Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA
10 KULTUR
Meyerhold uzmanı Paris CNRS Gösteri Sanatlan Laboratuvan Müdürü Beatrice Picon-Vallin:
Meyerhold hak ettiği yerde değil
Beatrice Picon Vallin, Meyerhold tiyatrosu üzerine iki
konferans verdi. (Fotoğraflar: ZEYNEP SAYGI)
KEREM EKSEN
Avrupa Tiyatrosu, yüzyıl
başında Rusya'da ortaya çı-
kan iki büyiik yönetmen ve
oyunculuk teorisyeniyle dev-
rim niteliğinde değişimler
yaşamış ve bu değişimler
tüm yüzyıla damgasını vur-
muşru Bır yanda (son dö-
nemlen hariç) doğalcı ve ıç
aksiyona dayalı bir oyuncu-
luğu savunan Stanislavski, dı-
ğer yanda da fıziksel aksiyo-
na vurgu yapan. stilize ve
plastik bır oyunculuğu savu-
nan MeyerhokL zaman za-
man işbirlığiyle. çoğu zaman
da ayn gruplarla kendi tarz-
lannı oluşturdular.
Günümüzün tiyatroseverle-
ri özellikle Stanıslavski adı-
na ve onun yöntemıne hiç ya-
bancı değil. Ancak Meyer-
hold 1940'ta Stalınist rejim
tarafından kurşuna dizilme-
sinin ve uzun süre yasaklı
kalmasınm da rolüyle. bugün
hak ettiği ilgiye sahip değil.
Bu ılgisizliğin Türkiyedekı
yansımalan Ayşe Emel Mes-
çi ve Ali Berktay'ın son yıl-
lardaki çabalanyla birlikte
aşılmayaçalışılıyor. Özellik-
le Alı Berktay'ın hazırladığı
ve 1997'nin Nisan ayında
Mıtos BOYUT Yayınla-
n'ndan çıkan •'Tıyatro-Dev-
rim ve Meyerhold" adlı kitap
• Fransız Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi'nin Gösteri
Sanatlan Laboratuvan Müdürü Beatrice Picon-Vallin, Meyerhold'un
büyük bir kaynak olduğunu vurgulayarak, "'Bence o lıâlâ hak ettiği
yere sahip değil. Buna rağmen bugün ona gösterilen ilgiyi, onun
büyük bir kâşif olmasına ve tüm 20.yüzyıla etki edecek biçimler
yaratmış olmasına bağlayabiliriz" diyor.
önemlı bir adım oluşturuvor.
Bu ikili. ÎTÜ Oyuncula-
n 'yla beraber çok değerlı bir
Meyerhold uzman olan Be-
atrice Picon-Vallin'ı tstan-
bulda konuk ettiler. Fransız-
caya yaptığı dört ciltlik çevi-
riyle ve birçok araştırmayla
Meyerhold'u dünyaya tanı-
tan Picon-Valin, 7-8 hazıran-
da Meyerhold tiyatrosu üze-
nne bir konferans verdi Beat-
rice Picon-Vallin'le Meyer-
hold tiyatrosu ve bugünü
üzenne konuştuk.
- 20. yüzyıl başı. tiyatroda
birçok değiş.inı ve yeniliğin
yaşandığı bir dönemdL Sta-
nislavski ve Meyerhold'unor-
taya çık&ğı Rusya ve tüm Av-
rupa alaıunda bir dönüşüm
yasadı. Bu dönemin böylesine
veriınli olmasını nasıl açıkla-
yabiliriz?
- Her şeyden önce 20. yüz-
yıl "mizansen" yüzyılıydı di-
yebilıriz. Tiyatroda 19. yüz-
yılın sonlannda yenı bır kişi
ortaya çıktı: Yönetmen. Bu
yeni kişinın işlevi fazladan
eklenen bir işlev değil, tiyat-
royu baştan yapılandıran bir
işle\di. Bence en önemli
nokta bu.
Keşfedecek çok şey var
- Peki bu değişikliğin nede-
ni neydi?
- Her şeyden önce dünya
değişıyordu. Açıkbirşekilde
bır burjuva tiyatrosu bunalı-
mı. eğlendirici tiyatronun bu-
nalımı söz konusuydu. Tiyat-
ro artık bir "sanat" dalı hali-
ne gelmek istiyordu. Craigve
Appia gibi dönemin büyük
tiyatro düşünürleri de tiyatro-
ya hem soyluluğunu iade et-
mek istiyorlardı, hem de ona
toplumda bir anlam ver-
mek.. Fransada da örneğin
Antoine bu türden bir değişi-
mın başmı çekıyordu. Ancak
Rusy a'dakı değişim çok daha
kuvvetli oldu. Bunu da Rus-
ya'daki polıtık bunalımın da-
ha kuv-vetli olmasına bağla-
yabilınz. Devrim öncesi ve
sonrası tiyatro toplumda çok
büyük bir rol oynadı.
- Bugün MeyerhokFuntek-
rar gündeme gelmesini nasıl
açıklıyorsunıız?
- Asltnda ben onun gerçek-
ten de gündemde olmadığını
düşünüyorum.
- Ama bugün yeniden keş-
fedDmeye çalışnğını söyleye-
biliriz."
- Evet. ama daha keşfede-
cek çok şey van çünkü çok
büyük bir esere sahip bir sa-
natçı söz konusu. Bence o hâ-
lâ hak ettiği yere sahip değil.
Bir oyuncuy a Stanıslav ski 'yi
ya da Brecht'i sorsanız mut-
laka tanır. ama Meyerhold'u
tanımayan birçok ınsan var.
Bu şekilde öldürülmüş ve ha-
fizalardan zorla sılmmış ol-
masaydı çok daha farklı bir
yere sahip olacaktı şüphesiz.
Buna rağmen bugün ona gös-
terilen ilgiyi de onun büyük
bır kâşif olmasına ve tüm 20.
yüzyıla etki edecek biçimler
yaratmış olmasına bağlaya-
bılinz. Büyük bir kaynak gı-
bıdir Meyerhold.
- Karherinin sonlanna
A y $ e E m e l M e s ç i v e H a l k O y u n c u l a r ı
Yenitarttşntalann tohumkm atdacak•Ayşe Emel Mesçi 20-30 haziran tanhlen arasında İTÜ
oyunculanyla Meyerhold VVorkshop'u gerçekleştirecek. Bu
çalışmada Füruzan'ın "Kayıp Çocuklar Menkıbesi"
Meyerhold tekniğiyle sahnelenecek.
1980 sonrası yurtdışına çıkmak zo-
runda kalan Emel Mesçi'nın 1982'de
Tuncd Kurtizle birlikte ısveç'te kurdu-
ğu Halk Oyunculan, hazırladığı on do-
kuz prodüksıyonla A\ ıgnon dahıl olmak
üzere Avrupa'nın pek çok büyük festı-
valinde perdelerini açtı. "Kadınlar, Bi-
zim Kadınlanmız". "Mustafa Suphi
Destanı". "Bir Anarşistin KazaSonucu
Ölümü". "Dünyaja Aülan Çığhk" gibi
önemlı oyunlar sergıleyen topluluk,
oyunlannda başta Anadolu olmak üze-
re bırçok kültürün folklorik öğelerine
yer verdi. Ayşe Emel Mesçi. ilk döne-
mıni ts\eç"te. sonrasmı da Pans'te ge-
çırdiğı "sürgün" yıllannın ardından. en
son geçen yıl tstanbul'da Abduliah Şa-
hin Nokta Tiyatrosu'yla Aziz Nesin'ın
"Hukuk-u Merkep Beyannamesi" oyu-
nunu sahneyekoydu.
- Halk Oyunculan'nın Meyerhold'la
tanışmasından söz eder misiniz?
-1980 sonrasında yurtdışına çıktıktan
sonra bir araştırma yaptık, bizi en çok
ilgilendıren de Türkiye'de '60
1
sonrası
büyük tartışmalara neden olan Stanis-
lavski - Brecht tiyatrolannın zıtlıklany-
dı. Yurtdışına çıkmak, hem Batı hem de
Doğu tıyatrosunu çok yakından ıncele-
me fırsatı verdi bize. Özellikle devrim
sonrası Rusyası'nda tıyatroların neler
yaptığını çok merak ediyorduk. Bu araş-
tırmalann sonucunda Meyerhold, Vag-
tangov ve Tairtn'la buluştuk. Özellikle
bızım ıçin çok önemliydi. çünkü dünya
tiyatrosunda denemediği tarz kalmamış
bir yönetmendi v e Stanislavski'ye alter-
natıf olan tek kışıydi. Meyerhold'un
oyuncunun vücut kullanımına ve uzam-
dakı hareketlerine çok önem verdiğini
fark ettık. Yaratmış olduğu biyo-meka-
nik teknik özellikle aktörün vücudunda
hiçbir psikolojizm yaratmadan sadece
birhareketdeviniminı öngören. yeni bir
enerji biçiminı de beraberinde getiren,
neredeyse, bir anlamda kozmosla yeri
aktörün vücudunda birleştıren bir bı-
çımdi. Bu bizi aktör olarak çok ılgılen-
dirıyordu. Beatrice Pıccon-Vallin'ın
Fransızca yayımlanan dört ciltlik Me-
yerhold araştırmalarını bulana kadar
fazla bir kaynak elde edemedik Meyer-
hold hakkında. Ali Berktay'ın bu kıtap-
lardan yaptığı çevıriler, bize son derece
genış ufuklar açtı.
Öncelikle Meyerhold'un "total tiyat-
ro" anlayışı, yani bütün sanatlan yenı bir
biçımle tiyatroda bırleştirmesı. daha ön-
ce rastlamadığımız bır olaydı. 1985'te
Berlıner Ensembleda bırreji semineri-
ne katıldım. Oradakı vırtüöz sanatçılar-
la yaptığım tartışmalarda Meyerhold'u
hıç bilmedıklerini gördüm. Bu arada
Beatrice Picon-Vallin'in bilgileri ışı-
ğında Peter Brook, Peter SteLt, Luibi-
mov gibi y önetmenlerle ilişkiye geçtiği-
mizde daha çok bilgı sahibi olduk ve
sahne uygulamalannı da gördük. Bu tür
bilgıler ışığında kendi tiyatromuzda bi-
yo-mekanik üzerine pek çok alıştırma
yaptık. Oyunlanmızın ıçine de bu alış-
tırmalann sonuçlannı da koyuyorduk.
Tabıi ki oyunlanmız özgün yaratımlar-
d..
Birde 1987 ile 1989 arasında ilk sa-
y ısını Sanat 87 adıyla çıkardığunız der-
gıde Meyerhold'u tanıttık ve bu Türki-
ye'de de yankısını buldu. Beatrice Pı-
con-Vallın'in önce Ankara'da şımdı de
burada, Istanbul'da verdiği bu konfe-
ranslann, yeni gelişme \e tartışmalann
tohumlannı atacağını umuyoruz.
-Bundansonra hangi projeierigerçek-
leşüreceksiniz ?
- Şu anda bir projemiz belli. Eylül
ayında, büyük bır salonda "Az GittikUz
Ghtik" adında bir proje gerçekleştirece-
ğım. Bu proje YaradılışDestanlan'ndan
başlamak üzere Şamanlar, Bedevı kök-
leri, Endülüs. Mezopotamya. Anadolu
medeniyetlen ve bugünü kapsayacak.
Murat Kayır da projede organızatör o-
larak görev alacak. Bu çalışmayı on iki
müzisyen ve on iki dansçıyla birlikte
sergileyeceğim.
Bir de 20-30 haziran tanhleri arasın-
da İTÜ Oyunculan 'yla gerçekleş-
tireceğimiz Meyerhold Workshopu ola-
cak. Bu Srorkshop'un sonunda da bir
ürün ortaya çıkacak. Biz bu ürünün ilk
defa adını koyuyoruz. Bu çalışma,
Fünızan'ın "Kayıp Çocuklar Men-
kıbesTnin Meyerhold tekniğiyle sah-
nelenmesi olacak. Bu çalışma Works-
hop'ın son gününde ITÜ Gümüşsuyu
Kampusu Spor Salonu'nda ser-
gilenecek.
Ayşe Emel Mesçi. Stanislavski'ye tek alternatif kişi
olarak gördüğü Meyerhold'u sürekli araştınyor.
dogru Stanislavski de Meyer-
hold gibi. fiziksel aksiyona
ağıriık veren bir tarza yönel-
mişü. Buna dayanarakacaba
bu iki usta arasındaki tartış-
mayı Meyerhold önde bitirdi
diyebüir miyiz?
- Kimse önde bıtirmez as-
lında. Bu politıka değıldır.
Durum biraz daha karmaşık
Bu iki ustanın arasında bır
üçüncü isim olarak Vaktan-
gov vardı. Stanıslavski oyun-
culuğunu çok ıy ı bılıyordu ve
bir yönetmen olarak onun sı-
nırlannın bılincındeydı. Kı-
sa sürede anladı kı eğer Rus-
ya'da gerçek bır yönetmen
\arsa bu Meyerhold'du. Bu
konuda Vaktangov'un ölü-
miine (1922) yakın sanator-
yumda yazdığı bır yazı çok
önemlidir. Bu yazıda Stanis-
lavski'ye birçok eleştıri, Me-
yerhold'a da birçok övgü
vardı. Bu yüzden bu kitap
uzun bır süre. hatta perest-
royka dönemıne kadar bütü-
nüyle yayımlanmadı, sansür-
lendi.
Stanislavskı de bır dönem,
sembolist bır oyxmu. "Tanta-
giles'in Ölümü"nü sahneye
koyabılmek rçin Meyer-
hold'a çağn yapmıştı. Puş-
kin sahnelemek ıstedığinde
de Vaktangov 'u çağırmıştı.
\'aktangov bır anlamda Sta-
nıslavski'yle Meyerhold ara-
sında bir orta nokta gibıydi.
Vlrtüoz ojoıncu
- Biraz da Meyerhold tiyat-
rosu için büy ük öneme sahip
olan "konstrüktıv ist" sahne-
den bahsedebın isterseniz. Bu
tür bir sahnenin böyle sivasi
anlamda de>rimcibir yönet-
men tarafından kullanılması-
ııın anlamı neydi?
- Konstrüktıv ist sahnede
dekor ortadan kalkıyor. de-
koratifve figüratif özellikler
kayboluyor ve dekorun
"konstrüktivist" özelliği or-
taya çıkıyordu. Dekor. oyun-
cunun hızmetmde. onun "oy-
nama nuüdnesi" halıne gel-
dı. Böyle bır "tnakine". üze-
rinde aktör yokken hıçbır işe
yaramaz. Ancak oyun oyna-
nırken. oyuncu uzenndeyken
bır anlam kazanır. Böyle bir
sahne oyuncular için. onlann
olabılecek en büyük venmı
sağlayabilmelen ıçın yapıl-
mıştır. Oyuncunun önünde
bır "'oy nama makinesi" oldu-
ğu ıçın artık onun işi de hem
sanatsal bır ış. hem de bır
fabrika ışı gibi sayılmaktadır.
Devrim sonrası ışçiler tara-
fından yeniden ınşa edilen
dünyayla oyuncular tarafın-
dan inşa edilen bu sahne ara-
sında bir denklik kurulmuş-
tur Bu sahne geleceğın tiyat-
rosu için bır manifesto rute-
liğı taşır Oyuncu ıçın gerek-
sız olan tüm öğeler ortadan
kalkmıştır. Bu konstrüktiv ist
sahne son derece vırtüöz bir
oyuncu ister. Aynı zamanda
ıy ı zamanlamaya sahip olma-
11. Böy le bir sahne. vücut ola-
rak da çok ıy i eğitilmış aktör-
lere ihtıyaçduvar
BODRUM
INTERNATiONAL
ULUSLARARASI
ENVIRONMENTAL F'LM
ÇEVRE FlLMLERt
"SST'VAL
FESTİVALİ
JUNE 5-10 HAZİRAN 1997
Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı
Bodrum Uluslararası Çevre Filmleri FestivalFn'm gerçekleşmesinde
büyük destek sağlayan
GARANTİ BANKASI'na
ve değerli katkılarından dolayı
Doğal Hayatı Koruma Dernefi
Unesco
Bodrum Belediyesi
Isis Tatil Köyü
Mail Boxes Etc.
Kodak
Top Air
Koleksiyon
istanbul Hava Yolları
AGF Garanti Sigorta
Hotel Sanara
Hotel Karıa Princess
IFR ANIMA
Yeni Lale
Orion
Sinema Bodrum
Singapur Havayolları
Alitalia
Brrtish Airways
Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi
GSFSir>ema-7VBölümü
Era Outdoor
Stüdio Renk Aynmı
teşekkür eder.
Gündoğan Belediyesi
Bodrum Tanıtma Vakfı (BOTAV)
Bodrum ve Karya Bölgesi Kültür Sanat
ve Tanıtım Vakfı (BOSAV)
Bodrum Otelciler Demeği (BODER)
Akdeniz Ulkeleri Akademisi Vakfı
Türk Seyahat Acentaları Birliği (TÛRSAB)
Yat Işletmecileri Deme|i
Bodrum Habitat Gençlik Kozası
Deniztemız
Sın Rent a Car
ve Türk Net'e
tiirs«*
Tûuin snau n «movnua (ÜDUI *«F
Sanatçıların Schindler'i
Kültür Servisi- 1940'lı yıllarda Nazıler
Avrupa "da önlerine çıkan Yahudı entelek-
tüel ve sanatçılan ölüm kamplanna gön-
denrken gelışmeleri uzaktan ızleyen
ABD'de Avrupa'nın yaratıcı adamlarını
kurtarmak için bir şey ler yapılması gerek-
tiği bilinci uyandı. Bu çerçevede. 32 yaşın-
dakı Harv ard mezunu profesör Varian Fry.
çoraplannın ıçınde sakladığı 30 bın dolar-
la Fransa'ya gıderek orada bir 'acil kurtar-
ma komitesi' oluşturmayı, pek istemeyerek
de olsa kabul etti. Marseılles'e vardığın-
da. yanında kurtanlması
gereken bir sanatçılar. ya-
zariar ve bilim adamlan lis-
tesiyle. Eleanor Roose-
>elt"in eşinin yardımıyla çı-
karttığı 200 adet özel \ ıze
vardı. Buna karşın. Amerı-
kan hükümeti Fry 'ı resmen
desteklemiyor ve Ameri-
kan konsolosluğu da bur-
nunu kendisıni ilgilendir-
meyen meselelere soktuğu
için ona zorluk çıkanyor-
du.
Vanan Fry'ın görevi ta-
mamlandığında. 2 bını aş-
kın göçmen. özgürlüğüne
kaviiştu. Bunlann arasında,
Avrupa kültürünün o dö-
nemde önde gelen isimlen de yer alıyor-
du Marcel Duchamp, Marc Chagall. Max
Ernst, Andre Breton. düşünür Hannah
Arendt, romancı Henrich Mann, Nobel
ödüllü bio-kimyacı Otto Meyerhofve Ges-
tapo'nun lıstebaşı olan Konrad Heidenm
Bu sanatçılar ve entelektüellenn gelışen
Amerikan kültürü üzerindeki etkisi büy ük-
tü.
BBC televizyonunda önümüzdekı gün-
lerde yayımlanması beklenen "Sanatçıla-
rın Schindler'i" başlıklı bir belgesel. bu il-
ginç operasyonun nasıl gerçekleştirildiği-
U
A. rofesör Varian
Fry. 1940'larda 2bini
aşkın göçmeni
Nazilerden kurtararak
özgürlüğüne
kavuşturdu. Bunlann
arasında Avrupa
kültürünün o dönem
önde gelen isimleri yer
ahyordu. Bu
sanatçılann gelişen
Amerikan kültürü
üzerinde etkisi
büyüktü.
ni irdeleyecek. The Guardian gazetesi ise
operasyonda Fry'a en yakın ısimlerden bi-
ri olan Charles Fawcett ıle bır söyleşi yap-
mış. 1939 y ılında Paris'te. bir heykeltıraş-
hk bursu nedenıyle bulunan Amerikalı
Favvcett. söyleşide resmi yetkilileri atlat-
mak ıçin ne gibi yollara başvurduğunu an-
latıyor. "O insanlan kurtarmak için yap-
tıklanm cesaretten değU... Fry'ı hayal kınk-
lığına uğratmak istememişrim. o kadar"
dıyen Favvcett. daha sonra Fransızlardan,
gösterdiği cesaret nedeniyle resmi bır ni-
şan da kazanmış.
Charles Favvcett. bir ke-
resinde Matisse'in evinde
verdiği bir davete katılmış:
•'Picasso'nun büyük bir sa-
natçı olduğunu bile bilme-
yen cahil bir çocuk olduğu-
mu söy ledi bana. O dönem-
de Matisse'in yardım etme-
diğini söylerler hep. Oysa
bu doğru değil. Bir ahırı
vardı. orada bir sürii göç-
men saklıyordu."
Kurtarma operasyonu-
nun beyni Varian Fry ıse 2
bıni aşkın Yahudı entelek-
tüelını özgürlüğe kavuşrur-
duktan sonra. Amerikalıla-
nn da onayıyla Fransa'dan
çıkanlmış. Amerika'ya döndükten sonra
ülkesınin göçmenler konusundaki politi-
kalannı eleştiren Fr>', büyük tepkiy le kar-
şılaşmış ve FBI'ın kendisine açtığı dava
sonucunda iş bulmakta güçlük çekmiştı.
Fry ın çabalan. yıllar sonra değerlendiril-
di. Fransızlar. 1960 yılında kendisine Le-
gıond'Honneur verdi 1967 yılında 59 ya-
şındayken ölen Vanan Fry. yürekli girişi-
mınin böyle sonuçlanacağını ummuyordu
ku^kusuz... Kendi ülkesi, o ancak öl,dük-
ten sonra başarısını kutladı; geç gelen
Eisenhovver Özgürlük Madalyası'yla...
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇİ
Nurettin Sözen'i
ammsamak
Başkanlığı bırakalı üç yıl oldu. Adı artık basın-
yayın organlarında anılmıyor.
Şu içinde yaşadığımız görülmemiş yağışlı ilk
yaz günlerinde kentimizde gördüğüm kimi şeyler
bana onu anımsatıyor.
En başta top top gürbüz akasya ağaçları, ge-
niş yollar boyunca ekılen çınarlar. Bu vahşi ken-
tin yıkıcı insanlarının cadde ve sokaklarda küçük
süs bitkilerini yaşatmayacaklan çok açık. Yeni eki-
len çiçeklerin üzerinden basıp geçmekte bır sa-
kınca görmeyen insanların kentinde süs bitkileri-
ne yeryok. Ezemeyecekleri, çekip koparamaya-
cakları. üzerlerine arabalarıyla çıkamayacakları
bitkiler gerek.
Bir şiırimde,
Çınarlar
Bir çifti bir şehre güzel demeye yeter
diye yazmıştım. Işte o dev çınarlar, ancak cad-
de ve sokaklarımızı yeşil, gölgelik kılabilir. Dolma-
bahçe'de, Boğaz kıyısı boyunca, Levent'ten baş-
layarak Büyükdere Caddesi'nde, bu gelişmiş
ağaçların üçüncü yıllannda beş metreyı aşan boy-
larına bakıp yerierini benimsediklerini gördükçe
seviniyorum. Onlara baktıkça bir de çağdaş tiyat-
romuzun kurucusu Muhsin Ertuğrul gelıyor ak-
lıma; "Hayatta yaptığım en önemli iş, Dragos'ta-
ki evimin yoluna diktiğim çınar ağaçlandır" dedi-
ği-
Gördükçe sevindiğim, sevindikçe bana Nuret-
tin Sözen'i anımsatan başka şeyler de var bu
kentte.
Sözgelimi, yüz yıl öncesinde yapılması gerekir-
ken, inanılmaz bir "doğululukla kent yöneticile-
rınin yönelmedığı raylı sistemle toplu taşımacılık.
Heıtıalde dünyada başka bir büyük kent yoktur,
havaalanı ile kent merkezi birbirine raylı sistemle
bağlanmamış olsun.
Tarihsel yarımadada çağcıl vagonların peşpe-
şe geliş gidışlerini gördükçe Sözen geliyor aklı-
ma, Taksim'den 4. Levent'e dek yeraltı ulaşımını
sağlayacak tünellerin açılmış olduğunu düşün-
dükçe de.
Yenikapı'dan Bakırköy'e dek yemyeşil sahil ku-
şağında dolaşıp dinlenen cıvıl cıvıl insanlan, spor
yapan gençleri görünce de seviniyorum. Parksız
bir kente bu denli genış yeşil alanlar sağlanmış ol-
ması ne güzel.
Geçen yıl başansından ulusça övünç duyduğu-
muz HABİTAT toplantısı ve sonrasında günümü-
ze dek gerçekleşen çeşitli etkinlikler, yüz yıldır bir
kongre salonu yapamamış kentimize, Lütfü Kır-
dar Kongre Merkezi yapımı başlatılmamış olsa
nerede yapılacaktı?
Beyoğlu'nu kentin en canlı bölgesi durumuna
getiren düzenlemeler de -trafiğin kaldırılması, uy-
gar ülketerdekı örnekler gibi yaya yolu oluşturul-
ması- kentimizin uygaryüzü adına kazanımlardır.
Park otel gibi kentsel rant azgınlıklarının durdu-
rulabildiği örnekleri başka dönemlerde yaşadık
mı? Dolmabahçe'deki gökkafes yapısı beş yıllık
Sözen döneminde çivi çakılmadan beklerkett şu
günlerde nasıl yeniden yükselebiliyor?
Kentimizde yapılan en kapsamlı uluslararası şi-
ir toplantısı olan Poesium 'un da Sözen dönemin-
de gerçekleştiğıni anmadan geçemeyeceğim.
Nurettin Sözen bugünün deyişiyle "medyatik"
bir yönetici değıldi. Bugünün yöneticı anlayışının
dışında bir insandı. Tanıtımıyla değil, işiyle ilgiliy-
di. Bu yüzden belki onu yeterince tanıyamadık.
Ama ışte bu kent durdukça duracak olan yapıt-
lan ortada. Taksim'den Levent'e ilk yeraltı yolcu-
luğumuzda onu anacağız, Lütfü Kırdar Salo-
nu'nda her etkinliğe katılışta da; Beyoğlu'na her
çıkışta, Aşiyan kıyısında yürürken altından
geçeceğimiz akasyaların gölgesınde de.
Kültür Servisi -Galatasaray Lısesi Kültür
Festıvali kapsamında Türkiye Yayıncılar Birliği bir
kitap şenlığı düzenliyor. Galatasaray Lisesi
bahçesinde yapılacak şenliğe 50 yayınevi katılıyor.
12 hazirana dek sürecek olan şenlık. her gün
10.00-22.30 arası gezilebılecek. Aynca şenlik
kapsamında çeşitli konularda söyleşiler, paneller,
konserler. film gösterimleri yer alacak.
Cemal Nadir Güler Karikatür
Yarışması
• BURSA (.4A) - Bursa Lotary Kulübü. Bursalı
sanatçı Cemal Nadır Güler anısına. 'Cemal Nadir
Güler Karikatür Yanşması' düzenledi. Bu yıl
dördüncüsü düzenlenen yanşma, ortaokul. lıse ve
dengi okul öğrencileri ile amatör kankatüristlere
açık olacak. Yanşmacılann istedikleri konuda ve
en çok 5 yapıtla katılabileceği yanşma için adaylar
16 hazirana kadar kulübe başvTirabilecekler.
Yapıtlann. amatör ve öğrencı olarak iki kategoride
değerlendırileceği yanşmada. kategorilerinde
birinci olanlar 30'ar milyon TL, ikinciler 20
milyon TL. üçüncüler ise lO'ar milyon TL ile
ödüllendirilecek.
K Ü L T Ü R • ÇİZİK
KÂMİL MASARACI