Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
ALLECRO EVİN tLYASOĞLU
Sponsorlar veBnmıetimizTabii ki sponsorlar velinimetimiz.
Giderek azalan devlet desteği ile bu-
gün sponsorsuz hiçbir sanat olayı dü-
şünülemez hale geldi. Bir festivalin,
bir konserin, bır opera temsilinin ya
da herhangi bir resitalin bile sponsor-
suz yapılabilmesi artık olanaksız.
Sponsor deyınce, etkinliğin gerçek-
leşmesi için sanatçının kaşesini, yol
parasını, otelini, konser salonunun gi-
derlerini ödeyen bir şirket düşünül-
mekte. Bunlann tümü için ya da bir
kısmı için sponsorluklar söz konusu.
Yalnız bizım ülkemızde değil dünya-
nın dört bir yanında sanat bugün
sponsorlann desteği ile yaşıyor.
Yaklaşan tstanbul Festivali'nin ger-
çekleşmesi için ne devlet desteği, ne
belediye katkısı ne de tstanbul Kültür
Sanat Vakfı'nın bütçesi yetıyor. Mut-
laka bir sponsor gerekli her etkınlik
için. Hele şu 25. yıldaki büyük orkest-
ralara tek sponsorun değil birkaç
sponsorun birleşerek destek vermesı
gerekiyor.
Sponsorlan özendirmeliyiz. Özel
kuruluşlara. sanata katkıda bulunma-
nın, kültüre yatınm yapmanın bir kı-
vanç olduğunu anlatmalıyız. Çağlar
boyu bu böyle olmuş. ltalya'da bir
Medicı ailesı nice sanatçıyı banndır-
mış. Uluslar ancak kültürleri ile erte-
si yüzyıllara kalıyorlar.
Son vıllarda sponsorlar sayesinde
yalnız fstanbul festıvallen değil, An-
kara, Izmır. Aspendos gibi Anado-
lu'ya yayılan festivaller de ayakta dur-
maya başladı. Mutlaka kendi adını
afişlerin altında, konser programla-
nnda ve sahnede gören sponsorlar da
mutluluk içindedir.
Bu arada sponsorlu etkinliklerle
konser geleneğınde değişimler de
gündeme gelmekte. Sanata katkıda
bulunmaktan kıvanç duyan, sanatçı-
ya saygılı sponsorlar, perde arkasın-
daki gizli kahraman olmayı yeğ tutu-
yorlar. Program, afiş, broşür gibi ya-
aiderek azalan devlet
desteği ile bugün
sponsorsuz hiçbir sanat
olayı düşünülemez hale
geldi. Dünyanın dört bir
yanında sanat bugün
sponsorlann desteği ile
yaşıyor. Son yıllarda
sponsorlar sayesinde
yalnız İstanbul festivalleri
değil, Ankara, lzmir,
Aspendos gibi
Anadolu'ya yayılan
festivaller de ayakta
durmaya başladı.
Sponsorlan
özendirmeliyiz. Özel
kuruluşlara, sanata
katkıda bulunmanın,
kültüre yatınm yapmanın
kıvanç olduğunu
anlatmalıyız.
zılı malzemenin üstüne basılan küçük
bir amblemle ve etkınlik sonunda za-
rifbir ikram ile sanatı toplumsal olay-
la buluşturuyorlar. Kimi davete sanat-
çılar da katılıyor. O zaman dinleyici
sanatçı ilışkisı pekişmiş oluyor.
Ancak kimi sponsor da kendi rek-
lamını yapmak için sanatsal etkinliğin
bir araç olarak kullanıldığını iyıce bel-
li edıyor. Örneğin konser başlamadan
bır merak sarar düzenleyenlen: Aca-
ba ön sıralarda sponsora sunulan da-
vetiyeler nasıl değerlendirildi? Gel-
meyen sponsorlann yerini kimlerdol-
duracak? Sponsorun dağıttığı daveti-
yelerin sahibi konser geleneğini bilen
kişiler mi. yoksa şefin her soluğunda
alkışlamaya hazır. konser olayını ilk
deneyenler mi? Biletleri çok zor elde
edilen, dünyanın en ünlülerinden bi-
rinin konşerinde bir de bakarsınız ön-
den nice sıra boş kalmıştır. Eh, spon-
sorun çağnlılan gelmedi. denir. Ya da
daha biletler satışa çıkmadan nere-
deyse tükendi. çoğu sponsora verildi.
derler. lşte o zaman sponsorun özel
bir dinleti sağladığı düşüncesi gelir
akıllara. Yadaklasik bir konser önce-
si bir de bakarsınız ki perde açılma-
dan sponsorun son derece arabesk. ta-
nıtıcı müziği salonu sanverir. Siz tam
klasik müziğin cıddi ortamına hazır-
lanırken kulaklannızda inamlmaz bir
disko atmosfen doğurur.
Tarihi bır salondaki konser için bir
de bakarsınız sponsor kendi bez afiş-
lerini o salonun tüm antik noktalannı
kaplayacak şekılde asmış. Tavandan
yere kendi reklamı için kurdeleler sar-
kıtmış! Orkestra sahneye çıkmış. Şef
ve solist de çalınacak yapıta kendile-
rini yoğunlaştırmışlar, tam sahneye
adım atarken, birkaç dakika sponso-
run konuşması var. deniyor. Son da-
kikada kararlaştırılmış bir açılış ko-
nuşması, hatta bir ödül töreni. Bu du-
rumda şef ile solistin arkada bır buçuk
saat beklediğine, orkestranın ise elle-
rinde çalgılan. sahnede dekor oluş-
turmanın gergınliğini yaşadığına bir-
kaç kez yakından tanık oldum. Ya da
konser tamamlanmış, sanatçılar yot-
gun. dinleyici bır an önce çıkıp gitmek
istiyor. Sponsor başlıyor konuşmaya.
Vatanı kurtanyor. plaketler veriyor,
plaket vericilerini sahneye çağınyor.
onlan da onurlandırmak için konuş-
malar yapıyor ve neredeyse konser sü-
resi kadar anlatıyor da anlatıyor.
Bir de konser programlannın gide-
rek değişen içenğı var. Sponsorun is-
teğine bağlı, hafiften, uyutmayacak,
çabuk anlaşılır yapıtlardan seçilmeli.
Sonra da herkesın büfeye koşacağını
düşünerek konseri kısa kesmeli. Öy-
le bir telaş kı bırakın bis parçası ça-
lınmasını, çoğu zaman sanatçılann
ikinci kez sahneye gelip selam ver-
melenni dahi bekleyecek sabn kalmı-
yor kimi dinleyici kitlesının.
İşte tam az bulunur bir orkestrayı
dınlemek keyfiyle yanıp tutuşurken
sponsorun ısteğıne göre düzenlenmiş
hafif bir program. uzun konuşmalar,
garip dekorasyon, arabesk bir selam-
lamasizı alışılagelmiş konser gelene-
ğınden kopartıp yenı bir kültür anla-
yışına sürüklüyor.
Belki bu iki ortamı birleştııme gö-
revi aracılık eden fiımalara ya da
halkla ılişkıler uzmanlanna düşüyor.
Bıraz sponsorlar konser geleneğine
uyâcak, biraz da geleneğe bağlı dın-
leyiciler katı kurallardan ödün vere-
cek. Ortada sanatın ve sanatçının des-
teklenmesi söz konusu olduğuna gö-
re iki taraf da bu ödünü isteyerek ve-
recektir. lş ki açıklansın. anlatılsın.
Sponsorlar tabii kı velinimetimiz.
Kuşkusuz onlar da değişik sektörlerin
sahipleri olarak sanatı yaşatmanın.
kültüre yatınm yapmanın kıvancını
du> uyorlar.
Carmen
rolünü
üstlenen
Jaklin
ÇarkçL
Devletinparasıyla 'çingene
AHMET SAY
ANKARA - İki
gündür "limoni"
olan ve can sıkıp
duran hav a.
festivalin "açıhş"
akşamı yağmura
dönüştü. Aspendos'a
doğru yol alırken
arabanın silecekleri
yagmurla zor baş
edıyordu. Ağzımızı
bıçak açmıyor. ama
gidiyorduk bakalım.
Aspendos'a
vardığımızda
gördüğümüz
manzara, iki bin
yıllık bu
görkemli
tiyatrodan
daha da görkemliydi:
Yağmurluğu ve şemsiyesiyle
binlerce insan. içen girmek içm
kuyrukta bekliyordu.
Ey izleyıcı! Ey sanat tutkunu
insan! Sen olmasan ne bu on bin
kişılik Aspendos Tiyatrosu. ne
de bu "Opera-Bale Festivali"
olurdu zaten!
Saat yirmi otuz.
"Açıhş*a henüz bir saat var.
Yağmurun altında bekleşirken
"Tamer Levent keşke yanımda
olsa" diye düşündüm. Şakır şakır
yağmurda ısrarla direnen
binlerce insanı ona göstenp
"Sanata evet işte budur"
diyebılseydım.
Tamer Levent bu sloganm •
öncüsüdür; TOBAV Başkanı
olarak yaygınlaşmasını,
dilden dile dolaşmasını.
kamuoyunda çıçeklenmesini
sağlayan kişidir.
Bir de baktım, Tamer Levent
karşımda! "Sanata evet" dey ip
kucaklaştık. Tam o sırada
"Yağmur dindi" diye
bir ses yükseldı.
Mucize! Yağmur dinmişti!
Binlerce insan. gökyüzünde göz
kırpan yıldızlara el salladı, sonra
dalgalar halinde içeri girerek
Aspendos"takı yerini aldı.
Şimdi slogan değişmişti:
"Türkiye laiktir, laik kalacak!"
Festivalin açılış konuşmasını
yapan Devlet Opera ve Balesi
Genel Müdürü Hasan Hüse>in
Akbulut'un her cümlesı.
laiklik sloganıyla desteklendi:
Solo ve koro..
Dilerseniz şöyle anlatalım. Solo:
"Festivalin başansı. Atatürk'ün
kurduğu Türkiye
Cumhurivcti'nin başansıdır!*
Koro: (Laiklik slögant). Solo: "•'"
'•Atatürk'le övünüyoruz,
cumhuriyetimizle övünüyoruz!"
Koro: (Laiklik sloganı).
Bu çoksesli diyalog bana öyle
mutluluk verdi ki durun. korist
olarak bir de ben yineleyeyim:
"Türkiye laiktir, laik kalacak!"
Okurlarımız. Cumhurbaşkanf nın
konuşmasını sanıyorum
televizyondan izlemişlerdir.
Bu konuşmanın bazı ağırlıklı
noktalan gözden kaçabilir:
Sayın Süleyman DemireL,
bu kez "çağdaşlık" temasıyla
yetinmedi; ılkçağdan
günümüze uzanan uygarlık
tanhi kapsammda özellikle
"insanlık" ve "evrensellik"
kavramlarını vurguladı ve tabii
Uhıslararası lzmir Müzik Festivali baslarken
ONDERKUTAHYALl
İZMİR- Bu yazı yayımlandığında. 11.
Uluslararası lzmir Müzik Festivali başla-
mış olacak. 10 haziran akşamı Efes Antik
Tiyatro'daki açılış dinletisinde Ola Rud-
ner yönetimindeki Viyana Fılarmonı Or-
kestrası var. Topluluk. F. Schubert'in D.
759 si minör 8. senfonisıyle Beethoven'ın
Op. 93 fa majör 8. senfonısıni seslendiri-
yor. Dinletinin soloculan olan piyanistle-
nmiz Ferhan ve Ferzan Önder'i. lzmir'de
ilk kez görüyoruz. Sanatçılar. W. A. Mo-
zart'ın K.V365 mi bemol majör iki piya-
no konçertosunu yorumluyorlar. Bir ay sü-
recek olan festivalde 10 etkınlik yer alıyor.
Bunlardan beş tanesi Efes'te. ikisi Çeşme
Açıkhava Tıyatrosu'nda. üçü de tzmir'de-
dir.
Açılışı izleyen önemli etkinliklerin ilkı
19 haziran akşamı yine Efes'te yapılacak.
Ender Sakpınar'ın yöneteceğı "Toulouse
Ulusal Oda Orkestirasr Mozartın K.V
525 "Küçük Bir Gece MüzJğTni, Ntel-
sen'm yaylı çalgılar beşlisi için la mınör
"küçük sffit"ini ve P. İ. Çaykovski'nin Op.
48 serenadını seslendirecek. Ünlü piyanis-
timiz Hüseyin Sermet, J. S. Bach'ın B-
WY1052 re minör konçertosuyla dinleti-
ye katılacak.
Festivalde bu yıl ilk kez kullanılacak
olan St Policarp Kilisesi'nde 24 haziran
akşamı Allegri Dörtlüsü'nü tanıyacağız.
Topluluğa klarnetiyle katılan James
CampbeH'dcn Schubert'in her zaman vi-
yolonsel ya da viyolayla çalınan la minör
"ArpegioneSonatı''nı dörtlü eşliğinde din-
lemek ilginç olacak. tzlencede aynca yine
Schubert'in No 7 re minör yaylı çalgılar
dörtlüsüyle Brahms'ın Op. 115 sı minör
klannetli beşlisi var. Böylece festivalde
Schubert'in 200. doğum yılı epey vurgu-
lanmış olmaktadır. İlginç olan başka bir et-
kinlıkde 1 temmuzakşamı Efes'te çalacak
olan Macar "100 Keman Çigan Orkestra-
a"dır. Laszk) Berld'nin yöneteceği toplu-
luk, Brahms'ın "Macar Danslan"nı
Toulouse Llusal Oda Orkestrası Efes'te bir konser verecek. Ferhan ve Ferzan Önder'i İzmirti sanatseverler ilk kez dinle\ecek.
Liszt'ın "Macar Rapsodüeri"ni ve çeşitli
Macar bestecilerin çigan parçalannı ses-
lendirecek. Bu dört dinleti dışında kalan
yedı etkinlık. tıyatroya, hafif müziğe, dan-
sa ve caza aynlmış bulunmaktadır.
Yanlış anlaşılmamak için hemen belirte-
yim: böylesi etkınlikler, kapsamlı bır fes-
tivale renk getinr; kaldı ki aşağıda sırala-
yacağım gösterilerin sanat düzeyi de yük-
sektır: ama etkinlık sayısı on ile sınırlandı-
ğı zaman evrensel ağırlıklı dinletilerin ge-
ri plana ıtildiği, halksallığa ve kolaya ka-
çıldığı ızlenimi doğuyor. Söz konusu yedi
etkinliğin özeti şöyle:
17 haziran akşamı Fuar Açıkhava Tiyat-
rosu'nda, Ankara De\ let Tiyatrosu sanat-
çılanndan, Steinbeck'in ünlü romanından
uyarlanan "Gazap Czümleri
r
'ni izleyece-
ğiz. 21 haziranda Efes'te Konya Devlet
Türk Tasavvuf Müziği topluluğunun suna-
cağı sema göstenleri var. 26 haziranda,
DEÜ Sabancı Kültür Sarayı'nda, Zeliha
Berksoy'dan Kurt VVeill - Berthold Brecht
şarkılannı dinleyeceğiz: sanatçıya piyano-
da Erol Erdinçeşlik edecek. 7 temmuz ak-
şamı, Efes Antik Tiyatro'nun konuğu.
sitar ustası ünlü Ravi Shankar'dır. 11 tem-
muzda, Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nda.
Mikhail Bar>shniko\ 'un kurduğu "V\Tıite
OakDance Project" adındaki modern dans
topluluğu izlenecek ve festival, Azerbay-
canlı caz sanatçısı AzizaMustafaZadeh'in
12 temmuzdaki dinletisıyle sona erecek.
Festivalde çağdaş Türk bestecilen yok.
İdil Biretbestecilerimizi seslendirdığinde
Avrupalılarm ayağa kalktığını söylemışti.
Izmir'de bu alanda ayn bir festival yapıl-
malı. Böylece tzmirli müzıkseverler AVTU-
palılann yolunu izlediğinde. sanatçılanmız
belki biraz hareketlenir.
lzmir Kültür ve Sanat Vakfı (İKSEV)
1985'te kurulduğu zaman "niceuygarhğın
beşiği olan Ege'nin binlerce yıllı kültürel
yaşamında yeni bir halka" olarak tanımlan-
mıştı. Bir yılı çeşitli etkinliklerle doldur-
maya çalışan bu değerli kuruluşun en
önemli işlevi uluslararası nitelikteki festi-
vali zenginleştirmek olmalıdır. Bunu sağ-
layacak olan bıricik etmen, halkın ilgisidir.
İzmirli sanatseverler festivale daha fazla
ılgi göstermeye. onu ellerinden geldiğince
desteklemeye çağınyorum.
IKSEV Yönetim Kurulu Başkanı Sayın
FOiz Eczacıbaşı Sarper'in 29 Mayıs 1997
tanhli Cumhuriyet'teki demecinde şu tüm-
celer yer alıyor: "Kültür Bakanbğı, son üç-
dört yılda bütçenin yaklaşık yüzde 25'ini
karşılıyordu. Bu yıl katkı alamudık; ama
biz etldnliklerimizle, ülkemizi en iyi şekflde
tanıtacağunıza inanıyoruz.
1
"
Her olumsuz davranışın tinsel ağırlıklı
bıryaptınmı vardır. Buradaki yaptınm, ga-
zetemin anılan sayısı ilebenim şu andaka-
leme almakta olduğum satırlann tarih ba-
ba tarafından yazılan kocaman kitaba gir-
mesıdir. Bizim insanımız kolay bağışlar.
çabuk unutur; ama tarih katıdır; onun k-
itabına yazılanlann unutulması olanaksız-
dır.
koro yine hareketlendı.
Şimdi bir de soruyorlar:
Kültûf Bakanı, festivalin
açılışına neden gelmedi? Gelip
de bir konuşma yapmayı neden
denemedı? El insaf! Kendinizi
bir kerecık de Kültür Bakanı'nın
yerine koyun: Siz olsaydınız
gelır miydiniz?
Carmen
Açılış akşamı. İstanbul Devlet
Opera ve Balesi "Carmen"
operasını sergiledi. Istanbul'daki
Atatürk Kültür Merkezf nın
sahne donanımlan koşullanna
göre hazırlanmış bir yapıtı.
Aspendos'un "çıplak, ama
doğal" ortamına başanlı biçimde
uyarlayan genel sanat yönetmeni
ve "Carmen"ın rejisörü Yekta
Kara'yı kutluyoruz. Fettan
çingene kız Carmen
_ _ rolünü üstlenen
sopranomuz Jaklin
Çarkçu olağanüstüydü.
Şimdi burada "fettan
çingene kız" gıbı lafları
kullanmayalım.
Sonra Şevki Yılmaz bu
işe ne der? Aslına
bakarsanız. Jaklin
Çarkçı'nın başansını
anlatabilmek için
eleştirmen olarak sözü
Şevki Yılmaz'a vermeli.
Dev letin parasıyla
"fettan" ve hem de bir
"çingene kızı''nı
oynatmak nedir? Onun
terminolojisini "pez_."
ve "deyy..." diye
kısaltmanın yaran yok.
Şöyle de diyebiliriz:
Sopranolanmızın
başansı, devletin
parasıyla sövenlerden
belli olur. Uzatmayalım.
önce "limoni" sonra
"sağanak yağışlı" bir
havadan gökyüzünde
yıldızlann göz kırptığı
pınl pınl bir yaz
akşamına geçmek ne ise
iki bin yıl öncesinden
kalan ve dimdik ayakta
duran Aspendos
Tıyatrosu'nda günümüze
yaraşır bir "Opera-Bale
Festivali" düzenleyerek
bir "tarih sıçratması"
yaratmak işte odur.
Festivalin değerinı
bilelim ve gelecek
yıllarda "uluslararası"
nıteliğe dönüşecek
"Aspendos Festivali"ne
hep birlikte güç verelim.
Bu konuda dünyanın
başta gelen tunzm
acentelerinden biri olan
TUl'nin yetkilisi ve tber
Otellen Genel Müdürü
Sayın Oliver Thiele'nin
ilginç görüşlerinı
gelecek yazıma
bırakıvorum.
Amerikan şairi John Ashbery
İstanbul'da
• Kültür Servisi -
Amerika'nın yaşayan
en büyük şaıri olarak
tanımlanan John
Ashbery. Yapı Kredı
Kültür Sanat
Yayıncılıkın davetlisi
olarak İstanbul'a geldi.
Self-Portrait in a
Convex Mirror, As We
Knovv, A Wave, April
Galeons ve Flovv Chart
gibi şiir kitaplan olan,
yapıtlanyla Pulitzer Ödülü, Ulusal Kitap
Eleştirmenlen Ödülü gibi Amerika'nın belli başlı
ödüllerinı almış olan John Ashbery. aynı zamanda
sanat eleştirilenyle de ün yaptı. Postmodernist şiirin
en önemli temsilcisi sayılan şair. 1983'te American
Academy of Arts and Sciences'a seçildı. Yapı Kredi
Kültür Sanat Yayıncılık, ünlü şaıri Türkiye'de
tanıtmak ve Istanbul'daki okurlanyla buluşturmak
üzere perşembe akşamı The Marmara Oteli Opera
Salonu'nda 'Dış Bükey Aynada Otoportre' başlıklı
birokuma gecesi düzenliyor. Okuma öncesinde
Güven Turan. Ashbery'nın şiirlerinin özellikleriyle
ilgili bir sunum konuşması yapacak
Antika Talanı, Arkeoloji Film
Pestivali'nde
• Kültür Servisi - Yönetmenliğini Yusuf
Kurçenli'nin, anlatıcılığını Tank Akan'ın yaptığı
"Antika Talanı' adlı belgesel film. dünyanın en
önemli arkeoloji film festivallennden Rassegna
Intemazionate del Cinema Archeologıco
Festivali'nde Türkiye'yi yanşmalı bölümde temsil
edecek. 6-10 ekim tarihleri arasında ltalya'nın
Rovereto kentinde yapılacak olan festivale katılacak
filmleri ön jüri belirliyor. Yönetmen Yusuf Kurçenlı.
büyük emek ve özveriyle gerçekleştirilen belgeselin
önemli bır festivale seçılmesınin mutluluk verici
olduğunu söyledi. Museo Cıvico ve Archeologia
Viva dergisinin düzenlediğı festivalin önemli bir
özelliği de yanşmaya seçilen filmler bılgi bankasına
kaydoluyor ve dünyanın her tarafında belgesellerin
tanıtımı yapılıyor.
Yimou, ltalya'da opera sahneliyor
• FLORANSA
(Cumhuriyet)- 'Keep
Cool' adlı filmı Çınli
makamlarca sansür
edildığı için Cannes Film
Festivali'ne katılamayan
Çinli yönetmen Zhang
Yımou. Puccinı'nin
"Turandof operasını
İtalya'da sahneye koydu.
Operanın gala gecesi
öncesı bir basın toplantısı
yapan Yımou "Çın'de
yaşamayan hiç kımse ülkemizdekı sansürün ne
korkunç derecede olduğunu bılemez" dedi. "Kırmızı
Fener' adlı filmiyle büyük ilgı çeken yönetmen, ilk
opera sahneleyışını italyan orkestra şefı Zubin
Mehta ile yaptı. Operayı ve Puccıni'yi çok sevdiğini
açıklayan Yimou, 'Turandot'un "Çınlileştırilmış
versiyonunu' yapmaya karar verdiğini ve bunu
operanın anavatanında yapmaktan çok mutlu
olduğunu da söyledi.
Byran Adams, Göteborg'u fetiıetti
• GÖTEBORG (Cumhuriyet)- Byran Adams
cumartesi gecesi İsveç'ın en büyük konser
salonlanndan Skandinavium'da Göteborglulann
gönlünü kazanmayı başardı. Beş kişilik orkestrasıyla
2.5 saat süreyle sahnede kalan Adams. sahnenin
arkasında oluşturduğu bir podyuma 50 kadar
hayranını çağınp dans ettırdi.
VVilliams'ın bilinmeycn oyunu
• Kültür
Ser\isi -
Oyuncu
Vanessa
Redgrave, oyun
yazan
Tennessee
Williams'ın
gençlik
yıllannda
yazdığı ve
bugüne kadar
bilinmeyen
-NotAbout vanessa Redgrave
Nıghtıngales "
adlı oyununu ortaya çıkardı. Ingıliz basımnda yer
alan haberlere göre Redgrave. söz konusu oyunu,
Lyle Levench'in 1995'te yazdıği Tennessee
Williams'ın biyografisinden hareketle ortaya
çıkardı. Williams'ın 1939 yılında yazmış olduğu ve
dünyada ilk kez şubat ayında tngıliz Kraliyet Ulusal
Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan eser, ABD
cezaev lerindeki şıddet ve eşcinsel ilışkiyı konu
alıyor. Tiyatronun sanat yönetmeni Trevor Nunn,
eserin yazıldığı dönemde eşcinselliğin bir tabu
olduğunu ve oyunun bu nedenle basılmadığına
inandığını. yazann ölümünden sonra da sanatçıya ait
dokümanlann çok el değiştirdığıni belirtti. 1983
yılında 71 yaşında ölen Wılliams'ın popüler eserleri
arasında.
k
Arzu Tramvayf ve 'Kızgın Damdaki
Kedi' bulunuyor.
BUGUN
• ŞLKRAN KURDAKUL. saat 18.00'de Kartal
Hukukçular Derneği Lokah'nde 'Demokrasiye
Geçiş Döneminin Başat ÖzeUikleri* konulu bir
söyleşi gerçekleştırecek Kurdakul, yeni basımlan
yapılan kitaplan ve son şıirlerini bir araya getirdiği
'İhtiyar Yüzyıla' adlı kitabını da ımzalayacak.
• 1. LîLUSLAR.\RASI BOĞAZİÇt FESTÎVALt
kapsamında Harbiye Açık Hava Tıyatrosu'nda saat
21.30'da Kızılordu Koro ve Orkestrası yer alıyor.
• 1. ULUSLAR4RASIÖĞRENCİ TRİENALİ
kapsamında saat 15.00'te Behiç Ak'la söyleşi, saat
21 .OO'de Nükhet Ruacan caz konseri izlenebilir.
• GAL\TASARAY LİSESİ KÜLTÜR FEST.VALİ
kapsamında saat 10.00'da sporturnuvalan, saat
11 .OO'de Luis Bunuel'in yönettiği "Burjuvazinin
GizB Çekiciliğr adlı film gösterimi, saat 12 OO'de
gazetemiz yazan tlhan Selçuk, Altan Öymen ve Alev
Coşkun'un katıldığı 'Türk Aydınlanması' başlıklı
panel, saat 14.00'te okul gruplannın vereceği
konser, saat 16.00'da spor turnuvalan ve Alim Şerif
Onaran ile Atilla Dorsayın katıldığı 'Türk
Sineması" başlıklı panel, saat 20.OO'de Yavuz
Turgul'un yönettiği 'Eşkıya', 21 OO'de Tarkan Koç
ve TanerOrhan'ın şan resitali yer alıyor.