekimlerine, bir sahneyi
çevirirken kaza geçırdiğı
için devam edemeyecek.
Reeves'm rolünü, Jason
Patric canlandınyor.
• François Truffaut.
'Cine Cinemas'
tarafından haziran ve
temmuz aylan boyunca
çeşitli etkinliklerle
anılacak.
• Clint Eastvvood un,
yakın arkadaşlanndan
gazeteci Richard
Schickel, sanatçının
yaşamını kitap haline
Sonbaharda Glasgovv'da
yeni filminın
çekimlerine başlayacak.
Ingiliz-Alman ortak
yapımı olacak filmde
Loach, orta yaşlı işsiz
biralkolikleonu
topluma kazandırmak
için çalışan bir gönüllü
kadının aşkını anlatıyor.
• Alain Delon ve Jean
Paul Belmondo,
'Borsalino'dan 27 yıl
sonra bir araya gelip
'Une Chance Sur Deux'
adlı bir filme başladılar.
Bir garajı yöneten eski
bir lejyonerle restoran
sahibi bir sabıkalıdan
hangisinin Vanessa
Paradis'in babası olduğu
üzerine kurulu komediyi
Patrke Leconte
yönetıyor.
'tsa'nın Yaşamı'
• Naked Lunch'ın 84
yaşındakı yazan VYilliam
S. Burroughs, U2'nun
yeni albümü Pop'tan
alınan Last Night On
Earth parçasının video
klibinde yer aldı.
• Madonna. Goktie
Hawn ve Bob Fosse-
Kander-Ebb üçlüsünün
Broadvvay'de büyük iş
yapmış müzikali
'Chfcago'nun sinema
versiyonunda başrolü
kabul ettiler. Filmin
yönetmeni henüz belli
değil.
Külebi alkışlarla
uğurlandı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Böbrek yet-
mezliği nedeniyle tedavi
gördüğü Başkent Üniver-
sitesi Hastanesi'nde ön-
ceki gün yaşamını yitiren
ünlü ozan Cahit Külebi,
son yolculuğuna alkış ve
çiçeklerle uğurlandı. Kü-
lebi'nin cenazesi, Malte-
pe Camisi'ndeki dinsel
törenin ardmdan Cebeci
Asn Mezarlığı'nda top-
rağa verildi.
Törene. Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden, ANAP
Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz. CHP Genel Başka-
nı Deniz Baykal ile çok
sayıda yazar, şair, sanat-
çı, yakınlan ve dostlan
katıldı. Trabzon'da bulun-
duğu için törene katıla-
mayan DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit de çe-
lenk gönderdi.
Cahit Külebi'nin tabu-
tu omuzlarda taşınarak ce-
naze arabasına konulur-
ken çok sayıda sanatçı
dostu, ozanı alkışlarla ve
çiçeklerle uğurladı. Kü-
lebi'nin cenazesi, daha
sonraCebeci Asri Mezar-
lığı'nda toprağa verildi.
14. Ukıslararası Hüpriyet
Karikatür Yarışntası
• Kültür Servisi - Aydın Doğan Vakfı'nın
düzenlediği Hürriyet Uluslararası Karikatür
Yanşmasf nın 14.'sünün hazırlıklan tamamlandı. AD
Vakfı Yanşmalar Koordinatörü Işın Saygın. bu yılki
yanşmaya 80 ülkeden 873 sanatçının 2649 karikatür
ile katıldığını ve ön seçiciler kurulumın 339
sanatçının 382 karikatürünü 26 haziran perşembe
günü Antalya'da Falez Otel'de toplanacak Seçiciler
Kurulu'nun değerlendirmesine sunduğunu belirtti.
Karikatür Yanşması'nda derece alan sanatcılann
ödülleri kasım ayında Ankara'da gerçekleştırilecek
olan bir ödül töreni ile venlecek.