29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 ALLECRO EVİN tLYASOĞLU Sponsorlar veBnmıetimizTabii ki sponsorlar velinimetimiz. Giderek azalan devlet desteği ile bu- gün sponsorsuz hiçbir sanat olayı dü- şünülemez hale geldi. Bir festivalin, bir konserin, bır opera temsilinin ya da herhangi bir resitalin bile sponsor- suz yapılabilmesi artık olanaksız. Sponsor deyınce, etkinliğin gerçek- leşmesi için sanatçının kaşesini, yol parasını, otelini, konser salonunun gi- derlerini ödeyen bir şirket düşünül- mekte. Bunlann tümü için ya da bir kısmı için sponsorluklar söz konusu. Yalnız bizım ülkemızde değil dünya- nın dört bir yanında sanat bugün sponsorlann desteği ile yaşıyor. Yaklaşan tstanbul Festivali'nin ger- çekleşmesi için ne devlet desteği, ne belediye katkısı ne de tstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın bütçesi yetıyor. Mut- laka bir sponsor gerekli her etkınlik için. Hele şu 25. yıldaki büyük orkest- ralara tek sponsorun değil birkaç sponsorun birleşerek destek vermesı gerekiyor. Sponsorlan özendirmeliyiz. Özel kuruluşlara. sanata katkıda bulunma- nın, kültüre yatınm yapmanın bir kı- vanç olduğunu anlatmalıyız. Çağlar boyu bu böyle olmuş. ltalya'da bir Medicı ailesı nice sanatçıyı banndır- mış. Uluslar ancak kültürleri ile erte- si yüzyıllara kalıyorlar. Son vıllarda sponsorlar sayesinde yalnız fstanbul festıvallen değil, An- kara, Izmır. Aspendos gibi Anado- lu'ya yayılan festivaller de ayakta dur- maya başladı. Mutlaka kendi adını afişlerin altında, konser programla- nnda ve sahnede gören sponsorlar da mutluluk içindedir. Bu arada sponsorlu etkinliklerle konser geleneğınde değişimler de gündeme gelmekte. Sanata katkıda bulunmaktan kıvanç duyan, sanatçı- ya saygılı sponsorlar, perde arkasın- daki gizli kahraman olmayı yeğ tutu- yorlar. Program, afiş, broşür gibi ya- aiderek azalan devlet desteği ile bugün sponsorsuz hiçbir sanat olayı düşünülemez hale geldi. Dünyanın dört bir yanında sanat bugün sponsorlann desteği ile yaşıyor. Son yıllarda sponsorlar sayesinde yalnız İstanbul festivalleri değil, Ankara, lzmir, Aspendos gibi Anadolu'ya yayılan festivaller de ayakta durmaya başladı. Sponsorlan özendirmeliyiz. Özel kuruluşlara, sanata katkıda bulunmanın, kültüre yatınm yapmanın kıvanç olduğunu anlatmalıyız. zılı malzemenin üstüne basılan küçük bir amblemle ve etkınlik sonunda za- rifbir ikram ile sanatı toplumsal olay- la buluşturuyorlar. Kimi davete sanat- çılar da katılıyor. O zaman dinleyici sanatçı ilışkisı pekişmiş oluyor. Ancak kimi sponsor da kendi rek- lamını yapmak için sanatsal etkinliğin bir araç olarak kullanıldığını iyıce bel- li edıyor. Örneğin konser başlamadan bır merak sarar düzenleyenlen: Aca- ba ön sıralarda sponsora sunulan da- vetiyeler nasıl değerlendirildi? Gel- meyen sponsorlann yerini kimlerdol- duracak? Sponsorun dağıttığı daveti- yelerin sahibi konser geleneğini bilen kişiler mi. yoksa şefin her soluğunda alkışlamaya hazır. konser olayını ilk deneyenler mi? Biletleri çok zor elde edilen, dünyanın en ünlülerinden bi- rinin konşerinde bir de bakarsınız ön- den nice sıra boş kalmıştır. Eh, spon- sorun çağnlılan gelmedi. denir. Ya da daha biletler satışa çıkmadan nere- deyse tükendi. çoğu sponsora verildi. derler. lşte o zaman sponsorun özel bir dinleti sağladığı düşüncesi gelir akıllara. Yadaklasik bir konser önce- si bir de bakarsınız ki perde açılma- dan sponsorun son derece arabesk. ta- nıtıcı müziği salonu sanverir. Siz tam klasik müziğin cıddi ortamına hazır- lanırken kulaklannızda inamlmaz bir disko atmosfen doğurur. Tarihi bır salondaki konser için bir de bakarsınız sponsor kendi bez afiş- lerini o salonun tüm antik noktalannı kaplayacak şekılde asmış. Tavandan yere kendi reklamı için kurdeleler sar- kıtmış! Orkestra sahneye çıkmış. Şef ve solist de çalınacak yapıta kendile- rini yoğunlaştırmışlar, tam sahneye adım atarken, birkaç dakika sponso- run konuşması var. deniyor. Son da- kikada kararlaştırılmış bir açılış ko- nuşması, hatta bir ödül töreni. Bu du- rumda şef ile solistin arkada bır buçuk saat beklediğine, orkestranın ise elle- rinde çalgılan. sahnede dekor oluş- turmanın gergınliğini yaşadığına bir- kaç kez yakından tanık oldum. Ya da konser tamamlanmış, sanatçılar yot- gun. dinleyici bır an önce çıkıp gitmek istiyor. Sponsor başlıyor konuşmaya. Vatanı kurtanyor. plaketler veriyor, plaket vericilerini sahneye çağınyor. onlan da onurlandırmak için konuş- malar yapıyor ve neredeyse konser sü- resi kadar anlatıyor da anlatıyor. Bir de konser programlannın gide- rek değişen içenğı var. Sponsorun is- teğine bağlı, hafiften, uyutmayacak, çabuk anlaşılır yapıtlardan seçilmeli. Sonra da herkesın büfeye koşacağını düşünerek konseri kısa kesmeli. Öy- le bir telaş kı bırakın bis parçası ça- lınmasını, çoğu zaman sanatçılann ikinci kez sahneye gelip selam ver- melenni dahi bekleyecek sabn kalmı- yor kimi dinleyici kitlesının. İşte tam az bulunur bir orkestrayı dınlemek keyfiyle yanıp tutuşurken sponsorun ısteğıne göre düzenlenmiş hafif bir program. uzun konuşmalar, garip dekorasyon, arabesk bir selam- lamasizı alışılagelmiş konser gelene- ğınden kopartıp yenı bir kültür anla- yışına sürüklüyor. Belki bu iki ortamı birleştııme gö- revi aracılık eden fiımalara ya da halkla ılişkıler uzmanlanna düşüyor. Bıraz sponsorlar konser geleneğine uyâcak, biraz da geleneğe bağlı dın- leyiciler katı kurallardan ödün vere- cek. Ortada sanatın ve sanatçının des- teklenmesi söz konusu olduğuna gö- re iki taraf da bu ödünü isteyerek ve- recektir. lş ki açıklansın. anlatılsın. Sponsorlar tabii kı velinimetimiz. Kuşkusuz onlar da değişik sektörlerin sahipleri olarak sanatı yaşatmanın. kültüre yatınm yapmanın kıvancını du> uyorlar. Carmen rolünü üstlenen Jaklin ÇarkçL Devletinparasıyla 'çingene AHMET SAY ANKARA - İki gündür "limoni" olan ve can sıkıp duran hav a. festivalin "açıhş" akşamı yağmura dönüştü. Aspendos'a doğru yol alırken arabanın silecekleri yagmurla zor baş edıyordu. Ağzımızı bıçak açmıyor. ama gidiyorduk bakalım. Aspendos'a vardığımızda gördüğümüz manzara, iki bin yıllık bu görkemli tiyatrodan daha da görkemliydi: Yağmurluğu ve şemsiyesiyle binlerce insan. içen girmek içm kuyrukta bekliyordu. Ey izleyıcı! Ey sanat tutkunu insan! Sen olmasan ne bu on bin kişılik Aspendos Tiyatrosu. ne de bu "Opera-Bale Festivali" olurdu zaten! Saat yirmi otuz. "Açıhş*a henüz bir saat var. Yağmurun altında bekleşirken "Tamer Levent keşke yanımda olsa" diye düşündüm. Şakır şakır yağmurda ısrarla direnen binlerce insanı ona göstenp "Sanata evet işte budur" diyebılseydım. Tamer Levent bu sloganm • öncüsüdür; TOBAV Başkanı olarak yaygınlaşmasını, dilden dile dolaşmasını. kamuoyunda çıçeklenmesini sağlayan kişidir. Bir de baktım, Tamer Levent karşımda! "Sanata evet" dey ip kucaklaştık. Tam o sırada "Yağmur dindi" diye bir ses yükseldı. Mucize! Yağmur dinmişti! Binlerce insan. gökyüzünde göz kırpan yıldızlara el salladı, sonra dalgalar halinde içeri girerek Aspendos"takı yerini aldı. Şimdi slogan değişmişti: "Türkiye laiktir, laik kalacak!" Festivalin açılış konuşmasını yapan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Hasan Hüse>in Akbulut'un her cümlesı. laiklik sloganıyla desteklendi: Solo ve koro.. Dilerseniz şöyle anlatalım. Solo: "Festivalin başansı. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhurivcti'nin başansıdır!* Koro: (Laiklik slögant). Solo: "•'" '•Atatürk'le övünüyoruz, cumhuriyetimizle övünüyoruz!" Koro: (Laiklik sloganı). Bu çoksesli diyalog bana öyle mutluluk verdi ki durun. korist olarak bir de ben yineleyeyim: "Türkiye laiktir, laik kalacak!" Okurlarımız. Cumhurbaşkanf nın konuşmasını sanıyorum televizyondan izlemişlerdir. Bu konuşmanın bazı ağırlıklı noktalan gözden kaçabilir: Sayın Süleyman DemireL, bu kez "çağdaşlık" temasıyla yetinmedi; ılkçağdan günümüze uzanan uygarlık tanhi kapsammda özellikle "insanlık" ve "evrensellik" kavramlarını vurguladı ve tabii Uhıslararası lzmir Müzik Festivali baslarken ONDERKUTAHYALl İZMİR- Bu yazı yayımlandığında. 11. Uluslararası lzmir Müzik Festivali başla- mış olacak. 10 haziran akşamı Efes Antik Tiyatro'daki açılış dinletisinde Ola Rud- ner yönetimindeki Viyana Fılarmonı Or- kestrası var. Topluluk. F. Schubert'in D. 759 si minör 8. senfonisıyle Beethoven'ın Op. 93 fa majör 8. senfonısıni seslendiri- yor. Dinletinin soloculan olan piyanistle- nmiz Ferhan ve Ferzan Önder'i. lzmir'de ilk kez görüyoruz. Sanatçılar. W. A. Mo- zart'ın K.V365 mi bemol majör iki piya- no konçertosunu yorumluyorlar. Bir ay sü- recek olan festivalde 10 etkınlik yer alıyor. Bunlardan beş tanesi Efes'te. ikisi Çeşme Açıkhava Tıyatrosu'nda. üçü de tzmir'de- dir. Açılışı izleyen önemli etkinliklerin ilkı 19 haziran akşamı yine Efes'te yapılacak. Ender Sakpınar'ın yöneteceğı "Toulouse Ulusal Oda Orkestirasr Mozartın K.V 525 "Küçük Bir Gece MüzJğTni, Ntel- sen'm yaylı çalgılar beşlisi için la mınör "küçük sffit"ini ve P. İ. Çaykovski'nin Op. 48 serenadını seslendirecek. Ünlü piyanis- timiz Hüseyin Sermet, J. S. Bach'ın B- WY1052 re minör konçertosuyla dinleti- ye katılacak. Festivalde bu yıl ilk kez kullanılacak olan St Policarp Kilisesi'nde 24 haziran akşamı Allegri Dörtlüsü'nü tanıyacağız. Topluluğa klarnetiyle katılan James CampbeH'dcn Schubert'in her zaman vi- yolonsel ya da viyolayla çalınan la minör "ArpegioneSonatı''nı dörtlü eşliğinde din- lemek ilginç olacak. tzlencede aynca yine Schubert'in No 7 re minör yaylı çalgılar dörtlüsüyle Brahms'ın Op. 115 sı minör klannetli beşlisi var. Böylece festivalde Schubert'in 200. doğum yılı epey vurgu- lanmış olmaktadır. İlginç olan başka bir et- kinlıkde 1 temmuzakşamı Efes'te çalacak olan Macar "100 Keman Çigan Orkestra- a"dır. Laszk) Berld'nin yöneteceği toplu- luk, Brahms'ın "Macar Danslan"nı Toulouse Llusal Oda Orkestrası Efes'te bir konser verecek. Ferhan ve Ferzan Önder'i İzmirti sanatseverler ilk kez dinle\ecek. Liszt'ın "Macar Rapsodüeri"ni ve çeşitli Macar bestecilerin çigan parçalannı ses- lendirecek. Bu dört dinleti dışında kalan yedı etkinlık. tıyatroya, hafif müziğe, dan- sa ve caza aynlmış bulunmaktadır. Yanlış anlaşılmamak için hemen belirte- yim: böylesi etkınlikler, kapsamlı bır fes- tivale renk getinr; kaldı ki aşağıda sırala- yacağım gösterilerin sanat düzeyi de yük- sektır: ama etkinlık sayısı on ile sınırlandı- ğı zaman evrensel ağırlıklı dinletilerin ge- ri plana ıtildiği, halksallığa ve kolaya ka- çıldığı ızlenimi doğuyor. Söz konusu yedi etkinliğin özeti şöyle: 17 haziran akşamı Fuar Açıkhava Tiyat- rosu'nda, Ankara De\ let Tiyatrosu sanat- çılanndan, Steinbeck'in ünlü romanından uyarlanan "Gazap Czümleri r 'ni izleyece- ğiz. 21 haziranda Efes'te Konya Devlet Türk Tasavvuf Müziği topluluğunun suna- cağı sema göstenleri var. 26 haziranda, DEÜ Sabancı Kültür Sarayı'nda, Zeliha Berksoy'dan Kurt VVeill - Berthold Brecht şarkılannı dinleyeceğiz: sanatçıya piyano- da Erol Erdinçeşlik edecek. 7 temmuz ak- şamı, Efes Antik Tiyatro'nun konuğu. sitar ustası ünlü Ravi Shankar'dır. 11 tem- muzda, Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nda. Mikhail Bar>shniko\ 'un kurduğu "V\Tıite OakDance Project" adındaki modern dans topluluğu izlenecek ve festival, Azerbay- canlı caz sanatçısı AzizaMustafaZadeh'in 12 temmuzdaki dinletisıyle sona erecek. Festivalde çağdaş Türk bestecilen yok. İdil Biretbestecilerimizi seslendirdığinde Avrupalılarm ayağa kalktığını söylemışti. Izmir'de bu alanda ayn bir festival yapıl- malı. Böylece tzmirli müzıkseverler AVTU- palılann yolunu izlediğinde. sanatçılanmız belki biraz hareketlenir. lzmir Kültür ve Sanat Vakfı (İKSEV) 1985'te kurulduğu zaman "niceuygarhğın beşiği olan Ege'nin binlerce yıllı kültürel yaşamında yeni bir halka" olarak tanımlan- mıştı. Bir yılı çeşitli etkinliklerle doldur- maya çalışan bu değerli kuruluşun en önemli işlevi uluslararası nitelikteki festi- vali zenginleştirmek olmalıdır. Bunu sağ- layacak olan bıricik etmen, halkın ilgisidir. İzmirli sanatseverler festivale daha fazla ılgi göstermeye. onu ellerinden geldiğince desteklemeye çağınyorum. IKSEV Yönetim Kurulu Başkanı Sayın FOiz Eczacıbaşı Sarper'in 29 Mayıs 1997 tanhli Cumhuriyet'teki demecinde şu tüm- celer yer alıyor: "Kültür Bakanbğı, son üç- dört yılda bütçenin yaklaşık yüzde 25'ini karşılıyordu. Bu yıl katkı alamudık; ama biz etldnliklerimizle, ülkemizi en iyi şekflde tanıtacağunıza inanıyoruz. 1 " Her olumsuz davranışın tinsel ağırlıklı bıryaptınmı vardır. Buradaki yaptınm, ga- zetemin anılan sayısı ilebenim şu andaka- leme almakta olduğum satırlann tarih ba- ba tarafından yazılan kocaman kitaba gir- mesıdir. Bizim insanımız kolay bağışlar. çabuk unutur; ama tarih katıdır; onun k- itabına yazılanlann unutulması olanaksız- dır. koro yine hareketlendı. Şimdi bir de soruyorlar: Kültûf Bakanı, festivalin açılışına neden gelmedi? Gelip de bir konuşma yapmayı neden denemedı? El insaf! Kendinizi bir kerecık de Kültür Bakanı'nın yerine koyun: Siz olsaydınız gelır miydiniz? Carmen Açılış akşamı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi "Carmen" operasını sergiledi. Istanbul'daki Atatürk Kültür Merkezf nın sahne donanımlan koşullanna göre hazırlanmış bir yapıtı. Aspendos'un "çıplak, ama doğal" ortamına başanlı biçimde uyarlayan genel sanat yönetmeni ve "Carmen"ın rejisörü Yekta Kara'yı kutluyoruz. Fettan çingene kız Carmen _ _ rolünü üstlenen sopranomuz Jaklin Çarkçu olağanüstüydü. Şimdi burada "fettan çingene kız" gıbı lafları kullanmayalım. Sonra Şevki Yılmaz bu işe ne der? Aslına bakarsanız. Jaklin Çarkçı'nın başansını anlatabilmek için eleştirmen olarak sözü Şevki Yılmaz'a vermeli. Dev letin parasıyla "fettan" ve hem de bir "çingene kızı''nı oynatmak nedir? Onun terminolojisini "pez_." ve "deyy..." diye kısaltmanın yaran yok. Şöyle de diyebiliriz: Sopranolanmızın başansı, devletin parasıyla sövenlerden belli olur. Uzatmayalım. önce "limoni" sonra "sağanak yağışlı" bir havadan gökyüzünde yıldızlann göz kırptığı pınl pınl bir yaz akşamına geçmek ne ise iki bin yıl öncesinden kalan ve dimdik ayakta duran Aspendos Tıyatrosu'nda günümüze yaraşır bir "Opera-Bale Festivali" düzenleyerek bir "tarih sıçratması" yaratmak işte odur. Festivalin değerinı bilelim ve gelecek yıllarda "uluslararası" nıteliğe dönüşecek "Aspendos Festivali"ne hep birlikte güç verelim. Bu konuda dünyanın başta gelen tunzm acentelerinden biri olan TUl'nin yetkilisi ve tber Otellen Genel Müdürü Sayın Oliver Thiele'nin ilginç görüşlerinı gelecek yazıma bırakıvorum. Amerikan şairi John Ashbery İstanbul'da • Kültür Servisi - Amerika'nın yaşayan en büyük şaıri olarak tanımlanan John Ashbery. Yapı Kredı Kültür Sanat Yayıncılıkın davetlisi olarak İstanbul'a geldi. Self-Portrait in a Convex Mirror, As We Knovv, A Wave, April Galeons ve Flovv Chart gibi şiir kitaplan olan, yapıtlanyla Pulitzer Ödülü, Ulusal Kitap Eleştirmenlen Ödülü gibi Amerika'nın belli başlı ödüllerinı almış olan John Ashbery. aynı zamanda sanat eleştirilenyle de ün yaptı. Postmodernist şiirin en önemli temsilcisi sayılan şair. 1983'te American Academy of Arts and Sciences'a seçildı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, ünlü şaıri Türkiye'de tanıtmak ve Istanbul'daki okurlanyla buluşturmak üzere perşembe akşamı The Marmara Oteli Opera Salonu'nda 'Dış Bükey Aynada Otoportre' başlıklı birokuma gecesi düzenliyor. Okuma öncesinde Güven Turan. Ashbery'nın şiirlerinin özellikleriyle ilgili bir sunum konuşması yapacak Antika Talanı, Arkeoloji Film Pestivali'nde • Kültür Servisi - Yönetmenliğini Yusuf Kurçenli'nin, anlatıcılığını Tank Akan'ın yaptığı "Antika Talanı' adlı belgesel film. dünyanın en önemli arkeoloji film festivallennden Rassegna Intemazionate del Cinema Archeologıco Festivali'nde Türkiye'yi yanşmalı bölümde temsil edecek. 6-10 ekim tarihleri arasında ltalya'nın Rovereto kentinde yapılacak olan festivale katılacak filmleri ön jüri belirliyor. Yönetmen Yusuf Kurçenlı. büyük emek ve özveriyle gerçekleştirilen belgeselin önemli bır festivale seçılmesınin mutluluk verici olduğunu söyledi. Museo Cıvico ve Archeologia Viva dergisinin düzenlediğı festivalin önemli bir özelliği de yanşmaya seçilen filmler bılgi bankasına kaydoluyor ve dünyanın her tarafında belgesellerin tanıtımı yapılıyor. Yimou, ltalya'da opera sahneliyor • FLORANSA (Cumhuriyet)- 'Keep Cool' adlı filmı Çınli makamlarca sansür edildığı için Cannes Film Festivali'ne katılamayan Çinli yönetmen Zhang Yımou. Puccinı'nin "Turandof operasını İtalya'da sahneye koydu. Operanın gala gecesi öncesı bir basın toplantısı yapan Yımou "Çın'de yaşamayan hiç kımse ülkemizdekı sansürün ne korkunç derecede olduğunu bılemez" dedi. "Kırmızı Fener' adlı filmiyle büyük ilgı çeken yönetmen, ilk opera sahneleyışını italyan orkestra şefı Zubin Mehta ile yaptı. Operayı ve Puccıni'yi çok sevdiğini açıklayan Yimou, 'Turandot'un "Çınlileştırilmış versiyonunu' yapmaya karar verdiğini ve bunu operanın anavatanında yapmaktan çok mutlu olduğunu da söyledi. Byran Adams, Göteborg'u fetiıetti • GÖTEBORG (Cumhuriyet)- Byran Adams cumartesi gecesi İsveç'ın en büyük konser salonlanndan Skandinavium'da Göteborglulann gönlünü kazanmayı başardı. Beş kişilik orkestrasıyla 2.5 saat süreyle sahnede kalan Adams. sahnenin arkasında oluşturduğu bir podyuma 50 kadar hayranını çağınp dans ettırdi. VVilliams'ın bilinmeycn oyunu • Kültür Ser\isi - Oyuncu Vanessa Redgrave, oyun yazan Tennessee Williams'ın gençlik yıllannda yazdığı ve bugüne kadar bilinmeyen -NotAbout vanessa Redgrave Nıghtıngales " adlı oyununu ortaya çıkardı. Ingıliz basımnda yer alan haberlere göre Redgrave. söz konusu oyunu, Lyle Levench'in 1995'te yazdıği Tennessee Williams'ın biyografisinden hareketle ortaya çıkardı. Williams'ın 1939 yılında yazmış olduğu ve dünyada ilk kez şubat ayında tngıliz Kraliyet Ulusal Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan eser, ABD cezaev lerindeki şıddet ve eşcinsel ilışkiyı konu alıyor. Tiyatronun sanat yönetmeni Trevor Nunn, eserin yazıldığı dönemde eşcinselliğin bir tabu olduğunu ve oyunun bu nedenle basılmadığına inandığını. yazann ölümünden sonra da sanatçıya ait dokümanlann çok el değiştirdığıni belirtti. 1983 yılında 71 yaşında ölen Wılliams'ın popüler eserleri arasında. k Arzu Tramvayf ve 'Kızgın Damdaki Kedi' bulunuyor. BUGUN • ŞLKRAN KURDAKUL. saat 18.00'de Kartal Hukukçular Derneği Lokah'nde 'Demokrasiye Geçiş Döneminin Başat ÖzeUikleri* konulu bir söyleşi gerçekleştırecek Kurdakul, yeni basımlan yapılan kitaplan ve son şıirlerini bir araya getirdiği 'İhtiyar Yüzyıla' adlı kitabını da ımzalayacak. • 1. LîLUSLAR.\RASI BOĞAZİÇt FESTÎVALt kapsamında Harbiye Açık Hava Tıyatrosu'nda saat 21.30'da Kızılordu Koro ve Orkestrası yer alıyor. • 1. ULUSLAR4RASIÖĞRENCİ TRİENALİ kapsamında saat 15.00'te Behiç Ak'la söyleşi, saat 21 .OO'de Nükhet Ruacan caz konseri izlenebilir. • GAL\TASARAY LİSESİ KÜLTÜR FEST.VALİ kapsamında saat 10.00'da sporturnuvalan, saat 11 .OO'de Luis Bunuel'in yönettiği "Burjuvazinin GizB Çekiciliğr adlı film gösterimi, saat 12 OO'de gazetemiz yazan tlhan Selçuk, Altan Öymen ve Alev Coşkun'un katıldığı 'Türk Aydınlanması' başlıklı panel, saat 14.00'te okul gruplannın vereceği konser, saat 16.00'da spor turnuvalan ve Alim Şerif Onaran ile Atilla Dorsayın katıldığı 'Türk Sineması" başlıklı panel, saat 20.OO'de Yavuz Turgul'un yönettiği 'Eşkıya', 21 OO'de Tarkan Koç ve TanerOrhan'ın şan resitali yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle