Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MAYIS1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMt
İTO'daii GB uyarısı
• Ekoıomi Servisi - Istanbul
TicaretOdası (ITO) Başkanı
Mehmet Yıldınm. Avrupa
Bırliği le tanmsal üriinler
konusında yapılan
müzakerelere sektörün gerçek
temsilcıleri olan özel kesimin
ahnmadığını belirterek, "AB
ile görtşmelerde. bakanlığın
masabaşı kararlanyla
Türkiye'nin yararlan tam
gözetilemez" dedi. Mehmet
Yıldının. tanmsal üriinler
veya Avrupa Birliği için
tanmsal ürün sayılan işlenmiş
gıda maddelennin. gümrûk
bırliği kararlan kapsarru
dışında turulduğunu
kaydederek "Gümrük birliği
müzakereleri sırasında bu
üriinler de ele alınmış olsaydı,
daha dengeli sonuçlara
varmak mümkün olabilirdi"
dedi.
Menkul kıymet
satışlan arttı
• ANKARA (AA) - Ikinci el
piyasalarda satılan menkul
kıymet miktan. bu yıl ocak
ayında geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 48.4 artarak 5.5
katrilyon liraya ulaştı.
Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK) \erilerine göre ocak
ayında bankalar ve aracı
kurumlar tarafından 5
katrilyon 482 trihon 571.5
milyar liralık menkul kıymet
pazarlandı. 1996 yılı ocak
ayında, bu kunıluşlar
. tarafından 3 katrilyon 693
trilyon 610.6 milyar liralık
menkul kıymet satılmıştı.
Yabancı sermaye
gipişinde artış
• ANKARA (AA)-
Türkiye'ye 1990-1996 yıllan
arasında 23.2 milyar dolar net
özel sermaye girişi
gerçekleştiği bildirildi.
Dünya Bankası tarafından
hazırlanan bir raporda, geçen
yıl bir önceki yıla göre
gelişmekte olan ülkelerde özel
sektör sermaye gırişleri ve
borçlanmalannda büyük artış
gerçekleştiği belirtildi.
Raporda, aralannda
Türkiye'nin de bulunduğu
Şili, Çin. Endonezya,
Malezya, Meksika. Güney
Afrika ve Tayland'da 1995 ve
1996 yıllannda verilen tüm
yeni özel sermaye girişleri ve
borçlannın yaklaşık yüzde
60'ının özel sektör kanalıyla
gerçekleştirildiğı belirtildi.
Pahalılık nisanda tüketici fiyatlannda yüzde 6.6, toptan eşyada yüzde 5.5 oranına ulaştı
Enflasyonda hızh ürmatnşANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ma-
aş artışlanndan kaynaklanan ödemeleri
planlav amayan hükümetin yıne para basma
yoluna gitmesı. dövız kuru ve faiz oranla-
nndaki ani yükselış. fiyatlann da firlama-
sına neden oldu. Nısan ayında bir önceki
aya göre tüketici fıyatlan yüzde 6.6, toptan
eşya fıyatlan yüzde 5.5 gıbi çok yüksek dü-
zeyde arttı. Nisan ayı itibanyla yıllık enf-
lasyon tüketicifiyatlanndayüzde 77.2, top-
tan eşya fiyatlannda yüzde 72.8 oranmda
gerçekleşti. Nısan ayındakı yüksek fıyat ar-
tışının bu ay başında akaryakıt. tüpgaz. kâ-
ğıt ve Tekel ürünlerine arka arkaya yapılan
zamlarla mayısta da sürmesi beklenıyor.
DtE'nın açıkladığı fıyat endeksıne göre
nisan ayında toptan eşya fiyatlan bir önce-
ki aya göre yüzde 5.5. yılbaşma göre yüz-
de 25.6. yıllıkdüzeyde yüzde 72.8 oranın-
daarttı. Toptan eşya fiyatlannda enflasyon
12 aylık ortalamalara göre yüzde 78.6 dü-
Aylık enflasyon
Mart \ısar Ma, s hirrâ- Terr. -\gjs
1996
E,lj E- - -va
f }
-ın- ^ a •
«—
1997
3_3 .
» O
C J ^ Toptan eşya
f
Ş^ca- Mar* _
V,
5.5a
*4tsan
zeyınde gerçekleşti.
Toptan eşyada fiyatlar. geçen ay bir ön-
ceki aya göre sektörler itıbanyla tarım
ürünlerinde yüzde 10.2, ımalat sanayiınde:
özel sektörde yüzde 4.4, kamu sektöründe
yüzde 2.5 olmak üzere yüzde 3.9. enerjı
sektöründe yüzde 3.5 cranında arttı. Ma-
dencilik sektöründe fiyatlar kamuda yüz-
de l artarken özel sektörde binde 8 düşe-
rek ortalama binde 3 oranında azaldı. Tü-
ketici fiyatlan geçen ay, bir önceki aya gö-
re yüzde 6.6. yılbaşına göre yüzde 25.7.
yıllık yüzde 77.2 oranmda arttı. Tüketici fi-
yatlannda enflasyon 12 aylık ortalamala-
ra göre yüzde 79.3 oranında gerçekleşti.
Tüketici fiyatlannda geçen ay, mart ayına
göre en yüksek oranlı artış yüzde 9.2 ile
Kocaeli'de gerçekleşti. Aynı dönemler iti-
banyla tüketici fıyatlan, Adana'da yüzde
7.7, Ankara"da yüzde 6.9, Antalya'da yüz-
de 7.4. Bursa'da yüzde 7.9. Dıyarbakıfda
yüzde 6.1, Erzurum'da yüzde 5.6, Içel'de
yüzde 8.6, tstanbul'da yüzde 5.6. lzmir'de
yüzde 7.4, Trabzon'da yüzde 6.2 oranında
yükseldi.
Harcama gruplanna göre aynı dönemler
itıbanyla tüketici fiyatlannda en yüksek
oranlı artış yüzde 9.8 ile giyim eşyalannda
gerçekleşti. Geçen ay gıda fıyatlan yüzde
9.5, konut giderleri yüzde4.8, ev eşyası fi-
yatlan yüzde 3 3. sağlık hızmetlerınin fi-
yatlan yüzde 3.5. ulaştırma giderleri yüz-
de 6.3 oranında arttı.
Vaatler Hazine'yi dolduramadı
ESRA YENER
ANKARA - REFAH-
YOL hükümetınin "büyük
kalkınma hamlesi" gerçek-
leştırildiğı yolundaki açık-
lamalarının dayandığı 10
aylık ekonomi icraatının te-
melini 3 hayali kaynak pa-
keti ve gerçekleşmesi ola-
naksız görülen "denk büt-
çe''' oluşturdu. Hükümetin,
denk çıkacağı iddiasıyla ha-
zırladığı bütçe, yılın ilk 3
aylık döneminde 415 tril-
yon lira açık verdi. tç borç
stoku 9 ayda 2.2 katrilyon
liradan 3.6 katrilyon liraya
çıktı. Dış borç stoku 80 mil-
yar dolara dayandı. Devlet
Planlama Teşkdatı (DPT)
yıl sonu enflasyon hedefini
yüzde 62'den 79-85 oranla-
nna yükseltti.
Hükümetin 10 ay sonra
dengelerin yeniden tehlike-
li noktalaraoturmasıylaso-
nuçlanan ekonomi polıtika-
lan özetle şöyle:
Kaynak paketieri: RE-
FAHYÖL hükümeti, ağus-
tos. eylül ve kasım aylann-
da toplam 30 milyar dolar-
hk gelir geleceği iddiasıyla
3 paket açıkladı. Paketlerin
temelinı. bedelsiz ithalat ve
bankalardan döviz toplaya-
rak borçlanma, vergı. SSK
pnmleri. altın kaçaklan, ka-
yıt dışı ticari satışlara afge-
tirme, enerji santrallanndan
limanlara. kıyı ve orman
arazilerine kadar önemli
ülke varlıklanmn satışı, loj-
manlann dağıtılması proje-
len oluşturdu. Hükümetbu
projelerden yalnızca bedel-
siz ithalat ıçın Ziraat Ban-
kası'na 1 yıl vadeyle yatı-
nlan mevduatla 1.5 milyar
dolarlık ve bankalardan dö-
viz alma yöntemiyle 2 mil-
yar dolarlık borç sağlaya-
bildi.
Kamu variıklannın satı-
şı: Katma bütçeli idareler
ile KlT'lerin varlıklannı ve
lojmanlan satışa çıkaran
hükümet, 750 trilyon lıra
gelır beklediğı bu kalem-
den 20 trilyon liralık gelir
sağladı. Hükümet, Hazine
arazilerini satmak için imar
düzenlemelerini değıştir-
meyebaşladı. Beledıyeler-
dekı Hazine arazılennin sa-
tışı için yeni ımar çalışma-
lan yapılırken gecekondu-
lara sertifıka karşılığı arazi
verileceği bildirildi.
Ortaklann vaatleri karşıhklı 'aklamalanıT gölgesinde kaldu
Denk bütçe ilk a>da de-
lindi: Hükümetin denk ger-
çekleşeceği iddiasıyla va-
salaştırdıgı ve 6.2'şerkatnl-
y on liralık gıder ve gelir ön-
gören 1997 bütçesinın açık
vereceği yılın ilk ayında or-
taya çıktı. Bütçe yılın ilk 3
aylık döneminde 415 tril-
yon lıra açık verdi. Ocakta
128 tnlyon lirayla başlayan
açığın yıl sonunda 2.5 kat-
rilyon liraya ulaşacağı tah-
min ediliyor.
Emisyon: Hazine. Mer-
kez Bankasfndan bu yıl
kullanabileceği 500 trilyon
liralık avans hakkmın kalan
120 trilyon liralık bölümü-
nün tümünü ocakta kullan-
dı. Merkez Bankası bılan-
çosuna göre banka. Hazi-
ne'ye 9-16 nisan günleri
arasında 50 trilyon lira pa-
ra basarak kaynak aktardı.
Emisvon. 16 nısan ıribany-
la. yılbaşına göre 300 tril-
yon lira, 9 nisana göre de
250 trilyon lıra bırden arta-
rak 686 tnlyon liraya çıktı.
Dolar şahlandı: Döviz
kurlan 3 ay ıçınde yüzde 30
oranında yükselirken 1
ABD Dolan. Kurban Bay-
ramı'ndan önceki 1 haftalık
dönemde yüzde 3 oranında
değer kazanarak, 130 bin li-
radan 135 bin liraya çıktı.
Son 1 haftada 1 ABD Do-
lan 136 bin liraya yükseldi.
Faiz oranlan aynı hafta 3-
5 puan arasında yükseldi.
Enflasyon: Hükümetin
10 aylık icraatı sonucunda
nısan ayı itıbanyla yıllık
enflasyon tüketici fiyatla-
nnda yüzde 77.2 toptan eş-
ya fiyatlannda yüzde 72.8
düzeyi ile yüksek oranlarda
gerçekleşmey i sürdürdü.
Yılbaşından bu yana aylık
enflasyon yüzde 4'ün altına
ınmezken nısan ayında top-
tan eşya fıyatlan yüzde 5.5,
tüketici fiyatlan yüzde 6.6
oranında artarak rekor dü-
zeve çıktı
ıç-dış borç sarmalı: RE-
FAHYOL'un kurulduğu dö-
nemde 2.2 katrlıyon lira
olan ıç borç stoku 9 ayda
1.4 katrilyon lıra birden ar-
tarak şubat sonu itibanyla.
6.2 katrilyonluk devlet büt-
çesinın yansmı da geçerek
3.6 katrilyon liraya çıktı.
Yüklü dış borç ödemeleri-
nin yanı sıra geçen yıl sonu
itibanyla 1995 sonunda 14
milyar dolar olan dış ticaret
açığı 20 milyar dolara, 43
milyar dolar olan cari iş-
lemler açığı 6 mıryar dola-
ra yükseldi.
Kredi notu >ine düştü:
Hükümet. uluslararası risk
degerlendirme kuruluşlan-
nın yılın ilk 3 ayında Türki-
ye'nin kredi notunu düşür-
melcriyle zor duruma düş-
tü. Dış kredi olanaklan çok
sınırlı kalan hükümet, ulus-
lararası piyasalarda güven
kazanabilmek ıçın yeniden
IMF ile masaya oturmaya
hazırlanıyor.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Şimdi dünyanın her ye-
rinde sol partilerin liderle-
ri, Tony Blair'in seçimleri
418 mılletvekili ve 179 ço-
ğunlukla kazanmış olma-
sına bakıp bu muazzam
başarı karşısında hevesle
ürperecekler. Medya da
her zamanki yüzeyselliği
ile "Işte size yıllardır ara-
dığınız model: Alın uygu-
layın, hepiniz birer Tony
Blaır olursanız iktidarın
yolu size de açılır" diyerek
ahkâm kesecek.
Ben sosyal demokrat li-
derlere. bir karara varma-
dan önce, seçimlerde Iş-
çı Partısi'nı destekleyen
The Guardian gazetesi-
nin editörü Hugo Yo-
ung'un, seçim zaferini çö-
zümleyen yazısında yaptı-
ğı, "Eğer biryerde birza-
man, kelimenin gerçek
anlamıyla, yönetme kapa-
sitesini tümü ile kaybet-
miş birparti varsa, işte bu
John Major liderliğinde-
ki Tori partisidir" (2/5/
1997) tespitine kulak ver-
melerinı önereceğim.
Seçimler üzerine
bir otopsi
Toni Blaır, daha partinin
başına geçtiği günlerde
önemli bir karar verdi: Iş-
çi Partisi iktidara gelmek
istiyorsa, "orta Ingilte-
re"nin oylarını almalıydı.
Ne ki bu "orta Ingiltere"
katı bir şekilde muhafaza-
kâr ve "burjuva" bir ke-
simdi. "OrtaIngiltere"To-
ri partisinin doğal tabanıy-
dı ve geleneksel olarak Iş-
çi Partisi'nden korkuyor,
sendikal hareketten nef-
ret ediyor; her sendika li-
derini potansiyel bir "Sta-
lin" olarak görüyordu. Ay-
rıca, ağırlıklı olarak men-
kul kıymet sahibi ve ranti-
ye olan bu kesim, Işçi Par-
tisi'nin bir zaferi halinde
City'nin (mali piyasaların)
göstereceği tepkiden, bir
krizde para kaybetmekten
de kaygılanıyordu. Bu ke-
simleri kazanmak istiyor-
sa Tony Blair, sendikalar-
dan kurtulmalı. parti tüzü-
ğünün kamu mülkiyetini
olumlayan 4. maddesini
atmalı ve partinin iş çevre-
lerinin partisi olduğunu
göstermeliydi. Bu bağ-
lamda, muhafazakâr par-
tinin getirdiği varsayılan (ki
bu sadece varsayımdı ve
gerçeklere uymuyor)(1)
mali disiplini benimseme-
li; vergileri ve harcamaları
arttırmayacağı konusun-
da garanti vermeliydi. To-
ni Blair bunların hepsini
yaptı ve daha da öteye
gitti. Blair, "orta Ingilte-
re'ye" süreklilik konusun-
da garanti verdi.
Böylece Işçi Partisi iş-
çilerin. işsizlerin ve yok-
sulların, kabaca emeğin
partisi olmaktan tümüyle
Muhafazakârlann Çöküşü
'Yeni" İşçi Partisi'nin lideri Blair refahı arttırma iddiasında
killerinin, yabancı düş-vazgeçti ve orta sınıfları
temsil etmeye karar verdi.
Bu, üç nedenden yanıl-
mazbirstratejıydi. Birinci-
si. 18 yıldır hükümette
olan Tori partisi artık yorul-
muş, bıktırmış ve Ingiliz
"yüksek burjuva-aristok-
ratik" kültürün ve yaşam
tarzının en çürümüş ör-
neklerini sergilemeye baş-
lamıştı. Bu parti o kadar
tabandan kopmuştu ki In-
giltere'de "ekonomik bü-
yüme" var diyerek ortada
geziniyor, ama halkın bü-
yük bir kesiminin gittikçe
yoksullaştığını, hayat
standartlarının bozuldu-
ğunu. bazı bölgelerde can
güvenliğinin azaldığını ve
yoksulluk bağlantılı suçla-
rın arttığını göremıyordu.
Torilerin bu tutumu, yok-
sullar ve işçi sınıfı içinde
büyük nefret topluyor.
"orta lngiltere"de ise gü-
vensizlik ve ahlaki tiksin-
me yaratıyordu. Ikincisi.
seçime doğru Tori partisi
içinde. Avrupa'ya ilişkin
ortaya çıkan bölünme ve
aşın sağcı. çoğu arıstokrat
ve toprak sahibi mılletve-
A n t e n I e r i
Artık yurtıçı p yasalar
• IMKB Hısse Senedı Piyasası
Her hisse senedının 28 adet
fiyat bilgisi.TL ve S bazında
grafikleri.
• 15 en yaygın gösterge ile
teknik analiz.»Hareketlı
ortalamalardan Fibonnacci'
lere trend çizgilerıne kadar
uzanan göstergeler.
• IMKB şirketlerının mali tablo
ve bazı fınansal oranlan Uç,
altı, onikiser, aylık tablolar,
sirket bilgiieri
»llviKB Tahvil-Repo Piyasası
• Bankalararası Döviz ve Faiz
Piyasası
• Serbest Pıyasa Dövız ve Altın
Piyasası
• BDP Haber Ajansı kaynaklı
haberler. •Gelışmış haber
tarama özelliklerı
e y e b ı l m e k
ç e v ı r ı n
BDP
Artık var
Ustelık UiTn bu bılg'ien en uygun orlam ve na ı^ette eıse eîne^ız mümkun
Daha aynnt>l> bılgı ve BDPUNE't yakından tanmaK ıçın bzı arayın
BOPnn Jstur urjnten ve tekrtk hızmet guvencestyle bir kez daha îantştn
sızler ıçın BDPLINE ı hazırladı
• Excel ve DDE aktarımı
• Metastock'a veri aktarımı,
• Otomatik sıralama, döngü,
alarm,
• Hisse senetlerine ait tüm
fiyat bılgilerinin toplandığı
ve son 10 işlemin göruntü-
lendıği ayrıntı pencerelen
• Anlık Portföy Izleme
(Accountvvatch)
• Anlık Zaman-Satış (Time &
Sales) tabloları
• İşlemlerinizi hızla gerçekles-
tırmenizi sağlayan sürükle-
bırak (drag & drap) özelhğı
• Ve Wındows ortamının ge-
tirdiği diğer birçok kullanım
kolaylığı
manlığına varan tutumla-
rı, halkın içinde tam bir di-
nozorluk olarak algılandı.
Avrupa Para Birliği'ne gir-
mek istemeyenler bile, bu
adamlardan utanç duydu-
lar. İş çevreleri ise olaya
pragmatik bakıyor ve Av-
rupa Para Birliği'ne, ko-
şullar uygun olduğunda
girmekten yana oldukları-
nı söylüyorlardı. işçi Par-
tisi tam da bu tutumu be-
nimsedi. Nihayet, işçi Par-
tisi açısından emekçileri,
deyim yerindeyse "yarı
yolda" bırakmasının, bu
seçimlerde bir tehlikesi
yoktu. Bu kesim, oy vere-
bilecekleri, başkagerçek-
çi bir alternatif olmadığı
için ister istemez işçi Par-
tısi'ne oy vereceklerdi.
Var olan bir miktar istek-
sizliği de seçım günü ya-
zın erken gelmiş olması
halletti, iti hava iyimserli-
ği arttırdı.
Seçmen olağanüstü bir
katılımla sandık başına
gitti ve Tori partisine olan
nefretini dile getirdi.
Torilerin yenılgisinin bir
çöküntüye dönüşmesin-
de "taktik oy" önemli rol
oynadı. İşçi Partisi ve libe-
ral parti arasında resmi bir
anlaşma olmamasına
rağmen, bu iki partinin
seçmeni, Torilerden kur-
tulmak için işbirliği yaptı
ve kendı partisinin adayı-
nın kazanma şansı olma-
dığı yerde, Lıberaller Işçi
Partısi'ne, Işçi Partililer Li-
berallere oy verdiler. Ör-
neğin benim bölgemde,
aşırı sağcı ve milliyetçi
Portillo, yüzde 12'lik bir oy
kayması yaratan bir Lıbe-
ral-lşçi Partisi işbirliği ile
fiilen kovalandı. Bu "taktik
oy"üa seçim sonuçlann-
da, Toni Blair'in becerisin-
den ziyade, Torilere ve gı-
derek büyük hoşnutsuz-
luk yaratan neo-liberal
politikalara olan nefretin
rol oynadığını gösterdi.
Torilerin aldığı
ders
Hezimet, Tori partisi
içinde tam bir kargaşa ya-
rattı. John Major, hemen
istifa etti ve yeni bir baş-
kanlık yarışı başladı. Ge-
çen başkanlık seçiminde
John Major'a karşı aday
olan aşırı sağcı, John
Redvvood'un ilk değer-
lendirmesi kamu harca-
malarıyla ilgiliydi. Katı bir
Thatchercı olarak bilinen
Redvvood, son yıllarda ka-
mu harcamalarının aşırı
bir şekilde kısılmasını ve
sağlık, eğitim gibi alanla-
ra yeterince yatınm yapıl-
mamış olmasını, yeniigi-
nın önemli nedenlerinden
biri olarak tespit etti. BBC
yorumcusunun aktardığı-
na göre, Redvvood'un bu
tespitine katılan başka To-
ri milletvekilleri de vardı.
Seçimleri kaybeden Tori-
ler partilerinin bölünmüş-
lüğünü de önemli bir ne-
den olarak görüyorlar.
Macclesfield'den Tori
adayı Nicholas Winther-
ton, seçimi kaybettikten
sonra TV'ye konuşurken,
Toni Blair için "Mükemmel
bir Tori lideri gibi yönetti
kampanyasını" diyerek
hem kendi partisinin za-
afını hem de Toni Blair'in
geçirmiş olduğu değişikli-
ği çok güzel ifade ediyor-
du.
Peki ya demokrasi?
18 yıl, "Bizden başka
kimse yönetemez" küs-
tahlığı ile hükümet eden
Tori partisinin neo-liberal
politikaları toplumda bü-
yük bir yoksullaşma yarat-
tı. 1979-1993 arasında en
zengin yüzde 10"un top-
lumsal gelirden aldığı pay
yüzde 50 artarken en alt
1/6'lıkdilimin geliri gerçek
anlamda düştü. Vasıfsız
işçiler bu dönem boyunca
her yıl ortalama yüzde 2.8
yoksullaştılar (Will Hut-
ton, The state we are in:
1996). Ahlaki değerleri
kımseye bırakmayan Tori
partisi ıktidan döneminde,
partili milletvekillerinin
cinsel ve mali skandalları,
her gün gazeteleri doldur-
du. Kontrollerın kalkması,
kâr hırsı ile birleşince, "cte-
// dana hastalığı" patlak
verdi. Özelleştırilen sular
idaresi, demiryolları vb.
hizmetlerin kalitesi düştü,
fiyatlan yükseldi. Bu ara-
da genel müdürlerinin üc-
retleri dillere destan oldu.
Sendikal harekete büyük
darbeler vuruldu. Beledi-
ye hizmetleri, kaynak kıt-
lığı yüzünden bozuldu.
Böyle bir hükümetin onur
kırıcı bir şekilde tepetak-
lak edilmesi demokrasi
adına büyük bir zafer.
Ancak bir Ingiliz atasö-
zü var: "Herpaıiayan, gü-
müş değildir." Işçi Partisi,
seçimlerde yoksul kesim-
lere hemen hıçbir vaatte
bulunmadı. Halkçı talep-
lerinden, daha seçim pro-
pagandası sırasında vaz-
geçti. Blair, 18 yılda en
çok yıpranan kesimi tem-
sil etmeye zahmet etme-
den, Tori çürümesi üzeri-
ne yatınm yaptı. Muhafa-
zakâr yorumcular bile,
Blair için "Bu kadar sağa
kaymasına ne gerek var-
dı. Nasıl olsa kazanacak-
tı" demekten kendilerini
alamadılar.
Şimdi çürümüş bir kad-
ro gitti ve yeni, henüz kir-
lenmemiş, yıpranmamış
bir kadro, 18 yıllık gelene-
ği devam ettirmek üzere
devraldı. Bu. belki borsa-
yı ve para piyasalarını tat-
min eden bir sonuç. Ama
bu sonuç toplumun
önemli bir kesimini, emek-
çileri, etnik azınlıkları vb.
temsil ilişkisi dışına çıka-
rarak ingiltere'de demok-
rasiye büyük bir darbe
vurdu. Soldaki bu boşlu-
ğun nasıi doldurulacağı
ise henüz belli değil. Yarın
Ingiliz Işçi Partisi politika-
lanna biraz daha yakından
bakacağız.
(1) Savaş sonrası döne-
minde en sık vergi arrtıran
parti ilginç bir şekilde Tori
partisiydi.
ANKARA PAZAK1
YAKLP KEPENEK
"Tohumluk" Yemek
Çiftçilikle uğraşanlar bilir. Tohumluk olarak ayır-
dığınız ürünü yemeye başlarsanız kendi sonunu-
zu hazırlarsınız... Yeniden üretim olanağınızı yok
edersiniz.
Türkiye'nin önce siyasal yapısı tohum yiyicilik
yaptı; en yetenekli "beyinlerini" yedı. Sanat ve bi-
lim alanındaki yaratıcı insanlar öldürüldü, hapse-
dildi, işkenceden geçirildi ya da sürekli baskı al-
tında tutuldu, sonuçta kısırlaştınlmış sığ bir kara
bataklık oluştu.
Beyin yiyicilik doğal sonuçlarını veriyor. Toplu-
mun hiçbir sorununa çözüm üretilemiyor, enflas-
yon, işsizlik, eğitimsizlik vesağlıksızlıkçukurların-
da kıvranan toplum kesimlerinin sorunlarının "çö-
zümü" değil, kendıleri bile "gündeme" gelmiyor.
Ülkeyi yönetme görevini yapmayan sıyasetçi,
biryıkım sürecini, Neron'un yaktırdığı Roma'yı iz-
lemesindeki "sulu çılgınlıkla" izliyor.
• • •
Tohum yeme sonunda geldi, ekonomiye dayan-
dı. Istanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından geçen
günlerde yayımlanan "Vergi Potansiyelimiz, Ka-
yıplanmız ve Görüşlerimız" adlı rapor, bu konuda
ne ölçüde ileri gidiîdiğinin çok somut göstergesi-
dir.
Araştırmaya göre yalnızca 1995'te toplam ver-
gi kaybı bir katrilyon 80 trilyon liradır. Bu kayıp ver-
gi tutan, o yıl toplanabilen konsolide bütçe vergi
gelirlerine eşittir. Türkiye, vergi toplama konusun-
da "var olan yasalan" uygulamadaki yetersizliği
nedeniyle bu ölçüde vergi kaybına uğramaktadır.
Vergi kaybı, toplam ulusal gelirin yüzde 13.8'ine
ulaşıyor; vergı kaybının tutarı aynı yılın tarımsal
katma değer toplamına, yanı yaklaşık 28 milyon-
luk tarımsal nüfusun elde edebildiği gelire yakın-
dır; yine aynı kayıplar, 1995'in toplam dış borçla-
rının yüzde 32.2'sine ulaşmaktadır.
Alınmayan vergilerle neler yapılacağı üzerine tek
bir karşılaştırma yeterlı olacaktır. Bu toplanmayan
ya da "birilerine bağışlanan" vergi, aynı yılın dev-
let bütçesinden aynlan toplam eğitim giderlerinin,
yani maaş ödemeleri. araç gereç alımları, bina ya-
tınmlan ve öbüreğitim giderlen toplamının, "50ka-
tından" da çoktur.
Bunlara eklenecek iki nokta daha var; önce,
1995 sonrasında da vergi kayıpları konusunda bir
"düzelme" yoktur; daha doğrusu "durumu düze-
lenler" vergi ödemeyenlerdir. Sonra da eğer eko-
nominin "kayıtaltına aiınabılen" bölümü şimdi ol-
duğu gibi yüzde 55.6 değil de yüzde 80 olsaydı
aynı araştırmaya göre 1997'nın yıllık enflasyon
oranı yüzde 88'lerde olmayacak, yüzde 30.9 do-
layına çekilmiş olacaktı.
• • •
İSO bununla da kalmıyor; yedi bin üyesiyle ver-
giler konusunda yapılan bir kamuoyu yoklaması-
nın sonuçlannı da başına açıklamış bulunuyor. So-
nuçlara göre Istanbul sanayicilerinin tamamına
yakını, "vergiuygulamalarından"yakınıyor.
Yıllarca, "asgari ücreti" bile yüzde 25'i oranın-
da vergilenen emekçi kesimler, işçi ve memur sen-
.çiikalan, esnaf ve sanatkârlar vergi uygulamaların-
6anyakındılar; sonuç alamadılar; şimdi büyük sa-
nayi çevreleri de bu "gıdişe" isyan ediyor.
Nedeni açık; sanayici, bu kayıtdışı ekonomi ve
. vergi yapısıyla, sermayenin yeni yatırımlara ve bu-
radan üretime yönelmediğini "yaşayarak" öğren-
mış bulunuyor.
Çıkarlarının tutsağı olan ülkeyöneticileri de "hiç-
bir uyanya aldırmadan" tohumluk yemeyi sürdü-
rüyor.
4. 4
hayal paket'
için çahşmalar
hızlandı
• 4. kaynak paketi çerçevesinde, gerekli
düzenlemeler yapılarak ilk etapta devletin
hayat sigortacılığından 2.5 milyar dolar
kaynak sağlamasının hedeflendiği
bildiriliyor.
ANKARA (AA)-
Hazırlıklan son aşamaya
gelen ve önümüzdekı
hafta yapılacak
ekonomik kurul
toplantısında
görüşülmesi beklenen 4.
kaynak paketine ilişkin
aynntılar netleşmeye
başladı. 4. kaynak paketi
çerçevesinde, yine diğer
kaynak paketleri gibi
ortalama 10 milyar
dolarlık bir gelir
hedeflenirken bu kaynak
paketinin en önemli
unsuru 'hayat
sigortacıhğf olacak.
Daha önce hayat
sigortacılığı kaynağına
hıç dokunulmadığını
belirten yetkıliler,
Türkiye"de hayat
sigortacılığı konusunda
çok büyük bir
potansiyel olmasına
karşın yıllık hayat
sigortacılığı pastasının
100 milyon dolan bile
bulmadığını,
Türkiye'den küçük
ülkelerde bile bu
potansiyelin bir milyar
dolann üstünde
olduğunu kaydettiler.
Türkiye'de, gerekli
düzenlemelerin
yapılarak bu bakir alanın
teşvik edilmesi ve yıllık
ortalama prim tahsilinin
100 milyon dolara
çıkanlması durumunda,
hayat sigortacılığından
birkaç yıl içinde 15
milyar dolar elde
edilebileceğini söyleyen
yetkililer, 4. kaynak
paketi çerçevesinde,
gerekli düzenlemeler
yapılarak ilk etapta
devletın sadece 2.5
milyar dolar kaynak
sağlamasının
hedeflendiğıni
bıldirdiler. Türkiye'de
halen, yaklaşık 500 bin
kışinin hayat sigortalı
olduğu tahmin ediliyor.
Öte yandan. vergi
uzlaşma
komısyonlannın
hızlandınlmasıyla hem
uzun süren \ ergi
anlaşmazlıklannın
çözümü hem de para
tahsılatının
hızlandınlması
sağlanacak. Özellikle
TtGEM'inbazı
çıftlıklen ve
işletmelerinın
kıralama ya da satış
yoluyla
özelleştirilmesinden de
önemli bir gelir
bekleniyor.
TİGEM ile birlikte
Türkiye'ye doğalgaz
getiren Botaş"ın
dağıtım tesisleri de
özelleşririiecek.
Aynca özellikle
bü\ük şehirlerde
lüks konut inşa
edilebilecek bölgeler
için menkul kıymet
yatınmına yönelik
gayrimenkul yatınm
ortaklıldan senetleri
çıkanlarak satışa
sunulacak. Altında stok
bildirimi yoluyla gelir
elde edilmesi yanında.
Hazine arazilerinin
satışlanna da devam
edilecek.