08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMt İTO'daii GB uyarısı • Ekoıomi Servisi - Istanbul TicaretOdası (ITO) Başkanı Mehmet Yıldınm. Avrupa Bırliği le tanmsal üriinler konusında yapılan müzakerelere sektörün gerçek temsilcıleri olan özel kesimin ahnmadığını belirterek, "AB ile görtşmelerde. bakanlığın masabaşı kararlanyla Türkiye'nin yararlan tam gözetilemez" dedi. Mehmet Yıldının. tanmsal üriinler veya Avrupa Birliği için tanmsal ürün sayılan işlenmiş gıda maddelennin. gümrûk bırliği kararlan kapsarru dışında turulduğunu kaydederek "Gümrük birliği müzakereleri sırasında bu üriinler de ele alınmış olsaydı, daha dengeli sonuçlara varmak mümkün olabilirdi" dedi. Menkul kıymet satışlan arttı • ANKARA (AA) - Ikinci el piyasalarda satılan menkul kıymet miktan. bu yıl ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 48.4 artarak 5.5 katrilyon liraya ulaştı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) \erilerine göre ocak ayında bankalar ve aracı kurumlar tarafından 5 katrilyon 482 trihon 571.5 milyar liralık menkul kıymet pazarlandı. 1996 yılı ocak ayında, bu kunıluşlar . tarafından 3 katrilyon 693 trilyon 610.6 milyar liralık menkul kıymet satılmıştı. Yabancı sermaye gipişinde artış • ANKARA (AA)- Türkiye'ye 1990-1996 yıllan arasında 23.2 milyar dolar net özel sermaye girişi gerçekleştiği bildirildi. Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir raporda, geçen yıl bir önceki yıla göre gelişmekte olan ülkelerde özel sektör sermaye gırişleri ve borçlanmalannda büyük artış gerçekleştiği belirtildi. Raporda, aralannda Türkiye'nin de bulunduğu Şili, Çin. Endonezya, Malezya, Meksika. Güney Afrika ve Tayland'da 1995 ve 1996 yıllannda verilen tüm yeni özel sermaye girişleri ve borçlannın yaklaşık yüzde 60'ının özel sektör kanalıyla gerçekleştirildiğı belirtildi. Pahalılık nisanda tüketici fiyatlannda yüzde 6.6, toptan eşyada yüzde 5.5 oranına ulaştı Enflasyonda hızh ürmatnşANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ma- aş artışlanndan kaynaklanan ödemeleri planlav amayan hükümetin yıne para basma yoluna gitmesı. dövız kuru ve faiz oranla- nndaki ani yükselış. fiyatlann da firlama- sına neden oldu. Nısan ayında bir önceki aya göre tüketici fıyatlan yüzde 6.6, toptan eşya fıyatlan yüzde 5.5 gıbi çok yüksek dü- zeyde arttı. Nisan ayı itibanyla yıllık enf- lasyon tüketicifiyatlanndayüzde 77.2, top- tan eşya fiyatlannda yüzde 72.8 oranmda gerçekleşti. Nısan ayındakı yüksek fıyat ar- tışının bu ay başında akaryakıt. tüpgaz. kâ- ğıt ve Tekel ürünlerine arka arkaya yapılan zamlarla mayısta da sürmesi beklenıyor. DtE'nın açıkladığı fıyat endeksıne göre nisan ayında toptan eşya fiyatlan bir önce- ki aya göre yüzde 5.5. yılbaşma göre yüz- de 25.6. yıllıkdüzeyde yüzde 72.8 oranın- daarttı. Toptan eşya fiyatlannda enflasyon 12 aylık ortalamalara göre yüzde 78.6 dü- Aylık enflasyon Mart \ısar Ma, s hirrâ- Terr. -\gjs 1996 E,lj E- - -va f } -ın- ^ a • «— 1997 3_3 . » O C J ^ Toptan eşya f Ş^ca- Mar* _ V, 5.5a *4tsan zeyınde gerçekleşti. Toptan eşyada fiyatlar. geçen ay bir ön- ceki aya göre sektörler itıbanyla tarım ürünlerinde yüzde 10.2, ımalat sanayiınde: özel sektörde yüzde 4.4, kamu sektöründe yüzde 2.5 olmak üzere yüzde 3.9. enerjı sektöründe yüzde 3.5 cranında arttı. Ma- dencilik sektöründe fiyatlar kamuda yüz- de l artarken özel sektörde binde 8 düşe- rek ortalama binde 3 oranında azaldı. Tü- ketici fiyatlan geçen ay, bir önceki aya gö- re yüzde 6.6. yılbaşına göre yüzde 25.7. yıllık yüzde 77.2 oranmda arttı. Tüketici fi- yatlannda enflasyon 12 aylık ortalamala- ra göre yüzde 79.3 oranında gerçekleşti. Tüketici fiyatlannda geçen ay, mart ayına göre en yüksek oranlı artış yüzde 9.2 ile Kocaeli'de gerçekleşti. Aynı dönemler iti- banyla tüketici fıyatlan, Adana'da yüzde 7.7, Ankara"da yüzde 6.9, Antalya'da yüz- de 7.4. Bursa'da yüzde 7.9. Dıyarbakıfda yüzde 6.1, Erzurum'da yüzde 5.6, Içel'de yüzde 8.6, tstanbul'da yüzde 5.6. lzmir'de yüzde 7.4, Trabzon'da yüzde 6.2 oranında yükseldi. Harcama gruplanna göre aynı dönemler itıbanyla tüketici fiyatlannda en yüksek oranlı artış yüzde 9.8 ile giyim eşyalannda gerçekleşti. Geçen ay gıda fıyatlan yüzde 9.5, konut giderleri yüzde4.8, ev eşyası fi- yatlan yüzde 3 3. sağlık hızmetlerınin fi- yatlan yüzde 3.5. ulaştırma giderleri yüz- de 6.3 oranında arttı. Vaatler Hazine'yi dolduramadı ESRA YENER ANKARA - REFAH- YOL hükümetınin "büyük kalkınma hamlesi" gerçek- leştırildiğı yolundaki açık- lamalarının dayandığı 10 aylık ekonomi icraatının te- melini 3 hayali kaynak pa- keti ve gerçekleşmesi ola- naksız görülen "denk büt- çe''' oluşturdu. Hükümetin, denk çıkacağı iddiasıyla ha- zırladığı bütçe, yılın ilk 3 aylık döneminde 415 tril- yon lira açık verdi. tç borç stoku 9 ayda 2.2 katrilyon liradan 3.6 katrilyon liraya çıktı. Dış borç stoku 80 mil- yar dolara dayandı. Devlet Planlama Teşkdatı (DPT) yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 62'den 79-85 oranla- nna yükseltti. Hükümetin 10 ay sonra dengelerin yeniden tehlike- li noktalaraoturmasıylaso- nuçlanan ekonomi polıtika- lan özetle şöyle: Kaynak paketieri: RE- FAHYÖL hükümeti, ağus- tos. eylül ve kasım aylann- da toplam 30 milyar dolar- hk gelir geleceği iddiasıyla 3 paket açıkladı. Paketlerin temelinı. bedelsiz ithalat ve bankalardan döviz toplaya- rak borçlanma, vergı. SSK pnmleri. altın kaçaklan, ka- yıt dışı ticari satışlara afge- tirme, enerji santrallanndan limanlara. kıyı ve orman arazilerine kadar önemli ülke varlıklanmn satışı, loj- manlann dağıtılması proje- len oluşturdu. Hükümetbu projelerden yalnızca bedel- siz ithalat ıçın Ziraat Ban- kası'na 1 yıl vadeyle yatı- nlan mevduatla 1.5 milyar dolarlık ve bankalardan dö- viz alma yöntemiyle 2 mil- yar dolarlık borç sağlaya- bildi. Kamu variıklannın satı- şı: Katma bütçeli idareler ile KlT'lerin varlıklannı ve lojmanlan satışa çıkaran hükümet, 750 trilyon lıra gelır beklediğı bu kalem- den 20 trilyon liralık gelir sağladı. Hükümet, Hazine arazilerini satmak için imar düzenlemelerini değıştir- meyebaşladı. Beledıyeler- dekı Hazine arazılennin sa- tışı için yeni ımar çalışma- lan yapılırken gecekondu- lara sertifıka karşılığı arazi verileceği bildirildi. Ortaklann vaatleri karşıhklı 'aklamalanıT gölgesinde kaldu Denk bütçe ilk a>da de- lindi: Hükümetin denk ger- çekleşeceği iddiasıyla va- salaştırdıgı ve 6.2'şerkatnl- y on liralık gıder ve gelir ön- gören 1997 bütçesinın açık vereceği yılın ilk ayında or- taya çıktı. Bütçe yılın ilk 3 aylık döneminde 415 tril- yon lıra açık verdi. Ocakta 128 tnlyon lirayla başlayan açığın yıl sonunda 2.5 kat- rilyon liraya ulaşacağı tah- min ediliyor. Emisyon: Hazine. Mer- kez Bankasfndan bu yıl kullanabileceği 500 trilyon liralık avans hakkmın kalan 120 trilyon liralık bölümü- nün tümünü ocakta kullan- dı. Merkez Bankası bılan- çosuna göre banka. Hazi- ne'ye 9-16 nisan günleri arasında 50 trilyon lira pa- ra basarak kaynak aktardı. Emisvon. 16 nısan ıribany- la. yılbaşına göre 300 tril- yon lira, 9 nisana göre de 250 trilyon lıra bırden arta- rak 686 tnlyon liraya çıktı. Dolar şahlandı: Döviz kurlan 3 ay ıçınde yüzde 30 oranında yükselirken 1 ABD Dolan. Kurban Bay- ramı'ndan önceki 1 haftalık dönemde yüzde 3 oranında değer kazanarak, 130 bin li- radan 135 bin liraya çıktı. Son 1 haftada 1 ABD Do- lan 136 bin liraya yükseldi. Faiz oranlan aynı hafta 3- 5 puan arasında yükseldi. Enflasyon: Hükümetin 10 aylık icraatı sonucunda nısan ayı itıbanyla yıllık enflasyon tüketici fiyatla- nnda yüzde 77.2 toptan eş- ya fiyatlannda yüzde 72.8 düzeyi ile yüksek oranlarda gerçekleşmey i sürdürdü. Yılbaşından bu yana aylık enflasyon yüzde 4'ün altına ınmezken nısan ayında top- tan eşya fıyatlan yüzde 5.5, tüketici fiyatlan yüzde 6.6 oranında artarak rekor dü- zeve çıktı ıç-dış borç sarmalı: RE- FAHYOL'un kurulduğu dö- nemde 2.2 katrlıyon lira olan ıç borç stoku 9 ayda 1.4 katrilyon lıra birden ar- tarak şubat sonu itibanyla. 6.2 katrilyonluk devlet büt- çesinın yansmı da geçerek 3.6 katrilyon liraya çıktı. Yüklü dış borç ödemeleri- nin yanı sıra geçen yıl sonu itibanyla 1995 sonunda 14 milyar dolar olan dış ticaret açığı 20 milyar dolara, 43 milyar dolar olan cari iş- lemler açığı 6 mıryar dola- ra yükseldi. Kredi notu >ine düştü: Hükümet. uluslararası risk degerlendirme kuruluşlan- nın yılın ilk 3 ayında Türki- ye'nin kredi notunu düşür- melcriyle zor duruma düş- tü. Dış kredi olanaklan çok sınırlı kalan hükümet, ulus- lararası piyasalarda güven kazanabilmek ıçın yeniden IMF ile masaya oturmaya hazırlanıyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Şimdi dünyanın her ye- rinde sol partilerin liderle- ri, Tony Blair'in seçimleri 418 mılletvekili ve 179 ço- ğunlukla kazanmış olma- sına bakıp bu muazzam başarı karşısında hevesle ürperecekler. Medya da her zamanki yüzeyselliği ile "Işte size yıllardır ara- dığınız model: Alın uygu- layın, hepiniz birer Tony Blaır olursanız iktidarın yolu size de açılır" diyerek ahkâm kesecek. Ben sosyal demokrat li- derlere. bir karara varma- dan önce, seçimlerde Iş- çı Partısi'nı destekleyen The Guardian gazetesi- nin editörü Hugo Yo- ung'un, seçim zaferini çö- zümleyen yazısında yaptı- ğı, "Eğer biryerde birza- man, kelimenin gerçek anlamıyla, yönetme kapa- sitesini tümü ile kaybet- miş birparti varsa, işte bu John Major liderliğinde- ki Tori partisidir" (2/5/ 1997) tespitine kulak ver- melerinı önereceğim. Seçimler üzerine bir otopsi Toni Blaır, daha partinin başına geçtiği günlerde önemli bir karar verdi: Iş- çi Partisi iktidara gelmek istiyorsa, "orta Ingilte- re"nin oylarını almalıydı. Ne ki bu "orta Ingiltere" katı bir şekilde muhafaza- kâr ve "burjuva" bir ke- simdi. "OrtaIngiltere"To- ri partisinin doğal tabanıy- dı ve geleneksel olarak Iş- çi Partisi'nden korkuyor, sendikal hareketten nef- ret ediyor; her sendika li- derini potansiyel bir "Sta- lin" olarak görüyordu. Ay- rıca, ağırlıklı olarak men- kul kıymet sahibi ve ranti- ye olan bu kesim, Işçi Par- tisi'nin bir zaferi halinde City'nin (mali piyasaların) göstereceği tepkiden, bir krizde para kaybetmekten de kaygılanıyordu. Bu ke- simleri kazanmak istiyor- sa Tony Blair, sendikalar- dan kurtulmalı. parti tüzü- ğünün kamu mülkiyetini olumlayan 4. maddesini atmalı ve partinin iş çevre- lerinin partisi olduğunu göstermeliydi. Bu bağ- lamda, muhafazakâr par- tinin getirdiği varsayılan (ki bu sadece varsayımdı ve gerçeklere uymuyor)(1) mali disiplini benimseme- li; vergileri ve harcamaları arttırmayacağı konusun- da garanti vermeliydi. To- ni Blair bunların hepsini yaptı ve daha da öteye gitti. Blair, "orta Ingilte- re'ye" süreklilik konusun- da garanti verdi. Böylece Işçi Partisi iş- çilerin. işsizlerin ve yok- sulların, kabaca emeğin partisi olmaktan tümüyle Muhafazakârlann Çöküşü 'Yeni" İşçi Partisi'nin lideri Blair refahı arttırma iddiasında killerinin, yabancı düş-vazgeçti ve orta sınıfları temsil etmeye karar verdi. Bu, üç nedenden yanıl- mazbirstratejıydi. Birinci- si. 18 yıldır hükümette olan Tori partisi artık yorul- muş, bıktırmış ve Ingiliz "yüksek burjuva-aristok- ratik" kültürün ve yaşam tarzının en çürümüş ör- neklerini sergilemeye baş- lamıştı. Bu parti o kadar tabandan kopmuştu ki In- giltere'de "ekonomik bü- yüme" var diyerek ortada geziniyor, ama halkın bü- yük bir kesiminin gittikçe yoksullaştığını, hayat standartlarının bozuldu- ğunu. bazı bölgelerde can güvenliğinin azaldığını ve yoksulluk bağlantılı suçla- rın arttığını göremıyordu. Torilerin bu tutumu, yok- sullar ve işçi sınıfı içinde büyük nefret topluyor. "orta lngiltere"de ise gü- vensizlik ve ahlaki tiksin- me yaratıyordu. Ikincisi. seçime doğru Tori partisi içinde. Avrupa'ya ilişkin ortaya çıkan bölünme ve aşın sağcı. çoğu arıstokrat ve toprak sahibi mılletve- A n t e n I e r i Artık yurtıçı p yasalar • IMKB Hısse Senedı Piyasası Her hisse senedının 28 adet fiyat bilgisi.TL ve S bazında grafikleri. • 15 en yaygın gösterge ile teknik analiz.»Hareketlı ortalamalardan Fibonnacci' lere trend çizgilerıne kadar uzanan göstergeler. • IMKB şirketlerının mali tablo ve bazı fınansal oranlan Uç, altı, onikiser, aylık tablolar, sirket bilgiieri »llviKB Tahvil-Repo Piyasası • Bankalararası Döviz ve Faiz Piyasası • Serbest Pıyasa Dövız ve Altın Piyasası • BDP Haber Ajansı kaynaklı haberler. •Gelışmış haber tarama özelliklerı e y e b ı l m e k ç e v ı r ı n BDP Artık var Ustelık UiTn bu bılg'ien en uygun orlam ve na ı^ette eıse eîne^ız mümkun Daha aynnt>l> bılgı ve BDPUNE't yakından tanmaK ıçın bzı arayın BOPnn Jstur urjnten ve tekrtk hızmet guvencestyle bir kez daha îantştn sızler ıçın BDPLINE ı hazırladı • Excel ve DDE aktarımı • Metastock'a veri aktarımı, • Otomatik sıralama, döngü, alarm, • Hisse senetlerine ait tüm fiyat bılgilerinin toplandığı ve son 10 işlemin göruntü- lendıği ayrıntı pencerelen • Anlık Portföy Izleme (Accountvvatch) • Anlık Zaman-Satış (Time & Sales) tabloları • İşlemlerinizi hızla gerçekles- tırmenizi sağlayan sürükle- bırak (drag & drap) özelhğı • Ve Wındows ortamının ge- tirdiği diğer birçok kullanım kolaylığı manlığına varan tutumla- rı, halkın içinde tam bir di- nozorluk olarak algılandı. Avrupa Para Birliği'ne gir- mek istemeyenler bile, bu adamlardan utanç duydu- lar. İş çevreleri ise olaya pragmatik bakıyor ve Av- rupa Para Birliği'ne, ko- şullar uygun olduğunda girmekten yana oldukları- nı söylüyorlardı. işçi Par- tisi tam da bu tutumu be- nimsedi. Nihayet, işçi Par- tisi açısından emekçileri, deyim yerindeyse "yarı yolda" bırakmasının, bu seçimlerde bir tehlikesi yoktu. Bu kesim, oy vere- bilecekleri, başkagerçek- çi bir alternatif olmadığı için ister istemez işçi Par- tısi'ne oy vereceklerdi. Var olan bir miktar istek- sizliği de seçım günü ya- zın erken gelmiş olması halletti, iti hava iyimserli- ği arttırdı. Seçmen olağanüstü bir katılımla sandık başına gitti ve Tori partisine olan nefretini dile getirdi. Torilerin yenılgisinin bir çöküntüye dönüşmesin- de "taktik oy" önemli rol oynadı. İşçi Partisi ve libe- ral parti arasında resmi bir anlaşma olmamasına rağmen, bu iki partinin seçmeni, Torilerden kur- tulmak için işbirliği yaptı ve kendı partisinin adayı- nın kazanma şansı olma- dığı yerde, Lıberaller Işçi Partısi'ne, Işçi Partililer Li- berallere oy verdiler. Ör- neğin benim bölgemde, aşırı sağcı ve milliyetçi Portillo, yüzde 12'lik bir oy kayması yaratan bir Lıbe- ral-lşçi Partisi işbirliği ile fiilen kovalandı. Bu "taktik oy"üa seçim sonuçlann- da, Toni Blair'in becerisin- den ziyade, Torilere ve gı- derek büyük hoşnutsuz- luk yaratan neo-liberal politikalara olan nefretin rol oynadığını gösterdi. Torilerin aldığı ders Hezimet, Tori partisi içinde tam bir kargaşa ya- rattı. John Major, hemen istifa etti ve yeni bir baş- kanlık yarışı başladı. Ge- çen başkanlık seçiminde John Major'a karşı aday olan aşırı sağcı, John Redvvood'un ilk değer- lendirmesi kamu harca- malarıyla ilgiliydi. Katı bir Thatchercı olarak bilinen Redvvood, son yıllarda ka- mu harcamalarının aşırı bir şekilde kısılmasını ve sağlık, eğitim gibi alanla- ra yeterince yatınm yapıl- mamış olmasını, yeniigi- nın önemli nedenlerinden biri olarak tespit etti. BBC yorumcusunun aktardığı- na göre, Redvvood'un bu tespitine katılan başka To- ri milletvekilleri de vardı. Seçimleri kaybeden Tori- ler partilerinin bölünmüş- lüğünü de önemli bir ne- den olarak görüyorlar. Macclesfield'den Tori adayı Nicholas Winther- ton, seçimi kaybettikten sonra TV'ye konuşurken, Toni Blair için "Mükemmel bir Tori lideri gibi yönetti kampanyasını" diyerek hem kendi partisinin za- afını hem de Toni Blair'in geçirmiş olduğu değişikli- ği çok güzel ifade ediyor- du. Peki ya demokrasi? 18 yıl, "Bizden başka kimse yönetemez" küs- tahlığı ile hükümet eden Tori partisinin neo-liberal politikaları toplumda bü- yük bir yoksullaşma yarat- tı. 1979-1993 arasında en zengin yüzde 10"un top- lumsal gelirden aldığı pay yüzde 50 artarken en alt 1/6'lıkdilimin geliri gerçek anlamda düştü. Vasıfsız işçiler bu dönem boyunca her yıl ortalama yüzde 2.8 yoksullaştılar (Will Hut- ton, The state we are in: 1996). Ahlaki değerleri kımseye bırakmayan Tori partisi ıktidan döneminde, partili milletvekillerinin cinsel ve mali skandalları, her gün gazeteleri doldur- du. Kontrollerın kalkması, kâr hırsı ile birleşince, "cte- // dana hastalığı" patlak verdi. Özelleştırilen sular idaresi, demiryolları vb. hizmetlerin kalitesi düştü, fiyatlan yükseldi. Bu ara- da genel müdürlerinin üc- retleri dillere destan oldu. Sendikal harekete büyük darbeler vuruldu. Beledi- ye hizmetleri, kaynak kıt- lığı yüzünden bozuldu. Böyle bir hükümetin onur kırıcı bir şekilde tepetak- lak edilmesi demokrasi adına büyük bir zafer. Ancak bir Ingiliz atasö- zü var: "Herpaıiayan, gü- müş değildir." Işçi Partisi, seçimlerde yoksul kesim- lere hemen hıçbir vaatte bulunmadı. Halkçı talep- lerinden, daha seçim pro- pagandası sırasında vaz- geçti. Blair, 18 yılda en çok yıpranan kesimi tem- sil etmeye zahmet etme- den, Tori çürümesi üzeri- ne yatınm yaptı. Muhafa- zakâr yorumcular bile, Blair için "Bu kadar sağa kaymasına ne gerek var- dı. Nasıl olsa kazanacak- tı" demekten kendilerini alamadılar. Şimdi çürümüş bir kad- ro gitti ve yeni, henüz kir- lenmemiş, yıpranmamış bir kadro, 18 yıllık gelene- ği devam ettirmek üzere devraldı. Bu. belki borsa- yı ve para piyasalarını tat- min eden bir sonuç. Ama bu sonuç toplumun önemli bir kesimini, emek- çileri, etnik azınlıkları vb. temsil ilişkisi dışına çıka- rarak ingiltere'de demok- rasiye büyük bir darbe vurdu. Soldaki bu boşlu- ğun nasıi doldurulacağı ise henüz belli değil. Yarın Ingiliz Işçi Partisi politika- lanna biraz daha yakından bakacağız. (1) Savaş sonrası döne- minde en sık vergi arrtıran parti ilginç bir şekilde Tori partisiydi. ANKARA PAZAK1 YAKLP KEPENEK "Tohumluk" Yemek Çiftçilikle uğraşanlar bilir. Tohumluk olarak ayır- dığınız ürünü yemeye başlarsanız kendi sonunu- zu hazırlarsınız... Yeniden üretim olanağınızı yok edersiniz. Türkiye'nin önce siyasal yapısı tohum yiyicilik yaptı; en yetenekli "beyinlerini" yedı. Sanat ve bi- lim alanındaki yaratıcı insanlar öldürüldü, hapse- dildi, işkenceden geçirildi ya da sürekli baskı al- tında tutuldu, sonuçta kısırlaştınlmış sığ bir kara bataklık oluştu. Beyin yiyicilik doğal sonuçlarını veriyor. Toplu- mun hiçbir sorununa çözüm üretilemiyor, enflas- yon, işsizlik, eğitimsizlik vesağlıksızlıkçukurların- da kıvranan toplum kesimlerinin sorunlarının "çö- zümü" değil, kendıleri bile "gündeme" gelmiyor. Ülkeyi yönetme görevini yapmayan sıyasetçi, biryıkım sürecini, Neron'un yaktırdığı Roma'yı iz- lemesindeki "sulu çılgınlıkla" izliyor. • • • Tohum yeme sonunda geldi, ekonomiye dayan- dı. Istanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından geçen günlerde yayımlanan "Vergi Potansiyelimiz, Ka- yıplanmız ve Görüşlerimız" adlı rapor, bu konuda ne ölçüde ileri gidiîdiğinin çok somut göstergesi- dir. Araştırmaya göre yalnızca 1995'te toplam ver- gi kaybı bir katrilyon 80 trilyon liradır. Bu kayıp ver- gi tutan, o yıl toplanabilen konsolide bütçe vergi gelirlerine eşittir. Türkiye, vergi toplama konusun- da "var olan yasalan" uygulamadaki yetersizliği nedeniyle bu ölçüde vergi kaybına uğramaktadır. Vergi kaybı, toplam ulusal gelirin yüzde 13.8'ine ulaşıyor; vergı kaybının tutarı aynı yılın tarımsal katma değer toplamına, yanı yaklaşık 28 milyon- luk tarımsal nüfusun elde edebildiği gelire yakın- dır; yine aynı kayıplar, 1995'in toplam dış borçla- rının yüzde 32.2'sine ulaşmaktadır. Alınmayan vergilerle neler yapılacağı üzerine tek bir karşılaştırma yeterlı olacaktır. Bu toplanmayan ya da "birilerine bağışlanan" vergi, aynı yılın dev- let bütçesinden aynlan toplam eğitim giderlerinin, yani maaş ödemeleri. araç gereç alımları, bina ya- tınmlan ve öbüreğitim giderlen toplamının, "50ka- tından" da çoktur. Bunlara eklenecek iki nokta daha var; önce, 1995 sonrasında da vergi kayıpları konusunda bir "düzelme" yoktur; daha doğrusu "durumu düze- lenler" vergi ödemeyenlerdir. Sonra da eğer eko- nominin "kayıtaltına aiınabılen" bölümü şimdi ol- duğu gibi yüzde 55.6 değil de yüzde 80 olsaydı aynı araştırmaya göre 1997'nın yıllık enflasyon oranı yüzde 88'lerde olmayacak, yüzde 30.9 do- layına çekilmiş olacaktı. • • • İSO bununla da kalmıyor; yedi bin üyesiyle ver- giler konusunda yapılan bir kamuoyu yoklaması- nın sonuçlannı da başına açıklamış bulunuyor. So- nuçlara göre Istanbul sanayicilerinin tamamına yakını, "vergiuygulamalarından"yakınıyor. Yıllarca, "asgari ücreti" bile yüzde 25'i oranın- da vergilenen emekçi kesimler, işçi ve memur sen- .çiikalan, esnaf ve sanatkârlar vergi uygulamaların- 6anyakındılar; sonuç alamadılar; şimdi büyük sa- nayi çevreleri de bu "gıdişe" isyan ediyor. Nedeni açık; sanayici, bu kayıtdışı ekonomi ve . vergi yapısıyla, sermayenin yeni yatırımlara ve bu- radan üretime yönelmediğini "yaşayarak" öğren- mış bulunuyor. Çıkarlarının tutsağı olan ülkeyöneticileri de "hiç- bir uyanya aldırmadan" tohumluk yemeyi sürdü- rüyor. 4. 4 hayal paket' için çahşmalar hızlandı • 4. kaynak paketi çerçevesinde, gerekli düzenlemeler yapılarak ilk etapta devletin hayat sigortacılığından 2.5 milyar dolar kaynak sağlamasının hedeflendiği bildiriliyor. ANKARA (AA)- Hazırlıklan son aşamaya gelen ve önümüzdekı hafta yapılacak ekonomik kurul toplantısında görüşülmesi beklenen 4. kaynak paketine ilişkin aynntılar netleşmeye başladı. 4. kaynak paketi çerçevesinde, yine diğer kaynak paketleri gibi ortalama 10 milyar dolarlık bir gelir hedeflenirken bu kaynak paketinin en önemli unsuru 'hayat sigortacıhğf olacak. Daha önce hayat sigortacılığı kaynağına hıç dokunulmadığını belirten yetkıliler, Türkiye"de hayat sigortacılığı konusunda çok büyük bir potansiyel olmasına karşın yıllık hayat sigortacılığı pastasının 100 milyon dolan bile bulmadığını, Türkiye'den küçük ülkelerde bile bu potansiyelin bir milyar dolann üstünde olduğunu kaydettiler. Türkiye'de, gerekli düzenlemelerin yapılarak bu bakir alanın teşvik edilmesi ve yıllık ortalama prim tahsilinin 100 milyon dolara çıkanlması durumunda, hayat sigortacılığından birkaç yıl içinde 15 milyar dolar elde edilebileceğini söyleyen yetkililer, 4. kaynak paketi çerçevesinde, gerekli düzenlemeler yapılarak ilk etapta devletın sadece 2.5 milyar dolar kaynak sağlamasının hedeflendiğıni bıldirdiler. Türkiye'de halen, yaklaşık 500 bin kışinin hayat sigortalı olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan. vergi uzlaşma komısyonlannın hızlandınlmasıyla hem uzun süren \ ergi anlaşmazlıklannın çözümü hem de para tahsılatının hızlandınlması sağlanacak. Özellikle TtGEM'inbazı çıftlıklen ve işletmelerinın kıralama ya da satış yoluyla özelleştirilmesinden de önemli bir gelir bekleniyor. TİGEM ile birlikte Türkiye'ye doğalgaz getiren Botaş"ın dağıtım tesisleri de özelleşririiecek. Aynca özellikle bü\ük şehirlerde lüks konut inşa edilebilecek bölgeler için menkul kıymet yatınmına yönelik gayrimenkul yatınm ortaklıldan senetleri çıkanlarak satışa sunulacak. Altında stok bildirimi yoluyla gelir elde edilmesi yanında. Hazine arazilerinin satışlanna da devam edilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle