Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Şener için
sopuşturma
istemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Hatay
Milletvekilı Fuat Çay ve
arkadaşlan, Maliye Bakanı
Abdüllatif Şener hakkında
Meclis soruşturması
açılmasım istediler. CHP'li
58 milletvekilinin imzasıyla
TBMM Başkanlığı'na
\enlen önergede Şener" in.
mahallı idarelere yapılacak
vardımveödemeler
tertibinde yer alan ödenekten
mahallı idarelere yapılacak
vardımlan anayasanın ve
yasalann belirlediği smırlar
dışına çıkarak aynmcıhk
anlayışı içerisinde siyasi
saiklerle ve pazarlıklar
sonucunda iktidar partisine
mensup belediyelere
aktararak görevini körüye
kullandıği belirtildi.
Parsadan
şantajma soru
onergesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP, Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın
DYP'ye yaptığı öne sürülen
"Selçuk Parsadan şamajını"
TBMM gündemine getirdı.
ANAP Ankara Milletvekili
Nejat Arseven. önergesinde,
"DYP ile ılgili olarak'Bız
sizinle ilgili birçok sıkıntıyı
göğüsledik. hatta bugün dahi
Ankara Savcısi'nı çağırdım.
Parsadan davasıyla ilgili
olarak. bir yüksek bürokrat
ifade vermiş. lfade sizin
döneminizı sıkıntıya sokacak
nitelikte imiş. Bu bürokrat
devletin nasıl tahrip
edildigini anlatıyormuş'
şeklındekı ifadenız doğru
mudur" diye sordu.
5.5 milyon kişi oy
kulianamayacak
• Haber Merkezi - Bağımsız
Istanbul Milletvekili Bülent
Tanla. olası bir erken secimde
5.5 milyonu aşkın kişinin oy
kullanamayacağım savundu.
Tanla, Devlet Istatistik
Enstitüsü verilerine
dayanarak yaptığı açıklamada
1997 yılı sonunda oy verme
çağındaki nüfusun 39 milyon
799 bine ulaşacağını söyledi.
Kütüklerde kayıtlı seçmen
sayısınm 34 milyon 155'te
kaldığına dikkat çeken Tanla.
bu durum nedeniyle seçmen
niteliği kazanması
gerekenlerin sekizde birinin
daha işin başında devTe dışı
kalacağmt kaydetti.
Osmanlı amblemi
yarışması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür Bakanlığı,
Osmanlı İmparatorluğu'nun
1999 yılında kutlanacak 700.
kuruluş yıldönümü
etkinliklerinde kullanılacak
amblemi belirlemek için
yanşma açtı. Kültür
BakanlığYndan yapılan
açıklamada. Osmanlt
İmparatorluğu'nun
"ihtişamını. zengin
medeniyetinı ve insani
değerlerini" temsıl edecek
amblemin üzerinde. çizimler
ve kompozısyonlar
bulunacağı bildirildi.
Amblemde, Osmanh'nın
700. kuruluş yıldönümü
1299-1999 gibı yazılar ve
rakamlar da yer alacak.
Ferhat Tunç
beraatetti
• ANKARA (AA) - Ankara
1 No'lu DGM, Eğitim-Sen
Kınkkale Şubesi'nin 20
Eylül 1996'dadüzenlediği
şölende, Sıvaskatliamı ile
ilgili olarak yaptığı
konuşmada, "Halkı, din ve
mezhep farklılığı gözeterek
kin ve düşmanlığa tahrik
ettiği" gerekçesiyle hakkında
1 yıldan 3 yıla kadar hapis
cezası istemiyle dava açılan
sanatçı Ferhat Tunç'un ilk
duruşmada beraatine karar
verdi.
Düzeltme
Orhan Birgit'in "Meclis
Görevini Yapmazsa..."
başlıklı dünkü yazisının
sondan bir önceki
paragrafında bazı dizgi
yanhşlıklan olmuştur. Bu
paragrafı düzeltilmiş. biçimi
ile yeniden yayımlıyoruz:
•'Muhalefet partilerinin
gensoru kurumunun
çalıştırılması gibi bir
yükümlülüğü vardır. Aksi
halde bu hükümetin kaderini,
altındaaynı hükümetin tüm
bakanlannm imzası bulunan
ve 30 Eylül 1976tarihli
'96 8716 sayıh
yönetmeliğin' belirleyeceği
gibi bir kuşkuyu bile
duymaktan korkuyorum."
Erbakan, başbakanlık koşullannı yinelerken DYP liderine yeşil ışık yakmadı
Erbakan ıııııut vermiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Necmettin Erbakan, hükümetin is-
tifası konusundaki önkoşullannı yineleye-
rek. seçim tarihinin yeni hükümet kuru-
lunca belirleneceği yolunda partisine va-
atte bulunan DYP Genel Başkanı Tansu
ÇUler'e umut \ermedi.
Hükümetin desteğini arttırmak için se-
çime gitmekaran belırten Erbakan. "Lçak
zaten uçuyor. hav ada ikmal olacak. Zaman
ka> betmeden halktan aiacağımız destekle
hizmerJerimizi yürüteceğiz" dedi. Erbakan.
sandıkta -hürriyetilebastanın" oylanaca-
ğını savundu.
Erbakan. RP grup toplantısında "birta-
kım güçlerin ulkede tedirginlik \arattjkla-
nnı" savunarak. bu çabalara karşın koalis-
yon partilennin ülkedekı istikran koruma
azmine sahip olduklannı söyledi. RP lide-
ri Necmettin Erbakan. "Çıkarlan zedele-
nen rantiyeeilerin, bir kısım holdinglerin ve
• Partisine erken seçim tarihinin başbakanlığın kendisine
devredilmesinden sonra belirleneceğini söyleyen Çiller'i
Erbakan rahatlatmadı. Erbakan, "Uçak zaten uçuyor. havada
ikmal olacak. Zaman kaybetmeden halktan aiacağımız destekle
hizmetlerimizi yürüteceğiz" dedi.
medyanın ülkenin huzurunu bozmaya ça-
lıştıklannT öne sürerek. "Biz onlara kar-
deşane seslendik "bindiğiniz dalı kesme-
yin. bu ülke hepimizin' dedik. Fakir fuka-
ra zenginleşecek. zengin daha da zengin
olacak. yapmak istediğimiz bu. Rantiyeci-
likle kazanan işadamlan, alın teriyle daha
çok kazanacaklardır*' diye konuştu.
Hükümet ortaklanmn daha da güç kaza-
narak yola devam edebilmek için seçime
gitmeyi kararlaştırdıklannı kaydeden Er-
bakan, şunlan söyledi:
"Seçime gidebilmek için haarlık koşul-
lannın yerine getirihnesL yetkili kurullan-
nuzın onay vermesi ve TBMM'nin karar
alması gerektiğini söyledik. Bunlar yerine
geldiği takdirde Türkiyc en kısa zamanda
seçime gidecektir. Yapılacak erken secim-
de halkınuz hizmet mi. kısır çekişme mi
buna karar verecek. Seçimin manası bu-
dur; hürriyet mi, baskı mı? Muhalefet ve
bir kBun ıriedyave rantheciler kendi çıkar-
lan için sömürü düzeninin devamını iste-
mektedir. Kendi a\ antajlannın devamı için
demokrasi)mis., insan haklanymış, bunla-
nn hiçbirine kulak asmayacaksın. Seçime
gjtmenin anlamı daha çok demokrasi ve
insan haklandır. Lçakzaten uçuyor, hava-
da ikmal yapılacak. Zaman kaybetmeden
halktan alınacak destekle hi/metler yürü-
tülecekf
Erbakan, konuşmasında hafta sonu İs-
tanbul'da yapılacak olan D-8'ler toplantı-
sına da değindi. D-8'in bir banş hareketi
olduğünu savunan Erbakan, "Bu çalışma
bütün insanbk için önemli bir dönüm nok-
tası olacaktır. Bir süre sonra D-8'ler ile G-
7"ler bir araya gelecek. Bu 2. Yalta adımı
olacak inşallah" dedi.
'Ankara'dan aynlmayın'
Erbakan. grup toplantısının basına ka-
palı bölümünde yaptığı konuşmada da se-
çimin ekim aymda yapılması için uğraştık-
lannı söyledi. RP mılletvekillerıne Anka-
ra'dan aynlmamalan talimatını da veren
Erbakan. TBMM'de bu hafta ve gelecek
hafta yoğun bir gündem yaşanacağına dik-
kat çekti.
Cindoruk
'Refah
duvara
çarpar'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DemokratTürkı>e
Partisi (DTP) Genel Başka-
nı Hüsamettin Cindoruk. Si-
yasi Partıler Yasası'nda
(SPY) yapılmak istenen de-
ğişikliklerin anayasaya ay-
kın olduğünu vurgulayarak
RP'ninkapatılmasını \asay-
la değil. hakh sa\ unmasıyla
önlemesı gerektiğini sövle-
di. Cindoruk. -RP. >asa>la
bunu yaparsa. Anayasa
Mahkemesi'nin bir başka
duvanna çarpar" dedi.
Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan'ın yasaları zorlavarak
savcı ve yargıçlann Genel-
kurmay Başkanlığfnın \e-
receği brifinge katılmasını
engellemeye çahştıâını be-
lirten Cindoruk. "Demek ki
ülkemizde yargı bağımsız
değil" diye" konujtu. DTP
Genel Idare Kurukı. Genel
Başkan Cindoruk başkanlı-
ğında dün toplandı. Polıtik
arenadaki esas sorunun. **si-
yasette irtica" olduğünu kay-
deden Cindoruk. bunun çö-
zümlenmesı halinde. bütün
demokratik değerlerın yeri-
ne oturacağını söyledi.
DTP lideri. Siyasi Partiler
Yasasf nda yapılmak istenen
değişikliklerle iktidann. bir
siyasi parti aleyhindeki ka-
patma davasını durdurmayı
amaçladığını öne sürdü.
Atila Ergür için M.Ü. Güzd Sanatlar Fakültesi'nde tören düzenlendi. Törene kaülım oldukça yüksekti. (ERDOĞAN KÖSEOCLU)
Atüa Ergür toprağa verüdiKültür Servisi - Pazar günü aramızdan ayn-
lan Atila Ergür için dün saat 10.30'da Marma-
ra Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi önün-.
de 'AtflaErgür'ü Anma Toplanüsı" düzenlendi.
Ergür. daha sonra Erenköy Galip Paşa Ca-
mii'nde kılınan namazın ardından Nakkaştepe
Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Marmara Oniversitesi'nde düzenlenen top-
lantıya aralannda gazetemiz \azan tlhan Sel-
çuk. gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanvekıli
Atilla Coşkun. Nâzım Hikmet V'akfı Başkanve-
kilı Tarık Akan. Mengü ErtcL Erdal Atabek.
Hüsamettin Koçan, Nâzım Hikmet Vakfı Genel
Sekreteri Kıymet Coşkun, Şükran Kurdakul.
MerihSezer. Nâzim Hikmet \akfı yöneticilen.
Gencay Gürsov Cevat Çapan. Ali Aka>. Semih
Balcıoğlu. Ataol Behramoğlu. Öner Yagcı. kızı
Gamze Ergür. Pen ^azarlar Derneği Başkanı
Alpay Kabacau. Hıfzı Topuz. Toktamış Ateş.
Yıldız Üniversitesi Rektörü Ayhan Alkı^. 68'li-
ler Birligı Başkanı Haşmet Atahan. ÖDP Ge-
nel Başkanı.Ûfuk Lras, ÖğTetım Elemanlan
Sendikası Başkanı lzzettin Onder. Hatke Kur-
tuluş. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Baş-
kanı Aydın Aybay'ın da bulunduğu çok sayıda
kişi katıldı. Meüh Cevdet Anday ise katılama-
dığı toplantıya bir telgraf gönderdi.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi Dekan Vekili KemalŞen,Hhan Selçuk. Prof.
Ömer Faruk BatırcL Prof. Burhan Şenatalar.
Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı Prof.
İzzettin Önder. arkadaşı MehmetSaçboğtu. Dü-
şün Kulübü'nden ve resim bölümünden ıki öğ-
rencisi birer konuşma yaparak Ergür'ü anlattı-
lar. tlk sözü alan Kemaî Şen "Atila Ergür i\i bir
vatandaş, hi bir dümainsanı olarak bizeher za-
man ömekolmuştur. Toplumsal kitle örgütlerin-
de aldığı görevlerle de birçok insana ömck tcş-
kil etmiştir. Kaybı önemlidir" dedi.
Marmara Ünnersıtesı Rektörü Ömer Faruk
Baiırel,.Ergür,'ün.kısa bır yaşam süımüş olma-
sına karşın insanlara katkısının çok büyük ol-
duğünu belirttı ve yaşamı boyunca demokrat
bir üniversite ıdeali ile yaşadığını ekledi.
llhan Selçuk ise toplantıda "Herölüm erken
ölümdür" sözünü hatırlattıktan sonra "*Bu ka-
dar da erken ölünmezdi" dedi. Selçuk şunlan
söyledi: "Atila. hepimizi üzerek aramızdan a>-
nldı. Boşluğu doldurulamaz. O, geleceğin insa-
nını simgeliyor. bu yüzden Nâzım Hikmet Kül-
tür ve Sanat Vakfı yönetiminde yer alıyordu.
Çünkü Nâzım da geleceğin insanıydı. Atila üret-
tikleri ve yaptıklanyla etrannda çok geniş bir
sevgi halesi yarattı. O üretken. yarahcu insancıl
bir insandı; >ürcği a\dınlıktı. Bizim tesellimiz kı-
sayaşamına karşın da\ ranışlarıyla hepimize ör-
nek olması."
İşçi emeklilerinden
REFAHYOL'atepki
İstanbul Haber Servisi - İşçi emeklile-
ri. REFAHYOL hükümetinin Başbakan
Yardımcısı Tansu ÇiUer ile Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'e
ateş püskürdü.
Türkiye tşçi Emeklileri Cemiyeti Ge-
nel Başkanı Ethem Ezgü. Cüler \e Ce-
lik'in taahhütlerine rağmen işçi emekli-
siyle ilgili intıbak yasa tasansında bir so-
nucagidilemediğinibelırterek"Eğerbir
sonuca gidilmezse biz onlan sonuca gö-
türürüz" dedi.
Türkiye İşçi Emeklileri Cemiyeti dün
Şişli Belediyesi'nin Dolmabahçe'deki
toplantı salonunda bir panel düzenledi.
Panelin açış konuşmasını yapan Şişli Be-
lediye Başkanı Güla> Aöğ, Türkiye'nin
bir yol aynmına doğru götürülmek is-
tendiğıni belirterek "HABITAT-2 Kon-
feransı'nda alınan kararlar gereği de siz-
lerin örgütlenmenize katktda bulunmak
bizleringörevidir"dedi. Atığ, işçi emek-
lilenne şöyle seslendi:
" lecnitH'lerini/den bu ülkenin gençle-
ri, politikacüan, işçüeri mutlaka yarar-
lanmalıdır. Bunun için Şişli Belediyesi
olarak, bütün masrafları bize ait bir ye-
ri sizlere tahsis edeceğjz."
TİSK: Kaynak arayışı
pahalıya mal olacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür-
kiye Işveren Sendikalan Konfederasyo-
nu'nun(TtSK) 26-27 hazıran tanhlerinde
yapılacak Sosyal Sigortalar Kurumu
(SSK) Genel Kurulu'na ilişkin olarak ha-
zırladığı raporda, REFAHYOL'un politi-
kalan eleştirildi. Raporda. kaynak arayış-
ları sonucu çıkanlan çeşitli yasalann uzun
vadede kuruma çok pahalıya mal olacağı
belirtildi.
TlSK'in raporunda. hükümetlerin
SSK'nin kaynaklannı siyasi amaçlanna
alet ettikleri vurgulanarak sigortacılık il-
kelerinden uzaklaştıkça başta SSK olmak
üzere sosyal güvenlik kuruluşlanndaki
mali dengesizliğin giderek arttığı ka\de-
dildi. Erken emeklilik. süper emeklilik,
hizmet birleştirmesi. borçlanma ve prim
affı gibi sigortacılık anlayışıyla bağdaş-
mayan uygulamalann sürdürüldüğüne
dikkat çekilen raporda. "Dövizle emekli-
lik yasası diye adlandınlan yasa gündeme
getirilmiştir. Yine geçen günlerde prim
borçlulanna sınırlı da olsa af getiren bir ya-
sa TBMM Genel Kurulu'nda kabul edil-
miştir. Kaynak arayışlan sonucu hazırla-
nan bu yasalar, kuruma uzun \ adedc çok
pahalıya mal olacaktır" denıldi.
TlgNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Halide Mesudi, Güneri Cı-
vaoğlu'nun programında Ce-
zayir'deki deneylerini anlatır-
ken siyasetle islam arasındaki
ilişkiye dikkat çekiyordu. Siya-
set ve iktidar mücadelesine Is-
lamı karıştırmanın ne kadar
tehlikeli olduğünu bızlere ak-
tarmaya çalışıyordu. Mesu-
di'nin "Cezayir'de Kadın Ol-
mak" kitabında da dikkat çek-
tiği en önemli noktalardan biri-
si, iktidardaki "laik" diktatöriü-
ğün siyasi Islama verdiği ödün-
lerdi.
Sözde laik Cezayiryasalann-
da kadınlarm aleyhine ağır hü-
kümler yer alıyordu. Bu hü-
kümleri koyanlar siyasi islama
karşı olduğünu söyleyen bu-
günkü yöneticılerdı. Erkeklere
dört kadınla evlenme hakkı,
malın mülkün ayrılık halinde ta-
mamen erkeğe kalması, bu hü-
kümlerden bazılarıydı. Eğitim,
geçmiş ıktidarlar döneminde
siyasi islamın gelişmesine ola-
nak hazırlayacak bır hale geti-
rilmişti. Yabancı okuüar kapatıl-
mış, Arapça ve Arap kültürü la-
Cezayirli Sarışm Kadm...
ik eğitimi dışlayacak şekilde
bütün sisteme egemen olmuş-
tu.
Siyasi islam, diktatörlüğün
verdiği ödünlerle adım adım
güçlenmiş, sonunda şiddet do-
lu bir muhalefete dönüşmüştü.
Cezayir'de siyasi islama da,
baskıcı yönetime de karşı olan,
etkıli kadın önderleryaşamlan-
nı koruyabilmek amacıyla ye-
raltında yaşamak zorunda kal-
mışlardı.
Cezayirti sarışm güzel kadın
Halide Mesudi, bizim ülkemiz-
deki sarışm güzel kadından
farklı olarak, çıkargözetmeksi-
zin ülkesinin demokrasi ve öz-
gürlüğe kavuşması için canını
ortaya koyan örnek bir savaş
veriyor.
Yeni Yüzyıl'dan Günseli
Kartay, Cezayir'deki etkili ka-
dınlarla görüşmüş. Feminist
Halide, gazeteci Salima ve
Troçkist Louisa yaşamlan teh-
drt altında olan öncü kadınlar.
Halide Mesudi, siyasi islama
karşı olduğünu söyleyen ikti-
dann, solcularia savaşmak için
aşın dtncilere büyük ödünler
verdiğini dile getiriyor ve şun-
lan belirtiyor: "Cezayir'iöylebir
hale getirdiler ki okullarda res-
mi ağızlardan şeriatçılık öğre-
tiliroldu." Mesudi, siyasi Islam-
cılartarafından ölüme mahkûm
edildiği 1993 yılından beri ye-
raltında yaşıyor. Şimdi millet-
vekili.
Salima Gazali de yeraltında
yaşayan bir kadın gazeteci.
Fransızca olarak yayımlanan;
sansür nedeniyle sürekli toplaT
tılan La Nation gazetesinin yö-
neticisi. Hükümet, seçimden i-
ki hafta önce Salima'nm gaze-
tesini yine kapatmış. Cezayir
basınının "Cesaret Ana"sı, al-
dığı ölüm tehditleri nedeniyle i-
ki yıl önce evini terk edip sak-
lanmaya başlamış. Salima. öl-
dürülen sivillerin bir kısmının
hükümet güçlerince katledildi-
ğine ilişkin güçlü kanıtlara sa-
hip olduklannı belirtiyor. 14 ve
17 yaşındaki iki kızını arada bir
gördüğünü, gözleri dolarak an-
latıyor.
Sosyalist Louisa, dört millet-
vekilliği kazanan işçi Partisi'nin
lideri. Türkiye ile ilgili radikal
saptamalar yapıyor: "Türki-
ye'deki durvm, 5 yıl önceki Ce-
zayir'e benziyor. Eğer Türk or-
dusu darbe yaparsa, sonunuz
bizimkigibi olur" diyor. Bir baş-
ka önemli saptaması da şu:
"Cezayir'de terörden daha
tehlikeli olan eğilim, toplumda-
ki çürüme. Terörden çıkarı
olanlarzenginleşti. Terörün bit-
mesini tabii ki istemezler."
Cezayirli kadınlarm özgüriük
kavgasından etkilenmemek
mümkün değil. Şeriata ve dik-
tatörlüğü karşı ölümüne müca-
dele ediyorlar. Onların yiğit ve
dirençli tutumlan, yannın Ce-
zayir'i için en büyük güvence.
Halide, Salima, Louisa ölüm-
den korkuyoriar, ama direniyor-
lar. Ülkelerini terk etmiyorlar.
Örnek ve etkili bir kavga yürü-
tüyorlar. Gazeteci, milletvekili,
politikacı Cezayirli kadınlardan
öğreneceğimiz öyle çok şey
var ki.
Türkiye Cezayir'e benziyor
mu? Solun önünü kesmek uğ-
runa dini gericiliği kışkırtma
noktasında tam bir benzerlik-
ten söz edebiliriz. Eğitimin şe-
riatçı bir yöneliş içine sokulma-
sı her ıki ülkede de sağcı ikti-
dar partilerinin marifeti.
Cezayirli sanşın güzel kadın
Halide Mesudi'ye baktım. Tür-
kiyeli silikon suratlı kadın poli-
tikacıya baktım. Benzemeyen
bazı şeylerolduğu kesındi. Tür-
kiye'de çağdaşlık ve demokra-
si yanlısı güçlerdaha önemli bi-
rikimlere sahiptiler. iki sarışm
kadın da bırbirlerine hiç ben-
zemiyorlardı. Idealleri, kadın ol-
manın sorumluluğu, çıkar he-
saplarını reddeden cesur tav-
rıyla Halide Mesudi, Türki-
ye'deki sarışından öylesine
farklıydı ki...
GLOBALPOLİTIKÜLTÜR;
ERGIN \1LDıZOĞLL :•
ğe İEmeğe İhanet
"Piyasa şimdı tanrı oldu; ekonomik planlama ise.
şeytanın ta kendisi. Serbest piyasa idolojisi niha-.
yet tamamen galip geldi... SovyetlerBirliği'nin çö-,
küşü ile kapitalizm daha önce hiç görmediği bir or-
tama kavuştu: Serbest pıyasanm toplumu örgüt-
lemenin en iyi yöntemi olduğu fikrine karşı çıkan-.
lar yok olup gittiler..." ;
Bunlar "nostaljik" bir sosyalistin hüzünlü yakın-.
maları değil. Yukarıdaki satırtarın yazarlan Business:
VAteekdergisinin başekonomisti William VVoolman
veaynı derginin yorumcularından Anne Colamos-
ca. Bu yazarlar kapitalizme karşı değiller. Yalnızca,
Judas Ekonomisi: Sermayenin Zaferi ve Emeğin.
Uğradığı İhanet (1) isimli kitaplannda sermayenin"
zaferinin giderek kendi sonunu hazırladığına ilişkirv
korkulannı anlatıyorlar. Yazariara göre günümüz kü-"'
resel piyasa ekonomisinde zincirlerinden boşalarv
güçler giderek son derecede yıkıcı bir değişim sü-İ
recinin kaynağı haline geliyoriar; küreselleşmenin;
faturasını emeğe çıkaran "bu güçler mutlaka kont-;
rol altına alınmalıdır".
Adı geçen kitapla ilgili olarak Los Angeles 77-
mes'da (1/6/97) bir makalesi yayımlanan, uluslara-
rası ekonomi ve gelişme ekonomisi alanlarmın
önemli isimlerinden Prof. Robert Heilbroner de
VVolman ve Colamosca'nın hakh olabileceklerini
düşünüyor. Heilbroner "günümüzde kürese/tesen'
kapitalizmın, emek ve sermaye arasında, sermaye-
den yana gerçekleşen büyük bir gelir kayması ya-
ratan yıkıcı bir eğilime" (2) sahip olduğünu tespit
ettikten sonra, kapitalizmin bugün egemen olan
neo-liberal dogmadan dolayı kendi kendine büyük'
ve kalıcı bir zarar venmek üzere olduğünu ekliyor.
Bu tartışmaya International Herald Tr/öune'deki;
köşesinden katılan William Pfaff, Heilbroner'in yo-'
rumuna katıldıktan sonra, 1970'lerin ve 1980'lerin
ilk yarısının yüksek enflasyon (biz buna düşük ve-
rimliliği de ekleyelim) ortamına belki uygun olan
neo-liberal kemer sıkma politikalarının, artık bir ise.
yaramadığı gibi yıkıcı etki yaptığını savundu
(7/6/97). i
Pfaff'a göre "Fransız seçmeni dışında, bu duru-
mun çok az insan farkında"... "Ve siyasi biretkin-^
liğe sahip düşünürier grubu olarak" ilk defa, "He-
men herkesin yanıldığının farkına varan da galiba-
Fransız seçmeni oldu." . j
• • •
Bu tartışma belli ki daha uzayacak. ingiliz ve
Fransız muhafazakâr partilerinin içine düştükleri,
politikasızlıktan kaynaklanan istikrarsızlığa ve Av-
rupa işçi sınıfında gittikçe su yüzüne çıkmaya baş-
layan kızgtnlığa bakarak hangi yönde gelişebilece-
ğini de öngörmek çok zor değil.
Ben, bir başka konuya değinmek istiyorum.
1970'lerin ortasında, enflasyonu kontrol altına al-
mak. üretkenlikteki ve kârlardaki düşme eğilimini
tersine çevırmek için bu neo-liberal politikalar uy-
gulanmaya kondu. Bu uygulamalann dört önemli
etkisı oldu. Birincisi. zengin ve fakir arasındaki uçu-
rum daha da arttı. Ikincisi işsizlik arttı. Üçüncüsü
küreselleşme süreci hızlandı ve züccaciye dükkâ-
nına girmış bir boğa gibi tümü jle kontrolden çıktL
Dördüncüsü, bıreyler. ultra mddern cnelrooolie«*»
içindeki bazı mahalleler, dünyaekonomisındekiba
3
"
zı bölgeler. yokuş aşağı ve gittikçe hızlanarak giden
freni patlamış bir kamyondan etrafa saçılan mallar
gibi tarumar oldular, geride kaldılar, dışlandılar.
Yaklaşık 20 senedir emekçilerden, ekonominin
yasalanna uymak adına fedakâriık etmeleri isteni-
yor. Rakamlar emekçılehn bu fedakârlığa yeterin-
ce katlandığını gösteriyor. Ama sonuç tam birfiyas-
ko ve yönü belli otmayan bir gidiş.
Bu gidişi kontrol altına almak, ekonomik ve siya- •
si istikran sağlamak, son 15 yılda açılan ekonomik
ve siyasi yaraları sarmak ve yüzyılın başında yaşa-
nan trajedilerin tekrar ortaya çıkmasını engellemek
gerekıyor. Ancak bu sefer fedakâriık sırası artık(
emekçilerde değil. <
Fransız seçimlerı bu açıdan çok önemliydi. 1995_
Aralığt'ndan bu yana ışçiler, "Artık yeter. fedakârlık'-
etmeyeceğiz, biraz da başkası fedakâriık etsin" di- •
yordu. Giderek seçmenin büyük kısmı da buna ik-
na olmaya başladı. Benzer gelişmeleri yakın za-'
manda Almanya ve Belçika, Italya. hatta ispan-
ya'da yaşarsak hiç şaşırmayalım. işçiler ve seç-
men bir mesaj veriyor bugün. Umanz sosyal de-
mokratların bir kulağından girip öbüründen çıkmaz.
1) The Judas Economy: The Triumph of Ca-
pital and Betrayal of Work. Addison-VVesley.
2) Tam bu noktada. 358 milyarderin, bugün dün-'
ya nüfusunun yarısının toplam zenginliğinden da-
ha büyük bir servete sahip olduğünu hatırlamak ye-
ter sanırım. (Le Monde Diplomatigue, 06/97).
ergin(« ergin.demon.co.uk
Hükümetin arsa \
yağması başlıyor
ANK.\R\ (Cumhuri-
yet Bürosu) - Açıklan ka-
patmak için umudunu ka-
mu taşınmazlarının satışı-
na bağlayan hükümet. ka-
mu kurumlarının sosyal
tesıslerı. hazine arazileri
ve gecekondulaşan hazine
arazilerinin satışına hız
verdi.
Başbakanlık Başdanış-
manı Kamil Eren'in ver-
diği bilgıye göre, gecekon-
dulaşan hazine arazileri-
nin belediyeler aracılığıv-
la satışına bu ay içinde
başlanacak. Satışlara ilk
aşamada Istanbul'da Bağ-
cılar ve Şık. Ankara'da
Keçiören ve Pursaklar.
Antalya'da Calkaya'da
başlanacağını kaydeden
Eren. belediyelere dev ir iş-
leminin bir hafta içinde ta-
mamlanmasına çalışıldığı-
nı bildirdi.
Gecekondu arazilerinin
hangı biçımde değerlendi-
rileceğine belediyeler ta-
rafından kararverileceğıni
belirten Eren. satışların
peşin veya taksitle olabi-
leceğini söyledi. Eren, bu-
güne kadar yaklaşık 100
beledivenin 400 bin dö-'
nüm gecekondu alanı için
başvuruda bulunduğunu'
kavdederek, satışlardan"
400 tnlyon lıra getir bek-;
lendiğini söyledi. -'
Hazine arazilerinin sa--
tışına da hız verilirken,'
Ankara'da toplam 914 dö-'
nüm tutan 146 hazine ara-'
zısınin ihaleleri bugünden
itibaren başlıvor. Metreka-
:
resi 125 bin lira ile 11 mil-1
yon 500 bin lira arasında-
deaişen arazilenn ıhalele-i
riîl, 13. 16. 24ve26ha-
ziran günlerinde yapıla-^
cak. Ihalelerde, Canka-
ya'daki toplam 88 bin 492'.
metrekarelik 49 ar^^i. A1-*
tındağ'daki 36 bin 665-
metrekarelik 8 arazi, E'i-
!
mesgut'taki 156 bin 545.
metrekarelik 12 arazi,
Gölbaşı'ndaki413bin 147
metrekarelik 28 arazi, Ke-J
çiören'deki 10 bin 334
metrekarelik 16 arazi. Ma-,
mak'taki 7 bin 673 metre-
karelik 9 arazi. Sincan'da-'
ki 22 bin 944 metrekarelik'
2 arazi ile Yenimahalle'de-
ki 178 bin 646 metrekare--
lik 22 arazi satılacak.