Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MAYIS1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Yabancı sermaye
izinleninde diişüş
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yabancı sermaye izin
başvurulan yılın ilk 4
aylık döneminde, geçen
yılın aynı dönemine göre
yüzde 7.6 oranında azaldı.
fyalnızca nisan ayı
ıtibanyla, geçen yılın aynı
3>ma göre, yabancı
Sermaye başvurulannda
düşüş yüzde 42.9'a ulaştı.
Hazine Müsteşarlığı'ndan
dün yapılan açıklamaya
Igöre, geçen yıl 231
jnilyon dolar olan yabancı
sermaye izin miktan bu
yıl aynı ay 132 milyon
dolara düştü. Yılın ilk 4
aylık döneminde de,
yabancı sermaye izin
miktan. geçen yılın aynı
dönemine göre 551
milyon dolardan. 509
milyon dolara indi. Yılın
ilk 4 aylık döneminde
verilen yabancı sermaye
izinlerinin 355.7 milyon
doları imalat sektörûnde,
133.9 milyon dolan
hizmetler grubunda, 18.5
milyon dolan madencilik
sanayiinde. 95 bin dolan
tanm sektörûnde
gerçekleşti.
GAP'ta 25.5
trilyonluk
kamulaştıpma
• ŞANLIURFA (AA)-
-Türkiye'nin enerji
ihtiyacının önemli
jbölümünü karşılayan ve
GAP'ta binlerce hektar
.alanda sulu tanm
yapılmasını sağlayan
Atatürk Barajı'nın
jnşaatından 53 bin kişinin
etkilendiği bildirildi.
Arazileri baraj gölü
altında kalanlara şimdiye
kadar 25 trilyon 500
'milyar lira ödendiğini
bildiren yetkililer. bu yıl
'ödenecek istimlak
bedelinin 1.5 trilyon lira
olacağını söylediler.
Nisanda1.9
milyar dolarlık
ihracat
• İSTANBUL (AA) -
Türkiye Ihracatçılar
Meclisi (TtM). nisan ayı
ihracatının geçen yılın
aynı dönemine göre,
yüzde 6 oranında artış
göstererek 1 milyar 876.2
milyon dolardan 1 milyar
995.4 milyar dolara
çıktığını bildirdi. TİM
Başkanı Okan Oğuz,
konuya ilişkin yazılı
açıklamasında. nisan
aymda hazır giyim ve
konfeksiyon ihracatındaki
artışın aylık yüzde 4
olarak gerçekleştiğini
belirterek en fazla döviz
girdisi sağlayan sektörler
arasında ikinci sırada yer
alan demir ve demir dışı
metallenn ihracatında
yüzde 15, tekstil ve
.hammaddelerin de yüzde
3 artış kaydedildiğini
belirtti.
Kardemir
işçisine zam
! • ANKARA (AA) -
I Karabük Demir Çelik
I Fabrikalan'nda çalışan 4
; bin 700 işçiyi kapsayan
ı toplu iş sözleşmesi
ı görüşmeleri anlaşmayla
'-sonuçlandı. Çelik-İş
Sendikası ile Kardemir
yönetimi arasında dün
jmzalanan anlaşmaya
İŞgöre, işçilerin ücretlerine
*1 Nisan 1997'den geçerli
'blrnak üzere yüzde 90
•oranında zam
^yv eulanacak. 1 Ocak
H998-31 Arahkl998
fdönemindeki artışlann da
•DİE tüketici endeksi
enflasyon oranlan
'.uyannca aylık olarak
Jarttınlacağı bildirildi.
•Çelik-İş Sendikası Genel
•Başkanı Recai Başkan.
»toplusözleşmeyle işçilere
^yıllık izin dönüşlerinde
Sıet 20 milyon lira izin
;ödeneği verileceğini
şkavdetti.
12kamutesisi
daha satılıyor
M ANKARA (AA) -
Emlak ve
Gecekondu Islah Projesi
](MEGİP) kapsamında. 12
kamu sosyal tesisi daha
satışa çıkanldı. Maliye.
Milli Eğitim. Bayındırhk
bakanlıklannın birer.
Adalet Bakanlığı ile
•Tanm ve Köyişleri
Bakanlığı'nın ise ikişer
adetsoyal tesisinin
"tahmini bedeli 18 milyar
ile 1.1 trilyon lira arasında
değışiyor. En yüksek
tahmini bedel. 1 trilyon
558 milyar lira ile
Antalya Manavgaf taki il
özel idaresine ait 540
yataklı tesis için
belirlendi.
200 trilyonluk îzmit Körfez Geçişi ihalesinde 'bağış ve komisyon' almdığı iddia ediliyor
Otoyolda hoca-enişte trafiği• İhaleyle ilgili iddialar arasında Anglo-Japonese Grubu'nun
Refah Partisi'ne hayli yüklüce bağış yaptığı yer alıyor. Ankara
bürokrasisinde "Bay yüzde 10" ve "Enişte" lakaplanyla tanınan
nüfuzlu kişinin ihale sonucuna etkisinden de bahsediliyor.
SEDA OĞUZ
tzmit Körfez Geçişi ihalesinde, Enka
Grubu'nun yer aldığı Anglo-Japanese kon-
sorsiyumunun seçilerek müzakerelere çağ-
nlması üzerine. ihalenin diğer iki konsor-
siyumu Bouygues-Vinsan ve IBKO "hak-
sızlığa uğratıldıkları" gerekçesiyle ha-
rekete geçtıler.
Bouygues-Vinsan konsorsiyumu. önce-
ki gün yürütmenin durdurulması ıçin Da-
nıştay'a giderken, Başbakanlık Yüksek
Planlama Kurulu Başkanlığı'na da başvu-
rarak ihalede "kamu menfaatlerinin gö-
zetilmediği" iddiasında bulundu.
Tekfen ve Doguş gruplan dışında Imp-
regilo, Campenon Bernard Sge, Dragados
Cons, Cofiroute firmalanndan oluşan IB-
KO konsorsiyumu yetkilileri ise, "yanlış-
tan dönülmesi" için gereken hertürlü gi-
rişimde bulunacaklannı açıkladılar. Kon-
sorsiyum üyeleri Fransız. Italyan, Ispanyol
olmak üzere Avrupalı firmalardan oluşan
IBKO'nun, Türkiye'nin AvTupa Birliği
üyeliğini "koz olarak" gündeme getire-
bileceği de belirtiliyor.
Yaklaşık 1.5 milyar dolarlık (200 tril-
yon lira) ve 1993 yılından beri gerçekleş-
tirilmesine çalışılan Izmit Körfez Geçişi iha-
lesi sonucuyla ilgili olarak çeşitli iddialar
da Ankara kulislerinde gündeme getirili-
yor. Bu iddialar arasında Anglo-Japone-
se Grubu'nun ihaleyi kendi Iehine çevire-
bilmek için Refah Partisi'ne hayli yüklü-
ce bağış yaptığı yer alıyor. Ankara bürok-
rasisinde "Bay yüzde 10" ve "Enişte"
lakaplanyla tanınan nüfuzlu kişinin ihale
sonucuna etkisinden de bahsediliyor. Ay-
nca, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün
teklifleri değerlendirmek üzere görevlen
dirdiği Kanadalı danışman firma Delcan-
DAP ortaklığının "yönlendirildiği" id-
dia ediliyor.
Bouygues-Vinsan ve IBKO konsorsi-
yumlan, kapalı kapılarardında "şeffaf ol-
mayan" ihalenin sonuçlannı hertürlüplat-
formda tartışmaya hazır olduklannı vurgu-
larlarken, Karayolları Genel Müdürlü-
ğü'nce Ankara'da müzakerelere çağnlan
Anglo-Japanese konsorsiyumunda yer alan
Enka tnşaat'ın Yönetim Kurulu Başkanı Si-
nan Tara, konuyla ilgili iddialan redde-
derek "İzmit Körfez Geçiş ihalesinde üç
teklifin incelenmcsinden sonra, en iyi
olduğumuz için müzakerelere davet edil-
dik. 2-3 ay sürecek olan müzakereler so-
nucunda anlaşma sağlamrsa, otoyol in-
şaatına başlayacağız" dedi.
Şeffaflıkta, fiyat gibi tek kriter gerekti-
ğini ifade eden Sinan Tara. Izmit Körfez
Geçişi ihalesindeki yaklaşık 20 kriterin
karşılaştınlmasınm mümkün olmayacağı-
nı savundu. Tara, ihale sürecinin müzake-
relerle devam etmesi nedeniyle verdikleri
iki alternatifli teklifin degerini açıklamak-
tan kaçındı.
Diğer yandan, Banş Partisi kurucusu
AIi Ha\dar Veziroğlu'nun babası olan
Vinsan fırmasının Yönetim Kurulu Başka-
nı Ali Rıza Veziroğlu imzasıyla dün Baş-
bakanlık Yüksek Planlama Kurulu'na gön-
derilen mektupta; Bouygues-Vinsan kon-
sorsiyumunun sunduğu tüp geçit ve eğik
askılı köprüye dayalı 15 alternatifli dört tek-
lifte temel yaklaşımın kamu menfaati ol-
duğu belirtilerek şu açıklamalar yer aldı:
" Karayolları Genel Müdürlüğü tek-
liflerin değerlendirilmesinde haksızlık
yapmakta. kamu menfaatini gözetme-
mektedir. Bilinçli ve güdümlü bir şekil-
de bir grubun dışındaki teklifleri yok
saymaktadır. Teknik ve ekonomik çalış-
maları yapmak üzere görevlendirilen
Delcan-Dap ortaklığı eksik, anlamsız,
hileli işler yapmaktadır. Yüksek Plan-
lama Kurulu; ilgili idarenin, üniversite-
lerin ilgili birimlerinin katılımı ile tek-
lif veren gruplann tekniklerini, tekno-
lojilerini. maliyetlerini, fizibilitelerini,
kamuya sağladıkları fayda ve avantaj-
ları anlatmalarına imkân verecek bir
düzenleme için gereğini yapmalıdır."
ISDEMIR
Ihalelerde
taşeron
mafyası
HACER GEMİCİ ÖZDEN
ADANA - İSDEMlR'i adeta ele geçi-
ren taşeron firmalann ihalelerde "mafya
oluşturduğu". noter kanalı ile tespit edil-
di. lskenderun Demir Çelik tşletmele-
ri'nin işçilik ihalelerinde sonucu önceden
belirleyen taşeron firmalararalanndan bi-
rini dışlayınca. taşeron mafyası da ortaya
çıktı. Dışlanan firma notere giderek İSDE-
MlR'deki kok bataryalan ihalesini hangi
firmanın alacağını 1 hafta önceden tespit
ettirdi. İhaleyi noterden tespitettirilen fir-
ma kazanınca, dışlanan firmanın elinde-
ki belgeyle İSDEMİR yönetimine baş-
vurması üzerine, paniğe düşen genel mü-
dür, ihaleyi gizlice iptal etti.
ISDEMlR'de taşeron firmalarbirbirine
düşünce ihalelerdeki mafya da su yüzüne
çıktı.ISDEMlR'deki işleri yürüten 20 ka-
dar firmanın aratanna başkafirma alma-
dan işleri kendi aralannda bölüştüğünü
ve bunun hemen herkes tarafından bilin-
diği halde göz yumulduğunu belirten Öz-
Çelik Iş Sendikası lskenderun Şube Baş-
kanı Nihat Kıymacı, son ihalede mafya-
nın noter tarafından adeta tespit edildiği-
ni ve olayın su yüzüne çıktığını söyledi.
tSDEMİR'in taşerondan kurtanlması
gerektiğini de kaydeden Kıymacı, "Olay
nereye kadar, kime kadar uzanıyorsa pe-
şindeyim" diye konuştu.
ISDEMlR'de taşerona bağlı yaklaşık 3
bin işçinin çalıştığını ve bu işçilerin hiç
bir sosyal haklannın bulunmadığını anım-
satan Kıymacı, "ISDEMlR'de taşeron o
kadar büyüdü ki devlet bile bu olayın
altından kalkamaz oldu" dedi Kıyma-
cı, ihalelerdeki mafyanın taşeron firma-
lann birbirine düşmesi ile çıkan çekişme-
de resmen ortaya çıktığını kaydetti.
Kıymacı, İSDEMİR yönetiminin noter
tarafından alınan belgeyi görünce ihaleyi
hemen iptal ettiğini belirtti.
Sendikadan dava hazırlığı
AKIN BODUR
İSKENDERLN - Özçelik-Iş Sendi-
kası, ISDEMlR'de geçen ay toplusözleş-
meden taşeron işçilerinin de yararlanma-
sı için dava açmaya hazırlanıyor. Sendi-
kanın lskenderun Şube Sekreteri Ali Cen-
giz Gül, açılacak davanın kazanılması
durumunda tüm kamu işyerlerinde bulu-
nan taşeron ve taşeron işçilik uygulama-
sının sona erecegini kaydetti.
Yargıtay Hukuk Kurulu karan ile bir
işyerinde sendikanın imzaladığı toplu-
sözleşmeden o işyerindeki tüm işçilerin
yararlanabileceğine ilişkin karar bulun-
duğunu belirten Gül, konuyu iş mahke-
mesine götürmeye kararlı olduklannı söy-
ledi.
Yargıtay'ın karanndan yola çıkarak
"teşmil davası" ile ISDEMtR'deki tüm
işçilere, imzalanan toplusözleşmenin ay-
nen uygulanmasını isteyeceklerini bildir-
di.
Merkezi OHAL bölgesinde olan fir-
malann vergi muafiyetine dayanarak İS-
DEMlR'de ihalelelere girdiğini söyleyen
Iskenderun Şube Başkanı Nihat Kıyma-
cı ise taşeron uygulamasından dolayı dev-
letin ISDEMİR'deki kaybının 4.5 trilyon
lirayı bulduğunu belirtti.
IMFacı
paket
dayatıyor
ESRAYENER
ANKARA - Türkiye'yle eylül ayında
orta vadeli program imzalayabileceğini
açıklayan Uluslararası Para Fonu. ağırko-
şullar getiriyor. Hükümete, bütçeharca--
malarının kısılması, bütçe gelirlerinin
arttınlması ve tahmini 2.5 katrilyon lira-
lık bütçe açığının 2 katrilyon lira sınınn-
da kalmasına yönelik tasarruf önlemleri
öngören IMF'nin. yaz ayları içinde pet-
rolde özelleştirmeye gidilmesini ve tem-
muzdaki maaş zamlannm enflasyonun al-
tında tutulmasını da ıstediği kaydedildi.
En önemli önlem olarak iç borçlanmada
faiz-vade ilişkisi dikkate alınacak.
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çiller'in IMF'nin Türki-
ye'ye orta vadeli bir program karşılığın-
da 3 milyar dolar kredi vereceği yönün-
deki açıklamalannın gerçeği yansıtmadı-
ğıöğrenildi. IMF'nin orta vadeli bir prog-
ram konusuna bile kesin onay vermediği,
ancakbelli koşulların gerçekleştirilmesi
durumunda kredi anlaşmasını yapılabile-
ceğini bildirdiği kaydedildi.
IMF'nin orta vadeli program anlaşma-
sı yapılması durumunda bile 3 yıllık ve-
receği kredinin 1 milyar dolan geçmeye-
ceğini belirten yetkililer, koşullann siya-
si kararlılık gerektiğini vurguladılar. IMF,
orta vadeli programın masaya yatınlaca-
ğı eylül ayına kadar, eski paketlerin so-
nucunun ahnmasını istedi.
IMF'nin. yıl sonu bütçe açığının 2.5 ka-
trilyon lira düzeyinde olacağı yönündeki
tahminleri dikkate aldıgını bildiren yetki-
liler. "Fon. açığın 2-23 katrilyon dü-
zeyinde tutulması için çok sıkı tasarruf
önlemleri istiyor" dediler.
Tanm destekleme alımlannın kapsamı-
nın sınırlı tutulması ve belirlenecek fiyat-
ların düşük verilmesi önerildi.
IMF'nin ayTica. hükümetin daha önce
nisan-haziran aylannı kapsayan 3 aylık
fiyat artışlan çerçevesinde uygulayacağını
bildirdiği maaş artışlannın da, bu aylar-
daki enflasyonun altında tutulması gerek-
tiği görüşünü dile getirdiği kaydedildi.
İşçilere, ailelerinden 'açık cezaevi' usulü destek
17OişçiShell, Mobil ve
BP'ye karşı eylem yapıyor
BANL SALMAN
ANKARA - Shell. Mobıl ve BP'nin hıs-
selerinin büyük çoğunluğuna sahip oldu-
gu Mersın ATAŞ Rafinerisi'nde çalışan
Petrol-tş'e üye 170 işçi, kendilerini iş-
yerlerine hapsettıler. İşçilerin aileleri.
"açık cezaevi görüşmesi"ni sembolize
eden ziyaretle eyleme destek veriyorlar.
Petrol-İş Mersin Şube Başkanı Enver
Cuydur, Yüksek Hakem Kurulu'na
(YHK) gönderilen sözleşme için,
"YHK*yi kabul etmiyoruz. Biz kayıp-
larımızın giderilmesini istiyoruz" de-
di.
"Sendika ve işçi haklarını tanıma-
dıkları" için uluslararası petrol tekelle-
ri Shell. Mobil ve BP'ye karşı başlattığı
"tüketmeme kampanyası"nı 18 Nisan
1996 tarihinden beri sürdüren Petrol-lş,
Mersin'deki ATAŞ Rafinerisi'nde çalı-
şan üyeleri adına yürüttüğü toplusözleş-
me görüşmelerinde anlaşma sağlanama-
masının ardından işyerini terk etmeme
eylemi başlattı. BP. Shell ve Mobil'in or-
tağı Mersin ATAŞ Rafinerisi'nde çalışan
Petrol-lş'e üye 170 işçi, 30 Nisan 1997
tarihinde gerçekleştirdiği "dolumu kes-
me" eyleminin ardından, 6 gündür işyer-
lerini terk etmiyorlar. Perrol-lş Mersin
Şube Başkanı Enver Cuydur, 1 Ocak 1997
tarihinden itibaren geçerli olacak toplu-
sözleşme görüşmelerinde uyoışmazlığa
gidildiğini. işyerinin grev yasağı kapsa-
mında olması nedeniyle 28 Nisan 1997
tarihinde Y"HK"ye başvurulduğunu bildir-
di. işyerinin bakımdaolduğunu veşuan-
da üretim yapılmadığını belirten Cuydur.
"tşyeri kapatıldı. Bakımda yavaşlama-
ya yönelik eylem yapılıyor. Dün sabah
(önceki gün) işçilerin eşleri, çocukları
alkışlarla, karanfillerle kapıya geldiler.
Biz açık cezaevi görüşmesi diyoruz"
diye konuştu. işçilerin, "Uykusuzum,
yorgunum, konuşamıyorum" sloganıy-
la telsiz haberleşmesini kestiklerini ve
sorulara sözlü yanıt vermeme karan al-
dıklarını kaydeden Cuydur. henüz
YHK'den bir karar çıkmadığını bildirdi.
"Biz YHK'yi kabul etmiyoruz. Uygu-
layabilirlerse uygulasınlar" diyen Cuy-
dur, işverenin birinci y\l için yüzde 80. ikin-
ci yıl için yüzde 60. sosyal haklara da
yüzde 85 zam önerisi sunduğunu belirt-
ti. Cuydur, geçen dönem, enflasyonun
yüzde 82.6'ya çıkmasına karşın, ikinci
yıl için aldıklan zam oranının yüzde 60"ta
kaldıgına dikkat çekerek şunlan söyledi:
'Ücret ayarlaması gerekli'
"Yüzde 22.6 oranında alacağımız
var. Burası kalifiye elemanların çalış-
tığı bir yer. Ücret skalasında ayarlama
istiyoruz. Ondan sonra yıllık enflas-
yon. Biz, 3-6 aylığı falan tartışmıyoruz.
Vardiya. bakım primlerinde \e ihbar
tazminatında (iş akdinin feshedilmesi
durumunda ödenen tazminat) da an-
laşmazlık var. Geçen dönem 40 hafta
ihbar tazminatı var. Biz bunun yüksel-
tilmesini istiyoruz."
Cuydur, Mersin ATAŞ Rafinerisi'nde
ortalama ücretin brüt 83.5 mil>on lira ol-
dugunu, işverenin önerisine göre bu ra-
kamın ancak 149.5 milyon lirayaçıkaca-
ğını söyledi.
Petrol-lş'in Shell, Mobil ve BP için ha-
zırladığı "Kara Kitap"ta, Mersin'deki
ATAŞ Rafinerisı'nintam kapasite ile ça-
lıştığında Türkiye"deki toplam rafine üre-
timinin yüzde 14*ünü gerçekleştirdiği
kaydedildi.
DUYURU
ŞİRKETİMİZİN TORBALI SİGARA FABRİKASI'NDA
İMALEDİLENÜRÜNLERİNİN
PERAKENDE SATIŞ FİYATLARI,
7 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA GÜNÜNDEN İTİBAREN
AŞAĞIDAKİ GİBİ BELİRLENMİŞTİR: '
Mariboro lUO's
Marlboro Iights 100's
Mariboro Box
Mariboro Lights Box
PARUAMENT
PHILSA Phılıp P^orris Sabancı
Stgara ve Tütüncülük Sanayi ve Ttcaret A Ş
BENCE
İZZETTtN ÖNDER
Halka Güvenmek
Aldatmacası
Türkiye sermaye birikimini gerçekleştirip, güçlü
sermaye ideolojisi hâkimiyetine girinceye kadar fi-
kirsel ve politika alanında yalpa yapmaya devam ede-
cektir. Bu tür yalpalamalarda dış çevreler hâkim ro-
lü oynarken, iç dinamiklerde de konjonkturel çıkış-
lar hâkim güçle çakıştığı sürece iç politikayı ele ge-
çirebilecektir. Türkiye'nin ticari emperyalızme sokul-
ması, daha sonra korumacı politikalara sürüklen-
mesi, 1980'lerde finans-kapital yörüngeye yerleş-
tirilmesi hep hâkim dış güçlerin çıkar ve isteklerı doğ-
rultusunda, fakat bu politikaları içeride uygulama-
ya hazır güçler tarafından gerçekleştirilmiştir. Tüm
bu uygulamalardan Türkiye, maalesef, zararlı çık-
mıştır. Çünkü Türkiye bu polıtikalarda söz sahibi ola-
mamış, fakat kadife eldivenli siyasal güçler uygu-
lamacı olarak görevalmıştır. Hemen hepsinin müş-
terek sloganı ise, "halka inanmak!" olmuştur. Keş-
ke bu siyasilerin güdüsü, "halka inanmak!" yerine
"halk için çalışıp, halkı yüceltmek!" olsa idi!
Refah'ın bugün hangi yükselen konjonktürle ça-
kıştığını ve çalıştığını saptamak, partinin siyasal
misyonunu ortaya koyar. Dünyanın yükselen kon-
jonktürü, Türkiye gibi çevresel konumdaki ülkeleri
birinci sanayi döneminde tutarak bu ekonomiler
üzerindeki sömürüyü sürdürmektir.
• • •
Türkiye belirii bir sanayi hamlesine yönelmiş ve
nüfusunun çoğu Müslümanlardan oluşan bir top-
lumdur. Ileri kapitalist ülkelerde ise etnik ve dinsel
hareketler yükseliyor. ABD ve diğer Batılı toplum-
larda özellikle islam yükseliyor. Batılılar bu yükse-
lişi çok iyi algılayıp, bunların sisteme yönelik bir
tepki olduğunun bilincine ulaşmış bulunmaktadır.
Zira, bugün kapitalist dünyada ortaya çıkma eğili-
mi taşıyan, şimdilik belirli-belirsiz nitelikteki müca-
dele, insan faktörünün canavartaşmış sermaye fak-
törüne karşı, çevreyi, dünyayı vetüm insanlığın ge-
leceğini kurtarmaya yöneliktir. Kendini sistemden
soyutlanmış ve yalnız hisseden her birey böyle bir
mücadele kampının gönüllü askeri olmaya adaydır.
işte, kapitalizmin karşısında yükselen tehlike budur.
Kapitalizmin amacı ise, Türkiye'de de olduğu gibi,
önceleri kullandığı bu kutsal duygu ortamını bugün
bilinç parçalanması ve çözülmesine uğratmaktır.
Yeni sağ politikalar cenderesi altında, güçlü mer-
kezlerin hâkim stratejileri, bir yandan çevre ekono-
milerinden yoğun kaynak aktarmak, diğer yandan
da ekonomik sıkıntılan hafifletecek ideolojik aygıt-
lar geliştirmektir.
Refah böyle bir konjonktürü. belki farkında ol-
madan, Türkiye aleyhine kullanma yolunu tutmuşa
benzemektedir. Türkiye. bir bütünlük içinde ve güç-
le çalışırsa, belirii bir hamle yapabilir. Türkiye'nin önün-
deki bu yolun tıkanması Batı'nın işine gelir. Bu ne-
denle Refah, bir çatışma ortamı değil. fakat bir ba-
nş ortamı yaratmaya çalışmalıdır. Banş, partı lide-
rinin yumuşak görünerek, neferlenni etrafa saldırt-
ması ya da sair duygu sömürü araçları ile gerçek-
leşemez. Barış, sosyal ve maddi uzlaşma gerçek
zeminleri üzerinde gelişır ve yükselır.
• • •
Birdefa, Refah İslam bekçiliğı altında din sömü-
rüsünü bırakmalıdır. Siyasal partilerin görevı, halkın
din duygularına karşı saygılt olup, gereği biçimde
halka olanak sunmaktır. Isteyen istediğı dine inan-
makta ve inancını istediği biçimde yaşamakta ser-
best ve kamu güvencesi altında olmalıdır. Devletın
ve siyasal örgütlerin görevi budur. Kaldı ki, Türkı-
ye'deki sorun, Müslümanlar ve diğer gruplar ile de
sınırlı değildir. Müslümanlar içinde de farklı gruplar
vardır. Bu böyle olmuştur, böyledir ve böyle de ola-
caktır. Bu durumda, bir siyasal parti kendi yorumu-
nu, bu yorum toplumun büyük bir bölümü tarafın-
dan paylaşılsa dahi, tüm topluma dayatmamalıdır.
Ne devlet ne de bireyler fertlerin kutsal alanlarına
girmemelidir. Aksi durumda, şimdiye dek yoğun şi-
kâyet konusu olan, "Resmi devlet ideolojisi altında
tek tip insan yetiştirme" dayatması kaçınılmaz olur.
Böyle bir dayatma kendi reaksiyonunu doğurur ve
milleti parçalar. Kutsal inançlara saygılı olmak de-
mek, kutsal inanç dayatması yapmak demek de-
ğil, fakat bu alanlara yapılan saldırıyı önlemek de-
mektir. Bunun adı. bir yönü ile laiklik olup, siyasal
dincilikten farkı, topluma sembiyotik biryaşam dü-
zeni (tolerans ya da müsamahakâr değil!) getirme-
sidir. Laiklik bir dayatma değildir, fakat tek tip in-
san yaratma çabası bir dayatmadır. Bu nitelikleri ile
laiklik bir toplumu bütunleştirici, fakat tek tip insan
yaratma bağnazlığı parçalayıcıdır.
ikinci olarak, din kutsal alanlarla ilgilidir ve mü-
kemmel ve hür insan oluşturmaya yöneliktir. Fakat
bu ulvi kurumu birfizik, kimya, biyoloji ya da iktisat
öğretisi gibi almak fevkalade yanlıştır. Bugün top-
lumumuzda islam ile sağ ekonomi özdeşleştiril-
mektedir. Kapitalizm de, sosyalızm de tum dınler-
den çok sonraları ortaya çıkmışlardır. Böyle bir iliş-
ki kurmak ne akıl, ne de inanç olarak olasıdır. Bu
konuda samimı inançlı ve ahlak sahibi bir insanın
ya da örgütün yapması gereken, aklı kullanmak ve
toplumun önünü tüm tartışma ve gelişmelere açık
tutmaktır. Ne var ki, bu kutsal inanç devletin hâki-
miyeti altına alınıp, devlet de sermayenin bekçisi ko-
numuna indirgenince, din kurumu sömürücü ve sö-
mürgeci kapitalizmin acı ve ıstıraplarını yatıştırmak
ve sömürüyü meşrulaştırmak için kullanılmaktadır.
Dinin bu biçimde istismarı sadece halka değil, fa-
kat bizzat kutsal inanç ve değerlere bir saldırıdır. Bu
yönü ile de Refah, Batı ile tam bir ittifak içine gir-
miş görülmektedir. Uygulanan iktisat düzeni toplu-
mu bütünleştiren ya da parçalayan temel altyapı-
dır. Bunun yollannın tıkanması toplumu umulmaz so-
runlarla baş başa bırakır. Yeni sağ politikalar toplu-
mu sıkıştırdıkça, bundan kurtulmanın akli yolu eko-
nomiyi tartışmaktan geçer. Din, bu yozlaşma üze-
rine bir peçe gibi örtülmemelidir.
Bu iki nokta Refah'ın tarih huzurunda silemeye-
ceği büyük birer hatadır. Umalım ki, bunlar üzerin-
de düşünülüp, yeni olumlu ve ülkeyi ve milleti bütün-
leştiricj yönelimler belirlenir.
CarrefourSA
AdanaMa
ADANA (Cumhuriyet Günej İlleri Bürosu) - Fransa'mn
dünyaca ünlü hipermarket zinciri CarrefourSa'nın Türkiye'de-
ki ikinci mağazasının temel atma töreninde Şabancı Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı Ankara'daki siya-
silere isyan etti. Adana'daki bir diğer yatınmı olan Hilton-
Sa'nm siyasiler tarafından engellendiğini belirten Sabancı,
"HiltonSa'yı engellevenlerin yüzüne tükürmek lazım.
Ankara'da trajik bir riyatro oynamaktadır" dedi.
Temel atma törenine hükümet adına katılan Sanayi ve Ti-
caret Bakanlığı"na vekâleten bakan Orman Bakanı Halit
Dağlı, Türkiye'nin 2000 yılmda dünyanın gelişmekte olan
10 büyük ülkesi arasına gıreceğıni belirtti.
Temel atma töreninde söz alan CarrefourSa Genel Mü-
dürü Claude Torchrad ise CarrefourSa ile Adana'da ye-
ni bir ticaret şeklinin başlayacağını belirterek tesislerin
Aralık 1997'ye kadar tamamlanacağını söyledi.